Ekşi Duyuru

Her sene gerekebilir diyorlar

galiba ilaç şirketlerinin de grip aşısı gibi bunu her sene yaptırıp kâr etme niyetleri var

Onumuzdeki birkac sene, her sene yenilenebilir asi. Kac sene daha asi oluruz? Bu sorunun yanitini bilen yok.

Ayrica, Türkiye eger su anki gibi plansizca asi almaya ve asilama yapmaya devam ederse, asilanmis kisilerin gercekten bir yil sonra asilanmasi hayal. Bircok ulke icin de gecerli bu durum. Düzenli asilama yapmalari demek, buyuk nufuslara sahip ulkeler icin, inanilmaz bir planlama gerektiyor. Yoksa yalan oluyor.

version 2-3... gibi ilerleme olabilir. sonucta grip asisi da her sene yenileniyordu. Çin aşısı keza 2.faz'da iken piyasaya sürüldü. Daha iyi olanı çıkacaktır. Bir de ne kadar doğru bilmiyorum ama Türk ilaç firmalarından birisi hap olan versiyonunu çıkartacak deniliyordu.

5 sene sonra covid-19 virüsü de diğer normal gripler gibi olur hocam. Ta ki yeni bir covid icat edilinceye kadar.

Hububat üreticisi dediğiniz adam çiftçi. Tarımla ve hayvancılıkla uğraşanlar zaten çok net muaf olmalı, onların işi hava durumuna göre yürüyor, "iki hafta evde otur da tarlayı sonra halledersin" derlerse hepimiz aç kalırız. O adam bir hafta çalışmasa kıyamet kopar evet.

Ama genel olarak haklısınız, galiba bir ben evde oturuyorum diye düşünüyorum ben de.

Biz evden de çalışabiliriz ama illa gelin diyorlar izin de çıktı. Saçma sapan.

Bu bir hafta çalışmasa kismindaki gelir kaybini devlet karsiliyorsa sikinti yok. Ya da yüzde 70/80 karsiliyorsa.
Ha hiçbir şey yapmayip "kapat" diyip geçiyorsa öyle devlet olmasin.

Yani olay muaflik veya muaf olmamasi değil. Calisan icin de aynisi gecerli. Sen bu kisiler calisamaz diyip kapatirsan tas mi yiyecekler?

Fransa'da kapanan yerlerde maaslarin yüzde 80'ini (beyaz yaka mühendisi/müdür değilse, cadre diye geçiyor, öyleyse tamamini) devlet karsiladi. O zaman sikinti yok.

Arkadasimin annesi restorant sahibi, bu sebeplerden 4 kisilik ekipten 3unu isten cikardi. Napacaklar tas mi yiyecekler? Bu kadin ne yapacak maas odemek icin ev mi satacak? Aylardir ac kapa zaten yalama oldu ulke.

bizde de tam tersine açık olan devlet kurumlarında hizmet yüklenicisiyiz. ama nace kodumuz listede yok, izinde çıkmıyor, kurumlarda başınızın çaresine bakın işlerimizi aksatmayın diyor.

demem o ki, bu nace kodlarının hepsinin doğru ve verimli bir şekilde seçildiğini düşünmüyorum ben. nace kodu listede olmayıpta izin belgesi çıkarabilende bir sürü kişi oldu. mantık aramamak lazım şu aşamada.

Nace kodu aynı olmasına rağmen iş hacmi ve etkisi farklı olan bir sürü işletme var.
Yani aynı kod için 30 şirket toptan iflas etse sadece sahibi üzülür belki ama başka bir şirket çalışmazsa büyük sıkıntı yaşanabilir.
Bu yapılan işlem doğru demek değil, kıyaslama için doğru yaklaşım değil

Kararın alındığı günün gecesine kadar e-devlet nace kodu kontrolü yapmıyordu aslında. O gün bitmeden başvurusunu yapabilen bir şekilde çıktıyı alabildi. Ertesi gün kontrol düzgün çalışınca "muafiyet kapsamında değilsiniz" uyarısı gelmeye başladı.

Edevletten alınan sonuca tam olarak uyuluyor olsaydı eğer dışarıda bu kalabalığı görmeyecektik. Kalabalığın çoğunluğu aslında muafiyeti olmayan geçici belgeyle çalışan eden insanlar.

Geçici belgelerin edevlet hatası vs ile ilgili olduğunu da zannetmiyorum ben. Devlet hangi sektörlerin muaf olması gerektiğini tam olarak kestiremiyor bence. Geçici belgelerin uzatılması da bundandır diyorum.

ideal duruma bakınca evet izin alabilen çok, kimsenin dışarı çıkmaması, bir araya gelmemesi gerek. fakat ülkemizdeki ekonomik duruma bakınca çok fazla değil, az bile.
hükümet de bu işi düzgün yapamadığı, yeterince kaynağı olmadığı için "ulan herkesi eve tıkarsak ekonomi ikinci günü göremez" dedi ve epey bir insanın çalışmasını uygun gördü.

"ekonomi durmasın, virüs dursun" gibi bir şey yani niyet. daha ileri bir mantığı yok evet, tamamen bu kadar sığ. değilse de kimse çıkıp açıklamasını yapmıyor, zaten artık yapılan herhangi bir şey için açıklamaya gerek duyulmuyor.

kimisine göre kıyamet kopar, çünkü ekonomi yerlerde olduğu için pamuk ipliğinde hayatını idame ettirenlerin sayısı çok fazla.
adam/kadın dünya kadar plan yapmış, üretimle, ticaretle uğraşıyor, makina, ekipman veya mal almış krediyle, bunun da taksidi/vadesi gelmiş. bankalar/alacaklılar müşterilerinden bunu ödemelerini bekliyor, ama devlet çalışmaya izin vermiyor. şimdi sizce sorunuz devlet yardımı ile mi ilgili?

aslında onun adı devlet yardımı değil, olmamalı. benim gelirimden olmama sebep oluyorsa, zararda olmama sebep olan emri veren devlet olduğu için benim mağdur olmamı engelleyecek, buna devlet yardımı demeyin.

örneğin ben çiftçiyim ve laylaylom geziyorum. sadece sahile kaçabilmek için oradan bir tanıdığa rica ettim. mandalin bahçesini icara (kiraya) almış görünüyorum kağıt üzerinde.

aslında öngörülemeyen bir çok durum var. serayı kuracağım bana kaynakçı lazım, demirci lazım, damla sulama sistemini kuracağım zirai malzeme satan nalbur lazım. ekim yapacağım tohumcu lazım. gübre çekeceğim nakliyatçı lazım.

hayatımda gördüğüm en saçma tam kapanma.

Arkadaşım emlakçı izni var. Her akşam ofislerinde iftara toplaşıyolar. Aşırı saçma.. emlakçı neden izinli yani anlayamıyorum.
Abim mimar. Aktif çalışan inşaatı var diye izinli. Ne alakaysa:)
Olan esnafa oldu:(

Kaç yaşındasınız?
Kronik bir rahatsızlığınız var mı?
Alerjiniz var mı?
Yurt dışı (özellikle Avrupa) seyahatine çıkmanız gerekecek mi?

Edit: Yurt dışı konusunu gelmesi muhtemel olan aşı pasaportu için sormuştum. Okuduğum kadarıyla Biontech aşısı AB bünyesinde geçerli sayılacak ama Sinovac için bu mümkün değil gibi.

Ben sizin yerinizde olsam Biontech aşısını olurdum. Sinovac aşısının koruma performansı konusunda çelişkili bilgiler verildiği için.

İkisi de koruyucu allerjik bünyelere biontech önerilmiyor ilk etapta. Elimde olsaydı biontech olurdum ama 2 ay önce sinovac oldum

Bulabilirsen Alman, Alman bulamazsan Çin.

covid19asi.saglik.gov.tr

şu listede A kaçtasın merak ettim, ona göre kendime bir çıkarım yapacağım da :)

yüksek koruyuculuk için BioNtech, bilindik aşı olsun bizim olsun dersen Sinovac(coronovac).

twitter.com

cevabın burda.

28 yaş
kronik hastalık yok fakat sakalkıran için 2 3 ay bagısıklık baskılayıcı kullandım yeni
buna rağmen biontech oldum ya
yarın bigün yurtdışına gitmek isterim biontechi zorunlu kılarlar diye öngördüm

youtu.be

Bir bilgiye ne zaman gerçekten ihtiyacım olsa o zaman videolar işe yarıyor. Yoksa film izler gibi video izlemek bir süre sonra sıkıyor. En önemli motivasyon ihtiyaç. Ben Excel için kurs videoları izliyorum bazen. Müthiş özellikler anlatılıyor. Aklımda kalmıyor büyük oranda. Geçen bir Excel bilgisine ihtiyacım oldu. Videoyu izledikten sonra direkt aklımda kaldı bilgi. İhtiyaç olunca, ne aradığını bilince, öğrendiğin bilgiyi kullanınca daha iyi öğreniliyor.

Duolingo'yu merak edip denedim ama yeterli bulmadım. Günde 10 dakikanızı ayırın gibi şeylerle zaman kaybetmeden her gün 1, 2 saat çalışmayı daha mantıklı buluyorum.

Ben diyebilirim sanırım. Online eğitimden çocukluğumdan beri yararlanıyorum. İspanyolca olmasa da İtalyanca ve pek çok tasarım programını bu yolla öğrendim. Hem zamanı daha efektif kullanabiliyorum hem de daha verimli çalışabiliyorum, üstelik maddi olarak da çoğu açıdan daha avantajlı. Öğrenme tiplerinin hepimiz için farklı olması, alışkanlıklarımız etkilidir diye düşünüyorum. Konvansiyonel eğitimden pandemi nedeniyle çok keskin bir çıkış yapıldı.

Ben.
Özellikle dille ilgili kaynaklarda online’ın çok olumlu katkısını gördüm.
Bu biraz bilgiyi kullanmayı veya bilgiye ulaşmayı bilmemekten olabilir. Kötü veya verimsiz online derslerden de kaynaklanıyor olabilir.
Ama şunu sormak lazım; aynısı canlı olsaydı bi fark olacak mıydı? Ve neden?

Valla duolingo bile işime yarıyor ama ben onu bile önemseyip defter alıp notlar tutan bir insanım youtubedaki videolarda bile notlar aldığım defterim var, izlenilen şey çok çabuk uçuyor kafadan, önemli gördüklerimi notlar alıyorum. İzlerken kolay geliyor not almak gereksiz gibi ama sonra hiç aklınızda kalmadığını görünce anlıyorsunuz

Öğrenmeyi öğrenmek gerek. Dinlerken not alın. Sonra o notları farklı bir deftere geçirin. Arada tekrar yapın.

1. benim universite sirasinda yuzyuze derslerde de komple hic anlamadigim oluyordu. bence bu online veya orgun egitim olmasindan ziyade hoca ve anlatilan materyalle ilgili.
2. duolingo'nin dil ogretmek gibi bir iddiasi yok zaten, dil ogreniminin ufak bir parcasi olabilir en fazla. "online ders aldım şimdi süper ispanyolca konuşabiliyorum diyen var mı" - super ispanyolca konusmak senelerce cok yogun ve duzenli bir calisma gerektirir, oyle bir sey soylemek zaten imkansiz.
3. "udemy de bi kurs aldım şimdi mükemmel bir şekilde uygulayabiliyorum diyen var mı?" - ben excel ogrendim zamaninda mesleki anlamda her isimi gorecek kadar.

ozetle bence buradaki olay beklentiler. online derslerden gora'daki kasetten yükleme sahnesi gibi yaklasmamak lazim.

sadece doğuş oto yok ki vw konusunda, avek, altur, mez...

renault - mais vb
fiat - birmot vb
citroen - inallar vb

hiçbiri doğrudan satış yapmıyor. üretim yapan firmaların büyük çoğunluğu direkt satış yapmaz. otomobil için de böyle, çikolata için de böyle.

doğuş oto diyor ki ;

+ bana 20.000 passat, 30.000 golf biraz touareg üzerine de leblebi. ne etti?

- passat'a 25 desek golf'de 20 desek diğerlerini de 35'ten sayalım.

+ ne etti abi uzatma

- ya sen satsan satsan max 80.000 araç satarsın bu yıl

+ ya tamam fiyat söylede işimize bakalım

- 25keuro ver araç başına yeter. 2.000.000.000 euro yapıyor toplam.

+ naptın abi taş mı yiycez biz 15ten yukarı vermem.

- 16?

+ olur. 1.280.000.000euro etti. 280'ini şimdi vereyim. 500'ü yılın ortasında kalan 500'ü de sattıkça veririm.

- ee hadi bu sefer böyle olsun.

+ hadi selametle

@uuth güzel söylüyorsun da bu dediğin arkadaşların sitelerine baktım. Çok ilginç bişey tespit ettim.

“ Doğuş Otomotiv Yetkili Satıcısı Mez Motorlu Arç Paz. Tic. Ve San. Ltd. Şti. tesisleri...”
“ Avek Otomotiv, 2005 yılından bu yana Doğuş Otomotiv Yetkili Bayisi olarak Volkswagen Bin...”

Bu saydıkların hep doğuş otonun alt bayileri.
Fiat’ın alt bayileri birmot, Gürses, Bilaller filan
Fakat dediğim gibi doğuş oto ile vw arasındaki ilişki farklı gibi yani avek ile vw arasında doğuş oto

(bkz: distribütör
)

mevzu şu, marka türkiye'ye gelip tezgah açacağına buradan bir şirket ile distribütörlük anlaşması yapıyor. onun adı ilgili firma satıyor. senin örnek olduğu gibi vw-doğuş, başka örnek ford-koç. yani bunların tr'de kendi dükkanları yok.

doğuştan alıp satanlarda yine yetkisi satıcı ve bayiler (avek,altur, aykan, vb.). koçtan alıp satanlar da öyle (tan oto, vb.). burada da distribütör kendi mağaza açacağına bunlara imkan veriyor. netice de her yere kendi dükkan kurmasının da bir maliyeti var. bundan da kaçıyor.

bizzat niye satmıyor. tamamen maliyet hesabı. pazar durumu, vb.

arabada aklima gelmedi ama mesela siemens, türkiye'de "siemens türkiye" adı ile kendi satıyor. aynı zaman da bayileri de var. tabi siemensi tek sektörde düşünmek yanlış olur. elektornik ve medikal alanda da çok yatırımı olduğu için onları satmak adına burada olması hem gerekli hem de avantaj.

VW Türkiye distribütörü Doğuş Oto. Diğerleri bayi.

Diğer markaların distribütörleri şu şekilde

BMW - Mini -Range - Borusan
Renault - Mais A.Ş.
Fiat - Tofaş
Seat - Doğuş Oto
Audi - Doğuş Oto
Skoda - Yüce Oto
Citroen - PSA Türkiye
Peugeot - PSA Türkiye
Ford - Ford Otosan Türkiye

ford koç.
kia bayraktar.

Adamın işi otomobil üretmek. Satışla uğraşmıyor. Coca colayı tüm türkiye'de anadolu grubu dağıtmıyor.adını sanını duymadığın küçük bayiler satıyor.

1- güvenlik dolayısıyla temassız özelliği kapalı olabilir.
2- hes uygulamasını açmak yerine not defterinden numaraları söylüyor olabilir.

1- bazıları bu özelliğe güvenmiyor ya da temassız kartları yok. ya da özellik kapalı.

2- çok basit. bilmiyorlar. ya da uğraşmak istemiyorlar.

2. insan olarak cevap vereyim, hes uygulaması denen garabeti telefonuma indirmek istemiyorum, kodumu da e-devletten aldım. bi iki girerken ben söyledim o yazdı. sonra baktım millet qr okutup geçiyor, kolay, uygulamayı indirip kod oluşturup sildim uygulamayı tekrar. belki de bana denk gelmişsindir, işin aslı böyle yani. üşengeçlik diyebiliriz.

@havadakarada

Hes uygulamasını açıp okutmak daha pratik ama hadi diyelim uygulamayı açmak istemedi,
-barkodun ekran görüntüsünü alıp fotoğraflardan bunu açabilir.
-barkodu telefonuna duvar kağıdı sadece tuş kilidini açarak bunu gösterebilir.

Yani çok daha pratik seçenekler varken zor olanın seçilmesini anlayamıyorum.

hes kodunun resmini alın, galeride favlayın

yazıyordum yazılmış

@olutaklidi

İşte bunu görüp yapmış olman çok güzel. Tebrik etmek isterim seni.

@internal hocam kendimden örnek vereyim şahsen üniversite mezunuyum eticaret uzmanı olarak çalışıyorum. uygulamayı açmak canımı sıkıyor çünkü hem açılırken sıkıntı hem daha sonra çalışmayı durdur filan yapmam gerekiyor ayarlardan. Ekran görüntüsü de alıyorum ama yeni ekran görüntüleri aldıkça o da geride kalıyor. En pratiği açıp not defterinden adama gösteriyorum.

alışkanlık radikal insanların dışında kolay değiştirilmeyen bir durum.

1. Bir aralar temassız işleme açık kredi kartlarının, toplu taşım araçlarında, yanlarında pos cihazıyla dolaşanlarca suistimal edildiğine dair çok haberler yayınlandı. İnsanlar bunu temassız işlem sakıncalı olarak algıladı ve bu durum öyle gidiyor.

2. QR kod olayında da benzer durum var. İnsanlarda, telefondaki bilgiler çalınıyor tedirginliği var.

bilmiyorlar. neyin ne olduğunu bilmiyorlar. 'gerçekten' bilseler kullanırlar.

çoğunun telefonundan bile ödeme yapılabilir temassız.kartsız. istanbulkarta da geldi. fiziki temas olması güven veriyor belki

o kodu öğrenmek için 5 türk lirası ödedim. hikaye bitti.

1. tüm kartlarımda temassız kullanıyorum ancak bir çok kişi kartı temassızıyla yenilerse ücret ödeyeceklerini düşünüyorlar. yenilemiyorlar.

2. hes uygulaması yok bende. sürekli izleniyor hissediyorum. kod almıştım ilk ihtiyacım olduğunda. onu söylüyorum.

@brakgn

kare kod için hes uygulamasına gerek yok. SMS ile hes kodu alınca orada bir bağlantı çıkıyor. tıklayınca kare kod olan sayfa açılıyor zaten.

2- Benim başıma dün şöyle bir şey geldi. Metrodan çıkıp McDonald's'a girdim. HES kodu sordular. Metrodan çıkınca nedense internet bağlantısı hemen gelmiyor. Vodafone'da özellikle çok uzun sürüyor internet bağlantısının gelmesi. Ben de sms ile aldığı kodu okuyarak girdim mecburen.

1- belli bir tutarın üstündeki harcamalarda şifre girmek zorunlu.

1-temassizda güvenlik endisesi var covidden önce ben de kullanmıyordum sonra açtırdım. Hâlâ bazen kasiyerler ya sakıncalı diye duydum doğru mu falan diye soruyor temassız öderken.

2- uygulamayı indirmek istemiyorum.

Basliga cevap vermis. Muhtemelen ilk entrde kulp olmamasindan bahsediliyor. O da aciklamis neden olmadigini

Başlığın ilk entry'sine bakarsan anlarsın. İlk entry'de damacananın tutacak yerinin olmamasını "inanılmaz mantık hatası" olarak değerlendirmiş yazar. Bağlantısını verdiğin entry'de de neden tutacak yerinin olmadığını anlatmaya çalışmış.

Bu arada bahsettiği şey depozitolu olmayan ince formda olan pet damacanalar için geçerli. Boşunu verip dolusunu aldığımız damacanalar zaten oldukça mukavemeti yüksek malzemeden yapılıyor ve tutacak yerinin olması mümkün.

ABD'deki 5 galonluk (19 litre) damacanaların tutacak yeri var ve oldukça pratik bir şekilde taşınıyor.

brewstock.com

www.cafemarkt.com

www.amazon.com.tr

@elorelia, dilim dilim olacak.
Örnek: Bu 26 cm www.trendyol.com

Bu şeklin eeeeeennnn büyüğünü istiyorum.

www.hepsiburada.com

1 - evet
2 - evet. bilgisini verirler zaten.
3 - bu biraz karışık. ilaç yazdırmada sorun olacağını sanmıyorum. bildiğim kadarıyla hastalık geçmişini sigorta şirketi siz ne kadarını bildirirseniz o kadarını biliyor. hastanede işlem öncesi provizyon veriyor mu vermiyor mu diye sigorta çalışanları kontrol ediyor normalde. verdi diyelim, ameliyat oldunuz kabul edelim. ameliyat sonrası epikriz raporunda detaylı yazıyor zaten ne olduğu. sigorta firması bu durumda ne yapıyor ben de bilmiyorum.
4 - evet belli oluyor. muayene öncesi sekreter söylüyor zaten.
5 - yine muhtemelen sigorta paketine bağlıdır ama psikiyatrinin olduğunu sanmıyorum.

Bunu bende anlamadım, soracaktım hazır burası var diye araya kaynak yapayım dedim. Bizim şirket yaptırdı bize mesela ama bulunduğum ilde bunların anlaşmalı hastanesi yok, başka hastane ya da özel tıp merkezine gidemiyor muyum ?

5- gözü karşılar, kalanını karşılamaz. diş için bazılarında yılda bi kez diş taşı temizliği ve muayenesini karşılar. gözlük cam falan da karşılamaz

@paramolacak teminatı yatarak mı yatarak + ayakta mı? anlaşmalı hastane yoksa ücretini alır sizden, veya anlaşmalı olduğu başka hastaneye gitmeniz gerekir

@oekulu ayakta+30 bin tl ye kadar yatarak diyor

1. hastane anlaşmalı olması yetmiyor doktorunda anlaşmalı olması gerekiyor.
2. hayır. benimki 3 gün sonra kullanabilirsin dediler. ayrıca bazı tedaviler 3 ay içinde karşılanmıyor yazıyor poliçede. kasık fıtığı, bel fıtığı vb.
3. sigorta girişinde birşey beyan ediyorsan büyük ihtimal sonra karşılamıyorlar, doğuştan gelen sorunları da karşılamıyorlar mesela. tss ye özel şeyler değil bunlar. sinüzit beyan edilmez zaten.
4. çoğu hastane personeli deneyimli bu konuda önce onay alıyorlar kritik işlemlerde. muayenelerde pek sorun çıkmaz, limitler içindeyseniz onaylanır, önemli olan küçük müdahale, ileri tanı tetkikler vs. dediğim gibi bunları için genelde hastane önce onay alıyor.
5.tamamen poliçeye bağlı. genelde çok kısıtlı oluyor. benim tss de 1 kez diyetisyen ve sanırım 1 kez de psikiyatri var. diş tedavi anlamında değil de diş taşı temizliği vs. tırıvırı şeyler oluyor. göz karşılanır genelde.

Bursa zaten Teksas gibi bir yerdi (bunda övünülecek bir şey yok akıllılar için). Şu WhatsApp hattı muhabbeti etkili olmuş olabilir.

Zor bir tarafı yok çünkü tezsiz yüksek lisans programı denilen olayın baştan sona içi boş. Konular da gördüğüm kadarıyla ancak yüzeysel bilgi sunacaktır bu konularla ilgili. Bununla uğraşacağına, IT üzerine sertifikaları kovalasan daha faydalı olabilir (ccna, cissp vs gibi)

Derslerin hiçbirinde kod yazmanı gerektirecek bir şey yok. En fazla "bu iş için X programı kullanılıyor, onun için de şu komutları kullanıyoruz" seviyesinde bir şeyler olur. Onda da 3-5 satır şey ezberlemen gerekir. O da zorlamaz bence.

biraz geç bir cevap oldu belki ama söylemiş olayım, bu alanda çok büyük açık var. açık her sene daha da büyüyor.

bu bölüme ön ayak olan isim siber güvenlik derneği kurucusu ve aynı üniversitede bu dersleri veriyordu. derneğin faaliyetleri sonucu bu program açıldı.

tezsiz olduğuna kanmayın, buradaki diğer bölümlerden çıkma 3-4 tane dönem projesinin Tübitak'ın konferanslarında sunulduğunu gördüm.

ingiltere ve irlanda'da kullanılan banka şube kodu. oralarda hesabınız varsa bankanızdan öğrenebilirsiniz.

Uygun çok göreceli birisi için 4000 kira uygunken diğerinin tüm parası olabiliyor, biraz daha açarsan İzmir için cevap verebilirim.

12 yıldır gitmedim ama çocukluğum Bursa'da geçti. Yaşadığım dönemde Marmara'nın Erzurum'u olarak bilinirdi, geçen zamanda çok değiştiğini sanmıyorum. Aynı şey toplu taşımanın pahalılığı ve trafiği için de söylenebilir. Son yıllarda revaçta olan ilçesi Nilüfer. Burası son 30 yılda yerleşime açıldı. Yapılan evler yeni ve 'sağlam' olsa bile zemin konusunda emin değilim. Her tarla üzerine bina dikilmeye uygun olmayabilir.

İzmir'de yaşamadım ama Bursa ise kıyaslayacaksak İzmir der geçerim :)

bursayı bilmem ama artık izmir trafik anlamında çok sıkıntılı bir yer. trafik yoğunluğunda istanbuldanda beter. izmirde iş yerine yakın olmak önemli. araban varsa çiğlide 1500 tlye 1+1 soyak vb sitelerden ev bulursun.

deniz kenarında yaşayan birinin deniz kenarında olmayan bir yerde yaşaması çok zor. antalya'dan sonra izmir olur bence.

İşyeri belli ise oradan yola çıkarak İzmir tavsiyesi verebiliriz, daha net olur. Ben Balçova iyidir derim , iş kemalpaşa'dadır bu ne lan dersiniz gibi gibi.

mevsim acisindan izmir
istanbula konserlere, tiyatrolara giderim dersen bursa

Bursa biraz muhafazakar. antalya'dan sonra zorlanabilirsiniz. İzmir derim ben.

co2s2 +1. antalya'dan sonra bursa afganistan gibi gelecektir size. bu yüzden izmir hocam

bana seçenekler bu ikisiyse antalya'yı özlersiniz gibi geldi. ama illa birini onereceksem izmir diyorum. antalya'dan sonra bursa tatmin etmez. insanları antalya'ya göre muhafazakar. izmir daha çirkini olmak kaydıyla antalya'ya benziyor. hem konum hem insan acısından zengin ve rahat.

Şarkı olanı bilmiyorum.
Uzun zaman önce okumuştum, soneler is bankası yayınlarında vardı. hem Türkçe hem İngilizce aynı kitapta. çevirisi güzeldi

Yorumsuz mota mot çeviri doğru çeviridir diyemeyiz bence soneler söz konusu ise.
düz türkçeye çevirince anlam yitebiliyor.

konservatuvarda çok sonesini canlandırdık tiyatrocu arkadaşlarla ortak derslerimizde.
sorayım bi hangi çevirileri en çok kullanıyorlar şu an.

Talat halman çevirileri güzel, can yücel çevirileri bana aşırı yorumlu geliyor

can yücel çevirilerinde 'türkçe söyleyen: can yücel' görürüz. hatta meşhur hsmlet tiradı 'to be or not no be'yi, 'bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin?' diye çevirir. özel tiyatrolar çevirmene telif ödememek için, genelde oyunlarını kendileri çevirirler. haluk bilginer'in şarkı yaptığı sone muhtemelen şekspir müzikali oyunlarından. doğru/yorumsuz çeviri tabirine bir çevirmen olarak katılmasam da, bülent bozkurt çevirilerini tavsiye ederim.

Ayarlar -> Gizlilik -> Eşitlenen Kişileri Sil,

Mahmut kısmını ben de çözemedim sadece bildirimler kısmında bildirimleri kapatabilirsin ama sohbette çıkıyor yine de.

"bize kadar geldi" ile ikinci kez korona olmanın alakasını kuramadım -saat geç, algılarım kapanmış olabilir.

İkinci kez enfekte olma konusunda en başta yapılan yayınların güvenilir olmadığı ortaya çıktı. Şu an literatürde güvenilir biçimde ikinci kez enfekte olduğu belirlenen bir kişi var. Virüs DNA'sına bakarak iki virüsün farklı olduğu tespit edilmiş. Bu kişi ilk enfeksiyondan yaklaşık 5 ay sonra ikinci kez enfekte oluyor. Şimdilik bunun ender görülen bir durum olduğu konuşuluyor. Ender değilse de ikinci enfeksiyonun asemptomatik olabileceğini belirtmişler.

Science'tan konuyla ilgili bir yazı: www.sciencemag.org

arkadaş diyor ki; ikinci veya üçüncü defa korona olmuş çok yakınız biri var mı? direkt ilk ağızdan duyduğunuz biri.

benim yok.

Bizzat tanıdığım var ikinci kez korona olan. Sağlıkçı falan değil. Bir Haziran'da oldu bir ekimde. İkisi de aynı agirliktaydi diyebilirim.

bende imgur sıkıntısız çalışıyor ama çalışmayan çok var niyeyse. servis sağlayıcıdan kaynaklı galiba.

Keşke Google böyle bir servis açsa artık, Google Pics ya da Google Upload tarzı ss yüklenebilecek.

imgbox tavsiye edebilirim. seneler önce yüklediğim fotolar duruyor hala.

kişisel araçta tek kişi zorunlu değil
iki kişi isen zorunlu

değil. iki kişi falan olunca da değil.

Hadi bakalııııım şimdi nolacak değerli üyeler?
@ankara06 @hadsafhada

Kim haklı?

"Bilim Kurulunun önerisiyle açık alanlar ve toplu bulunulan kapalı mekanlarda ve arabada maske takmak zorunlu hal geldi. Özel araç içinde aileniz dışında birileri var ise araç içinde maske takmak zorunlu. Onun dışında araç içinde maske takmak zorunlu değil. Toplu taşıma araç içlerinde ise maske takmak zorunlu."

Zorunlu.
Yolda araçla gideken, polisi denetleme yaparken gördüğümüzde önceden akla emniyet kemeri gelirdi şimdi ise maske geliyor. demek ki zorunlu

içişleri, emniyet ya da valilik gibi resmi bir kaynağı olan varsa paylaşabilir. olmadığını ispatlama şansım yok takdir edersiniz ki.

@erva, şimdiye kadar daha mantıklı bir şey duymamıştım. ikna oldum zorunlu olduğunadsfgfhg

@hasdhashdash

www.icisleri.gov.tr

burada ilgili madde var. Meskenler hariç tüm alanlarda maske takmak zorunlu.

@himmet dayı, o genelgede özel araçlarla ilgili bir açıklama yok. toplu taşımada zorunlu olduğu yazıyor sadece. istanbul için cimer üzerinden sordum ne olur olmaz diye, özel araçlarla ilgili alınmış bir karar yoktur diye yanıt geldi.

mesela muş hıfzısıhha kurulunun aldığı karar var: İlimiz genelindeki seyahat halindeki tüm motorlu taşıtlarda maske takma zorunluluğu getirilmesine karar verilmiştir. www.mus.gov.tr

özetle özel araçlar için genel bir yasak yok. il kurulları içişleri genelgesinin üzerine kendi şehirleri için ayrıca karar alabilirler muşta olduğu gibi. şu an için istanbulda böyle bir yasak yok. ileride gelebilir tabi.

maske kullanımına dikkat etmek önemli tabi orası ayrı.

"Bilim Kurulunun önerisiyle açık alanlar ve toplu bulunulan kapalı mekanlarda ve arabada maske takmak zorunlu hal geldi. Özel araç içinde aileniz dışında birileri var ise araç içinde maske takmak zorunlu. Onun dışında araç içinde maske takmak zorunlu değil. Toplu taşıma araç içlerinde ise maske takmak zorunlu."

@himmet dayı; saygıdeğer dayım bu açıklama çok somut değil gibi. Mesela ben kız arkadaşımla araçtayken takmak zorundayım ama kızı alıp nikah kıyıp resmî olarak evlenirsem maske olmaksızın araç içinde durabiliyoruz. Sonuç resmî olarak evlendiğimizde aile olmuş oluyoruz.

@hadsafhada haklı sanki o zaman valilik sitesini kurcalamak lazım

kişisel araçta tek başınayken 3000 kusur ceza yiyen tanıdığım var.
ayrıca cezayı kesen polise "böyle bir kanun yok" derseniz,
mahkemeye git iptal ettir o zaman der.
5 sene uğraşırsın.
norveçmi kardeşim burası :)

Akut, ahbap izmir

aşık veysel çadır kentler var

yardimageldikizmir.bigcrunch.co

not: tegv gönüllü grubunda buldum bu ilanı.

ihtiyaç haritası sitesi instagramdan ihtiyaçları sürekli duyurmakta. getir banabi migros sanaldan sipariş verip, buz sporları salonu kızılay mah. 506 sok. no:1 aşık veysel rekreasyon alanı bornova izmir adresine gönderebilirsiniz.

www.instagram.com kediler içinmiş

twitter.com

arkadaşlar. bana en acilinden 180 cm enli şimdilik 70 metre polar kumaşı gerekli. maliyeti fiyatına satabilecekler mesaj atsınlar.

biz aydın-söke’de bir avuç insanız. deprem esnasında ailemle mansuroğlu mahallesindeydik. o korku anını uzun uzun anlatmak isterim. ama daha sonra. depremin olduğu gece parkta sabahladık. bizim ufaklık 4 yaşında. oyun çağı çocuğu olduğu için hayli hareketli. hava sıcaklığının 8-9 dereceye düştüğü akşam saatlerinde üşümemesi için epey bir çaba sarfettik.

bunu referans alarak deprem alanındaki yaşlı ve çocuklar için basit bir panço tasarladık. konfeksiyon öğretmeni olan annemin tasarımıyla en kısa zamanda imal edilebilecek, en korunaklı ve maliyeti düşük bir kalıp çıkarttık.

bir panço için 150 cm kumaş gidiyor.

şu an sadece derdimiz uygun fiyatlı polar kumaşı bulabilmek. burdaki esnaf insafsız. 35 lira fiyat çekti en iyisi. bunun için yardımcı olabilecek arkadaşlar lütfen en kısa zamanda iletişime geçsinler. en önemlisi en kısa zamanda tedarik edebilmem. izmir-aydın-milas çevrelerinde olursa bizzat kendi aracımla almaya gelebilirim.

herhangi bir ticari maksadım yoktur. bu fikiri gerekli ekipmanla kendiniz de uygulayabilirsiniz. kalıp ölçülerini atabilirim. önemli olan çocukların üşümemesi.

saygılar.

edit: imalattan sonra anlaştığım kuru temizlemeci endüstriyel makinada steril olacak şekilde yıkayacak. ardından hijyen kuralları çerçevesinde ayrı ayrı poşetleyeceğiz.

edit2: ilk etapta talep ettiğim miktarla hedefimiz 100 adet çıkartmak.

Aşık Veysel parkında 5 günüm geçti.

İstanbuldan acil yardım ekipleri ile birlikte Tırları transfer ettik yemek dağıttık
Halen aşık Veysel parkında tırımız yemek dağıtımı yapıyor.
Aşık Veysel parkında çok fazla dışarıdan gelen ihtiyaç sahiplerinin dışında insanlar var.
İlk günlerde battaniyeler giysiler neler neler götürdüler.
çok fazla lokmacı var.
Bence sıcak yemek ihtiyacı çok fazla haftasonları parka çok fazla turistik ziyaret için insanlar geliyor.
Bunların engellenmesi lazım
Ancak izmir halkının ellerinde malzemelerle parka erzak taşımaları da takdir edilecek bir durum.
Elazığ depremine de ilk giden yardım ekiplerinden biriydik
Elazığ’da malzemelere ulaşabilmek için depremzedeler ve ihtiyaç sahiplerinin münakaşa ettiklerini gördüm
Gergin hava vardı.
İzmirdeki insanların çok sakin ve bilinçli yaklaşımları panik havası oluşturmadı.
İzmir’e ulaştığımız ilk gece insanların bize karşı ilgisi sevinç gözyaşlarını hissettim.
ilk gece Bornova Ege ünv devlet hastanesi bahçesine çadır ve yemek aracı Kurulumu yaptık.
Askerler özveri ile çalıştılar.
İzmir halkı deprem yardımları konusunda yaklaşımları gerçekten çok etkiyeci ve takdir edilecek şekildeydi.
Aşık Veysel parkında 5 günüm geçti. Durum sakinleşince İstanbul’a dönüş yaptım.

İzmirli arkadaşlara geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum. Yakınlarını kaybedenlere Başsağlığı diliyorum.

bu işi en iyi yapan dernek ahbap derneği zaten başkasına güvenmiyorum.

www.sessizmuzayede.com

şu müzayedede son 17 eserin geliri akut'a bağışlanacak

Bildiğim kadarıyla bu videoyu çekenin kamerası veya rip'leyenin kullandığı codec nedeniyle oluyor. Sizinle alakası yok.

Ha başka cihazda aynı video sorunsuz ise onu bilemiyorum.

Sony kameramızda 1080i 720i'ye ayarlayınca çekim kalitesini bilgisayarda böyle izleniyordu. 1080p ve 720p'de sorun olmuyordu. kibritsuyu haklı sanırım codecle alakalı.

Videodaki bu etkiye "interlacing" denir, senin bilgisayarinla alakali degil kaynak videoyu hazirlayan kisi videoyu hazirlarken interlacing olayina dikkat etmemis ondan boyle oluyor. Bunu videolardan temizleyen yazilimlar var videolar senin icin onemliyse indireceksen falan ama onun disinda senin bilgisayarinla alakali bir durum degil yani.

S20 FE alma, değişim kampanyasıyla 4500'e alabilecekken vazgeçtim. (reddit'te ve hatta donanımhaberde ekranında "ghost touch" olduğunu söyleyenler var. Kaydırırken birden bir yere tıklıyor, yanlış yere tıklıyor gidiyor vs.) Bazıları donanımsal olabileceğini söylüyor. Yabancılar iade ediyor değiştiriyor da Türkiye'de servisle uğraşmak istemezsin.

Eğer tam para vereceksen ve büyük telefon seviyorsan S20 zaten 6600'lere bulunuyor gibi. 5200 liralara da S10+ var, o da gayet iyi duruyor. NFC ödeme, akbil yükleme vs. her şey var tabii bunlarda :D Kameraları da çok mutlu eder.

Not: Ben tam tersi yılların androidcisi olarak küçük telefon istediğim için ve ülke fakirleştiği için (ileride satabilmek için) SE 2020 siparişi verdim. Asıl beklediğim telefon iphone 12 mini gibi küçük ve tam ekran telefondu, ama henüz alım gücüm o seviyede değil. Android telefonlarda da (S20 vs.) satmak sıkıntı, alıp 4 yıl kullanırım dersen güzel ama. Ben Galaxy S7'yi 4 yıldır kullanıyorum, hala takılma vs yok ama dahili hafıza yetmiyor. 128gb SE'ye geçmek iyi olacak.

edit: Note 10lite'ı da boşver bence. Gorilla glass'ından, su-toz geçirmezliğinden kısılmış, kamerası daha kötü modeller onlar. Note 10 lite alan bi tanıdık kamerasından şikayet edip ip11'e geçti. Android alacaksan bu yıl olmasa bile geçen yılın amiral gemisini al, başın ağrımaz.

çok değiştirmek istiyorsan iphone se al derim ama iphone 7 plus henüz değiştirilecek bir telefon değil.

iphone'dan androide geçme pişman olursun.

@nhk ni youkosu aynı kafadayız galiba. S7 kullanıyorum. Halen daha iyi ama şarjı haliylen cort. günde 3-4 kere şarja takar oldum. batarya değişimi yapmayı düşünüyorum. Yoksa ip12 mini alıcam gibi. Bana küçük boy bi tel gerekiyor . Kullanımı rahat.

İphone 7den geçtim, Samsung note 10 lite aldım gayet memnunum, erkek değilim.

iPhone 7 Plus'in bataryasını değiş, iOS14 yükle yağ gibi aksın.

samsung s20 serisi telefonlarda cakallik cok, sakin. fakat, samsung m51 modeli fiyat performans olarak iyi gibi.

iphone 11 almak mantikli degil, iphone 11 pro ya da iphone 12'lere bakabilirsin butcen varsa.

xiaomi redmi 9 pro vs alma..

oneplus 8t cikti, turkiye pazarina girerse alinabilir.

xiaomi mi 10 lite 5g kullaniyorum, 239 sterline almistim. gayet memnunum. 3-3.5bin tl'ye bulursan alinabilir.

suan telefona para gomeceksen, amoled ekrani olmasi onemli. battaryasinin en az 4bin mah ve hizli sarj ozelliginin olmasi onemli. iphone 11, ips ekran, amoled degil. xiaomi'nin pekcok modeli ips ekran. alinmaz degil, ama 2500lira'dan fazlasini haketmiyorlar.

iPhone 12 ler 11 den daha ucuza satışa çıkacak. Biraz daha bekleyip 12 veya 12mini alabilirsiniz. Fiyata göre 12pro da olabilir tabii ama 12'yi bekleyin derim.

4'den beri apple ekosistemindeyim, her iki nesilde bir telefon degistiriyorum. en severek kullandigim 7plus idi, isinma derdi yoktu, pili iyi gidiyordu, ekrani buyuktu, zamani icin teknolojik olarak iyiydi, ozellikle kamerasi cok iyiydi.

11 nasil bilmiyorum ama pro almadigin surece degecegini dusunmuyorum. 11pro alamiyorsan o zaman ben olsam alete bir format atar, gerekirse pil degistirir ve fiyatlarin dusmesini beklerim.

1

Aynı partiden bir kişi başkan vekili olarak devam ediyor. O da meclisten olması gerek diye biliyorum.

mevzuattakip.com.tr

Meclis dışından aday olmaz. Tek istisnası kayyım meselesidir o da terör örgütü irtibatı gerektirir. Bunun disinda meclislerde parti grupları vardir bunlar kendi adaylarını gösterir ve meclis kendi içinden birini böylece secer. Bkz adana bsb Aytaç durak vakası. Yalova Bld vefa salman vakası.
Büyükşehirde ilçe Bld başkanı doğal üyedir. Buna dayalı olarak aday olabilir. Olur ve seçilirse ilçe belediye başkanı kendi meclisi içinden yukaridaki gibi secilir.

kadir topbaş istifa ettirildiğinde meclis içinde ekrem imamoğlu ve topbaş'ın yerine geçen kişi arasında seçim yapılmıştı. imamoğlu'nun kaybettiği tek siyasi seçim o. onda da halka danışılmadı zaten.

1-2 gün

Benim 1.5 gün gibi.

2 günü biraz geçiyor

1 gün zor gidiyor benim de. Seri 4.

Seri 3. Kullanıma bağlı şarj biraz ama max 2 gün gidiyor. uyanıkken sürekli kolumda, sesle mesaj yanıtlıyorum, bildirimlere bakıyorum, spor yapıyorum yani saati bayağı kullanıyorum 2 gün, ikinci gece şarja takıyorum. Başta uyku takibi için gece de takıyordum, o zaman da 1.5 gün gidiyordu.

seri 5 sabah 7'de başlıyorum. akşam 22 de şarjı %10 falan kalıyor.

ekran açık, her şey açık en az 120 dk da aktif spor var. en çok bu etkiler zaten.

Series 5 kullanıyorum. Sabah 8'de şarjdan alıyorum. Tüm gün açık ekran ve aktivitelerden sonra gece 12 civarı yüzde 35-40 ile yeniden şarja koyuyorum. Apple Watch'un diğer akıllı saatlere göre en büyük eksisi her gün şarj etme sorunu maalesef.

şirket bilgisayarı ile giriyorsan çok saçma ama uzantı sebebi ile olabilir.

ben de giremedim ama sanırım ermenistan kapattırmış bu siteleri. saldırı yememek için önlem almış olabilirler

girmeye çalışınca şu yazdı:




Connection denied by Geolocation Setting.

Reason: Blocked country: [Armenia]

The connection was denied because this country is blocked in the Geolocation settings.

Please contact your administrator for assistance.
WatchGuard Technologies, Inc.

belli lokasyonlardan girilmesini engellemişler akıllarınca. tabi tr ip başta gelir. vpn ile hollanda yapınca paşa paşa açtı.

İnternette teknik bir konuda doğru düzgün bir paylaşım okumak istersen İngilizce öğrenmelisin. Biz Türkler paylaşmayı değil, kapıp kaçmayı severiz. Yabancılar öyle değil. Oturur yazarlar, çizerler. Ben Google'da doğru düzgün Türkçe arama yaptığımı pek hatırlamam. Yaparsam ya 15 sene önceki bir bilgi çıkar karşıma ya da beni kandırmaya yönelik gazete siteleri.

xda varken kimse bakmaz ki. geliştiren adamlar orada zaten.

biri girmeye çalışmıyor da bildiğim kadarıyla cihaz kurulum şifresi diye bir şey var hesap şifrenize alternatif olarak onu kullanabiliyorsunuz, cihazı izin verilenler listesine ekliyor.

ben venaturanun d3k2 sini kullanıyorum. bir de arada çinko-bakır ve b12 sini kullanıyorum. kendimi halsiz hissettiğimde bir tane sambucol efervesan tablet alıyorum. arada yine c vitamini tablet alıyorum. you plus diye bir marka hepsi içinde bişi çıkarmış ama içinde katkı maddesi de varmış. ben bıktım ya artık bu takviye olaylarından. doğru mu yapıyoruz yanlış mı bir fikrim yok. kafalar karışık.

ben sadece d alıyorum. damla o da

3. Hiç kullanmıyorum.
2. Bir doktorun "bunu her gün kullan" dediğine başka doktor "o şuna şuna zarar verebiliyor çok kullanma" diyor.
1. Gerek yok ki?

D vitamini eksikliğiniz yoksa dışarıdan almanıza gerek yok. C vitamininin fazlası zaten idrarla atılıyor, mandalina portakal yiyin, kivi yiyin. Diğer mineraller de vücut eksikliğini çekmiyorsa fazla biriktirmek gerekmeyen şeyler. Tahlil yapılıp eksikliği belirlenmemişse bunlardan hiçbirini almanıza gerek yok aslında. Bağışıklık destekleyici olarak önerilen şeylerden dönem dönem kullanırsanız zararı olmaz ama her gün kokteyl yapmanız daha zararlı bile olabilir.

Hiç kullanmıyorum.

Yiyeceklerden kolayca alabileceğin vitamin ve mineralleri neden ısrarla haptan almak istediğini anlamadım. Benim şahsen yiyip içtiklerimden aldıklarım fazlası ile yetiyor d vitamini ve demir hariç. Çünkü onlarda kronik eksikliğim var.

Sağlıklı besleniyorum böylece ek vitamine gerek kalmıyor. Bunların hepsini besinlerden alabilirsin.

kim alın diyor gerçekten? instagram prof.ları mı?

c vitaminini muhtemelen aldığınız gıdalardan içeceklerden temin ediyorsunuzdur emin olun. eviniz bodrum katta ve işsizseniz güneş görmüyorsanız d alın ama 2 sokak güneş görüyorsanız d'ye de ihtiyacınız yok.

bahsettiğiniz ilaçların toplumda çok ama çok azının ihtiyacı var. bu kadar reklama algıya kapılmaya gerek yok

besinlerden nasil d vitamini aldiginizi aciklayabilir misiniz? biz de alalim.

www.vitaminler.com

B12 eksikligim oldugu icin hergun b12 aliyorum ama ben de acikcasi bugun ek vitamin almayi dusunuyordum bagisiklik guclensin diye. Simdi burada yazilanlari okuyunca yediklerim karsiliyordur zaten deyip bir geri cekildim. Of kafam karisti. :(

ben f/p ürünü decavit kullanıyorum. normalde devletin hamileler için verdiği bir multivitamin. içeriği ve miktarları çok zengin. fiyatı da inanılmaz ucuz.

bunun yanına bir şey ekleme şansım olsa efa-dha değerleri yüksek bir balık yağı eklerdim sadece.

twitter.com

2-3 kat maske tak eldiven tak. her fırsatta dezenfektan kullan ve Allah'a dua et.

bence hemen enfekte olmaniz cok zor, bagisiklik taze olmus olacak. yine de jellynin yazdigi gibi onlemli girin tabi

ben olsam girerdim

Olan tanidigimdan bildigim kadari ile olanlar antikor olusturuyor ve bu antikor seviyesi dusene kadar koruyuculuk saglaniyormus, ama antikor olusmayan vakalarda varmis..

Benim eşim pozitifti 21 gün karantinada kaldık vın test bile yapılmadı ama sanırım tekrar covid oluyorum .

9 eylül temaslı idik, 14 gün karantinadayız. tc noları sisteme işlediler, aile hekimi de 14 günlük rapor verdi, işyerine iletilmek üzere.
siz pozitif olmanıza rağmen 10 gün mü karantinada kalacağınız söylendi?

kesin bilgiyi ilçe sağlık müdürlüğünü arayarak alabilirsiniz.

@slogan şöyle bir gariplik var; duyurunun sonunda yazdığım gibi pozitif çıktığında 10 gün uygulanıyor.

Şu rehbere göre uygulama yapıyorlar; covid19.saglik.gov.tr

Pozitif cikanlar 10 gun, yakin temaslilar 14 gun karantinada kaliyorlar. Aile hekimini ararsaniz her kisinin karantina bitis tarihini öğrenebilirsiniz.

heee

Memesi olan her şeyi sağabilirim, konu nedir

Keçi, inek, koyun, fark etmez hepsi Uygun şekilde sağılır

keçi memesi inek veya koyun gibi sağılmaz. keçi memesi, kökünden baş parmak ve işaret parmağıyla sıkılıp geri kalan 3 parmakla "sıkılarak" süt çıkarılır. diğer küçükbaş ve büyükbaş hayvanlar kökten uca sıvazlanarak sağılır. keçi bi değişik hayvan.

buradaki temel olay aslında pek cok vaka da bagaj kaybolmuyor. bagaj ucagın ucaga yüklenmesi sirasinda problem oluyor. bu durumda en çok birden çok bacak uçulan uçuşlarda oluyor. özellikle büyük havalimanlarında bagaj uçaktan uçağa yetişmeyebiliyor (örn. aktarma süresi az geliyor). dogal olarak bir sonraki ucakla gönderiyorlar. bazen bir uçuşta varsa bile gec gelebiliyor ama netice de yerine ulaşıyor. ayrica adrese teslim ettikleri için genelde abartılı tepki vermiyoruz bence.

tabi bagaj komple kaybolsa ve bu vakaların sayısı çok olsa o zaman tepkiler daha dikkat çekici olur.

Bagajınız mı kayboldu? Bir kere thyde başıma geldi ertesi gün otele geldi bavul. Sunexpressde böyle bir durum yaşadık iki yıl mahkeme sürdü ama ben kazandım. Mahkeme süresince konuya çok hakim oldum bir durum olursa tecrübelerimi aktarırım.

Ülke genelinde maske takma zorunluluğu var. Bulaştırmasan bile şu an "geçirenler maske takmayabilir" diye bir şey yok. O yüzden ya ceza yersin ya da agresif kalabalıktan dayak yersin.

Hastalığın bağışıklığı konusunda net bir bilgi yok. O yüzden 6 ay olayına güvenme derim.

geçirenler bir daha yakalanabiliyor.

eksisozluk.com

www.yenimeram.com.tr

Bir doktor iki kez yakalanmis ve ikincisinde ölmüstü. Bilgine..

www.hepsiburada.com

3m n95 alırsan şu anda doktorların kullandığı maskelerin birebir aynısını almış olursun.
ventilli olanları dışarı hava veriyor, sana bulaşma olasılığı düşük ama karşındakine baya hava vermiş oluyorsun.
ventilsiz olanları çift yönlü filtreliyor ama nefes alması daha zor.

Evony marka maskeleri oneririm.

N95 + cerrahi ( weltbrown filtreli ) + siperlik veya yanları full kapalı gözlük

boyle antiviraldir, yikanabilirdir vs. o maskelerin hepsini gececeksin SENI koruyan bir maske istiyorsan. Seni koruyacak hic bir maske yikanabilir degildir. pandemiyi yavaslatacak maskelerdir onlar. yani baskalarini senden korur nispeten.

bu konuda cok az secenegin var o yuzden isin kolay.

ORIJINAL olmak kaydi ile N95 ve ustu veya FFP2 ve ustu (FFP3 de olur, FFP1 olmaz) bir maske kullanabilirsin. bu maskeler KESINLIKLE yikanmaz (isini yapmasini saglayan statik ozelligi bozulur) ve kullanimlari toplamda bir kac saatle sinirlidir, sonra atman gerekir.

daha kalici bir cozum ariyorsan ve insanlarin sana bakmasinin verecegi rahatsizligi sagliginin yaninda solda sifir kaliyorsa alman gereken: 3M 6000 serisi veya 7000 serisi bir respirator (7502 oneririm, ara arastir 250 liradan fazla verme) ve buna kartus olarak bir cift 3M 6035 filtre aliyorsun. Sana ilk maliyeti 450 500 lira arasi toplamda ama bu setupi pandeminin sonuna kadar guvenle kullanabilirsin. hastanede yuzune kovidli hastalar hapsuran doktorlar boyle bir setup kullaniyorlar.

Bir de gozun etrafini tam kapatan bir gozluge ihtiyacin var. 50-100 lira arasina bulabilirsin.

asinin onaylanip biraz yayginlasmasina kadar kullanacaksin sonucta, bir kac ay daha yani.

bunun yaninda el yikama, disaridan gelenleri dezenfekte etme vs. ile tam koruma saglamis olursun desek yalan olmaz. kendi keyfine gore onlemleri azaltabilirsin tabii.

cogu kisi bu kadar onlem yerine eninde sonunda kapicam olsun bitsin modunda artik, ama hastaligin uzun vade organlara biraktigi zarar, omrunden ne kadar caldigi henuz bilinmiyor. asilara da cok kalmadi, bir kac ay daha dayanayim dersen yapman gereken budur.

ozetle FFP2 ve ustu bir (bir sure) kullan at maske, veya 3M 7502 maske ve bir cift 3M 6035 filtre (6038 de olur ama gereksiz, maskenin yaninda geliyorsa kullanabilirsin) ve gozlerinin etrafini kapatacak bir gozluk.

Yahya Kemal icin;

İvedik metrosundan kalkan 208 nolu otobus direkt okulun önünden geçiyor.

Ya da Tandoğan metrosunun orda bir migros vardı eskiden. onun onundeki duraktan 202 bolu özel halk otobüsüne binip yakın bir durakta inip biraz yürüyerek ulaşabilirsiniz.

Güzergahlara bakmak için egonun sitesine bakınız.

Diğerini bilmiyorum

anıttepe lisesi, tandoğan metroya 2-3 km dir tahmini. yolda genelde düz (yokuş yok). yürüye de bilirsin. taksi de olur. ama taksiye bineceksen. anıtkabir yönüne giden yoldan bin. diğer türlü ters olur.

hocam selam,

yahya kemale ivedik metrodan yürüyebilirsiniz yakındır. maks 10 dk'de yürünür.

Gidilir.

Ciborek ve met havası ye. Sazova ve kanlikavak parkına git. Sazova da ciborek var.

Adalarda otur porsuk çayına karşı çay iç, çibörek ye, hamamyolunu gez alışveriş yap, balmumu müzesini gez. Hepsi yürüme mesafesinde.

www.evernote.com
Şuradan seçin keyfinize göre. Bir günde yeterince görebilirsiniz zaten :)

Muhtemelen computer engineering. Mal olduklari icin.

ceng %99 bilgisayar mühendisliğidir. Computer Science olarak CS veya CSE gibi kısaltmaların kullanıldığı da oluyor.
İnşaat mühendisliği CE olarak geçer. (Ama tabi burası Türkiye, hele söz konusu Donanım Haber ise herşey olabilir.)

ceng.metu.edu.tr
ceng.iyte.edu.tr
ce.metu.edu.tr
ce.gatech.edu
cee.stanford.edu

bilgisayar mühendisliği için kullanılıyor donanımhaber forumda ceng. bkz:(computer enginering)

nedenini bilmiyorum biri demiş öyle ağız alışkanlığı kalmış sanırsam. bir zamanlar orada takılıyordum ordan biliyorum.

bilgisayar muhendisligi olabilir ama ona gelde cs diyorlar. ceng; civil engineering olaiblir

C.eng. = computer engineering = bilgisayar mühendisliği, kesin bilgi.

Bu kısaltmayı odtü'nün icat ettiğini düşünüyorum bölümün web sitesi ceng.metu.edu.tr gibi birşeydi. Bilkent tayfası da bölümüne CS der. (computer science)

İngilizce'sini yazınca veya söyleyince ne oluyor ben de bilmiyorum, gelenek gibi birşey. Hadi bunlar bölümde de, donanımhaber liselilerine ne oluyor onu hiç anlamadım şimdiden havaya giriyorlar sanırım.

bilgisayar muhendisligidir diye dusunuyorum, dili ingilizce olan okullarda bolum kodu o sekilde geciyor.

bilgisayar mühendisliği, kesin bilgi.

"chartered engineer" olarak kullanildigini gordum. British abiler sever, kullanir bunu.

gezmeyeceğimi bildiğim için izin kullanmadım ben.

işsiz olmama rağmen mümkün olduğunca topluluğa girmiyorum, gezeceksem de yoğun olmayan parklara, ormanlara vs. gidiyorum. 6 aydır dışarıdan yemiyorum içmiyorum.

Yazlığa gittim. Denize de sabah girdim. Dağ bayır keşfe çıkabilirsin aracın varsa.

ocaktan beri sadece 1 defa kendi isteğim için arkadaşımın evine gittim. onun dışında evdeyim, market, eczane, hastane, atm gittiğim yerler bunlar bunları da haftada 1 ile sınırlandırıyorum hastane dışında.

bir de yarın ilk defa toplu taşımaya binip bi yere gidicem.

Evin yakınında, açık havada yuruyuse vs çıkıyoruz biz. Gölet, ağaçlık alan derken iyi geliyor. Son bir aydır dışarda bir şeyler de içiyoruz ama çok dikkatli şekilde. Yemek siparişini eve verip fırında biraz isitiyorum önce. O harita ne kadar doğru bilmiyorum da bizim bölge yeşil durumda.

Tatile gitmedim ama ailemin yanına yurtdışına geldim.

Ama iki hafta içinde ise baslayacagim ve toplu tasima kullanmak zorundayım; bundan sonrası için ne olur bilemem.

cumartesi tatilimiz basliyor, turkiyeye geliyoruz, ancak ucakla degil arabayla. tam almanci modu. gezip tozmayi planlamiyoruz, aileleri gormek amac. iki aile de ege'de deniz kenari kasabalarda yasiyor. eylul'de iyice bosalmis olur oralar diye umuyoruz, en azindan biraz denize girebiliriz diye umuyoruz ancak sart degil, duruma gore.

Marttan beri ev modundayım. Toplu taşıma hiç kullanmadım, ev çevresi gezinti var ufak ufak. Misafirlik falan yok o zamandan beri.

Tatil mevzusunda kendi arabasıyla dağda çadır falan kuranlar hariç kızıyorum ben.

Yıllık iznimin 2. günü, Evdeyim, akşamları sadece yürümek için dışarıya çıkıyorum ve daha önce covid ten 1 hafta hastanede tedavi görmüş biri olarak insanlığın denize ve tatile olan aşkının ibretlik sonunu izliyorum. Yanmış millet susuzluktan.

geziyoruz, ağustos başı itibariyle ofise döndük biz her gün istanbulda toplu taşıma kullanıyorum, sosyal mesafeli bütün etkinliklere konserlere tiyatrolara gidiyoruz.

arkadaşlarımızla da evlerde değil parklarda buluşuyoruz.

erkek arkadaşım hemşire haftaya izne çıkıp kaşa tatile gideceğiz, çünkü ihtiyacımız var.

Haftasonları tek gecelik kamp yapıyoruz ayda 1-2 kez, her şeyi evden götürüp. Camping filan değil bildiğin doğanın içinde kimseyle muhattap olmadan. Gerçi kimseyle muhattap olmama kısmı covid'den çok insanlarla alakalı da olabilir ama olsun. ^^

Dikili'ye kuzenimin yanına gittim. Kendimi dağa taşa köye yaylaya vurdum, drone uçurdum, sandalyemi çektim, biramı içtim. Tenha yerlerde denize girmeye çalıştım. Dışarıda hiç yemedim, en kötü marketten erzağı alıp, kendim sandviç yaptım.

İyi geldi. Zaten insan içinde olmayı çok sevmiyordum, bu şekilde normalde gitmeyeceğim görmeyeceğim yerleri keşfetmiş oldum.

Öğrenciyim, marttan beri evdeyim.

Marttan hazirana kadar hicbir yere gitmedim,
Hazirandan itibaren 2 kez bulundugum ulkede tatil yaptim,
3 kez yurtdisina ciktim. (Italya, yunanistan, slovenya)

1 ay sonra da turkiye’ye geliyorum.

Ucaklarda ffp2 maske kullanip sonrasinda atiyorum.
Mesafemi korumaya calisiyorum - italya bu konuda cok iyi onlemler almisti ve cok da ciddiye aliyorlar.
Toplu tasimada ve kapali alanlarda maskemi kullaniyorum.

Geziyor olmamla yasadigim ulkede kalmam arasinda bir fark olmadigina karar verdim cunku burada herkes saldi gitti, ekonomisi cok buyuk oranda turizme bagli ulkelerde onlem var en azindan.

Mail.Com'dan alıyorsun adam Gmail. Com diye kaydediyor.
Laf anlatmaya uğraşmak gereksiz hocam.

protonmail pm.me uzantıs da veriyor

Bu karşındaki kişi ile ilgili .....@a.com daha zor, bilen bile hata yapar. Karşındaki kişi mal ise çözümü yok. Yani azıcık teknoloji okuryazarlığı olan kişi @ öncesine odaklanır. @ sonrası gmail derseniz doğru iş yapar.

me.com baya iyi bu konuda

kişisel domain.
işimle ilgili alanlara dair birkaç adres oluşturdum. hepsi gmail adresime yönlendiriliyor.

tango@adsoyad.net
kickboks@adsoyad.net
başharf@adsoyad.net gibi

onu kanal sahibi koyuyor. Onlari engellemenin yolu yok. Premiumu reklam icin aldiysan yazik etmissin bu arada, ublock origin yukledim yukleyeli youtube da reklam gormedim, nazar degmez insallah

Ben de dün okudum ve çok üzüldüm. Komşusu bahçesini suladığı için ağır ceza almasını isteyen insan var. Birilerine sonu kötü olabilecek iftiralar atanlar da var.

İnternet okur yazarlığı diye bir ders vardır. Sanırım internette gördüğümüz her şeye inanmamak için buna ihtiyacımız var.

Forumdaki 10-15 yazıyı okudum. Taşeron problemi, okula gitmeyen öğretmen, mahallenin sinek sorunu, işe alımlarda memleket kayırmacılığı vs. "BİMER'e şikayet nasıl yapılır" başlıklı haberi şikayet hattı zannedip oraya yazmaları haricinde bir aptallık göremedim ben. Yazım şeklinden aklı başında olduğu anlaşılan insanlar da yazmışlar. Bana çok kötü gelmedi. En azından şaşırtıcı bişey yok.

Bu tip insanların hepsinin ortak noktası korkunç yazım hataları. Ortak dilleri var resmen. İçinde yazılanlara ise değinmek bile istemiyorum. Önce gülüyordum okurken sonra baya baya utandım ya. Böyle insanlarla aynı ülkede olmak beni üzüyor.

Daha fazla utanmak için bkz: Cumhurbaşkanlığı külliyesi google yorumları. İçinde harika fantastik yorumlar var.

Valla gram üzülmedim. Ekşi'dekilerin kattıkları yorumlarla birlikte okuyunca gülmekten öldüm. Uzun zamandır gülmemiştim böyle :D Ara sıra canım sıkılınca açar okurum :D

Olayın en komik tarafı ise ülkenin koskoca cumhurbaşkanının hiç işi yokmuş gibi oturup onların şikayetlerini okuyacaklarını düşünecek kadar saf olmaları.

Bir de bu adamlar bu zekayla 18 yıldır ülkenin kaderini belirliyor. Resmen ironinin dibi.

Konunun uzmanı değilim ama uçuşa 3 haftadan çok var. Aynı gün ya da önceki gün değişiklik olsa neyse, bence bir şey çıkmaz. En iyi ihtimal, aktarmalı uçuşun 2. Ayağını kaçırırsanız o zaman otel konaklaması vs sağlarlar muhtemelen.

İptal ederse veya varış saatinden en az 3 saat sonra seni gideceğin yere ulaştırırsa tazminata hak kazanırsın. Ama biraz kovalaman lazım, müşteri hizmetleri hakkın da olsa vermemek için inkar edip yıldırmaya calısırlar. O durumda da çare sivil havacılık üzerinden şikayet oluşturmak

daha önce sabiha - esb - trabzon aktarmalı uçuş almıştım mil ile. saat değişince alternatif uçuş seçme hakkım doğdu. ahl - ordu olarak direkt uçuş istemiştim vermişlerdi. saat değişince yakın bölgelere alternatif uçuş hakkın oluyor.

gideceğin yere direkt uçuş var ise bu şekilde düzenleme isteyebilirsin.

bir de ek olarak uçuş saati değiştiğinde çağrı merkezini arayıp yeni saatli uçuşu onaylaman gerekir. uçuş günü kapıda kalma sonra.

normal hocam. 10 derece nasıl olsun ? ortam 10 derece mi ? sıvı soğutma ile 10 dereceye inemiyorlar.

56 gayet iyi. 89 da azcık yüksek ancak fena değil oyun için.

edit: 70-90 arası fena değil demek istedim. 90 yüksek.

GPU veya CPU, oyun oynarken 90 derece ve üstünü görüyorsa ısınıyor diyebiliriz.

Edge'de 8 sekme açınca cpu max 8, sıcaklık max 42.
Windows dengeli mod, 2700-2300 rpm.
Bence fan hızına göre 56 fazla sayılmaz ama oyundaki sıcaklık biraz sınırda gibi.

normal. oyun kisminda isindirmis ama.

Normal yükte 80 küsür tam yükte 90 küsürse cpu macunu değişme ve temizlik zamanı gelmiş demektir. Laptop ise fanları dıştan da temizlemek biraz rahatlatır. Pc de ise fan yolları açık mı kontrol edilebilir. Toz varsa hava ile bunlar uzaklaştırılmalıdır. Eğer etki etmediyse termal macun değişimi en az 6 ay rahatlatır.

support.spotify.com

telefonda yok sanırım ama masaüstü versiyonunda sıradaki şarkılar butonuna tıklayıp oradan geçmiş sekmesinden bulabilirsiniz son çalınan şarkıları. burada son 50 şarkı falan görünüyor yalnız.

Biraz sondan başlayacağım çok masraflı. Ama sizin için bunun gerekli olduğunu düşünmüyorum. Bu işten profesyonelce bir beklentiniz olmadığını varsayıyorum.
1- bildiginizden Biraz farklı bir perde. Yeşil mat bir kumaş alın işinizi görür. Duvarı boyamak da işinizi görür. Perde kullanacaksınız kırışıklık bırakmayın üzerinde. Boyada da mümkün olduğunca ton farkı yaratmamaya bakın. Kartonu tam birlestiremezsiniz diye düşündüm.
2- ışık pahalı bir ekipman. Gölgeyi mümkün olduğunca florasanla engelleyin. Tepe ışığını unutmayın. Nesneyi fona yapistirmayin.
Amator düşünüyorsunuz ama zaten amatorsunuz bence çok masrafa girmeden kotarabilirsiniz.

1- www.thomann.de

2- bence ilk başta ışık filan düşünmeyin. önce bir çekin bakalım, içerik planı yapın. kurgusunu vs yapabilecek misiniz, her hafta video çekebilecek misiniz... bunlara bakın ondan sonra işin profesyonel tarafını düşünürsünüz. aksi halde boşa zaman ve para kaybı olur.

hocam yeşil perde'de amaç perde önündeki sahneyi arkası ile ayırt edebilmek. yeşil perde önündeki sahnelerde en az kullanılan renk oldugu için seçilmiş bir şey. dolayısıyla yeşil renkte ve renk geçişleri olmayan bir bez, ya da boya da iş görür tabi ki.
Aşırı koyu olmamakla beraber yeşil rengin çok açık olmamasına da dikkat edin. ışığı fazla yansıtmasın ki görüntü bozulmasın.


ışık için bitane tam karşıdan ya da iki tane kenarlardan aşağıdaki alternatifleri düşünebilirsiniz.
tek kişi konuşacaksa kamerayı bu çemberin içine koyup gölgesiz görüntü alınır sanki. 2 kişi olacaksa sağ ve soldan açılı ayarlamak lazım.

urun.n11.com
urun.n11.com

edit:
urun.n11.com
bu da uygun fiyatlı yeşil perde

-illa yeşil olması şart değil. ön ile fonu ayırt eden her renk kullanılabilir artık. (o eskidendi)
- çekimlerinizde fazla aksiyon var ise green + blue screen kullanmanızı kesinlikle öneririm.

geçen bir duyuruda paylaşılmıştı

www.hepsiburada.com

i5 10300H 8GB 512GB SSD GTX1650Ti 6.463,57 TL

m.n11.com

Bu bilgisayar paylaştığınız bilgisayarlarda işlemci olarak çok daha iyi, grafik kartı olarak bir tık daha iyi. Ryzen 3. nesile göre 2 kat performans farkı var.

şu an sıfır olarak satılan bütün bilgisayarlar bahsettiğin oyunları rahat kaldırır en ucuzu bile. kafana göre alabilirsin.

Facebook’un kendi ayarlarına baktın mı? cihaz ile ilgili sorun gibi durmuyor bence.

Ne üzerine yoğunlaştığı önemli. Düz üstyapıcı, projeci bulamaz. Altyapıcı, yolcu bulabilir.

5

herşey ortalamaysa iş bulma derecesi de ortalama olur ve tamamen şansa bakar.

iyi sayılan devlet üniversitelerinden 2016 mezunu 2 inşaat mühendisi arkadaşım işsiz, 1 tanesi de alanı dışında çalışıyor.

şu anda inşaat sektörü durgun. iş bulması 3/10. itü mezunu falan işe girer ama o da komik maaşlara. şu an böyle seneye değişebilir.

bulur hocam. burada sorun iş değil adamlar işi yada maaşı beğenmiyor. hemen bulur. 10/8

eksideki sozde rezaleti okudum, 10 ustunden 0 verdim. insanlar itu gibi belli basli kurumlara bir sekilde kapagi atinca yirttik artik, bundan sonrasi kolay kafasina giriyor, sonra tunelin ucu bombok bir yere cikiyor. mulakatta ikram beklemeler, adamin konusmasina takmalar, bir suru gereksiz afra tafra.

elin adami size padisah muamelesi cekmek zorunda degil yaw. bir de muhendislerin zaten ezici cogunlugunun ciddi "soft skill" problemi var. biraz girdigin kabin seklini alacaksin.

Benim arkadaşların çoğu işsiz. Hepsi de çok yüksek puanla kazanmıştı

tanıdık yoksa 10 üzerinden 1.

Cooperr cok guzel demis

O eleman daha cok issiz kalir. Boyle seylere bu kadar aglayan adamin mizmizligini patron adam saniyede hisseder

Edit: bu arada ulke bok gibi is yok isverenler de kansiz ama sokaga cikip iyy yere tukuruyorlar, iyy dolmusta hep ayakta gidiliyor nasil ulke burasi diye aglamakla ayni seviyede gozumde. boyle rezalet basligi acmak her detayi bu kadar ufak ufak anlatmak o kisinin karakteri hakkinda biraz fikir veriyor. Yani aslında yetenekleri vs. değil bence direkt bizim rezaletçiye gıcık olmuş o patron da bundan önce reddeden patronlar da.

Turbo+1

İş beğensen nolacak, adam şirket zarar ediyor deyip maaşın üstüne yatmaya çalışıyor.

Tekerrür etmiyor :) hep aynı devam edıyordu zaten, değişen sadece parti logoları, ve genel başkan isimleri

Ben bunu ekonomik sıkıntılarla beraber fark ettim. Sanırım 1978 yılında Türkiye yine çok büyük bir ekonomik zorluktan geçmiş. Aha dedim o zaman, aynı olayları 40 yılda bir yaşayıp duruyoruz. Hiç ders almıyoruz, almaya da niyetimiz yok.

O nedenle haklısın diye düşünüyorum. Tek bir senaryo var. Dizi bittikçe yeni oyuncularla baştan başlıyoruz. Döneme göre bazı küçük değişiklikler olabiliyor.

anap, refah hata yapıyorsa halk neden onların benzerini neden seçiyor diye düşünmek lazım. Bire bir tekerrür etmiyor belki ama zaman, ortam ve koşul farkı nedeniyle yeniden bazı denemeler yapılıyor. Uluslararası alanda da Türkiye'nin tavrı çok durağan ve sessiz değil. Her daim yeni hamleler yapılıyor. Bu tekerrür değil, değişimdir

@erva

Cevabınıza tek tek sorularım ve yorumlarım var cevaplarsanız sevinirim.

anap, refah hata yapıyorsa halk neden onların benzerini neden seçiyor diye düşünmek lazım.
(bence halkın saplantıları ve takıntıları var.bunlar kaba hatlarıyla din ve laiklik. aynı eksende dönüp duruyoruz. halk bence asla yeniliğe açık değil)

Bire bir tekerrür etmiyor belki ama zaman, ortam ve koşul farkı nedeniyle yeniden bazı denemeler yapılıyor.
(Yani diyorsunuz ki 'bir doğru' var ara sıra ortam müsait oldukça deneniyor. doğru mu anlamışım)

Uluslararası alanda da Türkiye'nin tavrı çok durağan ve sessiz değil.
(bunu hiç anlamadım işte.)

Her daim yeni hamleler yapılıyor. Bu tekerrür değil, değişimdir
(Ama bu hamleler hep benzer. üstte verdiğim örnekten devam edersek örneğin bir parti dini görüşleriyle ülkeyi yönetmek isterken ordu engeline takılınca, benzer bir parti bu sefer orduyu siyasi yönden nispeten pasifize ederek aynı sonucun ortaya çıkmasına engel olmak istiyor.Bunu "ya ordu siyasete karışmamalı" diye yorumlamayın lütfen. demek istediğim hep aynı şeylerin başka başka yıllara göre versiyonları.)

Yani bazı anahtar kelimeler var sizlerinden çok iyi bildiği fakat bu anahtar kelimeler içinde hiçbir zaman mesela atom enerjisi,balıkçılık,kültür sanat, vs (örnekler tamamen sallanmıştır) bulunmuyor nedense. Biraz ağır mı olur bilmiyorum ama sanki bi bataklıktayız ve çırpındıkça aynı yerde gibiyiz.

motivasyonun gelmesini beklemeyerek.

yapılan en büyük hata (ben de yapıyorum) bir şeylere başlamak için motivasyon/ilham vs. beklemek.

halbuki ıkına sıkıla oflaya poflaya da olsa mini bir plan yapıp başına oturmak gerekiyor.

aranılan motivasyon tam da biraz ritim kazandıktan sonra kendi kendine geliyor.

hayat tecrübesidir faidelenebilirsiniz.