Ekşi Duyuru

Aynısı bende oldu.
Almanyaya vize sürecim devam ederken oteli iptal ettirdim ve iade aldım. Ama yine de vize çıktı. Ya ben iade ettiğimde çoktan doğrulamışlardı rezervasyonu ya da belki de hiç bakmadılar rezervasyon gerçek mi diye. Bu sorunun cevabını hiçbir zaman bilemeyeceğim.
25 Ekime daha çok var bence o zamana kadar bence çıkar vizeniz. Çok da kafaya takmayın derim. Zaten 25 ekimden sonra çıkacaksa sizin pasaportu teslim alma süreciniz bile riske giriyor.

o zamana kadar çıkar vizen boşuna arama.

Moda kayıkhanenin konserlerine bakın.
selami şahin'i düşünebilirsiniz, geyikle karışık öne sürün. eğlenceli sahnesi var, ölmeden izlenmeli bence.
bütçe iyiyse, özel görüşüp, masaya oturursunuz

bilmiyorum gittiniz mi ama cahide bu tarz etkinliklerde baya keyifli oluyor bu arada

duyurunuzu görünce sıfır olarak egea geldi aklıma.

dizel otomatikleri bile sizin yazdığınız tutarın tavanında.

ikinci el seçenekleriniz daha çok olabilir. ama güven sorununuz için maalesef bende kimseye güvenemiyorum.

Bütün kriter fiyat ve otomatik olması mı? Bu filtreye onlarca araç, yüzlerce ilan giriyor. Biraz daraltmalısınız.

- HB, sedan, SW...
- Dizel, benzin, hibrit...
- Sıfır olmayacaksa yaş ve kilometre

En azından bunlar lazım. Tabi bir de öneri gelince "dayımgilde var, konforu kötü" veya "arkadaşım alma dedi" gibi şeyler yazıp kafanızdaki modeller için teyit almaya çalışmayacağınızı umuyorum.

Sıfır araç bulabileceğinizi sanmıyorum ama madem siz de bizim gibi 3 kişilik bir ailesiniz, birkaç yaşında Honda Jazz bakın, kafanız rahat eder.

o fiyata alabileceğin otomatik araçlar dacialar. belki suzukiler. stepway otomatikler bile 564binden başlıyor. istediğiniz bantta otomatik 0 araç yok.

geçen sene sonu bayiden sıfır araç almış biri olarak şu noktaya dikkat çekicem. bayide araç bulamıyosanız çok da üzülmeyin. bayiden alırken şöyle bir handikap var. aracı almadan önce komple bir kontrole sokamıyosun. sadece gözle kontrol edebiliyosun. zaten teslim tutanakları da bir an önce imzalatılmak üzere bi köşede bekliyor.

mevzu şöyle; ben aracı teslim alırken kendim göz kararı şöyle bi orasına burasına bakarken 1. arabanın boyasında dalgalanmalar 2. arka kapının sağındaki direği üzerinde aynı yönde çiziklere (fırça çiziği gibi) denk geldim. İkisini de doğru düzgün izah edemediler. İlkine araçlar buraya boyasız geliyor burada boyanıyor, işçilik kalitesi dediler. İkincisine de kılcal çizikler bunlar, yok hemen bi pasta atalım gibi şeyler söylediler.. Aracı dolaşırken oradaki şahıs yıkatırken fırça değil sünger kullanın filan demişti. Yani muhtemelen boya zaten tırt, ikinci mevzu ile ilgili de arabayı kendileri yıkarken fırça ile çizdiler muhtemelen. Amma velakin o dönem araba alma sürecinde bu durumlardan tamamen bezdiğim için üzerine gidemedim mevzunun. lanet olsun dedim aldım. Ha şu anda da aklıma gelmiyor açıkçası boyası moyası. Ama sinir bozucu bi süreçti. Arabayı bi zaman satınca alacak sahış ekspere götürürse muhtemelen bi katakulli döndüyse ortaya çıkacak. Bilemiyorum..

Velhasıl şöyle yapılabilir. Ben araba aradığım dönemde bi sürü de çok düşük kmli ve şahıstan araba ilanına denk geldim. Gördüğüm tablodan çıkarımım son 1-2 senede biçok insan bayiden denk gelirse alıp bi kenara araba koymuş (bi tane alıp satıp milyarder olacak ya) Almış atmış kenara. Jelatini bile sökmemiş. Garajda durmuş belli. Benim o dönem vaktim olmadı buna ama şöyle yapılabilir. Dediğim şekilde araçlar bulunur. Fiyatı bayiye yakın yazanlar aranır. Konuşma tavrından sadece alıp kenara atan bi tip mi bakılır (yağlama süsleme yapmayacak, ya da çakal çakal konuşma yapmayacak) düzgün bi tipse ekspere sokmak teklif edilir. her yeri bi güzel kontrol ettirilir. Bi tur atılır ses var mı yok mu diye. İçe sinerse alınır. Böylece belki de tamamen güvenli şekilde araba almak mümkün olmuş olur.

Benim bu durumlarda (cevap vermek istemezsem) kullandigim alip su:

Nicin ogrenmek istiyorsun?

Once bir sasiriyorlar. Tekrar sorarlarsa da "bakcaz" filan dersiniz.

Yoksa bu sefer de YL ile ilgili bir suru sey sorarlar, isin icinden cikamazsiniz.

Dogru soylemek zorunda degiliz ama bana kalirsa yalan soylemek dogru degil.

Soylemek istemiyorum diyebilirsin, linkedin'de gorursunuz diyebilirsin, aciklamak istemiyorum diyebilirsin. Su ana kadar yaptigim cogu is degistirmede hic soylemedim nereye gittigimi bu taktiklerle

Yöneticiler illa öğrenmek isteyecek ama onlara da mı açıklayamam diyeceğim :(

is dunyasinda kimin kime ne zaman isinin dusecegi, kiminle yollarinin falan kesisecegi belli olmaz. uyduruk bir yalan soyleyip arkandan gereksiz dedikodu yapmalari icin firsat cikarma bence.

süpriz olsun likedin'den öğrenirsiniz dersin sonrada gülersiniz. gidince. duyarsınız dersiniz.

yani soylemek zorunda değilsin.

Su an kesin bisi yok, bir iki yer var bakalim, netlesmedi henuz de gec.

Yalan yok Rocky, yalan yok!

Bizim bir arkadaş istifa ederken "Sıkıldım işten. Adana'ya gidip kafa dinleyeceğim bir süre. Sektöre de geri döner miyim bilmiyorum." filan demişti. 1 ay sonra bizim şirketin bi rakibinde işe başlayınca acayip gülmüştük. Birkaç yıl dalga geçmiştik arkasından niye bu kadar kastı diye:)

yalan söylemeyin, dürüstçe paylaşmak istemiyorum diyin.

Ben olsam yalan söylemek yerine bakacaz edecez teklifleri değerlendiriyorum falan derdim

Yeni yeri soylememek gayet normal bir sey. Adap bilen biri sormaz zaten. 3 ay once ben de istifa ettim. Sorana da “boyle seyler yeni yere baslayincaya kadar soylenmez, zamani gelince linkedin’den gorursunuz.” Dedim ben mesela.

Benim gördüğüm, "İş için görüştüğüm yerler var", "bir süre dinleneceğim" vs. diye çıkanlar oldu. Ertesi hafta da işe başladılar. Siz de pekala yüksek lisans başvurularım sonuçlanmak üzere vs. diyebilirsiniz. İlerde soran olursa da kabul alamayınca x işine başladım dersiniz.

zorunda degilsin, ama ben her seferinde gidecegim yeri soyleyen biri olarak soylemeyince ne oluyor anlamakta gucluk cekiyorum, zaten adamlarin bulmasi 2 gun surmez isterlerse. bu tarz egosal islere gerek yok.

cikis mulakati bence iyi birsey..

Yalan söylemeniz gereksiz olur. hot potato ve ghilleinthemist +1.

"Nereye gidiyorsun" diye sorduklarında "iyi bir yer, bilmem ne sektöründe, zaten linkedin'den görürsünüz eheh" tarzında cevaplar verirsiniz kimse - hele yöneticiler- çok darlamaz zaten.

Hayırlı olsun yeni işiniz.

Hocam neden yurt dışında yüksek lisans? Anadolu üni olmuyor mu? akskdkd

Söylememek istemenizi anlayabilirim ama neden yalan söylüyorsunuz? Kompleks yapmak yerine dürüst olup söylemek istemediğinizi belirtebilirsiniz. Söylemeyen insana da kimse ısrar etmez zaten.

İş hayatında çıkarken kapıyı çarpmamak, sizin açınızdan olumlu değilse bile, en azından nötr bırakmak diplomatiktir ve gereklidir. Kimse kimseye bayılmasa da yalan dolan, kimsenin benden haberi olmasın istiyorum bla bla bla gereksiz ego kasmak, başka bişi değil.

böyle bir mevzudan yalan söyleme boşver. daha belli değil bi kaç yer ile görüşüyorum de geç. üsteleyen olursa napçan hacı dersin? o anlar herhalde.

Yüksek lisans de geç. Farklı ilçeye taşınma durumu var diyebilirsin.

netlesmedi henuz, netlesene kadar belirtmek istemiyorum +1

soyleyince ne oluyor peki olayina gelirsek; bir kere soyledim, ve sirketim gececegim sirketi arayarak isi bozdu. Her sirket oyle degil ama bazi sektorlerde boyle.

yalan söylemeniz kötü olur. çünkü bu yalan söylediğiniz kişiyi yarın başka bir iş yerinden arayacaklar ve sizi soracaklar.

Yurtdışında yl yerine ailevi nedenler diyebilirsiniz. Çok sorgulamazlar o zaman.

Isin is oldugunu ve her turlu mutsuz olacagimi dusunerek parasina bakardim. Imkanlar iyiyse donerim.

yöneticilerim farklı olacaksa bi düşünürdüm ama yine de ülke şartlarında karşılıklı birbirinizi sevmediğiniz ama nüfuzu olan kişi kariyerinize olumsuz etki edebilir sanki. zaten halihazırda iş arayışındaymışsınız, görüşmenizde abes bi durum yok, ben olsam görüşüp arayışıma da devam ederdim.

Küçük bir şirkette çalışırken bi patronla kavga etmiştik. Diğer patronlardan biri gel benim yönettiğim tarafta beraber çalışalım, onla iş yapmazsın vs dedi ama reddetmiştim.

Memnun olmadığım büyük bir şirketten istifa ettikten 2 yıl sonra aynı şirketin farklı bir departmanı benimle sözleşmeli olarak çalışmak istemişti, kabul edip 1 yıl kadar çalıştım onlarla. Hiçbir sorun yaşamadım. Fakat bu bahsettiğim şirkette direkt GMY'leri ayrı bu ekiplerin. İki ekip arasında bağlantı çok çok az. Bu arada yine bi vesileyle eski ekibime de hizmet verdim, onlarla da sorun yaşamadım. PS: Bu dediklerimin hepsi uzaktan oluyor.

Sonuç olarak, şirketin büyüklüğüne, bu departmanların ilişkisine ve işin doğasına göre değerlendirin bence.

Ayrilma sebebi Pandemi/aidiyet azalmasi 've burnout/yorgunluk ise donmeyi dusunurdum.

Ayrilirken kopruleri atmadiysaniz olumlu. Sizi onlar xcagirdigina gore demekki Boyle birsey de yok.

Bu durumda, eger terfi/promosyon, ek sorumluluk gibi diger isinizden ayri artilar olursa daha da iyi

Kimseyle muhatap olmayacağın bir iş olsaydı dön derdim ama her gün göreceksen bir noktada hoşuna gitmez.

biraktigin ise donmek kadar sacma bi sey yok bence

Hayır

Halihazırda işiniz varsa dönmeyin, biraz daha aradıktan sonra, yeni bir işe geçersiniz.

Ancak Türkiye'deki şirketler hakkında beklentilerinizi mantıksal ve doğru oluşturmanız lazım. 3 aşağı, 5 yukarı hemen hemen hepsi kötü. İyi yönetilen şirket çok çok az...


.

o alan için belediyenin belirlediği bir sınır vardır. o sınıra uygun olmayan proje onay alamaz zaten. kurallara uygun olduktan sonra da yapacak bir şey yok.

adam kendi arsasına, sizin arsanıza tecavüz etmeyecek şekilde, gerekli imar izinlerini alarak inşaat yapıyorsa, hiç bir şey yapamazsınız. ancak bir katakulli varsa o zaman müdahale etmek mümkün olabilir.

yıkılacak binanın bir kısmı bizim apartmanın bahçesinde. bu izni nasıl zamanında almış bilmiyoruz. yeni yapacağı binanın aynı şekilde bizim bahçeye girmediğine nasıl emin olabilirim? belediyeye mi gitmem lazım?

kat imarına bakmanız lazım. mesela belediye orada yeniden yapılan binalara kaç kata kadar izin veriyor önce onu anlamak var. mesela aynı sokak üzerinde yeni yapılan binalar en fazla kaç kat çıktıgına bakmanız fikir verebilir.
fakat şöyle bir şey var. mesela yıklan bina 4 katlıysa genelde belediye 8 kata kadar imar veriyor. artık şehirlerde arsa sıkıntısı oldugu için belediyeler dikey mimariyi daha çok onaylıyor. benim fikrim yapabileceginiz bir şey olmadıgı yönünde. çünkü daha temel bile kazılmadan kaç kat olaagına kadar belediyeden izin alınıp başlanıyor

Belediyeye gidip olcum yaptirabilirsin ama zaten onlar o olcumu yaptirip ona gore imar izni aliyorlar.

Cocukken bizim aoartmanin bahcesini yilip dibine bina yaptilar sonra ortaya cikti ki zamaninda bizim mutahit karsi arsanin sinirini biraz gecmis duvari cekmis sonra arsa sahibi aldi malini.

Sizin bahcese binanin olma sebebi o sizin zamaninizda adamin bahcesini zabdetmeniz olabilir gereksiz agresyon yapmaya gerek yok.

karşı evin ada/parselini öğrenip imar durumunu öğrenmeniz gerekli. sizin ile aynı imar durumuna sahiptir büyük ihtimalle. manzara kapanır, siz de bir şey yapamazsınız.

evim değerini korusun ama karşı arazi sahibi zarar etsin düşüncesi pek sağlıklı bir düşünce değil. kusuruma bakmayın ama dışardan bakınca öyle görünüyor.

bu durum; evi satın almadan evvel araştırıp öğrenmeniz gereken bir durumdu.

edit: parsesorgu.tkgm.gov.tr adresinden bakara bile arazinizin sınırını görmeniz mümkün. kimse kimsenin bahçesine arsasına giremez. ruhsat alamaz vs. harita ölçüm cihazlarının hata sapma payı yarım cm. kadar düştü.

Hiç bir şey yapamazsınız, tabi ki o arsaya yapılan inşaat imara uygun olduğu sürece.

Zamanımızda projeye ve imar kanunlarına uygun olmayan bir inşaat yapmak imkansız gibi bir şey.

He yasaya uygun olmayan, uygunsuz işler olmuyor mu? İlla ki oluyor ama az da olsa çatı arasında, bodrumda vs küçük ve gözden kaçan işler bir şekilde adamını bulup halledilebiliyor.

Fakat yapının bütünlüğü ve imarı ile ilgili yasaya uygun olmayan hiç bir şey yapılamaz.

Şöyle düşünelim; o arsada bırakın eski bina olmasını, arsayı boş düşünelim. O arsa da benim arsam olsa.

"Ya şu anki evimin güneşini ve manzarasını kapatmayayım, bu arsaya bina yapmayayım boş kalsın bu bina" demem valla, çakarım hemen imara uygun yeni binayı arsaya.

Yalnız yeni bina yapılmasının size bir avantajı olacak bu durumda yanlış anlamadıysam, eski binayı yıktıklarında sizin arsaya olan tecavüz son bulacak. Bahçeniz daha da genişleyecek eski bina yıkılınca.

Yenisini aynı yere yapmayacaklar çünkü, eskiden teknolojik yoksunluğu ve umursamazlıklar nedeniyle sınırlar ve parseller doğru ölçülmüyordu, eski binalarda herkes birbirinin arsasına tecavüz ediyordu bilmeden.

Yeni bina %99 sizin binanızla aynı yükseklikte olacak, herhangi bir kot farkı yoksa tabi ki.

Yeni bina sizden en az 6 metre zeminde, üst katlarda 4 metre uzakta olacak.

5.kat

Dragos su sporlari merkezinde sifirdan basladim gayet de memnun kaldim. bence herhangi bir yerde sifirdan baslayabilirsiniz. gorusmeden sadece profesyonellere hitap ettigini dusunmeyin

Başlangıç için herhangi bir kulüpte başlayabilirsiniz güvenilir olmasına gerek yok kürek bu.

Kime sorsam bana winka'yı önerdi. Umarım yakın zamanda başlayacağım

lise doneminde 5 sene kadar kurek cektim. bizim donemde kulupte olan arkadaslarin bir kismi spor akademisini bitirdi ve kurek hocaligina basladi.

guven konusunda sikinti cikmaz, anadolu yakasindakileri bilmiyorum ama avrupa yakasinda "vira kurek" var, oradaki hocalari taniyorum duzgun insanlardir.

zevkli bir ekip sporudur, herkese tavsiye ederim.

yabancılar herkesle görüşüp herkesi değerlendiriyorlar. Fakat son aşamada "aaa Türk bu, vize almaya çalışsak uzun bir süreç olacak 4-5 ay sonrası için de o kadar uğraşamayız" diyorlar.

Benim çevremde gördüğüm kişilere yapılan geri dönüş böyle.

detaylı isteme de, iste bence. feedback isteyenin bir yüzü. belki fark etmediğin bir şey söylerler. belki "ikinci adaydın, seni de beğendik" derler. neden rezil olasın ki?

yurtdışında yaşıyorum. abartmıyorum, bir saat önce sorduğun şeyi yaptım. olumsuz dönüş aldığım firmaya, bundan sonraki iş arayışımda yardımcı olması için neden seçilmediğimi ve zayıf yönlerinin ne olduğunu sordum. onlar da kibarca tane tane cevap yazdılar, teşekkür ettim ve bitti.

bence feedback istemem aşırı derecede normal, hiçbir firma seni bu yüzden terslemez emin ol.

anormal degil, burada benden istesen de cok normal karsilarim. sadece cevap verilmesi karsidakinin inisiyatifine bagli, cevap alamazsan kendine yormanin alemi yok.

Normal +1

* bir blog açıp sinema yorumları yapabilirsiniz kendinizce.
* bir youtube kanalı açıp fimlerle ilgili bir şey yapabilirsiniz.
* evde istediğiniz bir enstrümanı öğrenmeye başlayabilirsiniz.
* çizim öğrenebilirsiniz yavaş yavaş ve sevdiğiniz film karakterlerini çizebilirsiniz.
* bir fotoğraf makinesi alıp stop motion filmler yapabilirsiniz.

kurs vs. demiyorum zira kendi kendinize bir şeyler yapmak istiyormuşsunuz.

izlediğin tüm filmlerin listesini kaydedebilirsin.

İlgi duyduğun bir alanda içerik üretmek, insanlarla etkileşime geçmek her zaman keyiflidir. Mesela filmhafızası gibi organizasyonlar biraz böyle doğmuş.

Kendiniz instagramda filmleri yorumladığınız bir sayfa açabilirsiniz en basiti bu.

Onun dışında "hobi bulayım" diye hobi bulmak zor. Çünkü zaten bir konuya ilginiz varsa o konuya eğilirsiniz.

Bence udemy'e girin, bütün kategorilere bir bakın. Özellikle ingilizce kurslara. Mutlaka bir tanesi ilginizi çeker. Programcılık, grafik tasarım, müzik, sosyal medya...

Bizim millet Ağustos sonu Eylül başından itibaren ufak ufak Ege tarafına gitmeye çekinip Antalya tarafına kaymaya başlar. Ama yine de Ağustos sonu kalabalık olmayan yer anca kuzey ege olur, oranın da ulaşımı çok konforlu olmayabilir.

Benim tavsiyem çeşme veya kemer merkez. Otel çok fazla var, otel önerisinden ziyade bulduğunuz beğendiğiniz bir oteli sorarsanız bilgi veririm.

Dalyan değerlendir derim

Marmaris-İçmeler. Havaş ile 1,5 saatte Marmaris'e gideceksiniz. İçmeler'den Marmaris limana kadar harika bir sahil kenarı yürüyüş alanı var. Çevre koylara (incekum, akyaka vs) minibüsler ile ulaşabilirsiniz. Yangın sonrası görmediğim için doğası konusunda yorum yapamıyorum.

Kemer, yürüyüş alanı güzel. Antalya merkeze ulaşımı kolay.

Bodrum-Bitez, konaklama alternatifleri çok değil ama havası, suyu güzel. Gümüşlük vs diğer koylara minibüslerle geçersiniz.

Son ana kadar söylemezdim ama nazardan değil işlerin ters gitme ihtimalinden dolayı. Nazar diye bir şeyin gerçek olması mümkün değil.

nazar degilse bile bazi seyleri hele de yakin olmadigim kimselerle paylasmayi sevmiyorum, genelde de paylasmam hayatimla ilgili buyuk degisimleri pek kimseyle. hele olmama ihtimali olan seyler hakkinda kesinlikle konusmam ama nazar degerse diye degil, gereksiz interaksiyon sevmiyorum sanirim ondan. bence siz de paylasmayin ne gerek var samimiyetiniz de yokmus zaten.

ben istifami verene kadar is yerinden kimseye soylemedim tasinacagimi. yine olsa yine soylemem, anca cok cok yakin arkadaslarim ya da ailem bilir.

Nazar vs. den ötürü değil de olmama ihtimaline karşı bu tarz şeyleri max. 1 kişi ile paylaşırım her zaman. Kesinleştikten sonra söylemeyi tercih ederim.

Nazardan bağımsız olarak, taşınıp bitip de tamamen yerleşince söylemeyi daha uygun buluyorum.

hayır saçmalamıyorsunuz, söylemeyin.
işiniz olsun, ondan sonra söylersiniz ya da istemiyorsanız hiç söylemeyin.

nazara "nazar" olarak inanmak şart değil.
bir insanın sizin hakkında kötü olmasa bile çok fazla odaklanarak bir şey düşünmesi ya da insanın kendi kendine bile bir şeyi fazla dillendirmesi, anlatması, konuşması, bir konuya fazla odaklanması enerjiyi dağıtıyor.

nazar dediğiniz şey size yöneltilen olumsuz ya da size odaklanmış fazla enerji gibi bir şey zaten.
enerji dediğimde illa ışın kılıcından çıkan renkli bir şey gibi düşünmeyin.
insanın ve her canlının bir manyetik alanı var (bu manyetik alanı kullanarak avlanan tilkiler bile var) ve bunlar sürekli etkileşim hâlinde.
yani asıl bilimsel olarak imkânsız olan, içinde bulunduğumuz topluluklardan etkilenmememiz.

Nazarla alakası yok ben söylemezdim.

İki sebebi var.

Eğer iş olmazsa kendinizi daha olumsuz bir durumun içinde hissediyorsunuz. Çünkü çevrenizde bir beklenti oluşturuyorsunuz. Özellikle benzeri durumlar birkaç kere tekrarlanınca konuya karşı çevrenizdeki ilgi azalmasını görüp içinde bulunduğunuz duruma karşı kabullenme psikolojisi geliştirmeye yatkınlığınız artıyor. Bu da gelecek planlarınızı olumsuz etkiliyor.

İkinci nedense planınızı duyan insanların gerek yanlış şekilde yardımcı olma, iyi niyetle kalmanızı isteme gerekse kıskançlık ve bilinçsizce sizi sabote etme dürtülerinden kaynaklı çok fazla olumsuz şey duyup kendi kendinizi engellemeye yönelme eğiliminizin artmasından dolayı.

"Saçmalıyorum değil mi?" Diye sormanıza takıldım ben. Neden saçmalayasınız ki? Kendi gelecek planlarınızı çevrenize bildirmek gibi bir zorunluluğunuz yok.

bu nazar konusu ne zaman açılsa aklıma teyzelerin nazar duası okuduktan sonra yüzümüze püpüpü diye tükürme ritüelinde birden derinden esnememiz geliyor. karşı konulamaz bir esneme. esnerken alt ve üst dudağın birbirinden o kadar uzaklaşması ki zar gibi incelen yanağa yandan bakınca karşının gözükmesi. bunun üstüne çocukta sağlam nazar varmış serzenişleri. teyzede görevi yerine getirmenin haklı gururu. ateistler bunu bir yerde illa ki açıklamıştır ama hayata karşı tek doğaüstü tanıklığım budur.

seyler.eksisozluk.com

+1 voyager1, kaptankedi, akhenaten
Nazara inanmayan birisi olarak murphy kanunları da diyebiliriz. Herkesin başına her şey gelebilir. Bunun nazarla ilgili olduğunu düşünmüyorum.

Nazara inanmam ama %1 bile olmama ihtimali varsa kimseye bahsetmem böyle bir konudan.
İyi niyetle düşünülmüş de olsa bir kişinin bile aklından şunu geçirmesini istemem;
-O kadar heveslendi ama olmadı bak (Yazık).

Bunu kimseye düşündürtmemek için her şey olup bitene kadar kimseyle paylaşmam hiçbir şeyimi.

1- Ödeyeceğiniz komisyon anlamında elbette aracı kurumlarla çalışmak daha mantıklı olacaktır. Çalıştığınız bankanın yatırım tarafıyla görüşüp onlardan da komisyon ile alakalı teklif isteyebilirsiniz.

2- Bes belki görece daha risksiz görünebilir ama temettü emekliliği amacıyla yola çıktığınızda seçeceğiniz hisse senetleri üç aşağı beş yukarı belli. Elbette borsa içinde risk barındıran bir yatırım platformu ama buna karşılık da risk primi, yani ekstra kazanç elde edebileceğiniz bir ortam. Borsa ne kadar riskli bir ortam olsa da sizin yöneleceğiniz şirketler yüksek güven duyulan şirketler olacaktır.

3- Çoğu şirket için temettü yılda 1 kez, önceden duyurulan tarihte ve tutarda ortakların hesaplarına yatırılır. Bazen bazı şirketler birden fazla ödeme halinde de dağıtabiliyor. Şirketin açıkladığı "hak kullanım tarihi"nde ilgili hisse senedinden elinizde olması yeterli.
Uygulamak istediğiniz yatırım stratejisinin temeli, "emeklilik" gerçekleşene kadar aldığınız temettüleri tekrar hisseye çevirmek. Bu sayede her aldığınız temettü ile elinizdeki lot sayısını arttırıp, bir sonraki sene alacağınız temettüyü maksimum yapmak. Bu sırada tabii ki maliyetinizi de düşüreceksiniz.

2. Bence öyle. Temettü muhabbeti bi süredir çok parlatılıyor. Bence tamamen scam. TR’de neye güveniyosun ki borsaya güvenesin? Her ay altın alırsanız çok daha karlı çıkacağınıza eminim.

Hocam borsa 40 yildir acik ve temettu veriyor cogu hisse.
Bu temettu emekliligi lafini 5 senedir uydurdular.
Temettu ile emekli olamazsin.
Basligini da 2017de acmislar zaten.

Su an alin dedikleri hisselerden birisi beni 5 sene once batirdi, diger tavsiye ettikleri hisselerden de batan arkadaslarim oldu.

Ben amerikan fonlari aliyorum dolardan etkilenmeyim diye, onlar bile taklaya geldi su an.

Muhtemelen ellerindeki hisseleri yukseltmek icin bu tarz bir scam uydurdular.

bence bu kavrami biraz desmek lazim. normal sartlar altinda borsaya yatirim yapmadan emekli olamayacak biri temettu veren hisse alsa da emekli olamaz. yani her kosulda yuksek aylik kazanc gerekiyor o parayi kenara koymak icin. bu dunyanin her yerinde boyle.

temettu veren hisse sihirli degnek degil erken emeklilik icin. sanirim insanlara "her uc ayda bir bedava para geliyor haci, ana paraya dokunmuyorsun, gelenden yasiyorsun" konsepti anlamasi basit oldugu icin bu kadar populerlesti. dedigim gibi halkin %95'i temettu geliriyle idare edebilecek, astronomik boyutlarda yatirim yapamaz cunku oyle bir kazanc yok. ikincil olarak bu yaklasimin tum kazancini ve enerjisini gayrimenkule yatirmak (mesela) secenegine gore net bir sekilde ustun bir durumu yok. haliyle bu kadar populerlesmesi kafa karistirici.

son olarak, sirf olmus olmak icin erken emekli olma olayini anlamiyorum. gencliginde disini sik para biriktir, emekliliginde disini daha da sik cunku erken emekli oldun ve belki 50-60 sene daha yasayacaksin, paranin bitmemesi lazim. bu cekilir dert degil acikcasi. erken emekli olmayiver gitsin. ben de cok tutumlu ve planliyim ama emekli olmak icin herhangi bir acelem yok. onun yerine mevcut hayatimi duzenli ve surdurulebilir bir sekilde kaliteli tutmaya calisiyorum.

en popüler olanı eregli, onda bile dolarda %9,2 zarar diye gördüm.

temettuhisseleri.com

bunun yerine amerika'nın turkcell'i gibi at&t mobile firması %5,44 veriyor senelik.

www.nasdaq.com

Ben gafam hisseleri aldım, şimdi zarardayım ama amacım 5 senelik tutmaktı. 1'i geçti bakalım 4 yıldagüzel bir şeyler kazanırız umarım.

1-bankalarda komisyon daha fazladir, ama zaten butun hisseler MKK nezdinde saklaniyor. siz en cok hosunuza giden banka ya da araci kurumu secin bence (komisyon, kullanim, sorun olunca ulasim vb anlamda artik hangisi sizin icin onemliyse) yani araci kurum batsa bile sizin hisseler MKK'da kayitli merak etmeyin.

2-risk alginiza bagli, evet daha az riskli gorunebilir ama BES'in sartlari cok daha farkli uzun vade hisse yonetimi icin tercih etmezdim. ama sirket BES yapip katki sagliyor olsa bi kismini hissede tutardim ama o ayri konu.

3-temettu odeme tarihi 25 mayissa 27 mayista brut-10% vergi dusup net olarak hesabina yatar. temettuleri tercihen ayni hisse ya da farkli bir hisseye tekrar yatirmak ideal olandir portfoy buyuyune kadar. bu da sizin vade alginiz ve hedeflerinize bagli tabi.

h.sonu degil h.ici yap bunu. altini once tl ye cevirip sonra eurya cevirir bu tip islemler. bir miktar kayip ve vergi cikar.

son bahar daha iyi hem psikolojik hem de teknik olarak.

5 ay dişini sıkıp çalış ve harcamaları çok çok kısıp para biriktir. Oraya gittiğinde ihtiyacın olacak. Irregular olmanın birsürü negatif yanı var. Ben kesinlikle kışın giderdim.

Bence gidilebilen en erken tarihte gitmek mantıklı. Almanya'ya gideceksen zaten 2-3 sene sürecek. Ne kadar erken, o kadar iyi.

güz dönemi.
işler yolunda gitmezse diye yola çıkmak çok mantıklı değil. halam erkek olsa amcam olurdu gibi saçma bir önerme. çalıştığınız yer olta atıyor da olabilir.
5 ay farkla almanca gibi bir dilde çığır açamazsınız. şimdiden başlayıp olduğu kadar diyin, okulda da bedava derslere gider devam edersiniz.
tl para biriktirme fikri iyice saçma, gidince hemen olmasa bile bir şekide part time iş bulursunuz. öyle garsonluk falan olmasa da olur, linkedin de workin student ilanlarından geçilmiyor. eur kazanmak üstelik orada çalışmak (para illa lazımsa yani) adaptasyon açısından daha mantıklı.
dersler, gelen öğrencilerle uyum, kalacak yer bulma vs vs öğrenci olarak göç ederken en mantıklısı güz dönemi bence. bir de bunun mezuniyeti var. tez, savunma vs bir dönem yerine yaz+bir dönem şeklinde sarkacak.
gerej yok, tatilinizi yapıp kafa rahat bir şekilde gidin.

hayırlı olsun ayrıca.

İş > yüksek lisans bana göre. Sizin durumunuzda da bahar mantıklı. Yanlış anlamayın, hevesinizi kırmayayım, mutlaka emeğiniz vardır kabul almak için, ama burslu falan değilse hazır işi ve üst pozisyon fırsatını bırakıp gitmeyi mantıklı bulmuyorum ben.

Dogrusu guz domeminde gitmek. Yukarida sebepleri yazilmis. Bahar bir cok acidan dezavantajli olur.

Illa para biriktirmen gerekiyosa 1 sene erteleyip sonraki guz domeminde gidebilirsin. Bazen okullar ertelemene izin veriyor. Vermeseler de tekrar kabul almak zor degil.

burs olayı var mı bilemiyorum da, burs başvuruları - yurt başvuruları falan düz dönemde daha rahat olur, ara dönemde sıkıntı yaşama ihtimali var.

bir de bir dönemle başlayıp bitirmek daha güzel bence, yardımlaşma beraber eğlenme gezme tozma sosyalleşme vesaire vesaire.. gittiğin şehre okula göre değişir tabi de yine de olabilir.

kaç yıllık tecrübelisin bilmiyorum da, almanya'da da yeni mezun iş bulmak biraz zaman alıyor, tecrübeni katlaman iyi olur. title da zaten genelde insanlar daha düşük - ya da aynı pozisyona gidiyor gördüğüm kadarıyla. almanca da bariyer. para biriktir almanca kas 6 ay bişey değil.

Ağustos 2021'de linkteki ürünü 340 TL'ye almıştım. O günden bu yana sorunsuz kullandım. Halen kullanıyorum.
Kaliteli görünen, sorunsuz bir adaptör. MacBook Air M1 için kullandım. Şimdi Macbook M1 Max aldım, onda da sorunsuz.

Fakat M1 ilk çıktığı zamanlarda birkaç ay anakartı yananlar olmuş. Suçu da onaylı olmayan adaptöre bağlamışlar. Anladığım kadarıyla Apple bir güncelleme yoluyla bunu engellemiş. Ama benim içim yine de rahat etmedi. Endişelenmemek için hiçbir zaman bunun üzerinden şarj etmedim, hep orijinal şarj kablosunu direkt bilgisayara takarak şarj ettim.

www.hepsiburada.com

Apple'ın orijinal ürünü yok sanırım, onayladığı markalar var ama fiyatlar uçuk olsa gerek ve yeterince çıkış yoktu onlarda.

Üstteki ürünü kullanıyorum ben de.(3 usb-a, 1 hdmi, 1 power delivery) Ben gerektiğinde üzerinden şarj da ettim.

Gayet memnunum. Bozma ihtimali yok ama tek sıkıntı olabilecek şey güç olayı evet. Garanti olsun dersen onun üzerinden şarj etmezsin.

(bunun 4 usb'li ama hdmi olmayanı vs. bazı farklı modelleri vardı, bazen onlar amazonda daha ucuz oluyordu ara ara bak derim)

Baseus ve Ugreen'lere bak derim.

İlk aldığım ürün kalitesizdi ve 2 ayda arızalandı. Daha sonra belkin marka aldım apple sitesinde de mevcut sorunsuz şekilde kullanıyorum. Sürekli kullanılacak bir ürün için benim gibi ucuza kaçmayın daha sonra mecburen kalitelisini almak zorunda kalıyorsunuz.

usb için kullanacaksanız bence dönüştürücü almayın. onun yerine çeviriciler var. onlar daha kullanışlı. www.amazon.com.tr

dönüştürücü almıştım ama isterseniz 150 liraya vereyim size. www.hepsiburada.com

Daha 2 hafta once aldım. Kaliteli gozukuyor. Usb ve hdmi kısımlarını denedim. Projeksiyonda hdmi kısmı baya basarılı geldi bana. İnceleyebilirsiniz.
Baseus Metal Gleam 4 in 1, Çok Fonksiyonlu Bilgisayar/Telefon Hub Adaptörü, Gri, Bağlantı Sayısı: 4, Giriş: USB Type C, Çıkış: USB Type A 3.0 X 3, USB Type C (PD),Seyahat Boy www.amazon.com.tr

ne varsa ekleyin. ne kaybedeceksiniz ki

plusexcel.com

tam ne yapmak istiyorsunuz?

OFFSET şu demek:
i.ibb.co

Buradaki formül şöyle =OFFSET(Referans;Satır;Sütun)
Örnekteki formül: =OFFSET(C4;3;4)

Yani; referans hücreden (C4 - sarı renkli) 3 satır aşağı, 4 sütun sağa kay, oradaki veriyi getir. O da yeşil hücre oluyor. Yani G7 hücresi.

Buradaki Satır(3) Sütun(4) sayıları yerine hücre de yazabilirsiniz. Hücre yazarsanız satır sayısının ne olduğunu gidip o hücreden alıp getirir. Bu değerler negatif olursa ters yönde hareket eder. Yani -3 yazarsak satırlarda aşağı değil yukarı doğru gidip o değeri alır.

Bir de hücre değil aralık alma şeklinde var. O da şu

=OFFSET(Referans;Satır;Sütun;Yükseklik;Genişlik)

bu tip formüller eskiden Ctrl+Enter ile çalışırdı. Yeni sürümde artık otomatik olarak bunun bir aralık formülü olduğunu anlayıp o değerleri getiriyor.

Şimdi formülü şöyle yapalım: =OFFSET(C4;3;4;3;2)
i.ibb.co

Bu da şu demek; referans hücreden (C4) 3 satır aşağı, 4 sütun sağa git. Bulduğun hücreden (G7) başlayarak 3 satır yüksekliğinde ve 2 satır genişliğinde olan aralığı getir.

Burada dikkat edilmesi gereken şey yükseklik ve genişlik değerlerinin referans hücreyi kapsayacak kadar büyük olmaması. Getirilecek aralık değeri referans hücrenin olduğu yere taşarsa formül #SPILL! hatası verir.

Siz getirmek istediğiniz veri için örnek tablo paylaşın, yardımcı olayım.

3 gün 30 dakika.

15 dakikalık derste tam konuşmaya ısındığın anda süre bitiyor. ders programları üzerinden gideceksen (ki öyle git) konu vs. de işlenmiyor o kadar kısa zamanda.

Aslinda ik’ya degil departman mudurune atmak istedim. Herhangi bir sorun olursa yazabilirsin demisti. Hem de isi gercekten istedigimi gostermek adina iyi olur mu yoksa dediginiz gibi darlamak mi olur emin olamadim.

"Simdi benim aklima ne yazik ki toplantida bir sonraki gorusme icin aday miyim diye sormak gelmedi." bu zaten gereksiz bir soru. Sorsaydin da adam sana evet veya hayir demeyecekti. Secilip secilmeyecegin diger adaylarin senden iyi olup olmamasina bagli.

"Gorusme icin tesekkuler" tarzi bir mail atarsan at da "iyi miydim nasildim" diye yazmak sacma.

İşi çok istediğini göstermek önemli. Öğrenmek istediğini kesinlikle sor, bu pozisyonu çok istediğini gösterir.

merhaba, kadıköy moda sahnesi, oyun atölyesi, baba sahne programlarına bakabilirsiniz. ibb şehir tiyatrolarının bugün 20:30 gösterimleri var. kadıköy ve üsküdar sahnelerinde.

Dirmit
Bu akşam international theater of amsterdam’ın medea’sı var. Dün baya yer boştu, kapıda beklerseniz alırlar. Sold out göründüğünw bakmayın.

Dirmit
Herkes kocama benziyor

Her telefon numarası kaç kere tekrarlanmıs onu bulmak icin select phone, count(*) from employee group by phone having count(*) > 1

bunu engellemek icin unique column olusturabilirsin.

Aslinda ben liste halinde gormek istiyorum, ornegin tablo su sekilde ise

Name phone
A 123456
B 123456
C 345678
D 123456


Ben A,B,D’nin oldugu bir tablo gormek istiyorum, cunku farkli isime ait ayni numaralar bunlar

Anladığım kadarıyla numaraya göre gruplandırıp birden fazla kullanılan numaraları seçmek istiyorsunuz. Şu sorgu belki işinize yarar:
SELECT name, phone FROM employee GROUP BY phone HAVING count(*) > 1

sqlfiddle.com/#!18/c1bade/1

select name from employee
where phone in (select phone from employee group by phone having count(*) > 1)

Bulmaca sorusu bunlar.

"iq test", "pattern recognition test" diye yazarsan bunlardan bir dünya çıkar, çözümlerine bakarak başta kopya çekerek öğrenmeni tavsiye ederim. Çözdükçe açılırsın. Fazla bir esprisi yok, bu tip soruların önemli bir kısmı basit kalıpları yakalama yeteneğini ölçmeye dayanıyor, hızlanmanın tek yolu çok soru görerek tipleri ezberlemek, bu da başka bir (bkz: ironi).

Pek iyi bir tavsiye olmamış olabilir ama aklıma gelen tek seçenek bu oldu.

x tablosundan, y tablosuyla cusId değeri üzerinden eşleşemeyecek kayıtların gelmesini istemiyorsan inner join, eşleşmese de data gelsin diyosan left join, özünde bu aslında. ben daha right join'i gerçek hayatta kullanan kimseyi görmedim.

select
x.*,
y.sehir
from x
left join y on x.cusid=y.cusid

right join kullanılmaz genelde.

Valla w3schools da falan pratik yapabilirsin sanirim. Olmadi kendi kendine tablolar yapip onlarla da oynayabilirsin.

Yukarıdaki yazarların tamamı olayı doğru olarak anlatmış ben de ayrıntı vererek anlatayım.

INNER JOIN ile iki tabloyu ortak bir key ile birbirine bağladığında, ortak keyin refere ettiği verinin her iki tabloda da bulunması gerekiyor, yani şöyle :

uyeler ve sehirler diye tablomuz var

select * from uyeler INNER JOIN sehirler on sehirler.sehir_id = uye_sehir_id;

yukarıdaki örnekte uyeler tablosundaki sehir_id ile sehirler tablosundaki sehir_id ortak ve sehirler tablosunda o uyenin sehir id'si var ise bir kayıt döner sehir_id sehirler tablosunda yoksa uye olsa bile kayıt döndürmez.

Şimdi başka bir örnek verelim yine bir üyeler tablomuz var bir de kardeşler tablomuz olsun, aynı şekilde INNER JOIN kullanacak olursan kardeşi olmayan üyeler bu sorguda hiç dönmezdi o yüzden ne yapıyoruz INNER JOIN yerine LEFT JOIN kullanıyoruz.

select * from uyeler LEFT JOIN kardesler on kardesler.kardes_uye_id = uye_id;

Gördüğün gibi artık tüm üyeler kardeşi olsun olmasın listelenir, eğer kardeşi yoksa tek satır kayıt gelir 2 kardeşi varsa 2 satır kayıt gelir, bir kardeşi varsa yine tek satır kayıt döner.

RIGHT JOIN'e gelince kullanımı mantıksız olduğundan pek kullanılmaz, RIGHT'da önemli olan refere edilen tablonun kendisi select çekilen değil o yüzden kullanımını gerektirecek bir senaryo neredeyse yoktur.

Duyuruda kullanıcılar ve duyurular tablosu olsun.

Sadece en az 1 duyuru açmış kullanıcıları, duyurularıyla beraber getirmek istiyorsan INNER JOIN, "duyurusu varsa duyuruyu da getir, yoksa duyurusuz gelsin" diyorsan da LEFT JOIN kullanıyorsun.

E peki ya duyuruyu açan hesap silinmişse? Kullanıcı silindiği için o duyuruya kullanıcı tablosu üzerinden ulaşamazsın. O zaman RIGHT JOIN, kullanıcısı olmasa bile tüm duyurular gelsin diyor.

Bi de OUTER JOIN var, hem duyuru hem kullanıcı hepsini kombinle getir abi diyorsun.

RIGHT JOIN'in çok kullanılmama sebebi şu, madem duyurunun kullanıcısı yok, o zaman niye kullanıcı tablosu üzerinden ulaşmaya çalışayım ki o duyuruya? Direkt gider duyuru tablosuna sorgu atarım diyor insanlar. Kullanıcı bilgilerini de duyuru üzerinden LEFT JOIN ile kullanıcıya ulaşarak hallediyorlar.

Nasıl oturur bunlar? Valla bence pratikten başka yolu yok. Kendin database tasarla, sorguları yaz. Hackerrank'in SQL şeyi de fena değil: www.hackerrank.com

anneme de zamlı tarife önermişlerdi. sizdeki kadar dramatik bir zam değildi ama yine de epey artacaktı. hat taşımayı düşünüyorken bu rahat tarife mi ne öyle bir şey gördüğünü söyledi, işini görüyormuş. ben turkcell'de olmadığım için hiç bilmiyorum ama belki işinize yarar diye paylaşmak istedim.

Başka bir operatöre taşıyıp 3 gün sonra geri gelirseniz daha iyi tarifeleri daha ucuza alabilirsiniz

Ben de etnanın dediği gibi yaptım ama bir yıl taahhütlü yaptım ben. Aveaya geçtim bir yıllığına, şimdi aveayı ucuza kullanıyorum seneye de Turkcelle geçip onu ucuza kullanacağım. Bir iki gün geçme olayını bilseydim taahhüt yapmadan geçerdim aveaya :)

sürekli bir operatöre bağlı kalmaya gerek yok. taahüt her bittiğinde diğer operatorlere geçiyorum. hangisi bütçeme uyarsa. çekmeme problemi yok tabi benim ev ve işyerinde.

10 dakikalık mail alıp mevcut mail ile değiştir. şifreyi saçma sapan bir şeyle değiştirince istesen de giremezsin. yani instagram kullanmadım ama üyeliğimin silinmesini istediğim sitelerde böyle yapıyorum ben.

aklında tutamayacağın bi şifre koyup sil. böylelikle girmezsin

Virgülden sonra sadece 4 ve 3 basamaklı sayılar var ise;

=MOD(A1*10000;10)

bu formülü kullanırsan 9,9879 sayısının olduğu hücre 9 değerini döndürür, 10,516 olan hücre ise 0 değerini döndürür. Özetle bu sayıların 10.000 ile çarpımının 10'a bölümünden kalan 0 ise virgülden sonra 3 basamak var demektir, bu sayı 0 değilse 3'ten fazla basamak var demektir. Bu formülü IF sorgusu içinde kullanabilirsin.

Cevap icin cok tesekkur ederim. Ancak 9.9879 ve 10,516’ya mod formulunu uyguladigimda ikisi de 0 veriyor

Öyle oluyor çünkü sayıların biçimi doğru değil. Burada bile birinde nokta birinde virgül, soruda ikisi de nokta.

Önce verilerin biçimlerini sayısal değer olarak düzeltmen gerek.

o kutusu kablosuz şarj özellikli airpods 2'nin fiyatı. normali ₺1.599.

₺200 farkın nedeni nedir bilmiyorum, ama ben de hepsiburada'dan aldım ve orjinal apple garantili falan. ama bir daha apple bir şey alacak olsam amazon.tr'den alırdım.

şuanda apple'da macbook veya ipad alana airpods bedava kampanyası var. bu şekilde alıp da hiç kullanmadan satacak olanlar vardır. onlardan yakalarsanız bayağı uyguna getirebilirsiniz. sahibinden ve letgo gibi yerleri kurcalayın

eksisozluk.com

~2 yildir almanca kursuna giden ve c1'i neredeyse (son hafta) bitirmek üzere olan biri olarak kisisel tavsiyem, bir kursa git ve a1.1'den basla. dersen ki istemiyorum. hobileriniz nedir? sorusuna almanca olarak duraksamadan cevap verebiliyorsan. grammer kitabi alip b1'den basla. ama bence almanca bu sekilde tek basina ögrenmek icin zor bir dil.

not: tabi ki ögrenme kisiden kisiye degisken bir durum. ben kendi tecrube paylastim.

butik otel havasindakiler arasinda fark oldugunu dusunmuyorum. bu aralar bungolov olayi turedi inanilmaz derecede bungolov insaati var. eger para problemi yoksa richmond benim onerim. sanirim 15 di sinir cocuk almiyorlar. bilindik olarak gural var otelin kedi guzel bana gore yemekleri kotudur. onun haricinde nereye gitseniz muhtemelen bir digeriyle ayni olacaktir.

klavye ozelliklerinden otomatik tamamlama varsa onu kaldirin

ayarlar>parola&hesap

burada kaydedilen butun sifrelere ve giris bilgilerine ulasabilir onlari gozden gecirip silebilirsiniz.

Benim gittiğim okul (ve gördüğüm çoğu diğer yer) mesela overall 6.5 diyorsa her bant en az 6 olabilir diyordu. Atıyorum 7 istiyorsa da en az 6.5 diyor vs. benim gördüklerim böyleydi.

Benim basvurmak istedigim okulda boyle bir sey yok, overall 6.5 deyip birakmislar herhangi bir detay yok.

belirtmedilerse sorun olmaz. bir sekilde sorun olursa itiraz edersiniz, haber vermediniz vs dersiniz.

Yani sorun olmaz falan derken, neticede talep goren bir programsa minimum sartlari saglayan herkesi kabul edecekler diye bir sey yok. Dolayisiyla dusuk ingilizce skoru sartlari saglasa dahi riskli. Red sebebi de belirtmedikleri durumda itiraz pek ise yaramaz.

Kalabalık olacak illaki. Bekletinizi karşılar mı bilmem ama çıralı olabilir.

girdim evet sınav belgesiyle gitmek bile yetiyor. soran hiç olmadı. temmuzda pazar yasağı da kalkar ama.

arayıp sorarsanız "evet size giriş belgesini mail olarak göndereceğiz onu kullanabilirsiniz" diyecekler

O gün yasak olacağı kesin değil. Haziran için geçerli bu kararlar.

www.britishcouncil.org.tr

sorun olmuyor. yukarıdaki linkte gerekli bilgi var

biraz amelece ama aşağıdaki çalışır:

select x.*, d.indicator_name
from
(Select country_name, max(debt) as maximum_debt from international_debt group by country_name) as x, international_debt d
where x.country_name = d.country_name and x.maximum_debt=d.debt

SELECT * FROM(
SELECT *
, Sira = ROW_NUMBER() OVER(PARTITION BY country_name ORDER BY debt DESC)
FROM international_debt
) AS Data
WHERE Sira = 1

Bu şekilde de her ülkenin borçlarını tutara göre sıralayıp bir üst selectte sira = 1 olanları listelersen en yüksek borç satırı ile ilgili tüm bilgileri görebilirsin.

@surprise'ın dediği gibi de olur.

Cevaplar icin cok tesekkurler.

1.kod syntax hatasi verdi

2.kod istedigimi getirdi cok tesekkur ederim.

3.kod bende syntax hatasi verdi tekrar tekrar kontrol ettim

@walser ben ms sql'e göre yazdım ancak oracleda falan syntax farkı olabilir. aynı işi yapan farklı bir fonksiyon da olabilir. Ama sıralayıp sonra sırası 1 olanları seçmek istediğin datayı verecektir.

"qualify" varsa uzun uzun row_number cekip subquery ile 1'leri almak yerine sonuna qualify row_number() over(...) = 1 diye eklerseniz o da olur.

Yillarca ABD'de yaşadım, in night ilk kez duydum. Bir Amerikaliya ben o cümleyi kullansam anadilim değil diye dedim diye düşünür. Gece at night'tir. O kadar detaylı düşünmeyin. Hatta öğrencilerime öğretirken çalışılmayan zamanlar genelde at olur derim.

Kitap özel bir durum derken tam ne kastediyor acaba? Muhakkak örnek olmalı diye düşünüyorum.
Ama gece gibi bir örnekte kural olarak at kullanılıyor çünkü gecenin bir başlama saati var. noon için de bu öyle. Verdiğiniz örnekte konu gecenin spesifik bir gece olması değil, genel olarak gece denen zaman diliminin spesifik yani 12de başlayan bir zaman dilimi olması.
Şurdaki açıklama fena değil: www.bbc.co.uk

izin veriyor istediğiniz yerden başlamaya, soruların puanları aynı 3. paragraph çok zor çıkarsa ne yapacaksınız, 1-2 boş mu kalacak, ben olsam kolaydan zora doğru giderdim.

Evet readinge istediğiniz yerden başlayabilirsniz.

Tavsiye etmem. Zihnini nispeten kolay metinlerle hazırlayıp part 3’e geçmek daha rahat olur bence. Direkt part 3 yorar ve heves kırar

envato elements, audionetwork(zamanında çok ekmeğini yedim, öğrenci lisansı vardı, hala var sanırım ama fiyatı artmış bi de pound 11 lira oldu) gibi sitelerden parasıyla alabilirsin en güzeli.

Splice gibi bir yere üye olup sample indirip kendin de bir şeyler düzenleyebilirsin. O da güzel ve daha biricik olur.

soruya cevap: haberi olmalı ama olmadan kullanan da var. Fakat festival şartlarında izin alınmış olsun yazar, almazsan ve sıkıntı olursa sen sorumlu olursun.

istersen ben de soundtrack yapabilirim kısa filmine.

Hayır. Profiline girmeden ortak bağlantılar linkine tıklarsan 'sizi görüntüledi' diye bildirim oluşmaz.

arama kutusuna ismini yazdığınızda eğer sizi şirketinizden tanırsa haftalık bildirimde sizi bu hafta bu şirkettekiler aramış diye bildirim gidiyor.

söyleyen Melihat Gülses

www.youtube.com

Çok çok teşekkürler!

Doktor tavsiyesiyle takviye gıda alabilirsin. D vitamini, kandaki demir azlığı uyku ihtiyacını arttırıyor.

Az uyumak muhtemelen çözüm olmaz, hem sağlıklı değil hem de az enerjiniz olacağı için yine işlerinizi yapamazsınız.

Sorunuzu not defterine kopyaladım. Paragraflara ayırdım, deşifre etmeye çalıştım; nafile. Kitaptaki soruyu buraya yazar mısınız? Hiçbir şey anlaşılmıyor.

Dediğinizi anlamaya çalıştım. Biraz araştırdım.

www.ielts-simon.com

Şu sitede biri şöyle yazmış.

In Cambridge Official Guide, it says “twenty five trees = one word and a number.”

twenty five rakamla değil, kelimeyle yazıldığında da sayı olarak kabul ediliyor anladığım kadarıyla.

Doğal olarak three thousand kelime değil, sayı kabul ediliyor olabilir.

Belki nokta koydugunuz icin sistem hata verdi, iki sayi olarak goruyor belki. Sanirim 5 rakami gecmeden nokta koyulmaz, Ingilizca sayi kurallarini arastirin.

Dille hatta dil sınavlarıyla ilgili podcastler dinlemek yardımcı oluyor. Ayrıca ielts speakingde soru örnekleri üzerinden pratik yapabileceğiniz birilerini bulup o konularda konuşmak konuşurken hatalarınızı düzeltebilecek kişiden yararlanmak yerinde olabilir.

korktuğunuz şey ielts, toefl gibi sınavlardaki speaking kısmı ise korkmayın, orada hocalar konuşurken grammeri ne kadar düzgün kullandığınıza değil kendinizi ne kadar ifade edebildiğinize bakarlar (bu sınavlarda hoca olarak bulundum).

yani, I doesn't falan gibi felaketler yaratmıyorsanız, tense karıştırmışsınız falan vs bakmayız. karşınızdakine derdinizi anlatabiliyor musunuz diye bakarız. Tabi bu söylediklerim temel seviyedeki sınavlar için (yurt dışına gitmek için gereken temel seviyeler vs gibi). Akademik versiyonlara giriyorsanız onlara da bakılıyor (örneğin PTE academic sınavında o hatalar sizden çok götürür).

Türkçe düşünüyorum sorununun bir çözümü yok. Zihninize Türkçe düşünme İngilizce düşün diye hükmedemezsiniz. O sizin dili kullanma seviyenizle paralel gelişir. Örneğin İngilizce öğretmenlerinin çoğunun hala Türkçe düşündüğünü görürüz çünkü dil onlar için işlerini yapacakları bir araçtır sadece. Diğer taraftan yurt dışında yaşayan ya da çok fazla yabancıyla iletişim olan kişilerde bunu pek görmeyiz zira süreç otomatikleşir.

üst kata kablo ile router çekebilirsiniz (işe yarar)

ya da wifi sinyal güçlendirici kullanabilirsiniz prizlere takılan

www.hepsiburada.com
Küçük olan ethernet kablosuyla modeme bağlanıp bir prize, büyük olan üst katta orta yerde bir prize takılıyor, üst kata pırıl pırıl internet gidiyor.

restart ettiniz mi? kapatip acmaktan soz etmiyorum, kapama tusuna uzun basin, restart secenegi cikiyor. bizde de mi box var, genelde yapiyor bunu. kendini stand by'a falan alip sonra normale donemiyor diye dusunuyorum.

usb derken televizyonla mı ilgili acaba? usbyi tvye değil fişe taksanız

bir de saat ayarını yaptık dediniz ama fiş çekilince en başa dönüyor, fişi hiç çekmeyin. benimki öyle çözüldü.

usb aygıtı desteklenmiyor hatasını pc mi verdi? bunu yanında gelen adaptörle elektriğe takın direkt, pcye tvye bağlamayın.

Evet beslemeniz gerekiyor cihazı güce bağlamadan çalışamıyor.

Besleme de yapabilen bir hdmi çeşidi var mıydı aklımda öyle bir şey kalmış ama her tv'de yok tabi öyle bir şey varsa dahi.

Evet USB'yi hep takılı bırakacaksın. Hatta bazı tv'lerde usb elektriği yeterli olmadığı için yanında çıkan adaptörü ile kullanman gerekiyor.

Cok tesekkur ederim cevaplar icin. Rahatladim :)

2 kişi için duo tabii ki daha mantıklı. Aile'nin olayı 6 kişi zaten. 6 kişi olsanız kelle başı 5 liraya kadar düşüyor.

Hocam biraz yaşa ve konuma/amaca bağlı. Lisanstan yeni mezunsanız ve yapacak başka işiniz yoksa, çalışmıyorsanız falan veri biliminden yardırın. Matematik de bi konu neticede, iki saat fazla çalışırsınız olur biter.

İşin bir de mezun olunca iş bulmaya faydası boyutu da var. Yani siz sadece "kolay olsun" diye yaklaşmışsınız ama bir şey kolay olunca faydası da o kadar fazla olmayabilir, onu da göz önünde bulundurun.

Ha zaten işim gücüm var, bonus olsun diye okuyorum derseniz iş analitiği olabilir o zaman. Ama "gelecek için" dediğiniz anda veri bilimi öne geçiyor.