Ekşi Duyuru

Doge/usdt ile uğraştım biraz, 1 dk'lık grafikte düştü long açtım, çıktı short açtım. Çerez parası geldi 10x kaldıraçla yaptım işlemleri.

Önce 4 saatlikte macd, rsi ve bollinger banda baktım. Sonra 1 saatlik, 15, 5 ve 1 dk'lık zaman dilimine baktım.

Kaybettiğimde üzülmeyeceğim miktarlarla giriyorum, liq olduğum da oluyor, kendimi eğlendiriyorum.

Bende de benzer bir durum oldu, hatta karşımdaki kişinin geçmişi sildiğini vs düşündüm. Bir bilen varsa diye, başlığı takipteyim :)

bana da oldu sonra düzeldi arkadaşla birbirimize komikli fotolar atiyoduk başka birine atacam diye konuşmada ararken bi noktadan sonrasını yüklememeye başladı, 1-2 gün sonra düzeldi

Mesaj baslangicinin 2015 oldugunu net hatirladigim bir sohbete baktim simdi, duruyor.

@invictae bende de hepsi gitmedi zaten. Bazıları kayıp. %50 diyeyim.

Bende de yarısı gitt 1-2 gündür. Merak ediyordum sebebini

bende silinenler geldi kendiliğinden, komple sildim, iyi oldu

bende de bazıları geri geldi. garip, kafasına göre takılıyor bu aralar belli ki.

5 bin lira ile girdim 12 bin var şimdilik.

biner biner ekledim toplam yatırdığım ana para 10bin. bir ara 11.200 ü gördüm sonra aç gözlülükten 9000lere düştüm şu an başladığım yerdeyim.

ayrıca daha fazla kardaydım ama eridi tabii şu dönemde.

%60 kar yapmıştım ama 30'lara düştü son düşüş trendi ile beraber. Al sat yapmıyorum, bir ara çok yükseldiğinde karın bir kısmını çekmiştim ama yine ara ara aldım. Kısa vadeli değil de uzun vadeli düşündüğüm için düzenli olarak almaya devam edeceğim, bu tarz kısa periyotlu artış azalışlara takılmıyorum pek. Tabii bu sebeple shitcoinlere girmiyorum, daha oturmuş olanlarla ilerliyorum.

Ripple’a short açtığım tek işlemde 6000$ batırarak -20.000 TL falan oldum. Kaldıraç kumardır dikkatli olmak lazım. Şimdi ufak ufak toparlamaya çalışıyorum.

coin almadim ama bitcoin mine eden firma hisselerine yatirim yaptim. 3 bin dolar kadar eksideyim ama eninde sonunda bitcoinle beraber bu sirketin hissleri de yukselecek diye dusunuyorum.

4 sene önce X ile girdim geçen ay 12X ile çıktım

2017'de 3000 tl ile girdim, 25.000 tl'ye kadar çıkardım. 2019'da başladığım parayla, yine 3000 tl ile çıktım. daha da girmeyi düşünmüyorum.

Gecen hafta 10 attim 7.5 kaldı

yüzde 30 yukarıdayım
tamamen çıkmayı düşünüyorum
genel birikimimin %1i ile girmiştim

geçen ay girdim 500 dolarla. 1000 dolarla çıktım. daha bulaşmam. ufak meblağda bile strese sokuyor adamı. gereksiz iş.

1350 dolar le girdim 950 dolarım var şuan. 1050-1150 arası gidip geliyordu 950’ye düştü 2 gün önce. zararı bi çıkarsam arkama bakmam.

400 Euro harcadim, bir ara +180'i görmüstüm, simdi +40'tayim :(

bu iki hafta once haftabasi bnb falan bir artti ya hani, ondan tam bir gun once oylesine bir 100 euro atmistim, 107 olmus aninda cektim hehe. bana gore degil bu isler. fazla stresli.

etcil bir hayvan bitki ile beslenmez tabii ki.

ama insan salt etcil ya da salt otcul degil.

hayvansal protein almadan hayvansal proteinden daha fazla protein almak gayet kolay ve mumkun.

ayrica protein konusu vegan beslenmede sorun olan bir sey degil. olmasi da mumkun degil.

ben de bu protein almazsak olucez kafalarini anlamiyorum.

insanlık tarihinde, avcılık toplayıcılık zamanlarında, et ana besin kaynaklarından değildi yani diyetlerinin büyük çoğunluğunu oluşturmuyordu

etin olmazsa olmaz dair argümanlardan biri evrimsel olarak gerekli olduğu ve avcılık toplayıcılık zamanlarında insanların öyle beslendiği fakat besin kaynağı dağılımlarını araştırdığımda böyle bir şey göremedim

Bu konuyu 10 bin yıl öncesine göre değerlendirmenin pek anlamı yok, et yiyenler de mızrakla avlanmıyor. Koşup kaçabilen, kendini koruyabilen bir hayvanı avlayıp yemekle kafeste tutulan hayvanı yemek aynı şey değil. Yani evrime, türün özelliklerine ters bir şey olsaydı bile, "doğru" olarak kabul edilen şey de evrime ve türün özelliklerine ters olurdu.

Şu an Türkiye Kanada'dan mercimek ithal ediyor. Tarım yapılamıyor olsaydı, belki de bitkisel beslenmek daha zor olurdu. Ama Brezilya'dan da sığır ithal ediliyor, yani hayvansal beslenmek de daha zor olurdu.

Dünyada beslenme için kullanılan hayvan popülasyonunun bu kadar fazla olmasının sebebi bu hayvanların beslenme için üretiliyor olması. Vahşi doğada yenebilecek o kadar hayvan olmayacaktı, bu kadar nüfuslu bir dünyada herkesin avlanıp beslenmesi mümkün olmayacaktı. Yani sadece evrim değil, kültürel ve ekonomik düzen de etkili.

Protein konusu da çok yeni bir şey değil, uzun yıllar bitkisel protein yeterli mi diye düşünülmüş, araştırılmış. Geçmişte birbirini tamamlayan yiyeceklerin aynı öğünde yenmesi gerektiği söylenirken, son yıllarda gün içinde çeşitli beslenildiğinde, yeterli kalori alınarak, protein eksikliği çekmenin mümkün olmadığı söyleniyor. Şuraya bakabilirsiniz: en.wikipedia.org

Buradaki önemli nokta çeşitli beslenmek. Sadece tahıl yerseniz, yine yeterli protein almak mümkün, ancak gerekli tüm aminoasitleri yeterli düzeyde almak için yemeniz gereken miktar çok daha fazla, kalori sınırını da fazlasıyla aşarsınız. Bu nedenle tahıl, bakliyat, kuruyemiş, meyve ve sebzeleri karışık ve bol çeşitli olarak tüketmek protein sorununu çözüyor.

Aslında bazı geleneksel yemekler bir şekilde (belki de tesadüftür) protein tamamlayacak şekilde hazırlanıyor. Örneğin kuru fasülye veya nohut yemeği yanında pilav veya ekmek yiyoruz. Humus ve ekmek, burrito gibi farklı kültürlerde bulunan geleneksel yemekler de buna uygun.

Bitkisel besleniyorsanız ve günlük kalori ihtiyacı normal seviyede olan bir insansanız, çeşitli beslendiğiniz sürece çok kafa yormaya gerek kalmıyor. Ama sporcuysanız, günde 5-10 bin kalori almanız gerekiyorsa da araştırıp sporcuların nasıl bitkisel beslendiğini öğrenebilirsiniz.

Etçil hayvanlar rastgele bitkilerle, sadece brokoliyle beslenemez tabii. Ama vegan kedi ve köpek mamaları var.

Hayvansal gıdalardan gelen proteinle bitkiselden gelenin aynı kalitede olabileceği fikrine gerçekten inanarak katılabiliyor musunuz anlamıyorum. Bakın bu bir yorum ya da görüş değildir bu bilimsel bir veridir: Bitkisel proteinler eksik aminoasit barındırır, yani tüm amoniasitleri içermezler, haliyle tamamlanması için birkaç farklı kaynağı birlikte tüketmek gerekir çünkü senetezlenip kullanılabilmesi için havuzda tüm aminoasitlerin olması gerekir. Ayrıca yararlılık oranı, yani vücudun kullanma oranı %50-55 civarıdır. Yani sen bitkiselden 20 gram protein aldığını zannederken 10 gram alıyorsun aslında, onu da başka bitkisel kaynaklarla almazsan kullanamıyorsun bile. Halbuki hayvansal proteinler tüm aminoasitleri barındırır sisteme girdiği an sentezlenir, kullanılabilirlik oranı da %90 civarıdır. Hatta yumurta %100 oranında kullanılır, elde böyle somut veriler varken ikisini aynı kefeye koymak çok anlamsız vegan arkadaşlar hiç bu bilimsel veriler üzerine konuşmak istemezler. Tamam ahlaki olarak etik olarak ben tüketmiyorum de geç, bu saygı duyulacak bir karar ama "ikisi de aynı abi bak şöyle şöyle makaleler var" demek bilimle örtüşen bir durum değil. Adamlar 150 sene önce bitkisel proteinle hayvansal proteinin aynı kalitede olmadığını bulmuşlar zaten hala niye yok yok aynı hatta daha iyi deniliyor anlamak mümkün değil.

NEJM'den makale paylaşan birine "vegan arkadaşlar hiç bu bilimsel veriler üzerine konuşmak istemezler." demek de...

Derginin impact factorı 2019'da 74,7.

hangi cikis?
hangi giris?

uygulamadan uygulamaya degisir.

standart kullanimda genelde 2xmono L+R olur, ama tutar da kulaklik cikisini stereo olarak alir onu baglamaya kalkarsaniz... oda size kalmis.

aletlerin kullanimini, modelini yazarak internetten bakarsaniz durumunuza en uygun cozumu bulursunuz.

Ses kartında tek jack girişi var o yuzden tek kablo olacak.

Prosesörün amfi veya kulaklık çıkışından ses alacağım.

Yada ses kartında tek giriş olanlar için en mantıklısı hangisiyse onu yapayım

Aletler pod go ve presonus ione

mono jack cable işte. Mono.

Prosesörlerde amfi çıkışı mono olur, yanında stereo için ikinci bir çıkış da olur (benimki öyle), kulaklık çıkışı stereo sanırım ama mono sesin iki kanala yayılması olmalı, denemedim.

Zaten gitar kaydı yapacaksan iki kayıt almayı önemse, biri sol kanal öbürü sağ kanal olmak üzere (olmadı dijital olarak işlenmiş farklı amfili bir halini öbür kulağa at) Stereo genişlik muhabbeti için bu çok fark ettiriyor.

ione'da yalnizca mono giris oldugu icin pod go'da stereo out verse bile siz mecburen bir cikisi kullanirsiniz.

prosesorde hangi cikis mono kullanima uygunsa (pod go arkasinda yazar, genelde Sol(L) mono icin tek basina kullanilir.) onu ses karti input'a (inst diye belirtmis ses kartinda) baglayabilirsiniz.


fakat plot twist: pod go'da zaten USB audio varmis. direk usb ses karti gibi kullanma imkaniniz varken neden araya ses karti sokuyorsunuz?

idexo, valla bilmiyordum ki:)) en üst modellerde helix serisinde var sanıyordum sadece o özellik

ione’dan daha mı iyidir bundaki yerleşik ses kartı?

en azindan direk stereo kayit imkani olur.

ping pong delay kullaniyorsaniz mesela efekti dogru durust duyarsiniz.

oburunden daha kaliteli midir bilemem, fakat araya soktugunuz her bir cihaz ayri bir ayar gerektirir, diger yandan gurultu esigini artirir. bir nevi sesin kalitesini olumsuz etkiler.

"gain stage" icin direk usb daha iyi isinizi gorecektir.

line 6 urunleri zaten kirk yerde "clipping" sorunlari cikaran urunler. bazen ince ince ayarlamak gerekebiliyor.

ben olsam direkt USB kullanirdim.

girişten kastınız mikrofon/jak girişi muhtemelen..
prosesorden kastınız da gitar prosesörü... prosesörü neden ses kartına bağlamak istediğinizi anlayabilmiş değilim. misliyle daha kaliteli softwareler bilgisayarda mevcut zira. ayrıca kayıt kuyut işleri için zaten daha doğal bağlamak lazım enstrumanı..
ayrıca ses kartınızı değiştirmenizi öneririm. en azından 2. el bile olsa bir m-audio'ya geçerseniz sınıf atlamış olursunuz..

daha önce soruldu. malesef siz muaf değilsiniz. çevirme olursa ceza yersiniz. online başvuru yapıp izin talep edebilrsiniz. (edevlet ten diye duydum)

Taksiye yanda otobüsü tercih edebilir. Bileti göstermesi yeterli. Olağanüstü şartlardayız bu nedenle fazladan maliyetlere katlanmak zorunda kalıyoruz.

maceracıysanız arkadaşınızın biletini internet tarayıcısı ekranında görüntüleyip adınızı soyadınızı vs. yazabilirsiniz. ama dönüş için de bir bilet ayarlamanız gerekir tabi. gerçi onu da aynı biletteki uçuş saati ve gidiş geliş i değiştirerek yapabilisiniz. çıktı alır gösterirsiniz çevirme olursa

evet sorulmuştu bu daha önce. soran kişi kaymakamlığa gidip izin belgesi istemişti, verdiler.

kısıtlamalar içindeki en saçma uygulama bu.
cumartesi günü havaalanına bırakılmam gerekiyor. ancak sadece benim biletim olduğu için benim sokağa çıkma şansım var. bırakacak kişiye ise izin çıkmıyor.

bu saçmalığı çözebilen bi yeşillendirsin lütfen.

ikisini de kullanabilirsin. paribu da var.

Domates bile alacak olsan illa olumsuz yorum yapan çıkıyor. Ben 2017'den beri btcturk'te ve binance'da işlem yapıyorum. Herhangi bir sıkıntı yaşamadım. Dikkatli olmak lazım, acele etmeden sakin sakin siteleri inceleyerek hareket edin bir sıkıntı yaşamazsınız. Site arayüzleri gayet açık ve net.

bu işlerden hiç anlamıyorsanız paribu iyidir. biraz anlarım youtube'a girip video izleyip bu işleri çözerim derseniz binance da iyidir. binance'e geçecekseniz masaüstü uygulamasını kullanın daha pratik geldi bana. binance, btcturk, paribu hepsi güvenilirdir o konuda çekinceniz olmasın.

coinzo gördüm. türkiye'de altyapisi. ben de almayı düşünüyorum.

hiç bilmeyen biri olarak arkadaşlarımın tavsiyesi ile binance ile girdim. hatta paribunun alt coinlerde eksiği varmış falan, önermediler. başlarda zorlandım ama videolar izleyerek çözülüyor. kendim de boş zamanlarda kurcaladım, öyle öyle öğrendim biraz.

Binance.

n11'den almıştım ben basit ötesi dandik bi dizaynı var ama epey iş görmüştü.

urun.n11.com

Tekrar ediyorum kaliteli müthiş bişey değil aksine lamine mdf ve basit raf ayakları ve menteşelerden oluşan bir ürün fakat gayet iş gördü.

ikea'da vardı yanlış hatırlamıyorsam.

www.ikea.com.tr

Bunu önceki evimizde mutfakta kullandık, bir süre ofis masası olarak bile iş gördü. Şimdi balkon masası olarak kullanıyoruz, seviyoruz.

Bence güzel ama havalar ısınmaya başlıyor. Alıp 9 ay rafta tutarsın gibi :)

Rahat kullanışlı güzel.
Desa ya da bakın. Hemen hemen aynı modeller oluyor. Sürekli de indirim denk geliyordu yakın zamana kadar

@r evulation 375 e düşüyor sepette

Sektörden bildiriyorum deri bir bot için pahalı değil.

365 liraya deri bot aliyorsan al bence zaten. ki guzel de sayilir.

Hotiç'e de bakabilirsiniz. Botlar sepette 200 küsurlara düşüyor.

www.hotic.com.tr

Ben de bir kadın gözüyle pek beğenmedim.

@faithless hotiç’ten 3 gün önce bot aldım. Çok büyük bir indirim yaptılar.

Adamlar 2 gün boyunca faturalamadı ve kargolamadı haliyle ürünü. Sonra da stok bitti dediler, yani dün işte.
Paranızı iade edeceğiz dediler. Dedim niye sattınız o zaman. Diğer satış kanallarından satılmış, dedi şaka gibi. Beni ilgilendirmez dedim. 20 lira çek veriyoruz diyip olayı kapattılar.

Böyle yerden kalem bile almam artık.

@beğenmeyen arkadaşlar

Yerine bir alternatif atarsanız efsane olur:! Ben bot konusunda hiç titiz değilmişim onu anladım, çünkü hepsi cool geliyor:))

teleparty'i mi diyorsun? bizde öyle hata olmuyor.

Evet teleparty diyorum. Bizde çok saçmaladı hocam. Bazımızda atlaya atlaya gidiyordu film

Maalesef alternatif değil tam ama biz Zoom kullanıyoruz teleparty çalışmaz ise :(

Amazonprime'ın kendidinin uygulaması var içinde mesela netflix şart değilse.

Cok benzeri basima geldi surda anlatmistim :
eksisozluk.com

Kredi karti da benim uzerime gozukuyordu bi de... (turkiyede isim soyisim ayni olan baska kimse yok)
Bankayi aradim adiniza acilmis bir kart yok dedi, sahibindene ulamadim sadece sifreyi degistirdim.

teknoseyir'den murat gamsız'ın hesabına da zorla anlaşma imzalatmaya çalışmıştı site. sanırım büyük bir açıktan dolayı kullanıcılara karşı sorumlu olmamak için böyle birşeye başvuruyor sahibinden.com. sitede büyük açık söz konusu muhtemelen ve bir türlü üstesinden gelemiyorlar.

benim de başıma çok benzer bir olay gelmişti birkaç yıl önce. sahibinden hesabımı biri çalmış, çok ucuza bir iPhone ilanı yayınlamış insanlarla mesajlaşıyordu benim adıma. sonra birden kapatıldı hesap, bi daha o mail adresini hiç kullanamadım saibinden'de.

sms gidiyor evet. gecmis olsun. sms olmasa da o numaraya beles hak tanindi sizin davet gitti.

ben mesela oteki telefonumdan davet ettim ama sms kisminda skip yaptim sonra arkadasima dedim git numaranla kaydiol simdi diye.

Hak gitsin önemli değil de ex’e attık ahah. Ulan arkadaş ya. Sms gitmemiş olma ihtimali hiç mi yok:)

sms ekranı gelince yolla demediyseniz sms gitmemiştir. Ancak o kişi clubhouse'a kaydolmak istediğinde numarasını girince muhtemelen anında üyeliği onaylanacak ve profilinde davet eden olarak sizin isminiz yazacak. Uygulamaya mail atıp daha sağlıklı bilgi alabilirsiniz.

@ sanquis pending'de duruyor geçmiş olsundu bana.

Damat koğuşu filmini söyleyebilirim sanırım. Kiminle nasıl empati yapacağını şaşırıyor insan. Çok garip bir filmdi.

black mirror / metalhead bölümü

The Assassination of Jesse James by the Coward Robert Ford

gone girl.

the game

muhtemelen bu:
vimeo.com

@ankaralecisi sizin link sözlük anasayfası

@uuth hocam bu değil ama bu da güzelmiş teşekkür ediyorum. Benim aradığım videoda, bir sahnede, yine bu illüstrasyonlar gibi hareketli, pipetle bira içme sahnesi vardı ve bira taneli idi.

yanlış link girmişim. doğrusu bu olacaktı.
youtu.be

Bu da değil ama bu da iyiymiş. Teşekkürler . Kendim bulursam ekleyeceğim buraya.

Hocam birincisi Mason olan birinin kendini açığa çıkarması ne derece mantıklı? Hiç inandırıcı geliyor mu size?

İkincisi aidat olsa bile böyle komik rakamlar mı ödenir? Koskoca milyarder adamlardan bu kadar komik bir meblağ mı alınır? Adamların olayı sisteme para vererek dahil olmak değil ki. Önemli kuruluşlara gelerek Masonluk lehine icraatlerde bulunmak.

@İnatçılığın yeryüzündeki temsilcisi masonların başkanları (kendilerine üstat diyorlar) gizli bilgi değil ki neden açığa çıkarmak deyimini kullandınız? Son seçilen mason başkanını normal ana akım haber sitelerinde bile görebilirsiniz

Ayrıca her ne kadar meblağ küçük olsa da milyonlarca tl den bahsediyoruz bu az değil.

İşin başında kazanan bir kişi yok, yine kendi etki alanlarında değerlendiriliyodur o aidatlar.

Ayrıca masonluk öyle çok gizli bir örgüt değil, network oluşumu, böylece seneler boyunca kendilerine zenginlik sağlamışlar. Ama artık demode bir halde bence.

Birkac mason taniyorum, ayda 3-5bin lira adamlara sinek viziltisi gelir eger oyle bir aidat olayi varsa. "Tokatlanan garibanlar" diyince aklima tosunun vurup kactigi sark kurnazlari geldi, bu abiler o gruba dahil degiller kardes, sen mevzuyu baya yanlis anlamissin :)

Dostlar tokatlanmak demek sizce kazancınızdan fazlasını kaptırmak mıdır?:)

Ahmak ıslatan bilir misiniz ahmak ıslatan? Onda da yağmur az gibi görünür çıkarsın yürürsün ama eve geldiğinde donuna kadar ıslanmışsındır.


Bu da o misal düzenli olarak yıllarca, on yıllarca süren bir söğüşlemeden bahsediyoruz.

500-1000 liranın o insana koyup koymamasından değil bunu idrak ediniz rica edeceğim:)

30k üyesi olsa 1k aidat olsa 30m paradan bahsediyoruz aylık bireylere koyup koymamasından değil.

Şöyle düşün: İnsanlar aidiyet hissetmek, zor gününde destekleyecek birilerini bulmak, iş bağlantıları kurmak için de kulüplere üye olurlar. İlla senelik 1000 TL verdim, nereye gitti bu para diye bakmamak gerekebilir.

Abicim 30milyon tl adamlar icin para degil, adamlarin dunyanin obur ucunda gayet guzel binalarda lokalleri var, duzenli toplantilar duzenliyorlar. Bu adamlar senede 1 milyar dolar falan donduruyordur dunya capinda. Sirf binalarinin bakimi milyonlarca dolar tutar.

Dedigim gibi eger bir aidat var ise bu ayda 1000tl falan degildir, cok daha fazladir. Zenginler yurt disinda golf kuluplerine senede $100k aidat bayiliyor, cogunun da golf falan oynadigi yok, is baglamaya gidiliyor, golf bahane.

Antenleri acin biraz...

yazdıklarının çoğu yanlış.

ilk giriş aidatı yüksektir biraz doğru
senelik aidat 1000 lira civarında

para ödedikçe level atlamıyorsun.
belli sunumlar, felsefi konularda tez verdikçe level atlıyorsun.

ilgini çekmiyorsa sen girme, ardahanlılar derneğine de böyle inceleme yapıyormusun? tokatlanan gariban diyor musun üyesi değilsin diye?
onun gibi düşün.
üyeler(kardeşler) mutlu orada olmaktan
sen değilsen gelme.

not:
masonların başkanlarına "üstad" denmiyor.
bir yanlış bilgi daha.

üstad 3.seviyeye geçen tüm masonlara denir.
bir locanın başkanına "üstad-ı muhterem"
en üsttekine de "büyük üstad" denir.
bunlar idari görevdir, içeride karşılaşınca, genç yaşlı, üstad, çırak, herkes birbirine kardeşim der

taksimde yan yana 3 bina var nuru ziya sokakta
ankarada bina var, izmirde var.
bunların bakımları, inşaatları, elektrikleri, güvenlikleri, çamaşırhaneleri var para oralara harcanır.
yani kısaca mason olan kimse (en üstteki görevliler kurulu dahil) maaş almaz bu işten.
bu üstteki giderlere verilir, personele maaş verilir (güvenlik temizlikçi)

direk çıkarımlarda bulunacağına; sorarsan anlatayım sana başka merak ettiklerin varsa.

@the cat in the hat
tam tersi
tanrı inancın yoksa
(türkiye için, 3 büyük dine inanmıyorsan)
giremezsin.

Mabedlerde
Kuran-ı Kerim
İncil
Tevrat hepsi açıktır.

Osmanlı masonlarında şeyhülislamlar var mason olan.
Üstadı Muhterem'i hacı olan loca var bildiğim :)

Din değildir masonluk, en ufak bir dini ritüeli de yoktur.
Felsefi bir topluluktur

Ofisim beyoğlu mason locasının sokağında. Akşamları ayine geldikleri araçların en kötüsü mercedes. (pandemi öncesi, şu an her akşam ayin var mı bilmiyorum) 500tl aidatlı bi yer değil gibi :) Hepsi kodaman abiler belli. Ayrıca mesele aidat değil kendi içlerinde kurdukları işbirlikleri.

@summatinyourteeth hocam sadece meraktan soruyorum mason olmak isteyen sıradan biri ne yapar, nasıl katılınır bu ortama? birisinin referansıyla mı olur sadece?

Evet Referans önemli
Geliş amacınız nedir o çok önemli
Para kazanayımsa derdiniz boşa gelmeyin.
Ama 1 2 tane kendi kendini teklif eden kardeş de gördüm.

Katılan her 100 kişiden 30 40 ı gider kısa sürede.
Meraktan, kazanç amaçlı gelenler giderler

Birkaç sene evvel mason locası büyük üstadı dernek geliri olan birkaç milyon lirayı zimmetine geçirmiş, büyük skandal olmuştu. Ancak parayı bastırıp haberi silmisler sanırım, arayınca bulamadım.

Benim masonlukla içli dişli olan tanıdıklarım oldu. Maksak muhabbet olsun odaklı bir oluşum. Herkes sırayla Atlantis kayıp teknoloji ler falan gibi boş komplo teorileri üzerine sunumlar yapıyor.

Mason olamayanlarin daha dışa açık dernekleri, Lions kulübü ve benzerleri de genel olarak rakı ve mangala toplanıp, muhabbet edip, topladıkları paralarla bağış ve sponsorluk yapıyorlar.

Olay tamamen bir gruba ait olmak, yalnız hissetmemek.

Haberi buldum, tarihi yanlış hatırlıyormusum

www.internethaber.com

etiketin uzerinde ureticisine bakin, tanidik uretici olabilir

migros, a101, bim vs kendi markali urunlerini hep buyuk ureticiler uretiyor,

ornegin migros sut diye alirsiniz uretici tikvesli danone'dir
a101 recel alirsiniz tukas uretir falan

buldum

migros-dali-storage-prod.global.ssl.fastly.net

etiketin en altinda sezen gida yaziyor, google aramasinda anavarza bal cikiyor

anavarza bal iyidir balparmak gibi, bence alinabilir

En kötü kovanların etrafına glikoz koyuyorlardır, normalde de bal glikozdur zaten. Sorun olmaz.

Ben beğenmedim. Diğer markalara (Kozan bal veya TKV) bakabilirsiniz.

Bal için bilmiyorum da eskiden Migros marka ürünler daha kaliteliydi. Tereyağ margarin gibi olmuş. Peynir de bozmuş

Bence bu ballarda bi hile var. Bizim köylüden alıyoruz balı, tadı bunlardan çok başka. Marketten alcağıma yemem daha iyi.

arıya rafine şeker verince de enzimleyip kustuğu şey bildiğimiz "bal". yalnızca içerisinde vitamin ve sair mineraller az olur ya da hiç olmaz. haliyle kalitesizdir en fazla.

herhangi resmi bir bilgi vermemekle birlikte yalan söylemeyin, gerçeği söyleyin. uyku tutmadı geç kalktınız yola geç çıktınız varacağınız yere varamadınız. geldiğiniz yer belli, arfettiğiniz yol belli. aldığınız benzin fişini atmayın gösterirsiniz. sorun olmamsı gerekir...

insanlık hali neticede. ayrıca yol izinlerinde ardındaki güne de taşıyor bildiğim kadarıyla (emin değilim)

Seyahat izni 36 saattir kafanız rahat olsun.

gerekli evrakları sunarsanız, 3-4 saat.

65 yaş üzeri için aldığımda anında onaylandı.

gidilir sıkıntı olmaz.

Ben gittim ama polise denk gelmedim,
e devletten ikametgah indirmiştim, burada oturuyorum, en yakın nöbetçi eczane bu diye.

Nöbetçi eczane telefondan ekran görüntüsü almıştım, biten ilacın kutusu ve kimlik.

Alışverişden fiş almıştım, şu saatte aldım dönüyorum diye


Bu kadar detaylı niye yaptım Murphy yasası sebebiyle, detaylı düşünürsen olmaz, dusunmezsen olur

Teşekkürler hocam sizin kadar detaylı hazırlanmadım ama dönüşte ben de fiş aldım. İlacımı aldım geri eve döndüm. En yakınımdaki eczane araba ile gidilebilecek mesafede idi. Herhangi bir sorunla karşılaşmadım veya çevirme olmadı.

olur olur. 10-15 dk çalışsın. haftada bir kaç kez çalıştırsan yeter.

yeni nesil araçlarda çalıştırmak yeterli oluyor fakat bazılarında uzun yol yapmanız önerilir.

aracın menüsünden voltaj değeri okuyabiliyorsanız o değerlere bakarap birşeyler söylenebilir akünün durumu hakkında.

çok gerekli değilse akım çekecek herşeyi çıkartın araçtan. kamera vs.

Yeterli gelmeyebilir. Dinamonun gücü/ömrü de önemli. Flase pretension'ın dediği gibi akım çeken şeyler de önemli.

boşa alıp aracı 1500 devirde tutarsan daha garanti olur.

Genelde şarj dinamoları rölantide 13,8 V gazda 14,4 V elektrik üretir, yani rölantide düşük voltaj var özetle.

Aracın aküsünün o anki voltajını ölçmeden, dinamonun ürettiği enerjinin kapasitesini bilmeden şu kadar dakikada/ saatte şarj olur demek yanlış olur.

Ölçü aleti varsa bir iki denemden sonra süre hesaplanır, her seferinde ölçmeye gerek kalmadan belirli bir süre araç çalıştırılarak şarj edilir.

Araç ne kadar süre yatıyor? Bir aydan fazla yatıyorsa aküde sıkıntılar olur, araç uzun süre yatacaksa akü sökülüp oda sıcaklığında saklanmalı, ayda bir şarjı kontrol edilip gerekirse şarj edilmeli.

Bunu yapmayacaksak ayda bir en az bir saat (yine salladık süreyi) araçla dolaşılmalı, hem yürüyen aksam da bi kendine gelir, paslanmanın karıncalanmanın önüne geçilir.

1- diğer üniversiteler tepkisiz, keşke tepki verebilseydik
2- yüzde 0

direnisi ve fazlasini hakli bulmakla birlikte, bogazicililerin baska unilere olanlari umursadiklarini pek sanmiyorum ki mevzu kendilerine bulasana dek bi sey de yapmadılar (bilmedigim bir sey olduysa uyarin). muhalefetin genelinde bana dokunmayan yilan bin yasasin mantigi hakim. isin ucu kendilerine dokunmuyorsa 3 maymunu oynarlar. dokununca da 'bizden korkuyorlar ondan saldiriyorlar' gibi kime ne faydası oldugunu cozemedigim bir ego masturbasyonuyla eylemsizliklerine devam ederler. tam da bu yuzden geziye falan donusmez diyorum.

Ege üniversitesinde de aynısı oldu fakat oldu bittiye geldi unutuldu

+1

+1

+1 ilgili olay: www.diken.com.tr

Devam ediyorum ama olayı bile unuttum. Bir de yörsan'ı ediyorum, onun da işten çıkarmayla ilgili bir şeyleri vardı 5-6 sene önce. Gerçi battı onlar heralde.

+1

Devam ediyorum ama olayı bile unuttum +1
Bağdat baharatı falan da boykot ediyorduk, arada "biz bunu niye almıyorduk ya?" deyip devam ediyorum.

hala devam ediyorum ben de

Bagdat baharati da pinari da hatirliyorum olaylarin ne oldugunu. Pinara devam ediyorum ama bagdat baharat almayi hic birakmadim

+1

+1

+1

Durmak yok, devam.

+1
Bu tarz boykotlarda, boykotun nedenini unutsam da umursamıyorum.boykot ettiysem yapmışlardır bir şey diyorum.

hiç katılmadım. benim gözümde her "şirket" sistemden sorumlu ve içinde bulunulan kötü koşullar için üç aşağı beş yukarı suçludur. bu büyüklükte şirketler söz konusu olduğunda diğer şirketler çok masummuşçasına hareket etmemeyi tercih ediyorum, aldığım ürünün kalitesine bakarım, o da anlayabildiğim kadarıyla...

devamkeee

bunca süredir sadece 1 kez sütünü almak zorunda kaldım alternatif olmadığı için, yani devam.

+1

Ayrıca bağdat baharat +1.

+1

+1. Ayrıca Sütaş da almıyorum.

+1

bağdat baharat +1

Sütaş Pınar ve Ülker ürünlerini çok çok zorda kalmamışsam almıyorum . Sek tercih ediyorum bubkarın yerine

+1

ben de hala almayanlardanım. zaten ondan daha lezzetli alternatifler var. olmasa da almamaya devam ederdim.

pınar zaten lezzetli değil ve aşırı fiyatlaması var. önceden de almıyordum. şimdi kampanya olsa bile almıyorum.

Gain de doğu demirkol stand up ve mfö belgeseli var mesela

su an atv milyoner izliyorum

ara ara tv8 o ses'e gecerim

bir de ntv'de bir zamanlar belgeseli oluyor ara ara ona da gecerim reklam aralarinda

Gece 12 oldu mu aç victorias secret 2008i

ibo şov tabiki

twitch'te becevit kanalı. Şu an Özgür Özel konuşuyor, birazdan Selin Sayek Böke, Erkan Baş falan gelecek. TV'deki herhangi bir kanaldaki programdan çok daha keyifli ve kaliteli bir ekip ve program var.

İbo şov ne ayrıca yaa, hala izleyen var mı onu

ben daha yeni bunun ekf 7700 ünü aldım. pek beğenmedim. kullanışlı gelmedi.

Zaten bi bu var bir de philips in modeli bu fiyatlara, ikisi de aynı iş görür

Bu markayı tavsiye etmem. Demlik kırıldı neredeyse bir kahve makinası fiyatına yedek demlik aldık. Gidin yerli Beko Vestel bir şey alın zaten hepsi aynı işi yapıyor.

1-support.apple.com

Bu konu defalarca soruldu, Aratırsanız çıkacaktır

Sence 24 liraya da alınabilen "orijinal" lisansı Microsoft 1.899 liraya satabilir mi?

Legal olarak kullanmak istiyorsan Windows 10 Home 1.299 lira. Yok illegal de olur diyorsan bunlara para vermene gerek yok. KMS Pico zaten windowsu aktifleştirebiliyor.

orijinal alabilirsin ama daha bilindik sitelerden bak.

2 yıldır sorunsuz kullanıyorum yazilimbudur diye bir siteden almıştım.

geçenlerde lazimbanadan aldım. bi 9 ay kadar önce de gittigidiyordan almıştım. ikisi de sorunsuz çalışıyor. ayrıca bunların yerine kms pico öneren adamdan tavsiye alma. biri crack yazılım binbir tane farklı şey olabilir arkasında biri sıradan windows key. aradaki fiyat farkı ekşi başlığında detaylıca anlatılmıştı ordan okuyup bilgilenebilrisin ama kms pico tarzı şeyler önermem.

Ders gibi olur mu bilmiyorum ama pearl jam’in jeremy isimli şarkısının güzel bir hikayesi var. Evde anne babadan ilgi görmeyen, okulda diğer çocuklardan şiddet gören jeremy en sonunda elinde silahla sınıfa girer. Öğretmeninin ve öğrencilerin önünde intihar eder...

ders olur mu bilmem ama dert olmuş :-)
Beethoven Giulietta Guicciardi'ye aşıktır. Ama babası Beethoven'dan daha zengin biriyle evlendirir. Beethoven'e dert olur tabi ki. ortaya Moonlight Sonata çıkar.

www.eksd.org.tr

ogrencikariyeri.com

www.hurriyet.com.tr

Shostakovich 7. Senfoni, leningrad senfonisi?

Hocam konuya hiç hakim değilim ama biri watt, yani güç (verimlilik diye düşünün, enerji başına şu kadar iş yapıyor gibi) ölçüyor, diğeri ise normal basınç, muhtemelen direkt aletin emiş gücü bu.

Bu ikisini birbirine çevirmek anlamsız olur. Yani zaten farklı birimler oldukları için çevrilemezler de, bi yerden bi bağlantı kursanız bile aradığınız şeyi vermez.

O yüzden bence Pa'dan şaşmayın.

Her markanın kendince değeri var özellikle kablosuz olanlarda. Hiçbirinin de birbiriyle kıyaslanabilecek değerler olduğunu sanmıyorum. Ben günlerce kafamı çatlattım Amazon'dan hangi çin malı süpürgeyi alayım diye teknik detaylara bakarak. En son 22Kpa (2200pa) yazan bir model aldım, 22 de max modu, normalde 11 12 pa gibi. %98 normalde kullanıyorum ve yeterli. Kaç W olduğunu bilmiyorum yazmıyor.

Ofis için delonghi aldık 350W (Pa değeri yok), o da aynı şekilde gayet iyi çalışıyor.

Bazı markalar bunları bile yazmıyor sadece 22V yazıyor. Ben napıyım pilin değerini.

Ben 2b'de normal raspbian kullanmıştım torrentbox için performansın da yeterliydi bence. Ben pi'ye bağlı harici diske kayıt yapıyordum ama ethernet ve USB portunun aynı veri yolunu kullanması sıkıntı yaratıyordu. Yanlış bilmiyorsam 3b+da da aynı şekilde paylaşıyorlar.

cihazın kendi wifi modülünü kullanacağım ethernet yok.

Alpine linux.

Edit: rapsberry'de kullanmadım ama çok az kaynak tüketiyor diye container'larda bunu kullanıyoruz hep :)

Ben olsam archarm kurarım, de kurmayıp ssh üstünden çalışacaksanız zaten çok farketmez ram 50-100 mb oynar.
1b yi torrentbox olarak kullanırken büyük torrentleri indirirken büyük sıkıntı çekmiştim tavsiyem az bir overclock üstüne de swapı arttırmanız olur.

Oynanır aslında. Bağlantınız fiberse ve ethernetle bağlanıyorsanız sorun yaşamayabilirsiniz. Ben 16 Mbit fiber internetle gayet güzel bir deneyim alıyorum. Önce bi ücretsiz sürümde deneyin. Beğenirseniz Founder üyelik alırsınız. Ama şu sıralar almanızı önermem. CP 2077 yüzünden fena faka bastı. Founder üyelere bile yoğunluktan sıra bekletiyor. Şu hype geçsin, o zaman parayla alırsınız ama şimdi para vermenin zamanı değil.

Ben 35 mbit (fiber değil) ile doğru düzgün single player oynayamıyordum.

@plutongezegendegilmi İnterneti paylaşıyorsanız o performansı bayağı etkiliyor. Arka planda bir şey indirilmemesi, başka birinin interneti kullanmaması gerekiyor. Önceden telefonda Wi-Fi açıkken bile etkiliyordu ama son zamanlarda biraz daha stabil çalışıyor. Bir de bağlandığınız sunucunun çok etkisi var.

eğer pinginiz iyiyse 720p oynarsınız. ben fiber 35mbit ile 1080p gayet güzel oynuyorum.

porttan anlamıyorum ama evim cadde üzerinde ve çok fazla modem sinyali var. hepsi 2.4ghz nerdeyse ve bağlantıyı etkiliyor bu sinyal kirliliği. ac modem aldım asus ac- 750 modeli. şimdi farklı frekansta yani 5ghz de takıldığım için hiç etkilenmiyorum ve tavsiye ederim kesinlikle. internet hızım 75 mbps daha öncesinde 20-30 arası alıyordum hızı. şimdi tam kapasite. ama menzil sıkıntısı var 5hz frekansta da bilgin olsun.

Su an saygi dizisini izliyorum biraz bayik ilk bolum ama bakalim

new pope young pope
deutchland 86 bunun bir de öncesi sonrası vardı galiba.
alef
sıfır bir
the salisbury poisoning
chernobyl
six feet under

Bartu ben cok eglenceli
Ramy guzel
Kisa filmler fena degil.

leftovers ama bitmez o 2 günde. underrated kalmış müthiş bir dram.
euphoria da iyidir.

yarim kalan asklar izlemeye değer. tavsiye ederim.

Bozkır kesinlikle

Neler ücretsiz?

normal people

Her odanin esiginde 2.5 cm mermer mi var cidden? Saka gibi. O kosullarda olmaz tabii ama ise yaramiyor diyenler neye dayanarak bunu söylüyorlar anlamak güc, en fazla kötü bi ürün tercih etmislerdir.
Her neyse bugüne dek hep cesitli model xiaomi'lere denk geldim ve insansiz bir elektrik süpürgesi bir evi ne kadar iyi temizliyorsa o kadar iyi bu aletler, benim o kadar temiz süpürecek sabrim olmuyor bazen.

xiaomi roborock s5 max

imkanı olan herkese tavsiye ederim. bence bu robotların en büyük olayı haftada 2-3 toz alıp mop attığından dolayı toz kalkmıyor yukarı. küçük dostum aramıza katıldığından beri eşyalar daha az ve geç tozlanıyor. temizlik yapmaktan ve etrafımda yapılmasından nefret eden birisi olarak sürekli çalışsın istiyorum. aynısından temizlik takıntılı halama da aldık o da çok memnun.
bende eşik olmadığı için o konuda bir yorum yapamacağım. nette 2 cm kadar zıplıyor falan dediler ama hiç denemedim.

mükemmel bir alet, bugün hatta bir arkadaşımla konuştuk, onda da var, o övdü ben övdüm.

ama size gitmez, her odada 2.5 cm eşik varsa bir işe yaramaz açıkcası. sürekli oradan al buraya koy yapılacak iş değil.

tavsiye olarak çağırırım bir fayansçı yada parkeci, o eşikleri kaldırtırım, mutlaka da akıllı robot alırım.

dediğiniz modeli kullanıyorum. proyu. çok memnunum. sözlüğe de yazmıştım. ama olumsuz ne var dİye düşününce aklıma gelenleri söyleyeyim;
koltukların üstünü falan almıyor tabi. elektrik süpürgesinden farkı olarak söylüyorum.

halı üstüne rahat inip çıkıyor. bende eşikler yüksek değil, sadece balkona çıkamıyor, orada basamak kadar yüksek zaten eşik, e gitmesin diyorum. birkaç defa üşendim silmeye, kucağımda götürdüm yine de, süpürüp sildirdim. bir arkadaşımın eşiği yüksekti, eşik önüne tahta koydu. nasıl anlatsam bilemiyorum, eğimli bir tahta. eğimli tahtayı eşeğin iki tarafına da koydu, inip çıkıyor robot. "iyi bulmuşsunuz bunları, mutfak da eksik kalsın dememişsiniz" dedim. "bu kolaylığa alışınca her yer temiz olsun istedim" dedi.

filtresini altı ayda, olması senede bir yenilemelisin. çakmaları var, bir sorun yaratmıyor dediler. orijinalleri pahalı ama yan sanayide gerçekten iyiyiz, ben de çakma almayı düşünüyorum bundan sonra. çok pahalı değil onlar.

başka kötü yan bulamadım.
ben inanılmaz memnunum, bir sene olacak neredeyse. sadece yerde aksesuar bulundurmuyorum pek. saatim vardı yerde, düşürdü onu. normal mobilyalara falan çarpmıyor, ama yumuşak ya da iktirilebilecek bir engel olduğunu düşünürse dokunuyor ufak ufak.
elektrik süpürgesi ile geçmeden önce etrafı bi toplarsın ya, yerde kıyafet falan varsa süpürgenin borusuna tıkanır, burda da robotun süpürgesine takılıyor. geçen balon varmış yerde. ama şişmemiş balon. takılmış ona. bu durumlarda sana mesaj atıyor sorun var, bi gel diye. olduğu yerde duruyor. dibine kadar zorlamıyor yani.

toz-saç falan topluyor. eğer istersen "iki kere geç üstünden" diye ayarlıyorsun, bir kere daha geçiyor her yerden. ha, eksik olan yer var mı? duvarın tam dipleri ve köşeler belki 2-3 santim kadar çok gıcır olmuyor. çünkü malum robot yuvarlak, köşelerde altındaki güçlü süpürgesi ile değil, kenardaki minik fırça ile alıyor ve çok iyi olmuyor.

ben memnun muyum? evet. anneme aldım, akrabalarıma aldım-aldırdım. müthiş bir rahatlık. eğer "ay ben aşırı titizim, başkasının süpürmesine bile güvenemem" diyorsan uygun değil. ama "normal süpürüyorum işte" diyen biriysen yetiyor.

silme özelliğini özellikle yazın kullandım. halıları kilimleri kenara atıp, suyunu doldurup saldım eve. sildi. silme kalitesi süpürme kadar değil. paspaslıyor işte.

hasılı, beğenemeyenler biraz Masumlar Apartmanı Safiye tiplemeler olabilir. Ya da robot halıyı silkelesin, şöyle bir tozunu da alsın istemişlerdir. uzun yazdım ama, bu harikulade şirin şeyi herkes bilsin istiyorum. bi de, başka markaları incelemiştim, onların sensörleri iyi değil, o yüzden Xiaomi tercih ettim.

Bizde de roborock s5 max var.

Valla bizce gayet işe yarıyor. Hatta haftada 1 -2 kere filtresini toz tankını falan değiştirirken hayret ediyoruz ne kadar toz topladığına.

Bu arada bizim de banyo tuvaletin girişinde var eşik 2 santim falan. Tuvaletinkinden kendi atliyordu, banyodaki den atlayamiyordu ben her ihtimale karşın ufak bir rampa yaptım geçici çözüm olarak kirada oturduğumuz için. Şimdi kendi kendine takılıyor. Biz suyunu doldurup makineyi temizliyoruz sadece.

robot supurge'yi alip da ovmeyen insan gormedim.

O modeli kullanıyorum. Günde bir saatimı supurgeye harcamadigim için gayet güzel

Roborock S5 kullanıyorum ben de. Ben "ödediğime en çok değer ürün budur hayatımda" diyen tayfadayım. Yaklaşık 1 yıldır kullanıyorum ben de. Evde 2 kedim var. Robot yokken (tek kedim vardı o zaman) Yerde mutlaka kedi tüyü olurdu özellikle yaz dönemi. Çalıştığım için her gün süpürmem imkansız. Hafta sonuna kadar da mutlaka yerlerde, duvar diplerinde kedi tüyü olurdu çok fazla. Şu an hiç yok.

Süpürgeyi tek sefer çalıştırdığında çıkan kire toza inanamazsın zaten. Çok iyi temizliyor. En sevdiğim yanı ise yatağın ve salondaki kanepenin altını temizleyebilmesi. Normal süpürge ile oralar çok zor oluyor. Kediler de altlara girmeyi çok sevdiği için toz nedeniyle kirlenirdi. Şimdi öyle bir dert de yok. Pırıl pırıl oluyor.

Bende çok fazla halı olduğu için mop özelliğini nadiren kullanıyorum ama ona rağmen gayet temiz ev. Evli çift arkadaşım bana geldiğinde kadın olan "senin evin ne kadar temiz böyle" demişti :)

Aynı model bende de mevcut.
* Süpürgesi fena değil ama bazı ince şeyleri bazen bıraktığı oluyor (susam gibi).
* Sürekli şarjda kalması gerekiyor, eğer şarjda durmazsa bataryası bir çabucak boşalıyor, temizlik gerektiğinde öyle kalıyorsunuz.
* Süpürmesi tabii ki bizim süpürmemize nazaran daha uzun sürüyor. Arkada çalışsın kendi kendine derseniz tamam. Biz bazen pratik ve hızlı olmak adına kendimiz süpürüyoruz.
* Alan sınırlandırmaları getirerek belirli yerleri süpürtmesini sağlayabiliyorsunuz.
* Mop özelliğini hiç kullanmadım, kronik su kaçırma problemi var diyorlar. Bilemedim.
* 1-1,5 cm lik halılara çıkabiliyor. banyo eşiğimiz de salondan 1,5cm kadar yüksek. Sorunsuz çıkıyor.

Yani bir (bkz: irona) değil ama idare eder bir ürün.

xiaomi'nin en basit ve ucuz süpürüp silen modeline sahibiz. (düşük modeller en farklı özelliği batarya ve toz haznesi kapasitesi. ev küçükse tek şarjda sorun olmuyor.) bence tek eksiği kendi toz haznesini boşaltıp temizlememesi:) (evet duvar dipleri ve şarj istasyonuna çok yakın kısımlarını çok iyi temizleyemiyor)

m-pt.gearbest.com şurada çart halinde modellere göre engellerin bir karşılaştırması var. genelde almak istediğin modelin özelliklerinde bu bilgiler olur.

Akıllı telefonun ev hali, olmazsa olmaz

sanırım bulaşık makinesinin 25-30 yıl önceki durumu gibi. o zaman da "iki kişinin bulaşığından ne olacak, iki tabak iki çatal elde yıkayıveririz, bunun için makine mi alınır" diyen herkesin evinde, tek kişi bile olsa bulaşık makinesi var.

bizde henüz yok mesela. hala "sadece süpürge tutmak için ne gerek var, 15 dakikada süpürgeyi çıkarıp süpürüyoruz" diyorum. hala da gereksiz görüyorum ama alıp koysam büyük ihtimalle "ulan ne büyük rahatlıkmış" diyeceğim.

dsg ise ileride sorun çıkarma ihtimaline karşın servise götürmeyi düşünürdüm. iyi niyet garantisi ile sorun çıkarsa güzel fiyatlara tamir ediyorlar.

edit: koca manuel yazısını görmemişim. aferin bana.

Manuel araçta DSG olmaz zaten de, diğer aksamlar için iyi niyet garantisinin bozulmaması için 7. yılına kadar yetkili servis en mantıklısı.

Arkadaşımın Seat Ibiza'sının turbosu bozuldu. İyi niyet garantisi kapsamında değiştirdiler.

garanti olayı gözde çok büyütülüyor. kasko yaptırmayan adamlar gidiyor garanti süresini uzatıyor. 300-350 TL'ye özel serviste bitirin gitsin. düşünmeye gerek yok.

@unidentified haklı.
Özel bir servise gidin.

hatta yakınlık kurmaya çalışın.
Ustanın İşi düzgin olursa sonraki sefer de geleceğiniz hissini verin.
Garanti büyütülecek bir şey değil . Daha çok kendimize güvenmememizle ilgili bu konu.

Özel servis olsun yetkili servis olsun işin içinde "insan" unsuru var.
Arıza nedeniyle telefonunu ya da arabasını garantiye gönderip eskiden daha kötü halde teslim alan çok insan var. Mahkemelik bile oluyorlar.

Araç garantisi bitenler için bir de bazı markalar samimiyetsiz şekilde güya kampanya yapıyorlar:
Garantili günlerde boğazınızı,cebinizi sıktığımız yetmedi, garanti bitimi sonrası sizi özel servislere kaptırmamak için %'de bilmem kaç bakım indirimi başlattık.. diye.
Zaten araç garantiliyken o indirimli bakımı özel servisler daha görece daha itinalı yerine getiriyor.

Fiyatlar uçtu ama yine de yeni Araç alacaklara diyeceğim , aracı bilmem kaç binlira indirimli aldık diye sevinmesinler. yıllık bakım için baştan (oluyorsa) pazarlık yapın. Yoksa o indirimin acısını ozaman çıkarıyorlar

Yok elimizden kurtulur da bize gelmezseniz aracınız garanti dışı kalır demelerine aldırış etmeyin. Bildiğim kadarıyla garantis süresi içinde Aracın sadece başka servisler tarafından onarım ya da değişim yapılan parçası Garanti dışı kalıyor (Bununla ilgili mevzuat var )
Yani aracın elektrikle ilgili bir sorunu yapıldıysa koskoca motor vs. parçalar garanti dışı kalmıyor.

Facedeli araç gruplarında bazen araç bakımı sonrası " acaba kazıklandık mı, geçirdiler mi a dostlar " diyerek fatura paylaşanlar oluyor . Anladığım kadarıyla Sanırım vurgunlardan biri antifirizli cam suyundan kaynaklanıyor :)

şimdi reklam olmasın ama bimde yaklaşık 15 TL olan 5 litrelik cam suyunu baştan alın araç bakımına gitmeden önce kaputu açıp bir zahmet siz ekleyin. 20-30 TLniz cepte kalsın.

Ben de sürekli yetkili servise götürüyorum, 200 bin liralık araba için 1500 lira bir şey değil. Özel servislerde nasıl tokatladıkları belli değil, en azından yetkili servise güvenme şansın var

Tanidik usta ozel servisten daha iyidir. Ozel serviste cay kahve ikrami yapilir sadece. Paranızı yedirmeyin bunlara. Ozel serviste 300 tl ye biter bu is. Yazık.

Vw hibrit passata porsche servisi bakıyormuş burada. Otopark.com youtube sayfasında bahsedilmiiti.

bmw ve mercedes özel servisleri iki araca da bakar.

Tavuk durmaz hocam. Sen onu pişir, pişmiş şekilde 3-4 gün de bıraksan bir şey olmaz, istediğinde de yersin.

ben marinasyon halinde 2 gün bekletiyorum ama 3 bekletmedim tavuğu. bence bugün pişirin.

bildiğim kadarıyla bir kişi hangi parçanın ne zaman kaldırılacağını yönetiyor. kulaktan dolma bir bilgi ama bu. duyuruyu takipteyim.

Neyin altında ne olduğunu bilmiyorlar ki, azami dikkat ve özen göstermeli. Ya canlı varsa, ya canlıya zarar verilirse. Böyle dusunmeli

Eğer normali buysa yıkılan apartman 40 değil de beklenen İstanbul depremindeki gibi 40 bin olunca ne olacak? Kim kimi kurtaracak? Daha pencere camına sepetli vinç koyup 2 tane kediyi alacak donanım ve becerileri yok.

@fempusay,

üst üste sigara paketlerini koy ve her birini üstten tane tane "yukarı" kaldırıp başka bir alana geri koy. böylece zarar mı verirsin enkazdakilere yoksa alttakilerin yükünü mü azaltırsın?

ve ayrıca bunu başından beri yapsalar şu an orası çorak bi araziye dönerdi, yani moloz falan kalmazdı hepsi alınıp yan tarafına konurdu binanın diye düşünüyorum.

enkaz görüntülerine ne zaman baksanız binanın tepesinde ayakta duran 20 adam var, 4-5 tanesi çalışıyor.

bana saçma geliyor.

Blokları kaldırıp, sessizliği sağlayıp, canlı yaşam var mı diye bakıyorlar her seferinde. Betonlar kırıldıkça kalkan toz içerdekileri boğmasın diye enkazın üzeri sürekli ıslatılıyor. Canlı olduğu anlaşıldıkça ona ulaşmak için delerek ilerliyorlar. Elif'i sanıyorum 1.5 saatte çıkarmışlar. O süre zarfında enkazın altına birini indirip çocuğun yanında bekletmişler. Yapılacak en ufak hata yaşayanları da öldürebilir. O yüzden yavaş çalışmaları çok normal. Bildiğimden değil ama enkazı öyle tek tek blokları kaldırarak temizlenecek bir şey olarak hayal edemiyorum ben. Neresinde insan var kestirmek mümkün değil. Hatta insanların hangi odada bulunabileceğine odaklanıp o şekilde kazıyorlardı. O yüzden snap görüntülerini arıyorlardı sosyal medyada.

Daha iyi hatırlayan vardır ama 17 Ağustos depreminden sonra yaşam umudu kalmadığı zaman kepçelerle vinçlerle kaldırmışlardı enkazları. Bir sürü ceset parçalanmıştı. Tabii ki siz daha dikkatli bir şey öneriyorsunuz ama o kadar doğrusal olmayabilir mesele.

Şunu düşünün: sizin aklınıza gelen bu fikir ordaki yüzlerce görevlinin aklına gelmemiş olabilir mi?

Bu adamların bir çoğu 99 depremi dahil birçok depremde enkaz kaldırma çalışmasına katılmışlar. Profesyonel kaynaklardan eğitimler alarak bu günlere hazırlanmışlar. Yani sizin tv başında otururken akıl ettiğiniz gibi "üst üste sigara paketlerini koy ve her birini üstten tane tane yukarı kaldırıp başka bir alana geri koy" kadar kolay bir çözüm olsaydı ortada, uygulanırdı. Ama sigara paketine benzettiğiniz kirişler birçok yerinden kırılmış, un ufak olmuş beton yığınları. Ayrıca altlarında farklı açılarla kırılmış yüzlerce eşya ve boşluklar var. Bir yerine anı müdahale etseniz kaç farklı noktada nasıl bir basınca ve harekete yol açacak belli değil. İşte bu yüzden yaşam olan yerlere milim milim koridor açmakla uğraşıyorlar. Maalesef bahsettiğiniz gibi kolay bir çözüm yok. Ve yüzlerce, binlerce enkazın olduğu bir depremde bu ekipler herşeyi doğru yapsalar bile birçok kişi yardım yetersiz kaldığı için ölecek. Tek çözüm inşaat güvenilirliği.

okullar başladığından beri gün 2-3 temaslı öğrenci bildiriliyordu. geçen hafta günde 20nün altına düşmedi bu sayı. ayrıca 3 öğretmenimiz covid oldu bu hafta içersinde. iyi durumdalar ama çember daralıyor.

mantıklı mı? sence mantığa göre mi hareket ediyorlar? en başından beri attıkları hiçbir adımda mantık yoktu zaten. bundan sonra da olmayacak.

@black lamba, bence başından beri mantıksız zaten ama geçenki duyurumda herkes açılsın diyip duruyordu. bir kez daha nabız yoklamak istedim.

bu sefer açılmalı destekliyorum diyen yok sanırım?

belki subjektif bir bakış açısı ama gördüğümden yorumlarım.

1. bu cocuklar okula gitmediklerinde de sokak ve parklarda iç içe oynuyorlar. yani mart-nisan dönemi gibi çocuğu sıkı şekilde evde tutan ailesi sayısı muhtemelen az.

2. uzaktan eğitim özellikle ilk-orta dönem öğrencileri için bence uygun değil.

3. sınıf ortamında çocuklar sokaklardan daha sakin ve disipli oluyor genelde.

4. vektörü insan olan virüs salgınını insan olarak sokağa çıkmayarak bitiremezsiniz. bu ne maddi ne de manevi olarak mümkün değil. en temel bir bitişi tarihi olmaması. bunu sadece tr için de demiyorum. dünya genelinde durum aynı.

5. tüm bu sebeplerden virusle yaşamaya alışılması gerekiyor. bir aşı çıkarsa alışmak daha kolay olabilir.

açılsın diyenler öğretmenler yatıyor zannedenlerdi. şu anda öğretmenlerin yarısı 5 gün ve 30-35 saat gidiyor okula.

1-yani buyuk ihtimalle sorun olmaz ama risk var. ben 3 laptop 3 ipod touch 1dslr 1 telefonla (ekstra) ile turkiye'ye donmustum ama sans bu belli olmaz. getirecegi seyler sadece yazdiklariniz ile sinirliysa sorun olmaz diye dusunurdum.

2- biz yardimci olamayiz. burada "olur" desek bile otelle konusacaksiniz illa ki. butun oteller ayni degil.

Oteller kabul eder fakat bazıları gün Başına 5 dolar ya da tek kutu 10 dolar gibi fiyat tarifesi yapabiliyor. Otele yakın bir Amazon locker noktası seçerseniz locker dan ürünü alırsınız kayboldu derdi de olmaz. Ayrıca locker dan ürünü almazsınız geri otomatik iade olur ve hesabınıza yatar.

@monkey hocam, locker'a sığmıyor ürün maalesef. yoksa tam aradığımız hizmet ama olmadı işte.

Locker a sığmamasi kötü olmuş kafanız çok rahat ederdi. O zaman kalacağınız otele bir mail atıp sorarsanız en garanti cevabı onlar verir. Genelde 4-5 Yıldızlı otellerin hepsi kargoyu kabul ederler.

Otellerin içinde kargolarla ilgili bir bölüm oluyor, 10$ falan gibi bir para alırlar. Geçmiş yıllarda prosesör vs aldığım oldu ve sıkıntı çıkmamıştı. Fiyatlara bakın, guitarcenter'da falan daha ucuzsa ve arkadaşının vakti olursa gidip deneyerek elden de alabilir (önceden sorup ellerinde var mı öğrenin tabii). Amazon'dan aldığınızda dediğiniz gibi ilgilenirler ancak ürün Türkiye'ye geldikten sonra çok bir anlamı kalmıyor.

Sans isi gumruk. Cikarsa olacak sey otv ve kdv odetmeleri olur. O alinan urunlerin hepsi icin otv oldugunu varsayrak dedim bunu.

Hocam merhaba ben bu sene 1500 tl’lik sipariş verdim. Tereyagini falan buzlu kolilere koyup gonderiyor. Havale ile daha ucuza da gonderiyor internet sitesini unuttum ama ürünler güzel. Numarasını iyi referanstan ötürü verebilirim diye düşünüyorum.
Kars Dogal Koy Mandirasi : +90 (534) 510 38 25

takipteyim bulursanız benimle paylaşırsanız sevinirm

Link bulundu:
www.bogatepemandira.com

Karslıların bol yaşadığı bir yerde bakkallık, marketcilik, ya da kahvaltıcılık yapan bir yerde rahat rahat bulursunuz. Doğrudan getirip satıyolar dükkanda, sadece kaşar değil her türlü peyniri.

Bu mantık tüm yörelerin ürünleri için geçerli.

Musteri hizmetleri de gidip alin dedikten sonra ben olsam amazon baska kargoyla calisana kadar alisverisi keserdim.

Gerekli basvurulari yapmissiniz zaten, koca operasyonu tek basiniza degistirmeye calismak sinirlerinizi yipratir sadece.

iade et başka yerden al

mobil bölgelerle ilgili özel bir maddeleri oluyor kargoların teslimat detayı veren, muhtemelen o'na dayanıyorlardır.

Bu en az Mng kadar Amazon'un da rezilliği. Bu türden teslimat sorunları bilinen bir şeyken müşteriye birden fazla kargo firması seçeneği sunmaları gerekirdi. Amazon'la uğraşın veya başka satıcıları tercih edin.

Mng kargoya alternatif gelene kadar alışveriş yapmama kararı aldım. teşekkürler.

ürünü almaya gitmeyin.
ürün amazona geri dönsün. sonra kargo elime geçmedi diye "amazon hesabına" iade talep edin. (kreid kartına değil ama).
paranız anında amazon hesabına geçecektir.
sonra aynı ürünü yeniden sipairş edin ve yine iade talebi gerçekleştirin.
sonsuz kere bu işlemi tekrarlayın çünkü oturduğunuz yerden birkaç tıklama dışında kaybınız yok.
en sonunda ya amazon ya mng kargo size hizmet vermeyi ret edecektir.
türkiyede her amazon müşterisi bunu yapsa amazon türkiye olmasada
amazon amerikadaki ortadoğulu olmayan yöneticiler bu durumu fark edecek ve ne oluyor olm türkiyede diyecektir.

@aslindasorunpsikolojik kardeş, bu ancak filmlerde olur:)

1 lt'liği 45 tl civarında. 4 litreliği olsa olsa 150 160 tl'ye satılır diye düşünüyorum. onlineyedekparçadan parça almıştım ama bu sattıkları kuşkulandırdı doğrusu. türkiye zaten sahte yağ ve yedek parça konusunda cennet. geçenlerde de sahte hava filtresi yapan, yağ üreten yerler basılmıştı.

Filtreler ucuz şeyler zaten. Site de güvenilir bi site.

Ben de bakım için parçaları bu siteden alıyorum, site güvenilir. Filtron dandik bir marka, yan sanayi filtreler ucuz.

Bu arada Opel için GM marka (kendi orjinal) yağı kullanmayın. Aracınıza uygun daha kaliteli yağlar var (Liqui moly, motul, shell), araştırın. Filtreler için de Mann markasını öneririm.

Site güvenilir .alış veriş yaptım.
Motor yağı olarak biraz pahalı olabilir ama Liqui moly düşünün derim.

Adam sahte yağ yapsa nadir bilinen ve nadir satılan bir markanın sahtesini yapmaz, mantıklı değil. Çok satılan ve pahalı yağların sahtesini yapar.

www.amazon.com.tr

şu an prime ile 75 tlye geliyor. 60tan ucuz olursa alırım.

cevap değil diye silinecek kesin ama;
1- ya bana hiç reklam gelmedi (prime üyesiyim)
2- Seçtiğimiz üründe indirim olacak mı nasıl bileceğiz ?

saat 12 olmasını bekliyorum.

@beyintamircisi evet 124 ama şu an %15 indirim + prime 30 tl indirim ile 75 tl oluyor.

Telegramda şuraya alalım sizi;
Fırsat paylaşım grubu
t.me

Destek - Soru Grubu
@firsatlardestek

İkinci El Grubu
@ikincieltr

Alınık Grubu
@alinikilanlari

Çek-Kupon Alış-Satış
@cekvepromosyon

Şunun fiyatı çok iyi diye düşünüyorum: www.amazon.com.tr

Ben yazdığımda 3 bin küsürdü.

twitter.com

Odunu kullaniliyor, Satılıyor. Para ediyor. Daha çabuk büyüyor diğer ağaçlara göre. Ve daha çabuk çoğalıyor.

Meyve ağacı diksen 2 senede kurur. Hem bakımsızlık, hem hastalık, hem susuzluk sebebiyle.

Bakımı en az maliyetli olduğu, çam türleri için Trükiye'nin çoğu yeri doğal yetişme ortamı olduğu, ömrünün uzun olduğu, odun vb. ürünlerinin çokça kullanılabilir olduğu ve üretim maliyetinin en az olduğunu düşünürsek çam ağacı ile yapılan ağaçlandırmaların nedenini anlayabiliriz.
saydığınız diğer ağaçlar meyve ağacı olup yıllık bakım, gübre, ilaç ve budama gibi işlemler olmadan doğada tek başına bırakıldığında yok olup gitmekte ve/veya kısa ömürlü olması sebebi ile yeniden ağaçlandırma çalışmasına gerek duyulmaktadır.

Çam ağaçlandırmasının bir alanda doğru yapılması sonucunda yüzyıllar boyunca o ormana müdahale yapmasanız da çam ormanı olarak hayatını devam ettirecektir.

bazı bölgelerde örn doğu karadenize bakarsak orada da kayın ormanlarına rastlarsınız. batı karadeniz bölgesinde yine çam ve göknar ve sedir ormanlarını göreceksiniz. bu arada lafı açılmışken her iğne yapraklı ağaç çam değildir ya da her çam aynı değildir diye eklemeliyim. dünyada 20 türden fazla çam türü bulunmakta ve türkiye'de de bu tür çeşitliliği oldukça fazladır.

tamamen ekonomik, ekolojik ve uzun vade planlarına göre hareket edilmesi sonucu çam türünün türkiye'ye en uygunu olduğunu söyleyebiliriz.

@winston'a bir ilave yapayım.
Kızılçam ormanını yangından sonra yeniden ağaçlandırmaya gerek yoktur.
Tohumlarının yangından etkilenmeme ve yangın külüyle beslenip yeşerme özelliği vardır.
Yeter ki yanan yere otel falan inşa etmeyin. Kendini yeniler o.

Ben de ekleyeyim su istemez.

Orman dediğin şey büyük çoğunlukla bulunduğu şartlarda kendi tabiatıyla ayakta duran bir ekosistemdir. Her tür iklim ve doğa koşullarına destek almadan ayakta durur. Yani biz 322345 milyar tane ağaç diktik diyenler o an bir orman oluşturamaz. Onlara yürü git burdan çomarlarını eyle diyebilirsiniz. Endüstriyel olarak yetiştirilenler haricinde bir orman ekosistemine gübre veremezsiniz, bakım yapamazsınız, budama yapamazsınız, sulama yapamazsınız, ilaçlama yapamazsınız. Toprağın, havanın, hayvanların ve hatta ağaçların şartları neyse ona uygun ağaçlar ayakta kalır. Bir çam ağacının altında başka bir bitki yetiştiremezsiniz.

Türkiye'deki iklim koşullarına en uygun olan ağaçlar ladinler ve çamlardır. Kızılçam, Sarıçam, Fıstık çamı, Ladin, Köknar, Sedir gibi ağaçlar...

Senin bölgende çam ağacı ısrar ediyorsa buyur sen onun yerine zeytin portakal salatalık patlıcan ağacı falan dik yüz binlerce dönüm araziye.

Dağ başını ağaçlandırmaniz lazımsa.
Su ve çapa istemeyen. Bir ağaç seçmeniz lazım. Çam buna uygun.
Yerel meyve ağaçları susuz yaşarsa oda dikilir.
Ege'de mezarlıklara bile zeytin ağacı dikiyor insanlar .

Bazı yazılımlar kendi içlerine depolanmış dosyaları ftp ya da usb üzerinden bahsettiğiniz gibi kullandırabiliyor.
(phonedrive gibi)

Fakat ios'un kendi dosyaları birbirinden bile habersiz adalar halinde depolandığından android gibi bağladım ve tüm dosya sistemini görüntülüyorum gibi olsun sanmıyorum.

Kendi files uygulaması bugüne kadar gelişmiş stok dosya uygulaması o da bahsettiğim adacıkları gösteriyor anca.

ios 14'de çılgın bir değişiklik olmadıysa durum böyleydi.

iMazing işinizi görür sanırım. ama jailbreak'li değilse kök dosya sistemini (/) gösterir mi bilmiyorum.

Unutulur :) sözlükten 1000 kişi ayrılsa nolur ki, yerlerine gelecek 10.000 kişi bekliyor sırada.

bu bişey değil ki, 2015'te milyon küsür entry silindi hesaplarını kapatan yazarlar yüzünden, silip gittiler. daha doğrusu gittik diyeyim, ben de silmiştim tüm entry'lerimi. sonrasında hiçbir değişiklik olmadı tabii ki, bu seferkinde de olmaz. 2009'da da bir kriz çıkmıştı, 5 senede bir böyle hareketleniyor sözlük, sonra devam.

giden gider, kalan ve yeni gelenlerle beraber kitle biraz daha değişir. hep öyle oldu.
2009da boykotla giden insanlar oldu, o sıralar sözlüğü gereksiz ciddiye aldığımdan çok hissedemedim. ama 2015te entryleri silip hesabı kapatacak kadar ilgimi kaybetmiştim.
bu tarz çıkışlar kısa süre sonra unutulur ve gidenlerin yerine yenileri gelir. kalite de ona göre evrilir işte.

Gidene kal denen yer yaşlanır. Ekşi Sözlük gibi mecralar yaşayan organizmalardır. Bazı şirketler de böyledir. Kalana kaldığı için değer verilmez, giderse kal denilmez. Çünkü her birey o organizmanın bir hücresi gibidir ve her hücresinin yeri yenisiyle kolayca doldurulabilir. Bu bizi mutsuz etse de böyledir.

Özellikle çalıştığım yerde yaşadığım bir durum. Ekşi Sözlük’ün de artık benim yerim olmadığını biliyorum.

İlk günden okuyucusu (yazarı olmayı düşünemediğim) olup sonradan yazar, artık eski bir yazar olarak Sözlük’ün benim gibi ‘herhangi’ bir yazarı ya da benim gibi olmayan, kalemi muhteşem olan iyi bir yazarı kaybettiği için üzüldüğünü, zarar ettiğini görmedim ki hala başka platformlarda okuduğum zaman ağzımın suyu akan kişileri kaybetmiştir bu sözlük.

Asıl kırılma, büyük buluşma organizasyonlarında yazar isimleri yıldızlar içerisine yazılıp zeminlere yapıştırılan yazarların karakterleştirilmelerine katkıda bulunmaktan Sibel Can şarkısı gibi “Gideni boşver gelene hoşgeldin de başka çaresi yok” stratejisine evrildiği zaman yaşanmıştı da etkisi zamanla hissedildi. İçerik kalitesi hiçbir zaman yükselmedi bundan sonra. Üstelik silinenlerle beraber yüksek ivmeli bir düşüş yaşadı.

Başka platform konusu da hiçbir zaman başarılı olamadı. Alınan kararlara muhalefet eden ya da etmeyen, eski yazarların, kovulanların, kendi gidenlerin, gitmeyenlerin, küfredenlerin, akademik background’u olanların olmayanların bir sürü sözlük iştiraki oldu ama hiçbiri ne bir Ekşi Sözlük olabildi ne yanına yaklaşabildi ne de ayakta durabildi. En büyük kopuş İnci Sözlük’le yaşanmıştı düşünün...

Sözlük’ün resmi olarak desteklediği platformlar da patladı. Sorunsallar geliştirmesinden sonra Duyuru’nun da hitinin düştüğünü tahmin ediyorum. Subetha adeta bir platform mezarlığı...

Unutulur, zamanında koru hastanesi rezaleti unutulduğu gibi...

2 gün sonra unutulur mu yoksa burdan büyük bir şeye evrilir mi?
» iki gün sonra unutulur, hiçbir şey çıkmaz bundan.

Örneğin yazarların bambaşka bir platforma kayması gibi?
» kayacak neresi var ki? en popüler olanlar instela ve uludağ sözlük. onlar da tercih edilecek gibi değil.

alternatif bir mecra ihtiyacı var. ama bu mecra henüz ortada yok :)

bunlardan bi sey olmaz diyip 2006'da yazmayi biraktim. eski nickim dionisis. benden sonra 14 yil boyunca bir dunya insan yazmis. hala da yaziyor.
dunya sizin dunyaniz komple herkesin birakmasi gibi bir dusunce ve veya beklentiniz varsa. kendinizi kurtarin siz girmezseniz en buyuk hamleyi yapmis olursunuz. kendinizi kurtarmis olursunuz.
bir de artik sozlukte ne yaziliyordur ki, eskiden twitter youtube facebook yoktu internet bu kadar yaygin degildi her seyi oradan takip ediyorduk.
eski sozluge bir seyi arastirmak icin bakmak dahil en az bir senedir girmemisimdir. cunku sebebi yok. eski sozlukteki yazarlar da youtube'ta artik.

Hangi taban seviyor ki bunlari? AKP bile sahiplenmiyor. Evlat olsa sevilmeyecek "sen pasa cocugusun" gaziyla buyumus capsiz tipler alayi.

akp tabanı epey seviyor ecdadımız falan diyerek. sadece youtube yorumlarına bile bakmanız yeterli.

İmamoglunu ne saniyorsunuz merak ediyorum. Yasinle, turbe ziyaretiyle siyaset yapan bir kisi. Gecenlerde bu cengiz insaat veya kolin mi, hangisi oldugunu hatirlayamadim, onun bir akrabasiyla sarmas dolas samimi bir sekilde goruntulendi. Kendisinin klasik bir sagci oldugunu dusunmekteyim.

kendisi klasik olmayan bir solcudur. seçimde artık herhangi bir tarafın oyuna ihtiyacım yok diyemiyorsunuz maalesef, %0.1 'de + bir değer olarak değerlendirilip hareket ediliyor.

Osmanlı hanedan üyeleri ikiye ayrılıyor, bir kısmı Osman ve Nilhan gibi kıro akpli taraf, diğer kısmı genelde yurt dışında vs yaşayan elit taraf. İkinci kısmı karşı taban hiç sevmez, fazla Avrupai ve laik bir kısımdır. Bildiğim kadarıyla o kısımla buluştu İmamoğlu, gayet normal bir jest olarak geldi bana, sonuçta dedelerinin tablosu.

chp milletvekili lab. sonuçlarını yayınladı. sonra kaçıcak yeri olmadığı için itiraf geldi bakandan. bence sonuçlar aslında çok çok daha kötü.

(git:www.birgun.net )

Bu detayı kaçırmışım ben demek ki. Vay arkadaş sızdıranın kim olduğu belli mi peki şu anda?

akp gibi olabilecek bir başka parti yok da, ilk başlarda akp gibi değişim sinyali verip sonradan gücü elde ettiklerinde at koşturabilirler. ama bu partiyle ilgili bir şey değil, bu kadar gücü ve yetkiyi kime verirsen ver at koşturur. burada olay halkta bitiyor. akp'nin gitmesi ile sonlanacak süreç kısa süre içinde akp gibi bir palazlanmaya izin vermez, kitle izin verecek durumdaysa da zaten akp'yi iktidarda tutar.

yani toplumsal bir uyanış olmadan zor akp'nin gitmesi, o uyanıştan sonra da kısa sürede aynı tiranlık, siyasi imparatorluk yaşanmaz.

bu potansiyele sahip olmayan bir parti yok gibi

olaylar +1

ortadoguda 7-8 seneyi deviren her hukumette benzer sikintilar yasanir, 7-8 senede bir degistireceksin ki kadrolasamayacaklar, kadrolasmaya baslasa bile kok salamayacak. Yoksa isin boku cikiyor

fiyatları aynıysa rx5500xt daha iyi, rx580 hatrı sayılır derecede daha ucuzsa rx580 al