Ekşi Duyuru

Kullanmadım hiç.
Edit: Alttaki cevabı görünce fark ettim, ben de bi tek whatsapp web e girerken kullaniyorum.

telefonda uygulaması falan da var, ama mecbur kalmadıkça hiç kullanmadım.

Mecburiyetten kullandığım oluyor. Link olarak kullananlar var, kargo takip no yerine veren yerler var, telefonun ekranını gösteriyorsun dit diye kimliksiz alıyorsun falan.

whatsapp web'e girerken kullanıyorum en çok.

garanti ve kuveyt türk atm'lerinden para çekerken kullanıyorum en çok. atm kartı taşıma derdi kalmadı.

Telefondan QR ile para çekiyorum, çok pratik.

iş bankası atm'de para çekerken
whatsapp girerken
onun dışında bazen ürünlerle alakalı bilgi almak için de kullanıyorum.

Ilk çıktığında popüler olmaya başladığında 2014 yıllarında falan kullanıyordum şuan pek hatta hic kullanmiyorum

duraklardaki QR kodları, whatsapp web'teki, atm'den para çekerken ki QR kodları sık sık kullanıyorum. işime yaradığı her an kullanıyorum yani.

Yapıkredi Pay ile ödemede Biletix de kampanya var bu sebeple bilet alırken kullanıyorum %25 indirim oluyor, para çekerken de kullanıyorum çok sık kart kaybettiğim için hayatımı kolaylaştırdı

çok ilginçtir sadece GLORIA kafede kullanıyorum..
kahve alırken bonus veriyorlar QR kod ile..

Bence hoş değil.

balıkçı yaka iyidir,saçlarını da sal ve devam et.

Omuzlar genişse yakışır. Değilse yakışmaz

kafa sekliniz, boynunuz, omzunu, gogsunuz... hepsi denklemin icinde. ne bilelim, yani...

The Prisoner (2009).

breaking bad

Soru?

Açık tütün mü kapalı tütün mü ?

Dolar ise kapali tütün olsa gerek. 45 liraya 50 gram mı aldınız.

Kapalı tütün ise direkt zabıta.

durumdan istifade ederek ekstra geçirmeye çalışıyorsa sinirlenmekte haklısın tabii de tütüncünün dolardan etkilenmesi için tütünü dolarla almasına gerek yok ya, sene 2019 olacak hâlâ doların her insanı ve her ürünü dolaylı yoldan etkilediğini anlamıyor musunuz gerçekten? dolar nedeniyle her şeyin fiyatı artıyor, dolayısıyla adamın kendi yaşam masrafı da artıyor; daha önce 2000 lirayla yaşadığı hayatı şu an 2700 lirayla yaşayabiliyorsa bu farkı kendi ürününe yansıtıyor işte. fiyatlar artınca dükkan kirası artıyor, çalışan maaşı artıyor, elektrik-su artıyor, market alışverişi daha pahalı hale geliyor vs. e 75 kuruş olan suyu 1,25 liraya almaya başlayan adam 30 liraya sattığı tütünü neden 40'a çıkarmasın? çıkarmayıp ne yapsın?

dediğim gibi üç ay öncesine kadar 10 liraya sattığı şeyi şu an 30'a satıyorsa bilemem ama genel olarak zam yapmasında veya "dolardan etkilenmesinde" bir tuhaflık yok.

@kablelvuku kapalı tütün, 50 gram. başka semtlerde 35 iken 45 lira diyor bu arkadaşlar. sorum şikayet etmeye değer mi denetim yok gibiler çünkü.

@der meister o zam dolar zamı değil gayet açık. patlama zamanı herkes eşit zam yaptı zaten. şu an dolar uçuyor mu sence? ama son 10 gün içinde 10 lira daha zam yapması piyasaya göre değil kafasına göre yapmış izlenimi veriyor. beni sinirlendiren de bu zaten.

Fis aliyor musun? Vergi vermeyen adama her hafta 45 tl bagisliyorsun. Biz ne yapalim.

Kapalı tütün işi yarı illegal bir iş zaten. Göz yummayla gerçekleşiyor olmalı. Normalde tütün satışı kontrol altında, aşırı vergilendirilen bandrollü falan bir iş. Bu kapalı tütünler legal olsa migrostan da alırdın. Yani kimi kime şikayet edeceksin? Şikayet edersen ya hiçbir şey olmaz ya da bi daha tütün alamazsın çünkü adamın dükkanı kapanır bi şey gelir başına.

tr de aslında satışı olmayan golden virginia ya da old holdborn gibi tütünler alıyorsunuz galiba. 45 lira gerçekten çok fazla. çoğu yerde 35 tl hatta 30 a satanlar bile var.

zaten satışı yasak olan bir ürün olduğundan fahiş fiyat artırımına zabıta bir şey yapmaz diye düşünüyorum.

adamlar zaten illegal; fiyatı şikayet edemezsiniz. etseniz, varlıklarını şikayet edersiniz, o da sanki sizin sorunun çözümü değil.

Yurt dışına bir kaç defa elimde bir kamera, tripod çantası ve büyük malzeme çantasıyla gitmiştim. Hepsini kabine aldım sorun çıkmadı. Çantanın içinde piller, kamera bataryası, şarj aletleri vardı.

Hepsini kabine almak istediğinizi söyleyin muhtemelen yardımcı olacaklardır.

Genlerin işleyişi değişiyordur. Kod aynı kalsa bile hangi genin ne kadar transkripte edileceği çevresel faktörler ve epigenetik kontrol mekanizmalarından çok etkileniyor. Yani DNA dizin değişmiyor fakat bunun neresinin ne kadar kullanılacağı değişiyor diyebilliriz kabaca.

"DNA kodları bu çocuk 5 yaşına kadar sarışın 15 yaşına kadar esmer sonrası da kumral olsun şeklinde çalışmıyordur herhalde. "

yoo çalışıyor, bkz: "epigenetik"

saç sakal rengi genetikçilerin oturup üzerinde özellikle çalıştığı bir konu değil, çok kozmetik bir şey -o yüzden şu genden filan diye bir şey diyemeyeceğim. ama DNA kodunun kendisi değilse de düzenlenme şekli (diyelim) zaman içinde değişen bir şey. hatta şu sıralar kodun kendini bir kenara koyacağız neredeyse tek derdimiz kodda hangi değişikliklerin (ister kodun kendisinde= mutasyon, ister düzenlenmesinde= epigenetik) nelere yol açtığını bulmak.

Lacivert gözlü, siyah saçlı doğup, önce kumral, sonra sarı saç ve kahverengi göze evrilmiş biri olarak, gayet doğal diyorum. Ayrıca babam da, sarı ve düz saçlı bir çocukken; askerlikten sonra, koyu kumral ve dalgalı/kıvırıcık saçlı bir bireye evrilmiş. Sanırım, genetik dengesizlik de genetik :)

@niye ama 'epigenetik' i bilmiyordum oldukça şaşırdım. aklıma bin türlü şey geldi ama en temelde evrimleşen her canlıda olan şeyler. vücuda alınan şeylerin etkisini anlarım ama deneyimlere dayalı bilincin gen dizilimini değişime uğratması tek kelime ile mind blowing.

@alguna bence sizin aile bu konuda çok daha ilginç ve sağlam bir örnek olmuş.


peki bu değişimlerim doğuştan kodlandığını mı düşünüyorsunuz yoksa sonradan mı oluştu ?

playback ekranının altında full 1/2 1/4 gibi seçenekler görüceksiniz. 1/4 e alarak bu projeyi atlatabilirsiniz.

onun dışında da raw büyük projeler gelirse eğer elinize proxy ile çalışmayı araştırmanızı öneririm.

işlemcin yetmiyor da olabilir. 4k Xavc-s dosyasını i7 4700hq işlemcili laptopta kurguladığım oldu. Herhangi bir efekt atmazsam sıkıntı yaşamadım.

Üstteki arkadaşın dediği gibi preview çözünürlüğünü 1/4 1/8 yap dene.

Harddisk hızı yetmiyor desem sanmam, xavcs de baya sıkıştırılmış bir görüntü. Codec yüzünden olayı şöyle, premiere çoğu şeyi gayet başarılı şekilde açıyor ama olay işlemcine bakıyor işte. Zorluyorsa daha az sıkıştırılmış, daha az yoran bir codec'e geçsen işin kolaylaşır. Uzun zamandır böyle bir şey gerekmedi bilmiyorum ama istersen prores veya dnxhd(avid) codeclerine çevir bi dene(handbrake, mpeg streamclip vb. bedava yazılımlarla çevirebilirsin), hangisiyle daha rahat oluyor diye. Ama çok bitrate/dosya boyutu olursa bu sefer harddisk okuma hızından performans kaybı yaşarsın :)

sizi varya seviyorum :)

Kirik kalpli jack "plural eyes" akar senin icin.
Esas soru sahibi icin de; sunu diyebilirim. Renderer acaba makinada mi kaldi? Pc'nin ekran kartinin islemcisini kullanarak render almasini gostererek cozulebilir gibi geldi. Dandik bi codec sonucta elindeki hamlar. Su an tuvaletteyim pc basinda daha net yazarim da prefenrences da olmasi lazim render'i nereden yapacagi

İlla suv mu olacak? Kugalarda bi firsat indirimi var bakabilirsin

@basond araziye giden bir insanım beni yolda bırakmasın yeterli yoksa her türlü olur. kuga bütçemi aşıyor. 164binden başlıyormuş :/

amarok?

vitaralar taş gibidir ha. öyle dandik bir araba değil.

tipini beğenmeyebilirsin ama acayip sağlamdır.

zaten dişli lastik yüksek amortisör takmadan bi çok arabayla yağlı derin çamura falan giremezsin.

otomobil.suzuki.com.tr

teknik özelliklerine bakmadım ama dış görünüşü de güzel olmuş bayağı, ben olsam hemen alırdım.

gerçi jip değil bu, ne diyolar bilmiyorum corssover mı diyolar öyle bişey.

en pahalısı 154 bin, 4x4 çok iyi.

vitaralar bok gibi.
jeep renegade öneririm 1.6 dizel otomatik

Kalite olarak Vitara oldukca iyidir. Bilgin olsun.

(git: youtu.be )

Parcasi bol, az yakar, uzmez. Ici sert plastikdir ama saglamdir.

Suzukiyi severim ama, ulke gercekleri var maalesef.

bu 4ü arasından hangisini kullanıcıyı üzmez sizce. bu arada duster'la ilgili video oldukça etkiledi beni tam bir şehirli off-road.

2010 Bmw x3 (full)
2018 Suzuki Vitara (full)
2018 Jeep Renegade (standart)
2018 Dacia Duster (full)

www.youtube.com

Amaç nedir ve ne gibi ayrıntılar lazım? Çeşitli tür envanterleri var Türkçe. Fotoğraflı ve türün bazı özelliklerini, taksonomisini, yaşadığı yüksekliği vs bilgiler veren kitaplar mevcut ama sizin aradığınız mı bilemedim. Bende birkaç tane var mesela, Türkiyenin yaban çiçekleri, Türkiyenin ağaçları ve çalıları gibi. İş bankası yayınlarının kitapları.

@ctk evet haklısın. bu konuda bir bilgi birikimim olmadığı için çok genel girdim. türkiyedeki yaban çiçekler ve ağaçlar aradığım şeyler. hangi bitki nerede görülür ne tür özelliklere sahiptir gibi. biraz araştırmaya ve gözleme dayalı notlar olsa çok hoşuma gider. iş bankası yayınlarına bakacağım. spesifik isimlere de açığım. teşekkürler.

ilk part direkt, ikinci part pert araç satılınca ödeniyor. süreci fazla uzun olmuyor genelde. orda da bi yasal süre vardı hatırladığım kadarıyla ödemenin sana ne kadar sürede yapılmasıyla ilgili

doğrudur iki parça şeklinde oluyor, benim 5 ay kadar sürmüştü ikinci partiyi almam

sigortacınız iyiyse perte çıkartır. Ama 25 gündür uğraşıyorsanız sigortacınızda iş yok demek ki. Araç rayiç bededlinin yüzde 60'ı kadar hasar varsa perte çıkartırlar.

Jack ve Şüphe'nin biletleri bittiği için alamadım.

Arctic ve Climax'e gideceğim

eksiduyu.ru
ben bahsettiklerimin hepsine alabildim sabahtan beri cebelleşip, ayrıca dogman'e de aldım.

hiçbirine bilet almadım, sezon boyunca sinemalarda ya da internet üzerinden izleyeceğim.

istanbul'un etçil festivalcileri nedeniyle 11:30 gibi bilet almaya çalışmama rağmen the favourite ve climax gibi filmlerin hiçbir seansına bilet bulamadım. sadece happy as lazarro'ya gideceğim. çünkü super16 film kamerasıyla çekilmiş.

edit: bir de romain gavras'ın filmine.

bu sene gereksiz pahalı ama çok iyi filmler vardı. vizyondan önce genelde gitmek istediğim filmlere aldım.

Gölün Altında
Dünya Senin
Jack’in Yaptığı Ev
Merak Etme, Fazla Uzaklaşamaz

kötülük kılavuzu
loro
zavallı
soğuk savaş

jack ve sarayin gozdesi'ne bulamadim cok mutsuzum.

kasım aralık gibi dibi görür bence.

Ben euro/dolar artışıyla beraber kış da olsa fiyatların artacağını düşünüyorum. O yüzden beklemeden aldım mesela.

En son baktığımda fiyatlar bir ay öncekiyle neredeyse aynıydı. Stoklar bittikten sonra yeniden fiyatlanacağını tahmin ediyorum.

şu an sezon sonu ve alınabilir. indirim olması lazım hatta.

galiba atasun optik ti, güzel indirimleri oluyor. 3 tane rayban aldım şimdiye kadar, diğer optikçilere göre bariz fiyatları düşüktü hepsinin.

zıttı. gönül rahatlığıyla güncelleyebilirsiniz:)

Teşekkürler arkadaşım, buradan önce o riski göze aldım ve doğruymuş :)

Mmc bu nokianın uydurduğu ince bir sd kart çeşidi. Standart sd kart okuyucuları okur. Okumuyorsa kartta problem vardır.

mmc ye benziyor. sd slotlarına girmesi gerekli.

harici kart okuyucularda deneyin bir de.

Hayır

Ben bi kere buraya bir duyuru açmıştım. Başlık da "artık yapamıyorum" idi. Intihar düşüncesi ile değil iç dökme olarak açmıştım. Bir saat içinde o kadar çok mesaj attınız ki intihar ediyorum sanıp. Çok tatlısınız lan.

Bu da böyle bi anımdı.

Düşündüm, sonra mücadele etmeye ve kendimi kabullenmeye karar verdim.

evet ama nedenini böyle bir yerde söylemek istemiyorum, benim için çok ağır bir şeydi.

Arada bi düşünüyorum. Benimki biraz felsefi. Mutlu olduğumda da düşünürüm bazen. Gitgide yaşlanıyorum. 60-70 yaşıma geldiğimde ne halde olucam acaba diye düşünüyorum. O kadar yaşamaya değer mi? Bir anlamı var mı? Ben burada ne yapıyorum? Öyle de ölücem böyle de... Vs vs.

İntiharımı kaldıramayacak insanlar olduğundan etmemişimdir belki de. Öyle biri kalmazsa belki ileride ciddi düşünürüz intiharla.

Şimdilik koşmaya devam. :)

hiç düşünmedim.

Olmuştur herhalde ergenlik saçmalıkları zamanında ama bir süre önce babamı bu şekilde kaybettiğimden "intihar" konusunu hala zaman zaman düşünürüm. Ölsem keşke, gibi değil de, bu nedir, nasıl olur, niye istenir, vs. anlamaya çalışıyorum bir kabullenişle. Ama kendimi öldürmek gibi bir niyetim olmadığı gibi, bunu bir geyik meselesi haline getirenden de tiksinirim. ("x yaparsanız/yapmazsanız öldürürüm kendimi" gibi yapmayacağını bile bile tehdit unsuru olarak kullananları kastediyorum.)

düşündüm ve hatta girişimde de bulundum. o zamanlar sevgilimin terk etmesi yüzünden bunalıma girdiğimi düşünüyordum ama şu an daha ziyade her şeyin üst üste gelmesi, en tehlikeli yaşlarda tamamen yalnız kalmammış diye düşünüyorum. çünkü o zamandan sonra çok daha fazla sevdiğim bir sevgilim terk etti, çok üzüldüm falan ama intihar etmek aklımın ucundan bile geçmedi.

18 yaşındaydım, üniversiteye yeni başlamıştım. önceki bir yıl içerisinde ailede büyük sorunlar yaşandı, son bir yılı teyzemin yanında okudum. bu süreçte sınıftan birkaç arkadaşım dışında görüştüğüm, sevdiğim vs. kimse yoktu. sevgilimle ilişkim de uzak mesafe ilişkisiydi zaten.

sonra üniversiteye başladım, terk edildim. yurttan nefret ediyordum, okulu ve şehri hiç sevmemiştim, sevgilime çok bağlanmıştım vs. onunla ve üniversite macerasıyla birlikte çok sert bir şekilde uyanmıştım bir nevi: lisede hayalini kurduğum güzel gelecek diye bir şey yoktu. hayallerim paramparça olmuştu, büyük ölçüde yalnızdım, hiçbir şey istemiyordum.

hal böyle olunca hepten içime kapandım ve zamanla çok ağırlaştı durum. en sonunda intihar etmeye kalktım, bir sene tedavi gördüm, 2-3 sene sallandım vs. sonra toparladım. ultra depresyon ve intihar girişimi kısmı 8 ay, "iyileşmeye çalışıyor ama paralize" durumu 1 yıl, "intiharı düşünmüyor ama hala sığır gibi yaşıyor" kısmı 2 yıl sürdü. 18-22 arası yıkıldım.

şu an 24'üm sekste güçlüyüm. kamyon gibi, tank gibi geri döndüm. yaşamayı hiç olmadığı kadar seviyorum, büyük konuşmak gibi olmasın ama intihar edeceğimi asla düşünmüyorum. çok gaza geldim şarkı paylaşayacağım,

www.youtube.com

Dini inancımdan dolayı çok düşünmedim intiharı.
Ama bu konu aklıma takıldığımda, İsmet Özel'in şu sözleri geliyor aklıma, 40 yaşıma kadar hep intiharı düşündüm, ama 40 yaşımdan itibaren insanların intihar etmeye değmeyeceklerini düşünmeye başladım. Bana göre intihar, geride kalanlara yönelik ağır bir suçlamadır. Bu mesajı verebileceğin tıynette insan olmadığını düşününce de intihar etmiyorsun."
Yeterli olmuştur bence.

evet. sonra yavaş yavaş ölmek daha zevkli geldi.

"Kendimi öldüreyim, kurtulayım" olarak bireysel anlamda düşünmedim ama bir iki farklı olay sonrasında o ruh halinin nasıl bir şey olduğunu düşündüm.

Birisi bir tanıdıktı, borçlarından dolayı intihar etti ki borçları da öyle atla deve değil, 50-60 bin lira bir paraydı. Sanıyorum uzun yıllar aynı döngülerin ve ticari başarısızlıkların da getirdiği bir yorgunluk vardı.

Bir diğeri ekşi sözlük'te de gündem olan Mehmet isimli kişiydi, videosunu izlediğimi hatırlıyorum, o ruh hali gerçekten korkutmuştu.

Diğeri ise haberini okuduğum yaşlı bir çiftti, kaldıkları otele bir mektup bırakıp çift olarak intihar etmişler. Sebep daha fazla elden ayaktan düşmek, sefalete düşmek istememeleriydi diye hatırlıyorum.

Vücudundaki tüm hücreleri yaşama odaklı bir canlının kendi hayatını sonlandırma fikrini alması çok üzücü. Yukardaki durumlardan ilkinde insan ister istemez bir tarafta o parayı can sıkıntısından gözünü kırpmadan harcayabilen insanları düşünüp sinir oluyor. İkinci durum ise gerçekten ürkütücü; ortada bir hastalık ya da maddi güçlük yokken, birçok insanın imreneceği bir hayat yaşayan bir insanın karanlığa saplanması, bunalıma girmesi ve bir türlü o kısır döngüden çıkamayıp kendi hayatını sonlandırma fikri çok korkutucu. İlk durum için "Ben yapmam yaa" diyebiliyorum ama bunun için o kadar emin olamıyorum, zira hepimizin hayatında amiyane tabirle boktan zamanlar oluyor, o boktan zamanların bitmediği, daha da kötüleştiği, her şeyin soluklaştığı bir senaryoda ayakta kalabilmek, pozitif olabilmek ve devam edebilmek çok güçleşebilir. Son olay ise ilk ikisinden çok farklı, çok daha kaçınılmaz bir gerçek. Etrafımızda sevdiğimiz insanlar da olsa yaşlanıyoruz, hayat gittikçe zorlaşıyor; işin kötüsü kendimizi bir şekilde idare ediyoruz ama hayat arkadaşımız da gözlerimizin önünde adım adım kaçınılmaza yaklaşıyor. "Ben olmazsam ne yapar" diye düşünmemek de, "O olmazsa ben ne yaparım" diye düşünmemek de mümkün değil ama bunları oturup, karşılıklı konuşup "E ikimiz de olmayalım o zaman" diye karar vermek ve bunu uygulayabilmek çok ilginç ve yine bir o kadar ürkütücü bir durum.

Planlı mlanlı düşünmedim hiç, niyetim de olmadı ama dışarıdan bir güçle ölmenin cazip geldiği, “Şu an tır çarpsa da kurtulsam”, “Şuracıkta küt diye ölsem hayat ne güzel olur, çekmem şu an çekmek zorunda kaldığım şeyi”, “Gelecek güzel günlere tüküreyim” dediğim çok oldu. Çözülmeyen sorunların birikimli yorgunluğu, bıkkınlığı, kendimle ilgili hayal kırıklıklarımın olması nedeniyle öyle düşünüyorum; yine düşünebilirim. Ölümden korkuyorum ama isteyerek çıkamayacağım, zemini olmayan bir balkon kapısı gibi o seçeneğin orada olması rahatlatıyor beni. “En kötü ölürüm, ne olacak ki” deyince sorunlar o kadar büyük görünmüyor niyeyse ve çok fena rahatlıyorum, tır çarpma isteği de geçiyor, ironik bir şekilde hayat daha çekici görnüyor. Ölmek çekici gelmiyor, ürkütücü geliyor ama ölmenin varlığı ve arada aklıma getirmek hayatı daha değerli yapıyor.

Bir kere uçakta o kadar çok korkmuştum ki, “Ne olur öleyim, ne olur öldür beni ve bunu çekmeyeyim” diye hıçkırıklarla ağlayarak abime yalvarmıştım. O an elimde kesici, delici bir şey olsa kendime rahat zarar verirdim. Türbülansa girmiştik. :) Sonra zaten utancımdan herkes bavulunu alana kdar tuvalette saklandım, herkesten sonra ortaya çıkıp bavulumu aldım.

14 yaşından beri düşünüyorum

Düşündüm ve uygulamaya da geçtim. O gün için hep "keşke" dedim, "iyi ki" diyeceğim günü bekliyorum ve bu sebeple yaşıyorum sanırım.

55-250 almıştım n11'den , güzel paketlemişlerdi, sorunsuz geldi.

Aldım, güvendiğim yerden yine alırım.

Calisma izniyle duran gocmenleri patir patir gonderiyorlar duyduguma gore buyuk firmalar.

yeşil kartı olmayanları gönderiyor peyder pey piyango şu sıralar

Adam size sattığı zaman size sattığı para ile yenisini alabilecek mi o da önemli bir şey. Evet doviz düştüğü zaman anında yansımıyor ancak bu insanlara gelene kadar daha kızılacak bir sürü insan var

İlginç bir şekilde IKEA, Pull and Bear, Rossmann gibi kimi yabancı markaların yapmadığına şahit olduğum durum.

Özellikle her gün takip ettim. Aynı ürün Türk mağazasında iki katına çıksa da bunlar stoktaki ürünlere zam yapmadi.

bu durum fiyatların artacağı beklentisine dayalı bir aksiyondur.

bir sonraki adım için yeterli sermaye yaratmanın en temel yolu stoktaki malların fiyatını arttırmaktır.

Tedarik zinciri bozulduğunda kopmalar başlıyor.

piyasa içerisinde duygusal davranmak zorunda değil. şartlar kötü. büyük ve yabancı firmalar için ortam çok uygun. küçük firmalar erimemek için kendilerini korumaya almalılar. ama bu işin sorumlusu ne bu yabancı ne de bu küçük işletmeler... siyaset bu kadar basit bir iş değil.

diyelim ki urunun maliyeti 0.8 liraydi. 20% kar ile 1 liraya satiyordu. enflasyon oldu kur yukseldi, 0.8 lira olan maliyet 1.4 liraya cikti. simdi bu adam elindeki mallari 1 liraya satmaya devam ederse, sattigi mali yerine koyamaz, cebinden 0.4 lira daha ustune koymasi lazim yani reelde 40% zarar etti. o yuzden stokta mali da olsa eger fiyatlarin tekrar eski haline gelecegini dusunmuyorsa zam yapmasi gayet normal. hergun kur arttikca onunla beraber zam da yapamayacagi icin bu sefer ongorebildigi kadar ileriki zamanlara gore daha fazla zam yapiyor.

Ticarette her şey mübahtır, ben yapılanın yanlış olduğunu düşünmüyorum. Adam bu zorlu dönemde hayatta kalmak için karını maksimumda tutmak zorunda. Eğer batarsa kimse aa ne güzel düşük fiyata satıyordu da battı demeyecek. O yüzden daha acımasız olmak durumundalar.

Yazılmış ama yine de örnekleyelim;

1 tl ye alıp 1.5 tl ye sattığımız 100 adet malımız olsun, dükandaki sermayemiz 100 tl (100 adet mal)

Çarşı karıştı maliyetler arttı ve öğrendik ki aynı malı yeniden alsak 1.4 tl'ye alabiliyoruz,

sizin düşündüğünüz gibi yapsak stoktaki malı eski fiyattan satsak 100 adet ürün 1.5 tl ile 150 TL toplam ciro yapar. 50 tl olan karımızı dükkan giderlerimiz ve işletme karımız olarak ayırdık/harcadık.

Kalan 100 TL ile gidip yeni mal aldık 100/1.4 = 71.4 adet.

Noldu? Dükkanda 100 adet sermayemiz vardı 71 adete düştü.

Before sunrise tam aradığın film, sonra da 2 ve 3. filmleri izlersin.

www.imdb.com

dramı biraz ağır kaçabilir

500 Days of Summer. Bir de, dizi olarak, enteresan anlatımlı ve değişik bir eser olduğundan dolayı, The Affair.

Gerçi abd yapimi ama sira dışı diyorsanız:
m.imdb.com

Bin jip

sıra dışılıkta zirve harika aşk filmleri: eagle vs shark, buffalo '66. son olarak silver linings playbook da popüler bi film ama diğer saydıklarım kadar olmasa da sıra dışı ve başarılı bi aşk filmi bence.

avcılar'da route 34. serengeti gibi mekan, kimse kimseye karışmaz.

silme duyurunu mesaj attım kendisine

Anadolu yakasında oturuyorsanız, Suadiye Kaptanarif Sokakta, Kardelen Cam var, onlar bu tür işleri yapıyorlar. Ben de tablolara düşkün bir insan olarak, tüm çerçevelerimi oraya yaptırıyorum.
Tel: 0535 257 43 56

ben de aynı tarihte mezun oldum. geçen gidip askerlik şubesine işlemlerden hallettim. adam yılbaşına kadar süren vardı yoksa eve yoklama kağıdı gelir dedi.

sonuç olarak aralık ayı son.

30 mayis 2017 baz alinir. 2 aydan sonra yoklama kacagi olursun. en kisa zaman zarfinda askerlik subesine gidip istediginiz islemleri yapin.

Arkadaşlar teşekkürler, e-devlet bizim aklımıza gelmedi bunun için Cesairo'ya ayrıca teşekkür eder bir sorun sorun olmadığını belirtirim. Geceniz güzel olsun!

insan zaman zaman kendine acımayı seviyor. ortada bir bok olmasa bile en ufak şeyi sanki dünyanın en büyük derdiymiş gibi düşünüp moral bozabiliyor.

bence fazla uzamadığı takdirde sorun yok.

Evde oturma. Kampa git, ava çık, balık tut. Melankoli gibi uyuşturucularla içindeki coşkuyu öldürme. Benim görüşüm tabii.

Ben de yapıyordum bunu. Ondan diyorum.

Bölgesel kilo alımı mümkün değil diye bir şey yok, kas kütleni bölgesel olarak artırıp bölgesel olarak kilo alabilirsin ama diğer türlü mümkün değil.

2 km/h ile olsa dahi bu hız sınırını geçtiğiniz anlamına gelir. bu hız sınırları insan güvenliği için var. siz bir araca, insana ya da hayvana karşı tepki verecek iken bu 2 km/h lik ufacık fark sizin o cisme çarpıp çarpmamanızı belirler.

ispatlık bir durum yok, zaten fotosu filan vardır sanırım. kaydı etc. hepsi vardır. gerçekten bu hıza çıkmadı iseniz bir itiraz durumu olur ama "herkes yapıyodu yaa" şeklinde ise sanmıyorum bir şey çıkacağını.

"üşenmeyip eve tebligat yolladılar" kafasını ailenizden birini hız sınırını aşan biri tarafından öldürüldüğü zaman sorgulamanızı rica ediyorum. bunu bir ders olarak alıp bir daha aşmayın hız sınırını. 120 maksimum hız zaten çoğu yolda buradaki en önemli durum tepki süreniz ve fren mesafesi. fren mesafesi kısa olsa dahi bazı premium araçta tepki süresi uzun.

50 kmh sınır olan yerde yolda insna çıkma şansı daha yüksektir, tepki süresi değişmez, fren mesafesi kısa olmalı etc. kısaca geçmiş olsun, birine zarar vermediniz en azından.

itiraz edebiliyorsunuz bildiğim kadarıyla. o zaman araştırılır sanırım, ama sizde bir kanıt olmadığı için yine onların verilerine bakılmış olur, kamera, radar vs gibi

diğerlerine de cezai işlem uygulanmadığını nereden biliyorsunuz?

Arkadaşlar öyle ya da böyle haklı sebepler sunmuşsunuz saygı duyuyorum fakat şaşırmamın bir sebebi hız sınırlarının 80km'ye fixlenmesine rağmen 72 km ile geçtiğim yerde ceza yemem. polisin adınında yazdığı kağıtta radara dair hiç bir yazı yok sadece cezai işlem uygulanmış ve hız sınırı 70 olarak belirtilmiş. Bu 80km sınırı sadece istanbul için mi bir bilgisi olan var mı?

@bordeaux, varsayım olarak bunu düşünüyorum eğer böyle bir durum istisnasız her araca, en ince ayrıntıya kadar işleniyorsa, benim gördüğüm o gün 30 küsür araç bir seferde cezai işleme tabii oldu demektir. bu da kimsenin farketmediği bir durum ya da cezaya yönelik bir işlemin yapılmadığı bir yol olarak düşünüldüğü gerekçesini getiriyor aklıma.

hız sınırı ihlalinde %10 opsiyon vardır.

örneğin 70 tabelası bulunan bir yerden en fazla 70(1+%10)=77 ile geçebilirsiniz.

bu her yerde aynıdır. sonuç olarak kimsenin ayağı mekanik değil 70 de sabitleyip 1-2 km hızı geçirmesin.

@eeb o zaman bu cezaya itiraz etsem kazanırım?

ehliyetsinavihazirlik.com

inceleyin. bulunduğunuz yerdeki tabela neyi gösteriyor öğrenin ama.

Çeşitli araç cinslerine göre bu Yönetmeliğin öngörmüş olduğu azami hız sınırlarını, %10 nispetinde aştığı kontroller sırasında tespit edilen sürücülere, Karayolları Trafik Kanununun 51 inci maddesine göre işlem yapılmaz. Yani yönetmeliklere göre açıkça belirtildiği üzere %10'a hız sınırından sonra cezai işlem söz konusudur.

Hız sınırı 70 km ve siz 72 ile ceza yediyseniz yanlışlık var. %10 tolerans gösterilmeyecek diye bir madde var ise de bilmiyorum.

Albüm iyice Chinese Democracy'ye döndüğü için ne zaman çıkar bilmiyorum ama fazladan soruyla ilgili düşüncem asla getiremeyecekleri yönünde. Hatta bence artık pek kimse gelmeyecek Türkiye'ye. Bu yaz bir tane bile doğru düzgün konser yok mesela. Bi Amon Amarth gelecek, onlar da 3 sene önce de gelmişlerdi aynı festivale. Aerosmith bile 40 yıllık tarihinde ilk kez gelecekken bilet satamadı bu ülkede, ülkenin son halini düşününce Tool falan imkansız bence artık.

brownstone'a katılıyorum. o kadar geç çıkan albümlerin hali hep aynı oluyor, hayal kırıklığı.

fazladan soruya da cevabım: avrupa ve amerika'daki bu imajımız ile bırak bu adamları çok daha ufak gruplar gelirse bile şanslıyız.

grubu dagitmayan ama insanlari 11 senedir bekleten ve album soruldugunda boyle gecistirici cevap veren gotlerin konserine ben gitmem. onceki konserlerine gitmistim, ergendim ve tadini da aldim.

Maynard bey sarapciliga iyi sardi herhalde. hicbirinin de cikip "biz daha yapamiyoruz abi sarki, fibonacci'ye gore sarki yazmak bizden gecti artik nane olduk." demeye gotu de yemiyor. o yuzden cok kilim zaten adamlara. muziklerini cok severim ama asla destek olmam artik.

yok canım, vize görüşmesi Türkçe zaten. Her gün tek kelime bilmeyen binlerce insan gidiyor vizeli ülkelere

konsoloslukla muhatap olmuyorsunuz zaten.tls contact adlı aracı firma aracılığıyla yapıyorsunuz vize başvuru işlemini. her şey tamamen türkçe.

Vize gorusmesi olmayabilir sadece belgelerinizi alip sonucu beklemenizi soyleyebilirler. Öncelikle şunu söyleyim vize için iyi bir gelir göstermelisiniz. İsviçre vizesi zordur.
Daha önce 1-2 ayını geçirmiş ve italyan kantonu hariç isviçrenin bir çok şehrine gitmiş birisi olarak tavsiyelerimi yazacağım.
Öncelikle şunu söylemeliyim ki şehirler arası ulaşım oldukça pahalı mesela arabayla 1 saatlik zurih basel arasi icin bir bilet 35 frankti gecen yil bern zurih ise 50 frankti. Frank ve euro hemen hemen ayni ve isvicrede hemen her yerde euro ile odeme yapabilirsiniz fakat para ustunu frank olarak alirsiniz. 3 kisi oldugunuz icin araba kiralamak daha iyi olacaktir diye dusunuyorum.
Zurich ve cenevreye mutlaka gitmenizi oneririm. Boylece hem alman etkilerinin oldugu hem fransiz etkilerinin oldugu bolgeleri gezmis olursunuz. 2 sehir hakkinda da internetts bol bol bolgi vardir. Bir kac blog okursaniz faydali olacaktir.
Zurihe giderseniz Basele gitmeyin derim basel guzel bir sehir ama gezilecek cok bir yer yok belki baselin hem almanya hem fransaya siniri olmasi ilginizi cekebilir. Siniri gecip dreilandervruckeye gidebilirsiniz bunun disinda baselde yapacak pek bir sey yok. Bern de tipki basel gibi gezmelik degil yasamalik bir sehir. Gezilecek pek bir yer yok. Ama gecerken bir ugrayip eski sehir merkezini gezebilirsiniz orada einsteinhaus var oraya girebilirsiniz. Gecerken ugrarsiniz diyorum cunku interlaken a gitmelisiniz alplerin dibinde kucuk bir sehir. Gecerken bern thun spiez gibi sehirler oyle bir girip gorulebilir. Thunda mesela bir kale var onun disinda bildigimiz köy. Interlakenin biraz ilerisinde cennet gibi bir koy var lauterbrunnen alplerin arasinda harika bir yer internetten resimlerine bakabilirsiniz. Oradan da hic gitmedigim ama herkesin surekli ovdugu italyan kantonuna yani ticino kantonuna lugano locarno gibi sehirleri gormek icin gecebilirsiniz.
Bunlarin disinda luzern var chapel koprusu ve bir kac kilise yarim gunde gezmelik cok hos bir sehir zurihten 1 saat mesafede bir yer.
Neuchatel ise tipki zurih basel gibi eger cenevreye gidildiyse gitmeye degmeyecek bir yer. Lausanne a mutlaka gidin burasi babaniz ve annenizin de gitmek isteyecegi bir yerdir diye dusunuyorum. Anlasmanin imzalandigi yerleri ve muzeyi gorebilirsiniz.
Solothurn diye bern'e yakin bir sehir var asla gitmeyin.
Bir de isvicrenin kulturel anlamda temsilcisi sayilan bilingual sehirler vardir. Bu sehirlerde her sey 2 dillidir. Guzel bir deneyim oluyor buralari gormek. En buyuk bilingual sehir biel/bienne berne yarim saat mesafede kucuk bir golu var o kadar. Fribourg var 2 dilli bir baska sehir tarihi bir kilisesi var bunun disinda sikici olü bir şehir. Murten diye bir baska bilingual sehir var bu sehirde de gezilecek bir kale var ve evleri cok guzel. Dedigim gibi her seyin 2 dilli olmasi bu sehirlerin en onemli ozlelligi.
İsviçre böyle. Bana kalirsa yasamak icin guzel ama gezmek icinse diger avrupa sehirlerine nispeten oldukca vasat bir ulke.
Simdiden iyi tatiller diliyorum.

Ha bu arada mutlaka rivella için. Migrosdan ya da coopdan alabilirsiniz. Isvicreye has sutlu gazoz. Orijinali kirmizidir ama bana kalirsa mavisi daha guzeldir :)

sevgili just a dream, müthiş anlatmışsın çok teşekkürler. biz oteli lauterbrunnen'den rezerve ettik görünce büyülenmemek elde değil kesinlikle.

mümkünse ve çok ters olmayacaksa gitmişken lichtenstein'ı da görün. çevresindeki küçük kasabalar da oldukça şirindir.

herhangi bir aktivite için söylemiyorum, doğasını izlemek bile keyifli.

www.youtube.com

The Big Kahuna

Nocturnal animals son zamanlarda izledigim en iyi filmlerden biri.

Çok eski aama aklıma oyun (bkz: the game) geldi nedense.

elbette revolver.

die welle

Mr.nobody

elektrikçiye götür 5-10 liraya şarj ediyorlar.

Hocam akünüzün tam modeli nedir bir de markası nedir mesela VLM isimli ne idüğü belirsiz bi aküyse ben yolculuk esnasında bile bittiğini bilirim bırakın haftayı günü, aküyü düzgün almak lazım bosh varta yuasa unibat gibi...

Her neyse şarj aleti her zaman bulunması gereken bişey ama dediğim gibi akünüz zaten çin malı ve ya halk diliyle dandik bir aküyse böyle bi alet yerine kaliteli bi akü alınabilir ama 1 den fazla aracınız ve ya akünüz varsa bu şarj aletini ben çok yönlü kullanırım diyorsanız şarj aleti bir yatırım gibi olur ama bir tek 1 motosiklet aküsünü 1 kere şarj etmek için anlamsız bir alışveriş olabilir.

Oto elektrikçiye götürüp hem ölçtürüp hem şarj ettirirseniz 10-20 lira gibi bişey alır hatt belki daha uygundur diye düşünüyorum

@kilimanjaro akü muhtemelen çin malı. aylar önce aciliyetli bir değişim yaptım sanırım mondial gibi bir bayiiden almıştım.
1 motorum var şarj cihazı sadece onun için. bu aküyü şimdi çalışır vaziyete getirmek için şarj ettiriyim. pekala tam anlamıyla doldurduklarını nasıl anlayabilirim ? ve bu ürüne ne diyorsun ? urun.n11.com

Bu ürüne üfff derim :)

Bosh iyidir bro uyumluysa al gitsin ama çin malıda fena değildir ya günlük kullanıyosan çok sıkıntı yapmıyoda yatırmamak lazım işte en azından marş bas sökmiceksende, zaten aslında sökmek bence yanlış marş basıp az dolanmak en güzeli...

Yani şimdilik almak bişi şarj ettir tak kullan eğer ilerde çok canını sıkarsa alırsın demek istiyorum...

Akü dolup dolmadığınıda şöyle anlarsın ama alet lazım tabiki voltmetre lazım yani, boş çalışmaz halde 12,4 v felan okuman lazım 12-14 arası diyelim, marş basıp gaz verdiğin zamanlardada 13,6-14,2 felan bu aralığa girmesi lazım...

son olaylardan çok daha öncesinde gündemdeydi bu.

tamamen tesadüf oldu, mevzu çok eskilere dayanıyor.

müşteriye hizmetten ziyade soyma derdinde olan bir kısım acenta ve konaklama işletmelerinin baskısı sonucunda türsab bu işe kalkıştı ama yaptıkları büyük hatanın farkına varamadılar henüz.

iyice batırdılar.

Zamanında yalanlandı, şu anda da bir değişiklik yok.

Hükümet attı Paypal'ı, kolay kolay sokmazlar bir daha.

elektronik ödeme sistemleri kanunu ile türkiye'de faaliyet gösteren finans şirketlerinin sunucularının türküye'de bulunması şartı getirildi. Paypal sunucusu burda olmamasına rağmen lisans başvurusu yapti ama ret yedi.

"kanuna uymadığı için çıktı" diye savunan cingözler olmuş bi de. Paypal çıksın da giremesin diye o kanun çıkarıldı zaten, yerine de anında bir sürü yandaş ödeme sistemi kuruldu.

Paypal çıktığı için batanlardanım ben. "Herkes de uzman kesildi." diyen cingözlerden on kat daha fazla biliyorum olan biteni. Sırf bu iş yüzünden avrupa'da şirket kurdum, yeni paypal hesabı edindim.

@harzem Herkes de uzman kesildi diyen cingöz geçen başka bir duyuruda uzman kesilerek %100 hatali bir bilgi vermişti. Ben de soyledigi hatali bilgiyi duzelttim. Cevap olarak "sen oyle diyenlere bakma" falan diyerek beni yalanlamıştı. Çok ilginç bir kafa.

rugrats olabilir mi?

daha yeniymiş ama bo on the go da olabilir.

ikisi de değil

"Kablam!" ?

www.youtube.com buydu sanırım :)

@lynda.com

kesinlikle buydu çok teşekkür.

Bu daha çok çizgi film aralarında çıkıyordu, Prometheus and Bob gibi. Kendine has sayko bir havası vardı.

eksiduyu.ru

Dun de sorulmus, ilginc.

@xaxxbczczaaxax
aynen öyle Prometheus and Bob'u da çok severdim :)

yanılmıyorsam bendeki şu
www.hepsiburada.com

başlığını takmadan alıyorum yanakları falan hafif bırakıyor 1-2 mm gibi. 18 kademe mi ne var. o kademeler fena değil, çeneyi 7-8le alıyorum istediğim gibi oluyor diyebilirim.

önerir miyim? 4*/5*

edit: link çalışmıyor niyeyse Philips QG3320/15 modeli

anlamadım ben. hamur yoğurma işi normal o arada koklama yalama arası bir şey yaparlar, bu da normal. o süreçte üzerin daha doğrusu o yaladıkları alan ıslanır.
ama sevince ağzından su damlama işi gerçek mi dalga mı geçtin?
o kısım normal değil çünkü.

@kaputt
son derece ciddiyim bu durum her sevdiğimde oluyor. diğer zamanlarda böyle birşey olmuyor. bu durum çevremde komik yorumlandığı için senin de bunu sorman normal :)

yoğurma kısmı standart uygulama zaten de ağız sulanması ilginçmiş. Şimdi nörmalde şöyle olur, sen kediyi sever okşarsın, sonra kedi senin okşadığın yerleri yalamaya başlar, bunu çeşitli sebepleri var ama esasen seni sevdiği için, kokunu daha iyi alabilmek için yapar. şimdi bu yalanma süreci için salgı bezleri hazırlanıyorsa ama kedi yalanmıyorsa belkim böyle bir salyalanma durumu olabilir. tamamen destekli salladım yalnız, sen bir araştır sağdan soldan yine. doktora danış diyeceğim ama pek bir şey bilen veterinere rastlamadım ben. İngilizcen varsa yabancı kaynakları gugılla en güzeli.

benimkilerden de bir tanesine oluyor.
hastalık semptomu vs değil, tamamen yapısal.
ama genelde parazit hapı falan gibi şeyler ağız yoluyla veremiyoruz bu yüzden, iyice köpürüyor.
iğneyi tercih edin öyle durumlar olursa.

@blatta hiberna
bebekliğinde parazit hapı verirken baya zorlanmıştım ama bu kadar değildi. kucağımda sevdiğim zaman yarım saatte bacaklarım ıslanıyor. ama korkacak bir durum yok diyorsun ?

yok, yok, benimkilerden biri de öyle.
kucağıma çıktığında örtü falan örtüyorum sırf bu yüzden.
ip gibi akıyor gırıldarken :)
ki kendisi 10 yaş civarında, gayet sağlıklı.
veterinere sormuştum yıllar evvel, bazılarının böyle olduğunu söylemişti.

cevabı bilmiyorum ama kıymetini bilin. keşke benim kedim kendini sevdirse de ağzı aksa ne olacak. hanımefendi kontes olduğu için tüylerini elletmiyor. sevmeye çalışınca da patisiyle itiyor.

not: tabiiki biliyorum sağlık kaygısıyla sorduğunuzu.

Sıkıntı yok, benimkilerden biri de şıp şıp damlatıyor severken.

yaygin olmamakla beraber, mutluluk emaresi.

muhtemelen annelerini emdikleri zamanlarla iliskili.

Cinemaximumda isimden bulabiliyorlar eğer kafaları çok yoğun değilse, aynısı başımıza geldi isim verdik seans söyledik buldular

@eja
Konser için de bu mümkün mü?

hmm aslında bi biletixin musteri hizletlerini arayıp check ettirseniz, gidipte orada girememektense

biletix hesabına gir resmin screenshotunu al. resimdeki qr kod barkod neyse artık halledebilirsin aynı şekilde girmiştim birkaç kez.

Schengen e girdi ve çıkmadıysa bir şey işlenmez.bu giriş çıkışlarda, çıkışlar schengen dışı ülkelereyse işlenir.

Evet,istenirse degil konsolosluk istedigi anda bu bilgiyi pasaportundaki cipi okutarak,yada numarasini girerek gorebiliyor.

Schengen icinde trenyolu-karayolu-havayolu-denizyoluyla seyahat ettiginde pasaportuna hicbir sey islenmez.

En fazla schengen bolgesine ilk giris yaptigi ve son ciktigi ulke gorulur.

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

explosions in the sky çok iyidir her şeyle gider

Mono, godspeedve Explosions in the sky mükemmel oldu. aslına bakarsan explosions in the sky'i bikaç yıl önce çalıştığım yerde dinlemiş olup fakat daha sonra grubun ismini öğrenememekten kuruyup gitmiştim. Ayrıca Toundra'ya da bikaç saatimi ayıracağım. Teşekkürler duyurunun güzel insanları.

biraz distortion'a hayır demem dersen,

ISIS
Pelican
Neurosis
Oceansize

öneririm.

@kfk

Hocam bunlar harika! Tool delisi biri için hele ki. Pelican da gizli tool var resmen, Oceansize da perfect circle ve ratm ritimlerini hissettim acayip hoşuma gitti çok teşekkürler.

@Hendrix'e tapan adam

çünkü ben de tool delisiyim :)

www.youtube.com

Ziraat sigortaya en uygun 1300 e yaptırdım. Generali 4.000 TL çekti mesela. En uygun 2.000 fiyat çıktı. Sonra ziraate denk geldim yaptırdım.
Yaş 21, ilk aracım ve ehliyet 2 yıllık. Sebep olarak bunları söylediler.

Bize ziraat 862 TL çekti Dilek Sigorta diye bir yer var yerel esnaf 700 TL ye yaptırdık. 20 firmadan fiyat alıyoruz falan dedi pek de bakmadık açıkçası.

Artık sigorta sigorta gezmenize gerek yok. Ortak bir sistem var, online olarak ücretsiz motosiklet ve kendiniz hakkında ufak tefek bilgiler verip şak diye tüm firmalardan teklif alabiliyorsunuz.

Ziraat genelde ucuzdur, ama benim için en ucuz o değildi, Axa vermişti en ucuz teklifi. Ama dediğim gibi, artık ilgili siteden kontrol edebiliyorsunuz.

Sbm.org.tr den 30 kadar şirketten teklifi online sorgulatabiliyorsunuz. Benim sigorta devam ettiğinden henüz sorgulayamıyorum bir deneyin isterseniz

Şehrin lanet ucuz turuncu ışıkları fırsat vermedi, izleyemedim.

saat 1 ile 1.20 arasında bir tane görebildim ankarada sonra dondum girdim içeri

@kanmucuk konusu hoşuma gitti ve şimdi sipariş verdim teşekkür ederim.

saul bellow - herzog

(sanırım)

ciddi olarak soruyorum;

google'a "neon demon izle" yazıp da bulamadığınıza emin misiniz??

arama sayfasında çıkan linklerden ikincisini rastgele tıkladım... linklerin hepsi çalışmayabilir, openload linki çalışıyordu, kontrol ettim.


buyrun;

filmozu.com


********

düzeltme:

şimdi bakayım dedim, üstteki linkteki film Neon Demon değilmiş, knock knock filmi. izlemiştim oradan biliyorum.

şurada film izlenebilir. özellikle filmin adı görünene kadar izledim (hatta devamını izleyeceğim), eminim, son kararım! ;)
www.filmkorku.org

çevreyi gözlemleme?
mesela bir canlının su içtiğini görmesi?

Zaten evrimsel süreçte hayvanlarin da su içtiğini var düşünürsek "ilk insan" dediğimiz canli da genetik olarak su içme yeteneğine sahipti

nundu+1

insan denilen canlı destanlardaki gibi ağaç kovuğundan çıkmadı. evrimi sırasında zaten bildiği, gelecek nesillere aktardığı şeyler vardı. bunların da başında suya ihtiyaç geliyor.

inb4
"ilk insan ayı görünce kaçması gerektiğini nereden biliyordu?"
"ilk insan niye çömelerek sıçtı?"
"ilk insan neden yorulunca uzandı uyudu?"

ilk insan diye bir şey yok.

nundu +1

ilk insan derken adem'i mi kastediyorsunuz ki yoksa? :) ilk insan bile olsa hani insan olmaz o. "insanlar" olur.

İlk insan diye bir şey yok.

İlk canlıların su ihtiyaçları da osmozdan, iç basınçtan filan ibaretti.

kuranda yazıyor.

Ayetler var arkadaşlar.

evrimsel süreci açıklamışlar.
dinlere göre zaten adem her şeyi bilen bir adam, suyu da içmiştir.

Evrimsel düşünürsen ki düşünmemişin, zaten gelişinden içiyor.

Bir de şöyle tuhaf bir şey var mesela, demir eksikliği olan insanda toprak yeme isteği.

Din açısından düşünüyorsan ki düşünmeye imkan veren bi sistemi yok, iç dedi ve içti. Diye biat edebilirsin.

ilk insna ne demek y.a

topraktan insan oluşup suya koştu falan mı snaıyorsunuz?

tek hücreliden insana akan süreci daha detaylı inceleyin bence. dünya düşündüğünüz gibi oluşmadı.

ilk insandan kastım evrimsel sürecin başında bugünki arketipleri oluşturan nesili diyorum. Dine veya evrimsel teoriye bağlamadan yani tıpkı hayvanlar gibi genetik bilişsel şekilde mi yöneldiler yoksa insanın gözlemleyen ve progressive uygulamacı güdülerinden mi kaynaklı bunun merakındayım.

@hendrix,

abi çok havalı kelimeler kullanmışsın ama çok komik olmuş.
ilk insandan kastın ilk tek hücreliye kadar gider. ilk insanın suya yönelmesi diye bişi yok.
primatlar da su içiyordu, primat öncesinde de su içiliyordu, ondan önce de ve ondan önce de.

evrim geçirince yeni bir canlı oluşmuyor ki, önceden var olan canlı değişim geçiriyor. hayatını sürdürdüğü şeyler değişmiyor.

Anlamadım nasıl bir şey istediğini ama peder var benim kişiye özel çalışıyor. Bir arıyım istiyorsan.

kapalı çarşıya git herhangi bir kuyumcuya anlat durumu kendi ustalarına yönlendiririrler seni.

Zaten windows makinada logic ve final cut'ı unut. O yüzden MBP. Ama bütçeni arttır ve 15" retina al. Kaymak.

bir kaç arkadaşım windows'a osx işletim kurdu ve kullandı bu tip programları.

Asıl sorun apple bu düşük sayısal değerlere rağmen performansı çok mu iyi ?

Okuduğum okulda her yer mac fakat onlar güçlü sisteme sahip ve notebook için sonu ne olur bilmem.

böyle durumlarda yazılım kalitesine yönelip apple seçmekte fayda var ama ben de 13" macbook pro'da bahsettiğin programlarla çalışıyorum ve bu boyutta bir ekranda çalışmak çok zor olabiliyor.

macbook pro tabiiki. stabil olur zaten final cutı hacintosh yapmadığın sürece monster da çalıştıramazsın, çalışsa da stabil olmaz.

Hocam senin kullanımın Apple'a yakın. Ancak brakgn'ün dediği gibi ekran boyutuna da önem vermen gerekir. PC'lere MAC kuruluyor ama bir ton tantana olacağına emin ol. Hiç girme bu yola derim.

konu ile ilgili yorumlar için teşekkürler. sanırım apple seçmekte fayda var üstelik önerileriniz üzerine 15'' lik modellere göz atacağım.

ebay dicem ama bakmışındır heralde ?

Fallout Zippo olarak geçiyor ama bu modeli göremedim.

zipponun kataloglarında yok. custom zippo yapanlardan birine yaptırabilirsin.ö limitli olduğu için ebay'a düşse bile fiyatı pahalı olur zaten.

şeklin çıktısını alsan sonra kessen şablonunu çıkarsan düz zipponun üzerüne yapıştırsan sonra da dremel olsun zımpara olsun onunla kazısan hoş olmaz mı? hem kendim yaptın diye böbürlenirsin.

rygard custom zippo yapan birini tanıyor musun peki?

Veya varmı bu tip işlerle uğraşanlar ?

güncel şu yapar diyebileceğim kimse yok ama çok yaygın bir şey. zipponun kendisi bile yapıyor hatta; www.zippo.com

google ilk sayfasına bakıp otomatik bir arayüz yerine mailla derdini anlatabileceğin, makul fiyatlı olanlardan birine yaptır derim.

her şeye bunu yazmaktan bıktım -aslında bıkmadım, :D - korhan futacı dinle, eğer türkçe seviyorsan.

radiohead-kid a albümü başlı başına bir felsefe bir sanat eseridir.

björk diyorum

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

alt-j

tek geçerim. www.youtube.com

www.youtube.com

pain of salvation - sisters

tam tool- stinkfist demeye gelmiştim ki dinlemişsindir.

sonic youth
infected mushroom