Ekşi Duyuru

üstüne çiçek böcek koy.
geçen discoveryde belgeselını ızlemıstım. 1800 kusurda icat edilmiş hala aynı tipsiz şey.

@tadutadu, işlevsel açıdan yapacağım şeyler daha önemli. Çiçeklisinden batman kanatları olanına bir sürü yapmışlar zaten.
@straight gigolo, o aklımda nasıl çözeceğimi henüz bilmiyorum ama :D

Mandali gec, camasir asmiyoruz ki biz artik kurutma makineleri var.

Cabuk kirilmayan, iz birakmayan ( hatta cok sacma olabilir ama mıknatısli olsa nasil olur diye dusundum su an), ,cift tarafli kullanimi olan bir mandal olabilir.

MANDALİNA gibi koksun

@fraise, di mi ya? ben de kullanan çok azdır diye düşünüyordum ama kurutma makinesini geç o çek asın bile lüks olduğu ülkeler çokmuş.

@cigerdelen <3 mandalı bırakıp onu yapabilirim, süpersin. Konu zaten sıkıştırma prensibi, o da sıkıştıracak sonuçta. hoca ille de mandal yap dedi diye mandal yapayım demiştim. ama kulaklık işi cidden şu an öyle güzel bi fikir oldu ki beni mandaldan kurtarabilir :)

nelson MANDELa bile mandal kullanmıyor artık.

neyse, güneş paneli olsun, aldığı enerjiyle ısıtsın çamaşırı?

ya da titreşimli olsun çamaşırlar sallandıkça daha çabuk kurur?

ya da nem ölçer olsun üstünde, çamaşır kuruyunca sinyal versin.

ya da sıkıştırma hissi kaybolunca, çamaşır düşünce yani, sinyal versin ?

ama bana kalırsa mandal kendi evrim ağacında durmuş bir nesne. köpekbalığı gibi, daha ordan öteye gelişmez.

edit: ben cevaplaya tıkladıktan sonra bayağı geç yazdım. cosmicstring'inkini görmemiştim evet, nem ölçer olsun.

çek as dediğin ne tam bilmiyorum. ama mandalı piyasadan silecek şekilde çamaşırlık yapabilirsin. çamaşırın üzerine kitlenecek şekilde bir şey yaparsan mandalın işlevini görür hem de geniş yaparsan çamaşıra uygulanan basıncı geniş yüzeye yayar, iz bırakmaz. bilmem tam anlatabildim mi. mandalı geliştirmek yerine piyasadan silmek daha mantıklı bence. ekstra ekleyebileceğin pek bir şey yok gibi çünkü.
*edit: varmış :))

kaybolmaması.

kaybolmaması, bir arada durabilmesi, iz bırakmaması, bir de ötmesi :) şu an listede. mandalı silecek şeyin de sıkıştırma prensibine sahip olması gerekiyor. sıkıştıran bir şey yapmam gerek yani yine.

bir de bu saatte beklediğimden çok cevap geldi, teşekkür ederim cidden :)

öğrenci evlerinde hala mandal kullanılıyor. kurutma makinesi mi var. bir de mandalın içinde yay gibi demir var ya, hah işte o demir paslanıyor bazen ondan hiç memnun değilim.

ben mandal askı istiyorum. tepesi normal bildiğimiz askı altında dev mandal olucak. mandalın içi de pedli olacak.

@kediebesi, bu da aklımda. Kuruturken de kırışmaz mis gibi kurur hem.

kullanım anında bir kolaylık sağlayabilirsin. o görüntüyü göz önüne getirirseniz bir elde çamaşır diğer elde en az iki mandal çok pratik olmuyor. bunun yerine bir arada dursa omuzdan aşağı asılıp birer tane kolayca alınabilse çok pratik olur gibi.

şekil alabılsın, sırf çamasırlar ıcın degıl, un paketının agzını da mandallayabılelım. kablolar ıcın de ıs gorsun

evdeki modeme wifi ile bağlanabilsin ve çamaşırların ve havanın durumunu mailime rapor etsin. yağmur yağacak gibiyse uyarı versin, yağmak üzereyken ya da yağıyorken acil alarm versin. çamaşırlar kuruyunca filan da mail atsın. çamaşarın ipten düşmesi gibi bir durum olursa acil alarm versin. hatta birisi balkondan çamaşırın birini çekip çalmışsa anında fotoğrafını çeksin polise haber versin alarm çalsın ilgili birimlere fotoğrafı göndersin. hatta bak bu mümkün olabilir mi ya da zor mu olur bilmiyorum ama yağmur yağdığında anında büyük bir şemsiye de açılabilir çamaşırların üzerine güzel olur. belki ileriki versiyonlarında konulabilir böyle bir özellik de. şimdilik bu kadar aklıma gelenler.

radyo veya mp3 çalma özelliği mi eklesem her mandala? böylece her mandalın ayrı bir sesi de olur. takarken kimi trink der, kimi biuuuv, biri de tardis sesi çıkarır.

Aslında sorum hala ciddiyetini koruyor.

uçsun ve kendi kendine çamaşırlara asılsın.
yağmur, kar falan yağarsa çamaşırları toplayıp içeri koysun.
çamaşırları kurutacak şekilde ısı yaysın.
uydulara bağlansın rapor versin.
seslensin. telefonları bağlansın. app'si olsun.
bazı küçük aletlere dönüşebilsin. kalem, makas gibi vs.
parmak izi ve retina taraması yapabilsin.
bütün dilleri anlayabilsin.

çok yaratıcı arkadaşlar var, valla bravo. çamaşır asmaktan nefret ederim, hiç işim olmaz ama bazen toplamak zorunda kalıyorum. toplarken de denk gelen tombul mandallar elimi hemen doldurup işimi yavaşlatıyor. işim yavaşlayınca da karşı apartmandaki mahalle teyzeleri yakalayıp sorularıyla kitliyorlar beni. o yüzden mandal dediğin ince yapılı olucak arkadaş, bütün sıra çamaşırın mandalı sığsın lazım ele, larç lurç toplayıp kaçayım içeri.
Bide yapıldı mı bilmiyorum, defter yaprağı tutturulan ataş formunda da mandal olabilir gibi geldi fikir olarak aklıma.

nipple fetiş saymayacaksan astığımı tutması yeter.

Isıtıcılı yap çamaşırı daha çabuk kurutsun diye veya bukelamun gibi çamaşırın rengini alsın, mümkünse ortasındaki paslanan demir olmasın da isterse boş zamanlarında aya gitsin..

çamaşırın, ipin ortasına (sarkan kısmına) doğru kaymasını engellesin.

uçların birbirine teması mıknatısla yapabilirsin mesela
iz bırakmaması açısından fikir verici olabilir

yazdıktan sonra gördüm, başkası yazmış..

çamaşırın kuruduğunu anlasın bi kere. kuruduktan 5 saat sonra çamaşırlar hala toplanmamış olursa mandal açılsın ve çamaşırlar yere düşsün. (procastination insanları için)

Bütün Listerine'ler bir hafta-10 gün düzenli kullanıldığında çok rahatsız edici bir ağız kuruluğuna (kımıl kımıl daha çok) sebebiyet veriyor.

@sözlük emeklisi, fiyatı 58 lira. kardeşim alacaktı da o kadar parayı gömmeden bi araştırayım dedim. başka bir arkadaş da msj atmış, listerine ağız kanseri yapıyormuş. Şimdi internetten de araştırdım, pek iyi bir şey değilmiş zaten. Vazgeçtim. Herkese teşekkürler cevaplar için.

kazık o fiyat. hepsiburada'ya bakın.

dechatlon da 20 mi neydi aldım ben.

en boy da önemli ona göre de fiyat değişiyor. ama dechatlon +1 kesinlikle.

Çadır matından biraz daha kalın oluyor. Ben iki tane çadır matını üst üste koyup pilates yapıyorum. Bir de o fiyat çok.

cevahirin karşısında(yani karşı yolda) 77 numaralı otobüs direk yenikapıya gidiyor.
feribot daha kısa daha mantıklı

77 geçer ama cevahirin önünden binmeniz gerekir, karşı yoldan değil.

Feribot her türlü.

kabataş'tan deniz otobüsü daha iyi

cevahir in karşısındaki duraktan 69a geçiyor.esentepe-yenikapı onunla gayet hızlı gidersin.

Kanatastan git.

cinnamon bun gibi geldi bana

edit: belki de aralara tarçın yerine şeker serpiştirilmiştir (?)

işte ben de öyle düşündüm ama başka bişe gibi, bu çok güzel duruyo :)

tahinli çörek

birebir onun ne olduğunu bilmiyorum ama neticede içine ne konulmuş olursa olsun bu bir roll.

www.mutenindunyasi.com
Limonlu rulo çörek. Sizin görseldeki fazla kızarmış tadı çok güzeldir bu arada :)

istinye park'da aktar var, organik zavazingoların satıldığı yerde. oraya bak

the body shoptan aldım bir kere birine hediye olarak.

kalitesi hakkında yorum yapamayacağım zira erkeğim.

body shop ve bath & body works.

bb works'u tavsiye ederim, body shop shaya'nin.

internetten, botanikecza diye bi siteden almıştım ben hindistancevizi yağını. sertifikalı. gayet memnunum.

oda sıcaklığında katı halde olmaları gerekiyor. doa kozmetik iyidir.

zımpara-astar-boya en iyi sonucu verir bence.
renk de kırmızı olabilir eğer kutu kola amaçlıysa :) uyumlu olur.

boyayacaksan değişik renklerde falan olabilir. Gökkuşağı gibi falan mesela, ama boyarken sakın boyasız olan yerleri bantla kapatmayı unutma, mutlaka bantla boya oralara kaçmasın.
Önce beyaz boya ile sonra kafana göre renkli boya ile boyayabilirsin güzel olabilir. Yada üzerine kaplama yapabilirsin.Bilgisayar üstlerini kaplayan cinslerden.
Sprey boyayı dene olmadı macunlarsın.
Bence ilk önce ince zımpara kağıdı ile bi kazımayı dene arkasından falan görünmeyen yerlerinden olursa zımparala zarar falan verirse yapma tabi.

o görselin malzemesi, reklamcıların kullandığı folyo/film tarzındadır öngörüsüyle;

malzeme elastik olduğundan dolayı bunun üstüne yapacağın boya kısa süre içinde pul pul olup dökülecektir. uzun soluklu ve kaliteli bir boyası olsun dersen klasik zımpara + astar + sprey boya + vernik yolunu izlemek gerekir. bir alternatif olarak zımparalamadan plasti dip kullanabilirsin. üstüne vernik atmazsan, istediğin zaman da lastik gibi soyup çıkarabilirsin. atarsan da ömürlük olur yine.

yalnız aynı öngörüden hareketle, saç kurutma makinesi yardımıyla o folyonun çıkması da lazım.

o zaman saç kurutma makinesini deneyeyim bi. normalde soyulacak cinsten değil çünkü.

saç kurutma makinesi işe yaramadı. ısı tabancasını da denemeye cesaret edemedim, eritir iyice diye.

ısı tabancası biraz uzaktan tutarsan üzerindeki yapışkan folyoyu yılıştırır arkalardan görünmeyen yerden dene derim .

çok sayıda açma halkası olsa elinde , sıcak slikonla tek tek yapıştırabilirdin üzerine.metal çam kozalağı gibi bi görüntü olurdu ama fazla psikopata kaçtı evet.

araç kaplama filmlerini deneyebilirsin ayrıca Plastidip diye bi olayda var

Culinary Institude Of America da iyi diye biliyorum çok yakın değiliz ama erkek kuzenlerimden bir tanesi orada.

sordukların arasından da Le Cordon Bleu. ikisi arasında kalmıştı. bilgi olarak bilemiyorum. ama okulundan çok memnun onu biliyorum.

lcb-avustralya. nasil yardimci olabilirim?

Msa mezunuyum :)

Evet uydu alıcısı içinde gibi düşün,
avantajı tek kumanda ile tv izliyorsun
dezavantajı ise normal uydu alıcılara göre kanal geçişleri biraz yavaş oluyor, yani hd kanallarda 1-2 saniye arası oluyor mesela youtube'de görebilirsin
diğer dezavantajı ise eğer trt'de bundesliga ve ntvspor'da (artık onu da vermiyor heralde tam emin değilim) la liga maçları şifreye girdiği için (biss şifreleme) maç olduğu sıralarda izleyemiyorsun o kanalı.

sana şunu (git:www.hepsiburada.com ) önermek isterim

@Agnahie, bunun ne farkı var benimkinden?

Led tv alip uydu izlemek yersiz olur sen yine hd bi cihaz al d smart tan onunla takil obur turlu rahat edemezsin.

3 boyut icin de uydudan izleyemezsin zaten d smart ta bi kanal var sadece 3 boyutlu yayin yapan yanilmiyosam o da her zaman degil. Kendin film falan indirirsen artik.

Ayrica almisken 40 - 42 inc yerine 47 inc gibi bi seyler alsan 500-750 gibi bi fiyat farkiyla en az 7-8 sene tv isini dusunmezsin bence.

Yani ayda 10 lira gibi bi borc cikar sana tv yi kullandigin sure boyunca. Ayda 1 paket sigara veya disarida 2 kahve parasi yerine 5-7 inc daha buyuk tv almani oneririm ben.

Ya hepsi biliyodu ya da seyirciden alkis kopunca meraktan donduler. Begenmemislerdir heralde, iyi degildi bence.

Kadinin samimiyetine inandim hatta agladim ama hepsinin dönmesi bana da pek inandirici gelmedi. sesi güzeldi bence o ayri.

Danisikli dovus olduguna inaniyorum. Hatunun bazi davranislari da bana cok yapmacik geldi. Bir de acip bacagini gostermemeliydi mesela. Duygu somurusu gibi geldi

kadına ben de inandım, sesi de kötü değildi ama çat çat 4 kişinin döneceği gibi de değildi bence. gökhan bile döndü hemen yani.

alkışa göre ilk murat döndü, sonra da gerisi döndü. halka oynayacakları için halkın tepkisine göre seçiyorlar.

ha bir de kuliste görmüşlerdir. alkışa göre ya odur ya budur denmiştir.

4 ü de beğendiği için dönmedi tabi ki. mesela gökhan takımımda böyle ses yok diye döndü. bazen merak ettikleri için de dönüyorlar. a<eri kızlara mesela merak ettiği için döndüğünü yada ilk dönen jürinin seçilme yüzdesini bölmek ona rakip olunmak için dönüldüğüne inanıyorum. bunun dışında bacağını kaybeden o kadına ben de inandım bi de en azından bir duygu geçirebildiğine inanıyorum bazı diğer yarışmacılara göre hiçolmazsa sesi çok güzel olmasa da.

hiç çin yemeyi yemedim, nası bişe ki sen mi yapıyosun.
bu arada düşündüm de benim özel bi zevkim yok lan ohaa

var tabii ki

yemek yaparken mutfakta kiss yada queen çalar kesin

bunun dışında yağmur yağdığında sahilde koşmayı severim

22 erkek

küvete su doldurup mum yakıp jazz açıp alkollü hafif bir kokteyl içerek kitap okudum geçen gün. özel zevk denemez ama baya hoşuma gitti. tekrar yaparım ben bunu.

dizi izlerken karpuz çekirdeği yemeyi fazlaca seviyorum.
sonbaharda o dökülen sarı yaprakların üstüne basınca gelen sesten çookkk zevk alırım,dediğinz kategoriye giriyor mu bilmiyorum tabi bunu.

* h.sonu kahvaltı yaparken çizgi film seyretmek
* çizim yaparken müzik dinlemek, ya da müzik dinlerken çizim yapmak hehe

lahmacun yiyerek.

kışın kar yağdığında baileysli kahve içmek tabi ki ışık kapalı olacak. sadece sokak ışıklarıyla aydınlanacak oda. çalan müzik hafif olacak mutlaka ispanyolca veya fransızca olacak. ayinde gibi hissediyorum kendimi. bir de manzaramı görseniz...

ince yağan yağmurda yürümek. enerjim yerindeyse koşmak. ama beton zeminde, deniz kenarında. kulelinin önü gibi mesela. ha birde mümkünse hava kararmış olacak.

yemek yaparken dans etmek, mutfakta çılgın atmak.


yine geceleri, perdeyi hafif aralayıp odayı loş ışıklı hale getirip dans etmek. şöyle şarkılarda www.youtube.com

aydınlıkta keyif yapamadığımı farkettim :(

En sevdiğim yazarlardan birini okurken kola + kraker yemek
Çok uzun bir banyodan sonra tertemiz çarşafların arasında uyumak.
ha bi de playlist yapıp temizlik yapmak. müzik olmazsa toplayamıyorum etrafı.

- sevdiğim dizinin yeni bölümü + makaron ya da butik pastaneden birkaç orjinal kurabiye, earl grey çay

- ya da güzel bir dizi ya da film. mısır patlatıp yatakta bunu izlemek.

- bir de dışarda kar yağarken kahve ya da kakao içip dışarıyı seyretmek. takdir edersiniz İstanbul'da nadir yaşanan bir zevk

*saat 4-5 gibi dışarı çıkıp sigara içerek dolanmak. araba yok, insan yok, polis bile yok B) olsa da karışmıyor zaten.

*yağmuru gördüğüm an ya camda, ya da dışarda çay sigara.

*bir arkadaşımla kahvedeysek ve acıktıksak çay simit B)

ben de dizinin yeni bölümünü izlerken çin yemeği yemeye bayılırım -ki çok spesifik bir şey-, demek ki yalnız değilmişim. (: özellikle anime maratonundaysam ramen mutlaka yerim.

yemek yaparken ve ütü yaparken mutlaka hareketli müzik dinlerim. hatta ütü yaparken bilmemne kadar şarkıda şu kadar parça ütüleyeceğim gibi hesapların hastasıyım.

uyumadan önce çoğu zaman o aralar oynadığım bir oyun varsa mutlaka bir 5 dk. oynar öyle yatarım.

kitap okurken yanında mutlaka ya sıcak bir içecek ya da şarap/bira ikilisinden biri olur.

sonuç: oeeeh daha da gider sanırım, tahminimden daha fazla çıktılar. (:

hava kuruysa sahilde uzun yürüyüşler.
hava yagmurluysa güzel bir filim ve jack.
hava soguksa battaniye,belgesel,sıcak sahlep.

yağmur yağınca ellerimi camdan çıkartıp biraz su dolduktan sonra onunla yüzümü ıslatmak.
cenin pozisyonunda yatarak dizüstü bilgisayar kullanmak.
gittiğim mekanda mutlaka çalışanlarla sohbet kurmak. (bunun en büyük sebebi mekan kalabalık değilse "kitap okuyorum ağbi şu müziği kapatsana" diyebilmek.
gün batımını deniz ya da dağ ardında değil de şehrin çarpık apartmanları ardında izlemek.
ders çalışmak için dışarı çıkmak. (bildiğiniz belli kafelerden çıkmıyorum sınav dönemlerinde)
evi temizleme işini mutlaka gece 12den sonra yapmak.
sevdiğim kitapları çantamda taşıyıp saçma sapan yerlerde birkaç cümle okuyup rahatlamak.
sabah uyanır uyanmaz hiçbir şey yemeden dişlerimi fırçalamak.
eve girince mutlaka ama mutlaka o istese de istemese de ısırılmak ve tırmalanmak pahasına da olsa yarım saat kediyle oynamak.

daha gider bu...

Haftasonu iyi bir kahvaltı ile gazete okumak.

yağmur yağdığında;
sahilde koşmak +1
kahve+kitap
probis+kahve-çay

dizi izlerken;
probis+feştalili soğuk çay-latte-filtre kahve

sabah -uyanıp tam ayılmamışken- yataktan kalkmadan önce;
30-45dk gün değerlendirmesi, ne giyeceğim, ne ile mutlu olurum, neleri yapmalıyım vs.(her sabah yaparım bunu)

altıyol yahut bebek starbucks'ta filtre kahve+kitap+ipad üçlüsü ile 4-5 saat takılmak.

spor yaparken(vg) hareketler arasında mola vermemek. "no pain no gain", "go hard or go home"

kütüphanede veya kitap satan herhangi bir yerde saatlerce raflara bakmak. durmaksızın.

karşı cins ile sanat hakkında konuşmak.

mızıka ile mükemmel işler çıkarmak.

deniz yüksekten atlamak, havuz kondisyon sağlamak, durmaksızın tur atmak için vardır. bu bağlamda ikisine de bayılırım.

..ve tabii ki; yalnızlık.

napıyorken ısınıyor?

laptop kaç senelik? eğer biraz olduysa içinde toz birikmiştir. toz birikmesi ısının atılamaması demektir. içini açıp temizleyin derim çünkü fan sesi ona delalet.

Arkada gereksiz yere çalışan birşeyler yoksa (activity monitor'den bakılabilir) apple'ın saçma salak kullandığı termal pastadan olabilir.

Termal pastayı değiştirip laptopunu eski serin haline döndürmüş baya bir insan var.

google: MBP, thermal paste, how to

Servise de yaptırtabilirsin.

sözlükte bile ısınıyor.

activity monitore bakarım arada onda da bir şey yok

termal paste olayını bi araştırayım o vakit.

Geçmiş olsun benimki de öyle oldu ve şu an kendisini yumurta hapmak için kullanıyorum.

o halde termal pasta ve toz temizliği +1
10dklık işi var sıkma canını.

osx bazen meme yapıyor, ses video görüntü işleme programlarının hepsini pluginleri vstleri doyumsuzca kurduysan osxi yeniden kurabilirsin. 2 kere başıma geldi.

satın alıyorlar, nereden aldıklarını öğrenebilirsiniz.

Magazayla konus, dekor degistirecekleri zaman ne yaptiklarini sor ama hemen atlama satin alcam diye, belki bedava verirler jshzha sohbetin gidisatina gore, ya dekorlari degistireceginiz zaman sizden satin alabilir miyiiem yap

hava soğudu da daha kaloriferlik bi durum yok sanki. yorgana geç bence önce. bi de yaz değil sonuçta yazlıklarla oturma, çorap filan giy.

bu havada kombi?
cam açık, şort atlet oturuyorum.
lokasyon istanbul.

Kombi erken de yorgan iyi gider bence

hava soğudu ama kombi yakacak kadar değil dün dışarı çıkarken uzun kollu giydim.

cam açık şort ve atletle oturuyorum ben de.

patlicangil.tumblr.com

bu kadın köpeğini sahiplendiğinde 4.5 yaşındaydı köpek, bir göz gezdir laika ile ilgili postlarına. ne demek alışır mı, elbette ki alışır!

bence alışmış bile. sıkıntı yok, alışır.

ben lisedeyken annem bana sahibinin bakamayıp veterinere ücretsiz bıraktığı tatlı bi kuçu almıştı. birkaç gün yadırgadı sonra hiç sorun olmadı.

köpeği gezdirmede zaman sıkıntın olduğunda direkt bana mesaj at.
annemin astımı yüzünden eve alamıyorum. :(

bizim arkadaşlara alışmıştı. gr le zaten iyi huylu uyumlu hayvanlar ekseriyetle

tabi ki alışır. köpek adaptasyon hayvanıdır. dünyada her türlü koşula ve değişen günlük hayat rutinine en çabuk adapte olabilen canlı türlerinden biridir.

hele ki golden'dan bahsediyoruz. herkesi her şeyi sever onlar.

hem de çok güzel alışır.
köpekler sevgi dolu insancıl hayvanlar bildiğiniz gibi, isterseniz 10 yaşında alın, sevgi ve ilgi gösterince onu kat be kat size geri verir.

Bütün pasta ve çikolatalı muzlu :D Fındıklar filan da olabiliyosa olsun. Kokusu burnuma geldi :D

Iki tane yap hatta 3 tane yap

Kucuk kucuk olsun tek katli olsun biri cikolatali biri meyveli biri muzlu olsun. Cupcake olmasin

kestaneli :)

ne tür yaparsan yap hazır krema kullanma, ev yapımı kremayla mükemmel olmayan pasta yok:)

*blogunun olduğunu yeni gördüm, akıl veriyorum bir de kremayı kendin yap diye:D çilekli pembe pastaya bayıldım, bence doğumgünü için mükemmel olur:)

blogdaki pastacıklardan yapsana ya. :))
hatta adresimi vereyim bana da kargola, pazar günleri diyeti bozuyorum malum. :)))

devasa bir cupcake...

@papillon7, blogdakilerin dışında değişik bir şey olsun istiyorum biraz. onları zaten yiyor mecburen :)
@kirazıseviyorum, olabilir kocaman cupcake, güzel fikir :)
@mayaa, hazır kek, krema kullanmıyorum zaten ben de sevmem hiç:)
@mea maxima culpa, kestane güzel fikir :) bulabilirsem deneyebilirim kestane kremalı bir şey.
@pandispanya, dün yaptık çikolatalı muzlu bi rulo ama klasik bri şey yapacak olursam onu düşünüyorum yine, fındık fıstık krokanlar oooh :)
@ceciliaaslında kişi sayısı kadar küçük pastacıkalr da olabilir güzel fikir.

www.bakewithstork.com

bi de şu tarz olabilir gibi yumyum

iki yavru kedi (yaşları da birbirine yakınsa) çok büyük ihtimalle anlaşır. bir de bunlar dişiyse büyüdüklerinde bile araları iyi olur. ama erkekler büyüdüklerinde yer paylaşım kavgası yapar o sırada da evi kedi tuvaleti haline getirir. eğer evde iki kedi olacaksa tercihen her ikisi en azından ibir dişi olmalı.

bendeki dişi, alacağım erkek.

Lens de estetik de yapaylık hissi veriyor. Açıkça anlamasam bile bir tuhaflık olduğunu hissedebiliyorum. Ama o kişiyle ilgili fikrim sadece bu nedenle değişmez.

hiç anlamıyorum. ama ben fotoşop görünce de anlamıyorum biri uyandırana kadar. bu da benim iyi niyetim olsa gerek.

daha dün arkadaş grubumda çok gördüğüm kızın yazın yaptırdığı burun estetiğini farketmedğim için etrafımdakiler çok inanılmaz şaşırdı. hiç bir şekilde anlamıyorum amaa çünkü hiç dikkat etmem kimsenin kaşına gözüne giydiğine.;bazı lensleri anlıyorum arada.

Anında anlarım. Yapaylığı hemen fark ederim.

bazı erkekler de kaşını alsan anlıyor arkadaş..

neyse, bir kadın olarak cevap veriyorum: evet valla, özellikle lens mevzusu hiç kaçmaz. burun estetiğinden bazen emin olamıyorum ama bazıları bas bas uzaktan bağırıyor zaten estetiğim diye. ve işin doğrusu hiç hoş bulamıyorum, ama saygı duyuyorum =)

burnu fazla anlamyorum da.
lensi anlamayan insan açık gerizekalıdır.

edit: lan bi de her burna estetik demeyin ha. millet burnuma estetikli diyip duruyor, feci gıcık oluyorum. hele bi de deviasyon ameliyatı olduk, iyice estetikliye çıktı adımız. amk sanki senelerdir tanımıyorlarmış gibi, burnuma operasyon yaptırdım sanıyorlar.

ben gözde lensi hemen anlarım ölü balık bakışı oluyo gözlerde. renkliler zaten çok yapay. burun bazen iyiyse zor anlayabiliyorum ama şu kaldırılmış tek tip estetik burunlar var ya onlar kaçmaz. çok çirkin duruyor. dudaktaki şişmeyi de kaçırmam o da yapay. ebru polata bakınca mesala anlamamak elde değil kör olmam lazım. erkekler seviyor ya galiba o kadına olan ilgiyi göz önünde bulundurunca. doğalı daha çok seviyolardır belki ama ona da hayır demiyolar.

erkeklere gelirsek, erkeklerin böyle takıntıları yok gibi sanki lens takmaz takarsa da şeffaf takar gözü bozuktur. burnunu da yaptırdıysa çok lazımdır diye düşünüyorum. bu tür takıntılar ve gereksiz müdaheleler bi bizde var.

lensi anında anlarım. burnu anlamam ama.

kadınım, çat diye anlarım. ama çat diye anlayan erkek arkadaşlarım da var. ama genellikle piçler. yani kadınları iyi tanıyolar ve kesiyorlar.

emin değilim ama kadınların lensli gözü daha iyi ayırabildiğine katılıyorum.

estetik ise kişiye göre göze çarpan bi şey. çok doğal olanı var ama az. genelde anlaşılıyor rahatlıkla. erkeğim.

renkli lens 50 metreden anlaşılıyor ama şeffaf lens ise 40-50 cm e kadar yakınlaşmak gerekiyor anlamak için. burun olayını ise anlamıyamıyorum.

hiç kaçmaz, hele ki lens.. çok yapay durmayan burun estetiği beğenmemi etkilemez de, onun dışındakilerden hoşlanmıyorum. şişirmeler iğrenç oluyor zaten, renkli lens takanlarsa boş boş bakıyorlar falan. insan bakışlarına kıyar mı ya..

verilen cevapları okuyunca kendimi çok salak hissettim ve bu konuyla uzaktan da olsa ilgili bir anımı anlatmak istiyorum:

lise 1'de olmalıyım. yan sınıfta bir hatun var, hatunun saçları sarı. ama geçen sene öyle değildi sanki. içimden "demek ben onca zaman yanlış görmüşüm, sarıymış bunun saçlar işte" diye geçiriyorum.

aylar sonra biriyle o hatun hakkında konuşurken "yan sınıftaki saçını sarıya boyatan kız mı?" diyor, bende jeton işte tam o anda düşüyor.

gördüğüm her şeyi kendime gerçek kabul ettirebilirim sanırım.

Estetik yapilip yapilmadigini karsidaki soyleyene kadar kesinlikle farketmiyorum;lensi bazen anlayip bazen anlamiyorum,sanirim bu da lensin kalitesiyle ilgili bir durum.

Ne kadar mükemmel yapılmış olursa olsun estetikli memeyi, burnu, ağzı, suratı 50 metre öteden anlarım. Lens, fotoşop vs ne varsa onlar da yine aynı şekilde kaçmaz.

Erkekler bu konuda çok dangoz ama. Anlayamadıkları gibi bi de beğenmiyolar mı dövesim geliyo :)

lensli gözü anlıyorum. 2 metre öteden belli oluyorlar. ama burun estetiğini anlamam sanırım.

not: erkeğim.

evlat edinmek daha iyi.mutlaka kendi çocuğum olsun düşüncesi bana çok bencilce geliyor.yeni bireyler dünyaya getirmektense varolan insanların hayatını değiştirmek daha kutsal.o çocuklar da bir yere ait olmak istiyorlar,anne baba sevgisini yaşamaya ihtiyaçları var.hem de o çocukların geleceği için de iyi birşey yapılmış olur.kendini kurtaramayabilir çünkü.

mantıksız değil. ama ne bileyim, öz kardeş daha iyi olur gibi. bir hastalık durumunda birbirlerinin bedeninden faydalanabilirler. öz olmayan bir kardeşle beden uyuşması ihtimali, öze göre daha düşük. bunun dışında birinin hayatını güzelleştirmek istemek elbette ki çok güzel, katılıyorum fazlasıyla.

evlatlık olsaydım ergenlikten sonra öğrenmek isterdim sanırım. biraz daha aklım başıma gelince yani. ama öğrenmek isterdim ille.

ben istemem elalemin piçine ben mi bakıcam gibi bir düşüncem var.

bence garipsenecek bir şey değil. ancak çocuklar arasında sorun olur diye düşünüyorum aralarında 10 yaş falan olmadığı sürece. kardeşler zaten hep birbirini kıskanır, bizi öz biri evlatlık olursa bu sürekli sorun haline gelir bence. "o öz/evlatlık olduğu için öyle dimi"

yarın öbürgün o öz çocukla evlatlığın arasında bir sürtüşme yaşansa (tipik kardeş kavgaları) ve öz olan ötekinin evlatlık olduğuyla ilgili olumsuz şeyler söylese pek de hoş olmaz sanırım.

the imp,bu kadar sevgisiz olmak seni hasta eder.'elalemin piçi'çok çirkin bir laf.

Evlatlık olma konusunun iki kardeş arasında sorun çıkarabileceğini söyleyenler olmuş, bu yüzden ya ikisi de küçükken bu iş halledilecek (mesela kendim çocuğum oldu, o 4 yaşını bitirmeden bie vlat edineceğim) ya ya kendi çocuğum büyüyüp, o konuyu gündeme getirmeyecek kadar anlayışlı olabileceğini düşündüğüm zaman ya da ilk önce evlat edinilecek bebeyi alacağım, o biraz büyüyecek sonra kerdeşi doğacak.

yaşları yakın da olabilir birbirlerine. Hatta öylesi daha iyi. Ama şöyle bişy var ki anne ya da babadan biri istemeden aralarında ayrımcılık yapabilir. "isteyerek" olacaksa zaten evlat edinmezler ama, benim bahsettiğim örneğin biyolojik anne/babası olmadığın çocuğa "aman belli etmeyelim, hissettirmeyelim" diyerekten davranaraktan bir nevi "pozitif ayrımcılık" yapılması. Bunu iyi kontrol edebilmek ve bu kararı vermeden önce bunun olmayacağına şahsen emin olmak gerek.
İkincisi de yaşları yakın olmasa da kıskançlık triplerine girmeyecek denli yaş farkı olması. Örneğin evlatlk olan çocuk hem öyle olduğunu öğrenmiş, hem de bunun yaratacağı -varsa- hassas psikolojik süreci atlatmış olmalı ki kendi çocuğunu yapsın ebeveynler. Bu da aralarında 15 yaş kadar fark olması demek ki yaşlarının aynı olması buna göre daha iyi. Mesela öz çocuğunuz 6 aylıkken 6 aylık-12 aylık civarı yaşta bir bebeği evlat edinmek. İkisi de bunu kaldırabilecek yaşa eriştiğinde de birlikte öğrenirler bunu.
Olası ağızdan kaçırma vakalarına karşı çok yakınlar dışında kimsenin öğrenmemesi -nasıl olur fikrim yok- taraftarıyım ayrıca mümkün olduğunca. Yani durumu dedeler, babaanne, anneanne; varsa da amca teyze hala dayı tayfasından sadece yetişkinler bilmeli.

ya da şöyle bişye şahit olmuştum ben; erken ebeveyn olan çiftler (25 yaş ve öncesi) öz çocukları kendi başının çaresine bakacak hale geldiklerinde 40-45 yaşlarında oluyorlar. O aşamada evlatlık alınan bir çocuk ya da çocuklar (kardeş de olabilirler hatta) kimse açısından herhangi bir sorun yaratmaz tahmin ediyorum ki.

hiç çocuk en iyisi. ama illa evlatlık da olsa olsun derseniz, dışarıdan desteklemek en iyisi. illa da evde olsun derseniz öz evlat tabii ki.

bence dusuncen cok güzel. ben illa benim cocugum olsun demiyorum ama sevdiğim bir insanin cocugu olsun isterim. mantikli hicbir aciklamasi yok. nden boyle istediğimi gercekten bilmiyirum. bir de sut emzirmeyi yabana atmamak lazim. cocukla bag kuruyor. bir anne inkar etse de iz cocuklari arasında bile sevgisi esit olmuyor. bilemedim ama dusunceniz gercekten cok naif ve guzel

evlatlık fikri çok güzel ama gerçekten kanından olana bile tahammül etmek bazen çok zorken, gerçekten bir ömür boyu kanından olmayan birine sevgi besleyebilecek misin bunu düşünmen lazım. aynı şekilde erkek arkadaşının, kocanın da. hiç çocuk olmaz bir o olursa, ya da ikisi de evlatlık olursa sorun olmaz gibi geliyor bana ama bir öz bir evlatlık illa ki istemeden birinin diğerinden değerli olacağına inanıyorum. içgüdüsel olarak da öyle zaten. çok maddi durumu iyi bir ev olmazsa o eve 2 çocuk 1i evlatlık girmemeli. çünkü yarın bigün öz evlada çeşitli imkanlar sunmak isterken diğerinin de sorumluluğu olduğu için bi çocuğunuzun imkanlarından kısacaksınız ki bu onu deli etmeye yeter bile. kısmasanız biri arkadan baksa bu da onu üzmeye yeter. biri birine vursa istemeden öz çocuğunuzu savunur diğerine kızarsınız. bunlar öyle kolay işler değil. niyet çok güzel ama işte hiç kolay değil.

evlatlık almayı hiç düşünmem,
bunun sebebi ise herhangi bir konuda mutlaka eşit davranamayacağım ve öz çocuğumun tarafını tutacağıma emin olmamdan dolayıdır.
öz ile üvey mutlaka aynı olmaz diye düşünüyorum.
bağları gevşek bir aile ise ek bir sorun olmaz üvey ile öz.
yani amerika-avrupadaki aileler ve bizim toplumun aile ve yaşayışı arasında dünyalar kadar fark var.
bu arada çocuk gibi bir isteğim yok ama olacaksa öz olmalı derim.

fikriniz çok güzel, ancak çocuk esirgeme yuvalarında kalan çocukların çoğu, annesi babası belli ama annesi babası bakamadığı için orda kalan çocuklar, bunlar zaten evlat edinmeye verilmiyori ancak koruyucu aile olarak alabiliyorsunuz, anne babası istediğinde geri alıyor.
onun dışında terk ediilmiş bebekler/çocuklar açısından da şöyle bir sorun var. çoğu genelde çocuk sahibi olamayan ana-baba henüz 1 yaşını tamamlamamış bebek evlat edinmek istiyor, kanundaki şartlara sahip olsanız bile, uzun bir süreçten geçip bekleme listesine giriyorsunuz, ancak 2-3 yaş ve üzeri terk edilen çocukları kimse evlat edinmek istemiyor genelde, bebek istedikleri için, yani ister istemez çocuğa evlatlık olduğunu açıklayana kadar neden kardeşinin bir dolu varken kendinin bebeklk fotoğrafı olmadığını açıklamak zorunda kalıyorsunuz.
bir de çevremde, kuzenlerimde gördüğüm şöyle bir durum var, ay ama çocuk size benzemez, sonuçta sizin kanınızdan değildir diyenlere karşı. benim kuzenlerim, bebek yaşta evlat edinildiler, tabi atıyorum esmer bir bebek anne babası sarışın diye sarışınlaşmaz, ama kendini büyüten insanların tavılarını, alışkanlıklarını, çevresel faktörlerini edinir, yani kuzenlerim anne babalarından daha uzun/ daha beyaz tenli vs. oldular ancak yemek yeme alışkanlıkları, konuşma tarzları, giyinme tarzları, gülüşleri, ağlayışları, tavırları birebir kendilerini yetiştiren insanlardan aldılar. hatta aynı beslenme, aynı hayat tarzı nedeniyle göt göbek oranları oturup kalkmaları bile aynı oldu. o kadar çok duyuyorum ki benim kuzenler hakkında ay şuna bak aynı anasına çekmiş falan diye. ister istemez küçük bir çocuğu büyüttüğünüzde kendinize benzer, sizi örnek alır, sizin gibi olur.

kesinlikle para varsa yapılmalı. bir angelina ve brad çifti bunların en iyi örneği. hiçbir çocuğa hak geçmiyordur kesin. öyle bi ortamsa neden olmasın. kanun kadar zengin de olmasanız da olur da iki çocuğu yaşatacak ucu ucuna ayı geçirmeyecek gelirde bi ev olması lazım. özel bi okula 2 çocuk gönderip gerekirse yurt dışına çıkaracak kadar paralardan bahsediyorum. bi çocuğa aile vericem derken diğerinin iyi bi hayat sürmesini engellemek olmaz.

Arkadaşlar, maddiyat konusunda eğer iki çocuk yetiştirebilecek imkanım varsa ancak öyle bir işe kalkışırım. Aksi taktirde ülkemizde zaten 1 çocuğu bile doğru düzgün yetiştirebilmek, okutabilmek, ihtiyaçlarını karşılayabilmek zor.

Benzeme konusundaysa, fiziksel benzerlik açıkçası benim umrumda olmaz. @alice practice'e katılıyorum. Zaten çocuğum da benim kopyam olsun istemem ama haliyle yetiştirildiği kişiler ve çevre olarak bize benzeyeceğini düşünüyorum.

Kıyaslamak belki saçma ama kedim de benim kanımdan değil ama kardeşlerim kadar seviyorum :D

bu televizyonları görmedim, bilmiyorum ama özelliklerinden anladığım kadarıyla bir karşılaştırma yapayım.

2'nin smart tv özellikleri var ama 1'in görüntüsü daha iyi olur gibi tahmin ediyorum. o yüzden ben 1'i seçerdim.

pearl relax dıyorum ben. benım ıcın koltugun yumusaklıgı cok onemlı. bu da ıclerınde en yumusak gozukenı.

Genel olarak hepsi guzel ama yatas'in 3. ve 5. koltuklarini ayri begendim ben.

3 e bayılım sırf kolu yüzünden yaslanıp kitap okumalık tam

Ben de baban gibi ikea'dan koltuk almam dedim, piyasadakileri de beğenmedim, gittim sıfırdan yaptırdım. O yapılan koltuğu da istemeye istemeye beş yıl kullanım. Sonunda gidip ikea'dan ektorp koltuklardan aldım. Koltuk budur diyorum şimdi. Son derece rahat. Görüntüsü şık. Olay çözülmüştür.

pearlmax alma sakın çok büyük, ben de bir eski modelini aldım doğtaştan çok pişmanım hiçbir yere sığmıyor o uzanma koltuğu da bir işe yaramıyor, ne uzanılıyor rahat ne de yatılıyor. 4 numara arkadaşımda var fena değil, daha iyi bir koltuk bulabilirsin diyorum bir de güzel duruyorlar ama bence bir 3'lü bir 2'li al köşe alma. baqlar's mobilya varsa bulunduğun şehirde orda güzel bi koltuk var. Bir de böyle gez bak, koltuklara otur kalk, fazla engin olmasın, rahat oturup, rahat kalkılsın.

3 numara koltuk gri kumaş üzerine turkuaz yastıklarım var çok güzel memnunum
ikea bende çok seviyorum ama sağlamlığına güvenemedim

1. çok güzel yahu

polen onlar

sahteler genelde gözlük camından belli ediyor kendini. gidin bi değiştirmeyi deneyin, en olmadı ürün değişikliği yapılır. aldığı yer neresi optiği hatırlıyosa daha iyi yardımcı oluruz.

içine sinmediyse kesinlikle iade et. hemen yarın git ki aradan zaman geçmesin. itiraz ederse de orjinale benzemediğinden bahset falan. yanına birini de al.

Rayban'da kristal cam hiç görmedim ama emin olamıyorsan değiştir.
30 iş günü içinde değişim-iade hakkın var.
Almam derse tüketici mahkemesiyle tehdit et.

kirazıseviyorum, pendik nokta optik.

isstc, içime sinmedi bir de gözlük camının kristal cam olduğunu okuyunca benimki de o organik plastik mi neyse plastik gibi bir şey olunca iyice şüphelendim.

kesinlikle iade et. almama ihtimalinde hiç canını sıkma ve direkt olarak kaymakamlık içinde bulunan tüketici hakem heyertine git.

her şekilde alırsın paranı 1-2 ay içinde maksimum

Sahteliğinden şüphelendiyseniz başka bir optikçiye sorun. Adamları suçlamadan önce emin olursunuz

www.firsatcenneti.com

hertz ne kadar yüksek olursa görüntü akıcılığı da o kadar iyi oluyor diye biliyorum. 10 khz (10 000 hz) olanlar bile var şu an. 100 hz ve 5000 hz arasındaki farkı aynı yayına bakarak görebilirsin. çok fark var mıdır dersen bu algına göre değişir. samsung tv'ler oldukça tutuluyor, akıllı(!) denilen özellikleri de eh dedirtiyor.

panasonic candır, japon bi kere.
samsung daha yeni sayılır, bozulma erken ölme felan var mı belli değil, gerçi ben 2 yıldır samsung kullanıyorum bir sorun yok ama bir daha ki sefere kesin panasonic alacam.
bi de 200 hz üstü pek farketmez kanımca.

ucuz olanı al derim.
ancak marka farkı değil de model ve serileri fark yaratıyor.

panasonic daha iyi bir marka ama modele göre de değişir. panasonic plazma tv'ler çok kaliteli alabiliyorsanız panasonic plazma alın tr'deki tv yayınları düşük çözünürlüklü olduğundan lcd tv'lerde tam ekran izlerseniz görüntü biraz bulanıklaşır ama plazmalarda daha iyi olur görüntü kalitesi

ekleme yapıyorum. piyasadaki yayıncılar 200 hz'in üstünde bir yayın göndermediği için 5000 hz'lik bir TV'nin pek bir farkı olmayacak. 200 Hz'lik bir TV işinizi görür.

Panasonic kendi panelini üreten bir firma değil. Japon olsa da paneli üretmiyorsan Vestel'den farkın yok. Ben samsung tercih ederdim. İlla Japon olsun diyen arkadaşlara Sharp öneririm.

Kapagini duzgun kapat, suresiz dayanir.
Yani senelerce.

bayatlamistir o haci, istanbuldaysan alayim senden benim bunye dayaniklidir..

bende de 2-3 aylık bacardi vardı buzdolabında, içtim ve yaşıyorum.

wpi +1, çok uzun süre dayanır, buzdolabında yer kaplamasına da gerek yok, güneş almayan bir yerde tutsanız yeter.

1.5 yıl olmuştur en az. Ölmezsek sorun yok :)

hiç bişey olmaz da 1,5 sene nasıl hiç el sürmediniz ayıp yahu :)

ben içki içmiyorum pek, 1 litrelikti, bir kısmını ilk geldiği zaman içmiştik sonra kaldı :D

18-135 mm çok iyi bir zoom lens.

hayyam'da orijinal marka garantili mallar daha ucuz değil. paralel ithalat olanlar ucuz. yani distribütor garantililer.

1.8'in bokehi çok dandik diyolla.

edit: çok değil de 5 bıçaktan ötürü kötü diyelim
vimeo.com

canonda birabir test etmedim lakin nikon ve zeiss 1.4 lensleri daha keskin sonuç veriyor tecrübe ettiğim kadarı ile. bunda kullanılan bıçak ve merceklerin etkisi vardır muhakkak ki. o sebeple canondan emin olamadım ama bu yönde olacağını tahmin ediyorum. oynanmamış örnek bulabilirseniz bakmanızı tavsiye ederim almadan. (ışık avantajını ve bazı yaratıcı karelerdeki artılarını göz önünde bulundurmak ta icab eder tabii ki).

1.4 tabii daha iyidir.
1.8'in bokeh'i kesinlikle dandik değil.(kullandım ordan biliyorum)
f1.8 ile çektiğim test amaçlı bi fotoğraf vardı belki fikir verir.
k1309.hizliresim.com

Bende 1.8 vardı. Usm olmadığı için çok dandik geldi. Satıp 1.4 aldım, acayip memnunum

1.8 ben de kullandım arkadaşımdan alıp ama 1.4 kullanmadağım için kıyaslayamadım. şimdi vatanda da %30 indirime girmiş, hemen hemen sirkeci fiyatında.

1.4'te malzeme kalitesi de daha iyi.

Yolluyor da öyle bir kargo çıkarıyor ki şaşırıyorsunuz.

edit: Ayrıca uyarmam lazım ki köşeli bir şeyden sıcak içecek içmek tehlikeli olabilir (soğuk da dökülebilir gerçi). Normal olanını sanırım Kadıköy'de gördüm, buralardaysanız adresini tarif edeyim.

evet köşeliden döküleceğinin farkındayım ama çok hoşuma gitti yine de :) istanbul'dayım.

Kadıköy'de Reks'in yanından aşağı inip ilk sağa dönünce birkaç dükkan ileride yeni bir yer açıldı, enteresan geek kupalar falan gördüm vitrininde ama inceleme şansım olmadı.

hatalı kumaş ise sorduğunuz her fabrikada zaman zaman çıkar hatalı kumaşlar.

ben de fazlasıyla yeme isteği uyandırıyor,gerçekten çok güzeller.

çok yapay duruyi. yemek değil oyuncak gibin.

bana hep maket gibi gelirler, herhangi bir can çekmesi söz konusu olmuyor gördüğümde.

bi keresinde tadına bakmıştım o yüzden hiç canım çekmiyor. görüntü olarak da bi merak uyandırmıyor zaten. belki daha güzel şeyler yapsalar hoşuma gidecek ama...

yapay duruyor insanın yiyesi gelmiyor. sanki oyun hamurundan yapılmış gibi.

aynen oyun hamuru gibi duruyo bende de hiç yeme isteği uyanmadı.

Komple şeker hamurundan yapılmıyorlar ki! Üzerleri kaplanıyor sadece o hamurla. Eğer içinin keki, kreması güzelse, taze meyvelerle filan yapılmışsa, çok da şekerli değilse, gayet de afiyetle yiyorum valla. Bizim bi arkadaş yapıyor mesela. Yeme de yanında yat.

süs gibi duruyolar. evdeki eşyaları nasıl yemiyosam onları da yiyesim gelmiyo.
ama tadına bakmıştım. çok kötü zaten

old possum, biliyorum tabi ki içini :)ama dışardan bakınca mesela çikolata kremalı bir pasta kadar iştah kabartıyor mu onu merak ediyorum.

ben hep ailemdekilerin yakınımdakilerin doğum gününde son zamanlarda bu pastalardan yedim. içi şahane oluyor bazılarının yapan yere göre değişir. dışı değil içi önemli. dışı zaten özel gün olduğu için böyle her gün eve alıp yenmez bunlar özel gün işi.

iştah konusuna gelirsek kabarıyor ama delirmiyorum. bakıyorum çok güzel diyorum bence özel günlerde böyle olmalı pastalar.

Tadı güzel değil şeker hamurunun. Bakınca yiyesi geliyor insanın ama bi kez yiyince hep akılda o leş gibi tadı kalıyor. O yüzden ı-ıh.

Harcanan zamana değecek bir şey değil gibi gelir bana, dolayısıyla oldukça da pahalılar. Öyle çok kalabalık parti vermişliğim yoktur ama kırk yılın başı gerekirse kendim yaparım pastamı.

reyonuna bile yaklaşmam

Ben denemiştim bunu, fakat elde bulaşık yıkanırken cogu boya döküldü hic guzel bir goruntu cıkmadı ortaya.

Boyanır.Ancak mutfak eşyası olarak kullanılacaksa olmaz,fırınlanması gerekir. Cam boyası da fırınlanmaz. Süs eşyası olacaksa sorun olmaz. Tam kuruma yapıldıktan sonra (20-21gün civarı) elde ılık suyla yıkanabilir camboyası. Ben çocularıma kupalar boyadım cam boyası ile.Elde fazla hırpalamadan yıkıyorum. Sorun olmuyor. Bulaşık makinasına koymayın yalnız.

delta hospital de sevdiğim bir dişçi var. hiç acıtmadığı için seviyorum.
ayşe hanım. ama 17-22 çalışıyordu en son.

Balikesir Erdek...

yazlık mekandan beklentilerin önemli.
datça güzeldir, diğer yerlere göre hem denizi hem sakinliği iyi.
altınolukta bir yıl yaşadım, denizi adamın götünü dondurur.
akçay ve küçükkuyu yine öyle.
datça en iyisi hacı.
deniz pek önemli değil dersen küçükkuyu.

bizimkiler çok girmezler denize, çocuklar olarak da soğuk suyu seviyoruz. ama evet datça da çok güzel

İzmir / Dikili - Özdere - Urla - Güzelbahçe

110.000 TL'ye karamürsel civarından kırkent sitesinde tripleks villa alabilirsiniz, 30-40 bin tl masraf yapınca süper hale gelir.

köprü tamamlanınca da istanbul'dan 1 saatte gidiş olur.

aklınızda bulunsun.

yaşları ilerleyeceği için söylüyorum izmirin sıcağına dayanabileceklerini sanmıyorum. biraz serin bir yerlere bakmak lazım bence. datça daha ideal. urlada özderede sıcaktan kötü olurlar.

seferihisar teos civarlari ya da bodrumun kuzeyi kiyikislacik taraflari.

kabine alacaginiz cantaya koymaz ve bagaja vereceginiz valizin icine koyacaksaniz, evet.

Getirtmek derken kargoyla sanırım. Getirtebilirsiniz büyük ihtimalle, insanlar yurt dışından enteresan unlar çikolatalar falan getirtiyor. Sıvı olmaması sizin lehinize olur ama bence.

Evet, kargo ile. Nutella kıvamında bir şey.

dava açmana gerek var evet.

bakınca beğeniyorum, ne güzel yapmışlar diyorum ama almıyorum çünkü hayatımda bunları kullanacağım bir yer yok.

gayet güzel olduklarını düşünüyorum, ama pek satın aldığımı söyleyemem.

Patiklerden satın alınabilir.En azından hediye olarak götürülebilir, şık

taşlardan ben de yapıyorum ama farklı bir şey görürsem alırım. yastıklardan da alırım ama tabi güzel olsun, img03.blogcu.com şu tarz bana hiç hitap etmedi mesela.
patikler çok güzel ama alamam çünkü babaannem sürekli örüyor ama yine değişik bir şey görürsem alırım.

en güzeli taş boyama onlardan alabilirim. diğerlerini pek tercih etmiyorum. çok modern yastık örnekleri var artık o sektör aramayı bilene çok geniş. satın almam ama yapan biriysem hediye ederim, yapan biri hediye ederse kullanırım. beğeniyorum ama alıcısı değilim. patik de belki ufak yaşta bebekler için alınabilir. yetişkin biri için tercih etmeyebilirim yine.

Begenirim, alirim.
Orguye ve el yapimi hemen hemen herseye karsi zaaf ve ilgim var. Orgu kazak giymeyi cok severim. Annemin ordugu minik patikler var odamda asililar, sans getirdigine inaniyorum. Onun disinda cam ve seramik islerini de severim. Bez bebek, orgu bebek, amigurumi.. Guzel seyler bunlar.
Alamadiklarimi incelerim, yapmaya calisirim.

ancak yardım amaçlı satılıyorsa katkım olsun diye alırım.
içlerinde bana en hitap eden taş boyama olanlar.
bardak altlığı şeklinde doğru desende boyanmış taşı kesin satın alırım ya kendim için ya da hediyelik. tamamen desenine renklerine bağlı bir yerde.
yastık meselesinde yıkanınca boyasının akmaması, kumaş kalitesi ve tasarım gibi konular var, bu özelliklerin hepsini bir arada bulmak çok zor, yoksa yine alınır.
patik içlerinde en satmayacak olanı gibi. almam. hediye gelirse de kullanmam. hediye olarak da vermem.

her boka bunu yazıyorum ama eminönü.

10+10+10 alabilirsin. 10 gün istirahat sonrası kontrol yazdırırsan gidip bi 10 gün daha alabilirsin. Yine istirahat ve kontrol bi 10 gün daha alabilirsin. İlk 10 günden sonra işbaşı yazdırma sakın

golden çocuk gibi ilgi ister yalnız.
sabah git akşam gel bir işte çalışacaksa yazık hayvana.

geçen gün burada ermanen'in paylaştığı bir duyuru vardı.
bir bakabilir misiniz?
ben bulursam ben de yollarım.

hamile olduğu için bırakmışlar muhtemelen golden'ı, o da bir yere sığınmış doğurmuş, yavrular safkan gibi görünüyordu.
gerçi safkanlık meselesiyle ne kadar önem verirsiniz bilmem ama...
linki bulursam yollayacağım.


edit:

buldum! eksiduyu.ru

babam da sürekli orda olacak, yalnız bırakmaz.

bakıyorum hemen duyuruya da teşekkür ederim.

facebook'ta hayvansever sayfalarında hergün bir sürü sahiplendirilen köpek oluyor.

babanız köpeğe yalnız bakacak ve gün boyu işte olacak ise bir golden sahibi olarak yavru köpek almamanızı tavsiye ederim. goldenlar gerçekten çok hassas köpekler. üzülüp hasta olabiliyorlar. yalnız kaldıklarında ağlayabiliyorlar. bunlarla ilgili daha detaylı bilgi edinmenizi tavsiye ederim. www.minikpati.com veya barınaklardan evsiz bir köpeği de sahiplenebilirsiniz.

denize girilir baska napilir ki? altinoluk a falan gidilebilir dicem de les gbi oluyo altinoluk ben olsam denizin ve huzurun keyfini cikarirdim

kadfırga koyuna kesin git.

Hasanboğuldu var, dağ köyleri var. Zeytinyağı fabrikaları var bir de. Bence deniz tarafı değilde, ormanlık kesimler daha ilgi çekici.

Çok sıkıcı bir yer saf deniz

-Adatepe Köyüne çıkıp,köy içindeki taş evler ve taş mektep gezilir. Dut Dibi Kahvesinde zeytinyağında kızarmış çiğbörek yenir ve ayran içilir. Üstüne karadut suyu içilir. Bu kadar yiyip içtikten sonra eritmek için oraya çok yakın Zeus Altarı'na yürünür ve tüm körfezi gören eşsiz manzara izlenir.

-Bir tur firması ile Kaz dağları Zirve ya da Kaz Dağları Etekler turuna katılabilirsiniz. Benim tavsiyem Kaz Dağları Zirve turu. Sarıkız ve Çıplak Baba tepesi dahil her yeri gezdiriyorlar. Orman içindeki ve Ayı Deresi'ndeki yürüyüşler muhteşemdir.

-Assos 20 dakika uzaklıkta, oralara gitmişken Behramkale, Assos Antik Liman görülmeli ve Limandaki eski kahvehanede bir Türk Kahvesi içilmeli.

-Antik kent merakınız var ise, Gülpınar civarlarında çok önemli bir antik kent olan "Apollon Smintheion" var. Gezilip görülmeli.

-Doğa merakınız var ise "İmece Evi" ve "Buğday Derneği"ni ziyaret edin.

-Altınoluk şehir gibi bir yer, hiç tatil havası yok ben sevemedim orayı bir türlü. Akçay ve Zeytinli barzo ve hanzo kaynıyor tavsiye etmem.

-Deniz seçeneği de var, bir iki kere girilebilir. :)

İyi tatiller.

mıhlı şelalesini gidip muhakkak suya gir orada.

soruya ek yapayım, özellikle miro tabloları nasıl bulunabilir, nereden bulunabilir. özellikle internetten.

(git:www.allposters.com.tr)

Türkiye'de bu var gibi ancak aldığı eleştiriler de cabası

inşaat malzemesi satan yerlere bak. büyük yerlere ama. oralarda oluyor.

(bkz: polat palet)

büyük malzeme satan yerler var işte seramik, banyo gereçleri, duşakabin falan satan. onlarda olabilir fakat bu paletlerin bir depozitosu oluyor. onu öderseniz muhtemelen size satabilirler. bazıları kendi hallettiği için sürekli kullanıyor vs. öyle birini bulursanız para da almayabilir.

nalburlara, yakınlarında gümrük varsa gümrüğe, sanayi sitelerinde de direk paletçi olur. hatta bunların ikinci eli falan oluyor.

fringe, breaking bad, modern family

Doktor who ile ilgisiz de olsa: house m.d.

Doktor var bunda da:p

the wire.

hannibal bir sezon bitti. kaliteli bir dizi.
özellikle battlestar galactica; hangisi önce hangisi sonraya düşmemek için (bkz: battlestar galactica seyir rehberi) bilim kurgu seven sevmeyen herkes için izlenebilir mükemmel bir dizi. 4 sezon. ara sezonlar ve bir iki de filmi var.
shameless (us) komedi olarak.
rome; spartacus gibi fakat daha ciddi daha gerçekçi. iki sezon toplamda.
bunların dışında vikings olabilir, walking dead olabilir. bir de bittabi dexter.

person of interest

Braking bad , Walking dead

bu arada ne hayal kurmuşum arkadaş www.google.com www.ilgincresimler.org

- demir olması hoş değil, temizlemede kolaylık sğalıyor olabilir ama kışın oturulamayacak kadar soğuk oluyorlar

yağışlara ve güneşe karşı korumalı olsun. kompozit malzeme olsun. yekpare olsun.

bu lanetlerin iki modelini gordum,

varoşlarda metal, bi karıs oturma yeri olan, götün yarısının dısarida kaldigi rahatsiz mi rahatsiz,

boğaz bölgesinde (şişli, m.köy, beşiktas v.b) ahşap aksamlı, oturunca icine gomuldugun, gomulurken la noluyo amünüm diye höykürdügün yine rahatsiz mi rahatsiz modeller.

parka gidin, bi bank çalın duraga koyun.

en rahati elbette
www.globenotes.com

söyle olur

ama optimum olarak, plastik tek kisilik olursa olur, ya da tahta standart bench.

www.google.fr

ben de bunlardan isterdim. arrêt de bus climatisé diye aratırsan çıkar başka tipleri de.

Tekli olup aralarında biraz boşluk olsa daha iyi olurdu gibi.

Antalyadaki klimali duraklar gibi olsun yeter

-kaygan olmasın
-başkasının terini tutmasın
-arkalığı olsun
-mümkün mertebe soğuk - yağmur - güneşten korusun

fakyoras +1 demir olmasın da şekli önemli değil. kışın her sabah böbrekleri bankta bırakıp biniyoruz tramvaya.

durakta armutlar olsun. onlara oturalım.

bnde arada motosiklet kaskı şeklinde bank diyecekken durak anlamışım Hmffsss hmfs

ben kallender

alain delon mu?

Heykel'de Tiyatronun yanında Mavi köşe iskender var. Orada ymek yiyebilirsiniz. Oradan Tophane'ye çıkıp, kahve içersiniz. Geceye mekanlarda devam etmek isterseniz fsm'de alkol alarak devam edebilirsiniz.

tayyare kültür merkezinin yanında iskenderci vari küçük bir dükkan ama asıl iskenderi orda yiyebilirsiniz. ulucami ve yeşil cami ilgilerini çekerse oralar da merkeze çok uzak değildir. söylendiği gibi tophane tarafı da biraz şehir manzarası için tercih edilebilir. daha sonra teleferikle uludağa doğru çıkıp kendin pişir kendin ye'lerde bir şeyler yiyebilirsiniz ya da biraz şehirden uzaklaşıp cumalıkızık'a gidebilirsiniz. şu sıralar ahududu festivali olması lazım tabi olaylar sebebiyle filan iptal edilmediyse. o da çok eğlenceli geçer. akşam arapşükrü taraflarında bol bol rakı-balık mekanı bulup oralarda takılabileceğiniz gibi aynısını mudanya taraflarında deniz kenarında da yapabilirsiniz. sanırım bu kadar yeterli olur?

yeşil tarafına da gidebilirsiniz. yeşil camii ve türbe ziyaret edilebilir. müze var orda ona gidilebilir. hediyelik eşyalar satılıyor mesela onlardan alıp yeşil çay bahçesinde bursa'ya karşı çay içilebilir.

kırmızı beyaz benekliler pantera mı muscaria mı ?

genelde güçlü mantarlar diğerlerine izin vermez. ama olabilir elbet.

musicovery.com
www.8tracks.com

bunlarda olmadı ya, ben şarkı gireyim o bana benzer bir şeyler önersin istiyorum :D

müzikopat gibi bi site vardı ama tam istediğine uyar mı bilmiyorum bi bak sen

spotify kullan o zaman. related artist kısmı işine yarar

jango var, radyo şeklinde. şarkı değil de grup açısından benzerlerini çıkartıyor.

imar her zaman favorim olmuştur, tütün rengi olan.
klasik için de kim güzel duruyor.

2 ve c

1 ve c

@loveinaflipbook, tütün rengi imarın kırmızısı vardı bende ben de çok seviyorum bir de bu rengini mi alsam diyordum :) iyice ihtimali yükseldi şimdi.

7 yi beğendim, siyah kategorisinden hiçbirini beğenmedim illa birisi olacak derseniz b şıkkı.

2 b

1 ve 2 güzel duruyor;siyahlardan hiçbirini beğenmedim.

7 numara ve b şıkkı.

ilk gruptan belki 3, belki 1 bilmiyorum. yine de pek beğenmedim modeller çok erkeksi geldi. ikinci gruptakiler de beğenmedim. zaten o topuklu bacakların çok ince değilse ve uzun değilse hem kalın hem bodur gösterir sakın öyle bir topuk kullanma.

1 ve c diyorum

siteden de bunu öneriyorum şu an rengi çok tatlı geldi www.camper.com :D

ince uzun, o konuda sıkıntı yok. çok rahat bir de sade o yüzden çok hoşuma gitti bir de topuğu da çok değil.

koku bırakmak derken? kızgınlık döneminde mi?

çişten bahsediyorsanız sirkeyle silip bekletin.

çiş değil galiba spermmiş. çiş gibi kokmuyor. çok değişik ve kötü bi koku, kızgınlık dönemine girmiş olabilir evet.

eğer kısırlaştıracaksanız (ki tavsiye ederim) kızgınlık döneminden çıkmasını bekleyin.
o kokuyu da maalesef pek bişey çıkarmaz :)
mümkün mertebe silin ve sürekli o odayı havalandırmaya çalışın.
onun dışında yapılacak pek bir şey yok.

bu arada; bir süre sonra kendi kendine uçuyor koku.

Petshop ya da veterinerlerde bu kokuyu gidermek icin hazirlanmis temizleyiciler var, deneyebilirsin.