Ekşi Duyuru

seçeneklerimiz sadece bunlar, başka öneri istemiyorum açıkçası.

siyah olan.

bende şunun www.hepsiburada.com siyahı var bayağı seviyorum.

kullanışlılık ve şıklık açısından west loop olanlar. renk olarak da ben yeşili çok beğendim. farklı olur hem.

Bütün sorulara cevabım 2 numara, yeşil renk çok hoş.

ben hepsine 1 diyorum. genel kaninin aksine yesil bence en kötüsü.

Ben de 3. diyorum. Yeşil konusunda renk sevmeme rağmen, tonu çok sırıttı

yeşil çok şık duruyor.
sonuncusu, zaten çok iç karartıcı.
1. olan da eh işte.

3

eline?

karnında ciddi bir sıkıntısı var gibi görünüyor.

el olduğunu düşünüyorum. çünkü sabit elini hiç oynatmıyor.

eline

karnına bence

şu anda çin'den ayrılmış, hedef ülkeye gidiyor. hneüz girmemiş. bir iki hafta içinde girer.

rahat iki haftası daha var. fazla takılma bunlara patron.

3ü yapan 5ide yapar. 3e 5e bakmıcan artık

Calismiyorsan ustesinden gelinir.

yeterlik sınavına gücün kalmaz. keşke ilk dönem 5 alaydın.

çalışmadığın için ağır değil.

Altında bir şey aramana gerek yok sistemleri biraz yavaş çalışıyor ama çalışıyor bir şekilde, o verilen sürede de genelde kontrol edilme aşamasında olduğu için gecikme yaşanıyor. Aşağıdaki linkten şikayetinin durumunu (şikayetinin yanında kontrol ediliyor, yayında vb. yazar) görebilirsin.

www.sikayetvar.com

Edit: Ben daha geçtiğimiz hafta sipariş geçtiğim kargoyu önce getirmeyen sonra da kaybeden bir kargo firmasını şikayet ettim, ısrarlı aramalarım ve gönderici kurumun bastırması sonucunda Pazartesi akşamı kaybolduğu söylenen kargom kapıma sağlam bir şekilde geldi. Her ne kadar şube beni bireysel olarak sallamasa da gönderici firma kurumsal olunca ve bölge müdürlüğü sıkıştırınca işlem süratle sonuçlandı.

neden yayınlanmadığı hakkında bir bilgim yok ama söylemeden de edemeyeceğim, aksi bir örneği var mıdır bilmiyorum; şimdiye kadar muhtelif firmalara yönelik 10 şikayetim olduysa bu site sayesinde çözülen şikayet sayım 0'dır.

üsküdar sahil
1000 lira
1+1
bina eski ama iyi durumda
mutfağı güzel, banyo idare eder
temiz bir ev. yeni tadilat görmüş, yerler kapılar çok iyi.

Beylikduzu 1+1 eşyalı 1000 lira. Ev 2 yıllık; güvenlik görevlisi, havuzu, spor salonu, saunası var. Birimizin işi yakın diye burayı tercih ettik, yoksa merkezden bu kadar uzakta olunca ev kiraları da düşüyor ister istemez. Bu ozelliklerdeki evler merkezde 2000 liradan başlıyor.

Mecidiyekoy
15 yillik apartman
2+1
Meydana en fazla 7 dakika yurume
3.kat
Mutfagi gunes almiyor

Aylik 1250

Çekmeköy - Taşdelen
1100 TL
160 metrekare 3+1
3 Balkon, 2 banyo.
Dev mutfak, otopark, güvenlik, havuz, küçük de olsa bir bahçe.

ya ev güzel olacak ya da semt .
ikisi de güzel olursa kira 3000 tl civarı oluyor .
benim evim moda sahilde yeri süper bina belki 100 yıllık . evin toplam ölçüsü normal bir evin salonu kadar yani çok küçük . su ve elektrik tesisatı çok kötü mutfak banyo da ufacık .
sadece yeri için ayda 1000 tl ye yakın ödüyorum . doğalgaz da yok .
cama gelen martıları seviyorum .
ada vapurlarının sesi ile uyanmayı seviyorum .
pazar sabahları sokak çalgıcıları geçiyor sokağımdan .
köpek gezdiren yaşlı teyzeleri ve modanın huzurlu havasını seviyorum .

avcılar, metrobüse ve üniversiteye 5dk
800 lira
3+1, bi tane de geniş balkonu var.
içi,mutfak ve banyosu ferah ve yeni. bina yalıtımlı.
bina da deprem öncesi ama aşırı eski değil, sağlam. sahipleri kendi oturuyor araştırmasını vs yaptırmışlar.

beykildüzü 800TL
bina 2011de yapılmış ev tertemiz.
1+1
güvenlik
spor salonu
havuz
sauna

tuzla aydınlı 1+1 650 tl.

incirli
3+1 145 metrekare
2000 tl
eski bina, eskilikten kaynaklı birkaç problemi var (en üst katta olduğumuz için banyoda suyun az akması, merkezi sistemde bi peteğe ısı gelmemesi gibi)
yerleri - mutfağı iyi. banyosu ve camları idare eder.
3 cephe sürekli güneş alıyor
2 tane kocaman kapalı balkonu var
metro metrobüse yürüyerek maks 5 dk
hava kötüyken üzerinden uçak geçiyor :(
ama bütün bunların yanında evinle ilgili tek şey söyle deseler - beşinci kat ve asansör yok imdat derim. yine de seviyorum :')

sancaktepe, yenidoğan-sarıgazi kesişimi, ana caddenin hemen kenarı
750 tl.
3+1
bina da yeni, odalar geniş, mutfağı ve banyosu şahane.

kirası nispeten düşük olan bir evin içi yapılı, yeni olsa katı bodrum ya da giriş oluyor; ara kat olsa banyosu, mutfağı kir pas içinde ve dökülüyor oluyor. eski evler zevksizlikten kırılıyor zaten, küçücük yeni evlerde ise sinekten yağ çıkarma derdinde oldukları için bütün kroki yamuk yumuk. alıcısı olduğu kesin de kimler, neden alıyor, cidden akıl sır erdiremiyorum.

2+1
Celiktepe
4 yillik bina, evin ici oldukca yeni ve yalitimi cok iyi
Metroya 4-5 dakika mesafede ancak yokusu var
1700 lira

eski evimde 3 yil 1000 liraya oturdum, onun ozellikleri de soyleydi
3+1, metroya 2 dakika mesafede, yokusu yok ama bina eski, 5. kat ve asansoru yok, yalitim yok denecek seviyede

erenköy 2 + 1 2450 tl, 2 yıllık bina

çamlıca/burhaniye
850 tl
3+1
eski bina ama iyi durumda, önü açık mecidiyeköydeki gökdelenleri balkondan görüyoruz
sakin mahalle, öğrenci yok.
ısınma biraz sorunlu

sene geçen sene eylül civarı,
üsküdar bağlarbaşı soyak sitesi
2+1 55 m2 4. kat 1100 den 1300 e çıkardı dalaylama, zaten şehir değiştiriyordum çıktım evden.
üsküdar meydana 10-15 dk yürüme mesafesi. capitole yürüme mesafesi, site içi otopark, kümes gibi ev tek kişi için ideal.

4. kat olduğu için denizi göremiyordum ama karışıyı görüyorudum uzakta olsa. manzara bi ankaralı için iyiydi.

yokuş çok. selamialiye yakın. biraz dikkat etmek lazım sitede gezici güvenliğimsi var. çevresi açık.

Çok uç veya soruyu soranın özellikle istediği cevapları vermediğin sürece ne söylediğini bir önemi yok. Uç cevap vermemek elinde ama soruyu soranın ne istediğini bilemezsin, o yüzden içten cevap ver; en azından samimiyetinle artı puan alma ihtimalin olur.

doğru cevaplar şu şekildedir.

şirketten ne beklersin? maaş zamanında yatsın sigorta vs. sorun çıkmasın.

nasıl yönetici? fark etmez çok eziğim herkese uyarım.

baba jo'ya katılıyorum, tek bir doğru cevabı olmadığı gibi senin içinden geleni yansıtması önemli. Belki biraz daraltabilirsin. Örneğin, mutluluksa seni ne mutlu eder? "Yaratıcılığı baltalamamaları, fikir belirtmeyi destekleyici bir ortam, ekip çalışmasının desteklendiği ama bireylerin de gelişmesine uygun ortam sağlayan bir yönetici beklerim" gibi şeyler söylerdim ben.

@aychovsky

bu gibi cümleler benim ağzımı yüzümü yamultacak olanlar zaten :/ böyle cümle kuran kimsenin samimi olacağını düşünmüyorum ama bir insanın çalıştığı yerde mutlu olmasının çok önemli olduğuna inanıyorum. mutluluk dediğimde işe dair bir mutluluk tabii o, özel yaşamı içermiyor ve tek taraflı da değil, karşılıklı memnuniyet lazım diye belirtiyorum.

emege kiymet versinler, bu ilki.

cozume istekli ve ortak olsunlar, bu digeri.

soruyorlar mi bunlari, ya?

57 mb çöpteki dosyalardır belki. web arayüzünde All files sekmesi var. Orada hem tüm dosyalarını hem de çöp dosyalarını görebiliyorsun.

çöp de dahil olmak üzere bütün klasörlerim boş görünüyor. e bu 57 mb dosya nerede o zaman? cihaz üzerinden bulutta olduklarını görebiliyorum ama web sayfasında yok, bulamıyorum!

Büyük bir firmaysa maaşın şu kadarını elden verin falan dersen direkt kaybedersin. Bence görüşmenin gidişatına göre açık açık söyle. Zaten görüşme sırasında bu işe girersen olayların nasıl gelişeceğine dair az çok bir fikir edinirsin de. En kötü "sizin sormak istediğiniz şeyler var mı" dendiği zaman benim kafamda şu tarz soru işaretleri var diye söylersin, onların nasıl bir duruş sergileyeceğini öğrenirsin.

kaybedip kaybetmemek çok da önemli değil açıkçası. şartlarıma uygun değillerse zaten hiç girmem o işe de çok da kaba şekilde söylemek istemiyorum şartlarımı. politik olma konusunda sıkıntılarım var, fikir almak güzel o yüzden.

Anlaşamama, ayrılma veya çıkarılma durumu almak isteyip istemediğine karar vermen gereken bir risk. Yani konuşsan bile o garantiyi Kim verebilir ki? Büyük firmaysa sigortayı düşük yatırma işini teklif etme bile bence de. Ama derse gitme işini baştan konuşmalısın, hatta işte duruma göre direkt haftada 4 gün için de anlaşabilirsin.

kurumsal firmalarda elden ödeme gibi bişe söz konusu olamaz. hiçkimse için böyle bişeyi riske etmezler. yapacağın en doğru şey konuyu direkt olarak nazik bi şekilde konuşmak. ha şöyle bişe olabilir. mesela almanyada probezeit denen deneme süreleri var. 6 aylık. bundan örnek vererek "1 aylık dneeme yapalım bu sürede girişimi yapmayın sadece ücretsiz stajer olarak giriş yapın 1 ay sonunda herşey yolunda giderse resmi işlemlere başlayın" tabi bunu uygun dille söyle anlayacaklardır seni.

sözleşme yapın, işten çıkarılmaya karşı da tazminat yazın.

derse girme işini baştan konuş +1. bu durumun neden senin için önemli olduğunu anlat, eğer girdikten sonra ders izni konusunda sorun çıkarsa işten ayrılsam dahi bursum kesilmiş olacağı için problem yaşarım de. başvurmaksızın çağırdıkları için elin biraz kuvvetli, kullanmanda sakınca yok. lakin dersler için izin vereceklerinin garantisi yok, bu yüzden samimi olman önemli; kararlı görün ama kabul etmezseniz umrumda değil duygusunu hissettirme.

asgariden gösterme işini sen teklif etme, eğer onlar çok isterlerse bursunun kesilmemesi için yapılabilecek şeyler konusunda soru sorarlar, o zaman cevap verirsin.

@j r r tolkien hayrani

yarı zamanlı çalışmaya sıcak bakacaklarını sanmıyorum. dediğin doğru ama, özel sektör tam bir risk ve almaya değip değmeyeceğini bugünden kestirmem mümkün değil. bir süre sonra okulda projeye girip hem ek burs alıp hem rahat rahat tezimi hazırlayıp hem de daha özgür olabilirim de. bunun da garantisi yok tabii. sonrası zaten yine özel sektör ama okulu geri plana atmaya içim elvermiyor şu anda.

Çok pahalı bunlar.

Ben kendi aldığımı göstereyim. Smart oluyor bu. Denedim %100 çalışıyor. Hem çok ucuz: tr.aliexpress.com

@himmet dayi

bakmadığım cins kılıf kalmadı, pahalı olduğunun farkındayım ama model ve desen olarak "işte bu" dediğim bi bunlar oldu.

ayrıca sorularıma hiç cevap vermemişsin :(

Büyük ihtimalle ikisi de smart cover bunların. Çünkü hem dediğim gibi smartshell yazıyor hem de magnetic. Zaten ekranı kapatan olay mıknatıslı olması.

ilk linkteki daha iyi.

son olarak; kaybolmaz. kaybolsa da paran iade ediliyor.

@himmet dayi

hah işte ben de onu çok merak ediyorum, bu ekranı kapatan mıknatıs mekanizması mı oluyor? sistem nasıl işliyor, biliyosan bi anlatıversen?

cihazın içinde manyetik sensör var, sağ ortasında. smart case'in mıknatısı oraya geldiğinde sensör devreye giriyor ve cihaz uykuya dalıyor.

Olabilir de onun tezinin makalesinde sen ilk isim iddia edecek kadar cok isi neden yaptin ki? Icinde bulundugun durumu bilemiyorum ama burada bir sikinti var gibi gorunuyor.

benim tezimin devamı oldu onun tezi, kendi tezimde yaptıklarımı öğrettim teker teker. makalede de benim verilerim kullanıldı ama isim onun oldu niyeyse. üç beş akademi puanı toplayacağım diye düştükleri rezilliğe bak.

Bana ilginc geldi yine de. Senin tez yayina donmus muydu? Niye boyle bir sacmalik yapiyorlar ki? Danismaninla hic konustun mu? Gerci en fazla iki yil sonra o tez otomatik olarak acilacak erisime. O zaman sen tezini daha once verdigin icin asirma iddia edebilirsin.

ne fark eder? yayınlar ölmez. zaman aşımı da yok. 2 gün sonra yazı çıktığında veya yök serbest nıraktığında 2 satır yazına bakar her şey.

çok saçma. çocuk doğmayı kendisi istemiyor. ama belli ki insanlar çocuklarını ben yaşlanınca bana baksın diye doğuruyor. çocuk kendisine verilen emeklerin hiçbirinden sorumlu değil, çünkü hayatta kalması için gereken temel şeyleri sağlamak zaten ailenin görevi, fazlasını da yaptılarsa da çocuk zorla yaptırmadı, minnet duyarsa duyar o ayrı ama duymak zorunda da değil.

edit: hele ki "ben genç yaşta seni doğurduğum için hayatımı yaşayamadım" anneleri var ki evlerden ırak, doğurmasaydın???"

minnet beklemek çok doğru değil evet ama nasıl ki ebeveyn çocuğuna bakmakla mükellef ise çocuk da ihtiyacı olduğu zaman ana babasını gözetmek, imkanı dahilinde ihtiyacını gidermek zorunda. ne anne babalar var doğurup sokağa atan ya da atmasa bile insan gibi yetiştirmeyen. e haliyle o kadar emek verip büyüten insan da minnet olmasa bile vefa bekler. insani bir duygu bu. iş yapıyosan maaşını alıyosun gibi düşünmeyin bunu

(bkz: anne olunca anlarsın)

minnet beklemek değil ama hayırlı evlat beklemek hakkımız

edit: improbable +1
keyfim için geceleri 2-3 kere kalkmayı, eve tıkanıp kalmayı, kariyerime ara vermek zorunda olmayı, süt olsun diye olmadık şeyleri yiyip yiyip kilo almayı, hala daha yerden bir hamlede kalkamamayı yapmadım.
günümüzde eğitimli ebeveynler keyifleri için çocuk yapmıyor zaten. 5 dakikalık seksin ürünü değil çocuklar

sırf keyfi için doğurdu diye bir mantık sanmıyorum ki olsun. doğurup bi köşeye bırakmamış. yetiştirmiş, geceleri uykusundan olmuş, altını temizlemiş, ilgilenmiş vs.. bence her şeyden önce bir vefa borcu var. "vefa istanbul'da yalnızca bir semt adıdır" diyenlerdensen bilemeyeceğim. anne baba olmak kolay bir sorumluluk değil. minnet değil, onun sana olan sevgisinin karşılığını bir nebze olsun alabilmek bence bekledikleri. ki sevgi seviyorum deyip geçmekle de olmuyor. sen de onunla ilgileneceksin ve gerekiyorsa bakacaksın tabi. olay biraz duygusal bağlarla alakalı aslında.

Az sonra cok elestirileceksin nedeni en altta...
Devilred'e soyle katiliyorum. Cocuk dogurmaya karar verenler kadinlar degil daha cok erkekler. Kadinlarin bu konuda soz soyleme hakki olmayabiliyor. Ataerkil toplumlarda kac cocuk olacagi erkege bagli. Fiziksel olarak olmasa da zihinsel olarak da kadin cocuk isteme egiliminde. Cocuk istemedigini acikca belirten kadin toplumdan dislanma tehlikesi yasar. Cocuk yapmak bircok toplumda aslinda orduya asker, fabrikaya isci yetistirmektir. Ama cocuk yapmak bir erdemmis gibi gosterilerek, cocuk istemeyen ya da kisir kadinin kendini eksik gormesine yol acmislardir. Bu konuda aklinda sorular varsa toplumsal cinsiyet konularinda okumalar yapmani, seminerlere katilmani oneririm. Elestirilecek olmanin nedeni ise cocuk istemiyorum demenin toplumda hala tabu olmasi. Neyin tabu olup neyin olmadigina soyle bakilabilir. Cumleyi olumluysa olumsuz olumssuzsa olumlu yapin. Cikan cumle nedeniyle toplumdan korkmaya basliyorsaniz bir tabu buldunuz.

Katılıyorum. Çocuğu yapması çok kolay. Yaptıysan bir zahmet en iyi şekilde bakacaksın. Bu kedi köpek vs sahiplenmesi için de geçerli fikrimce. Ne yaparsan yap, en iyisini yap. Dene en azından.

Kalkıp da "yemedim yedirdim en iyi şekilde büyüttüm okuttum hedehödö" çok saçma. Tabii ki yapacaksın.

ben de katiliyorum ve yaslaninca kendine baksin diye cocuk yapanlardan nefret ediyorum.
sevgisine karsilik beklemek normal de minnet beklemek sacma.

bir de zaten cocugu düzgün, bilincli, kendine güvenen bir birey olarak yetistirdiysen, zaten sen ona belirtmeden o cocuk senin onun icin yaptigin fedakarliklari görür, kafasinda ölcer tartar ve bunun kiymetini bilir.

kesinlikle katılıyorum. çocuk ne yapsa haklı bence çünkü doğmayı o istemedi.

1- a- root atıp normalde silinmeyen gereksiz uygulamları silip yer açabilirsiniz.
b- root atıp uygulamaları hafıza kartına taşıma yapabilirsiniz.

2- hayır. root atınca kök dizine erişim imkanınız oluyor. ve telefonunuzda her istediğiniz değişikliği yapabilir hale geliyorsunuz.

3- cynogenmod rom'ları deneyebilirsiniz ancak nexus telefonlar hariç çok stabil bi rom ben görmedim. custom rom yükledikten sonra telefonunuzun çalışmayan özellikleri olabilir. bunu da zaten genelde şu şu çalışmıyor bilmem ne diye belirtiyorlar romlarda.

rom değiştirmeyi tavsiye etmem, root atmanızı tavsiye ederim. tabi yapabileceğinize inanıyorsanız. telefonunuzu brick edip kullanılmaz hale getirme riskiniz burdan gördüğüm kadarıyla hayli fazla.

marka model verirseniz kullanışlı rom var mı bakarız ayrıca.

@jugador

telefon işine girmedim hiç şimdiye kadar ama yapabilirim bence. bilgisayara ait her işimi kendim çözüyorum sonuçta, araştırmadan iş yapmam zaten.

romdan vazgeçtim, tavsiye edilmiyor. bi cleanmaster yükleyeyim, o da işe yaramazsa root atarım.

Başvuru tarihinin sonlarına doğru başvurduysan Şubat'ta yatabilir. 2 burs birlikte alırsın eğer öyleyse zaten sıkıntı olmaz. En büyük ihtimal o eğer dediğin gibiyse durum. Yoksa bu gece yatması lazımdı.

kyk sisteminde ödendi olan görünen şey, ödendiği zaman almaya uygun mu oluyor peki? ya da kyk ödüyor da bize ulaşması için belli bir vakti mi beklememiz gerekiyor? o gördüğüm şey ödendi oluyor değil mi? :/

tarihler değişmiş ben de şimdi farkettim bursum yatmayınca. normalde hep 8inde yatardı. 2016 burs tarihleri diye aratırsanız ufak bir liste çıkıyor tc kimliğe göre. pazartesiden itibaren başlıyormuş yatmaya.

@theseachange

peki sistemin yatmış göstermesi olağan bir durum mu? yani her seferinde böyle mi oluyor? dediğim gibi çok yabancıyım sisteme, öğrenmem lazım :)

normal. neye göre, neden bilmiyorum ama ben de ne zaman ayın 4'ünde 5'inde baksam o ayın 7'sinde yatacak olanı görüyorum. kyk'da sorun yok ya, şrak diye tam gününde saatinde yatırıyorlar valla. ben 7'sinde alıyorum mesela, ayın 7'sinde sabah 8'de uyandığımda kesinlikle yatmış olur. şaştığını görmedim. i <3 kyk

@der meister

bu ay sana yattı mı yani? :/

ben yeniyim diye mi bu muamele :(

tamam sorun kalmadı, yattı <3

haydi hayırlı olsun. bana 7'sinde yatıyor, o yüzden benimki yatmıştı evet. saatine hiç bakmadım ama dediğim gibi, sabah uyandığımda yatmış oluyor. geceden çalışıyorlar belli ki. seninkisi de 8'inde olsa gerek.

5! = 120

offf çok salak hissettim şu anda, o ünlemin faktöriyel olacağı aklımın ucundan geçmezdi.

5 faktöriyel=120
demişler zaten

Kimse dememiş: 5!=120

açılın matematik mühendisiyim!

cevap yazılmış zaten :(

i said purevision no dedim.

airoptix kullaniyorum bayadir. cok memnunum. biofinity de kullandim bi ara, o da hic fena degildi.
acuvue oasys lanet, bausch lomb pure vision(2si de) daha lanet.

daha önce PureVision 2 HD kullandım ve şu an kullandığım acuvue oasys'dan çok çok kalındı ama gözümde fark etmiyordum tabi. İkisi arasında belirgin bir fark görmedim bunun dışında.

B&lomb ve acuve kullandım. Blomb ince fakat çokta geçirgen sayılmaz. Acuve ile bu konuda farkları yok

ben yıllarca Biomedics kullandım. gözüm alerji olmaya başlayınca Oasys'i denedim ve kendisini kesinlikle kullanamadım. Airoptix'i bir süre kullanabildim. Ama bence en iyisi kesinlikle son birkaç senedir kullandığım Biofinity.
yine de hepsi kurutuyor, yanında gözyaşı damlası da kullanırsan iyi olur.

ölmeyi isteyecek kadar depresif değilim şu aralar. ama çift sayılı bir gün ay yıl olabilir.

salı sallanır, çarşamba çarşafa dolanır, persembe perisanliktir, cuma mübarek gün, cumartesi pazar tatil.

pazartesi de sendrom var :/ yok ben ölmiyim.

28 haziran...doğduğum gün. Hiç sevmem küsüratlı tarihleri mezar taşım net olsun.

kasım ayında ölmek isterdim seçme şansım olsa.

29 subat mesela.

oha bu sene subat 29 cekiyor :(

eylül-ekim ideal. sonbahar romantizmi var, hüzün var. ne sıcak, ne soğuk. ılımlı, melankolik aylar.

bayrama denk gelmesin yeter. :)

tabi 40 sene sonra filan ölmek isterim en erken.

Sonbahar ya da kisin istiyorum ben.

Sonbahar olursa ve yagmur da yagarsa insanlar daha kolay huzunlenir mesela. İnsanin huzunlu olmak istedigi/oldugu zamanlarda ortamin, ambiyansin vs vs uyumlu olmasi da cok onemli bence.

Kis olursa da, kar yagsin, herkes siyah giyer kesin, bir de yavas yavas bir kar yagarsa, hos bir goruntu olusur.

Tarih, hmm, 60 yasina geldigimde olabilir, 2055, bu tarihi sevmedim gerci, 2054 olsun bizim olsun. Oncesi erken, sonrasi gec.

Muzisyen degil de parca vereyim:
www.youtube.com

yumuşak bir muzik
www.youtube.com

a silver mt zion
mogwai

library tapes.

link atardım ama mobilden çok zorlayıcı.

erik satie 'ler, yann tiersen'ler dinleyebilirsin.

örnek
www.youtube.com gymnopedie 1 - erik satie

www.youtube.com yann tiersen - 45 dakikalik best of

Post rock dinle. Explosions in the sky, mogwai vs ve.

Bach.

camel'dan playlist hazırladım sana. hepsi enstrümantal.

After All these years
Arubaluba
Dust Bowl
Needles
Milk N' Honey
Cotton Camp
Broken Banks
Sheet Rain
Hopeless Anger
Irish Air (Instrumental Reprise)
Under The Moon
Running From Paradise
Coming Of Age
The Hour Candle
Ice
Earthrise
Lunar Sea
Beached
Captured
Nude's Return
First Light
Rain Dances
Sahara
Pressure Points
Stationary Traveller
Missing
Rhayader Goes to Town
Rhayader Alone
Fritha
Fritha Alone
Flight of the Snow Goose - Single Edit

bunun dışında murat tuğsuz'un haberci albümünü şiddetle öneririm.

son önerim ise peter buffett. albümlerini bulmak çok zor ama bulabilirsen tam senlik.

olsun

En büyük korkum. Olsun. Peki, bu nasıl oluyor? Tecrübeli birisinden gelecek uyarı güzel olur. Yazdığın metinleri, sunumları paylaşmamak; sunumlarda, bilerek çok ağdalı bir dil kullanmak işe yarar mı ki? Ben öyle yapıyorum ama.

O kişi güzel ve yalakadır. Kişisel bakımına özen göster ve kibar ol

olsun. Peki cidden nasıl engellenebilir ki bu?

Tipik Türk akademisyeni. En güzeli yalnız çalışmak her daim.

Kesinlikle olsun!

hakkın haram olması az kalır.

tabii ki olsun.

olsun duble olsun hatta.

eski hocan daha da suçlu. sen haram etme yine de biz kötü enerji yollayalım bol bol ona ders anlatırken osursunlar yıllarca unutulmasın ileride yazdıkları makale çalıntı çıksın saatlerce yazdıkları dosyayı kaydetmeden elektrikler kesilsin

haram zıkkım olsun. hatta varsa benimki de olsun.

www.youtube.com

zehir zıkkım olsun inş
evlerine ateş salınsın onların

sahiden, söylesenize bana, nasıl bu kadar utanmaz olunabiliyor? nasıl rahat rahat hayatlarına devam edecek bu insanlar? neden incinen ben oluyorum onların yaptığından? bunları burada soruyorum ama gerçekten sinirlerim çok bozuk, yazarak da olsa bir şekilde içimdeki zehri atmam gerekli.

Haram olsun tabi ki. Baska sekilde cikar ins.

türkiye'nin en büyük sorunu işte bu. sorunların çözümünü hep allah'a bırakmak. kardeşim hakkın yendiyse savunmalısın, hakkını aramalısın. her işimiz allah'a mı kaldı mübarek.

Olsun. Bence hocaya hesap sorun ama ek olarak. Sebebi nedir hocam? Hayırdır? Gibi sorun bence. Eski hocam demişsiniz bu arada. Eski tez danışmanınız mı? O kısmı anlayamadım tam.

eski tez danışmanım, evet. olmaz olasıca.

içine oturduysa ara konuş bence.

olsun desen de oldu, olmasın desen de. maalesef akademik seviyemiz bu. hocaların cogu bi bok yapmadan doktora master ogrencilerini eşek gibi calıstırıp bas yazar kendini yazıyor.

hangi okul/bölüm?

hakkın haram olursa ne olacakki? bence olmasın.

haram olsun diyip geçme. bi şekilde hakkını al. haram olmasın o yüzden, daha materyal bişeyler olsun.

dava açamıyor musun?

Intihal, calinti vb diye dava et, surundur emek hirsizlarini!
Gecirdigin vakitlere yazik gunah! Sakin durma, hakkini ara.
Olur mu haram etmekle? Mutlu mesut yasayacaklar, sen enayiliginle(onlar oyle diyordur simdi!!) kalacaksin :(

davayla uğraşamam, o kadar enerjim yok. olsa da hukuk güçlüden yana zaten, gerek yok.

ne yanlışı yahu, onlara göre yanlış bir şey yok ki. hak yemek, emek sömürmek, adam kayırmak filan hep normal şeyler onlar için. bu olayda zarar gören sadece benim kısacası, diğer herkesin keyfi yerinde ve ben ne yapmaya teşebbüs edersem edeyim öyle de kalmaya devam edecek. gerek yok.

Olsun. En azından çabala bir şey yap da için soğusun. Uğraşamam deyip yanlarına bırakırsan tepene basan çok olur.

Dava açılamıyorsa bile hukuki sınırlar çerçevesinde yapılacak bir ifşa içinizi rahatlatacaktır. En azından insanlar bu kişilerin ne mal olduklarını görürler.

Hakkını haram eden akademisyen.
Bu ne yaman çelişki. Çok üzücü :(

bi anlaşmazlık vs oldu da ondan dolayı mı başka bir danışman seçtiniz? yoksa konuya daha hakim başka bir hoca ile mi çalışmak istediniz?

eski hocanız, başka bir hocayı tercih ettiğiniz için size takmış olabilir mi?

her ikisi de torpildir bence.2. durumda senin hakkın olduğuna kim karar veriyor ? Sen kendi hakkın olduğunu düşünüyorsun ama belki diğer kişi ya da kişilerin hakkı .

ikincisinde orasının bizim hakkımız olduğuna yine biz karar veriyoruz, bunu tarafsızca ölçebilecek bir yöntem yok

aşağı yukarı eşdeğer eğitime ve yeterliliğe sahip iki aday düşünelim, bunlardan birinin amcası adaylardan birinin çalışmak istediği şirket patronunun arkadaşıysa ve iş için bu bağı kullanıyorsa torpildir bence

bir iş, oluş, durum için gerekli olmayan niteliklerin/niceliklerin değerlendirilerek hatta gerekli olmayan bu niteliklere/niceliklere gerekli olanlardan daha fazla önem vererek bir kişinin veya kurumun öne çıkarılması diyerek toparlayalım.

bırakın tarif ettiklerinizi, söz konusu işte geçersiz herhangi bir pozitif eğilim veya önyargı yüzünden veya ileride kendi çıkarına olacak bir durumu yaratabileceğine inandığı için herkesin eşit olması gereken bir ortamda birine avantaj sağlayan torpilci, avantaj ise torpildir bence.

yani öğrencisini pozitif ayıran kimi hoca bile bence torpil yapıyordur. aynı hata için daha az not kırmak bile torpildir örneğin. torpil haksızca kayırmak demek oluyor ne de olsa bir yerde.


sürekli torpil yapılan bir ortamda herkesle eşit olabilmek için torpil arayanı anlayabilirim bir tek. bazı yerlerde böyle şeyler de var. o kadar norm oldu ki.


ileriye götüreyim referans mektupları bile torpildir bence. abicim, iş ortada, paperlar ortada. niye recommend ediyorsun, ayrıcana cümle yazıyorsun? bu bana göre şu demek: işi nasıl yaptığınız yetmez, karakteriniz de notlandırılıyor. sistem bunun üzerine dönüyor. insan karakterine böyle hükmedilememeli. kusura bakmayın, özel ders verdiğim zamandan gördüğüm/duyduğum birkaç hikaye yüzünden aklıma eğitimle ilgili durumlar geldi.

ilki torpildir.
ikincisi liyakat tanimina daha uygun ama liyakat karsi tarafin ya da kural/kanunlarin, alaninda yetkin olan kisiye verdiği bir imkandır.

@godoşu beklerken

"sürekli torpil yapılan bir ortamda herkesle eşit olabilmek için torpil arayanı anlayabilirim bir tek. bazı yerlerde böyle şeyler de var. o kadar norm oldu ki."

hakkın olanı almaktan kastım bu zaten, şartların getirisi olan hak arayışı diyelim.

Torpil itfaiye eri ararken oglunu yerlestirmek icin felsefe mezunu olmasi sartini koymaktir.

paperwhite 2 kullanıyorum, şuana kadar hiçbir eksiğini görmedim. arkadan aydınlatmalı olması ve ppi değerinin tatmin edici seviyede olması çok iyi.

pttnin kapida odeme sistemiyle dolandiriyorlar sanirim?

no. postaneye gidiyor kargo, ev adresi yok ellerinde.

paketi teslim alan orda ürünün ödemesini de yapıyor işte.

1- Başınıza hiç bi iş gelmez.
2- bok da çıkabilir, güvenmiyorum da.
3- ptt aracılığı ile alıyor işte 134 TL'yi, bundan bi komisyon veriyor ptt'ye hizmeti için. Kalan 100 küsür liradan da kutunun içinden çıkacak bokun maliyetini düş, aha işte kemiksiz kazanç.

1- Hicbir sey olmaz.
2- Bos kutu gonderiyorlar genelde.
3- Parayi alip elini kolunu sallaya sallaya gidiyorlar.

simdiye dek 3-4 defa bunu yapmışımdır. sırf kargo parası zararım olsun adamlara diye. genelde kargo ulastıgında arayıp kargonuz postaneye ulastı alın onu diyolar, he tamam felan deyince tehdit ediyolar işte ''telefonda sözleşme yaptık'' diye, nasil oluyorsa telefonda sözlesme :D eğer paketinizi almazsanız bilmem kac bin lira ceza odersiniz felan.

e peki bi soru daha sorayım;

bu gönderdikleri kutuyu orada açıp bakıp "ben bunu istemiyorum" diyemiyor muyuz? diyebiliyorsak nasıl dolandırabiliyorlar hala? sahte telefon mu koyuyorlar? e o sahte telefon da para sonuçta, ne kazanıyor bunlar? 3-5 dolarlık sahteleri mi var bu telefonların?

ödemeli kargo olayında paket ücretini ödeyip teslim almadan kutuyu acamadıgın icin bu dolandırıcılık yontemi kullanılıyor zaten.

"Öf bi bitmediniz" diye sinirlenip böyle bi yöntem düşünemiyordum. Artık arasınlar diye bekleyeceğim, teşekkürler :D

Bir arkadas ptt'deyken gozunun onunde olmus boyle bir sey. Yasli bir amca paketini almaya gelmis cep telefonu diye. Ptt gorevlisi teslim almamasini, dolandirildigini soylemis. Adam israrla parayi odeyip paketi teslim almis. Tabii ki bos paketi. Once parayi odeyip sonra paketi teslim aliyorsun, geri donusu yok.

Pipi.

Bazen mantık bazen yürek. Yerine, zamanına, kisisine, durumuna göre değişir her şey.

Yürek baskın çıkıyor hep, keşke mantık olsa.

yerine, kişisine göre +1.

yüreğin götürdüğü yer mantıkla çakışma yaşarsa, mantığımı dinlerim.

mantik. yürek yolu gösterir, mantik karari verir. mantiginla yol alirsan mutlu, yüreginle karar verirsen huzurlu olmazsin.

Karşımdaki kim? Kimine gönlüm, kimine mantığım.

karşındaki kişi mantıklı hareket ediyorsa yürek. karşındakinin yüreğini hak ettiğine emin olucaksın ondan sonra yürek.

Mantık.

Çünkü mantığın acısı daha çabuk geçer.

her zaman birlikte çalışmalı bence bu.. içimin rahat edemeyeceği mantığı ne yapayım.. duruma göre yoğunlukları değişebilir ama birini dinlerken diğerini susturmamalı, diğerinin de fikri alınmalı.. :)

mantikli seyler genelde tatsiz olur. yemeklerden, kariyerden bir cok seyden pay bic. o yuzden cevabim kesinlikle yurek. ama soyle de sacma bir handikap var bazen yureke ragmen ayrilmak mantiklidir. ve bu ayrilik cooooook tatsizdir. gece gece eyyorladim resmen.

yürek dersen çok güzel anılarının yanında çok kötü pişmanlıkların da olabilir.
ama mantık dersen neyi kaybettiğini bilmediğin için ukdelerin olur.

bi açıdan ikisi de olmazsa olmaz gibi, yürek bahçeyse mantık duvar gibi.. başka bi açıdan ise aralarında bi orta yol mümkün değil aslında, illa birisi baskın çıkıyor sonunda. yürekte yaşarken mantıkta ölüyoruz sanki. ah benim de aklıma şu geldi:

"Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. Aman sakın kendini diye tembihler. Halbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: Bırak kendini, ko gitsin; akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Halbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!"

onun için de delirmek lazım işte, o da göt ister. belki de doğru cevap göt.

Yürek.net
Az önce eski sevgilimle konuştum ve birdaha konuşmayacağız. Çok dostane oldu ama konuşmak doğru değil dedim ve muhtemelen son konuşma oldu. Zamanında mantığımı dinleyip ayrılmışım. Aklımı sikeyim yıllar sonra ağladım lan demin. Mutsuz olduktan sonra rahat olmuşsun ne yazar. Gönlünü dinle. Kim ne demiş o neymiş aaa bu etik değil vs tüküreyim öyle işe. Az önce eski sevgilimle konuşmam etik değildi ama konuşum. Biraz olsun rahatladım iyi ki konuşmuşum. Şimdi doğru olsun diye daha konuşmayalım dedim. Belki bu da yanlıştır ama yapıyoz işte aklı seçmişiz bi kere yüreğin arada bi sesi soluğu çıkıyor o yani

her zaman mantık. o sebeple hiç uzun süreli ilişkim olmadı. ilişki sürelerim kısalsa da kafam rahat oluyor.

@cahs
:/

Islak saç taranıyor bununla. Kuru saç kesinlikle taranmıyor. (Yani taranıyor da, taranmaması gerek) Normalde ıslak saçı taradığında saç güçsüzleşir, yıpranır ve kırılır. Bu süreçlerde de canlılık ve parlaklığını yitirir. Bu kırılma, saç telinin incelenmesi ve cansızlaşmayı önlemek için kullanılıyor. Kendimde etki görecek kadar kullanmış değilim, çok yakın bir arkadaşım kullanıyor; gerçekten işe yarıyor. Saçı sapsağlıklı oldu ama bu da yaklaşık bir sene aldı.

kivircik saclilar icin iyi bu bence. saclarim dumduz. bende de 1 senedir falan var. bi degisiklik gormedim

yemekli mi?

yok, yıl değerlendirme toplantısı bu, gündüz olacak, yemek olacağını hiç sanmıyorum, öyle bir bilgi de verilmedi.

ilk toplantıda bir süzersiniz, sonrakilere ona göre gidersiniz ama ilk toplantı için her halükarda gömlek giymekte fayda var. kot olması bence hiçbir sıkıntı yaratmaz. ama ben olsam pantolonu kumaş olmasa bile kanvas ya da chino giyerdim. varsa yine ceket de. bu kombinasyon hem günlük hem de orta derece resmi bir giyim...

Döpiyes giy.

Kot üstü blazer ceket

Tramvay?

vapur iskelesinden deniz yolu ile aksaray'a bir araç yok.

aksaray'ın denize kıyısı da yok :)

ima edilmiş.

Ahaha @eeb servisteyim, gülemiyorum :)

Yahu ne alakası var adam sadece gider mi diye sormuş, konuşması değişik dediğine göre de yabancı olma ihtimali yüksektir :D
Bundan sonra taciz sanarlar korkusuyla adreste mi sormasak napsak :D

acaba dışarda sigara içince mi öyle zannetti dicem çünkü bazen böyle kafada insanlar çıkabiliyor da sigara da içsen seni niye, nasıl fahişe zannetsin? Yani zaten adam da bilmiyordur gitmediğini ve gidiyor mudur diye sormuş ama aksaray'a ne amaçla gitmek istediğini bilemem tabi. Ben iyi niyetli düşünmeye çalışıyorum sadece bence çyle sanmamıştır.

@hicunutmam

tramvay da var bir sonraki caddede sahiden, acaba onunla ilgili mi sormaya çalıştı ki? oradan geçen tramvay aksaray'a gidiyor mu ki?

@six packsiz

yabancı değildi, doğu kökenli bir vatandaşımızdı, o yüzden anlayamadım konuşmasını.

süze süze gelince, onca insan arasından bana sorunca, yanımdan bir türlü ayrılmayınca ve yine süzüp durunca aklıma fahişe sandığı ihtimalinin gelmesi çok tuhaf olmasa gerek. bunları yapmadığınız sürece rahatça adres sorun tabii.

adamın elleri cebinde miydi? öyleyse evet sizi fahişe sandı ve parayı ayaküstü verip aksarayda bi otele gitmeyi planlıyordu. sizden de tepki alamayınca öyle bekledi keko gibi :)

yaw tanimadigin adam ne dusunurse dusunsun
salla gitsin

geçiş var oradan.
t1 tramvay hattı var.

@cembacemba

kırmızı rujlu, etekli insandım, bi de üstüne sigara içiyordum, bazıları için bunlar dikkat çekici sayılıyor sanırım.

Sigara içen kadın + biraz dekolte kıyafet böyle tiplerin ilgisini çekebiliyor. Biraz da yüze bakıyor, sert bir tavır varsa kaçarlar zaten. Sert tavır yoksa böyle gelip konuşmaya, yanaşmaya çalışıyorlar. Bu da imada bulunmuş olabilir ama tamamen masumane gerçekten sormuş da olabilir. Çok kafana takma boşver.

Sanmam. Kötü ihtimali dusunme bile. Münferit bir olay işte.

her dogu kokenli olan fahise mi ariyor yani? hıı?

ırkçılık mı daha kötü tacizci olmak mi ?

@thewizardofearthsea

hıı ben de öyle dedim zaten. daha okuduğunu anlamıyor, gelmiş burada yoktan yere hak savunmaya kalkıyor. ya sabır.

eminönünü bilmem ama kadıköyde aynı tasrif ettigin gibi fahişeler var malesef

iş bankasının civarında elde sigara geziyorlar.

geçmiş olsun.

Sanmam. Kötü ihtimali dusunme bile. Münferit bir olay işte.

seni fahişe sansa niye yanında dikilsin, mevzuya girer. boşu boşuna stres yapmışsın. ama mesela yolda yürürken karşıdan biri yüzüne bakıp fermuarını açıp kaparsa o zaman bişey ima ediyor olabilir. başıma geldi erkek halimle.

@loser blueser

başka kimseye bi şey sormadı ve sürekli bakıp durdu o süre içerisinde. ne bileyim, cevap bekler gibi bi hali vardı :/ ne dediğini net anlamadım diye o yüzden belirttim zaten.

@takma diyen arkadaşlar

insan takıyor yahu, fahişe olarak algılanmak hoş bi şey değil :(

doğu kökenliyse pek iyi niyetli olduğunu sanmam. o tipler oralarda çok takılıyor, salça oluyorlar millete.

istanbul'da öğle saatinde hayat kadınan rastlayabileceğiniz en son yer herhalde eminönü iskelesi. ayrıca oradan kalkan bir sürü otobüs aksaray'dan geçiyor. tramvay da. insanların konuşması garip, kıyafeti anormal diye yakıştırmalarda bulunmaktan bi vazgeçseniz hayat güzel olacak.

velev ki sizi hayat kadını sandı. adam sadece aksaray'ı sormuş. sizi ne taciz etmiş ne de size herhangi bir saldırıda bulunmuş. şimdi iskele önünde beklemekten mi, dışarıda sigara içmekten mi, yoksa kendi sütünüzü başınızı eleştirmekten mi başlayıp senaryolar yazacaksınız. boş verin dert etmeyin. ne başkasını dil, kıyafet vs. yüzünden eleştirin ne de size sorulan bir şey nedeniyle kendinizi.

Irkcilik mi kotu taciz mi diye sormus arkads. Acaba aksaraydan hic gecmis mi?
Hatta gecmek de yetmez. Zira ben de aksaraydan defalarca kere gecmis biriydim, 2 sene once tum bakis acim degisti bolgeye.
1.si oradaki fahiseler ellerinde sigarayla yakin yakin ayakta beklerler. Kalabalik bir erkek grubu da ayakta mal mal bekler. Gercekten cok ilginc bi sahne. O kalabaliktan biri cikar kadinla pazarlk yapar. Kadinlar da 40 üstü kadinlar.belki 50...
2 sene oncesine kadar hic dikkat etmezdim de ni arkadas uyandirana kadar. Macaristandan gelen turist gozuyle bakiyordum oysaki onlara... aksaraydaki irk yapisi bellidir. Bu irkcilik falan degil. Olagan bi gercektir.

Acaba sen dururken yaninda baska kadinlar var miydi?

arkadaşım siz kafayı mı yediniz? konuşması değişikti, ne dediğini tam anlayamadım dedim, yakıştırmada bulunmuş oldum, eleştiri yapmış oldum. o sırada bana "aksaray'a gidelim mi?" ya da "aksaray'a gelir misin?" de demiş olma ihtimali var, anlayamadım çünkü ve bunu belirttim normal olarak.

valla ben de gayet sol eğilimli bir insanım ama şu gereksiz solcu atarlarınız insandan tiksindiriyor insanı.

@d e ayri yazilir

yok yahu, civardaki tek kadın bendim ama tonla adam vardı yanımızda.

aşkımız aksaray'ın en büyük yangını diye bir oyun vardı, o geldi aklıma.

eksisozluk.com

sanmıyorum diyeyim ben de.

@devilred millet buluttan nem kapıyor, söylemediğin şeyleri söylemişsin gibi lanse ediyorlar, sallama hiç onları. ben de yüksek ihtimal seni fahişe sanmadığı kanaatindeyim. lokasyon olarak pek öyle bir yer değil orası.

d e+1, aksaray'ın fahişeleri ağızlarında sigarayla dolanınca bunlara da bir koyar bir koyar. bu beyinsizlere göre ağza bir şey götürmek, bunu ortalık yerde yapmak böyle suggestive bir tavır. (bunun türkçesi şu an yeminlen aklıma gelmiyor. ingilizcesini düşünsem de anca türkçesi aklıma gelir hayret bir şey.)

normalde adamcağız sormuş, belli ki o da yabancısı diyeceğim ama öyle bir resim çizdin ki evet, öyle olmuş diyesim geliyor.

seni fahişeye benzetmesinin muhtemelen tek nedeni, ağzında sigara olması ve varsa eğer müdanasız dik duran bir vücut dili. göz göze gelip adamın seni süzdüğünü fark edip sorgular şekilde baktıysan oradan hareket etmiş olabilir. naçizane tavsiyem bu durumlarda "yaklaşırsan skrtirim" edasını takınman, hatta çok kötü bir şey söylüyor olacağım ama yokmuş gibi içinden arkasındaki duvarı görüyor gibi olman daha da işe yarar. göz göze geldiysen bir şekilde hemen başının az yukarısına falan bak, seni görmüyorum duygusunu ver.

bir şey sorsam. bu haldeki insanların ne düşündüğünü niye önemsiyorsun ki, fahişe olmayanlara benzeyen fahişeler de var, hayatın her alanında. bir de, abazanlığın derecesine göre hiç yanlış bir sinyal almamalarına rağmen kıstırdıkları kimseler bu tiplerin, parkta kitap okuyan ergenler dahil. yani ben ne yaptım da bunlar beni buluyor modundan çıkmalısın çünkü bir şey yapmana gerek yok çoğu zaman. serseri mayın gibi düşün.

amma uzun oldu. her neyse. gereksiz canını sıkıyorsun. sırtlan işte, şansını denemiş.

(not: orospuluk müessesesine lafım yok, sisteme olur en fazla. yavşak dolu ülke, kimseden alamadığını parayla almaya gider, utanır bu gerçekten ve aşağılamak ister. bu orospular en azından dürüst ayrıca, hocasıyla yatıp doktora vereninden işyerinde yükselenine kadın/erkek orospu dolu ortalık)

@godoşu beklerken

"ben ne yaptım da bunlar beni buluyor modu" tam olarak buna takıldım aslında ben. halim tavrım öyle bir izlenim mi veriyor acaba diye kendimi sorguladım, soruyu da o sebeple sordum.

50d lisansüstü eğitim süresince devam eder bitince işine son verilir.
33a daimi kadrodur.
2sinin iş tanımını görevleri sorumlulukları aynıdır.
Sözleşmeleri 1 yıllıktır.Her yıl sözleşmeleri uzatılır.
50d enstitü, 33a fakülte kadrosu olarak bilinir.
Son zamanlarda 50d kadrosu ilanı daha fazladır. 2016 yılında yasa ile 50d sorunu çözülmesi beklenmektedir.

enstitü kadrosundakiler (50d) doktoralarını bitirdikten sonra kapı dışı edilebiliyorlar (maalesef) fakülte kadrosundakiler (33a sanırım) doktoralarını bitirdikten sonra kuvvetle muhtemel yard doç. kadrosuna atanırlar. (belirli bir süre beklerler tabi, 6ay, 1 yıl, 3 yıl, okuldan okula değişir.)

enstitü kadrosundakiler genelde enstitüdeki kağıt işleri ile uğraşıyorlar sanırım, ama derslere girdikleri de gözlenmiştir.

fakültedekiler de sınavlarda gözetmenlik yaparlar, kağıt işleri ile uğraşırlar, sınav kağıdı okurlar.

aklıma gelenler bunlar.

uygulama açısından farklılık yok diyorsunuz. o zaman bir de şunu sorayım:

bu asistanlık mevzuları var ya, "x hoca'nın asistanı" filan denir, bu nasıl oluyor? x hoca'yla nasıl bir bağlantı kuruluyor en başta? hoca mı istiyor, yoksa hocaya atıyorlar mı araştırma görevlisini?

Yukarida bahsedildigi gibi is guvencesi acisindan bir takim sikintilar yasanmakta. 50d kadrosu ile baslayanlar da fakulterlerde gorev yapabildikleri gibi arastirma merkezlerinde de gorev alabilirler. ya da enst. de evraklarla ugrasabilirler. devlet unilerinde argor ve asistan ayni kullanilir. yani atandiktan sonra sana bir hoca verirler yardimci olman icin. bunun disinda bir de ogrenci asistanlar vardir ki bunlar kadrolu degildirler. makul bir ucret karsiligi kismi zamanli calisirlar.

Araştırma görevlisi mi olmak istiyorsunuz?

x hocanın asistanı olma gibi bir durum söz konusu değil. eskindenmiş o. anabilim dalının araştırma görevlisi olursunuz. anabilim dalının hocalarının fakülte ile ilgili işlerini yapabilirsiniz ama direkt olarak hocaların asistanı olmazsınız. özel işlerini yapmazsınız istemedikçe. (istisnai durumlar var tabi, özel işlerini yapmadığı takdirde araştırma görevlisine hayatı zehir edenler vardır mutlaka)

Enstitüde evrak işiyle upraşmak nedir. İlk defa duyuyorum. Bütün araştırma görevlilerinin tanımı iş yükü görevi aynıdır hiçbir farklılık yoktur. Sadece kadro devam konusunda farklılıklar vardır.
Her araştırma görevlisinin 1 tane danışman hocası vardır. Senn falanca hocanın asistanı demek istediğin olay yani. Danışman hocan seni kendi asistanı olarak tanımlar tanıştırır kullanr ters çevirir takla attırır

@intihar etsem de kendime gelsem, mesela tez önerilerini incelerler enstitüdeki araştırma görevlileri, kağıt işinden saymıyor musunuz onu?

bir de herkes çalıştığı yerde doktorasını yapmıyor. A üniversitesinde çalışıp B üniversitesinde doktora yapabiliyor. dolayısıyla doğrudan ya da dolaylı olarak kimsenin "asistanı" olmuyor işte.

bir de iş tanımında sınav kağıdı okumak yoktur, derse girmeleri yasaktır meseala. ama bazı üniversitelerde, hocanın yerine girmeyi bırak kendi adına derse giriyor arş. görevlileri.

iş yükü tanımı vs hikaye yani.

hayaller makale, bilimsel çalışmalar
gerçekler sınav kağıdı, derse girme.

@buffy tez önerisini enstitü kurulu inceler. araştırma görevlisinin inceleme yetkisi görevi yoktur etik de değildir. yapan üniversite varsa tuhaf...
enstitü kadrosunda olup da enstitüde bulunan araştırma görevlisi de görmedim hiç. hepsi görevlendirildiği bölümde çalışmaktadır.

"birçok örneği var" gibilerinden ahkam kesmeyeceğim. şahit olduğum bir örnek var ki burada vermek ne kadar doğru olur bilmiyorum. o yüzden mesaj vasıtasıyla yazdım.

Özele girersek binbir istek binbir yapılan gereksiz işlem çıkar. Ama bunlar yapması gereken sürekli işler değildir.
Demek istediğin tüm araştırma görevlilerinin görev tanımı aynıdır. Enstitü dekanlık öyp kadrosu fark etmez.

premium'a özel olabilir belki? ben de ilk kez bugün gördüm. geçen hafta premium'a geçtim.

@nathanieltroy

e başından beri premium kullanıyorum?

Gözat bak uygulamada. Discover oluyor sanırım ingilizcede. Orada olmasi lazim.

tamam gözat'tan keşfet'e zaten gidiyorum ama ondan sonrasında tıkanıyorum. nerede bu haftalık keşif listesi dedikleri tam olarak? senin için önerilenler diye bi şey var bende, onda da 12-13 tane albüm var. senin için yeni çıkanlar var, onda da albümler var. sonrası da şunu dinlediğin için şunları öneriyoruz diye diye gidiyor. e ama hani tek tek şarkılı liste?

sol menude playlist bolumunde discover weekly isimli, spotify tarafindan yaratilmis playlist: i.hizliresim.com

ayni playlist'e sol ustteki browse menusune girdiginde en solda da rastlayabilirsin: i.hizliresim.com

@hjarteblod

baktım şimdi, vallahi de billahi de yok bu şey bende. nasıl var edebilirim peki?

bende playlists kısmının içinde "discover weekly by spotify" diye bir liste var, sanırım ondan bahsediyorsunuz, yani haftalık keşif playlistlerin içinde oluyor diye biliyorum ben, nitekim bende de öyle.

demiştim ama cevap verilmiş meğer, ne kadar zamandır spotify kullanıyorsunuz? bir süre sonra çıkıyor sanırım bu, sizin bir süre dinlemeniz gerekiyor olabilir düzenli olarak.

burayı editliyorum sürekli ama spotify kendisi websitesinde diyor ki, en az iki haftadır dinliyor olmalısınız, bunu yanlışlıkla unfollow ettiyseniz, browse kısmından discover'a gelin, oradaki ilk playlist sizinkisi diyor.
support.spotify.com!/article/discover-weekly

hjarteblod shamelesstaki lip'e benzettim seni nedense :D

yaklaşık 20 gündür kullanıyorum programı ama bundan mıdır bilemedim. 20 gün yeterli değil mi ki?

az kullanmanla alakalı olabilir. geçmişte dinlenilen şarkılardan örnek alarak oluşturuyoruz diyorlar. yersen tabii.

community.spotify.com

30 günden sonra geliyormuş

edit : nvm. 2 hafta geçince gelmiş olması lazımdı allah allah

gece gündüz açık neredeyse yahu, en çok kullandığım programlardan biri oldu ve ben ısrarla bulamıyorum herhangi bir liste.

Bilgisayardan giriş yapıyorsun değil mi? Ben mobildeyken bulamamistim, bilgisayardan denedim geldi. indirince mobile de yüklendi hatta.

bir sonraki hafta çıkacağı görüşündeyim, çıkmazsa yine buluşuruz buralarda ^^

taksitler bittiyse tek seferde olmalı.

tek seferde yatar.

İş bankası şu anda taksit taksit yaptığını gösteriyor. 3 taksitli bir şeyin iadesi baya bir sonra oldu ve şu anda da iade işlemi görünüyor ve 1. taksit iadesi borç ödeme şeklinde görünüyor. Yani taksit taksit.

hiç başıma gelmedi
taksitler bitince iade alma süresi geçmemiş olması şaşırtıcı

cevap: tek seferde yatar

taksit bitmese de tek seferde iade olurdu.

taksitlerin bitmesi ya da bitmemesinden bağımsız, her iki durumda da taksitli yatacağını düşünüyorum. sonuçta siz ürünü taksitli aldınız, o arada parayı işlettiniz vb. aynı durum onlar için de geçerli.

taksit bitmezse taksit taksit yatıyor iade. trendyol'da denendi.

O insanlardan biri olarak "haklısınız" diyorum, "ne deseniz haklısınız." Yavaş yavaş sessiz kalmayı öğreniyorum ama, hissim ne olursa olsun yorumsuz kalmaya gayret ediyorum.

ya ben o mallığı ara ara yapıyorum. sonuna kadar haklısınız, tüm samimiyetimle söylüyorum. olay şu ki bazen benim ağzımdan fışkırıveriyor. bana yapan oldu, çok sallamadım ama tesadüfen. iğreneceğim bir şeyi hayal gücümde yeterince canlandırsa muhtemelen dediğiniz olurdu çünkü.

çok gıcık bir şey, yontmamız gereken bir tavır ancak insanlık hali diye mazur görseniz biz onu yontmaya çalışırken? vallahi bak şimdi aklıma kelle paça geldi bir fena oldum. çocukken pick up arkasına istiflenmiş kelleler geliyor aklıma, fotoğrafı var beynimde, bir yerime sesleniyor tetikleyiveriyor. yani "ayy nasıl yiyorsun" demesem bile bazen istemsizce surat buruşturyor ya da böyklüyorum.


edit: oha nasıl olduysa duyurunun son kısmını görmemişim. "saygısız, terbiyesiz, bencil"

ciddi misiniz? peki o yiyeceği, mide bulandırma özelliği olabilen tartışmalı bir yiyecekse, yanınızda çıkarıp yiyene ne demeli?

yani o da değil. bu sıfatları böyle şeyler için mi kullanıyorsunuz... peki :)

sana katılıyorum, bize katılacak takım elbiseli 3 tane ağır abi de var hatta.

yıllar önce sanayi kokoreccisindeyiz. yanımdaki arkadaşlardan biri kokorece senin yazdığın tepkilerin daha da abartilisini verdi. epeydir içten içe kurulan yan masadaki abiler 'sen ne diyon degisik' gibi başladılar, bir miktar şiddetle devam ettiler. sonrasını ben goremedim, beni kizim diye arabaya kilitlediler, polis gelene kadar hirpalanmislar. sinirden bastık kusadasina gittik gecenin bir vakti. sonuc olarak bizim arkadaş dayagi hak etmişti. 'icinden bok geciyo' ne demek yahu, ülkü ocakları yakar valla.

ben şahsen o insanlardan biriyim. hayvan kadar hamburgeri, patates kızartmalarını, kolaları, cipsleri, hazır meyve sularını, bilimum çöp gıdayı midesine indiren birini hoş karşılamam pek mümkün değil. keşke herkes böyle tepkiler verse de o insanlar ellerindeki çöpleri bırakıp midelerini biraz temizleseler.

fazla gazlamışsınız kendinizi, o kadar abartılacak ve kişilik tespiti yapılacak bir durum değil bana kalırsa.

uf snn be slk
diyip geçmelik insanlar (:

takmıyorum abi bayılarak tercih ettiğim yemeği herkes sevmek zorunda değil. sen de aynısını onlara yap (:

Valla hiiiç sallamam..

"Ay kokoreç iğrenç, bağırsak vs." diyen insanlara "iyi temizlenirse bok yenmez, ama bazı yerlerde çok daha lezzetli oluyor, boktan heralde" diye cevap veriyorum.

Yemek seçen bir insan olarak sevmediğimi bol bol "Hiç sevmiyorum" demişimdir. Örneğin, balık restoranına gidilecekse "Sevmiyorum ben" deyip gidilecek yere sadece muhabbet için ve tok giderim. Yenen yemeğe bakmam, muhabbete bakarım. Orada yemem ama iğrenç deyip ağzımı burnumu büzmemişimdir. İğrenç dediğimi hatırlamıyorum ama dediysem de nadirdir. Hiç rahatsız edici bir şey olduğunu düşünmemiştim. Yemek konusunda da, başka konularda da böyle çok tepkiler hatırlıyorum. Hatta arkadaşlarımın birçok şey hakkında "Yivranç" derkenki yüzlerini de hatırlıyorum. Bana hiç rahatsız edici gelmiyor, hatta kişisel duyguların bol bol yansıtıldığı (sinir hariç) tepkileri sevviyorum.

Yemek konusunda sinirlerime basılırsa, örneğin muhabbet suşiden veya karnıbahardan açılır da konu "Onu şöyle pişireceksin", "Böyle yiyeceksin", "Geçen gün şöylesini yaptım" diye ayrıntılı bir şekilde uzarsa, iğrenç demekten çok daha kötüsünü yapabilirim. Söz konusu yemekle ilgili nefretimi hiç istemeden görsel yollarla ifade etmek zorunda kalabilirim. O yüzden o ortamdan kaçarım ya da "N'olur konuşmayı kapayalım" diye yalvarırım. Olabildiğince tutmaya çalışıyorum kendimi ama bir noktada patlıyorum. Fobi gibi. Olabilecek ve içinin kalktığı iğrençlikleri kafanda canlandır, ne kadar uzun süre dayanabilirsin ki?

kaçırma düşük olanı al aynı ürünü 2 kere ilan vermişler farklı fiyatlarla

ulan daha dün 450'ye aldım ben bunu. şansa bak!

Bi de %11 indirim var gece yarısına kadar, kaçırma kesin.

Bond diye bi kadın kemancılar grubu vardı, olabilir mi ki?

cık, sanmıyorum. ya grubun ya şarkının adı uzun ve s ile başlıyordu diye hatırlıyorum.

www.youtube.com

bu olabilir mi?

cık, bu da değil.

Vakıfbank'ta yeni bir hesap açtım 1 ay önce şimdi mesaja baktım, VAKIFBANK isminden seninkinin aynısı bir mesaj gelmiş. Sahte olacağını zannetmem. Çağrı merkezini ararsan öğrenirsin evet.

@ekaterina

ama benimkinin sonunda nokta var, "VAKIFBANK" değil yani, "VAKIFBANK.".

Hem ticari hem bireysel Vakifbank kullanicisiyim. Bana gelan mesajlarda "VAKIFBANK." olanlarda sadece internet ustunden alisverisler için sifre ve internet ustunden banka hesap islem guvenlik sifresi gelmekte. "VAKIFBANK" yazanda ise kredi karti aylık fatura kesim tutar bilgisi, bireysel hesaplardaki yuklu para giris-cikisi ve rutin guvenlik bilgilendirme mesajlari gelmekte.

Benim sahsi gorusum bir an once bankaya gidip, durumu anlatip tc kimlik no ile sorgulamam yönünde. Buna ek olarak, daha once bana baska bir devlet bankasinda aslerlik için gemelkurmayin hesap actigini tespit etmistim, benzer bir durum olabilir.

@pietro

kadınım :)

bence kadınlar da askere gitmeli.

Bana VAKIFBANK olarak göndermişler ama bin çeşit isimle gönderdiler şimdiye kadar.

Arayıp sorun, neye istinaden açılmış, kim açtırmış vs bunları da öğrenin.

az önce çağrı merkeziyle görüştüm ve hesabım yokmuş bankada, bana gönderilen mesaj sahte yani.

dediğin gibi olabilir. ihtiyaten modem arayüzünün standart şifresini değiştir. yoksa durmadan bağlanıp kendi bilgilerini girip senin neti kesicekler.

uydunet ve superonline altyapı olarak birbirinden ayrı. bir ihtimal modemlerin wireless kanalları çakışıyordur. siz wireless adını değiştirin önce. olmazsa kanallara bakın.

harper

lippincott biochemistry for dummies gibi

la noix+1

ikisi de var bende, lipincott lise biyoloji terk.

yalnız işin tıp boyutundan çok kimya önemliyse lehninger amca döver

ikisi de aynı derecede önemli aslında. yine harper'a mı yöneliyoruz böylece?

ben tıpçı olduğuğumdan harper. yeterlilik için lehninger'a bakayım demiştim çok kimyasal gelmişti. bizim hocalar da kimya kökenli olmayınca bıraktım onu. lehninger'da tıp baya az.

doğru kararı vermişim, porfiri tiplerini falan sordular :/

apoptozda bile kaspaz 9 kaspaz 3'ü başlatır deyip geçtiğimize göre harper alayım ben iyisi.

Lippincott review kitabı, öyle derin bir kitap değil. Bu sene yeni Türkçesi çıktı mı bilmiyorum. Öncekinde bir sürü hata vardı. İngilizce kullan onu mutlaka. Lehninger bende de var. Bir işime yaramıyor kendisi pek tıbbi değil. O yüzden Harper diyorum.

lehninger ve harper'ı birlikte alıyorum. lehninger de güzel göründü gözüme. teşekkür ederim cevaplar için.

Cok yuksek ihtimalle bir yerde paylasilmistir. Benim de aynen oyle oldu, bir anda 70 kisi okumus. Bir facebook grubunda paylasildigini gordum sonra.

normalde kisilerin nerden (hangi mecradan) geldigi yaziyor olmasi lazim. nokta atisi olarak degil belki ama google.com, facebook.com gibi.
bir yerde paylasilmistir diye düsünüyorum ben de.

Yeni yayinlanmis bir makalede Atif almis olabilirsin.

ahah rezalet yalnız, researchgate yerine academia yazmışım. ben bu hafızayla iyi bile okudum adfsgfg.

2 deki ağaçlı olanı sevdim. 2 diyom ben.

Ben de 2 diyorum

Ben de 1.yi sevdim

B şıkkı.

3:
www.lsvdukkan.com

elbette 2

İkincisi çok güzelmiş. shi aila'nın önerdiğini de beğendim ben.

abla kaç yaşında kadınsın, 1 olur mu hiç.

@tolga asp

niye öyle dedin ki şimdi? çizgi film izleyen insanım ben :(

1 cok hos ben de alacagimm :)

@devil bacım şaka yaptım yaşla ilgisi yok, zaten gencecik kızsın 1 dururken 2'yi napcaksın yaşlı işi o sana gitmez. ben oyumu 1'den yana kullanıyorum.

penguenliyi sevdim

bana da gelmemişti, ben şu rehberi kullanarak geçtim.

www.youtube.com

koyu w7'ciydim, tasarıma da önem veren biriyim. şiddetle öneririm.

bana da gelmedi, birkaç kere de sormuştum burda ama hiç yanıt alamadım. evdeki crackli windows kurulu Test PC'sine geldi, esas orijinal laptopuma gelmedi :(

gelmeyince gelmiyor demek, ben şahsen hem ümidi kestim, hem de windows 10'a geçmekten vazgeçtim şu çıkan söylentiler ve açılış süresindeki kötüleşme yüzünden...

siz gelmesini mi bekliyorsunuz?

buyrun, ben yazdım:
dakika.org

win10u kendin indirebilirsin ben öyle yaptım netten araştır

sallamaya başlıyorum: moves like Jagger?

www.youtube.com

yok bu değil, diğerini soruyorum işte ben. çok ünlü birileri söylüyordu yine onu da.

Loca loca?
www.youtube.com

cık, loca loca da değil. erkek sesi var zaten şarkıda.

candy ya da sugar gibi şekerli bi şeyler de içeriyor olabilir sözler, emin değilim. ha bir de iki kelime yerine birleşik tek bir kelime de olabilir şarkının ismi. ay nolur buldurun :/

david guetta - dangerous?
www.youtube.com

idit: tüh ya çoğu kriter tutmuştu oysaki:D

bu da değil, hatta bunu ilk kez duyuyorum ben galiba.

Bulamadık :(

buldum!

daft punk-get lucky

lucky'den nasıl da yoncaya bağlamışım ama. işte bunlar hep bilinçaltı.

ohannes! valla senin tarif ettiğin şekline göre ben daha yaklaşmışım :(

diziyi bilmiyorum ama spoiler gibi gelmedi. mecazi bir anlam var gibi geldi.

yok

hayır yok, sadece güzel olduğunu farklı bir şekilde dile getirmiş.

katılıyorum
birde filmlerde boyunundaki zinciri tek hamlede koparma var gerçekte hiç öle olmuyo

benim en uyuz olduğum dizilerde herkesin "karşındakini kalıcı beyin hasarı vermeden kısa süreliğine bayıltma" kursuna gitmiş olması. lan alıyor silahı, sopayı, küreği, her neyse; enseye bir vuruyor, adam tık diye bayılıyor. bikaç saat sonra bir ayılıyor hiçbir şeyi yok. aynen koşturmaya devam. la öyle kolay mıydı kafaya vurup adam bayıltmak ve herifin kafasını kırmamak. biz vursak ya kaşı açılır adamın ya da hiçbi şey olmaz arkasını dönüp sopayı gözümüze sokar.

O kadar cok klise var ki.. Ben film izlemekten sogudum artik.
Bir de bu ajanli majanli ya da former special forces uyesi film kahramaninin asiri profesyonellikten plansiz programsiz spontane planla onlarca silahli adamlarin oldugu olaya girip isini halledip cikmasi yok mu...

Ajanli filmlerde ajanlarin yaptigi "ya herro ya merro" tarzi planlar beni ajanli filmlerden soguttu. Hepsinde ortak nokta, isini sansa birakan tesaduflere bel baglayan planlar yapmalari. Mantigim uyari veriyor hemen burada hata var diye, filmin disina cikiyorum, kendimi filme kaptiramiyorum.

"The man from uncle" SPOILER
MEsela "The man from uncle" (boyle miydi adi) filminde ingiliz adamin plani cok aptalcaydi, gercek hayatta boyle allaha emanet plan mi yapilir? Amerikaliyi yakalamislar, rus adami da kizi dinledigini bilerek tuzaktan haberdar ediyorlar, sonra rus gidiyor amerikaliyi kurtariyor adamin onlarin elinde oldugunu anlayinca. Ise bak sen, o kadar sansli olacaksin ki maerikaliyi yakalayan adamlar tak diye kafasina sikmayacak da biraz eglenmek icin onu elektrikli sandalyeye oturtup iskenceyle yavas yava oldurecekler ve rus'un yetismesine yetecek kadar hayatta kalacak, o kadar elektrige dayanacak adam. Defolun gidin bu nasil senaryo.

bir de ellerinin bağlandığı ipi gizlice çözebilme hedesi var. ya yörü kardeşim, market poşetine attığım düğümü dişlerimi kullanmadan açamıyorum ben.

Belki kahraman oldugu icin kotu bir sey yaptirmiyolardir.
Yani kacirilan = iyilik timsali, masum, magdur.

Kaciran = kaka.

Ama kacirilan kacirani oldururse katil olacak ve hakli da olsa katil olacak yani. Insanlar filmde -nolursa olsun- daha sonra bir katilin hikayesini izlemek istemiyor olabilirler.

Bu arada beni kacirani vurma
Firsati gecerse elime affetmem vururum sanirim ben de ;)

aslında olabalitesi yüksek bi şey imkansız değil ama artık her dizide gördüğümüz için ya yine mi diyoruz. yoksa mantık dışı ya da saçma değil.

Daha bitmedi:
Bir de uzun sure pesinde kostugu adami bir kosede sikistirip silahi dogrulttugunda oldurmeden once uzun bir nutuk cekmeleri. Birini oldurecek insan tetige basar oldurur, eglence yapmaz ki:)

1. Garanti bankasında başka şubeden yapabiliyorsun. Şubeye gitmeden internet üzerinden yapma şansın yok.

2. kabul etmeleri gerekmektedir ama yok illa ıslak imza görmek istiyoruz diyen çıkabilir.

4. zaten silinmiştir kaydınız. silinmediyse de bir borç çıkartmazlar.

1. hayır. internetten açılan internetten, şubeden açılan şubeden kapanıyor.

Kaydım hala duruyor ne yazık ki. Silinmiyor kendiliğinden.

Başka şubeden kapatılmıyor mu hesap? Bunun cevabı yok.

5. yapılabilir. yapmak istemezse iç postayla göndermeleri noktasında baskı yapın. genelde uğraşmak istemedikleri için yok der şubedekiler.

1- odeme sistemlerinde bir problem var bir aydir filan, bende de o tur uyarilar veriyor.

2- sarkilari degisik bir sekilde kaydediyor, mp3 formatinda degiller, sadece spotify uzerinden erisilebiliyorlar. ( klasorunu bulsaniz da icindekiler bir anlam ifade etmeyecektir)

3- playlistinize girdiginiz de yukarda "ävailable offline" yazar, onun yanindaki seye bastiginizda sarkilari indirir yavas yavas.

4- henuz inmemistir, wifi'a baglanip spotify'i acin, downloading notification'i cikar.

Playlist olusturun bir tane, sonra begendiginiz sarkilari o playliste atin. Playlist'i de cevrimdisi modunda ayarlayin. Bunu internete bagliyken yapmaniz lazim ki o playlisti telefona indirsin.

Odeme olayini bilmiyorum ama mantiken deneme suresi bitince ucretli abonelik baslayacak. O sebeple cekim de o zaman olacaktir.

var var.

türkiye'de olan olumlu olumsuz hemen hemen her şey bir kaç kuzey avrupa ülkesi dışında her yerde var.

kalabalığız, fakiriz, eğitim seviyemiz düşük, derdimiz çok, insanımız karışık, gündemimiz yoğun, enerji yüksek
kapatıp gidemiyoruz, n'apalım?

yok degil ama daha az.
bunun icin youtube'u orneklem olarak kullanabilirsin. ne kadar anonim, serbestlik o kadar daha rahat kufur. youtube, kanzuk gibi kufurlu yorumlari aman sitemize zeval gelmesin diye kaldirmadigi icin oraya bakabilirsin incelemek icin.

Türkler kadar yok, yanımıza yaklaşan bile yok, kabul edelim farklı bir milletiz. Turkishmusic orgdaki sezen aksu tartışması internet tarihi için bir milat. Biz yanlış anlamışız, yanlış yerden başlamışız.

eksisozluk.com

İnternette genelde bol bol var.
s-media-cache-ak0.pinimg.com

Bir de sosyal medyayı çok yoğun kullanıyoruz diğer ülkelere göre. Hatta "Uff, yine mi Türkler geldi" tartışmaları oluyor.

Ek olarak, genel bir sorun
answers.yahoo.com

ben "geber buraya niye yazıyorsun" diyorum. zaten yeterince fazla insan var. doğal seleksiyon şart.

ilgiye aç insan intihar etmez. depresyona girer ilgi için ben intihar ediyorum der. ama gerçekten intiharı kafaya koymuş birisi zaten kimin ne diyeceğini düşünmez. ama ben de intihar edecek olsam bir veda mektubu yazardım. sözlükte şöyle bir örneği var mesela ne zaman görsem hüzünlenirim;

eksisozluk.com

Baska duyurulari irdeleyen duyurular kadar rahatsiz olmuyorum.

Aynen katiliyorum bir de kedi duyurulari. Gonul isi gibi gorunmeyen kedi ve intihar soru tipi acilmali.

Normal bir insan kalkip da ilgi cekmek için dahi olsa intihar duyurusu acmaz. Var bi sıkıntı demek ki. Ilgi cekmek icin de yardim cagrisi da olsa. Ne farkeder.

internet kullanıcıları göremiyor ama "17 yaşındayım, tek istediğim seks yapmak ve ölmek hoşçakalın" diyen bir duyuru var az aşağıda. bunun gibi şeyler yer almamalı burada.

Ben gördüğümde ölseler de kurtulsak diyorum ama bunların hiçbiri intihar etmiyor, hepsi ilgi orospusu. Ha intihar eden sözlük yazarları da oldu ama hiçbiri ben intihar ediyorum diye yazmamıştı ne sözlüğe ne duyuruya.

üzülüyorum.

Ben çok rahatsız oluyorum. Yardım etmeye çalışan sevgi pıtırcıklarına ayrı uyuz oluyorum. Yahu bir insan kendi yaşamı hakkında da söz sahibi olmayacaksa, karar veremeyecekse başka ne özgürlüğü kalıyor ki? Bari bunda rahat bırakın. Yaşamak en kuvvetli içgüdü zaten. Bir insan bundan vazgeçiyorsa sen yardımcı olamazsın ona. ayrıca intihar etmek isteyen insana engel olmaya çalışmak o kişiyi aptal yerine koymak bence. Tanımadığım biri gözümün önünde intihar etse kılım kıpırdamaz. Son yolculuğuna uğurlarım ve onurlu duruşunu saygıyla karşılarım.

Burada bir vaka olmuştu, "gitmeden önce bankadaki paranı bana verir misin?" dediğim için linç edildim. Velhasıl beşiktaş'ta iskelede kurtardılar adamı. Onu vazgeçirmek için yapılan teklifleri görünce imrendim. Kimse bana öyle şeyler teklif etmedi şimdiye dek. İlla intihar mı etmek gerekiyor bunun için?

Şarabını içip videosunu çekip intihar eden bir adam vardı. Adını hatırlayamadım, bağışlasın. Olay budur. Derdini anlat, sonra çek git. Adam intihar etmeden önce gülümsüyordu ne güzel. Mutlu olacağı şeyi yapıyor çünkü.

İçim doluymuş be.

ben insanlar yasamak icin cirpinirken olme luksunu kendilerinde nasil bulduklarini merak ediyorum. geri kalan hayatlari aci icinde gecse dahi en azindan yok olmadan yasayacaklari birkac onyil var. kendini oldurunce ne olacak? hic. biraz daha yasa, uc bes sey daha gor. kendimi oldurecek kadar hayattan vazgecmis olsam, intihar etmeden once, insanlarin cesaret edemeyecekleri seyleri yapmaya calisirdim. pat diye kendini oldurmek cok basit geliyor.

ilgi çekmeyi amaçlıyorlar bence, bazıları cidden son bi yardım çağrısı olabiliyor ama bazıları.

baktım şimdi, garip biri gibi duruyor. Başta kucak dansı yapılan yer sormuş, erkek sandım, sonra evlilik istemiyorum ama çocuk istiyorum kız tarafıyım demiş, ailem psikoloğa gitmemi istiyor gibi şeyler demiş bence bi sorunu var hiç troller gibi havası da yok. Ya evet reklam etme kısmında haklısın ama bazıları son bi gitmeden dünyaya ders verme havasında oluyor galiba bu da öyle mi diye düşündüm. İnternetten yapacak bir şey de yok, yerini yazan biri olsa diyeceğiz ki yardım istiyor(yirmisantim'in dediği adamı kurtarmışlar mesela)

Buradaki anonim ortam kişiye içini dökme ve cevap alma firsatı veriyor. O nedenle, tabii ki bunu ilgi çekme amaçlı kullananları saymazsak diğer bir kısmını ciddiye almak lazım.
Kişinin sözlerini iyi tahlil etmek lazım.
Bazı sorunları olduğunu bildiğimiz arkadaşımızın bile:
- bir gün tüm dertlerim bitecek , tarzında sözleri bile intihara meyilli olduğunu gösterir/anlatır.

1.Diger firmalardan daha farkli bir somuru yapmiyorlar ayni seviye.

2.Cok da bir kosul aramiyorlar bence.

o alanda mezun çok. sen çalışmasan başkası atlar.

@Krem peynir sekretere ihtiyaciniz var mi?

o işte 2 3 yıl tecrübeyi nabıcaksa iş veren. 2 3 yıl tecrübe gerektiren bir işse istanbulda geçinilemeyecek ücreti niye veriyor orası da mechul.

aranan özelliklerle ekstra kişiyi öne çıkartacak bir şey yok. maaş düşük tabi ama genel olarak böyle işte.

Sacmalamislar. Boyle maas olmaz.

1. zaten bi özellik aramıyorlar. sağa sola koşturacak adam arıyorlar. ingilizce yazdığına bakma gerek yok. maaş da 1300 1400 verir anca. evet piyasa böyle. allaha havale ediyorum.

daha önceden benzeri başıma geldi ama dr değildi sanırsam. ben direk yayın evine haber salmıştım. yayın evi değiştirmişti.

toynak?

aa benimde elimin üzerinde var bu. siğil miymiş cidden

siğil gibi görünüyor. eczaneye bile gösterseniz anlarlar.
çok basit bir ilacı var. sürüyorsunuz o bölgeye ve yok oluyor.

balık besliyor musun? balık tüberkülozu olabilir... bence doktora git.

Hepsini okudum. Kotu demek istemem ama en az sevdiklerim Tas Meclisi (fantastik ogeleri sevmiyorum, sirf o yuzden) ve Olu Ruhlar Ormani oldu sanirim. En sevdiklerim ise Kizil Nehirler (ilk onu okudugum icin) ve Leyleklerin Ucusu olmustu. Kaiken'i de ustuste yazdigi kitaplardan farkli diye begenmistim. Sanirim Grange ne yazsa okurum.

Eylul'de yeni kitabi cikti, Lontano, Ingilizce'ye cevrilse de okusam diye bekliyorum.

1-2'si hariç tüm kitaplarını okumuşumdur. en kötüsü taş meclisi bence. en çok siyah kan'ı beğenmiştim herhalde. ama sorunun temeli "grange'a giriş" ise kızıl nehirler'den başlanmalı derim.

@paltar

Yok, öyle bir amacı yok sorunun. Yeni çıkan ve henüz Türkçeye çevrilmeyen hariç hepsini okudum kitaplarının. Aynen de Kızıl Nehirler ile başlamıştım milyon sene önce ve aynı şekilde Taş Meclisi en kötüsü, Siyah Kan en iyisidir gözümde.

Bence de siyah kan en iyisiydi.

açık ara taş meclisi. adamı severdim o kitaptan sonra başka kitabını okumadım.

kaiken hariç hepsini okudum. onu da aldım da bi kısmet olmadı başlamak. hatta başlayayım ben ona dur:)

bence en kötüsü ölü ruhlar ormanıydı. baya hayal kırıklığı olmuştu bende.

ha bi de en iyisini sormuşsun. aslında beni en çok etkileyen kitabı kurtlar imparatorluğu olmuştu. o da sema dan dolayı :) kadın çok güzeldi ve türktü :) kızıl nehirleri okudum sonra onu da beğenince arkası geldi.

bu arada grange ile birlikte maxime chattam da okudum onun kitapları da iyidir. ilk okuduğum kitabı kaosun sırlarıydı. o zamanın olaylarıyla birlikte baya etkisinde kalmıştım. bu yazara da bi bakın derim grange seviyorsanız.

kaiken bok gibiydi.

tas meclisini sevmemistim ben de. 14 yildir duzenli takip ettigim biri arada bi kotu yazmasina goz yumuyorum. okudm tum kitaplarini.

Kaiken'i bugün bitirdim, Taş Meclisi ile kapışıyor en kötülük konusunda esasen. Yine de Taş Meclisi, fantastik ögelerinden dolayı bir adım önde.

Taş meclisi +1

Kızıl nehirleri en çok sevmiştim , sora siyah kan favorim

Kaiken'den gerçekten nefret etmiştim. Diger tum kitaplarini severim, kizil nehirlerin yeri ayridir.

Turkiyedeki feministler kafayı yemişler.

Bu videoyu izlemedim, entry'i de şimdi gördüm..
Önceki Akdeniz Üniversitesi'ndeki olay için yorum yapayım.

İntihar eden gencin yaptığı şey direkt mağduriyete oynamak. 4 bıçak darbesi ile hastaneden yürüyerek çıkmak demek az biraz şov yapayım, mağdur olayım, üzerimdeki yaftayı kaldırayım çabasıdır. Önceki videoda pişkin, pişkin kabul ediyordu.
Kadın kısmısının da sadece dersi basmasını doğru bulmuyorum. Taciz konusunda "eminlerse" teşhir çok da sıkıntı değil.


Bu videoda da okuduklarımdan anladığım kadarıyla, kitap standındaki erkekler kadınları taciz ediyorlar ve kadınlar da onları kovuyor (izlemicem, gerginlik içeren videolar pek rahatsız ediyor). Kitap standında duran erkekleri de biliyorum, öğrenciyken çalışmıştım kitap satışı işinde.. Nasıl tipler olduğunu söylememe gerek yok.


Sorun şu ki, kadınların taciz konusunda hemcinslerini bile ikna edememeleri.. O başlıkta kadınlara sayıp döken bir sürü de kadın vardır eminim.. Sizin şu an yaptığınız gibi..
Eril dilin ifşa edilmesi, tacizin - tecavüzün ortaya çıkarılması bu ve bunun gibi eylemlerle mümkün.

Erkek olarak kadın kısmısının yanında duruyorum. Kadınların daha çok durması gerek. Feministlerin, özellikle core feministlerin işi bazen abarttığı kesin, ama bu kadınların haksız olduğu anlamına gelmez.

utandırmayıp sinirlendiriyor, ruh hastası ve aptal bunlar. utanmam için iyi kötü empati yapabilmem lazım. bu kadar gerzekliği bünyem kaldırmıyor, anlayamıyorum. sadece sinirlenebiliyorum.

taciz/tecavüz olaylarında ifşanın ve lincin doğru olduğunu düşünen varsa, yarın bir halt yediğinde karşı taraf gelip ağzını burnunu kırdığı zaman ağlamasın.

@hayal bilgisi

bu video haricinde bir olaydan haberim yok, birileri link verirse ona da bakarım ama bu videoyu izlemeden, yazılanlardan bir şeyler çıkarıp da yorum yapmak, üstüne bir de beni halden anlamaz konumuna düşürmeye çalışmak hiç yakışmadı.

Belki de haklıyken haksız duruma düşmek, salaklık.

Cezayı kendileri vermeye kalkıyor.

Oradaki adamlar suçsuz değil demiyorum ama umarım, özellikle o sesi çok çıkan kız haksız yere bir suçla itham edilir ya da günün birinde bir suç işler ve o an orada karşı taraf tarafından cezalandırılır. Başına gelmeden anlamayacak gibi duruyor.

kendi yaptiklari taciz degil mi? biri bunlara kadin beyani esas falan demis bunlar da cete kurmus.

aslında feminizm iyi bir şey de millet radikalleşince saçmalıyor böyle. bi de cahiller. ana baba eğitmeden salmış. türkiyede normal. şaşırmadım.

feminizmi böyle tiplerle ilişkilendirmeyin. feminizm kadının ezilmesine, erkeğin insafına bırakılmasına karşı olmaktır, kendi ayakları üzerinde durabilmesini, özgürlüğünü savunmaktır.

izlediğiniz şey feminizm falan değildir.

ayrıca otonom +1

türkiye'de toplumun her kesimi gibi orgutlu-orgutsuz, bilincli-bilincsiz herkes, istisnasiz herkes kalitesiz.

bu da onun gostergesi. yani bu olaya taraf olan tipler kadar bunu yorumlayanlar da kalitesiz.

@devilred

Özür dilerim. Seni halden anlamaz konuma düşürmek gibi bir derdim yok.
Sadece belli bir olgudan bahsetmeye çalışıyorum. Kadınların bu gibi şeyleri ortaya dökmesine engel olan en büyük etkenlerden birisi de yine kadınlar. Yapma, etme, adın çıkar, çok ayıp vs. şeylerle bir sürü şeyin gizli kalmasına neden oluyorlar aslında.

Her gün bir taciz olayının ifşa edilmesiyle karşılaşsa erkekler, sizce kolayca bu işi yapabilirler mi? Ve tabi bunun da doğru düzgün bir hukuk ile desteklenmesi gerekiyor.

"Kadın beyanı esastır" bizim gibi ülkelerde üzerinde en az tartışılması gereken şey..

Her şeyi geçtim, örneğin, Kemal Ördek vakasını düşünün.. Eşcinsel olması bile tacizi, tecavüzü hak etmesine neden oluyor. Bunu ortaya çıkardığında başına neler geldiğini küçük bir araştırma ile bulabilirsiniz.

Feministler kafayı yemediler henüz, ama bu kadar engel varken yememiş olmaları bir başarı.
(Ha kafayı yiyen küçük bir kısmı da onlara dahil etmeyiverin.)

insanların içinde bulundukları yerin, anın, eylemin getirdiği davranışlarını, cinsiyetleri üzerine çeken insanların geri zekalı olduğunu düşünüyorum şahsen. hele ki "sizden bir öncekilere kinimiz vardı, bari şimdi sizden çıkaralım" diyenler duble geri zekalıdır nazarımda.

dincilerden ve faşistlerden zaten nefret ediyorum, ama bu ülkedeki feministlerin, hayvanseverlerin, devrimcilerin falan yaptıkları angutluklar beni iyice çileden çıkarıyor, bu ülkeye dair ümidimi sıfırlıyor. hadi ilk bahsettiğim grup eğitimsiz ve cahil, ama üniversite okumuş eğitimli kesimin bile bu kadar agresif, yargılayıcı, önyargılı falan olması hakikaten delirtiyor. Türkiye'den siktir olup gitmeli diyen kitleye artık sonuna kadar hak veriyorum, bu ülkeden bi bok olmaz.

bence tacizcinin ifşa edilmesi ve linç edilmesi "bu ülkede" normal. maalesef yargı ve adalet tecavüzcülerin yanında.
kadınlar da madem öyle, cezasını biz verelim diyorlar.

tamam antipatik görünüyor ama gerçekçi olalım, anneniz, kız kardeşiniz, eşiniz bir adam tarafından tacize/tecavüze uğrasa "ben bu ülkenin adaletine güveniyorum, adam cezasını çekecektir, hem kanıtlanmadığı için adam masum olabilir, dur bakalım" deyip polise mi şikayet edersiniz, yoksa cezasını kendiniz mi vermek istersiniz?

bunun dışında ekşi sözlükte zaten eskiden beri süregelen bir kadın düşmanlığı ve homofobi var. yani hiç tanımadıkları insanlara söyledikleri laflara bakar mısınız? ayıp her şeyden önce ya. ortadoğu zihniyeti işte.

@peggy

kadınım ben. soruyu da söz konusu video ve devamı özelinde sorduğum ortada, oraya buraya çekmeye gerek yok boş yere.

@ devilred, bir yere çekmeye çalışmıyorum. ekşi sözlükteki erkeklerin o video üzerinden kadın düşmanlığı yaptıklarını ve bu konuda ikiyüzlü davrandıklarını düşünüyorum, bunu belirtmek istedim.

Sözlükteki kadın düşmanlarının ifşa edilmesi çok güzel bir hareket olmuş. Daha geniş biçimde yapılması gerekir zannımca. Taciz olduğunu sanmıyorum. Bu meseleyi daha açığa çıkarmak için çeşitli örnekler verelim(radikalden normale gidelim ki ne demeye çalıştığımız daha açık olsun): Işid ifade özgürlüğü kapsamına giriyor mu; pegida toplantıları gösteri hürriyeti kapsamında mı; tecavüz zanlısı iyi hal indiriminden yararlanabilir mi; bir kavgada karşı tarafı hastanelik eden kişinin kaşı yarıldıysa vücut bütünlüğü zarar görmüş olur mu vb... Yukarıda ifade özgürlüğü, gösteri hürriyeti, iyi hal indirimi, vücut bütünlüğü gibi tamamen insan haklarını ilgilendiren kavramları saydık. Buna rağmen bu sorulara olumlu yanıt vermek neredeyse imkansız.

Demek ki sözcüklerden, kavramlardan ziyade; bu sözcük ile kavramların dahil oldukları ilişki önemli. Yukarıda verdiğin iki örneği ele alırsak; ilki taciz olarak kodlanabilirken, ikincisi kodlanamaz. Yani kadın olmaları yaptıkları bir hareketin taciz olmayacağı anlamına gelmiyor(ilk olay). İkincisinde ise, kadına olan nefretini kusmak için hazırda bekleyen bir kitle var. Bir şey olsa da, biraz daha kadın ezip kendimizi tatmin etsek diye bekliyorlar. İşte onları utandıra utandıra, kullandıkları söylemi hiç kullanamaz hale getirmek için; bu tip ifşalar kullanılmalıdır.

Toparlarsak kadının bir erkeği ifşa etmesi kesinlikle taciz olamaz demiyorum. Elbette kadının da taciz etme ihtimali var. Ancak aşağılamalar ve 'kadına' hak ettiği konumu alttan alta hatırlatmalar bu kadar açıksa ifşa edilmeli. Bu tiplerin aşırı islamcılardan bir farkları yok. Bunlar da kadının haddini bilmesi gerektiğini söylüyorlar metin altında.

@peggy kimsenin kadın düşmanlığı yaptıgı falan yok. "çirkef kadın" düşmalığı yapmaya ise herkesin hakkı var. kafasına göre adamın tezgahını dağıtırsa herkes ona düşman olur. olayı çarpıtıp senin anana bacına yapsalar lafına getirip feminizm savunmak da komik.

Bu Türkiye'ye özgü bir şey değil ki bu feministlik de değil. Feminazi dediğimiz insan tipleri her yerde mevcut. Mesela video oyunu dünyasının başına gelmiş en kötü şey feminaziler ve onların "white knight" destekçileridir. Her bir köşesinden rezillik akıyor.

www.youtube.com

Dünyanın en akıllı adamlarından biri ve grubu devrim niteliğindeki bir teknoloji geliştiriyor; gerizekalının sorduğu soru "grubunuzda niye kadın yok?" Adamların diyecek bir şey bulamamaları ve yüz ifadeleri her şeyi anlatıyor.

@dafuq, feminist değilim ve antipatik göründüğünü söyledim, diğer yandan hak verdiğim noktalar da var.

ama tamam sustum, sakin:)

size iyi tartışmalar.

hayal bilgisi, kestir kurtul kanka.

protector, senin de kestirmen için özel istek geldi.

abartmak istemiyorum ama nevin yıldırım diye bir kadın var ve bence boşuna hapis yatıyor.
nazlıgül daştanoğlu diye bir kadın vardı ve artık yaşamıyor çünkü ölmeyi seçti.
daha detaya girmek istemiyorum ama ahmet yıldız diye bir adamcağız vardı ama artık o da yok.
ben bunlar için zamanında utandım yeterince. lam mim eklemeden rahatça söyleyebiliyorum, mazlum kadın, gay, translardansa baskıcı bütün piçlerin öldüğünü, öldürüldüğünü, intihara teşebbüs ettiğini ve teşebbüslerinde başarılı olduklarını görmeyi tercih ederim.

komikmiş

ortaçağda elinde tırpan ve meşalelerle insan öldürmeye giden halktan farkları yok. yani verdikleri tepki kesinlikle ilkelliğin dik alası.

feminist olmak tabi ki kötü bir şey değil ama bu şekildeki toplu psikozlar fanatizm ile ilgili kanımca.

hayal bilgisi ve kargn benim de katilacagim seyleri söylemisler zaten. ben söyle bir noktaya dikkat cekmek istiyorum.

bu tur eylemler birbirini tetikliyor, iyi hoş oluyor, bence erkek terörü esecegine, biraz da kadin terörü essin. erkekler biraz "noluyo lan" desinler. ben isin orasinda degilim. ama o kamera ve facebook olmasa bu eylem olur muydu, yani kameraya alınamasa bir eylem, eylem olur muydu? bunu düsünmek lazim. bu işin sonu suraya gider. eline bir cep telefonu kamerasi alan bir arkadas ve 10 kisilik bir kalabalik eylem yapiyoruz diye giderler, eylemlerini görüntüye alir ve sosyal medya üzerinden paylasirlar. o eylemin amaci nedir, hedefi nedir, tam olarak nasil bir sonuc ve etki bekleniyor, eylem "televised" olduktan sonra bunlar giderek önemini kaybediyor. kameranin gücü, kamerayi kullananın faşizmi giderek eylemin hakikiliğinin önüne gecer. bu sebeple, bence bu eylem ve akdeniz de ve diger yerlerde olanlar da bir tiyatoradir, bir spectacle olarak medyanın dayattigi diger "gercek görüntülerden" farki yoktur. hanım kizimiz önce "buradan bayanlar geciyor" diyor sonra "kadınlar" diye düzeltiyor. henüz olgunlaşmamiş eylemcilerin eylemi ancak bir "gösteri" olabiliyor.

belki bin kere söyledim böyle davranışlar, sözler, yazılar ne bilim basit, aptalca ama bu ülkede kadın olmak sana hakaret edebilirler, dayak yiyebilirsin, davranışlarınla hem karşı cins hem hemcinslerin istediği gibi dalga geçebilirler, yolda, otobüste atm kuyruğunda heryerde sizi sıkıştırabilirler, taciz edebilirler şikayet etmek için gittiğiniz polis gülüp kıçınızı rahatça elleyebilir demek. bu ülkede yaşayıp, tacize uğramamış kadın varsa hala anlamayabilir ama ben duyduğum her lafta, her tacizde o kişiyi öldürmek istiyorum. bişey yapamamak beni delirtiyo. sonuç olarak yaşananlar kadınları delirtiyo olabilir, karşılığında böyle anlamsız haraketler çıkabilir belki ama taciz etmekten daha utanılası değil yapmayın.