Ekşi Duyuru

Benim mutfağımda var. Hiç bir sorun yaşamadım.

Eğer mutfağınızın havalandırması güzelse ve nem tutmuyorsa, içerisi rutubetli değilse sorun olmuyor. Tamamen evle alakalı. Bazı mutfaklarda tencere bir kere kaynasa 3 saat içerde nemden geçilmiyor. Bu durumda yaptırmayın ya da yaptırın ama normalden çok daha kısa sürede değiştirmeniz gerekebileceğini de hesaba katın.

Eski evimizde vardı biz sorun yaşamadık ama tavsiye de etmem açıkçası. Musluk bulunan yerde laminat işi riskli. Farkında olmayacağınız ya da geç fark edeceğiniz ufak su sızıntıları bile laminatın yapısını bozabilir. Gece kedi su bardağını devirir sabaha kadar şişme yapar, tenceredeki süt taşar yere dökülür aralara sızar leş gibi koku yapar vb vb...

ille yapacaksanız da kaliteli bi şey alın altına da kapron sermeyi unutmayın.

3 yıldır o şekilde.
Herhangi bir sıkıntı yaşamadım.

@msb'nin söylediği konularda ihtimam gerekiyor.

Bir husus da ben ilave edeyim. Su damacanasının altı asla kuru olmuyor ve laminantı bozuyor. Damacanayı halı,kilim vs bir şey üzerine koymak şart.

Benim de yıllardır öyle.

Yaptırdığımın ertesi günü makine bozulup mutfağı su basması dışında bir sorun yaşamadım :D

Çok teşekkürler.
@mirket, damacananın altında tepsi gibi bir aparat var onu kullanıyoruz. Yer hiç ıslanmıyor, tavsiye ederim :)

Eskişehir'de oyun ablası hizmeti veren bir yer var. Mico çocuk oyun. Instagram sayfaları var. Geçen sene fiyat sormuştum, liste göndermişlerdi ama güncel fiyatlar hakkında bilgim yok. Sayfalarından iletişime geçebilirsiniz. Bir de Armut uygulamasından talepte bulununca fiyat teklifini karşı taraf yapıyordu, o da belirleyici olabilir belki.

Tam aradığım şey. Çok teşekkür ederim…

Biriyle telefonda konusurken o kisinin cvsini koyarsin onune ve 30 sn sonra o cvden sorular sormasini istersin. Hemen ardindan bu olay komple bitince de excelde bi tablodaki bilgileri belli bi formata getirmesini istersin.

Bence boyle bi sey

iyi de multitasking geyigi kaldi mi ki, cok eskilerdeydi o. Modern isveren multitasking istemez. Isini ufak parcalara bol, onnundeki parcaya odaklan ve bitir, ondan sonra baskasina gec ister. Multitasking demek dikkatini bolup iki isi de yarim yapmak demek.

Mesela ben bir toplantiya katilim gosterip ayni zamanda baska birilerine email yazamam. Insanlari buyuk cogunlugu da yapamaz, yapmaya da ugrasmamali.

Bana göre olay multitaskingten öte multi taski yonetebilme ve stresi kaldirma.

Misal bana acil is geliyor. Deadline soruyorum, ona göre günlük is yüküme bakip söylüyorum. Sıkıntı yok stres yok.

Bir çalışanım var. Normal akış dışında bir is olduğu an dağılıyor. Stres oluyor, yönetemiyor. Oturup ne isi var ne yapabilir neyi yapamaz yardim etmem gerekiyor.

Multitasking yapmanın artık mantıklı gorulmedigine ben de katılıyorum. Bu sebepten böyle bakıyorum olaya artık.

Aslında tam da logisticsmanager ‘ın söylediği gibi bir durum. Yani mesela aşçı alacak olalım. Adama sadece kek yaptırmayacağız, aynı zamanda poğaça ve kurabiye de yapacak. Hepsinin pişme süresi de farklı. Bir yandan kek çırpsın bir yandan hamur yoğursun gibi bir beklenti de yok ama, kek fırındayken başında pişmesini beklemesin de bu arada poğaçayı da fırına sürmeye hazır hale getirmeyi , mayalanma süresini hesap etmeyi, kurabiyeye girecek çikolatayı sipariş etmek için satış departmanıyla görüşmeyi akıl etsin, gibi.

X konusuda konuşup y konusuda mail yazmasını iste, bunu beceren insanda saf multitasking alışkanlığı vardır.

bilimsel olarak aciklandigi uzere multitasking mumkun degildir. birden fazla islemi hizli yapmak vardir.

görsel

görsel

cevaplaması zor ama kızınıza hamile kalınca başladığını söylediğiniz için eve yeni bir üye katıldığı için tehdit altında hissetmiş olabilir diye düşündüm. kedi için kum kabı, oyuncakları ve diğer eşyalarının olduğu bir alan yaratmayı deneyebilirsiniz. ayrıca kum kapları kapalıysa üstü açık tuvalete geçmenizi tavsiye ederim. bu sürede kediye ilgi gösterip oyun oynamanız da stresinin azalmasını sağlayabilir.

Herhangi bir sağlık sorunu yoksa ilginizin değişmesinden kaynaklanıyor olabilir. 11 senedir evin bir sakiniyken onun için çözümler aranırken şimdi evden göndermekten bahsediyorsunuz. Ona olan tepkileri hissediyordur. Kum kabını bebeğinizin ulaşamayacağı bir yere koymanız iyi olacaktır. Kedinize kardeşini kıskanmasına gerek olmadığını gösterip, rahatsız edilmeyeceği, çıkabileceği yüksek yerler verebilirseniz rahatlayacağını düşünüyorum. Evde önceden yerde onun gezindiği gibi biri yoktu, kendini güvensiz hissediyor olabilir. Umarım en kısa zamanda sorunlarınız çözülür ve çocuklarınızla huzurla yaşarsınız.

@pequod, açık kaba geçmeyi deniycem, teşekkür ederim.

@boyalıkuş, sahiplendirmek cidden en en en son seçenek, hatta biraz da lafın gelişi. Aslında kumunu evin en girmediğimiz odasına koydum, bir haftadır iyiydi yine dışarı yaparak beni zorluyor. Kendi başına takılabileceği alan çok evde ama asıl sıkıntı kızımın yanımda olması. O varken yanaşmak istemiyor. Asıl sorun alandan çok benim yanımda gönlünce takılamaması. Kızım çok hevesli onunla oynamaya ama birbirlerine zarar verebilirler diye biraz da ben araya giriyorum.

kiziniza tepkili belli ki. eskiden kucaginizda daha cok o varken, simdi kiziniz var. evin tum duzeni degisti, ilgi de azaldi kendini gidici goruyor olabilir. daha cok ilgilenin, kizinizla yaninizdayken iliski de olmasina calisin, onun da aileden biri oldugunu anlasin. kendisinin de gidici olmadigini anlasin.

kiziniza tepkisi nasil peki

@oscar, uzaktan izleme halinde. Yanaşmaya asla çalışmıyor ama kızım ona tanaşmaya çok hevesli. Bir iki kez tam patiyi kaldırmış yapıştıracakken ben araya girdim. Asla yalnız bırakamıyorum yani.
Kedimizin ismi mia, kızımın ilk öğrendiği kelime “iya”. Gördüğü an iyaaaa iyaaa diyerek peşinden emekliyor, mia önde bizim kız arkada, ben peşlerinde şeklinde…

kızınıza zarar gelmesinden dolayı duyduğunuz endişeyi hissediyordur. kızınızın aklı erene kadar araya girmekte haklısınız. kedinize, kedi evi ya da cam önü yatağı gibi yukarıdan ve uzaktan sizi izlemesine imkan verecek yapılar sağlayabilirseniz rahatlayabilir. sosyal bir kediniz varsa arka odalarda takılmak istemeyebilir. kızınızın ya da sizlerin ona ulaşamayacağını düşündüğü bir yükseklik, güvende hissetmesini sağlayabilir diye düşünüyorum.

tr.esdifferent.com
Uygulumak istediğiniz yüzeyi tarif ederseniz yardımcı olmaya çalışayım

Cila aslında içinde renk pigmentleri olmayan boyadır diye hatırlıyorum, yani boya gibi yüzeyi kaplar, emilmez ama şeffaftır.

Vernik ise tam anlamıyla ahşap için kullanılan boya türlerinin çatı ismidir, renkli de olabilir, renksiz de olabilir, hafif renklendirilmiş de (karışım) olabilir.

Cam cila ile yat vernik her zaman karıştırılır mesela, satıcılar bile tam bilmez farkını.

Bunlar hatırladığım kadarıyla kişisel bilgilerdir, doğrulamaya ihtiyaçları var.

selamlar türkiyede çok büyük bir kavram karmaşası var.

boya üreticilerine göre vernik, cila, ahşap boyası tamamen aynı.

marshaldan vernik olarak aldığın şeyi polisandan cila başka bir markadan boya olarak alabiliyorsun. içerikleri aynı ama formülasyonu değişik tabi.

ahşap boyası olarak aldığın şey de vernik ya da alakasız bişey çıkabiliyor.

o yüzden muhtemelen istediğin şey için alacağın herhangi birşey sırf bu karmaşa yüzünden işine yaramayacak

burada zeke ve pati nickli arkadaşlar sana bu konu hakkında detaylı bilgi verecektir.

ben polisandan 2 ürün aldım uygulamak için 15 günüm gitti sökmek için 1 haftam.

görsel ekleyip, nasıl birşey yapmak istediğini, ne maksatla kullanacağını yazarsan zeke ile pati sana yardımcı olacaktır.

Buyrun benim :)
Uygun bir zamanımda açıklayacağım. Akşama kadar fırsatım olmayacak, sonra editlerim.
Killerbee'nin dediğin gibi yüzey ve yapmak istediğin şeyi anlatırsan yardımcı olmaya çalışırım.

edit:
vernik, ahşap (veya başka herhangi bir yüzey) üzerine uygulanan transparan kaplamadır. renkli veya renksiz olabilir, efektli olabilir, ama transparandır, örtücü değildir. renkli olanları düşük oranda pigment veya boyarmadde (dyestuff) içerebilir. kör mattan (<5 gloss) parlağa (>90 gloss) kadar farklı parlaklık seçenekleri vardır.
ahşap üzerine uygulanan örtücü boyalara lake denir. kimi kullanıcılar lakenin üzerine vernik uygulayabilir (otomotivdeki bazkat-vernik sistemi gibi). lakelerin de vernikler gibi farklı parlaklık seçenekleri vardır.
ahşap dokusunun görünmesi istenen durumlarda transparan bir gam uygulanır. isteniyorsa zeminden transparan renklendirici, dolgu verniği ve sonkat vernik standart bir uygulamadır (farklı uygulamalar var tabi, renkli vernik vb. ama renklendirici konusuna girmeyeceğim).
mdf gibi görünmesi istenmeyen bir yüzeye örtücü bir sistem uygulanır. önce astar, üzerine lake, istenirse üzerine vernik.
eskitme, ponpon, ağaç deseni verme gibi her ustanın kendi "sanatı" olan uygulamalara da girmiyorum.
bu işi yapan ustalara cilacı dense de cila terimini endüstriyel ahşap boyalarında pek kullanmayız. cila da aslında bir çeşit vernik; profesyonel olmayan kullanıcıların, hali hazırda vernikli/boyalı bir yüzeyi parlatmak, yüzeyin pürüssüz cam gibi görünmesini sağlamak için kullandıkları bir şey.

umarım aydınlatıcı olmuştur.

2 tane yüzeye uygulamayı planlıyorum, ilki merdivenler, ikincisi de banyoda lavabonun monte olduğu dolap. görselleri ekliyorum.

bir tane de zımpara makinem var, tipi ütü gibi olanlardan. zımparalamak lazım mıdır onu da bilmiyorum ama lazım sanki.

amacım üzerindeki çizikler geçsin, parlak ve düzgün dursun. renklerinden memnunum ama değişmesi gerekirse-özellikle de lavabo etrafı- değişebilir. Evin bizden önceki sahibi pek bakmamış, lavabo kenarında cilası (veya verniği?) kalkmış olan yerler su almış ve daha koyu kahverengi lekeler olmuş, o yüzden daha koyu bişeyle kapatabilsem güzel olabilir. merdivenlerin rengi değişmese güzel olur.

merdiven ve dolap üzerinde vernik var mı?

varsa verniğin kondüsyonu nasıl? yani çatlak yoktur, dökülme yoktur, üstüne bi yoklama zımparası çekip vernik atabilirsin. tabi mevcut vernikle yeni alacağın vernik uyuşmazlık yapar mı yapmaz mı onu da pati'ye sormak lazım.

diğer yandan çok yıpranmıştır, çatlak, dökülme çoktur o zaman kazıman gerekebilir.

kaba olarak böyle bir de ne vernik uygulandığını bilmen lazım ki uyuşmamazlık yapmasın.

o ütü tipi makinalar köşeleri zımparalamak için tahminime göre güçlü bir cihaz değildir, o verniği sökmeye çalışırken ömrünün yarısı gidebilir o makinayla. egzantrik tank zımpara olsa tamam mesela.

bir de ne bileyim merdiven neyse de, dolap dik durumda, dik yüzeye vernik uygulamak da zor olmalı yatay olana göre. yani güzelleştireyim derken gidip te mahvedersen kötü olur.

dolap masif değildir tahminime göre mdf üzeri kaplamadır. örtücü bir boyayla boyasan daha güzel olur bence, yani eğer masif değilse bunun zımparası verniği ıvırı zıvırı değmez. örtücü boyalarda çok güzel renkler var ve uygulaması verniğe cilaya göre çok daha basit.

merdivenler de basit ama birincisi zımpara yaparken pahlara zarar vermemen lazım, ikincisi de bunu zımparalaması o aletle çoook uzun sürer.

editledim bir öncekini.

merdivenin cilası iyi durumda aslında. ama üzerinde çizikler var. çiviyle çizilmiş gibi.

bir de bir türlü çıkaramadığımız badana kalıntıları var. temizlikçi ablalar da telle uğraşmışlar bu sefer de iyice matlaşmış yer yer.

banyo dolabı ise dedğim gibi, bazı yerleri kalkmış ve su almış, rengini değiştirmiş bu da.

merdiven de bence masif değil. çok anlamam ama muhtemelen o da kaplama. uzun sürebilir o konuda sıkıntı yok. evden çalışıyorum ve işler çok sakin gidiyor. bana da bir uğraş olmuş olur.

banyo için örtücü boya hangi marka/model almak lazım?

pati'nin cevabını bekle. bana o kadar çok yardımcı oldu ki hakkını asla ödeyemem.

onun dışında örtücü boya için bir sürü dolgu macını var, zımparalarsın, boşluk mu var delik mi var, çekersin macunu kurur üstten zımparalarsın gider.

bu merdiven için de bi sürü ürün var, bu çizikleri çatlakları gidermek için.

belki az bi zımpara çekip üzerine bi kat vernik atarsan ve uyuşma problemi olmazsa çizikler gider yüzey de düzelir.

tabi bu vernik cila olayında da, yat verniği gibi dış mekan ürünler var, merdiven ve zeminler için farklı ürünler var(daha dayanıklı) bunu da iyi seçmek lazım.

piyasadaki en kaliteli ürün hemel ürünleri yanlız iki sorun var

birincisi fiyatları çok yüksek

ikincisi 0.75 litrelik pek bulunmuyor, genelde 2.5 ve 15 litre var.

tamamdır size de çok teşekkür ediyorum, çok zahmet verdim, sağolun. pati'nin yazacaklarını da büyük bir hevesle bekliyorum.

Merdivenler doğal ahşap, masif panel olarak görünüyor resimden. Beton ya da mermer/seramik üstü uygulanmış.

İnce bir zımpara geçip, dolgu vernik atıp, yine ince bir zımpara ile dolguyu temizleyip mat ya da parlak cila atabilirsin.

Merdivenin işi kolay yani.

Lavabo büyük ihtimal ile suntalam/mdflam, kenarları da pvc kenar bandı gözüküyor.

Zımparayı fazla kaçırırsan lamın altına iner ham malzemeyi görürsün, o zaman cila ile kurtaramazsın, renkli boya ile kapatabilirsin.

Bu işler için zımpara makinesine ihtiyacın yok aslında, makineyle fazla kaçırabilirsin.

En güzeli el ile yap.

@johnbloor elle yapacak kadar gücüm yetmez malesef.daha önce denedim ama çok çabuk pes ettim.

daha ayrıntılı resim linklerini ekledim.

www.youtube.com

Vegas, yok işte, tamamen sünnet tanimlamak icin kullanilmis bir yerde, konu tam olarak sünnet yani. Senin dedigin anlamda olsa sıkıntı yok.

cinsiyetçi diyebilirsin. çünkü erkek yüceltiliyor.

Çocuk bedenine kazınan acı ve sembol, onun erkeklik cemaatine kabulünü müjdeliyor. Bu noktada bedene zarar verme, topluluğun Yasasını sembolik olarak öğretme, çocuğu Yasa altında sınırları belirli bir yola sokma gibi açıklamalar yapılabilir. Ancak ataerkillik ve cinsiyetçilik tanımları şimdilik yetersiz. Çünkü anlamamız gereken "çocuğa kazınan Yasa neyi ima ediyor", "erkeklik cemaatinin toplumdaki konumu ne", "kabul edilmeyi reddetme ya da bu cemaatten ayrılma hangi sosyal yaptırımlara maruz kalır" gibi sorular.

Bu soruların cevabı Türkiye'de az çok belli. Çocuk sünnet ritüeli aracılığıyla ayrıcalıklı bir topluluğa kabul ediliyor. Bu ayrıcalık, erkeklik Yasası aracılığıyla, toplumsal yaşamın her anında tekrar tekrar hatırlatılıyor. Çocuğun "erkek olduktan" sonra bu ayrıcalıktan vazgeçmesi de "mürtet"in kaderine uğramasına yol açıyor.

İşte bu sebeplerden dolayı cinsiyetçi ve ataerkil bir sözce.

Bence açıkça cinsiyetçi. Erkekliğe ilk adım demek, sünnet olmadan önce erkek değildin, sünnet olunca erkek oldun demek. Erkek olan birine sen erkek değilsin iması yapmak doğrudan cinsiyet konusu kapsamında. İlle işin içinde kadın olmasına gerek yok.

Kesinlikle cinsiyetçidir yukarıda da belirtildiği gibi.

Ayrıca erkekliğe adım atmak değildir aksine erkeğin erkekliğinin bir kısmının elinden alınmasıdır. Sünnetin zararları üzerine internette milyon tane kaynak var, 2-3 tane "yararı" olduğu için 1000 tane zarara katlanmak doğru değildir.

Sünnet olmayın oldurtmayın.

@omonia "erkeğin yüceltilmesi" esas olay değil. kızlar adet görmeye başladığında da aynı bakış var.

müslüman bir erkek çocuğu için sünnet erkekliğe ilk adımlardan biridir evet. sünnet, bıyıkların terlemesi, elinin ekmek tutması, baba olması vs. gibi. tek adım değildir yani. kadınlarda da benzer evreler var.
yorumlardan anlıyoruz ki gelecek nesiller bildiğin sünnetsiz olacak... allah ıslah etsin.

Sunnet olmazsa yeterince erkek olamadi diyecekler. Bu nedenle cinsiyetci. Bir de zararli bir sey olsaydi zamanla kaybolurdu. Cuku sunnetli dogan daha hizli urer sunnetsizler zararindan dolayi cogalamayip kaybolurdu. Ama oyle bir sey olmamis. Demek ki kestirmeye gerek yok.

Adi üstünde 'sunnet' ama bircok farzdan bihaber muslimler bunu bos gecmez asla.
Dinden bagimsiz olarak, sekilci, muhafazakar zihniyetin bir ritueline donusmus durumda.
Muslumanligin alameti degil zira yahudilerde de var.
Anxak sunnet olmayan sahis hayati boyunca pek cok sorun yasayabilecektir. Ozellikle de evlilik surecinde.
Tabii ki cinsiyetci ve sexist bir sey bu. Pipisi olani yuceltmek hastalikli bir toplumsal psikoloji.

Çocuğu o acıya kolay ikna için erkekliğe ilk adım denir.
Bu durum üzerinden de cinsiyetçilik yorumları yapılabilir ama doğru olmaz. Erkeklik ve acıya dayanıklılık tüm dünyada birlikte anılagelmiştir.

kendi nazarımda böyle bir yaklaşımda bulunmam. kendi çocuğum olursa da sünnet edilmesine izin vermem.

Acıya dayanması için çocuğa verilen gaz sadece.

arnold schwarzeneger +1

arkadaşa katılıyorum. çok da abartmamak lazım.

Sünnet ve sünnet düğünleri bu ülkedeki en iğrenç ve bayağı şeylerden birisi. Bir et parçası dinen zorunlu olmadığı halde(Yahudi; Arap kökenli) niçin kesilir. Bu olay niçin yüceltilir ve bunun için insanlar düğün yapar, altın takar, göbek atar anlayabilmiş değilim. Kendimi bütün gelenek ve toplum kabullerinden soyutlayıp olaya uzaktan bakıyorum ve o kadar aptalca ve saçma bir uygulama ki. Böyle bakmasaydım ben de gelenek, din diye kabul edebilirdim.

Sünnet düğünleri toplumdaki aterkilliği ve eril tahhakkümü yüceltme, kutsama töreni. Sonra niye taciz ve tecavüz oluyor, erkekler kadını neden hor görüyor, cinsiyetçi bakıyor diye tartışıyoruz. Sen çocuğa küçüklükten erkekliğin yüce, üstün bir durum olduğunu aşılıyorsun, Pipisi kesildiği için herkes onu yüceltiyor, etrafında dört dönüyor, insanlar onun şerefine oynuyor.

Benim bu törenlerde en acıdığım kişiler ise süslenip, giyinip, kuşanıp göbek atan kadınlar. Hepsi birer zavallı ve ezilmeye mahkum. Kendileri ataerkilliğin kutsanmasını normalleştiriyorlar, bunun bir parçası oluyorlar. Türk kadınlarının çoğu bu zavallılar grubuna giriyor. Sünnet düğünü yapan bunu yüceltenler bana göre varoş ve eğitimsiz.

Selam bende fazla bi HP var satmayi dusundugum. Ne zamana ihtiyacin var ? Aksam tam modelini kontrol edip sana soyleyebilirim

Bankada çalışıyorum üzerime zimmetli var hp işini görürse ödünç vereyim. Ama dediğim gibi bana zimmetli, sözünü tutmalısın :) Eskişehirdeyim.

@tuborg cok tesekkur ederim ama calisirken de elimin alismasi icin ayni hesap makinesini kullanmak istiyorum, sınavda bocalamamak icin. Yine de cok cok tesekkur ederim.

@blitzst mumkun oldugunca cabuk ihtiyacım var, ne kadar zaman sonra donus yapabilirsin?

Annesi babası insanlara ne kazıklar atıyor, keşke herkes bilinçli ebevenyler ile yetişse fakat başbakanımızın dediği gibi herkes madik atma derdinde.

Nefret etmiyorum ama anlaşmazlıklarımızın temel sebebi şu: Onların gençken yapabildiklerinden biraz daha fazlasını başarabilmeme tahammül edemiyorlar. Olabildiğince engellemeye çalışıyorlar hatta.

@kurnaz, tabi ki kimse sevmek zorunda degil de, bizimki bizi sevsin istiyorum :) sevmek icin yapcaz biz onu. O da bizi sevse güzel olmaz mı? :)

Büyümeden çocuk büyütmeye kalkmayın ve zamanla çocuğunuzun büyüdüğünü idrak edin.

En büyük çocuk olarak aşırı miktarda dayakla terbiye edilmem. En ufak hatamda senelerce kafama kakılması. Sen abisin örneksin denmesi ve fakat ibret olsun diye herhalde, odunla dövülmem. İlçede sınavda 6. olunca zekisin zaten denmesi (avcılar ulan ilçe, pötürge değil). Bir sonraki sınavda 10. olunca azar işitmem. Hayal kurmamı yasaklamaları. İlk sene girdin girdin diye zorla öss tercihi yaptırmaları. Hayatımı kademeli olarak kötüye sürüklemeleri. İnanmıyorum dediğimde evden kovmaları. Aylar sonra görünce ayılıp bayılıp yavrum demeleri, bir buçuk gün içinde fabrika ayarlarına dönüp hayatı zindan etmeleri.

Anne babamdan kardeşimden nefret etmiyorum. Aksine çok aşırı bir bağlılıkla seviyorum, evladım gibi korumak istiyorum onları. Ama son yıllarda beni o kadar çok üzüyorlar ki, benim bu dünyadaki sınavımın onlar olduğunu düşünüyorum. Bu arada henüz çocugum yok, Allah daha büyük dertlerle sınamasın.

Çocuğunuza alenen kötü davranmayacağınızı varsayarak söylüyorum. Her ne kadar çocuğu siz yetiştirseniz de sizden bağımsız bir kişiliği olacak büyüdükçe ve bu kişilik sizinkine ters düşebilir. Aranızda bundan dolayı çatışmalar olabilir. Çocuğu kendinizin bir uzantısı olarak görmeyip ayrı bir birey olarak görürseniz karşılıklı olarak birbirinizi sevmemeniz için bir sebep yok.

Ayrıca birden çok çocuğunuz olması durumunda kardeşler arasındaki eşitliğe dikkat etmelisiniz ki kendisini az sevdiğinizi düşünmesin.

nefret etmiyorum ama annemi seviyorum desem yalan olur. sebebi beklentilerini karsilamamis, hayalindeki evlat olmamis olmam ve bana bunu her zaman hissettirmis olmasi. isin icinde benim inadim da var tabi ama oldugum gibi kabullenmek yerine her zaman baskalari ile karsilastirip onlar gibi olmami beklemesi vs.

kisaca bonisnocetquimalisparcit +1

cocuguna büyürken sorumluluk ve sevgiyle yaklasır, buyume asaması ve sonrasında birey olarak kabul edersen senden nefret etmesine imkan yok.

ben nefret etmiyorum ama son yıllarda babamı opemiyorum mesela. cunku kişilik bozuklugu olan, şiddete meyyal, asırı bencil ve sorumsuz bi insan. yine de onu anlamaya calısıp neden böyle oldugunu cozersem empati yaparım diye surekli sorguluyorum.

Selam. Babamdan nefret ediyorum. Kendisi ilgisiz, bencil, düşüncesiz, sorumsuz, sevgisiz ve bir tartışma anında şiddet meyillisi. Babalık vasfına uygun biri değil. Hiç öyle baba olmayı hayal ettiğini sanmıyorum mesela, evlendik işte nolacak çocuk olacak kafasıyla yapmış gibi bizi. Ama bence burada en önemli kısım sevgi kısmı. Sorumsuz, cidden saçma işler yapan babalara sahip arkadaşlarım var ama babaları bir şekilde sevgi veriyor çocuklarına ve yine onlar kıyamıyorlar babalarına. Sevgi bağı cidden çok güçlü. Evladına sevgi ver, ilgi ver, proje gibi görüp kendi hırsların ve içinde kalanlarla çocuğu yorma. Çocuğunun seni sevmemesi için sebep kalmaz.

Güzel bir duyuru olmuş, öncelikle tebrik ve teşekkür ederim.

Soruya gelecek olursak; bu, çok önemli bir konu. Her insan anne-baba olmak zorunda değil; öncelikle bunu kabul etmemiz lazım. Eğer karakteriniz doğrultusunda iyi bir anne veya baba olamayacağınızı düşünüyorsanız çabuk sahibi olmamalısınız. Zira bebek dünyaya gelince sihirli bir dokunuşla her şeyin değişmesi gibi bir durum söz konusu değil.

Eğer bencilseniz, ne kadar uğraşırsanız uğraşın sevdiklerinizin dertleriyle dertlenemiyorsanız, iyi örnek olamıyorsanız, madden ve manen ebeveyn olmak için ehliyetiniz yoksa çocuk yapmayın.

müthiş bir soru.

gerçekten güzel bir birlikteliginiz yoksa ya da bir bireyle yaşamayı kaldıramayacaksaniz çocuk yapmayın. onu mutsuz etmeyin.

babamı kendimi bildim bileli sevmiyorum. samimiyet yoksunu biri. tüm duyguları samimiyetsiz. muhtemelen onun yüzünden kimseye güvenemiyorum. baba olmamak için bir sürü özelliğe sahip ama tüm özelliklerinde biraz bulunan şey kesinlikle samimiyetsiz oluşu.

karakter ve davranış bozuklugunuz olmadığından emin olun.

:) 18 yaşında filanmısın? topluca allaha kitaba küfür eden kadınlarla çalışıyorum ben sürekli cinsellik konuşuluyo kadın/erkek karışık. önceki işimde daha kötüydü.

erkeğim ben bu arada. kadınlar çok terbiyesiz

bu arada propolis aleti kaldırmaz ya herif uyduruyo bi ara probolis satan yerde çalıştım.

Ben stajda o.punun tekinden birkaç laf yedim. Çabalarım boşa gitmesin diye ses çıkarmadım. Kadın zaten hayatında hiç evlenmemiş bir geri zekalıydı. Sen de hiç ses çıkarma. Açıklama yapmaya da gerek duyma. Propolis (ne olduğunu bile bilmiyorum) bağışıklık sistemi için faydalı demek gereksiz bir açıklama. Baktın yüzsüz yüzsüz konuşuyor, dikkat et de x bey sana kaymasın de geç.

Avukat mı bu? Kesin avukat.
Tepki vermeyin bence sizinle muhabbeti bu şekilde yürütemeyeceğini anlayıp vazgeçecektir.
Ya da böyle mantıklı cevaplar verin anlattığınız gibi.

Xu 29 yaşındayım. Kadınlı erkekli bir ortamda bundan rahatsız olmayabilirim ama adamla bütün gün yalnız basimiza ve dipdibeyiz.

iş hayatında öyle şeyler olur normal. bir de onlar erkek erkeğe uzun süre çalıştı ise daha normal. iş yoğunluğu bazen çene de boşluğa yol açar. niyeti kötü ise o zaman işler farklı ama zaten siz de öyle bir sezmemişsiniz.

@physcos physcos 45 yaşında biri sana yürümez diye bişeyde yok rahatsız olduğunu söyle bu tarz muhabbetlerden.

Mobilde olduğum için editleyemiyorum, bir de pis pis fıkralar kısmı var... hani vardır edepsiz ama zekice fıkralar, bunlar o sekilde de değil böyle sacma salak ve pis.
@megalomaniac, avukat degiliz.
@dissendium, ben o lafı edersem cesaret bulur ve dozaji arttırır diye dusunuyorum.
@xu, yürümüyor ondan eminim de vardir ya bazı adamlar her kadının yollu oldugunu ve kendilerinin kazanova oldugunu dusunen. O tarzda bi adam.

İşyerinde saçma muhabbetler döner böyle, hatta asıl işyerinde en saçma muhabbetler döner. İnsanlar canı sıkılınca, çalışınca ya da yorulunca sıkıntıdan saracak yer ararlar ve böyle seviyesiz muhabbetler kısa yoldan en çok beyün boşaltan şeylerden biri olabiliyor. Kafayı havuz problemi gibi düşünürsek; bir yandan kafa doluyorsa alttan bir musluğun da boşaltması lazım o havuzu taşmasın diye. Bu tarz şeyler en sağlam musluklardan biri olabiliyor.

Yine de bu saçma muhabbeti tanışık olduğum insanlarla rahat yapabilirim. Yeniden tandığım birinin dibine Selpak sallaya sallaya girip 'Gızlar gızlar gelem mi, yanagızdan öpem mi' diye mendil sallayamam sonuçta. Bir aydır tanıdığım, sırf erkek olan bir adamla yapmak bana da sıkıntı ve bunaltı verirdi. Adam ortamı yumuşatmaya çalışıyor da olabilir, dili sapık ve o şekil bir zevzekliğe alışık olabilir, sana ufaktan ufaktan adım atıyor da olabilir. Zaten yıllardır da erkek erkeğe çalışmışlar, iyice rahattır. Belki de adamın tek muhabbet kaynağı budur, hakikaten zavallı durumdadır muhabbet açısından. Adam muhtemelen bir iki deneme sonra bakar ters tepiyor; önce çamuru sana atar 'Sen de espriden anlamıyorsun, çok ciddisin' diye, sonra da vazgeçer.

Kimse yazmamış ama size yapılan açıkça cinsel taciz.İş arkadaşınızda ne hareketlenme yapıyor duymak zorunda değilsiniz.SInırları daha net belli edin.

İş yerinde böyle muhabbetler döner diye bir olay yok bu ulke zaten bu kafa yapısı yuzunden bombok bir hale geldi. ikinci seferde tepkini koy biraz fazla açık konuşmuyormusunuz karşınızda bir bayan var de ki yerini bilsin, yüzsüzdür bu tipler sen sustukça tepene binerler, bir an önce cevap vermeyi azıcık çirkefliği hazır cevaplılığı ogrenmen gerekiyor, iş hayatı tam bir survivor en malından en salağına türlü insan görüceksin sen seviyeni mesafeni hep koru

turkuaz +1,

öncelikle bu tarz muhabbetler bırakın iş yerini herhangi bir yerde normal karşılanmamalı. bu gibi durumları, yok şöyle misin, daha yeni misin, bunlar rahatlamak için yapılan hareketler, şeklinde meşrulaştırmaya çalışmak ülkede kadına yapılan zulmün ilk aşaması. tam olarak erkeğe öğretilen, "sen erkeksin her şeyi yaparsın" zihniyetinin ürünü. açıkçası bunu erkek erkeğe konuşmak ile kadın kadına konuşmak da aynı şey. öğretinin topluma yerleşmesi hali aslında. bunu kadın kadına konuşmak erkek egemen toplumun öğretilerini uygulamak için kendine alan arayan kadının eylemi. yani asıl çıkış noktası zihniyet. böyle bir "şakayı" dile getirmek yeterince manasız. herhangi bir amacı olmayan, düşüncesiyle var olamayan bireylerin yapabildiği tek şey.

sevilen, takdir edilen kadına, "adamsın" demekte bir gariplik algıla(ya)mayan bireylerin sınır bilmemesiyle karşı karşıyasınız. en basit açıklaması bu.

umarım bir daha yaşamazsınız böyle bir şey. bu hassas bir konu. şöyle yapın, böyle yapmayın demek zor. fakat bir tavır koyun. gerekirse huysuz, ciddi, çekilmez olarak yaftalanın. problem değil. profesyonellikten uzak kişilerden de öğrenebileceğiniz şeyler sınırlı. bunu da unutmayın.

bir daha tekrarlarsa, bu tarz açıklamalarınızla bir daha hiç bir koşulda muhatap olmak istemiyorum, tekrarlarsa x bey ile görşeceğim deyip net çizgi belirleyin. işyerinde olur böyle şeyler dediğimiz muhabbetler karşılıklı rıza varsa olur. rıza yoksa sorun var demektir.

turkuaz + 1. evet bu cinsel taciz. iş atmıyordur belki, hatta yaptığının bilincinde bile olmayabilir ama bu bir taciz. tepkinizi koyun. böyle bir şeyi yutmayın.

picsart olabilir. kullanımı basit...

küçültmek için optimizilla websitesini kullanabilirsiniz.

Cross platform olan gimp'i (git: www.gimp.org ) öneririm. Başta biraz zorlanabilirsin ama resimle ilgili her türlü ihtiyacını karşılar.

online olmaması lazım, ofisin interneti baya sorunlu.

bir seferde 20 civarında fotoğraf küçülecek aslında optimizilla çok başarılıymış ama keşke masaüstü versiyonu olsaydı...

türkiye dışında soğuk bir memlekette yaşadığım süre boyunca anladığım yegane şey, kış soğuğunda çok kalın monttan ziyade nispeten rüzgarı kesecek, suya dayanıklı normal, uygun fiyatlı bir mont alıp içine kat kat giyinmek (layering) soğuktan çok daha iyi koruyor. hatta bunun bilimsel açıklaması da vardı da şimdi üşendim. kat kat derken de öyle pofuduk bir hale gelmiyorsun tabii. nitekim şişkin montlardan çok daha şık oluyor insan bence. layered clothing falan diye aratırsan fikir edinebilirsin sanırım. yalnız, bot önemli. hatta monta vereceğin paranın büyük kısmını bota ve kaliteli çoraba ayır bence.

@philus, bilimsel açıklaması o katmanlar arasında havanın olması ve ısı geçişi olsa gerek.

En iyisi soyadınızla açmak. Diğerleri dikkat çekmiyor.

çikolata mimarlık.

çok şirin, dostane, akılda kalıcı.. ben asla unutmam yani. adeta şekerden yapılar tasarlıyoruz diyor. :)

@dissendum, iki soyisimliyim. Hadi birincisi neyse ama ikincisinin pek mümkünatı yok malesef.

@tosiba, gercekten cok sevimliymis yalniz ben biraz kiloluyum. "Aklım fikrim yemekte" imajı olur biraz sanki :)

@physcos

yıllar yıllar önceye, 1976 yılına gidelim birlikte.

o dönemlerde bilgisayarlar devre kartları halinde satılıyor. işte alıp birleştiriyorsun, evdeki televizyona takıyorsun, kendin kasayla kaplıyorsun vs. ne kadar ucube ve uğraştırıcı, o dönemdeki tabirle hacker'lar için şeyler olduğunu anlayabilirsiniz.

bizim rahmetli steve jobs çıkıyor sonra. arabada giderlerken kankası diyor ki; 'olum tamam bilgisayarı yaptık da adı ne olacak bunun?'

işte bu kanka öneriler veriyor; 'executek olsun mu?' diyor. steve tersliyor, öyle salak salak uydurma şeyler olmaz, çok ciddi diyor. sonra o dönemlerde pc diye bir kavram yok ama 'personal computers inc.' olsun diyor, o da çok resmi diye tersliyor steve.

sonra duruyor ve diyor ki, bize dostaneliği çağrıştıran bir şey lazım. personal computers inc. akılda kalmaz, çünkü sıradan, diğerleri de sıradan ve ciddi ve 'aynı' bir isim olduğu için arada kaynar diyor.

en sonunda; 'olum apple koyalım. hem bak apple, bilgisayar.. ne alaka yani? alakasız. işte alakasız ve aynı isim değil, farklı isim ve akılda kalır' diyor. sonra tamam lan apple olsun seni mi kırcam diyor kankası da öyle apple oluyor.

**

bu durumda bence çikolata olabilir yani. hem çok şirin dediğim gibi.

çikolata mimarlık.
2016'dan beri, adamlar yiyor ama çalışıyor.

Güven yada lider gibi isim kullansanız nası olur çok mu basit :)

@toshiba gercekten cok tatlisin ama beni gorsen bi, cidden yigit özgür karikatürü gibi olurum, inan bana :)

@gilbeys, biraz daha orijinal bir isim arayisindayim galiba. Yine de neden olmasin tabi.

biraz da kullandığınız programla alakalı; nokta,halka,doğru,ölçek,dinamik aklıma gelenler bunlar.

karamel mimarlık.

illa böyle tatlı bir şeyler olacak ama..

hem karamel kelimesine bir baksanıza.

ciddi bir duruşu var, karameeel. kara-mel. kahverengi bir renk, yine ciddi. çikolata gibi değil. çikolatanın ismi şirin. ama kahverengide şirinlik yok. sadece aykırı bir isim duruşu var.

@gilbeys biraz daha zorlarsan 'kardeşler' e kadar gidersin.

@physcos ofisin bulunduğu kat ya da no'dan da yola çıkılabilir. k2 (kat 2) o5 (ofis no 5) gibi.

markaisimleri.wordpress.com

elips , köşegen, alan (raydingoz esinlenmeli)
diamond, portfolio ( ama türkçemize sahip çıkalım buna eksi oy verdim .p )
basamak (favorim)
trabzan (tamam abarttım :))
stüdyo (mimarlıkta banal kaçabilir)
eksen, perspektif (?)
destek (?)
silüet (kıps)
vektör
raf (?)
kategori (nalaka)

olmadı buradan yürürsün belki hocam :)

@gilbeys

tatlı değil de, sıradan bir şeyler olmasın maksat. hem de akılda kalsın. ha ama illa da tatlı olmasın diyorsanız;

klişe bombardımanı;

dostlar mimarlık.
şen mimarlık.
saray mimarlık.
köşem mimarlık.
bizim mimarlık.
pasha mimarlık.

yazim mi daha he yazim mi? :)

yaşadığınız ilin ismi yapı denetim mimarlık.
örneğin;
izmir yapı denetim mimarlık

mimarlığı küçük puntolarla yazdırırsın.ohh mis gibi.

Ayaklarini ters A seklinde yani sag ayagin onunu sag tarafa, sol ayagi sol on tarafa ata ata kaymalisin. Yani duz A degil de ters A iste. Bacaklarini biraz kirip govdeyi hafif one getirmen lazim. Popo disari cikmayacak ama. Yoksa arkaya dusersin :)

Bir de ev cok ufak, bahcede, otoparkta filan denemeleri yap.
Popona yastik da baglayabilirsin. Ben bi kez cok kotu popo ustune dusmustum. Belim kirildi sanmistim sjsj sonraki bikac gun popo+beli kaplayan yastikla kaydim. Tabi yas 10-12 o zamanlar sjdj
Olsun komik olmaz.

Kuehles inan ki cok komik olur :D zaten kilom da fazla bir de yastık bağlasam aman tanrım :D ama ev gerçekten biraz kucuk geliyor hakikatten yine de dusmek uzereyken duvarlara tutunma şansı oluyor ya o açıdan biraz avantajli.
Verdigin cevaplar icin cok tesekkur ederim inan ki cok isime yarayacak. Ters a, unutmıycam. :)

Ben buz pateni yaptım birçok kez. Normal tekerlekli paten hiç kullanmadım. Yavaş yavaş adımlarınızı büyütmeyi deneyin. Paten sizi kontrol etmesin, siz patenleri kontrol edin, bu da bacaklarınızın hareket etmeye biraz alışması demek. Öne doğru düşmeyin, geriye doğru düşün. Ayaklarınızı V şeklinde açarsanız hızlanırsınız, ters V yani şapka şekline getirirseniz yavaşlarsınız. Biz limon çiziyorduk buzda, yani ayakları bir açıp bir kapama şeklinde. Önceleri çarparak duruyordum yürümeyi öğrenen çocuklar gibi ama sonra yavaşlayarak durmayı öğrendim. Siz de öyle yapın, tutunun bir yerlere. Bir de ayaklarınıza bakmayın, hep karşıya bakın. Ayrıca tek ayak üzerinde kalma sürenizi artırın. Ben bazen tek ayakla kayabiliyorum ama hala geri geri kayamıyorum.

Dissendum bir egitim videosunda limon hareketini gormustum ama onu denersem spagat yaparak dusebilirim gibi geliyor (bugünkü düşüşüm de yanlamasina bacaklar ayri yöne gidince oldu) sanırım bunu ikinci asamada deneyebilirim. Cok tesekkur ederim.

ben 30'umda ozel ders aldim bir egitmenden. onerim siz de iyi bir hoca bulun.

her hareketinizi takip edecek, hatalarinizi duzeltecek biri lazim. baslarda cok yapilan yanlislar var, mutlaka dizlerinizi kirip kaymaniz lazim. bunu bilse de unutuyor insan. hoca size hatirlatir. en zor kisim durmak bence (dengeden sonra). patenin arkasinda fren varsa onu cikarttirir zaten hoca. onsuz durmaniz lazim. benim patenlerin tekeri buyuktu cok cabuk hizlaniyordu. sizinki nasil bilmiyorum gerci ama hizli gitmesi cok keyifliydi. umarim siz de o seviyeye gelirsiniz. ben cok ara verdim simdi yapamiyorum.

@beetlejuice, buz pateninde durum farklı. popo kısmıyla kontrollü düşerseniz kaslar sayesinde çok zarar görmezsiniz. ancak öne doğru gittiğinizde kafanızı yavaşça yere vursanız bile beyin kanamasından orada ölme riskiniz var. bu bel sorunlarından daha önemli bir durum. hatta öne düşerseniz diliniz kopabilir, dişleriniz ve burnunuz kırılabilir. Ama tabi ki daha da kontrollü olanı yanlara doğru, kaba et üzerine düşmek ama öne kesinlikle değil.

Örnek video: www.uzmantv.com

@bir varmıs bir yokmus, eskisehirdeyim, arastirdim ama paten kursu bulamadım maalesef kendom ogrenmek durumundayım gibi gorunuyor. O yuzden bu dizler kırık olacak taktigi cok hora gecti mesela,bu tarz ogrendigin seylerden aklına gelen olursa yaz olur mu?

@psychos psychos ters A yerine V de diyebilirmisim andjs aklima gelmemisti :D

Dedigim gibi dizleri kir. Vucut hafif one dogru duracak.
Duseceksen one dogru, bileklerinin ustune dusmeye calis, ya da yan. Yan duserkenn de bileklerinin ustune. Ama korumayi mutlaka takmalisin. Kafayi tepede tutacaksin tabi.

Popo ve sirtina dusme muhabbeti kotu bence. Bel kismindan hep korkarim :D

Doktorlar caddesi,iki Eylül caddesi(esnaf sarayı önü felan),Valiliğin önünde gayet güzel grup halinde kayanlar var,tanışmayı deneyip öğrenebilirsin. Belki bildikleri hoca da vardır.

t fren: diyelim ki sağlaksın. ilerlerken yavaşlamak için veya hızı belli derece azaltarak köşe dönmek için sol ayak ilerleme halindeyken sağı arkaya ters t yapacak şekilde ve parmak uçlarından ayak arkasına doğru tüm yüzeyi sırayla yere değdirmen lazım. rampa pateni gibi frensiz paten aldıysan zaten paşa paşa öğrenmek zorunda kalırsın.

cross: cross bir ayağını ötekinin sağına veya soluna atarak kaydığın şekil oluyor, yine belli küçük açılarla dönerken hız kaybetmeden bunu yapıyorsun, zaten ancak belli bir hızdayken yapılacak iş. vücudun belden biraz kırarak yana yatması gerekiyor. geniş alanlarda yapman lazım başta. geri cross aynı şekilde.


olduğun yerde dönme: iki ayağını topuklarda birleşecek şekilde bir açının iki kolu gibi açıp arka tekerlek üzerinde dönüyorsun. fren yerine opsiyonel yavaşlama biçimi. düşük hızlarda iyi.

aynı zamanda bazen yön değiştirmek için kullanılır.


dengeni başta sağlayabilmek için ağırlık merkezine dikkat etmen yani dizlerini kırarak biraz öne eğilerek kayman gerekiyor. kolların çırpınmamalı. öne ne kadar eğilmen gerektiğini kayarken anlayacaksın.

düşerken kademeli düşmeye çalış, yavaş hızlarda kıç üstü oturabilirsin ancak doğru miktar eğilmediğinden kıç üstü düşersen çok hatalı olur. hızına, önündeki yola bağlı olarak nereye düşmen gerektiği değişiyor aslında.

uzun yıllar paten yaptım ancak ekstrem şekilde değil. yani trabzana zıplayıp demirden aşağı inmek gibi şeyleri denemedim. atlama yapmışsam da 2-3 basamaklıktır taş çatlasa. ancak hıza, dönmeye, geri kayışa hakimdim.

kolay öğrenilen şeyler. ama düşmeyi öğrenin. ayrıca esneme egzersizleri yapın. gençken insan esnek oluyor, çok önemli şey. düşüş için önemli. çarparken minimum zararla enerji absorpsiyonu olmalı. 30+'yım ben de. esneklik epey azalıyor.


öne hafif eğilerek kaymayı önce bir oturtun, frenleri bunu yapmadan tam öğrenemezsiniz. şimdilik dolayısıyla denge ve düşüşe uğraşın. daha sonra biraz hızlanma, frenler ve en son dönüşler gelsin. hızlandıkça eğilme artmalı. vücut uyum sağlıyor zaten.


edit: rica ederim, bol keyifli kayışlar :)

Sirke ile ovuşturuyoruz hiçbişicik kalmıyor.

Google'da çıkan neredeyse herşeyi denedim mrvengeance. Daha beter ettigi icin bi de buraya sormak istedim.

Anestol denedim, bir sure iyi gibi oluyor ama kuruyunca yine aynı. Sirke deniyorum simdi, sonucu yazıcam.

Maalesef sirke sonuç vermedi. Başka önerisi olan var mı?

Hocam sirke de geçirmezse o elleri komple değiştir.

Sırayla denesene
1. Zeytinyağı (ayçiçek de olur)
2. Bulaşık sabunu
3. Alkollü içkiler mümkünse rakı
4. Süt/ yoğurt
5. Yumuşamış sulandırılmış maya

bir kapta bol şekerli su yapıp ellerini içinde ovuşturmak işe yarayabilir.

edit: acı bibere dokunup elimi yüzüme sürdükten sonra yaşadığım yanmayı şekerli suyla geçirmiştim.

Vallahi geçirmedi mümkün olsa kesip yarına kadar domestosa basıcam ama şimdilik o teknoloji yok malesef :)

1-kantaron yağı denendi.
2-pril, ilk aşamada denedim, olumsuz.
3-kolonya denedim, maalesef.
4-yogurt sürdüm domates ve limon da denedim hatta, malesef yine.
5-evde yaş maya yok, kuru maya olur mu bilmiyorum.
6-bunların haricinde biber gazından aldığım ilhamla talcid denedim, o da olumsuz. Şimdi şekerli suyu denemeye gidiyorum mutfağa. Şans dileyin ki geçirsin de bir uyku yüzü görebileyim...

Adını tam hatırlamamakla birlikte çılgın pahalı bir krem vardı. Üstünde ıstakoz mu yengeç resmi mi ne vardı.

Onu bilen varsa bi adını söyleyiversin. Olmadı silverdin de denenebilir.

Şekerle mayayı karistirip icinde beklettim biraz ellerimi, galiba biraz daha denersem hakikatten yeni el lazım olacak. Herkese cok tesekkur ederim.

yazık ya ellerine ne yaptın sen. burada söylenen her şeyi denedin mi? lütfen evet deme.

Belki alerjik reaksiyondur, alerji ilaci almayi denediniz mi?

ayni dert bende de var su an. sirke onerilmis denedim simdi. gecti gibi ama cok kotu degildi. daha once baya agir gecirmistim. hatta sismisti ellerim. uc-dort gun surdu yanmasi. alerji ilaci lazim sanirim bize..

Süte batırmayı denediniz mi?

@t2hn0 maalesef evet hepsini denedim.
@kuehles blondes, alerji ilacı da içtim iyi ki de içmişim.

Son durum: bugün iyiyim herşey yolunda. Hekim önerisiyle hametan+anestol+dermovate karıştırıp sürdüm ve alerji hapı yuttum. Gece 5 gibi ancak uyuyabildim ama ertesi sabaha acım çok hafiflemiş olarak uyandım. Bir de yanaklarım kıpkırmızıydı bugün. Bayaa bayaa alerji olmuşum yani.
Bunu da yazayım arastiran olursa dyrsun bir köşede.

Sans.

sevdiğin, neşeli bir şarkıları aç dinle yolda. kafanı dağıt biraz. bana çok yardım ediyor. görüşmeye pozitif başlamak her zaman artı puan.

gönlünce olsun herşey, umarım güzel geçer :)

bol şans, yaparsın sen bu işi ^^

İyi şanslar. Hadi aldın aldın işi hadi iyisin.

seni işe alarak sana iyilik yapmıyorlar. senden üstün değiller. orası bir hayır kurumu değil.

potansiyelini, iş gücünü, zekanı, emeğini onlara pazarlıyorsun. bu bi sözleşme. senin onlara olan ihtiyacından çok onların sana ihtiyacı var. onlar sadece para verecek, parayla 'değeri' belirlenen senin niteliklerin. buradaki 'değerli' olan şey de sensin.

hadi göreyim seni.

prntscr.com

maaş konusunda düşündüğün fiyatın 500 ila 1000 lira fazlasını söyle. unutma senin onlara muhtaç olduğun kadar, onlar da sana muhtaç. bol şans..

naptın?

Olum çok dua ettim olursa 100₺ at bana

Pek umutlu degilim acikcası arkadaslar. Dua eden şans dileyen herkese çok teşekkür ederim.

ygs matematik kitapları.karekök olabilir.

var. hatta msb.gov.tr ye girip askere alma işlemleri kısmında sıkça sorulan sorular kısmını okursanız yahut erken sevk kısmını aydınlatıcı olabilir.

Woolbender, nihal'in waldorf bebekleri

aşı kartı falan yoksa resmen sahipli sayılmıyor ve hiçbir şey yapamıyorsunuz maalesef. bu durumdaki hayvanların sürekli beslenen kişiler tarafından sokakta da olsa sahipli sayılabilmeleri için aşıları yaptırılıp kimlik çıkartılmalı diye biliyorum.

istanbul'da ve bazı şehirlerde baronun hayvan hakları komisyonu var. şikayetçi olduktan sonra onlara başvurup olayın adli takibinde destek istenebiliyor.

heralde konusmaya calismak en iyisi. olur da size de hakaret eder ya da tehdit ederse dava acmak sahane olur. tabi birinin kaydediyor olmasi ya da sahit olmasi gerek.

İlk çalışma günü 4 ocak pazartesi. Yılbaşı ve noel tatiliyle beraber.

4unde geri gelecek herkes

firma da o büyük tatile girmiş olabilir zira bazı şirketler 7-8'ine kadar tatilde şu an. üretim durmuş fabrikalarda yani. firma hangi eyalette? b-w eyaletinde 6'sında da dini bir tatil var.

Selam ben de kısa bir süre Almanya'dayım arkadaşların belirttiği gibi. Bizde de 24'ünden itibaren insanlar yokoldu ama bazıları bu Pazartesi dönüyor bazıları Ocak'a kadar yoklar. Genelde de kıdemli insanlar çok daha uzun tatile çıkıyorlar gibi.

valiliğin ordaki cafe var.
arkanı bu cafe'ye verince sağdan devam edip karşıya geç, aşağıda nargile cafeler var.

Marmarise git. İstanbul içi çoğu yerden daha kısa sürer.

Bigbadabum, marmaristeyim zaten şu an :) ben muğlada ögrencilerin takıldığı lokasyonları merak ediyorum.

@physcos, sen doğru yolu bulmuşsun :)

daha kaç kişi olduğu bile belli değil. olay yerine ulaşılamadığı söyleniyor.

@acemi, yok arar mıyım hiç. zaten haberi varsa delirmiştir. eşi tam yerini de söyleyemiyordu telefonda bir güvenlik zaafiyeti oluşturmasın diye, telefon bile çekmiyormuş zaten normalde. hamile bi de ya ooof.

vallahi hem sakin hem tetikte olman gerekiyor herhalde. büyük ihtimalle sana ihtiyacı olacak. umarım iyi haberler alırsınız.

Twitterda @yirmikirkbes hesabına bakın. Isim sorun gerekirse:/

Haber aldim sonunda, sağ çok şükür.

nihayet iyi bir haber. hadi geçmiş olsun.

ay bu ne ayol eşek kadar :(

Valla ben de bilmiyorum ki bu ney. Cok fenalarrr cokk.

Cercopis vulnerata türkçesi salya böceği

sade kasap değil ama özbesin'i öneririm. ben anadolu üniversitesi ana kapısına yakın olandan alıyorum, memnunum. batıkent ümit hastanesine yakın olan da var, oradaki de muhtemelen iyidir. ben de batıkentte'yim ama ilk söylediğimden alıyorum yine de.

True Detective. Dizi için yapılan parçayı da şuraya bırakayım.

m.youtube.com

the fall ilk sezon www.imdb.com
hannibal www.imdb.com

tamamen sallıyorum: suyla temas yüzeyi artacağından pattizin nişastası kaçabilir. tadında azalma olabilir.

doğranır tabii neden doğranmasın.

hızlı haşlanması için küçük patates almak em iyisi. kabuğuyla haşlamak hem lezzet hem besin değeri açısından daha iyi.
ayrıca haşlayınca ziyan olan patates yok, soyarken az da olsa patatesin bir kısmını atmış oluyorsunuz. üstelik de söylenene göre en değerli kısmı atılmış oluyor.
yemek veya kızartma yapılacağı zaman patatesi soymak değil de kazımak lazım aslında.
püreyi kabuğuyla da yapabilirsiniz. güzelce yıkayıp haşlayın kabuğuyla rendeleyin.

bir de; suyunu kullanmayacaksanız bütün sebze haşlamalarını sıcak suyla yapın. besin kaybı daha az olur diyolla.

Ben kup kup dograyip hasliyorum,tadida degismiyor ustelik bana daha pratik geliyor.

değişmez, kolay haşlanması için patatesler genelde bölünerek haşlanmalı zaten

Tırnaklarını kesiyo musunuz. Hafif derinden kesildiyse sızlıyor olabilir diye düşündüm.

kısırlaştırılan kediler de kızgınlık dönemine girebilirler. eğer sorunu buysa uykusuz gecelere merhaba diyebilirsin.

ben de kizginliktan olacagini dusunuyorum. daha fazla huyuna takmis sans belli. :) dur saka saka. kisir olmasi sadece dogurganligini yok ediyor sex hayati baki diye biliyorum. bi eniste, damat ne dersen artik ayarla problemin cozulur. Ayni sikinti bende de mevcut 10 yasinda bir siyam kedim var o da kizginlik doneminde ev herkes sinir krizinde bagirmasindan. Bulamadik bir gelin adayi daha. Hadi mesaji da biraktim buraya arada.

@faredenkorkankedi, kesiyorum ama bayaa oldu keseli. kontrol de ettim, bişey yok gibi hatta uzamış bile tekrar kesilse kesilecek.

@tururo, @thunderstruck, kızgınlığa mı girmiş? ama daha önce hiç böyle bir durumu olmamıştı nebileyim 2,5 yaşında, yumurtalıkları filan da yok, nası yani yoo olamaz... olmamalı. olmasın noolur.

ayrıyeten kızımız herhangi bir kedi gördüğünde sinirden deliriyor direkt saldırı pozisyonuna geçiyor. hiçbir damadı da beğeneceğini sanmıyorum hatta muhtemelen kan çıkar.

2,5 yaşında diyorsun. genç kız işte. yumurtalıkları alındığı için yavru doğuramaz ama hormonların tek kaynağı yumurtalıklar değil.
ne yazık ki oluyor.
sinirden delirme konusunda bunların karakteri öyle. benim evimdeki dişi de (6,5 yaşında ameliyatlı) ne bir kediyi seviyor ne de bir insanı. tek istisnası var. beni görünce kompresör gibi gırıldayan şıllık veterineri görünce mırıldamaya geçiyor.

Kusmuş işte iyi. Yatsın uyusun. Yiyebilecek gibiyse bi dilim ekmek falan yedir midesini tutsun, yanına da su koy, gece içsin susarsa.

hepsini kusmadan rahatlamaz hızlı hızlı ılık su içirin hepsini kussun bi rahatlasın sonra alka seltzer varsa onu içsin.

çıkartın dışarıya temiz hava alsın.

Aynen tam kusamadi. Yarin da sorarim artik kocayi bosasam mi diye. Hoff.sagolun arkadaslar

Bu iş aslında o kadar basit değil. Düşük de olsa bir kötü olma ihtimali var. Uyurken tekrar kusabilir ve alkol zehirlenmesi geçirmişse kustuğunda bilinci açılmayabilir, bu da nefes borusunun tıkanarak ölümüne sebep olabilir.

Bir defa düz yatırmamanız lazım, oturur pozisyonda uyutmanız gerekiyor (çekyat/koltuk). Yatarken kusarsa kendini boğabilir. Gece boyunca da birisi izlemeli. Gece eğer dudakları ya da parmak uçları morarırsa ambulans çağırmanız lazım. Nefes alış verişinin yavaşlayıp yavaşlamadığını gözlemlemek, arada sırada seslenip dürterek (gerekirse cimcikleyerek) bilincinin gidip gitmediğini kontrol etmek gerekir.

Eğer bütün alkolü kustuğuna eminseniz ilk birkaç saat başında dursanız yeterli. Midesinden sistemine yeni alkol karışmayacağı için gecenin ilerleyin saatlerinde zaten durumu kötüleşemez.

Better to be safe than sorry.

Hiko sagol, basindayim sabaha kadar.

Kustuysa iyi, su icsin icebiliyorsa. Iyice kendine gelmedende uyumasin.

Abiye kızmayın ama, arada olur öyle.

eksisozluk.com

Sirtustu yatmakta direniyor ceviremiyorum adami. Laf da dinlemiyor yok yani. Ben basindayken uykusunda kusarsa filan nasil mudahale etmem lazim onu biliyor musunuz?

kafasını yan çevir hemen sırtüstü yatarken kusmaya kalkarsa.

sırtına onu rahatsız edecek bir şey koy. öyle rahat yatamasın.

sodalı ayran içerse kalanı da kusmasına yardımcı olacaktır.

O kadar kalın bifteği well done pişirirse boşa çıkarırsın bence. Ama illa yapıcam diyorsan iyice mühürledikten sonra ızgaraya koyup fırında orda-düşük ısıda yavaş yavaş pişirebilirsin. Roasting beef diye geçer internette epey kaynak bulabilirsin.

@haldamir, biliyorum az pişmiş biftek, well done 'a göre çok daha makbul ama pembelik oldu mu yiyemiyorum ben. o sebeple yani..

Buhar olmaz, doğrudan fırına atılırsa da tüm suyu dışına akar, kupkuru kalır. Mühürlendikten sonra fırına atılabilir. Hiç pembelik olmasın derseniz 180 derecede yarım saat kadar mesela.

Anlıyorum sebebini hani yadırgadığımdan değil de dökme tavada felan pişirmeye çalışırsan içi pişene kadar dışı yanar. O yüzden önce mühür sonra fırın olur ancak. Onda da 120 derecede felan pişecek yavaş yavaş. Internetten baktım da her 450 gramı için 23 dk pişirin diyorlar.

eğer içinde pembelik kalmayacak şekilde pişirmek gibi bir hata yapmakta ısrarlıysanız önce döküm tavada eti mühürleyin, yani eliniz tavaya yaklaşınca 5 saniyeden çok tutamayacağınız sıcaklıktaki döküm tavada etin her yönünü ızgaralayın, sonra da eti 200 derecede 10 dakika tutun.

well done et yapmanın yöntemlerinden ev için en popüler olanı budur. sonuç olarak içinde hiç pembelik olmayan, suyunu kaybetmiş lezzetsiz etiniz hazır.

buyur abi en basiti bu: www.hafiftarif.com

et nasıl mühürleniyor, ben de bunu sorayım?

önce tavada veya ızgarada etrafını pişirirsin, sonra fırında.

@theos, evet ısrarcıyım. yiyemiyorum kardeşim içini pembe görünce. ama tavsiyen için sağol.

@hatasızcoololmaz, sağol ama ben abi değilim :)

@sayns, dökme tavada etin iki tarafını da harlı ateşte çevirerek suyunu salmasına engel olarak pişirme işlemine mühürleme deniliyor.

Mevcut sistemi buna ceviremezsin,bu resimdeki surgulu sistem.iyi mekanizma kullanilmazsa kapi agir gelip cokme yapiyor.wv bi tik farkli bundan hem ustten aciliyor hemde ice gelip surguler uzerinde iki yana aciliyor.ama mekanizmasi daha saglam.uzun sure dayaniyor.

Bir ihtimal ustten acilir hale getirebilir eger sabitse.

babam alt katta, onun balkon kapısı bu volkswagen dediklerinden, memnun değiller... bizimkisi normal tür, daha iyi diyorlar... yok rayından çıkmalar, yok takılmalar... yapan ustayla da alakalı olabilir tabi...

kasanın ve sistemin komple değişmesi lazım, uydurma ile olmaz yani.

havalandırma için son kapanan kanada üstten açılım uygulanabilir belki.

sürgü olmaz da dışa açılacak şekilde değiştirilebilir kanatlar bir ihtimal.

bence git ya en azından zaman geçirmiş olursun:) yalnız o kursların kayıt tarihi 5 eylüldi sanırım. dolmuş olabilir kontenjanlar

İşkur'un destek sağladığı kurslara gitsen daha iyi olabilir belki, günlük ufak bir cep harçlığı da veriyorlardı. Ayrıca belediyelerinkinden daha donanımlı olacağını düşünüyorum kurslarının, ve daha çeşitli.

Uyarmadı deme, öyle bir şey yaparsan bol bol kısmetin çıkabilir teyzelerden.

gelecek 30-35 yıllık sürede bulabileceğin en uzun boş süre önündeki bu 6 ay, benden söylemesi. senelik izinler sayılı gün. en fazla doğum izni, belki peşine ücretsiz izin olur; o günler de çocukla ilgilenmeyle geçer.

buna göre düşün derim. imkan varsa bol bol gezi ve kurs. mesai saatlerinde dışarıda süren hayatın tadını çıkarmaya bak. arayacaksın çünkü.

@sevgikusunkanadında, baktım işkurun bana uyan kursu yok eskişehirde.
@anonymice evliyim, kısmet çıkmaz bana teyzelerden :)

İsmek kayıtları bu hafta devam ediyor yazılın tabi hem sosyal hem yetenek geliştirme açısından iyi olur.

@shiranai, ben eskişehirdeyim maalesef.

yemek kursuna git. asla pişman olmazsın ve bana dua edersin :)))

git. memurluğa atanınca bol bol örgü örersin...

git tabi abla niye gülsünler ki.

hem boş zamanını değerlendirmiş hem de bir şeyler öğrenmiş olursun. allah göstermesin ama birgün gül gibi mesleğinden olursan da belki ordan öğrendiklerinle bir şeyler kazanırsın.

yumurta olsa gerek

lor peyniri ve salata tıka basa doyurur istediğin oysa. yanına da yımırta çakarsın olur biter. bi bardakta süt iç. şampiyonların kahvaltısı.

başlarda garip gelse de sonra alışıyorsun ya tamamen bırakıyorsun ya da haftada 1-2 yi geçmiyor kahvaltıda yediğin ekmek, o da tam buğday/tahıllı vs. bir ileri adımı yulaf kepeğinden kendi ekmeğini yapmak ya da karbonhidrat olarak yulaf ezmesini yoğurda yumurtaya falan karıştırarak yemek.

Yumurta, tereyağı, peynir, zeytin, domates, salatalık.

Bir hafta içinde alışırsın, gayet de gider.

yulaf kepeğinden krep yapıyorum. içine de isteğe göre peynir falan konabilir. yanında domates, salatalık yiyorum. öyle işte.

şu ekmek olayına o kadar takılmayın. 1-2 dilim ekmekten birşey olmaz inanın. onun yerine cips, hamburger gibi aburcuburlar başta olmak üzere, makarna, unlu mamüller, yağlı yemekleri kesmen çok daha önemli. bizim milletimiz nedense zayıflamak icin spor yapmak yerine sadece yemekten kesmeye çalışıyor. daha kolaylarına geliyor çünkü. sen istersen tıka basa ye ama düzenli spor yaptığın takdirde yakarsın zaten. spor yapmaya vaktim yok diyorsan düzenli yürüyüşler işini rahatlıkla görür. ayrıca sadece karbonhidratın değil proteinin de fazlası zararlı. hatta daha zararlı. o yüzden ben söylenenlerin aksine ekmeği kesmen yerine, spor yapmanı tavsiye ediyorum. hem daha sağlıklı şekilde kilo verirsin, hem de damak tadını bozmamış olursun. ha kilo verme problemin yoksa zaten tıkınmaya devam.

Return of turks e katilarak tam bugday ekmeginden sabahlari bi kac dilim yemen faydali olur kanaatindeyim. Karbonhidrati tamamen kesmek faydadan cok zarar getirir. Fazla yag abur cubur seker hamurlu gidalari azaltmalisin karbonhidrati tamamen kesmek yerine. Bi de karbonhidrat var karbonhidrat var. Ve Her seyin bi ölçüsü var proteinin de karbonhidratin da.

Karbonhidrat tüketmemenin vücuda zararı olacağını kanıtlayan bir tane bile bilimsel çalışma yok.

ben en güzelinden omlet yapıp yiyorum. peynir ve zeytinli + bol kırmızı biber, karabiber ve kekik.

veya yazıldığı gibi yulaf kepeğinden krep yapıp yiyebilirsin normal krepten pek bir farkı da yok. hem de yararlı bir besin.

yulaf ezmesini ballı sütle karıştırıp yiyebilirsin, o da çok güzel oluyor.

Şimdi ekmeksiz gitmiyor, şunsuz gitmiyor bunsuz gitmiyor olayı tamamen beslenme alışkanlıklarından kaynaklanıyor. İlginçtir ama bir süre(10-15 gün kadar) sıkı bir tertibe sokarsan kendini alışamayacağın şey yok(beslenme alışkanlıklarından nereye).

Ayrıca kahvaltıda yiyeceğin bir dilim ekmeğin de hiçbir zararı olmaz ama beslenme alışkanlığının ayrılmaz bir parçasıysa ekmek işte o zaman bir durup düşünmenin zamanı gelmiş demektir(genel olarak karbonhidratlı gıdalar için de aynı şeyi düşünebilirsin).

Vücudun karbonhidrata ihtiyacı yok, karbonhidratın tek faydası enerji vermek. Lakin karbonhidratı kesip enerjiyi yağlardan/ketonlardan almaya başladığınızda hem karb. nedeniyle kilo almaktan kurtulursunuz hem de enerji için yağ yakarak daha çok kalori harcamış olursunuz.

1 gram karb. 4 kalori
1 gram yağ 9 kalori

Onun dışında kahvaltı yapmanıza da gerek yok, kahvaltı dediğiniz öğün sanayileşmeyle birlikte ortaya çıkmış bir öğündür ve çok gereksizdir. Ha illa yapmalıyım diyorsanız yumurta peynir zeytin salata domates yeterli. Ekmeksiz gitmemesinin sebebi, ekmeğin karbonhidrat kaynağı olması ve karbonhidratın uyuşturucu gibi bağımlılık yapmasıdır. Üstelik glisemik indeksi yüksek olduğu için kan şekerinde dalgalanma yaratır ve ekmek yedikçe daha çok acıkırsınız. Bununla birlikte, protein tüketirseniz daha uzun süre tok kalırsınız. O nedenle ne kadar az karbonhidrat, o kadar sağlıklı yaşam.

ekranı olan her şeyden uzak dur.

sağlıklı şeyler ye.

iyi uyu. kediotu denen nane iyi uyutur zinde kaldırır.

hakan dede ünlü müymüş ya. 2011'de kız arkadaşımın dershanesinde tarih dersine giriyordu. dersi çok iyi anlattığını söylerdi ama sınava kadar bak burdan kesin çıkacak dediği sorular çıkmamıştı :) kamplı şeyde de yer bulamadığından yakınmıştı o zaman ama şimdi şartlar değişmiştir belki.

hakan dede kpss camiasının ünlüsü :D

Izgarada sıkıntı olabilir. Isınan et 4 saat değil, 15 dakikada pişer çünkü.

4 saatte kirmizi kalmis o et degil baska biseydir bence. O ne yahu, imkansiz otesi.

Boya o, carmine. Coca cola boceklerinin boyası.
www.mynet.com

@cakabo, ızgara dediğim tava yani, yağsız bildiğimiz tava.
@mükrime, et iki kiloydu ve yumuşak olsun diye üstüne su koyup kahve ocağının kısık ayarında 4 saat tıkırdattım. o yüzden 4 saat.
@Lim5, kıyma tamam da eti de boyayabilirler mi? Kasap dediğim büyük bir marketler zincirinin kasap reyonu.

kisik ateste et piser mi kuzum? bir de daha suyla. oh mon dieu

@beriberi, tarifi vereyim o zaman. önce eti zeytinyağıyla kavuruyoruz. o arada et suyunu salıyor, sonra da çekiyor. az daha kavurduktan sonra üstüne suyu ekliyoruz kısık ocağa alıp tıkır tıkır kısık ateşte suyunu çektiriyoruz.

şimdiye kadar hep bu şekilde yaptım, annem de böyle yapar, et de lokum olur. bu sefer olmadı işte kırmızı kaldı.

sadece fritöz için cevap verebilirim.
fritöz muhteşem bi alet. bi ara sabah akşam patates kızartması yiyordum manyak gibi. fritöz süper bir şey.
canım yaa.
bebeyim fritöz.

1. bilmiyorum

2. fritozun olayi daha pratik ve isi kontrolu. mesela patatesi belli bi isida belli bi surede kizartirsan daha guzel olur. frutoz bunu saglar ama koku olayina cozum degildir. ayriyeten kalabalik kisi sayisi icin frutozde kizartmak isgence olabiliyo.

3. duzgun yapilirsa olmaz aslinda. mesela tavuklarin ambalajlanmasi. hava almayacak sekilde iyi vakumlanmis posetlerde saklarsaniz sorun olmaz. bi de hepsini bi araya koymayin porsiyon porsiyon atin. yemek istediginizde oyle acin ki kalanlar hava almamis olsun.

1. renkler zamanla geri dönebilirler. birkaç yıkama sürebilir ama bu dönüş.

2. fritöz yerine tefal actifry almayı düşünün eğer ille bu iş için para harcayacaksanız. kokusuz, pratik ve az yağlı.

3. olur öyle. ama pişirip derin dondurucuya koyduğunuz tavukları çözdürmeden direkt tencereye atın.

renkler eskisi gibi olmuyor malesef.
kızartma için tavaya kapak kapatsanız sıçramaz.

1. maalesef renkler eskisi gibi olmuyor.

2. fritözün temizliği zor. ama şu tefalin 1 kaşık yağla kızartan zımbırtısı iyi gibi gözüküyor.

3. gayet de iyi oluyor.

actifry var ama pek memnun değilim kendisinden. patatesler bi tuhaf oluyo yumuşak yumuşak, biber közlenmiş gibi oluyo, patlıcan desen lastik silgi kıvamında. o yüzden kızartmanın yerini tutmuyor maalesef.

sokak kopegi oldugu icin muhtemelen ic parazit vardir, ic parazit asisini veya hapini vermek iyi olur. onun disinda pire kene mevsimi basladi, dis parazit damlasini ensesine damlatabilirsiniz, cok kolay. bir de boynuna tasma takarsaniz, orada durmasa bile birine ait oldugu anlasilabilir, sorun oldugu zaman hayirsever biri varsa sizi arar.

önce para yatacak, makbuz alınacak sonra liseye gidilecek, form dolduracak fotosunu çekecekler.
yani özetle böyle. kıbrıs için belki başka uygulama vardır.

para nereye yatacak?

bir de aöf 2 yıllık kazanmak için hangi sınav/sınavlara girecek?

ygs mi lys mi ne haltsa?

babanneye anlatır gibi lütfen.

halk bank, vakıf bank, akbank, kuveyt türk, teb. hepsi olur.
ygs'ye kaydolacak ilk. gittiğinde sorsun. iki yıl için sadece ygs yeterli diye biliyorum ben.
önce para yatırıcak sonra okula gidip form dolduracak.

basitçe:

ilk yapılan sınav ygs, 2 yıllık bölümler için falan ygs'de 140 üstü yapması yeterli (her türlü yapılır).

4 yıllık bölümler için LYS'ye girecek. YGS'den 180'i aşan adaylar, istedikleri bölüme göre sınavlara giriyor.mesela tıp için matematik ve fen sınavlarına giriyor. hukuk için türkçe ve matematik sınavlarına giriyor falan fişman ama arkadaşının lys'le işi olduğunu sanmıyorum.

lisedeyken hangi alanda olduğunun günümüz itibariyle zerre kadar önemi yok.

siyasal görüşle alakası olmayan yeni bir sistem ve bir nevi hamilelik fişlemesi evet.

Şimdi gebenin takibi zorunlu bir olay, gebe ve yenidoğanın iyiliği için. Bu bilgilerin anne ve bebeklerin sağlığı ve hatta hayatı için önemli yeri var değerlendirmelerde zira herkes sizin bizim gibi internet çocuğu değil, bilinçsiz insanlar gerçekten kendileri için bile tehlikeliler.
Ama, elbette teori ve pratik arasında fark var. Bu fark da yaklaşımdan kaynaklanıyor. Bilgiler gizli diyorlar ama olan biteni biliyorsunuz. Söylenecek fazla bişi yok.

evet fişleme ve bu nedenle de s.tir et (çok sinirliyim bu mevzuda hergün başka birinden duyuyorum türlü marifetlerini)
taktılar resmen.

gerçekten ceza ödüyolar mı onu öğrenmek lazım.

eğer ödüyolarsa adamların suçu yok.

yok ödemiyolar da kafalarına göre ise diyecek bişey yok tabi malum.

gebelik takibi kısmı tamam akıl erdirebiliyorum ne kadar onaylamasam da ama kürtaj takibi?

ben olsam hiç de gidip bildirmem zaten karnım burnuma gelmiş bi de onlara evrak mı yetiştircem, kim ne öderse ödesin yasayı cıkarırken bana sordular sanki.

Ek olarak; hamilelik süresince her ay arayıp bilgi alıyorlar. Kilonuz kaç, gebelik süresince herhangi bir hastalığınız çıktı mı?(gebelik şekeri vs).. Doğumdan sonra kısa bir ev ziyaretleri oluyor. Bebeğin doğum bilgilerini alıyorlar. Sonra her ay bebeğin kilosunu, boyunu öğrenmek ve aşı takvimini hatırlatmak için arıyorlar. Tüm bebekleri takip etmeleri gerekiyormuş. Bu konuda biraz hassaslar.

bu senin fişleme dediğin şey modern batıda da var. ancak ceza ödemeleri konusunu anlamadım.

Gebeliğin takibi önemli. O nedenle hamile kaldığınızı aile hekimine bildirmelisiniz. Kürtaj kısmında prosedürü bilmiyorum ama tıbbi bilgilerinizn tek bir yerde toplanması yani bir veri bankası oluşturulması için bunu da bildirmeniz mantıklı gözüküyor çünkü ülkemizde tıbbi kayıtlar düzgün tutulmuyor aslında tutulması gerekli.

sanırım gizlilikten kasıt devlet kurumlarından değil özel şahıslardan gizlenmesi anlamında.

uygulama hekiminizin şahsi kararı değil, hamilelikleri de, doğan çocuğun aşılarını da takip ediyorlar. aşıya gelmeyenleri arıyorlar, gerekirse ev ziyareti yapıyorlar. anne ve çocuk sağlığını takip etmek babında. aile hekimi birkaç arkadaşım var, ordan biliyorum. her hamile veya bebek sahibi titizlikle izlemeyebiliyor böyle durumları.

Evet gitmezseniz para kesilir. İzlemlerinizi aile hekiminde yaptırmak istemiyorsanız gebe kaldıktan sonra gidip ben izlemlerimi aile hekimimde yaptırmak istemiyorum diye imza da atabilirsiniz. Ama bilgilerin gizliliği konusunda sıkıntınız olmasın. Çünkü özel hastaneye de gitseniz devlete de gitseniz yapılan bütün işlemler devlete bildiriliyor. Ondan kaçış yok.

valla sürücüler bozulmaya böyle başlıyo dvdnin kendisinde bi sorun olmayabilir

bilgisayar da yeni daha 4-5 aylık. ayrıca başka dvdleri okuyor...

yazan "kapatmayı" unutmuş olabilir, dvd/cd yazdıktan sonra onu kapatmak gerek.

windows.microsoft.com

To close a disc session manually

Open Computer by clicking the Start button Picture of the Start button, and then clicking Computer.

In Windows Explorer, click the disc burner drive, and then click Close session on the toolbar.

The session will be closed, so the disc can be used in other computers.

başka bir bilgisayarda deneme şansınız var mı? Bazen yüksek hızla yazılan dvdleri bazı sürücüler okuyamayabiliyor.

muhtemelen adam diski kapatmamış. peki ben kapatabilir miyim kendi bilgisayarımda?

yazıldığı yazıcı ile kapatılsa daha iyi olur sanki o imkan varsa.

işte o imkan yok maalesef. noldu şimdi gitti mi bütün fotoğraflarım? :((

poweriso diye bir program kullanarak hallettim. artık uyku uyuyabilirim...

ps: allah o fotoğrafçının cezasını versin.

telefon sececegin zaman pil guclerine bak mesela note 2nin pili 3100amper ve bi bucuk gun rahat goturuyormus.

sony'nin pilleri çok iyi dayanıyor.

pil gücü önemli yalnız telefon açıkken ne kadar enerji harcadığı da aynı derecede önemli değil mi? atıyorum ekran hd'dir, daha çok harcar, işlemcisi hızlıdır daha çok harcar...vs. gibi. pil ömrü/performans oranı yüksek bir telefon arıyorum.

Şu an için LG G2 bence

lg g2 olsa gerek.

akıllı telefon olarak soruyorsan lg g2'den uzunu yok şu anda.

o da iki gün tabi. 3-5 giden yok malesef.

ben de aynı kafadayım.şarjı gidecek akıllı da olsa diyerekten tecrübemi paylaşayım.

lg l9un batarya ömrü baya iyidir.ama eskidi artık tel.(motorola maxxlarla kapışır bana göre)

sony xperia sp hem batarya hacmi iyi hem de sony optimizasyonuyla geliyor.iyi bi batarya ömrü var.stamina modunda kullanınca sıkıntı yok.

note 2 sıradan kullanımda 2 günü görüyor.zorlasan da bi günü çıkarıyor.ancak sabahtan 3d oyun oynamaya başlarsan ancak bitirirsin.

lg g2 o inceliğe 3000 mah koymuş adamlar.pil iyi işlemci güçlü ekran büyük.bu durumda olay tamamen kullanıma kalıyor.ama adamların yeterli bir pil koydukları ve snapdragon 800 pil optimizasyonunun iyi olduğu biliniyor.

onun haricinde türkiyeye gelmeyen motorola maxx serisi ve philips w8510 var.yurt dışı bağlantın varsa bunları da getirtebilirsin.


sakın iphone alma.sakın 1500mah altına düşme.

3 aydır Note 2 kullanıyorum. Elimden 5 dakika dahi düşmüyor şarjı tam gün gidiyor. Normal kullanırsan rahat 2 gün gidiyor. İnternette 14 saat, Video da 10 saat gidiyor.

Mobil internette dizi gibi şeyler biraz zor çünkü çok fazla kullanım verilmiyor genelde.

Vodafone'da en mantıklı kampanya şuan için 35 TL 6GB ama 12 ay taah. ve Vodem aleti ücretsiz, yalnız 12 ay taah. var.

uydunet falan oluyor mu ? onlar ttnet altyapısı kullanmıyor sanırım.kablo tv ile geliyor sanırsam internet.

uydunete de bir bakayim tesekkur ederim :)

Kahveler gelir, kahveler bitmeye yakın Allah'ın emri peygamberin kavli ile istenir.

Cevaptan sonra önce kız tarafının babasının ve anasının (aslında kızı istenilen kişinin), sonra varsa en büyüklerin eli öpülür.

Hani kızın babası yoksa ve dayısından istiyorsanız dayının elini öpeceksiniz. Sonra dedeler işte.

Edit: Benimkiler gözlem bu arada. 2 kere şahit olduğumda sıra böyleydi.

önce büyük anneler/babalar
sonra babalar/anneler
sonrası büyükten küçüğe şeklinde.

ikram sırası;
isteme seansında kahve
sonra çay ve ikramlıklar
sonra planda varsa kola/m.suyu/çerez/meyve ikramı.

biz kahve içilirken kızı istemiştik. sonrasında iki taraf birbirinin ailesinde büyüklerinin ellerini öpmüştü önce. yani varsa anneannelerden yoksa anne babadan falan başlanıyor. tabi her yerde farklı olabilir.

kız bir şeyler hazırladıysa onlar ikram edilir-kahve-isteme-karşı tarafın en büyüklerinden başlanarak el öpme-ardından tatlı yiyelim bu mutlu anı kutlayalım diye oğlanın getirdiği tatlı çikolata ne varsa o ikram edilir. ben de böyle gördüm... misafirler gelir gelmez kahve ikram edilmiyor yani; önce nasılsınız iyi misiniz muhabbeti dönüyor.

el öpmeyle dudak aşınmaz.

Evlilik cüzdanı yetiyor.

soyadının değiştirmesi birşeyi değiştirmiyor ki, pasaport aynı zamanda kimlik olduğu için ekstradan bir kimlik, sorgu vs olmuyor.

ider mobilya ve ankara mobilya, eskişehirde var mıdır bilmem ama

doğtaş'tan aldım ben memnunum. enza mobilya da güzelmiş arkadaşlarım memnunlar.

istikbal gerçekten aşmış durumda. tavsiye ederim

ikea'dan bir manstad bir poäng aldık, yetti de arttı bile. Özellikle koltuğun dev yatak olması ve bazası on numero.

üzgünüm ama çok kötü :/

çok güzel olmuş ama sanki evlilik için :)

yüzükler, kurdela ve makas konulabilir buna ve minik bir kardeşimiz taşıyabilir.

sıkıntı değil açık açık söyleyin, sırf can sıkıntısından oturdum bununla uğraştım, çöpe de atsam umrumda olmaz.

gayet güzel.

çok şirin bence :)

pullu, taşlı, simli vb. nişan tepsileriyle kıyasladım; bence de güzel.

oha. hoş olmuş. erkekler şimdi ıyyy falan diyecek ama hoş bence.

ha böyle şeyleri düğün zamanı dükkanda görsek 200 liraya satarlar. milet de koşa koşa alır. böyle şeylere abuk paralar vermek çok saçma. ama oturup yapmışsın, takdir ettim. hediye bile olur bundan.

bence de gayet iyi,klasik ama güzel yani.

hehe çok mutlu oldum :)

@mea maxima culpa, evilik için olacak aynen, yüzük kurdele makas taşınacak.

@olabilir ya da olmayabilir, aynen simli taşlı pullu olanlardan hiç hoşlanmadığım için bi deneyeyim dedim.

Çok güzel, çok beğendim.
Elinize sağlık.

buna bir sürü para sayacak birçok insan tanıyorum öyle söyleyeyim.

@tuborg yeşili, o insanları bana da söyle, seri üretime geçelim :)

çok güzell bayıldım hatta nerden aldın çok merak ettim..:)))

çok güzel, işinizi bitirdikten sonra böle bi yere assanız bile süper durcak bişi olmuş.

elinize sağlık!

link olarak atsanıza şu fotoları ya. görünmüyo telefondan. merak ettim iyi mi.

zamanında balık yağı verin demişti bir veteriner, benim kediler kısa tüylü olduğundan pek sorun olmuyor, abim de uzun tüylü kedisini günde 1-2 defa furminatorla tarıyor, baya fark etmiş dediğine göre.yerlerde tüy yumakları uçuşmuyormuş artık.

resimde tam çıkmamış ama yanımda sapı görülen şey bir çeşit furminator :( o sebeple başka bir çözüm aramaktayım.

benim de ankara kedim vardı, çok uzun tüylülerden değildi gerçi ama baya döküyodu. annem de huylanıyodu tüylerinden. biz de çok araştırdık; taradık olmadı, ıslak ellerimizle okşadık elimize toplansın tüyleri diye, olmadı. kedi yıkanmaz ama yıkamayı bile denedik bi kere, sırtımı deşti korkudan zavallıcık. olmadı yani hiçbi çözümü yok. taramak iyi çözüm derlerdi ama o da bi işe yaramıyo.

anestezi olmadan da traş ediliyo gibi bi şeyler görmüştüm sanki geçenlerde. eğer öyle bi yöntem varsa traş ettirmekten başka çare yok gibi gözüküyo maalesef. bence iyice bi araştırın anestezi olayını.

yok mecburen bir kere patilerini yıkadım, onda da hala tırnak izleri duruyor :) yıkamak söz konusu bile değil yani.

anestezisiz traş söz konusu değilmiş zira hayvan bu sefer daha çok strese giriyormuş, anestezili yapmak hayvan için daha iyi dedi veterinerimiz.

peki acaba traş bu sorunu tamamen çözer mi? belli bir ölçüde kısaltıcaz sonuçta,kısalar yine dökülmeyecek mi?

dökülücek ama yoğunluğu azalacak haliyle. daha kısa tüyler üzerinize daha az yapışacak. mevsimlik bi durummuş sonuçta.

bu anestezi yapan kuaför ya da veterinerler nerede, ben hiç rastlamadım çok şükür. işinin ehli bir kedi köpek kuaförü niye anestezi yapsın ki, hiç anlamadım bir şey bu. benim kızım inanılmaz huysuzlanır, gördüğüm tüm kediler gayet normal sakin takılıyorlar, benimkisi çok huysuzlanıyor, yine de anestezi falan yok, tecrübeli iyi bir kuaföre götürüyorum, gayet kolay oluyor.

(bkz: bir spor olarak seks)

yuzme oyle bi yeter ki inanamazsin

benim eski kedimde vardı. daha sık ve daha ufaktılar. siyah nokta olduğunu düşündüğümden bunun için veterinere götürmedim hiç. kedim bundan kaynaklı olabilecek bir hastalık sebebiyle değil, hovardalık yaparken başına gelen bir kazadan dolayı öldü, sanırım. :( seni deli gibi özlüyorum misket. beni .ok varmış gibi sabah 5te uyandırmanı özledim lan deyyus..

geçmiş olsun umarım ciddi bir şey değildir. bazı yerlerde parazit olduğunu ve oksijenli suyla temizlemek gerektiğini söylemişler. öte yandan diyabet belirtisi de olabilirmiş :( inşallah önemli bir şey değildir, veterinere bir an önce götürün bence.

www.juen.com.tr

--------------------------------------------------

arama.hurriyet.com.tr

SİYAH NOKTALAR

Kedinizin çenesine dikkatlice baktığınızda, akneye benzeyen küçük siyah noktacıklar görebilirsiniz. Yanılmadınız, onlar aknedir ve birazcık acı da verebilirler. İnsanlarda olduğu gibi, kedilerde de akne problemini acele etmeden adım adım tedavi etmek mümkün. Akne sorununu veterinerinize onaylatarak işe başlayın. O, hangi ilaçları kullanmanız gerektiğini söyleyecektir. Daha sonra yapmanız gereken, hidrojen peroksit ile problemli bölgeyi temizlemek olmalı. Bu işlemi iki günde bir tekrarlamanız gerekecektir. Unutulmamalı ki, akneleri temizlemekten daha önemli olan, aknelerin neden oluştuğunu bulmaktır. Kedi beslerken, yeniden gözden geçirmeniz gerekenler olabilir. Yemek kaplarını ilk olarak ele alın. Kapları, ne kadar sıklıkta temizliyorsunuz? Kapların derinliği nasıl, çok mu derin? Plastik kap mı kullanıyorsunuz? Yemek kaplarında, günlük temel temizlik ihmal edilmemeli. Özellikle de kediniz konserve yiyecekler ile besleniyorsa. Plastik kaplar, derin kaplar da akneye neden olabilir.

---------------------------------

www.diyabetikkedi.com

Aynen onlar da insandaki gibi siyah nokta. Bizim kedi uysaldı ben elimle sıkıp sonra oksijenli suyla temizlemiştim (kısa süreliğine benden nefret etmişti). Sonrasında çıkmadı. Ama yue'nin makalesi tabii daha tıbbi.

birkaç hafta önce kedimde çıktığı için veterinere götürdüm. minicik bir şey gibi görünüyordu ama sıktıklarında öyle olmadığını anladık. sonrasında batticonla her gün temizlememi ve bir kez daha çıkarsa hemen test yapmaları gerektiğini söylediler.