[]

olasilik hesabi

Parayi 500 kere atiyoruz...7 kere ustuste ayni yuzu gelecek bir seri yakalama olasiligi nedir?




 
sanmiyorum ama 1/2uzeri249 + 500/2!.3!.4!...498!

cevabi biliyorsan soylesene. ugrasiyim.
  • kutsalbok  (22.10.14 19:57:25 ~ 20:12:46) 
emin değilim ama 500'7 li kom.* (1/2)üssü6
edit:yok yahu çok fazla oluyor benim ki olmaz

  • high hopes of the sozluk  (22.10.14 20:04:26 ~ 20:18:17) 
%50

Ya olur ya da olmaz.
  • amarikanya fitbolcusu  (22.10.14 20:17:13) 
imgur.com
Cevap cok uzun. Su isaretledigim formulu kullanacaksin. Formuldeki harfler yerine sunlari yaz p=1/2 q=1/2 k=7 n=500

  • sckxyss  (22.10.14 20:40:55 ~ 21:38:17) 
Kutsalbok, cevabi bilmiyorum,bulacaga duaciyim...

Sckxyss, deneyecegim senin formulu ama gozum korktu :)
  • portishead  (22.10.14 21:09:55 ~ 21:13:52) 
[]

vize alirken servis ucreti

Italya vizesi icin turizm sirketinin ismi lazim degil birisine gonderdik belgelerimizi...standart vize ucreti haric bizden araci kurum hizmeti adi altinda 76 tl,servis ucreti adi altinda da 65 tl ucret isteniyor. Ilki tamam da ikincisi normalidir,her tur sirketi aliyor mu? 76 tl kimin 65 tl kimin cebine gidiyor? Gelen cevaplara gore az zamanimiz olmasina ragmen baska bir araci arayacagim...yardimci olanlara simdiden tesekkurler...




 
abi kendin başvur, 140 tl cebinde kalsın. zor bişey değil.


  • eksi sozluk e bir daha geldim  (21.10.13 15:31:13) 
Genelde 60-80 euro civarı bir para alıyor tüm acentalar. turla gidiyorsan biraz mecbur bırakıyorlar seni çünkü uçak ve otel konfirmasyonları onlarda oluyor, onlardan alman da zor çünkü vizeyi kendin alman işlerine gelmiyor uzattıkça uzatıyorlar sonuçta lanet olsun deyip parayı veriyorsun. Turla gitmeyeceksen zaten direkt kendin al vizeyi


  • ayş  (21.10.13 16:02:34) 
iki ayrı ücret istenmesi saçmaymış...
tabii ekstra bir masraf olacak ama bu sizinki biraz fazla geldi bana...

  • neyleyim  (21.10.13 16:12:18) 
İtalya vizesini konsolosluk anlaştığı aracı kuruluşa devretmiştir (idata). ilk ücret o aracı kuruluşun ücreti diğeri de kendisinin ücretidir. yani siz kendiniz de başvuru yapsanız iki ücretten birisini vermek zorunda kalacaksınız. idata firmasını arayıp ücretini sorabilirsiniz.(internetten baktım 76 tl diyor)


  • orient  (21.10.13 16:24:25) 
[]

Pasaport defter bedeli

Pasaportumun süresinin dolmasına 3 ay var,ancak 6 aydan kısa olması yurtdışına çıkışta sorun teşkil edeceğinden süreyi uzatacağım. Bu durumda harç bedeli ile birlikte defter bedelini de ödemem gerekiyor mu?




 
Hayır.

edit: değişmiş aq
  • 6 yasimdan beri metal dinliyorum  (09.09.13 00:02:17 ~ 00:23:56) 
uzatma diye bir teknoloji kalmadigindan. yeni defter alacaksiniz. yeni defter icinde bedel odemeniz gerekir.


  • helenart  (09.09.13 00:03:47) 
böyle aşkın ızdırabını skyim lan 1-2 kere kullanılmış pasaport neden tümden değişiyor süresi bitince?? böyle şerefsizlik görülmüş mü? haram zıkkım olsun yavşaklara!!


  • asabi  (09.09.13 00:09:19) 
[]

tatil yeri arıyoruz

doğa içinde, ağacı yeşili bol huzurlu bir yer olacak (Otelden ziyade bungolav veya butik tarzı olabilir)...havuzu olacak, denize makul bir uzaklığı olsa da olur...izmirin kuzeyinde (altınoluk, akçay civarı olabilir) olacak (Bursa'dan araba ile gideceğiz çunku çok uzak olmasın)...Kişi başı 120-130'dan fazla olmayacak...Kaldığınız ve tavsiye edebileceğiniz bir yer rica ediyorum sizlerden...




 
Havuzu göz ardı ederim derseniz; Datça \ Ovabükü (fena temiz, fena huzurlu)
Marmaris \ Magic Life Marmaris (çift konsepti var, çocuk götüremezsiniz)

bir bakın derim. Datça'yı sağlı sollu araştırın ama. Karar verirseniz kaldığım pansiyonun bilgilerini gönderebilirim. Genellikle pansiyon tipi.

Çadır olayı olursa, havuz olayı olmaz; ters. O yüzden huzur yine Datça'da yada Çıralı'da (Olimpos'un yanıbaşı).
  • Raymond  (10.08.12 15:29:44 ~ 16:33:25) 
çadır kiralayın kamp yapın marmaris uygun o tür yerler bol var. Butik otel için ise marmaris'in çevresindeki yerlerde (mesela göcek gibi) uygun butik moteller vardır. sessiz sakin oralar


  • nebookyn  (10.08.12 16:12:51) 
İzmir'in kuzeyi demiş olduğunuz için Datça, Marmaris gibi öneriler ofsayta düşmüş.
Sizin tarif ettiğinize en uygun destinasyon bence Küçükkuyu - Assos hattı. Bu bölgede butik otellerden bolca var. Hemen tamamı düzgün işletmeler.
Assos'u da geçip kıyı boyunca ilerlediğinizde doğayla daha iç içe mekanlar bulunabilir. Mesela İmbat otel önerilir.
İyi tatiller.
  • izinli  (10.08.12 17:29:26) 
Antalya'daki Sundance isteklerinize birebir uyuyor. Çok keyifli bir yer emin olun pişman olmazsınız fakat uzak tabi biraz Bursa'ya


  • woody  (10.08.12 20:16:44) 
[]

kahrolası bir borç meselesi

İlgi çekici başlığımızı da attık, şimdi konuya gelelim...iş arkadaşıma borç verme gafletinde bulundum, sonra bir daha istedi gene borç verdim, nasıl olsa aynı yerde çalışıyoruz maaşı var öder bir zaman dedim, istemeye devam edince artık dur dedim vermedim ama meblağ 2500 TL oldu ve yaklaşık da 2,5 sene oldu vereli...

Hayatında kimseden borc almamıs, verdiği borcu da hic bir zaman geri isteyemeyen biri olarak e artık bu kadar zaman oldu isteyeyim artık dedim ki bir de ne öğreneyim, bu şahıs işyerinden 4-5 kişiden ayrı ayrı borç almış hepsi benim benim meblağa yakın...Çocuğun da bu aralar harbiden başına gelmeyen kalmadı, boşanma olayı ciddi ameliyat geçirme ihtimali felan...Bir yandan bu kadar şey gelmiş başına istenmez şimdi diyorum, bir yandan da hepimizi resmen kekleyip paraların üstüne yattı adam...Borçlarımızı da istedik çocuktan ama zor durumunu bahane edip vermiyor, Müdüre bile götürdük olayı sonuç alamadık...E gırtlağına da sarılacak değiliz diyorum ama bir şey de yapmak lazım...

Neticede yaratıcı fikirleri olan arkadaşları bekliyorum, ne yapalım da alalım, yoksa umudu keselim mi? Siz olsanız ne yaparsınız ??

 
babam ameliyat olucak para lazım de, ya da bi yere ödeme yapmam lazım acil, eve haciz geldi tarzı uydur bişeyler öyle sıkıştır yani. taksit taksit almaya çalış en azından


  • 05  (07.06.12 00:03:58 ~ 00:04:44) 
Ohaaa 2,5 sene mı oldu? Panpa taciz edin sürekli rezil edin. Ödesin pezevenk.


  • coca--cola  (07.06.12 00:04:30) 
umudu kesin demek istemem ama 2.5 yıl oldu 4-5 kişi diyosun ı ıh umudu kesin


  • basond  (07.06.12 00:05:08) 
senetsiz imzasız paramı verilir bu devirde portis önce düşünmeliydin bunu ne kadar yakın ve iş arkadaşıda olsa bu senin sorumluluğun babanın oğlu değil..


  • paskalya yumurtasi  (07.06.12 00:05:49) 
şunu teklif edin, ayda en azından 200 tl versin size, bir yılda geri öder böylece. ödemeye niyeti varsa belli olur bu şekilde.


  • spankenstein  (07.06.12 00:10:55) 
adam resmen nitelikli dolandırıcı bence.


  • kayranin kedisi  (07.06.12 00:11:51) 
adamın başına gelmeyen de kalmadı diyorsun, üstüne üstlük de birkaç kişiden de ayrı ayrı borç aldığını söylüyorsun. belli ki adamın inanılmaz dara düşmüş. aslında senin buraya yazmadan önce düşündüğü gibi adamın sana "kardeşim çok sağol al sana paran" deme ihtimali oldukça zayıf. o yüzden en mantılısı borcu taksitlendirmen. sonucunda sen de gelene geçene 2500 lira vermiyorsun, belli ki bu adamla belli bir hukukun var. eğer paraya çok acil ihtiyacın yoksa taksit taksit ödesin.


  • doktor sagbirakmayan  (07.06.12 00:35:51) 
want2die haklısın ama gerçekleri bu şekilde duymak biraz ağır geldi :)

hani bankalar kredi verirken kredibilitesine bakar ya kişinin, hah işte bu adama da geri ödemede sorun olmaz diye vermiş bulunduk, kendisi karısı çalışıyo, ikisinin geliri zaten 5000-6000 TL, bir de her gün yüzyüzeyiz diye...Neyse insan öğreniyor işte, baskıyı biraz arttıracaz bakalım ne olcak...
  • portishead  (07.06.12 00:41:25 ~ 00:43:05) 
[]

araba tekleme sorunsalı

yarı otomatik bir arabam var, tiptronik denen naneden...Arabayı calıstırıp vitese attığımda frenden ayağımı cekiyorum, gaza basmadan rölantide hareket ederken araba bir kac saniye sonra hafiften bir tak sesiyle tekleyerek one atıyor beni...Arabayı her yeni calıstırdıgımda oluyor bu ama hayati bir sorun cıkarmadı simdiye kadar...Ben de yolda kalmadan servise gitmeyen biri olarak gostertmedim de, oyle gidiyor...Neden olabilir bu ve nasıl çözeriz ?




 
servise gösterin ihmal etmeden.
kaynağı kıçım olarak belirtip gaz pedalı ya da teli bir şekilde takılı kalıyor olabilir. bu nane yüzünden P den D ye geçen araba daha gaza basmadan ok gibi ileriye fırlayıp ana caddeye daldı ve şükür o esnada trafik ışıkları kırmızıydı ve park halinde duran kamyonun tekerleğine çarpıp araç perte ayrıldı. eğer kamyon olmasaydı kaldırıma çıkıp kuyumcu dükkanına dalacaktı.

  • skywalkeremre  (27.02.12 21:20:36) 
debriyaz ya da vites dislilerinde sıkıntı olabilir.


  • bryan fury  (27.02.12 22:15:12) 
[]

evlenmek ama çocuk yapmamak...

çocuksuz bir evlilik hakkında düşünceleriniz??




 
fazladan bir kişinin sorumluluğunu taşımadan sevgiliyle vakit geçirmek işte kafaya göre takılmak yani...mis.


  • yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin  (10.07.11 21:12:20) 
herkes anne ya da baba olmak zorunda değildir sanıyorum. bazen çocuk sahibi olmak gerçekten toplum dayatması sonucunda oluyor. ama önemli nokta iki tarafın da istemediğinden emin olması.

ayrıca öyle ev çok sıkıcı olur, çocuk bağlayıcıdır falan diyenler çıkacaktır. birlikteyken o kadar sıkılacaksanız evlenmeyin zaten baştan. ayrıca çocuk için devam eden evliliklerin de ne kadar mantıksız olduğu belli bence.

çocuksuz evlilik de gayet gider. çocuk doğurmak kadar doğurmamak da bi seçenektir diyor ve gidiyorum.
  • loana  (10.07.11 21:14:31) 
ben çocuk yapılmalı diye düşünüyorum. en makbülü geç yapmaktır. çünkü çocuk olmazsa ilerde pişman olursunuz, içiniz cız eder.


  • lady godiva  (10.07.11 21:17:32) 
eğer olur da birgün bir hata yapar ve evlenirsem, olmasını istediğim durumdur. hayatımı koca bir sorumlulukla kısıtlamak istemiyorum. sadece kendim için yaşamak istiyorum, plan yaparken acaba çocuğum için getirisi/götürüsü ne olur diye düşünüp isteklerimden vazgeçmek istemiyorm... daha uzar bu.

ha bu şu an evlenmeyi bile bir hata olarak gören biri olarak düşüncelerim. dediğim gibi evlilik gibi bir hatayı yapacak duruma gelirsem çocuk da isteyebilirim bilmiyorum. ama yine de evlilikten bile zor gözüküyor şu an düşününce.

not: erkeğim.
  • burbat  (10.07.11 21:21:51) 
ablam ve eniştem 10 yıllık evliler ve çocukları da yok. nedeni ise; ablamın yaşam tarzının çocuk doğurmaya uygun olmadığını düşünmesi ki kesinlikle doğru. çocuk doğurup hem kendi psikolojinizi bozup hemde sevgisiz, ilgisiz bla bla bir çocuk yetiştirmketense doğurmamak daha iyi. Tabi ben teyze olmak istemez miyim. isterim. bizleri de düşünmek lazım. kız kardeşlere de yazık. biz de isteriz bir yiğenimiz olsun. ağız dolusu teyzeee desin. üstümüze kussun, yüzümüze işesin. cidden isteriz.


  • sheridans  (10.07.11 21:22:10) 
sevdigim bi çin atasözüyle cevap vereyim:
sarhoş olmayacaksan nie içtin, çocuk yapmayacaksan nie evlendin?
peki peki çin deil de benim sözüm... araya bi tane sıkıştırın ya... bana kalsa tayyip gibi üç derim de yakarlar burayı biliyorum:)
  • les  (10.07.11 21:23:53) 
olur. mis gibi olur. ilerleyen yıllarda bi kedi köpek filan da alınır. daha güzel olur.

yalnız bu tip ilişkilerde tek tehlike var. belli zaman sonunda (yaş da ilerledikçe) kadının adama kocası gibi değil, çocuğu gibi yaklaşmaya başlaması, cinsel hayatın bitme seviyesine gelmesi filan...

o raddeye gelmemeli... kadın-erkek ilişkisi muhafaza edilebildikten sonra neden olmasın?
  • delfina  (10.07.11 21:25:53) 
Bu konuda doğru veya yanlış davranış belirleyemeyiz. Herkes kendi kişisel ve ailevi yapısına göre kararını verir ve diğer herkese .ok yemek düşer bence.

Yanlış olan sebepler sayılabilir ama. Mesela çocuktan medet umarak çocuk yapmak. Yaşlandığımda bana bakar, para kazanır beni saraylarda yaşatır vb.
  • sourlemonade  (10.07.11 21:33:53) 
şimdi buradaki delüğanlıların böyle konuştuklarına bakma. bekara karı boşamak kolay. olmaz. kadının doğal olarak getirdiği anne olmak gibi bir duygusu var. bunu tatmin etmek isteyecektir.

çocuk yapmayacaksanız ve çocuk yapmayı kendi özgürlüğünüzü kısıtlayan, hayatınızı engelleyen bir şey olarak görüyorsanız o zaman neden evlenip tek kişiye bağlı kalıp kendi özgürlüğünüzü kısıtlayasınız ki değil mi? beraber yaşayın madem. hem kısıtlanmamış olursunuz.
  • bu nick tam yirmi alti karakter  (10.07.11 21:47:43 ~ 21:48:26) 
biz öyleyiz. mutluyuz. çocuk gereksiz. gerekirse evlat ediniriz.


  • ben smyrna  (10.07.11 21:55:04) 
yaşlanınca çok koyar.


  • thugster  (10.07.11 22:03:27) 
çocuksuz bir evlilik düşünemiyorum. elbette ki zaman alabilir böyle bir şeyin sorumluluğunu üstlenecek duruma gelmek ya da uygun şartları oluşturmak. ama çocuk olmazsa olmaz; bir şeyler tamamlanmamış gibi gelir bana. bu sadece yüzlerce yıldır dayatılan toplumsal değerlerden dolayı değil ki onların da etkisi yadsınamaz ve böyle bir etki kötü değildir her zaman için, biyolojik saat diye de bir şey var. insan bir zamandan sonra neslini devam ettirmesinin gerekliliğine dair uzlaşılamaz bir his duyuyor içinde. ayrıca bir bebeğe sevgi vermek kadar güzeli olabilir mi, bi düşünün.

tam anne olacak insanmışım gibi sanki yea :/
  • devilred  (10.07.11 22:05:46 ~ 22:34:26) 
mumkun


  • bryan fury  (10.07.11 22:14:54) 
kadınların çocuk doğurmaya bayıldığı, her kadının anne olmak istediği, yok efendim içgüdü vs olayı doğru değildir.

tabii ki çocuksuz evlilik olur, hatta daha güzel olur.
  • pyro clustic flow  (10.07.11 23:22:20) 
çocuk yapıp yapmamaya karar vermek elimizde olduğuna göre, uzunca süredir çocuk sahibi olmanın doğal değil, toplumsal-kültürel bir süreç olduğu besbelli. doğal ortamda tek başına büyüyen bir kadın doğurup doğurmama konusunda düşünmez bile, insan toplumuna dahil değildir... eğer bir erkekle karşılaşır ve birlikte olursa hamile kalma olasılığı oluşur, çocuk yapmak amaç değil sonuçtur doğallıktan söz edeceksek.

çocuk/lar gayrimeşru olmasın diye veya evlilik çok romantik geldi diye veya bir gerekçeyle evlenenlerin dışındakilerin, evliliği şart görmeyen, evliliğin birlikte yaşamaktan esaslı farkı olmadığını düşünerek evlenenler arasında çocuk istemeyenler için "evlenmek AMA çocuk yapmamak"tan çok, "evlenmek VE çocuk yapmamak" ya da "çocuk yapmayı amaçlamadan evlenmek" sözkonusu olabilir ve gayet olağandır. biyolojik değil, toplumsal saat sözkonusu doğurma işlerinde. içgüdüsel olan doğurmak değil cinsellik, doğurmak bunun sonuçlarından...
  • tedirginlik hucresi  (11.07.11 01:25:53) 
çocuksuz evlilik gerçenten de daha güzel. Ya da şöyle bakalım. Çocuksuz evlilik, ölene kadar flört etmek gibi birşey. Eviliğin asıl zorlukları cocuktan sonra başlıyor bence.


  • tcyx  (11.07.11 10:50:25) 
ben bunu istiyorum.
sadece sevdiğim adamla aynı evde olmak ve hayatı paylaşmak.

  • pinkket  (04.03.13 17:42:45) 
[]

koenzim q10 veya vitamin neyim alınabilecek site

Son zamanların cok konusulan takviyesi mi diyeyim artık ne deniyosa koenzim q10 almam lazım...GNC'de var ancak cok pahalı geldi bana, hele iherb.com'dan karsılastırınca...Yurtdısı sitelerden de bu tur seyler getirmek yasaklandı diye biliyorum, yanlıs mı biliyorum? Bunu ve baska tur takviyeleri felan alacağımız bir site var mıdır??




 
Yurtdışından getiremiyoruz artık. GNC ve Neosante vitamin satışı yapıyor. Protein7.com'da vitamin yok. Bir de ByVitamin var Ankara merkezli. İstanbul içi aynı gün eline ulaşmayacaktır. Neosante'den alacaksan Taksim'deki mekanına gidip almanı tavsiye ederim. İndirim yaparlar.


  • arnold schwarzeneger  (06.07.11 09:23:45) 
ben de araştırmıştım nereden alırımdiye ama bu tür takviyelerde adı sanı duyulmamıs markalarda cok sahtekarlık oluyor...koenzim q10 zaten pahalı bir takviye, ucuz olması başlı başına kıllanma sebebi...Ben bu sebeplerden dolayı GNC'den alıyorum, belki 3 kuruş fazla ama en azından guvenilir...


  • portishead  (28.02.12 21:37:24) 
coenzym kullanacaksan solgar kullan. dünyanın en iyi vitamin firması bunlar..

www.solgar.com.tr
  • inayet prensi  (28.02.12 21:41:30) 
[]

tatlı yemekle ilgili bir atasözü

tatlıyı yiyip üzerine su içilmemesi gerektiği hakkında bir atasözü vardı neydi o ? Bir de mantığı nedir bu atasözünün, neden içmeyecekmişiz tatlı üzerine su?




 
tatlıdan sonra su içince tadı acı geldiği için içilmez :D hiç içmedin mi tatlıdan sonra su :D:D:D


  • semson  (23.05.11 19:14:14) 
ye yağlıyı iç suyu donarsa donsun
ye tatlıyı içme suyu yanarsa yansın

www.eksiduyuru.com
  • efruz  (23.05.11 19:22:15 ~ 19:22:43) 
ağzındaki tadı bozduğun için içilmez bence ço bilimsel olduğunu sanmıyorum açıklamasının. yani güzel bir parça çikolata yemişsin, ağzındaki tadı hala hissedecekken neden su içesin ki? atasözü de bu güzel tadın bozulması ile bir özdeşlik kurup ders veriyordur sanırım. şu güzel ortamı hiç etme diye..


  • cinna monster  (23.05.11 19:23:45) 
[]

whey protein temini ve antreman şekilleri

spor yapmaya baslıyorum, ilk zamanlar değil ama biraz duzene oturttuktan sonra su whey denilen proteinden almanın iyi olacağını okudum ama 1) En ucuz ve iyisini nereden temin ederim? 2)Spordan once-sonra ne kadar ne sekilde almalıyım? 3) Bu soru antreman türü ile alakalı, interval denilen çalışma şekli ile spor yapmanın daha sağlıklı olacağını belirten bir cok yazı var nette, benim de aklıma yattı. İlk basladıgımda spor hocasının bana program yazacağı söylendi. Simdi ben ona interval desem epoc desem bunlara gore bana program yaz desem olur mu, yoksa kendi bir sey bellemiş de bana illa bunu yap yoksa ben karısmam mı der?




 
1) en ucuzunu bilmem de benim favorim twinlab fiyatı da uygun
2) spordan once alma. antremandan sonra 1 saat içinde bi porsiyon bitir
3)bunu bilmiyorum başkası cevaplasın
  • you can go suck a fuck  (03.02.11 22:14:00) 
2) spordan önce ve sonra su ile protein tozu alanlarda %30 daha fazla kas geliştiği görülmüş. antreman olmayan günlerde sabah kalkarken ve öğün arasında kullanmalısın.

3) interval çalışma ağırlık antremanlarında uygulanan bir yöntem değil, ağırlıklar için süperset uygulanır ki bu en az bir 7-8 ay sonra olacak şey.. eğer interval olarak cardio dan bahsediyorsan bu zaten sana bağlı bir şey, spor hocası her gün 1 saat cardio yap diyor sadece, sen bunu kendine göre ayarlıyorsun ister koş ister yürü ister hem koşup hem yürü.. zaten intervalin mantığı bu 100m yürüyüp 400 koşuyorsun bunu 4 kere yapıyorsun gibi.. zaten bunu yaparsan epey yorulursun, bu öyle kolay bir şey değil..

ayrıca kardio kas yapmaz, yani ilk önce kilo verip düzenli cardio yapıp daha sonra ağırlık ve whey e başlamalısın. aksi takdirde bir yararını göremezsin..
  • kalim  (03.02.11 22:35:13) 
[]

Navigasyonda rota hesaplama

Esimin yaptığı bir sehirlerarası yolculukta basına gelmeyen kalmadı. Anayollar yerine nerde sapa, dar yollar varsa oraya yonlendirmiş, cok zorlanmıs yollarda

Navigasyon cihazı olarak Navitech kulanıyorum, rota hesaplama yontemi olarak cihazda kolay-ekonomik-hızlı gibi secenekler var. Esimin yolculugunda Kolay seceneği işaretlenmişti. Navigasyon cihazları en sağlıklı rotayı bunlardan hangisinde hesaplıyor? Tabii ki duruma gore değişir biliyorum ama genelde kullandığınız (sehiriçi-sehirlerarası)rota hesaplama yontemi hangisi. Veya bu konuda vereceğiniz tuyolar var mı?

Farklı bir yola girince ''yeniden hesaplanıyor'' deyip alternatif rota uretmek yerine hep aynı yola dondurmeye calısmıs alet...Nedeni yapmadıgımız bir ayardan olabilir mi acaba ?

Bir de yolculuk boyunca ara ara kapanıp durmus. Sizin kullandığınız gps cihazlarında da benzer sorunlar var mı?

 
Benim tavsiyem sehirlerarasinda navigasyon kullanacaksaniz yollar icin hiz siniri bilgisi olan modellere bakin. cunku yoksa koy yollarindan goturmeye calistigi oluyor. Boyle bir hiz siniri bilgisi varsa zaten ana yoldan saptirmaz normalde.

Ben sehirlerarasinda navigasyon kullanmayi pek tercih etmiyorum, sadece ana yoldan ayrilmak gerekince kullanmayi tercih ediyorum. Alet acik oluyor ama sesini fln kapatiyorum, lazim oldugunda aciyorum.

Ben HP iPaq 6915 uzerinde igo my way kullaniyorum navigasyon icin.
  • tom riddle  (23.12.10 21:26:49 ~ 21:27:41) 
Su an turkiye'de trafik bilgisini alip da navigasyonda kullanabilen cihaz olsa da boyle bir servis veren kimse olmadigindan navigasyon aletinin hangi yol bos bir fikri olmuyor.


  • tom riddle  (23.12.10 22:05:35) 
kolay-ekonomik-hızlı'dan kaynaklanıyor muhtemelen. nokia telefonların navigasyonundan bu kanıya vatdım. onda da en kısa yol, en hızlı yol, optimum var.

en kısa yol: ne kadar sapa, asfaltsız, bozuk, dar ama hakikaten normalden az veya çok kısa olan yoldan götürüyor.

en hızlı yol: mümkün olduğunca ana yoldan ayırmıyor. sapa olmasa da yolu epey kısaltan bir yol varken illa ana artere falan çıkartmaya çalışıyor.

optimum: ikisinin arasını buluyor. en güzel seçenek bu. yolu kısaltan yer ööle aman aman kısaltmıyorsa ana yoldan ayrttırmıyor.

seçenekleri değiştirerek deneyin. en hızlı diyin mesela veya en ekonomik.
  • kibritsuyu  (24.12.10 02:35:15) 
[]

Sedan araçlarda arka silecek sorunsalı

Sözlükte de ilgili bir baslık acılıp tartısılmıs ama tam bir netice yok. Neden sedan araclarda (ender ornekleri haric) arka silecek bulunmaz? Teknik bir açıklama var mıdır? Hatta Hatchbacklere sedanların nazaran daha cok gereksinimi var arka sileceğe eğimli olması sebebiyle, yanlış mı?




 
bence yanlış.hb araçların arka camları kolayca kirlenirken(tekerlerden çıkan atık suya yakınlıktan vs.)sedanlarda böyle bir durum olmuyor.bunun sebebi de aerodinami sanırım.
yağışlı bi havada dikkat edin,sedanların arka camları tertemizken hatchbacklerin çamur içindedir.

  • p a t r i o t  (17.12.10 20:23:51) 
Rüzgar direncini arttırdığı için konulmaz genelde.


  • anarche  (17.12.10 20:25:56) 
Ruzgardan olabilecegini dusunuyorum... :)

Zira HB arabalarda keskin bir bitis yasandigi icin ruzgar camdaki zerreleri ittirmiyor!
  • ucan sincap  (17.12.10 20:27:44 ~ 20:28:51) 
daha önce sorulmuştu duyuruda. sedanlarda arka camın üzerinden akan hava hb lere göre daha laminerdir. yüzeydeki hava tabakasının hızı 0 olduğundan buraya toz ulaşmaz. bu sebeple sileceğe gerek kalmaz. ama hb lerde türbülanslı bir bölge olduğundan toz cama ulaşır, silecek ihtiyacı doğar.
aerodinamik yapı ile ilgili yani.

  • sttc  (17.12.10 20:31:01) 
yagmurda bok gibi oluyor evet. sacma da olsa yapacak bişi yok. camları ısıtma tusuna bas o biraz kurtarıyor.


  • bryan fury  (17.12.10 21:16:21) 
[]

taze babaya hediyeler...

Arkadasımın baba olmasına az bir zaman kaldı...Genelde doğacak çocuk veya anneye bir şeyler alınır ama biz baba sıfatına atıfta bulunabilecek, baba kavramıyla ilgili bir seyler almak istiyoruz...Esprili, işe yarar vs. her turlü öneriye ihtiyacımız var, atış serbest...




 
umut sarikaya'nin bi karikaturu vardi, adam hastahanede, karisi dogum yapmis. kafasinda dusunce balonu, icinde de boyle biseyler yaziyordu; 'baba olduguma gore gidip gurultulu bir sekilde sicabilirim. evet bu benim hakkim'.

bu karikaturu cerceveletip verebilirsiniz. cok anlamli ve duygu dolu.
  • nawres  (17.02.10 20:13:06) 
www.thekidswindow.co.uk

Böyle şeyler var, getirtemeseniz de bastırtabilirsiniz.
  • sui  (17.02.10 21:20:02) 
www.hediyeleradasi.com ' da çok güzel esprili baba t-shirtleri var. Ayrıca oscar var. Yılın en iyi babası..... (isim yazılıyor) gibi. Çok güzel ve esprili bir hediye. Bir bakın derim


  • Cimcime  (26.02.10 11:48:08) 
[]

pay pal 'dan para çektiremiyorum...

bir forex sitesine uye oldum, pay pal vasıtasıyla para yatırmak icin bugun pay pal'dan hesap açtırdım. Siteye para yatırmak isteyince soyle bir uyarı veriyor :

We were unable to verify your credit or debit card. To proceed with your purchase, please select a different payment method or add a different credit or debit card, then click Continue.

Kredi kartını tanımıyor galiba, daha once benzer bir sorunla karsılasmıs olanlar veya fikri olanlar var mı, yoksa baska bir kart deneyeceğim...

 
Paypal a kredi karınızı tanıtıp verify ettirmeniz gerekiyor. Bunu tanıtmazsanız nasıl para yatıracaksınız ki? Bunun için kart ekleme seçeneğine gelip işlem yapacaksınız 1$ mı ne ücreti var bu işin...


  • selimse  (19.06.09 12:42:19) 
orasını soylemeyi atladım, o 4 haneli rakamı da yazıp veriy ettirdim zaten kartımı, pay pal'da verified gorunuyor kartım ama ne zaman ki para yatıracagım, o yazdıgım uyarıyı veriyor...


  • portishead  (19.06.09 14:09:20) 
kart limitiniz müsait mi?


  • swallowed arsenic  (19.06.09 17:44:58) 
paypal'a tanımladığınız kartın süresi geçmiş ya da bakiye yetersiz olabilir mi?
bilmiyorum işinize yarar mı ama benzer uyarıyı birçok kez farklı yöntemlerde aldım.
* bazı sitelerde mastercard kullanınca
* bazılarında bazı visa kartları kullanınca
(misal hsbc visa bu hatayı veriyor garanti vermiyor filan)
* paypal hesabındaki isimle ürünün satın alınacağı sitedeki kullanıcı adı farklı olduğunda...

sizin sorununzdan bunlardan biri olabilir. başka bir kartınız varsa onu da tanımlayın paypal'e bir de öyle deneyin. mastercard ile ödeyebiliyorsanız bir sanal card oluşturup da deneyebilirsiniz. çıkışta limiti sıfırlamayı unutmayın.
  • oztokyolu  (19.06.09 17:57:22) 
[]

kokan deri cüzdan

gecenlerde seyyar satıcıdan aldıgım cin malı deri cuzdan feci halde deri kokuyor, oyle ki yanımda bile tasıyamıyorum rahatsız oluyo millet diye. Ne yapayım da koku gitsin veya kaldırım atayım mı?




 
Cok az ilik suya, iki parmak arap sabunu karistirip, temiz bezi suyun icine sokup sonra iyice sıkın. ilk önce bu ıslak bezle silip arkasından baska kuru ve temiz bir bezle iyice kurulayın. etkili olacaktır; demişler..

kaynak: www.frm47.com
  • dambil  (02.06.09 09:08:52) 
hayvan daha canlıdır belki. taşa maşa vurun ölsün iyice...


  • sijwocaq  (02.06.09 13:49:20) 
[]

nostaljik objeler

Böyle çocukluğumuzu veya eski zamanları hatırlatan, bulundukları dönemi simgeleyen, görünce gülümsetip ''aa öyle bir şey vardı zamanında di mi' dedirten nostaljik objeler neler olabilir?. Mesela kumbara, tavuklu saat, file (hani şu memurların kullandığı) felan gibi...




 
gripin, altin cikolata, leblebi tozu.
ilk aklima gelen bunlar oldu.

  • sourlemonade  (25.05.09 10:24:29) 
sulugöz, cin ali kitapları, ayşegül orda burda serisi, pıtırcık serisi, üner ünite dergisi.


  • kriker  (25.05.09 10:28:04) 
küçükküçük poşetlerde renkli kolonyalar, meybuz denen bişey vardı poeştlerde meyveli buz, ülker napoliten çikolata, balık kraker, golf yapan lord ve prenses sevgilisi desenli porselen vazo küllük vs takımı, atari, vatkalı bluzlar, emel sayın


  • tehanu  (25.05.09 10:35:59) 
arı mayalı silgi, gırgır, commodore 64, hulahop. ilk olarak bunlar geldi aklıma. buldukça yazarım.


  • spirit crusher  (25.05.09 10:36:18) 
karton bebekler, merdivenden çıkıp sonra kaydıraktan kayan penguen oyuncağı, tamagotchi


  • merry shelly  (25.05.09 10:42:52) 
çocukluğun hangi döneme geliyor bilmiyorum ama benim aklıma gelenlerden biri mabel sakız.
bir de poşet içinde çekirdek vardı açınca heryeri yırtılırdı.cam şişe cola, gazoz ve fanta şişenin üzerinde danseden, oturan farklı figürlü insanlar vardı. anneannenin ya da babaannenin hacıdan getirdiği uzun boylu (yaklaşık 40 45 cm) gelinlikli bebekler vb.

  • kaafinur  (25.05.09 10:48:18 ~ 10:49:06) 
üstü kadife kaplı küçük toplar ve topaç vardı.
gazetelerin verdiği kartondan evler, arabalar, oyunlar, kuponla porselen takımları..
takunya vardı önceden, kızlar giyerdi. yekke yekke ayakkabılar, bahçıvan tulumları..
bonibon'un ufo şeklinde bi kabı vardı.
büyük radyolar, siyah beyaz televizyon ve çatıdaki anteni..
kahve değirmeni vardı, küçük böyle. eve kahve çekirdek halinde alınır, bunda çekilirdi.
pikap, gramafon..
  • aithra  (25.05.09 11:46:24) 
o değil de 2 litrelik pepsi kola şişelerinin altında mavi plastik tas gibi bi şey olurdu @lo4ı3pqcmcwdkf%%%%%^W432lnwddjk


  • o da olabilir  (25.05.09 12:06:02 ~ 12:07:30) 
kurukafa desenli bandana


  • peki  (25.05.09 12:28:09) 
duvara asılan seramik zenci bir kızla oğlan vardı
şemsiye formunda çikolata
telsiz çıkmıştı bir de 80'li yıllarda "breyk breyk arkadaş arıyorum"
sonra alman dağ evi formunda hava durumuna göre kız ya da erkek köylü almanın çıktığı dereceler vardı
yine moda olmuş diyorlar: rubik küpü vardı
yine 80'li yıllarda bulgaristan'dan göçenlerin getirdiği katlanınca küçülen muşamba çantalar vardı
Lee Cooper vardı
Ööööööf, ben yaşlanmışım.
  • SiyamkedisiZorro  (25.05.09 13:17:47) 
Unuttum, bir de içinde çiçek olan kolonyalar vardı
kolonyalar bittiğinde doldurulurdu - o doldurma aleti
kadınların saçlarına fön çekilmezdi, sardıktan sonra fanus gibi bir yere sokarlardı kafayı
çiçekli mandal tokalar vardı (öyk!)
  • SiyamkedisiZorro  (25.05.09 13:20:06) 
plastikten kara şimşek. tepesinden delip tel geçirirdik uzunca. direksiyonu olurdu o.


  • zeki baba  (25.05.09 13:42:21) 
* üstü çizgili platik top vardı bir de. üzerine oturunca yamulurdu. (yumurta) olurdu.
* bir de "mekap" ayakkabılar vardı. ne sağlamdı be.
sonra torsion çıkınca dibimiz düşmüştü.
aldırıncaya kadar ne yalakalık etmiştim bizimkilere.
* haa bir de, gazetelerde ilanı çıkan elektronik yap-boz setler vardı.
onunla zekamızı geliştirirdik aklımız sıra.
* bir de dama gibi bir oyun vardı.
sarı delikli bir yuvarlak. kırmızı çubukları onun üstüne takardık. işimiz bitince de kırmızı çubuklar, o sarı kutunun içine doldurulurdu saklamak için.
* pinokyo/hüdaverdi bisiklet.
* kontra bisikletler(alman)
* cız/meşe/cambilik (kemik, kocabaş)
* ortası fındıklı yuvarlak çikolatalar. (bugünlerde yeniden çıktı)
* huzur/cincibir gazozu
* çekiliş
ohhooooo neler vardı daha bee..
  • zeki baba  (25.05.09 13:47:46) 
Cevap yazanlara cok tesekkurler,yıllar sonra yeniden hatırlanan cok guzel seyler yazılmış. Fakat soruyu eksik sorduğumu farkettim. Asıl amacım gecmiste kalan fakat bugun de kullanılabilecek, hala bir fonksiyonu bulunan objeler. Alınıp bugun de kullanılabilsin yani...

Bu arada Zeki Baba'nın bahsini ettiği şu sarı küçük çubuklu kırmızı delikli oyunun adı neydi ve hala bulabilirmiyim bilenler yazarsa çok sevinirim...:)
  • portishead  (25.05.09 13:50:26 ~ 13:56:05) 
walkman, kaset, yılbaşı ve bayram tebriği, anjesörlü telefon ve jetonu, esem spor ayakkabılar, casio saat, hesap makineli saat, cep aynası,


  • mat couthon  (25.05.09 13:51:30) 
çapraz açılan ahşap dikiş kutuları (çok mu eskiye gittim)
uzun boyunlu tombiş gövdeli kalın camdan sürahiler.
jakar/brokar renkli koltuklar ve aynı renkte oya işli yuvarlak sırt yastıkları
  • cedilla  (25.05.09 13:59:39) 
futbolcu kartları
troll oyuncağı tinyurl.com
eti puf
sanal bebek
capri-sun
atari
şemsiye çikolata
furby
tipitip sakız
tombi cips
calippo

edit:
solo test o sarı küçük çubuklu kırmızı delikli oyun. ankarada olanlar atakuledeki depo isimli mağazada bulabilirler. ne sevinmiştim bulunca.

edit2:
tangle ve kenex vardı bi de.
  • hardal  (25.05.09 14:14:33 ~ 14:19:54) 
@portishead oyunun adı solo test olabilir mi?


  • merry shelly  (25.05.09 14:18:25) 
laklak vardı bir de.hala var mıdır bilmiyorum.


  • karamell  (25.05.09 14:53:46) 
cedilla'nın bahsettiği sürahilerden kardeşim doğumgünümde hediye etti, her görene senin istediğin cümleyi kurdurttu paşabahçeden almış sen de bulabilirsin yani.

ağlayan çocuk resmi, şu yani yusufzar.blogcu.com

annaanne evi klasiği geyik avı gösteren seccade

bu üçünü bulman çok zor olmaz ama bi de yalayınca insanın ağzında iğrenç bi tat bırakan prensesli kuşlu muşlu biblolar vardı görüntüsü şeker gibi, içinde parlak partiküller var. Çok çirkinlerdi ama epey nostaljik.

Bi de eskicileri gez bence, hiç aklına gelmeyen ama o hissi verebilecek şeyler bulabilirsin.
  • hayali arkadaş  (25.05.09 14:55:11) 
saat başlarında içinden guguk kuşu çıkan sonra tekrar kafesine giren isveç saatleri Ev şeklindeydi altından ipler sarkıyodu iplerin ucunda da kozalaklar vardı
bulursan bana da haber ver hatta ben epey aradım vaktinde

  • hayali arkadaş  (27.05.09 18:22:43) 
[]

çocukluğumuzun çizgi filmleri

Çocukluğumda izlediğim iki çizgi film vardı.

İlki japonların bir çizgi filmiydi, küçük bir robotu vardı çocuğun , gezip dolaşıp diğer robotlarla küçük ringlerde dövüştürüyordu bunları, böyle mantığı da çizimleri de pokemona benzer bir şeydi.

İkincisi babası da boksör olan, kendisi de devamlı boks çalışıp maçlara çıkan bir çocuğun hikayesiydi, starda çıkıyordu bu da. Koşarken havaya yumruk sallayıp antreman yapıyordu çocuk, çok gaza gelirdi millet aynısını yapardı sokakta.

Genelde böyle nostalji içeren eski çizgi filmleri felan gösteren görüntülerde de hiç adları da geçmiyo, neydi bunların adı?

 
sanırım ilki jumaru, ikincisi de genki.

kaynak: www.realfiesta.com
  • demcan  (14.05.09 15:13:54) 
[]

prefabrik ev nasıl bir fikir?

Düşüncem şu ki, şöyle imarı olan 40-50'ye bir arsa alayım (ciddi araştırma ile bulabilir sanırım), 50-60'a da ne içten ne dıştan prefabrik olduğu belli olmayan, kalitesi iyi evlerden yaptırayım. (internetten yaptığım araştırmalar istediğim evlerin fiyatlarının bu seviyelerde olduğunu gösteriyor). Toplamda şehir içinden normal bir apartman dairesi fiyatına müstakil evim olsun (Bursa'da yaşıyorum). Yalnız bahsettiğim öyle geçici tenekeden prefabrik evler değil 50-60 yıl garanti verilen konut manasında prefabrik yapılar hakkında planlarım. Şimdi sorular geliyor :

1) Fikir genel manada nasıl, yapılabilir mi, 'o öyle değil, şöyle şöyle sorunlarla karşılaşırsın' denilen noktalar var mı?

2) Prefabrik evler hakkında araştırması bilgisi olan var mı, dezavantajları nelerdir? (Yeteri kadar reklam maksatlı avantajları okudum, bana olumsuz yönleri lazım?)

3) Önerebileceğiniz şirket var mı??

 
dedem kendisi bildiğin sunta lam den yaptı deprem zamanı hala sağlam,
sen eğer daha sağlam malzemeden yaptırırsan bence sorun çıkmaz

birde bir ara bizde araştırmıştı piyasada çok fazla firma ve çok oynak fiyat yelpazesi vardı, sanırım en dayanıklısı kanadadan gelen bi meşe ağacından yapılan gibi duymuştum emin değilim bir araştır onu da

kararını bizede bildirirsen sevinirim
  • demlikposet  (08.05.09 10:10:14) 
kendin yaptırdıktan sonra betonarme de yaptırsan çok büyük maliyetler çıkmaz karşına.tabi prefabrikten daha maliyetli olur ama tercih meselesi sonuçta. madde madde gideyim madem:

1) fikir güzel ve yapılabilir, hatta yapılıyor da. o evleri süs olsun diye satmıyorlar sonuçta. birileri senin gibi düşünüp yaptırıyor. :)
2) prefabrik evleri tek çatı altında değerlendirmek yanlış olur. pek çok kalitede ve fiyatta ev var. olası en büyük sorun izolasyon olur ve rutubet olur. betonarme yapılarda dahi bu sorunları çözmek oldukça sıkıntılı ancak kaliteli üretilecek bir prefabrik yapıda bu sorunlar olmayabilir.
3) bursa'yı bilmem ama istanbul'da e5 üzerinde kartal tuzla taraflarında bu üreticilerin çooğu. bildiğim kadarıyla en büyüğü hekim şirketler grubuna ait olan hebo yapı ve özge prefabrik. en büyük demek en iyi demek değil tabi. bu sebeple tavsiyem, bir ara vakit ayırıp bahsettiğim bölgedeki prefabrikcileri gezip detayları ve modelleri gözünle görmendir. ayrıca yüzyüze alınacak fiyatlar telefondakinden daha avantajlı olabilir. hele bu kriz döneminde.

hayırlı olsun ve kolay gelsin şimdiden. :)

edit: hatta bu ara özge yapı kampanya yapmış galiba
www.ozgeyapi.com
  • hevipeyra  (08.05.09 10:57:55 ~ 11:01:33) 
Fiyatlarla çok haşır neşir olmayıp daha çok statiği ile uğraşan bir inşaat mühendisinin gözünden:

Prefabrik yapının birçok çeşidi var. Betonarme prefabrik elemanlar var örneğin. Ya da hadde ürünü profillerden imal edilmiş çelik bir yapı da prefabrik sayılabilir. Hepiveyra'nın verdiği sitedeki örnekler ise bükme çelik saclardan üretilen hafif profilli prefabrik sistem oluyor.

Fiyatlar hakkında pek bir bilgim yok. Ama kabaca yapıların kaba inşaatının aşağı yukarı aynı fiyata geldiğini biliyorum. Klasik yerinde-dökme betonarme yapıların en büyük avantajı, hepiveyra'nın da dediği gibi tecrit problemlerinin çoğunu kendi başına çözmesi oluyor. Bunu yalnızca su tecriti olarak düşünmeyin; ısı ve ses tecriti de önemli. Prefabrik yapılarda yapı iskeleti betonarmeye göre ucuz kalsa da izolasyon maliyetleri bu arayı kapatıyor. İşçilik maliyetlerinde de benzer bir durum sözkonusu. Bunun yanında, titreşim konforunun sağlanması da önemli. İnsan kullanımına açık yerlerde, döşemelerde titreşimin düşük seviyede kalması ve çabuk sönümlenebilmesi amacıyla çelikle betonarmeyi bir arada kullanıyorum örneğin. Sadece çelikle ısı, ses ve titreşim problemlerini çözmek mümkün değil.

Müstakil bir ev için betonarme prefabrik uygulaması aşırı olur. Bunlar genelde büyük yük taşıyan/büyük mesafeler geçen ve inşaat süresinin çok kısa olması arzu edilen durumlarda avantajlı oluyorlar. Ev için uygun tercih bana göre hafif çelik sistemler. Hafif sistemler düşük kütleleri nedeniyle depremden daha az etkilenirler, bu da önemli bir avantaj. Ancak döşemelerde titreşim, ısı ve ses yalıtımı sağlansın diye betonarme dökülünce (müstakil evi iki katlı farzediyorum) bu hafiflik avantajı da pek kalmıyor.
  • vulpius  (08.05.09 12:18:17) 
tüm izolasyonları yapılmış çokta şık 1-2 katlı kütük evleri de aklınızda bulundurun.


  • darknum  (08.05.09 15:20:11) 
[]

kimdi bu teknik direktör?

1990'lı yılların ortalarıydı yanılmıyorsam, fenerbahçe o zaman italyan meşhur (o zaman için) bir teknik direktörle anlaşmıştı,bayağı sükse olmuştu o zamanlar. Adam geldi tesisleri gezdi felan sonra bi şey oldu gelmedi türkiyeye, aklıma takıldı kimdi bu teknik direktör?




 
(bkz: carlo ancelotti)??


  • izaleisuyuu  (08.05.09 09:58:24 ~ 09:58:50) 
Ancelotti'ydi kesinlikle. Hatta taraflar anlaşamamalarına rağmen ilişkilerin bozulmadığını, fenerin bu sayede dimas'ı ve mirkovic'i Türkiye'ye getirebildiğini hatırlıyorum.


  • bruncha giden tikky  (08.05.09 11:19:06) 
evt, ancelotti'ymis, o değildir diye bakmamıstım baslığına...


  • portishead  (08.05.09 11:48:34) 
[]

avukatlık bir mevzu

efendim benim mevzuata hakim okuyuculardan yardım etmesini rica ettiğim şöyle bir sorunum var: 5 yıl kadar once muhendisi oldugum dalın odasına uye oldum, ancak o zamandan bu zamana -zaman zaman uyarmalarına rağmen- aidat odemedim. Bunun uzerine eve icra kağıdı geldi ve benden su anda odemediğim aidatların toplamı ve ilaveten avukat masraflarını istiyorlar.

Odayla gorusup tamam aidatları odeyeyim ama bari icrayı cekin de avukat masrafı vs 'yi odemeyeyim dedim artık avukata dustu is odemek durumundasın diyorlar. Bunun gerceklik payı nedir? Gercekten kurtaramazlar mı beni avukat masrafından?

Olayın soyle de bir yanı var ki ben 1 senedir askerdeydim, 1 ay once geldim, tum uyarılar ve icra kağıdı ben askerdeyken gelmis, askerdeyken alınan tebligatların sorumluluğu yok diye biliyorum...Burdan yırtabilirmiyim acaba?

Biraz uzun oldu galiba, ben ne yapayım bu durumda??

 
evet avukat masrafı gerçek. ihtar çekildiyse notere falan ücret ödüyorlar. bu masraf tüm bunları içerir, dolayısıyla vazgeçmezler.


  • surprise  (08.01.09 22:34:20) 
sizin adiniza almamalari gerekiyordu. askerde olmaniz bir ise yaramiyor diye biliyorum.

avukatla pazarliga oturabilirsiniz ama cogu avukat cok bir indirim yapmaz. sayet kaldirilabilir maliniz veya haczedilebilir esyaniz varsa odememeniz durumunda o yollara basvurabilirler. bir sekilde anlasip odeyin derim.
  • entrapmen  (08.01.09 22:42:53) 
vekalt ücretinden avukatın vazgecmesi lazım ama neden sizin için yaptığı bir işin karşılığı hak ettiği ücreti almaktan vazgecsin? örnekleri var diyorsanız o avukatın vazgeecmesinden değil avukatın bu söz konuyu meblağı müvekkilinden alma konusunda (olayınızda meslek odası) anlaşmaları sonucu gerçekleşmiştir.


  • bordeaux  (09.01.09 09:14:26) 
icra masraflarını her halükarda ödemek zorunda kalırsınız fakat avukata ödeyeceğiniz vekalet ücreti konusunda tamamen avukatın insafına kalmış durumdasınız. bunun yanında avukat kanunen vekalet ücreti kazanmış durumda olduğu için hakettiği vekalet ücretinin vergisini ödemek zorunda kalacaktır, eğer çok insaflı bir avukatsa sadece kdv'sini alır vekalet ücretinin. ama avukatın vekalet ücretinde ufak bir indirim dışında yardımcı olacağını sanmam.
tebliat konusunda ise askerde olsanız bile, tebligat yapılan yerin muhtarına kayıtlı iseniz aileniz almasa bile tebligat muhtara bırakılır ve tebligat yapılmış sayılırdı.
artık işinizi avukatla çözmek zorundasınız çünkü meslek odası avukata icrayı geri çek diyemez. allem edin kallem edin ödeyebileceğiniz en az tutarı ödemeye çalışın.
  • izaleisuyuu  (09.01.09 11:39:54) 
[]

işsizlik ödeneği

nihayet askerliğimi bitirdim bir kac hafta once, is arama surecine de basladım ancak bulana kadar olan surecte issizlik odeneneği alma hakkım var mı acaba, var ise nereye nasıl basvuracagım ? Bir de miktarı ne bu odeneğin?
Alakalı not: askere gitmeden once 4 yıl kadar calısmıstım...



 
işsizlik ödeneği almak için o kadar çok şartı birarada taşımak gerekiyor. dolayısyla alabilen çok az ve bu yüzden işsizlik ödeneğinin oluşturduğu fon şişip duruyor.

ilk önce işten atılmak gerekiyor. atıldıktan sonra 1 ay içersinde başvurmak gerekiyor.
belli gün sigorta ödenmiş olması gerekiyor (bu sanırım en az 600 gün idi) ve en son çalışılan işin de belli oranda olması gerekiyor falan.

edit: ödenek son maaşa göre bi üst limit üzerinden belirlenir ve askeri ücreti geçemez.

siz atılmadığınıza göre (askere gittiğiniz için böyle yorumladım) baştan alamazsınız zaten. ki atılmış olsanız bile araya büyük bi askerlik süresi girmiş.

kısaca imkansız gibi görünüyor.
  • hayo  (07.12.08 03:27:41 ~ 03:30:41) 
çok özür dileyerek bir düzeltme yapmak istiyorum. işizlik ödeneği asgari ücreti yani en az ücret sınırını geçemez askeri değildir o
;)

  • yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin  (07.12.08 11:52:42) 
[]

para yonetimi sorusu

para yonetimi konusunda acemi birisi olarak soruyorum, paramı
1) Petrol fiyatlarına
2) Dow Jones endeksine
nasıl bağlayabilirim, yani bunlar cıkınca benim param arttsın, dusunce dussun, var mısır boyle bir yatırım enstrumanı hizmeti sıradan vatandasın kullanabileceği?

 
citibank'ta aynen dediğiniz mantıkla çalışan petrole veya dow jones'a bağlı yatırım fonu benzeri özel ürünler vardı..


  • flyalone  (19.10.08 11:31:59) 
Forex üzerinden petrol'e yatırabilirsin paranı. Ama kısa vadede hatta orta vadede ne petrol artar ne de dow jones.


  • ataturkiye  (19.10.08 11:32:18) 
[]

bursa'da masa tenisi mekanı

evet , başlıktaki gibi Bursa 'da parasıyla masa tenisi oynanacak yer arıyoruz...




 
bursa'nın neresi? eğer görükleyse yerle$im alı$veri$ merkezinin alt katında bulunan bilardo salonunda mevcut masa tenisi. tatmin eder mi bilmiyorum ama?


  • durum serserisi  (13.07.08 15:47:35) 
@durum serserisi görüklede medeniyet olmadığını göz önünde bulundurursak mekan çok fazla bile gelebilir her hangi bir insana :)
hele yaz okulunda sıcak kumlardan serin sulara yapılıyosa dahada fazla

  • omer460  (13.07.08 18:26:40 ~ 18:27:23) 
ben de böyle bir yer arıyorum. yıllar önce altıparmak civarında vardı bi yer, hala duruyor mudur bilmiyorum..


  • hakiki bulut  (14.07.08 00:09:49) 
[]

319. donem askerlik mevzuu

Benim sorum su : bu aralıkta (319. donem oluyormus...) asker olmak istiyorum. gecenlerde son 3 donemdir kacak hale dustugumu ogrendim. 2 doneminde zaten ogrenciydim, okul gondermemis belgeyi ben goturdum. 1 donemi icin de rapor alıp hallettim meseleyi.

gecen ay memleketteki askerlik subesine sordugumda kasımda basvurursan subeye, aralık ayında %99 asker olursun demisti, ben de bekliyorum kasımı. ama milleti duyuyorum cok onceden dilekce vermisler basvurmuslar felan, gec mi kaldık nedir durumum acaba??


 
duyduğum kadarıyla 30 eylül şubelere başvurmak için son gündü bu dönem için ama 25-26 ekime kadar ankarada dilekçe verilirse ki heralde genelkurmaya dır bu, asker olunabiliyormuş.


  • dorian greyfurt  (18.10.07 13:22:43) 
eger zaten kacak durumunda ve bir onceki celpten raporla yirtmissan askerlik celbin hemen sonrakinedir. yani dilekce vermene gerek yok muhtemelen zaten askeriye bekliyor seni:)


  • alpinsamuray  (18.10.07 13:57:35) 
hocam normal başvuru için tarih 1Ağustos-30 Eylül idi zaten nerden mi biliyorum ben de başvuru yaptım da ondan şubeyi aradım kasımın sonuna kadar bir başvuru işlemi daha varmış aralıkta kesin askersiniz dediler,biz de kontağı kapadık kendimizi beklemeye orda görüşürüz artık hocam


  • gamlibaykus  (30.10.07 01:47:30) 
[]

nasıl bir buzdolabı?

yeni alacagım buzdolabı icin asagıdaki konularda siz degerli eksiduyuru takipcilerinin yardımını rica ediyorum (1500-1700 ytl civarında bir butce ayırıldıgını da dusunursek):

1) no frost mu yoksa olmayanlarından mı almak lazım? nofrostun elektrik faturalarına etkisi digerlerine gore ne kadar fazladır?
2)ozellikle dikkat et denilen noktalar nelerdir?
2) ozellikle tavsiye ettiginiz marka ve hatta model varmıdır?

tesekkurler...

 
"A+"lar var onlardan al.
Kısacası enerji tüketimi en düşük olan olsun gerisi zevkine kalmış...
Ha bir de bazılarının kapısı çift taraflı olabiliyor. Yani kapağın açılağı yön değiştirilebiliyor. Yer/konum sorunu olabilir dersen bu özelliğine de dikkat et.
Bir de son olarak garanti süresi önemli, bir ara 7 yıl, 9 yıl gibi garanti veriyorlardı. Garanti süresinin uzun olması iyi olur.
Umarım faydam dokunmuştur...
  • late viper  (01.10.07 02:45:41) 
yakin zamanda iki arkadasim da no frost buzdolaplarini servise gönderdiler yapamayiz cevabini alinca dolabi degistirmek zorunda kaldilar. eger kis ortasinda taze fasulye yi nereden bulacagim endisesi yasayan bir insan degilseniz no frost tavsiye etmem. bir de beko arcelik vestel dir bunlardan uzak durmani bosch tur ariston dur bunlara yanasmani önerebilirim.


  • atmacaged  (01.10.07 02:54:03) 
Marka yorumlarına katılmıyorum, zira her markadan çekmiş birilerini bulmak mümkün...
Birincisi şans(aldığınız ürünün sorun çıkarmaması), ikinci olarak ise bulunduğunuz yerdeki servis ile bağlantılı.
Zira o kadar isim yapmış, şu kadar yıl garantili diyen hiç bir firma ürününü iki ay sonra bozulacak şekilde üretmez, öyle yaparsa zaten adı sanı duyulmazdı. Ha benim gibi kör talihin yakasını bırakmadığı biri iseniz, gerisi servise kalacak o yüzden yakınınızdaki servis olanaklarını da gözden geçirin. Kötü servis insanı canından bezdirir...

No-frost ise isteğinize kalmış, no-frost kullanıp memnun olanı da var, çekeni de...
  • late viper  (01.10.07 03:29:10) 
ev kendinizin değilse yani ürünle 2-3-4 kez taşınmayı düşünüyorsanız o kadar para vermek mantıklı olmaz. daha ilk taşınmada bütün gösterişini kaybetmesini sağlayacaklar. bunu kesin bir veri olarak kabul edebilirsiniz.

diğer yandan yine o paraya no-frost olmayan bir buzdolabı bulmanız belli parçaları altın kaplı bir makinayla uğraşıyorusunuz demektir.

hazırladığım diğer laflar:
A sınıfı elektirik.
no-frost enerji sarfiyatını ciddi oranda artırır. ama aile iseniz güzel bir konfor sağlayabilir.
  • can see  (01.10.07 04:41:04) 
Ha bir de(amma da yazacağım varmış sanki dolap uzmanıyım), bahsi geçen no-frosttan çeken kişiler aslında no-frost özelliği olduğu için değil, buzdolabının bozulmasından dolayı müşkül durumda kalmışlardır. Yoksa sorun çıkmasaydı hiçbirinin keşke no-frost almasaydık diyeceğini sanmam.

Bu arada "Bu kadar atmış tutmuşsun, sizin dolap ne marka?" diyebilirsin. Bizimki beko ve evet no-frost. Modelini soracak olursan, hiç sorma. Hem bilmiyorum, hem de yeni sayılmaz, internet sitesine baktım bizimkine benzeyen yok, böyle daha afilileri çıkmış(Anlayacağın bizimki eskimiş).

Önceden de dediğim gibi "A+" olsun sonra farklı markaların benzer özellikteki modellerini karşılaştır, düşün taşın en pahalısını alma, en ucuzunu da sor et kullanan var mı... Olmadı fiyat/performans oranı yüksek bir model almaya bak...

Evet taşınma da büyük sorun(hem no-frostlar epey ağır, hem de dolabın içindeki gaz için mi ne, kötü oluyormuş), bu konuda bizim dolabın maşallahı var, ilk eve gelişini saymazsam şu ana kadar 4 defa taşındı(taşınmalardan biri giresun-istanbul), bir yamuğunu görmedim...
  • late viper  (01.10.07 04:41:11) 
[]

ev tutma proseduru

sorunum su : 5 gun once (maalesef) emlakcıdan evi tuttuk, kapora yatır dedi belli bir miktar verdim ama sozlesmeyi 1 hafta sonra yapabilecegimi soyledm, o sekilde anlastık. kaporayı yatırdıgımızdan bir kac gun sonra tekrar gorustugumuzde kiranın sozlesme tarihinden değil kaporayı veriş tarihinden başlayacagını soyledi, oncelikle bu doğrumudur?
hadi buna tamam dedim, bugun evi temizlemek için çakal emlakçıdan anahtarı istediğimde sozleşme yapmadan anahtarı veremem dedi, birbirimize girdik.Adam prosedur bu diye tutturuyo... Kirayı odemeye 5 gun once basladığım halde parasını odediğim evin anahtarını alamıyorum şimdi... Mantıklı mı bu, sizce kim haklı burada? Tsk...



 
kira kontratini imzaladiginiz tarihten itibaren kiraci statusune gecer, o zamandan itibaren kiranizi odemeye baslarsiniz diye biliyorum. ama hukukcu arkadaslar, simdi konuyu aydinlatirlar.


  • papado  (08.09.07 21:26:58) 
sen evi tutana kadar alttan al, her dediklerine tamam de, sonra da ilk kirayı yatırırken sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren kirayı hesapla ve yatır, bosver kaparo tarihini.
ev sahibiyle emlakcı da sana dava falan acmaya kalkarlarsa sen haklı olursun kaparo tarihinin bir onemi yok evi fiilen kullanmaya başladığın tarih veya sözleşmenin kurulduğu tarih esas alınır.
butun ispat külfetleri onlarda, senin elinde kapı gibi sözleşmen var, zaten seni evden çıkarmaya kalksalar bile sırf tahliye davası açmak için kira sözleşmesinin bitmesini bekleyecekler ki davayı kazanabilecekleri de kesin değil, kanun kiracıyı koruyor.
evet hukukçuyum.
  • undarist  (09.09.07 13:16:12) 
[]

yuzuk kullanım kılavuzu

hayırlısıyla nişan merasimini gerceklestirdik gecen haftasonu, varlıgına henuz alısamadıgım bir yuzuk var sag elimde şimdi, daha once hic yuzuk takmadım hayatımda. Hep takacakmıyım bunu yoksa denizde, bulasık yıkarken (!) vs. cıkarsam daha mı iyi olur...Bir de askere gidecem bu kasım, yuzuk takmaya musade var mı askerde...tesekkurler...




 
hanım trip yapmıyorsa düşmesi muhtemel yerlerde çıkarabilirsin. ama parmağından düşecek gibi değilse bence çıkarma. zamanla alışıyor insan. askerde yüzüğe izin var. ben de nişan yüzüğümle gittim. evli arkadaşlarımın kocaman alyansları da vardı. ama polat alemdar yüzüğü gibi yüzüklere izin verilmez sanırım.


  • kibritsuyu  (28.08.07 13:26:07) 
Hayırlı olsun, yalnız yüzüğü ateşe attığınızda içinde yazılar beliriyorsa dikkatli olun...


  • crown  (28.08.07 13:41:57) 
valla ben sürekli takın derim,şüphesiz ki önemli bir semboldür ve genel olarak bayanlar çok dikkat ederler elinizde olup olmadığına. hı rahatsız edeceğini düşündüğünüz yerler olursa çıkarırsınız tabi de güvenli bi yere koyun derim kaybolur falan aman diyeyim, ne siz ne de nişanlınız üzülsün sonra.

not: assert h'ye teşekkürlerimle:)
  • denize karsi icen keci  (28.08.07 14:04:19) 
Karşı taraf sallamiyorsa çıkarabilirsiniz tabii, mesela benim eşim yıkanırken, saç tararken falan çıkarıyor. Tek sakıncası çabucak kaybolabilen bir meret olması. Ben şahsen çıkarmıyorum öyle bütünleştik kendisiyle. Tabii burada eşin tavrı önemli, gıcık olan insanlar var, aman diyeyim.


  • sui  (28.08.07 14:42:39) 
tesekkurler, bu arada istenmeyen bir olayı destik sanırım 'denize karsı icen keci', neyse ki duzeltme gecikmedi :)


  • portishead  (28.08.07 16:12:31) 
bence yüzük takmak başlı başına kötü bir olay..
evlenirsem ilk bikaç vakit takıp sonra kurtulmayı planlıyorum,
asla takamam takmak da istemiyorum
Yüzük parmağı sürekli sıkan bişeyi
çıkarın rahatlasın parmağınız
  • demlikposet  (28.08.07 17:21:03) 
ben bir yüzük aldım sözde.nikahta merasim için taktım gıcır gıcır kutusunda duruyor.ne başka bir yüzük ne de onu hiç takmadım.sultan da hiç caz yapmadı.hatta o kendi alyansını kaybetti.gidip yenisini aldık.eş niye takmıyorsun diye kıllık yaparsa bana güvenmiyorsun yüzüğemi güveniyorsun diye yağ kıvamına geçin.


  • cizgilipijama  (28.08.07 21:15:31) 
çıkarınca kaybolmaması için saatin kordonuna geçirme gibi bir yöntem var, eniştemin bulduğunu düşünüyorum.


  • paranormal  (29.08.07 00:37:21) 
[]

fazi oranı odeme planı ilişkisi

1)sorum şu ki 60 bin YTL'lik konut kredisi alıp 6 yıl geri odemeli bir planda ayda 1,1 YTL odeyerek kapatmak istesem borcumu, hangi faiz oranı oranı ile kredimi almalıyım ? (oss sorusu kıvamında oldu biraz:)
2) Bu tur hesaplamaları yapabilecegim bir kaynak ya da odeme planı faiz ilişkisini gosterebilecek bir tablo neyim varmıdır?
3)Su orandan asagıya dusmeden kredi isine bulasmak karlı olmaz dediginiz bir rakam ya da kredi kullanmayı mantıklı yapacak asgari bir seviye varmıdır siz degerli sozlukculerin kafasında...tsk pls...


 
AKBANK :84 ay için 1,39 faiz oranı aylık 1.215,08 ytl

GARANTİ : 84 ay için 1,44 faiz oranı aylık 1.235,88 ytl

HSBC : 84 ay için 1,45 faiz oranı aylık 1.270,58 ytl

YKB : 84 ay için 1,41 faiz oranı aylık 1.223,38 ytl
bu rakamlar 60.000ytl içindir..

benım gorusum her banka ıle tek tek gorusup bı kagıda yazıp rakamları aksam oturup dusunmendır..cunkı ınternet sıtesınden farklı olabıyo bazı seyler..yanı mortgage sistemi ile degısık alternatıflerde hıc ummadıgın fıyat ve kosullarla karsılasabılıyosun..

bıreysel musterı temsılcılerı ıle bı gorus derım ben..
hayırlı olsun ev..
  • isott  (05.07.07 00:14:05) 
tesekkurler rakamlar icin... ev yok gundemde daha, ileriye donuk bir sorusturma bu :)
gorunuse gore 60 bin YTL'lik kredinin 7 yılda toplam geri odemesi 100 bin YTL'yi asıyor, hic mantıklı gorunmuyor bu fazilerle kredi almak zaten, en azından bence...

  • portishead  (05.07.07 01:01:15) 
Faiz oranları 0,9'un altına düşmediği sürece mantıklı olmayacaktır hiçbir konut kredisi. Ayrıca bu oranların aylık olduğu unutulmamalı, 12 ile ilk görüldüğü yerde çarpılmalı ki asıl vurucu etkisi ortaya çıksın.


  • wahrsager  (05.07.07 16:55:25) 
akbank ın 0,99 dan verdiğini görmüştüm web sitesinde,
mamafih araştırmadım.

www.akbank.com
  • gregory  (05.07.07 19:40:49) 
[]

lisans ogrenciligi ne kadar uzar?

1999 yılında yıldız teknik universitesine kaydını yaptırmıs bir arkadasım var, 2007 donemi bitmis hala ogrenci ve tamamlaması gereken 1 veya 1,5 donemi var sanırım. gidip sormak da istemiyorum simdi ne iş senin durumun diye, bu ogrencilik ne kadar uzayabilir maksimum, ne zaman atarlar okuldan ? 1 sene de hazırlık oldugunu,hazırlıkta sınıfta kalındıgını ve arada okulun donduruldugunu felan da hesaba katarsanız...




 
genellikle lisans düzeyinde okunması gereken senelerin iki katıdır. çoğu lisans programının da 4 sene olduğunu düşünürsek, 8 yıldır yani.

ama hazırlık okunmuşsa bu senelere dahil edilmez. sadece fakülte yılları hesaba katılır. kısaca; arkadaşınızın 2 senesi kalmış bence.
okulu ne kadar dondurmuş bilemem tabii. dondurulan vakitler de hesaba katılmaz.
  • nesilsiz  (25.06.07 14:12:21) 
Hazırlık ve Donsurulmuş seneler hariç olarak:
7 Sene + 2 Sene (Tecilsiz)
9 Sene sonunda 5'den fazla ders kalmışsa atılır.
5 ve daha az ders varsa 1 sene daha hak verilir.
10 sene sonunda 3'den fazla ders varsa atılır, 3 ve daha az ders varsa sınırsız sınav hakkı verilir. Tabii bunları dekanlık veya rektörlük toplanıp veriyor. Belki de vermeyebilirler...
  • sheba and the albino girls  (25.06.07 19:29:33) 
istedigin kadar uzar, cogu zaman af cikiyor bildigim kadariyla. ya da hic ugrasmasin dondursun


  • turkish tekila  (25.06.07 20:01:16) 
1994 girisli olup galatasaray universitesi endustri muhendisliginden 2005 mezunu olan bir arkadasim mevcut. hic bolum degistirmedi, 1 yil hazirlik okudu. sonra sirasiyla 1-1-1-1-1-2-2-2-3-4 seklinde okudu.


  • detached  (25.06.07 22:31:34) 
hazırlığı bitirip normal bölümüne başlangıcından hesaplaman lazım. yıldızda maksimum öğrencilik süresi 7 sene. bunun dışında belli ders sayısının altına inildiği vakit öğrenimin devam etmesi bildiğim kadarıyla üniversite senatosu tarafından çıkarılan kararlara bağlı. misal bizim zamanımızda 5 ve 5'in altına indirdiğinde belli sayılarda sınav hakkı elde ediyordun. 1'e indirdiğinde ise sınırsız sınav hakkı elde ediyordun. mesela en son çıkan aftan sonra ben 7 olan ders sayımı 2'ye indirdim. daha sonra senato aftan gelip ders sayısını 3 ve altına indirenlere sorumlu oldukları derslerden sınırsız sınav hakkı tanıdı. her sene değişik kararlar alabiliyor yani bu senato. en kötü durumda 7 seneyi doldurduğu anda kaydı silinir, af bekler, af çıktığında devam eder falan... üniversitenin yaşı yok..


  • iron  (25.06.07 23:28:38) 
okullara göre değişiklik arzediyor anlaşılan. bize 7'yi geçerseniz şutlarız demişlerdi.


  • can see  (26.06.07 01:40:15) 
[]

neydi bu basketbolcunun adı?

Hani 1997-98 zamanlarında Ulker'de oynayan bir zenci oyunkurucu vardı, boyle topu alıp inanılmaz bir hızla fastbreak'e kalkardı, arasıra hızı abartıp sacma top kayıpları yapardı felan...Efes-Ulker finalleri pek heyecanlıydı o zamanlar, Ulker'in basında da Murat Didin vardı sanırım...neyse konuyu dagıtmayalım, neydi bu basketcinin adı, takıldı aklıma cıkaramıyorum...




 
michael anderson'du galiba, ilginç bi stili vardı, fastbreak e ok gibi fırlardı pek iyi şutu yoktu ama, sanırım bu olmalı?
hastasıydım bu adamın.

  • x factor  (19.05.07 03:18:07) 
michael anderson sanırım.
edit: bunu yazdığımda daha cevap veren olmamıştı.

  • flawless victory  (19.05.07 03:19:05) 
michael anderson olmalı. (iyice pekiştirelim bari)


  • yersen  (19.05.07 10:31:09) 
evt michael anderson, tsk herkese...kalmadı boyle oyuncular artık :)


  • portishead  (19.05.07 13:24:54) 
melvin çitum (okunuşu bu tabi ki)vardı bi de o ne oldu ??


  • ogur  (19.05.07 16:37:41) 
[]

izmir-menemen

ucakla izmire gidip menemen'e gecmem gerekiyor ama bunu hangi vasıtalarla daha da onemlisi ne kadar zamanda yaparım, biletimi ona gore alayım diyorum... fikri olanlar izmir'i hic bilmeyen biri anlayacak sekilde tarif edebilir mi...




 
izmir hava alanından arabayla 45 dakika da menemene ulaşabilirsiniz
eğer havaş servise binip karşıyakaya gelip karşıyakadan 400 no'lu belediye otobusu ile menemene geçerseniz 1,5 ,2 saat civarında ulaşabilirsiniz.

  • queenet  (10.05.07 16:04:49) 
ızmırde saatler o kadar cok onemlı degıl trafık acısından sadece sabah 8:00 ile 10:00 aksam 18:30 ile 20:00 trafıgı bırazcık sıkısık olur sızın guzergahınız uzerısınde ..(altınyol, karabaglar)(oda en fazla yarım saat ekler )
sımdı
1=>ucaktan ınınce havas bınıp karsıyakaya gıdebılırsınız .oturur bır kahve ıcer karsıyakanın guzelıgını gorur , onaylıyıp ;)menemen dolmuslarına bınersınız ..(kahve ye 30 dak. verırsek , toplam 2 saati bulur menemene varmanız.)
2=>ucaktan ıner ızmır garajı arabalarına bıner yada taksı (cok yazmaz ,gereksız sallamayayım ,bayadır taksıye bınmıyorum )garaja gıder , garajdan dırek menemen arabalarına bınersınız , buda takrıben 1 saat 15 dak bulur ... (taksıyle ardından dolmus 1 saat ıcınde menemende olursunuz)...
3=>hava alanından dırek menemen bıle olabılır , ama emın degılım ...yada gazıemır semt garajıda cok yakın hava alanına oradandan menemene dırek dolmus olabılır , en kotu karsıyaka yonune gıden arabalara bıner sogukkuyuda ıner menemen arabasına bınersınız...
son olarak ucaktan ındıkten sonra gıdecegınız yon canakkale yolu, tarafı olacak , dırek bu yol ustunde gececegınız yerler(gazıemır, karabaglar ,konak , alsancak(?), altınyol,bayraklı,sogukkuyu=>(karsıyakanın ustu sayılır''hafıf kutsal topraklar:-)'', cıglı,ulukent , menemen) (bu guzergahtan harıc sımdı otobanda yaptılar oradanda gıdılebılınır)... vaktınız olursa kofte yıyın menemende cok guzel olmasa hatırı sayılır koftecıler vardır .. ayranı guzeldır .
  • dodocan  (10.05.07 16:08:32) 
benden de bir tavsiye taksiyi kesinlikle düşünmeyin. oldukça pahalı. queenet ve dodocan'ın da dediği gibi havaş ve otobüs ikilisi en uygunu.


  • oldtimer  (10.05.07 17:55:55) 
en pratik yol olarak, havaş ile karşıyakaya gelin, "karşıyaka iskele" de ineceğinizi söyleyin. iskelede indikten sonra indiğiniz duraktan "400" numaralı "menemen- karşıyaka" otobüsü geçiyor. havaş ile karşıyaka yaklaşık 30-45 dakika. otobüsle menemen ise yaklaşık 1-1,5 saat civarı.
bir de menemen dolmuşları var karşıyaka girişinden geçen, havaş ile gelirken yolunuz bayraklı da kesişecektir dolmuşlarla. "bayraklı üstgeçit" te inip yine indiğiniz duraktan dolmuşada binebilirsiniz. bu da yaklaışık 45 dakika süren bir yolculuktur (hızlıdırlar vesselam).
otobüs saatlerini bilmiyorum ama menemen dolmuşları 05:00 ile 23:00 arası 5 dakikada bir çalışmakta.
bir başka alternatif ise havaş yeterli sayı olduğunda garaja (izotaş-şehirler arası garaj-menemen dolmuşlarının kalkış yeri) direkt sefer yapıyor, görevlilerle konuşmayı deneyin derim birde.
biletinizi sabah saatlerine almanız daha uygun olur, gün kaybı olmaması açısından, alsancaktan sonra sabah yoğunluğunun ters yönüne gideceğiniz için çok sıkıntı da çekmezsiniz.
geleceğiniz zaman uygun olursa karşılama için bir organizasyon yapabilirim. (organizasyon janjanlı kaldı ama kelime bulamadım başka)
taksiyi kesinlikle düşünmeyin,şehir dışı tarife açıyorlar havaalanına. bi araba parası bırakırsınız aman diyeyim.
  • denize karsi icen keci  (10.05.07 20:14:43) 
[]

oy kullanamayacakmıyım?

vakti zamanında fırsat bulamayıp muhtarlıktaki secim listesine adımı yazdıramadım...ancak gecenlerde nufus cuzdanı ile oy kullanılabilecegini duydugunu soyledi bir arkadas, dogruluk payı varmıdır, oy kullanmamı saglayacak baska bir yol bilen ya da...




 
bi ara ek süre tanınmıstı tekrardan seçmen listesine yazılmak ıcın ama su anda devam edıyomu bılmıyorum..
istersen bi bak burdan
www.ysk.gov.tr
  • isott  (05.05.07 00:36:16) 
www.hurriyet.com.tr da şöyle bir ifade var;

"Aydın, 9-21 Mayıs tarihleri arasında seçmenlerin ya da seçmen kütüğünde hiç kaydı olmayanların bu işlemi yapabileceklerini sözlerine ekledi."

tam anlamadım ama pazartesi günü muhtarlığa gidip konuşmayı düşünüyorum. ben de aynı durumdayım seçmen kaydım mevcut değil. bu ifadeye göre yapılan başvurulara göre bu seçimde oy kullanılabilecek mi onu bilmiyorum işte.
  • luflee  (05.05.07 19:46:45) 
[]

para yatırdık dekont yok

2006 ocak ayında ziraat bankasına yaptıgım kredi geri odemesi kredi yurtlar kurumunun kayıtlarında yatırılmıs gorunmuyor. dekontu gonderip kanıtlarsam sisteme gireceklerini soylediler ama bir mallık yapıp kaybettim dekontu ben...sorum su ki, bu kadar zaman gecmis bir işlem icin (1 yıl 2 ay), sube eski kayıtlarını bulup dekont verir mi bana...kayıtlarını saklama sureleri ne kadardır bu bankaların acaba...




 
bir yılı geçince noluyor bilmem ama, şube ve tam tarihi hatirliyorsaniz yardimci olabilirler.


  • s renovation  (15.04.07 01:01:51) 
tarih araligi olsa bile rica katsayiniza bakar bence olay. sonucta isim belirtilmisse ve yatirilan yer belliyse sorunsuz bir sekilde 2 tik tik yaparak bulmalari mumkun. artik oyle arsiv saklaniyor mudur turunden seylere gerek oldugunu zannetmiyorum -ne de olsa bilgisayar var her yerde-.


  • entrapmen  (15.04.07 02:40:28) 
yatırdıgım subeyi biliyorum, tarihi ise bir kac hafta hata payıyla soyleyebilirim ancak...


  • portishead  (15.04.07 02:41:05) 
"turkiyede her evrakın 3 kopyası vardır" ozal ya da demirel ikisinden birisi soylemıstı.


  • bryan fury  (15.04.07 13:17:11) 
Bazı bankalarda (örneğin İş Bankası), 1 aydan eski dekontlar için "Merkezden almamız gerekiyor, bizim bilgisayarlarımızda yok, ayrıca sayfası 15 milyon" gibi bir söylem var. O bilgisayarların ne işe yaradığını anlamış değilim.

Bu anlamda, Ziraat Bankasında da benzer durumlarla karşılaşmak olası olabilir. Ayrıca, belli bir zaman aralığına bakılacaksa bunu yapacak kişinin şöyle iyi niyetli bir insan olması, ciddiye alıp araması falan gerekiyor. Aramayabilir, sallamayabilir. Benzer bir olay Vakıfbank'ta bir tanıdığımın başına geldi, parayı yatırdığı halde "Yok bizim kayıtlarımızda bulamadık" diye çıktılar işin içinden.

Belki Ziraat'te bir tanıdık faydalı olabilir o açıdan.
  • sui  (16.04.07 21:12:17) 
[]

askerlik mevzu

hayırlısıyla tezimi kabul ettirip yuksek lisansı bitirdim, ancak yas kemale ermesine ragmen askere gitmeye pek niyetim yok...lisanstan mezun olduktan sonra bir sene askere gitmeme hakkı var malum, acaba aynı sey yuksek lisansta da gecerli mi, yoksa okulla ilişigim kesilir kesilmez hemen bakaya durumuna mı duserim...degerli fikirlerinizi rica ediyorum sayın uyeler...
(bir de mevzuu mu yazılır mevzu mu, onu da araya sıkıstırayım ...)



 
okulun senin yüksek lisansı bitirdiğine dair yazıyı şubeye göndermesi sürer biraz. yani çat diye yoklamaya çağrılacağını sanmıyorum. ama peşine ek süre verip biraz daha sallarlar mı bilemem. tecrübesi olanlar bu konuya açıklama getirsin. ayrıca "mevzusu" desen daha uygun olurdu sanırım. fakat "mevzuubahis" diye tdk'da geçer mesela başka bir kullanım.


  • cha  (15.04.07 01:29:31) 
tecrubesi olan biri olarak konusuyorum, okuldan giden yazi askerlik subesini ulastigi anda (ki bu ulasim olayi okulun yaziyi cikarma hizina bakar, oyle postada falan surunmez, zart diye gider) askerlik subesi sana su tarihte yoklamaya gel, su tarihte askersin diye yaziyi yollar. bu genellikle mezun oldugun tarihten sonraki ilk degil ikinci askere alim donemi olur.


  • jupiterianvibe  (15.04.07 08:09:42) 
lisanstan mezun olduktan sonra bir sene askere gitmeme hakkı var ama aynı sey yuksek lisansta geçerli değil. bir senelik tecil hakkı sadece lisans mezuniyetinden hemen sonra kullanılıyor. ben o zaman kullanmadım, yüksek lisanstan sonra kullansam olur mu, gibi bir durum yok.


  • hoze  (15.04.07 11:15:14) 
nisan başında teciliniz bittiyse sonbahar (ekim mi oluyordu?) döneminden önceye karar almazlar diye tahmin ediyorum, 33 yaşına kadar da yüksek lisans nedeniyle erteleme yapılıyor. doktoraya kabul edilirseniz kaydınızı yaptırabilir ve yani.

bu arada mevzu kullanımı doğru. (bkz: hemze)
  • lykos  (15.04.07 12:03:12) 
Son yoklamayı yaptırdıysan okulla ilişiğin kesildikten sonra uygun bir zamanda sınava girmen gerekecektir. Tabi sınav zamanı 3 günlük rapor alıp bir 4 ay daha erteletmen mümkün. Eğer doktoraya başlarsan direk erteleniyor bir şey yapmana gerek yok. Büyük ihtimal lisanstan mezun olunca son yoklaman yapılmış olmalı ondan sonrası da her sene okul belgesiyle tecil durumudur.
Neyse bu durumda olan herkese verdiğmi tavsiyeyi vereceğim. Yurt dışında 3 sene çalışma imkanın yoksa ve adam gibi bir işte düzgün para kazanmak ve hayatının gidişatına bir el atmak istiyorsan git ve askerliğini aslanlar gibi yap. Ben de 1 sene 2 sene oyalandım ama sonra pişman oldum. Askerlikten sonra hayatım inanılmaz derecede iyileşti yeni iş fırsatları önümde belirdi. Askerden önce hangi firma olursa olsun derken firma seçmeye başladım falan. Neyse bunlar detay işin özü şudur ki askerlik ülkemizde her alanda büyük bir problemdir eğer baba parası yemeyecek kendi işinizi yapmayacaksanız yani gidip iş aramak durumundaysanız mümkün olduğu kadar kısa sürede aradan çıkarmak daha hayırlı olacaktır. aralık dönemini tavsiye ederim %90 kısa dönem çıkar havalar ısınmadan geri dönersiniz. Bir de ben askerlik yaparken 30 yaşını geçmiş ağabeylerimiz vardı. Doktora yapıp gelmişler falan ama adamlar haklı üsteğmen dedikleri adam bile kendilerinden ufak olunca çok güçlerine gidiyordu. Bunu da dikkate almak lazım 32-33 yaşında askere gitme hayalleri kurarken sırf söylendiniz diye o yaşta size 19 yaşında bir çavuşun tuvalet temizleme işini verdiğini düşünün pek onur kırıcı olabiliyor. Ben 24-25 gibi gittim yine de problem yaşadım o yüzden en güzeli mezun olunca askerlik yapmak sonra gelince hayat görüşü değişmemişse yüksek lisans doktoraya bakmak olabilir diye düşünüyorum. Eğer içinizde varsa zaten yaparsınız. Askerlikten kaçarken akademik kariyer yapmaya benzemeyecektir. Nacizane tecrübelerim böyledir.

  • ozdek  (16.04.07 10:11:36) 
eger lisanstan sonra 1 senelik hakkini kullanmamissan o hakkini yuksek lisanstan sonra da gayet guzel kullanabilirsin.


  • katmer  (17.04.07 14:16:59) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.