Ekşi Duyuru

hayatımda gerektiği kadar içiyorum. önemli işim vardır ve bir miktar daha ayakta kalmak için içerim. spordan önce ve if yaptığım dönemlerde kullandım. bazen de demleme teknikleri farklı olan kahveleri denemek için içtim. saydığınız düşüncelerdeki gibi hayatımda aman aman bir yeri yok sadece ihtiyaçlar dahilinde...

wilson wilson'ın sözü ile kapatalım,

"kafein'i fbi buldu"

Abartıyolar. Bağımlısı olmuşlar. "Bana bi' americano, latte içiyorum" demek bazılarımıza havalı geliyor. Çavdarlı ekmeksiz olmuyor demek pek havalı değil. Gibi gibi.

kafein bağımlılık yapıcı bir madde sonuçta, insanların alıştıktan sonra deli gibi istemesi çok normal. ayılayım diye bir gün içince geri kalan günler mutlaka canım istiyor yine, içmeyince de kendimi kötü hissediyorum ayılamıyorum. günde 1-2 bardak içince bile akşam çarpıntı, sinir, mide yanması ve uykusuzluk yapıyor bende. o yüzden neredeyse tamamen bıraktım kahveyi.

1-2 ay çay dışında kafeinden uzak kalınca ne olduğunu daha iyi anladım. Özellikle ilk 1 hafta yoğun bir biçimde yoksunluk çektim ve ayılmakta çok zorlandım.(O ara çayı da çok azalttım zaten) Bizde kahve kültürü biraz da alkolün ayıplanmasından dolayı bu kadar popüler oldu bence. Dışarıda içecek bir şey bulamayınca kahveye sarıyor herkes.

Keyfine varmak dışında içmenin anlamsız olduğunu düşünmeye başlayanlardanım. Havalı yanı yok ama dışarıda bir yerde oturduğunuzda alternatifi çok az. Ve bunlar dışındaki mekanların çoğu alkollü ya da nargile tarzı. Alkollü mekanlarda alkol dışında pek bir şey olmaması gibi bunlarda da kahve harici bir şey yok. Bazen de mecbur kalıyor insanlar.

Biraz beyaz yaka abartması olan sıradan bir içecek işte. Ve gereksiz pahalı dışarıda.

Spor yapılacaksa içilir ama. Onu ayrı tutuyorum.

Ben kahve içmeye çok geç yaşta başladım önce nescafe sonra yavaş yavaş orta türk kahvesi, az şekerli türk kahvesi, sade türk kahvesi sonra sütlü filtre kahveye geldi sonra da sade filtre kahveye.

Hazır içecek de yok denecek kadar azdır hayatımda (kola asla içmem, fanta nadiren, meyve suyu nadiren)

Çayı da aynı şekilde çok geç yaşta içmeye başladım ve dışarıda çok nadir çay içerim dışarıda yapılan çayları beğenmediğim için hep kahve içmeye başladım.

Sevdikçe sürekli dışarıdan almak yerine paket alıp kendim demlemeye başladım.
Evde boş kaldıkça da ya çay ya kahve içiyorsun ya da iş yerinde su bir yere kadar idare ediyor.

Geçenlerde yine burada biri sormuştu ne kadar kahve tüketiyorsunuz diye o zaman ortalama bi hesap yapmıştım şu an yine grama vuramayacağım ama 800 ml french pressle günde 3 bazen 4 kez kahve demlediğim oluyor.

Ve bunu uzun süre tekrarladığında vücut bir yerden sonra arıyor.

Gribal hastalıklarda kahve içmem mesela tam olarak iyileşene kadar ara veririm. Geçenlerde grip olduğum süre boyunca içmedim, grip geçti ama halsizlik ve baş dönmesi kaldı birkaç gün daha yanımda çalışan arkadaşım "sen çok kahve içiyordun ya uzun zaman oldu bence ondan böyle oldun" deyince ufak bi tırstım.
Kahve içtikten sonra da düzelince iyice tribe girdim.
Azaltmaya çalışıyorum.

Yüceltmeye gelince de alt tarafı kahve yani bunu ne kadar yüceltebilirsin ki diyorum, işin şovunu yapanlar vardır mutlaka duyuyorum böyle şeyler komik de olur ama ben denk gelmedim hiç.

şimdi inanmayacaksınız ama konuyu kapitalizme bağlayacağım sdkfgl

kafein bağımlılığı da sigara bağımlılığı gibi bir bağımlılık. örnek cümlelerinizdeki kahve kelimesini sigarayla değiştirince hiçbir şekilde sırıtmıyor değil mi? peki neden biraz uyku açma, belki de çok hafif odaklanmadan başka pek de olumlu yanı olmayan şeye böylesine bağımlı bir güruh var?

bu güruha ben de dahilim şu an, tek sebebi ise kapitalizm. 6 ay önce çalışmaya başlamadan önce yılda 10 bardak kahve içmeyen bir insan olarak şu an günde en az 2 bardak kahve içiyorum. gerçekten içmeden kafam açılmıyor ve o ayıklık insanı tam vurmadan işin başına oturamıyorum. işin başına oturamazsam da para kazanamayacağım için mecburum gibi bir şey. ha hala nescafe, türk kahvesi ve white chocolate mochadan başka bir şey içmiyorum o ayrı mesele.

bu kadar insanın basit işlevleri yerine getirmek için ihtiyaç duyduğu bir şey de kendi kültürünü oluşturuyor elbette. yine sigara meselesine dönecek olursak ilk gençlikte yapılan abi şu sigara iyi bu sigara kötü veya sabah kalkar kalkmaz bir tane yakarım muhabbetinden farklı gelmiyor bana.

Her gün 10 fincan kahve içerim, bir bağımlılığını görmedim.

Kafeini sürekli fazla miktarda tüketen insanlarda, kafein yokluğunda fiziksel bağımlılık belirtileri ortaya çıkıyor. Baya madde bağımlılığı gibi. Ama sigaranın aksine kahve bağımlısı olmak çok popi çok cool. Sigara gibi zararlı da değil zaten, ciddi zarar vermesi için insanlık dışı miktarlarda tüketmek gerekiyor.

Ben çok net bağımlıyım diye düşünüyorum mesela, en son ne zaman hiç kahve içmediğim bir gün olduğunu hatırlamıyorum. Bazen yoğunluktan ya da dalgınlıktan günün büyük kısmını kahve içmeden geçirirsem migren atağı gibi baş ağrısı başlıyor ki kahve içince azalsa da hemen geçmiyor. Ama günde 6-7 koca kupadan 1-2 küçük kupaya kadar azalttım.

Bir de daha iyisini içtikçe geri dönmesi zor bir şey kahve. Filtre kahve içmeye başlayınca Nescafe nasıl berbat geliyorsa "taze kavrulmuş çekirdek öğütüp hazırlanan americano"dan sonra Starbucks'ın filtre kahvesi meh, bayat market kahveleri de BİM'in nescafesi gibi geliyor. Tam olarak doğru sıcaklıkta değil de 1 derece yüksek/düşük sıcaklıkta demlenirse kahvenin tadının bozulduğunu düşünen insan tanıyorum, manyak. Bana da kahve konusunda manyak diyenler vardır tabii, normal. Bazıları abartıyor, bazıları popüler dye sevmese de kahve içip poz veriyor falan ama hepsi normal. Çok konuştum.

Valla ben kahveye tamamen pragmatist yaklaşıyorum.

Kahveyi sevmiyorum ama kokusu ve french press yapım süreci güzel. Oturup mükemmel kahve tadını yakalamak için ya da damak tadıma uyan kahveyi bulmak için buna mesai harcamaya üşeniyorum, istemiyorum. Vakit kaybı buluyorum. Bu uğurda harcanan efor ve alınan sonuç arasındaki korelasyon beni tatmin etmiyor. Hepi topu 5 dkda soğuyan içilen bir şey.

Kahveyi uyanık kalmak için tüketiyorum. Ya da arkadaşlarla sohbet muhabbet için. En en çok tukettigim zamanlarda bile günde 1 taneyi geçmiyor. Eyyorlamam bu kadar.

günde 1 lt kahve içiyordum. geçen hafta ailemin yanında gittim. bir hafta hiç içmedim. herhangi bir etkisini görmedim.

ayılmaya etkisi oluyor mu, çok emin değilim. içmediğimde de aynıyım. sabah kahvaltı yapmıyorum, bunun yerine sütlü kahve içiyorum.

türk kahvesini sevmem. arkadaşıma gittiğimde, misafirliğe gittiğimde, iş yerinde verildiğinde herkesle beraberken istemem demem ama içmem kahveyi. elime alıp içiyormuş gibi götürüp lavaboya dökerim. bu da itiraf gibi olsun. normative conformity, deniyor sanırım buna.

Bütün cevapları okuyamadım fakat bana göre de kahve orta sınıfın sosyal statü sembolü oldu, eskiden bir çay edebiyatı vardı şimdi de kahvenin farklı bir alıcısı var, ne yapıyorsun denildiğinde boş boş oturuyorum demek yerine kahve içiyorum cevabı daha havalı

"kahve olmadan asla güne başlayamam" vb. sözler bu akım çok abartıldı. 2. nesil 3. nesil bunlar pazarlama stratejileri. ben de kahve seviyorum ama içmezsem ölmem. her şeyi abartmayı seviyoruz.

Valla ben de çok tüketiyorum ancak benim sanırım kahve konusunda çok bir damak tadım yok. Mesela @kobuzchu nun dediği gibi çoğu kişi "filtre kahve sonrası nescafe çok kötü gelir" diyor ancak bende pek bir farkı oluşmadı. Farklı farklı kahve makineleri ile içtim, french press ile içtim ancak sonra Nescafe içmeye başladığımda "bu ne lan böyle" demedim. Kimbilir belki de en son kolonya içmeye çalışan alkol bağımlıları gibi ben de bu şekil kahve bağımlısı olmuşumdur da haberim yoktur :D

Bunun dışında sürekli bir kahve edebiyatı yüzünden de sana hak veriyorum. Devamlı bir "elimde kahve kitap okuyorum', "kahve varsa hayat vardır", "güne kahvesiz başlayamam" şeklinde cümlelere hatta daha da kötüsü fotolara denk geliyoruz. Bu yüzden bazi insanlar da özenti bence. Yani amaç kahve değil amaç kahve ile popüler olmak bazı kişiler için. Kahve nasıl popüler olma aracı olabilir dersen de işte o da popüler kültür.

Kahve bence de saraptan sonra, en derinlikli icecek. Saraba ilgim var, kahve de cok ilgi cekici geliyor, hakkinda ogrenecek cok sey var.

Evde biraz ekipmanim var, farkli ulkelerden ve farkli aracilardan alim yapiyorum. Kophenhag´dan, coffee collective´den bir paket bulursam, bir arkadasimi da cagirip farkli farkli demleme yaparim, ayrica sosyallesme araci. Disarida icmek zaten oyle...

Hic kahve icmeden yasayabilir miyim? Tabii ki yasarim. Hedonistik konular... Kahve olmazsa surada dusup bayilmam.

Kacinci kahvem oldugunu da bilirim, ictigim kahvenin kaynagini da bilirim. Kahve lüks tüketim, zorunlu degil. Bu kadar sorgusuzca tüketilmesine, kilosuna 3-5 Euro verip iscilerin, ozellikle de cocuk iscilerin köle gibi calistirilmasinin da hic umursamamasina sasiriyorum.

söylemeye geldiğim şeyi @freebird5406_2 söylemiş. +1.

3,5 sene önce nescafe vs. türevlerini içmeyi bıraktım. zincir kahvecilerdeki kahveleri de oldum olası sevmezdim, sadece içmek zorunda olduğum için içerdim bazen içtikten sonra kustuğum oluyordu :( nescafe vs. de midemi bulandırmaya başladığı için bıraktım. filtre kahve birkaç defa denedim pek damak tadıma uygun değil. türk kahvesini senede on kere ya içiyordur ya içmiyorumdur.

bol bol su tüketiyorum, en kötü 2 günde bir soda içiyorum. her gün çay içiyorum. bunlar karşılıyor sanırım sıvı ihtiyacımı, kahveye ya da başka bir şeye ihtiyaç duymuyorum.

yani bilmiyorum gerçekten ayıltıyor mu insanı yoksa plasebo etkisi mi yaratıyor diğer birçok şey gibi, bilmiyorum. ama gerçekten kahve içmeden ders başına oturamayacağını söyleyen arkadaşlarım çoktu. belki ders çalışma alışkanlığını sürdürebilmek için kahve yapıyorlardı kendine bir ön hazırlık gibi.

Lezzetli kahve çok az.
Çoğumuz çöp içip kahve zannediyoruz

bana hicbir sekilde uyandirici veya daha dinc hissettirici etkisi yok. gunde bir-iki tane icerdim ama subattan beri hic icmedim, en ufak bir farki da olmadi.

Şöyle düşün:
Bir hissenin lot fiyatı 1.50 TL olsun. Senin de 100 lotun var. Yani 150 TL bedelli portföyün. Bu hisse bedelli sermaye artışına gittiğinde hisse bedeli -örneğin- 1.20 TL'ye düşsün. Portföyün 120 TL'ye düştü. Bu aradaki fark da 0.30 TL bedelli rüçhanla kapanıyor. Sana 100 adet .30 TL bedelli .R hissesi veriliyor. Rüçhanı istersen hemen satabiliyorsun ya da bekletip hesabında para varsa bunları normal hisseye dönüştürebiliyorsun.

www.winhelponline.com

Evet tam olarak öyle.
1 Hazirana kadar yüklenmiş düşük kaliteler 1 haziran sonrası da kotadan yemeyecek olay bu.

hizliresim.com
iste boyle biyrün.

Chelsea bot

su geçirmeyen herhangi bir ayakkabı *-*

misal;

www.hepsiburada.com

Su kaydırıcı sprey alabilirsin, decathon, flo gibi mağazalarda vardır fiyatı da uygun eğer sneaker rahatlığından vazgeçmek istemiyorsan

deri yarım bot

Alt kısmı platform olarak yüksek ve deri olup süet olmayan ayakkabı giyiyorum.

Camper goretex.

3 yıldır küçük aralar hariç kreatin takviyesi kullanıyorum. böyle bir durum yaşamadım.

Kreatin kullanımı ve çişe kalkma sıklığı arasında pozitif bir korelasyon yok ama çok zorlarsak, yani ciddi anlamda zorlarsak hadi beyin fırtınası yapalım dersek eğer; kreatinin atığı kreatinin maddesi, kreatin kullanımında ve ağırlık çalışması yapıldığında kreatin+ATP sentezi sonrası atık kreatinin miktarı kanda fazlalaşır, bunu atmak için "BELKİ" böyle bir durum oluşabilir ama bu çok zorlama bir iddia dediğim gibi, belki de sen kafayı taktığının için algıda seçicilik gibi geliyordur sana ben yıllardır kullanırım, kullandığım dönemde su alımını artırdığım için çişe fazladan çıkarım ama dediğim gibi bu su tüketimini artırdığım için olur kreatin nedeniyle değil.

@angelus

peki her gece 1 kez uykudan kalkip cise kalkiyor musun? esasinda kreatinin degerim yaklasik 1 ay once normalin uzerinde cikinca 5g'dan 2.5-3g'a indirdim kreatini ve gecen yaptirdigim tahlilde deger normale donmustu. fakat benim sorunum gece 1 kez uykudan uyanip cise kalkmak; gun icinde zaten cok su ictigim icin cikiyorum cok da dert etmiyorum. belki de hic alakasi yoktur tabi bilemiyorum ama doktor da biraz ara verip takip etmemi onerdi, bakalim...

bana olmustu.

Ben çıkıyorum ama dediğim gibi ben kendi yaşamım itibari ile çok su içiyorum, yani günlük 3-5 litre arası su içiyorum o yüzden kalkıyorum, gün içinde içtiğin su illa gün içinde seni tuvalete çıkaracak diye bir kural yok, gecenin bir saati filtreleme yapar vücut atıkları atmak ister yine kalkarsın, makine her zaman çalışıyor. Ha az su içersen eğer vücut eldeki suyu en idareli şekilde kullanarak sistemden atar, o nedenle çok su içtiğinde olduğu gibi sık sık filtreleme yapmaz, o nedenle de çişinin rengi koyulaşır, bu kandaki üreyi daha uzun aralıklarla vücuttan attığı için olur.

Buna ek olarak ağırlık çalışan insanlar çalışmayan kişilere göre daha fazla ATP harcadığı için kreatinin miktarı normalin üstünde çıkar, oradaki NORMAL esasında sedanter kişiler için bir değerdir, ağırlık çalışıp ona göre beslenen kişileri kapsamaz o değer zira vücutlarında daha fazla yıkım daha fazla recovery olur, endişe edecek bir durum değil yani.

bana olmadı. çok yüksek değerlere de çıktım. yükleme evrelerinde bile olmadı. sonrasında düzenli kullandım yine olmadı. korkutmak gibi olmasın ama kreatin işi şakaya gelmez. nefrolog yolu görünebilir size.

@angelus abi eyvallah her zamanki gibi cok aciklayici olmus eline saglik.
@false pretention bakalim abi urolog bu sekilde soyledi simdilik tahlillerde bir sorun gorunmuyor; takip edip tekrar bakacagiz insallah kuruntu yapiyorumdur.

Bilinen firmaladan en uygun olanı kiralayin Çok farketmez merdiven altı işletme olmadıkça.

Dediğiniz ayrıntıları bilmiyorum, genelde sözleşmede yazar. Ayrıca şu an online kiralayıp teslim esnasında gorevliden bilgi alarak ekstra sigorta vs yaptırabilirsini.

enterprise'ı oneririm.

sigorta seceneklerine gelince, araclarin elbette kaskolari var, ancak ufak kazalar (surtme, ayna kirilmasi, hafif vuruklar vs) icin kaskoya gitmiyorlar. bu gibi kucuk kazalardan muaf olmak icin limitlerine gore bir sigorta tercih edebilirsiniz.

Enterprise, Sixt, Garenta, Central bunlardan hangisi uygunsa o, çok fark yok aralarında. Kampanyaları vs. oluyor zaten bin çeşit onlarla daha uyguna getirebilirsin TT Prime, banka kampanyaları falan.

Sigorta için ise Enterprise için konuşuyorum mini hasar var mesela 750 tl'ye kadar olan masraflar için tutanak, rapor istemem ben hallederim diyor. Aynayı hafif sürttün örneğin oradan senden bir ekstra para çıkışı olmuyor. Ama tampon göçtü komple, o zaman depozitona göz kırparlar. Lastik, cam ve far için ayrı sigorta satıyorlar. Bence almakta fayda var bunları, öteki türlü hep sen zararlı çıkıyorsun. Tecrübe konuşuyor.

Bazıları ıslak imzalı istiyor evet ama pdf le gidip geçildiğini de çok gördüm. Acentenizden isteyin bölge md lüğünden kaşe imzalısını hazırlayıp versin size.

ben çıktısını verdim italyaya 2019 sonu.

gecen hafta yunanıstana basvuru yaptık, ekimde de almanyaya yapmıştık. ikisi de ıslak ımzalı aslını ıstedı. artık boyle dedıler

"Öngürülen yolculuk ve Avrupa Birliği’ne üye ülkelerde kalınacak süreyi kapsayan, sağlık sorunları,
acil tedavi, hastanede yatış, hastalık ya da vefata bağlı yurda dönüş masraflarını karşılayabilecek,
en az 30.000 Euro teminatlı seyahat sağlık sigortası" yazıyor belgelerde sadece.

Şimdi birkaç tavsiye: Öncelikle araba kiralayın. Yoksa gezmek işkence olur zira gezilip görülecek yerler birbirine çok uzak. İlkin çifte peribacalarını görün. önemli. yol üstünde bir yerde olduğu için arabayla gideceksiniz. sonra avanos'ta atölyeleri gezin. testi kebabı yiyin. orada ürgüp'te sanırım çıkışta bir kaya içine oyulmuş ünlü bir kilise vardı, o iyi. oraya bakın. derinkuyu'ya gidin, ıhlara vadisi biraz sıkıntı. inmesi-çıkması dert. bir gün alır ama o kadar vakit ayırmaya gerek yok. içinde bir dünya kilise var ama hepsi aynı neredeyse. orada inip 1-2 saat dolanıp çıkabilirsiniz. Kapadokya'da zaten her yer peribacası. ürgüp'te peribacaları arasında dolaşın. Sanırım Avanos merkezde güzel bir lokanta vardı (yukarıda bahsettiğim). büyük, iki katlı. dolaşırken gçrürsünüz mutlaka. orası iyiydi. Avanosun merkezi de güzel. Sonuç: derinkuyu ve ıhlara 4-5 saat alır ve şehre uzak. Oralara aşlangıç ve bitişte gidin. 1 gün ürgüp-göreme, 1 gün de avanos'a bakın. Google maps kullanabilirsiniz, önemli yerler işaretli.

Araba kiralayın
Ihlara başlı başına tüm kapadokyadan daha güzel.
Restoran "Pumpkin"'e gidin mutlaka, ama rezervasyon gerekiyor.

hava yağmurlu değilse ıhlaraya gidin 80 km

ıhlarayı mutlaka görün. kapadokyada fena değil ama taş toprak görüyorsun. ıhlaraya gittiğimizde başkasını bilmem ama vay be demiştik. baya soğuk oluyor ıhlara. hatta çamur. hazırlıklı gidin. karlı haline denk gelirseniz bence çok daha güzel olabilir.

Office 2016 için:
File -> Options -> Formulas -> Error Checking Rules

Diğerleri de benzerdir.

ona ragmen hala goremiyorum malesef, surumle alakali sanirim aklima baska bir sey gelmiyor...

Regal bulaşık makinesi öğrenci iken 500 liraya aldık. 7 yıldır 2 günde bir çalıştiriyoruz. Daha servis yüzü görmedi.
Bulaşık makinesi standart bir teknoloji.
Çamaşır makinesi daha kompleks bir şey. Arcelikten iki yıl önce 900e aldım o da gayet iyi gidiyor şuana kadar.

Altus. Çünkü diğerleri vestelin alt markaları.

Altus'un buzdolabı, çamaşır ve bulaşık makinesini kullandım. Buzdolabı hiç servis yüzü görmedi. Bulaşık makinesi için bir kere servis gerekti. Çamaşır makinesi 5 sene dayandı, sonrasında kazan değişmesi gerekti, yeni Arçelik aldım. Kurutma makinesi de Arçelik.

Vestel'in cam su ısıtıcısı var, iki sene sonra altından su akıtmaya başladı.

profilo. profilo/siemens/bosch hepsi aynı mal. vw grup gibi düşün.

5 yıldır Altus buzdolabı ve 5 kg çamaşır makinesi kullanıyorum. İkisi de bir kere bile bozulmadı.
Hatta buzdolabım no frost bile değil, statik. Ama karlanma bile yapmadı pek.
Altus tam bir f/p canavarı.

Geçen ınstagram reklamlarında gördüm bosch buzdolabı 1500 tlye düşmüştü. Bosch türkiye hesabına bir göz atın isterseniz.

7 sene önce 350 liraya altus çamaşır makinası almıştım. köyde su sorunu vardı su kesilince dışardan kendimiz döküyoduk haznesine suyu. ona rağmen hiç bişey olmadı. arıza çıkarmadı. 3 yıldır bosch kullanıyorum 8 kg. çamaşır makinası, 4 programlı bulaşık makinası, ocaklı fırın ve buzdolabı onlardan da memnunum. hepsini toptan aldığım için indirim de yapmışlardı.

nestle 12.5
hayat 13
tavsiyeden çok güncel fiyat bilgisi
edit: nestle daha güzel
location:kadıköy

Sarıyer - Saka Su - 11 TL

Çok hızlı getiriyorlar.

taşdelen - 11tl

Buzdağı alıyorum ben analizleri en iyi olanlardan. 10 ya da 10,5 tl idi cam damacana seçeneği de var ama o daha pahalı.

sırmakeş 8.5tl aldım. ama bir dahakine 9tl diyorlar.

Beykoz - Saka Su - 11 TL

Çok yavaş getiriyorlar.

pınar 6 tl nazilli

sakasu: 11,75
maltepe(üstteki sakasu'ları görünce bizimkinin kazıkladığını farkettim.)

Kaliteli su arıyorsanız ilk arayacağınız markalar Fuska ve Buzdağı olmalı. Musluk suyundan sonra değerleri en sağlıklı olan su markaları bunlar.

eski bilgisayarda "kağıda sığdır" gibi baskı ölçeğini değiştiren bir ayar yanlışlıkla açılmış olabilir mi?

Dosya değişmediyse bir tek baskı ayarları değişebilir.

@acetaminophen bu ne demek şimdi? sürekli değişik şeyler yazdığım belgeyi her seferinde pdf'e mi çevirmeliyim anlamadım? soruya hangi açıdan cevap veriyor bu yazdıkların?

valla ilk aldığım gayet güzel olmuştu o arada ne değişti biraz da onu anlamaya çalışıyorum çok tuhaf yani aynı belge, aynı office sürümü vs. ben daha çok buna hangi tür bir ayar sebep olabilir onu merak ediyorum ama anladım demek istediğini

Ticaret sicil sorguladığınızda mersis no gazetede yazıyor. Tam olarak kaçtan başlıyor bilmiyorum ama baştan ilk 10 olması lazım o vergi no oluyor. Yani ticaret sicil gazete sorgulayıp bakabilirsiniz.

ticaretsicil.gov.tr'yi kastediyorsunuz değil mi? üye olup bakılan site yani?

arkadaş yok sanırım ama evet oradan. fake bilgilerle üye olunabiliyordu en son.

firmayı kuran şahsın tc vergi nosu çıkıyor ama firma vergi nosu yok burda dostum ya da ben bulamıyorum anlamadım :(

kıdem tazminatı hakkın ilk 6 aydan sonra başlıyor, alabilirsin her ikisini de diye biliyorum eğer yeni bir yasa vs. çıkartıp değiştirmedilerse

Aynı anda iki tazminat alınır, hatta ihbar için bir seneye gerek yok 6 ay olsa da ihbar tazminatı alınabilir.

Kıdem için bir sene dolması gerekiyor.

hocam 1 sene orda sıkıntı yok da benim belirttiğim tarihler 1 seneye tekabül ediyor mu teknik olarak onu merak ettim daha çok. Yani tam 1 sene ama hani 1 seneyi geçmesi gerekir diyor mu kanun ondan emin olmak istedim.

ben başka bir yerden gireyim. kişi zaten kendi isteğiyle iş akdini feshediyorsa kıdem tazminatı alamaz. iş kanunu 1 yıl diyor ve sigorta çıkışları istifanın olduğu gün yapılıyor sonuçta. yani ödemezler bu durumda bence. bir gün daha bekleyip öyle denemekte fayda var. ancak yine dediğim gibi kendi isteğinizle istifa zaten kıdem hakkı tanımaz.

böyle bir davamız var şu an. adamın senesinin dolmasına 1 2 gün kala işten çıkarıyolar kıdem alamasın diye. içtihatlar işveren kötü niyetli diyor. yine tazminat almaya hak kazanır diyor.
kanun 1 sene der, 1 senenin dolması, 1 seneyi 1 gün geçsin vs bu kadar kazuistik yaklaşmaz. ama kıdeminizi böyle olası bir durumda tanık beyanları ile desteklerseniz açacağınız bir alacak davası ile alırsınız.

@prodeq ben yanlış ifade ettim sanırım, iş akdini ben feshetmiyorum işveren feshediyor. o yüzden ondan yana sıkıntı yok.

@cadibay yani mantık olarak ben 1 seneyi doldurmuş sayılmam lazım. aslında doldurdum ama sigorta girişim de geç yapıldı lakin iş verenin kıdem tazminatı ödemeye niyeti olmadığına dair bir izlenim aldım o yüzden 1 sene olayını özellikle merak ettim.

@bay b ben alabileceğiniz kanaatindeyim. dava açma olasılığında yine bir avukata danışınırsanız daha iyi tabi. işe girdiğiniz zamanı tam iyi izah edebilen kişiler bulabilirseniz onları da dinletirsiniz tanık olarak.
çook uzun yıllar sigortasız çalıştırmış olsa hizmet tespit davası açın derdim ama o dava yıllarca sürüyor.

@cadibay öncelikle teşekkürler. yani bu süre benim gözümde tam 1 seneye tekabül ediyor ama işveren ne diyecek emin değilim. olaysız ayrılıyım istiyorum ama dediğin gibi gerekirse iş mahkemeye gidecek artık.

@amaaaan hatalı.

Kıdem 1 yıldan önce başlamaz, ama @cabiday ın dediği gibi 1-2 gün kala işverenin kötü niyetine girer ve muhtemelen kıdem alınabilir.

işverenin feshinde, 1 yıl sonunda kıdem alınır + eğer işveren bugün çık git diyorsa ihbar tazminatını ödemek durumundadır. ama seni çıkarıyoruz gel bir ay daha çalış işini ara maaşı al diyorsa ihbar tazminatı ödenmez.

@freya abi 1 yıl konusunda problem yok ben sadece belirttiğim tarihler 1 yıl olarak tanımlanır ve tazmninata hak kazanır mıyım onu merak ettim. benim tahminim bana çık git denip 1 senen yarın doluyordu denecek ve kıdem verilmeyip ihbar verilmeye çalışlacak.

yani soruyu sormamdaki asli amaç kanun 01-07-15 ve 30-06-16 arasını bir yıl olarak tanıyor mu yoksa 1 yılı geçmeli mi diyor onu anlamaktı. işveren tanımıyor derse ben o zaman mahkemeye gitmek durumunda kalacağım gibi görünüyor.

iş kanunu oldukça açık seçik yazmış. açıp okursanız tam ve doğru bilgiyi edinebilirsiniz.

tereddüte bırakma, git bugun öğlen iki günlük rapor al.

@tosunpaşa abi kanunu okuyup tam anlayamadığım ve kafa karışıklığını gidermek için buraya sordum zaten yoksa ilgili bölümlere göz attım. sen okuyup benden daha iyi anladıysan kafamı karıştıran bölümü ona göre cevap verirsin umarım.

alo 170'i arayıp sorun direkt. rapor konusuda iyi fikir.

size 15 gün önceden bildirdiler mi iş sözleşmenizi feshedeceklerini yazılı olarak?

@phoebe yok dün sözlü olarak bildirildi yani fesih değil tam olarak biraz karışık ama ilk olarak dün dile geldi öyle söyleyim.

@freya +1

benim bildiğim tam 1 yıl dolmuş olacak. belirttiğin tarihlerde 30 haziran 2016 sonunda yılında bir yıl dolmuş oluyor.

velevki dolmadı ve sana kıdem vermediler öyle bir pislik yaparlar ise, işten çıkarıldıktan sonra işe geri iade davası aç.

eksisozluk.com

30 Haziran da kıdem tazminatına hak kazanırsın. ödemezlerse 170 i arayıp şikayet kaydı oluştur.

patara?

datça'da geçen sene aynısını ben yaptım. eğer araç da olacaksa tadından yenmez.

patara'ya bakacağım teşekkürler.

araç olsa zaten canına okurum da araç yok maalesef :( datça'da aklımda ama maşallah kıçıkırık pansiyonlar bile istanbul'daki otel parası istiyor o yüzden nispeten daha ucuz alternatifler bakıyorum :/

seyler.eksisozluk.com

Çalışan okuyan standart bir hayatı olan herkesin yapması gereken disiplinlerden biri. Bu ve benzeri güç antrenmanları dışında VG'ye asılmak ya da hipertrofi çalışmak çok gereksiz.

Angelus niye gereksiz? Cunku benim okudugum kadariyla stronglifts guclendiriyor ama bir estetik kazandirmiyor vucuda. Faydali tabiki ama insan guzel parcalanmis kaslarida gormek istiyor aynaya baktiginda. Takipteyim duyuruyu :)

duyurumvar; Şunları araştır:

Güç antrenmanları: Miyofibril Hipertrofi.
Vg: Sarkoplazmik Hipertrofi.

SL ile çok güzel vücut yapılır, doğru beslenirsen. Rack için bir çözüm bul.

@armold: valla çözüm bugün bir de zincir salonlardan birine bakacağım zira bizim semtteki salonlarda yok hepsi allahlık zaten.

@angelus: bahsettiklerine kısaca göz attım yani yukarda bahsettiğim şartlar çerçevesinde az tekrarlı strength training daha önceki yaptıklarıma nazaran daha faydalı olur diye mi düşünüyorsun skinny fat'i yenme konusunda?

bay b; Skinny fat'ın nedeni, kas kütlesinin düşük olmasından kaynaklanır biliyorsundur. Stronglifts ya da benzeri güç antrenmanlarınına başladığında, VG antrenmanlarında olduğu gibi çok BÜYÜK görüntülere ulaşamazsın. Zira VG antrenmanlarında kas hacmi büyür ama bu büyümeye kas kütlesiyle birlikte kaslara dolan atp kreatin glukoz depoları neden olur. Yani bildiğin sıvılar dolar, o nedenle büyük gözükürsün. Fakat bu büyüklük doğal olmayan bir görüntüye neden olur. Buna Sarkoplazmik Hipertrofi diyoruz. Stronglifts gibi programlarda yüksek ağırlıklarda çalıştığın için otonom sinir sistemin etkilenir ve bu şekilde ağırlıkların stresine karşı koymayı tolere etmeyi öğrenirsin; motor-kas sistemin güçlenir ve programın birincil amacı olan gücü kazanımını gerçekleştirirsin. Ki biz sıradan insanlar için asıl gerekli olan da budur. İkinci olarak da kas liflerin parçalanır ve parçalanan lifler iyileşerek kasta büyüme meydana getirir. Buna da Miyofibril Hipertrofi diyoruz. Bu şekilde yüksek hacimli bir vücudun olmaz ama daha estetik daha parçalı daha fit bir görüntün olur. Yani skinny fat'likten b şekilde kurtulursun. Tabii bu antrenman ve beslenme programına sadık kaldığında olur.

eyvallah abi yeterince açıklayıcı olmuş zahmet oldu. aynen arzu edilen de senin bahsettiğin tipte bir vücut zaten. neyse zaten bu sefer ya stronglifts ya da o tarz başka hazır bir program ya da o temelli kendim bir şey hazırlayacağım arıtk bakalım.

2 yıllık antrenmandan alamadığım verimi 5-6 ayda aldırdı bana sl, hayalini bile kuramadığım ağırlıklar kaldırabiliyorum şu an. Kollarım falan da ironik şekilde biceps triceps hiç çalışmadığım bu dönemde en büyük hacimsel gelişimi gösterdi. Ama hareketlerin formlarına çok dikkat et, belimi sakatladım ben, baya zorlanıyorum bazen.

iki aydır bro split yapıyordum. bende jason blaha'nın ice cream fitness'ına başladım dün, stronglifts'e çok benzer ama aksesuar hareketler de programın içinde.

futbolcuya katılıyorum. bent over row'u ilk defa yaptım, pozisyonu da iyi alamadım, belim ağırıyor bugün.

squat rack konusunu anlamadım, al barbeli sırtına yap?

Al barbeli sirtina yapma :) hareketi ogrenip yapmak lazim. Deatlift icinde iyice ogrenip basla mutlaka. Ben cektim sen cekme.

@mattia abi düşük ağırlıklarda sorun değil de sonra arttırınca zor olur bence gereksiz uğraşmaya değmez neyse bugün güzel bir fiyat aldım oraya başlıyorum squat rack de var bakalım devamlılık konusunda bir problem yaşamam umarım.

@duyurumvar eyvallah abi, deadlift en sevdiğim egzersizlerden biri zaten gerçi yapmayalı zaman geçti ama videoların üzerinden geçeceğim tekrar başlamadan önce.

sanırım atasun 60 liraya kadar (çerçeve + cam) ücretsiz veriyor, fazla tutarsa üstünü tamamlıyorsunuz. çeşitleri de bolca var yanılmıyorsam. gerçi bu fiyata en kalitesiz cam oluyor ama dediğiniz gibi ara sıra kullanacaksanız göz ardı edilebilir.

kadıköyde aktif inter optik var ümit bey iyi bir gözlükçüdür. sgk bazı çerçeveleri karşılıyor sadece, normal cam istersen toplam 10tl'ye çıkabilirsin. özel camla 50 lira oluyor. güzel çerçeveler de var sgk'nın karşıladığı.

abi dediğim gibi özel cam normal cam hiç anlamıyorum. benim merak ettiğim herhangi bir çerçevenin bir bölümünü mü ödüyor yoksa sadece belli çerçeveler mi biraz da onu anlamaya çalışıyorum.

belli cerceveleri oduyor Devlet. eger baska cerceve almak istiyorsan da onun parasini dusuyor optikci.

bazen pahali parfümler de kalici olmuyor. edp veya edt olmasi da farkediyor tabi.
bir de tenle alakali derken o parfüm o tene uymuyor seklinde diyorlar. yani baska parfüm de sende kalici olabilir baska birinde kalici olmaz gibi. bunun dogrulugundan emin degilim ama.

black xs bende de öğlene kadar fıs oluyordu. şimdi

www.hepsiburada.com

kullanıyorum. bırak öğleni ertesi gün bile kokun çok güzelmiş diyenler oluyor. koku bana gelmese de saçılıyor hala sanırım. (ekleme sigara da içiyorum)

edp lere yönelmekte fayda var

kıyafetlerini yıkarken yumuşatıcı haznesine birazcık parfümünden sık, tenine siner, kıyafetlerinde daha uzun süre kalır. zararlı mıdır, i don't know.

Scholl velvet smooth var, kullanmadim ama ise yariyomus diye duydum.

Pardon ya onun disinda demissiniz tam okumadan yazmisim , neyse kalsin yine de.

LR ürünleri bul kullan aloe vera bitki özlü ürünler bulabilirsen daha iyi olur..

Topuk taşı. Ucuz ve velvet dedikleri şey ile aynı işlemi görüyor. Tek farkı manuel olması ve 1/20 ucuz olması.
Ayakkabılarını da değiştirmeni tavsiye ederim.

Edit: Eve geldiğinde bir leğene sıcak su doldur. İçine kaya tuzu at. Su ılıyana kadar dursun orada. Bunu bir hafta kadar yap. Faydası olacaktır. Ölü deriler yavaş yavaş atılır.

pediküre git, güzel bi zımparalıyorlar.

Ayaklarini once bir yarim saat falan ilik ve sampuanli suda beklet bu arada topuklarin iyice yumusayacaktir. Sonra yavas yavas topuk tasiyla ovalamaya basla.

Önce banyoda hafif bi ponza taşı, sabun ve sıcak su yardımıyla ayaklarını ov. Banyodan sonra ayak kremini sürüp ayaklarını buzdolabı poşetine geçir ve üzerlerine de çorap giyip uyu. Sabah yımışacık ve pembiş ayaklara merhaba de <3

Vazelin ve salisilik asit. Kesin cozum.

@malwethiel dostum adını verdiğim kremin içeriği aynen böyle ama çok bir fayda etmedi. diğer tavsiyeleri deneyeceğim teşekkürler.

üresalın faydasını görmeyip ayrıca hazırlanan majistralden fayda görenler olduğu için belirtmek istemiştim.

ha öyle de abi tamamdır, ona da bakarız, eyvallah.

maille üye oluyorum ben halen. facebookla üye olayım deyince yine isim kullanıcı adı falan yaz seçeneği çıktı birkaç yerde o günden beri denemem bile o yöntemi.

bakıp çıkacaksam facebookla üye oluyorum. tabi sonra facebook uygulamalar kısmına uğrayıp o uygulamayı kaldırıyorum.

Duydugum bi habere gore bir kac seneye facebook tum sitelerden uyelik secenegini kaldiracakmis. Nedenini bilmiyorum

Facebook ya da baska sosyal ag ile uye olmam asla. Maille uye olurum. Bir defaligina uye olacaksam kullanmadigim bi mail adresi var onu veriyorum.

asla facebookla falan üye olmuyorum aslaaa.

www.facebook.com