Ekşi Duyuru

saniye durmam. kışın kemer sıkılır işte, olur öyle.

kesinlikle giderdim.

ben zaten gezmeyi çok seven biriyim 5 yıldızlı otelde tatil anlayışı bana göre değil.

fırsat var çalışan biri için bulunmaz nimet
3bin tl çok para değil ödenir gerekirse 2 ay kemer sıkarsınız
Roma yı tavsiye ederim :)

her zaman şu sözü hatırlat kendine;

"dünya bir kitaptır, gezmeyenler sadece bir sayfasını okur""

valla 3000tl'ye kapatırız diyosanız iyi sadece uçak bileti 1500 civarı tutar bu saatten sonra alınca. otel, yeme-içme, gezme derken 2 kişi 5000tl aşağısına gelmez bence. zenginseniz, sonradan kemer sıkarak toparlarsanız gidin de sonra çok para harcattın muhabbeti olacak da kavga çıkacaksa gitmeyin. evlisiniz sonuçta aileler de işin içinde, gözlerine batar iki ayda bir yurtdışına çıkma olayı. en küçük maddi sıkıntıda başınızı yerler.

biraz kemer sıkarak yaparız biz bu işi diyorsanız hiç durmayın gidin.

bence gidilir. ilerde gitmek istediğinizde de başka işler engel olur vs. hazır vakit de varken değerlendirin derim. eğer ekonomiyi çok altüst etmeyecekse tabii.

Manyak mısınız tabii ki gidin, ileride vaktiniz ve vizeniz olduğu halde gitmediğiniz için çok üzülürsünüz, fırsat bulunca yapmak gerekiyor böyle şyleri.

Gidin ama Amsterdam değil Roma olsun.

Şahsa hemen ödenmesi gereken borç varsa önce o ödenmeli bence. Eğer kurumlara vadesi gelmemiş borçlar varsa gidin.


Bence tabi

roma ve amsterdam, ikisi de çok pahalı şehirler. geçen sene roma'ya gitmiştim ve minimumda kalmaya çalışmama rağmen hesapladığım maliyetin 200 euro kadar üstüne çıkmak zorunda kaldım.
bence mutlaka gidin ama maliyeti azami düşünüp ona göre ekonomi planınızı yapın.

paşa paşa borcunuzu ödeyin, roma ve amsterdamdan 2 kişi 3000 liraya dönemezsiniz

50.000 kere soruldu. yaşamazsınız.

çok net. yaşamazsınız.

o yeah iyi tatiller

soruna yanıt olmayacak, o yüzden kusuruma bakma. az yukarıda da aynı sorunun almanyalı olanı var ve orada da "fransaya güven olmaz" cevabı verilmiş. ben de aynı ikilemi yaşıyorum. ispanya biletleri fahiş olduğundan fransa'dan giriş yapayım diyorum ama güvenemiyorum.

şarkı seçemeyeceğim ama bu listede olması gereken sanatçılar için öneri sunabilirim:
Jehan Barbur
Birsen Tezer
Ezginin Günlüğü
Ceylan Ertem
Bülent Ortaçgil
belki biraz da teoman ve sezen aksu...

Küçük harcamalar sorulmadan yapılıyor çevremde. Bakım ürünleri falan misal. Kıyafet alışverişine de çoğunlukla beraber gidiyorlar. Daha büyükler için zaten ortak konuşularak hallediliyor.

herkes sınırını biliyor.
o ay müsait olan faturaları ödüyor.
alışverişe beraber gidiliyor.

nişanlıyız hesaplar ortak. aile desteği olmadan evi kuruyoruz. sen ben yok. geri kalan bütün harcamalar ortak.

3 senedir beraber yaşıyoruz. nişanlıyız şimdi.
eve giren para bellidir. ben ya da o farketmiyor, sonuçta ay sonunda kalacak para bellidir. maaşı tamamen ben tükettiysem de söylüyorum para alıyorum, ya da o.

3 tane büyük müzeleri var onları gez.

akabinde ten con ten var. biraz tuzlu olsada yurtdışında yediğim en güzel risotto orada

Meson del Champinon'a gidip mantar, biber ve sangria sipariş edin. Piyano çalan amacaya bahşiş vermeyi unutmayın.

www.tripadvisor.ie

stay uygulamasını indir
mükemmel bir şekilde seni gezdirecek.

Arap merdivenlerine gitme.
Teleferiğe bin,

2-3 saatlik ücretsiz turlardan birine katıl.

www.ogotours.com

eksisozluk.com

Buradakiler yeterli. Bir de bernabeu gezilebilir ilginiz varsa.

O kadar abartılı olmuyor. :D

(bkz: home sweet home)

Oluyor. Gittiğiniz yer güzel anılar, tanışılan insanlar, gezilen yerler demek. Döndüğünüzde ise rutininize kaldığınız yerden devam etmiş oluyorsunuz. O yüzden normal gayet.

yes

www.youtube.com

Barcelona'da olsam ben de üzülürdüm. Sen de üzül tabii.

Seyahat edip terk etmek üzere olduğum neredeyse her şehir sanki kalbimde bir iz bırakıyormuş gibi oluyor. Sonradan çok azında o izi hissediyorum.

çok ciddi boyutta oluyor evet :)

Fazlasıyla evet

Hem de ne. O yuzden seyahat ederken bir yerde 3 gunden fazla kalmamaya calisiyorum. Fazlasi duygusal bag kurmama sebep oluyor.

Çocukken ağlardım bile.

Hiçbir zaman hiçbir yere böyle duygusal bağlarla bağlanmadım ama "Üff niye bitiyor ki şimdi kim işe/okula gidecek amaaan derim"

Şehirleri sahiplenen insanları hiiiç anlamam.
İstanbul başka....
İzmirde okudum...
Eskişehirde yaşasan böyle demezdin...
Parisi sevmedin mi, inanmıyorum...

Ay götüm.

Olmaz mi, ayaklarim geri geri gidiyor. Donuste aglayasim bile oluyor.

zaten fiyatları euro, eurodaki artış ile pek bir alakası yok, yani 15 euro ise hala öyle. ki benim tahminim zaten 15 euro civarında oldukları en fazla 17-18 ya da en az 11-12 euro vardır kesin. limit ise 1 veyahut 1,5 litre. ancak arkadaşınız alkolün zaten uygun fiyatlı olduğu bir ülkede ise, mesela almanya, fiyatlar duty free ile aşağı yukarı aynıdır ve bavula güzelce yerleştirilmiş birkaç şişe içkiyi rahatlıkla ekstradan ülkeye sokabilir.

Ahl'den 1 tane yüksek alkollü ve 2 tane de düşük alkollü alınabiliyordu ben gelirken. 1 litrelik rakı iki de şarap mı ne almıştım. Arkadaşın geldiği ülkede freeshop daha ucuzdur ve daha çok alabilirsin. Ya da holynin dediği gibi dışardan alıp çantaya yüklemece.

atu sitesine bakin

yer bilmiyorum ama fenerbahçe parkı falan derlerse inanma demek için geldim. metrekareye bir gelin-damat düşüyo orda haftasonları özellikle, komik oluyo görüntüsü bile.

haydarpaşa diyenler de olabilir, ama sanırım orada da çok çektiren var.

gelin ve damat için özel, onların anılarının olduğu bir yer varsa, burada söylenebilecek her tür güzel yerden iyidir fotoğraf çekilmesi için diye de bir tavsiye bırakır, giderim.

fethi paşa korusu var ama kalabalık orası da.

anadolu yakasında değil ama koç müzesi düğün fotoğrafları için çok tercih ediliyor.

giriş: 400 tl diye biliyorum

www.ngbb.org.tr

rahmi koç müzesine git. çok malzeme var çoookk

ataşehir botanik bahçe var. ama orası da haftasonu gelinler ve damatlar tarafından talan edilmiş durumda. bir de oradan oraya yürü derken herkeşler perişan oluyor valla.

Ben başka birşey söyleyeceğim.
kuruyunca kara tahta özelliği olan boyalar var. İstediğiniz şekilde tahta kestirtip, sonra bu tahtayı bu boyayla boyayabilirsiniz.
boya TR de var mı bilmiyorum ama yurtdışında var. Ebay'e bir bakıp döneyim.

Şöyle de birşey varmış
www.ebay.com

duvarkağıdı gibi yapıştırıyorsunuz. istediğiniz şekilde kesip, istediğiniz yüzeye yapıştırabilirsiniz.

fiski

Vodka. Since 1453.

şarap.

meyve suyuymuş gibi servis edilir kimse çakmaz.

votka-redbull-fişne.

masa altıysa vodka iyi gider.

vodkayla karıştırın bir şeyleri kimse çakmaz meyve suyu bardağında.

Vodka +1

shot jager kolanın içine,yada viski

Bi zaman sonra mühim de değil zaten. Arkadaşımın düğününü içip içip tek başıma felakete sürükledim, bütün yaşıtlarım beni haplanmış serseri sanıyorlar, ama arkadaşın ailesi falan sen ne manyak eğlendin dedi sonra. Ortamın hakkını verince her şey affediliyor.

Masa altında dönen dolapları herkes bilecek yani. İki masa adam hep bir ağızdan vişne suyu içmez ya, helbet karıştıracaklar bişilerle.

Viski +1

Vodka +1

Sezen aksu kutlama.

şarkı güzel, ben ana gabriel yorumunu daha çok seviyorum. dans için daha uygun sanki. farklı önerim de olabilir.

oscar harris. alta gracia.

www.youtube.com

bir iki tane daha var. eğer istersen, onları da yollarım. mutluluklar dilerim.

www.youtube.com :D

www.youtube.com

seçtiğin şarkıyı türkçe sözleri ile ilk ertan anapa söylemiş. benim bütün dualarım seninle olarak. sezen cumhur önal yazmış sözlerini ve onun da ilk dans müziği olmuş düğününde. yaşar da benim bütün rüyalarım seninle diye yeniden yorumlamış.

tam bana göre bir konu bu, tutamıyorum kendimi, pardon.

www.youtube.com

leonard cohen, dance me to

guzel secim olabilir.

oscar harris icin de +1

Merhaba
haziranın kaçı, düğün mekanı istanbul un neresi?
repertuvar /şarkılar belli mi? nelerdir?

Efibadem kurabiyesinin tadına bakmayı unutmayın. ^_^

Civarda şirin köyler var oraları gezebilirsiniz, biz zeytinliköy adında bir köye gitmiştik, burada çok şirin butik cafeler vardı, kahve molası verilebilir. Sokaklarında turlayabilirsiniz.

uğurlu biraz uzak ama güneş en son orada batıyor sanırım. zeytinli'ye gidin hristo'da tatlı yiyebilirsin meşhur gökçeada diyince akla gelenlerden kahve içebilirsiniz orada.

daphne branches anahtar sozcukleri olabilir.

wreath efenim, böyle arayabilirsiniz.

evleniyoruz...
mutlulugumuzu sizinle de paylasmak istiyoruz!


en mutlu gunumuzde bizi yalniz birakmak istemeyeceginizi biliyoruz.
davetlisiniz!

mutlulugumuza ortak olmak ister misiniz?
o halde siz de gelin! (bu cok zorlama oldu,)

bunlari gelistirip yuruyun iste :)

burada da okunuyor metinler. www.koza.com.tr

Bir arkadaşım denizci idi, denizcilik terimlerini kullandılar. "Yıllarca farklı denizlerden birbirimize baktık, şimdi aynı gemideyiz. Pruva neta!" tarzı şeyler yazmışlardı, güzeldi. Sizin de meslekleriniz buna uygunsa, böyle şeyler yapabilirsiniz.

ne zaman evleniyorsunuz ? kafiyeli bir şeyler bulalım. olursa ekime olmazsa.. gibi ;_;

"biz evleniyoruz, haberiniz olsun sonra davetiye göndermediniz demeyin"

kime sorsam klişe iyidir diyor. karizmatik bi şiir kaptırmak istiyorum ben aslında ama okumadık durumumuz yoktu muamelesi görme riski var.

hatta kıvanç tatlıtuğ duyun. kıvanç nedir ya,
şaka bir yana, evlilik ha, kıskandım. Mutluluklar

mutlululuklar;)
"iki yabancıdan bir aile yaratıyor aşk!
aile olmaya adım attığımız bu mutlu günümüzde sizleri de aramızda görmek isteriz"
gibi bir şey yazmıştık biz. ikinci cümleden tam emin olamadım.

gelirseniz ekime , gelmezseniz .. kadar

cocuklara iyi uykular yazmada.

Klişe olmasın diye kasıp yıllar sonra hatırladıkça pişman olacağın birşey yazma. Şu an sana orjinal gelen metin ileride çok saçma gelebilir.

ak koyunlar akışır birbirine bakışır
siz misafirlerimize düğünümüze katılmak yakışır

ben olsam hava da güzelse ege'de kıyıdan kıyıdan gider gelirim

abant gölü kenarı.

resm.in

anadolu kavagina gec polenozkoy'den. hatta yol uzerinde yuşa tepesi vardir. rivayete göre en güzel bogaz manzarasidir. ben katilmiyorum ama. fakat otantik ve güzel yerlerdir. zaten beykoza yolun düşecek beykozda harika yerdir. özetle üsküdardan çıktığında kuzguncuk oradan beylerbeyi sonrasında beykoz oradan yuşa sonrasında anadolu kavağı. korkarkarım karışık anlattım ama tekrar tekrar okuyup haritaya bakarsan sorun olmayacak. bye.

Haydarpaşa'nın arkasındaki yerlere benziyor.

Bende var.

arkadaştan alamazsan ben de ulaştırmaya çalışırım.

@buff, hallediyor. teşekkürler.

neden üye olmuyorsunuz?

görsel kodu yazın, ben indirip size göndereyim.

lazım mı hala?

@battal gemalmaz, yardımcı oldu. teşekkürler ilgilenenlere.

"ışığınız bol olsun" diyen andavalların olmayacağı bir yer olsun.

özellikle yerlileri kullanmiyorum. flickr diye bir şey var.

Olabilir neden olmasın? Bugüne kadar 1-2 deneme oldu gerçi ama bende hiç biri tutmadı.
Hali hazırda yeni 1-2 tane daha görmüştüm. Fena değil gibiler.
Ama esas soru ilk kullanıcıları çekmek için ne yapacaklar o önemli. Sayfaya değer katacak gerçek fotoğrafçılar fotoğrafa fazlasıyla doymuş insanlar. Onları kandırman zor. Toplasan da ufak bir kalite düşümü olsa ortamı piyasa fotoğrafçılara terk etme ihtimalleri yüksek.
Diğerlerinin çoğunun derdi ise başka bir şey olur gibime geliyor.

Farklı bir şey katmayacaksa bu site vasat veya kötü bir son bekliyo olacaktır büyük ihtimalle kendisini.

1 ay yeterli olmuştu bize.

bu durumun bir çok parametresi var. mobilya, beyaz eşya, perde, halı vs. ev kiralamakla bitmiyor. eşyayı aldın sonra evi kiraladın, o çamaşır makinesi yerine sığmayabiliyor, buzdolabının yanlarında yeterince boşluk kalmayabiliyor, perdeler camları kapatmayabiliyor. hiç problemsiz yerleşmek istiyorsanız 3 ay önceden tutup derhal eşyaları almaya başlamalısınız.

ben iki ay önce kiraladım ama başka çarem yoktu. yetti arttı bile.

2 ay

2-3 ay naaptınız ya! iyi planlamayla 1 ay yeter. buzdolabı, çamaşır mak., doğal gaz gibi temel ihtiyaçları sorunsuz halledin mutlaka. kalan ufak tefek eskikleri de zamanla giderirsiniz. dört başı mamur olmayıversin nolcak? paraya en çok ihtiyacın olacağı dönemde niye boşuna kira veresin.

3 ay bence çok. boşa kira verirsin. beyaz eşyaların ölçüsü genellikle standart olur. dolaplarda onların sığacağı ölçülerde yapılır. eğer farklı ölçüde bir model alacaksanız ona göre dolap bakarsınız.
Eşyaları önceden alsanız da mağazada bekler. siz evi tutunca adresi bildirirsiniz gelir kurarlar.
Evi tutup varsa gerekli tadilat tamiratı yaptırın. Sonra temizlik yaptırın. Eşyalar gelsin. Eğer pratik biriyseniz 15 günde hepsi hallolur. En fazla 1 ay. Fazlası gereksiz bence.

bence 2 ay. çünkü mesela yatak, koltuk takımı alıyorsun onların zaten eve gelmesi min 1.5 ay sürüyor hemen getirmiyorlar. önceden alsan ölçülerini bilemiyorsun. en güzeli 2 ay bence

@sta
1,5 ayda koltuk takımını sıfırdan imal ederler :)
eğer hazır mobilya alıyorsanız ve düzgün bir bayi seçmişseniz depodan 2-3 günde teslim ediyorlar.

@sta sipariş zamanında zaten ürünleri hemen sırtlanıp götüremiyorsun. şu tarihte elimde olsun diyorsunuz o tarihte nakliyeleri ile geliyor. bizim öyle olmuştu. ayrıca ev içinde otururken daha kolay diziliyor.

biz yatak odasını istikbalden aldık salonu bellonadan ikisi de 1 ayda önce gönderemeyiz dediler eğer bu tür markalardan alıyorsanız göndermiyorlar.

bunlar tamamen istisna bence. evleneceğiniz tarih belli sonuç olarak. gardırobu enza'dan, yatağı tepe home'dan aldık. 1 ay içinde hepsi geldi.

2 ay önce kiraladım ama evi kaçırmamak için.
yoksa 1 ay bile yeter.

teslim süresi tamamen bayinin stok durumuna bağlıdır. eğer 1 ay gibi uzun süre veriyorsa elinde mal yoktur yeni sipariş verecektir. gider başka bayiden alırsınız. normalde stoktaki mobilyanın teslim süresi 2-3 gündür. o da evin bulunduğu semtle alakalı. marangoz bile 1 ayda sıfırdan yapar mobilyayı. bahsettiğiniz markalar hazır üretim.

evi tutar tutmaz perdeciyi getirin ölçü alsın. 1 hafta da perde dikimi sürer.

Ben şöyle düşünüyorum,

6 Haziranda düğünüm var
19 Mayısta mobilya gelecek
Diğer hazırlıklar falan derken 1 mayısta tutmalıyım.
Ama kafama yatan bütçeme uygun bir yer bulursam kaçırmamak adına erken kiralarım

İlk zamanlarda kendinizi sıkıntıya sokmayın. Daha uygun bi semte gidin.

yani yaşım 25 hayat tecrübem ne derece size akıl vermeye yeter bilmiyorum başımdan evlilik de geçmedi ama bence kiraya çıkın başta... biraz dayanıp beyaz eşya yükünden, düğün masraflarından kurtulup öyle ev işine girişin derim. galiba arkadaşın dediği gibi daha uygun bir yere bakmak gerek.

@aksach arkadaş gibi benim de bireysel tecrübem sıfır fakat genelde gördüğüm bu tür hesapların pek tutmadığı. 150k kredi 7 senede geri ödemede aylık taksidi 2500 lira aşağı yukarı. İlk etapta kendinizi bu kadar sıkmayın derim nacizane.

amator filozof +1.
yeni evliyken kredi/borç ödemek iyi fikir değil. daha uygun bir yerde biraz daha birikim yapın, önce düğün masraflarını falan halledin daha sonra duruma bakarsınız.

işyerleri nerde?

@sta, maslak-kozyatağı

krediyi 10 yıl düşündük.

Simdi duruma bakalim. 5 ay 1500 tl odemeniz var. Bunun disinda 15-20 bin tl yapacaginiz masraflar var. Evi almak icin hem arabadan olacaksiniz hem ustune 30 bin lira borclanacaksiniz hem de kredi taksiti odeyeceksiniz yukaridaki odemelere ek olarak.

Dugunde sizin beklentiniz 20-25 bin gelecegi yonunde de, ya gelmezse? Elde olmayan paraya gore hesap kitap yapilmaz. Cunku evdeki hesap genelde carsiya uymaz. Ya beklediginizden az olursa? Dugunden gelenlere dokunmayin, yatirin onu hesaba. Dugun harcamalari hafifleyince dugunden gelenleri pesinata eklersiniz. Birkac ay kirada kalmak sizin icin daha iyi olacak gibi.

valla 1200 kira iyiymiş.. hasanpaşa ya bir bakın. metrobüse yakın metro ya yakın. almayın bence ilerki yıllarda alın ev. zaten şu anda şişmiş durum da geçen sene aldığımız ev şu an da yüzde 30 zamlanmış durumda

@mr fusion doğru söylüyor bazı dönemler ev fiyatları zıplıyor bazı dönemler dibe iniyor buna da bakın. zira biz böyle bir dönemde ev aldık 2007 haziran... o zaman ev fiyatları baya düşmüştü

kentsel dönüşüm çerçevesinde ev artışı oluyor istanbul'da. bu doğrultuda 2-3 sene sonunda ev fiyatları daha makul düzeylere gerileyecek diye bir duyum aldım ben geçen ay. duyumu aldığım kişi de kadıköy'de bir emlakçı. tabii bu konuda daha farklı ya da detaylı bir bilgiye sahip kişiler varsa bilgilendirsinler lütfen.

gençlerin atladığı bir durum var; eve göre alınan kimi eşyalar vardır, mobilya, perde vs. 5 ay sonra eve çıkacağız dediğinizde bir daha eşya alma riski doğuyor.

Şunu da düşünmek lazım, 200 bin liraya alacağınız evin de sizi tatmin etmeme ihtimali çok yüksek; o zaman eve tadilat parası vs. ödemeniz gerekecek. Yani 200 bin leralık ev 200 bin olmakla kalmayacak. Şöyle diyeyim, 200 bin leraya değil Maltepe, Tuzla'da felan ancak ev bulabilirsiniz, ya da bulacağınız ev, emlakçıların deyimiyle yıkılma arefesinde "yatırımlık" "kentsel dönüşümlük" bir ev olacak.

Toplamda, nacizane tavsiyem, kiraya çıkın. 2 yılınızı da gözden çıkarın, bu esnada da biriktirmeye çalıştığınız paralarla daha düzgün bir ev alırsınız. Ev fiyatlarının daha fazla yükselme ihtimali yok gibi.

Ekonomik sıkıntıyla başlayan evliliklerin çoğu bütün evliliği kaplayabilecek travmalara yol açabiliyor, değmez.

Ev alırken elinizde ne kadar nakit olursa o kadar iyi. O yüzden kirada otururken birikim yapmaya çalışın. Biliyorum hayat çok zor ama her ay maaşınızın yüzde onunu kenara atsanız 5 sene sonra elinizde peşinat olabilecek bir para olur. Hem emlak fiyatları istsnbulda 2000lerin başından beri gösterdiği hızlı yükselişi yavaşlattı. Pazar dengesini buldu, astronomik fiyatlar bir sure daha dengde kalabilir (tamamen tahmin yürütüyorum:) gochebe haklı, evlilikte maddi sıkıntı olursa işin tadı çok değişiyor. Borcunuz olacağına huzurunuz olsun, Bi şekilde birikim yapar yine alırsınız evi, dünyanın sonu değil kirada oturmak.

yaşınızı da yazsanız daha sağlıklı cevaplar gelebilirdi.

ne bileyim -30'sanız bu yaşta borç altına girmenin sıkıntı vereceğini düşünüyorum. hani azcık birikmişiniz olur, kenarda köşede arsanız olur, ailelerin durumu iyi olur o zaman tamam ama sıfırdan borca girilmez.

maddi sıkıntılar malesef aile içi huzursuzluklara neden oluyor. güzelce balayınızı, tatilinizi, arada hafif lükse kaçan harcamalar yapmadıktan sonra ne anladım ben o evlilikten. en güzel çağlarınızı evde oturup ay sonunu nasıl getirsek diye düşünmek, sürekli gerginliğinizi birbirinize yansıtmaktansa eviniz olmayıversin.

azcık birikim yapıp bi 5-10 sene sonra düşünün ev almayı. birikim yapamıyosanız zaten kredi öderken de zorlanırsınız. belli mi olur belki ikinizden biri iş değiştirir başka yere taşınmak zorunda kalırsınız.

ooo efsanevi bir duyuru olmuş. duyuru kullanıcılarının ilk kez 25 yaşındayım, hayat tecrübem size akıl vermeye yeterli gelmeyebilir dediğini okudum. sonra bunu onaylayanlar da olmuş.

vay anasını. halbuki bir duyuru kullanıcısı 25 yaşında hayatı yaşamış, her şeyi bilen, 50-60 yaşındakileri karşısına dizip de ayar veren, terbiye eden insandır.

kişisel görüşüme gelirsek (ev alma ve yüksek miktarlı borç ödeme tecrübem yok, ancak hayatınızda bu kadar değişikliklerin olduğu, evlilik masraflarınızın ve taksitlerinizin olduğu dönemde ev alma işine girmeyin derim ben de. 2 sene bekleyin. eşya taksitleri bitsin, rahatlayın. eğer 10 bin liralık maaşlarınız yoksa gereksiz borç altında sıkılırsınız.

ömür boyu mutluluklar şimdiden.

Benzeri başımızdan geçti.
Öncelikle ilk önerim: Evlenmeden önce evin her eşyasını sakın almayın. İçinde yaşadıkça eşyaları tasarlayın planlayın, alın.
Yatak, Buzdolabı, Çamaşır Bulaşık fırın/ocak ve oturacak minimum birşeyler vs yeterli. Ama bunları aırken de fiyt /performans en iyilerini araştırıp alın. İçinde otururken ihtiyaca göre alın.
3 Sene para biriktirin. Muhitleri aceleye getirmeden daha çok inceleyin araştırın, nereden ev alınır bakın.
Krediyi 60 aya indirebilecek kadar peşinatı toparlayıp, krediye girin. Genel olarak Ev kredisinde o çekilen kredinin karşılığı (yani ev) var olduğu için risk çok değildir. Korkmayın yani.
Mutluluklar,

önce evlenin, bir sene filan bir geçsin.

ondan sonra karar verirsiniz, evlendikten sonra pişman olan cok insan var. bir de ev borcuna girip mecburiyeti katlamayin.

mutluluklar dilerim.

kağıthane-bomonti ve bomonti-dolmabahçe tünellerini kullanarak direk beşiktaş sahile gelebilirsiniz. ha akşam trafiğinde barbaros da tıkalı oluyor tabi ama tem'den iyidir.

Fotoğraf makinesi ve lens aralığına göre alt menüler olmasını isterdim. Benim cihazla neler yapılıyormuş görmek açısından

hatunların hesap makinasıyla çektiği fotoğraflara yalakalık yapan, erkeklerin yayınladığı düzgün fotoğraflara kulp takıp hakaret boyutuna getiren yavşak popülasyonu kontrol altında tutulursa süper olur. evet değişik bir istek.

Emiterin dediği gibi, exif bilgileri olsun. Yorum yapma, kişi etiketleme olayı. Kendi albümlerimizi oluşturma ve son olarak da çarpıcı bir arayüz. Mümkünse facebook gibi tek parça.

Her gün, internette fazla yaygın olmayan tips&tricks, how-to yazıları.
Fotoğrafçılar için temel Photoshop eğitimi ile alakalı yazılar, videolar.
Fotoğrafları favorilere ekleme, beğenme özelliği.
Fotoğrafların altına yorum yazma özelliği (ama basit bir arayüzle. Karmaşık bir şey değil).
Fotoğrafçıları takip etme (Twitter mantığı).
Haftalık seçilen bir kaç fotoğrafın hikayesi (çeken kişiyle irtibata geçilebilir. Ya da çeken kişiler bizzat öyle blog tarzı bir şeyler tutabilir)
Blog demişken, mutlaka olmalı blog.
Şimdilik bunlar geldi aklıma.

Yukardaki arkadaş çok mantıklı demiş.

Ek olarak ise bu fotoğraf ve eklentilerini hızlı ve güzel(tema olarak) bir biçimde sosyal medyada paylaşım imkanı. Günümüzde olmazsa olmaz gibi.

- 500px.com gibi sade bir tasarıma sahip olması
- Fotoğrafların exif bilgilerinin yer alması ve bu bilgilere göre arama yapabilme
- Fotoğraf yükleme aşamasında fotoğraf kalitesine asla dokunmaması
- Basit arayüze sahip bir forumu olması
- Fotoğraflarda yorum, beğen ve favoriye ekle (favori ekleme sırasında benden etiket ya da kategori isterse daha kullanışlı olur) özelliği
- (Eğer yükleyen eklediyse) fotoğrafların çekildiği lokasyonu görme ve lokasyona göre fotoğraf araması yapabilme

Amazon. Bütün büyük firmalar onu kullanıyor.

amazon derim, yada tr içi yapacaksanız sadecehosting'de olabilir. yanlız amazon kur farkı nedeni ile dezavantajlı olabilir başlarda.

Trde yapacaksan radore u kullan. Google cloud u da kullanabilirsin

Müzelere ve merkeze uzak evet ama yakınında metro var diye gördüm haritada metroya binip plaza mayora gidiverirsiniz... Madrid bence plaza mayor ile park retiro arası gezmelik yerlerden oluşuyor diye düşünüyorum

Madridde her yere metro ile gidebilirsiniz. otelin yakınında da metro istasyonu var zaten. oteli begendiyseniz ulaşım konusunda sıkıntı yaşamazsınız. gece bire kadar metrolar açık. sadece sürekli metro kullanmak bir yerden sonra sıkıcı olabiliyor :)

niye madrid? üstüme vazife diil ama...
daha cazip bi şehir olamaz mıydı İspanya'da?

lantel+1 madrid'de ulaşım sorun olmaz bence de.

kadıköy'de viktor levi şarapevi var tarif ettiğiniz gibi. tavsiye ederim.

thales

mychef seviyorum ben ama bazen gerçekten çok gürültülü oluyor. thales de öyle. bir de genelde thales'te servis epey yavaş.

viktor levi'ye gitmek kısmet olmadı ama arkadaşlar çok önerdi. şarap evi konsepti falan daha iyi bence.

Fenerbahçe happy moons

kadıköy zurich, barlar sokağı civarında eğer kalabalık olursanız (10 kişi civarı) üst katı size verebilirler.

şıır festıvalı var. Facebooktan bı bak ıstersen. Yerebatan sarnıcındaydı bugun galiba.

maltepe'de, süreyya plajı tren istasyonu ile minibüs yolu arasında kalan kısma bakabilirsiniz.

Üsküdar Selimiye olabilir.

bakırköyün metroya metrobüse yakın tarafları olabilir.

O paraya en iyi Küçükyalı-Bostancı tarafında ev bulursunuz bence. Hatta zorlarsanız Göztepe-Erenköy arasında minibüs yolu tarafında da çıkabilir. Anadolu Yakası için Bağdat Caddesi'ne yürüme mesafesindeki her yer benim için yaşanası yer kriterinde.

valla arkadaş için baktık da dert hakaten. Millet arabayla gelse içemeyecek, servisle gelse istediği saatte dönemeyecek. Mahalle arası düğün salonu ve polonezköy seçenekleri arasında milyon tane opsiyon var, biraz daha düşünün derim.

park sensörü önemli birşey, bence multimedya çok da şart değil,belki çocukları oyalamak için vs olabilir.

sunroof'da model uygunsa olabilir.

krom kapı kolları, krom arka bagaj çıtası, replika jant, sportif koltuk kılıfı, ön dahil tüm camlara 1 numara film. böyle kararında ve bütünlük taşıyan ufak modifiyeler.

cam filmi & park sensörü ama bozuldu sensör

park sensörü + navigasyon

aracın eski navigasyonunu çaldı şerefsizler. kaskodan yeni ve daha güzelini taktırdım. blututlu, daha büyük ekranlı daha iyi bi parça. para olunca geri vites kamerası taktırmayı düşünüyordum, kısmet olmadı :D

Öncelikle krediyle ev alırken bankalar evin tam parası kadar kredi vetmiyor % 70
İni veriyor yani elinizde nakit paranız olması lazım.

Yeni evlendiğiniz için birsürü şey yapmak isteyeceksiniz kredi öderken biRaz sizi zorlayabilir . Aylık araba ve kişisel masraflatınızı çıkardığımızda 4000 kalıyor bunun max ne kadarını verebilirsiniz bunu iyi ayarlamak lazım yoksa ay sonu zora girilebiliyor.

Hangi şehirde olduğunuz , alacağınız evin fiyatı ve aylık kredi ödemeleri , sosyal hayatınız vs vs hepsini düşünüp karar vermesi size kalıyor. Çok sıkışırsanız yardım alabileceğiniz aile büyükleri var mı mesela ?

Biz evlendikten 8 ay sonra krediyle ev aldık ilk baslarda baya zorlandık ama daha sonra alıştık bu düzene .

o gelirle çok rahat ev alırsınız, hiç korkmayın.

iski'nin önündeki otopark fena değildir. 2 katlı biraz köhne ama içerisi kontrollüdür.

mobilden girdiğinde mobil, pcden girdiğinde site yazar. aksi pek mümkün değil.

çiçeksepeti.com?

yıllardır kelebekler vadisi hayalimiz vardı, ölüdenize kadar gittim 10 kez, vadiye geçmeye fırsat olmadı bir türlü.

onun dışında almanyada var birkaç yer, frankische schweiz, schwarzwald ilk sıralarda - yakın çevrede olduğu içindi.

avrupa turu, akdeniz turu, dışarıda kar varken şömine önü turu, yapacak o kadar çok şey var ki. ayrıca duyuru-nick uyumunu sağlamışsın, senden yaratıcı ve kutsal hayaller bekliyoruz.

çocukluktan beri karımla dünya turu yapmayı planlıyordum. avrupa'nın yarısını tek başına tamamladım, hala karım yok.

bodrum'da küçük bir evimiz olsun, onunla asosyal asosyal takılalım. bütün günümüzü denizde geçirelim, dalış yapalım. şile bezi kıyafetlerimizi , parmak arası terliklerimizi giyip gezelim, kimseyle muhattap olmayalım. sevgilimle olmasa da yapacağım bunu.

bir gün evlenirsem çocuk yapmak istiyorum. cidden bunu okuyunca ilk aklıma gelen bu oldu:D

haricinde evlendiğim kişiyle festival festival, konser konser gezmek benim hayalim ya. 40 da olsak 50 de olsak x şurada çıkacakmış, biletleri alıyorum? diyebileceğim bir eşim olsun isterdim. zaten müzik zevkimin uymadığı adamla iyi de anlaşamıyorum genelde.

yapmıyorum ama yapanı var swingers :)

tv önünde patlamış mısırlarımızla film izlemek. evet hiç yapamadım hayalim bu şimdilik.

valla 7 yaşımdan beri çoğu ülkeyi gezdim, bunun içinde 3 sene isviçre, 2 sene fas ve 2 senede (üniversitede) fransa'da yasadım. ancak hepsinde yalnızdım ne yazık ki. hadi ilk iki ülkede ve diğer gezdiğim ülkelerde gençtim cok diyelim ama fransadayken bir sevgilim olmuş olsaydı fena olmazdı. neyse en azından arkadaş ortamım iyiydi şimdi oda yok :/

ilerisi içinde umarım birisi olurda su yeşil pasaportun tadını cıkarmak için, son 3 senem kaldı yaş sınırına takılmadan önce, rahatça gezmek hayal olur sonra herhalde vize işleri yüzünden... of akşam akşam sinirim bozuldu yine :(

özet: yalnız gezmek hep yarım kalmıslık hissi veriyor.

karımı sikmek

Dünya turu. Hızlı bir tur değil, canımızın istediği yerde istediğimiz kadar kalacağımız bir tur.

Bodrum da güzel fikir. +1

Amatör tiyatrolar için olanaklar (sahne vb.) yaratmak.

Uzun soluklu gidecek bir ilişkim olursa Ege sahil kasabası hayatı gibi son derece basit bir hayalim var.

rock n roll +1
arnold +1
bu türden gelecek sade fikirlere +1

Valla benim de tekne hayalim var. Hatta o teknede yaşayabilirdim bile. Dingin, huzurlu, mavi. Neyse anlaşılan o ki duyurucular olarak bi gün Ege'de buluşuyoruz :D

pandispanya, duyurucularla yat kiralayalım 1 hafta, aşçı da alırız, koy koy gezeriz. nasıl fikir?

Douchebag, vallahi ben varım.

rock n roll + 1 diyesim var, hep bu hayali kurdum ama bu hayale hiç sevgiliyi katmamıştım. İki kişi olursa, o benim suratıma bakar, ben onun suratına bakarım, en son çok fena sıkılırız gibi geliyor. En korktuğum şey de sevdiğim adamdan sıkılmak, onun da benden sıkılması. Asosyal olalım, aynı evin içinde arada görüşelim ama yapışık ikiz gibi de sürekli birlikte olmayalım; internet olsun. O oyun oynasın, ben de takılayım.

ayçovski, yine o kendi ayrı, ben kendim ayrı takılırım. mesela ben resim yapacağım, heykel yapacağım, o da istediğini yapsın o arada. ama eve gelen giden olmasın. ondan yanayım. küçük bir bahçe yapalım, denize gidip sünger çıkaralım, balık tutalım tekrar denize bırakmak koşuluyla :)))

O zaman rahatlıkla rock n roll + 1. :)

pandispanya, yazın görüşelim. geçen yaz yaptım bunu. çok güzeldi. ve sanıldığının aksine çok da ucuza geldi.

douchebag, ben de çok zamandır istiyorum bunu ama fırsat olmadı. Yapanlar anlata anlata bitiremiyor :D Yaza doğru sen bir duyuru açarsan başlığında toplaşabiliriz. Holydreamer arkadaşımıza da bu kutsal hayali gerçekleştirmede payı olduğu için bu vesileyle teşekkür edelim :p

güzel
alternatif olarak cross a da bakabilirsin

harbi şıkmış. ne kadarmış?

fiyatı biraz tuzlu ama benim için değerli birisi olduğundan önemsemiyorum. en düşük 350 tl ye buldum. sirkeci'de daha ucuza bulma şansım olabilir.

uuuu beybi...

yaklaşık bir sene önce aynısının grisini aldım hong kong'dan. güzel kalem. fakat yazmayı çok seviyorsa ve kalemin kağıtta çıkarttığı sese aşık biriyse ucu biraz sorunlu. kesik uçlu alırsan yazdığından daha çok zevk alabilir arkadaşın. bu arada sorunlu derken ürün hatası vs. şeyleri kastetmedim, yazının gösteriş kısmından ve kağıtta çıkarttığı sesin hoşluğundan bahsettim.

ama kalem çok şık. hikaye, şiir vs. yazarken ne bilgisayar ne de daktilo kullanıyorum parker yüzünden. :)

@papillon7, ben zaten kaligrafi ile ilgileniyorum. bu onun ilk dolma kalemi olacak. günlük olarak kullanacağı için kesik uçludan ziyade böyle bir seçenek düşündüm. görüntü olarak da hoşuna gidecek bir kalem olsun istedim. bu yüzden de sizlerin görüşlerini merak ettim.

herkes beğendiğine göre alabilirim :)

bu adamın dükkanı dediğin yolun üzerinde. pekmez almadık hiç ama zeytin yağını geçerken hep buradan alıyoruz. her yere gönderiyoruz diye kartını falan vermişti. pekmezini de bir dene istersen.
www.ferhatcelikbas.com

doğru olduğundan asla emin olamadığım bi hikayesi vardı, yani ben ne kadar acılarla da yoğruldum neler neler yaşadım minvalinde. sürekli anlatmıyodu ya da atıfta bulunmuyodu geçmişine, ama yeni tanıştığı insanlara hep bunları anlatıyodu. bazı noktalarını özellikle abartılı vurgulardı, ki bu kısımları kendisine acınmasını istermişçesine seçtiği de biraz düşününce belli oluyodu gayet; para karşılığında birileriyle para karşılığında hem de oldukça az olduğunu da söylüyodu birlikte olmasından bahsetmişti ve buna "mecbur" kaldığını söylemişti. tabi ilk anlattığnda inanıyodum da birlikte vakit geçirdikçe bu anlattığı şeylerin iki temel özelliği olduğunu farkettim, eğer yanılmadıysam:

ilki, yaşadıklarını olduğu gibi değil olması istediği gibi aktarıyo, bi filmi montajlamak, ekleme çıkarmalar yapmak gibi aynı. ikincisi bu "olması istediği gibi"leri de o anki muhatabı veya muhataplarının duygularını nasıl yönlendirmek, onu-onları nasıl hissettirmek istiyosa öyle şekillendiriyo. çoğunlukla bu kendine acınmasını ister gibiydi, ama buna dair yani ona acıdığınıza dair en ufak bir aleni tepki verdiğinizde de "benim kimsenin yardımına, acımasına vb. ihtiyacım yok siktirin gidin" tavrı takınıyodu.

kavga-tartışma durumlarında da bu acındırmayı daha sinsi bi biçimde koz olarak kullanırdı, işin içinden çıkamadığında bilhassa ki bu da nadir olurdu; çünkü karşısındakini sindirmek ve baskılamak için hiç susmadan konuşur bağırırdı falan.

hayat görüşleri:ben bitti diyene kadar bitmez.
saçmasapan şeylere tutulurlar. kitap, film, bir karakter, bahçedeki ağaç, gökteki yıldız. biriyle beraberdim bombok kayıp bir zamandı. anlattıklarının yüzde 98i yalan. ayrılma kararı aldık sürdü arabayı duvara öldürcekti beni. aradan aylar geçti ''x hız yapmış şu an hastanede durumu ağır ben arkadaşıyım'' diye msjlar. gittik hastaneye yok. onu hala seviyor muyum diye denemiş. ama tabi hastalıklar bireyseldir tüm borderlinelara psikopat demek istemiyorum. kişilik bozukluğu sonuçta. çok aşık değilsen bulaşma türlü türlü huyları oluyor. hap bağımlılığı vardı ek olarak.

hayir, kotuler kral hayati yasiyor

evet.

evet. amma bu dünyada, amma öteki dünyada.

bence de kismen cunku kotu insan mutlaka bir yerde kotulugu yuzunden baska bir kotu tarafindan sikilir. ama mesela acliktan hastalanan, olen cocuklar, iyi insanlar da var. yani karmayi saglayan bir guc yok ama mantiken kotuysen sikilirsin muhakkak.

www.tema.org.tr Böyle bi' şey var.

murat muhallebicisi

murat muhallebicisine göre henüz kabak mevsimi başlamamış.

istanbul.yemeksepeti.com

istanbul.yemeksepeti.com

istanbul.yemeksepeti.com

nasıl başlamamış? bu akşam yemekte vardı. (ev sofrası (: ama)

süleymaniyedeki kuru fasülyecilerde var.

şirindir, güzel mekandır, ama sevgiliyle gidilip romantizm yaşamak gibi bir amaç varsa öyle bir yer değil. daha çok sohbet gün içinde uğranabilecek, uzun süredir görmediğin, özlediğin arkadaşlarla oturulup sohbet edilebilecek bir yer.

ikisi de çok küçük yerler. şilede pek bişey yok, ağvada mutlaka tekne turu yapın.

Şile'de kavala parkı ve fener var. Parkın içinde bir iki kafe var.denize karşı.. Fena değil. Fener ziyarete acıktı bir aralar. Hala açık mı bilmiyorum. Şile limanda salaş balıkçı tekneleri var.uygun fiyata balık yenebilir.

Şile girişine yakın bir noktadan ayrılarak Saklıgöl'e gidebilirsiniz.
Manzarası doğası güzel bir yer. İçindeki tesisten fazla birşey beklemeyin.

eğer merdivenlerin altında kalan 2. el ürünler satan yerse, o dükkan senelerdir var. Senelerce giydiğim parkamı oradan almıştım.

telefonda find my phone tarzı bir şeyler yüklüyse şansınızı deneyebilirsiniz.
savcılığa dilekçe yazıp bırakabilirsiniz.
düğünün videosunu izleyebilirsiniz belki bir kenardan çıkıvermiştir.
edit: hırsız bence düğüne gelen ufaklıklar varsa onlar.

Daha önce gerekli adımlar atılarak önlem alındıysa linkteki şekilde bulunabilir.
www.iphonecuyuz.com

söz konusu telefon iphone 5 olunca onlar efendi çocuktu geriye kalanlar zaten akraba demek bence mantıksız. düğündeki küçük çouklarda onu oradan alma riskine girmez.

bu arada iphone 5 masada bırakılır mı?

yan masa.

imei numarasını not aldıysanız verin polise, imei numarası belki faturada yazıyordur.

btk'yı arayıp imei numarasını veriyosunuz, telefonu kullanma kapatıyolar, kimsenin bi işine yaramamış oluyo telefon.

polise değil doğrudan savcılığa gidin tabi IMEI no gerekli hemen telefonu kullanıma kapatırlar ve sizden sonra telefonu kullanan var mı bunu öğrenebilmek için iletişim dökümleri istenir, sonrasında süreç devam eder, bulunma ihtimali yüksek yani,IMEI no yoksa telefonda en son takılı hat numarası da yeter.

bankayla arandaki bankacılık sözleşmesini iptal edebilirsin ama en iyisi teker teker kapatmak. çok da ıvır zıvırla uğraştırmıyorlar zaten.

Herhangi bir şubeye değil, tüm hesaplarının olduğu şubeye gidip tüm hesaplarını kapattırmak için dilekçe ve talimat verebilirsin.
Ben başka şubeden yaptım, bir hesabımı kapatmamışlar hala müşterileri görünüyorum. Kendi şubeme gidip onuda kapattıracağım.

kartlarımı çaldırdım ve yenisini de çıkartmak istemiyorum direk iptal ederler

ftp - filezilla - filezilla-project.org
online video oynatıcı - flowplayer - flowplayer.org
yerel video oynatıcı - kmplayer - www.kmpmedia.net
editör - sublime text - www.sublimetext.com
e-posta için - thunderbird - www.mozilla.org

Vcl player-video oynatıcı
smplayer-video oynatıcı
Freefilesync-eşitleme yazılımı
Utorrent-malum

hypercam
VUE