Ekşi Duyuru

karıştırarak pişirmeyeceksin, kısık ateşte pişmeye bırakacaksın. suyunu çekince altını kapatıp karıştırdıktan sonra havlu koyacaksın kapağın altına. tereyağı bozulmuş olabilir. bir de pirinçleri de kısa bir süre kavurmak gerekiyor şehriyeler kavrulduktan sonra.

ek: ehe tavuk labne değil tabii ki, tavuk bulyon :D

ikinci ek: birkaç damla limon pilavın suyuna damlatılır

pilav pişerken karıştırılmaz.

önce tencereye biraz sıvı biraz da katı ya da tereyağ koyacaksın yıkayıp süzdüğün pirinci 1-2 dk kavuracaksın. kavururken içine tuz, 2 küp şeker ve birkaç damla da limon suyu da katmayı unutma. ondan sonra üzerini kapatacak kadar sıcak su koy, kaynamaya başlayınca altını kıs ve kapağını kapat bundan sonra kati suretle karıştırma.

afiyet olsun;)

oha pirinci kavuruyor muyuz :O

hocam önce besmele çekeceksin.
sonra tereyağını eriteceksin. az biraz sonra şehriyeleri atıp onları kavuracaksın. suda beklettiğin ve yıkadığın pirinçleri süzüp şehriyelerin üstüne ekleyip, pirinci de bir 5 dakka kavuracaksın. eğer tavaya yapışıyor gibi oluyorsa biraz su ekle ki yapışmasın tavaya.

pirinci de kavurduktan sonra tuzunu atacaksın. kaynar değil de ben sıcak su ekliyorum. sıcak suyu da göz kararı ekliyorum. pirinçlerin biraz yukarsına gelecek kadar. ve ocağı daima kısık ateşte tutacaksın. 10 dakka sonra kontrol edeceksin. sonra bir 5 dakka sonra daha kontrol. 5 dakka sonra bir daha.

sonra misler gibi bir pirinç pilavı. daha 3 saat falan oldu yapalı. elime sağlık.

ölçü 1'e 1,5.
pirinci 15 dk kadar sıcak suda beklettikten sonra yıkayacaksın. sonra tencerede erimiş tereyağının içine (sıvıyağ da kullanabilirsin) atacaksın. 2-3 dk çevirip, üzerine suyu ekleyip, tuzu koyup kapağını kapatıp 10-15 dk, bütün suyu çekene kadar kısık ateşte pişireceksin.
bu arada kapağı açma, pirinci karıştırma. eğer cam kapak değilse azıcık aralayıp bakabilirsin.
şehriyeli yapacaksan pirinci atmadan önce şehriyeleri kavurup aynı sırayla devam edersin.
bütün suyu çekip, altını kapattıktan sonra karıştırıp üzerine kağıt havlu koyup kapağını kapatıp 10 dk civarı bekleyebilirsin.

edit: ben direk oda sıcaklığında su koyuyorum. tereyağı da tadını bozmaz. abartmadığın sürece.

ben de bizim ususl anlatayim:
bir kere biz sogan koyariz pilava, kati yag koymayiz, kup seker koymayiz, kaynar tuzlu suda bekletiriz princi. bunlar farkliliklar.
gelelim yapilisa, kettle da su kaynasin, princleri yikadiktan sonra derin bir kabin icine koy bol tuz at, kaynar suyu ekle ustune bir iki karistir sonra ustune dubir tabak ort birak kenara. ocagin altini ac, tencere kuru olsun, zeytinyagin riviera olsun. soganlarin disini aldiktan sonra ince kiymaya gecmeden once, zeytinyagini ekle tencereye, yani zeytinyagi gec isinsin. bu arada mumkunse ya makinede soganlari cek yada rendele, cok ince kiyilmis olsun yani. soganlar seffaflasincaya kadar yagda pisir. soganlari ilk koydugunda soyle bir iki cevirirsin sonra birak kendi baslarina gebersinler. aspiratoru ve oencereyi ac :)
soganlar soganliktan cikip sadece seffaf beyaz bir pure haline gelince pirincleri ekle, ama suyunu tabi suzuyorsun, hatta soyle bir soguk sudan bile gecirebilirsin. pirinci de kavur biraz sonra normal oda sicakliginda su ekliyorsun bir iki damla limon ekleyebilirsin ama sart degil. olculer 2 bardak pirince 3 bardak su. bundan sonra kapagini kapatiyorsun. ilk basta alti acik su kaynayana kadar, sonra bir guzel kisiyorsun, 15 dk da kisik ateste pisiyor bir guzel. sen bu arada salata yapiyorsun sadece karbohidratla karin doyurmuyorsun. sonra altini kapat. demlemeye birakmadan once son bir kere bir kac damla zeytinyagi gezdir mis gibi koksun. soyle bir karistir. sonra gazeteyi kapat ustune. git sofrayi hazirla.

tariflerin hepsini okudum. ne annemin ne de benim pişirdiği gibi pişiren yokmuş. başka galakside mi yaşıyoruz biz diye şüphe ettim.

mea sen de anlat :)

efendim biz ailecek şöyle yapıyoruz pilavı, ki bir çok kişinin da aynı şekilde yaptığını biliyorum:

pirinçleri sıcak suya koyacaksın (kaynar değil, sıcak)-suya da tuz koyacaksın. 1 saat kadar bekleyecek.

sonra pirinçleri ılık suda yıkadığınız su berraklaşana kadar yıkayacaksınız. (neden? pirincin nişastası akıp gitsin, pilavınız yapışmasın diye.)

sonra tencereyi alacaksınız, içine 2 kaşık kadar zeytinyağı koyacaksınız. iyice süzdüğünüz pirinçleri tencerede spatula ile kavurmaya başlayacaksınız. 5-6 dakikada filan kavruluyor pirinçler (ne zaman ki pirinçler ağırlaşıyor ve çevrilmemeye başlıyor o zaman kavrulmuş demektir.)

bu arada kettleda su kaynatıyorsunuz. kavrulmuş pirinçlerin üstüne bire bir-buçuk oranında kaynar su döküyorsunuz ve tencereyi tekrar ateşe koyuyorsunuz. (bu aşamada pilavın içine tavuk suyu veya bulyon koyabilirsiniz. lezzet katar)

hala tencerenin başındayız. suyunu çekene kadar altı kısık pişiyor. (bu aşamadan karıştırmak filan yok.)

suyunu çekince tencerenin kapağını kapatıyoruz. (karıştırma yok.) bu şekilde 10-15 dakika demleniyor pilav. kapağını açıp kaşıkla ters yüz edebilirsiniz şimdi.

en son üzerine ufak ufak terayağı parçaları koyun, tekrar kapağı kapatın. terayağı eriyecektir. servis etmeden önce terayağı karışsın diye kaşıkla bir kere daha karıştırın pilavı.

iyi kalite bir pirinç almaya çalışın. baldo veya osmancık olsun.

yapa yapa kıvamını tutturacaksınız. abartılacak bir şey değil bu. :))

mea m.c +1

Sadece zeytinyağı yerine tereyağı. Öyle yapılır pirinç pilavı. Eğer pirinci iyi tanıyorsan (ne kadar su kaldıracak) salma usul denilen de var. Özellikle tavuk suyu evde varsa yapılır. Kavurma yok, kaynar tavuk suyuna (tavuk suyu 1,5 pirinç 1 oranında)önceden ıslatılmış - süzülmüş pirinci koy, sadece bir defa tahta kaşıkla döndür. Yeniden fıkırdamaya başladığında kısık ateşte 20 dk. pişsin. Sonra altını kapat, kapağı kaldırırken buharı içine akmasın. Kapaktaki suyu süz. Sonra kapakla pilav arasına havlu ger, bir 10 dk. demlensin, afiyet olsun!

dropbox diyen çıkacaktır şimdi. önce davranayım.

imgur

dropbox bana kullanışsız geliyor bu iş için

gelmez.

birinde maksiumum hızın 30 40 km birinde 200 biri 10 kilo 20 kilo diğeri 150 kilo,var sen düşün.

gelmez ama bisiklet tecrübesi mutlaka faydalı olur.

örnegin bisiklerde ön fren neredeyse hiç kullanılmazken motoru durduran ön frendir. daha önemlisi motoruna göre ön freni kullanmayı bilmen gerekir. bunun gibi yüzlerce detay daha var.

Bisiklet dürerken elimde hamburger yemişliğim var , aşmış durumdayım, motor konusunda daha iyiyim , Suzuki GSXR var bende bisikletten farksız geliyor, hatta bisiklet süren herkesin sürebilceğini düüşünüyorum ama hız konusunda tabi cesaret gerekiyor, arabalar arasında sağ sol yapabilecek kadar manyak olman lazım.

ben bisikleti genelde iki elimi bırakarak kullanırım, çok da severim, lakin motor tehlikeli gelir hep, iki elimle tutarak bile kullanmam, tırsarım.

iki olumlu arasında olumsuz. sandwich yani

olumlu bi sey varsa 1 olumlu..
olumsuz bi sey varsa 1 olumsuz..

bu kadar tirsiyorsan eger:

olumlu ise 1 olumlu..
olumsuz ise 1 olumlu..

d) sadece olumlu, sonsuz kadar olumlu

mesela burnun çirkin diyeceğiz

a. burnun çirkin ama saçın, kaşın çok güzel
b. saçın kaşın çok güzel ama burnun çirkin

olumlu dunya, dusunmeyin bunlari.

negging deniyor buna yani negatif iltifat.

www.seductionscience.com

Tost tekniği deniyor bunun adına ve 2 olumlu lafın arasına bi olumsuz sıkıştırıveriyosun.

son söylenen daha akılda kaldığı için bence olumluyu sona almak daha mantıklı

bunun şöyle bir versiyonu vardır ve baya eğlencelidir.

E: küpelerin çok güzelmiş.
K: teşekkür ederim
E: babanemde de aynısından vardı.

ne söylersen söyle, bunalım olacağı varsa olur yoksa olmaz.

peşpeşe yapmamak gerekiyor ama. bu nokta önemli. yani 1 olumlu, 1 olumsuz diyip, bunu çok sıkacak kadar yapmamak lazım. 1-2 günde 1 olumlu, 1 olumsuz yap gitsin.

var gibi de, senin gözlerin sarı mı şimdi

bal sarısı göz ne olum? ayrılın bence.

yoo seni kardeşi gibi görüyor bence.

ela gözüm. bazen sarı olabiliyor, yeşil de oluyor arada. ilginç

ela, selam bu arada

@yeşilim
ağlayınca ya da yaşarınca sarı olabiliyor bazen, bir keresinde fotosunu çektim inanmayanlara capsliyorum :P

öncesinde dediğim gibi prensimi bekliyorum, beklemekten sıkıldım hatta gibisinden şeyler dedi özet olarak.

henüz doğru düzgün fotosunu bile görmedim daha, bakalım :)

bir cümleden çıkarımlarla nereye varmışsınız hemen ya hu.. biraz zarf at, pike yap, sonra anlaşılır.

pre-teen olur pampa o

sen onları bırak aynı yere onlar çiftleşir zaten.Ben de 2 tavşan vardı ( dişi erkek ) 20 tane oldular

8 yaşındaki bir çocukla 20 yaşındaki bir adam evlendirilir mi? Cevap bu soruda saklı.

Bu durumu insanla karşılaştırmak saçma olur, ilk başta bana da dişi çok genç gelmişti ama meğerse tavşanlar 28-50 günde cinsel olgunluğa ulaşıyormuş, bence sen bir 15 gün daha bekle sonra sorun olmaz.

Edit. Hayatımda tavşan beslemedim, purushayı dinle sen bence.

Evet 3 ayda tavşanlar cinsel olgunluğa ulaşır ancak 6 aya kadar çiftleştirilmezler. özellikle dişiler geç olgunlaşırlar.

1- (bkz: swag/#17050860)
2- bağlantılı mı bilmem ama işte ikisi de aynı tema üzerinden iş görüyor.

evet swag şekil, tarz vs. demek.

your mom geyiği de bizdekiyle aynı gibi. liseliler yani.

www.youtube.com

evet bağlantılı hatta o postu 6 ay önce ben yaptım ve çaldılar
9gag.com

bu siteye takıl bi kaç gün swf kusarsın panpa :)

ccc.incisozluk.ccşivi/

edit. Türkçe karakteri kabul etmedi link. sen eklersin sonuna

samsung w8150 piyasadaki en hızlı en ucuz android telefon

@want2die o kadar geriyim işte

sony neo v bak derim. dartyden 600 e düşmüştü bi ara 830 lardan kapıverdim. kamerada basar samsung w ye.

sony neo v bak derim. dartyden 600 e düşmüştü bi ara 830 lardan kapıverdim. kamerada basar samsung w ye.

SE xperia ray bakmanı tavsiye ederim ince güzel şık duruyor.kamerası falan da yeterli 8 mp exmor sensör var zaten özellikleri neo ile aynı sayılır.

hay sokayım böyle işe.

temiz yüz + şekilli sakalla da alınmıyor değil mi normal zamanlarda?

çıkacak kişiler açıklanmadan bilet almayı düşünmüyorum. %46 geyiğine de inanmıyorum. hele hele oben budak'ın yazdıklarından sonra iyice fos çıkacağını düşünüyorum.

o ne yazmış?

selam! ben gitmeyeceğim. belçika ayağına gitmiştim, gerçi en kötüsü belçika olur diyorlardı ama neyse. güzel hoş da o tarz müzikler beni bir süre sonra sıkıyor. ortamı gördüm, hayatımda bir defa yaşadım yeter diye düşündüm.

damsız gitsen alırlar tabi. resmen uluslararası bir organizasyon. apaçi olsan bile alırlar.

biletler çok çok büyük bir ihtimalle bitmez. 200 ytl verecek o kadar çok adam zor bulunur. ki hani pek takipçi olmayan bir tür. duyduğum kadarıyla hollanda filan anında bitiyormuş.

oben de hollanda ayağına gitmiş galiba. barmen buna benle şu ana kadar 400 kişi yatmak istedi demiş.

bilet satışı nereden yapılıyor kurallar yazmıyor mu orada

kelime/karakter sayısına bağlı olarak hesaplanır. sayfasında 200 kelime olan word dosyası için hesaplarsak doğrudan çevirmeni bulursanız 300-350 lira, bir büroya verirseniz yaklaşık 500 lira olur.
pdf'lerde kelime sayısı 3-4 katına kadar çıkabiliyor.
metinde çok tekrar varsa fiyat düşebilir, ancak bunun için bir programda kelimelerin sayılması gerekir.
düşük fiyatla çalışan öğrenciler de bulabilirsiniz, bu da sizin tercihiniz.

ben 50 sayfa için 350 kaat istiyorum kafadan. öğrenci fiyatı.

ajanslar da tercümana para vereceği için min 300 350 + kendilerine ne kotarırsalar çalışırlar.

ha, bir de şirket olarak veriyorsanız, devlete de %15 stopaj + %18 kdv ödemeniz gerekir. bunları sanırım sonra geri alabiliyorsunuz, onu muhasebe kısmı daha iyi bilir. bu kısmın çevirmenle ilgisi yok, ona verdiğiniz para değişmez.

ara bölümüne "ocr" yazıp arattım, okkalı cevaplar aldım.

bu da bana ders olsun.

finereader tabiki :)

hiçbir fikrim yok ama marul, yeşillik vermeyi denerdim ben olsam.

şurada bilgi var biraz;
www.akvaryum.com

böcekle filan besleniyorlarmış :S canlı yem vermek gerekiyormuş vs
sanırım ben besleyemezdim canlı yem olayı yüzünden :S

Un kurdu deneyebilirsiniz canlı.

edirne: 8 hem güzel hem efendi

kırklareli: 7 çok hatun var, hatun yani.

tekirdağ: 5 kendini güzel sanan ..

maşallah küsuratlara bak casanova filan olmalısın sen

kırklareli, 7,859
edirne, 7,453
tekirdağ, 6,128

harbiden o ne küsüratlar nedir yahu, neye göre kırıyosun puanları :)

lüleburgaz: 9 :)

ili tamamen söyleyemem ama sivasın bi ilçesi vardır şarkışla diye oranınkiler güzel oluyomuş atasözü bile var şarkışlanın tozu kızı güzü meşhurdur diye:)))
nerden mi biliyorum oralıyım:))))

istatistikler konuşur

edirne kızlarının %48,6 sı güzelken
kırklaeli kızlarının %37,2 si güzel
tekirdağ ne yazıkki nufus kalabalığından oranı yalnızca %29,13 te kalıyor.

edit: sezonluk göçler(öğrenci, işçi) istatistik dışında tutulmuştur.

3 ili de gezdim, hepisinden en az üçer bacılar tanudum, oranları salladum ancak yine yakınidir :)

gelen cevapların saatlerine bak allam yarebbim, hepsi öğle arasına girmiş :)
klimanız bol olsun :)

Edirne 9
Kırklareli 8
Tekirdağ 5

Edirneli'yim. :)

kantitatif bir söylem olmayacak ama edirnede, babası şekerci olan kızlar görmüştüm ve sayıları bir hayli fazla idi.

gidiyorum trakya'ya ata bindim.

Edirne hatta biraz daha daraltalım Uzunköprü.
Uzunköprülü olan varsa mesaj atabilir.
Sevgiler

654drsnhmt123
123456hmtdrsn
drsnhmt654
123hmtdrsn654
123hmt456
456hmtdrsn987
123hmtdrsn987

19hmtdrsn07

olmaz

not:18 yıldan beri ger gün yumurta yiyen çocuk.

bünyeden bünyeye değişebilir tabi ama ben öyle sürekli yumurta yesem alerji yapar mesela. kabarcıklar çıkar kolumda bacağımda. sende de olabilir belki öyle bir şey.

zararlı malesef, sarısını günde 1'den fazla tüketmeyin.
beyazını gönül rahatlığı ile tüketebilirsiniz.

2-3 güne 1 sarısını yeseniz daha sağlıklı.

Organikse sorun olmaz."Yumurtanın organik olmayanı da mı varmış?" diyorsanız açın okuyun lütfen.Sucuk konusu sıkıntılı.İçerisindeki nitrit ve nitrat maddeleri kanserojen maddeymiş.(Sağlık bakanlığı) Koruyucusuz sucuk bulmanız gerekiyor.Yani kolesterol açısından sıkıntı yok ama başka konular var dikkat edilmesi gereken.

her gün 5 yumurta yerim 3ü sabah olmak üzere damızlık gibiyim tavsiye ederim.

ahmet aydın günde 4 yumurtaya kadar yiyebiliyorsunuz diyor bence 15 tane bile yiyebilirsin bir zararı yok. yumurta fiyat / protein kalitesi açısından süper besin.

neden zararlı olsun ki??
isterim:) poşet yeşil çayla yapabilir miyim acaba? evde ondan var:)

İsterim :) Alkol yerinde birşeyler içmek güzel olur.

"*Hiç içmeyenler En az 1 fincan içmelidir.
*En mantıklısı günde 2-3 Fincan içilmesidir
*5 fincandan fazlası size zarar verebilir."

www.rehberim.net

he bi de ben de tarif istiyorum!

katkı maddesi olmaması ya da doğal olması önemli değil.yeşil çay çok faydalı fakat 1.5 litre içmeniz zararlı 2 fincanı geçmemesi gerekiyormuş.bitki çayları dozunda kullanılmazsa zararlı olabiliyormuş

ben de tarif istiyorum.

şeker katmıyorsan 5 litre de içsen zararı yok bence yeşil çayın.

ben yesilin zararını görmedim

dün gece üşendim kusura bakmayın. tarif:

çok basit aslında tarif. yarım litre ya da bir litre kadar suyu baloncuklar oluşmaya başlayana kadar kaynatın. ya da baktınız fokur fokur kaynıyor, hemen ateşin altını kapatın bi 4-5 dk soğumasını bekleyin.

ardından içeceğimiz miktarın yoğunluğuna göre poşet ya da normal yeşil çayı suya atın.(mesela ölçekli konuşmak istersek 6 poşet çay yarım litre suya konursa su dinlendikten sonra 250 ml daha su eklemek gerekiyor)
göz kararıyla yani. baktınız çok yoğun oldu, dinlendikten sonra su eklersiniz.

çay 20 dk demlenir. ardından poşet çay ise içinden çıkarılır, poşet çay değilse süzülür.

içine kendi zevkimize göre bir miktar bal/limon/şeker koyuyoruz ve buzdolabına 2 saat dinlenmeye bırakıyoruz.

buzdolabında dinlendikten sonra artık hazır, güle güle için :)

Bitkiler de dozunu fazla kacirirsaniz zararli olabilir.

mustafa ateş rulez :D

faiz oranindan enflasyonu cikarican real interest rate i bulucan iste, gerisini de dusunmedim.

Teleportation tabi ki. Ya da düşünce gücü.

o da aynısını dedi:

Axxxx Yxxxxx
Daha Fazlasını Gör
please, in your free time invent teleport

21 Haziran, 12:57Axxxx Axxxxx
Daha Fazlasını Gör
No, teleport. NOW

otostopla gidersin.

trene felan bak belki bi ihtimal..

böyle bir soru sorduklarına göre en çok satan modelleri bu.

hımmm... 12 yaz sen 12 iyidir.

evet. hikaye hepsi

seni özlüyorum ve yaşadığı yeri değiştiren sen değil de ben olduğum için aslında mutluyum. Çünkü aynı yatakta yatmak ve diğer şeyler benim için oldukça zor olacaktı. seni seviyorum optm kib by.

Seni hala özlüyorum ve giden sen değil ben olduğum için mutluyum bile aslında. O yatakta uyumak [ve bunun gibi seni hatırlatan şeyler] zor olurdu.

www.youtube.com

''seni hala özlüyorum ve aslında yaşadığı yeri değiştiren sen değil ben olduğum için mutluyum. çünkü aynı yatakta uyumak çok zor olabilirdi ve daha bir sürü şey''

işte vardı evde yok

benim de chrome

işte vardı evde yok +1 (chrome)

en az 3 pompaya devam

şimdiden al da kayıtlara kapalı duyuru.

www.fotobelgesel.net

hemen az aşağıda açıklıyor.

18-55 kimse almıyor aslında, kit lens olarak kutudan çıkıyor o lens.

8mm balıkgözü (1.bp.blogspot.com ), 18mm inceden geniş, 50mm insan gözüne yakın standart (favim.com ), 200mm bayağı bir tele (milletin zoom dediği olay) (a.img-dpreview.com )

o fotoğraftaki lens te 1200-1700 mm arası zoom lens. yani 200mm'nin 6-8 katı daha fazla yakınlaştırıyor. olayı bu yani.

bu arada zoom lens kelimesinin doğru manası mm değeri değiştirebilen lenstir. yani 18-55mm zoom lenstir 70-200mm tele (yakınlaştıran) zoom lenstir.

bu fotoğraftaki de 1200-1700mm öküz tele zoom lens yani.

şikago

kullanımda. 15dk

gebzeye kadaar gelmiyor artık diye biliyorum. en son bindiğimde pendik'e kadar banliyö gelmişti ordan otobüse aktarma yapılmıştı. ama hiç tavsiye etmem çok uzun kuyruk oluyor otobüs sırasında..

Pendik son durak sonra otobüsle devam.

pendik-söğütlüçeşme arası çalışıyor artık.

ne zaman sona erecek? bakıma girecek

söğütlüçeşme olayını kim çıkarttı ya herkesin dilinde? gayet de haydarpaşa'ya kadar gidiyor tren. haydarpaşa - pendik arası yani.

evet, haydarpaşa - pendik arası işliyor şu an. tamamen kapatılması için kadıköy - kartal metrosunun açılmasını bekliyorlar. son açıklamalara göre temmuz ayı içinde açılacak ama ağustos'a da sarkabilir, eylül'e de. yani maksimum 3 ay daha açık duracak banliyo.

beyoğlu yazdığına bakma, okmeydanından geçiyor. oralar beyoğlu belediyesine bağlıdır ondan öyledir.
şifa dan bin
köprüyü geç sanayi mahallesi durağında in
metro ile taksime geç
1-1,5 saat sürer, trafiğe göre

köprü bakımında gün sürme ihtimali bile var o güzergahın. tren vapur gibi alternatifler olamaz mı?

en iyisi şifadan çık 130ş ile, uzunçayırda in. metrobüse bin, mecidiyeköyde in, ordan metroya bin taksime geç. çok araç değiştiriyosun belki ama, yola çıktığın saate göre 1.5-2 saatte gidebilirsin.

ya da pendiğe git, ordan trene bin, haydarpaşada in, beşiktaşa geç, falan bunlar da alternatifler ama ne olursa olsun, 1.5 saatten aşağı gitmen İMKANSIZ.

saat kaç gibi gideceksin? 3 şerit kapalı zira iş çıkışı filan gideceksen temmuz ayı gibi taksim'de olursun. onun dışında ama çok sıkıntı çekeceğini sanmıyorum. 4. levent'te inip metroyla geçersin öyle bir durumda da

şu aylarda köprü bakımlarından dolayı birkaç bilet fazla para ver metrobüs / vapur seçeneklerini kullan ama kesinlikle otobüslerle normal şekilde geçmeye çalışma.

illa 500t ile gideceğim dersen; köprüyü geçince ilk durakta 4. levent'te in hemen yanında zaten metroya atla taksim'e git.

zaman kazandıran alternatifler yazılmış zaten;
1- metrobüs- m.köy'den metro ile taksim
2- vapur - beşiktaş'tan otobüs/dolmuş ile taksim.

kocaeli'den gelecektim saat 6 gibi burdan şifa'ya doğru yol almayı düşünüyordum.
her türlü alternatif olabilirhelikopter kiralama dışında

çok ince çaplı birer cam çubuk düşünün, içi boşaltılmış saç tellerini onun içine koyulmuş ve askı zamazingosu olarak kullanılmış, daha güzel olmaz mı acep?

@mchslm biraz daha açıklar mısın?

askı kısmı düşün, cam sanatıyla uğraşan bir ustaya gidersin dersin ki ustam ben böyle böyle bir ince cam çubuklar yapacağım biraz uzunca da olacak hani kan aldıkları tüpler var ya onun daha incesi ve daha uzununu düşün, askı için bir misina yeterli sağlamlıkta olacaktır bir de o tüplerin içine şu saç tellerini koymak istiyorum diyeceksin bu kadar örneğin onlar camın içine minik boncuklar filan da koyarlar yaa.. tabi hangi şehirdesiniz ve böyle bir ustaya ulaşabilir misiniz bilemiyorum ancak büyük şehirlerde bulmanız zor olmasa gerek :)

bence cam olmaz. kırılabilir o incelikte bir cam. böyle laboratuvarlarda kullanılan saydam borular var ya plastik gibi onlar çok iyi iş görür.

takvim iyi fikir, takvimi ona göndereceksen sevgilinin saçları sende dursun. sende kalan saçlarının fotoğrafını koy takvime. ilginç bir form verebilirsin belki, saklama ve fotoğraf çekimi için.

takvim nasıl olacak? o konuyu aç biraz.

buldurun şu şarkıyı delirmek üzereyim :)

buldum buldum :)

tam 25 dk düşündüm durdum açıkcası.
tom waits - green grass
www.youtube.com
www.youtube.com

en güzel cover bu bence :)
www.youtube.com

bu fotoğrafta anlatmak istediğiniz duyguya göre değişen bir durum.

mesela parlak olan kağıtlar, arkadaşlarla çekilmiş, eğlenceli anları hatırlatan anı fotoğrafları için şık olurlar. glossy daha gezi, tarihi ve günlük anlarda tercih edilebilir. siyah beyaz, duygusal fotoğraflarda ise satin tercih etmek duyguyu yansıtır.

selamlar.

sevgili mi yapıyosun satranç mı oynuyosun güzel kardeşim?

Taktik değiştir, fili geri çek, atla tuzak kur.

O değilde uzak diyarlardaysa o iş yatar zaten.

ehe satranç mı oynuyorsun diyenlere forever_alone diyorum.

bence salma kendini, duygularına hakim ol, piç olmaya devam. uzak muzak dönerse sevindir.

abi sen açılışı yanlış yapmışsın. rok at izi kalsın.

abi seviyorsan git konuş bence...
(bkz: kaçın lan kaçın)*

Daha once ki duyurunda da yazmistin, kiz senin mesajlarni da siklemiyodu ki. Bence trip falan degil haci olay, sen yanlis gelmissin.

@ykyt rok at izi kalsin nedir abi ya, kahkaha attim yemin ediyorum. Satranc tarihine gecsin bu soz.

"aslında amacım aşırı ilgi gösterip birden çekilerek bağlılık yaratmak idi"
onun da amacı istediğini alıp piç gibi ortada bırakmak olabilir.neden olmasın:)

bu kadar hesap kitap yapabilen bir ülkenin evlatlarından bir bilim adamı çıkmasın, olacak şey mi:P

pekmezi akmış onun, artık işe yaramaz.

muhtemelen tamirciye götür fikrini beğenmeyeceksniz, ben de beğenmezdim.

teknik olarak ne yapılabilir bilmiyorum ama köşesine bastırınca çalışıyorsa oraya bakı uygulayacak şekilde bir bant yapıştırabilirsiniz.

bant olmaz diyorsan benim yapacağım bir başka şey de kapak ile o işlemcilerin olduğu yere çok hafif bi tümsek koymak olurdu, kağıt gibi. kapağını kapattığım zaman oraya baskı yapsın da çalışsın diye düşünürek. ama teknik olarak bir zararı olur mu bilemem. hoş, zaten arkadaşın belirttiği pekmezi akmış. çok bi sorun olmasa gerek.

sıkıntı var. ara ara ben de yaşıyorum aynı problemi. yapacak bir şey yok.

akşam yatağa erken girmek lazım. uykunun bastırdığı bir an oluyor bende 11 gibi. o geçerse 3-4 e kadar gelmiyor bir daha. erken yatın erken kalkarsınız olmazsa

ders çalışınca gelir uyku diye şimdi ders çalışmaya geçiyorum mk

@floduyn gece çalışmam gerek, şimdi uyuyup gece dinç kalmalıyım.

final zamanlarında garip saatlerde uyumam gerekiyorsa uyku gözlüğümü takıp yatıyorum, etraf kapkaranlık olunca otomatik olarak uyuyorum zaten :)

want2die +1

başarılı :)

ohaa 5 mp ile böyle harika görüntü yakalayamazsın.sallıyosun bence.samsung S III ile fln çektin heralde ? :P

samsung jet ile çektim, dur orjinalini yollayayım sağ tık özelliklerden bak :)

picturf.com

picturf.com bu da 3.foto kesmeye üşendim

img9.imageshack.us bu da 3.fotonun kesilmişi, kese kese görüntü kalitesi düştü gerçi

2. fotoğrafı merak ettim, pozu artırmış olman gerek zira başakların rengini dahi yakalmışsın

gayet güzel.

orijin hali daha güzel.

küçük yaşta ilgisizlik gibi aşırı ilgi ve şımartılma da bunda etkili bence. fakat asıl tripcanlık lise dönemi eril kişilerin yoğun ilgisi ile geliyor bence. yani öyle bir toplumuzki bir kız on kişiye göz kırpsa 8 kişi atlıyor diğer 2 kişi lan atlasam mı diye düşünüyor. e bu durumda tempra kıvamı ve seçenek çokluğuyla kendini bir halt sanma, yok efenim elimi sallasam ellisi tutumu ile naza çekme, zor olma, işine geliyorsa tutumu kısaca topluma kazandırılmış bir kezbancık oluyor işte. yani bu tutumun aileden ziyade ortam ile daha alakalı olduğunu düşünüyorum.

valla ablam anında triplere giriyo hemen surat asıyo.babam da öyle sevgisini göstermedi bize.(sevgiden kasıt ne bilmiyorum ama benim hayat anlayışıma göre göstermedi) o yüzden senin okuduğun teoriye örnek verim dedim.

@lunedor lise dönemi kadar geç bir dönemde başlayacağını zannetmiyorum.

yaş itibariyle biz de o dönemde başlardı ha zamane daha erken başlıyordur, olabilir tabi.
bunların bir de şöyle evrimi var, şimdi değer verene değer vermezler kendileri gibi sallamayan trip atanla gezip tekmeyi yer belli bir yaştan sonra uslanırlar vs vs aslında tamamen saçma bir çember bu, kızları böyle yapan erkekler e kızların bu tutumu erkekleri böyle yapıyor sonra zamanla döne döne doğruyu buluyor bir şekilde herkes veya heba oluyor da bu döne döne kısmı sancılı sanırım iki taraf içinde.

merak etme 1 hafta içinde geçer.

ikisi de geçer, iz bırakmaz. hemencecik buz koysaydınız iyi olabilirdi ama zaten o sırada hemencecik buz da koyulmazdı sanırım:D

(bkz: şov yapmak )

hava atıyor

İlk defa oluyor herhalde genç. Geçer kısa zamanda, telaşa gerek yok.

kuduz aşısı oldun mu ?

(bkz: geçen gün yine sevişiyorum)

diş fırçasıyla hafif hafif ov
gerçi üzerinden çok süre geçtiyse işe yaramaz

(bkz: şikayet ediyormuş gibi görünüp övünmek)

(bkz: hematom)

oha herif sevişiyo lan, hemide şehvetli şehvetli... vay bee...


neyse, o şeyler geçer herhal.

serin hikaye birader

benimde capsli anlatmak istediğim bir çok hikayem var ama capslere bakarmısınız ki :D yakında geçer çok takıyorsan bephantene plus

kım o kadın !!! dırın dın dın dı dın !!! az sonra

pardon ama nasıl diş izi onlar öyle.. hortumla mı yaptınız nedir??

elektrik süpürgesini vücuduna tutma bir daha.

ciddi ciddi cevap versem mi diye düşünüyorum şimdi.
ama dayanamayıp bir kaçına ya da hepsine vereyim:
diş izi onlar evet. ben de bilmiyorum iki kere aynı yerden ısırdı.
3 yıllık duyuru kullanıcısıyım, (bilmem kaç yıllık taşaklılar var elbet, selam ederim) gelecek cevaplar belli, biliyorum. başkası koysa aynı duyuruyu ben de benzeri cevap verirdim. azcık trollük yok değil, caps attığımdan kaynaklanıyor o da.

@daddy'nin dediği gibi ilk defa oluyor. evet.
@"geçer" diyen arkadaşlar:
başka insan kişisi şakalaşırken tırnak batırma ile elimin üstünde 3 aydır geçmeyen bir yara-iz bıraktı. benzeri olabilir diyerekten, yaralar zor iyileşiyor bende diyerekten sordum.

kadın erkek farketmez, bünyeden bünyeye değişir.

karaktere göre değişir. gizli duyguları varsa söyler. yoksa da geyiğe devam :)

gerçek hayatta pasif sayılabilecek, hafif içe kapanık, rezil olurum duygusuyla bazı şeyleri ifade etmekten çekinen bir tipse gerçeği söylüyordur.

ama benim sevgilim gibi sosyal hayatta çenesi düşük, densiz, boş muhabbeti seven laubali biriyse yalan söylüyordur.

kesin.

pasif sayılabilecek, tamamen içe kapanık biri idi :)

valla ben eril kişi olarak söyleyeyim alkollüyken, normalde söyleyemeyeceğim, yapamayacağım şeyleri çok rahat söyler/yaparım.

cinsiyetle alakası yok bence :)

Hiç belli olmaz, ancak "bana kalırsa" disinhibisyon oluştuğu için söylenemeyenler daha kolay çıkıyor ağızdan. Ertesi güne tekrar sormak gerekiyor. ;-) Blackout riski her daim mevcuttur.

alkolün etkisiyle aslında düşünmediği ve hissetmediği şeyleri de söyleyebilir. bilmek zor.

her insan sarhoş olunca gerçekleri söyler.

yellow brick'in dediği gibi kişiye göre değişir.

(bkz: in vino veritas)

ne söylediğine göre değişir.

benden hoşlandığını söyledi?

hoşlandığını söylediyse fazla üzerinde durup düşünmene gerek yok. gerçekten hoşlanıyorsa bunu sana hissettirir. sonra iki gün önce benden hoşlandığını söylemişti şimdi niye böyle yapıyor deyip üstüne düşersin falan (bkz: olaylar olaylar)

namaz vakitleri yıl içinde değişiyor da, yıldan yıla da mı değişiyomuş ?

çünkü kimse kullanılmak istemiyor.

doğrudur.

www.eksiduyuru.com burdaki gibi mesela.

Çivi çiviyi sökseydi, yiyerek zayıflama mucizesi hayat bulurdu.

Adramelekh +1
mesela bu:
www.youtube.com

(bkz: a hawk and a hacksaw)

Stuart A. Staples - Goodbye to old friends
www.youtube.com
Yann Tiersen & Stuart A. Staples - A Secret Place
www.youtube.com

kız arkadaşım aidsti. ayrılmak zorunda kaldık moruk.

çok sevdik birbirimizi. benim ailem onu, onun ailesi beni istemedi. gizli görüştük bi kaç kez. en sonunda ayrılmak zorunda kaldık. meğer benden hamileymiş, aldır deyince aldırmak istemedi. evden kaçtı, yaşadığım şehre geldi. iş bulmasına yardımcı oldum, o farkında olmadan. çocuğu doğurdu. adını alberto koydu, alberto escobar. "maria bario 2.sezon 3. bölüm sonu"

ölüm ayırdı bizi.

otobüsteydim. boynu bembeyaz, suratını hiç görmediğim ve göremeyeceğim güzel bir kız vardı. hemen önümdeki koltukta oturuyordu. batmakta olan turuncu güneş ışığı saçlarının arasından süzülüp burnuma gelen güzel kokusunun içinde süzülüyordu adeta. bir öpücük kondurup, nefesim kesilinceye kadar koklamak istedim boynunu. önümdeki kitap ise çoktan yitirmişti etkileyiciliğini. yalnızdı, yol boyunca izledim sonra bir durak ayırdı bizi, onu. yapamadım.

hiç sevgilim olmadı ve en büyük ayrılık hikayemdi bu benim...

git dedi gelme dedi, git dedim gelme dedim. ayrıldık bitti...

yurtdışına gitti, giderken de beni bekleme dedi.
ben yine de bekledim, dönmesini beklediğim günlerde cenazesi geldi.

bakarken ardından gitme kal diyemedim..gururum engel oldu seviyorum diemedim.. :(

erkek arkadasimla en calkantili ve gerzek iliskilerden birini yasadik. neyse bu sonra askere gitti geldi (ayriyiz buralarda) bana kursun yedigini falan söyledi. noluyoz lan dedim. sonra benimle görüsmemeye basladi, noluyoz lan ben dedim. sonra yine görüsmeye kalkinca ciddi bi siktir cektim. derken bunun evlendigini ögrendim. oha lan noluyoz dedim. icime bi sey oturdu, buna mail attim. ben sana etme dedim, sen ettin falan dedi bana. bulustuk, yeniden bi seyler yasamaya basladik. yani bi seyler dediysem, iki kere görüsüp üc bes öpüstük o kadan. her ne haltsa. bana da bi aydir evliyim diyo tabi, gitmedigini anladik, bitiricem diyo. ben de bitir bekliyorum kafasindayim. nooldu? hanimina msjla yakalandik mi? herif tüm sucu benim üzerime atti mi? kursun yarasi dedigi safra kesesi ameliyati cikti mi? kadinla bi yildir evliler miymis? bööle patiiir patiir.

valla orospu diye hakaretler yedigimle de kaldim. gerci en son kiza cok bagir cagir da ben ettim, megersem bi de üzerine hamile miymis...bir gün icinde 5 yildir sürekli gel git yasayan iliski tak diye bitti. saglam bi agladiim. sonra da bitti gitti. oh.

@halı silkeleyen süper kahraman -> evli oldugunu bile bile bi adamla birlikteliğe başlıorsan evli oldugu kadının hakaretlerini de hak etmişsindir demektir. erkek kısmına orospu cocugu kadın kısmına da orospu denilior bu durumlar da ki ikisi de çok dogru tanımlamalar

bak seen, öyle mi? ne gzel siyah beyaz bi dünyada yasiyomussun sen öylee...

kimsenin adama orospu cocugu dedigi yoktu, tek orospu lafini ben yedim biir; bir iliskinin disindan ahkam kesmek cok kolay, bu da iki.

"evli oldugunu bile bile baslamissan" gecelim bu ergen kafalarini piliz

hiç bir şey demeden gitti. sinirimden burnumdan kanlar geldi kişi giderken. çünkü kal desem ben kaybedecektim.

bu halı silkeleyen kadının ne dediğini bir ben mi anlamadım acaba?

lucid dream?

senin dediğin normal kabus. ışık almayan bir odaya geç, ya da biraz daha erken yat ki sabah ışıkları rahatsz etmesin.

siyah perde tak, zifiri karanlık olsun oda.

kırmızı/kahverengi tonlarında bi perde al ışığı yumuşatır ve tatlı sabah uykusu için güzel bir ortam sağlar. kız arkadaşın yanındayken de romantik olur :) lucid dream olması için rüya olduğunun farkında olup herşeyi yönetebilmen gerekir.
son 1 ay olma sebebi de çok uzun kış yaptı birden bire güneş açtı bu sene ondandır.

istanbulda osmanbeyde kasaplar satıyor domuz eti. gayrimuslim nufusun yogun oldugu bir bolge dolayısıyla aradıgınız her seyı bulursunuz.

tam tarif icin metro osmanbeyde pangaltı cıkısından cıkın , kurtulus caddesıne dogru yuruyun solda yer alan kasapların hepsınde var..

real hipermarketlerde satılıyor.

kurtuluşta vardı fena halde pahalıydı diye hatırlıyorum

burası umarım işe yarar: ticaretimiz.com

doğum günü hediyesi abartmaca, nargile vereceğim doğum günü hediyesi olarak :)
sadece sevindirme amaçlı küçük bir hediye olacak et.

adamın yürürken diz eklemlerini zorluyor orası yahu :=) yine de bir bilen konuşsa iyi olur tabi

ayağın takılır da düşersin belki diye yanına bi planör al, düşmeden uçuşa geçersin direk.

yahu ne zararı ya da ne yararı olacak normal koşudan farklı olarak? eğim neyi etkiler ki? ha yokuş yukarı desen belki kalp zorlanır kriz geçirme olasılığı artabilir diyeceğim de, aşağı inerken anca kafanı gözünü yarma olasılığın artar bence.

abi kafa göz yarmalık bir yol yok ki orda, o sorun değil. benim merak ettiğim yokuş aşağı koşarken sanki bele ayrı bir yük biniyor, o zararlı olur mu ki

evet, şimdi yokuş aşağı deneyimlerimi hatırlayınca bele yüklenme olabileceği konusunda aynı fikirdeyim sanırım. üstelik koşu. uzun sürerse -ki 7.5 km uzun- ani sakatlanma bile yapabilir belli olmaz. omurlar yerinden fırlayabilir, sinirler zorlanabilir, hassas bölge sonuçta. çok acayip, saçma sapan belirsizliklerle dolu bir cevap yazdım, yatayım en iyisi.

evet yükünü topuklara vuracağın için dizine beline fazladan güç bindirirsin. çıkarken bile daha iyi inişten. eğim epey farkediyor yani esasen. belki daha kısa olsa ama 7.5 fazlaymış.

Hızın yükseldikçe kalp atışlarında hızlanır, birden durursan kalpten falan gidersin belki. Yani öyle bir şey duymuştum ben ama bilmiyorum. Ama yokuş aşağı yerine yokuş yukarı çıksan var ya, brad pittin fight clupdaki haline dönersin :D

bir de şöyle bakmakta fayda var:

koşarken tüm ayak tabanının yere temas etmesi, koşuyu profesyonel olarak yapmayanlar için kas sertliklerine yol açabilir! yokuş aşağı koşmaktan bahsetmişsiniz -ki orayı da biliyorum-, dolayısıyla ayak tabanlarınızla yere daha fazla temas edeceksiniz demektir. yokuş yukarı ise; mecburi olarak parmak ucu koşmak zorunda kalacak ve koşunun amacına (gerekli kas gruplarının çalışmasına) hizmet etmesini sağlamış olacaksınız.

kısaca;

yokuş aşağı koşarken alt-ön/üst-arka bacak kaslarınızı, yokuş yukarı koşarken ise alt-arka/üst-ön bacak kaslarınızı -daha yoğun- çalıştırmış olacaksınız.

gene yokuş aşağı koşarken, insan yapısı gereği mecburen öne doğru bir eğim de sağlayamayacağınızdan, bel ağrısı da görülebilir koşu sonrasında.

seçim sizin!

dizlerini hirpalarsin surekli yaparsan

marka olarak değil de bol kesim pantolonlara odaklansan istediğin kotu birçok mağazada bulabilirsin. bir de özel adlandırmasını bilmiyorum ama üst kısımları bol, aşağıya doğru daralan kot pantolon modelleri var, ben en çok bu tarz pantolonlarla rahat ediyorum, hem bol, hem aşağıda da ayakkabının üzerinde toplanıyor.

u.s polo

köpek kuyruğundan bumerang.

@kose
biraz daha açar mısın hocam?

sivas kangalların kuyrukları yuvarlak olur. bir anda o çağrışım yaptı. bumerang gibi. atarsın geri döner falan.

kılları kes.

ne giyiyosun slip don mu ?

kiloluysan, taşakların bacaklarının arasında sıkışır, yürürken de sürtünür. bununla birlikte terleme hızlanır.

kıl yok, 2 haftalık
boxer giyiyorum, full havalı, sağdan soldan esiyor
zayıfım
ılık suyla, bildiğin doğal sabunla yıkadım yahu

aklıma şimdi bi sebep geldi, bu boxer galiba dandik biraz, sentetikse yapıyordur bunu

allahın hikmetinden sual olunmaz amma lakin ki öyle değildir.

duş hacı duj. 100 dolar.

boxer penye olmalı. gün içinde terliyorsa pudra sürülebilir.

hacı ayakta işimicen son damlayı dona bırakmican bi de işedikten sonra pipiyi yıkıcan yoksa saxoyu bi daha ruyanda gorursun :)

aslında cevaplar tatmin edici değil ama tik'ledim yine :)

duş aldım yattım uyudum, sabah kokuyor idi. bence tamamiyle boxer ile alakalı, bi duj alıp bokser'ı kalitelisinden giyip yarın duyuru olarak sonucu bildireyim, hep birlikte rahat edelim, huzur içinde yatalım

boxersız yat.

kendi taşak kokum bana güzel geliyor. seni rahatsız etmiyorsa kafaya takma. :)

apış arasından sarkar
sıcak suda nasıl da yavşar
çok kafana takma sadrazam
taşaktır bu lan tabi kokar

anladın sen onu.

doğası bu, takdiri ilahi.