Ekşi Duyuru

ben ne yapılacak ve neden arkadaki mevcut kablolar yerine ilave çekileceğini anlamadım.

Arabanın elektrik sistemine asla en ufak bir modifikasyon yapma. Tamiri mümkün olmayan ve saç baş yolduran arızalarla başbaşa kalırsın. Ya da bir bakmışsın gece vakti aracın yanıyor.

Sakın ha. Far ampullerini dahi orjinal tak. O abidik gubidik lambalar ıvır zıvırlara falan bulaşma.

Dava açmadan önce yöneticiniz ile konuşsanız? Belki bir hata yapmışlardır. Hata yoksa ve sözleşmede bahsedilmiyorsa yapacak bir şey yok. Mail resmi taahhüt yerine geçmez.

ik yatırıyorsa, onlar yanlış hesaplamıştır belki.

ilk iş olarak yöneticinizle konuşmanız gerekiyor. halihazırda çalışırken dava açmak hoş olmayan yerlere gidebiliyor. işten ayrılacaksanız yöneticinizin maili mahkemeye kanıt olarak sunulabilir.

Aradaki fark brüt/net farkı olabilir mi?

Brüt / net farkı değil. Yöneticimle paylaşacağım. Ancak yasal yolları merak ediyorum her ihtimale karşı.

Bana da lazım ondan

çiçek dürbünü olabilir mi?

bu arada avize taşıyla bakınca da oluyor aynı görüntü.

kameranin onune avize tasi koyuyuyorlarmis, deneyebilirsin :D

Kaleydoskop

venezuela merkez bankasının altın rezervlerinin bir kısmı bizim merkez bankamızda çünkü

şoför dayanışması (:

şaka bir yana ortak düşman yok diyemeyiz. özellikle 15 temmuz sonrası Türkiye'nin avrasya bloğuna savrulduğu ortada. güney amerika ile türkiye'nin kaderlerinde de çok fazla ortak noktalar vardır. türkiye'de olduğu gibi latin amerika'nın kesik damarları'nın müsebbibi de abd'dir.
bir nevi büyük sistem tarafından itilen ülkelerin bir araya gelmesi gibi başladı.

bir diğer yön ekonomi. aramızda büyük ticaret hacmi olmayabilir ama son trump'ın kürtlere dokunursanız sizi ekonomik olarak mahvederiz tiviti ile bizi açıkça hedef aldığı gibi aynı şekilde venezuella hükümeti de abd ve şürekasının ekonomik kıskacı altında.

rte ile maduro'nun frekanslarının tutması da birden bizi dost yapan etmenlerden.
herif diriliş ertuğrul falan izliyor şaka gibi ama gerçek şeyler oluyor :)

Diktatörlerin, tek adamların zor durumlarda her ihtimale karşı kaçabilecekleri ülkeler olur, hesaplar aktarılır, gayrimenkuller alınır vs. Genelde Londra bu işler için kullanılır, Aliyevlerin, Arapların deli gayri menkulleri var, mesela Kazak Nazarbayev tutmuş Sherlock Holmes'un evini almış hayvan. İngiltere-Amerika arası su sızmaz, ben Maduro olsam Londra'dan almam yani

galeri14.uludagsozluk.com

venezuela'da insanlarin %15'i çöplerden yemek yiyor, insani kriz yaşanıyor. demokrasi özgürlük zaten bitmiş durumda. dünyanın ekonomik açıdan en güvenilmez ülkesi. seçimler yapılıyor ve seçimleri Maduro kazanıyor. Ama nasıl kazanıyor tartışma konusu :)
Maduro'nun argümanlarını okuyun: ülkeye ekonomik operasyon yapıyorlar, hepsi ABD işi, halk benim yanımda, içimizdeki hainler vs.
Türkiye Venezuela'da geleceğini görüyor olmasın? Kardeşlik işte. Yol birliği, gönül birliği. Başka şeyler var, ama yazılmaz buraya.

Birkaç yıl öncesine kadar birbirlerini sevmiyorlardı aslında. Yukarıda dendiği gibi kendi geleceğini görüyor. Ülkede olan her şeyin sorumlusu Abd, dış güçler, medya.... Chavez'in hiç bir suçu yok, Maduro' nun hiçbir suçu yok. Halk açlıktan ölürken Maduro, Nusret'e gidiyor.

Algoritmayı tam olarak kavrayamadım.

Ama esasında şunu istiyorsunuz gibime geldi. Import ettiğiniz dosyadan gelecek olanları bir değişkene atayın, o değişkeni post edin. Böyle yaptığınızda scriptin içindeki sabit değer değil, importtan gelecek veri post edilecektir.

Umarım yardımcı olur.

%12,25

%51'i sabit

%85

%11

%7
Yakinda %50'ye cikacak ama.

%22

%13 sabit

%25

Aydan aya değişiyor da kabaca ortalama %70-75

işsizim, aldığım nefes masraf...

Eşimle birlikte maaşlarımızın %25'i

%30 civarı.

%30-40 gibi

%3-4.. kira ödemiyorum.

%70-75 arası

%5'den az, kira yok, bu rakam yaklaşık rakam ama bunun içinde mtv, araç sigortası, benzin, bakım vs. gibi masraflar yok.

Mutfak masrafı, kira, faturalar, aylık yapılan alış-verişler (giyim vs) yani tüm giderler eşimle gelirimizin %30-35’ ine denk geliyor.

Siz banka üzerinden parayı yatırdığınız an, (ve ev sahibi de kabul ettiği an) geçerli olur. Tekrar sözleşmeye gerek yok. Zaten, TÜFE, yapılabilecek "EN YÜKSEK" zam oranı. Kİracı olarak, TÜFE kadar zam yapmak zorunda değilsiniz.

Şundan dolayı sordum: iki gün sonra ev sahibi "kiracı kirayı düşük yatırıyor, ben öyle dememiştim de %20 demiştim" diyebilir mi?

ilk kiradan sonra ihtar çekmesi lazım bildiğim kadarıyla eksik yatırdın diye.

A4 kağıdına ‘her ne kadar şu tarihli kira sözleşmesinin şu maddesinde yıllık zam oranının TÜFE oranında olacağı kararlaştırılmışsa da şu kira döneminde zam oranının TÜFE oranı yerine yıllık %3 olarak uygulanması taraflarca kabul edilmiştir.’ yazın. kiracı-kiralayan imzasını atsın. yeterlidir.

Bir şey yapmanıza gerek yok. İhtar çekmez ise kabul etmiş sayılıyor.

@phoenix ev sahibi isterse o oranda zam yapmak zorunda. ama üstüne istese de çıkamaz.

Niye evlenelim ki. Evlenince yapılabilecek Her şeyi yapıyoruz .

Yas 30 iliski 2019 8 yil olacak.

Yanit: Ne gerek var? Zaten birlikte yasiyoruz 5 yildir. Herkes birlikte oldugumuzu da biliyor.

Benim param yoktu para biriksin diye bekliyordum, ev alcaktim. Sonra iliski yalan oldu.

Evlenilmeyecek adamim sanirim.

Olm ne 23ü la 34 oldum ben. Doğru düzgün birine rast gelemedik bi. Burdan anlatsam otuz altı bölüm dizi olur aq. Siz dua edin anlatmayı sevmiyorum. Kısa cümlelerle yetinmeyi seviyorum.

23 yaş ne ayol liseli misiniz

bazısının maddi şartları ayarlaması, ilişkisinin olgunlaşması, çiftin birbirini tanıması zaman alıyor. mesela (tamam bu kişilerde biraz tırtlık vardı ama) 8 senedir beraber olan iki arkadaş nişan aşamasında büyük bir kavgayla ayrıldı geçenlerde.

Uzun iliski evlilik de yoksa sonu ayrılık. Bol şans

@opitseri + 1. çocuk vs gibi bir şey düşünmedikçe evlenmeye gerek yok.

kayınana, kayınbaba, kayınço, düğün masrafları falan kol gibi girip kimyamı değiştirmesin diye..

yalnız bir kadın seversem evlenirim, ama maalesef daha rastlamadım.

monkey+1

çoğunlukla birbirlerini ya yeterince sevmiyor ya da güvenmiyorlar.

uzun süreli ilişki zaten dert deyip kaçıyorum.

enerjili zamanlarin son yiliydi. Keyifli son yilimi gecirdim diyebilirim.

Çok az kaldı 29'a . Her şey güzel olacak inş.

Allah belasını versin o yasimin. Hayatımdaki en buyuk krizleri kendime yasattigim bir yas oldugu icin hic hatirlamak istemiyorum. Bir sene gecti uzerinden. 30'um ben.

Amma abarttın 29 yaşını. Öyle geçiyor zaman işte. Sonra hayat senin içinden geçiyor fark etmiyorsun.

Ucuncu istifami vermistim.

dün 29dum, bugün 30 oldum.2 yaşımda da olmak istemediğim yerdem ve ağır bir ölüm atlatmam bunun en büyük sebebi oldu

29 benim hayatımın dönüm senelerinden biriydi. O sene expat olarak yurtdışına gittim. Hayatımın deneyimiydi.

Leyla ile mecnunun müziklerini yapıyordu kendisi. Bir de bak hem lmde hem de behzat ç de kendisi olarak konuk oyuncu olmuştu. Bence anladın mevzuyu.

Hakiki "sokaktan gecen adam" sesine sahip bir sarkici, baska bir sey bilmiyorum hakkinda.
Nalbur sesi var adamda.
Atik su borusunu agzina sikistirip borunun icine dogru bir seyler soyluyormus gibi sesi var.
Sarkici olacak en son adam. Allaj belami versin daha guzel sarki soylerim. Evin tapusunu koyup iddaya girerim hem de.

hiç böyle düşünmemiştim ama açıp tekrar dinleyince haklı olduğuna karar verdim.
kim var aga bunların arkasında?

haklısın sana katılıyorum. bana da öyle geliyor. mızmızlanan bir adam gibi sürekli bir rahatsızlığı varmış gibi şarkı söylüyor. ancak diğer bktan popçularda iyidir diye düşündüm. açıp dinlemem kötünün iyisi.

4 sene önce gebzeye 6 saatte gitmiştim.
2 sene önce gebzeye 2 saatte gitmiştim ama dağ tepe yollarını kullanmıştım. TEM ve E5'i kullananlar yine boku yemişti.

Şile yolunu kullanabilirsin.

ben 3-4 bayramdır en yoğun günlerde gidiyorum istanbul dışına ve ne yaparsan yap illa bi trafiğe giriyorsun. 17'si cuma çoğu insanın çalışacağını düşünürsek sabahtan yola çıkman mantıklı olur. cuma akşamüstü itibariyle başlar çılgın trafik, ben de ona kalıcam ne yazık ki.

Bi dene şansını.

Tükürdüğünü yalayacaksın yani? İyi etmişsin ayrılmakla knk.

Hll spr dvm

On günde başkalarıyla buluşulur mu yahu? Ayrılan siz olsanız da yasınızı tutmanız lazım.

Kafan karisiksa kizi rahat birak.

Ara isteyen kadinsa, o süre diye bir sey olduunu sanmiyorum reis

Ara verelim olayina girersen bence o ilişki zor toparlanir.

En iyisi doğal yollar ile, nasil mi? Tek basina veya arkadasinla tatile falan gideceksin 10 gun, mecbur gorusemiceksin.

Normalde deli gibi ozlemen lazim eğer bu surecte ufak bir gelisme olmazsa bilemiyorum.

Niyete bağlı tamamen. Sevgilinin nasıl duygular içinde olduğunu veya karakterini bilemeyiz. Belki ara verelim ayrılalım demek de olabilir ya da seni özlemesi biraz düşüncelerini toparlaması da olabilir. Ben iyi niyetimden2. şıkkı işaretliyorum. Gelişmeleri aktarırsan sevinirim.

biri size böyle bir teklifle gelirse anında siktir edin yolunuza bakın.

O sebepler genelde incir cekirdegini dolduruyordur, o yuzden sure sonsuza gidiyor hep.

uzuuun süredir aynı bokun içindeyim, çok yorucu ve iğrenç bir şey. hiç öyle güzel hikayeler duyma gereksinimi hissetmeyin, 10 yıl yaşlandım ben skdfkfkf

Geçmiş olsun. Bir şekilde kendine gel toparlan önüne bak.
Ara diye bir şey yok.

Ara verelim fikrini atan taraf benim öyle bi sıkıntı var.

ara vermek bitirmek için yol yapmaktır. ara vermek diye bir şey yok aslında. direk bitirilse daha iyi.

Ara vermeye delfina’nın enteysindeki gibi bakıyorum.
eksisozluk.com
Zamanında bir haftalık ara vermişliğim var benimde, bir haftadan sonra 7 yıl daha devam etti.

Yeterki düzenli olsun bi ara YouTube güvenlik tv vardı. Tekrar tekrar izlemişimdir. Ama 3-4 aydır yayın yapmıyorlar. Bence bi göz atın. Başarılar..

-Banka sahtecilikleri örnekleri nelerdir, nasıl tongaya düşmemeli.
-Tarayıcıya bulaşan zararlı (malware) örnekleri.
-Tam anonimlik mümkün müdür? Nasıl? Tarayıcı parmak izi ile farklı ip'den de olsa nasıl kişi tespit edilir?
-Crackli program indirmek yahut kullanmak her zaman riskli midir? Ne tarz riskleri vardır? Orijinal olmayan Windows kullanmanın sakıncaları.
-Açık kaynak kodlu yazılım ve işletim sistemi kullanımı siber güvenliği olumlu etkiler mi?
-Ücretsiz antivirüsler yeterince korur mu? Ücretli/Ücretsiz antivirüs tavsiyeleri.
-Man in the middle nedir? Ne ibnelikler yapar? Nasıl altedilebilir?
-Komşum wireless modemimin şifresini kırar mı? wpa, wep, wep2, vb. şifrelemeler nelerdir, farkları, avantajları? MAC filtreleme nedir?
-128-bit SSL dedikleri şey nedir? Gerçekten de kredi kartı bilgilerim güvende midir?
-Keylogger, Ekran kaydı, vb. programlar ne yapar? En çok nerelerden bulaşır?
-Güvenli web gezintisi için hangi tarayıcı eklentilerini tavsiye edersiniz? Ne işlere yararlar?
-Desentralizasyon, adblock, tracker blok nelerdir, faydalı mıdır?
-JavaScript, Java, Adobe Flash, ActiveX vb. otomatik mi olmalıdır yoksa kapatılmalı mı? Neden? Tehlikesi nedir?
-Etik hackerllık nedir? Beyaz hacker var mıdır yoksa beyaz hackerlar aslında gri hacker mıdır?
-Hack için teknik bilgi yeterli midir? Toplum mühendisliği ve davranış psikolojisinin hacke etkisi nedir? Bir parça çikolata karşılığında londra metrosunda insanlar gerçekten şifrelerini paylaşmışlar mıdır?
-Sniffer nedir, ne işe yarar? Ağ güvenliği nedir? Firewall nasıl çalışır?
-Kredi ve Banka kartları nasıl kopyalanır? Temassız ödemenin riskleri nelerdir?
-Telefonumun, laptomun kamerasına dışarıdan ulaşabilirler mi? Laptop lambasının ledini yakmadan görüntü alabilirler mi?
-Akıllı telefonları dinlemek daha mı kolay? Telefon yanımızdayken konuştuğumuz şeylerle ilgili reklam gösteriyor. Nasıl oluyor bu? Aslı var mı?

Bir çırpıda bunları yazabildim. Buldukça eklerim. Ya da eklemem :)

Edit:

Password managerlar güvenli midir yoksa gereksiz mi?
İyi şifre nasıl belirlenir? Parametrik şifre kullanımı nasıldır?
Linux'a gerçekten virüs bulaşmıyor mu? Bulaşmıyorsa nasıl bulaşmıyor?
Kafe, Lokanta, Otel vb. public networklere bağlanmanın sakıncaları var mıdır? Bu tarz ağlara nasıl bağlanmalı, nelere dikkat etmeli?
Dijital imza nedir? Güvenilir midir?
Sertifikalar nelerdir? Güvenilir midirler? Her yeşil kilit gördük mü güvende miyiz?

türkiye gibi dandik bir ortadoğu ülkesinde yaşamamak lazımdır.

yapacak hiçbir şey yok :(

Sokakta evlenmeyi uygun gören insanlara özel hayatın gizliliği evinde huzur bulma gibi konuları nasıl anlatacaksın ki?

Iyi yine orda 10a kadarmis, Izmirde Romanlarin dugunleri varos bi sekilde 12ye kadar suruyor. Polis bezdi artik dugun dagitmaktan, artik ugrasmiyorlar.

kendin yap madem.

malzemeler belli.

1 tane aluminyum kutu yapacaksın 2-3mm saçtan olur, atımış düpont parçalarından olur. bunun dışında bi matkap bi kaç köşebent parçası ile montaj olayını ayarlarsın.

piyasada değişik ölçülerde zincir dişli ve elektrik motoru var. bunları temin edeceksin.

bunun dışında pimapencilerden 2 tane cam pistonu alacaksın tarif edip(dikkat edersen yaylı olarak kendisi açılıyor pencere)

limit switch vardır muhtemelen açılıp kapandığında motoru zorlamasın stop etsin diye. limit swtich diyorum ama milyon tane çeşidi var manyetiklerine kadar.

geriye de işte elektrik hattı bağlantısı kalır.

zor mu? değil. servo falan bilmem ama ben, kalkıp bilgisayardan online olarak açtıracağım falan dersen.

redüktör varmıdır bilmiyorum, belki de servo kullanmışlardır aceminin dediği gibi.

500 TL ye bunu yaptirabiliyorsaniz fiyatı iyi bence

O kadar paraya gerek yok, şöyle bir şeyler ile de çözebilirsin;

tr.aliexpress.com

eski model elde kaldığı için ucuza veriyorlar. bir sıkıntı olmaz tabiki

1 Yılda 30-40 bin fark etmez, ya doğuş çıkışlı değil ithalattır, ya da kullanılmamış 2. eldir. Yani araç birine satılmıştır, ruhsatı plakası çıkmıştır ama bir iki gün sonra iade vs bişey olmuştur.

Ama bunu gizleyemezler, belli olur. Ha yok siz bize vekalet verin biz bütün işlemleri ücretsiz sizin için yapacağız derlerse, sizden aldıkları vekalet ile npterde satışını yapıp yeni ruhsatı çıkarır verirler.

genellikle filo olarak satılan araçlar galeriye düşer. Otomobil şirketlerinin satış hedefleri var biliyorsunuz, bir filo şirketi gidiyor bana 50 araba ver ama %25 indirim ver diyor, otomobil şirketi hedefinden dolayı kabul ediyor daha sonra filo şirketi de bunu galerilere %15 indirimli satıyor galeriler de son müşteriye %5 indirimli sunuyorlar. Rakamları farazi söyledim ama genelde işleyiş bu. Otomotiv sektöründen gelen birisi olarak ssöylüyorum :)

A3 1.6tdi kullaniyorum 2014 model. Dizelden 1.0 seni tatmin etmez bence ic kalite olarak yeni golfleri begeniyorum. Leonda trim sesleri geliyor 25 binden sonra degmez o para aslinda hic birine degmez de. Benim dusuncem 3'u arasinda golf

audi 1.0’ın tek dezavantajı 110 bg olması.
zamanında vw, mercedes ve şu an audi kullanan biri olarak yine de audi’den şaşma derim.

Trim sesi hassasiyetiniz yoksa leon’un performansı tatmin edecektir. Yoksa benim gibi 6 ayda bir servise götürüp kapı içlerine izolasyon yaptırmak zorunda kalırsınız

şu şartlarda audi a3den sonra performans olarak sana en yakını tabiki golf.

golf tabiisi.

BMW 3.20i

320i ed

320ied :)

Bmw tabii kii 320 :)

V40 cross country

e abi o paraya a3 var, alsana. niye yerine araba arıyorsun? hem zaman içinde sen karlı çıkarsın...

o banda bmw 320i yada boş style paket c180

Netspeed’den bahsediyordu bir arkadaşım. Daha bu akşam muhabbeti geçti. Ona bi bakmakta fayda var.

taahhütsüz ucuza bulmak zor. en uygunu turk.net

netspeed gibi firmalar yeni yeni çıkmaya başladı ama onların da hizmet verdiği iller sınırlı.

Umarım verirler vizeyi ama yasal hakkım demek bence mantıklı olmamış, yasal hakkı olsa zaten vize alması gerekmezdi, vizeyi de istemezlerse saçın sarı der vermezler.

"Ich erbitte Sie meinen Visumantrag mit den neu übermittelten, zusätzlichen Dokumenten bis zu meiner Reise noch einmal zu prüfen"

diyebilirsiniz bence, motamot bir ceviri yapmadim.

Bu arada ben sizin yaptiginiz ceviriden dolayi yeni belge eklediginizi dusundum. Eger oyle degilse, "Ich erbitte Sie meinen Visumantrag bis zu meiner Reise noch einmal zu prüfen" diyebilirsiniz gibi.

1300-1400 Max

23:59da ödesen bile işlemez.

çoğu banka ertesi gün ödediğinde de işletmiyor.

hayır ödemezsiniz.

sariyer tarafi olabilir belki 2000 civari.

maltepe? 2000 civarı

Bizim buraya gel, adatepe, idealtepe yada sureyyaplaji. Iclerinde en iyisi sureyyaplaji

depremi göz önüne alarak, bu isteğinden vazgeçmeni öneririm.

Hatunun adamı aldatma potansiyeli, balayında yaşadıklarını sonradan anlatması ilişkiler konusunda bence ilginçti. Gizemli ayin vs filmin içinde kayboldum resmen. Ayrıca açılış sahnesi en güzel filmlerden biri bence.

şahsi görüşüm:

nicole kidman balayında geçen olayı anlattıktan sonra tom cruise inanılmaz bir kıskançlık krizine giriyor ve kafasında bir fantazi dünyası kuruyor. daha sonra o fantazi dünyasına çok fazla daldığı için gerçek yaşamına zarar verecek dereceye geliyor, en sonda da itiraf edip bir nevi nicole kidman ile terapi yaparak durumdan kurtuluyor.

film fantaziyle gerçekliği iç içe vermiş, o yüzden karışık biraz. mesela babası ölen ve tom cruise'a aşık olan kadın, birlikte olmaya çalıştığı hayat kadını gerçek karakterler (zaten bu karakterle birliktelik yaşayamıyor). ama piyanist eleman, maskeci dükkanında geçenler, ayindeki kişiler falan fantazi (sydney pollack hariç). karısını kıskandığı ve kendini ezik durumda hissettiği için karısının yaşadıklarına benzer bir hayal dünyası kurmaya çalışıyor bir nevi. ancak beceremiyor.

ayin sahnesindeki kişiler hayal meyal açılış partisinden hatırladığı karakterler. hatta sydney pollack "that was a sham" minvalinde laflar ediyor bilardo sahnesinde, yani "onlar kurmacaydı, gerçek değil" diyor, "hayal dünyanda yarattın sen onları" demeye getiriyor. ayinde de "bayım şifrenin fidelio olduğunu bilmiyorsan soyun ve gerçeğe dön yoksa senin yerine biz yapacak noktaya gelirsek kötü olur" falan diyorlar.

bence filmin özü şundan ibaret: fantaziler bir dereceye kadar ilişkiye zarar vermez, herkes bir ilişkideyken hayalinde başkasını arzulayabilir (ha, zaten bunlar oluyor, bilesin) ama bunu bir rekabete çevirirsen o zaman ayvayı yersin. yalnızca fidelio'nun (sadakatin) ne olduğunu biliyorsan fantazi dünyasına girebilirsin vs. vs. vs.

İlluminati deyince niçin gazı verip geçmek oluyor? Kafanızdaki fikri algılayamadım.

Bence de illuminatiyle ilgili bazı şeyleri anlatıyor. Ki kendisinin örgüte mensup olduğu bilinen bir şey. O dönem sıkça olan "aşırı dozdan manken/model ölümleri" haberlerine direkt hedef gösterme. Çocuk ölümleri ve pedofili kaynaklı kurban seçme. İçlerinde neler dönüyor? Vs vs.

Sikkofield ayrıntılıca yazmış evet ve ben katılıyorum kendisine. Kubrick hiçbir ayrıntıyı boş yere koyan bir adam değil. Sıkça geçen rainbow bile anlamlı yani. Rainbow örneğini verdim çünkü filmi uzun süreden beri izlemememe rağmen ilk aklıma gelen sembol/metafor bu.

Kadın erkek ilişkileri bakımından değerlendirmek filme haksızlık olur ama illa değerlendirecekseniz son cümle özetliyor zaten "couples have to fuck each other otherwise something may go wrong." Bu açıdan bakınca fazlası değil ve yetersiz kalıyor film. Kısacası asıl amacın kadın-erkek ilişkisi üzerine verilmek istendiğine katılmıyorum ben.

arkadaşım. bir petrol firmasında genel müdür. en son ayda 50- 60.000 civarı alıyordu şu anda ne alıyor tam bilmiyorum.

@ms brownstone gorevi nedir?

12-15 bin heralde. babamın amcasının oğlu-benim neyim oluyor bilmiyorum tabi- tüpraş ta çalışıyor mevkiyi de bilmiyorum. öyle. :(

Özel bi şirkette mühendis olan bi tanıdığım 2250 alıyor.

Fakirlik genetik bizde.

AVM müdürü tanıdık var, 11 bin galiba.

arkadaşım, 2.kaptan, ~30 000 tl.

Maaşlı çalışan ve maaşını bildiğim tanıdıklarım arasında en yüksek benim sanırım =/

bir bankanın gmy si . 72 bin tl.

oha ya paralara bak. benim en yüksek alan tanıdığım babam. yurt disinda dogal gaz firmasinda supervisor calisiyor. 5 bin dolar, o da yeni oldu

Babamın kuzenleri, koca holdingleri var. En son kaç tane evlerı olduğunu bilmiyorlardı. Aylık aldıkları paranın miktarını da bilmiyorlardır muhtemelen.

Aylık 11.000 TL gördüm Teknopark şirketinde bilgisayar mühendisi olarak. Çok daha iyi kazandığını bildiklerim var ama net rakam bilmiyorum.

Aylık değil, ama yıl bazında ortalama 1 milyon TL biliyorum. Kendisi broker, hatta daha yeni kerevitas'tan çok yüklü para kazandı.

arkadaşımın abisinin arkadaşı. yıllık 600.000 dolar net idi geçen sene. en son akasya akm den ev almıştı. 1.7 milyon tl ye mi ne. 1.3 milyonunu peşin ödemiş, kalanı için kredi çekmiş ve kredi ödemesi aylık 21 bin tl mi neymiş. haftasonu uyandığında aklına esip ailesiyle italya'ya kahvaltı için gidip geliyormuş :)

çok samimi olmadığım bir arkadaşım uyuşturucu satıcısı, ayda 30 40 bin tl kazanıyor

Playstation move alır mısın?

Oradan bir yerden Google Home bulma ihtimali varsa rica edebilirim ama düşük ihtimal gibi.

hocam playstation 4 ne kadar mal olur?

bizim için de bolca eğlen,
iyi eğlenceleerr :)

Hepsine bakıp size döneceğim. Teşekkürler bu arada :)

400w x 24s açık kalıyorsa 9600w
Günde 6 saat güneş görüyorsa 9600/6 1600wp sistem lazım.
1600 x 3euro 4800 euro akülü sistem. Bu değerlere göre hesaplanır. Aküsüz şebekeye bağlanacaksa 1,5 eur ile çarp. Aşağı yukarı bu fiyat çıkar. Eur/wp fiyatları değişiyor sürekli.

şebekeye de bağlı olacaksa aynı anda 30-40000tl alıyorlar izin alma projelendirme vb işi için. gerek yok.

hayatı çok da doğrusal görmemek lazım.

28 29 30 31 32 görmüş ve geçirmiş bir insan olarak, maddiyat olarak birçok değişiklikten bahsedebilirim fakat manevi, ruhani, spritüel vs. olarak mühim şeylerin çoğu sabit.

edit: anlatım bozukluğu.

rockçıların neden genelde 27 yaşında öldüğünü şimdi daha anlıyorum.

son 5-6 yılımı resmen uyutulmuş gibi hissediyorum..sonrası karanlık gelmeyin.

28 yaşındayım. Dört senedir çalışıyorum. Maddiyat açısından bakarasak birkaç hafta önce beş haneli bir maaşla üçüncü işime başladım. Fakat hala dört sene önceki hayat standardımda devam ediyorum. Enflasyon ve dolardaki artış sebebiyle çalışıp çalışıp hayatımda hiçbir şeyin değişmemesi beni psikolojik anlamda çok yıpratıyor. Anca kenara köşeye az bir miktar para atabiliyorsun ama kenara attığın anca para ufak tefek şeyleri finanse edecek kadar oluyor.

İş hayatında tam olarak istediğim yerde olamasam da iyi kötü ilerlemeye çalışıyorum. Önünüze hangi fırsatların çıktığı ve bu fırsatların size ne tecrübe kazandıracağı önemli olduğu için gelişim konusunda işin içine biraz da şans giriyor. Fırsatları bazıları erken yakalıyor, bazıları geç. Çok takmamaya çalışsam da yaşım itibariyle biraz daha tecrübeli olmam gerekiyordu.

Sosyal olarak da bitik durumdayım diyebilirim. Arkadaşım yok. Pek konuşkan biri olmadığım için yenilerini edinmekte zorlanıyorum. Edinsem de öyle eksikliği hissedilecek biri olmadığım için düzenli görüşmüyorum kimseyle. 10 sene önce çözmüş olmam gereken problemleri hala hasır altı ediyorum. Sebebi de ne zaman üstüne gitsem hüsranla sonuçlanması. O yüzden bu saatten sonra sorunları çözmek yerine bunları kabullenmeye çalışmayı planlıyorum. Zira bu saatten sonra karakterimde değişiklik olacağını zannetmiyorum.

Hayatım işe gidip gelmekle geçiyor. Tek başıma tiyatro, konser gibi etkinliklere katılmaya çalışsam da onları yapmaktan da sıkıldım artık. Evden çıkasım gelmiyor. Hayatta hiçbir şeyden zevk almıyorum, hiçbir şey beni heyecanlandırmıyor. ölmek istememek ama yaşamaktan da zevk almamak durumunu oldukça uzun süredir yaşıyorum. çok sıkıldım gerçekten.

Yaş 24.
Şu an ki işimin en azından 3 katı maaşa sahip olmak ve düzenli bir ilişkiye başlamış olmak hedefim. Hatta evlenmeye bile karar verebilirim ilişkimin geçmişine göre.

Kadın 40+
28 yaşımı çok güzel hatırlıyorum. 25 yaşında işe başladığım düşünülürse ben ilk hedefimi 30 yaş için koymuştum. Yurtdışı iş tecrübem olsun istiyordum. Tam 30 yaşında expat oldum. Ondan sonra ülkenin durumu vs. 35 yaş hedefimi ancak 40'ından sonra gerçekleştirdim.
Bundan neyi çıkartıyoruz; hedef belirlemek iyi, ama gerçekleşmezse moral bozmak yok, devam...

30 yaşıma gireli 3 hafta oldu. acayip bir şekilde 27-28den sonra fiziksel olarak yorulmaya başladım. hem de belirgin bi şekilde. gün içinde fiziksel aktivite olarak yorucu işler yapmasam da eve yorgun olarak geliyorum. en çok da bu canımı sıkıyor. 28 yaşıma kadar görmek istediğim yerleri belirlemiştim. 1 tanesini geçen ocakta olmak üzere hepsini gerçekleştirdim. sırada görmeyi istediğim yerler var ama onlar hakkında şu an plan yapamıyorum. iş olarak üst kıdeme geçtim ama parasal olarak asla tatmin etmiyor. belki tekrar eski pozisyonuma geçebilirim bilmiyorum. dünya görüşüm de aman aman değişmedi ama artık olaylara daha az şaşırıyorum ya da hiç şaşırmıyorum. önceden bana yapılanlara çok takılırdım şimdilerde pek umursamıyorum. sosyal çevrem yok denecek kadar az öncesinde de öyleydi. yakım çevremde çok kalabalık insan olmasını sevmiyorum zaten. 28 yaşında hiç görmediğim, hiç bilmediğim bir şehre taşınarak sıfırdan başladım her şeye. yeni bi düzen kurdum kendime. şu anki halimden de yaşadığım şehirden de memnunum. kendime daha çok değer vermeyi öğrendim. hayatta istediklerimi nakit ve vakit olduğu müddetçe ertelemiyorum artık.

şu an 38,99 yaşındayım :)

ilk kez yurt dışına çıktım. uzun yıllar çalıştığım (9 yıl) ve artık bunalımlara girdiğim işten ayrıldım ve nefes almaya başladım. mali müşavirlik stajımı yapıyordum o yıl ayrıca. ufak ufak siyasetle ilgilenmeye başlamıştım.

28'e 1 senem kaldı.

valla ben genelde pozitif bir insan olduğumdan mıdır bilmiyorum ama keyfim çok yerinde. geçmişte yaşadığım kısa süreli bir-iki sıkıntılı dönemi saymazsak bu hep böyleydi. hayattan ne istediysem oldu. atla deve bir şey de istemedim gerçi, çok kanaatkar bir insanım genel olarak. iyi insanlarla karşılaştım; bu büyük bir şanstı. beni bulunduğum konumdan yukarıya taşıyan, bana huzur veren, mutlu eden insanlar. şu 27 yıl içinde yaptıklarımla gurur duyuyorum. bir kez daha hayata gelsem bu kadarını başarabilir miydim bilmiyorum.

gelmiş olduğum yerden memnunum kısacası. sevdiğim adamla, 2 kedimle, hafif çılgın ev arkadaşımla, en çok yaşamak istediğim semtte oturuyorum. severek yaptığım bir işim, iyi yöneticilerim var. çalışma arkadaşlarım yükselme hırsından gözü dönmüş tipler değiller. zaten benim de "ceo olayım milyor dolarlar kazanayım" gibi bir hedefim yok. şirkette yükselip daha fazla iş sorumluluğu alıp rahatımı bozmayı kesinlikle istemiyorum. aslında maaşım fazla değil ama gereksiz harcamalarım pek olmadığı için bana yetiyor. sık sık kamp yapıyoruz, doğada olmak çok iyi geliyor. düzenli olarak yoga yapıyorum. ideal bağyanlara göre biraz tombiğim. boğzıma düşkünüm, yoga da kiloya fayda etmiyor ama neyse ki erkek arkadaşım böyle seviyormuş ^^ yarım dünya olduğumda da "böyle seviyorum" der mi acaba.

28 yaşım için de hedefim şu anki hayat standardımı korumak. belki ufak tefek iyileşirmeler yapılabilir.

yaş 27.

1 buçuk senedir anksiyete ve majör depresyonla başa çıkmaya çalışıyorum. çok yorgunum. ruhsal olarak o kadar yorgunum ki hiçbir fiziksel aktivite yapmasam da yorgun hissediyorum. iş konusunda zor bir sene geçirdim.

28'le ilgili hiçbir planım yok somut olarak. biraz akışına bıraktım sanırım. hayalim de yok. hayal kurmayı elinden alan bir hastalıkmış bu. herhangi bir sağlıklı insanı çok mutlu edecek şeyleri gözünün görmemesiymiş. 28'le ilgili planım yok. daha beteri beklentim var. şu lanet hastalıktan kurtulmak istiyorum. mutlu geçirdiğim günüm olsun istiyorum. başından sonuna mutlu olduğum, huzurlu olduğum bir gün. tek beklentim iyileşmek.

Kadın, 23'e 2 hafta kaldı.

Daha yolun başında bile değilim gibi geliyor bazen. Okul bitti iş güç bir şeyler yapmaya başladık işte. 28'e 5 yılım var. Bence bu her yaşın önündeki 5 yıl'lar hedef koymak ve gerçekleştirmek için ideal bir zaman dilimi. Çok uzun vadeli değil fakat önünü görebileceğin kadar da yakın. 28'ime geldiğimde mesleğin ilk yıllarında kendini kanıtladı olarak anılmak istiyorum. Birçok yeri gezmiş görmüş, kendini daha da geliştirmiş, kendi kazandığını dilediği gibi harcamış ve hala bekar kalabilmiş biri olarak kendimi hayal ediyorum. Hayatının en güzel günlerini yaşamış biri olarak 30'larıma adım atmak istiyorum.

30 yıl geçti üstünden, yine de çok net hatırladığım yaşlardan biri 28 yaşım.
Evli ve iki çocuk annesiydim, çalışıyordum. Büyük kızım o yıl okula başladı, iş hayatımdan memnuniyetim zirveye yakınsadı, güzel olaylar oldu... Aynı zamanda annemin rahatsızlığı yıl sonunda vefatıyla hayatımın o zamana kadar en büyük üzüntüsünü ve acısını yaşadım.

İçsel olarak çok kuvvetli, iyi hissettiğim yaşlardan biridir 28 yaş. Sanki öncesinde mutfaktaymışım da o sene sofrayı kurma zamanı gelmiş, tadını çıkarma zamanları başlamış gibiydi. Pek çok eksiğim, yapmak istediklerim vardı ve ben hepsini yapabilecek gücü hissedebiliyordum. O sene çarşaf gibi bi liste yapmıştım, 5 yıl sonra listedeki hemen herşey gerçekleşmişti. Gerçekleşmeyenler de zaman içinde vazgeçtiklerimdi.

Güzel bir yaş 28.

Şu an 26 yaşındayım. Ilkokuldan beri sadece 1 sene okumaya ara verdim. Artık şu okulları bitirmiş ve isg b sinifi uzman olup çalışıyor olmak istiyorum.

28 yasimdan sonra evlenmek istiyorum, butun eyaletlerde storelarim olacagini dusunuyorum, kendi sirketimi marka yapmayi hedefliyorum, olur da 4 yil sonra bu entryi okursam, neler degistigini editleyecem 4 yil sonra :)

23 yaşındayım.

28 yaşında olduğumda, iş yerinde yükselmiş ve sevgilimle evlenmiş olmak istiyorum.

1 yil kaldi. Pek bir somut hedefim ya da hayalim yok.

28'e kadar kendime hedef koyma hedefi koydum. :)

28'i azıcık geçtim.

27 kırılma oldu bende. aslında hayata dair yaptığım para, iş, kariyer vs. vs. planlarım iyi kötü yolunda gidiyordu. ama olmayan bir şeyler vardı, bilmediğim bir şeyler vardı, beni boğan bir şeyler vardı.

o zamana kadar, hayatı ve kendimi iyi kötü çözdüm, yolu da buldum güzel bir hızla gidiyorum diyordum.

aslında hiçbir şey çözmemişim. bunu çözdüm. 27 ve sonrasının bendeki en büyük etkisi budur.

mayış kaç katına çıkarmış, hatunla evlenir miymişiz filan... bunlar vakti nasıl geçirdiğimizle ilgili şeylermiş sadece :)

hayatımı değiştirecek kararlar vermemi sağlayan yaş olmuştur.
Aynı zamanda ev-iş-ev-iş azıcık kalan zamanda arkadaşları görme ve sevgiliyi görmek için sehir değiştirmeceler derken kafayı yemeye başladığım, hayattan soğuduğum yaştır. iş yerinde yaşadığım zam alama/sorumluluk artışı/yükseltmeme
(1yılı geçkin süredir yok o müdür alınsın yok bu fabrika bölünsün yok holding kurulsun titlelar netleşsin diye oyalamalar) derken yurtdışına gitme kararı aldım. ailemin desteği ve o zamanki sevgilimin engel olmayışı sayesinde 28yaşımın sonuna doğru yurtdışına çıktım. sonuç: birlikte gelmeye karar verdiğim ex-sevgili gelemeyeceğini söyledi, prestijli işlerde çalışmak yerine daha az prestijli işlerde çalıştım ama net bir şekilde daha mutlu bir sene geçirdim. hatta hayatımda verdiğim en güzel karardı diyebilirim. o yüzden hiç bir zaman geç değildir ister 18 ister 38 olun sevmediğiniz bir döngüye girdiyseniz söylenen birisi olmayın. dur diyerek çözüm arayın.

28'e nereden baksan 4 ay kaldı.(kadın) Krediyle araba aldım şuan feci belim büküldü. Enflasyondu, kiraydı, faturalardı derken sürünüyoruz.Benim 4 ay sonrasından tek beklentim iyi anlaştığım, eğlendiğim, düzenli bir ilişkimin olması, bir de şu lanet hayatta yalnız kalmamak o kadar...

28 oldum sayılır.

Daha evvel iyi bir iş iyi bir eş ve 2 çocuk olan hedefim gerçekleşmiş durumda.

Hedef degiskenlige uğradı ülkenin mevcut durumundan ötürü.

Şu anki hedefim önümüzdeki yildan itibaren Almanya'da çalışmaya devam edip master yapmak. Bu hedefime çok yakınım. Hali hazırda zaten çalışıyorum. Almanca ogreniyor ve master için şartları oluşturuyorum. İş kendiliğinden olacak gibi. 33 yaşımda çok iyi bir pozisyon yakalamayi ve artık maddi konuları dert etmeyi bırakmayı hedefliyorum. Çocukların gelecegi bu anlamda benim icin hedef belirlerken ilk kıstas oldu. Yoksa şu an gayet rahatım. Arada türkiye deki sacmaliklardan bunalsam da eşimle beraber maasimiz 5 haneye ulaştı sayılır. Bu da çocukları dusunmesem bana yeter. Ama olmuyor. Herşey Almanya da bu kadar iyiyken neden olmasin?

28 yaşıma birkaç gün kaldı. sanırım 28 yaşımı tamamlayamayacağım diye hissediyorum.

28 yaşındayım.

25 yaşında doktoraya başlamak yerine sıfırdan yeni bir kariyere başladım. yaşıtlarımın yarısı kadar maaş alsam da ben kendi seçimim olduğu için isyan etmiyorum. geçen hafta hayatımı değiştirecek bir teklif aldım ama sıçtım batırdım. dünyanın en büyüklerinden birinde çalışabilirdim. şu an paralel evrende olmuştur inşallah diye düşünüyorum.

özet: yine de allahtan ümit kesilmez

hacı belki de senin zirve diye gördüğün yer bizim köyün kayalıkları, nasıl karar verdin hemen zirvedeyim fikrine?
ben ne zaman bir sonraki aşamaya geçsem veya geçtiğimi sansam. önüne daha zorlu şeyler çıktı.
belki kendine göre söylüyorsundur o zaman eyvallah tabi.
ama mekansa en kalitelisine gittim araba ise en iyisine bindim daha da bana challenge yok demek garip.
elon musk'ın senin gibi düşündüğünü hayal edebiliyor musun?
'28 yaşında zip2'u sattım 22milyon dolar kaldı. daha ne yapayım aq.' imza elon musk.
no paypal. no tesla. no welcome to mars.

-"Hayatsal merak edip de yapamadığım pek bir şey yok, (...)"

-"Elimden gelse bütün gün evde oturup mal gibi duracağım"

---

materyal veya fiziksel anlamda belki de zihninizde yarattığınız ters-U şeklindeki grafiğin optimum bölgesinde olabilirsiniz.

Lakin, entelektüel yahut zihinsel anlamda o grafiğin U şeklinde olduğunu düşünürsek, bu sefer de dibine vurmuşsunuz gibi gözüküyor.

Hayatın lineer olmadığını kabul ediyorum ancak tek zirveli olduğunu da düşünmüyorum.

Hatta daha çok şöyle bir şey : sachinaravind.files.wordpress.com

farklı katmanlarda, farklı alanlarda, daha girift bir halde ve dalgalı..

belki bir alanda o maxta olabilirsiniz evet ama illa ki başka bir alanda grafiğin başka bir bölgesindesinizdir..

Yani kendi hayatınızı belli başlı tek boyutlu kriterler üzerinden değil de daha geniş anlamda değerlendirmekte fayda var.

başarılar.

O tarafa odaklanmaktan ziyade o zirve hissiyatını yaşayıp sonra düşüşe geçen var mı onu merak ettim aslında, tabii ki her zaman daha yükseği vardır o konuda haklısın.

kendi isini kur. al sana challange.

@dedim dedim +1 bizim köyün kayalıklarındasın. Zirve böyle olmaz^^

Soyle bir durum var mesela mesela girdin bir firmaya sans o ya adamlarin deli manyak bir urunu cikti piyasaya acayip satiyor. Sende satisin basinda olan kisi oldugun icin para akiyor. Urun kendini sattigi icin cok bir caba da sarf etmene gerek kalmiyor. Lakin en baba urunun bile suresi 3 bilemedin 4 sene. Sen krallar gibi yasadin 3 sene diyorsun ki lan cozdum ben bu isi para da var. O gazla baska bir firmaya gectin yada kendi isini kurdun. O zaman gordun ki lan biz oyle haybeye yasamisiz bi sgk nedir? vergi nedir? Buranin haracini kime veriyoruz ogrenseydik keske. Sonra o para suyunu cekmeye basliyor.
Elbette her insanin iyi ve kotu donemleri var onemli olan kotu donemlerde de saglam kalabilmek.
Bu yukarda yazdigim durum cok yaygin. Umarim onu kast etmiyorsundur.

birbirlerine yabancılarsa ikisine de ayrı tuvalet almak öneriliyor.

İkisinin de ayrı tuvaleti var ve hiç bir işe yaramıyor.

birbirine alıştırma işlemini yanlis yapmışsınız. eve sonradan gelen kediyi bir kafeste tutmaniz gerekti yatarken de ayri bir oda. iki kedinin güvende oldugunu anlayip rahatlamasi icin. suam ise hakimiyet savaslari baslamis.kim reis oldugunu gostermek icin bolge isemeleri yapiyorlar. iseddikce digeri üstüne isiyor.

çözümü ise ayri odalara alin eve sonradan geleni bir on gun evin baska yerinde gezmesine izin vermeyin kapi altindan birbirlerini tanısin kokularina alissanlar
bir oyuncak alin oynayin. sonra o ayni oyuncak ile diğer kedilyle oynayin. kedilerde kabullenme koku aliskanligi ile olur

anlaşamıyorlar demek ki bunu size göstermek için yapıyordur scottish . normalde çiş yapmaz sağa sola bende de var aynı cins . inanılmaz sakin ve tatlı kediler. sonradan gelen kedinin kısır bir dişi olması sinirlendirmiştir onu. bence iyi bakacak tanıdığınız bir eve sahiplendirin birini .
ben olsam chinchilla olanı verirdim çok uzun tüylü bakımı zor .

Çözüm: zamanla çözüldü sorun, scottish'i de kısırlaştırdık. Hiç bir şey değişmedi ama alıştılar birbirlerine.

Lenovo thinkpad olabilir belki i7li bi model, 2. El sirket cikmasi. Ekrani kapatir kaldirirsin bi koseye

Herhangi cok cekirdekli bir PC, bol RAM, Linux ve Docker (virtualization yazilimi - sanal makina degil de kernel seviyesinde compartmentalisation) senin ihtiyacin olan. Mac Pro da uzun zamandir guncellenemedi, su anda hele fiyatlarina gore cok geride kaldilar. 2018 de gelecek yenileri ve fiyatlari daha asagi olmayacak.

Elektrik problem degil, makinen ful yuk altinda 2 ampul kadar elektrik yakar tas catlasin. Surekli ful yuk olmazsa faturanda hissetmezsin bile.

kucuk anakartli mac mini boyutlarinda bir PC kendin toplayabilirsin ozet olarak.

os x illa gerekli mi? mac'lerden çok iyi server olmaz. yani o gereklilik ile mac'lerin sağladığı şeyler tam kesişmiyor.

tam aradığın hizmet sanal sunucu hizmeti. hiç yer kaplamıyor, hiç elektrik yakmıyor ve genelde sorun çıkarmıyor.

aws falan takıl derim...

İkinci el çöp kutusu şeklindeki Mac Pro'lardan aldım, quad core Xeon, 12 GB RAM'li. İşimi gördü baya. Buna para yatırmamın tek sebebi sessiz olması, başka bi olayı yok yani. Sadece evde kullanacağımdan böyle yaptım. Yoksa ikinci el daha iyi bir sunucu çok rahat bulunurdu aynı paraya.

AWS de kullanıyorum ancak çok pahalı oluyor karşılaştırırsan, misal bir IBM Qradar deploymenti 12 GB RAM istiyor minimum, artı 8 core cpu lazım, kol gibi girer saat başına.

ahmet yesevi üniversitesi en ucuzu. ama şubatta alıyor mu bilmem

ben arabadan pek anlamam ama bu soru pek açık sanki. sıfır ikinci el model yılı vs belirtsen daha çok yardımcı olurlar sanki.
bu arada ben olsam mercedesi seçerdim. audi a3 sedan ya da normal olanları çok itici geliyor mercedes ve bmw arasında kalacaksam bu mercedes olur.

dış görünüş olarak c180

ikinci el değeri açısından, audi değil diğerlerinden biri.

bmw 318i ise tercih etmezdim. 318d ise olabilir.

a3 diyorum

318 m sport kullanıyorum. Genel anlamda memnunum. 318d 2000 cc bildiğim kadarıyla. Vergisi yüksek. Yalnız 3 serisi kasa değiştirecek 2018de.

bi kere a3 sedan diğerlerinden alt sınıf bir araç, ancak a4 ile karşılştırabilirsin.

listede a4 olsa bile cevap c180amg olurdu.

C180 amg. Az cok biliyorum hepsini.

personel kullanacaksa audi a3 sedan. şirketin sahibi kullanacaksa mercedes.

çünkü imaj.

Kime mesaj atayım işte. Poffff. Çok kişisel bir entry girmişim hiç hatırlamıyordum bunu.

İletişim'den mesaj at, Ekşi Şeyler'e de buradan bakıyorlar.

eksisozluk.com

hic bunla ugrasmadan telefon acabilirsin.

derdini güzelce anlatirsan silerler. ben tr de en az 20 yerden icerik sildirdim telefonla. zorluk cikarani hukuk bilgin dahilinde bilgilendir, sen zamaninda riza vermis dahi olsan, icerigin odak noktasi senin yazin oldugu icin, karsilikli degil tek tarafli cikar olmasindan dolayi ve bu sitenin ticari olmasindan dolayi sildirebilirsin.

heh ekşi sözlük’ten ulaştılar. teşekkür ediyorum

ekşi sözlük kullanıcı sözleşmesi:

oluşturduğunuz içerikler ekşi sözlük’te yayında olduğu müddetçe ekşi teknoloji bu içerikleri başta ekşi şeyler'de olmak üzere, uygun gördüğü bütün ortamlarda kendi kullanımında olan markalar altında ve/veya diğer internet sitelerinde ticari amaçla kullanma hakkına sahip olacaktır. bunu engellemek için kullanılmasını istemediğiniz içeriği silmeniz veya hesabınızı kapamanız yeterlidir ancak bu eylemler sadece ileriye dönük olup, size daha önce yapılmış çalışmalardan entrylerinizin çıkarılması, telif ücreti talep etme ve benzeri bir hak vermeyecektir. daha önce yapılmış çalışmaların yeniden basımı veya yayını da bu nedenle her zaman mümkündür.

avrupada da öyle aslinda, fiyatlar aman aman farkli degil. ama bu airmaxler ucmus gitmis. ort spor ayakkabi 50-80 € arasi, airmaxler 100 den basliyor.

acil degilse amazonden indirim takip edin.

2017'ler öyle, 2016 bulmaya çalışın.

kod yazılır da, bunun css 'i var, js'i var, ne bileyim image'ları var, pathleri ayarlaması var, varoğlu var.

onun yerine www.httrack.com kullanabilirsin. comment ekliyor sayfa içine sanırım, en son 15 yıl önce kullanmıştım galiba. 50 tl'yi lösev e bağışlarsın :)

fare dışkısı olma ihtimali var onun. kıllı şeyi bilemedim. faredir belki.

fotoğraftaki canlı yarasa.

ikinci fotoğraftaki tozlaşmalar ise kertenkele dışkısı ve eğer yukarıda örümcek ağı varsa kurumuş böcek kabukları.

Lavabodaki yaratık yarasa. Ötekiler de yarasanın boku. Muhtemelen hayvan yaşıyorken o pisliklerin olduğu duvarda asılı olarak yaşıyormuş.

2. Fotodaki hayvan dışkısı gibi

görür

Tam sinüs mü diye kontrol ettim ama bir bilgi bulunmuyor. B&D kalitelidir, bir sıkıntı çıkmaz.

Yalnız çakmak sigortası 10A ise yanabilir, her ne kadar giriş akımı 8A yazsa da yanında 10A ve 15A yedek araba sigortası bulundur.

Selamlar, aldım, çok güzel iş görüyor, gayet iyi.

Kac para verdin merak ettim bak?Uni kampuslerinde ucuranlar gordum.

Ytü davutpaşa da uçuran gördüm

araziye gitmen lazim ya da sabahin korunde sadece yaya trafigi olan yerler. Eyup mezarliginin uç tarafları da olabilir bak. Bir de yeni kanun cikmis, teror olaylarindan dolayi ucurtmuyorlar.

hocam araba varsa atla hsonu 3. havaalanın o tarafa git. adını hatırlayamadım şimdi ama bir köy vardı, sahilde mangal yapıyordu paramator uçuruyorlardı. havaalanının batısında kalıyor.

bir de bu naneler için sivil havacılık'tan mı bir yerden bir izin belgesi almak gerekiyordu bir ara. o konuyu biliyorsun di mi?

Bakırköy fil damında uçuruyordu arkadaşım. Ama tam performans için şehir dışına çıkman lazım, phantom 3'ü 100 metreye bile çıkamıyordu sinyal sıkıntısından ötürü.

Resmen uçuş yasağı olmayan yerlerde genel kurallara uygun olmak kaydıyla (maks yükseklik ve insanlara olan min mesafe gibi) ucurabilirsiniz. Öyle yassah hemşerim diye bir şey yok ama burası Türkiye sonuçta. Başınıza bela alabilirsiniz.

En temizi ya etrafta insan yokken aleti hemen yükseğe çıkarıp insanlar görmeden uçurmak ya da daha temizi nispeten az insan olan yerlere, deniz kenarlarına, ormanlık yerlere gitmek.

Bu arada 14 gün iade hakkı var fakat onun da detayına bakın. Bu kadar kompleks bir aleti açıp çalistirip aktive edip iade edemeyebilirsiniz bence. Sivil havacılık kaydını da yaptıysanız ordan da silmeniz lazım :(

Nacizane bir tavsiye daha, mavicpilots forumunu okuyun. İnsanlar nasıl aleti dağa taşa çakıyor görün, ona göre onleminizi alin. Pahalı alet, yazık olmasın.

ben günlük kullanıyorum, daha rahat geliyor, öncesinde 3-4 sene aylık kullandım. her gün git solüsyona koy falan derdi yok, düştü ara bul derdi yok, neredeysem atıyorum çöpe işim bitince:) maliyet olarak daha fazlaya geliyor sanırım yalnız.

Günlük lensin maliyeti aylık lense göre 2 kat fazla. Ben de lens alacağım araştırıyorum. Günlük pahalı olduğu için aylık lens alacağım.

Bana goruntu kalitesi acisindan gunluk lensler daha kotuymus gibi geldi kullanirken. Net goruyorum ama bi problem oldugunu hissediyorum. Tanimlayabildigim bir sey degil tam olarak. Aberration ile alakali durumlar olabilir ama benzer sikayetlere rastlamadim hic. Belki de bana ozgu durumdur bilemedim.

Günlük lensin kullanımı daha zor. Takması zor, çıkarması zor. Yapış yapış ve çabuk kuruyor. Akşam olsa da çıkarsam diyorsun ve daha pahalı kutu bazında. Her gün kullanan insan aylık tercih etmeli diyorum.

çizdirsene beybi ^^

Aylıktan devam edeyim ben en iyisi. Çizdirmeye götüm yemiyor :)

Unique participants

Individual ya da Unique denilebilir.

Individual

Unique daha çok "eşsiz" anlamında kullanılıyor bildiğim kadarıyla. "Individual participants" daha uygun bir tabir olur.

Kayitli oldugun askeri bolge, okula her donem (veya her yil) yazi yaziyor. Bu ogrencihala ogrenci mi diye. Eger atilirsan, ogrenci isleri de bu sekilde bilgi verecektir ve tecilin bozulur.

daddy issues, koşarak kaç

Saglikli degil bence de.

Bir suru insanin annesi babasi olsa bile eksiklikleri oluyor onemli olan bu eksiklikleri kendi icinde cozebilmesi. Kendisi henuz bunlari cozememis ve o boslugu dolduracak baska birini ariyor ki patolojik bir hal alabilir. O kadar da romantik ve saglikli degil bence.

kendi kontrolü dışında bir şey. sevdiğinizse sorun olmaz.

hanci bana biraz sarap getir +1

babasız sayılan biri olarak kötü düşünmedim bence güzel bir şey demek istemiş diye yorumluyorum. babanın iyisi çok değerli olur.

Öylesine söyleyivermiş işte çok düşünülecek bir durum değil yok sağlıklı değil yok öyle böyle falan diye. Şurada bir kere de insanların ilişkileri hakkında yapılmış ayırıcı değil birleştirici yorumlar göreyim arkadaş ya.

Sevgilinizi tanıyan sizsiniz. Tek bir cümleye göre bir çıkarım yapamayız biz buradan.

Çok değerlisin, güvenilirsin vb demek istemiş olabilir, öte yandan baba konusunu takıntı haline getirmiş de olabilir.

Size karşı hareketleri, davranışları nasıl? Eğer yine bu konuda normal olmayan ve rahatsız olduğunuz hareketleri varsa baba olayını irdeleyin, oturup kendisiyle konuşun. Yok her şey normal seyrinde ilerliyorsa, bu cümleyi de normal olarak alıp yolunuza devam edin.

valla sıkıntılı bir anlayışlı, sevgiliyi babaya, anneye, abiye vs. benzetmek. babam gibisin falan, bana dense hoşlanmazdım, kadın olsam annem gibin diyen erkekten de hoşlanmazdım. sınırlar çizilmeli.
bu gösteriyor ki ileride babasına olan hıncını, öfkesini sana yansıtıp senden çıkaracak
neferkitty+1

herkes hemen olumsuz şeyler yazmaya başlamış. buraya sorarsan yüzde doksan olumsuz yanıt alırsın. Ha, bana göre üstteki cevaplardan biri gibi, hayatındaki bir boşluğu doldurduğunu söylemek istemiş. yok sağlıksız yok kaç git filan kadar büyütülecek bir durum değil

Bosluk +1

Cevremde ornekleri var. Sagliksiz bir sey degil bence, normal buldum.

Benim üzerime gereksiz yük bindiriyor böyle laflar. Birinin her şeyi olmak istemem sadece sevgilisi olayım birbirimizi sevelim yeter.

Kız genel olarak seni hoş tutmaya çalışan biriyse muhtemelen güzel bir şey söylemeye çalışmıştır. Genel tavırlarda bir manyaklık söz konusu ise tehlike.

pek manası olan bir cümle gibi değil sanki.
ama biraz düşününce, baba rolünü koruyup kollayan, sahip çıkan, ihtiyaç anında bulunan, pozitif bir erkek rolü olarak kafasına koymuşsa bu kişi, sizi o role uygun bulduğunu yani "babam gibi severim" manasında değil de "güvenilir" gördüğünü kastetmiş olabilir. Daha çok derin bir şeyler, sevgi hissi anlatılmaya çalışılmış da olmamış gibi geliyor ama.

tabii mahlasınızdan sizin erkek sevgilinizin kadın olduğunu düşünüyorum. bunu söyleyen kişi erkekse ve siz kadınsanız o zaman çok garip yerlere gidebilir konu.

Otele 200-300lira vericegine airbnbde ev baksana..merkezi yerlerde kadikoy besiktas gibi gunlugu 100liraya odalar bulabilirsin

Takıntı aklına gelince konuyu değiştir. Kafandaki takıntı üzerine düşünme. Hatta takıntılarla dalga geç. Olabilecek en kötü ihtimal olsa ne olur ki? Gönder gelsin de evrene.

koy götüne rahvan gitsin yöntemini uyguluyorum. bundan 200 sene önce de adamın teki olur olmaz her şeyi kafasına takıyordu. olabilecek en kötü şey başına geldi ve öldü gitti. ismini cismini hatırlayan bile yok. bu hayatta bazen iyi bazen kötü her şey olabilir, olacak da. bunları tecrübe edip ölüp gideceğiz. kabullenmek en temiz çözüm.

yahu eski sevgilinin, fbnin ne bileyim görüşülen kişinin erotik fotoğraflarını saklamak hem tehlikeli hem de ayıp bence. ayrıca snapchatten gelen fotoyu da karşı tarafa bildirim gitmenden kaydetmenin yolu var evet ama bunu yapmak da terbiyesizlik. sil gitsin niye saklıyosun ki?

dediğin risk de her zaman vardır. ama alıyoruz işte.

tabii zaten revenge porn, ciberbullying vs gibi konular birçok ortamda (kadın hakları/insan hakları içeriklerini kastediyorum) gündeme geliyor son zamanlarda, özellikle birkaç yıl önce icloud güncellemesi ile ilgili bir sıkıntı olmuştu da birçok ünlünün çıplak fotoğrafları insanların eline geçmişti hatırlarsanız.

benim düşüncem herhangi bir video ve fotoğrafın sonsuza dek herkes tarafından görülebilir olması sizi rahatsız edebilecekse o şeyin paylaşılmaması. dediğiniz gibi, karşınızdakinin niyetinden bağımsız olarak da bu sorunlar gerçekleşebiliyor çünkü.

ben bu tarz fotoğraf paylaşmazdım diye düşünüyorum. paylaşmam gerekirse de (ki niye böyle bir gereklilik olsun) yüzümün veya belirgin diğer unsurların görünmeyeceği bir şekle sokmaya çalışırdım ki dövmelerim nedeniyle imkansız gibi.

"yarı çıplak" içerikli tek sahip olduğum şey spor hocama, kendime veya başka kişilere göstermek için çekilmiş gelişim fotoğrafları, onlar da birinin eline geçse rahatsız olmazdım.

bu konulara ilginiz varsa:
Streisand effect
The Right to Be Forgotten başlıklarını araştırmanızı ve Jon Ronson'ın So You've Been Publicly Shamed kitabını okumanızı tavsiye ederim.

gercekten güvenmedigin kimse ile özel bilgilerini, fotograflarini, sana ait kalmasi gerekenleri paylasmamak gerekiyor. o bilginin ya da belgenin seni nasil dönüp bulacagini bilemezsin. ama bir kez olduktan sonra da rezil mi olacagim diye düsünmen de gereksiz.

hele beraber oldugun insanın senden önce yaptiklarini görünce ondan soguyacaksan,o iliskiyi o noktya hic getirmemen lazim. senden önce istedigini yapar, yapmistir, seninle oldugu süre icindeki davranislarinizdan sorumlusunuz ikiniz de.

çıplak olduğunuz fotolarda en azından yüzünüz görünmesin, onun dışında korkuyorsanız vermeyin, almayın, bu işin garantisi yok, bazı durumlarda sildiğinizi sandıklarınızı bile geri getirmek mümkün.

Bunlar kötü niyetle kullanılabiliyor evet. Birkaç kez şahit oldum.

Mesela; sevgilisinde ayrılmak isteyen kız çocuk tarafından tehdit edildi, eğer ayrılırsan yolladığın fotoğrafları ailene gösteririm diye. Yaşları da daha ufak 18 falan ikisinin de. Kız çaresiz tamam demiş, sadece bir tanıdığın arkadaşı olduğu için akıbeti hakkında bilgim yok.

Bir kere de yakın bir kız arkadaşım yaşadı böyle bir durum.
Arkadaşımın nişanlısının bir dönem takıldığı kız, çocuğun onu istememesine dayanamamış, çocukla yaptıkları "özel sohbetleri" ve çocuğun ona gönderdiği özel fotoğrafları kıza facebooktan mesaj olarak göndermiş.
Çocuk arkadaşıma bu olayı anlatmış önceden, kız hem önceden olanları bildiğinden hem de ondan önce olay şeylere takılmadığından sildi gitti dikkate almadı. Ama başka biri olsa sıkıntı çıkardı belki de.
İşin kötü tarafı mesajı gönderen kişi isim konusunda tereddütte olduğu için arkadaşımla aynı soyada sahip birçok kişiye göndermiş mesajı, arkadaşım mesela erkek kardeşine gelen mesajda gördü bunu, kardeşi demiş abla bana böyle bir mesaj geldi baksana, okumuş silmiş hemen ama kim bilir başka kimlere gitti akrabalardan, soramıyor da kız haliyle. Öyle kapandı gitti mevzu.
Böyle ruh hastası insanlar da var.

Her zaman risk var yani. Dediğin gibi kendisi güvenilir olabilir ama bazı yollarla başkalarının eline geçebilir.

Bende paranoyaklık hat safhada olduğu için dikkat ederim böyle şeylere. Bu yüzden pek korkum yok ama hayat işte ne olur bilemiyorsun.

Dijitalleştirilmiş bir içeriği teorik olarak imha edebilirsiniz ama pratikte edemezsiniz. Binlerce farklı nedenden ötürü o içerik siz isteseniz de istemeseniz de kontrolünüzden çıkıp başkalarının eline geçebilir. Cihazın çalınması, satılması, silinmiş verinin kurtarılması veya hacklenmesi olasılıklardan sadece birkaçı. Mesele içeriği özenle saklamak veya silmek değil, baştan sakıncalı içeriği (fotoğrafı her ne ise) hiç yaratmamaktır. Ancak bu şekilde güvende olursunuz.

Bu tür uygulamalar sadece zaten yaşanan şeylerin kayıt altına alınmasına sebep oluyor. Yani o kız başkalarıyla birlikte oldu zaten. Belki videoda ya da fotoğrafta görebileceklerinden daha fazlasını da yaşadı. Bunu kabullenerek ciddi bir ilişki ya da evliliğe niyetleniyorsan, işin diğer tarafını düşünmeyeceksin.

Bana gönderen çok oldu. Sil diyenler hariç telefonda, bilgisayarda unuttuğum da çok olmuştur.

Ben aldıklarımın hepsini siliyorum. Kendim iyi niyetleyim ama sende söylemişsin zaten, çaldırma, sızma gibi durumlar beni gereksiz yere zan altında bırakabilir. Evleneceğim kişinin bu tarz video ya da fotoğraflarının başkası tarafından yayılması benim mutluluğuma engel olmaz, huzurumu bozmaz ama bunu yayan ya da saklayıp bir şekilde yayılmasına zemin hazırlayan kişinin geri kalan ömrü boyunca olan huzuru tarafımca bozulur.

Kaç yıldır erotik foto, seksi resim falan öyle paylaşımlar ne kendim yaptım, ne de karşımda atan birisi oldu.

Çok önceden bu paylaşımları yaptığım için şunu söyleyebilirim ki, bunda kural şudur..

O an bakarsın, hazzını alırsın ve belli bi süre sonra, ya da bi kaç saat sonra resmi/videoyu silersin.

Böyle şeyler anlıktır ve telefonda, bilgisayarda vs. tutmamak lazım. Kimsenin güvenini de sarsmamak lazım.

Bu yaptigin cok cirkin bisey insanlarin snapchat kullanmasi o fotograflarin telefonda kalmasinin onune gecmek..yoksa whatsapptanda bilir sana erotik fotograf yollamayi.o fotograflari elinde tutarak ne yapmaya calisiyosun kotu niyetli degilsen? Masturbasyon malzemesi yapmaya devam heralde

bu işin doğrusu bi süre sonra silmektir. zamanında aldatıldığımı öğrendiğimde o anki öfkeyle kız arkadaşımı çıplak fotoğraflarını paylaşmakla korkutmuştum. tabi ki yapmayacağım bişeydi. sadece canını yakmak istemiştim. ama bunun blöfünün bile saçmalık olduğunu anlamam uzun sürmedi, sildim ne varsa. daha sonradan çıplak fotoğraf gönderen sevgilim de oldu başka kızlar da, hepsini hevesimi aldıktan sonra bir iki gün içerisinde sildim. çoğuyla şu an görüşmüyorum bile. çıplak halleri nerdeyse gözümün önüne bile gelmiyor. bence bu tarz fotoğrafları ayrıldıktan sonra hala telefonda tutmak hem kıza hem de kızın sonradan birlikte olduğu insanlara karşı büyük saygısızlık ve aşırı ezikçe bişey. kısacası silin arkadaşım.

klasik satış için doğru ancak satış ile pazarlama farklı şeyler. yani yazdığınız başlık marketing başlığı. klasik satış & sıcak satış marketingin alt kümesi olabilir ancak.

Katılıyorum ve bu yüzden hayatımda yapacağım son meslektir pazarlama.

satış konusunda bence de doğru. marketing dediğimiz şeyde de biz sizden farklı olarak bu manipülasyonu (bu kelimeyi iyi veya kötü anlamı vermeden kullanıyorum) ikili ilişkilerde insanlar üzerinde değil, kitleler üzerinde yaparız zaten.

ben samimi olamadığımda rahat edemeyen biriyim. o yüzden manipüle ettiğim ikili ilişkilerden bir zevk almıyorum (yapamıyorum değil) o yüzden mesela bahsettiğin tarzda bir amerikan şirketindeki satış işi pek bana göre bir iş değil, hiçbir zaman da olamayacak muhtemelen. ama burada samimiyet/manipülasyon ayrımını yapmak da çok kolay değil.

%100 samimiyetle de sağlıklı bir sosyal hayat inşa edilemiyor. en yakınlarımıza, en sevdiklerimize bile, gerek kendimizle gerek onlarla ilgili her düşündüğümüzü her hissettiğimizi her zaman söylemeyiz.

akp'li bir adama mal satmak için reisçi kılığına girmiş ve kirlenmiş gibi hissederken, aynı adam bizim amcamızsa örneğin aynı durumu ''yakınımdır kalbini kırmayayım'' veya ''onu da anlamaya çalışayım'' şeklinde değerlendirebiliriz. ilk durumda hissedilen suçluluk ikinci durumda yerini huzura bile bırakabilir.

enrty'de bahsettiğiniz sizi ''işin sonunda kendi öz duygularından dahi emin olamayan'' biri haline getiren şey bu suçluluk duygusu belki de. yani bakış açınız ''ben para için her kılığa giren bir şarlatanım'' olursa, suçluluk duygusu benlik algınızı dağıtabilir, ''kimim lan ben'' noktasına getirebilir. ama bakış açınız ''kendi fikirlerim veya inançlarım var, ama diğer insanların da farklı düşünceleri ve inançları var ve bunu kabullenerek hareket etmek bana fayda sağlar'' şeklinde olursa, o zaman bu suçluluğu bu kadar yoğun hissetmezsiniz diye düşünüyorum. iş hayatında kendi duygu ve düşüncelerinizi olduğu gibi ortaya koymak zorunda değilsiniz (zaten dediğim gibi kişisel hayatınızda bile bunu tam olarak yapamazsınız), olayı tıpkı sattığınız ürün için yaptığınız gibi hangi özelliği öne çıkarıp, hangisini geri planda tutacağınıza karar vermek olarak görebilirsiniz.

örneğin bir restoranta giden kimse, kendisine ''efendim'' diye hitap eden bir garsona itiraz etmez, o insanın efendisi olmadığını bildiği halde ''iyi karşılandım, iyi hizmet gördüm'' diye düşünür. burada garson bir manipülasyon yapar, çünkü karşısındakinin beklentisi de budur zaten, %100 samimiyet filan değildir.

ha bu kadar empati insanı yorabiliyor. beni yoruyor en azından :) o yüzden satış yapmıyorum. kitleler daha güzel <3

340k euro prim diyor. o kadar para var mı yahu?

merkezden kasıt ne, il neresi, ilçe mi burası, sen kimsin

rami semtine bak. taksime taksi 20tl yazar

dumankaya ikona bak, rıhtım 18 tl falan tutuyor oradan. günlük bile kiralandığı için 6 aylık da kiralayabilirsini.

Akışına bırakın, aklınıza "ya bir gün x olursa"yı getirmeyin. "Carpe diem, quam minimum credula postero" sözünü aklınızdan çıkartmayın.

yaş kaç? 20?

ilerde bu beni aldatır diyeceğiniz biri ile şu an nasıl sevgili kalabiliyosunuz? mantık 101

ve bu kadar kısa sürede ayrılıp barışmayı nasıl başarıyosunız?

geçen bi soru vardı, eşim ilerde sakat olur diye asla evlenmeyeceğini iddia eden biri ile ilgili... sizinki de buna benzer bi mantık.

akışına bırakın +1

ben de özlü sözle bitireyim madem;
''draco dormiens nunquam titillandus''

Aklına gelse de dillendirme. Böyle konuları konuşmanın kimseye faydası yok.

Sen bir kere terk edip döndüğün için onun şüpheleri olması bir nebze daha normal. Kıza şüphe bırakma, bu konuda net olduğunu söyle. "Yine de aklına gelirse bile bu konuları konuşmayalım, ilişkimiz için daha iyi olur" de.

her şey bir gün bitecek. öleceğini düşünüp üzülüyor musun sürekli? bu da öyle bir şey.

O ilişki biter

ne yapıyoruz düşünmüyoruz tabii ki. her ilişkinin bitme ihtimali vardır istersen leylayla mecnun ol sizden değil başka şeylerden kaynaklı bir şeyler olur engel olamazsınız. bunları düşünmenin kimseye faydası yok. aklınıza geldiğinde savuşturun ikiniz de ve zamanla düşünmemeye alışacaksınız. beyninizi bu şekilde yönlendirebilirsiniz.

gerçekten üzmek için söylemiyorum. siz de ayrılacaksınız...

ben de kabullenemedim merak etme..