Ekşi Duyuru

gerekmez.

kripto para olarak 5 dkkada alabilirsin. :)

Birini diğerine yakın olana kadar renk ayarıyla oyna sonra hepsine en son lut at. En kısa çözüm bu bence. Bazen kameralar aynı olsa bile lens, ışık, sensör bakımından görüntüler farklı olabiliyor.

1) Muhtemelen talep düşük olacağı için herhangi bir girişim yok bu yönde. Bir de lastikler boyutları bakımından o kadar çeşitli ki, günlük kiralamayı karşılayacak bir envantere sahip olmak girişimci açısından mantıklı olmayacaktır. Satış için bile lastikçiye gitseniz üreticiden ya da distribütörden lastik alıyorlar sana uygun ölçülerde. Yani senede 3-5 gün kiralayacağı bir şeyi 365 gün deposunda saklamak ekonomik açıdan fizibıl değildir diye düşünüyorum.

2) Bu da sigorta şirketi açısından fizibıl olmayabilir. Günlük kasko demek "ben riskli bir sürüş yapacağım bugün" anlamına geliyor. Sigorta şirketi açısından oluşacak masrafları karşılamak, günlük kaskodan elde edeceği gelirle mümkün olmadığı için kısa dönem kasko diye bir şey olmayabilir. Belki de yasal zorunluluktur. Bundan emin değilim.

1. fena fikir değilmiş. ama emin ol böyle bir talep olsaydı mutlaka yapılırdı. adamlar 3 gün de kullanacak olsan "ama 7 derecenin altında zaten lazım" diye belki çok az kullanacağın aracına kış lastiği satmayı daha kârlı görüyor. ya da satın almak daha ucuza geliyordur, 3 günlüğüne 200-300 lira vereceğime, 2000 lira verir 4-5 yıl kullanırım dedirtiyorlardır. o yüzden de kimse bu işe girmiyordur.

2. sigortanın mantığına ters bir durum bu. bütün sigortalar için geçerli. sadece risk olan günleri sigortalarlarsa sigorta şirketleri nereden para kazansın? sigortanın mantığı, "başına bir iş gelirse bu ödediğin primden çok daha fazlasını ben karşılarım" anlamına geliyor. tabii burada başına bir şey gelmeme ihtimali daha fazla, bu durumda ödediğin prim sigorta şirketine kalıyor. eğer sadece risk olan günlerde para alacaksa kendisi bir şey kazanamaz ki. başına bir şey gelme ihtimali artıyor çünkü. prim belirlenirken birçok kriter var zaten. yıl içindeki kullanma sıklığı bunlardan biri midir bilmiyorum ama değilse bile en fazla prim tutarı belirlenirken dikkate alınacak bir değer olur.

1. çok fazla ebat var. ayrica sökmek takmak uzun işlem. bir de dönüşte bunlar benim lastik değil di gibi beyanlar olabilir.

2. sigorta riski satın alma işidir. kimse bütünlüğünü bilmediği bir aracı sigortalamak istemez. varsaylım ki bunu yapacak yine yıllık prime yakın prim veya superprim alması gerekir.

3. bu ikisinin bir karması düşünülmüş ve kiralık araçlar icat edilmiş :)

birinci sorunuz hakkında bişey bilmiyorum ama ikici sorunuzun cevabı evet var. geçenlerde tv'de reklamını gördüm hatta oradan biliyorum.

1. var ama en az 30 gün şartı var. www.lastick.com.tr

bugün bi arkadaşımın story'sini gördüm, uludağ kayak yapıyor. baya da kalabalık görünüyor.

Şu anda bursa dayım gidilebiliyorsa gideyim hemen

arkadaşlara da alış faturası lazım kesebilmeleri için.

ya abicim yürü git diyeceksin olup bitecek. fatura isteyen dükkandan alsın. birde bu tipler var.

bence başka birine satın daha iyi. sırf kdvsi için bunu istiyor. uğraştığınıza değmez.

satış fiyatına %18 kdv de ekleyin o zaman :) ne tipler var. başkasına satın +1

satma - bilgisayara birşey olur faturalı diye başına ekşir.

Satma başkasına sat uğraşılmaz bu tiplerle

+KDV +Stopaj ekle

iyi bir fiyata okuturdum ben olsam.

hocam once adamlarla konus durumunu anlat. paypalin trde calismadigini belirt. gumruk durumunu da kesinlikle anlat pahaliliktan bahset. cunku bunlari duyunca gercekten aciyor ecnebiler. pttden yolla, kargo aciklamasina iade/return/rma yazarsan bir ihtimal sorunsuz gidebilir. senin masrafini da amazon hediye ceki yollasinlar. bence sessiz kalma hocam sunun surasinda 40 sene daha yasayacan zaten ugras ne olacak.

Ben olsam mail atarım durumu açıklayan
İsterlerse tüm masrafları karşı ödemeli geri gönderirim

senin karşılaşacağın şey posta masrafı, gümrük kısmı abd tarafını ilgilendiriyor. söyle, belki kalsın derler, ya da posta ücretini yollasınlar geri yolla.

Adamlara haber vereceğim konuyla ilgili, dediklerine göre hareket ederiz. Yok çekiliş şartları net, firma biraz mal bi firma, daha önceden benim de bir siparişimi eksik yollamışlardı. Muhtemelen kargoda karışıklık olmuştur. Teşekkür ediyorum cevaplar için.

25000 paket mi yoksa baz maas mi?

25000 paket varsayalim

8000 kira

2500 aylik market

1000 internet, telefon paketi. elektrik su

500 aylik benzin

13000 de cebe kalir, disarda yeme icme vs...aylik 5000

bilinmeyen, hesaplanmayan giderler...1500

iyi sartlarda 2000 usd kotu sartlarda 1000 usd

Cairo kirayı fazla yazmışsın bence. Marina'da çok bilindik binalarda kalınmayacaksa, 2+1 60-70.000'e fazlasıyla güzel 2+1'ler var. Ayda 6000 gibi düşünülebilir kira. 3 tane ana bölgenin dışındaki yerlerde 40-45'e dahi güzel bölgeler var. A/C olayına dikkat edin sadece dahil değilse ciddi can sıkabilir.

Burada çalışılacak bölge önemli, atıyorum işyeriniz bur dubai/deira taraflarında ve siz jbr-jlt veya marina'da (genellikle expat'ların tercih ettiği) yaşamayı tercih
edecekseniz, salik vs gibi ekstra giderler de çıkar ortaya. Burada arabasız olmaz, fena olmayan arabalar için 10-12 bin Usd gibi bütçeler yeterli olacaktır.

Belki çok detay ama dubai'de bu tip şeyleri hesap etmeyince para uçup gider.

Standart hayatta (Bayaa düz, fazla lüks yerlere aktivitelere gidilmeyen) 5.000 gibi bir miktar kalır geriye.

Piyasası yok. Kiralamak için kimse sormuyor. Kimse almıyor. Alan kendi kullanıyor. Sinema kameraları klasmanında değil blackmagic. Yarı profesyonel denebilir. Bu piyasada da diğer markalar daha çok rağbet görüyor. Kağıt üzerinde redd ya da alexa verileri sunabilir. Ama aynı chip e sahip değil. Aynı sonucu vermez.

Full frame değil, fotoğraf çekemiyor, otofokusu kötü, ergonomik değil, şarjı çabuk bitiyor, kamerayı aldıktan sonra bir kamera parası kadar da aparat alman gerekiyor, ekranı çok parlıyor.

Asıl olayı sıkıştırılmamış görüntü aslında. DSLR lara göre asıl avantajı bu. Ama 50 tane aparat gerekiyor ve pratik değil. Çarpanı 2 ye yakındı ve geniş açılı lens kullanmak gerekiyor. Yapılacak projeye göre değişir aslında kullanıp kullanmamak ama dslrlar daha pratik genel kullanım için.

canonda magic lantern firmware ile aynı blackmagic gibi raw çekebilirsin. blackmagic özellikleri isteyen çoğu kişi magic lanterne yöneliyor.

bence iki nedeni var:

1. "baba oğluna bir bağ bağışlamış, oğul babasına bir salkım üzüm vermemiş" ben de dede olsam, ölene kadar malımın bir bölümünü elimde tutmak isterim. ne kadar yaşayacağını veya yatağa mahkum olup 5-10 sene bakıma muhtaç olacağını bilemezsin. bizim kültürde, sen birine bağış yaptığında, o kişi "bu zaten benim hakkımdı, ben bunu haketmiştim" diye düşünüyor ve arkasına bakmıyor.

2. dedeniz ölmeden size evini bağışlasa %6 vergi çıkıyor. satış yapsa %4. bunun dışında benzer vergiler var. ayrıca işin içine şirket girince daha karmaşık: diyelim dedeniz üzerine olan evi size bağışladı ama şirketi de 2 sene sonra iflas etti. alacaklılar size yapılan satışı iptal ettirmek için dava açıyorlar. bunun sonu da yok, 10 sene öncesinde sigorta borcu çıkar, faiziyle katlanır ve ucu size uzanır vb. vb.

ama dedenin 100 tane malı varsa, 10 tane de torunu varsa, 10 malını bu torununa veriyordur ölmeden. o kadar da pinti değiliz. ama herkes bu kadar zengin değil.

Satış harcı veraset intikal vergisinden daha fazla

Cidden veraset ve intikal vergisi öyle fahiş bir şey değil devlet tapuda daha çok harç alıyor. Neden böyle bir yol seçiliyor merak ettim ben de

Dedenin elindeki mülk eşit bolunemeyecek gibiyse tatlı tatlı çözülür muydu? Üç kardeşten birine yazlık, birine şehirde ev, birine de köyünden çok etmeyen bir arsayı nasıl bolusturur de kardeşler razı gelir?

Ya kardeşler zaten varlıklı ve yok gözlüdür. Ya da tartışma olur. Dağılım adil değilse birileri kavga çıkarır, normal.

Veraset ve intikal vergisinin konusuna sadece ölüm yoluyla vukubulan intikaller girmez. İvazsız(karşılıksız) şekilde vuku bulan intikaller de bu verginin konusuna girer ve zamanaşımı süresi bu hallerin devlet tarafından tespit edildiği tarihte başlar. Yani dede malını mülkünü ivazsız şekilde(yani bedavaya) bu sene çocuklarının üzerine geçerdi diyelim. Devlet 15 sene sonra kardeşim siz böyle bir şey yapmışsınız bunun vergisini ödememişsiniz deyip alacağını isteyebilir.

Çok ufak tefek bir şey değilse,, ticari

Çok ufak tefek bir şey değilse, ticari gibi muamele görüyor.

ithalata girer ve ithalat rejimi uygulanır.

Çok ufak bir şey olsada kişisel kullanımın üzerinde olan her işlem ithalata giriyor.gumruk durumuna bakıp hareket etmek lazım.

200 tanesi yan yana durunca "1 birim" malzeme yapar mı?

yani mesela 10 tane mendil bir araya gelince 1 paket selpak oluyor.

Yapmaz. 100 tane ayrı mal gelecek yani. Zaten gümrüğe takılır mı diye sormak istemedim aslında, takılınca ne olacak diye sordum. %20'yi ödeyip kurtulabilir miyim yoksa sen toptan getirmişsin, garanti belgesi nerede ce belgesi nerede derler mi diye merak etmiştim.

getirdiğiniz ürüne bağlı, ama ticari olarak işlem görecektir. Bu nedenle gelecek mala bağlı olarak, garanti belgesi ve satış sonrası hizmet yeterlilik belgesi gerekebilir. Ve tabi bu işlemleri yapmak için de bir ticari işletmeniz olması gerekebilecektir.

Bu durumu doğrudan bir Gümrük Müşaviri ile konuşmanız gerekiyor. (Ben değilim)

200 ürün doğrudan ticarete girer. gümrükçü yardımı olmadan çekmek zor olur.

Alakasız olacak ama merak ettim ne işle mesgulsunuz acaba

siber güvenlik danışmanıyım, türkiye, ortadoğu ve afrika bölgesine bakıyorum.

Ben gitmedim bu arada Pakistanli arkadaslardan tecrubelerim:

- birbirlerine nerelisin diye sormuyorlarmis, memleket nere muhabbeti yokmus. Ayip falan demisti bizim pakistanli bir arkadas epey sasirmistik saka falan yapacak bir adam da degildi tum pakistan oyle mi acaba diye merak ediyorum cidden. Herhalde birinin etnik kokenini sorgulamak gibi algilaniyor sanirim samimi olmadigimiz birine nasil dogulu musun diyemiyorsak direk benzer muhabbet orda da var. Hani Laf olsun small talk olsun diye Karachi'den misin falan diye sormayin.
- Ataturk'u sevmiyorlar, oyle ogrenmisler okulda, Ataturk muhabbetine girerseniz adamlara dusman olursunuz sonra. Filistin'i Ataturk verdi muhabbeti var, gerci bu tum Araplarda da var sanirim.
- Guvenlik onemli tabi bir kere otururken oyle telefonda haberlerde son dakika gordum Pakistan'da bomba patladi 25 olu, bilmem kac yarali adama haberi aktardim dedim Pakistan'da bomba patlamis falan adam kaniksamis hep oluyor bu olaylar gram sasirmadi, mimik oynamadi oyle diyim. O zaman 2014 yiliydi simdi nasil bilmiyorum degisen bir sey yoktur fazla.
- Cogu da koyu musluman, ona gore iste dikkat edersin zaten

selamlar, roket adam meslektasmisiz. ben upwork uzerinden is yaptirdigim pakistanlilardan biliyorum biraz, bir de yurtdisinda rastladigim tiplerden. direkt we are muslim brothers muhabbeti yapmislardi bana. o yuzden dini butun bir musluman imaji cizersen seni sevmeyecek pakistanli yok gibi. ama ustteki yorumda denildigi gibi ataturk u sevmiyor olabilirler o konuda net bilgim yok.

Bizim pakistanda şirket ofisi var. IT den gidenleri silahlı korumalar alıyor otele götürüyor. Otelden çıkmak yasak. Yine silahlı korumalar şirkete oradan tekrar otele şeklinde.

- Paki irkci bir soylemdir ha bi nigga etkisi yapmaz o ayri ama asla kullanmamak gerekir. Adamlara paki demeyin ustte Amerika'da yasayan oscar'in dedigi gibi:)

bir arkadaşım pakistan'a iş dolayısıyla sık sık gidiyordu. orada bir virüs kaptı. virüsün adını hatırlamıyorum şimdi.
türkiyede bir süre komada kaldı, ölümden döndü çocuk.

afrikaya giderken aşı yapılıyor, oralara giderken tavsiye edilen aşı falan ne varsa muhakkak olmalısın.

ben arada gidiyorum karaçiye.

musluk suyu kullanma
Otelin söförü dışında ulaşıma bulaşma.
Mümkünse otelde y
Avmler güvenli, otelden ride isteyrbilirsin
din konusu açılırsa geçiştir, müslümanız de geç.

basima gelmedi ama kuponu kullanmanizi istemiyor gibi. onu cikarinca sorun cozulur bence.

1)Telefonunuzdan veya bilgisayarınızdan google chrome gizli sekme olarak sipariş geçin
2)Daha önce kullanılmamış bir kart kullanın

Kuponu iptal edince sorun çözüldü. Neden önce kampanya tanımlayıp kullanınca siparişimi kabul etmiyor anlamadım. Parayı da birkaç gün içinde iade ettiler neyse ki.

kullandığın a3’ün daha konforlu olduğunu temin ederim, w205 özellikle makyajsızları baya kötü bence kalite anlamında , trim sesleri vs çok fazla. 150 bin km de fazla bence.

alman teknolojisi bunlar 1.000.000 km bile yapar. şekli şemali hoşuna gidiyorsa al. evlenmeyeceksin sonuçta. her araç ömrünün %90 ında park halinde zaten.

Luks alman arabalari cok ciddi sorunlar cikaran araclar, öyle 1 milyon km falan hayal ürünü malesef. Iki dk googleda aratirsaniz bu baktiginiz aracin consumerreportta en düşük güvenilirlik puani aldığını 11 tane geri çağırması olduğunu görebilirsiniz. Alman arabalarinin cok kaliteli olduğu tamamen yanilgi, reklamlarin ürünü. O uzun yillar sürülen mercedesler falan eskidendi. Isteyen istediği reliability raporuna bakabilir, tanidik tamirci yoksa lüks alman=incir agaci.

www.motorbiscuit.com
Arabanin direksiyonunda olan üretim hatasindan direksiyon hakimiyeti kaybedilebilirmis misal.
19 araçta guvenilirlik olarak 19. Olmus.

www.whatcar.com

Kısacası 150binde bu araç tamirci ile arkadaş olmak demek.

daha fazla hacim ihtiyacınız varsa araç değişimi olabilir ama iki araç arasında da öyle aman aman bir fark yok. Seninki tam kaşınma.

2017 a3 1.0 kullanan biri olarak ben bile değiştirmezdim. Şu sıralar sadece hacim olarak ihtiyacımı karşılamayacak diye bakınışlardayım. yoksa ben de hayatta satmazdım.

150.000 km'de geçmişini ve nasıl kullanıldığını bilmediğiniz bir araç büyük risk. Bu riske değmez kesinlikle.

Bulur. Posta kodu Türkiye'de pek işlevi olan bir kod değil.

bulur bulur merak etmeyin. benim abd den gelen kargomda tüm adres doğru ama ilçe olarak çatalca yı gösteriyordu. buna rağmen kartal'a geldi kargo

gelir sorun olmaz, posta kodu cok etkin kullanilmiyor bizde

geçen gün ankara çankaya'da bir kod yerine 1 yaklaşık sonuçla beypazarını vermişim. kargo istanbul'dan önce yanlış yere yola çıktı, sonra varış noktası değiştirildi ve 1 gün rötarla geldi.

burada benim yanlış girmemin bir etkisi var mı yoksa firmanın beceriksizliği mi bilmiyorum ama bu da böyle bir anım.

dış ticaretçi değilim ama bu işler için mevzuat.net kullanıyorum.
bir de bildiğim kadarıyla çin'den ithalatlar konusunda karışık durumlar oluyor. onlar kendi gümrüklerinden daha kolay çıkarabilmek için farklı gtip verebiliyorlar fln. şarj aletini bilmiyorum da kimyasallarda yapıyorlar.

gtip kategorisini sen kendin tespit edeceksin. gtip için bir liste var kategori-kategori ilerliyor. o listede seçtiğin kod için gerekli belgeler-sertifikalar vs yazıyor zaten.

şahsi gönderiler bu ticari gtip prosedüründen muaf zaten. öyle olmasa birçok üründe belge-sertifika vs gerekiyor onları asla satın alamazsın.

4k yayınlamayacaksan 4k çekmenin anlamı yok. ekstra yük.

Çözünürlükten ziyade bitrate önemli video işletmede, en yüksek bitrate hangi çözünürlükteyse onda çek derim ben. Her çözünürlük için ayrı bir bitrate oranı vardır, muhtemelen 4k en yüksek olandır.

5kyı işlemek tabii ki çok daha fazla güç, zaman gerektirecek işlemci ve ekran kartı tarafından.

1080 yeter.

benim 4 ve 5k ya ihtiyacım olmasa kesinlike raw çeken yüksek bit oranına sahip bir kamera kullanırdım. zira bunlar 4k ve 5k olunca fiyat konusunda çılgın atıyor.

yüksek çekip düşürmek daha keskin görüntü verir. Ekstra yük olduğu doğru, fakak kullanabileceğin de bir şey. Reframe yapabilirsin (zoom yapıp bir kısmını kesme, keyframe ile hafif zoom veya pan-tilt yapma gibi), ekstra dijital stabilize edebilirsin, hiçbirini yapmasan daha keskin görüntü alacaksın. Denemesi bedava.

Bitrate önemli tabii evet ama 8 bit çekiyordur zaten, eğer kalkıp 1080'de 100mbps iken 5k'da 150mbps ise ikisini deneyip karşılaştırmanı öneririm. Ama sanıyorum anlamlı bir bitrate artışı sağlıyordur.

edit:
Video File Format
MP4 (H.264/AVC), MP4 (H.265/HEVC)
Max Video Bit Rate
100Mbps (2.7K, 4K, 5K)

sanırım fullhd çekerken h264, 2.7k ve üstünde h265 çekiyor. H265'i işlemek zor, ama işleyebilecek pc'n varsa (laptoplar pek kurtarmayabilir) ben olsam 4k çekerdim. 5'e gerek yok.

emin değilim ancak bu yaşımıza kadar maruz kalacağımız her şeye maruz kalıp bağışıklık kazandık. bence artık çok etkilemez.

bu yaşımıza kadar yeteri kadar pisliğe maruz kaldık +1 o yüzden şimdi evde oturmak bir sıkıntı yaratmıyor.

Bize bir şey olmaz +1

Ama aynı şeyi şu son yılda doğan ya da çok küçük olup bağışıklık sistemi gelişmeye devam eden bebeler için merak ediyorum ben esas. Normalden çok daha hijyenik bir bebeklik yaşıyorlar, çok daha az insan görüp çok daha az mikroba kire maruz kalıyorlar. Bu çocuklar büyürken alerji ve immün sistem sorunları artabilir gibi geliyor bana.

şöyle birşey okumuştum. toprağa yakın olan, alt katta oturan insanlar üst katta oturan insanlara göre hastalıklara karşı daha bağışıklı oluyormuş. bunun bir benzeri olarak kedi köpek besleyenlerde de görülmüş.

hayatın boyunca izole bir hayat yaşamadıysan bir sıkıntı olmaz. kaldı ki ne hastalıklar ne aşılamalar gördük.

5 günde toplam çalışma saatin ne kadar molalar hariç? Haftada 45 saatin altındaysa, 45e kadar olan sürenin fazla çalışma ücreti ödenmek zorunda değil ama aştığı anda kanunen ödemek zorundalar.
Şirketin fazla çalışma ücreti ödeme politikası vardır, durumu belirt onlar hesaplayacaklardır. Normalde haftalık tatil gününde yapılan ekstra çalışma 1e 2 oranında ödenmeli. Günlüğün 500 liraysa pazar çalıştığın için 1000 alman gerekir. Ama dediğim gibi, haftalık çalışma saatine göre bunun hesabı değişebilir.

Peki bu "toplam çalışma saati" içerisinde "idle time" dedikleri iş beklediğin süre de dahil mi, yoksa etkin olarak raporlanan süre mi baz alınıyor?

Yani atıyorum çağrı merkezindesin, bilgisayar başında oturup çağrı beklediğin süre çalışma süresine dahil mi, yoksa sadece müşteriyle konuşma süren mi dahil?

Eşim uluslararası bir firmada saat farkı olmayan bir sektörde çalışıyor. Dünya yuvarlak.. Pandemi öncesi işi yoğundu. İşten eve geldiğinde de aksilik çıkınca müdahale etmesi gerekebiliyordu. 9 aydır evden çalışıyor. İşi minimum akşam 8’e sarkıyor. Bunun haricinde anlık mail gelebiliyor. Hatta telefon da geliyor gecenin bir vakti.. beterin beteri var anlayacağın :/

"Yani atıyorum çağrı merkezindesin, bilgisayar başında oturup çağrı beklediğin süre çalışma süresine dahil mi, yoksa sadece müşteriyle konuşma süren mi dahil?"

Masada oturup çağrı beklediğin süre de çalışma süresi. İsterse hiç çağru gelmesin, sen orada bekliyorsan, çalışıyor kabul edilirsin.

türk iş kanununda idle time için bir çalışma öngörüsü yok. saatlik ücretle çalıştırılıyor olursun en fazla, onda da sözleşmendeki özel durum geçerli olur. sözleşmende bahsettiğin gibi bir durum için ücret hesabı ayrıca yapılmadıysa idle time çalışma süresine dahil edilir. çağrı merkezlerinde bahsettiğin gibi bir uygulama yok mesela, eğer agent çok idle kalıyorsa işçi çıkarılır, çağrı hacmi daha küçük bir grup tarafından alınır ki idle kalınmasın.
sadece belirlenen mola saatleri düşülür haftalık çalışma saatinden. 7,5 saate kadar olan çalışma için yarım saat mola zorunludur, fazlası için 1 saat. günlük çalışma saati hesabına dahil edilmez bu mola süreleri. 9-18 çalışan birinin günlük çalışma saati genelde 8 fiili çalışma ve 1 saat mola olur. haftada 5 günden 40 saatlik bir çalışma saati çıkar ortaya.

pazarları gün içerisinde bölüm bölüm iş düşüyor anladığım kadarıyla, onu mu sormak istedin? eğer işveren senden tüm gün çalışmana gerek yok diyorsa -tabii bu durumda sen işe her zaman hazır olmayacağını, istedikleri maili anında yanıtlayamayacağını belirtmelisin- fiili işle meşgul olduğun zamanların hesabı yapılır. bu da yine işverene bağlı. pdks ya da benzeri bir sistemden login oluyorsan iş için login olp bitince logout olarak fiili çalışmanı kayda geçirebilirsin. öyle bir şey yoksa ve bu süreyi senin kendi hesabına bırakıyorlarsa bir kronometre tutarsın, dakika hesabı yaparsın. sonra toplamı kaç saat yapıyorsa saatlik ücret hesabına göre hesaplanır.

Çok teşekkürler cevaplar için. Idle time öyleyse benim senaryomda uygulanabilir değil çünkü consultant gibi saat bazında ücretlendirilmiyoruz bizim senaryoda. O zaman adamın 6. çalışma gününü de dahil edecek şekilde ücretlendirme yapması lazım gibi görünüyor.

4857 no'lu kanuna göre "sürekli bir işte", "belirsiz süreli iş sözleşmesiyle", "tam zamanlı ve uzaktan çalışma" konumunda olduğunuzu varsayıyorum.

Bu bağlamda kanundaki :

fazla çalışma
fazla sürelerle çalışma

telafi çalışması
denkleştirme

resmi tatil

gibi kavramları inceleyin.

Bu durum uzun sürecekse bence iş hukuku konusunda deneyimli birisinden bilgi alın. Çünkü hem ücret hem de sosyal haklardaki kaybınız uzun vadede artabilir.

6 gun calisma kendi kendinize cikarim yapilarak ulasilacak bir sonuc degil.COk major bir degisiklik.Yoneticiniz yada IK'niz size bildirsin, siz neden kesfetmeye calisiyorsunuz.

IK, yöneticim ve türkiye finans işlerinden sorumlu kişiler 3 farklı ülkede yaşayan 3 farklı kişi. IK ve yöneticime hazırlıksız gidersem boş yapmış olurum, türkiye finansçısı da klasik bir türko olduğu için bi şekilde işi başından sallamak için binbir bahane uydurur. O yüzden haklarını bilerek yöneticiye gitmek çok önemli. Yardımcı olan arkadaşlara teşekkür ederim.

hepsini (laptop, mouse, tablet, kapasitif kalem, ... )deneyen birini gördüm. wacom da çözüm buldu.

Veikk veya Huion marka ucuz bir çizim tableti alın.

4 gün 3-5 binden başlar tabi bu çok asgari şartlarda olacaktır, takım kiralama, günde 1 saat ders, şehirde konaklama vs gibi düşünmeli. 4 günde başlangıç düzeyinde kayılır genellikle. akıldaki soruların cevapları için: www.skiciyiz.biz

Kartepe’ye gittiğimde hemen pistin orada bir hoca vardı 45 dk lık bir süre ile öğretiyordu.300 lira vermiştim.Hiç bilmeyen biri olarak en azından kayabilmiştim.

Herşeyi kiralayın bence, satın almayın

Roket, epeydir gitmedim ama her şeyi kirala. İstersen kıyafetini kendin al. Başta ucuza başlamak için sadece salopet alsan bile olabilir.
Kayak daha kolaydır. Günlük kiralar büyük paralar değil.
Kalemler şöyle,
Kayak, bot, kıyafet kirası
Hoca
Konaklama
Teleski/telesiyej ücreti
Bazen bu konaklamaya dahil olur.

Kayak için 2 saatte düşmeden acemi pistinde boydan boya kayacak hale gelirsin. Yorar başta ama gerçekten coknguzeldir.

aklıma geldikçe yazıyorum :)
günübirlik turlar ile başlama, çok yorucu oluyor. bir ya da iki gece kalacağın bir zaman ayarlarsan çok iyi olur. mümkünse bu işi haftaiçi yap. ciddi bir kalabalık, yukarı çıkmak için can sıkan bir yoğunluk olabilir.ben uludağ da, beceren tarafında osman yüce nin pistinde öğrenmiştim (yanlış hatırlamıyorsam) fakat hocalar her yerde rahatça öğretir. aklına şunu yerleştir, kayakta bacakların ayrılmaz :)

Ben uludağ'da bilen arkadaşlarımdan 1 saatte öğrenip ilk gün kar sapanı tekniğiyle, ikinci gün büyük slalom, küçük slalom tekniğiyle kayıp ikinci günün ortalarında cehennem pistinden aşağı inmiştim.

Bacaklar güçlüyse, azıcık da gözü karaysan 1 güne çözersin. Yalnız bir kaç gün sonra bol kara girip öyle bir düştüm ki bir yerim kırıldı mı diye değil, nerelerim kırıldı acaba diye sağımı solumu yoklamıştım. Bilen birisinden ders alıp neler yapılmamalı konusunda nasihatleri iyice dinlenmeli.

Takım kiralarken wax yapalım bla bla diyenlere para kaptırma, zaten acemisin hiç gerek yok, sürat rekoru kırmayacaksın.

Teleski civarlarında kayma, yerler takır takır buz oluyor bir acemi için kontrolü oldukça zor ve yön vermesi zor olduğundan çıkış yapanlara veya direklere toslama ihtimali büyük.

Ders alırken de bireysel değil, grup şeklinde alırsanız çok daha ucuza gelir, sonuna kadar pazarlık edin, her yer hoca dolu.

Güncel fiyatlar nedir bilmiyorum ama illa uludağ'da otel bulmaya gerek yok bence. Aşağıda 5'te biri fiyatına kalıp araç varsa günübirlik çıkıp inebilirsiniz. Teleferik çalışıyor mudur güncel bilgiyi alırsanız araç olmadan da çıkabilirsiniz.

kayağı bilmem ama snowboardu öğrenmenin tek yolu götü kırmaktır.
ciddiyim.
o göt kırılacak ki bidaha düşmemek için beynin %100'ünü kullanabilesin.

www.klasfoto.com.tr

teyit için kesinlikle gönderseniz iyi olur. başınız ağrımasın.

x kişisi konuştuğu şeylerin yayınlanacağını bilerek konuşmuyor mu? Aksi bir durumda buraları koymayın derdi zaten. O yüzden gerek yok bence

insanların rızasını aldıysanız teyite gerek yok ama videoyu ikinci bir göz izlese iyi olur. göremediğiniz şeyleri görebilir. hatta youtube'a attıysanız ve liste dışı duruyorsa ben yorumlarım :)

Teknik tarafina karismak istemiyorsaniz, biraz profesyonele yakin makine almaniz lazim onlar da baya tuzlu.

Fakat zevk icin aliyorsaniz 3d printer'la ugrasmak da zevkli. Zaten internette bir suru know-how bulabiliyorsunuz.

Secim konusunda hangi tur filament basacaksiniz ve yazdirma hacmi onemli olabilir. Baslangic makineleri genelde 220*220*200 mm basim hacmine sahip.

Cogu kisi Ender 3 pro tavsiye edecektir fakat bence Artillery Genius'a bir bakin derim. Hali hazirda bircok iyi donanim stok olarak geliyor, silikon heat ped gibi.

Fiyat sınırı koymamışsınız, zortrax önereyim. Bütçenize uyarsa alın keyfini sürün.

"durduk yere tıkanma falan yapmaması lazım, fazla bakım gerektirmemesini istiyoruz."

Boyle bir sey yok. Benim evdeki 200 dolarlik makina da, mimarlik ofisimizdeki 3000 dolarlik Ultimaker da bakim gerektiriyor, zaman zaman ariza yapabiliyor. Eger bu tarz problemlerle ugrasamam/ugrasmam diyorsaniz hic girmeyin.

100 dolarin altina da, on binlerce dolara da bir ton yazici var, butceniz nedir?

Bir Türk markası vardım murat Şen de tavsiye etmişti. En azından muhatap bulunur diye düşünüyorum.
Rigid 3d idi sanırım.
Cihaz hakkında bilgim yok ama murat sen e güvenirim

Teşekkürler cevaplar için. Keyfi olduğu için çok bi para aayırmak istemiyoruz, Ender'e baktık biz de 2000 tl civarı işimizi görür gibi görünüyor.

twitch abonelik ücreti farklı

abone ücreti gitmesi gerekiyordu normalde. Türkler olarak her şeyin bokunu çıkardığımız gibi bunun da çıkarmışız. öyle olunca herkes prime abonesi olup kendine basmaya başlamış twitch'de incelemeye almış olayı. O yüzden henüz prime'dan gelenlerle ilgili yatan bi para yok. bu olayı da geçen bi yayıncı anlatmıştı yayınında.

farzetmeyin bence olabilceğinizi düşünüp test yaptırın. buram buram covid-19 belirtileri.

far etmeyin +1
dünya kırılıyor. sıradan bir sinüzit olması daha düşük ihitmal değil mi? bir de şunu unutmayın covid dışında olacağınız herhangi bir hastalık zaten bağışıklığınızı düşüreceği için covide daha açık olacaksınız. her halukarda test+1

geçmiş olsun.

ayni sey bana da oldu bugun, cok disari cikmasam da sabah hafif burun akintisi ve siddetli bas agrisi vardi, oglen biraz yattim bas agrim gecti. psikolojik de olabilir. biraz daha kendini dinle, devam ederse test yaptirmaya gidersin, gecmis olsun

yanlış taraftan bakıyorsunuz öncelikle. bir işin zor, zahmetli, pahalı olması değerini belirlemez, tüketicinin verdiği değer belirler.

içerik üretmek çok ucuz, çok kolay. milyonların erişebileceği platformlara koymak bir tık.O yüzden mass kitle nereye giderse para oraya gidiyor, kitlenin de nereye gittiğini popüler içeriklerden biliyorsunuz zaten.

Selam. en temel motivasyonun "bir şeyler üretmeyi sevmek" olduğunu düşünüyorum. eşim'in gezi kanalı (www.youtube.com) var. bu süreçte daha çok DIY'e dönüştü ama olsun. ilk başladığı zamanlar o da izlenme ve para kazanmadan çok istediği ve sevdiği bir şeyi yapmak ve üretmek motivasyonu ile hareket ediyordu. gerçi hala öyle ama bir süre sonra ortaya koyduğunuz ürüne olan ilginin kısıtlı olduğunu görünce moraliniz çok bozuluyor ve motivasyonunuz sarsılıyor.

burada en önemli olan şey sanırım vazgeçmemek. tabi bir de kanalınızı insanlara söylediğiniz de gelen tepkilere alışacaksınız. çünkü tek skala takipçi sayısı. ilk zamanlar bir ortamda kanalından bahsettiğinde (50-100 kişi takip ederken) insanlar burun kıvırıyordu. şimdi (yaklaşık 2k takipçi var -ki bu da aslında düşük bir sayı) daha farklı bir tavır sergiliyorlar. bu sayı yarın 10k olduğunda bambaşka bir tavır içerisinde olacaklar.. bunu niye yazdım. sektörde tanınır olmanın maalesef tek yolu takipci sayının çok olması. tabi işin algoritma vs. gibi teknik yönlerini sürekli araştırman ve yayınlarını ona göre ayarlaman gerekiyor. bunu da zamanla öğreniyorsun.

başlangıçta her ne kadar takipçi sayısı gibi şeyleri dert etmediğinizi söyleseniz de bu sizin motivasyonunuzu uzun süre ayakta tutacak saç ayaklarından birisi. ama pes etmemek en önemlisi.

şimdiden başarılar.

tr.rode.com

polar pattern şekline bak. direkt olarak karşısını ve yanların bir kısmını alıyor.

cdn2.rode.com

yani mikrofonun 150 derece karşısını alabilir.

www.google.com

bu görseller sana bir fikir verebilir.

www.youtube.com

Onu anladım ama ben mikrofonu iki konuğun tam ortasından 1 metre uzağa masaya koyduğumda odada yankı alıyorum. Mikrofon konuşanın dibinde olduğunda ise bu yankı sorunu yok. Dolayısıyla daha efektif bir yolu vardır gibi geldi.

yankı akustik düzenleme ile alakalı, tabi ağzına kadar getirip öyle konuşturursan yankıyı almayacaktır.

senin sorunun mikrofonun yeterli olmaması değil akustik düzenleme kaynaklı room soundu.

akustik düzenleme nasıl yapılır, yankı nasıl kesilir onu araştır. odan sanıyorum ki normalden çok daha boş.

www.akustikkumas.com

bak bu duvardaki şeyleri bu yüzden koyuyolar.

ben avrupa yakası dizisini çok izlerim mesela, tepeden boom ile alıyolar sesi, onda da dehşet yankı sorunu vardır. video falan işin içine girince sıkıntı dekoru bozmadan akustik düzenleme yapabilmek.

İbn-i Fadlan seyahatnamesi var. Arap bir gezgin Türkler Hazar denizinin doğusundayken gelip günlük yaşantıyı inceliyor. Tam olarak istediğin tarz değil ama az çok bilgi verebilir.

Kitap arayana sözlük içeriği önermek saygısızlık olmayacaksa şunu yazmak isterim:

eksisozluk.com

profesyonel hayatta evet önce beyaz dengesi ve ışıklar düzeltilir, sonra nasıl görüntü isteniyorsa ona göre 'grading' yapılır.

sen çekerken beyaz dengeleri ve ışıklarına dikkat edebilirsin. Biri çok patlak diğeri karanlık, birinin beyaz dengesi bozuk olursa uğraşman gerekir. Bir de telefonlar kendi işlemlerini uyguluyorlar, zaten benzetmen zor. Mümkün olduğunca ham çekip işlemek en iyisidir. Sen işlenmiş şeyleri düzeltmeye çalışıyorsun. Mesela sony'nin, canon'un kendi color science'ları vardır ve uğraşmazsan gerçekten birbirinden çok farklı görünürler.

Yapman gereken şey önce beyaz dengelerini eşitlemek, (her çekimde 1sn beyaz bi kağıt göstersen veya mekanda varsa kurgu programının renk kısmından orayı gösterip otomatik yaptırabilirsin aslında. Ben Davinci kullanıyorum ama Finalcut'ta da vardır eminim) Sonra ışık seviyelerini levels veya curves efekti ile düzeltirsin. (veya daha kolay "shadows-mids-highlights" varsa oradan. Sonra hepsine hazır lut atsan benzer bir şey çıkar. Çünkü zaten çoğu şeyi eşitledin. Lut sadece senin de manuel olarak yapabileceğin rengin otomatik filtre hali.

not: davincinin bile son versiyonuna "match clips" geldi aslında. Yavaş yavaş yapay zekalı şeyler gelmeye başlıyor böyle. Finalcut'ta da olabilir bir araştır derim. Fakat aynı mekanda çekilmiş farklı kameralar için daha iyi çalışıyor bunlar. Bambaşka şeyler göstersen neyi eşitleyeceğini bilemez.

Aynen hocam, aslında sıkıntım o, ham çekemiyorum. Elimdeki ekipman ve çekim yaptığım ortamlar ona uygun değil. Dolayısıyla dediğin gibi farklı markaların, farklı farklı modellerinin farklı videoları farklı ortamlarda çekilmiş olarak bulunuyor bende.

Ancak "match clips" dedin mi bana anahtar kelimeyi vermiş oldun. FCPX'te de aynı özellik varmış, denedim şimdi, çok iyi olmasa da idare etti açıkçası, teşekkür ederim: support.apple.com

yersin.
Adamın videosunun strike yememe sebebi büyük ihtimalle o videodan para kazanmıyor oluşu

izin iste belki kullandırır

Sektör 1 ; özel okulculuk, dershanecilik eğitim sektörü.


Bim mağazaları gibi kurumsallık ayağına mantar gibi türeyen, belirli bir geçmişe sahip olmayan, sadece kurumsallık??? vurgusu yapan orta kesime ve alt kesime hitap eden kurumlar batmak üzere. Hem yanlış planlama hem de covid. Orantısız büyümenin acısını çekecekler. Ultra lüks binalara milyonlar verip öğretmenlere asgarî ücret veren kurumlar batsa umrumda olur mu? Tabii ki olmaz. Ama asgari ücret alan insanlara çok üzülüyorum.

Geçen sene yumruk yemişlerdi. Muhtemelen bu sene nakavt olacaklar. Giderler çok fazla. Gelirler aynı. Orta kesim fakirlesiyor. Herkes dişinden tırnağından arttırıp koleje??? yollamaya çalışsa da pandemi süreci ve online eğitimden dolayı özellikle esnaf kesim öğrencileri okullarından aldı. Geçen seneki uzaktan eğitimden memnun olmayan kesim de öğrencileri okuldan alıp özel ders konseptine döndü.


Dershaneler de en çok bu durumdan nasiplenenlerden. Geçen seneye göre %50 azaldı öğrencileri. Yeni oluşumlar muhtemelen batacak. Krediler patladi sayılır.

Kısacası:
Özel okulculuk sektörü çok ağır darbe yedi. Öğretmenlerin özel ders sayıları arttı parçayı bir şekilde kurtarıyorlar ama kurumlar gidici.


Sektör 2: Psikoterapi. İnanılmaz bir yoğunluk var. Ücretler artmasına rağmen talep çok fazla. Maddi kaygılar başka problemleri tetikliyor şu an. Seanslar full. 2 hafta sonrasına randevular veriliyor.

Sektör: Otomotiv

Pandemi başında 1-2 ay bayağı sakindi. Sonrasındaki 4 ay i-na-nıl-maz bir yoğunluk. Son 2 aydır da normal seyrediyor inişler çıkışlar olsa da.

Sektör: Enerji ve Kimya. B2B

Mart-Haziran arası bazı sektörlerde, özellikle otomotiv sektöründeki düşüş bizi de etkiledi.

Son iki aydır satış rekoru kırıyoruz. Geçen senenin %70 fazlası satışlar. İnanamazsınız, talebe yetişemiyoruz.

Tahsilat sorunu sıfır. Şüpheli alacağımız toplamda 100 bin lira yoktur. Vademiz 38 gün. Eylül'de geçen seneki satışı yakaladık. Ekim'de yine satış rekoru kırdık, Kasım ve Aralık da böyle devam ederse, gelsin primler.

İşler Geçen seneye göre daha iyi. Ama ithalatçı firma olduğumuz için şu an ithal malları ülkeye sokmak çok sıkıntı. Mallar geldi gümrükte bekliyor ama çekemiyoruz. Cari açıktan dolayı yukarıdan bayağı baskı var anladığım kadarıyla. Şu an çoğu malı yok satıyoruz ama oldukça talep var.
Sektör; hırdavat

Sektör: Sigorta

Genele bakınca geçen seneden çok farklı değil. Bazı alanlarda satışlar patladı, bazılarında hiç iş yok. Dengeliyor.

Sektör: Turizm.

Yabancı turistlere İstanbul ve Türkiye Turu yapıyoruz. İşlerin nasıl olduğunu anlatmama gerek yok. İş yok. Cepten yiyoruz. Cepte kalmadı.

Otomotiv sektöründeyim. Mart-Nisan döneminde epey zorlamıştık ama Mayıs'tan sonra geçen seneden bile iyi hale geldik.Ağustos ayında geçen senenin cirosunu aşmıştık. Şu anda yeni siparişlere 4-5 ay termin vermek durumunda kalıyoruz yoğunluktan ben hayatımda böyle bir şey yaşamadım.

Sektör ; Kozmetik ( kullan at grubu ) , küçük işletmeyim.

Kuaförleri kapatma kararında , beklentim o yönde olduğundan masrafları kısıp , kira eleman ödemelerini yaparak ve bekleyerek atlattık. İzin verilip açılınca siparişe yetişemedik (hammadde kısıtlamasınında etkisi vardı). Bütün yıllık iznimi dükkanda geçirdim (sabah 8,30 gece en erken 23,00 ) , kurban bayramından beri ilk kez bu pazar evdeydik.

Pandeminin bize en büyük iyiliği vade,çek,senet işi ortadan kalktı, her sene bu aylarda elimde tahsilat gününü bekleyen en az 20 yaprak çek senet olurdu.

Her sene olduğu gibi kozmetikte kasım ayında işler %50 daralır , şu anda da öyle olmaya başladı.

Dolar kuru canımızı çok yakmaya başladı , zam demekten bıktık , şu reel piyasayı dolara endeksleyip tahsilatı tl'ye çevirseler bizde müşteride delirmese yeter.

Sektör : Yazılım - Canlı Skor Müsabakalarının Yayını

Çok yoğun, ocak şubat 60 70 maç civarında yapıyorduk 1 ayda
şimdi 90 ı buldu
nefes alamıyoruz

Sektör: güç yönetimi

Ikinci ceyrekte etkilendik ama alınan aksiyonlarla (zamlarin ertelenmesi, gelecek seneye sadece 5 gun izin birakmak, müdürlerin bonuslarda %75 düşüş, devletin karsiladigi kisa sureli issizlikleri kullanmak ve bazi yoneticilere de zorunlu ücretsiz izin aldirmak falan) maliyetler düştü+ikinci yarıda fiyatları artırdık. Satislar geçen seneye göre düşmüş olsa da sirketin sıkıntısı yok. Son iki ayda yüksek satış bekliyoruz. Bu sayede geçen seneye oranla daha az kâr olsa da zararla falan kapatmayiz.

Sektör pek etkilendi denemez, tüketici değil b2b bir sektör daha çok. Tek etkilendiği zamanlar ülkelerin lockdowna girmesi ile siparisleri teslim edecek yer olmamasi. Su siralar cok çok yogunuz. Kendi grubumun raporunu dun yaptim; agustos 5.4m euro, eylul 6.3m euro, ekim 8.2m Euro satis. Kısacası isler son ceyrekte düzelmiş gibi ve tahminler de böyle diyor.

sektör: bpo-customer care

işler çok iyi, hatta kapasiteyi aşan büyümeye ayak uydurulmaya çalışılıyor. rekabet çok yüksek pazarda, tepede kalmak için riskli hamleler var. pandemiden beri beklenmeyen talepleri karşılamaya çalışıyoruz, şimdilik sorun yok. bu karlılık çalışanlara da yansıyacak umarım 2021 itibariyle, beklenti içindeyiz.

sektör: sanat eğitimi + atölyeler filan.
2018 - 2018 zamanlarında ayda 8 - 10 atölye X 10 kişi eğitim atölyesi açarken,
2019 son ayları 1-2 atölye açmaya zorlandır. (ekonomik kriz yüzünden)
pandemi sonrası insanlar atölyede bir araya gelemeyecekleri için açamadık. internet üzeri eğitim de biz de mümkün değil. Mayıs ayında fiziksel olarak tüm yerleri kapattık.
Şimdi işsizim. Çalışanlar da öyle :-)

sektör: yazılım
yoğunluk namına değişen bir şey olmadı daha çok çalışıyom hatta, ofiste olsam geyik yapar günün yarısını boş geçirirdim şimdi öğle arasını kendime ayırmayı bile unutuyom çalışırken

teknoloji yatırımları danışmanı
sektör / otomotiv, makine, kimya, enerji, IT

kimse yeni teknoloji yatırımı yapmıyor. büyük firmalar dahil. herkes standart üretimini sürdürme derdinde o konuda yatırımlar yapılıyor.
bu sebeple bana çok gerek kalmıyor çünkü standart üretimle işim yok benim. o sebeple kötü. baya kötü.

Genelde aktivite sırasında üşüme terin soğuması yüzünden olur.
En içe termal içlik. Giymelisin. Termal icligin asıl amacı teri dışarı atmasıdir, sıcak tutması değil.
Termal içlik, üzerine pamuklu bir sey, onun üzerine de sıcak tutacak bir şey. Polar ya da mont gibi
. Hava koşullarına göre artık. Ama en içte termal İçlik şart

benim kombinim şöyle:

altımda: www.decathlon.com.tr

içlik: www.decathlon.com.tr

içliğin üstüne hava durumuna göre bi de tişört giyiniyorum.

en üste: www.decathlon.com.tr

eğer iyice çılgın soğuksa en üste giydiğimi çıkarıp onun yerine mont tarzı bi şey giyilebilir.

kendi evinde şömine işi çok eziyet. Harcadığım odunlara mı üzüleyim, o kadar çabama rağmen istediğim gibi olmayan ateşe mi? En güzeli odunları yerel odun kömür satan bir yerden almak. Bulamazsanız çevrenizdeki fırıncılara odunları nerden aldıklarını sorup öğrenebilirsiniz. O oduncuya derdinizi anlatın. Gelsin sizin evde şömine nasıl yakılır göstersin, öğretsin. Biraz da bahşiş verin oldu bitti.

Selamlar Roket,
motocross kısmını bilemem ama genel eğitim için yamaha ve honda yı öneririm.

Enduropark

youtu.be

Şakir şenkalaycı nın eğitim verdiği bir yer vardı. Kaskına tulumuna eldivenine kadar her şeyi kiralayabiliyorsun. Çok oldu hatırlayamadım adını ama biraz bakınırsan bulursun. Eğitim de şahaneydi bu arada.

Teşekkürler arkadaşlar. Bunlara ek olarak bir de süleyman memnun'u buldum, ona da soracağım.

Michelin in farklı ürünlerini (pompa mesela) kullanıyorum ve memnunum. Silecek kullanmadım ama muhtemelen iyidir. Bosch ayarındadır

ben sunlardan kullaniyorum audi icin:
www.hepsiburada.com

en saglam silecek bunlar, senin linktekiler eski tip artik onlar 90larda kaldi.

Reşat Bahat SGK ödemeleri kesilince demişti;
Vatandaş bundan sonra Kovid-19’da özel sektörü bir tercih olarak kullanamayacak. Geldiğinde cebinden de ödemeyecek çünkü özel sektör bu fiyatlara alamayacak. Sürekli zarar ederek hasta bakamayız. Genellikle acil şartlarda gelir koronavirüs hastaları. Özel sektör bunun için bir ekipman bulunduramayacağı, ilacı karşılayamacağı için doğal olarak hasta alamayacak. Kamu hastaneleri bakacak.

şu an öyle bir özel hastane bulamazsınız. varsa da istediğiniz gibi medipol, medical park ayarında değildir hasta bakmış olmak için bakan bir hastanedir. ilk dalgadaki gibi bakanlık tüm hastaneleri pandemi hastanesi ilan ederse olur ancak.

Ozel hastaneler covid suphelilerini kabul etmiyor. Sehir hastanelerine bakmaniz gerekiyor. Refakat olayini ailedeki covid suphelerinin ikisini birden ayni odaya yatirarak cozuyorlar genelde. Yatirilanlardan hafif geciren digerine bakiyor.

hastaneye gitmek lazım abi. napcan başka. sen de yani. o durumda ilk nereye gidebilirsin onu sorman lazım.

Hastaneye de hangi hastaneye? Her hastane covid almıyordu en son sanırım? Devletler, özellerde vs protokoller farklı mıdır?

valla 112 yi ararım ambulans gelir filan diyorsan zor o iş eğer büyük illerden birindeysen.

Umarım araban vardır, eğer varsa (karantinada olsan bile) hastaneye gidebiliyorsun. Vardığında pozitif olduğunu söylemeyi unutma.

Araban yoksa; çözüm sanırım araba almak.

Not: Bu tabi benim bizzat deneyimlediğim tecrübedir. Bulunduğun yer bu konuda çok daha iyi olabilir, o zaman 112den yardım alabilirsin.

Edit: Devlet olanların 3. basamak olanların hepsi sanırım yani eğitim araştırma ve üniversite hastaneleri. Aslında "yozgat pandemi hastenesi" gibi bi arama ile veya 112 yi arayarak bilgi alabilirsin bence.

112'yi arıyorsunuz, gelip durumunuza göre en yakın uygun hastaneye götürüyorlar.

Covid geçirdim fenalaştım 112 yi aradım gelip aldılar hastaneye götürdüler gerçi dönüşte taksiye bin dediler ama o ayrı konu.

Valla medical park, medipol gibi kalburüstü hiç bir özel hastane kabul etmiyor şu anda. Hepsini teker teker arayıp soruyorum. Yok.

Ben ventolin aldım evde duruyo, nefes darlığı olursa onu deneyip, geçmezse hastaneye gitmeyi düşünüyorum. Doktor değilim.

500 mg aspirinden iki tane çiğneyerek bol suyla icirin.covid bir çok kişide damarda pıhtılaşma yapıyor. Aspirin de hızlı şekilde kan sulandiriyor.

100-200 boyasız.

Boya ister gibi geldi ama emin değilim.

Yaptırmak zorunda değilsen ve gözüne takılmıyorsa yaptırma. Benim arabanın kapıda buna benzer hiç yaptırasım yok

boya istemez bence. fiyat zorluğu da sacda tasarımsal kıvrım olan yer de falansa artıyor. burası düze yer gibi. bence de merdiven altı- tanınmış yerlerde 100-300 arası yaptırırsın diye tahmin ediyorum.

ayrıca tek buysa yaptırma bekle, sonra toplu yaptırırken daha uygun olur.

ayı yerin aynı büyüklükteki göçük için doracare firması 600 tl dedi. ben de çüş dedim. bunların çoğu pezevenk.

kahve dünyasınınkini kullanıyorum. hatta kırdım tekrar aynısını aldım. memnunum.

Bende Bodum var memnunum.
Edit:
@onemoremile yazınca hatırladım, evde Paçi marka bi French press daha var. Latte yapacağım zaman sütü köpürtmek için kullanıyordum. Geçenlerde Bodum kirli olunca Paçi'de kahve yaptım ve ben de hiçbir fark sezemedim açıkçası. Gerçi kahve olayında henüz çok yeniyim çok ince detayları/ölçüler pek fark etmem ama ille de pahalı olan iyidir anlamına gelmiyor demek istiyorum.

www.ikea.com.tr

1 lt olanı tavsiye ederim. pratik temiz , şık

Tchibo'dan 300 ml'liği 50 tl'ye
Bim'den 600 ml'liği 25 tl'ye aldım.

Rakamlar gerçekten böyle %50 oranında.

İkisi de aynı performansı veriyor şu ana kadar. İkisi de cam gibi ve ikisi de tel kevgir sıyırıcıya sahip. Hatta bimdekinin kutusunda ateşte ısıtmaya müsait yazıyor. Çibonunkinde öyle bir yazı göremedim. Bu ısıtma olayı kamplarda falan ekstra su ısıtma kabından kurtarır, hatta ekstra lezzet de katabilir.

ikeanin tek kupalık olanı var. 3 senedir sorunsuz kullanıyorum. arada süzgeçli kısmının vidası gevsiyor sıkılaştırınca sıkıntı yok. makinada da yıkanabiliyor.

kirdiginin aynisini alman gerekmez mi?

Kırdığımın aynısını bulamıyorum maalesef, ben de onu düşündüm ama yok :/

Bodum marka alacaksın, yanlış olmaz.
Cam olanı makbul, boyutu önemli.

2006 model 250.000de A6 alan arkadaşım 4 ayda arabaya 80k lira masraf yaptı. bilgi olarak vereyim

Neye yaptı mesela hocam? Nedir problemi yani?

valla ilkini bilmiyorum da ikinci mevzuda kol çıkardı. 30k masraf.

Bir tarafını yaptırırsın öbür gün başka yeri arıza verir. Başıma geldi ordan biliyorum.

Audi nin parçası pahalı. 2010 model a6 da birkaç olayda tecrübe ettik. Servise gitsek daha kötü fiyat çıkar. Bu yaşta audi de düşük km olmaz, ya da bize denk gelmedi. Ben tavsiye etmiyorum özellikle masrafı düşüneceksen. Araba tip olarak evet güzel ama 14 yaşında şu an.

"sanayiye adım atmadım, hep yetkili servise gider kazığımı yer otururum ama kafam rahat olur"

senin aracın değil bu. canından bezersin.

@Topalordek 2010 A6 da bir diğer fantezim mesela, eskidikçe daha yakışıklı olan bir kasa. Aynı şeyi Porsche Cayenne için de söyleyebilirim. Amma velakin dediğiniz gibi 3-5 başlayınca devamının gelmesi korkutucu.

93 model mercedes 190 E'ye biniyorum, senelik masrafım 2k'yı geçmez. Yorum yapan arkadaşlar bu otomobilleri hyundai segmenti araçlar ile karıştırıyorlar sanırım. Audi, mercdes tarzı otomobillerin imalat videolarını izleyin. Alman kalitesi diye bir olay var. Temizini bulursan ömürlük gider.

Audi Q7 iyi bakarsan sana bakar. A6 da keza öyle. Ben 2006 e350 aldım cok memnunum. Bakımını yaptır benzin doldur git.

Bence sen bu işe girme.

Ben eski araçlar,klasik araçlar hatta komple parçalanmış araçlar alıyorum ama bunlarla uğraşmayı sevdiğim için yapıyorum bunu.

Ben audi sevmem ama sevmediğimden sen alma demedim.bu araçlarda kendilerine iyi bakan arkadaşlar onları değiştirdikleri çok zaman oldu.audi servisleri gereksiz kalın olduğundan ehil olmayan adamlar kurcaladılar bunları.muhtemelen yağ değişimleri bile fazlasıyla geciktirdiler vs.kullanıcı kitleside önemli etken.üstüne vw klasiği dsg,ilanı göremiyorum ama dizeldir muhtemelen enjektör,neyse uzatmayayım başta yaptığın tanımdan yola çıkıp ben girme derim.

Dumbest ın bahsettiği touareg te ben al demiştim ama o arkadaş touareg i alayım parasını harcayayım,hevesim gitsin modundaydı,touareglerde uygunca alabildiğin araçlar.

@kanla karışık,abi sen başka yerden girmişsin.bu arkadaş audi 100 alıyorum dese tamamdık ama aldığı araç ful mekatronik kurulumlu,arızasının çoğunluğu bundan kaynaklı bir araç,en ufak hatada beyincilerde gezmeye başlıyorsun o arkadaşlarında tamir anlayışı tamamen şans üzerine kurulu,şansa olursa oluyor olmadımı beyin gitmiş abi diyorlar.

yapmaman gereken bazı şeyler vardır, onların birisi de 2. el premium alman aracı almak :)

q7 audi'nin en riskli araci. hic eski arac kullanmadim demissin, eski arac isine bu q7 ile girmeni hic tavsiye etmem.

premium araclarin malesef kalitesi ozellikle 2000lerin basindan sonra oldukca dustu, kalite olarak bu arac 93 190e ile pek kiyas kabul etmez, 90'larin mercedeslerinin motorlarinin cogu aksami mekaniktir, metaldir. Pek plastik bulamazsin motorlarda. Bu modern premium araclarin cogu aksami elektronik ve plastik malesef.

Eskiden bir mercedes alinir, 25 sene binilirdi. O isler malesef bitti, su anda 15-20 senelik mersoyu yolda tutabilmek ciddi butce ister. Oyle olmasa bu araclar yurt disinda $5000'e alici bulmakta zorlanmazdi, alayina cop gozuyle bakiliyor.

@dumbest_man_alive

Alakası şu;
Almanın temizini bulursan ve bakımını yaparsan uzun yıllar kullanırsın. Patates araçlar ile karıştırmayın.

dizel otomatik şanzıman her daim riskli olabilir. vw grup parçaları pahalı. riski severim dersen al. zevk işi.

Şans işi saatli bomba da olabilir tertemizde olabilir aracı biliyorsan tanıyorsan al ama yabancı birisinden alacaksan ben uzak dur derim

Yapılır. Güzel zaman ama gece soğuk olur. Uyku tulumunun altına iyi mat vs alın. Birde yakmaklık odunda götürün.

Gece hava 9 dereceye düştü 2 hafta önce, evden götürdüğün battaniye falan işe yaramaz ilk defa kamp yapacaksan. Uyku tulumu şart. Kalabalık orası ayı inmez, odun büfede var 35 TL ufak çuval, bize 2 çuval yetmişti

Taban olduğu gibi nemli yaprak vs olacağı için yakmalık odun bulmanız imkansız. Ben Temmuzda bile 3-4 dal anca bulabilmiştim. Büyük gölün yanında bi dere akıyor onun yanına kurmuştuk çadırı. Normalde yasak bölge ama sesimizden millet rahatsız olmasın diye uzağa yerleştik, tavuk yapmıştık bi kısmını yemedik masaya bıraktık açık şekilde. Gece 2 tane kurt geldi tepeye bariz gördük ama ufaklardı. tabi biraz aksiyon oldu ama tavuklara dokunmamışlar. Akşam 7den sonra ateş yakmak serbest. gündüz çay bile demletmiyor görevliler eğer görürse. kalın giyinin, içlik giyin, tulum şart tabiki.

İlk defa kamp yapacak için pek mantıklı değil, ama ekipmanlar yeterliyse sıkıntı olmaz.

Hafta sonu hava gece en düşük 9 derece diyor, buna uygun uyku tulumu olmalı mutlaka, sınırı 10 derece değil comfort 10 derece olmalı tulumda.

Mat zaten şart, çadırın da su geçirmediğini farzediyoruz.

Yabani hayvanlar için geçerli olan kamp kurallarına uyarsanız ayı da gelmez başka hayvan da.

Geçen hafta sonu Sakarya'da 1000 m civarı rakımda açık havada kamp yaptık. Standart çadır, standart mat ve tulum ile epey sıkı giyinmemize rağmen gece 10 derecenin altındaydı ve zaman zaman üşüdük.

Yedigöller biraz içeride kalıyor ve daha soğuk olabilir gece. Ateş için nasılsa ormandayız her türlü odun buluruz demeyin hazırlıklı gidin. Gerekirse satın alın arkadaşların dediği gibi. Ateş olmazsa hem keyfi olmaz hem üşürsünüz hava karardıktan sonra.

Gittik, çok güzeldi. İlk defa yaptık. Comfort 10 derece olan bir uyku tulumu, iyi mat, şişme yatak, dışarıdan aldığımız güzel odunla güzel bir ateş, sıcak su torbası ile efsane bi gece geçirdik. Teşekkür ederim tavsiyeler için.

arka tarafın bulanık çıkması için lensinizden diyaframı en açık konuma getiriyorsunuz (1.8 gibi) bu da haliyle daha fazla ışık almanızı sağlıyor dolayısıyla arka patlıyor. enstantane ile biraz dengelenebilse bile parlak olan arka plan ile sizin aranızda çok stop farkı olduğu için istediğinizi ancak kendinize yönetilecek bir destek ışığı ile sağlayabilirsiniz.

camdan gelen ışığın azaldığı bir saati denk getirip varsa destek ışığı veya yansıtıcı ile kendinize ekstra ışık kullanmanız lazım, başka yöntemler de var fakat gereksiz masraf olur

eğer 25 fps video çekeceksen enstantane 50 fps ye ayarlı olmalı, tam olarak 2 katı yani.

arka planı bulanıklaştırmak istiyorsan, lensin özelliğine göre en açık f değere veya bir üstüne getirilmeli, f1.8 veya f 2 gibi

ışığın fazlalığını azaltmak için de nd filtre kullanılmalı, sabit nd filtreler olduğu gibi ayarlanabilir olanları da var.

aydınlık çıkmak için de ışık takviyesi veya reflektör kullanmak gerekir.

dinamik alan her zaman problemdir, sen yeteri kadar aydınlık çıktığında muhtemelen arka plan sönük kalacaktır.

Teşekkürler arkadaşlar.

vsco olabilir belki.

Instagramda sadece arkadaşlarınızı takip ederseniz karşınıza reklam ya da size bir şey satmaya çalışan birileri çıkmaz ki. Takip ettiklerinizi kısıtlayın yeter.

vsco+1

tt altyapısını kullanıyor bunların çoğu ya da gerçek fiber.
yalan bence.

Gelip bağlayın demenin bir bağlayıcılığı yokki. Belgeleri eve gelip kurulum yaptıklarında imzalıyorsunuz.

Yalan ise gelip bağlayamazlar zaten.

Başvurduk bakalım, sonuçları yazarım.

Sonucu yazıyorum: dsmart net geldi, abi sizde altyapı yokmuş kusura bakmayın dedi.

Nest iyi ama pahali. Bi yerden sonra servis uyeliklerine, cloud'a usd bazinda para bayilmaktan gina gelebilir.

Biz huzuru wyze'de bulduk. Bi arastirin derim.

Evet fiyat olarak Wyze çok iyiymiş, lakin outdoor cam ve doorbell'i preorder'da şu anda :/ Açıkçası evde NAS'ım var zaten, oraya kayıt yaptırabilirim, o yüzden cloud üyeliğine para vermem mantıksız olur. Bu durumda arlo, ring vs hiç birini kullanamıyorum sanırım.

böyle sorular sorarken kamera model, kurgu programı gibi sorsanız keşke.
görüntülerinizi bilmiyorum fakat tahminim; gimbal kamerayla çekmemiş olmanızdır.
hangi kurgu programını kullanıyorsunuz kurgu proglarında stabilazör var. bilgisayarı biraz zorlar fakat stabil eder.

gidonda acayip titreşim olur, zaten farketmişsiniz :) çok yüksek frekanslı titreşimleri yazılımla düzeltmek pek iyi sonuç vermeyebilir. en iyi çözümler; gimbal kullanmak ya da kamerayı vücuda takmak.

ben motosiklette şunu kullanıyorum;
snapmounts.com

Kickstarter'dan almıştım zamanında, gayet güzel iş görüyor. gopro'nun yazılımsal titreşim engelleyicisini de açıyorum, gayet izlenebilir videolar çıkıyor.

Aynen hocam, çok doğru tespit. Yüksek frekanslı titreşim var, ışıklar falan birbirine giriyor. Gimbal değil de chest mount almayı düşünüyorum dediğin gibi. Son bir soru olarak, normal tripod yuvası olan bir kamerayı kask ya da göğüse takmak için aparat tavsiyeniz var mıdır*

merhaba,
bisiklet uzerinde video cekecekseniz kameranizda goruntu sabitleme ozelligi olmasi sart. cekim sonrasi video duzenleme programlari ile bisiklet titresimini yoketmeniz mumkun degil gibi.

gogus aparati ile de bunu engelleyemezsiniz malesef, gimball belki kurtarir ama bisiklete ya da vucut icin benim bildigim gimball mount da yok malesef.


ornek olarak kendi cektigim videolar icin kanalimi birakayim, bu kalitede cekim istiyorsaniz bastan soyledigim gibi is ozelligi olan kamera sart.
www.youtube.com

Evet arkadaşlar, belirttiğiniz gibi post'ta bu titreşimi düzeltmek imkansız. Göğüs bandı da bu durumu değiştirmeyecek diye düşünüyorum gördüğüm örnek videolara istinaden.

Aksiyon kamerası bakıyorum artık :) @whisky senin görüntüler kaymak gibi işte :/ hangi kamera bu?

hero 7 black

Hero 9 Black aldım. Başka türlü çözemedim kesinlikle. Alet üstündeki stabilizasyon inanılmaz çalışıyor.

Rüzgarlık. Decathlon'da bisiklet giyim kategorisinde bir sürü şey bulursun.

Buluyorum, gördüm de işe yarıyor mu gerçekten? Çok ince yağmurluk gibi bir şeye benziyor, o yüzden kullanıcı yorumu sormak istedim.

Ben ter atabilen içlik giyiyorum bu havalarda. Biraz daha soğuklar için de içlik + bisiklet forması + bisiklet ceketi.

www.ydsshop.com

www.decathlon.com.tr

merhaba,

Butun yili ruzgarli ve yagmurlu memlekette yasiyorum ve yol bisikleti ile 7-8 bin km yapiyorum her sene. Bu konuda epey tecrubem var.

Oncelikle kislik bisiklet malzemesi icin dechatlonu unutun. Yazlik malzemeleri ise yarar fakat gunluk kullanim icin olan yagmur pantalonu haric hic bir urunu kisin tatmin edici degil.

Kisin bisiklete binecekseniz mesele usumemek degil, terli kalmamak. Hatta bisiklete bindiginizde ilk 10-15 dk ( vucut tamamen isinana kadar ) usumuyorsaniz fazla giyinmissiniz demektir.

Eger yol bisikleti ile performans surusleri yapacaksaniz o zaman f/p acisindan en mantikli secim castelli.
Kisin (-5 ile 15 derece arasi diyelim ) eger hava cok soguksa termal iclikle beraber trasparente serisi uzun kollu formasini kullaniyorum. Ruzhar gecirmez, suya dayanikli. Bunun yerine yeni bir seri cikartmislar sanirim linkini bulamadim.

Yazin ise 20 dereceye kadar olan havalarda ise castelli gabba serisi kisa kollu forma kullaniyorum. Bu da ruzgar gecirmez, suya dayanikli.
www.castelli-cycling.com

Castelli'nin Turkiye fiyatlari cok sacma sapan. Yurt disindan Turkiye'ye satis yapan sitelerde indirim zamanlarinda nerdeyse yari fiyatina urunleri oluyor, o zaman almak mantikli.
Gabba kisa kollu forma, kol isiticilari ile beraber uzun kolluymus gibi kullanilabilir, Istanbul'un ikliminde yeterli olacaktir.

Eger yagmurda cikarim derseniz bu sefer isler iyice karisiyor. En alttaki iclikten formaya kadar nefes alir urunler kullanip bunun da ustune gor-tex gibi malzemeden yapilmis yagmur ceketleri almaniz gerekli ki bunlarin fiyati formalardan da yuksek. Bunlar icin de f/p urunleri gore-tex in kendi markasi olan gore-wear'in c5 ve c7 serileri, yine castelli'nin idro ceketleri. Yagmurda tayt ile surus yapsaniz da olur ama ayaklari sicak tutmak sart, bu yuzden su gecirmez overshoe'da almalisiniz.

Beyaz lake mdf diye aratabilirsiniz.

Beyaz lake+1

parlak beyaz lakeli mdf (mdf diye varsaydım ama sunta istiyor da olabilirsin).

yalnız uyarayım, beyaz var beyaz var. tek bir "beyaz" yok. ayrıca boyadan boyaya beyazın tonu farklı olacağı gibi parlaklık, imaj netliği, yayılma gibi şeyler de hem kullanılan boyaya hem de uygulamaya göre değişir. yan yana gelecek olan parçalarda bu farklar gözlerini kanatabilir. ha tabi boyaların ışıkta ve/veya karanlıkta sararması da birbirinden farklı olur, kimi farkedilmeyecek kadar az sararır, kimi sapsarı olur. ikea'nınkiler muhtemelen az sararan lakeyle boyanmıştır. bunları linkteki gibi boyalı bir yüzeyin yanında kullanacağını düşünerek yazdım.

Jabra'nin da bir modeli vardi sanırım. 75T action miydi neydi hatırlayamadım ezberden.

ben teee fi tarihinde sony'nin mp3 çalarını -evet mp3 çalar- baya ucuza almıştım, dolar 3 tele miydi belki o kadar bile değildi, hala daha da kullanma fırsayım olmadı, ama yorumları iyiydi. şu seriden olması lazım: www.sony.com.tr ama bu kadar pahalı birşeye gerek olduğunu sanmıyorum, ben aldığımda 150 tlya almıştım çünkü, şimdi olmuşlar 600 - 700 tele :(