[]

Üniversitede mantık aranmaz sorunsalı

4. sınıfta okuyorum. 2. sınıf 2. döneminde İsttistik dersi aldım ve finaline falan girmeyip kaldım (EDIT: Pardon, finaline de bütüne de girmişim, dersi sallamamışım sanırım). 3. sınıf 2. döneminde tekrar alma şansım vardı fakat o dönem okula hiç gitmedim, dolayısıyla 4. sınıf 2. döneminde almam gerekiyor o dersi. 4-1 için ders seçimlerini yaptık, dersler başladı, vizeler geldi, fark ettim ki bu sene istatistik 4-1'e alınmış. Danışman hocamın bu konuda bir bilgilendirmesi olmadı.

Okulum zaten uzamıştı da, önümüzdeki yıl 1. döneme hiç ders bırakmama ve bu sene haziran'dan önümüzdeki yıl şubat'a tatil yapmayı planlıyordum. Olmadı.

Okuldan nefret etmeye başladım, yarın 3 sınavım var hiç çalışmadım bahane oldu. Paylaşmak istedim. Teşekkürler.

 
bence okulu bırak hacım. askere git. bi iş bul. evlen. bence böyle yani. paylaşmak istedim. kusura bakma.


  • faaip de oiad  (17.11.11 03:08:47) 
işte karşınızda en sevmediğim adam. annenin babanın senden tek beklentisi siktiri boktan bir okulu bitirmen, sense o siktiriboktan okulun siktiriboktan dersinin sınavlarına girmeye, hatta derslerine gitmeye bile tenezzül etmeyip bir de "mağdurum ben mağdurum" ayaklarına yatıyorsun.

zahmet edip oku arkadaşım, zor bir şey değil okumak. okumaya niyetli değilsen de bırak okulu, bırak da bari senin yerine okumak isteyen adamların sırasını işgal etme.

bir de belirtmek ve polemik yaratmak isterim ki; bir okulu çok özel sebebi olmaksızın 6-7 seneye uzatmış adam adam değildir.
  • calimdor  (17.11.11 05:51:53) 
  • gaddar kerim  (17.11.11 07:30:21) 
Soru olarak açtığınız için yazıyorum.

Danışman hocanız size bu bilgilendirmeyi yapmak zorunda değil. Sizin takip etmeniz gerekiyordu, aslında kendi işini insanın kendisinin takip etmesi gerektiği üniversitede en iyi öğrenilen şeydir bence :)

O üç sınava çalışmamak sizin üç dersten kalmanıza, belki bir şanssızlık eseri gelecek sene de kalmanıza, sonucunda okulu bir yıl daha uzatmanıza sebep olabilir. Her şeyi bir kenara bırakıp sınavlarınıza çalışabildiğiniz kadar çalışmayı deneyin.
  • sourlemonade  (17.11.11 10:47:03) 
İlan panosuna asıldıysa veya bölümün sitesine koyulduysa bunları takip etmekle yükümlüsün. Danışman hocanla kanka değilsen böyle bir bilgilendirme yapmaz zaten. Paylaşmak istedim.


  • kimlanbu  (17.11.11 16:22:35 ~ 16:36:19) 
Teşekkür ederim. Okulum çok verimli sebeplerden uzadı, emin olabilirsiniz :) Danışmanımın böyle bir görevinin olmadığının kabul edemesem de farkındayım. Üzücü bi durum oldu cidden.


  • roket adam  (17.11.11 16:38:53) 
[]

en güzel piyano ağırlıklı parçalar seçmecesi

chopin - nocturne in c sharp minor gibi, chopin - andante spianato gibi, sakin parçalar arıyorum efenim. haydin playlist'imize başlayalım.
teşekkürler şimdiden.

Hatta direkt fizy linki verseniz ne güzel olur. Vermeseniz de olur ama :)

 
Eric Satie diyorum o halde. Bir de Claude Debussy Petite Suite III.Menuet (Çağdaş sever misiniz bilmiyorum ama iki besteciyi de çok severim :))


  • Flütist samur  (12.11.11 01:47:07) 
rachmaninoff'un piyano konçertoları? hatta no:2


  • kahin ahtapot paul  (12.11.11 01:48:03) 
beethoven-moonlight sonata
video.google.com
rahman
  • andromedus  (12.11.11 18:25:54) 
www.youtube.com kahin ahtapot paul un deiği budur


  • andromedus  (12.11.11 18:28:41) 
  • rapisa  (17.11.11 14:10:28) 
ayrica mason williams versiyonu sanırım gitarla çalıyor daha güzel


  • rapisa  (17.11.11 14:11:10) 
shine soundtrackteki tüm klasikler olur. bir de bir sciffra olacaktı bir yerlerde ama bulamadım gitti.


  • kediebesi  (17.11.11 14:30:29 ~ 14:30:55) 
[]

Amnesia tarzı OYUN arayışı

selamlar,
dün gece amnesia oynadık ve altımıza sıçtık yeteri kadar. fakat yetmedi ki bir oyun daha çakalım diyoruz. aynı bunun gibi, silahsız savaşsız stealth mmodunda korku oyunu ne önerirsiniz?

penumbra serisi mesela, amnesia gibi midir? var mı oynayan?

Özet: "Gerilim" arıyorum, doom 3 tarzı "kapıyı aç yüzüne bişi zıplasın kork" oyunlarından değil, amnesia bu konuda çok iyiydi, acaba başka var mıdır böyle? Undying'e ne diyosunuz?

 
bu cevabı çok veriyorum ama call of cthulhu: dark corners of the earth. oyunun bir kısmı silahsız, tamamen stealth, daha doğrusu sıvışma şeklinde geçiyor.


  • sanat guresi  (31.10.11 15:42:51) 
ben de amnesia'yı geçen hafta bitirdim şimdi penumbra'nın ilk oyununu oynuyorum, fena gitmiyor. ama amnesia bana biraz kısa gelmişti
ayrıca evet ben de cthulhu diyicektim ama orda silahla öldürmeli olaylara da giriyorsun, ondan yazmamıştım. ama onu da seversin gibi.

  • tepedeki psychedelic adam  (31.10.11 15:43:26 ~ 15:44:16) 
undying oynayacağına cthulhu'yu oyna bence. undying'in çok beğeneni var ama cthulhu sana daha uygun gibi ve ben onu undying'ten daha çok sevmiştim.


  • tepedeki psychedelic adam  (31.10.11 15:54:15) 
Undying mükemmel ama değeri bilinmemiş oyunlar listesinde tepelere oynar. Oynarken öğlen vakti tırsıp kendimi sokağa attığımı bilirim.

Cthulhu da çok güzel, ama sanırım Lovecraft'in dünyasını hayalde yaşatmak bambaşka. Yine de ikisini de oyna.
  • thor odinsson  (31.10.11 16:25:56) 
Vazgeçtim amk. Bi daha da sikseler oynamam böyle bi oyun. Teşekkür ederim ilgilenen ve öneride bulunan herkese.


  • roket adam  (01.11.11 04:17:22) 
ehehehe coc: dcote'den mi bahsediyorsun, undying'ten mi? ikisi de hayvani iyi oyunlar. undying konusunda atmosferdeki korku öğesinin artık aşırıya varan derecede yoğun olduğunu düşünüyorum, ama bundan hiç de rahatsız değildim. coc'da oyunun başındaki sanırım yüzde 30'luk kısmı tamamen düşmanlardan kaçıp saklanma şeklindeydi, ve düşmanlara karşı yapabileceğin başka da bir şey yoktu.


  • sanat guresi  (01.11.11 18:46:33) 
[]

cigi fayf ye. fonk som bradırs.

aynen böyle bi şarkı vardı önceden. aynı böyle başlıyordu. ev arkadaşlarımla 1.5 haftadır kafa yoruyoruz hala bulamadık.

şarkı sessiz başlıyor, önce adamlar ard arda şunları söylüyor
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
cigi fayf ye. fonk som bradırs
fayf ye fayf ye fayf ye fayf ye

cigi fayf ye. fonk som bradırs diye gidiyo.

çıldırmak üzereyim. neydi ulan bu şarkı? çocukluk dönemimden kalma bişi olduğu için ingilizce sözlerini de hatırlamıyorum. ne varsa denedim yni bi de sizlere soryım dedim. teşekkür ederim.

 
  • check minus  (15.10.11 02:45:11) 
Right about now, the funk soul brother VS

cigi fayf ye. fonk som bradırs

Result : cigifayf wins
  • nl extreme  (15.10.11 02:57:49) 
(bkz: fifa 99)


  • thor odinsson  (15.10.11 04:01:15) 
[]

kartonpiyerden duvar, içinde gezinen gizemli canlılar, merak ve termal cam

merhaba ekşi duyurunun ali ağaoğlusuları,
şimdi ben yeni bi eve taşındım. evdeki odamın dış cepheye bakan bir duvarı bildiğimiz kartonpiyer alçı gibi yumuşak bir maddeden yapılmış ve parmağı tıklatınca gelen tık sesinden anladığım kadarıyla içi boş. buna ek olarak duvara yumruk atınca duvar göçüyor (evet denenmiş ve tekrar kapatılmış gibi)

şimdi efenim bazı saatlerde içeriden sanki ufak ayaklı bir hayvan kardeşimiz koşturuyor, yürüyormuş gibi sesler geliyor. seslerin tonu ve sürekliliği aynı bir farenin yürüyüşü gibi, hızlı birkaç adım, duraksama ve tekrar hızlanma şeklinde. yaptığımız değerlendirmelere göre içeride fare olmalı.

şu aşamada aklıma hiç bir şey gelmiyor. öğrenci evi ahalisi olarak mala bağladığımız için bir de buraya sorayım dedim. kartonpiyere üstten gömüp aşağı fare zehiri atma fikri geldi aklıma ama ölürlerse bok gibi kokarlar diye korkuyorum. ayrıca dış cephe ile iç kartonpiyer arası yatay düzlemler var mı onu da bilmiyoruz.

ev de tahmin edebileceğiniz gibi toki'nin kağıt evlerinden.

yorumları merakla ve şiddetle bekliyorum efenim.

termal kamera bulsak farenin varlığını kesin anlarız gibi geliyor, nereden kiralarız bu mereti? (edit: burası geyikti elbette sdf) onun dışında dış cephe ve kartonpiyer arası düzlemler borular var mı bilmiyoruz, bunu tespit etmek için ne kullanılır hiç bi fikrim yok.

gördüğünüz gibi her türlü fanteziye açığız. teşekkürler efenim.

ekleme: farenin kartonpiyeri delip içeri girmesi mümkün müdür acep? bekleyip bekleyip, bir gün 30 takım arkadaşı içeri dalarsa boku yedik demektir çünkü, zira ev çok temiz.

ekleme: 5. kattayız.

 
termal kamerayı nerden bulursunuz bilmem ama eğer gerçekten bir fare varsa ve dışarıya çıkmak istiyorsa kartonpiyeri gayet deler geçer..


  • toshiro  (07.10.11 00:51:19) 
birincisi o nasıl bir duvar öyle. sadece yüzeyindeki alçı sıvadan bahsediyor olabilir miyiz acaba? ayrıca fare yaşıyorsa içinde, oraya girebileceği bir delik falan olması lazım.
dış cephe duvarıysa boru falan pek olmaz, hatta kesin yoktur.
dediğiniz ''ayak sesleri''ne sebep olabilecek her türlü olasılığı düşündünüz mü?
belki rüzgar da sallanan bir parça falandır. termal kamera işe yarar mı emin değilim, araştırmak lazım.

duvarın nasıl bir duvar olduğunu anlamak için kalınca bir matkap ucuyla delik açmayı ve araştırmayı deneyin. böylece içinin boş olup olmadığını da anlarsınız. kapatması pek sorun olmaz. ha baktınız duvarda farelerin yaşayabileceği kadar bir boşluk var bence bir fare, haşerat yok edici firmasıyla görüşün. anca onlar halleder gibi geliyor bana. duvarı delin ama, bakın bi neymiş...
  • kisa bisey olsun istemistim  (07.10.11 00:58:13 ~ 00:59:15) 
o yumruk atınca göçmenin sebebi izolasyon malzemesi. duvar+izolasyon malzemesi+alçı+boya var yani.


  • kayranin kedisi  (07.10.11 01:12:02) 
[]

non related work experience

merhaba ekşi duyuru'nun hümın rileyşın speşılistleri,
cv'ye başvurduğumuz işle tam olarak alakalı olmayan iş tecrübeleri yazılır mı sizce? mesela ben bir mühendis adayıyım, geçmişimde staj tecrübelerim olduğu gibi dünya ralli şampiyonasının 2007 ayağında görev aldığımı hatırladım uluslararası ilişkiler medya zart zurt için, acaba diyorum yazmalı mı bunu da? ya da bir ara ciddi ciddi teknoloji yazarlığı yapmıştım, bundan da emin değilim. europass'te non related work experience benzeri bir alan yok, demek ki koymamalı mı?

işverenin işiyle direkt olarak alakalı olmasa da "hmm bu çocuk boş durmamış", "hmm demek ki ingilizcesi kolpa diil" gibi şeyler uyandırabilir yani, açıkçası emin olamıyorum.

bu konuda barzoluk yapıp "gadget geek" bile yazmışlığım var, staj için başvurduğumda gadget geek yazmışsın, bu nereden çıktı demişlerdi mesela o yazarlık kısmını anlatmıştım bayaa çok güzel olmuştu, sonra kabul alınca paso iphone muhabbeti yapmıştık stajda gibi.

ama alakasız iş tecrübesi diye bi alan yok! sorun bu. nereye yazmalı.

yorumlarınızı şey ederseniz epeyce sevinirim,
roketceğiz

 
sonu kötü bitmeyen ve girdi çıktı gibi olmayan tüm iş tecrübelerinin cvye yazılması taraftarıyım. nerdne ne çıkacağı hiç belli olmaz.


  • in vino veritas  (02.10.11 02:10:12) 
iş tecrübesi genel başlığına yazdım ben valla. senin değil onların non related etmesi daha mantıklı zaten.


  • darknum  (02.10.11 02:39:37) 
non related için ayrı bir alana gerek yoktur belki: bence de ilgili/ilgisiz iş deneyimi iş deneyimidir, başvurulan alanla ilgili olmasa da yazılır. hatta bence kötü izlenim yaratmaz, her işte öğrenilecek şeyler vardır, hiçbir şey yoksa hayat tecrübesi vardır, insan ilişkileri vardır, vb.


  • tedirginlik hucresi  (02.10.11 03:59:41) 
iş tecrübesinin sorulduğu kısmın başlığı related work experience diye mi ki? neden illa non related olanını arıyorsun?


  • evvesa  (02.10.11 11:20:09) 
[]

poster durduğu yerde eskimesin sorusu

merhaba ekşi duyuru'nun van gogh'ları,
elimde avrupa'nın farklı yerlerinden alınmış çok değerli posterler var. hepsi kuşe kağıda basılmış ve gözüm gibi bakıyorum, asmaya da kıyamıyorum. fakat şöyle ki, bu poster kardeşlerimiz doğal olarak bir yerden sonra eskiyecek, dedim ki acaba kendilerini poşetlerden kutulardan çıkarıp çerçeveletsem ve mütevazi öğrenci evlerimize assam bu yıpranma payını azaltır mıyım?

teşekkür ediyorum efenim.

 
çerçeve dışında mesela bir cam ya da pleksiglas malzeme arkasına saklayabileceksen neden eskisin?


  • nereden baslasam  (25.09.11 02:04:12) 
tabii çerçeveletin, ilk günkü gibi kalır. ucuz çözüm için ikea'da 12 liraya poster boy siyah çerçeveler var, şahane duruyor duvarda.


  • dehri  (25.09.11 02:05:01) 
Ikea'daki çerçevenin ismini hatırlıyor musunuz?


  • roket adam  (25.09.11 02:07:48) 
güneş ışığından uzak tutmalısın.


  • point me at the sky  (25.09.11 02:11:17) 
saxnas efenim. ikinci a'nın üstünde iki nokta olacak.


  • dehri  (25.09.11 02:13:39) 
[]

Android ve Hotmail e-posta senkronizasyon şeysi

merhaba ekşi duyurunun özgürlük savaşçıları,
annemde bir xperia neo var. biliyorsunuz bu alet android tabanlı. bunun e posta istemcisine annemin hotmail adresini tanıttık. mailleri her internete bağlandığında çekiyor onda bir sorun yok, fakat senkronizasyon yalnızca mail çekmekle sınırlı kalıyor.

iphone'umda gmail'im çift yönlü tam senkronizasyonla çalışıyor, yani telefonda bir mesajı okursam bilgisayarda da okundu, bilgisayardan silersem telefondan da siliniyor, vesaire.

bu tarz bir "tam" senkronizasyonunu android'de nasıl yapabilirim?

not: gmail kullanmak son çare olsun mümkünse. hatta olmasın.

teşekkür eyledim.

 
iphoneunuzdaki gmail büyük ihtimalle imap ile çalışıyor. annenizin telefonundaki hotmail ise pop3 ile. hotmail imap desteği var mı bilmiyorum hotmail kullanmadığım için. hotmail imap diye google da aratın.


  • inheritance  (24.09.11 15:35:04) 
k-9 mail client kur.


  • zlatan1937  (24.09.11 15:45:47) 
[]

cloud uygulamalarında dosyaların "gerçekten" upload edilmemesi hakkında,

merhaba ekşi duyuru'nun tech pioneer'ları,
biliyorsunuz online cloud storage uygulamalarının bir kısmında (belki de tamamında, bilemiyorum) upload edilecek dosyaları gerçekten upload etmemesi durumu var. bir nevi hash kontrolü yapılarak o dosya başka bir kullanıcı tarafından halihazırda sisteme upload edildiyse tekrar upload edilmemesi sağlanıyor vesaire.

sorum:
1) bu sistemin özel bir ismi var mı? "hash integrity check" falan değil de bilmemne algoritması tarzı.
2) bu sistem, yalnızca "dosyanın birebir aynısı varsa upload etme" mantığında mı çalışıyor, yoksa bazı dosya türlerinin "core" kısımları için de bu tarz bir sistem var mı?

mesela bir word dosyasının ilk 1000 byte'ının dosya türünün getirdiği bir gereklilik olduğunu ve tüm word dosyalarında da o ilk kısmın aynı şekilde bulunduğunu var sayarsak, sistem kullanıcılar yeni dosya upload ederken diğer dosyanın ilk 1000 byte'ını kullanıp sadece geri kalanı upload edip yer tasarrufu sağlayabiliyorlar mı?

3) hash check'e dayalı sistemler bir güvenlik açığı doğurmuyor mu sizce?

okuyan varsa, cevap vermese bile teşekkür ediyorum :=

 
3. ne gibi bir güvenlik açığı doğurabilir ki?


  • natnan  (24.09.11 02:13:18) 
Benzer iceriklerin tekillestirilmesi uygulama tarafinda olabilecegi gibi dosya sistemi seviyesinde de yapilabilir. Dosya sisteminde dosyalar belli boyutlarda islenerek ayni olanlar tekillestirilerek tutulabilir. Bu da verdigin word dosyasi vb. durumlar icin daha uygun olacaktir. Deduplication olarak aratirsan detayli bilgi bulabilirsin.


  • dirigeant  (24.09.11 03:40:04) 
[]

tekrarlayan tiroid bir şeyleri

selamlar,
annemin tiroid bezinin tamamı geçtiğimiz yıl içinde cerrahi bir operasyonla alındı. o an için kanser denilmedi fakat kanser doğurabilecek sakıncalı urlar bulunduğunu söylediler. (tabii ben böyle biliyorum). şimdi operasyonun üzerinden daha 1 yıl geçmeden gittiği doktorlar tiroid'in gerçekten alındı mı? alındığına emin misin? tekrar bir şeyler oluşmuş burada tarzı sorular soruyorlar ki diğer yandan tiroid hormonu için halen ilaç kullanmakta zaten kendisi. yani işe yaramyan bir kitle olduğunu "tahmin ediyorum"

bu konuda bir tecrübesi olan var mıdır? merak ettiğimden soruyorum, olayın vehameti ne kadar olabilir?

 
benim anneminde yakın zamanda alındı ama teşhis konmuştu. ayrıca oradaki bütün ihtimalleri yok etmek için radyoaktifli iyot aldı, tabii bunu hastanenin kurulu karar verdi.

hacettepede oldu ameliyat.
  • efelerin efesi  (21.09.11 01:37:39) 
çok benzer süreçlerden geçtim, öncelikle geçmiş olsun. birşey olabilir de, olmayabilir de, sadece ses telleri altında kalan pasif troid de olabilir. Şehir belirtmemişsiniz ama eğer Istanbul'daysanız bu işin piri Levent Kabasakal'a en doğru karar için görünmenizi tavsiye ederim.

Not: Aynen kötü huylu tümör aldırdım, şu an halimi başka bir doktor çözemiyor.
  • qwertyuo  (21.09.11 11:39:42) 
Tamamı yerine subtotal tiroidektomi yapılmış olabilir. Bu nedenle kalan tiroid dokusu çalıştığı için semptomlar ortaya çıkmış olabilir. Tiroid ultrasonu, gerekirse sintigrafi çektirin. Problem devam ediyorsa tamamlayıcı tiroidektomi ameliyatı olur. Geçmiş olsun.


  • plastik turambar  (21.09.11 18:59:27) 
[]

"rackmount"'a mantıklı türkçe çeviri. tek kelime. beyin fırtınası.

merhaba duyuru dünyasının kutad-ku bilig'leri,
soru açık. ürün broşürlerindeki bu rackmount kelimesi beni rahatsız ediyor. artık bunu da çevirmek istiyorum. rafa takılabilen, raf tipi falan pek uymuyor gibi. aspiratör mü lan bu diyorlar. hadi bi el atalım türkçemizi kurtaralım. değişim en baştan başlasın.

önerilerinizi bekliyoruz.

ayrıca firmware-yazılım sürümü kelimesine nasıl bakıyorsunuz?

teşekkürler.

 
adapteli?

şansımı denemek istedim:(
  • hope ender  (16.09.11 12:22:40) 
rafa monte gibi bişi olamaz mı hadi monte de fransızca ama :)


  • kediebesi  (16.09.11 13:29:24) 
[]

Android - Mail istemcisinin RE: yerine YNT: koyması

işyerinde bir eleman var, galaxy s 2 kullanıyor ve cepten yanıt yazdığında gerizekalı android mail istemcisi RE: değil YNT: prefixini ekliyor mailin konu kısmına, bizim de unified inbox'ların anası öpülüyor afedersin. Gmail'de mesela adamın her maili yeni mail thread'i başlatıyor. Bunun bir çözümü var mıdır sevgili android guruları?

Teşekkürler


 
android kullanmıyorum ama Türkçe yerine İngilizce olsaydı mail uygulaması bu olmazdı kanımca?!


  • Keewy  (14.09.11 10:16:38) 
ben android'de gmail uygulamasını kullanıyorum, cevaplar RE: şeklinde gidiyor. benki google ya da gmail ayarlarında dil olarak türkçe seçmiştir.


  • very pigmented melanosome  (14.09.11 10:22:39) 
Dili ingilizce yapmak imkanlar dışında maalesef. Custom mustom özgür vs diyorsunuz buna bi app yok mu yani :)


  • roket adam  (14.09.11 10:36:58) 
başka bir email programı kurun.


  • fukka  (14.09.11 11:47:52) 
[]

kirli sakal için traş makinası

selamlar,
normalde şunu www.arzum.com.tr kullanıyordum, çok da memnundum. fakat kendisi 25 liralık fiyatıyla bana maksimum 8 ay dayanabiliyordu. şimdi kendisini hiç bir yerde bulamayınca ve hepsiburada fiyatının da 48 lira olduğunu görünce bu alete değmez diyerek bir an sinirlendim ve başka bir modele geçmek istedim.

şunu gördüm, bunu mu alsam acaba dedim ama önce ekşi duyurunun kuaför prolarına sorayım istedim. www.hepsiburada.com

harbiden ne alayım ya. sinekkaydı için bir tane philips var zaten, gayet memnunum ama sakalları sıfırlayınca 13 yaşına geri dönüyorum.

teşekkür ederim dostlarım.

 
1 aydır şunu kullanıyorum, memnunum güzel bir ürün. ben aldığımda 55 tl idi ama garip bir şekilde zamlanmış. 3030u alabilirsiniz hemen hemen aynısı 50 tl civarı hala. www.hepsiburada.com


  • copadam  (13.09.11 23:47:35) 
Cruzr mı alsam acaba onu düşünüyorum bir de.


  • roket adam  (14.09.11 00:04:24) 
kesinlikle moser. şu bordo renk olanlardan. kaba ağır bir makine olmasına rağmen erkek kuaförlerinin saç kesimi içinde kullandıkları ve yılların eskitemediği model. kirli sakal için kullanmaktayım, gayet iyi geçiniyoruz.10 yıl kullan hiç bişi olmaz alman malı olan alınmalı ama. 30-40 tl arası bir fiyatı var.


  • zaz  (14.09.11 00:41:28) 
moser 'in piyasada sahte olanı çok fazla sayıda mevcut. gerçek moser'i 40 tl den aşağı satanı bulamazsın.

ama bu makinelerin babası wahl'dir.

(bkz: wahl)
  • cantstandya  (14.09.11 00:49:18) 
  • superb  (14.09.11 09:43:16) 
[]

doğru düzgün bi cep tarifesi beya

gençler,
ayda böyle 50-100 dakika bedava dakikam olsun, mümkünse sınırsız, değilse minimum 1 gb internetim olsun, bir de tercihen turkcell veya vodafone olsun. var mı böyle bir tarife kampanya kullanan? fazla para da ödemek istemiyorum çok kullanmadığım için.
teşekkür ediyorum efenim.


 
vodafone
cep avantaj mini - her yöne 150 dk - 15 tl/ay
aylık cepnet - 100 mb'e kadar 3g, daha sonra sınırsız edge - 8 tl/ay

toplam 23 tl/ay
  • winstoncash  (09.09.11 18:58:37) 
[]

bugün / euro

selamlar,
son iki gündür piyasayı takip edemiyorum, euro nasıl 2.50 altına düştü? kaçırdığım bi olay mı var?



 
alman mahkemesinden eurozone yardım paketine onay çıktı. herkes rahatladı.


  • wessago  (08.09.11 18:19:51) 
  • detroitli kizil  (08.09.11 18:21:06) 
[]

devlet üniversitelerinde alttan kalan ders kredisi başına harç ücret zammı

selamlar,
bu sene kocaeli üniversitesi'ne böyle bir şey geldiği söyleniyor. sorularım:
1) bir devlet üniversitesinde, henüz 4 yıllık örgün öğretimi doldurmamış bir öğrenciye uygulanması ne derece doğrudur?
2) ne kadar artıyor fiyatlar?

valla şoke oldum duyunca, allah hakkaten dar gelirli öğrenciye yardım etsin.
kolay gelsin arkadaşlar.

 
bu sadece kocaeli üniversitesi'ne değil; tüm okullara geldi son kanunla.

artık kredi başına ücret alınacak ve dersi alış sayısına göre vs katlayacak ücret.

ama ne kadar belli değil sanıyorum daha.
  • siradan bir adam  (08.09.11 14:38:57) 
bir link verebilir misin peki kaynak falan?


  • roket adam  (08.09.11 14:43:13) 
dersi 2. alıştan sonra ödeniyor diye biliyorum.


  • hiçbirşeyyok  (08.09.11 15:09:00) 
Yüksek Öğrenim Kanunu, Madde 46/ç: 44 üncü maddenin (c) fıkrasındaki süreler içinde aynı yükseköğretim kurumundaki öğrenimi sırasında bir derse üçüncü defa kayıt yaptırılması halinde, ilgili dönem için öngörülen katkı payı ya da öğrenim ücretinin yanı sıra bu maddenin (c) fıkrasına göre hesaplanan kredi başına ödenecek katkı payı veya öğrenim ücreti; dersin alınacağı dönem için belirlenen kredi başına katkı payı veya öğrenim ücretinin yüzde elli fazlası, dördüncü defa kayıt yaptırılması halinde yüzde yüz, beşinci veya daha fazla defa kayıt yaptırılması halinde ise yüzde üçyüz fazlası ile hesaplanır.

Yüksek Öğrenim Kanunu, Madde 44/c'deki süreler ise önlisans programlarında azami dört yıl, lisans programlarında azami yedi yıl, lisans ve yüksek lisans derecesini birlikte veren programlarda azami dokuz yıl, yüksek lisans programında azami üç yıl, doktora programında ise azami altı yıl.

www.yok.gov.tr

Kredi başına ücret hakkında bir bilgim yok ama 6-7 lira gibi bir şey olacak diye düşünüyorum. Çünkü kardeşimin mühendislik harcı dönemlik 202 lira idi geçen sene. Bu sene zam gelmedi diyorlar. 30 kredilik dersten hesaplasalar 7 lira falan olur. İktisadi-idari bilimler de falansa 6 lira civarı.
  • voiceofthesoul  (08.09.11 15:09:54) 
ek soru: mesela bir dersi daha önce kaç defa aldığımızı hesaplayacağız. yaz okulunda o dersi alıp almadığımızı da hesaba katıyor muyuz?


  • zgrydn  (08.09.11 15:31:58) 
[]

marka ve com.tr domain tescil sorusu / yasal mıdır?

selamlar,
x şirketi var ve uzakdoğu merkezli y firmasının distribütörü. ortada resmi bir exclusive distributor anlaşması yok fakat distribütörlük sertifikası mıdır nedir öyle bir belge var. 2-3 sene oluyor distribütörlük alınanı, bu süre zarfında an itibariyle yıllık 1.5-2 milyon dolar civarı bir satış hacmi var, y şirketinin kolay kolay vazgeçemeyeceği bir şirket x.

fakat şöyle ki zamanında x şirketi yetkilileri y markasını türkiye'de x'e tescil ettirmeyi "unutmuşlar", ve hatta domainleri bile örneğin amerika y.com, almanya y.de diye giderken türk domaini yturk.com gibi bir şey. y.com.tr de alınmamış, fazla üstünde durulmamış yani.

şimdi fark ettik ki, birisi gidip y.com.tr'yi almış. araştırıyoruz ki, bizimle benzer sektörde çalışan bir şirket, y markasını kendi üzerine tescil ettirmiş, ondan sonra da y.com.tr domainini de satın almış. bu nisanda yaşanmış. sonra da y.com.tr'yi rakip ürün satan kendi şirketinin e ticaret şeysine yönlendirmiş. google'da da üstümüzde çıkıyor doğal olarak.

bundan sonraki prosedürü bir avukata sorduk, alamazsınız falan dediler ama, hakkaten yapacak hiç bir şey yok mudur bu durumda? daha önceden bizzat mesela cebit'te h markası yetkilileriyle görüştüğümde adamlar "h markası tr'de tescilli, o yüzden pazara çok girmek istesek de giremiyoruz" dedilerdi, bunun bir çözümü yok mu yani?

ek olarak, biz de bize rakip olan k markasının tescilini yapıp k.com.tr'yi alsak, öyle üstümüzde hiç yasal sorumluluk olmadan takılabilir miyiz?

teşekkür ederim ilginiz için şimdiden.

 
nic.tr'a başvurun önce, onlar sorununuzu çözemezlerse icann'e başvurun, elinizdeki marka belgeleriyle. muhtemelen geri dönüş yapacaklardır. siz başkasının marka olarak kullandığı bir ismi zaten alamazsınız, ha alırsanız elinizden geri alırlar onu.

fakat şöyle bir olay var. sizin roket müzik isminde bir limited şirketiniz olsun. başka bir şehir'de roket müzik adında bir limited şirket olduğunda roketmuzik.com.tr yi onlardan önce satın alırsanız, o domain sizdedir.
  • Sabac  (08.09.11 02:37:52 ~ 02:42:13) 
öncelikle tam da bu alanda çalıştığımı ve her gün bu tazr işlerin uygulamasını yaptığımı, ayrıca avukatları bu konuda bilgilendirmek için çalışmalarda bulunduğumuzu belirtmek isterim. .tr alan adlarında ICANN'in yetkisi yoktur, otorite Türkiyenin yetkilendirdiği yer olan ODTÜ'dür (2012'de BTK olacak ve bu sorunlar çok pratik bir şekilde çözülebilecek)

Şu an için yapılabilecek tek şey Fikri Sınai Haklar Hukuk mahkemesinde marka hükümsüzlük-sicilden terkini ve söz konusu alan adının iptali ile şirketinizin adına tescili talepli dava açmaktır. bu davada oluşan maddi ve manevi zararın tazmini de istenebilir.

bunun yanında 556 sayılı khk şöyle der:

m9 : Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibi, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep edebilir:
e) İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması koşuluyla, işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde, alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılması.

MARKA HAKKINA TECAVÜZ SAYILAN FİİLLER

Madde 61 - Aşağıda sayılan fiiller marka hakkına tecavüz sayılır:

a) Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 9 uncu maddede belirtilen biçimlerde kullanmak.



Özetle yapabileceğiniz şeyler elbette var, yalnızca bu konuda bilgisiz bir avukata danışmışsınız.
benim müvekkilim olsaydınız, önce ihtarname göndermeyi teklif ederdim. Çoğu zaman karşı taraf, zaten aslında kendine güvenmeden bu işleri yaptığı ve tetikte olduğu için, ihtarnameye doğrudan cevap veriyor. vermezse mahkemeye gidilmesini söylerdim.
kolay gelsin.
  • vejeteryan vampir  (08.09.11 10:55:25) 
Vejeteryan vampir, iletişim bilgilerini gönderebilirsen sevinirim.


  • roket adam  (08.09.11 11:56:07) 
[]

babaların araba vermesi anketcağızı

iyi geceler sevgili mika hakkinenler,
şimdi efenim 22 yaşına gelmek üzere bir öğrenciyim efenim. çok da kral bir babam var. hakkaten süper insandır, çalıştı çabaladı, hakkaten yemez içmez çocuklarına bir şeyler alır bir adam, ki hala da çalışıyor.

fekat durum arabaya gelince iş değişiyor. bu adam arabasını paylaşamıyor arkadaş. ne benimle ne annemle.

bir takım arkadaşların aksine ergenlikte falan araba kaçırma gibi mevzuulara hiç girmedim. efendi efendi takıldım, 18'e gelince ehliyet alayım artık şu kapının önünde yatan aleti kullanayım dedim, kavga kıyamet zar zor kursa falan gittim aldım ehliyeti. bi iki sefer falan trafiğe çıktık max 4 dk kullandım, sonra tık yok.

sebep sorduğumda kesinlikle hep olumlu olarak,
-zamanı gelmedi
-daha vakit var
-olm zamanımız yok görüyorsun hele şu yaz-ilkbahar-kış-sonbahar-arabanın borcu-okul dönemi-vesaire bir geçsin de çıkacağız tabii
ve benzeri garip bahaneler sunup geçiştiriyorlar.

bu seneye kadar, ben de "e tabii haklılar araba sonuçta çok tecrübeli de değiliz istanbulda kullanmak zor" diyordum ki, almanya'da geçirdiğim bu senede her istediğimde araba kullanma şansım oldu ((bkz: flinkster)), çok uzun mesafeler de kat ettim ani cesaretlerle, bir şey değilmiş yani kullanılıyormuş. hakkaten büyük kolaylık.

önceden araba eski diye (eski denilen araba 2006 model, 26 binde astra idi) alamıyordum, şimdi yeni ve benzeri yukarıda saydığım bi takım bahanelerle alamıyorum.

benzin parası diyorlar, diyorum ki ben doldurucam ne kadar varsa gerek yok para istemiyorum ben sizden diyorum. ki hakkaten dolduracak parayı da kazanıyorum çok şükür yani.
sen de para biriktir sana araba alalım diyorlar ama otomobile ihtiyacım yok, şahsen aileye ek bir otomobilin ek bir gider kaleminden başka bi işe yarayacağını düşünmüyorum.

yani kırk yılda bir eşya taşımak gerekince, ne bileyim özel bir yere, uzak bir yere vesaire gitmem gerekince kullanmak istiyorum, kalıcı olarak araba almama gerek yok yani ki istemiyorum da. ama yok.

yok yani. en son geçen dedim, babam çıkardı arabanın anahtarından akbili verdi. iyicene dellendim. çemkirdikçe alttan almaya devam ediyorlar sürekli.

kendisi de hakkaten böyle bi adam, 2006 model astrayı 26 binde sattı o derece kullanmıyor tatiller dışında. işe de metrobüsle gidiyor koskoca kaç yıllık mühendis (ha gitsin bişi demiyorum olabilir yani). yeni araba almışlar ben yokken (astra sedan), almasının sebebi de geçen sene tatilden dönerken arabanın bagajına bursa'dan alınacak kasa şeftalinin sığmaması.

sinir oluyorum arkadaş. araba bahçede yatarken ben amele gibi otobüslerde minibüslerde bavul taşıyorum, taksiye metrobüse bir dünya para domalıyorum.

şimdi sormak istediğim konu:
1) normal midir? yani belki de benim arkadaşlarım çok genç elde ettiler bazı şeyleri ve belki de ben kıskanıyorum olabilir yani, o yüzden soruyorum, benim yerime kendinizi koyduğunuzda ne düşünürdünüz? haksız mıyım sizce? tamamen objektif olabilirsiniz hiç sorun değil.
2) ne yapmam gerekiyor? böyle gelmiş böyle gider mi yani? yoksa hakkaten hayatımdan kısıp para biriktirip masrafından fazla masraf çıkaracak 10-15 bin lira bandında saçma sapan bi araba mı alayım illa ki?
3) başka bir çözümü olan var mı? mesela önümüzdeki hafta okuduğum şehir olan izmite gideceğim ve hakkaten yeni eve bavul taşıma fikri inanılmaz zor geliyor şu anda arabaya alıştıktan sonra. ne yapayım yani amele gibi araba mı kiralayayım bir dünya para verip. bilmiyorum.
4) bırak hacı, adamın bi zevki var zaten sürekli çalışıyor, o zevkini de bok etme bırak onda kalsın mı diyorsunuz?

böyle işte. bana yol gösterin. tek kompleksim bu lan resmen. araba kapıda paslanıyor, alalı 7-8 ay olmuş hala yeni kokuyor ya.

ek olarak, arabayı kaçırma gibi ergenliklere girmek istemiyorum hiç gereği yok. ve bir ek daha, bu kadar uğraştıktan sonra alsam bile de çok kasılacağımı hissediyorum açıkçası. bilemedim ne edeyim.

en büyük derdin bu olsun hacı diyenler çıkacaktır, onların da canı sağolsun.

 
Hocam açıkcası erkeklerde oluyor bazen böyle orjinallikler. Baban size yememiş yedirmiş modundaysa, otomobilini sadece kendine özel görüyor ve paylaşmak istemiyor olabilir.

Bence fazla zorlama, onun yerine babandan destek alıp bir başka oto al kendine derim
  • efrasiyab87  (07.09.11 01:07:56) 
bende de var böyle bir baba, tamamen aynı,

- sana güvenmiyor olabilir, kaza yaparsın sana bir şey olur, başkasına bir şey olur, arabaya bir şey olabilir diye düşünüyordur.

- efrasiyab'ın dediği gibi arabasını kimseyle paylaşmak istemiyor olabilir.

- kendi babası ona öyle imkanlar sağlamadığı için senin de kendi kendine bir şeyler elde etmeni istiyor olabilir ki bunun temelinde seni kıskanıyor da olabilir.

sonuç olarak hiç şansını zorlama. sen üstüne gittikçe ters tepki yapar. babalar genelde dediğim dedik adamlardır. çok gerekmiyorsa araba da alma, ama gerçekten gerekiyorsa ve maddi olarak çok fazla zorlamayacaksa başlangıç için kötü bir şey al.
  • ocanal  (07.09.11 01:19:20 ~ 01:19:58) 
ben de 22 yaşındayım, ehliyetim var fakat babamın arabasının daha direksiyonuna oturmadım. hem de biz küçük yerde oturuyoruz. buna tavrım "siktir et ne yüz göz olucam" şeklinde.


  • zawisza  (07.09.11 01:20:30) 
biraz benzerini ben yaşadım. ehliyeti aldıktan sonra babam kendisi yanda oturmadan direksiyonuna dokundurtmadı bana. ben de hentboldan kazandıklarımla 99 model bir palio aldım. o arabayı iki sene çatır çatır kullandıktan sonra bana güvenini kazandım. şimdi kendi arabasını bana verebiliyor ama hala evden çıkarken ve gelip park ederken camdan beni izliyor.


  • muratk18  (07.09.11 01:30:23) 
al hocam kendine ikinci el bir fiat, ne babanın başı ağrısın ne senin.


  • robin crusoe  (07.09.11 01:37:37) 
Ya aslında ben de veremiyordur, erkeğiz sonuçta baba psikolojisi vs diye düşünüyorum da, arkadaşlarım cidden alabiliyorlar yani ben bunu anlayamıyorum pek. Mesela bir arkadaşım var, çok benzer hayatlarımız var kardeşim gibi de severim kendisini, babası sıfır araba aldı geçen kendi kullanmadan ona verdi yani resmen. Durum birebir aynı ama babası şöför olarak oğlunu kullanıyor. Aramızdaki tek fark bu arkadaşın 16 yaşında falan arabayı kaçırıp pert etmiş olması. Bu yüzden diyorum acaba kaçırsa mıydım küçükken, pasif mi kalmışım normal davranmakla? Hani kaçıracağına alsın gezsin bari bilelim tarzı. Bilemedim.

Kimseyi kıskanmıyorum aslında da özeniyorum yani bariz çok doğal bir duygu olduğunu düşünüyorum ve bizde niye yok diyorum :)
  • roket adam  (07.09.11 01:41:22 ~ 01:41:44) 
22 yaşındayım bende, kendime ait bir arabam var. sağolsunlar onlar aldı tabii ama ruhsatı falan adıma kayıtlı ve sendeki diyalogların hepsini yaşadım. 18'imde ehliyet aldım vs, tek fark bizde araba çalışıyor sizdekinin aksine. :)

maddi harcamalarını ailem karşılıyor. ama bu 2. bir araba istersen bahane olarak önüne gelir dediğin gibi ama bu gerçek sebebi değil.

annem zamanında bir söz vermişti, yüklü bir miktarda para geçmesini bekliyorduk elimize geçerse alıyorum sana araba dedi ve aldı. o zaman öğrendim tam anlamıyla trafikte kullanmayı, 9 aydır trafikteyim ve şöförlüğüm oldukça iyi.

bu yaz babamla onun okuluna gittik(kendisi öğretmen) onun arabasıyla, benim okuluma gidip almam gereken bir evrak çıktı. dedim ki ver arabanı gidip geleyim, ne de olsa okuldasın benimde gidip gelmem 30 dk maksimum. yok arkadaş. hala yok, vermiyor. sıcağı falan bahane ettim, dinlemedi. git taksiyle gel vereyim parasını dedi, vermedi arabayı..

babalar için araba çok değerli, herkesde var o muhabbet. senin yerinde olsam gider ders vs alır, tam anlamıyla kendimden emin olunca kaçırırım pederin arabayı. 2-3 kere kaçırdın mı zaten kendileri vermeye başlarlar. ;)

edit: kaçırmışım baya baya biliyorsun kullanmayı anlaşılan, ya pederin arabayı kaçır yada para biriktirdim ben araba bakıyorum 3 gün sonra gibi bir fake ver. bakalım tepkileri nolcak. :)
  • ozzpwnz  (07.09.11 01:46:55 ~ 01:53:28) 
ben de babama vermiyorum arabamı. 2 yıldır kullanıyorum, anca 2-3 kez valeye vermişimdir. benden başka kimseye kullandırtmıyorum yani. muhtemelen ilerde oğluma da vermem ne kadar iyi şöför olursa olsun. biraz kafa yapısıyla da ilgili bu, kendinde arama yani suçu. =)


  • i was me but now he s gone  (07.09.11 02:24:18) 
babam bu konuda babasından çok çektiği için bana hiç yapmadı öyle şeyler.
15 yaşında arabanın yedek anahtarı bendeydi.pert edene kadar.
pert ettim.ölümden döndüm.araba kullanmaktan soğudum.o bunu aşmam için inadına nereye gitsek anahtarı bana verdi,hadi git kardeşini xden al,kuzenin y'ye gidicekmiş.hephaistos götürür dedim dedi vs.
  • hephaistos  (07.09.11 02:53:36) 
arabayı eşi kadar kıskanmak ne ya? beyler mal bu mal, insan değil.
ben de kız evladı olarak aynılarını yaşadım ama dediğim gibi kız evlat olduğum için işi rahatlıkla çirkefliğe vurabilme potansiyeline sahiptim yaptım da. 26 yaşındayım daha bu nisanda ehliyet aldım, bu zamana kadar müsaade etmedi adam bi kere. ben adamakıllı para kazanamadığım için kendi paramla ehliyet alamıyodum, durumumuz iyi olduğu halde aldırmadı bana. "aa kızım niye ehliyet almıyosun, sizin araba da arka bahçede duruyo sen kullanırdın ya" diyen eş dost akrabaya "babam izin vermedi, aldırmadı ehliyeti" diye açık açık söylüyodum ahalinin yanında. babam kızardı morardı sonunda yolladı. şimdi aldım gene vermedi arabayı, özel ders al öğren öyle vercem diyo. ilk önce hiç dokundurtmadı ama ben gene böyle çirkefliğe vuruyorum, hafif hafif veriyo. ama verdiğinde de yanımda bas bas bağırıyo o öle yapılmaz bu böyle olmıcak hayıııııııııırr vs vs şimdilik susuyorum. ama geçen halamın yanında dedim "babam arabada bana çok bağırdı :((((" diye. canıma değsin. ama baktım halamın kocası da kendi kızına aynı şeyi yapıyo ki kız 3-4 yıllık şoför ve araba kızın kendi arabası. dedim en sonunda, allah bu türk erkeklerini ıslah etsin, arabalarını da alsın arka tarafına monte etsin. ama inadım inat, babamın arabayı kullanacam evet. verecek o arabayı bana. param olsa da araba almıcam kendime, onunkini pert edecem. adamın arabası evladından kıymetli mi olur yea? çay getir bilmemne getir derken bizi senelerce ayakta kullandılar araba niyetine, banane.

yani nasıl desem, siz de duygu sömürüsü çirkeflik falan yapsanız yemez mi? ama kız kadar yapabilmek zor yav.
  • shiranai  (07.09.11 08:49:18) 
ben de tek benim babama mı özgü bu tip davranışlar diyordum ki yalnız değilmişim.

çocukluğumdan beri tam bir araba sevdalısıyım. ayaklarımın yetişmediği zamanlarda babamın kucağında kah direksiyonu tutarak, kah vitesi değiştirerek başladım, ayaklarım pedallara yetiştiğinden beri de araba kullanıyorum. bunda da hep babam desteklemiştir beni. her pazar boş arsalarda araba çalıştırırdı bana filan. ileri geri döner dururdum, taşlar dizerdi aralarından geçerdim filan.

ama ne zaman ki yaşım 18 oldu, ekonomik olarak da ona bağlı olduğum için tüm diretmelerime rağmen ehliyet aldırmadı bana. 20 yaşında ehliyet aldım.

babamda o zamanlar şirket arabası vardı. lazım olur diye de bir tane sıfır km de fiat almıştı benim ehliyetim varken. bir gün araba arkada otoparka yatıyorken benim de çok acil arabaya ihtiyacım olan bir zamanda arabayı istedim, vermedi. ondan sonra hiçbir şekilde muhabbetini yapmadım, istemedim bir daha. o fiat marka araba 2 sene sonunda satıldığında kilometresi 800'deydi. 1000 bile değil :) satın alan adam gözlerine inanamamıştı, aynı şekilde baktırmak için götürdükleri fiat servisi de inanamadı gözlerine.

@roket adam,
sonuç olarak, senin de benimki gibi kıl bi baban var, o zaman sen de gücün yetinceye kadar kendi arabanı alıncaya kadar bekliceksin, yapçak bişey yok.
  • sli  (07.09.11 10:21:45) 
teğmen mono, ingilizcesini yazamıcam rumuzunun.

güzel kardeşim kendin demişsin ehliyeti aldım arabayı hemen kullanmayı başladım diye ama kız arkadaşım tecrübesiz diye vermem diyosun. bu nasıl çelişki? siz ananızın karnından araba sürmeyi bilerek mi doğuyorsunuz da sizden gayrılar tecrübesiz oluyor? kadınların şoförlüğüne laf edene kadar etraftaki trafik canavarı taksicileri ve minibüsçüleri gözlemlemeni rica ediyorum.

bir de söylemeyi unuttum. benim peder hoze dediğinden beri özel ders alıyorum ehliyetim olduğu halde. şimdiye kadar 25 saat falan olmuştur, hoca her yere götürüyo. gidiyorum da. babaların ki sırf kıllık. allahtan korkmasam çalacam da arabayı, giderim de, ama anamın yüreğine iner diye korkuyorum.
  • shiranai  (07.09.11 11:18:44) 
Evet bir özel ders geyiği bizde de var, yıllardır lafı ediliyor bi özel ders olayının. Yıllardır da tamam diyorum ama bi türlü vakit bulamadık nedense.


  • roket adam  (07.09.11 17:05:38) 
[]

Technion / Israel Institute of Technology - Sizce okunur mu?

Bir master programı olduğunu düşünelim, hatta burslu. Sizce bir Türk olarak orada ülke açısından da stratejik öneme sahip bir master programında okunur mu? Yaşanır mı? Okunur/yaşanırsa nasıl olur, bu konuda tecrübesi olan var mıdır? Okul Haifa'da bu arada.




 
direk ajan muamelesi çekerler.


  • rentts  (03.09.11 16:57:49) 
Niye ajan muamelesi çeksinler ki? Ayrıca burs vereceklerini de sanmam aslına bakarsan. Orada bu önyargı ne durumda ve bir avantaja çevrilebilir mi onu merak ediyorum. Bir beyin fırtınası olsun istedim, başka yorumlar da bekliyorum :)


  • roket adam  (03.09.11 17:16:26) 
hiç düşünme saldır. israil hem devlet olarak hem de sektör olarak yenilikçi teknoloji konusunda en önde ülkelerden biri. büyük bir fırsat bence bu.


  • hyu  (03.09.11 23:00:42) 
ha bu arada bugün haber çıktı turistleri bile donlarına kadar soyup aramışlar.
www.medyafaresi.com
son yaşananlardan sonra orada bir eğitim geleceği düşünmezdim açıkcası, kendi güvenliğim açısından.
  • rentts  (05.09.11 14:36:16 ~ 14:37:16) 
[]

çıldırtıcı sifon içi sorunsalı

Selamlar,
ailemle kaldığım eve dönünce böyle çıldırtan bir şeye denk geldim yine. Normal seramik bir klozet ve üstünde yine seramik bir sifon su deposu (?) var. Şimdiye kadar çok farklı fiyat aralıklarında ve çok farklı kalitelerde "sifon içi takımı" denedik fakat maksimum 10 ay geçmeden sifon yine su sızdırmaya başlıyor. Artık babamla sifon tamir etmekten çok sıkıldık. Her 8-10-12 ayda bir yapı markete gidip, 80-100-120+ lira bayılıp, koca iki mühendis oturup sifonla boğuşmak istemiyoruz. Ve hayır böyle ufak şeyler için eve tesisatçı da giremez, bir nevi kuraldır, nettir bu.

Sormak istiyorum arkadaşlar, medeni ülkeler nasıl yapıyor bunu? Nedir bu işin püf noktası? İç takımlar 2-5-8 yıl garantili oluyor ama istisnasız hepsi sızdırıyor bir süre sonra, gerçekten çok sinir bozucu. Ne yapalım, ne alalım? Bir yol bulalım da şunu çözelim yahu. Herkes mi evindekileri 10 ayda bir değiştiriyor anlamıyorum ki. Biz mi çok kullanıyoruz sifonu. Çözemedik baba oğul yıllardır.

 
su tesisatıyla ilgili bizim de ilginç sorunlarımız var. musluk bozulur, sifon bozulur, alt kata su sızar, silikon atar, küvetin tıpası mahvolur ara ki bulasın vs vs..

siz yeterince test etmiş, sınamışsınız zaten piyasayı. benim ütopik ve tik (cevap bu) almayı hak etmeyen tavsiyem; sağlam bir firmadan komple yeni bir rezervuar almanız. kahreder su tesisatı sorunları ah. bir de iş başa düşüyorsa felaket... geçmiş olsun.
  • kisa bisey olsun istemistim  (02.09.11 23:56:26 ~ 23:56:48) 
arkadasin dedigi gibi sorun ic takimda olmayabilir. Hazninin alt deliginde yamukluk vs varsa ic takimin contasi yiprandikca sizdiriyo olabilir. Ayrica surekli ic takim degistirmeye gerek yok conta degistirseniz yeter. Bide belirtiyim sikca sorun cikartmasi normal degil bi kac yilda bir degismesi gerekebilir.


  • onexey  (03.09.11 00:01:16) 
Aynı şey mi bilmiyorum ama ben de yakın zamanda yaşadım böyle bir problem. En kaliteli iç takımlarından aldım 3 kere, üçü de bozuldu. Sonunda tesisatçı geldi ve bundan sonra hepsi bozulur dedi. Çözüm su saatine basıncı azaltıcı bir şeyler taktı, öyle geldi. Basınç fazla olduğundan bozuluyormuş. Benzer bir problem olabilir belki.


  • pokepoke  (03.09.11 00:24:17) 
sifon klozete tam oturmuyor yada contası eskimiş onexeyin dediği gibi başıma geldi.


  • mr fusion  (03.09.11 01:25:06) 
o sifon su deposu var ya? (küfür girişi gibi oldu alsdkjf) ona giden boruya bağlı vanayı kısın. yeni taşındığım evlerde ilk olarak yaptığım işlerden biri o içi değiştirmektir (eninde sonunda bozulacak çünkü). sifon normalde 30 saniyede doluyorsa ben 5 dakikada dolacak şekilde kısıyorum. rekorum iki sene ama eminim 5'e kadar yolu vardır (süreyi sınama şansım olmadı).


  • unbeknown the black  (03.09.11 02:11:34) 
10 senede iki kere değiştirdim sadece. suyu nereden kaçırıyor acaba, onu bulabildiniz mi?
şamandıranın ayarı bozuksa
www.paneldus.org
rezervuarın içine sürekli su dolar ve resimde görünen takımdaki üstteki mavi boğazdan sürekli su gelir. ordan kaçırmıyorsa dipten kaçırıyorsa mutlaka rezervuarı klozetten ayır (muhtemelen rezervuarın içinden vidalıdır)rezervuarın klozetle birleşen yerde bulunan alt taraftaki contaları da değiştir.
bir de rezervuarla klozetin marka bir şeyse. (bizimkisi roca ydı mesela) mutlaka onun iç takımını bul.
bir de
www.turkeyforum.com
  • vincenzo  (03.09.11 13:40:53 ~ 13:41:17) 
Çok teşekkür ederim arkadaşlar, haftasonu heyeti toplayıp sırayla deneyeceğiz verdiğiniz tavsiyeleri. Ama düşününce doğru ayarlanmamış sifonlardan yılda kaybedilen su miktarı çok çok yüksek olsa gerek, devlet buna bir şey yapması lazım.


  • roket adam  (03.09.11 14:30:42) 
sonuç?


  • unbeknown the black  (06.09.11 00:54:52) 
Yeni bir klozet içi takımı alıp taktık, kronometreye bastım, musluk basıncını bu kez çok düşükte sabitleyerek zaman tutuyorum :)


  • roket adam  (06.09.11 11:01:50) 
E sonuç? :)
İşe yaradı mı yani?

  • helal olsun ustasi  (27.01.14 22:22:24) 
Bir kez daha değiştirdik ve oradan taşındık. Yeni evde gömme rezervuar var.


  • roket adam  (28.01.14 08:22:52) 
[]

iPhoto eşdeğeri program for windoz

Soru başlıkta. Özellikle klasör yapısını albüm albüm ayırabilecek, fotoğraf tagleyebilecek ve geotagging denilen gps koordinatları kayıtlı fotoğrafları harita üstünde gösterebilecek ve hatta gerektiğinde manuel olarak koordinat bilgileri editlenebilecek ve hatta gerektiğinde facebook tarzı kişi bazlı tagleme yapılabilecek bir foto arşivleme programı arıyorum dostlarım. iyi tatiller diliyorum herkese.




 
picasa ?


  • world  (02.09.11 02:01:29) 
Ya picasa'yı kurdum zaten herkes picasa demiş. Ama ne yalan söyleyeyim hiç içime sinmedi, böyle ucuz java tabanlı dandik programlar gibi, zaten açılır açılmaz illa da arşiv yapıcam diye tutturdu anasını ağlatıyor şu an bilgisayarın. Halbuki ben kafama göre takılacaktım.

Lightroom da denemiştim, o da çok "arşivden" ziyade tek tek resim odaklı bi program.
  • roket adam  (02.09.11 02:09:19) 
  • ben smyrna  (02.09.11 12:37:30) 
[]

köprü ve otoyollar özelleştirilince bakım ve hizmet de...

...özelleştirilen firmaya mı ait oluyor? yani yolun asfaltı, bakımı vesairesi. artık bunlarla devlet uğraşmayacak değil mi?

yok, bu salt yatırım gibi bir şeyse, yani taksi plakası gibi, bir yükümlülük gerektirmeyen, yalnızca sermayeyi dayayıp gelir beklediğin bir yatırımsa, kimse de demiyor ki aga bu nedir?

ayrıca yurtdışında karayolu özelleştirmesinin durumu nedir?

ekleme: şimdi buldum, avrupa'da yaygınmış ve yapılıyormuş bu olay, şu study'de anlatmışlar detaylıca. diğer soruları hala merak ediyorum ama :)
www.ub.edu

 
Bunu ihale şartnamelerine göre dikkatlice izlemek lazım. Mesela bir otoyolun ki olmazken bir köprünün ki olabilir. Bakım masraflı para ve bakım masrafsız paralar ayrılabilir. Buna dikkat etmek lazım kimse ihale şartnamesini okumadan bir şey diyemez. İhale şartnameleri de ihale öncesinde para ile alınabilir belgeler fakat ihale sonrası bilgi edinme kanunu ile alabilirsiniz.


  • ernest everhard  (26.08.11 14:37:09) 
[]

nasdaq'ten hisse senedi satın almak için aracı kurum

önerebilir misiniz? aralık yüksek olmalı, gerektiğinde 100 liraya da 10000 liraya da çalışabilmeliyim. teşekkürler.




 
ata, global, finans nasdaq islemi yapiyor. komisyon oranlari ve minimum islem miktarini bilmiyorum.


  • modlar bu benim feykim silebilirsiniz  (25.08.11 03:05:39) 
[]

moda ve imaj danışmanı arıyorum. yok yok sadece ceket lazım aslında.

günlük hayatta genelde tişört/kot pantol ikilisiyle gezen bir herifim. tişörtlere çok önem veririm, yurtdışından falan getirtiyorum özellikle böyle kelime esprili 13 yaş altı @2 tişörtleri değil yani. fakat şöyle bir sorunum var. kurumsal ortamlara artık yavaştan hafif kaçtığını hissetmeye başladım ve ne yapsam dedim, gömlek denedim yakıştıramadım falan, en iyisi dedim spor ceket alayım ben tişört üzerine. fikir olması açısından ara ara okan bayülgen üstünde bu tarz ceket/tişört görüyorum. her neyse, h&m, bershka ve zara'dan baktım ama dar kalıp yapalım derken omuzlar aşırı düşük duruyor (yapılı bir adam da değilim zaten), bir gariplik var.

bana öyle bir ceket bulalım ki, tişörtlerle gitsin, spor ve hafif dar olsun, özel yapım olmasın o kadar para veremem. deri de olmasın, kahverengi spor deri görünümlü ceket ile bu işi çözüyordum ama istanbul sıcağında aralığa kadar giymenin imkanı yokmuş bunu anladım gelince.

ve hayır, takım elbiseyi kendime maalesef yakıştıramıyorum, gömlek de arada bir ancak, yok arkadaş gömlek buldum sana süper derseniz onu da postlayın tabii, bakalım neden olmasın.

cevaplar için teşekkür ederim şimdiden.

 
ceketle rahat ettiyseniz, ince kolsuz ceketleri deneyebilirsiniz.


  • AdamFawer  (22.08.11 02:40:52) 
O nasıl ki? Fotoğraf linki falan da verebilirseniz çok sevinirim.


  • roket adam  (22.08.11 02:43:49) 
ben de aynı senin gibiyim. tişört ve kot herşey için yeter.

ince kolsuz ceketler seni sadece mal gibi gösterir

bir sürü blazer spor ceket var. lcw, boyner bak araştır bulursun.

ben de 2 ceket var. bir tane derimod kahverengi deri soğukta giyiyorum, bir tane lcw kahverengi ince
  • wessago  (22.08.11 02:45:06 ~ 02:46:17) 
keten ceket, candır, canandır


  • kuduz balik  (22.08.11 02:46:16) 
yaz için dar kesim keten ceket, kış için kadife-fitilli kadife ceket resmen şa-ha-ne oluyor erkekte.

kiğılı uygun bi alternatif olabilir fiyat/performans açısından
www.abdullahkigili.com.tr
  • delfina  (22.08.11 02:47:17 ~ 03:00:09) 
giyim.gittigidiyor.com

şurda da var güzel, spor bişeyler
  • delfina  (22.08.11 02:49:33) 
selam,

www.thesartorialist.com
uncrate.com

şu adreslere de göz atabilirsin.
  • weeping guitar  (22.08.11 02:49:59) 
Kığılı çok baba tarzı gibi geliyor, çok ciddi değil mi sizce de? Diğer linklere bakıyorum kaydettim favorilere de. Direkt olarak model/foto/kişi/örnekleri verebilirseniz de daha iyi olur tabii :)


  • roket adam  (22.08.11 03:09:25 ~ 03:13:19) 
dur ben anladım seni göstericem istediğin modeli


  • jupri  (22.08.11 03:14:30) 
  • kenar  (22.08.11 03:16:25) 
  • jupri  (22.08.11 03:17:02) 
LcW örneği güzel ama, dikkat edilmesi gereken asıl konu bence şu; vatkasız olanlar (vücutçu değilseniz veya yapısal olarak geniş omuzlarınız yoksa) çok kötü duruyor. omuzları dik ve geniş gösterecek vatkalar muhakkak olmalı derim.

son linkte verilen nejat işler'in ceketleri gibi misal. onlarda da var destek
  • delfina  (22.08.11 03:29:47 ~ 03:45:08) 
[]

istanbul fethiye arası en duble yol

böyle bir yolculuğa çıkıyoruz bu cumartesi, şimdi malum bayram trafiği, herkes yorgun, o bir gidiş bir dönüş 5 metrelik saçma sapan yollardan gitmek istemiyorum.

bu iktidarın çılgınca reklamını yaptığı duble yollardan ve otobanlardan mümkün olduğunca faydalanmak suretiyle hangi güzergahtan gitmemi önerirsiniz?

maps.google.com'un directions özelliğini kullanabilirsiniz tarif ederken. çok teşekkür eder gözlerinizden öperim.

 
yollar duble evet. aslında tarif edilecek bir şey yok, klasik yalovaya feribotla (eğer dolaşırım diyorsanız kocaeli fln sizin biliceğiniz iş) tabi çok çok çok sıra olacak feribotta bayram olduğu için.

oradan izmir tabelalarını takip ederek gideceksiniz, ordan muğla tabelaları fethiye tabelaları. şimdi yolu çizsem gmap den yanlış olacak muhtemelen. ben hiç gitmemiştim daha önce böyle tabelalara baka baka gittim sorun çıkmadı. epey güvenilirler yani, yollar da iyi.
  • liriamer  (22.08.11 02:10:24) 
Hmm, sen buradaki D565 rotasını öneriyorsun yani, bir inceler misin rica etsem? Tıkladıktan sonra birkaç saniye beklemen lazım tam açılması için.

maps.google.com

Diğer yandan alet 2 farklı rota daha çiziyor, biri Kütahya-Isparta, diğeri eskişehir'in ucundan daha da dolanıyor, cidden emin olamadım hangisi iyi.
maps.google.com

100 km kısa olmasına gerek yok, mümkün olduğunca duble olsun istiyorum. Diğer yollar çok korkutuyor beni.
  • roket adam  (22.08.11 02:20:51 ~ 02:21:50) 
yollar boktan kardeşim. muğladan sonrası işkence. yol yapım falan da göreceksin. karayollarının bildirdiği yol çalışmalarına da inanma. Ya da karayollarının haberi yok onu bilemeyeceğim.
edit: senin cevabı şimdi gördüm
2. güzergah daha iyi. Burdur da duble yoldan ayrılacaksın ama yol düzdür.
Bi nebze...
  • beyninin üstüne oturan yazar v2  (22.08.11 02:29:13 ~ 02:33:25) 
Aaa haritayı buldum. Eğer bu doğruysa izmir üzerinden gitmek en mantıklısı gibi.

www.kgm.gov.tr
  • roket adam  (22.08.11 02:36:36) 
bandırma üzerinden balıkesir
sonra manisa
ordan "izmir"
izmirden otobana girip "aydın" tabelalarını takip
aydında otobandan çıktıktan sonra "çine"
ordan muğla
ordan fethiye
  • sli  (22.08.11 10:50:23 ~ 10:50:37) 
Aydın-Çine
Çine - Muğla
Muğla - Sakar Geçidi
Köyceğizi geçtikten sonra Fethiye'ye varana kadar yollar yer yer karşı şeride geçiyor. Fethiye yolunda epey mıcır var. Dikkatli gitmenizi öneririm.
  • plastik turambar  (22.08.11 17:43:17) 
[]

iTunes Store Türkiye'den müzik alımı

Niye mümkün değil ya? Türk kredi kartımla türk hesabımdan kolayca app, book veya podcast alabiliyorum, ama müzik yok. Music Store diye bir şey yok. Var mı bunun bir püf noktası?




 
İki farklı acc kullanmam şart yani?


  • roket adam  (20.08.11 03:09:15) 
değil, sadece ebay'den kod alıp hesabınıza redeem edeceksinz.


  • Sabac  (20.08.11 03:22:44) 
[]

Windows XP için kullanışlı keylogger

bilen var mı? Tüm keystroke'i text halinde vermesin de biraz daha kullanışlı olsun mümkünse. Anne dostu olmalı. Teşekkür ederim.




 
goo.gl Bunu kullanıyorum ben kendi bilgisayarımda. Çok ayarı var. Güzel bişey. Anne dostu derken bilemedim iş görür mü?


  • ben smyrna  (15.08.11 01:21:49) 
Aslında böyle daha detaylı raporlama yapabiln bir şey düşünmüştüm. Bunu da deneyeceğim. Başka fikri olan varsa da yardırsın çekinmesin :)


  • roket adam  (15.08.11 02:02:46) 
[]

mars athletic club'da aylık üyelik var mı?

kanyon şubesinde özellikle.
teşekkürler.



 
aylık yok ancak zaman zaman kısa süreli programlar yapıyorlar.


  • skplgl  (08.08.11 23:55:31) 
[]

öğrencilere vize ücreti kalktı mı ki?

schengen bölgesi için öğrencilere vize ücreti kalktı mı? turistik schengen için başvuru ücreti ödeniyor mu?
teşekkürler

edit: şuna ithafen: www.eksisozluk.com

 
ödeniyor.

edit: ben o tarihten sonra öğrenci belgemle ispanya'ya başvurdum vize alabilmek için. böyle bir durum olduğundan da haberim yoktu. ama hiçbir yerde "ücret almıyoruz" ya da "öğrenciysen ücret alınmıyor" diye bir şeyi ne okudum ne de duydum.

konsolosluk sitelerine ya da kapıya astıkları kağıtlara bir göz atmak gerek.
  • demcan  (03.08.11 00:29:54 ~ 00:37:29) 
Öğrencilere vize ücreti kalktı schengen için. Ancak şöyle bir durum varmış. Eğer gideceğin ülkeye eğitim amacıyla gidiyorsan schengen vizesi için ödeme yapmıyorsun. Ama öğrenciysen ve turistik gezi için gidiyorsan vize ücreti alıyolar malesef. Açıkçası biraz saçma geldi bana da. Yani, milyarları gözden çıkarmış ve eğitim almak için uzun süreli giden birinden vize ücreti almamak ve kısa bir tatil için harçlıklarıyla yurtdışına gitmek isteyen iki gence niye bu kadar adaletsiz davranılır ki? Biz de insanız be...


  • Cimo  (03.08.11 01:08:48) 
ben zaten vermedim ki 2007 de.

oturum alirken veriyorum sadece.
  • serabetan  (13.08.11 10:38:26) 
[]

VWorker - RentACoder'ın iş modeli

Selamlar duyurunun cevval coder^'ları
bahsi geçen site geliri nereden elde ediyordu hatırlayan var mı? Gittigidiyor tarzı bir sistem kurup aradaki aktarımdan pay mı alıyorlar? Yoksa farklı servisleri mi ücretlendiriyorlar, nedir?
sağolun varolun


 
gg mantığı, iş biter, para alınır, aracı site de parayı alır


  • bonjurkes  (01.08.11 01:19:06) 
Komisyonları ne kadar peki? Ayrıca ek farklı gelirleri var mı?

Bir de bu tarz siteler satıcıların aracıyı aradan çıkarmasını nasıl önlüyorlar ki?
  • roket adam  (01.08.11 01:20:32 ~ 01:21:04) 
belirli bir oran var, siteye göre değişiyor. Teklif edilen rakam = 3 dolar, komisyon = 30 cent, elinize geçecek para = 2.70 dolar şeklinde belirtiliyor.

Gittigidiyor mantığı, mesajlar takip ediliyor, taraflardan biri aracıyı aradan çıkarmaya çalışırsa öbürü şikayet edebiliyor vs.

Bi de zaten internetteki sanal şeylerin ödeme olayı gayet sorunlu, ödemeler olmuyor, %50 si ödenip taraflardan biri arazi oluyor vs. o yüzden bildiğim kadarıyla aracıya ses çıkarılmıyor pek
  • bonjurkes  (01.08.11 01:37:18) 
[]

clairvoyance

kimdir ya da nedir bu ya? anladığıma emin olamadığım tek olay bu sözlükte.




 
clairvoyance, (olmayan) basliklarla ilgili basliklari gosteren fonksiyona ssg'nin verdigi ad.

clairvoyant'i soruyorsan, ssg'nin 99'da sozlugu yapip ithaf ettigi hatun kisisi.
  • fader  (01.08.11 00:49:07) 
ssg adem, clairvoyant da havva oluyor. clairvoyance için

(bkz: clairvoyance gururları)
  • jangara  (01.08.11 00:51:05) 
clairvoyance gerçekten çok başarılı bir sözlük olayıydı yalnız başlıkta ssg'nin hava attığı kadar var. zaten ssg'nin tek başarılı olduğu şey kod yazmak galiba.


  • esenboga  (01.08.11 00:57:53) 
Vay anasını. Ben de öyle düşünmüştüm ama emin olamamıştım. Kadınlar cidden çok güzel şeylere vesile oluyorlar ya :)


  • roket adam  (01.08.11 00:59:15) 
clairvaynt olayını anlamadm desem :D nedir yani bu başlık altına ssg nin yazdıkları, "yok böyle bişi" falan. nedir lan bu.


  • thugster  (01.08.11 01:04:48) 
ssg"nin force ini gösteren bir nevi mind trick..huzur jedide..


  • portakaldakivitamin  (01.08.11 01:36:49) 
clairvoyance sozluk ici baslik onerme zimbirtisiydi. siz bir harf hatasiyla imam dugumu yazinca basliga,

yok boyle bi$i
lakin $oyle bi$eyler var belki alakalidir:
imam dugunu
iman dugumu
liman gugumu
insan duyumu
iflah doyumu

seklinde bes tane baslik onerirdi. %90 oraninda da tuttururdu. sonra nolduysa bir gun clairvoyance bizlere veda etti. simdi onun yerine:
böyle bir şey yok. ama olabilir de.
yaziyor.

bir de (bkz: komik clairvoyance mesajları)
  • thunder thunder thunder thundercats  (01.08.11 02:46:17 ~ 02:47:54) 
clairvoyance, o uygulamaya ssg'nin verdiği isim değil yanlış bilmiyorsam. yani uygulamaya clairvoyance deniyordu ama ssg kız arkadaşına jest olsun diye öyle bir isim verdiği için değil. o uygulamayı o dönemde sözlükte moderatör ve de coder olan clairvoyant kişisi yazdığı için clairvoyance deniyor(du). yanılıyorsam düzeltiniz.


  • kibritsuyu  (01.08.11 10:50:44) 
yok böyle bişi ve ssg clairvoyant'i seviyo tarzı bir şey de çıkıyormuş zamanında, öyle olmayabilir belki.


  • roket adam  (01.08.11 19:05:06) 
[]

web sorusu: web platform installer

şimdi usta,
internete kapalı, yalnızca yerel ağda kullanılmak üzere sanal bir intranet sunucumuz var. bu sunucudan, iis & tomcat üzerinden bir yazılım yayınlayacağız "iç kullanım için", yani yalnızca intranet kullanacak bunu. iis ile tomcat bağlantısını yapmak için, application request routing ve url rewriting yapmamız gerekiyor, bu ikisi için de iis üzerine ufak bir eklenti yüklüyorsunuz.

bu eklentiler, yalnızca microsoft'un özel olarak geliştirdiği inanılmaz bir teknolojili bu installer üzerinden yüklenebiliyor: microsoft web platform installer. microsoft, tüm bu ufak tefek eklentileri, .net framework falan da olmak üzere "yalnızca" bu installer ile yüklenebilir bi biçimde yayınlamış.

sistem şöyle işliyo, diyelim ki .net framework veya arr indireceksin, alıyorsun önce web platform installer'ı indiriyorsun, sonra onu yüklüyorsun, çalıştırıyorsun, diyorsun ki ben şu programları istiyorum listeden seçiyorsun, o sırayla yüklüyor.

sorun nerede: bu gerizekalı beyinsiz insanlar offline yükleme seçeneği koymamışlar. onlara göre, iis kullanıyorsan internete açmak zorundasın, intranete proje yapılamaz. bu web platform installer boku üzerinden yüklenen şeyler hiç bir şekilde ayrı/offline olarak kuramıyorsun.

internet bağlantın yoksa sıçtın. internetin yok olamaz. uluslararası bir şirketin öküz gibi firewall kurallarına uymaya çalışamazsın, her makina internete açık olacak.

ms destek forumlarında çemkirmişler, destek elemanı yazmış: tek bir yol var, o da önce internetli bi pc'ye kurup, installer'ın cache olarak tuttuğu klasörü bulup, msi dosyalarını çekip (bitmedi burada, msi dosyalarını tek çalıştırınca "önce web platformla açıcağğn hacı" çekiyo) programın binlerce satırlık xml dosyasında tüm programların yolunu ırzını soyunu sopunu belirtip, web platform installer'ı özel bilmemne komut satırı ile açmak ve olması için dua etmek. olmuyor tabii ki.

şimdi soruyorum, allah rızası için çıksın, birisi desin ki "o offline kurulmuyo çünkü şöyle bi sebebi var", sen yetosun desin, kendime geleyim. kafayı yedim çünkü 4-5 saatte. gerizekalı herifler ya.

ya arkadaş, bir mühendis nasıl bu kadar beyinsiz olabilir ya? destek forumlarında bir de yazmışlar yok efendim bir sonraki sürümde gelecek isterseniz xml dll bilmemneyle oynayın olur belki. ya arkadaş testis mi geçiyorsunuz benimle? offline install nasıl olmaz ya?

lütfen biri çıksın açıklasın yoksa sinirden kendimi kesicem. bir dünya işin üstüne bir de bununla uğraşıyorum allah belasını vrsin microsoft'un. gerizeekalı herifler.

 
yapmamış işte. yapacak bir şey yok. microsoft bu. tekel. canı ne isterse onu yapıyor.


  • ben smyrna  (26.07.11 23:43:40) 
web platform installer'in offline'i yok bu kesin, neden dersen web platform installer'a setup yaziyorum. Adamlar yazmamislar, yok yani :).

web platform installer ile neyi yukluyorsun? bunun web platform installer ile olmayan release'i hic mi yok?

eger msi'larin configuration'u yoksa (yani msi'a double click ile calistirabiliyorsan) o zaman install etmek icin sectikten sonra install ekraninda neyi ne sirayla install edecegini web platform installer gosterir.

Sen bana bi ulas, bir bakayim ne yuklemeye calisiyorsun?
  • compumaster  (27.07.11 00:27:28) 
[]

Çok Pro Elektrik/Elektronik/Embedded Yazılım Sorusu

Merhaba,
elektriğin anlık tüketimini baz alarak, o an çalışan/çalışmaya başlayan elektrikli aletleri "tanıyabilecek" bir yazılım algoritması yazmak mümkün müdür? bu aletler çalışırken bir pattern ortaya çıkartacak şekilde mi dalgalandırırlar tüketim grafiğini?

ek: tanıyabilecek, yani şu an ütü çalışmaya başladı, aynı anda buzdolabı çalışıyor gib. bunların pattern'leri önceden sisteme tanıtılmış/öğretilmiş olur muhtemelen, tabii böyle bir şey varsa.

Cihaz mikrosaniyelere varan düzeyde ölçebiliyor bu arada elektrik tüketimini. Bir akıllı sayaç olduğunu düşünelim aletin, sensör falan yok, iç şebekenin son noktasına takılıyor ve tüm elektrik üzerinden geçiyor, sayıyor.

Ek: Bu yapılmış ve patentlenmiş bir şey, nasıl yapıldığını anlamaya çalışıyorum.

 
ben şöyle şey ettim. cihazlardan bir kablo yardımıyla mesela usb yardımıyla bilgisayara aktarılır hepsine ayrı bi görev tanımlanır o görevler işleme geçince bilgisayarda uyarı verir.

yani böyle bir şey mümkündür. ama grafik olarak nasıl çıkar ortaya onu anlayamadım.
  • altini ser incisi ker  (22.07.11 23:24:40 ~ 23:32:32) 
Hayır, o şekilde yapılır zaten, herhangi bir sensör falan yok.

Bak şöyle düşünün, elektrik sayacı var ya hani evde. Geçen tüm elektriği ölçüyor. Öyle bir algoritma var ki, elimizdeki "toplam güç" verisinden çalışan aletleri ayırt edebiliyor.
  • roket adam  (22.07.11 23:37:41) 
OLmaz o iş pamp.
atıyorum 150kw;
140+10(lamba+abajur)
yada 70+80 kw çalışıyor olabilir.
Ola ki ses sistemi taktığını varsayarsan. Değişkenler??
yani candy shop'u son ses açar, senin yazılımla sevişebilirim.
  • benlik bu kadar  (22.07.11 23:47:43 ~ 23:49:04) 
cihazin sebekeye 'kattigi' dalgalanmayi olcup hesaplayip pattern'e oturtuyor olabilir? utu ve motor gercek ornekler ise, biri duz resistans, oteki de motor, ikisinin pattern'i oldukca farkli. ama klasik transformatorleri birbirinden ayiramaz sanirim, ya da aktif pfc'li cihazlari (duzgun pc psu'su, vb) nasil algilayabilir bilemedim. (ne elektrikciyim ne elektronikci)

edit: bahsettigim pattern sebekedeki cihazdan kaynakli feedback yani, yoksa guc tuketim pattern'i degil. ha, ona da yardimci olmasi acisindan bakilabilir belki ama isleri gereksiz yere karistirir gibime geliyor.
  • disq  (23.07.11 02:18:01 ~ 02:20:05) 
Disq, işte ben bunu doğrulayabilecek birini arıyorum aslına bakarsan. O tarz bir durum var büyük ihtimalle.

Cevaplanması gereken soru şu: her elektrikli cihaz, bir karakteristik özellik olarak böyle bir pattern'e sahip midir, yani bu pattern'i belirleyip cihazları ayırabilir miyiz. Cidden çok ekstrem bir durum, Bosch'un silikon vadisindeki araştırma merkezinde patenti daha çok yeni alınmış sistem, çok aklıma takıldı.
  • roket adam  (23.07.11 02:26:36 ~ 03:03:35) 
eğer öğretilirse bir yere kadar tanıyabilir.

ama öğretilmediği takdirde bu bir buzdolabı bu bir klima diyemez. ikinci bir sorun ise tesadüfen aynı anda iki cihazın çalışma olasılığı. klimanın kompresörü ile buzdolabının kompresörü aynı anda çalışmaya başlayabilir. ve sistemin kafası karışabilir.

yapılmış patentli birşey ise reverse engineering tavsiye ediyorum.

hiç araştırmadan şu an akılma gelen bir fikirdaha. uzun metrajlı kabloların ve transmisyon hatlarının testinde kullanılan TDR denilen bir yöntem vardır (bkz: time domain reflectometry) bu alet şebekeyi önce yüksek frekanslardan filtreleyip daha sonra anlık yüksek frekanslı sinyaller gönderip bunların yansımasına bakıyor olabilir. bu yöntem ile olabilir gibi geldi bana.
şu an akl
  • orpheus  (23.07.11 02:53:16 ~ 02:57:03) 
Hmm. Peki bu bahsettiğimiz tanıma işlemi neyin pattern'ini baz alıyor olabilir? Anlık elektrik tüketimi midir? Yoksa farklı bir parametre midir?

Ayrıca TDR olabileceğine pek ihtimal veremedim gibi ama ben de konu üstünde pek bilgili sayılmam (elektrik/elektronik)

Kendi çalıştığım şirketin ürününe reverse engineering yapamıyorum maalesef üstüne alet ortada yok zaten, hatta ortada bir alet de yok, böyle bir "algoritma" var, aleti üstüne çalıştığım departman inşa ediyor diyeyim. O yüzden beyin fırtınasından başka çaremiz yok şu an için.
  • roket adam  (23.07.11 03:10:58 ~ 03:15:46) 
eğer sadece yükün şebeke üzerinde oluşturduğu etkiyi kaydediyor ise benzer cihazları ayırd edebileceğini sanmıyorum. örneğin aynı evde 100w gücünde 5 adet ampül olabilir ve bu sistem bunları birbirinden ayıramaz.

ama yansımalı sistemde giden ve gelen sinyal süreleri uzaklığa bağlı olarak farklı olacağıdan bana daha olası geldi. bu arada tdr ile cm cinsinden ölçüm yapılabilir.
  • orpheus  (23.07.11 03:48:39) 
Hmm. Teşekkürler bu aklıma yattı gibi. Farklı fikirleri olan varsa da konu kapanmış değil, beyin fırtınası yapmaya devam.


  • roket adam  (23.07.11 04:07:37) 
Açılışları esnasında hattın fft'sini alırsan belki farklar bulabilirsin değişik aletler arasında.


derken şunu buldum :
www.engg.uaeu.ac.ae
  • skatheist  (23.07.11 05:30:16 ~ 05:32:33) 
Signal Processing ile geleceği öngörmek bile mümkün. Dediğin sistemde çok ciddi arge çalışması gerekiyor.

Çekilen akımın ve gerilim dalga şeklini fourier serisine açıp kontrol ediyordur, kompanzasyon sistemlerindeki gibi güç faktörünü takip ediyordur, @skatheist'in dediği gibi fft ile analiz de yapıyor olabilir, otomatik kontrol sistemlerindeki gibi pid kullanarak kompanzasyon katsayılarına bakıyor olabilir.

Lambaları bile tek tek ayırt edebilir, kullanılan aydınlatma cihazlarının çoğu standart güçlerdedir, milisaniye bazında sinyal incelenebildiği için bunları da ayrı ayrı kontrol edebilir.

Klima, buzdolabı, sebil gibi cihazlar da güçlü harmonikler oluşturacağı için hepsi ayrı ayrı tespit edilebilir.

Sistem kurulumunda cihazlar tek tek çalıştırılarak ilgili gömülü sistemin işi kolaylaştırılabilir.

Benden bu kadar.
  • kimlanbu  (23.07.11 12:22:40) 
Çok teşekkür ederim, az çok kafamda canlandı nasıl çalıştığı. Adamlar neleri düşünmüş, helal olsun valla :)


  • roket adam  (23.07.11 16:22:09) 
Hala hatırlayan varsa, bugün Techcrunch'da şu haberi gördüm. Belli ki benim staj yaptığım şirket bu konuda tek değilmiş:

techcrunch.com
  • roket adam  (01.10.13 11:57:54) 
[]

VCD & RST okuyan veya sinemaya gönül vermiş kimseler, sorum sizlere

selamlar,
elimizde çok titrek ve oynak bir video kaydı var farzedelim. cmos sensörlü boktan bir cep telefonuyla çekilmiş. bunu post processing'de adam edebilmek için bir yol var mıdır? mümkün olan en amatör yollardan mümkünse, ama vegas yükle falan derseniz de yüklerim elbet. plug in falan da olabilir.

steadycam kullanma ihtimalim sıfır diye düşünelim mümkünse.

Hatta örnek video (mümkünse HD açın) www.youtube.com

 
vcd ci olarak şöyle diyeyim, eğer orjinal görüntün bok gibi ise, üstünde ne kadar çalışsan da adam olmaz o görüntü


  • bonjurkes  (20.07.11 02:22:00) 
Örnek video koydum mesela.


  • roket adam  (20.07.11 02:27:40) 
Az kadrajdan yiyerek ciddi ölçüde azaltabilirsin titremeyi.

Al bir örnek :
www.youtube.com
www.youtube.com
  • skatheist  (20.07.11 06:13:15 ~ 06:15:35) 
izledim görüntüyü, tamamen kurtarılamaz o görüntü titreme anlamında ve kadrajdan çok yenmesi gerekli.


  • madyb  (20.07.11 08:18:12) 
[]

burun tıkanıklığı

daha önceden pek bilmediğim bir şeydi, son bir iki aydır neredeyse her gece. bazen "dolduğu" hissiyle nefes alamıyorum, bazen içeride bir şey yok, ama yine nefes alamıyorum, tıkalı gibi. aldığım nefes yetmiyormuş gibi geliyor. az buz araştırdım, fiziksel bir sorun yoksa psikolojik olabilir, stresli dönemlerde oluyor diye okudum. fiziksel sorun çıkar mı ki 21'den sonra... nefes aldığımı düşündükçe nefes alamıyormuşum gibi hissediyorum. bir nevi şu static.fjcdn.com

bir duyuruya sorayım dedim. teşekkürler şimdiden.


 
deviasyon belki sorunun cevabi buradadir. bir kbbye gorun derim. ayrica alerjik bir seyler de olabilir. kendimde var bu dediklerim oradan biliyorum. ayrica sigara da kullaniyorsan hepsi birlesip combo yapiyor.


  • juve  (19.07.11 06:30:02) 
kendine bi buhar makinesi al


  • mahnita  (19.07.11 09:23:12) 
doktora gidene kadar otravine mentol hayat kurtarır. eczaneden 5 lira civarı bi paraya alabilirsiniz. yalnız bağımlılık yapan bi ilaçtır onuda söyliyeyim


  • okseotu  (19.07.11 11:35:29) 
[]

avrupa ülkesinde kaçak kalmak

fark ettim ki ayyylardır kimse tek bir sefer pasaport kontrolü yapmadı almanya içerisinde. fazla dikkat çekmeden yaşasak, çalışmadan kalsak, parayı türkiye'den alsak, yıllarca böyle yaşanır gibime geliyor. gözden kaçırdığım bir nokta mı var acaba?

elbette böyle bir planım yok ta aklıma geldi yani gece gece nerden çıktıysa.


 
bana da oyle gelmıstı.


  • bryan fury  (17.07.11 03:50:14) 
Yalnızca işe girerken istediler pasaportumu. Onun dışında sıfır, ne yurt, ne ev, ne banka, ne kredi kartı. Bankaya türk kimliğimi verdim hatta.

Vizesi bitenler sisteme düşüyorsa, büyük ihtimalle polis kaçak olanları gidip bizzat aldırıyordur evinden gibi geliyor bana açıkçası. Başka türlü boku çıkar yani, turist olarak gelip hayatı boyunca burada kalmaya razı olacak insanlar var.
  • roket adam  (17.07.11 03:52:30 ~ 03:53:14) 
bi sekilde polis kontrolune ya da resmi her hangi bir seye denk gelirsen tekmeyi basarlar heralde. bi daha da almazlar.


  • nawres  (17.07.11 04:32:23) 
turist olarak gelip havaalanindan cikar cikmaz pasaportunu yakan afrikalilarin hikayesini duymuslugum var. dogru mu yoksa sallama mi bilemiyorum.


  • roadrunner merlin  (17.07.11 06:00:03) 
merlin. haklısın. sadece almanya için değil, iltica edenler aynen dediğini yapar. hatta yiyenler(şaka değil), denize atanlar (gemi ile gelen) de var. maalesef insanlar çaresiz kalınca böyle durumlara düşebiliyor. açlık parasızlık sefalet...


  • ben smyrna  (17.07.11 06:58:52) 
benim meksikalı arkadaş 8 ay boyunca kaçaktı, hiçbir sorun yaşamadı. ama ne olacağı belli olmuyor işte polisle işin filan olursa o an sıçabiliyorsun. barda kavgayla alakası olmamasına rağmen bi kavgaya denk gelmiştik ve ertesi gün polis odasına geldi sonra kaçak olduğu ortaya çıktı. ülkeden çıkarıldı.


  • madyb  (17.07.11 08:39:06) 
yıllarca öyle ya akrabaların tanıdıkların yanında sığıntı, yük olarak yaşanır ancak. hadi bi tanıdık kaçak çalıştırdı diyelim. yine de işveren için de büyük risk. kendi evini tutamazsın, resmi olarak çalışamazsın, işsizlik yardımı alamazsın, kendine ait bir hayatın olamaz yani. ayrıca evet, yabancılar polisi ülkeyi terk ettiğinden emin olamazsa önce turist vizesiyle kayıtlı olduğun adrese bakacaktır. bir trafik çevirmesine denk gelirsin veya içinde bulunduğun araç bir kazaya karışır falan. karakola gitmeni gerektirecek en basit meselede aynen tekmeyi yersin.


  • quasiromantic  (17.07.11 15:08:50 ~ 15:09:27) 
Ama teorik olarak fazlasıyla mümkün bir şey. Enteresan cidden.


  • roket adam  (17.07.11 15:17:23) 
[]

Paraya ihtiyacı olan, ingilizce bilen öğrenci, vesaire, amatör çeviri işi

VERİLDİ--VERİLDİ--VERİLDİ--VERİLDİ--VERİLDİ.

Merhaba arkadaşlar,
bu ilanı daha önceden de açmıştım, fakat ne yazık ki işi alan arkadaş "teslim tarihine 1 gün kala" ailevi sorunları çıktığını ve işi yapamayacağını belirtti. Şu anda öncekinden çok daha zor bir durumdayım.

Bir depolama firmasının internet sitesi, 6 modelin kullanma kılavuzu, katalog ve broşürlerini içeren komple bir iş var elimde ve zamansızlıktan ötürü ben yapamıyorum, dedim ki madem ben yapamıyorum paraya ihtiyacı olan bir öğrenci arkadaşıma yönlendireyim.

EKLEME: Bilgisayar & network alt yapısı gerektirebilir biraz.

Ücret 100-150 lira civarı diye düşündük, "tamamdır hacı, ben bu bilgisayar olaylarını severim, ingilizceden türkçeye de çeviririm, sıkıntı olmaz, teslim tarihlerine uyarım, kimseyi ortada bırakmam" diyorsanız, ----- adresine Çeviri Ekşi Duyuru konulu bir mail atın.

Çeviri tecrübeniz varsa, onu da mailde belirtirseniz sevinirim. Öğrenciyseniz bunu da belirtin mümkünse, öğrenciler öncelikli.

Teslim tarihi ilk yarı için bu cumartesi - ikinci yarı için önümüzdeki cuma bu arada, teslim tarihlerine mutlaka ama mutlaka uymanız gerekiyor.

Maillerinizi bekliyorum.

Edit: Alan arkadaşlar kabul etmeseler bile en azından bir cevap yazarlarsa mutlu olurum.

 
biraz havada kalmis,

toplam 2 hafta surecek bir is degil mi? gecici yani ?
  • inancsiz deve  (12.07.11 18:43:00) 
Evet. Diğer yandan referans olarak bizi gösterip yeni iş alma şansınız da var tabii bu tarz durumlarda.


  • roket adam  (12.07.11 18:44:27 ~ 18:48:05) 
bu iş için teklif ettiğin ücret düşük gibi sanki.


  • cinnetgecirensenersen  (12.07.11 19:17:20) 
Amatör olarak tercüme eden biri olarak söyleyeyim, 6 modelin kullanma kılavuzu, katalog ve broşür vs diye iş tanımı verilmez.

Şu kadar sayfa hatta şu kadar kelime ingilizce çevirisi yapılacaktır,

Ben 1 ay deadline ı olan 3 sayfalık bir site tercümesini 2 sene önce 50 liraya yapmıştım, o da ayıp olmasın diye.

O fiyata tercüme yaptıramazsınız, ancak google translate çalışır o paraya
  • bonjurkes  (12.07.11 19:31:52) 
Teşekkür ederim yorumlarınız için. Ben bu paraya çalışıyorum, işi alan benim yani. Öğrenciyim ben de. Bu sıra staja başladığım için ve bu işle uğraşacak vaktim olmadığı için başka birine yönlendirmek istedim. İşveren falan değilim yani. Keşke bana da 3 sayfaya 50 lira verip, 1 ay da vakit verecek insanlar iş verse, ama öyle bir patron bulamadım maalesef. Hatta iletişim bilgilerinizi atarsanız sizin için bile çalışabilirim.


  • roket adam  (12.07.11 19:40:17 ~ 19:40:36) 
herkes hakli burda, ama 150 lira bu devirde kahve parasi oldu


  • inancsiz deve  (12.07.11 19:45:26) 
İşi aldılar arkadaşlar, teşekkür ederim ilginiz için.


  • roket adam  (12.07.11 19:58:53) 
asla kötülemek için söylemiyorum ama bu şekil düşünenler olduğu sürece herkes zararlı bu işten. profesyonel çevirmeni de öğrencisi de. yazık emeğe, emeğine.


  • cinnetgecirensenersen  (12.07.11 20:03:59) 
Öyle abi, haklısın. Ben de isterim daha çok kazanayım yani. Ama öğrenci olarak, iş fırsatı doğmuşken bana, gidip te patrona "e ama çevirmenler sayfası 30 lira alıyor onların piyasası düşmesin" diyemiyorum ki. Para lazım yani, ne yapayım. Sen der miydin?


  • roket adam  (12.07.11 20:14:23 ~ 20:19:26) 
öğrenci kısmı çok pis sömürülür.. (murphy yasaları)


  • zan altı  (12.07.11 22:06:15) 
[]

Cevabı Google'dan bulunabilen duyuru sorularını cevaplamayalım

Sanki hiç işim yokmuş gibi, her gün buraya girip soru cevaplarken kendimi gerizekalı gibi hissediyorum, zira birisi cidden gelip para verse, muhtemelen bu kadar girmem bu siteye. Ve burada beni en rahatsız eden şey: ÇOK UFAK ve kısa bir google araması ile bulunabilen binlerce soru sorulduğunda, kendimi salak yerine konulmuş gibi hissediyorum. Bu insanlar bu derece cahil olamaz. Oturun aratın kardeşim, adam mı çalıştırıyorunuz burada, oturup bunun için vakit harcamıyoruz yani. Neyse.

Örnek:
"Almanya vizesi lazım napayım" Google: Almanya konsolosluğu, gerekli belgeler

"Yurtdışından telefon getirtçem": Google: Yurtdışından telefon getirtme, Gümrük mevzuatı

"Ayfondört alıcam almanyadaki kuzenimden almanyada ne kadar?" Google: Germany iphone 4 price ve hatta almanya iphone fiyatı

Bu kadar basit yani. Hamal mıyız biz?

Bir de şu duyuru açıp detay vermeyenleri görünce kendimi intihar edesim geliyor.

"Almanya vizesi lazım nası alınır?" Nesin kardeşim sen, öğrenci misin işçi misin yazmamışsın ki.

"25000 tlye en iyi otomobil hangisidir" Sedan mı, HB mi, dizel mi, vites tercihi nedir, arkadaş iki bir şey yaz o fiyata kamyonet de alınır eşek filosu da kurulur

Bu ve bunun gibi şeyler. Hayır cumartesi cumartesi dışarı çıkmışım, eve gelmişim gerizekalı gibi yine ekşi duyuruyu açmışım, kafamı sikeyim. Şuraya iki uyarı bir şey koyalım. Ya da duyuruya script yazalım önce duyuru içeriini google'da aratıp bunu mu sormuştun kanka desin. Çok sinirliyim.

 
ben lmgtfy linki verdim birkaç tanesine de sildiler ayar oluyor diye :)


  • godless frog  (10.07.11 04:08:22) 
Bana geçen bir arkadaşım "abi sen almıştın, pasaport için neler gerekiyor diye mesaj attı. Ona diyemedim ama burada diyorum, "just google it". Sorduğu şeyi aynen aratınca yine gerekli cevabı bulunan kaç tane duyuru gördüm. Cevap veriyorum ama "google iyidir" gibisinden de ekliyorum. Bundan sonra sadece öyle bir şeyler yazarım sanırım. Ben de gıcık oluyorum evet.


  • shangrilla  (10.07.11 05:23:33) 
sonuna kadar haklısın yalnız sinirlenmeye değmez, internet bunlarla dolu :)


  • erwachsene  (10.07.11 05:24:34) 
Şukuyu nereden veriyoruz :)


  • puro  (10.07.11 05:48:25) 
internette çok fazla bilgi kirliliği var, insanlar bir arama "robotu"nun verdiği cevaptan çok kanlı canlı birinin verdiği cevaba güveniyor. tabii ki dileyen cevap vermeyebilir ama verilen cevaplarda google'da yazmayan fazladan bir kelime bile çok yardımcı olabiliyor. bu kadar sinirlenmeye gerek görmüyorum ben.


  • winstoncash  (10.07.11 08:00:58) 
off boşver. ben onlara basit cevaplar veriyorum oluyor bitiyor.


  • ben smyrna  (10.07.11 09:36:40) 
bu kadar tepki bi yerde gereksiz diye düşünüyorum.

insanlar instant cevaplara güveniyorlar. cevabın güncelliği ve canlılığı önemli bi yerde. bir de ekşiciler olarak, ya da takip edenler olarak, güvenilen adamlarız.

almanya vizesi lazım başlığına ayrıyeten " nereye gitcen, ben de almanyadayım, buluşuruz, yardımcı olurum" cümlesi eklebiliyoruz.
  • nezareten taharet  (10.07.11 09:38:13 ~ 09:38:39) 
Duyuruyu kullanan herkes google'da arama yapmayı biliyordur eminim. Soru sormanın esas amacı bence yaşanılan "tecrübelerden" faydalanmak. Duyuru kullanıcılarının, sorulan soru hakkında bilgiden öte "tüyo"lar verebilmesi, pratik cevaplar ve samimi bir anlatım diliyle soruları yanıtlayabilmesi. Ondan insanlar google'da olan cevapları soruyorlar, pratik, hızlı ve samimi cevap alabilmek ümidiyle, sadece o tip cevapları bulmayı daha beceremiyor google. Bazen arama motorlarında yapılan aramalar kullanılan "keyword"lerden dolayı çok farklı çıkabiliyor veya aynı şekilde aratılsa dahi gözden kaçan linkler olabiliyor. Ben bazı yanıtları, zamanında internette okuduğum ama web adresini hatırlayamadım sitelerden link vererek yapıyorum, onları bulmak için bir başka duyuru "kullanıcısı" için google'da arama yapmak beni "aptal" gibi hissettirmiyor aksine o kişiye yardımcı olabilirsem mutlu oluyorum. "Let me google that for you" bana çok ukala bir hareket gibi geliyor. O zaman sözlükte binlerce entryi de silmemiz lazım, nasılsa google'da var o başlıklar...


  • neosphere  (10.07.11 10:22:14 ~ 10:24:23) 
bak bikaç duyuru aşağıda da evanescence sorusu var. cevaplayan yavrucak da büyük ihtimalle merak etmiş, gugılda aramış bulmuş. ben de bu soruları sırf kendi merakımı gidermek için cevaplıyorum doğrusu.
yine de ben buraya insanların sosyalleşmek için geldiğini düşünüyorum. almanyaya vize alacağını bi şekilde duyurmak istiyor olabilir. özellikle (ciddiler dışında) ufak tefek rahatsızlıklarını yazanların bunu ilgi görüp sakinleşebilmek için yaptığını düşünüyorum ve kötülemiyorum da. ama amaç bu tip bişi olunca, kendi başına araştırmıyosun tabi paylaşmak istiyosun bi şekilde vs vsv svs

  • kediebesi  (10.07.11 10:22:31) 
burda sizi kimse zorla tutmuyor , kafanıza silah dayayıp zorla cevaplamanızıda isteyen yoktur sanırım , cevaplamama hakkınızı kullanınız .

edit: dediğiniz mantıkta cevabı kitapta olan , kitaptan öğrenebileceğimiz şeyler ise neden okula gidiyoruz ki ? neden okul diye bir sistem var ki ? herşey kitaplarda yazmıyor mu zaten ? herkes alsın kitapları öğrensin onlardan ,kapansın okullar ? mantıklı di mi . .
  • busuta  (10.07.11 10:56:28 ~ 13:17:28) 
bazi salak sacma sorulara cevap vermemek mantikli fakat genellikle kisiler aslinda tecrübeleri merak ediyorlar,zaten bi avuc adam var duyuruda.
alman vizesi ornegi, adam nedir püf noktasi onu soruyor genelde.
"25 binlik araba ne aliyim?"adam belliki duyuru sakinleri ben araba alicam nedir tecrübeniz ne aliyim,hangisi iyidir diye sormus.eger begenmiyosan ki ben begenmiyorum boyle duyurulari ,cevap vermezsin,ben vermiyorum mesela.
bazi sorular oluyor "converter lazim" tabii ki basit bi gugil aramasiyla bulunuyor fakat her birinin farkli ozelligi var ve acikcasi bende ordaki cevaplara gore bakiyorum nedir farki diye ondan bence gugil da bulunsa bile yararli sorular.
gümrük mevzuati ornegi bence cok guzel bir soru.adam da biliyor genelde nasil oldugunu ama sorun cikabilir ki potansiyel olarak da yuksek zaten sorun cikmasi.adam "nedir bunun olayi" diye soruyo.
almanya iphone fiyati mesela her ulkede farkli fiyatlar var.her sirkette farkli fiyatlar var.normal iphone fiyati ile apple satis magazasi,telefon sirketler ,hepsinin fiyatlari farkli,soru hangisi daha avantajli sorusu.ben yakin zamanda amazondan ipod siparis ettim 160€ ama normal fiyati 210€ yani en guzel ornegi.
hee bazi sorulara kil oluyomuyum evet.ama bu isten siyrilmak kolay,niye kil oldun onu anlamadim ben,oku gec.
  • serabetan  (10.07.11 11:28:11) 
Biraz fazla abartmışım, bu kadar kıl olmanın manası yok :) Ama evet bu duyurumuzun kanayan bir yarası. Günde 10 dakika falan girip bildiklerimi cevaplıyorum, onda da böyle artistlik yapmışım sanki biri beni zorluyormuş gibi.

Yine de böyle bir uyarı konulmalı bence.
  • roket adam  (10.07.11 16:28:48) 
Ya aslında bu insanlar bence google'da bulamadıklarından değil, okumaya üşendiklerinden gelip buraya yazıyorlar. Alman kons. sitesinde gayet rafine bilgi var, ama buraya gelip onun da özetini istiyor adamlar ki gerçekten suistimal ediyorlar bence buradaki yardımcı olmaya çalışan isanlar.


  • roket adam  (10.07.11 16:31:04) 
bugünkü tablet ölçülerini soran arkadaştan sonra size katılmıyor değilim :D


  • busuta  (10.07.11 18:41:51) 
oo biz buraları çoktan geçtik. çok takılınca alışıyorsun. cevap vermek ve öğrenmek daha güzel geliyor...


  • ermanen  (10.07.11 19:39:34) 
Bak bir de şu konsepte çok kılım:

"X y z olan arkadaşlar var mı burada, birkaç sorum var da."

Cinsel konuları falan anlıyorum da, atıyorum mesela herif "avrupa bilmemne kültür değişimi programına katılan var mı, sorularım var" yazmış. Şunu da yasaklayalım ya bitsin yaa.
  • roket adam  (10.07.11 20:08:06) 
[]

her gece yüzlerce ağaç sineği ve bilimum haşere öldürmek

odamın tek penceresi direkt olarak bir ağaca bakıyor, öyle ki rüzgarlı havalarda içeri giriyor yaprakları camdan. çok sıcak olmasından ötürü camı kapatma şansım yok.

son birkaç gündür -havaların çılgınca ısındığı birkaç güne tekabül eder bu- bir takım uçan canlıların tavandaki florasan lambamı tavaf ettiklerini fark ettim. büyük bir kısmı ise duvarlarda, sağda solda konuşlanmış, mal gibi duruyorlardı. dün gece temizledim hepsini.

bugün ise, camı tam açmamama, vasistası açmama rağmen içerisi yine çok dolmuş ve bu kez birkaç tane de örümcek kardeşimiz var. örümcek kardeşimiz 7-8 santim çapında ve tavanı birkaç saniyede boydan boya ilerleyebilecek hızda. an itibariyle gözden kaybettim. yine ara ara ufak örümcekler görüyorum sağda solda yuvalanmaya başlamışlar.

asıl korkum, tavan beton değil, kaplama gibi bir şey. azıcık ittin mi yukarı çıkıyor ve üstü boş. oralara yuva falan mı yaptı bunlar?

bu orospu çocuklarından nasıl kurtuluruz? teker teker avlamak, odayı tavana kadar suyla doldurmak veya ilaçlamak dışında çözüm var mıdır?

 
sanırım led ışıklara daha az geliyolar. veya tel takın cama tül gerin bişi. pek yuvalanmaz onlar. hem örümcek iyidir yir onları işte.


  • kediebesi  (28.06.11 02:27:09 ~ 02:28:08) 
koçtaş vb. marketlerde 10tl karşılığında kapılar için böceklikler satılıyor. kapı dedim çünkü kumaşı fazla çıktığından kendiniz kesip takabiliyorsunuz bantı ile. böylece böcekleri engelliyoruz.

ikincisi raid marka böcek savar var. 20tl civarında. oda kokusu şeklinde. ileride her durumda kanser olacağımızı göz önüne alırsak gönül rahatlığı ile kullanılabilir. her türlü böceğe karşı etkili.

gebersin soysuzlar!
  • reducto  (28.06.11 02:28:07) 
Koçtaş yok kaldığım yerde, sineklik bulabileceğimi sanmıyorum. RAID böcek savar deneyeyim bakalım.

Örümcek iyi de abi hayvan 5 metreyi 2 saniyede falan koşuyor. Bir de irili ufaklı bir sürü görünce dedim boku yedik gece yatarken. Şu an bile kaşınıyorum bunları yazarken.
  • roket adam  (28.06.11 02:35:01) 
edit: raid böcek savar derken; elektronik bir cihaz şeklinde. pilli. içine tüpünü yerleştiriyorsunuz. o sıkıyor belirli aralıklarla odaya. normal spreylerle karıştırılmasın :)


  • reducto  (28.06.11 02:37:06) 
Daha pratik, en azından bu geceyi kurtaracak öneriler?


  • roket adam  (28.06.11 02:42:14) 
camın önüne bir pervane koy. dışarı doğru üflesin.


  • ground  (28.06.11 09:14:39) 
[]

aynı saçma rüyaları uzun aralıklarla çok ufak farklarla görmek

böyle bir şey yaşayan var mı, tek ben miyim?

birkaç senaryo var ve çok uzun aralıklarla, belki 6 ay, belki 1 senede bir çok çok ufak farklılıklarla görüyorum. her şey birebir aynı, sadece şu anki hayatıma uyarlanmış oluyor ve konular bilim kurgu, yolculuk falan.

çok enteresan ya. kafayı yiyicem lan, nasıl bi bilinçaltı bu ki direkt aynı rüyaları aynı detaylar aynı görünümlerle yaratıyor, hem de aylarca süre geçtikten sonra, cidden çok enteresan.

 
böyle bişey var ve bu konuda uzman bir psikiyatrist yada psikiyatr sizi tanıdıktan sonra bu rüyanızı yorumlayarak kafanızda geçmişe ait sorun ne ise onu bulup çıkarabilir.


  • orpheus  (27.06.11 00:16:05) 
bende de oluyor bazen.

sonuçta rüyayı gören biziz. hayat bizim ve tek. çevre, aile vs. herkes aynı olunca yani kişiler ve yaptıklarınız, eylemler, karakter falan, rüya da aynı olabiliyor. ben böyle düşünüyorum.
  • hiçbirşeyyok  (27.06.11 00:30:34) 
İşin garibi çok net de hatırlamıyorum, bir dahakine elime kağıt kalem alıp yazacağım yani. Kalktığımda senaryosunu yazıp film mi çevirsem lan acaba dedim hatta.


  • roket adam  (27.06.11 00:42:07) 
hatırlayamamak uyku evresinden ileri geliyor. rem de uyanınca hatırlanıyor ancak. yazabilmeniz için ancak o evrede uyanmanız gerekiyor. yoksa yine hatırlamazsınız kalkınca. sabun köpüğü misali.


  • hiçbirşeyyok  (27.06.11 00:44:31) 
Uyandığımda etkisi devam ediyor ve az çok hatırlar gibi oluyorum ama.


  • roket adam  (27.06.11 00:53:00) 
sabun köpüğü dedim ya :)

elde gibi olur ama olmaz :)
  • hiçbirşeyyok  (27.06.11 00:58:05) 
benim de var böyle rüyalarım. hep aynı kişiler... olaylar nerdeyse birbirine yakın ama rüya aynı değil. hep olaylar...


  • sndnzr  (27.06.11 01:19:22) 
bi de böyle okula dönüş rüyaları vardır. tek sınav, tek ödev kalmıştır mezuniyete ve aslında meğerse mezun olunamamıştır, aynı stresler tekrarlanır.


  • kediebesi  (27.06.11 01:21:59) 
[]

yurtdışında noter

selam ekşi duyuru'nun çok saygıdeğer expat'leri,
bir alman kurumu için pasaportumun onaylı kopyasını yaptırmam gerekiyor noterde. fakat almanya'dayım. ne kadar para alıyor alman noterleri, bilen var mı? ve nasıl işliyor sistem? bildiğimiz "notar" yazan yerlere gidip direkt alıyor muyuz?
dankeşön


 
konsolosluga gitmen lazim. 25-50 euro arasidir tahminen.


  • nicke  (24.06.11 07:39:01) 
avrupada fransa harici "bizim anladığımız dilde noterlik işini" konsolosluklar yapıyor.. konsolosluğa gideceksin 30-40 eur gibi bir şey olması lazım


  • koskoca devletin adi osmanli lan  (24.06.11 09:49:21) 
[]

erken uyumayı sağlayacak fikir şeysi

selamlar duyuru aleminin gece kuşları,
son bir birbuçuk aylık sıkıntılı dönemde bildiğin "internet bağımlısı" olduğum için ne kadar yorgun olursam olayım f5'lemeyi bırakamıyorum ve yatış saatim minimum 2.30 oluyor.
sabah ta kalkıp işe gitmek durumundayım.
e az uyuduğum için gerizekalı gibi dolanıyorum ofiste. potansiyelimin %10'unu anca gösterebiliyorum. cümle bile kuramıyorum bazen.
yüzüm gözüm şişmiş oluyor, sivilceyle doluyor her tarafım falan.
çok sıkıntılı bi durum yani. özellikle son birkaç haftadır bildiğin öldürüyor -ki çok stresli bir dönem benim için-

bunu yaşayan ve kendince bir çözüm bulan bir insan evladı var mı, yoksa "allah böyle yaratmış" deyip senin yavşak enişten videosundaki ufak darbukacı çocuk gibi kenara mı çekileyim?

ek: bir de son günlerde öyle bir psikolojiye girdim ki, yatma kararını vermeme yakın gözümden uyku akmasına rağmen "ulan kesin uyuyamicam boku yedik yarın" deyip bir takım olumsuz şeyler düşünmeye başladım, olumsuz derken öyle depresifler gibi yeğeninin ciğerinin parçalanması dünyanın yok olması falan değil, atıyorum o gün biriyle tartışmışımdır o aklıma geliyor ya da bir başarısızlığımın tekrarlamasına kaygılanıyorum gibi. başarısızlığım da yok ki aslında. alla allaa, nooluyo lan.

uyku hapı falan mı çaksam ne yapsam. bi akıl verin. psikoloğa falan gidemem yurtdışındayım şu an, vaktim de yok zaten.

<cross-marketing> jsp bilen varsa ulaşsın.</crossmarketing>

 
1. sana gelecek cevapların %80 spor yap olacak ki, evet spor yap. yorul akşama adam akıllı uyu
2. çaylar var, bitkisel çaylar, uyku ile ilgili bitkisel çaylara güvenebilirsin. gerçekten etkililer. st john's worth (öyle birşey) sarı kantaron (çok etkilibelki 2si de aynı şey) kullanabilirsin. bu uyku ile ilgili 4 bitki var, araştır bul.
3. allah böyle yaratmış seçeneği de olabilir. eğer ilk 2 seçenek işe yaramıyorsa 3. seçenek ve kenara çekil
  • dieselsingle2  (09.06.11 03:11:37 ~ 03:12:57) 
sigara içiyorsan bırak panpa.


  • ronaldo17  (09.06.11 03:44:24) 
içmiyorum kanka içmiyorum. başlayacağım ama yakında, o derece bunalttı yani bu bok. iki bira çakayım diyorum yine yok. hala ayaktayım bak, dün gece 1.5 saat uyudum, 9'a kadar çalıştım, lan şimdi bakıyorum saat 3 olmuş, 8'de tekrar kalkıcam.

korkunç. bir çözüm bulmam gerek acilen. hap map ne varsa her türlü çözüme açığım valla.
  • roket adam  (09.06.11 03:51:50) 
Selam panpa
Bu kiyagi da kimse yapmak haberin olsun:D horlicks, horlix (adini tam cikaramadim) diye bir toz var, icerigi bugday yulaf vs karisimi galiba ve kutu icerisinde toz halinde. Bunu sicak sutle karistiriyorsun aksam saat 11 de, 12 de uykunu getiriyor ve sabaha gune hazirsin sarkisini soylerek kalkiyorsun:) ama bu mali nerden bulursun bilemem, ingiliz mali, eger ingiliz urunleri satan dukkan varsa istanbulda bak oralara...

  • danit  (09.06.11 09:16:07) 
1)eczaneye gidilir.
2)fenotral şurup alınır. (~2tl) (ya da difenhidramin içeren başka bir antihistamin)
3)uyumak istenen vakitten 20dk önce 50ml içilir. (4 ölçek)
4)20 dk sonra oturduğunuz yerden kalkıp koşarak yatağa gideceksiniz.

bonus: sabahlara kadar rüya alemlerinde ekstra bir maceraya dalınmak isteniyorsa, uykudan önce 3mg melatonin artı bir de b vitamini kompleksi alınır.
  • projektor kumandasindaki kirmizi tus  (09.06.11 13:35:18) 
[]

ÇOK ACİL & ÇOK KISA: Java işi (BÖRGIR hediyeli)

selam gençler,
bu gece halletmek üzere çok acil ve çok kısa bir java işimiz var. Regain diye açık kaynak güzel bir arama motorucağızı var, bu moturun advanced search kısmını biraz modifiye etmek istiyorum. Fakat java bilgim yok. Bilgli ellerde 20 dakika sürmeyecek bu işlem için TAMI TAMINA BİR WHOPPER MENÜ EVET YANLIŞ DUYMADINIZ TAM BİR WHOPPER MENÜ'YÜ ortaya koyuyorum. Ayrıca önümüzdek 5 dakika İÇİNDE ARARSANIZ KARGO BEDAVA. EVET.

Özel mesaj atabilirsiniz. Yalnız dediğim gibi bu gece 1'e kadar bitmiş olması lazım. Teşekkürler.

*Kampanyamız yemeksepeti'nin servis alanlarıyla sınırlıdır.
**Hata çıkmaması lazım, zaten altı üstü birkaç form elemanı eklenecek, onda da hata çıkmasın yani vaktimizi harcamayalım pls.

 
süpersin. herkes bk'i protesto ederken hediye olarak whopper menü en güzeli.


  • ben smyrna  (30.05.11 22:15:40) 
whopper olmak zorunda değil. farklı bir şey de olabilir. sevabına da olabilir.


  • roket adam  (30.05.11 22:18:40) 
[]

schengen vize uzatma kaçak kalma sınırdışı edilme aksiyonlu soru

selam gençler
bilgiler:
şimdi şöyle ki,
erasmus yaparken uzattığım "erasmus için oturma izni"m var (erasmus bitti) 30 haziran tarihine kadar.
ben onunla staj da yapıyorum, 90 güne kadar çalışma serbestmiş.
bugün vize uzatma daire başkanlığı ltd şti'ne gittim, orada randevu veren karı dedi ki öğrenciliğin bitmiş senin, e isteğe bağlı staj olduğundan çalışma izni de veremeyiz, büyük ihtimal senin vize uzatma yattara olacak.
verdiği randevu tarihi 30 haziran, 16:30
vizenin bitiş tarihi: 30 haziran

soru:
16:30'da gidip, vize alamazsam, ülkeyi gece yarısına kadar terk etmek zorunda mı kalacağım?
arada bir "tampon" süre verecekler mi 2 gün süreniz var diye?
olur da o gün çıkmazsam başıma ne gelebilir?

randevu veren kazuletin işgüzarlığı da olabilir, benim kuruntum da, ama her zaman en kötü ihtimale göre hareket etmek zorundayım malum. buna farklı bir katakulli ile cevap vereceğim muhtemelen ama ne olur ne olmaz bilmem lazım. teşku.

düzenleme:
ülke: almanya
staj "isteğe bağlı" olduğundan çalışma izni verilmiyormuş.

ek soru: bu konular için fiktionsbescheinigung diye bir izin türü varmış onu bilen varsa bilgilendirirse de güzel olur.

 
vize süreniz bittiğinde çıkmazsanız, çıkışta "5 yıl süreyle bu ülkeye giremez" şeklinde bir damga yiyebilirsiniz pasaportunuza. aman diyim.


  • brkylmz  (26.05.11 01:15:04) 
selam,

durumun biraz karisik ve hangi ulkede oldugunu bilmeden yanitlamak biraz afaki olacak. italyadan ornek vermek gerekirse, oturum yada calisma izni icin basvurdugunda sana bir alindi belgesi veriyorlar ve bu belge gecici olarak oturum yada calisma belgesi yerine geciyor. ayrica staj yapiyorsan, staj suresi boyunca oturum ve calisma izni alabiliyor olmalisin.
  • paranormal  (26.05.11 01:21:43) 
ekledim gerekli bilgileri. konu karışık evet, hele almanya olunca daha da karışıyor.


  • roket adam  (26.05.11 01:37:21) 
tekrar selam,

stajin istege bagli olsa bile sana oturum izni ve bu izinle beraber calisma izni vermek durumundalar. benim bulundugum sehrin universitesine de pek cok ogrenci erasmusa geliyor ve ozellikle turk olan arkadaslardan gordugum kadari ile gelir gelmez yaptiklari ilk is oturuma muracat etmek oluyor. anlamadigim konu ise sen oturum almadan mi takildin program sonuna kadar?
  • paranormal  (26.05.11 01:52:40) 
ekim ayından mart'a kadar erasmus yapmıştım, bu erasmus döneminde oturum izni aldım, adamlar mart'a kadar değil de haziran sonuna kadar verdiler oturumu. benim şu an oturum iznim var ama haziran sonunda bitecek işte, sorun orada zira uzatamıyorum stajdan ötürü. staj isteğe bağlı olunca uzatamıyorlarmış, çalışma izni de verilmiyor bu sebepten.


  • roket adam  (26.05.11 01:55:38) 
dostum bu iste bir terslik var.
elinde stajini gosteren bir belge ile oturuma muracat ettiginde sana vermek zorundalar. gezi yada is seyahati haline degilsin ve suan orada ikamet etmeni belgeleriyle gerektiren bir durum soz konusu. hal boyle olunca da aklima gelen tek sey, sana bu konu hakkinda saglikli bilgi verilmedigi. ayni ulkede olsaydik senin icin memnuniyetle bilgi alirdim lakin degiliz. onerim, turk konsolosluguna, okulun information ofisine gidip durumunu tekrar izah etmen.

  • paranormal  (26.05.11 02:26:31) 
alman yasalarına göre 2 türlü staj var, birisi zorunlu staj. stajın zorunlu olduğunu okuldan alacağın dökümanlarla belgelemen gerekiyor. bunda çalışma izni veriliyor direkt, sıkıntı yok. fakat eğer "isteğe bağlı staj" yapıyorsan, yani stajın okul tarafında zorunlu değilse vermiyorlarmış.

yine de tekrar araştıracağım, teşekkür ederim.
  • roket adam  (26.05.11 02:36:32) 
Daha sonra google'dan falan buraya denk gelecek arkadaşlar için,
staj amaçlı oturma/çalışma izni vermek/vermemek tamamen şehirlerin auslaenderbehörde'lerinin inisiyatifinde.

Stuttgart AEB yalnızca zorunlu stajlara oturma izni veriyor, bilginize.
  • roket adam  (30.06.11 19:04:19) 
[]

otomobil leasing'i

selam arkadaşlar,
hani bu almanya'da yaşayan türkler arabaları ile türkiye'ye gelince "ehuuu abi beemve ama kiralık hep onlar" derler ya, bunu araştırdım biraz, kiralıktan ziyade uzun dönemli kiralama sözleşmesi tarzı bir şey ayarlıyormuş bu insanlar, bu da leasing oluyor gördüğüm kadarıyla. hatta araba eskidikçe gidip değiştiriyorlar o derece.

nasıl işliyor bu tam olarak? arabayı satın almak istemiyorum, sadece düşük bir ücretle aylık kiralamayı düşünüyorum mesela 2 yıllığına, peşinat falan var mı? kısaca bir özet geçebilir misiniz?

kaynak olarak burayı kullanabilir alman insanları: www.bmw.de

ayrıca kontrat sonunda araba benim mi oluyor nedir?

teşekkürler şimdiden

 
anlaşmaya göre değişir. yeterince uzun kiralarsan senin de olabilir. ama uzun süre aynı arabayı kullanıp sahiplenmen olayın mantığına aykırı. bi peşinatla bi arabaya girersin düzenli ödemelerle olayı devam ettirirsin. bu süreçte araba senin sayılır. sen kullanırsın. misal bi sene sonra yeni modeli çıkınca sendeki arabayı belirli koşullarla tabi adamlara geri verirsin. onu peşinat sayıp sana yeni araba verirler. ve onun aylık düzenli ödemesini yaparsın. olayın mantığı bu. yani arabanın senin olmasını istiyosan temiz temiz gider alırsın. bu sistemin amacı sürekli yeni ve farklı araba kullanabilmek.


  • onexey  (23.04.11 19:28:19) 
okuma amaçlı olarak yurt dışında bulunan bir öğrenci için cazip midir acaba diye düşünüyorum, çat diye 25000 euro vermek kasar, takside girip almaya da gerek yok, kiralama olayı çok cazip geldi o yüzden.

peki leasing sözleşmesi 24 ay diyelim ki, peşinat da ödemedim;
1) aracın değişmesi neye göre oluyor? canım sıkıldı ben yeni alıcam diyemiyorsundur herhalde?
2) sözleşme sonunda elimde hiç bir şey kalmıyor yani değil mi?
3) sözleşmeyi yarıda bıraksak ne olur*
  • roket adam  (23.04.11 19:32:45) 
hayat senin, para da oyle ama yurtdisina gidince goreceksin ki arabaya onem veren insanlar ve halklarin sadece cenesi calisiyor.


  • nicke  (23.04.11 19:46:10) 
1) daha taksidini bitirmediğin arabanı satıp yerine yenisini almak şeklinde olduğu için bu iş istediğin zaman yaparsın. neticede adamlar hep karda.
2) sonuna kadar devam ettirirsen araba senin oluyor.
3) soruyu anlamadım.

ama bence madem öğrencisin bu işe girmek yerine temiz temiz aylık araba kirala. adamlarla bu işin devamlı olucağını konuşursan eminim indirim de alabilirsin.
  • onexey  (23.04.11 19:47:57) 
teşekkür ederim yardımcı olan herkese. e o zaman bu çok mantıklı bir olay, türkiye'de neden yaygın değil ki? araç kredisine gireceğine bu şekilde daha rahat bir biçimde yeni araba sahibi olabilir insanlar değil mi?


  • roket adam  (23.04.11 19:52:40) 
leasing olmayabilir tam olarak ama ford options ödeme sistemine benzettim ben bu olayı.

aracın %20lik kısmını peşinat olarak ödüyorsunuz.%55lik kısmı isteğinize göre uzun dönem taksitlendiriliyor.son taksitinizde %25lik ödemeyi yaparsanız araç tamamen sizin oluyor,yapmazsanız firma aracı alıyor,isteğinize göre yeni bir araç alıyorsunuz ve taksit ödemeye devam ediyorsunuz.

ben bu yolla aldım aracımı.aylık 400 lira civarı taksit ödüyorum,kiralamaktan çok daha ucuz ve mantıklı.
  • p a t r i o t  (23.04.11 22:21:41) 
[]

sosyal olmayıp kendini kötü hissedenler derneği

başka bir ülkedeki, yeni bir şehre taşınmış, orada kısıtlı bir zaman kalacak (4.5 ay) ve zaten haftaiçleri çalıştığınız için haftasonlarını iple çekmenize rağmen, mümkün olduğunca dışarı çıkmamak, bunu da "nereye gidilir bilmiyoruz ki"ye bağlamak ama bulmak için de çaba sarf etmemek, 3. haftasında dahi katıldığı tek etkinlik geçtiğimiz günlerdeki "stajyerler şu barda toplanıyo" olan fakat orada da 3-5 muhabbet ve bir iki telefon alışverişi dışında herhangi bir etkinliği olmamak, telefon numaralarını bizzat istemeden o insanların vermesine rağmen aramak istememek,

gibi örnekleri olan bir dernek. cumartesi bugün ve dışarı adımımı atmadım. şimdi bana deyin ki "usta normaldir, ohoo bizim amcoğlu vardı x yere gitti 3 ay iptal" ne bileyim "ben gittiydim de ilk birkaç hafta oluyor öyle".

özellikle vakit darken, atıyorum 2 günlüğüne bi yere gidip 2 saat uykuyla o 2 günü dolu dolu geçirmek çok güzel oluyor, ama böyle vakit var yaa deyince hiç bir şey yapasım gelmiyor. acaba yalnız mıyım diye merak ettim, konuşalım paylaşalım.

 
ben ciktim bugun, bir arkadaslar beraber gentoo kurduk laptopuma. 5 saat kadar surdu. bu mu sosyallik (rahatlama var mi?)?


  • samfisher  (16.04.11 21:25:15) 
daha "koy götüne olm" insanı olabilmek için neler vermezdim lan. böyle sikik şeyleri kafama takıyorum. sonra stresten saçma sapan şeyler, 21 yaşında saçlarım dökülecek neredeyse.

halbuki ne güzel güneş vardı, çıksaydın dışarı, binlerce insan var muhabbet edecek, hava alsaydın biranı içseydin be adam.

insanın içinde olacak abi bu. mutsuzluk üretiyo alet.
  • roket adam  (16.04.11 21:31:02) 
ben de aynı dertten muzadiribim. benzer bir duyuru yazmayı planlıyordum.
istanbul'a geleli 1 yıldan fazla oldu. yakın arkadaşlarım da var. ama her takılmak istediğimde bir arkadaş bulamıyorum kendime. ama bi gezesim, bi eğlenesim, bi takılasım var sorma. yalnız olmayı da sevmiyorum. takılmak isteyip yapamayınca da canım sıkılıyor. harbiden böyle bir dernek olsa anında üye olurum.

  • sefapezevengi  (16.04.11 21:35:50) 
istanbul'da olduğum bir vakte denk gelse yardımcı olurdum mutlaka :)

böyle çat kapı dışarı çıkıp 312 insanla eğlenebilen tiplere çok özeniyorum. bir ara ben de öyleydim, böyle aşırı bi sosyallik, sonra kış geldi, havalardan ötürü pek dışarı çıkamadım evde geçirdim kışı, sonra baharda toparlanamadım tekrar. insan alışıyo demek ki.
  • roket adam  (16.04.11 21:38:08) 
Benim de ayni tatilden dondukten sonra okuldan arkadaslar arasalar bile evi birakip gitmek icimden gelmiyordu onceleri. simdi de okul uzadi arkadaslarimin yarisi gitti, yarisi calismaya basladi, sıkılıyorum evde arayipta hadi gel cikalim diyecek insan yok. Olan arkadaslardan da sıkıldim esasen, hep ayni bulusunca, okey oyna, muhabbet, espriler bile ayni artik. Soyle icelim gel, takilalim vs ye hemen diyecek birilerini ariyorum bazen. Hakkaten olsa boyle bir klup kurucu uyelerden falan olurum.


  • ekaterina  (16.04.11 21:57:16) 
ne 4-5 ayı ben 5 yıldır aynı şehirdeyim, herkesin muhabbetini çekememekten ötürü arkadaş sayımı az tuttum hep, şimdi okul uzadı kimsem kalmadı, yeri geliyor eskiden muhabbetine 1 dakka dayanamdığım insanlarla saatlerimi geçiriyorum, velhasıl yalnızlık zor iş :)


  • nedensizce  (16.04.11 22:04:45) 
usta ama benimki böyle şey gibi, hani "oo 4 ay avrupada olsam neler yapmazdım" der ya insanlar, işte ben bişi yapmıyorum ve bundan vicdan azabı çekiyorum :)


  • roket adam  (16.04.11 22:23:44) 
harbi ama doğruymuş, oo ben avrupa da olsam ev'de olmazdım şuan kesin :)

yabancı dilin iyiyse, biraz paran da varsa, tek başına bile olsan aylak aylak sokaklarda dolanıp gördüğün herhangi bir bara oturup bikaç kadeh atmalısın o bile zevkli gelir, bikaç denemeden sonra yeni birileriyle tanışırsın kesin. mal gibi oturma ama barmenle konuş, yanındakine laf at falan filan, türkiye'de değilsin unutma, ufkunu aç :)
  • nedensizce  (16.04.11 22:30:07 ~ 22:30:41) 
insanlar zaten o kadar içten ki yalnız bırakmıyolar yani, gidip muhabbet ettin mi çok eğleniliyor, telefon numarasıydı bilmemneydi verip tekrar görüşelim çekiyorlar, partilere davet ediyorlar falan (valla abartmıyorum) ama böyle bi ağırlık çöküyo direke. bütün hafta haftasonunu iple çektim, cumartesi oldu, 2 de uyandım, 4.30'a kadar kahvaltı, 2'den beri pc başındayım, bi bok yaptığım da yok :)


  • roket adam  (16.04.11 22:35:04) 
kalk git lan. numara, parti falan canımı sıktın zaten akşam akşam :)


  • nedensizce  (16.04.11 22:41:34) 
Ya bu insanin icinden gelen bisey, ne bileyim mesela memlekete gidince off simdi okulda olacaktim ki diyorum ama gelince de gene ayni. bu bi dongu olmus aslinda evde oturuyorum, arkadasim yok, e cik takil birileriyle kaynas halim yok, sonra tekrar basa donuyoruz. sana sey lazim bence bi anda seni cok sevecek, surekli her yere cagiracak insanlar, ancak o zaman dayanamaz gidersin, bir sure sonra da alisir sen ararsin. Ole telefon numarasi verenleri ben de aramam, kendimden biliyorum. bi ara odamdan bile cikmiyordum bu yontem sonrasinda baya sosyal olmustum. sevdir kendini :)


  • ekaterina  (16.04.11 22:45:29) 
beni çat diye evime kadar gelip "hadi naz yapma dışarı çıkıyoz iştee" diyecek bi insan yok burada çünkü yabancı memleketteyim yani :) tanıdıklarım daha ne yapsın, ben bişi demeden tüm yolları açıyolar işte daha ne. tutup nikah dairesine mi götürsün direkt yani :)

kabul edelim beyler. biz asosyaliz. kalıcı bir şey değil bu, dönemsel de olabilir, ama işin ucunda asosyallik var :)
  • roket adam  (16.04.11 22:54:51) 
Yahu nikah dairesiyle ne alaka :D ya iste surekli arasin, etsinler dedim. Asosyaliz tabii, asosyal olmasak biz organize ederiz bulusmalari, 312 arkadasimizdan istedigimizi her an her yere cagiririz falan bole gider ama bak iste numara veren insanlari bile aramiyorsun. İcimizde, icimizde :D


  • ekaterina  (16.04.11 23:09:03) 
benim asıl merak ettiğim kendinize neden tik attınız hep?


  • hıkmıkzık  (16.04.11 23:20:51) 
ne bileyim, gelişine hepsine atıyorum yani. sana atmicam mesela şimdi konuyu dağıttın çünkü.


  • roket adam  (16.04.11 23:25:19) 
tike ihtiyacım yok zaten ben sosyalleştim de geldim mutluyum huzurluyum.


  • hıkmıkzık  (16.04.11 23:51:05) 
[]

iş bankasından, bir alman bankasına

para göndermem gerekiyor. swift ile yapmam gerekiyormuş sanırım fakat ne kadar masraf kestiklerini çözemedim. göndermem gereken meblağ 40 euro kadar, pek bir şey değil yani. en mantıklı çözüm nedir nasıldır?
teşekkürler şimdiden.



 
kişiye yollucaksan paypal ya da western union yok illa oraya yolluycaksan swift falan kullanıcan. 20-30lira bi şey alırlar büyük ihtimal.


  • rurouni  (16.04.11 21:38:35) 
is bankası bu konularda son tercih olsun ustad, cok degisik prosedurlerı var. estern fln kullan.


  • bryan fury  (16.04.11 21:57:46) 
iş bankası seçmemin sebebi paramın orada olması. ben şu an yurtdışındayım, bankaya gidip, paramı çekip, western ile ileteyim yapamıyorum işte.

swift ile gönderecektim, 10 dolar diyor fakat aracılar giriyormuş işin içine, alan banka da masraf ödüyormuşsun, vesaire, bilemedim tam olarak.
  • roket adam  (16.04.11 22:17:11) 
havale yaparsan karşıdaki banka da kesiyor galiba bir şeyler. o yüzden 40 euro dersin, işbankası veya buradaki banka sana bir masraf çıkartır, 40 euro gider, karşıdaki banka da keser bir kaç euro, sonra karşı taraf para tam gelmedi diye zırlar. o yüzden iyi sorup soruşturmak lazım.


  • burfak  (17.04.11 13:35:32) 
@roket adam,

özel mesaj attım sana bu konuyla ilgili.
  • burfak  (17.04.11 13:42:56) 
[]

okuduğu bölümden memnun olmayan ama başka bölümlere de ilgisi olmayanlar

derneği.

böyle bir şeyi bir tek ben mi hissediyorum acaba merak ettim.
okuduğum bölüm çevre mühendisliği, çok güzel yerlere geldim daha öğrenciyken. bayaa gidiyo yani kariyer falan.

fakat illallah ediyorum bazen, ulan diyorum burası türkiye ve kariyere reset çekme şansım da var.

fakat öyle bir şey ki, ulan şimdi üniversiteye baştan başlasam hangi bölüme girerim sorusunun cevabını bir türlü bulamıyorum. beni sıfırdan başlamaya itecek kadar tutkuyla bağlı olduğum bir bölüm yok.

var mı bunu yaşayan?

ha, bu sene öğrenimime almanya'da devam etme şansım var, çevreden devam edeceğim, ama ölü yatırım yapıyormuşum gibi hissediyorum sık sık. ha aynı şeyi inşaat için de (babam inşaat mühendisi) makina için de (makinacı desen gırla) kimya için de (ohooo) endüstri için de (annem iktisatçı, hep bok atar) hissediyorum yani. 2 yıl daha okuyacağım, bi yandan okurken bir yandan çalışmak zorunda kalacağım (işim hazır ve home office olsa bile), zorluk çekeceğim, sağlam stres olacak ve karşılığında alacağım diploma "bu mu yani" moduna girdim.

bi el atın yol gösterin. tatminsizlik galiba.

 
pilot ol panpa tam senlik bence.


  • madworld  (12.04.11 01:17:56) 
belki hayalinde olmayan yerlere çok kısa zamanda eriştiğin için öyle geliyodur sana.bu az çok tüm üniversite öğrencisinde var(kendimde dahil).milyon küsür öğrenci arasından seçilip yerleşmek için millet kıçını yırtıp tonla para harcıyor.üstelik bi de zaman kaybediyor.ama üniversiteye gelince de okulunu bölümünü sevmiyor.

kısacası aç gözlü ve doyumsuz yaratıklarız.
  • rain  (12.04.11 02:17:05) 
ben de mesleğimi çok sevemedim şartlarından dolayı vs. Ama keşke şunu okusaydım diyebileceğim başka bir bölüm de yok. hatta bir bulabilsem hangi mesleği daha çok sevebileceğimi şimdi bile üşenmeyip okurdum heralde. benimki her şeyden çabuk sıkılma galiba. madem çevre mühendisliğinde başarılısınız devam edin derim ben. en azından aklınızı çelecek başka bir şey çıkana kadar. bazen çıkmayabiliyor da.


  • handgrenade  (12.04.11 02:20:34) 
seninkisiyle ayni sey degil ama ben yasadiklarimi anlatayim ozetle. iyi sayilan bir universitenin bilgisayar muhendisligine girdim zamaninda. tum sulale ya muhendis, ya matematikci, babadan ogula nesiliz herhalde, biraz da bunun gazi olabilir. matematik, bilgisayar olimpiyati falan da vardi gecmiste. neyse sonra universiteden skildim. biraktim okulu, sinava girdim tekrar. normalde amacim derece yapip 100 bursu almak ve daha iyi bir universitede tekrar bilgisayar muhendisligi okumakti. iyi bir universitede herhangi bir bolumu okumama yetecek kadar ea2 ve sozel2 de hobi olarak mi dersin, dallamaligimdan mi dersin, neyse iste cozmustum. sinavdan sonra kafam karisti, sikerim muhendisligini deyip ekonomiye girdim ki zaten ilgilendigim bir alandi. simdi gayet mutluyum. tabi ben iki bolumu de seviyordum ama ben de ilk universiteyi biraktigimda gidecegim universiteyi bilmiyordum. akisina biraktim her seyi, gayet memnunum. tavsiye ederim. :) yani zaten is tatminin olmayacagina gore zar atmanin zarari olmaz diyorum.


  • sendelemeden  (12.04.11 03:30:27) 
[]

gerizekalı ekşi duyuru bug'ı

allah belasını versin ekşi duyuru'nun.

ciddi bi meselem vardı, oturup 5-6 sayfa yazı yazdım, gönder dedim, o sırada logout olmuşum. yazı kayboldu. yattara. bildiğin yok. allah belanızı versin. sisteminiz çökülsün.

romalılar, uzun bir şey yazacaksanız word'de yazıp buraya kopi pest edin. sonra başınızın etini yersiniz.

 
yazdığın şeyi yollamadan önce kopyala.
bana da bir kere olmuştu.

  • latios  (09.04.11 01:39:03 ~ 01:39:10) 
gönder ve gizlenin yanyana olması da manidar oluyor bazen.


  • oshamahue  (09.04.11 01:41:40) 
rahat 10 sayfa yazmıştım, ekşide gördüğüm en uzun duyuru olacaktı resmen.


  • roket adam  (09.04.11 01:48:25) 
internette nereye ne gönderecek olursanız olun, önce kontrolünüz altındaki bir ortamda hazırlayın metni, koyun kenara. yoksa ya sistemler sizi atıyor, ya kaza eseri eliniz bir yerlere değiyor ve mesaj eksik gedik saçmasapan bir şekilde yola çıkmış oluyor.


  • saatgeceninonikisi  (09.04.11 01:48:28) 
biraz sıkıntı vardı bu ara, bi asosyallik var üstümde. çok dolmuştum, boşaldım da gönderemedim yani. yazınca geçtiği için tekrar kasmam herhalde bu gece :)


  • roket adam  (09.04.11 01:56:27) 
böyle bi şey sozlukte olsa biz sizi unuttuk logout oldunuz ama bi girin bak entry geri gelcek tarzı seyler cıkıyo bu duyuru da da olsa olmaz mı yani?

benim de başıma sürekli geliyor sinirleniyorum çözüm bulamıyorum. word acıp duyuruya cevap vermekte neyin nesi
  • rurouni  (09.04.11 03:19:06) 
özür diliyorum emeklerinizin kaybolduğu için.
Bu sorunu kökten çözecek bir sistem planlıyorum. sayfa açık olduğu süreçte server'a online olduğunuzu belirtecek bir yapı yapacağım. Server sayfadan gittiğinizi düşündüğü için session'nızı kapatıyor ondan oluyor. Session süresini uzatmak da biraz güvenlik açığı (1 saat yaptım diyelim, browserı kapatıp açtığınız zaman [sizden sonraki adam mesala] hala login olarak geliyorsunuz.

  • compumaster  (09.04.11 03:20:08) 
dr watson istiyoruz.


  • darknum  (09.04.11 07:56:07) 
benim de basima geldi ayni sorun daha once. session in guvenlik amacli hem eksi sozlukte hem de burda bu kadar kisa tutulmasi da dunyanin en buyuk sacmaligi bence. ayarlarda fln kullanicinin bu session suresini kendi uzatma sansi var mi hem sozluk hem de duyuru icin? en sinir oldugum sey, sanki bilgisayar basindan kalkarken logout yapamiyormusum gibi eksinin kendi kendine benim logout uma karar vermesi.

ayrica soylemeden gecemeyecegim, cogu eksi sitesinde butuk user experience sorunlari var. tasarimlarda buyuk sikintilar var. adminler okuyorsa ve bu isleri halledecek duzgun tasarimcilari yoksa, yardimci olmaya hazirim, pm atin.
  • perkele  (09.04.11 10:06:15) 
@perkele:
sözlükte otomatik logout olmuyor yahu?

@compumaster:
el atmışken şu gizle butonunu da kaldırsanız?
  • sanal uyku  (09.04.11 11:02:13) 
gizle butonunu kaldırmıyorsanız, illa ki lazım böyle bir şey diyorsanız da gönder butonunun dibine yapıştırmayın. sağ alt köşeye koyun, hatta boyutunu falan da küçültün.


  • kibritsuyu  (09.04.11 11:48:12) 
ben word'de filan yazmıyorum, eğer unutmamışsam bu sorunu, yazıp birirdikten sonra seçip kopyalıyorum ve log out olunca da yapıştırıp gönderiyorum. ama bunlarla uğraşmak dert, yazılanlar kaybolunca da sinirler bozuluyor tabii.


  • tedirginlik hucresi  (09.04.11 23:55:46) 
[]

ACİL / TR Enerji istatistikleri / Net elektrik üretim/tüketim / vs.

merhaba arkadaşlar,
yeni staj yerimde yapmam gereken bir sunum için acilen aşağıdaki verileri bulmam gerekiyor.

google'dan, teias'dan ve die'den yaptığım araştırmada çok farklı sonuçlar gördüm hep, ayrıca bilmediğim terimlerle karşılaştım, o yüzden sizlere danışayım dedim. bulduğum sonuçlar hep çelişiyor. tep'i gw/h'a çeviriyorum, yine eşleşmiyor sonuçlar.

- net elektrik üretimi/net tüketim (gw/h)
www.teias.gov.tr adresinde bunu ancak brüt talep olarak buldum, fakat istediğimi tam olarak karşılamıyor. yıl yıl sıralanan, talebin arzdan fazla olduğu bir grafik olması gerekiyor, fakat bu değerleri kullanınca talep=arz çıkıyor zira "brüt talep" formülü var altta gördüyseniz. hangilerini kullanmak gerekiyor bu noktada?

- kaynaklara göre net elektrik üretimi
atıyorum doğalgaz, rüzgar, vesaireden üretilen toplam elektrik, gw/h biçiminde.

- hanelerin ısınma ihtiyacının giderimi
ısınmayı nasıl ve nelerle sağlıyoruz, bununla ilgili hiç bir net kaynak bulamadım. atıyorum doğalgaz ile kombi, kömür ile merkezi ısınma yüzde şu kadar tarzı veriler gerekiyor.

****yardımcı olacak herkese şimdiden çok sevinirim, bir gün üstte kalırsa çok mutlu olurum.****

 
elektrik etüt işleri idaresinin sitesini de bir kurcala derim.
emo'nun sitesindeki verilere bak ayrıca ,benim emo ajandamın son sayfasında brüt üretim, net üretim, iç ihtiyaç, ithalat, dağıtım, ihracat ve net tüketim sütunlarında yıl yıl değerler var. kaynak olarak: türkiye elektrik dağıtım ve tüketim istatistikleri diyor.

  • karrdanadam  (05.04.11 01:54:30) 
tuik'in sitesini kurcala
www.tuik.gov.tr

  • elestirman  (05.04.11 09:57:55) 
son bilgileri istatistik kurumundan almak lazım tabi eski olabilir

www.tedas.gov.tr ama buna da bak istersen
  • ziccho  (05.04.11 17:22:41) 
1 ... •131415161718   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.