Ekşi Duyuru

sorum birz kapsamlı kaçabilir. ama bence kapsamlı değil gibi :)

Neyse durum şu:

Bir sitemiz var. Ben yazdım, yazılım işinden anlarım ama e-ticaret kısmına bugüne kadar kaymadığım için, devamını sorma gereği duyuyorum.

Basit bişi zaten, zor bir yanı yok. Kendimizi ve ürünümüzü tanıttığımız bir site.
Bu sitede tek bir ürün var: 1 adet.

ve biz bu ürünü satacağız. Başka hiçbir şey yok yani.

Hah, kredi kartı, havale vb. bir şeylerle bizim bu ürünü satmamız gerekiyor yalnızca. Ama nasıl? Şuan elimde, standart bir html site bulunmakta.

Ben bu dakikadan sonra neler yapmalıyım?
Örneğin; daha önce opencart ile tasarım yaptım ama hiç ödeme kısmına kadar ilerletmedim. Sadece öğrenmek için tasarlamıştım. Ama gerekli mi? Sadece tek bir ürün içeren site için opencart fazla "yönetimsel" kaçmaz mı?

Dediğim gibi, ne yapmalıyız?
- SSL sertifikası mı almak gerekiyor? Hangi türünü almak gerekiyor?
- PayU'a başvuracağız, diyelim ki anlaştık. O aşamadan sonra PayU'yu kullanmak için ne yapmak gerekiyor? İlla ki sabit bir e-ticaret sistemine gerek var mı? Yoksa nasıl olsa tek ürün olduğu için, tek ürüne rahatça entegre edip kullanabilir miyim?

Burada sorduğum sorudan, çok alakasız biri gibi gözüktüm ama emin olun aslında o kadar alakasız değilim. Sormak istediğim şey: illa ki profesyonel destek alalım mı?

 

ya eskiden çözdüğüm bir konuydu. notlarıma falan baktım da, not almamışım herhalde.

curl ile veri çekeceğimiz sayfanın bir adet hidden form'u var.
ve bu formda bir "viewstate" inputu yer alıyor, oldukça karmaşık bir değeri olan. bu aşılması çok basit bir şifreleme yöntemi falandı yanılmıyorsam.

ama nasıl aşıyorduk bunu?

(sayfada çekmek istediğim veriler bu hidden formun devreye girmesiyle basılıyor. yani curl ile önce bu hidden formu doğru bir şekilde doldurmak gerekli de diyebilirim)

 

temmuz sonunda, 7.30'da otobüse bindiğimde işe 20 dakika erken geliyordum.

o günden bu güne, kademe kademe daha erken kalkan otobüslere biniyorum. bu hafta 06.55'te bindiğim otobüs ile işe 10 dakika geç gelmeye başladım. saat kaça kadar gidecek bu? ocak ayı geldiğinde 5.30'da falan mı binmem gerekecek?

bu anasını siktiğimin şehri ne zaman yok olacak? ne zaman telef olacak soktumun şehri?

 

elime doğan bir kedi var.
doğduğu andan itibaren bahçeli evimizde büyüdü. hem bahçede, hem evde. o nerde durmak isterse kısaca. (kışın ev, yazın bahçe diyebiliriz)

taşınma durumu var. daireye.
bu kediyi eve alıştırabilir miyim? bilinmez diyorsunuz farkındayım da, çok önemli.

tam süresini bilmiyorum, galiba 6 senedir bizle. belki 7. bu kadar yıldır bizden biriydi, özgür de yetişti. hem bırakmak istemiyorum, biz olmadan ne yapabilir bilmiyorum. bir yandan da, uyum gösteremeyecekse, onu hapsediyormuş gibi de hissetmek istemiyorum.

biliyorum ki o eve ilk gittiğimizde, camdan bile atlamayı deneyecektir. çünkü hayatında eve tuvaletini de yapmışlığı yok, tuvaleti geldiği an götünü yırtıyor camı kapyıı açalım da çıksın diye. ama alışabilir mi, mutlu olabilir mi. özgür kalsa, yaşayabilir mi? (hep biz besledik)

hayatınızda böyle bi karar verdiniz mi

 

değişik konulu film lazım. illa fantastik olmasına da gerek yok da, değişik olsun.

yani children of men veya the road falan gibi atmsoferi olursa fena olamz.


 

sabiha gökçen cuma 23.30 - pazar 20.00 arası araba kiralamak lazım.

da nasıl oluyor bu iş, hani 3000-5000 lira falan mı blokluyorlar karttan? bu benzeri problemler var mı? çünkü öyle bi limit yok da


 

sabah sabah 2-3 şey okudum da, sinirim kalktı gene.

biri mehmet pişkin hakkında "ya madem öleceksin, bi de islam'ı deneseydin belki aradığın umut ondaydı, bi namaz kılmayı deneseydin belki huzur bulurdun, bulmazsan tekrar as kendini ama bi deneseydin" demiş.

biri de farklı bir konuda, asırlık geyik olan "düşen uçakta ateist kalmaz" muhabbetini dile getirmiş.

şimdi ben bu muhabbetlere harbiden gıcık oldum. çünkü anladığım kadarıyla bu ülkede ateizmin bir tercih olduğu falan zannediliyor. belki deizm bir tercih olabilir, bir din mensubu olmamayı tercih edebilirsin ancak ateizm gibi tamamen "inanmama" durumuna bağlı bir şeyi nasıl olur da değiştirilebilir bir şey gibi görüyorsunuz?

bakın bunu harbi soyuroum. size göre sahiden, islam'ı "deneme" ihtimalimiz var mı yani? gerçekten buna inanıyor musunuz? bir süre kur'an okuduğumda namaz kıldığımda ve dini olayların içinde yer aldığımda yavaş yavaş bir yaratıcıya inanabileceğimi mi düşüünyorsunuz mesela? inanç dediğiniz şeyin ne olduğunun farkında değilsiniz sanırım. gerçekten.

birkaç konu hakkında konuşacağım; kendimi bildim bileli yaratıcıya falan inanmıyorum. hiç. ilkokul birde de, bugünkü halimde de hiçbir zaman yaratıcıya inanmadım çünkü bu benim elimde olan bir şey değil. böyle bir şeye inanmak benim için mümkün değil. yani, nasıl anlatayım. kanatlarım yok ve uçamıyorum. bu kadar basit yani. sizin "bi de islamı denesen" demenizin, bir kuşun karşıma geçip "hep merdivenden iniyorsun bi de uçmayı denesen" demesiyle arasında hiçbir fark yok.

bunları iyi niyetle yazıyorum, çünkü anladığım kadarıyla ateistliğin ne olduğu hakkında cidden fikriniz yok.

şu cümle benim için kişisel bir cümledir, her ateist aynı şekilde düşünüyor veya hissediyor olmayabilir: eğer bir tercih şansım olsaydı, yaratıcıya inanmayı tercih ederdim. bugün çektiğim bir çok zorluğun üstesinden gelmiş olurdum. ancak bu mümkün değil, bilmiyorum belki beynimin bir noktasına darbe alırsam ya da etkisi var mıdır bilmiyorum ama hafızamı kaybederesm yani ufak bir reset yerse bilincim, inanabilirim. ancak mevcut bilincimle bu mümkün değil arkadaşlar.

2 ay önce asansörle inerken asansörden "güm" diye ses geldi, düşeceğini düşündüm ve panikle "allaaah" diye bağırdım mesela. bunu gerçekten "iman ettim" diye yorumlayabilirsiniz, ama işin aslı pek öyle değil. dil dediğimiz şey bir alışkanlık. orada dilimizdeki panik halini dışarı vurdum, o an bile tanrıya onun varlığına veya beni kurtarmasını dilediğime dair en ufak bir düşünce biel geçmedi kafamdan. aslında o an üzüldüm de biraz amk, keşke dileyebileceğim biri olaydı diye.

neyse son paragraf konudan biraz bağımsız oldu.

ama ufak bir özet geçmek gerekirse: bazı özenti arkadaşları saymazsak, (aslında bir yaratıcıya inanan ama onu "reddeden" arkadaşlardan bahsediyorum, ki bu ateizm değildir. farklı bir adı vardır ama o adı ben bilmiyorum, birazdan bilen biri söyler.) ateizm pek düşündüğünüz gibi bir şey değil. bir tercih de değil, bir kazanım da değil. kanatsız doğmak gibi bir şey işte. elinizde olmayan sebeplerden biri. gerçi kanatsız doğmak yanlış bir ifade oldu. mavi göz ve yeşil göz gibi düşünebiliriz, siz öylesiniz, ben böyle. ne sizde ne de bende bir eksiklik var. her ikimizde de "inanca" dair değiştirebielceğimiz bir şey yok.

yani "kafanı bi secdeye koysan belki hoşuna gidecek" dediğiniz o hissiyat bizde yok arkadaşlar. kafamı secdeye koyduğumda, beynime doğru artan kan basıncı dışında hissedebileceğim ne yazık ki bir şey yok. asansör düşerken, uçak infilak ederken de aynı.

değiştirmek için bu kadar uğraşmayın.
ve anlamaya çalışın.

 

ne istiyorum biliyor musunuz?

bir kod gireyim, html'deki tüm table taglerini yok etsin.

<table cell="4"> </table> <td> <tr> <thead>

kısaca table ile ilgili tüm kodları filtrelesin ve onlardan geri kalan içeriği bıraksın yalnızca. mümkün mü?

 

ben arabadan %0 anlayan biriyim.

ama sinirliyim. çünkü araba teknolojisinin muhteşem derecede ilkel olduğunu düşünüyorum. her şeyiyle ilkel amk. hadi son teknoloji arabalar bu ilkelliği kırmış durumda ancak "son teknoloji" dediğimiz bu dalgalar da, esasında 20 yıl öncesinin olması gereken teknolojileri kullanıyorlar resmen. (el frenini butonla çeken, arabayı butonla başlatan şeyler, otomatik vites vs)

ya bu araba teknolojisi niye bu kadar geri? örneğin arabaların birbirine çarpabiliyor olmasına inanamıyorum amk. sikindirik bir lazerli metre ölçerler bile 50-100 lirayken, arkalı önlü sensörlenmiş araçların hız hesabını yapıp o mesafe için en fazla x km/s hıza çıkılabilmesini sağlayan bir sistem yapmak çok mu zor? yani hakkaten soruyorum ha, belki beyinsizce bir soru ama; milyarlarca satırlık veriyi saliseler içinde işleyen makinaların olduğu bir dünyada; arkadaki aracın öndeki araca göre hız limitini ayarlaması falan. çok mu zor olm?

bu araba teknolojisi dediğimiz, teknolojiden uzak şey niye bu kadar insan insiyatifinde?

 

bugün zaten şu slimfit iğrençliğine salladım. burada da yazayım bari.

terziye pantolon diktirmem lazım. vücuduma oranla kalın bacaklarım var, kalın olmasalar da o slim fit tarzı pantolon giymeyi sevmiyorum. dün yaklaşık 8-9 tane mağaza gezdim (h&m, mudo, zara, p&b, polo, koton vs.) ve hiçbirinde regular fit kanvas pantolon yoktu. dockers demeyin, 150tl'lik pantolon alıp 2. giyişimde deforme olan, sağında solunda izler bırakan pantolon istemiyorum açıkçası.

bu şartlar altında geriye sadece terzi kalıyor.
bana terzi lazım; işyerinde giymek için kanvas pantolon diktireceğim, üstüne t-shirt ceket, gömlek ceket veya sadece gömlek giyebileceğim bişi yani.

istanbul kadıköy civarında bana terzi söyler misiniz pantolon dikebilen?
ve aşağı yukarı kaça çıkar bu tür bi pantolon, kumaşıyla beraber?

 

erkeğim, normal vücudum var ne kaslı ne şişman. tırtto özelliksiz bir vücut işte.

eskiden param olduğu dönemler pek kıyafet sorusu sormaz gider alırdım.
ardından 2 senelik ciddi bir buhran geçirdim, askere gittim geldim. bu süreçte 2 parça eşya ya almışımdır ya almamışımdır. mağazalara bile bakmadım. sonra işe girdim.

şimdi hem işyerinde giyebileceğim hem sokakta giyebileceğim moda (ama freak modası değil. yok kısa tayt pantolonlar falan değil yani. eli yüzü düzgün şeylerden bahsediyorum) şeyler lazım.

işyerin bilişim şirketi olduğu için giyim konusunda rahatım. ama dediğim gibi, düzgün gözükmek gerek, yırtık pırtık bi tshirt'le falan gidilmez yani.

işin özü; pantolon, gömlek, çok uçuk olmayan tshirt, hırka, sweat, mont vs. şeyler önerin kombinler önerin bişe yapın da buhranın son bölümünden de kurtulup düzeleyim.

 

zor bişi denemek istiyorum, malzemeyi mundar etme pahasına.

www.allaboutyou.com

aha böyle bir hindi yapma niyetim var. ama hayatımda hem hindi pişirmedim, hem de bu tarz bi pişirme yapmadım. (fotoğraftaki fazla az pişmiş, ben daha pişmişini yapmalıyım mesela)

genelde ilk kez denediğim zor yemeklerde ortalama üstü başarı elde ederim. 4-5. yapışta da tam olması gerektiği gibi yaparım. o yüzden drum o kadar vahim değil :D

vahim olan kısmı, bu seferkini hiç bilmemem.
mesela böyle bir hindi yapmak için hindinin neresi lazım bana, nereden almalıyım (istabul anadolu)? nasıl pişirmeliyim, neyle pişirmeliyim falan fişman gibi bilgiler lazım.

kısaac arkadaşlar bana böyle bişi yapmam için gerekli malzemeden tarife kadar bi anlatır mısınız ya?

 

delirecem amk. nasıl kapatırım bu dalgayı ya?

css'i sürekli chache'liyor.
css'de 500-600 tane değişiklik yapıyorum, adam bana 2 gün öncenin css'ini gösteriyor hala. yani tamam, uğraşınca cache'i yenileyebiliyorum da, siteye yeniden yeniden giren herkes bu işi yapacak değil.

hiç chacelemesin istiyorum. nasıl kapatıyoruz?

 

www.twitterflight.com

sitenin genel sistemini çok beğendim. aşağı kaydırmalar olsun, tüm içerik yükelnmeden bir sonraki veya bir önceki sayfaya gelemeyiş olsun.

bunu hazır bir "slider" tarzı bişile mi yapmışlar?
ya da elinizde benzer örnekler varsa paylaşır mısınız?
ya da buna benzer bir plugin varsa?

 

nette pek bilgi yok. nasıl çözebilirim? upload file ile excel'i seçeyim o da bana xml çıktısını versin falan?




 

ya ben çok yemek yapmam ama genelde iyi yemek yaparm. kendi kıçımdan da bişeler uydurup yaparım ama artık bişey uyduramyorum çünkü bildiklerim sınırlı.

değişik yemekler öğretin bana. isim olarak söyleseniz de yeter.

değişikten kastım da, yok vişne soslu yok bilmem ne karışımlı şeyler. absürd gibi gözüken lezzetli şeyler, incelikli şeyler.

illa ki yemek olmasına da gerek yok.
işte şu sos var, etle iyi olyor tavukla iyi oluyor deseniz de kafi. en azından sosu yapar yemeği kendim uydururum vs.

 

açık ve net.

genel problemlerinizden bahsetmiyorum, anadilden falan konuşmuyorum. o problemleriniz ayrı.

ben şuandan bahsediyorum: sizi ışid suriye'de sikiyor, siz niye türkiye'de terör estiriyorsunuz. amacınız ne? derdiniz ne?

büstüün yaktığınız atatürk ne alaka?
sokakta molotof attığınız arabanın sahibi ne alaka? ne bekliyorsunuz da olmadı diye bu terörünüz?

suriye'ye asker çıkarmadık diye mi ne? probleminiz ne amk hastalıklıları?

 

yaklaşık yarım saattir fotoğraf gönderemiyorum amına koduğumun wp8.1 whatsapp'i ile.

böyle problem yaşayıp düzeltebilen var mı


 

tam 1 hafta önce patlıcan közlemiş içini çıkarmış ve dolaba atmıştım. buzlukta değil, sadece buzdolabı kısmında.

bozulmuş mudur? bozulur mu?
bozulmazsa beğendi yapıcam, oldukça sıvı bir beğendi tarifi paylaşır mısınız :D

 

steamsiz oynanamıyo mu bu nane ya?

cd var elimde ama steam hesabına bağlanmaya çalışıyor illa ki?


 

ucuz olabilsin, içinde tavuk bulundurabilsin?




 

biliyor musunuz?
pedofilinin bir hastalık değil, sapıklık olduğunun bilincinde misiniz?

arada sağda solda görüyorum da "rehabilite eidlsin" diyen arkadaşlar oluyor. pedofililerin asla ama asla rehabilite edilemediğini, yüz yıldır bu konu üstünde çalışmalar yapılmasına rağmen en fazla "baskılanabildiğini" ancak o "baskılamanın" da en ufak bir boşlukta dışa vurulduğunu biliyor musunuz?

tekrar sorayım: pedofili denen sapıklığın asla ama asla tedavi edilemeyeceğinin bilincinde misiniz? "rehabilite" dediğiniz şeyden çıkanların yakalanmayacağını düşündüğü an tekrar pedofili eğilimleri sergileyeceğini biliyor musunuz?

pedofili hastalık değildir.

şu videodaki adam: www.youtube.com daha önce aynı programda yakalanıyor, çıkıyor ve 1 ay bile geçmeden tekrar küçük yaşta bir kızla beraber olmak için aynı programa yakalanıyor. hali, tavrı vs. bir çok şey uyandırır sanrıım.

 

şuan ufak bir sinir harbi geçiriyorum. düzelemzse 15 dakika içinde kasayı camdan sallıcam.

neyse. konami id ve konami şifrem ile giriş yaptığımda şifre veya kullanıcı adı yanlış diyor. halbuki aynı şifre ve kullanıcı adıyla internetten giriş yapabiliyorum hesabıma.

100 milyon para veriyoruz amına kodumunun oyununa bağlanamıyoruz

 

www.youtube.com

olm bu yurtdışındaki insanlar niye bu kadar boş işlerle uğraşıp aşırı komik şeyler çıkartıyorlar lan ortaya baya güldüm.

bizde en fazla bobiler var, o da bu kalitenin yanına yaklaşamaz amk.

 

ya bu avradını siktiklerime 100 lira para saydık zamanında. bugün sitesine giriyorum, onlnie oynamayı açan patchini üyklemek için sitede sadece pes 2015 var.
ulan nerden bulacam ben bu patchi, arada yandex virüsünü de yedim zaten sinir krizi geçiriyorum şuan



 

size dünyanın en zor şeyini sorucam :)

annemin elinde tablet var. bana facebook aracılığıyla çektiği bi videoyu göndermk istiyor.

fotoğraf göndermeyi falan biliyor ama video gönderemiyormuş.
bende hem android hiçbir şey yok, hem de tablet yok. haliyle elindeki menüler hakkında fikrim yok.

burdan yönlendirerek nasıl video göndertirim, android tabletteki facebook chat menüsünün screen shotlarını atabilecek biri var mı acaba?

 

<meta property="og:title" content="" />
<meta property="og:type" content="article" />
<meta property="og:image" content="" />
<meta property="og:url" content="" />
<meta property="og:description" content="" />

bu metaların tamamı dolu.

başlık: istediğim gibi geliyor, zaten title'dan çekiyor amk.
description: bi geliyor bi gelmiyor.

fotoğraf: asla ama asla istediğim fotoğraf gelmiyor. ya slider'daki fotoğrafı getiriyor ya da hiç getirmiyor.

napmam lazım ya fıttırıcam artık.

 

şimdi 2 tane barbour montum var. bi tanesinin iç kürkünü, geçiş mevsimlerinde çıkarmıştım. sonra onu ya bi yerde unuttum ya da bi eşyalarla falan attım ksaca iyi bok yedim. yok yani.

benim bu kürkü alabileceğim bir yer var mı yoksa kürksüz mü kullanacam el mecbur? (ya da habire birinin kürkünü diğeriyle değiştirmekle mi uğraşacam mk)


 

ben denizbank'tan kredi çekmiştim.
ödeme günü geldiğinde hesaba taksit tutarını yatırıyordum o çekiyordu.

bu sefer beklediğimden erken geldi ödeme ve bu: KMH hesabından 200tl çekerek krediyi ödemiş o aylık.

şimdi ben 200tl'yi banka hesabıma yatırdım.
başka bişe yapmam gerekiyor mu? KMH hesabına olan borcum kapanmış oldu mu?

(menüye baktığımda, hesap bakiyem 200tl gözüküyor. KMH hesabım da 158tl'den 358tl'ye çıkmış.)

 

ışid, süleyman şah'a saldırıp askerleri esir aldıysa türkiye cumhuriyetinin ikinci bir şansı yok herhalde. karşı saldırı başlatacak. yoksa biz devlet değiliz. ora kendi toprağımız.

peki, cidden çıkacak mı sizce böyle bir savaş?
etkisi nolacak, topyekün bişi mi olur özel harekatlarla sınırlı bişi mi olur.

nasıl bir boka düştük

 

2 sene önce falan, facebook, bişi çıkaracaktı android'e dair.
sanki android arayüzünü değiştiren bir projeydi ya da öyle bişi. neydi o projenin adı ya?

(anlatamadım, çünkü hatırlamıyorum)

 

şimdi bu one page tasarımlarda,

about kısmıan tıklıyoruz, biz buna tıklayınca sayfayı #about başlığına doğru kaydırıyor ya.

bu sistemin adı ne oluyor?

 

şimdi öncelikle kimse kendini kandırmasın: kapalı bir pakette gelen, içinde ne olduğunu bilmediğiniz bir ürün her insanoğlunda bir heyecan ve istek uyandırır. babanız eve kapalı bir poşetle geldiğinde veya adresinize bir hediye gönderildiğinde bu his hepimizde oluşur.

aha bunu nasıl tanımlarsınız? hem psikolojik olarak, yani bilimsel, hem de içinizden geldiği gibi.

yani neden insanlar hediyeden mutluluk duyar,
içinde ne olduğunu bilmediği kutular hakkında heyecan duyar ya da buna dair şeyler. açıklaması nedir?

ihtiyaç demek doğru olmasa da, insan niçin böyle "ne olduğunu bilmediği şeyleri öğrenme" ihtiyacı duyar kısaca.

özellikle hediye konusunda söylüyorum yani bunu.


edit: yani aslında anlatmak istediğim şey; biri size "1 hafta sonra sana bir mont alacağım" diyip mont almasının etkisi, elinize içinde mont olan bir hediye paketi vermesinin etkisi ile aynı değil. aha bu farkın sebebi ne, insanın hangi ihityacı buna sebep oluyor?

 

ben delirecem ya.

digiturk bağlatayım dedim. 2 hafta boyunca, haftaiçi gelmeyin dememe rağmen beni defalarca haftaiçi aradılar. sinirlenip iptal ettirdim.

tivibu bağlatayım dedim, yanlış yere evrak göndermişler.
tekrar başvurdum, bu sefer de tivibuyu izmirdeki evime göndermişler.

sinirlendim onu da iptal ettirdim. çünkü aptalın çocukları anca şikayet açıyorlar. düşünün; şikayet açılacak, o şikayet okunacak, adres değiştirilecek, sonra bağlamaya gelecekler. niye? call centerdaki zihinsel engelli, istanbul adresimi almasına rağmen tivibuyu izmir'e göndertti diye.

ben napacam amk, bana bari anten falan bişi söyleyin onu bağlayayım. hd kanal falan çeken hangi anten var? kaça patlar bana allah kahretsin böyle şeyi.

 

samsung smart tv var. apartmanda digiturk, dsmart ve normal uydu varmış, komşular öyle dedi. hepsi uyducuya yaptırdığı için ayar falan bilmiyorlar.

ben, apartmanın merkezi girişine kablolarımı taktım (nette gösterildiği gibi, başlık değiştirdim vs.).

şimdi, uğraşıyorum ancak sinyal kalitesi naparsam yapayım %0.
bin tane şey denedim %0 %0 %0 %0.

acaba kablodan tv'ye giden hiçbişi mi yok, onu düşünmeye başladım. ama bunu nasıl anlayacam ki? elektrik kablosu olsa, daya kontrol kalemini elektrik var mı yok mu anla. ama bu kabloda nasıl keşfedecem ki problem var mı yok mu diye?

ya da ne yapmalıyım ne yapabilirim?

 

onedio.com

zerre inanmadım niye?


 

google drive'da hazırladığımız anketi web sitemize entegre etme ihtimalimiz var mıdır?

işte website.com/anket, dediğimizde google drive sayfasındaki anket gözüküversin? mümkün mü? mümkünse nasıl? google maps api gibi bişi var mı yani?


 

kapsamlı ve ciddi bir anket yapmamız gerekiyor.
bu suveey.com'lar falan var galiba, hiç birini denemediğim için önce size sorayım:

zarif ve "ciddi" bir tasarımı olan, güzel bir anket sitesi olarak neyi kullanmamı önerirsiniz? daha önce online anket yapmamıştım hiç.

 

dedim şu android programlamaya başlayayım.
sebebi de; html, css ve javascript biliyorsan hemen adapte olursun özellikle javascript önemli muhabbeti falan çevriliyordu.

www.youtube.com

şu linkten takip ediyorum. ulan arkadaş benim konularımla daha en ufak bir ortak yön bulamadım.

javascriptle pinpon scripti falan yazardım, basit ateş etmeli falan oyun yapardım. bunda bunu yapabilmem mümkün değil amk, dersler mi noksan yoksa bana mı yanlış söylediler. java mava bilmiyorum arkadaş, javascriptle ortak bir sürü konu var diye başlayayım dedim.

yol yakınken döneyim mi, hiç java öğrnebileceğimi düşünmüyorum bu sıralar.

 

www.buzzfeed.com

şunu okuyordum da. merak ettim şimdi. gay çiftlerin büyüttüğü çocukların genel aile kavramı nasıl oluyor. hani ikisine de baba mı diyorlar ya da ne bileyim, ben daha önce görmediğim ve bilmediğim için soruyorum. muhtemelen bu şekilde yetiştirilmediğim için tam idrak edemiyorum.

o yüzden yardım lazım, aile ilişkileri falan nasıl oluyor. sormayı şuan akıl etmediğim farklılıklar nasıl işliyor, hetero çiftlere göre.

 

bakın daha önce: www.eksiduyuru.com

bugün fatura geldi. bir baktım tarife, tarife ücretinden gelmiş. taahhütlü kampanya üzerinden değil.

15 günlükk ullanım için 48tl para kesmişler ve en altta tarifemin 94tl olduğu yazıyor.

ulan benim bu kapıma gelenler "24 ay taahhütle ayda 69tl" demişti, nette baktım gerçekten de 24 ay taahhütle 69tl kampanya var. e bunlar niye beni taahhütsüz gibi işleme soktular?

yemin ederim çıldıracam bu superonline'la ya. hiçbir hizmetlerini istemiyorum. elimdeki tabletin parasını peşin sokacak olmasalar kapattırıp gidecem. bu tableti falan iade etmenin yolu var mı allah aşkına, istemiyorum bunların hizmetini de bi bokunu da.

 

eksisozluk.com

bu başlıkta, şu barzoyu savunacak kadar namussuz musunuz?
bakın belki kart elemanındır, şoför ibnelik yapmıtşır, ona bir şey demiyorum.

sorduğum soru şunları yazanlara:

"ulan noalcak bir kişi beleş geçse"
"şoföre mi kalmış onun yaptığı sahtekarlığı cezalandırmak"
"ülekyi soyuyorlar koymuyor da, bi kart mı koyuyor size"
"oooh iyi olmuş şoför döven adamdır"
"ben de aradaşımın kartını kullanıyorum, alan memnun veren memnun size ne? (ulan orospu çocuğu bir sen misin akıllı?)"

ciddi diyorum. namussuzluğu bu derece içselleştirdiniz mi?
nasıl bu derece namussuz oldunuz, nasıl ailelerde büyüdünüz?

bu mantıkla düşünerek, 100 milyar euro da çalsanız, bir insanın 3 kuruşluk rızkını da çalsanız kendinizi "masum bir melek" gösterebielceğniizin farkıdna mı değilsiniz yoksa artık namussuzluk öyle içinize işlemiş ki, kendinizin namussuz olması umurunuzda mı değil?

siz cidden bu derece leş bir düşünce yapısıyla gelip avrupalının medeniyetine mi imreniyorsunuz?

namussuz pislikler.


peşin edit: bakın koçlar, maddi durumunuz elvermiyorsa bunu hırsızlık yaparak değil, çıkıp hakkınızı arayarak çözeceksiniz. o şekilde çözmüyorsanız da çıkıp ne ayakkabı kutusundaki milyarları sorgulayacak, ne peşkeş ihalelere gider yapacak ne de namussuzlara oy atanlara bok atacaksınız. yüzünüz olmaz çünkü.

"maddi durumum yoktu" gibi ucuz mantık yüzünden herkes bir şeyler çalacaksa. biri gidip elektrik kaçıracak, diğeri su sayacını sıfırlayacak, bir başkası bulunduğu işyerinin kasasından para tırtıklayacaksa biz bitmişiz. namussuzluğu "adalet getirecek" bir şey olarak görüyorsanız. biz harbiden bitmişiz.

 

çok rahatsız oluyoruö. şuan yine aynı sebepten uyanmış durumdayım.

bikaç gündür alerjik şeyler var, burnum tıkalı. otrivine kullanmamaya çalıştım, 3 gün üst üste kullanınca iki gündür kullanmıyorum.

neyse detayları geçelim: tam uyku pozisyonuna geçmediğim durumlarda, bir anda bir öksürükle uyanıyorum. boğazıma tükürük kaçmış gibi. ne bu amk ya, gerçekten çok rahatsızım kötü hissediyorum kendimi.

 

The north will never forget.

Kaçınızın içini intikam duygusu ve kan kokusu kapladı şu cümleyi şuan gördüğünüzde lan got cular


 

örnek: i971.photobucket.com

bu tiffany kutusu, muhtemelen bir yüzük boyutundadır.
bana lazım olan şeyse 35x35 veya +-5cm boyutlarında, 10-15cm arası yüksekliğe sahip kutular.

kutular renkli olmalı, 6-7 renklik bir skalam var.
boyut dışında tüm özellikleri birebir aynı kısaca, kutunun üstünde tiffany'deki gibi ince bir marka adı yazacak, şaşasız.

bu kutuların birim maliyeti ne olur?
kaç adet lazım olduğunu henüz bilmiyorum ama, bu piyasayla bir ilginiz varsa; "50-100 adet arasını x tl den, 200 üstünü y tl den yaparlar" gibi bir bilgi verebilirseniz şahane olur. ya da aşağı yukarı bir tahmininiz varsa. bir de atıyorum 500 tane yaptıracak olurum, ama bunları 100'erli 5 renk olarak yaptırırım, herhalde fiyatı değiştirmez bu?

son not: istanbul veya izmirde nerede yaptırabilirim.

 

ikisini de farklı işler için düşünüyorum da:

1. url düzenleme yaparken atıyorum: ?git=anasayfa 'yı /index.html şeklinde gösteriyorum. bunu iki seçenekli yapabilir miyim? yani ?git=anasayfa'yı hem /index.html'den göster hem de /anasayfa.html'den göster gibi genişletebiliyor muyuz? bu basit bir örnek oldu, muhtemelen alternatif öneriler getireceksiniz ama bana direkt bu şekliyle lazım, rewrite yaparken iki seçenekli olarak url düzenleme lazım kısaca.

2. daha önce hiç çalışan siteye url rewrite yapmamıştım. haliyle buna ihtiyaç duymadığım için bilmiyorum nasıl çözeceğimi ama;

site şuan işte ?urun=21, ?git=anasayfa vb. url'ler ile çalışıyor ve bu url'ler kullanılarak bir sürü paylaşım yapılmış. haliyle nette, sitenin bu url'leri dolanıyor.

şimdi ben bunu /urun/21 /index.html vb. şekilde düzenlemeyi planlıyorum daha verimli olsun diye. ama ben böyle yaparsam, nette birkaç aydır paylaşılan linkler çöp olacak. bu da siteye zarar verir. yönlendirme yapmak mümkün mü htaccess'te.

yani "tamam ?urun=21'i /urun/21 şeklinde düzenledik ama millet bu linki ?urun=21 şeklinde girerse de sen onu /urun/21'a yönlendir ki 404 hatası almasın sitenin hiti düşmesin olur mu?" diyebiliyor muyuz?

her ikisi de mümkünse yöntemin isimlerini ya da basit birer örneği paylaşmanız mümkün müdür?

 

güzel bi mallık yaptım az önce.
site yaparken yanlış dosyayı sildim.

baya bir satır jquery kodu çöpe gitti.

bunu kurtarabilmemin yolu var mı?
mesela, girdiğim bir sitenin 15 dakika önceki görüntüsünü alsam kurtarabilirim.

 

yeteeeeeeeeeeeeer.

evde her şeyin bozulmasından bıktım.
dün de süt aldım, bugün yarın o da bozulur. bozulmasın oğlum yeter ya her hafta onlarca tl parayı çöpe atıyorum.

sütü de kullanabileceğim bir yemek söyleyin de, o yemeğin malzemelerini alayım sütü o yemekte değerlendireyim.

 

sanırım son günlerde artan tozdan dolayı burnum tıkalı.
otrivin geçiriyor ama lanet yan etkileri var.

antihisemitik mi ne deniyordu, o ilaçlardan birini kullanmam lazım. normalde bir tanesi işime yarıyordu ama hangisi olduğunu hatırlamıyorum.

bana bir ilaç ismi söyler msiiniz gidip eczaneden alayım

 

Arkadaşlar şöyle bir iskeletini öğrenmem gerekiyor booking.com'un, ödev benzeri bi işim var da.

Yani çift taraflı site: bir tarafı oteller, diğer tarafı müşteriler.

bu her iki tarafın da, işlemler sırasını, akış diyagramını öğrenmem gerekiyor.

örneğin:

otel için -> kayıt oluyor -> kayıtta bu gibi şartlar aranıyor -> şu şu gibi bağlayıcı hükümlerin altına giriliyor -> kayıt tamamlandıktan sonra otel yayınlanmaya başlıyor -> müşteri rezervasyon yaptığında otele bilgi gidiyor otelin bağlayıcılığı şunlar bunlar, müşteri rezervasyonu iptal ederse şunlar bunlar oluyor, etmezse bunlar bunlar oluyor.

vs. gibi şöyle bir akış şeması tarzı anlatım lazım.
zahmet vericem muhtemelen ama bana mtühiş yardımcı olmuş olursunuz.

hem eğer b eşiktaşlıysanız akşam sopcast linkleri falan paylaşırım :(