Ekşi Duyuru

Başarısız bir girişimim olmuştu zamanında bi kaç kişiden fake sipariş al yıldız için yoksa zor

@ olaylar olaylar
fake satış denedik ama arkadaşın kredi kartlarını kabul etmedi, parayı anında çekip iade etti vs asla çözemedik. sipariş oluşmadı :(

Başka kart deneyin banka kartı da olur

@ olaylar olaylar
banka kartı da denedik, google pay de denedik, valla her şeyi denedik. arkadaşımı değiştirmeye karar verdim, belki o işe yarar.

Farklı cihazlardan vpn kullanarak yapın belki olur :)

Lumion dediğine göre bu programla çalışacağı zamanlarda windows kullanacak belli ki, fikri olmadan akıl vermek de değişik. Paralells m1 pro performansını bilmiyorum ama eski macbook’unda kullanan arkadaşım memnundu. Qualcom’la microsoft’un anlaşması bitmek üzereymiş ve bu anlaşma nedeniyle qualcom arm mimarili windows’un macbook için çıkmasına izin vermiyormuş, bitince çıkar diyorlar.

Eğer windows çıkarsa kesinlikle pişman olmazsın ama şu an programı kullanmana engel olabilir, bilemiyorum.

Lumion Mac OS'da çalışmıyor. Ufak şeylere bakmak, düzeltmek için belki Parallels ile kullanırsınız ama verimli olmaz.
Ya Lumion ya da Macbook, birinden vazgeçmeniz gerekiyor.
Onun dışında pişman olmaz, hatta mutlu olursunuz diye düşünüyorum. Ama kişiden kişiye değişiyor tabi tercih ve beğeniler.

benim de en sevdiğim kahve verona. 2 gün önce migrostan indirimden aldım. 39 tl'ye.
internette ve süpermarketlerde satılan diğer kahveler çok uyduruk geliyor bana.

@konetsu
ben de baktım ama göremedim migrosta. hatta bizim migrosta hiçbir starbucks ürünü yok. ama zaten amacım buna yakın bir tat bulmak. hadi bugün 40 tl, yarın 40 tl, iki ay sonra mağazada 70 tl olacak. bu karışım olduğu için zor galiba bulmak.

veranda ile karıştırmışım evet. blonde olan işte, benim en sevdiğim kahve şu dünyadaki.

"sizin kedüleriniz nasıllar" sorusuna cevaben yazıyorum,

iki kedim var. 9 ve 13 yaşlarında anne-kız. yavrusu doğduğundan beri annesiyle çok yakınlar. hala sabahtan akşama kadar birbirilerini yalıyorlar. daha çok anne kızını yalıyor, kız da prensesler gibi duruyor. bazen kız annesinin yanına yatmak istiyor ama koca vücudunun farkında olmadığı için annesinin üstüne yatıyor :D rahatsız olan anne tarafından bir iki tokat yiyor ama onun dışında kavga etmezler.

yavru daha çocukken oynamak için annesine çok sataşırdı. o zamanlar da sadece oynarlardı, kavgaya hiç dönüşmezdi bu oyunlar.

çözümüm yok ama zamanla değişeceğine ve birbirilerine ısınacaklarına inanmak isterdim yerinde olsam. öncelikle, erkek daha çok gençmiş. onun biraz daha büyümesini bekle. sakinleşsin. kedilerin huyları değişiyor çünkü yaşla. sizin kız da 1 yaşından sonra uslandı demişsin. benim anne kedi de 3 yaşına kadar basbaya asabi bir kediydi. sonra azaldı o huyları. özellikle doğumdan sonra alakası kalmadı, pamuk gibi oldu.

edit. kedinin üstüne yaş mama mı sürdün :D

ben ikisini de 6. ayda kısırlaştırdım. sakinleştiklerinde ikisi de ayrı ayrı takılacak gibime geliyor. ne var benim onları sevdiğim gibi onlar da birbirlerini sevseler ya. kediler ne ilginç hayvanlar. valla 3.yü alcam kızdırırlarsa ahsdahsd

belki dişi doğursa böyle olmazdı ama hem karşıyım hem de zaten doğuramayacakmış... dişim resmen cazgır olmak için gelmiş dünyaya.

iki kedim var. biri 4 yaşında, evin ilk kedisi. diğeri 3 yaşında. geçen yıl katıldı aramıza. ikisi de dişi ve ikisi de kısır. tipleri de birbirine benziyor aynı soyun tohumu yani ikisi de. arkadaşlar gelince hangisinin hangisi olduğunu ayırt edemiyorlar bazen.

ilk buluşmada tabii her ilk buluşma gibi hiç anlaşamadılar. garip sesler çıkardı ilk kedim. diğeri o zaman kızgınlıktaydı, henüz kısırlaştırmamıştım ve olan bitenden bihaber şekilde evde takılıp kuyruğunu havaya kaldırıyordu. sonra ilki bu arkadaşa alıştı. bu kez ikincisi hormonal olarak kendine gelince "ben nerdeyim lan" durumu oluştu ve hem benden hem de ilk kediden korkup kaçmaya başladı.

zamanla düzelir diye düşünüp kendi hallerine bıraktım. ilk kedim hiç tıslamıyor, arada sizin kediler gibi kovalamaca oynuyorlar(?). ama bu kovalamaca esnasında ikinci kedim korkup tıslıyor diğerine. o da dönüp gidiyor. bu kez arkasını döndüğü için iki, biri kovalıyor falan. günlerimiz böyle geçiyor. bazen yan yana gelip birbirini kokluyorlar ama öyle yalama, yan yana yatma kesinlikle yok.

ilk kedim tepemden inmez, sürekli dibimde, ikinci kedim ise sadece ben mutfaktayken gelir kendini sevdirir. kucağa almak istediğimde kaçar. ama mutfaktayken yana devrilip göbeğini açar ki seveyim. kucağa alacağımı hissettiği anda kaçar yine. mutfak dışında yanıma gelmez ya da ben gittiğimde kaçar.

benimkiler dişi olduğu için hiç alışmayabilirlermiş. bi yerde "sakin bir ateşkes haline dönebilirler ama tamamen barış ilan etmeyebilirler." diye okumuştum. sanırım öyle olacak benim durum. birbirine fiziksel zarar vermedikleri için çok üstüne düşmüyorum. ama bu durumu değiştirecek bir şeyler varsa ben de öğrenmek isterim.

bizimkiler 15 sene aynı evde yaşadılar ve bu birbirini sevmeme senaryosu nerdeyse hiç değişmedi.

Iki kedinin kani birbirine isinmiyorsa o sekilde devam ediyor. Karakterleri uyusmuyor ama bir sekilde evde bir denge kuruyorlar. Benim disi kedim eve gelen butun disi kedilere kan kusturdu. Aylar gecti yine sevemedi, hir gur hic bitmedi. Erkek azman bir kedi geldi evimize, onun yaninda bir melek, ne cilveler, ne opucukler.

instagram.com/sesaceramic/
Merhaba öncelikle bu sivi döküm çamuru diye adlandirilir. Alçı kaliba dokulur ve alci, dokum camurunun suyunu cektikce katilasir ve kalinlik olusur. Kalan kismi geri dokulur ve tekrar kullanilir. Kolay bir surec gibi dusunulse de kurs olarak bir atolyede baslamanizi tavsiye ederim dusunuyorsaniz. Eşimin sayfasi yukarida paylastigim link. Kendisi seramik bolumunden yuksek lisans yapti.

Bu tekniğin adı slip castingdir. O şekilde araştırabilirsiniz.

Alçıda ne kadar bekletirseniz kalınlık o kadar artar. Etüvde vb şekilde daha hızlı kurutulabilir. Ana malzeme olarak kil ve sudan oluşur. İçine sodyum karbonat sodyum silikat gibi katkı maddeleri eklenir/eklenebilir.

bence alışılmaz.
ben su tadını çok ayırt ediyorum ve beğenmediğim suyu asla içemiyorum.

iade etmek size kalmış ama ben çay demleme, yemek yapma gibi şeylerde de içme suyu kullandığım için ben olsam iade etmezdim.

çay kahvede temiz su, yemekte musluk suyu kullanıyorum. hamidiye, hayat falan hiç sevemediğim sular. özellikle ofiste hamidiye içiyorlardı, değiştirtmiştim. bu da sanki ona benziyo sanki. bir hafta düşüneyim madem belki alışırım :(

Arıtma cihazını yeni aldıysanız suyun tadı 1-2 hafta içinde otururur.zamanla güzelleşir. İlk başlardaki tadı iyi olmuyor.

jefferson +1

eger yeni aldiysaniz filtresi yeni oldugu icin olabilir. biz Brita kullaniyoruz, yeni filtre taktigimizin ilk haftasi falan tadi guzel olmuyor, cayda bile hissediliyor. sonradan yerine geliyor tadi.

@jefferson @orange coffee
benim filtre 3 aylık zaten. 2 haftası tat değişikliğiyle geçecekse ne bileyim. çay demledim şimdi, çok kötü. bergamot tadı bile almadım, yemiş bergamotcuğumu :(

Kitap almayın. E-Kitap okuyucu alın. Kitapları satın ya da bağışlayın. Çok sevdiğiniz ya da sizin için önemli olan kitapları ayırın. İşe yaramayan her şeyi satın. Size gerekli gözüken şeyler göz önünde olmayınca belki yokluklarını fark etmeyeceksiniz bile. Bir de şeffaf, kapaklı kutular işe yarıyor.

maddi değeri yüksek ve kullanmadığım şeyler --> anında satılıyor
maddi değeri düşük ama kültürel değeri olan eşyalar kitap dergi vs --> mümkün olduğunca biriktiriyorum, sağda solda birikiyor
hem maddi değeri düşük hem bi değeri olmayan şeyler --> çöp, bağışlama kutusu, sağa sola hediye etme

kutu güzel ancak ben kutunun içinde unutuyorum ne olduğunu. hatta bazen aynı şeyden 2 tane aldığım oluyor. b12 de eksik, napacaksın :(

garage sale diye evde corona partili satış mı başlatsam, napsam allam.

kitapları bi tur ayıkladım. hepsini yükledim tek tek internete. kimse almadı. 10 lira yazdım, 5 lira istediler. 5 lira yazdım, hesabımda 2 lira var dediler. içim daraldı.

dolap almak en iyi çözüm, yeterince dolap alırsan ev çok kalabalık gözükmüoyor. eğer bir şeyi koymak ya da almak için önce başka bir şeyi alıp koyman gerekiyorsa yeterince dolabın yoktur

@hoot

ya benim anne baba da o kafada. 3+1 evde 2 kişi kaldılar. her yer dolap oldu. atın diyorum atmıyolar. misafirin misafiri gelse ağırlanır o evde o derece. ben direkt atmak istiyorum.

ben kitap satmayla falan ugrasmiyorum, okuyorum, benim icin cok önemli degildse halk kutuphanesine veriyorum.

3 yıl önce sizin gibi fazla eşyadan tepemin attığı bir gün karar alıp sadeleşmeye gitmiştim.
fazla mobilya, istiflemeye dönen koleksiyonlarımı ve teknolojik aletlerimi letgodan sattım. ama sitedeki insanlar o kadar yorucu ki kitap ve kıyafet satışına hiç girmedim.
yılda bir kere gardırop elemesi yapıp bağışlıyorum.
ufak aksesuar, biblo ıvır zıvır almıyorum. açık raf kullanmıyorum.
çok kitap alan biriyim, bir noktadan sonra kontrolden çıkınca mecbur onları da eledim. romanları öğrencilerime hediye ediyorum. okuyup birbirlerine veriyorlar bir işe yarıyor. yetişkinler için olanları da üniversite öğrencilerine veriyorum. artık iki raf dışında hiç kitap tutmuyorum evde.
gerekli evrak, ıvır zıvırları da belli bir düzene koyup etiketli kutularda saklıyorum.

son 2 yılda öyle bir küçüldüm ki öfff..

kız kardeşim eve çıktı, resmen evimden bir evlik eşya ona verdim. asıl küçülme öyle oldu.

2. el uygulamalardan, kıyafet, kitap, ıvır zıvır sattım, halen satıyorum,yavaş yavaş satılıyor ama satılıyor.

ıvır zıvır almıyorum. bu net. yurtdışı seyahatlerinden buzdolabına magnet bile almadık, önceliğimizi hep deneyim biriktirmek olarak belirledik.

evde bir sürü olan mumları yemeklerde, misafir geldikçe yaktık tükettik yenisini almadık.

biblo, süs eşyası vs.. bizim için çok çok önemli değilde sattık.

kitaplarda da okuduğum her kitabı saklamak istemiyorum. bazı seriler ya da bazı yazarlar ya da bazı çok beğendiğim kitaplar dışında ya satıyorum ya dağıtıyorum.

ya benim canım anam getiriyor. yok borcam aldım, yok süs aldım bunu kapına as, yok onu aldım, yok 12 kişilik takım aldım sana (tek kişiyim) bilmem ne. kavga dövüş engellemeye çalışıyorum artık.

galiba evde ıvır zıvır koyacak dolabım yok. mesela salonda sadece tv altı dolabım var. kalan her yer açık. diğer odalarda sorun yok zaten, en büyük sorun burada. kallaxlarıma kapak bulayım ben.

Her şeyin sayısını belirledim. Yeni bir şey alınca eskilerden bir tane atıyorum. Yatak sayısı kadar yorgan, Yatak sayısı tane battaniye Yatak sayısı x2 nevresim takımı, Kişi sayısı x2 havlu takımı... Bu liste uzayıp gidiyor.
Sayılı don, sayılı çorap, sayılı gömlek, sayılı bardak...
Kitap özelinde en iyi çözüm dissendium'da dediği gibi e kitap okuyucu

Türk insanının en büyük savaşı "boş alan" ile. İnsanlar asla boş alana izin vermiyorlar. Boşluk olunca eksiklik gibi geliyor. O yüzden kitaplara geçmeden önce en azından salonun bir kenarında, hiçbir şeyin olmadığı, hadi en fazla bir saksı bitkisi olan genişçe bir boş alan açmaya çalışın derim. Çünkü yeni eve taşınsanız da alışkanlıklarınız peşinizden gelecek.

@whoosie

bitkiler asla kalabalık gelmiyor bana ya, orman içinde yaşayayım sorun yok.

akşam elime bi çöp poşeti alıp evi gezeceğim. kitapları da tekrar eleyip "hangisi kalsın" diye soracağım. görelim bakalım, adadan kimler elenecek...

ayrıca reader'ım var. kitaplarımın yarısı mesleki. onları hayatta atamam mesela. hepsi benim bebeklerim :(

Aktif donup bakmayacagim kitaplari icinde ne oldugunu gorebilcek sekilde kutuya etiketleyerek kaldirdim. ivir zivir icin ufak bir alan belirledim gerisi cekmeceye koyuyorum hic gozumr gelmiyor kaldi ki ivir zivir denen cogu seyi kullaniyorum ama cekmecede yigilinca gozume batmiyor. koca koca dolaplar olmasa da cekmece, bufe tarzi bir kismi acik bir kismi kapali veya boyu cok uzun olmayan seyler deneyebilirsiniz. Bir de esya atma stratejisi 1 seneden fazla elim
degmediyse bb...

www.netflix.com

-Kitapları hibe edilecek ve satılacaklar şeklinde ayırın. -Sevdiğiniz türden 20-30 kitap ayırabilirsiniz illa bir kitaplığım olsun diyorsanız. Eksiduyuru üzerinden çok kitap dağıttım, cüzi rakamlara sattıklarım da oldu.
-Giysi satışı için dolap, gardrops gibi uygulamalar kullanın. Semtinizdeki giysi hibe kutularının yerlerini öğrenin.
-Sandıksız koltuk, bazasız yatak almak kültürümüze ters. Mobilya yenileyeceğiniz zaman bunu hatırlayın.
-Elektronik atıkları biriktirmeyin.
-Biblo kadar gereksiz birşey yok, toz almayı zorlaştırıyor. Dağıtın.
-İhtiyaç haritası gibi sitelere ihtiyaç fazlası eşyalarınızı bağışlayın.

Netflix'deki belgesel(!)i öneren olmuş da.

Konusu 'İşi gücü bırak, her şeyden kurtul, asalak yaşa.' şeklinde özetlenebilir.

Minimalizm'i çok yanlış anlamış bir film o.

genellikle duz renk olsa da koctasa gittigimde goruyordum seramik ve indiirime giriyordu. ama online da cok yok galiba. fiyati da ebat belirliyor

Lokasyon neresi? Mesela İstanbul'da belediyenin Bahçe Market dükkanları var, onlarda bayağı çeşit var. Ben Göztepe'dekinden sık sık alışveriş yapıyorum, fiyatları uygun. Sitesinde fiyatlar yok maalesef.

bahcemarket.istanbul

Beykoz'daki cicekcilerin bazilari siparis ustune toprak saksi yapiyor, elindekilere ek olarak tabi. Fiyatlar da biz aldigimizda senin dedigin rakamlardi. Isim olarak hatirlamiyorum da oradakiler biliyordur.

Arkadaşım beton saksı yapıyor. Aradığınız ölçüleri mesaj olarak atarsanız kendisine iletip size dönüş yapayım.

Konum: İstanbul-Pendik. Kargolama seçeneği gerekirse bir şeyler düşünebiliriz.

izmir'deyim. evden pek çıkamadığım (bitmeyen homeoffice mesaisi ve yasaklar) için online bakıyorum evet (o yüzden zaten milyorlarca bitkim oldu).

öyle koçtaş moçtaş gezsem belki denk gelirim ama gezmediğim için bilemiyorum ki.

Hoparlör gücünü pc usb sinden alıyorsa ondan olabilir. Bende öyle sorun vardı

Aux kabloda yeterli yalıtım yoksa ve elektrik hattının yanında duruyorsa parazit alabilir. Nasıl bir tesisat ve kablodan bahsediyoruz ?

gücünü uzatma hattından alan, bilgisayar hoparlörü. sanırım kablonun ortası, uzatma hattına denk geliyormuş. gerçekten uzaklaştırınca düzeldi (umarım düzelmiş olarak kalır). bin neden bul deseler asla söylemezdim bunu.

çok teşekkür ederim janavarorion <3

edit: hala geliyo :c

Web tasarım ve kodlama okudum, bilgisayara elimi sürmedim :)

Çok bişey bekleme bence ama dersen ki ben kitaplarını alırım, okurum uygularım filan belki yararı olur.

Sınavları geçmek için uygulamaya hiç ihtiyaç yok.

Ben de okudum ama bir kurs ve uygulama daha faydalı olacaktır.Fotografcilik uygulamasiz bir sekilde pek faydası olmayan bir bölüm.

infernalcadre +1 ayni bolum bizim de. bizde de sinav oncesi oku sonrasi unut seklinde oldu. bi ise yaramadi muhtemelen ama ustune de dusmedik. ilgi ve yonelimle alakali. biz ilgilenmedik bir sey de ogrenmedik.

ben okuyorum şu an. okurken utanıyorum o kadar bilimsellikten uzak bir havası var ki kötü bir ilkokul kitabı gibi. kalitesiz bir program tavsiye etmiyorum zaten bir şey katmaz da

anladığım kadarıyla evin şekline göre ideal yerleşilmiş.

seçenekler:
1- bazı eşyalarla vedalaşmak. ben yaptım. minimalist yaşam iyidir. evde ne sehpa ne dolap bırakmadım salonda. koltuk ve masa sadece. görenler açılan alana inanamıyordu.
2- evi değiştirmek. bunu da yaptım salondan memnun değildim. 6x6 36 m2 civarı bir salona geçtim. tüm eşyalar mükemmel sığdı. salonda balkon olmaması da mükemmel bir artısı oldu işin. dikdörtgen ya da kare güzel çalışıyor yerleşimlerde.
3- belki çizimleri paylaşırsanız daha mantıklı öneriler gelebilir.

Şöyle geniş açılı bir foto çekip koysan, fikirlerimizi söylesek, seçersin içine sinen tasarımı

çok genel olacak ama pinterest e bakabilirsin. bana da karantinadayken fenalık geldi aynı şekilde, değiştirdim ama pek olmadı. eskisine döndüm. sonrasında sadece fazlalık yapanları başka odalara dağıttım, ortam güzelleşti. bir de halı-perde ya da koltuk örtüleri vesaire oralarda ufak değişiklikler yapmak da baya havasını değiştiriyor. fotoğrafını koyarsan daha çok yardımcı olabiliriz

benimki de çok genel olacak ama ikea'nın direkt kendi sayfasındaki ve ikea blog'da milletin yaptığı düzenlemeleri seviyorum ben. kendi evimi de sade X öğrenci evimsi stayla döşediğim için baya az eşyalı oldu. gerçi zaten sığmazdı da çoğu şey, küçük çünkü.

görselleri ekledim.

www.dropbox.com

amacım koltuğu tam ters yönde çevirip manzaraya bakmak. köle masam iğrenç binaya bakıyor ama ona yapacak bişi yok galiba artık. bilemiyorum.

eşya da çıkarırım atarım sorun değil de, istediğimin olması için tv'yi atmam gerekiyor. biraz saçma bi ev.

:D çok güzel çizmişsiniz. salonun şu anki hâli mi bu? ben çok beğendim :( bu konuda çok düz mantık güttüğüm için benim mantığıma göre olabilecek en makul şekilde koymuşsunuz zaten.

epey bir baktım, galiba tek önerebileceğim şu: kanepe sırtı anlamsız duvara dayanır, kanepe arkasındaki büfe şu an televizonun olduğu yere konur, televizyon da çok çirkin binaya bakan tarafa konur, puf atılır. hatta şu anki hâliyle bırakacaksanız da pufu kaldırın bence. o anlamsız duvarın önünü pufla kapatmadan daha cici şeyler yapılabilir belki. duvara monte raf düzeneği falan yapıp için bir şeylerle doldurabilirsiniz mesela, veya fotoğraf kolajları olabilir. kediniz için yere bir minder veya dekoratif tırmıklama düzeneklerinden olabilir. köle alanıyla yemek masasına şu anki hâlinden başka bir şey üretemedim :(

@bir garip melek

ehehe teşekkürler. öyle de bi deneyeyim. bir şeyler gidecek, belli oldu zaten. pufla balkonda oturma yeri yaratılabilir belki bi kitaplıkla.

ah bu L koltukların gözü kör olsun. alıyorsun, ilk başta güzel bir fikir gibi geliyor. az yerde çok kişi otursun vs vs vs.. sonra yeniden dekore etmek istediğinde hiç bir yere koyamıyorsun. kocaman bir mobilya koyabileceğin kısıtlı yer var.

eğer L koltuğun ayak uzatma tarafı taraf değiştiriyorsa, soldan sağa al. amaçsız duvara yasla. L koltuğun arkasındaki üniteden vazgeç. çöpe at. tv'yi amaçsız duvarın karşısındaki duvara koy. tv'nin iki yanındaki sehpalardan vazgeç. bir tane koltuk var, o kadar sehpaya ihtiyaç yok. yemek masasını 90 derece çevir. kitaplığı da çalışma masasının soluna koy. ortada bir dolu boşluk olsun. hooooop oda ferahladı.

bir de böyle plan üzerinden falan çizilen resimler tutmuyor. üşenme, plan değişikliğini gerçekleştir. en kötü eski haline geri çevirirsin

@co2s2

L koltuklarla dediğin her şeye +1 ve maalesef taraf da değiştirmiyor... öğrenciliğimden kaldı, param olunca valla salondan atıcam kendisini.

L'nin arkasındaki ünite kallax, kitaplıkla aynı aslında. ben yan çevirdim. iki kallax'ı daha efektif kullanmam gerekiyor. biri bu odada durabilir, diğeri için ikea hacks muhabbetleriyle belki farklı bişi yapabilirim başka odada.

hiç üşenemiyorum çünkü şu an bi köle olarak sağa bakınca içim daralıyor. sonunda tek masa bırakırsam şaşırmayın.

en çok yer kaplayan şey koltuk ve koltukla tv'nin arasında olması gereken mesafe. gerçekten o bölgeyi sürekli kullanıyor musunuz? bir de bizdeki L koltuğun kenarları birbirinden ayrılıyor bu hiç mi ayrılmıyor?

edit: bence önce tv- koltuk bölgesini nereye koyacağınıza karar verin. mesela yemek masası yerine koltuk köle alanının :) baktığı duvara tv koyup sağ tarafı seçebilirsiniz. ya da sol alt köşedeki duvara tvyi koyup koltuğu karşısına yerleştirip arkada kalan bölgeye kitaplık ve büfeyi koyabilirsiniz.

bence düzen gayet iyi, bende de böyle bir L koltuk var, düzen yaklaşık bu şekilde. köle alanı başka yere çekilemez mi? :) ek olarak tv ortada kalacak ama tv ile koltuklar yer değişebilir belki? bir de mesela benim salon da çok biçimli olmadığı ve üstelik dediğim gibi küçük olduğu için mecbur camın önünde duruyor koltuk, ama seninkiden farkla bizde cam uzun kısmın arkasına geliyor, kısa kısmı duvara denk geliyor. onun yanında tekli koltuğum var, ikisinin arasında kalan boşlukta da kitaplık ve küçük bir sehpa var.

geçende senin evden daha küçük bir evi döşemiş bir kız gördüm ikea'nın sayfasında, maksimalist döşemiş (yani bir sürü minnak minnak eşyalı, rengarenk, bol bitkili... beni yoruyor ama olabilir) o yüzden dekorasyon akımlarına da bakabilirsin google amcanın yardımıyla.

bir de aklıma geldi, ikeahacks diye bir sayfa vardı, belki yardımcı olur. ikea dışı ürünler için de fikir verebilir. ben de ikea deyip duruyorum ama eşyaların çoğu enza'dan aslında :D bu arada mobilya satıcılarının sayfalarında da güzel döşenmiş evler olabiliyor, üstelik küçük yerler için de uygun olabiliyor.

microsoft onedrive güzel çalışıyor.

google drive da öyle ama client'ını beğenmiyorum.

ayrıca bir de dropbox var genelde küçük ofisler için daha iyi olabilir.

fiyatlarına göre karar vermeniz lazım.

1 yildir office365 ve dolayisi ile OneDrive kullaniyoruz. Adam basi 10EUR gibi bir fiyati var ve son derece kullanisli.

bir adet synology alin, webdav etkisnlestirin. macde finderdan, windowsta harfle erisin. Bir de backblazede hesap acin. 2 TB icin ayda 3-5 usd ödeyerek geceleri synology degisen dosyalari clouada atsin. Daha iyi bir cözüm yok.

kendimi degistiremedim, ben de isimi ve yasadigim yeri degistirdim. butun bu gerginlik cok ama cok azaldi.

pasif agresiflige hala bir cozumum yok.

Bunun gibi olumsuzluk çok. Baban haklı, eğitemezsin. Bir zamanlar bende öyleydim. Trafikte, yolda, okulda, markette en ufak olumsuzluk görsem sinirlenirdim. Sadece bana zararı oldu. Onlar olduğu gibi devam ediyor. Artık umursamamaya çalışıyorum.

Ufak bir öneri o zamanlar tahlil yaptırmıştım ve b12 vitamin değerim oldukça düşük çıkmıştı. Eksikliği sinirlilik hali oluşturuyormuş.

@mekaniker
evet bende de öyle çıktı, bir türlü arttıramayınca artık iğne yiyorum. üçüncü iğnemi yedim, iyice gerilmeye başladım ama :/

Dilaltı olarak bulunan b12 yi düzenli olarak kullanabilirsin. Faydasını gören çok.

cam pipet aldım kırıldı. hem de üzerinde minik bir kurbağa vardı. :(

metal aldım ben aliexpress'ten, çok güzel.

geçen bi haber gördüm kadın metal pipet üzerine düşmüş, gözüne girmiş. çok alakasız bi olay ama insan düşünüyor.

pipet şart mı desek?

kagit pipet?

takip ++

ben de alacağım güzel tavsiye varsa değerlendirelim. Sileceği kendimizin takması çok zor değildir diye tahmin ediyorum daha önce hiç değiştirmedim.

Lastik kalitesi onemli, baska marka aracimda bosch kullaniyorum. 10 numara performansi var.

polo olarak değil de genel olarak şöyle cevap vereyim. en iyi silecek bile bir kış sezonunda bozuluyor. bu yüzden ben en ucuzunu alıp bir sezon sonra değiştiriyorum.

Polocu değilim ama VAG grubundan başka bir araca sahibim. Aracın üzerindeki orijinal silecekler artık çok ses yapınca değiştirdim. www.sileceksepeti.com'dan inwells marka aldım. Neredeyse Bosch aeortwin'in yarı fiyatından ucuza geldi. Çok güzel temizliyor ve hiç ses yapmıyor. Sonuçta bunlar plastik ve zamanla dışarıda güneşte vs sertleşiyor. O yüzden Bosch'a o kadar para verme taraftarı değilim.

Ben kendi arabama Bosch marka almıştım. Baya güzeldi.

polo'ya bosch almistim guzel ama orjinali gibi degil malesef. ince cizgiler birakiyor. yikamadan sonra lastigi iyice temizlesem dahi ayni performans. kotu diyemem. normal bi kullanici belki farketmez bu dedigimi. onun disinda her seyi iyi.

1 sene önce ön ve arka swf aldım ve şimdilik mutlu bi birlikteliğimiz var.

rbw marka vardı, taktığım saniyede pişman oldum. ben de bunu ekleyeyim. vik vik ses çıkarıyordu silerken. şimdi bir sene oldu, ortasında bikaç yer yamuldu. sileceği çalıştırmıyorum ki cam kirlenmesin.

evet araştırmalarıma göre,
. inwells bir sene dayanıyor, sonra çöküş.
. bosch çok pahalı. seven de var sevmeyen de. bosch un da çeşidi var bu arada aerotwin ve aeroeco. aralarında 50 tl fark var. hangisi?
. bi videoda izledim. amca diyor ki silikon olmalı ve alkolle temizlemelisiniz. bunlardan hangisi silikon? var mı türkiye'de öyle bir şey?

her sene silecek almak istemiyorum ya. yeteeer :(

MkI Octavia vardı üzerinde Valeo ile gelmişti. Şimdi MkII Octavia var Bosch ile geldi. Ömrü dolunca gittim Valeo aldım. Bosch'un iki katı fiyatı ama hem daha dayanıklı hem daha iyi siliyor.

Valeo ftw!

fiyatlara bakınca her sene silecek almaya karar verdim. teşekkürler.

konu kilit :(

En iyisi 2 sene. En kötüsü 1 sene gidiyor gerisinibsen hesapla. Ben aldım 5 yıldır kullanıyorum diyen adam arabadan anlamıyordur onları dinleme.

sağra'dır muhtemelen ama 15 yıldan fazla oldu sanki o makinaları görmeyeli.
nutella lobisine kurban oldu sanırım.

Sagra special <3

Sagra demeye geldim ben de :)

Maalesef pek sanmıyorum ben öyle bir şey olduğunu. Hangi heykellerden bahsediyorsunuz mesela?
Bir kısmının heykel sanatçılarının toplu heykel yaptığı bir etkinlikte yapılıp izmirin çeşitli yerlerine konduğunu okuduğumu hatırlıyorum ama..

fotoğraf yok onu söyleyeyim dedim
bi de eliniz için sarı kantaron yağı da kullanabilirsiniz. iz kalmaması açısından.

Dediğiniz gibi aciktigi için yapıyor muhtemelen. Sabaha karşı/gece uyaninca biraz mama verseniz belki siz uyanana kadar tekrar acikmaz. Tabi böyle yapınca diğer öğün saatlerini de ona göre ayarlarsınız. Buna alıştıktan sonra yavaş yavaş eski düzene döndürürsünüz.

Tırnaklarını kesseniz en azından tokatla sıyırma durumu olur.
Bir de bildiğim kadarıyla yaşından önce kediye kısır mama verilmez. O hayvan büyüyor daha enerjiye ihtiyacı var. Koyun yesin en azından şimdilik.

mama istiyor. bizim british de sinirsiz kuru mamasi olmasina ragmen sabah gunes dogarken yas mama icin yanimiza gelir once guzelce uyandirmaya calisir, uyanmazsak ufak patiler ve isiriklar ile devam eder. tabi sizin ki gibi vahsi izler birakmiyor hic ama ben genelde cok kolay uyanirim. saatli mama kaplarindan alip sabaha karsi mama vermesi icin ayarlayabilirsiniz. boylece sizi isirmadan mamasina kavusur.

sanki biraz fazla şımarmış. siz gene de kapınızı kapayın geceleri, 3-5 gün miyavlar sonra alışır. acıkıyorsa siz yatmadan önce biraz mama koyun, o kadar yemekten ölmez meraklanmayın. sağlık sorunu yoksa öyle ölçerek vs mama koymanıza hiç gerek yok. 5 kedi baktım bu yaşıma kadar, hiçbirine de gıdım gıdım mama vermedim. mama kapları dolu. hayvanların herhangi bir sağlık sorunu olmadığı sürece doyduklarında bitirmek için bizim gibi zorlamazlar kendilerini, anında bırakırlar.

ek olarak proplanın kedileri çabuk acıktırdığını düşünüyorum. n&d, Hills gibi mamaları tercih ederseniz daha az yediklerini göreceksiniz.

veteriner arkadaşım ve kısırlaştırma ameliyatı sırasında hayvanın içinde yağ bezelerinin çok sayıda olduğunu gördü. bu nedenle ölçülü veriyorum.

bunun dışında kısır olduğu için kısır mama veriyorum, bu da hekim kontrolünde. proplan kitten mamayı kısırlar yiyebiliyor ancak benimki yiyince kustu. hatta bunu da ayrı bi başlıkta sormuştum. başka kısır kitten mama yok maalesef.

bu ponçiği norveç orman kedisine çok benzettim:d

patiliyo.com

Tekirleri çoğu sıkıntılı ya eve sokmamak gerek.

@hononu
bu çocuğun kafası büyük değil, bence o linkteki çoğu kedinin de değil.

@kaledekiyalnizlik
sen bir şeye zarar verdiğinde ailen de bu çocuk neden böyle çıktı, eve sokmasaydık keşke dedi mi? dememiştir bence.



akşam yediği mamayı ikiye bölüp bir kısmını yatmadan önce vereyim bakalım ne olacak. teşekkür ederim ilginize.

güncelleme:

dediğim gibi yaptım ve akşam mamasını ikiye böldüm. belirtmek istiyorum ki bu hayvan mütemadiyen aç. hep aç. nasıl saldırdı görmeniz lazım. 4 kg dün tarttım. artık daha ilginç sorularım var. kendisi kedi olmayabilir mi?

kaç aylık ki hala kitten yiyor? yetmiyor işte belli ki. kitten olmayan bir kısır kedi maması vermeye başlayın bence. veterinerinizin arkadaşınız olması iyi güzel bişiy fakat fazla mükemmeliyetçi gibi. 167 boyu olan insanların hepsi 55 kilo olmak zorunda değil, herkesin bünyesi farklı kilolarda 'ideal' olabiliyorken kedilerde niçin illa şu yaşta şu kiloda olmalı ısrarı?

bir de tepkisi illa mamaya değildir. miyavlamayla ya da patilemeyle istediğini yaptırabiliyorsa size, bunu yapmaktan vazgeçmez. çok miyavladığında kapıyı açarsanız o devam eder. tırmaladığında veya ısırdığında sesinizi sertleştirerek hayır deyin ve ne yapıyorsanız bırakın, oynuyorsanız oyunu, seviyorsanız sevmeyi...

her kedi sevilmeyi de sevmez, belki hoşlanmıyordur, o da öyle bir kedidir. yaşı ufaksa her hareketi oyun görüyor olabilir... olabilir de olabilir. ama veteriner şunu dedi, şu kadar dedi diye ısrarla sadece onun dediklerini yapmayın bence katı bir şekilde. sonuçta beraber yaşayan sizsiniz, kedinizi siz tanıyacaksınız; deneye yanıla ne sevip ne sevmediğini siz anlayacaksınız.

@ninotevtidze

"kaç aylık ki hala kitten yiyor?"
öncelikle kitten yemiyor ki zaten? birkaç kez kısır mama verdiğimi yazmışım zaten, yazdıklarımı okursanız görürsünüz.

"167 boyu olan insanların hepsi 55 kilo olmak zorunda değil, herkesin bünyesi farklı kilolarda 'ideal' olabiliyorken kedilerde niçin illa şu yaşta şu kiloda olmalı ısrarı?"
araba çarpmış halde yolda bulduk onu. iyileştirdik baygın halde iken. kısırlaştırma ameliyatı sırasında organları birbirine karışmış olduğu ortaya çıktı. yağ bezeleri sıkıntı çıkarmış. baya olay yaşadık. kimsenin bir şeyi takıntı haline getirdiği yok, içiniz rahat olsun. veteriner dediğim insan hekim, eğitim almış ve operasyon yapabilir nitelikte bir insan. diplomalı. istiyorsanız yollabilir size.

"miyavlamayla ya da patilemeyle istediğini yaptırabiliyorsa size, bunu yapmaktan vazgeçmez." yaptırmıyor, bu yüzden şiddete maruz kalıyoruz.

"çok miyavladığında kapıyı açarsanız o devam eder."
kapıyı açmadığımız için uyuyamıyoruz.

"sonuçta beraber yaşayan sizsiniz, kedinizi siz tanıyacaksınız; deneye yanıla ne sevip ne sevmediğini siz anlayacaksınız."
evet, bu nedenle soru sordum zaten. seçenekleri değerlendirmek, çözüm bulmak amacıyla. her şeyi müthiş biliyormuş gibi davranmanın insan karakterine bir faydası yok malum.

teşekkürler.

ikinci kedi cozum olabilir. birbirleriyle ugrasirlar.

güncelleme yapmak istiyorum.

şu an bu şebeloy 2,5 yaşında ve sakinleşti. hem o beni eğitti, hem ben onu eğittim sanırım. sesimden bakışımdan anlıyor her şeyi.

artık böyle çizmiyor. ben de zorlamıyorum açıkçası. herkese eğitim şart.

ben yine de gittim ikinci kedoşu aldım evime. mutluyum. tişikkirlir.

kedimi 4-5 aylıkken sahiplendim. 1,5 yaşına kadar önüne konan mamanın tamamını yemeye çalıştı. fazla konan mamayı yiyip kusup tekrar mama kabından devam etmişliği de var. küçüklüğünde aç kalmasına yordum. sanırım zamanla bıraktığı mamayı dönünce bulacağını anladı.
sabah 5.00 gibi uyandırma huyu yüzünden otomatik mama kabı aldım. bir süre idare etti fakat oynamak için uyandırmaya devam etti. sonrasında jackson galaxy'nin programına denk geldim. uyandırmak için gelen kediye tepki vermeyin, uyandığınızı belli etmeyin, en geç 3 hafta içinde vazgeçecektir diyordu. benimki her geldiğinde yorganı kafama çektim ve 10-15 gün sonra sabahları uyandırmaktan vazgeçti. zamanla mama kabını da kurmayı bıraktım.

winrar la birkaç parça olarak rar'la sonra da birkaç maille ayrı ayrı at.

Belki şu işini görebilir: support.apple.com

@washe
ya ciddi bi maili spam gibi yollamak çok mantıklı gelmedi açıkçası. ancak en iyi fikrimiz buydu evet.

@mr sherlock
bunun google drive'dan farkı yok zannediyorum ki. bunu da istemezler.

Karşısı ciddi bir yerse ftp serverları vardır. Winscp ile sftp vey ftp olarak atabilirsin. Bulut sitelerine erişim engelin olduğunu düşünürsek güvenlik ekibinden ftp karşının ftp serverına erişmek için yetki talep etmen gerekir.

Winrara gerek yok direk pdfi bölen programlar var. İş yerinde gidecek bi şeyse fileservera yükleyip link atmak en mantıklısı.

@mahmut29
link almıyorlar, dropbox'taki de download linki değil, view linkiydi.

PDF'i sıkıştıran (winrar gibi değil) araçlar var belki onları kullanabilirsin. Belki biraz PDF'in kalitesinden ödün verebilirsin.

@mr sherlock
vermemem gerekiyor aslında :)

part'layarak yollamak +1

Farklı bir emailden gönderebiliyor musun? adsoyad.com şeklinde domain alıp mail server kurup orada istediğin maximum limiti belirleyip gönderebilirsin :)

Yandexmail de oluyordu sanki.

Kullandığınız mailin bulut servisine yükleyip maile eklediğinizde herhangi bir eklentiden farklı gözükmüyor ama?
Örnek gmail ise zaten 79 mb'lık dosyayı sürüklediğinizde "arkadaş bu böyle gitmez gel drive'a atayım oradan ekleyeyim" diye kendi uyarıyor. Ve yalnızca siz ve maili gönderdiğiniz kişi görüntüleyebiliyor bu eklentiyi, yetkisi olmayan birinin görüntüleme ihtimali yok.

firefox ile gönderebilirsin. bir kere indirildikten sonra siliniyor dosya. send.firefox.com

Ben mail.ru kullaniyorum. 25mb a kadar attachment yapiyor, uzeri boyuttaki dosyalari benim cloud a yukleyip mail e linkini yapistiriyor.

adobe premiere yukle
1 aylik deneme suresi var
internette yazi ekleme, vs diye ararsan basit tutoriallar bulursun

prezi.com var online sunum hazırlama sitesi, sanırım video da oynatabiliyordunuz aralarda. video üstünde yapacaksanız altyazı ekleyebileceğiniz tool içeren herhangi bir video editörü işinizi görebilir. mac os için final cut, windows için premiere veya edius önerebilirim.

birçok kişi dalga geçer ama bir şekilde kendini rahatlatacak telkinler, ritüeller faydalıdır. meditasyon, zikir, ibadet vb

Bunun pek mümkün olacağını sanmıyorum. Belli bir duyguyu bastırmaya çalışınca bir başka duygu daha belirgin hale gelicektir. Bu kabaca şuna benziyor gözlerimizi kapattığımızda çevremizdeki sesleri normaldekinden daha belirgin duymaya başlıyoruz. Tabi bu konuda haksız çıkmayı çok isterim. En azından ben beceremiyorum.

Ben yönlendiriyorum, rasyonelleştirerek, aslında şu şu sebepten dolayı böyle hissediyorsun ama bu hissettiğin duygu aslında şu gibi, kendini kandırmaç :)
Çok safım hemen kanıyorum.

Kredi kartı ile alışveriş yapmıyorsan sorun yok.

ama yapıyorum :l

edit: ama param yok, hadi yine yırttım.

Ben de 18 senelik bilgisayar hayatımda hiç kullanmadım. Arada dediğin gibi bir sıkıntı sezdiğimde taratmak için yazılımlar kullanırım, onun dışında dikkatli kullanıcı için çok da gerekli değil.

Tabiki bu dediğim kişisel kullanım için geçerli, önemli işlemler için her türlü güvenlik önlemini almak lazım.

Linux türevlerini kur istersen bilgisayara :) Ya da MacBook falan al. Virüsle derdin olmaz :)

bilgisayar kullanmaktan kastı, internetten gazete okuyup, youtubede müzik dinlemek olanlar için, "virüs programı kullanmıyorum!!" demek çok sıradan. yiyorsa gel bilgisayarı benim gibi kullan ve antivirüs programı kullanma. 2 gün sonra rundll32 durduruldu, svchost durduruldu hataları almaya başlarsın.

@cetoxim

abi ne acayipsiniz lan. en iyi sensin, her şeyi çözebiliyorsun okay. ben gidip google'a google yazayım en iyisi.

yazdığımı da sildim.

seninle aynı durumdayım. oyunları steamden alıyorum. müzikleri youtubeden dinliyorum. virüs girebilecek herhangibi bir sayfaya girmediğimden çokta umursamıyorum.

bu biraz daha bilgisayarı nasıl kullandığına bağlı. keyloger tarzı program yeme olasılığın varsa kullan. ha abi ben crack dosyası bile aramıyorum ne keyloggeri diyorsan aynen devam.

Antivirüs kullanmak gereklidir. Windows için üretilmiş çok sayıda zararlı yazılım ve virüs var. Antivirüslerin engelleyemediği virüsler var mı? Evet var. Ancak antivirüsler genelde imza ve davranış tabanlı olarak virüslerin çoğunu engelleyebilir. Engelleyemediği ise ya piyasaya yeni çıkmış bir virüs veya polymorphism'i iyi sağlayan veya çok güzel yazılmıştır. Ancak çok basit bir virüsten bile antivirüs olmadığı için bilgisayar zarar görebilir.

Virüsler en çok warez içeriğin olduğu sitelerden bulaşır. Dizi, film izleme siteleri veya en tehlikeli olarak torrent. Bunlar kullanılıyorsa antivirüs şarttır.

Bazı dosyalara "VİRÜS BU VİRÜS KAÇIIIN" demesi dosyanın virüs içerdiğinden olabilir. Geçenlerde bir araştırma vardı torrent sitelerine yüklenmiş olan dosyaları indirip incelemişler çok yüksek bir oranda virüs ve zararlı yazılım içeriyordu. Kimsenin hayrına torrent hazırlayıp dağıtacağını düşünecek kadar naif olmamak lazım. Genellikle torrentte paylaşılan dosyaların asıl amacı zararlı yazılımları dağıtabilmek.

Her virüs veya zararlı yazılım dosyalarınızı silmeye çalışmaz. Bir sürü farklı işler yaparlar. En geneli olarak bilgisayarınızı botnet'e dahil eder. Farkında olmadan bilgisayarınız kullanılarak siber saldırılar yapılıyor olabilir şu an. Hatta geçenlerde ODTÜ nic.tr ve bankalara yapılan siber saldırıların çoğunluğu Türkiye çıkışlıydı. Bilgisayarlarının botnete dahil edildiğini bilmeden kullanan insanların bilgisayarlarıyla saldırılar yapıldı.

@belkider

ya riskli şeyler olunca falan araştırıyorum sorun olmuyor. uyarı falan çıkınca da onu araştırıp çözüyorum zaten.


@1lisan1insan

bunu bilmiyordum mesela. peki her anti-virus programı bunları engelleyebiliyor mu?

@allineed

(bkz: zero day attack)

Hiçbir antivirüs tarafından yakalanmayan, tüm işletim sistemi uyarılarını geçebilen**, cross-platform çalışabilen ve kelimenin tam anlamıyla hayalet olan zararlılar var. Antivirüs yazılımları bildiğim kadarıyla iki tip tarama yapıyor, birincisi imza (dosyanın içindeki parmak izi gibi, onu bir sefer yakalarsa artık o "parçayı" içeren her dosya karalisteye giriyor) ikincisi de sezgisel tarama.

** ""Ya bende mek var, program açarken onay kutusu çıkıyo bende hep, virüs nasıl yüklensin" diyen adama cevabım, ONU SENDEN İZİN ALMADAN GEÇEBİLDİĞİ İÇİN ADI ZARARLI YAZILIM ZATEN, YETENEĞİ O.

Kullanmanı tavsiye ederim ben, hiç kullanmamaktan iyidir. Senin bilinçli olman da belirli bir seviyeye kadar korur ama yine de biraz artırılmış güvenliğin faydası olur, zararı olmaz. :)

@allineed

Her antivirüs, her virüsü engelleyemez. Engelleyemedikleri antivirüsleri atlatabilmek için profesyonelce hazırlanmış olanlar. Onlar dışında genellikle korur.

bari seyirciler için iki anti-virus önerin de programımızı öyle kapatalım :/ iki gram kaldıran bilgisayarım vardı, artık solitaire oynayacağız napalım. google'a google yazayım ben en iyisi.

şüphelendiğin dosyaları virustotal ile kontrol ettiğin sürece hiç gerekli değil bana göre.

yıllardır yoğun olarak windows kullanıyorum virüs dosyası birkaç tane denk geldi onları da virustotal sayesinde açmadım bile, bilinçli kullanıcı isen virüs bulaşması mümkün değil. torrent'den binlerce dosya indiriyorum yılda ama hiçbiri cracli program değil onun dışındakilerde de sorun olmuyor zaten. ayrıca kimse ile usb flash bellek vs paylaşımı da yapmıyorum.

ayrıca eskiye göre internet çok güvenli. çoğu zaman virüsli bir linke tıkladığında .exe vb. uzantılı bir dosya indirmeye çalışıyor mesela, yanlışlıkla indirdin diyelim, orada bekliyor öyle aktive edilmek için, onu da açacak kadar ahmaksan virüs yersin sadece :)

kediler kumu dağıtır. ona bir çözüm yok. kapalı kedi tuvaleti alarak sorunu çözebilirsin.

kapalı kedi tuvaleti + temizmamanın bentonit kumu harikalar yaratıyor bizde.

alicepetshop'un kumları da fena değil ama temizmama bentonit daha başarılı ona göre

kapalı aldım ama kapağına alışamadı salak ya. kapısını ben açtım, alıştırdım falan diyordum. gitti halıya kaka yaptı :/ kapaksız kullanıyoruz kapalı tuvaletini. hatta önünde paspas da var.

ben de temizmamadan alıyorum.

Temizmama ve kapalı kedi tuvaleti ikilisi var. Sonuç gayet başarılı. Benim zilli arada sırf oyun olsun diye kapağı bir şekilde çıkartıp kumları saçıyor. Ama genel olarak iyi durumda.

kapısını çıkarın ben öyle yaptım. kapıdan girip çıkamadı, içeride boğuluyordu filan. ben de kapıyı söktüm onun yerine poşeti kestim perde gibi bir sağa bir sola iki şerit halinde astım, böylece aradaki boşluktan girip çıkıyor, kumlar da dışarı sıçramıyor.

ben kristal kum kullanıyorum emiyor filan iyi oluyor, diğeri çok koku yapmıştı..

kapaklı kedi tuvaletleri var.
kapaklı kutu tam anlamıyla bir önlem değil, ayakları ile bile taşıyorlar sonuçta.
ever clean lesstrack alıyorum.
internette sağa sola bakıp uygun fiyat gördüğümde stokluyorum.

Silika kumu kedielr sevmiyormuş sanırım ayakalrına battığı için. O yüzden mümkün olduğunca çişlerini tutmaya çalışıyorlarmış ve böbrek sorunu yaşıyorlarmış.
Hatta ablamların yavru kedisi topaklanan kedi kumunun içinde oynadığı için veteriner, bir süre silika kum koyun, sevmezler onun üzerine basmayı o yüzden vazgeçecektir demişti.
Ablamlar topaklanan kumdan kullanıyor. evet etrafa çok saçılıyor ama çişi taş gibi yapıp kürekle alması ve temizlemesi kolay.
topaklanan kum ve kapalı tuvalet tavsiye ederim.

@kaputt

deneyeceğim bunu ama kesin poşeti yırtar salak. şu hafif kalın poşet dosyalardan deneyeyim. ama sanmıyorum ya kapıyı bile açamıyor az aralıklı olunca. halıya yapmasa zorlardım. hemen pes etti.

kapalı kum kabının önüne bauhaus'tan delikli paspas koydum. kum kabının etrafını çevirecek ölçülerde kestirmiştim. ayaklarından dökülenleri tutuyor.

tam fotosunu bulamadım ama linkteki görselde bir üründü.
karakayaticaret.com.tr

silika değer ama kanserojen valla.

@tsirkul

bu da topaklaşmıyor sanırım. evet çamur gibi oluyor, katılıyorum ona. bi yerine yapışmıyor ama benimkinin. sağolsun tuvaletten çıkınca iyi bi silkeleniyor.

Temizmama'nın bentonit ince taneli kumlarından alıyorum. Silika kumu, kedinizin sağlığı için, kesinlikle tavsiye etmem. Belki hatırlarsınız, bir vakitler kot taşlama işçilerinin başına gelen silikosis hastalığından bahsediliyordu. Oradaki oradaki silika toz ile kedi kumundaki silika toz aynı.

@firuz @yahveyire

neden ince? ben kalın alıyordum, hatta şimdi yine kalın aldım.

@yahveyire

ben ilk petshoptan almıştım. dağıtıyor diye buradan kalın aldım. kokusu var ama çok çok hafif. kötü kokuyu bastıracak bir şey değil yani. lakin çamur oluyor evet. zaten hepsi komple iri değil. belli mm aralığı var, inceyi de kapsıyor.

kaç sayfaki. vectorelde de hazırlayabilirsin

psdde yapacaksan sayfaları tek tek acacaksın. kaydederken pdf olarak kaydedersin.

selam!
kesinlikle ve kesinlikle, izmir akm yanında bulunan konak resim ve heykel müzesi. yasemin bayık adlı hoca hala oradaysa selamlarımı ilet. çok başarılı ve güzel bir kurs sana çok şey katacaktır. :) sevgilerimle.

Kurs ne için lazım? Sınav için mi? Yağlı boya, teknik resim...?
Kardiçalı hanı'nda çok güzel kurslar/hocalar var. resim, müzik...

en iyilerinden biri (özellikle güzel sanatlara hazırlık) Mustafa Yüce , Kemalpaşa'da.

ya biliyordum orada olduğunuzu :')

sulu boya yapmak istiyorum ama öncesinde elma armut çizmem lazım. gözlerin gelişmesi lazım. hobi olarak lazım.

Karşıyaka'ya yakınsan linkteki kursu tavsiye ederim.
www.hayatagaci.biz.tr

Konak daha yakınsa Kardiçalı Hanı'nda çok değerli eğitmenler var.
tr.foursquare.com

selam aynı sorun bende de oldu etrafa kum sıçratınca kapalı tuvalet aldım ama kapağını çıkarmadım kendi girip çıkmaya başladı. en başta nasıl alışıyorlarsa o şekilde devam ediyor sanırım. benim tavsiyem en başa dönüp yine açık tuvalet kullanmak sonra yine kapalıya dönmek ama bu sefer kapağını çıkarmadan (biraz saçma gibi ama bu geldi aklıma), veya sevdiği bir oyuncak falan varsa tuvalete gireceği zaman içeri atın belki peşinden girer :)

valla bizimki hemen girdi, zaten açıkta yapmaktan rahatsız oluyordu, ben de baya geç almıştım aslında kapalı tuvaleti, 9 aylıktı sanırım. kapağı dediğiniz üst kısmı herhalde değil mi, hareketli kapısı değil. acaba o kapısını yukarı sabitleseniz alışana kadar girişi açık dursa, belki ondan çekiniyordur.

hareketli kapağından içeri giremiyor ya. dışarı çıkması da zor oluyor ama. kapak çıkıyor da, kazarken kapağın boşluğuna denk geliyor ve bütün kum banyoda. kum taşmasını azalttı ama yine de iki günde batıyor banyom. ühü.

tmmob sgk ile anlasıp mınımum maas belirlemıstı ordan yırtmak ıcın olabılır.

sgk hizmet dökümünden maaşının ne kadar üzerinden gösterildiğini görürsün. eğer primini tam yatırıyorlarsa meslek kodunun bir önemi yok. eğer sana haber vermeden düşükten yatırıyorlarsa ona göre bi aksiyon almak lazım :(

hiçbir şey olmaz. yani size sıkıntı olacak bir durum olmaz. sgk'nın bilmemnerelere uyum için çıkardığı saçma sapan uygulamalardan biri. birçok meslek orada yer almıyor bile. birçoğunu uyduracak yer yok. mesela ofisboyu karşılayacak meslek yok. ne yazayım ofisboy olarak çalıştırdığım adamın mesleğine işe giriş yaparken?

@allineed meslek kodunuzun hatalı girilmesinde SGK açısından bir problem söz konusu olmaz. Eğer fiili hizmete tabii çalışan olsaydınız o zaman farklı olurdu. Ama odalar konusunu bilemem.

@kibritsuyu işkur sitesindeki türk meslekler sözlüğünden en ilgili olanı seçmeniz gerekiyor.

w10 pişmanlıktır. illa yükleyecem diyorsan da, bios ayarlarından legacy'e alman gerek. yani biosluk bi durum yok. 1.0 sürümü dahi olsa w10 yükleyebilirsin. kaldı ki 15 senelik karta dahi w10 yüklenebiliyor.

@cetoxim

legacy zaten açıkmış da, başka bi yerden olacak gibi. çok teşekkürler, w98 rocks!

mama kabını doldurun, kendisi acıktıkça yer. ben öyle yapıyorum.

ben köpeğe günlük 150 gr mama veriyorum. 30'luk bira bardağı yaklaşık 150 gr. alıyor. siz bir su bardağını doldursanız yeterli olacaktır sanırım. ***burada önemli olan mamanın boyutu.

yaw ne gramı arkadaş.
acıktığı zaman yer.
kediyi diyete mi sokacan

orta boy bir posete mamayi doldurun, gonderdikleri kabi da alip kosedeki markete, manava, bakkala gidin. orda tartin.

ben de aynı dertten muzdariptim. gittim 25 liraya hassas terazi aldım, onunla ölçüp koyuyorum. eğer gerçekten değer veriyorsanız (ki görünen o) hassas teraziyle verebilirsiniz.

çevrenizde petshop ya da satış yapan veteriner varsa gidip oradan ölçü bardağı isteyin. images.hepsiburada.net

ille almak istemiyorsaniz terazi, evde sopadan filan kendiniz yapin? 10 tane kabartma tozu 100 gr gelir heralde.

Ben olcup soylicem size yarin. Bekleyin:)

Kediler otlanan hayvanlar değiller. öğünle verin yoksa dobikleşir.

Eve ihtiyac bise varsa gotur (kahvedir, atistirmaliktir vs.). Ekstra bise almana gerlek yok. Cicegi cikolatayi onlar getirecek

adet yerini bulsun diye sorarsın var mı bir ihtiyacınız diye

zaten her şeyi düşünüp almışlardır diye düşünüyorum. ama kahvenin yanına draje ya da lokum alabilirsin. :)

kedi köpek otelleri pansiyonları oluyormuş. tam bilgim yok ama mesaj da attım

20 eylül. www.ysk.gov.tr

adresin burada gözüküyor mu? secmen.ysk.gov.tr

ben de kedi seviyorum, bayağıdır da almak istiyorum eve bi tane. ama düşününce hayvana yazık dedim. evde takılacak sürekli, ben işe gidicem. sonra uzun süreli bir yere gitsem bırakacak yer sorunu var. ortam değişince de sevmiyor kediler.

değişik işte ya, bi sürü olayı var, balık beslemek gibi değil. çok iyi tartmak lazım

yani tabi sorumluluk almak kolay bir karar degil fakat bazi hususlara dikkat edildigi surece bir sekilde problemler cozuluyor, mesela sokakta yasayan yetiskin kedi eve alismakta sikinti cekebilir. yasinin kucuk olmasi birbirinizi egitmeniz acisinda onemli. yine her kedinin farkli bir kisiligi var, eger evde takilmayi seven bir kediye rast gelirseniz hersey super olur, bir de kediler zaten suru hayvani degil, kopek kadar sosyal ihtiyaclari yok, kendi baslarina da varolabiliyorlar. tabi bazi yardimci unsurlar onemli, mesela bir oyun alani, kapi koluna baglanmis bir ip falan gibi, pencere onunde sokagi seyredebilecegi, guneste yalandiktan sonra uyuyabilecegi bir oturma alani, arada dislyecegi kediler icin guvenli olan otlari bulunduran bir saksi vs gibi ufak ve ucuz ayrintilarla hayat gayet kolay olabilir. uzun vadede bir birbirinize adapte olursunuz, eger sosyal ihtiyaclari daha yuksek bir kedi ise kardes kedi getirerek cozum elde edebilirsiniz. yani hicbirsey cozumsuz degil. evde kedi olmasi super bir olay.

ben de sizle aynı durumdayım aşağı yukarı. fakat şöyle bir durum var; mesela köpeği uzun süre bırakmamak lazım çünkü çiş olayları için falan çıkması lazım, kedi o işi kumda hallediyor. öte yandan kendi kendilerine de eğleniyorlar. en önemli argüman da günde 15-16 saat uyuyorlarmış zaten. muhtemelen siz evde yokken sıkılırsa uyuyacak. bu bilgilerin ışığında çok mağdur olmayacağını düşünüyorum.

ya "MANYAK MISIN ALINIR MI O EVE KEDİ" gibi bi tepki bekliyordum ama çok ılıman yaklaştınız :/ izmir'de kiralık kedi var mı bi ay deneyeyim? :/

Iki kedi al o zaman ;) sen yokken sikilmazlar boylelikle :))

iki kedi alırsam bana ev lazım :ı

stüdyo olmadığı sürece sorun olmaz :)

ben de seninle aynı düşüncedeydim, ta ki bi gün eve sarhoş dönene kadar.. konteynerdeki kediyi kucakladım getirdim eve asdfs zaten 2-3 hafta falan her eve dönüşümde kapıya kadar geliyodu namıssız, kapıdan besleyerek başladım, derken içeri aldım :)

Auto King'e götürdüm bu şikayetten dolayı. oje benzeri bir resim fırçasıyla o bölgelerin üstünden geçtiler. uzun vadede etkili olmasa da her yıl yapıldığında çürüklerin genişlemesini vs. engelliyor.

Kemeraltı'nda sanırım Salepçioğlu Çarşısı'nın içinde büyükçe bir kırtasiye vardı eskiden, hala duruyorsa oraya bakabilirsiniz.

Sahlepçioğlu iş hanının içinde Ege Kırtasiye, aynı iş hanını arka sokağında Esen kırtasiye, Karşıyaka'da Peker kırtasiye ve Balçovadaki güzel sanatlar fakültesinin içerisinde Mesut var, ilk aklıma buralar geldi, her türlü malzemeleri temin edebilirsniiz buralardan...

alsancak berkin kirtasiye'ye bir bak derim.

şöyle bi'şey var, iş görür mü: www.movienr.com ?

www.filimadami.com

kategori veya tag'e göre film bulmak, daha ayrıntılı arama yapmak mümkün. belki işini görür.

yandex maps.
bing maps.
ovi maps.

Yandex ve Ovi'nin boyle bir uygulamasi yok.

Google Earth (Google Maps degil) icin Turkce anlatimi: support.google.com

Bing icin (Ingilizce): www.bing.com

Kayseri icin gorsel var midir ama buralarda yoksa askeri goruntulere ulasma sansi haricinde pek mumkun degil gibi gozukuyor.