Ekşi Duyuru

mutlaka cevaplamaya çalışıyorum sizin gibi
en son kuzenime, kahvaltı ve öğle yemeği nasıl evde hazırlanıp öfiste yenir konusunda 1 saat tecrübelerimi aktardım misal

mesaj cevaplamayı nadiren unuturum. mesaj geldiyse mutlaka dönüş yaparım, eğer elimden bir şey geliyorsa ve yardım etmek istiyorsam da yardımcı olurum.

soruyu tam anlamadım ama mesaj cevaplamayı unutmam. taciz edilmediğim sürece hiçbir mesajı cevapsız bırakmam. ama işi düşünce yazdığını düşündüğüm biriyse özet şeklinde yardımcı olurum çok detaya girmem.

işimde danışılan ve başkalarına danışmayı seven biriyim. saatlerce konuşabilirim bildiğim bir şeyse. ama mesajları unutabiliyorum mesaj görürsem arıyorum direkt. yoksa o konuşma çok uzuyor watsap insanı değilim pek.

anlamadim, neden cevaplanmasin ki?

Bildiğim bir şeyse, çıkarcı bir arkadaşım değilse elimden geleni yaparım.

Çok gürültülü olmasın diye bir yer yok artık istanbulda sanki. geçenlerde sordum. önerilen mekana gittim. akşam 10'da kendi düşüncelerimi duyamıyordum.

bostancıda da zaten mekan az. şenesenevler-bostancı arasında camiye gelmeden hsbc'nin oralarda 1-2 mekan var. dışarıda oturursan minibüs kornası duyarsın.

bostancı olmasa da baya yakın suadiyede craft var iş çıkış saatlerinde sakin olur baya, iyidir de.

geç keşfedince çok şey oluyo önünde bazen. iyi bişey, pişmanlık yerine :)

günaydın.

bu videoyu çok severim, bazen durup dururken aklıma gelir. hipnotize edici bir etkisi var.

sudan nefes nefese çıkışı da bana şu şarkıyıhatırlatır bak bu da güzel;
(bkz: first breath after coma)
www.youtube.com

radiohead'i bu kadar geç keşfetmiş olmana bişey diyemiyorum, radiohead dinlerken biz, sen neler keşfetmiştin kimbilir.. who knows?

bu ne abi maymun gibi kepçe kulaklı bi adam çıkıyor.

no surprises en sevdiğim radiohead şarkısıdır.
geç olsun güç olmasın
ok computer albümünü dinlemeni tavsiye ederim. en sevdiğim albümüdür.

Tünaydıın. :) Geç olsun da güç olmasın boşver. Ben bu parçanın Regina Spector coverına bayılırım. (bkz: )www.youtube.com

Thy nin 737max siparisi var evet.

9-10 tanesi filoda uçuyo şu an.

Evet envanterde var yeni geldi hepsi. Gelmesi beklenen siparişler de var.

11 tanesi ucuyor. yakin zamanda gelmesi planlanan 8 adet var.

Makasla. Her boy makasım var. Daha kısa yapmak istersem makina da var.

Berbere git traş makinesi ile kısaltıp düzeltsin ondan sonra işin püf noktasını kapacaksın. İlk başta evde rötuş yaparsan yolunmuş tavuk gibi olursun.

kıl kesmeye uygun makasın ve 3 numara 5 numara gibi başlıkları olan makinen varsa evde halledersin çoğu şeyi. bıyıkları makasla alırsın mesela. eğer uzun hipster sakallarından bırakmak gibi bi niyetin varsa git ama, gördükten sonra onu da evde halledebelirsin. yok öyle şeylerle işim olmaz düz uzatıp sıkılınca da kısaltmak istiyorum diyosan uzadıkça vur 3'e 5'e, iç yanakta çıkan kılların varsa onları da başlıksız al (daha uzun süre çıkmamasını istiyosan cımbızla da alabilirsin sırf bunun için berbere gidip ağda yaptırmak gereksiz bence), sakallarından memnunken bıyık kesmek istiyosan da makas kullanıcaksın bu kadar.

Renkli rüyalar
open.spotify.com

geceniz güne kavuşsun.
www.youtube.com

www.youtube.com

Bir saattır sadece Dıre Straıts lıve sarkılarını dinlıyorum.Mark Knopfler sen ne muthıs bır adamsın, studyo kaydından nasıl kat kat daha guzel soylenır bu sarkılar:

www.youtube.com

www.youtube.com

www.youtube.com

Hangi şehirden olduğunu yazsanız belki daha faydalı olabilirdik. Yaz sezonu ile SunExpress, Eurowings, Onur Air, AtlasJet gibi firmalar sefer koyuyorlar. Onlara bakarak daha ucuz bilet bulmanız mümkün olabilir.

Kiev aktarmalı bakın, muhtemelen en ucuz öyle çıkacak...

edit: Corendon air bakın, İzmir seferleri başlıyormuş.

edit2: Lufthansa'nın pazar günleri Antalya çıkışlı uçuşları var, fiyatları baya iyi. bir bakın isterseniz.

haziran ayı bayram tatili ve okulların kapanacağı ay. yani o tarihlere pegasus ya da başka bi firma kampanya yapmaz.

Bu arada alternatif yol arıyorsan İstanbul'dan Münih'e otobüs var. Bir bak istersen.

peluş oyuncak gibi yumuşacık çıkmasını mı bekliyordun acaba? :)

sakalımı en son jiletle sanırım 3 sene önce kestim. belli bi uzunluğu geçince özellikle faullerin alt tarafı çok garip durduğu için onları kısaltırken kalanları da düzeltiyorum. zaten 10-15 cm den daha fazla uzamıyor benimkiler.

tıraş makinesiyle rötuş yaparak uzatma işini deneyebilirsin. zamanla istediğin gibi daha düzgün bi hale girecektir

Sakal bakım yağları var onu tavsiye ederim niveadan tutun bir çok yerde bulabilirsiniz yaklaşık 1 ay kotu durur sonra duzelir
Rötuş yapman gerekiyor

mobiett'de çıkmadı hat. iett sitesinde de yok.

Günaydın,

www.youtube.com

Herkese hayırlı işler.

Hediye almana gerek yok bence verdigin bilgiler isiginda. Lokum falan gotursen kafi.

Aklıma nazar boncuğu geldi böyle geleneksel şeyleri seviyorlar genelde. Şık bir çini falan olabilir. Oğlana da kıyafet olur bence ya da oyuncak.

çift için arzum okka minio.

çocuk için www.uzmantv.com

kedi ve Istanbul temali bir seyler olabilir, seramik, kumas ortu vs.

cocuk icin tahta araba, (eskilerde kullanilirdi, ismini unuttum) veya topac olabilir. (geleneksel ahsap oyuncaklar)

Airbag açmış ise şasi hasar görmüştür, bu birinci handikap.

Airbag açtıran bir kazanın onarımı 5000 TL'den çok daha fazla tutmalı, muhtemelen yetkili serviste kasko ile onarım yapılmadı. Bu da ikinci handikap.

Kaza fotoğrafları muhakkak vardır araç sahibinde, fotoğrafları istesin. Sonra fotoğrafları aracın yetkili bir servisine götürüp fikir alsın.

Aracın yürüyen aksamında bir sorun yoksa, şasede üretim dışı bir düzeltme yapılmamışsa sorun olmaz ancak bunu sahibini tanımadan ya da iyi bir ustaya götürmeden anlama şansınız yok maalesef. Hava yastığı öyle ufak bir darbe ile açılmaz belli bir hızın üstünde bir çarpa ile açılır ve genelde böyle bir kazada aracın darbe aldığı yerin dışında başka yerlerde de hasar oluşabilir örneğin bizzat benim başıma gelmişti arkadan bir dolmuş kırmızı ışıkta vurmuş orjinal servisinde hasar giderilmişti araç bir arkadaşa aitti ve araç bir daha ilk günkü konforunu vermemişti rüzgar sesi almaya başlamış araç muhtemelen aldığı darbenin etkisiyle bir yerleri eğildi ve gözle görülemediği için hiç düzeltilemedi.

Ama 6 yıl önce aldığım bir araç da pert kayıtlıydı tanıdık olduğu ve fiyatı çok uygun olduğu için almıştım 2 yıl sorunsuz kullandıktan sonra kar ederek sattım.

Tamamen şans ve iyi bir incelemeye bakar bu işler.

alınıp alınmayacağını konusunu buraya soracak kadar arabadan anlamıyorsa alınmaz.

ben arabadan anladığımı iddia edip her aldığım arabada gol yiyen bir insan olarak söylüyorum bunu.

sadece arabadan anlayanlar mı araba alacak anlamadım?

adam anlamıyor ve burada bilen birileri vardır diye buraya soruyor.

soruya cevap:
3-4 bin daha fazla verip mümkünse kazasız, en kötü ihtimalle airbag açmamış ufak darbeli kazalı araç almakta fayda var. 5.000 lira az bir masraf değil. sadece çamurluk değişimöi 5.000 etmez. aracın donanımı zarar görmüş olabilir. ilerde sorun çıkarmaya başlar.

alınmaz adam orjinal airbag takmadıysa? ya da hiç airbag takmadıysa?

ultimate driving machine +1
yani şair burada diyor ki, yaratacağı risklerin farkında değilseniz ve buraya sorma ihtiyacı hissediyorsanız, bu durumlardan uzak durun.

dezavantajı şu olur, adamlar türlü çeşit hile hurda ile arabayı orijinalmiş gibi gösterebiliyor, hava yastığının yenisini takmayıp direnç atıp hava yastığı arıza uyarısı vermesini engelleyen çok.
sadece çamurluk tarafından vurup hava yastığını açması mümkünse de biraz düşük bir ihtimal, kurcalarsanız büyük bir ihtimalle başka değişenler de çıkar. boya herşey demek değil, ama aracın önemli diğer kısımları da hasar almış olabilir, şasi bölgesi de kontrol edilmeli. arabadan anlamıyorsanız düzgün bir ekspertize gösterilmeden zaten pazarlık bile yapmayın.

YouTube den izlediğim videolardan anladığım kadarıyla hava yastığı patlamışsa en kötü ihtimalle 30bin TL ye yenisi yapılıyor.sadece 5 bin TL hasar kaydı olması saçma.

fiyat gerçekten uygunsa alınır. muadillerine göre %20 ucuzsa alsın düşünmesin.

yüzde 10 -15 aşağısı ise alınmaz.

Topraga kurdan batir. Kurdani cektiginde uzerine toprak yapisiyorsa islak/nemlidir. Sulaman gerekmez. Kurdana hicbirsey yapismiyorsa sulaman gerekir

icimden soyleyip sanki disaridan soylemis gibi kendimi inandiririm.

Elimle agzimi kapatiyorum(cidden)

hiç sorun olmuyor. mesele başkalarının özeli olduğu zaman inanılmaz ketum oluyorum. kendimle ilgili iyi ya da kötü bir şeyi birisine anlatmayayım dediğim anda ayvayı yiyorum. anlatmama sebebim ne olursa olsun, üzülmesin, kıskanmasın, utanmasın, utanmayayım vs hiç fark etmiyor. kendi kendimi bazen filme çekip izlesem güzel bir komedi olur diye bile düşünüyorum.
başkasının özeline kendi özelimden daha mı çok saygı duyuyorum nedir? :) herkesin derdi çeşit çeşit işte.

Pothos

sukulent

cevap verilmiyor siliyorum. ama çok nadir.

alışkanlık olarak yok ama özel hayatıma dair bir şeyi paylaşacaksam sonradan silerim, sileceğimi de belirtirim. pek anonim değilim bu hesapla.

Hiç silmedim. Belki birisine lazım olur, arar ve okur. Bazen arama yapınca 2011'den felan duyuruları okuyorum.

Valla ben de 27 tane silmişim, hiçbir fikrim yok niye. Belki bilet satış alış gibi süreli şeylerdi. Ama alışkanlığım o yönde değil.

yanıtsız kalan ya da artık eskimiş(teknoloji soruları) soru/duyurularımı siliyorum diye biliyordum ama baktım da yayındakinden çok sildiğim var. bilemedim şimdi...

1 duyurumu bile silmem silmedim. asla. yapanlardan tiskiniyorum.

Gereksiz olanlari ve anonimligi tehlokeye atanlari siliyorum.

Babam ameliyat oldu ve suan hicbir sorun yok.

Öznel konularda, karşıt görüşe karşı fikrimi savunuyor ya da o görüşün neden bana aykırı, saçma ya da tuhaf geldiğini açıklıyorum. Tabii, bunu karşı tarafın tartışma adabını bildiğine eminsem uyguluyorum. Ama karşı tarafın iflah olmaz bir at gözlüklü olduğunu biliyorsam "Evet, tabii, bir de o boyutu var, haklısınız, elden ne gelir? Bu arada siz de çay ister misiniz?" diyorum.

adamına göre
anlayan var anlamayan var

insanlar zaten kötü niyetli, bi de bunu anlayamayacak insana gerizekalı desen ne olacak. onu da anlamıyor. niyet belli.
kötü niyet herşeyin üstünde.

At gozluklu ya da zekasi dusukse ugrasmam, vaktime yazik. Degilse bazen hakkaten icindeyden insan goremeyebiliyor, o zaman elbette uygun dille tartisiyorum, bu hepimizi zenginlestirir sadece karsi tarafi degil

hayır, elbette söylemiyorum. benim yapmalarını istediğim şeyler için ne kadarını bilmeleri gerekiyorsa, o kadarını söylüyorum.

Markasina bile bakmiyorum, eve en yakin sucudan aliyoruz yillardir. Sucu kapali olup evde su kalmadiginda da marketten Erikli.

Abant

buzdağı

buzdağı gıda hareketi listesinde iyi çıktığı için denedim epey ama tadı çok kötü,

10 litrelik erikli hayat vs. kampanyalarıyla devam ediyorum

ama imkanın varsa munzur u damacana olarak dene derim.

kuzeyden

Buzdağı

Damacana su satın almıyoruz, arıtma sistemi kullanıyoruz. Dışardaki sulardan çok daha iyi.

pürsu.

koç holding'e ait ve 19 litresi 10 lira.

pürsu +1

pınar cam damacana su + cam damacana borusu.
pınar olmasına gerek yok. cam damacana ve boru tavsiye ederim.

Hayrat var evin yakınında sıra buldukça oradan dolduruyorum ara sıra, tadı değişik biraz ama gideri var.

May'in işi zor. Muhalefette çipras benzeri Jeremy Corbyn ilgi çeken biri. May gider erken seçim olur.

Daha onceden olan belirsizlik, dun cok daha buyuk boyutlara ulasti (hos, anlasmanin onaylanmayacagini zaten herkes biliyodu. supriz olmadi). O yuzden kimseninin (bugun) dunku oylama sonucunda is alaninda bi degisiklik yapmak isteyecegini sanmiyorum. onumuzdeki gunlerde surecin ne olacagi birazcik daha netlesecek.

Buyuk ihtimalle avam kamarasinin yapacagi ilk is brexit tarihini ertelemek olacak. o arada yeni anlasmaya varmaya calisicaklar. erken secim ve ikinci referendum gundemde.

valla beter olsunlar diyorum. diger ulkeler etkilenmeyecek olsa poundlari yerlerde surunsun insallah.
sacma sapan bir oylama yaptilar, insanlari alenen yanlis bilgilendirdiler ve hala bunu kimse konusmuyor bile. kimse neden boyle bir sacmaligin icine girdik diye sorgulamiyor. insanlari yanlis bilgilendirerek oylari etkileyen siyasetcilarin yasami etkilenmedi bile, tasin altina elini bile sokmadi adamlar May'e kaldi butun pislik.

Ben takip ediyorum ama hala anlamadım neden May'a bu kadar yüklenildiğini? Halk kendi çıkmak istemedi mi? @kassiopeia, Yanlış bilgilendirme derken nasıl? Brexit filminde insanları Türkler gelecek falan diye korkututorlardı, bunun gibi mi?
Teşekkürler.

@geçerkenugradım
soyle ki, o donemde eu'ya su kadar odeme yapiliyor, iste cikarsak ayda/yilda su kadar paramiz kasada kalacak falan gibi sacma sapan propaganda yapildi. ancak kimse cikmanin ne kadar maliyetli oldugunu, cikilirsa her bir ulke ile tekrar ticaret anlasmasi yapilmasi gerektigini, tum ticaret, bankacilik ve serbest dolasim vs.nin nasil etkilenecegini falan hic anlatmadi. secmenin eksik ve yanlis bilgilendirilmesi su anda tum dunyanin sorunu zaten bence. ingiltere'de de bu oldu. avrupa'dan gelenler is olanaklarini azaltiyormus vs. gibi sunuldu. bu nedenle dedim.

İndirimler hiçbir zaman bitmiyor

İndirimler bitmediği için alıp beğenip kullanmaya devam edin, beğenmediğinizi iade edin. Kursu 24 liraya değil de 30 liraya alursınız en çok

bebek battaniyesi diye araştır.

ölçüleri yeterli gelirse alırsın.

bir de murphy kanunu mudur bu servislerin soğuk olması?

servise biniyorsun soğuk, inmene 2 dakka kala ısınıyor ve sen ısınamadan iniyorsun.

dönüşte de aynısı :)

carfurdan aldım geçen kış 30 tl yoktur bile. baya ısıtıyor yer kaplamıyor. aynısını büyük migrosta da görmüştüm.

www.ozdilekteyim.com

www.englishhome.com.tr
çok hafif ve sıcak

Bence net olmak iyidir. Çünkü bir yerden sonra iş cevap vermeyerek ima etmeye çalışma noktasına varıyor. "Çok iyi birisin ama ben çok etkilenmedim, seni de kırmak istemem o nedenle açık olmak istedim" demekte bir zarar yok. Herkes net olsa hayat mis gibi olur. (Kadın kişisiyim)

çok iyi birisin demen samimiyetsiz oluyor. görüşmek istemiyorum demen yeterli.

net olmak +1. görüşmek istemiyorum demek her 2 taraf için de en iyi yol. kimse zaman kaybetmiş olmuyor, böylelikle kimsenin aklında soru işareti de kalmıyor.

Bazen net bir şekilde ama kırıcı olmadan söylüyorum bazen buluşmaları kabul etmeyerek, konuşmayarak ima ediyorum. Karşımdaki kişinin ısrarına göre biraz da.

Ama 4 ay kadar önce dediğin uç örneğe benzer bir durum yaşadım.

Bulunduğum kurumda bir adam yanıma gelip direkt olarak uzun zamandır beni gördüğünü ve tanışmak istediğini söylerek instagramım olup olmadığını sordu. Ben de hal ve tavırlarından problem çıkaracak bir insan olmadığını düşünerek instagramımı verdim. Ama daha sonraki konuşmalarında çok ısrarcı bir tip olduğunu fark ettim. Konuşmalarından rahatsız oldum ve görüşmek istemediğimi söyledim.

Bundan sonra o kadar çirkinleşti ki, işin sonunda bana hakaretler etti. Sırf çay içmek istemedim diye "her kadın bir kaledir erkek onu feth etmeye çalışır. Ama sen kapılarını kapamışsın. Çok ön yargılı bir insansın" demeye başladı. Zaten böyle laflara uyuz olurum adam gözümde iyice bitti. Laftan anlamadığı için mesajlarına geri dönmedim. Bu sefer bana "adisin, senin her yerin güzel olsa ne olur arkadaş artık sana selam bile vermem" demeye başladı. Birkaç gün üst üste hakaret mesajları atıp ardından "günaydın bugün bir görüşsek mi" falan demeye devam etti. Hala ara ara yeni bir sosyal medya hesabı açıp beni ekler sonucunda ben de onu tekrar engellerim.

Kısacası bazı insanlara net olmak fayda etmiyor. Köşe bucak kaçmak gerekiyor.

allah belamı versin benim söyleyemiyorum. kırılmasın gücenmesin derken olan hep bana oldu. hala da oluyor, uç örnek olarak evlilik yaptım.

Cok iyi birisin demeye gerek yok bence.
Kusura bakma ben gorudmeyr devam edemeyrcegim demek yeterlidir bence mesaji almasi icin.

sopiro +1

Vay arkadaş ne insanlar varmış.

Ben sallamam. İlgisizlik görünce kadınlar kendi kendine gidiyo zaten

aradığında açma yazdığına cevap yazma sallamasyon cevaplar ver anlar bazen çok da açık olmamak daha mantıklıdır.

Yunanistan vizesi için ismini hatırlayamadığım aracı kurum çalışıyordu en son.. Direkt orayı arayıp sorabilirsin

Yeni belge istiyor olabilirler, parmak izinle ilgili bi sorun olabilir. Tekrar ararlar.

Sorun çözüldü. Burayı da güncellemeyi bir borç bilirim:

Önce Kosmos'u aradım. Onlar bir şey bilmediklerini, konsolosluğa ulaşmam gerektiğini söylediler.

Konsolosluğa ulaştım. Eksik olan hizmet dökümünü istiyorlarmış SGK. Benim de aklıma Kosmos evrak listesinde yok muydu sorusu geldi.

Şimdi önce evrak listesine bakacağım. Listede varsa ben gözden kaçırmışım demektir, o halde evrak verdiğim gün neden uyarmadılar?

Listede yoksa neden listede bu belge yoktu acaba?

Yine güncelleme yapacağım.

SGK hizmet dökümü var standart talep edilen dokümanlar arasında.
Eksik evrak fark etmemesi Kosmos çalışanının hatası.

hollanda. turistik başvurdum 8 ay verdiler.

yunanistan 2 yıl schengen

abd 10 yıl.

ABD 10, UK 2

5 yıl, Almanya

5 yıl Almanya

Schengen, 2 yıl, malta, turistik
UK, 2 yıl, standart visa (turistik)

hollanda 5 yil. isyeri vasitasiyla

Abd 10 yil. Ama artik vizesiz gidiyorjm haksj

kış güneşi sandım, tam bir hayal kırıklığı...

günaydın.

f) "attention whore"

d

(git: 1326734)

cevap e.

hesabini genelde gizli hesap olarak kullanip, zaman zaman herkese acan kisiye x diyelim.

takip istegi attigi kisiye y diyelim.

hikaye su:
x kisisi hesabini genelde gizli hesap olarak kullaniyor. instagramdan begendigi ve takip etmek istedigi biri (y kisisi) var. ona takip istegi atiyor. y'nin de hesabi gizli. y, x kisisinin takip istegine onay vermek icin x'in profiline goz atmak, ne tip oldugunu ogrenmek istiyor.
eger x kisisinin hesabi gizli ise y x'in fotograflarini goremez ve istegi kabul etmeyebilir.
ama x'in hesabi herkese acik ise, y kisisi x'in fotograflarini gorur, takip etme istegini kabul edebilir. hatta cok begenmisse o da x'i takip etmeye baslar.

bu durumu, klasik canlilar aleminin ciftlesmek icin es secimi oyunlari kategorisinde degerlendiriyorum.

You could forward this invitation to people you think might be interested.

Edit: theconqueror'ın dediği gibi, 'You may ...' olacak. Gerisi aynı. Yani cümlenizin doğru çevirisi,

"You may forward this invitation to people you think might be interested." olacaktır.

"you could" denmez. Turkce dusunuyorsunuz. Direk ceviri. "you think" de gereksiz.

Please feel free to forward this invitation to anyone who might be interested.

hot potato +1

@hot potato: 'You could ...' denilebilir. "Direk" değil, 'direkt'tir o. Çeviri yapmadan önce kendi dilimize hakim olmalıyız zira.

Edit: 'You may...' olacak, düzeltiyorum. Ama gerisi aynı benim dediği gibi olmalıdır.

Hayir denmez. Duzeltme icin tesekkurler.

"you may" diyin bari ortası bulunmuş olsun

@hot potato: 'you think' "gereksiz" değil.

"anyone who might be interested" demek, bu ilginin sana bizzat ifade edilmiş olmasını gerektirir. Yani ya o anda ya da daha öncesinde... Ama 'you think might be' dersen ilgilenebileceğini düşündüklerini/tahmin ettiklerini de dahil eder ki kaynak cümle bunu ifade ediyor.

"you think" bal gibi de gereksiz. "people your mom thinks might be interested" demek isteyecek hali yok, haliyle orada "you think" implied ve de gereksiz.

bu cumleyi "you could" ile baslattiktan sonra ciddiye alinacak bir yanin kalmadi zaten, kusura bakma.

pattes +1

encrypted-tbn0.gstatic.com

herkes ya da her yer böyle değil. çalıştığın kurumların ve yöneticilerin kalitesi burada devreye giriyor. iyi bir yönetici altında bu tarz durumlar daha az görünür.

benim naçizane önerim: sen yardım et, destek ol ve bilgini paylaş. Şikayet etme ve suçlama. Karanlıkta ışık ol. Bunun meyvesini her zaman alırsın.

Türkiyede çalışana verilen ile çalışandan istenen arasında avrupa birliği ülkelerine göre dünya kadar fark vardır. bu nedenle kalite istemek lüks kalır. türkiye'de çalışandan kalite beklemek, mc donald's daki kasiyerden işine aşkla tutunmasını beklemek gibidir. dünyaca ünlü bir finans devinin tr iştirakinin finansal risk müdürü'yüm. benim sorumluluğumdaki 15 konudan birini grubun avrupa birliği ülkelerindeki iştiraklerinden birinde 3 kişilik bir ekip it ve danışmanlık desteği alarak yapıyor.

Burada asıl dar boğaz "işi bilen tek kişi"nin olması. Açıkça konuşmak gerekirse o kişi de bunca senelik tecrübesinden şunu biliyordur ki herkese yardım etse kendi işini bitiremez. Kimse diğer ekiplere destek verdi diye ona aferin demez, işini zamanında bitirmediği için bir de fırça yer. Muhtemeldir ki o zamana kadar ona-buna yardım edip sırtına basarak onu geçen bir sürü yeni yetmenin de ardından bakakalmıştır.
Bunun çözümü o kişinin bir tür yönetici olarak atanması, maaş ve haklarının ona göre düzenlenmesi, işinin de bu koordinasyonu sağlamak olması. Ama o zaman bir ilave yönetici kadro açıp beslemek zorunda olan işveren buna yanaşmıyor. Sorumlu bencil o işi bilen kişi değil. Daha yukarıdaki.

Hocam eğer karşıdaki elemanın size yardımcı olmak / işi öğretmek gibi bir sorumluluğu yoksa ve/veya size işi öğretmekten bir fayda elde etmeyecekse niye uğraşsın ki?

Ben yazılım sektöründeyim, danışmanlık için ek para almıyorum, ama işe her gelen junior bir sürü soru soruyor. Onları eğitmekle uğraşsam kendi işimi yapamayacağım, onu da geçtim kendimi geliştirmeye de fırsat kalmayacak. E ben ne yapayım?

@plutongezegendegilmi

Neden uğraşsın? Çünkü aynı kurum çatısı altında bir değer üretmeye çalışıyoruz ve takdir edersiniz ki hiçbirimiz her şeyi öğrenerek doğmadık. Sancılı bir süreçte elimizden birileri mutlaka tutmuştur. Biz de başkasının elinden tutalım ki ürünümüz kaliteli olsun, işler savsaklanmasın, bir "yaratı" ortaya koyabilelim.

Benim gözümün önüne gelen figür "Feridun Bitir", kısa yoldan köşe dönmeye çalışan milyonlar var ve bencillik kanımıza işlemiş.

Gözümün içine baka baka "Ben her şeyi kendim öğrendim, sen de öğren" diyen adamın işe girerken sunduğu projeyi okul arkadaşından alıp kendi yapmış gibi sunduğunu biliyorum.

@monogram hocam ben pluton'a katılıyorum. sen anekdotal örnek veriyorsun. eğer ilgili kişiye sen operasyonel olarak çalışmayacaksın, görevin takımının eğitimini sağlamak olacak, onların yeterliliklerinden sorumlu olacaksın. maaşın ve ünvanın da şöyle olacak deseler tabiki bunu yapsın. ama böyle bir görev ve maaş vermek istemeyen işverenin amatörlük ve cimriliğini sen o adama yüklemiş oluyorsun. problem kapitalizmin cost cutting'i "yapabildiği" yerden yapması.

- isterse görür. internet trafiğini izleyerek değil. isterse bilgisayarında yaptığın her şeyi görebilir.

- yine görebilir. şirketin sana verdiği bilgisayarda ne yaptığını, klavyede ne tuşlara bastığını görebilecek kadar etiklikle alakası olmayan seviyelere çıkabilir, ama o kadarını yapacaklarını sanmıyorum. en azından sürekli takip etmezler. şüphe uyandıran bir şey olursa ve bu bilgileri de topluyorlarsa açıp kontrol ederler.

- girdiğin sitelere ait IP adresleri, dolayısıyla da hangi siteye girdiğin kabak gibi belli olur. hele de şirketin wi-fi'a bağlandığında senden giriş yapmanı da istiyorsa direkt ne yaptığın hakkında yüzde yüz olmasa da yeterli seviyede bilgi sahibi olabilir. misal telefonunla aylık x saat youtube'da takılmışsın, youtube'dan 10 gb video izlemişsin vs gibi. duyuruya ne yazdığını göremez.

- skype for businees'ın serverı bildiğim kadarıyla şirketin outlook serverıyla bütünleşik ve sadece şirket içine açık. konuşmalar şifreli gidip gelse bile server'da text halinde kabak gibi tutuluyordur.

ilk üç maddede söylediğim bazı şeyler için daha gelişmiş cihazlara ihtiyaç duyulabilir ama hepsi gayet olası. yani özetle bilgisayarında duyuruya girmeden sıkıntı çıkarabilirlerse ve sen ekranımı kimse görmüyor nasılsa diye düşünüyorsan yanılıyorsun.

kendini garantiye almak istiyorsan bu tip işlerini "kişisel" telefonundan hücresel ağ ile yap. telefonu erişim noktasına çevirip şirket bilgisayarına internet sağlasan bile yine ne yaptığın hakkında bilgi sahibi olabilirler.

-her şeyi görebilir bu duyuruya yazdıklarınız dahil.
-şifreleri de görebilir
- skype for business yazışmalarını da görür. Onun server üzerinde capture yapan bir yazılımı var. Log topluyor.

bir gün bi sitede takılırken birden kontrolu alıp sayfayı kapattı ve benim bilgisayarımdan bir şeyler yapmaya başladı biri şok olmuştum. yani her şeyi yapabiliyor bunlar

Tüm iletişimi (bkz: everything) görebilirler. Sadece kriptolanmış içeriği okuyamazlar.

Soruyu okumaya bile gerek yok.

Bastigin her tusu, her mouse tikini.

gozunun gordugu monitordeki her seyi gorebilirler.
Bankacilik siteleri de dahil buna.

ek bir bilgi, eger kurumsal olarak bilgisayarlariniza sirket sertifika otoritesinin imzaladigi bir sertifika veriliyorsa, her ne kadar secure baglanti da kursaniz, ssl trafiginizi de izliyorlardir.(gmail,fb,sozluk)

skype for business loglari arkadaslarin soyledigi gibi, exchange ile bir butun. history'ler orada tutulur, lokalinizde de.

bilgisayarinizin tum trafigini ve yazip cizdiginiz her seyi gormeleri icin, iyi yatirim yapmis olmalari gerekir.

bu yatirimlarin yapilmadigini varsayarsak, genel gecer seyler olarak tum internet trafiginizi (log olarak) gorebilirler.

sifreleri gormesi yasa geregi suctur. sirkete ait bilgilere ulasabilirler, yine sirket sistemlerinde kullandigini sifreleri gorebilirler(bunlar sirketin mali cunku) ama sizin kisisel verilerinizi isleyemez ve okuyamazlar(teknik olarak mumkun)

her mouse tikini gorebilmeleri icin, ciddi yatirim yapmalari gerekir. eger karlilik anlaminda bu sirkete bir getiri sagliyorlarsa yaparlar (observeit vb yazilimlarla) ama bu ne kadar mantikli? sirket senin nereye tikladigini n'apsin? bir de o verileri store etmekle mi ugrassin? (delilik.)

velhasil, regulatif olarak zorunlu oldugu seyler vardir. bunlari yapar, gerisi de kurumsal olarak sikinti cikmasin diye yapilan seylerdir. ornegin, mutsuz calisanin sirket ve/veya sirkete ait verileri almasi, disari cikarmasi ve satmasi gibi. bunun icin sirketler (teknik detaya inmeyecegim) dlp altyapilarini kurarlar, bunun onune gecebilmek icin. bir cok enterprise sirkette bu yapi mevcuttur.

sirket bilgisayari sizin kisisel kullaniminiz icin degildir. oyle dusunun.

Kriptolanmış içerik de dahil olmak üzere şirket bilgisayarı veya şirket kaynakları (wifi'ı mesela) üzerinden gerçekleştirilen kısaca her şeyi takip edebilirler.

Bu arada evet bunlara bakmalari suc ama bakiyorlar.
Bi kere her sirket artik sertifika koyuyor bilgisayariniza. Bu ne demek, girdiginiz butun sifreli sayfalar kucaklarinda.

En kritik yere de girseniz goruyorlar.

orta 1 den beri biliyorum.

Biliyorum ama hiç kullanmam gerekmedi.

Biliyorum. Okulda takmaya başladıktan sonra öğrenmiştim. Hiç de sevmem kravat.

her seferinde youtube dan izleyerek bağlayabiliyorum malesef

aradaki 4 sene üniversite dışında 14 senedir kullandığım için gözü kapalı bağlayabiliyorum artık.

orta 1 den beri biliyorum.

Bilmiyorum

hiç yapmıyorum. bu ve benzeri platformlar günlük yaşantımı etkilemiyor.

etrafimda gordugum, kadinlar paylasimlari arttiriyor ozellikle ayrilik gibi durumlarda. bende durum @datnet gibi

eskiden olsa her iki durumda da paylaşırdım. fakat azalan facebook kullanımım ile bir şey paylaşma isteğim ve paylaşım sayım azaldı. çok nadir bir şey paylaşıyorum ve paylaştığım şey kendimle ilgili değil. manzara, olay, haber vb.. instagram'dan zaten çok çok çok daha nadir paylaşıyorum. paylaşacak olsam mutlu olduğum bir şeyi paylaşırım ama onu da paylaşmadan önce düşünürüm :)

sözün özü: kendimle ilgili olumlu veya olumsuz bir şey paylaşma taraftarı değilim artık.

Fb'ta bişi paylaşmıyorum. Insta ve Twitter normalde de kullandığım yerler ama canım sıkkınken özellikle çok tweet atıyorum.

Sadece Instagram kullanıyorum. Onda da neredeyse sadece okuduğum kitapları ve yaptığım işleri paylaştığım için, hislerimden bağımsız olarak ilerliyor.

hayır tam tersi moralim bozuksa hiç paylaşım yapmam, instagrama daha az girerim vs.
kadınım.

ne zaman güzel bir kedi görsem paylaşım yapıyorum, moral durumum etkilemiyor.

canım istediğinde paylasım yapıyorum istemeyince yapmıyorum.

herhangi bir derdim yok. birileri görsün diye de sosyal medya kullanmıyorum

İyi oldu ne zamandır dinlememiştim.

E36 tesekkurler

tesekkurler.

bu sarki ikinci versiyon. ilkinin cikisini hatrliyorum.

bu da "bir efsane" olabilir :)

www.youtube.com

yaklaşık 3 sene kullandım ve evet söylediklerinizde haklısınız. ancak herhangi bir test mangement tool'u olmaması o kadar kötü ki, keşke hp alm kullansak diyor insan. o nedenle, olumlu düşünün.

Taşındı

Alakasız bir soru olacak ama garanti teknolojinin izmit e servisi var mıdır?

metro ile koru-kızılay.

kızılay'da inip ankaray'a geçiyorsunuz. bir üst katta. aşti yönüne binip beşevler'de iniyorsunuz.

Koru - Kızılay hattına binip kızılayda inin. Oradan Ankaray'a binip Beşevler durağında inebilirsiniz. Daha kolay bi yolu olmalı ama.

bence daha kolay bir yolu yok. hiç trafiğe girmeden en kolay yol bu. eğer armadanın oradaki metro durağından aştiye geçiş açıldıysa ki ben duymadım öyle bir şey oradan aştiye geçip ankaray ile beşevler yine.

Eskişehir yoluna yakın tarafta iseniz veya yakınınızdan Ulus Rüzgarlı&Denizciler dolmuşları geçiyorsa Sabancı Kız Yurdunda inip yürüyerek Beşevler'e ulaşabilirsiniz. Alternatif olsun size.

ulus-sıhhiye dolmuşuna binip Beşevler ankaray durağının orada inebilirsiniz.

p.s. ineceğiniz yerden mesafe 800 metre imiş. google haritalar 10 dakika yürürsünüz diyor. önünde inersiniz dememiştim zaten.

beşevler durağının önünde geçmez dolmuş. ancak sabancı kız yurdundan ya da bahçelievler ankaray durağından 5 dk da yürüyebilirsiniz.

Günaydın

Bir de şöyle bir şey var www.youtube.com

günaydın.

çok severim.

Günaydın.
Bu jingle çok hoşuma gidiyor bugünlerde :)
www.youtube.com

her şey gayet yolunda bende.

taşındıktan sonra ilk sene içerisindeki alışma döneminde o pişmanlığı çok ağır yaşayıp vazgeçmediğin takdirde uzun vadede memnun oluyorsun bence.

isvicre'ye geldigim icin pismanim biraz. amsterdam daha iyiydi.

pismanlik kadar yogun olmuyor ama bircok kiside gordugum turkiyedeki aliskanliklar, yemekler, turkce konusmak ozleniyor. bu duygu bazen 1 sene surebiliyor. ozellikle internet ve mobil internet erisiminin zor oldugu zamanlar cok daha problemli bir surecdi bu. ama 1 yildan sonra insan bulundugu yere ve kulture adapte oluyor.

Berlinde yasayan bir turkten duymustum, "berlinde hava limanina indigimde evime gelimis gibi hissettigimde artik kafa ve ruh olarak da gocmen oldum" demisti. ben de ayni sekilde, daha onceden istanbulda ataturk havalimanina indigimde evimdeymis gibi hissederdim, simdi ayni duyguyu berlinde hissediyorum.

Ben hep geri donme mantigiyla geldigim icin pismanlik hissetmedim ama yerlesmeye gelip de donmek isteyen cok fazla kisi tanidim. "Turkiye'den siktir olup gitmek" guzellemesi aslinda pek de oyle degil.

Bu adam ve dedikleri fikrimin büyük bir oranını içeriyor, Buyrun www.youtube.com

gocmenlik uyum sureci icin soyle bir egri paylasmis idim:
eksiup.com

pisman olanlar elbette vardir. hem de cok.
ama bunu yuksek sesle dile getirene cok rastlamazsiniz.
soyle ifade etmeye calisayim. ilk goc ettigim gunlerde, denizli'li emekli bir teyzenin evinde kalmistim o tr'de tatildeyken.
tatili bitince dondu, beni de postaladi.
neyse, tr'den gelir gelmez eve misafirler dolustu. akrabalar, tanislar filan. sohbet ediyorlar. tr'yi soruyorlar.
teyze tr'deki durumu, akrabalari filan anlatiyor.
ama uc lafin birinde "ama, kim olsa tr'de buraya gelmek ister" diyor. o zaman tuhafima gitmisti.
sonra sonra anladim galiba, teyze au'da oluslarina gerekcelemeye, hakli cikarmaya gudulenmisti. pek cok gocmen de boyledir.
zaten insanlar cogunlukla, bir yola girdikten sonra, bir secim yaptiktan sonra, bir yere ilistikten sonra, orayi cok cok zor terk etmezler mi? haksizlik, yenilgi, yanlislik gibi seyleri bile cesitli ruhsal mekanizmalarla atlatmaya cabalamazlar mi?

Eski erkek arkadaşımla iki üç sene kadar önce ayrılma sebebimiz onun başka bir ülkeye yerleşmeye karar vermesiydi. İki sene oldu, orayı sevmedi mesela. Sosyalleşme tarzını sevmedi, göçmenlik etiketini sevmedi, insanları ve kültürü sevmedi, iş bulma süreçlerini, yemekleri, yaşam tarzını sevmedi vs. Şimdi de yine başka bir ülkeye taşınıyor. Ve benzincide, pizzacıda çalışmaktan bahsetmiyorum göçmenlik diyerek, bildiğiniz iş adamını kastediyorum.

Ben yurt dışında 3 ay yaşadım daha önce. Aileden uzak kalmak dışından hiç bir şey önemli değildi benim için.Almanyadan gelip daha havalimanına indiğimde insanların konuşma tarzları,davranışları aşırı gereksiz, laubali geliyordu.Daha havalimanından çıkmadan ne işim var burada diyordum.Kişiden kişiye değişir bu hiz.

eşimle 3,5 ay önce her şeyi bırakıp amerikaya taşındık. zorlukları var tabi amerika malum uzak ve saat farkı çok fazla. avrupayla kıyaslanmaz derecede farklı. bir yete boyunuzu yazacaksınız benim boyun kaç diye düşünüyorsunuz çünkü hiç inch feet kullanmamışsınız :) daha yeni sayılırız ama şu an çok memnunuz. uzun vadede ama türkiyeden kesinlikle kopmak istemem ki ben 0 milliyetçi biriyimdir.

Her medya bir tivite bağlı, ayrı ayrı silme diye bir şey yok. Son 3200 tivit gösteriliyor, aynı şekilde son 3200 medya da gösteriliyor olabilir. Her tivitte medya olmadığı için tivitlere nazaran daha eski medyaları görmeniz bundandır.

Ricacı, tatlı dilli olmaya bak. Alabilirsin.

işe gidebilecek durumdayken gitmemek için kendimi iyi hissetmiyorum diye rica edip rapor aldığım oldu.

1 ay kadar önce gitmediğim doktor kalmadı, hiçbir şekilde vermediler. sorusturma varmıs sanırım. hala devam ediyormu bilmiyorum ama 1 ay önce hiçbir şekilde vermiyorlardı.

doktorouna göre değişiyor snaırım bu çünkü iş arkadaşlarım azcık bi gripde çatır çatır raporları alırken, ben gerçekten hasta olduğumda bana rapor vermedi aile hekimi, antibiyotik yazdı gönderdi.

direk hocam bana şu sebepten şu kadar günlük rapor lazım diyerek 4-5 kere almışlığım var. hiç geri çevrilmedim.

Rage against the machine - freedom

www.youtube.com

"Anger is a gift!"

Tool - ticks & leeches

www.youtube.com

Daha iyisi yoktur herhalde

tam sizin istediginiz degil ama beni sinirden kudurtaran birisinin borcu oldugundan bir ara kendimi bu sarkida buluyordum. ne rihanna severim ne hiphop asigiyim ama bazen avam tabaka dilinden konusmak gerekiyor.

www.youtube.com

Katatonia - July
Placebo - Meds

www.youtube.com

www.youtube.com

twiggy

geçen gün şok marketten inanılmaz tatlı şeyler aldım

Süper birşey.
Kesinlikle almanı öneririm.

www.hepsiburada.com

İstanbulda değilim, tudors'a bakabilirsiniz

kadıköyde boğadan bahariyeye çıkınca 50 metre ileride solda "opera onur çarşısı" var. gir oraya, tam karşıdaki dükkanda olacak. geçen yaz düğünüm için almıştım. seçenek de boldu.

Boyner'lerde, Sarar'da var

Alternatif bildiğim bir şey yok. Ufak bir if ile halledilir ama illa tek satır komutla istiyorum diyorsan şöyle zorlama bir şey yazdım:

service sshd status > /dev/null && echo 1 || echo 0

günaydın, seninde.

www.youtube.com

Leftovers'ı tekrar izleyeyim bi ara.

Günaydın sana da

Şunu da şöyle iliştireyim.
www.youtube.com

Ben geceleri ve 80leri daha çok seviyorum www.youtube.com
ama günaydın :)

Şu an dişde ve çenede anormal bir simetri ya da estetik sorunu yoksa bundan kaynaklı olacağını sanmam. Ama siz yine de diğer sorunlar için bir ortodontiste gözükün.

Konuşma bozukluğu için bu işin uzmanlarından yardım alabilirsin, konuşma terapisti olarak geçiyor sanırım ünvanları.

www.youtube.com

Zaman içinde sevmek daha değerli bence. İlk tanışıldığında hoşlanma kısmı genelde ağırlıklı olarak dış görünüşle alakalı oluyor, zamanla negatife de dönebilir bu. Ama zamanla sevmek karşıdakini tanıyıp karakterini, huyunu beğenmek ile alakalı. Bu yüzden daha değerli bence.

Beni insanlar genelde ilk anda değil de biraz muhabbet ettikten sonra seviyor. Evet biraz çirkinim. Uyuz bir tipe benziyorum sanırım.
Diğeri bende yok diye mi bilmiyorum, böylesi daha kıymetli geliyor. Neticede dışarıdaki değil, içerideki şeylerden dolayı sevilmiş, hoşlanılmış oluyorsun.

Ben grnelde hep tanıdıkça ısındım. Banaysa genelde hep ilk anda ısınmışlar. Orta yolu bulamadık gitti.

ya sevdikten sonra hangi tarihte sevdiğini mi sorgulayayım? :)

İlk görüşte "aha aşığım çok seviyorummm" diye gelmesi daha şuursuzca geliyor. Tanımadan etmeden, boş konuşuyor diyorum.

ilk görüşte beni beğendiyse sonradan da sevmeye başladıysa bu güzel işte. O nedenle, birinden hoşlandım aradan geçen zamanda bu azalmadı diyelim, karşımdaki da beni sevmeye başladıysa daha ne istenir ki?!

lcha +1500

yine de "tanısan seversin" insanı olduğum için zaman içinde sevmesi daha oturaklı bir ilgi oluyor.

benim için ikisi de aynı olurdu.

Ben şu ana kadar kimseyi zaman içinde sevemedim. İlk anda çekim oluyorsa oluyor olmuyorsa olmuyor. Dolayısıyla onun da beni ilk gördüğünde etkilenmiş olmasını, sonra bu ilk hoşlantının zamanla artmasını tercih ederim.

Farketmez.
Hoslanmasi ya da hoslanmamasi, tum mesele bu.

@i m cool with that +1

ilk buluşmada hoşlanmadıysam bi daha buluşmuyorum. asdghs

Bi de bu isin sosyal medya ayagi yok mu? O hangi sinifa giriyor acaba?

Sonucta hepimiz duyurudan, sozlukten, instagramda vs. birileri ile tanistik yada tanisiyoruz/gorusuyoruz.

Buralarda birini azcik stolkladigimizda hosumuza gittiyse zaten hpslanmis olmuyo muyuz bir yerde? Cunku onun gecmiste dusuncelerini/yaptiklarini inceliyosun bi yerde..

Gunumuzde bu durumun kalmadigini dusunuyorum. En azindan kendi yasamim icin.

Karşımdaki kişinin duygu levelını notlandırmak ya da irdelemekten ziyade ben kendi duygumdan mesulum o yüzden sorun "biraz" enteresan geldi.

Ne sormaya çalıştığını algıladım ve ancak o "bir süre"den kastın zaman aşımına uğramış, tarih olmuş kişiler için pek geçerli değil.

Bir kadın ile tanışmışsındır en başta çok bir esprisi yoktur fakat ilerleyen görüşmelerde sana "farklı" gelmeye başlayabilir. Fakat senin bahsettiğin zaman aşımına uğramış bir aşama kaydedememiş alelade bir denk gelişten ibaret kişilerde tabii ki de hayır.

ilk tanıştığımızda beğenebilir
ilk tanıştığımızda beğenmeyebilir, tanıdıkça sevebilir
ilk tanıştığımızda beğenebilir, tanıdıkça sevebilir

yukarıdaki durumlarda aldığım ilgiden memnun kalıyorum. bu tanıma kısmı 2-3 görüşme ile olmaz ama daha çok zaman geçirmek gerekir.

-bu süre zarfında konuşulup, sohbet edilmedi ise boşlukta kalmış, aklına düşmüşüm derim çok da sevinmem.
-yok eğer zaman geçirilip kişilik olarak sevdi ise sevinirdim.

Tanıdıkça sevmek biraz beyin ile ilgili bir şey sanki. Mantıkla ilgili. O da sevmek ten başka bir şey gibi. Kendine ve şartlara uygunluk gibi bir durum. Tabi insanoğlu bunu sevmek diye kendine pazarlıyor. İlk görüşte hissedersin. Bildiğim bu :)

kadınlar: herkese ismiyle hitap ediyor
erkekler: büyük erkeklere abi diyorlar, kadınlara ismiyle hitap ediyorlar.

Kimileriyle arkadas oluyorum onlara ismiyle hitap ediyorum digerlerine Isim + Title'i ya da Hanim veya Bey.

İş yerinde mesafeyi korumak önemli bana kalırsa. Hanım, bey ve çalıştığım insanlar eğitimci oldukları için "hocam".

"Sibel hocam, siz nasılsın?" "Erman Bey, merhaba" gibi.

Evet, hoca camideydi.

kimseye abi abla demem, bana denilmesine de asla müsade etmem. iş hayatımda bunun her zaman çok ama çok faydasını görüyorum. bey ve hanım hitapları cam bir duvar, sizi her gerektiğinde görebilir, size her zaman ulaşabilir ama sınırı aşarsa cama toslar mesajını şahane verir. o sınırlar önemli.

Kisiye gore olmak uzere; Hey zenci, gay, knk, x abi, x bey ya da direkt ismiyle hitap ediyorum.

Kadin ise ayni sekilde direkt isim, x abla, x hanım, guzelim, x hanimcim duruma gore.

Bey/bayan. Abi abla nedir allaseniz.

Çalıştığım kurumda herkes kendinden büyüğüne (1 yas bile olsa) abi/abla diyor. Küçük büyük fark etmeden kadınlara direkt abla diyorlar. Ben bunu "kadına benden zarar gelmez mesajı vermek zorundayım" kafasına yoruyorum.

Keşke herkes birbirine bey/hanım dese.

Benim çalıştığım yerdeki neredeyse herkes yabancı olduğundan üstlerimize bile ismiyle hitap ediyoruz. Türk olup da benden bariz büyük olan kişilere "X hocam" diyorum ben de. Okullarda genelde sistem bu zira.

İş yerinde biri bana abla deseydi rahatsız olurdum, çok gereksiz bir samimiyet.

ben asla abi abla dayı teyze gibi kelimeleri kullanmam , kullandırtmam.
bana da abla diyen olursa haddini bildiririm :)

büyük küçük herkese adıyla hitap ediyoruz. günlük hayatımda da abi/abla (kardeş dışında) kullanmıyorum.

Bir iş görüşmesinde (çok istediğim bir yer olmasına rağmen) en kıdemli avukat bana “hayatım, güzelim” diye hitap ettiği için tekliflerini reddetmiştim. Ne olursa olsun bey/hanım ideal. Ben mi kasıyorum bilmiyorum ama ilk görüşmede sizden 20 yaş büyük meslektaşınızın size hayatım vs. demesi aşırı itici.

Bizde herkese isimle hitap ediliyor. Ust ast farketmeksizin.

55+ insanlara abi denebiliyor.

Mumkunse ismini ve hitap kelimesini hic kullanma. Yuzunu yuzune don ve sizli bizli konusmaya basla. O sen die konussa da sen siz diye konus. Abi, abla, bey, hanim hitaplari zaten gereksiz. Isim de gereksiz. Direkt konuya atla.
20 yillik bir is tecrubesi ve hayatta yenilmis sayisiz kaziktan sonra bu hale geldim.
Olmasi gereken, herkesin birbirine bey hanim diye hitap
etmesi. Ama unutma burasi Turkey.

kadınım. herkese bey/hanım diye hitap ediyorum benden büyükse.

hiç kimseye abla demedim,

aşırı samimi olduğum kişilere abi diyorum. çünkü bey girdiğinde irrete oluyorlar. -eğer plazada çalışmıyorsanız- mavi yaka ise her zaman usta derim.

bir de maalesef birine herkes abi diyorsa sen bey dediğinde herkes yadırgıyor bu sefer.

ortamın nabzına göre değişir bu. yaşça büyük olan kimseye de sadece ismi ile hitap etmiyorum.

bir önceki iş yerimde ise -holding- herkese bey hanım.

ceo haric herkese isimle hitap ediyorum. ceo'ya zaten hitap etme ihtiyacım olmadi.

günaydın

Günaydın

Hey jude üstüne birazcık hareketlenelim www.youtube.com

Selamun aleyküm

Serenade üstüne birazcık sakinleşelim www.youtube.com

gunaydın, seninde.