Ekşi Duyuru

obilet.com

obilet normal fiyatlarını verir. eğer ki ucuza bilet bulmak istiyorsan otogara gidip, otogarı durak olarak kullanan firmalardan pazarlık yapman lazım.

1-2 tane takip et, onerilerde bol bol cikar zaten ardindan.

evet bastığınız damga başka bir partiye bulaşıp oy geçersiz sayılmasın diye söylemişlerdir.

mürekkep bulaşacak gibi olsa zaten siz de anlarsınız, aileniz de anlar, o şekilde katlar. Bulaşma olayı yoksa, sırf öyle katladı diye geçersiz sayılmaz.

eskiden kullanılan damgalar çok mürekkepli oluyordu. Onlarda bulaşma sorunu vardı.
Ben yine de hep dışa gelecek şekilde katlarım, mürekkep bulaşırsa zarf bulaşsın, başka partiye bulaşıp geçersizlik olması diye, ama yeni mühürlerde zaten çok az mürekkep olduğu için bu durumun olma ihtimali düşük zaten.
Yoksa katlamanın geçerlilikle alakası yok.

açıp sayarken kolaylık oluyor oy pusulalarının aynı yöne bakması, zaman kazandırıyor sandık başkanlarına. her oyu açık ve görülebilir şekilde sayımı izleyenlere göstermek zorunda, bunda da kolaylık sağlıyordur.

Zuhal Olcay - Basucu Sarkilari (1)
Hande Yener - Nasil Delirdim?
Mazhar Alanson - Turk Lokumuyla Tatli Ruyalar
Sertab Erener - Sertab Gibi
Sezen Aksu - Gulumse

Duman - belki alisman lazim
Mor ve otesi - dunya yalan soyluyor

Bu ikisi bu topraklarda yapilmis en iyi albumlerden ikisidir.

baris manco - sozum meclisten disari
zeki muren - ayrildik iste
ayna - don bak aynaya
elvis presley - album adi aklimda yok secmelerden birini alirim
pink floyd - dark side of the moon

Baya düşündüm ve bir adada dinlenebilecek en güzel 5 albüm olarak şunları belirledim.

Erkin Koray - Meçhul Singles & Rarities
İlk Çığlık - Çığlığımı Duy
Moğollar - Umut Yolunu Bulur
Hardal - Yeniden Doğuş
Tarkan - Karma

çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum, koloratür sopranoyum. son 2 senedir kendi bestelerimi yapıyorum ve onları tanıtmak için uğraşıyorum. şu aralar yerel radyolarda çalmaya başladı.

eğer beğenirseniz belki ekleyebilirsiniz. bu bana gerçekten çok destek olur ama daha önemlisi beğenilmiş ve benimsenmiş olmanı beni mutlu eder.

TÜR: ALTERNATİF/CAZ ve ALTERNATİF/INDIE POP

Arin -(git: youtu.be)
Uzak - (git: youtu.be)

i.imgur.com

@tolgan: tesekkurler bu isime yarar.


Bir tane daha vardi daha yeni, baska bir açidan, onu bilen Var mi?

www.reddit.com

Her insana dair kuruntulari olan ciddi guven sorunu olan biriyseniz normal. Degilseniz o acaba gecmis deneyimlerinizden dolayi sizde koklesmis bir korkunun yarattigi bir sey mi yoksa bir insana verilmis en faydali ama en az kullanilan silah olan ve sizi daha yolun basinda sizi uyarmaya calisan ic sesiniz mi anlamaya calisin. O ic sesi bastiran duymazdan gelen kendini kandiran karsisindaki adamin kadinin cazip bir kac ozelligine ve kendi yalnizligina yenilip sonra korkunc seyler yasayan milyarlarca kadin var. Ya da hepsini bosverin. Ilk bulusmada icinizde bir huzur varsa aranizda bir masa varken bile bir cinsel cekim hissediyorsaniz karsilikli konusurken sohbet yapmaciksiz yag gibi akip gidiyorsa o acaba da kuruntunuzsa sadece tadini cikartin. Cunku bilinenin aksine iliskilerin sevgi saygi guvenden daha oncelikli baska kriterleri olmali. En basta sohbet keyfi frekansi, sonra karsilikli cinsel cekim ve ten uyumu. Sonra onun nasil biri oldugu degil sizin nasil biri oldugunuz degil onun size ne hissettigi sizin ona ne hissettiginiz de degil.onun yaninda kendinizi nasil hissettiginiz onemli. Onu degil kendinizin onun yanindaki halini sevmelisiniz once. Komplekslerinizi mi tetikliyir, sizi oldugunuzdan farkli davranmaya mi sevk ediyor, anlatiyor ama dinlemeyi bilmiyor mu, dinliyor ama anlamiyor mu? Anlatiyor ama anlattiklari sizi boguyor mu? Kendinden mi bahsediyor olmayan kisiligini mi pazarliyor size? Yaninda ozgur simartilmis disi huzurlu ve kirk yildir tanisiyormusuz gibi mi hissediyorsunuz degersiz ezik huzursuz gergin cekingen mi?

oluyo öyle. biriye tanışmak yorucu bişey, aynı evrelerden, güven eşiklerinden tekrar geçiyosun, geçmesen o ilişki ilişki olamıyo çünkü. takılma o hisse boşver, bir müddet geçsin bir şeyler yapın, ondan sonra gelen hisler olursa ya da bu his devam ederse; o zaman düşünürsün.

Kalkmam, kalkana da deli gözüyle bakarım.

yalnızken ayağa kalkmam ama saygı gösteririm. bacak bacak üstüne ise indiririm, yemek vs yiyorsam dururum. tuvalete falan girmem.

evet kuralı var. evde yalnızken televizyonda istiklal marşı çaldığında ayağa kalkmıyorsan 6 yıldan başlıyor cezası.

biz bunun geyiğini yapıyorduk yahu. ciddi gözle bakanlar varmış, utandım kendimden şimdik. :(
kalkmam ki.

Ay ben çocukken kalkıyordum ayağa, baya hazırolda dikiliyordum. Gerçi ben çocukken TRT'nin kapanışında çalıyordu İstiklal Marşı, öyle eski zamanlar.

kobuzhu kiz + 1

Çocukken ben de evde saygı duruşuna geçiyordum. Bir de olayı iyice yanlış anlamışım, saygı duruşunda “Umarım Kabe’yi tutturmuşumdur” dye düşünüyordum. İlk önce Kabe’yi aramanın alakası olmadığını öğrencince gitti, sonra evde saygı duruşuna geçmeler. Şimdi bir şey yapmıyorum.

çok ilginç bu olaya getirilecek açıklamaları çok merak ettim.

Bir arkadasiniz kendince saka yapiyordur belki, siz farketmeden o isimle kaydetmistir filan.

Ama rehberde kayitli olmasa soyle diyecektim,
Sanırım artik cep telefonu numaraları cok hizli kapanip baskasina satiliyor. Bir arkadasim numarasini degistirdiginde whatsapp da numarasini otomatik olarak degistirmisti, ekledim. Eski numarasini silmemisim ama. Bir aydan kisa bir surede numarada baska bi profil fotoğrafı vardı.
Benzer sey bir kere daha oldu, arkadasimin sevgilisinin fotoğrafını koydugunu sanip kinamistim, meger numarasini degistirmis ve eski numarası hemen baska biri tarafindan kullanilmaya baslamis.
Viber galiba kisi kendini nasil tanimlarsa size o sekilde gosteriyor, asiri emin degilim, eger bi kere size viberdan ulastiysa da telefonda bi senkronizasyon ayari mayari vardir otomatik kaydetmistir o isimle rehbere (?)
bir ihtimal,

Telefon sifreli , ustelik etrafimda saka yapacak kimse yok. Cok ciddiyim telefon elimden dusmuyor ustelik

@a perfect lie: bak bu çok mantikli geldi

a perfect lie +1 . Ben de kuzenimin profilinde olmadık kişilerin fotoğrafını görünce şaşırmıştım. Numaranın hızlı el değişiminden kaynaklı şok hali yani. Yalnız karşı tarafın hafif trip içeren cevaplarına bir anlam veremedim. Gerçekten tanıyor olma ihtimalin olamaz mı?

@sumuklurakun ahakahakjaja... Adam da beni tanimadigini söylüyor... Ustelik biraz bezgin bi tip "kardes yeter artik soru sordugun, yarin isim Var uyucam birak artik pesimi" diyor...

Adam benim kadar buyutmuyor olayi yani. Sordum "yeni bi aldın bu numarayi?" , Hayir diyor.

Viberin ayarlarina baktim simdi, Add viber contacts to device contacts diye bi secenek var. Yani viberdeki adami otomatik olarak eklemis rehberinize. Bosuna darlama daha adami, buyutmussun biraz :D

Chrome eklentisi var Touch VPN adinda. Onu kurup ulke olarak Turkiye secin.

Twin peaks? Acayip karmaşık ama hoşuma gitmişti benim.

Sherlock, Got, The Night Of, True Detective, Mindhunter, The End Of The F***ing World, Black Mirror. Hepsi vay be dedirtmiştir.

Edit: Ağzı açık bırakmalı vay be için: S-H-E-R-L-O-C-K!

the take.

The mentalist
Sherlock
Half of Dexter
Black Mirror

"Vay be"'den kasıt ne anlamadım pek açıkçası ben, heyecanlı-polisiye tarzları yazdım. Güzel dizi tavsiyesi diyorsan şayet "Friends" tabiki :)

Yakın zamanda Dark dedirtti bana. Bir de Fargo'nun ilk sezonunu izledim onda da dedim. Her şeyden mi etkileniyorum diye korkuyorum.

Dark +1, unutmuşum, ayıboldu :(

(bkz: sır dosyası)

the leftovers
six feet under

LA CASA DE PAPEL :)

west world.sherlock biraz yaptım oldu gibi geliyor bana

Zamanla cinsel yönelim bile değişebilir :p

zamanla beğeniler tabi ki de değişir.
her an herkes değişebiliyor,fikir,düşünce,yaşam.
sıkıntı yok yani.
bi bakmışsın 5 sene sonra çok daha farklı kızlardan hoşlanmaya başlamışsın.

liseye kadar sarışın seviyordum, dizi-film izlemekten herhalde. 4 seneye yakın, sarışın bir çocuğa aşıktım, platonik. 26 yaşındayım, sarışınlara karşı hiçbi ilgim yok artık. türkiye'de ne sarışını zaten ahshfdf

eskiden fiziki özellikler çok önemliydi bana.

şimdi o fiziki özelliklerin zıttı insanlar bile beni çekebiliyor ama bunun üstünde kişiliğe tav oluyorum önce.

Anneannem izliyor

var

bazı iş arkadaşlarım izliyor.

Kaynanam ve yardimci abla butun gun seyredip icha soyle icha boyle diye anlatiyorlar.dizi acikken hayat duruyor,kahve,cay,kurabiye keyfi yapiyorlar.aksam bolumunun sabah tekrarini seyredip bak iste ben dediydim diye goygoya geciyorlar.

annem ve bütün kadın akrabalarım izliyor neredeyse.

dizinin birinde karı koca ölüyor, aynı oyuncular sonra bu ölen karı kocanın çocuklarını oynuyorlarmış.

hindistan'da çocuklarını oynayacak oyuncu mu kalmadı diye söyleniyordu en son bizim valide.

Öğrencilerim izliyor. Üzüntüden öldürecekler beni. Nasıl olur demeyin ben de bilmiyorum. İçler acisi.

Arkadaşımın anneannesi izliyor

Yalan yok bizzat ben alt yazılı versiyonlarını yaz boyu izledim

www.youtube.com

herşey bilgi değerlemeye bağlı. benzer melodilerde 30 eşleşme buluyorsa. senin ipden lokasyonuna, yaşına, arattığın şarkılara bakıp onunla uyuşabilecek en doğru şarkıyı sunuyordur. yani ben olsam öle kodlardım.

bazen bulabilir bazen bulamayabilir.
öznitelik vektörleri çıkartıyor, eğer şarkıya has öznitelikleri temiz çıkarttıysa bulabilir.

türk kökenlidir o kişiler.

rusya federasyonu vatandaşı ama rus değil bir kısmı. tatar, başkurt vs vs.
rus olanlar da karışmışlar işte.

türki cumhuriyetlerin vatandaşları oluyor onlar genelde. kazakistan, özbekistan, azerbaycan vs. sovyetler zamanında olmuştur muhtemelen.

akbar butaev diye biri var mesela tip zaten hiç rus gibi değil kesin rus kökenli değildir. kültür çeşitliliğidir yani dendiği gibi.

Çerkes Çeçen tatar vs soyu oralardan geliyor olmalı

Çaylak hesap onaylanmamış, silinmiştir belki?

Uzun süre login olmadığınızdan uçurulabiliyor

Şu anda birden fazla hesap legal.

fortnite

fakir pubg'si

3 sene sonra numaran bulunabilir normal. Google Drive, iCloud vb. bir sürü yer yedekliyor rehberi. Eski bir kayıt geri yüklenmiş olabilir formattan sonra. İletişime geçmek istemiyorsan veya olumsuz şeyler yazacaksan bırak bir şey yazma. Eskiye dönme niyetin varsa yaz.

Öyle bırakırım,kasıtlıysa zaten bir mesaj daha gelir.ona da yanıt vermem çünkü yanlış mesaj atmak mı kaldı :) Yaşasın pasif direniş

Bana da gelmisti boyle bir mesaj. Ama benimki yanlislikla atilmamisti. Gayet bilincliydi. Seni affetmiyorum tarzi biseydi ama ustu kapali yurume pesindeydi. Nitekim oyle de oldu zaten. Bikac ay sonra acik bir sekilde yurumeye basladi.
Numaran onda olabilir. Neden silsin ki? Dusman degilsiniz nihayetinde. Fakat o mesaj gercekten yanlislikla mi, pek emin degilim. Bahane ariyor bence. Senin de gonlun varsa, sen de yanlislikla cevap ver. Yoksa, salla gitsin.

Bence gerçekten yanlışlıkla olabilir
Çok takılmamak lazım

@denef: cevap yazmazsam totosu kalkar diye korkuyorum. Yani "demek ki benim olduğumu biliyor ve hala Bana tepkili" gibi

Aksine tanimazdan gelerek "pardon yanlis kisiye attiniz, ben o kisi degilim. Iyi gunler" daha agir olur diye dusunuyorum... Nasıl fikir Ama? :D

Mesaj içeriği mühim bu durumda.

benim de numaram eski arkadaşımda var, ara ara numarasını değiştiriyor sapık mı dır nedir bana mesaj geliyor yeni numaram bu diye. Ben kendi karakterim gereği, ayrılık sonrasında evin anahtarı dahil herşeyi değiştiriyorum. İstiyorum ki, illa dönmek istiyorsa o kapıyı kırsın geçsin. bu tür küçük aksiyonlara dahil olmasın.


bana böyle bir mesaj gelse, o an sohbet etme ihtiyacım varsa cevap yazarım. yoksa zaten ilgilenemem istesemde. Ama bu bana dair bir durum bende bir işi yapma eylemi, affınıza sığınarak vahiy şeklinde oluyor, yani sanki ben yapmıyorum bana yaptırılıyor gibi oluyor. Mesela bir mesajı yazıp silsem tekrar o etkide birşey yazamam. O yüzden o an ihtiyacım varsa yazabiliyorum yoksa beceremiyorum.

hem tepkiliyim sanar diyorsun, hem de tepkili olduğunu bize gösteriyorsun : ) bravo.

bence hiç cevap vermesen senin için daha iyi. hem gerçekten de yanlışlıkla atmış dahi olabilir.

Bizde ayrılanın helvası yenir, Ama Siz ne düşünürsünüz bilemem. Yeni başlangıçlar iyidir. Şimdi başlasan hep eskiler aklına gelir...paranoyaklık rulez

cevap bile verme boşuna heveslenmesin

Diyorum ama o kadar.
Diğer bahsettiğin şeyler hiç rahatsız etmiyor.

diyorum, tam da o duyurulardan biri bu.

@ateistanbul: ooo çok pratik zekayiz :)

böyle açık uçlu laf atmaları sevmiyorum ben direkt nick verin de bilelim.

Tamam, not aldık. Bundan sonra senin kıstaslarına göre hareket edilir.

Duydunuz ulan! Akıllı olun! Şartlar, kıstaslar, kurallar sorunun içinde

öncelikle internete hoşgeldiniz.

sonra evet böyle saçma sapan sorular görüyorum, fakat diyorum ki herkesin derdi kendine büyük geliyor:

10 yaşındaki çocuk şeker derdinde, 25 yaşındaki çocuk sevişme derdinde, 35 yaşındaki çocuk evlenme derdinde...
herkes kendini tatmin etme derdinde.

'Bir de dunyanin sirrini cozmus gibi her duyuruya cevap verenlere ne demeli?'

(bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)

@elorelia'nın dediği gibi olayı somutlaştırıp hedef gösterirseniz sizin asıl derdinizi de anlarız, elimizden gelen olursa yaparız.

dünyanın sırrını çözenler vardır belki aramızda çünkü ben onlardan biriyim, problem?

Kime ne bundan? İsteyen istediği soruya cevap yazar, istediği kadar soru sorar. Okumak istemeyen çeker gider. Ben birilerinin Duyuru'nun muhtarı gibi davranmasına uyuz oluyorum. Site sahibi dese neyse de sıradan bir kullanıcının sitedeki 500 kişiden sorumlu olduğunu hissederek böyle açıklamalar yapması komik.

insanların saçma soru sorma hakları olduğuna katılıyorum, buna istinaden benim de o saçma sorulara saçma cevaplar yazma hakkımın baki olduğunu biliyorum. çoğunu görmezden gelebiliyorum ama "bu kadar da olmaz" dediklerime tatlış dokundurmalar yapıyorum bazen *-*

orient express derim, flatliners bana inanılmaz gereksiz göründü. oturur eskisini izlerim.

orient express izledim,
güzel film ama evde de izlesem olurdu, hatta evde daha güzel olurdu

Istemiyorum ama cocuklari severim.

istiyorum aşırı. biyolojik saatim çalışmaya başladı herhalde.

İstiyorum. Çocuğu bir ürün, bir mal olarak görmemek lazım. Çocuk arkadaştır aslında. Tamam daha altına ederken iyi bir performans gösteremiyor ama bu çocuk büyüyünce beraber spor yaparsın, enstrüman çalarsın, gezersin, maça gidersin... Sadece çocuk değil, aile sahibi olmak güzel aslında. 40 yaşına geliyorsun, etrafında arkadaş aramak yerine kendi ailenle vakit geçiriyorsun. Hayırlı olur, hayırsız olur onu bilemem. Hastalık, ölüm bunlar canlılara has şeyler. Robot bile yeri geliyor, arıza yapıyor. Bunun suçlusu insanlar değil. Doğal bir şey bu.

istemiyorum. sorumluluk almak,kendimden çok başka birisini düşünmek beni korkutuyor.
Bir çocuk halasıyım,yeğenim küçükken gördüğüm kabusların,yaşadığım paranoyanın tarifi yok. Kendi çocuğum olsa aklımı kaçırırım ona bir şey olacak diye herhalde. Kardeşlerin yaptığı en güzel şey yeğendir diyor,bununla yetiniyorum.

@dissendium: iste ben de onu bencillik olarak goruyorum ya... Sirf yalniz kalmamak icin, spor yapmak icin birini dunyaya getirmek asil onu bir urun, bir mal olarak gormek değil mi?

Az sonra "biyolojimiz o bizim, varoluş amacımız üremek, nasıl istemezsiniz" savunması gelecek ama yok, istemiyorum ben. Ergenliğimden beri "biyolojik saatin alarm verince istersin" diyorlar, yirmi sene geçti, biyolojik saatim bozuk galiba, hâlâ çoğalma güdüm yok.

Mantıklı düşününce de kafamda oturtamıyorum. Bir gün İsveç'e, Norveç'e, Yeni Zelanda'ya yerleşirsem mantık çocuğu yapmayı değerlendiririm belki, bilemiyorum o kadarını.

@yarey, "sırf yalnız kalmamak" ile ilgili bir şey söylemedim. Çocuğun bir arkadaş olabileceğini ifade ettim. Bunun neresi bencillik? O zaman arkadaş da edinmeyelim. Arkadaşlarımızı da pratik anlamda bunun için kullanıyoruz çünkü. Ama arkadaşlarımıza ömür boyu bakma zorunluluğumuz olmadığı için onlardan faydalanmayı bencillik olarak görmüyoruz. Ayrıca, bir çocukla spor yapmak, gezmek gibi eylemler onu kullanmak değildir. Çünkü o da bu eylemlerden zevk alabilir ve hayatın güzelliklerini görebilir. Sen ileride bana baksınlar diye çocuk yapıyorsan bu bencillik sayılabilir. "Beraber yaşamak" için çocuk yapmak kesinlikle bencillik değil. Hayat bunun üzerine kurulu.

Edit: Aynen, ondan bahsediyorum. Bir de böyle motivasyon sağlamaya çalıştığımı düşünme. İsteyen yapar, istemeyen yapmaz. O kısımla ilgilenmiyorum. Zaten ben de ekonomik durumum belli bir seviyeye gelene kadar çocuk yapmayı düşünmüyorum. Yuvarlanır gideriz ya da beraber büyürüz kafasında biri değilim kesinlikle. Şu anda 24,5 yaşındayım ve 30'lu yaşlarda düşünüyorum çocuğu. Yoksa ekonomik durum iyi olmadan, hayata bakış açısı sağlıklı bir noktaya gelmeden çocuk yapmak mantıklı değil.

@dissendium: tamam şimdi anladim demek istedigini ve onayliyorum. Aslinda butun olay cocugun dunyasini güzellestirmek.

27 yaşındayım. eskiden "ileride bir gün muhtemelen çocuk isterim" derdim ama artık istemiyorum. ileride de isteyeceğimi sanmıyorum. "o duygu çok başka bir şey" diyor anneler ama ben hiiiç hazır hissetmiyorum kendimi. şu an yaşadığım spontane hayat tarzını çok seviyorum ve değiştirmek istemem. kurulu düzenimden, sevgilimle baş başa olmaktan, istediğim zaman istediğimi yapabilmekten, kendimden başkasını düşünmeden karar vermekten ötürü memnunum.

belki ileride 4-5 yaşlarında bir çocuk evlat edinmek isteyebilirim. çocukları severim çünkü ve iyi de anlaşırım. ama bebeğin doğduğu ilk bikaç sene "her şeyi bırak, tüm hayatını ona ada" fikri şimdilik bana çekici gelmiyor.

@istanbul kanatlarimin altinda'ya katılıyorum.

ben ki psikopatlık derecesinde kedi düşkünüyüm, sırf istediğim zaman istediğimi yapamayacak olmamdan dolayı kalıcı sahiplenmiyorum. kaldı ki çocuk yani...

bencillik olarak düşünenler olabilir, olsun. ben istediğimi yapamayınca, istediğim kadar dinlenemeyince ve mutsuz olunca; sorumluluğumda olan canlılar da mutsuz olacak. bunu istemiyorum.

ben de çocuklarla ilgili birşey sormuştum ona da bakabilirsin:
eksiduyu.ru

sana cevabım:
1-çocuk sevmiyorum,hazzetmiyorum
2-senin de dediğin gibi o çocuğun başına bir iş gelirse yaşayamam kahrolurum.

bu sebeplerden ötürü istemiyorum çocuk

İstiyorum ama korkuyorum da bir yandan. Hep benim olmayacak. Belli bir yaşa gelince kendi dünyası olacak. Benim istediğim kısım bıcı bıcı sevmelik olan kısmı. Bunun yetişkin olacak olan kısmı var deniliyor. O zaman onu çok özlersem asi olursa. Ekşici piçlere benzerse. Kafam karışık.

istiyorum, istediğim için de şu anda yolda. Allahın izniyle birkaç ay sonra kucağımıza alıcaz bebeğimizi.

Benim yaşama sebeplerimden biri. En güçlü sebebi değil ama en çok istediğim şeylerden biri, bir kız bir oğlan babası olmak.

insan yetiştirme deneyimi enteresan olur, açıkçası ilginç geliyor bana sıfırdan bir birey yetiştirmek. ama sırf bunun için çocuk yapamam, sorumluluğu çok yüksek. arkadaşın ablasının oluyor bi tane, hediye mediye derken konusu açıldı, o masraflar falan, bi puset 1500 lira. beziydi osuydu busuydu bi anlatmaya başladı tecrübeliler, aklım çıktı. en son benden 7 yaş küçük kuzenimin bebekliğini görmüştüm çok yakından ama o zamanlar bu hesap kitap işlerine aklım ermiyordu tabii. bitanesi söyledi, ablası çocuğunu kreşe, bak daha 3 yaşındaki çocuğu senelik ücreti 19BİN LİRA, yazıyla ondokuzbintele, okula yazdırmışlar. çılgınlık resmen, öyle zengin falan da değiller hani, durumları iyi sadece. ilkokul 40bin diyor, anam anam. daha şimdinin tutarı bunlar, ben çocuk yapana kadar uçar gider.

tamam herkes özel okulda okumak zorunda değil de, günden güne boka saran eğitim sisteminde ben çocuğumun saçma salak şekilde temel eğitim alarak sonradan kendini geliştirmesiyle uğraşmak zorunda kalmasını nasıl isteyeyim?
tr.sputniknews.com

adam demez mi "niye beni böyle okula gönderdin lan" diye. ben mesela 20 yıl sonranın çocuğu olsaydım babama derdim "niye beni dandik okula gönderdin" diye, götüm çıktı 2 gram entel olucaz hayata farklı bakıcaz diye. milletin çocuğu ilkokulda şantörlük yaparken ben lisede kıçı kırık 100 liralık gitarı tındırgadıtmayı öğrenicem diye okuldan kaçıyordum. ya o gitmediğim derste öğretilen bilgiler yüzünden stanford mezunu olamadıysam, KİM ÖDİYCEK BENİM HAKKIMI KİM? GARİBAN ANAM-BABAM MI, YOKSA ONA 2 KIZ YETMEZ Bİ DE ERKEK YAPIN DİYE BASKI YAPAN BU BOKTAN SİSTEM Mİ, YANİ SİZ Mİ?!!!

öhm, sakinim...

yok anacım, çocuk yetiştirmek sorumluluk isteyen bir süreç, hem de çoook uzun bir süreç. "ulan bu salaklar bu yaşa kadar nasıl gelmiş" diyerek sövdüğüm insanların arasına bir tane de ben katarsam vicdanım demez mi bana ikiyüzlü pis yaratık, az yiyeydin de veledine bez alaydın götü boklu gezmeyeydi diye?

şartlar olgunlaşırsa(piyango falan vurursa yani), tabii ki yaparım. 1 kız - 1 erkek
olsun hatta, kız erkekten 4-5 yaş falan büyük olsun mesela. ısmarlayabiliyo muyuz böyle tam?

istemiyorum, istenmemeli, istenemez...
cocuk sahibi olmak yapilacak en irrasyonel, en bencil ve en gaddar davranistir..
kardesim senin ne hakkin var baska bir canliyi yasamak zorunda birakmaya..
senin ne hakkin var birisine bir can hediye etmeye..
bakalim o insan yasamak isteyecek mi?
istemiyorsa intihar disinda geriye donme hakki olmayacak, " sıkıldım cikiyorum" deme luxu olmayacak, senin buna ne hakkin var..
kendine oyuncak veya gelecek sigortasi yapmak icin neden etiyle kaniyla duygusuyla bir CAN yaratiyorsun, kimsin sen???
yaradilistaki en buyuk hatadir uremek ozgurlugu..

istemiyorum.

1-bakabileceğime inanmıyorum
2-dünya bombok

istiyorum, hatta 4 tane olsun istiyorum. benim yaşayamadığım kardeş desteğini doya doya yaşasınlar istiyorum.

ama;
1- o kadar çocuk yapabilir miyim bilmiyorum.
2- hepsine çok iyi standartlar sağlayabilir miyim bilmiyorum.
3- mutlu, sağlıklı, çevrelerine zarar vermeyen insanlar olurlar mı bilmiyorum.
4- hayatımı onlara adamam, hep onlarla ilgilenmem gerekir, bu beni mutsuz eder mi, bilmiyorum.

İstemiyorum.

Çocukları sevmiyorum, kafam götürmüyor. Ayrıca sorumluluk almak, fedakarlık yapmak istemiyorum. Hayatımı yalnızca kendimi düşünerek geçirmek istiyorum. Tüm paramı, zamanımı, emeğimi kendim için harcamalıyım. Ancak o zaman mutlu oluyorum ben, paylaşmaktan, kendimden vermekten hoşlanmıyorum.

insanlık 1500 yıl kadardır 30 yıla insanlığın sonunun geleceğine inanarak yaşıyor. sorunlar her zaman var, ama doğan da mis gibi bir şekilde büyüyüp gidiyor. kendi doğduğun dönemi düşün, bombok bir dönem (çünkü türkiye'nin son 50 yılı öyle). yılını söyle sana tabloyu çizeyim.

bir çocuğum var, ikincisini istiyorum.

@babilbaligi, ben dönem gibi bombok yetiştim mesela, kendimden örnek alıyorum zaten, ben çektim o çekmesin diye. kim yaşadığı hayattan, büyüyüş şeklinden, geldiği noktadan memnun diye sorarsak çoğunluk memnun değilim diyecektir. bu zamana kadar böyle gelmiş olması böyle gitmek zorunda olduğunu göstermiyor. tabii ki çocuk bir şekilde büyüyüp yetişecek, hatta eminim buradaki insanların çoğunun çocuğu ülkedeki ortalama çocuğa göre daha kaliteli bir yaşama sahip olacak. ancak totalde bu bir risk ve almak istememek doğal karşılanmalı.

çocukları çok seviyorum. bebekliği ayrı, çocukluğu ayrı güzel.

@for day to break'in dediği gibi düşünceler bir de kafamda... ve klasik şeyler; kötü birisi olması, kaza-ölüm vs korkusu...

hasılı, istiyorum; hem de çok.

@Bruce: bence çocuk istememek gayet doğal bir düşünce ve her insanın en doğal hakkı. saygım sonsuz, sadece ben aynı görüşte değilim.

ben şahsen işsiz güçsüz bir anne babanın en yakın otobüs 45 dakika yürüme yolundan geçen sobalı bir evde yaptığı bir çocuğum. her ikisi de 80 döneminde içeri girmiş, işkencelerden geçmiş, işini gücünü kaybetmiş, hapisten çıkınca şehir değiştirmiş insanlar. babam ankara'ya geliyor, parası yeten ev bir gecekondu ve yağmur yağdığında ortasından bildiğin su kanalı akıyor. evlenirken gelinlik ödünç, alyans borç para ile alınıyor.

bu şartlarda doğan çocuk benim. gayet eğlenceli bir çocukluk geçirdim ve hayatımdan da büyük oranda gayet memnunum. en iyi okullarda okudum, her yaz çalıştırdılar beni hayatı öğreneyim diye.

3 yaşında bir kızım var. doğduğu zaman birsürü soru işareti vardı kafamda. nasıl büyüyecek, ben düşersem o nasıl ayakta kalacak falan filan. ama büyüyor. neredeyse her gün kızıma bakıp ne kadar doğru bir karar vermişim diyorum.

hayat insanın tek gerçek varlığı, gerisi hikaye. bir insana hayat vermek, onu ellerinde büyütmek bence muhteşem bir duygu. elimden geldiği kadar sağlama almaya çalışıyorum onu, şimdilik bir sıkıntı da yok.

aslına bakarsanız çocuk sahibi olmamak insanın doğal durumu, çocuk sahibi olmak bir karar. isteyen verir bu kararı, istemeyen vermez. herkesin kendi hayatı, hepsine saygım sonsuz. beni de fazla ilgilendirmez. ben kendi yaptığım tercihten ötürü gayet mutluyum, umarım herkes yaptığı tercihten ötürü mutlu olur.

edit: hatta bana kalırsa çocuk istemeyip çocuk sahibi olmayanları desteklemek lazım. Çünkü istemeden çekilecek dert değil. önerim, gerçekten isteyen çocuk sahibi olsun, çocuğuna iyi bakacaksa çocuk sahibi olsun. sonra sağda solda avazı çıktığı kadar çocuğa bağıran insanlar görmeyelim.

18 aylık bi kız babası olarak yazacak olursam;

çok uzun bir süre dünyaya başka bir canlı getirmenin ne büyük bir haksızlık olduğu hissiyle yaşadım. belirli bir olgunluğa ulaşmış olmak gerektiğini düşünüyorum. yani, "hadi bir çocuk yapalım" kafasıyla çocuk yapmaya uğraşmak temelden yanlış. ilişki belirli bir seviyeye gelince çocuk arzusu geliyor. en azından benim için böyle oldu.

dünya berbat bir yer evet; ama kızıma güzel müzikler dinleterek, güzel kitaplar okuyarak, güzel şeyler anlatarak ve onu mutlu büyütmek için elimden geleni yaparak bu berbatlıkla daha uygun bir yaşta karşılaşmasını sağlamaya çalışacağım. ekstrem aksilikler, hastalıklar, sakatlıklar olabilir. ama bu paranoyayla hiçbir şey yaşayamaz insan. bunu aşmaya gayret edin.

hep söylerlerdi, o yokken ne yapardım hiç bilmiyorum, hatırlamıyorum. tüm sevgim ve ilgim ona akıyor ve çok mutluyum.

darısı tüm isteyenlerin başına.

istemiyorum.
Cocuklari o kadar sevmiyorum.
7/24 bir omur cocuk bakacak kadar tahammulum ve istegim yok.

istemiyorum. dünya bombok +1

İstemiyorum Hem asla o sorumluluğu almak istemiyorum hem de zaten çocuklara zerre kadar sempati duymuyorum. Hatta ben hiç çocuk sevmiyoum.

istemiyorum. uzaktan severim sadece.

Hem çok istiyorum hem korkuyorum. düşünürken bile içim sevgiyle doluyor, bi de kız-erkek ikiz olsa var ya, of! çocukları zaten çok seviyorum, hassas şekilde gelişimleri üzerinde duruyorum, eğitimini aldım, o yüzden böylelerinin çocuk sahibi olması gerektiğini düşünüyorum ama hayat, nasip, kısmet=) tabii her anlamda hayırlı olmayacaksa olmasın. Dünyadaki en zor şey evlâdınla olan imtihandır, o yüzden ay illâ istiyom demem asla, hayırlısı ise olsun.

Istemiyorum, mantıksız geliyor.

24 yıldır aileme içten içe beni hayata getirdikleri için kızgınım. 1 başka canlıya aynı şeyi yaşatmak ve sorumluluğunu almak istemiyorum.

kesinlikle hak veriyorum.

para kazanabilirler, ve evet kazanacaklardırda, ne var ki bunda?
yalnızca bir videosunu yarım yamalak izledim.
sonuçta yaptıkları şey çok basit. zaten yapıyor oldukları şeyi videoya kaydedip youtube'a yüklemek. tek fark insanların hoşuna gitti.
sonuçta insanlar "yapabildikleri" şeyleri videolaştırarak youtuber olmaya çalışıyorlar, makyaj videosu çekmek, oyun kaydetmek vs gibi. bu insanlar da günlük rutinlerini paylaşmayı seçmiş.
ben sanmıyorum ki videonun çıkış noktası "aşkım hadi video çekelim ve paranın dibine vuralım" olsun.
"samimi olmak da bu işin bir parçası" diyorsunuz da bu kadar zaman rol yapacaklarını da sanmıyorum. abuk sabuk ne varsa çekmişler işte.
cem yılmazın bir lafı var, "ben hiçbir zaman para için bir şey yapmadım, bir şey yaptım para etti ona bir şey diyemem" bu da onun gibi, para kazanıyorlarsa ne ala.
hayır bahsi geçen çift de umrumda değil, dediğim gibi bir kaç dk izledim sadece de, sizin "biz de böyleyiz ama onlar meşur oldu tavrınıza sinir oldum o yüzden bu kadar yazdım :D yoksa banane.

profiline kimin girdiğini gösteren appler var. bir kısmı paralı. uğraşan bir tipse muhtemelen bunlardan kullanıyordur.

nicki değiştirme sebebi de tahminin ötesine geçmez. SS'ini atarsan engelleyip engellemediğini söyleyebilirim.

eğer storylerini izlediysen orda gözüküyor kimin izlediği.

Profili herkese açıksa ve gönderi sayısı 0 olmadığı halde henüz hiç gönderi yok yazıyorsa seni engellemiş.

yine güzel bir mucit haberi yalanı :D cdn.teknolojioku.com şu son resimde de görüldüğü gibi cihaz çin malı küçük android tv boxlardan biri. çayırdaki fotoyu çekebilmek içinde muhtemelen cihaz, mucitlerin cep telefonlarının wifisini paylaştırarak nete bağlanmış.

bildigimiz anlamda olmaz.

zira canak anten, fark ederseniz mesela turksat canaklarinin hepsi ayni yondedir; guneybati, uydudan gelen sinyalleri parabolik yapisiyla odaklayarak baglantiyi saglar. canagi fiziksel olarak ortadan kaldirmak demek, uzay boslugundaki butun uydu sinyallerine tek noktadan erisim saglamak demek. boyle bir cihaz guclu bir alici ile pekala mumkun ancak maliyeti cok yuksek olur, son kullaniciya hitap etmez.

guneydogu olacakti, 7 sene sonra unutmusum biraz (:

böyle bişey tabi ki mümkün değil. insanlar teknolojik ilerleme ve buluşların tesadüfen olabileceğine inanıyor. bu tip haberler baya klik getiriyor vs.

bunun dışında iptv ya da dvb-t dışında klasik çanak anten olmadan görüntü alamazsın. tabi değişik ve ufak boy çanaklar hatta düz çanak antenler mevcut. farklı uydulardan gene klasik çanağa benzeyen daha ufak dome tipi antenler ile gene bazı verileri alınabilir. mesela denizciler için inmarsat adında hava durumu ve benzeri bilgileri aktaran uydular var.

Tango ve Cash
Shangai Noon
Shangai Nights
Lethal weapon serisi

tam istediğiniz tarz olmamakla birlikte hem komiklikli hem aksiyonlu olarak:
date night
mars attacks (eski ve absürt komedi tarzında)

Little Miss Sunshine

the sound of music

Ted

İdrar yaparken osuruyorsundur.

idrar yolu enfeksiyonu olabilir.

Otogara çok yakın kule kokoreç var. Ben beğeniyorum. 24 saat açık.

kule +1

anne/mother

Kingsman 2

Blade runner cuma geliyor sanırım

Yarın Blade Runner 2049 geliyor.

zevkini bilmiyoruz ki hocam ya.. Herkesin efsane anlayışı değişir.

Bence
1- mother!
2- tutku oyunu

It
Blade runner

Bu hafta bir halt yok. Onceki haftalardan Barry Seal var fena degil.

Ben holivud filmlerinden hoşlanmıyorum. Başka sinemanın gösterdikleri gibi alternatif şeyleri seviyorum, ona göre önericem:
It’e gitmeyin, pişman olursunuz.
İz iyi, What happened to monday iyi, Mother gayet iyi.
Efsolardan Suspria’nın yeniden gösterimi var.
Gitmediyseniz Dangal güzel.

Kingsman 1i izlemediğim halde 2. sine gittim ve beğendim. Başarılı olmuş.

Cuma günü catcher in the rye mi ne gelio o gzl olabilir

Kingsman 2!

evet eylülde nba de güzel atmosfer vardır :)

Miami den cok beklentin olmasın yani 9 sene öncesinden bahsediyorum değişmiş olabilir tabii. Mümkünse New York u daha uzun tut derim ben

ayrintili yazacagim silme duyurunu

nyc'ye şimdi tekrar gitsem bir tam günü moma'ya ayırırım.
bunun dışında standart aktiviteler var times meydanı, bryant park, rock'ten kuşbakışı aşağıyı izlemek, staten island'a feribotla gitme.
onun dışında senin ilgi alanlarına ve parana kalmış. nyc'de her şey var. bir sürü müze var. müzikal seversen broadway'e gidersin. merkezdeki latin amerikan müzikli mekanları geceleri güzel oluyor. vaktin olursa bir gün brooklyn'de gezebilirsin.
aklıma geldikçe yazarım.

miami wet n wild

reyiz in canı skılmıstır daes demekten.

Işid olduğu anlaşılmasın diye yeni yeni isimler buluyorlar.

aman abi agzini hayra ac. cikarmasin album falan, boyle iyiydik

Yerel oteller isteyebiliyor da turistik oteller istemiyor. Bir de uygulamalı oteller istemez

www.eksiduyuru.com

yildizli bir otelse kalabilir, kalir. pansiyon falan gibi bir aile isletmesiyse (ozellikle kucuk sehirlerde) izin vermeyebilirler.

oteline göre değişir. hangisini soruyosun? en kötü resepsiyonu arayarak bilgi alabilirsin.

İstanbul'un göbeğinde 3 yıldızlı otele beni karşı cins kuzenimin yanına sokmamışlardı mesela görmeye gittiğimde. böyle saçmalıklar olabiliyor. en iyisi arayıp sormak. ama tatil bölgelerinde pek böyle olacağını sanmam.

Hiçbir otel kimlik istemiyor. Şunu bir kavrayamadınız


Not : Dandik oteller hariç. Ayrıca Hilton'a gidin, çıtanızı yükseltin o kadar pahalı da değil

hiçbir otel kimlik istemiyor diye bir şey yok. hemen hemen hepsi istiyor.

ama evlilik cüzdanı isteyenler de tek tük. bence önceden oteli arayıp sormak çok mantıklı.

taksim'in zibilyon otelinde ateş-barut kalmışızdır; bir tane bile evlilik cüzdanı isteyenine denk gelmedim. bu otellerin içinde geceliği 60 lira olan apartlar da vardı 3-4 yıldızlı aşiret ağası otelleri de.

resepsiyonda bir süre çalışmışlığım var 30-40 odalık bir otelde evlilik cüzdanı falan istemedim kimseden,ama kimlik belgesi şart. Emniyete her gece otelde kalanların kimlik bilgilerini yolluyorsun.

Aynı problem bende de vardı. 2. 3. günde falan harita gidiyordu. İnternete bağlıyken haritaya baktığım zaman bu olayın gerçekleştiğinden şüpheleniyorum.

Google maps'i upgrade ettim bir kaç ay önce ve aynı sorunla bir daha karşılaşmadım.

Kimse ülkeye giren turistler için süre tutup, süre bitiminde peşine düşmüyor. Yani teoride ölene kadar yaşayabilirsin. Adli bir olaya karışmadığın sürece de farkedilmezsin. Ormanda da hiç bulamazlar bence.

Bulurlarsa (bkz: deport)

Devlete işin düşene kadar ya da paran bitene kadar takılırsın.
Kolay kolay fark edilmezsin devletle işin olmazsa.
Bulurlarsa kimlik tespiti sonrası deport ederler.

Kimliğini yakıp dil bilmiyor taklidi yapan bir adamın hikayesi vardı şehir efsanesi olarak. Tabii artık havaalanı kameraları vs bulurlar bir şekilde kim olduğunu.

ne güzel soru sormuşsun . tatile gittiğimde benim de aklımdan geçmişti Portekiz'de gezerken .otelde pasaport istiyorlar ya günü geçince farkederler otelde kalırsan. ama arkadaşında falan kalırsan olabilir tabi .
bu şekilde almanya da kalan sonra da kaçak olarak restaurantlarda çalışan sonradan orada bir kızla evlenen bir arkadaşım var. hala almanya da oturma çalışma izni herşeyi halletti bir süre sonra

yakalandığınızda ki muhakkak yakalanırsınız sınır dışı edilirsiniz. bu pasaportunuza da işleyeceğinden bir daha vize alamayabilirsiniz.

Adli vakalara karışmadan, otel vb. yerlerde kalmadan uzun süre bir ülkede kaçak olarak kalabilirsin. Dünya'da bu şekilde kaçak olan binlerce insan var. Burda asıl konu kaçak halinde yaşayacağın hayat mevcut olarak yaşadığından iyi olacak mı? Yoksa bir anlamı kalmıyor. Maddi imkanlar çok daha zor olur. Sağlık hizmeti almak imkansıza yakın olur. Devlet ile ilgili hiçbir işlem yapamazsın. Sosyal güvencen olmaz.

Favoriye ekliyorum silmeyin lütfen.

Bir de önerim olsun pek istediğiniz tarzda değil gibi ama benim çok sevdiğim bir belgeseldir;
www.youtube.com

BBC belgeselleri bayağı iyi tabii, www.bbc.co.uk ve www.bbc.co.uk mesela çok güzeller. İkincideki adamın başka belgesellerini de izledim, seviyorum kendisini.

the ascent of woman

Takip etmek için yazıyorum. Umarım silinmez.

Vücut üzerinde kalan damlalar mercek görevi gördüğü için sakıncalı olabilir (ben, cilt kanseri vs.) En azından elinle damlaları dağıtmakta fayda var. Ayrıca sürekli sinek dolaşıyormuş gibi vücudunda dolaşan damlalar çok rahatsız edici olabiliyor. Beni sinir eder, o yüzden havlum yanımdaysa damlatmayacak kadar kurularım şortumu da.

vücuttaki damlalar güneşlenirken leke yapabiliyor diye biliyorum o yüzden güneş altında ıslak durmak zararlı olabilir

Güneşte kuruyorum ben. Direkt çıkıp gideceksem kurulanırım.

Kuruluyorum, çünkü kalan damlalar güneş lekesi yapabiliyor. Bir de sırılsıklam çok rahat hissetmiyorum.

gunes lekesi +1 kurulanirim ozellikle yuzum omuzlarim

ayrica yanimda yedek bikini varsa ve imkan varsa degistiririm.

ben de şortum dahil her yeri kurularım. ıslak rahatsız eder hem de deniz suyu ise.

Ben genelde bir sarinirim havluya, cok kurulanmam. Gunes lekesi olayini da bilmiyordum, simdi ogrendim.

Kadin muhtemelen yabancidir. (Yabancidan kastim, disa nasil gorundugunden cok sagligini dusunuyorsa genelde oyle oluyor, trde burun bile sumkurerek silindiginde garip bakiliyor mesela ya)
aslinda yaptigi cok saglikli bisey, islak bikini ve o bolgenin genel olarak islak kalmasi vajinal mantara davetiye cikarmaktir cunku.

Güneş leke yapmasın diye kurulanırım +1 Ama görünmeyen yerlerimi o kadar detaylı kurulamam, zaten otel havlusundan tiksinirim.
Ayrıca çıkınca mayoyu komple değiştiririm, kuru mayoyla otururum, suya girerken tekrar ıslakları giyerim.

Bikini altı ıslakken uzun süre kalınırsa enfeksiyon ya da mantar oluşabiliyor. Sürekli bikini değiştiririm ben.

Su damlaları vücudumda dolaştıkça rahatsız ettikleri için kurulanırım ben ama otel havlusunu kullanmam asla.

www.petist.net

ne kadarlık olduğunu biliyor musunuz?

ayrıca hiçbir şekilde süt verilmemesi lazım, yiyebilecek kadar büyükse kuru mama olur. şu anlık mama bulamıyorsanız da tavuk göğsü haşlayıp verebilirsiniz. Yumurta sarısı da yer.

15 temmuz arefesi oldugu için soruyorum

'o da mı yasak?' derken? Ne yasaklandı ki?

algı oyunu mu anlamıyorum ki? alkol yasak falan değil. bugün de yarın da içilebilir.

Ben öyle bi sey duymustum da

Ben bu akşam çıkıcam ama yarın çıkmam.. Manyağın tekinin gelip rahatsızlık vermeyeceğinden emin olamıyorum. O nedenle gerek yok.

bu akşam değildir ama yarın muhtemelen sıkıntı olur. yasal açıdan değil de mahalle baskısı ile.

ucuz oldugundandir :D

Bulgarlar da cok yerler cig sogan.

Sarimsak yurtdisinda da cok kullanilir, hele italyada. Sadece yogurda filan konulmuyor yani.

Pirasayi bilmiyorum, turkiyede cok yetisiyorsa olabilir yani fazla tuketilmesi.

salyangoz mu yiycekmişiz? ya da çekirge falan? asıl soğan yenmemesi tuhaf bence. sarımsağı çiğ yiyeni görmedim daha. pırasayı ise hemen satarım. hiç sevmem. ama soğan güzel ya. düşünsene adanayı soğansız yiyosun. yeme daha iyi. hahahhaha

O soğanı yarım halka şeklinde ince ince doğrayıp tuzla öldürcen üstüne bol sumak... lavaş arasına koyup yiyecen böyle... mmmmhh... ağızlarının dadını bilmiyo o evropalılar. Yoğurt gibi salça gibi soğan da bizim damak tadımızın ve içgüdüsel sağlık rehberimizin bir unsuru.

sarimsak italyanlara esittir aslinda. adamlara garlic man denir hatta.

Almanyada turklerin lakabi sarimsak. Cunku bir almanin hayatinda yemedigi kadar sarimsagi bir yilda tuketiyoruz. Manti gibi yogurtlu seylerin yaninda almanyada donerciler ete lezzet katsin diye sarimsak katiyorlar. Hele bir de ne kadar sogan tukettigimizi bilseler sarimsak yerine sogan derlerdi bizlere. Almanlarin da turkler arasindaki lakabi patates. Adamlarin yemek anlayislari o kadar kit ki patates ekmek ve sosis cesitliliginden cikamiyor. Yemek konusunda akdeniz kiyisindaki ulkeler kendi arasinda yarisir bence, rakipleri ancak guney amerikadan cikar.

Turkiyede hicbir ilce ve koyde yasanmaz. Ha eger bu akdeniz ve ege kiyilarinda olursa bilemem ama diger turlu kesinliklevyasanmaz ozellikle sehirden gelecek insan icin. Tecrubeli cok arkadasim var onlardan biliyorum, bende arada giderim yanlarina bir kac gunluk bile olsa dayanilmaz oluyor.

İstanbul'da doğmuş ve büyümüş biri olarak kadro için temelli taşındım. 1 yıl sonra başka bi kadro kazandığım için ayrıldım ama kalsam mutsuz olacaktım muhtemelen. Gerekçelerini yazabilirim ayrıca istersen.

istanbulda doğmuş büyümüş biri olarak son 4 yıldır gemlik de yaşıyorum, gayette memnunum.

Yaşam felsefene bağlı. Ben 22000 nüfuslu bir yerdeyim memnunum. tatilde büyük şehirleri dolaşıyorum yetiyor. sadece hastane sıkıntı olabiliyor.

Memnun değilim. En yakin zamanda buradan ayrılacağım. Bir kafe bile yok.

Yürüme mesafesinde cay bahçesi, kafe, pastane olmayan yerde yaşanmaz. Yaşadığım muhitten beklentim minimum bu kadar.

hayır değil, ancak dedemin evinde hem dünya hem türkiye haritası vardı yıllarca. sanırım hala bir odasında duruyor salonda olmasa bile. bu haritaların dışında bir de çeşitli atatürk fotoğrafları mevcuttur.

Her iki dedemin evinde vardı :)
Bir de her yerde Kıbrıs haritalı tepsiler vardı eskiden.

Yok, hiç olmadı, hiç misafirlikte falan da görmedim.
Atlas dergisinin verdiği güzel ve değişik bir dünya haritası bir hocamın odasındaydı. Sarı nokta şeklindeki çıkartmalarla gezdiği yerleri işaretliyordu. O dünya haritasını ben de asmak isterim.

Babaannemin evinde var, daha KKTC kurulmamış haritada :)

Gurbetçilerin evinde olur o. Anavatanında yaşayan kimse sürekli duvarda haritayla yaşamaz. Hatta son bir kaç yılda gelişen tuhaflık dışında bayrak da öyledir.
bazı ülkelerde bahçedeki direğe, evdeyim evde değilim sinyalı olarak çekilir veya indirilir bayrak. onun dışında sürekli öyle, yaşadığın yerin yerküredeki konumuna ve renksel sembolüne bakıp bakıp içlenme sıradan bir durum olamaz.

soft +1;

bizim ev daha sayko, dünya haritası var, türkiye haritası var, iki de il haritası var. yani manyağız biz evet :)

Benim masaüstü arkaplanda var avrupa ve türkiye birlikte.

hayır yok ama su an almaya karar verdim

Haritalara bayıldığım için türkiye, dünya ve samanyolu haritası asılıydı. Yeni eve taşınınca annem istemedi asamadım bir daha.

Var. Akdeniz'in tarihi (mö 800 -ms 1500), arkasında Akdeniz'in coğrafi durumu haritası var. Çift taraflı camla çerçeveletmiştim bi o yanı bi bu yanı kullanıyoruz. Ama çok ağır temizlemesi dert oluyor.
Şu harita:
www.natgeomaps.com

Rahat ol hiç bir şey yok .

Sicaktan olabilir.
Sarilik olabilir.göz akiniza bakin sariysa doktora gidin.
Mantar egzama olabilir.

Yediginiz bir seyler de dokunmus olabilir. Bi ara tarihi gecmis yumurta yemistik, tum ev ahalisi kasinip durmustuk iki gun boyunca. Neden kaynaklandigini hastanede ogrenmistik.

Dergilik, bir dergi uygulaması. O 5 gb sadece o uygulamada geçerli. Tablette kullanıyorum ben uygulamayı. Bip de yine bir uygulama sanırım ama onu hiç kullanmadım. 1,5 gb da sadece bip e özel.

bip whatsapp gibi bir anlık mesajlaşma uygulaması, faks felan da çekilebiliyor. o kota da sadece o uygulama ile çalışıyor

Dergilikte baya cesit cesit dergi var. Ucretsiz indirip okuyabiliyorsunuz her ay. Ayrica dergiye para vermeniz gerekmiyor eger takip ettiginiz bir dergi varsa.
Bip mesajlasma uygulamasi ama kimse kullanmadigi icin pek ise yaramiyor. Bir de mesajlar gec gidiyor filan pek kullanisli gelmedi bana.

yani genelde otel oluyor ama? sen nasıl bir şey istiyorsun?

galiba ucuz bir şey istiyor hostel gibi.

düzgün bir şekilde detayları belirterek duyuru aç ve moderatörlerden yukarı sabitlemelerini iste. burada seni misafir edebilecek birileri çıkacaktır illa ki.

couchsurfing uygulamasını bir deneyin.

cankurtaran'da öğretmenevi var sahilde. ben de daha dün keşfettim, eğer kalınabiliyorsa orada kalınabilir bence.

öğretmen yakınıysanız indirimli de kalmak mümkün. öncesinde bir aramakta fayda var yalnız.

1- kaskon bozulmaz gel yapalım diyen servise guvenmeyin kasko bozuluyor, minik paket olsa dahil.
2- 250+ tlye yapıyorlar sanayide

elinizde orijinal anahtar varsa herhangi bir anahtarcıda 5 liraya kopyalatabilirsiniz. oto anahtarı diye belki 10 lira falan olabilir.

orijinal anahtar olmadan zaten serviste de anahtarı vermezler, kilit sistemini değiştirirler.

Babam 3 tane ve başka işlemler için 100 lira verdi yakın zamanda.

İmmobilizer denen nane yoksa 30-40. Varsa mecburi çipi de kopyalıyorlar, aksi halde aracı açabilir ama çalıştıramazsın. 5-6 sene önce çip kopyalamalı bir kopya 80 tl tutmuştu.

önce başka şarj aletiyle deneyin. zarar gören telefonun girişi mi, şarj aletinin soketi mi emin olun. belki şarj aleti zarar görmüştür.

Başka kablo deneyin +1
Şarj kablosunun ucunda kablonun takılı kalmasını sağlayan tırnaklar olur muhtemelen onlar zarar görmüştür.

şöyle diim adam kalede buffon gibi duruyor yani güven veriyor..yaşını bilmesen 30 yaş üstü pişmiş kaleci dersin ama ciddi anlamda sezgileri refleksleri inanılmaz bir kaleci.

Gerçekten jeneriklik kurtarışları var ve birden fazla penaltı da çıkarmış. Üstelik bazılarını köşeye atlamadan. Bence bunu bilerek yaptıysa müthiş bir özellik, bir köşe seçip atlamamış topu beklemiş. Muslera da böyle yapıyor.

Futbolcu hem bireysel değerlendirilir hem takımın parçası olarak değerlendirilir. Elemanın doğal yetenekleri var ve gelişmeye müsait ki zaten gelişimi çok iyi. Önsezileri kuvvetli çıkışları zamanlamaları yerinde.

Applerin varsayılanı olanı SD kart ayarlanamıyor galiba, sonradan depolama menüsü içinde verileri aktar'dan uygulamaları aktar demek gerekiyor. Tabi bu yine de bazı uygulamalar SD kart desteklemiyor ve her zaman telefon hafızasında küçük-büyük dosya bırakıyor.

Video-Fotoğraf için kamera ayarlarından ayarlama yapmanız gerekiyor.

Yine bahsettiğim depolama menüsünden nelerin çok hafıza kapladığını görebilirsiniz.
Yetişkinlerde genelde whatsapp klasörü çok yer kaplıyor ve videolar.

eger kullandigin uygulamalar sd karta kurulabilecek sekilde yazilmadiysa sadece telefona kurulur. Genelde de uygulamalar cok fazla yer kaplamaz zaten. Asil yer kaplayanlar fotograf ve videolar. bunlari sd karta tasiyabilirsin android ayarlarindan. Ayrica varsayilan kaydetme alani olarak da sd kart gosterebilirsin fotograf/video cekme uygulamanin ayarlarindan.

Spotify kullan Harika çalma listeleri var

Spotify +1

Bi de 80leri deneyebilirsin. Ben 80ler disko muziklerini cok severim.

Berkay tavsiye ediyorum kesinlikle, tüm albümlerini

çocukluğumdan beri müzikle uğraşıyorum, koloratür sopranoyum. son 2 senedir kendi bestelerimi yapıyorum ve onları tanıtmak için uğraşıyorum. şu aralar yerel radyolarda çalmaya başladı.

eğer beğenirseniz belki ekleyebilirsiniz. bu bana gerçekten çok destek olur ama daha önemlisi beğenilmiş ve benimsenmiş olmanı beni mutlu eder.

TÜR: ALTERNATİF/INDIE POP

Arin -(git: youtu.be)
Uzak - (git: youtu.be)