Ekşi Duyuru

bronz 38 güzeldir ama ayrıntı vermemişsiniz hiç, neyin altına giyilecek, siz kendiniz ne renksiniz vs...

@neyleyim haklısın
şey kırmızı elbise altına giyeceğim
elbise bu:
u1312.hizliresim.com

ten rengiim nasıl tarif edeyim bilemedim ki beyaz değil, esmerde değil normal ten işte :D

caps görmeden yardımcı olamayız ki öyle tarif etmekle olmaz. ton skalasında bir adım bile çok şeyi değiştirir.

siyah corap giyin.

ya o zaman biraz koyu dursun istiyorsanız bronz... mat 20 serisi var, onun bronzuna bakabilirsiniz mesela. ama mftf +1 tabii.

@konusma ben konusuyorum daha bitirmedim
bu gelin çorabı nasıl oluyor pentide bulamadım google da hep jartiyer çorapları çıkıyor.

edit: senin editi yeni gördüm teşekkür ederim.

@little miss rejectee
altında siyah ayakkabı ile siyah çorap hiç olmadı ya denedim de

pentiden alma giyerken yırtıldı geçen caldezonia al

calzedonia +1

File giy seksi ol. (Evet, erkeğim.)

zamanda yolculuk.

Anna Polinayı kendime aşık etmek isterdim.

Düşünce okumak.

Düşünce okuma ve zaman yolculugu kafayi yedirtir.

ucmak ve kas gucu kafi

aklına getirdiği kahramanların güçlerini alabilme :)

altın sıçmak

tanrı olsam anca içim soğur

Şalvarbank :)

telekinezi.

okuduğum hiçbir şeyi unutmamak isterdim. kafi..

hapsız limitless olmak

ışınlanma tabii ki, en büyük derdim ışınlanamamak. ama düşünce okuma fikri de kafa karıştırıcı.

Düşündüm ama karar veremedim. Karışık paket +1

Dusunce okumak

Kesinlikle düşünce okumak. Uçmakta falan gözüm yok.

isinlanmak.

düşünce okumak, zamanda yolculuk, ışınlanmak üçün den birisini seçerdim.

Çikolata ile gezmesi lazım :))

bu sefer güldürmedi

komik değil

enee sorun ben de demek ki gözlerimden yaşlar geldi ya o derece komik buldum =)

Ben bu tarz karikatürleri yiğit özgürün kendi alanını doldurmak için öylesine karaladığını düşünüyorum.. çok severim kendisini hatta bir dönem sadece onun sayfası için alıyordum dergiyi ama bazı karikatürleri harika olurken bazıları çok kötü oluyor.. bu düşünceyi hunili bazı karikatürlerde de görüyorum muhtemelen "ulan burası da boş kaldı, dur şuraya bir hunili koyayım da nasılsa sadece baksa bile gülerler" diye düşünüyor..

ben bu işler nasıl yürütülüyor bilmiyorum tabii tamamen bir örnek verdim..

şöyle de bir şey var bir insanın her yaptığının şaheser olmasını beklememek lazım.. iyiyse kötüsüyle seviyorum ben bu adamı..

bahsi geçen karikatür ise, ilk okuduğumda beğenmiştim, gülmüştüm ama şimdi gülmüyorum.. bazıları var ki her okumam da gülerim onlarla kıyaslayınca bu olmamış..

güldüm.

kadının ikinci karede pörtlemiş tek gözü varya orası en çok güldürdü beni :D family guy'daki peter aklıma geldi.

okurken yoruldum

Favorilerimden biriydi bu. Ilk gördüğümde hunharca gülmüştüm. Şimdi görünce de gülümsedim.

giyilir evet. siyah, topuklu herhangi bir ayakkabı ya da bootie olur bence. saçına da düz ya da hafif dalgalı fön çektir bence, topuz bilemedim hoş olmaz gibi. at kuyruğu da olabilir. sallantılı falan olmayan minik bi küpe takabilirsin. hayırlı olsun şimdiden:)

dümdüz desensiz, pulsuz, deri, süet siyah herhangi bir kapalı ayakkabı olur kesinlikle. +1 mayaa (bence bootie şahane olur)

kolye gitmez zati omuzlar süslü. ya küçük bir taş küpe ya da geniş gümüş halka olabilir.
saçların uzunmuş madem at kuyruğu olabilir hatta direkt at kuyruğu olsun hiç düşünme.

ten rengini bilmiyorum ama, ince bir eyeliner, rimel ve beyaz tenliysen bordo mat ruj, koyu tenliysen pastel uçuk pembe ruj kullanabilirsin.

bence gayet güzel
saç düz sakin birşey olsun
ayakkabı düz bottie veya dizaltı topuklu bir çizme
makyajını koyu göz nude dudak ya
takıdan bende anlamıyorum.

Bunların hepsi ailelerin tarzlarına vs bağlı şeyler.
Öncelikle kız istemede sade bir şey giyin, büyük ihtimalle ayakkabıyla alacklardır eve, almazlarsa yanınızda ayakkabı taşıyın ev için. Topuklu olsun, hiç olmadı babet olsun. elbise altına çorapla dolaşmayın.
Abiye değil de güzel bir elbise giyin işte. Saçlarınız normalde düzgünse çok bişi yapmanıza gerek yok, isterseniz de gidin tabii kuaföre.
Nikahta millet abiye giyer ama dediğim gibi ailelerin tarzlarına bağlı. Siz de daha canlı renklerde, kesinlikle beyaz olmayan bir elbise giyin, altına da topuklu ayakkabı.

Bir erkek olarak söylemeliyim ki eğer orada istenen kızdan fazla dikkat çekersen senin koca arayan biri olduğunu düşünürüm. Bu da biraz hafiflik izlenimi oluşturabilir. Gündelik hayatta nasıl giyiniyorsun bilmiyorum ama bence gayet bakımlı güzel bir kıyafetle çık karşılarına.

1) isteme için de saç yaptırabilirsin ama sade bir topuz veya fön filan gibi şeyler. vücut tipin de önemli tabi bence nikah ve istemelerde en ideal kıyafet dizde biten dekolte olmayan elbiseler.
2) ayakkabı götür fotograf filan da çekilir orda şimdi. artık altın gününe giderken ayakkabı götürüyor hanımlar. ayıplamazlar -ayıplamasınlar yani eksik aramasınlar - ama iyi olur.
3) sade nikah derken bunun o kadar türevi çıktı ki. beldeiyede 15 dakika sürecek bi işleme pantalon/etek-ceket giyseniz yeter ama bazısı yer tutuyor, takı filan oluyor. hatta ikram filan da oluyor. nerde yapılacağına karar veirlsin ona göre bakın bence. bi de almnyadan akraba vs gelecekse onlar için kıyafet önemli, törenlerde abartıyorlar...

ben de tam buna değinecektim. almanya dan gelenler acayip abartılı giyiniyorlar orda sönük bile kaçabilirsiniz eğer pantolon ceket yaparsanız. bence 1. derece akraba biraz daha gösterişli olmalı. ben olsam 2 tür kıyafet alırdım yanıma. kız isteme için mesela kuzenimin kız istemesinde bi elbise giydim dizde biten ama biraz göğüs dekolteli falan. saçımı da evde maşayla topuz yaptım. nikahta da çok çok abiye olmasa da uzun bi elbise giydim falan. ama almanlar varsa onlar böyle şıkıdım şıkıdım altınlı pullu payet elbiseler falan giyerler kesin. en azından nikah için öyle bi elbise alırdım yanıma. çünkü sade nikah da olsa foto çekilecek, sonrasında kokteyl fln da yapıyolar bazen, öyle bir şey olacak falan. şık ve akraba gibi olmak şart.

evin içi için de ayakkabı şart. ben gayet evde platform topuklu giydim. gerçi hepimiz öyle giymiştik =) birbirimizden haberimiz yoktu ama denk geldi.

teşekkür ederim cevaplarınız için.

bir şey daha sorayım öyleyse elimde şu elbise var;
shop.mango.com
sizce bunu kullanabilir miyim kız istemede? saçlarım kıvırcık, dalgalı bir topuz yapsam, altına ne tarz bir ayakkabı önerirsiniz?

bence çok uygunmuş kız isteme için. altına da normal topuk bi siyah ayakkabı güzel olur bence. aman hareket katayım istersen altın rengine ne diyolar lame mi ondan da olur hani kemer kısmı parlak falan ya ondan dedim.

@esek sipasi
platform tarzı olur mu sence düz siyah platformum var da hazır.

olur bence sıkıntı olmaz. boyun çok mu uzun? öyleyse platform giyme de normal boydaysan bence sıkıntı yok

@esek sipasi
boyum uzun değil 1.65 teşekkürler tekrardan =)

bu elbiseyle daginik bir topuz yap. yaptirirken kuafore evde yapilmis gibi olsun de. sade bir ponnytail yapsin iclerini tokaya sarsin, hizli ve basit bir topuz yapsin. yasin 30lardaysa. 20lerdeyse kirik fon.

lee

the nfc

burdan bak:

www.sportsdirect.com

orrrospu çocukları. bence iyice araştırın en hızlı nerden geri dönüş alınıyorsa oraya şikayet edin, benim bilgim olsa söylerdim size.

edit:Bu arada geçmiş olsun.

edit: hee ben istanbul falan sanmıştım.küçük ilçelerde kaymakamlık işe yarıyor biraz daha abartarak ah vah edince cidden yararlı oluyor bizim ilçe de öyleydi en azından.

keşke foto yada bi video çekseydiniz elinizde görsel kanıt olurdu.

Sağlık bakanlığıdır heralde şikayet edilmesi gereken yer ama bir sonuç çıkarmı bilmiyorum.

Çok geçmiş olsun Umarım iyidir/hemen iyileşir eşiniz.

Devleti devlete şikayet etmiş olacaksın ama alo 184 şikayet hattı var orayı ara

Bu arada geçmiş olsun Allah şifa versin

abartmıyorsun. doktor/hemşirelerin hastalarına cansız obje muamelesi yaptığını biliyordum da bu karşı cins olayını ilk sizden duydum. karaktersiz şerefsizler.

sayın yue, geçmiş olsun. şikayet etsen de sonuç alamayacaksın üzgünüm.

çok geçmiş olsun, benimde bu kapalı hemşireler ilgili başımdan hoş olmayan bir kaç olay geçti.

2 ay olmuştur, ben çorludayım sabah, annem de istanbulda, çok kötü olduğunu, felaket bir ağrı çektiğini ,ambulans çağırdığını fakat 2 saattir gelmediğini hemen oraya gitmemi söyledi, apar topar taksi buldum çorludan istanbula gittim, istanbula vardığımda kanuni sultan süleyman hastanesinde olduğunu söyledi, gittim hemen bi baktım, kadının refakatçisi yok diye ultrasona bile sokmamışlar.ambulansla gelen insanın refakatçisimi olur*sıçtım sıvadım derken, çıktık genel cerrahi katına, apandisit patlamak üzereymiş, doktoru hemen yatırın dedi, bu sefer abi başı kapalı bir hemşire, işte oda yok, işte şudur, işte bekleyin oda boşalır falan filan 2 saat bizi oyaladı, sonra doktor geldi hemşireye çok fena giydirdi ben bu hasta için ameliyathane boşalttım, sen neyin kafasını yaşıyosun kadını ameliyata alıcaz diye,dedi ve gitti, kız gene bu sefer sallamadı, bu arada annemi ameliyata aldılar, mecbur kaldığım için bi kaç yeri aradım. o dakkadan sonrada filim koptu zaten. nasıl bir tembih etmişlerse, ooo açılın ömer bey geliyor, yol verin ömer beyler geçsin muhabbeti oldu. peki bu durum hoş mu? değil?

böyle gereksiz insanlar çalıştırmalarının, yakın çevreden personel çalıştırmanın ucuz olduğunu bu yüzden böyle cins insanları çalıştırdıklarını söylediler.

allahın varoşluğu, adam geldi oradan buradan, çalıştı çocuk yaptı okuttu, ee ne oldu, böyle oldu, amına koyayım hepsinin.

ha bu hemşirenin böyle yapmasının sebebi sadece annemin doktorunun bayan ve çok güzel bir kadın olması, kadını çekememesi. sadece bu olay yani.

genel cerrahi katınıda komple gezdim, en az 10 tane boş oda vardı.


gelelim şikayet konusuna, bimer vasıtası ile şikayet edebilirsin peki ne olacak?

öncelikle hastanenin hasta hakları birimine gidecek başvurun, onlar sizi arayacak gidip konuşacaksınız, disiplin kurulu gibi gee o hastaneden oluşan bir kurul kurulacak, onlar inceleme yapıp size bildirecek, e tabi köpek köpeği ısırmayacağı için hiç bişey olmayacak, bimeri geçin, sağlık bakanlığı danışma hattını arayın direk.oradan bilgi alın.

Aslında bu durum yalnızca türbanla ilgili bir konu değil. Annem de rahatsızlanınca erkek doktor ve kadın hemşireler her şeyi benden beklemişlerdi. Beni de kan tuttuğundan, damar yolu açılması falan izleyemediğimden çok yormuştu bu konu.
Sanıyorum durum yalnızca insanlık ve mesleğini layığıyla yapmakla ilgili. Çünkü islamiyette kadın doktorun tedavi için erkeğe dokunmasında yasak yok diye biliyorum.

Valla ben şikayet edeceksem BİMERe yazıyorum ama bu konuda ne kadar yararlı olur bilemiyorum.

çok geçmiş olsun, allah şifa versin.

sen abartmıyorsun, kadın hem profesyonel değil hem de eğer dinle ilgiliyse dini çok fena yanlış anlamış.
kaldı ki, sağlık durumlarında helal-haram yoktur.
doktor olsun olmasın söz konusu sağlık ise müdahale edip hastayı iyileştirmek kadına da erkeğe de mübahtır.

@freekara devlet. zaten özele gitme gibi bir tercihimiz olsa asla gitmezdim. burada tek hastane var malesef.

Haklisin boylesi ile ben de cok karsilastim.

Sikayet konusunda tavsiyem basamaklari takip et.
Dendigi gibi hasta haklari birimi bimer saglik bakanligi basbakanlik gibi
Ilk 2 basamaktan bise cikmayacak sakin ol
Saglik bakanligi mufettis yollarsa tamamdir basbakanliga gerek yok.
Orasi da kulaginin ustune yatarsa basbakanliga
Orasi da umursamazsa ve sende hala ugrasma azmi varsa ulus ustu kurumlari zorla

Çünkü mahrem değil eşiniz o doktor ve hemşireye. Ne o öyle kızlı erkekli?

Çünkü halkımız artık istediği özel hastaneye gidebiliyor. Ve herkes her yerde inancını yaşayabiliyor. Hem başı kapalı doktor daha hijyen.

Çünkü yakında hastaneler de haremlik selamlık ayrılacak. Ne o öyle erkek kadına, kadın erkeğe dokunuyor, orasına burasına, günah...

herkes gaz vermiş de devlet hastanelerindeki görevliler mümkün mertebe hastaya dokunmazlar. refakatçisi varsa ona yaptırırlar hep böyle. karşı cins falan olduğu için değil.

@deveyi diken adamin ta kendisi

çekirdek çitlemeleri nasıl doğal karşılayabiliyorsun anlamıyorum. üstelik acil servisin orta yerinde. hastanın dibinde. yani dinlenme odası, hemşire odası gibi bir yerde değil. hangimiz iş yerinde aman aynı şeyler her gün bin kez oluyor ben keyfime bakayım deme lüksüne sahibiz? oturup kebap bile yeseler afiyet olsun derdim ama çekirdek çitleme nedir Allah aşkına.

zaten ben olayı kafalarındaki örtüye bağlamıyorum, insanlık dışı olmalarına bağlıyorum. o örtünün değerini bilselerdi, gecenin bir yarısı bizi aşağılamak yerine sırf sevabı için el üstünde tutarlardı. kaldı ki onlar bunun için para alıyor.

intweb.tse.org.tr
buradan aradınız mı?
mesela 8434 diye arayınca çıkıyor bir şeyler.

belli bir yaştan sonra biz bakıyoruz onlara. bu bir nevi geri ödeme sayılabilir.

18den sonrası borç olarak düşünülmemeli. 18de aileden maddi olarak ayrılmak ancak işe girmekle mümkün olur. e o zaman nerede eğitim? 25 olabilir belki.

ama şu da var çocuğu yapıyorsan gücünün yettiğince destekleyeceksin. en azından ben böyle düşünüyorum.

zorunluları ödeseler de ben her şeyi ödemek zorunda olduklarını düşünmüyorum. mesela üniversitede okurken burs aldım, onlar da az bir miktar gönderip yardımcı oldular ama bazı akademik kurslara gitmek istemiş olsam da parası onlardan çıkacağı için gitmedim. şimdi hala işsizim ve o kurslara gitmem lazım, bu durumda mecbur birisi ödeme yapacak ve onlar olacak bu da. ha işe girince direkt onun geri ödemesi olarak değil de, bir şekilde destek olarak karşılığını veririm.

yahu senelerdir mevzu olan miktar da 950 lira sadece. lanet olsun züğürtlük.

çok uzun zamandır kendi bütçeme sahibim, bu sebeple de bana bir masraf yapmadılar (dersane, kitap, yurt, harç, yol, giysi, tatil, ameliyat vb herşeyi kendim karşıladım)15 yaşından beri bu böyle.
ben böyle bi kafaya sahiptim çünkü evin büyük çocuğuyum, aile kalabalık, imkan dardı...biraz da mecburdum. Ama kendi çocuğum olsa veya daha imkanları olan bir ailede olsaydım böyle düşünmezdim belki 15 değil de 20 olurdu o sınır, belki 25.

kriter bence kişinin para kazanmaya başladığı andır, 18 yaş değil.
asgari ücret bile alıyor olsa misal 10 lira bile olsa eve katkıda bulunmalı.
yine nasıl ki onlar okutup büyüttüyse ''aile'' olarak, ileride de ihtiyaçlarına destek olunmalı.
borç olduğu için aile olunduğu için.

ödemeyi öneriyorsan eğer evlatlıksın derim.
ödemeyi öneriyorsan ve aile kabul etmeyip üstüne bağırıp çağırıyorsa: hayırsız evlatsın
ödemeyi öneriyorsan ve aile akbul ediyorsa: kesin evlatlıksın
ödemeyi önermediysen ve aile istediyse: ailen yanlış yere yatırım yapmış demektir.

bazen bu argumanla geliyor sinirlendiğinde, bakmicaksan neden doğurdun diyorum. şımarık bi evlat olarak evet karşılamalı, karşılamak zorunda. turklerde bi 18 yaş muhabbeti yok neyseki. evlenene kadar bakcak her türlü :)

ben ödüyorum ama tabi biraz da ailedeki maddi sıkıntılara destek olması için.

borç olarak düşünmemeli. olan olmayana vermek zorunda bence, aile olsun, olmasın.

herkes çocuğunun bakımından sorumlu onlar üstüne düşeni yaptı, sende kendi çocuklarına bakacaksın bu devran böyle dönüyor, öyle ödemek olmaz ama ihtiyaçları olduğunda yanlarında olmak evlatlık vazifesidir tabi

Eğitim hayatı bitene kadar aile her konuda yardımcı olmalı bence.

Bizde durum böyle, "masterını bitirene kadar herşeyin bizden sonrası sende" diyor bizimkiler.

Geri ödemeye gelince bizimkilerin benden maddi bi beklentisi olmaz, ben de hesaplayıp şu kadar para harcatmışım dur tam olarak aynısını vereyim demem ama bi çok kıyak yapmayı düşünüyorum.

Yurtdışına turlara gönderme valideye ziynet eşyası falan peder beye de ne isterse artık.

ailemin maddi durumu oldukca yetiyor olsa da egitimimi hep bir sekilde kendim odemeye calistim (ilkokul-lise haric). burslar buldum, ek asistanliklar yaptim para kazanabilmek icin. simdi de iki iste calisiyorum. daha cok para kazandikca odemeyi dusunuyorum ama ailem odememi kabul etmeyecek kesin.

Hayatim boyunca calissam okullara odediklerini anca oderim

18 yas bir sinir degil zira o yastan sonra da egitim devam ediyor, e madem cocuk yaptılar sorumluluğunu da bilerek yapiyorlar.Ben simdiye kadar calismaya baslayinca 'alin bu da size olan borcum' diye odeme yapmayi dusunmedim.Ailem su an icin kendilerini idare edebilecek kardesimi ve beni okutabilecek durumdalar.ileride maddi durumlarında bir sorun olursa tabii ki elimden geldigince yardim ederim.Kaldi ki ailem de bana ve kardesime yaptiklarini görev/borc verme olarak dusunmuyorlar, istedikleri icin yapiyorlar.

Ileride benim de cocugum olsa ben de ileriki yaslarinda gelip 'borc' odemesini istemem.

konuyla paralel olarak bu konuda ne düşünüyorsanız, benzer düşünceye sahip bir eş ile evlenmek gerekiyor. Yoksa bu konuda farklı düşünen iki insanın eylemleri evde hep huzursuzluk çıkaracaktır.

üniversitedeyken çok nadir para isterdim ailemden. mezun olduktan sonra düşük maaşla çalışmaya başladığımda da yardımcı oldum, şimdi iyi kazanıyorum yine yardımcı oluyorum. Sadece anne-babama değil, kardeşime de destek çıkıyorum ihtiyacı olduğunda. Sonuçta ihtiyaçları varsa ve ilk başvurdukları ben değilsem, bende bir sorun var diye düşünürüm. Olayı realize edip, 18 yaş sınırı koymanın gereği yok. Ben 24 yaşımda göndermeye başladım, çünkü okulum o zaman bitti.

Türk aile yapısında böyle bir şey pek yok.Ama ülke sınırlarımızı geçip batıya doğru gittikçe kafa yapısı "18 yaş" olarak değişiyor."50 yaşına da gelsen benim gözümde hala çocuksun" sözü bizim kültürümüzü ve aile yapımızı anlatır.Yani geri ödeme ve borç değil de yapılan jestler,alınan hediyeler ile borçlu olma duygusu giderilebilir."Anne,baba ben size borcumu ödeyeyim artık" dersen üzülürler,kırılırlar.

Kumpası sıfırlamak için kullanıyorsun. Açıklığı sıfırlayıp origin düğmesine 1 saniye kadar basıyorsun. Bu böylece senin "sıfır" noktan, "orijin" in oluyor.

Zerolamak da geçici olarak aynı şeyi yapıyor aslında ama örneğin hem kalınlığın absolut değerini hem iki kalınlık arasındaki farkı ölçmek istiyorsan sadece zero ile yapamazsın. Origin kalibrasyonunu her kullanışta yapmana gerek yok. Çok kaymaz zaten.

Cevap verilmiş ama söylemeden edemeyeceğim. Eğer kumpas kullanmalı bir işiniz var ise mutlaka klasik kumpas okumayı da bilin/öğrenin.

Çocuk şart hacı çocuk yapmıyorsanız neden evleniyorsunuz ki? Varoluş nedeniniz bu buna karşı gelmeyin. İnsan doğar büyür çiftleşir çoğalır ve ölür.

taraflardan biri istemiyorsa kesinlikle çocuk yapılmamalı.sen de isteyene kadar yapmayın.

kendinizce nedenleriniz vardır ama bence haksızlık ediyorsunuz. harbiden dedesi gibi olacak adam çocuğun biraz daha beklerseniz.

İlla bir gün çocuk sahibi olacaksan çok geciktirme, denemelere başlayın.

herkes istediği zaman çocuk yapılır. yaşınızda da bir şey yok, millet saçmalıyor. çocukları seven, onlarla iyi anlaşan bir erkekse, zaten "dedesi gibi" olmayacaktır yani 3-5 sene sonra da yapsanız.

bu sıralama böyledir, buna alışsın herkes: çevrenizdekiler önce "ne zaman evleniyorsunuz?" sorusunu 2308058 kere sormaktan hiç sıkılmaz, sonra evlendiğinizde "ee çocuk ne zaman?"lar başlar.. milletin canı sıkılıyor. tekdüze hayatlar yaşıyorlar ve herkes de aynı tekdüzelikte yaşasın istiyorlar. birileri çıkıntı bir hareket yaptığında "eyvah, yoksa onlar bizim yaşayamadığımız değişik hayatı mı yaşayacaklar? hemen psikolojik baskı yapayım o zaman!" diye düşünüyorlar gibi geliyor bana bazen. yani bunu bilinçli yapmasalar bile, bilinçaltında durum böyle bence.

Oha yalniz adam 55 yasinda degil, 31 yasinda. Ne dede gibi durmasi ya. Sacmalamayin

Bence esinle acikca konus. Neden istemedigini anlat madem yuzlerce nedenin var. Bence anlayis gosterir.

Cocuk ikinizin cocugu olacaksa da hamile kalacak olan sensin ve esin bunu hicbir zaman senin kadar iyi anlayamayacak. O yuzden sen ne zaman istiyosan o zaman cocuk yap. Su an istemiyosan da yapma, bu kadar basit.

bu tip konularda sorunu "*benden* çocuk istemiyor" diye algıladığını düşünüyorum karşı tarafın ve bunun farkında bile olmayabiliyorlar; yani ya siz kendinizi yanlış ifade ediyorsunuz ya da eşinizin bakış açısı aşırı sabit. sorunun bu olmadığından eminseniz, eşinizin sağa sola kulak vermesine engel olun, ki ben olsam böylesine önemli bir konuda hala saçma sapan laflar edebildikleri için arkadaşlarımı değiştirmeye kadar giderdim, eğer böyle konuşmakta ısrar ediyorlarsa.

siz ne istediğinizi biliyorsunuz ve hele de böyle bir konuda, bırakın içi geçmiş evli arkadaşlarınızı, eşinizin bile sizi buna zorlamaya hakkı yok. tartışın, gerekirse kavga edin, uzman desteği alın ama istemiyorsanız bu işe kalkışmayın. böyle yaptığınız için de sakın kendinizi suçlu hissetmeyin.

19 yaşında birinin tavsiyesine ne kadar güvenilir bilmiyorum ama ileride illa yapıcaksanız şimdi yapın bence.çocuk ile ebeveynler arasındaki yaş farkı çok fazla olmamalı bence.hem jenerasyon farkları hem de çocuğunuz daha gepe gençken ebeveynlerin ihtiyarlaşmaya başlaması.

Bence 30-32 aralığı ideal. Yaş 27 şu anda.

Aldığın sorumluluklara göre değişir. Mesela abim 28 yaşında, işi falan yerinde ama eve alışveriş yaptığını son 5 senede 2 defa falan gördüm. Bu bence önemli bir kriter, evlenince gerekli sorumlulukları edinir ama biraz zorlanabilir. Ha bir de askere gitmedi ama birkaç ay içinde evlenecek. Bu da önemli bir sorun bence.

Ben 20 yaşındayım. Şimdilik para kazanmıyorum ama sorumluluk sahibi olduğumu düşünüyorum. O da benim hakkımda tam tersini düşünüyor işin ilginci.

Ben konuya çok yanlış yerden girdim galiba, tam olarak aklımdakini de aktaramadım galiba. Neyse cevabım 27-28 yaş iyidir gibi. Üniversiteyi bitirdikten sonra 4-5 yıl geçirilirse iyi olur bir aile kurmak ve çocuğun ihtiyaçlarını karşılamak için.

29-32

Ekonomin iyiyse 30 sonrası iyi bence, ama ekonomi ofsaytsa çocuğa yazık olur.

Belki erken gelebilir ama ben 26 civarında baba olmak istiyorum. Şu anda yaşım 22 ve çok şükür işim ve maaşım iyi, baba olmak namına tek eksik evlenecek birini bulmakta. :-)

ben erken baba oldum ama tavsiye etmem. çekirdek ailede erken ebeveyn olmak doğru değil. 30'dan sonrası iyidir.

insanlar ilk yapabildikleri anda ve anadan cocuk yapiyorlar, fakat gercekte ne yaptiklarinin daha onemlisi kendilerinin kim olduklarinin farkinda bile olmuyorlar. gercekten cok aci sonuclari oluyor, kendi hayatiniza dair bazi hatalar pismanliklar vardir, neyse tecrubeydi falan der iyi tarafindan gorursunuz fakat o hatayi cocugunuzun hakkinda yapinca biraz beyin ve vicdan sahibi bir insansaniz, asla sizi birakmiyor. yani gercekten insan olarak bireysel gelisiminizi belli bir noktaya getirdiginizde yani hayatinizdaki sorunlari bilgiye dayali ve basarili bir sekilde rutin olarak cozer hala geldiginizde cocuk sahibi olmaya hazirsinizdir bence.

baba olmak icin ideal yas karinin ya da sevgilinin 35'in altinda oldugu yastir bence. niye boyle, 40'a varmadan arka arkaya cocuk sahibi olmak gerekiyor birden fazla isteniyorsa diye dusunuyorum ve yapmayi planliyorum. bizim planimiz 30'da baslayip ard arda 4 tane yapmak :) hadi kismet.

30 falan diyesim geliyor benim de ama çocuk yapmış herkes de keşke daha erken yapsaydık, hayatın anlamı buymuş, boşuna beklemişiz falan diyor :)

36

30-40 yas araligi iyidir. yas 30.

22-23

askerden doner donmez.

sabit basınç ve sıcaklık altında diyesim geldi ama değildir :D

onun yerine göz yaşı damlası al bir tane. onu damlat lensin kurudukça. lens solüsyonunu mecbur kalırsan damlatabilirsin de göz yaşı damlaları varken gereği yok bence.

bio-true kullanılabiliyor.

benim solüsyon da biotrue.

Hepsi kullanılmıyor. Biotrue bayaa güzel oluyo hatta.

ben masamda solusyon ve lens kutusu tutuyorum. cok kuruyunca ya da butun gun pc basinda olacaksam lensleri cikariyorum direk. cok daha rahat oluyor.

1 ve 2 bana da oluyor. daha doğrusu, aynı markanın soflens ürününü kullanıyorum normalde ve onda çok bir sıkıntım olmuyordu. hatta bazen gözümde olduğunu bile unutabiliyorum. yeni lens için sipariş verdim, yenileri gelene kadar bana pure vision hd verdiler, şimdi onları kullanıyorum ama soflens bana daha rahat geliyordu açıkçası. kişiden kişiye göre değişebilir belki sana başka bir marka daha rahat gelebilir.

sürekli bilgisayara bakınca gözler ister istemez kuruyor, gözlerini dinlendirmen lazım arada.

3'ü bilmiyorum ama sonuçta lensi gözün içinde gezdirmek pek de iyi bir şey değildir diye düşünüyorum. hoş her türlü gözümüze zarar veriyoruz ama olabilecek en az hamlede çıkarabilirsen daha iyi. belki de daha alışamamışsındır çünkü ben de ilk kullandığım zamanlar çok zor takıp çıkarıyordum zamanla otomatikleşti takıp çıkarma kısmı.

2. bilgisayara çok uzun süre bakınca gözler kuruyor. bu yüzden bilgisayar kullanırken gözlük takmanı tavsiye ederim.

3. çevrende lens kullananların nasıl çıkardığını incele. herkes aynı çıkarmıyor. senden daha farklı yapanların yöntemini deneyebilirsin.

bilgisayara bakarken eğer buğulanma yapıyorsa kesinlikle gözlük kullanın bilgisayara bakarken, çünkü birkaç sene sonra birkaç saatte gözleriniz kurumaya başlayacak. solüsyon olarak biotrue öneririm.

2 yi bilemem de 1 bende de oluyor.lensi çıkarmanın en kolay yolu(bence) şu:üst göz kapağınızı kirpiklerinizden tutup yukarı çekin ve yere(aşağı) doğru bakın.işaret parmağınız ve baş parmağınızla lensi alın(o zaten kendiliğinden geliyor böyle yapınca.)bi de böyle deneyin isterseniz :)

bilgisayar başında gözlerini normalden daha az kırptığın için gözlerin kurur. arada bir kendin yapay olarak gözlerini kırp. bi de lens solüsyonu biotrue dene. bende faydalı oldu. biotrue.com.tr

Onlar espresso aletine bağlı olan ve sıcak hava üfleyen bir aksesuarla köpürtüyorlar. Daha pro bir yöntem olduğu için daha yoğun olabilir. Sütü sıcakken mi soğukken mi köpürtüyorsunuz?

sut ilikken daha iyi kopurur.

bir de cafelerde profesyonel buharli kopurtuculer vardir ki onlarla kopurtulen sut beton gibi olur ve sabir bir sekilde olur. whooise dogru demis

www.reneka.com reneka mesela o bicim makinedir. bunun kopuguyle es tutulmaz

@whoosie, @exlibris
sütü kaynamasına yakın alıyorum ocaktan, yani kaynamıyor ama sıcak. ılıktan kastınız iyice soğumaya yakın olması mı? o zaman içerken kötü olmaz mı :) aslında bu haliyle de bayağı köpük oluyor ama işte 10dk dursun hepsi sönmüş oluyor, herhalde dediğiniz pro aletlerin farkı.

süte biraz su ekle ve yukarı,aşağı yöntemiyle yüzeyde yapmaya çalış köpüğü

edit: ayrıca sütü hiç kaynatma direk soğuk sütü köpürt zaten buhardan ısınıp köpürecektir

@GibsonRules
bendeki köpürtücü buharlı falan değil, ucunda bir tel var düğmesine basınca dönerek sütü çırpıyor, böylece köpük oluşuyor. buharıyla ısınır dedin ya ondan dedim, ben mi yanlış anladım acaba.

Kahve dükkanlarındakinin farkı, basınçlı sıcak buhar ile sütü soğukken köpürtmeleridir.
Sizdeki sistemde ayran köpürtür gibi çırparak köpürtmesinden dolayı köpüğün çabuk sönmesi kaçınılmaz.

Evde uzun zamandır Delonghi Espresso-Cappuccino makinası kullanıyorum. Kendinden köpürtmesi var ve basınçlı buhar ile köpürtme yapıyorum. Şimdiye kadar köpüğün sönmesi gibi bir sorunla karşılaşmadım.

kopurmus sutun ideal sicakliginin 65-70 derece olmasi lazim. bunu nasil olcucem derseniz bilemiyorum. ama kesinlikle kaynama kontasina yakin olmamasi lazim. sutun uzerinden buhar cikmaya basladiktan sonra yarim dakika kadar daha atesin uzerinde tutun. sutun kokusunu almamaniz lazim. o zaman sut "yanmis" oluyo ve o guzel sut kopurmez.
sutu kopurttukten sonra cezve (ya da ne kullaniyosaniz) onu cezvenin kendisiyle cevirin, yani cezveyle daireler cizin sonra iki uc defa tezgaha vurun (arada kalmis kopuklerin yuzeye cikmasi icin) sonra biraz daha cevirin ve kahvenin uzerine oyle koyun.
en iyi sonuca boyle yaklasirsiniz ama hic bi zaman buharli kopurtucuyle yapilmis gibi olmaz.

İnsanın bir saatte ortalama yürüme hızı 5 KM civarı zaten. AVM'de 6 saat yürüyünce daha fazlasını bile katetmiş olabilir. Mağaza içinde dönüp dolaşmalar, kat inmeler, çıkmalar derken.

normalde yürüme hızı 6-7 km falan. 6 saat gezmenizin yarısını atsak 3 saat yürüdünüz totalde desek bence 15 km yürünmüştür.

artık herkeste akıllı telefon var. çoğu akıllı telefonda da adım veya mesafe sayacı var. bir seferinde deneyin bakalım, ben de merak ettim.

statü ne? maaşlar, hayat standardı vs aynı mı iki şehir için de? öğrenci mi, çalışan mı, memur mu, özel sektör mü? vs vs.

öğrenci olarak eskişehir derim direkt. iş hayatı için de neredeki iş daha iyi imkan sunuyorsa orası derim.

Eskisehir. Ikisinde de yasamis bir insan olarak soyluyorum ki eskisehir cok daha acik goruslu. Bursa daha kapali bir sehir. Eskisehir hem pahali bir sehir degil hem civil civil ogrenciler falan, cik gez 10-11e kadar. Ama bursada saat 8den sonra insan kalmiyor disarida neredeyse. Bilmiyorum ya bursaya karsi da biraz onyargiliyim zaten, o yuzden tam olarak objektif olamiyorum. Ama eskisehir bursadan daha yesil ve canli geliyor

ankara

eskişehir. bursa daha büyük gibi görünmesine rağmen içinde yaşamaya başlayınca inanılmaz boğucu ve kapalı bir dünyaya dönüşüyor, gerek insanları gerek çevre bakımından.

@sen git ben geliyorum'a +1 diyerekten, büyük şehirden geliyorsan Eskişehir'de sıkılabilirsin. Öte yandan sosyalleşebiliyorsan bir dolu aktivite imkanı var. Dinamik bir gençlik var burada. Sadece öğrencileri kastetmiyorum. İstersen sakin huzurlu bir hayat da yaşayabilirsin. Ek bilgi olarak trafik sorunu artmaya başladı son zamanlarda. Elbette büyük şehir seviyesinde değil ancak ciddi bir problem olmaya başladı.

Ayrıca şehir büyüyor. İçimizi sızlatan bazı olaylar oldu, malum. Ama yine de o kadar da yobaz bir şehir değil diye düşünmek istiyorum. Ayrıca 10-15 sene öncesi ile kıyaslanamayacak kadar da modernleşti. Bayağı değişti. Sonuç olarak çok ciddi olumsuz şeyler söyleyemiyorum yani.

her türlü bursa çünkü çok daha büyük, çevresinin doğası daha güzel, gezip vakit geçirilecek daha fazla alternatif var.

yobaz falan da değil ya. nilüfer'e yerleş kafan rahat.

organize sanayi yakınlarında güzel bir semt yok.merkezde oturmayı tercih etmelisin.zaten 20-25 dakika arasında merkezde olursun.

organizeye nasıl ulaşım sağlıyorsunuz? servis varsa:

merkeze yakın, yürüyerek giderim, gezerim derseniz gaffar okkan cad ve yenibağlar civarında kalabilirsiniz. çünkü servis sizi buradan alıp direkt otoyoldan organizeye ulaştıracaktır. öbür türlü gökmeydan taraflarında da kalabilirsiniz. orası da organizeye yakın yerlerden biridir. gökmeydan daha çok ailelerin kaldığı yerdir. yenibağlar tarafında genç kesim biraz daha fazladır.

belediye otobüsüyle gidecekseniz o zaman odunpazarında kalmanız lazım çünkü organizeye giden otobüs ordan kalkıyor.

yasalara göre çalışanlarına servis sağlamakla yükümlü işveren-arabanız varsa benzin parası atmak zorunda- o yüzden merkezde ev tut o taraflarda hayat yok çekilmez.

yenibağlar, eskibağlar, gaffar okkan caddesi, aytaç caddesi gibi merkez yollara yakınlarında kalabilirsin.

ama diyorsan ki illa ben çok yakınlarda oturucam akşam 7-8'den sonra sokakta pek de insan göremiyceğin, 10'dan sonra otogardan merkeze gelen servisler ve tek tük araba dışında yaşam belirtisi göremeyeceğin ama hırsızı arsızı da olmayan ara ara yeni yapılmış binaların olduğu bir mevkide ev bulabilirsin.

şu andaki durumunda kedinin gözüne bir şey yapamazsınız.
daha doğrusu veteriner bir şey demeden yapamazsınız.

çay banyosu genelde kedinin gözünün dışındaki çapakları temizlemek ya da çizikleri yumuşatmak vs için kullanılır.
bu göze yapılmaz.

gözü büyük ihtimalle düzelmeyebilir.
eğer düzelmezse mutlaka alınması gerekir, çünkü bu şekilde yaşaması tek gözle yaşamasından çok daha zor olur.
ayrıca enfeksiyon vs gibi tehlikelere hep açık olur.
o yüzden genelde iyileşmeyen/kullanılamaz durumdaki gözleri almayı tercih ediyorlar.

eğer gözü alırlarsa hiç panik yapmayın.
benimkilerden de birinin bir gözü alındı.
sokakta gözü enfeksiyonlu bulmuştum, düzelmedi diye aldılar.
inanın diğerlerindan çok daha hareketli, her yere de tırmanıyor, yani yaşamını etkileyen hiçbir şey olmuyor.
o yüzden panik olmamaya çalışın.

boyunluk fikri çok iyi.
keşke veteriner biraz adam olaymış da kendi taksaymış.

özelden bir mesaj yollayacağım, okursanız sevinirim.

veteriner fakültesi varsa götür elbette, ne ala.
ama sıradan veterinerler de yapabileceklerini yaparlar, yapamazlar diye bir şey yok.
uzaktan bakıp ilaç verenlerden bahsetmiyorum tabi. :)

@ryze pek tepki vermiyor, ilacını sürerken gözünü kapatmaya çalışıyor ama sanırım gördüğünden değil :(

kütahyanın simav ilçesindeyim, kütahyaya iki saat uzaklıkta ama Uşak'a bir saat :(

mesaj yolladım.


kütahya'da evet yapamazlar da, istanbul'dakiler için geçerli değil söylediğiniz.
çamaşır telinden köpeğe yürüteç yapan veteriner biliyorum.
o gözde de öyle ahım şahım bir şey yok, haftada kaç kez karşılaştığımız sorunlar bunlar.

en kötü ihtimalle alınacak, panik yaratmayın.

@ryze arkadaş bir veteriner numarası verdi, yarın onun yönlendirmesine göre gerekirse bursaya götüreceğim artık kedicik iyileşsin de, onu öyle görünce çok panik yaptım, teşekkür ederim cevaplarınız için.

büyükbaşlara bakıyorlar olsalar da gayet de anlarlar..
o müdahale etsin size yapacaklarınızı söyler.. temiz, çok sıcak olmayan güneşten mahrum kalmayacağı bir köşe yapın bence..

İltihap çok ilerlediyse işi şansa bırakmamak için veteriner antibiyotik verir. Yalnız kediler için özel ilaç üretilmediği için doz ayarlaması yapması gerekiyor. Bu da hayvanın cüssesine göre yapılıyor. Önemli olan şey bu doz ayarını doğru yapması. Kedi köpek vs. konusunda hiç pratiği yoksa biraz sıkıntı olabilir sanki ama bilemedim.

Aslında fotoğrafını çekip istanbul dan bir veterinerden destek alabilirsin bilgilenme için

eczanede satılan antibiyotikli bir damla verir veteriner.

veteriner yoksa göz doktoruna da gösterebilirsiniz.

geçmiş olsun.

yl başvurularında kullanabiliyorsun çoğu ünilerde üds'yi ama kaç yıl geçerli bilmiyorum. üniversiteler yl ilanlarında onu da belirtir zaten. en iyisi o ilanları takip et sen.

hangi üni için soruyorsunuz?

1- Emzirirken kısırlaştırılmaz evet. Anne zaten bir süre sonra bebekleri emzirmek istememeye başlar, 3 aylık olduklarında falan. O zaman yaptırırsınız operasyonu. O arada da hamile kalmaz.

2- Deneyimli birini bulun tabi. Daha önce kalp ameliyatı yapmadım ama getir yaparım diyen bir beyin cerrahına götürmek gibi bir şey bu. Kedinin vücudu bir inekten kaç kat küçük, teorik olarak yapabilse de zarar verebilir hayvana. İlçedeyseniz ile götürün. İlla ki birini bulursunuz.

3- İğneye falan gerek yok. O arada hamile kalacağını zannetmem, zaten hep yavruların başında olur. Yemeğini falan yanına götürün, çok gezip dolaşmaya gereksinimi kalmasın.

hangi birimde çalışıp hangi ölçekte çıktı alacağına bakar o. standart şudur demek yanlış olur.

ölçeğe göre değişir o, 1/1 ölçekte çiziyorsan 12 alırsın, 1/2 ölçekte çiziyorsan 6 alman gerek, gibi

@bira sisesi kapagi, @srtm

1/1 ölçekte milimetre çalışıyorum. sorun şu ki solidworks'deki antetin aynısı autocad'de oluşturmak istiyorum. solidde yazıların karakter büyüklükleri bildiğimiz word'deki gibi büyüyor küçülüyor. ama autocad'de karakterin büyüklüğünü 10 yaptığım zaman devasa büyüklükte yazı çıkıyor. sanırım 12 karakter büyüklüğü 2.5 ya da 3 e denk geliyor ama keşke karşılıklarını veren bir tablo gibi bir şey olsaydı.

deneme yanılmayla bulacaksın o vakit, çıktı alırken önizleme die birşey war ordan kendin orantılayabilirisn

ekmek varsa kalori azlığı nasıl olur bilemem ama kısaca yağsız peynir, kıvırcık veya normal salatalık, domates. ekmek kepekli seçilirse daha iyi olur kanaatindeyim yapılabiliyorsa öyle yani. küçük somunlar anladığım haliyleyse 3-4 tane yapıp bir anda değil ara ara yenerek akşama kadar idare edebilitesi daha mümkün kılınabilir ve az az sık sık yeme klişesi de yerine getirilmiş olunur böylece.

2 dilim tambuğday veya çavdar ekmeği arasına 2 dilim hindi göğüs füme (protini yüksek, yağı az), seversen ballı hardal, az yağlı kaşar peyniri, odmates, yeşillik...

antalya da yapacak bısey yok :(

@rain when i die dediğin yer şurası mı?

www.koydegirmeni.com

yanılmıyorsam bunu kaynak yapılmış parçaların toleranslarını belirtirken kullanıyorduk. ama fena yanılıyor da olabilirim.

Artı ve eksi de toleransın değerini belirtir. olması gereken ölçüden 0,2 mm az olan bir ölçüye kadar kabul edilebilir demektir, aynı şekilde artı yönde geçerlidir

parça resmini koysan belki daha fazla fikir verir.

@gallipoli
teşekkür ederim de kaynakla ilgili değil galiba :/ bir rekor resminde yer alıyor bu. ofistekiler köşelerin pah toleransı diye ısrar etmişlerdi. + ve eksisi benim kafamı karıştırmıştı. pah kırıyor eksi ne alaka diye düşünmüştüm.

hatta şurda buldum bak pahla ilgiliymiş
www.en.technisches-zeichnen.net

10 things you need to know about losing weight olabilir.

özele değil devlet hastanesine güvenilmez. paxera süper yan etkileri olan bağımlılık yapan antidepresan. başka doktora gidin ama sonuç değişmez

antidepresanları fizik tedavi doktorları da yazıyor çünkü hiç geçmeyen miyaljilerin ya da yorgunlukların nedenini psikolojiye bağlıyorlar..
antidepresanların enerji verme gibi bi özelliği de oluyor belki o yuzden yazmıştır doktor.

korupark evlerinde var. mimarla alakalı biraz da.

onlarda da oturma odasi yok :) kulturle alakali bence

bence ikisi de gereksiz hobi odasi olsun bilardo masa tenisi falan atalim daha iyi

mimari diye ağaoğlu'nu baz alıyorsan...
mimar yapıyı/mekanı kullanıcının ihtiyacına göre tasarlar, ağaoğlu/toki vs mimarlık yapmıyor.

tamamen maddi durumla alakali, almanya, avusturya icin gecerli en azindan dediklerim, kiyafet odasi filan normal gelirli ailelerde yok, olamazda zaten.

müstakil evde yer coktur yapar, gene ev sehir disindadir kendine aittir yapar ama sehir icinde kiyafet odali ev alabilmek , tutabilmek icin aile olarak 400 bin€ gelir lazim, aile icin bu elbette, normal geliri olup tek yasayip kiyafete ilgi duyarsa belki, o da belki olur.

kisaca film ve programlarda görünenler genelde yüksek gelir grubu, ya da degilse de müstakil evler genelde sehir disinda olur. sehirde yasayan normal adamin gücü yetmez yani.

ortalamanın biraz üstünde kazanıyorum (sanırım) ve benim bırak bir giyinme odasını bir dolabı dolduracak kadar (her mevsim için toplam) kıyafetim yok.

Tek başıma yaşıyorum, kira ödemiyorum, ısınma giderim çok düşük, akıllı telefonum var ve giden aramaları sip üzerinden yapıyorum (aylık ~30 lira yani toplam telefon harcamam) evde televizyonum yok dolayısı ile dijital platform ya da kablo aboneliğim yok. bilgisayarlarım için internet bağlantısını evin karşısındaki MC Donalds'dan sağlıyorum. (ailemin ttnet aboneliği olduğu için ücret ödemiyorum.) şirket arabası var, yakıt ve park (geceleri de dahil olmak üzere) ücreti şirket tarafından ödeniyor.

pek masrafım olmamasına rağmen ben dahi dolduramayacak durumda isem elimde olan kıyafetlerle o odayı, Türkiye'de pek tutulmaması normal sanırım. ben asıl kiler olmamasına şaşırıyorum.

@Argaeos

sorun orayı dolduracak kadar giysiye sahip olmakta değil. sonuçta senin giysin azdır, odanın bir köşesini depolama alanı gibi yaparsın ütü masası, elektrik süpürgesi vs si ne varsa koyarsın. ayrıca giyinme odası deyince aklına çok büyük, basketbol yıldızlarının spor ayakkabı koleksiyonunu dizdiği odalar gibi canlanmasın gözüne, 2 metrekare küçücük bir alanda olabilir. çoğu evde kışlıklar çekyat, baza altındadır ütü masası oturma odasının kapısının arkasında bekçi gibi bekler, o yüzden olsa güzel olurdu diye düşünüyorum.

bence bunun babamasoliimbananickaldirsin'ın dediği gibi kültürle alakası var. eskiden yaşam alanı, ebeveyn banyosu, açık mutfak ya da mutfak adası gibi şeyler bizde de yoktu, şimdi onlar moda.

ayrıca mimariyi ağaoğlundan baz almıyorum, lüks evlere filanda dikkat ediyorum.
boğazda yalıda oturan adnanla bihterinde bile klasik gardırop vardı :D

benim kiler dediğime sen giyinme odası diyorsun anladığım kadarıyla.

annemlerin evinde kilerde ütü masası, elektrik süpürgesi ve bilumum borusu ucu vs, bin senedir kullanılmamış mulineks katı meyve bilmemnesi, konserveler, ayakkabılar, benim atmaya kıyamadığım die-cast'lerim vs var.

normal bir apartman dairesinde yaşıyorum, küçük, penceresiz bir odası var. kiler olarak kullanılmak üzere yapılmış sanırım ama ben orayı giyinme odası yaptım, ikinci el mağaza malzemeleri satan bir yerden mağaza rafları ve altı tekerlekli askılık falan aldım, duvarlara rafları monte ettik, çok kullanışlı oldu. yatak odasındaki gardırop fazlalığına da hiç girmemiş oldum.

@Argaeos:

senin kişisel harcamalarının azlığı tamamen sana özgü bir şey.
normalde evinde televizyon olmayan, interneti karşıki mcdonald's'tan alan insan sayısı çoğunluk değil, azınlık.
o yüzden kendini örnek vermen komik olmuş.

bu arada yue'nin dediği de "kiler" değil.
kiler ayrı bir şey.

giyinme odası denen şey ebeveyn banyo gibi genelde yatak odasının bir uzantısı olan küçük bir odacıktır ve burada söylendiği gibi maddi durumu iyi olanların müstakil evlerinde falan değil, çoğu "apartman dairesi"nde de vardır.
ama bu amerika'da böyle.
avrupa'da böyle bir şey olduğunu zaten görmedim.
yani almanya'da avusturya'da olmaması da normal.

bu arada giyinme odası bizim salonlarımızdan büyük de olabilir, iki adım atabileceğin küçücük bir kiler büyüklüğünde de olabilir.
yani maddi duruma göre değişen şey bu.

ağaoğlu bence mimari için örnek alınmaktan ziyade, "bu kadar özentiler, buna neden özenmiyorlar?" anlamında söylenmiş.
ki ben de böyle bir şeyi beklerim açıkçası.
ebeveyn banyo bir ara ultra lüks olarak görülürdü türkiye'de, şimdi her ağaoğlu ve türevi olan evde var.

giyinme odası da sonraki ebeveyn banyo olacak bence.

Yeni yapılan projelerin çoğunda belli bir m2'den sonra giyinme odası var. Öyle çok büyük değil 1+1 olan dairelerin bile büyükçe olanlarına bunlardan koyuyorlar. Hemen aklıma gelen Nish adalar ve Narcity'de var mesela.

genelde evin salonu buyuk diger odalar kucuk olunca oyle bir alan da yaratilamiyor. turkiyede ailelerin kalabalik
ve bir arada yasamasi kulturu vardi. yatili misafir kulturu vardi. gomme dolap-yukluk falan dusunuluyordu yada tuvaletle banyonun ayri olmasi. yatak odasi genis olanlar bolme duvarla yaptiriyor giyinme odasi benim tanidiklarim var yaptirmis. ama oda buyuklugu onemli yer lazim.

bizim evde giyinme odası da var kiler de var.
ev müstakil, mimar fransız. ancak kendisi küvetin karşısına da boydan boya pencere yapmış mesela.

alma. hiç güzel değil.

uww beybi.
idare eder.
uzun boylu bir hatun isen al.

layk e kezo

ben de pek beğenemedim

gayet güzel gömlek ama bi düğme daha açmak lazım, böyle kapatırsan pek hoş gözükmüyo. kötü gibi gözüküyo olmasının sebebi altına giydiği tayt bence ya da pantolon mu her neyse.

Iyy.

ben beğenmedim, mankende bile çirkin durmuş bunu alacağına tamamen kot olan gömlek al bence

kötü.

ben çok beğendim. fakat fotoğrafta gördüğümüz şekilde altına renkli/baskılı bir şey giyme. bu tarza gömleklere daha klasik daha sade şeyler yakışır. ayrıca etek ile daha güzel olacağını düşünüyorum. elbette pantolonla da gündelik giyebilirsin. örnekler ile zenginleştirelim:
lookbook.nu bu tarz etek ve o renkte bir çorap ile güzel duracağını düşünüyorum. ayakkabı gönlünüz bilir
lookbook.nu deri sort değil de siyah bir sort o renkte bir çorap
lookbook.nu pantolon-gömlek-çanta tabii tercihler güzel olursa iyi duracaktır. yeşil pantolon elbette olmaz o gömleğe
lookbook.nu eteğin rengine tam oturacaktır. var ise böyle renkte eteğiniz alın, derim.
lookbook.nu
lookbook.nu
lookbook.nu

verdiğim örnekler o gömlek altına giyileceklerden oluşuyor. gömleği tamı tamına aynısın bulamadım. dolayısıyla örneklerden bir fikir üretebilirsiniz. etek ile çok güzel duracağını düşünüyorum. düğmesini sonuna kadar kapattığınızda sempatik bir hava katacaktır.

ek: kezban işi/çingene işi diyen arkadaşlar mükemmel bilgilere sahipler sanırım. kötü kıyafet yoktur. kıyafeti nasıl değerlendireceğinize bağlı 'iyi' veya 'kötü' vardır.

bir kere kollarda dantel detay varsa dar ve kolu tamamen saran bir model olmak zorunda moda rules, ki bunun 2 yerde birden kullanılması çok göz yorucu olmuş bizimla değılsın

resmi google'da arayın. şöyle ki: www.google.com.tr

tek önerim: duyuruda bir aratın, aramaya inanın. her hafta sorulan bir soru bu neredeyse.

1- Yaptığınız egzersizler sonrası glikojen depolarınız boşalır, hemen antrenman sonrası jelibon yiyin. Vücut geliştirmiyor olsanız da takip eden 1 saat içerisinde protein içeren yiyecekler tüketin. Balık yiyebiliyorsanız cicidir mesela, omega yağlarını da alırsınız.

Ama vücudunuzu "benzin"siz bırakmayın, adelelerinizi yıkıp yerine koymuyor olabilirsiniz. Özetle yağ, tuz, hamurdan zaten uzak durduğunuzu düşünerek uygun bir öğün mutlaka tüketin.

2- Aldığınızdan daha fazla kalori harcarsanız yağ yakarsınız, bütün tantananın baz noktası bu. Aç kaldığınızda teknik olarak vücudun ilk saldırdığı şey yağ depoları oluyor ama sıkı bir antrenman sonucunda yükselen kortizon seviyeniz enerji edinmek için kaslarınıza saldırır, bunu stoplamak için antrenman sonrası jelibondur, muzdur, alabildiğiniz en kısa sürede almanız gerekir.

Meyvede şeker var, yerine göre farklı mineraller var, lif var, şu var bu var. Mühim olan ne yaktığınız ve yediğiniz meyveden ne aldığınız. Meyvelerdeki kalori oranını öğrenmek internet mecrası mevcutken çok zor değil, araştırın. Bana sorarsanız dengesiz bir beslenme olur ama.

3- Spordan en az 1 saat önce yemek yemiş olun. Tercihen 1-2 saat içinde. Daha geç yerseniz kan dolaşımı midenize yüklenir, kaslarınızdan gereken performansı alamayabilirsiniz.

Mucize iyi değildir, ay değiliz biz ortadan ikiye ayrılalım. Spor disiplini uzun süreli uğraş gerektirir. Uzun süre sporla uğraştığınızda ise zaten diyet ve egzersiz alışkanlıklarınız hale geleceğinden daha kalıcı bir kondisyon edinirsiniz.

incisözlük işi

turbo charger

www.facebook.com

millet hararetli tartışmalara girmiş bu yüzden meğersem :/

www.facebook.com

sitesine bak ?

www.skechers.com

@arnatuile
baktım ama hepsi birbirine benziyor, tabanı yumuşak olan hangisi bulamadım :(

dostum keps de koysaydın ne güzel olurdu

poposunun güzelliğinden.

dostum pink demişsin ama bu kız yeşil.

muhteşem popodan ötürü

hiçbir özelliği yok. hanım kızımız çok spor yapıyordu zaten. popoyu çok şahane yapmış işte. kumaşta değil maharet.

İç çamaşırının da etkisi var zira giydiği bir liseli donu değil, victoria's secret'da cheekies olarak geçiyor bunlar başka adı var mı bilmem, ben öyle gördüm modelini. www.victoriassecret.com

Edit: la senza'da brezilian diyor www.lasenza.com

güzelliğini bir kenara bırakırsak, brazilian cut a benzettim ben daha çok.

img228.imageshack.us

ceza yemez, kimse uğraşmaz.

senin değil arkadaşın olarak varsayarak; hayvansever sitelere ekran görüntülerini falan yollarsan kanırtırlar, satamaz

hayvanına da çok acıdım, damızlık olarak kullanır o hayvanı daha çok seferler de satar böyle. Allah onun belasını versin

yasal olmayan bir tarafi yok. hayvan yetistiricisi unvani da alabilir ilgili dernek/kuruma yillik aidat odeyerek. ama bir cins kedi icin istenmez oyle bir evrak zannimca. 20 kedisi olsa seri üretim seklinde dogursalar falan o zaman durum baska.
saf cins kedi yolda da bulunmuyor pek alan ya hatirla ya para odeyerek aliyor genelde.
ayrica o kediye zorla seks yaptirmiyor ki, kedi sokakta olsaydi da yilda iki kez sevisecekti ve dogum yapacakti tek fark yavrular sokakta orda burada buyuyecekti, simdi satin aliniyor yüksek bir meblaga sicak yuvada buyuyecekler. 1000 lira veren kiside sikildim bundan deyip iki gun sonra atmaz sokaga, yada atacak olan maymun istahli biri bir kediye 1000 lira vermez normal sartlar altinda. o yuzden ben bunda sikayet edilecek birsey goremiyorum.

@eick çok iyi niyetlisin. ne cins hayvanlar var sokaklarda, barınaklarda falan. ilanlarını görüyorum facebook'ta. maalesef adam verdiği paraya bakmıyo sokağa atarken. hayvan yetiştiriciliği de çok hafifletiyo olayı. yani hayvanını çok seven birinin normal bi doğum sonrası yavruları satmaya çalıştığını hiç görmedim ben. genelde ticari amaçlarla yılda bikaç kez hayvanını çiftleştiren ve her seferinde yavruları satan tipler çok fazla. örneğimiz de hayvan diye 'aman canım tecavüz mü' diyip bırakmak olmuyor maalesef. hayvan kapasitesinin çok üzerinde bi doğum, emzirme dönemi yaşıyor daha bebeklikten itibaren. bide böyle bak istersen olaya. insani bi şey değil. derdi sıcak yuva olsa ücretsiz ilan koysa, zaten cins hayvan talep çok olur 2 günde tüm yavrular 'sıcak yuva'larına kavuşur, kaldı ki sözleşme de yapıp aynı sokağa atılmama güvencesini de sağlayabilir. ben buna para verdim yavruları 'beleşe' verip cins hayvan sahini yapamam kimseyi gibi malca bi mantık veya direk kötü niyet bile olabilir.

@septik..... cins kedi sahibiyim. kedimi aldigim yer de yetistiriciydi, ciftlestirmek icin goturdugum yerde. yavru cins kedi bulmak (soyagaciyla beraber) kolay degil. o yuzden de sevdigim tur kedi icin para verdim. ciftlestirmek de kolay degil bircok test yapilmasi gerekir. e bunlar da bedava olmuyor. ben yetistirenin hayvani somurdugune sahit olmadim. disi kedilere kizginliklarinda bir kez dogutturup diger kizginlikta hamile olmasini engelliyorlar, kizginlik icin doktor ilac hormon ne ise veriyor. hayvanlarina zaten gayet iyi bakiyorlar. koyunun olsa ona bakmazmisin? piyasasi olan birsey demekki talep var ki boyle durum. hayvanlarinin ustunden deli paralar da kazanmiyorlar cunku zaten masraflar da hic dusuk degil, 6 ayda bir kan testi yaptirmadan ciftlestirilmiyor. yani duzgun, olmasi gerektigi gibi yapildigi takdirde bana aykiri gelmiyor bu durum.

@pain of liberation

yok, anlaşmazlık falan değilde, bir ilan görmüştüm british shorthair yavruları sahiplendiriyorum diye, diğer ilanlarda fiyat yazarken bunda fiyat kısmında ücretsiz yazıyordu. sonra adamı facebooktan ekleyip mesajlaştım yavru başına bin tl istiyorum dedi. ben ücretsiz olduğunu zannettiğimi söyleyince "hem cins kedi istiyorsun hem de bedava, git sokaktaki kedilere bak" diye azar yedim. cevap veremeden engelledi zaten.

adamın bunu bilerek yaptığını düşünüyorum yani fiyat kısmına ücretsiz yazıp müşteri çekerek sonra para isteme taktiğini kullanıyor. ayrıca bu işin vergisi yok, faturası yok bir şeyi yok bir cezası olmalı diye düşünmüştüm.

kuzey kore amerıkayı ve guney koreyı tehdit etti ya , savaş ilan ederek.. işte ona ithafen bu tehdidi tiye alıyolar.

ilkinde ; bazılarının düzelmesi için birazcık ittirmek gerek filan diyo ..

sonuncusunda resimdeki oyuncak robotun kim il 'in nukluer füzesinden daha etkin bi silah oldugunu soyluyor ..

ikinci sıradakini ben de anlamadım , zombiye filan gönderme olabilir..

@horace wells

yok bendeki bu değil, tam anlatamamışım, dudak kenarına birleşik değil 3-5 mm yan tarafında hatta, dudakla alakası yok yani, kesik ya da yara şeklinde de değil, beyaz pul pul deri döküntüsü şeklinde.

kışın soğuk rüzgar yiyince oluyordur , maske tak. Cilt döküntüleri psikolojik de olabiliyor gerçi.

özellikle mevsim değişiklerinde oluyorsa temriye olabilir. cilt doktoruna gidin bence. bi merhem verir.

diş macunu köpüğü yapabiliyor o pul pul dökülmeyi.

= 6/((2kok3 -3)/2) - 8kok3
= (12*(2kok3 + 3))/((2kok3 - 3)*(2kok3 +3)) - 8kok3
= ((12*(2kok3 + 3))/ 3) - 8kok3
= (4*(2kok3 + 3)) - 8kok3
= 12

a'nın birim ağırlığı = 60/120 = 0.5 = x
b'nin birim ağırlığı = 180/90 = 2 = 4x

x^4(x-1)-(x-1)/x-1------->xüzeri4(x^4)parantezinde
(x^4-1)(x-1)/x-1--------> x-1 paratezine aldık ve x-1 ler gider
x^4-1 kaldı elimizde x^2=3 ise
3 ün karesi eksi 1 eşittir 8

x=kok icerisinde 3 -> x'i yerine koyarsan, 8(kok3-1) / kok3-1 kaliyor.

imgur.com

İlk basta x4(x-1)-(x-1) yap. X2=3
(3^2-1)(x-1)/(x-1) sadelestir.

zemberek kuşu günlüğü. ingilizce'den okuyorum. fazla olmadı başlayalı. ilgimi çekti devam edeceğim. üslubu yormuyor. akıyor.

charles dickens - iki şehrin hikayesi (çok beğendim)
tolstoy - savaş ve barış (çok beğendim)
evet klasiklere sardım bu ara :)

anna karenina-tolstoy
şu an okuyorum. güzel bi kitap

sartre-bulantı

a farewell to arms - ernest hemingway.

güzel kitap. dünya savaşı sırasında italyada geçiyor.

john fante-toza sor
kafa dağıtmak için güzel.

Rıza Kıraç Namahrem kitabını okuyorum. 44. sayfadayım henüz. Çok akıcı ancak yavan bir anlatımı var.

son bir ay-on beş gün için:
gündüz vassaf - cehenneme övgü (harika. günlük yaşantılarda bir çırpıda geçilen şeylere durup bakıldığında, aslında ardında yatan derin sebepleri görebiliyorsun. gündüz vassaf'la da tanıştım, çok mütevazi, harikulade bir insan.)
ayşe gül altınay - vatan millet kadınlar (bir süredir milliyetçilik ve toplumsal cinsiyet üzerine okumalar yapıyordum, bu kitap ikisinin ortası oldu. güzel bir kitap.)

Knut Hamsun - Açlık (Kitabın mükemmelliği bir yana, açken okuyunca etkisi kalıcı oluyor.)

goethe- genç werther'in acıları yeni bitti. sonu hariç güzeldi.

gogol - ölü canlar.

bellamy&child: competition law

deleuze - kıvrım sardı ama ağır bir kitap biraz
patrick rothfuss - kral katili güncesi çok kral seri, acaip akıyo. 3.sü gelse de okusak

Thich Naht Hanh - Buda' nın Öğretisi . on numara beş yıldız. çok şey öğrendim. mesela artık öyle çok kolay sinirlenmiyorum. sakinleştim lan bildiin.

Aktif Çamur Sürecinin İşletilmesi- Prof.Hikmet Toprak

Füruzan-Sevda Dolu Bir Yaz.
Füruzan'ı çok severim aslında ama bu kitabı beğenmedim. Zaten nispeten yeni dönemde yayımlanmış (1999) bir kitap, formdan mı düşmüş demeli bilmiyorum. Eski öyküleri daha güzeldi.

ben de bu soruyu ara ara soruyorum, hemen hemen aynı cümlelerle. bi başkasından görünce kardeşim askerden gelmiş de sarılmışız gibi hissettim.

türk işaret dili kılavuzu.. işaret dilini öğrenmek isterseniz güzel bi anlatımı var ama kitabın eksiklerinden biri yöresel farklılıklara hiç değinmemiş oluşu.

insanın anlam arayışı - e.victor frankl

Zülfü livaneli - serenad (müthiş bir kitaptı)
Zülfü livaneli - son ada (sanırım serenad'dan hemen sonra başladığım için pek sevemedim ama iyiydi.)

j. baudrillard - tüketim toplumu üzerine

h.p. lovecraft - tüm eserleri 3. cildi

en sevdiğim yazarlardan. her eserini bayılarak okuyorum..

Yedinci gün İhsan Oktay Anar.


Güzel.

çalışmak için yaşıyorsun. İşini değiştir.

Bir kaç sene sık dişini, para biriktir, esnaf ol.

esnaf ol ki cumartesi pazarın da kalmasın :)

o hafta sonunu öp de başına koy demek istiyorum...

ne iş yapıyosun panpa? beyin cerrahı falan mısın? bi de parası nasıl?

Ben esnafım çok bol zamanım var. Eşi dostu kitliyorum dükkana iki dakka bak diye, ver elini gezmeler :)

günde sadece 6 saat uyuyorum,
6 gün çalışıyorum,
günde 3.5 saatim yolda geçiyor.
çok pis dalarım hacım.

ben veriyorum zaten bu hizmeti. giriş paketi 20 yıllık 1000 dolar. 20 yıl içinde ölmezsen ekstra 5 10 20 yıllık paketlerle sözleşmeyi uzatabiliyorsun.

5 yıl: 350 dolar
10 yıl: 600 dolar
20 yıl: 1000 dolar

@midesiz

senin fiyatlar çok yüksek, ben daha düşük fiyata yapacağım bu işi :D

e zaten bu işi avukatın aracılığı ile yapaptırabilirsin
Eğer avukatınız yoksa mahkeme size bir avukat tayin edecektir

yani tam olarak avukatlardan farkını anlayamadım

:) bunu bende düşünmüştüm çok eskiden,benimkisi biraz daha farklıydı ama,
mesela adam ölünce pc deki pornoları,xxx dosyaları silmek ve sosyal ağlardaki hesapları kapatmak a.ş gibi

iyi ki doğdun po

doğum günün kutlu olsun tinki vinki ^^

nice senelere dipsy.

www.youtube.com


:)

mutlu yıllar lala

nice yıllara yip yip _.._

sağlıklı ve huzurlu nice yıllara

iyki doğdun yueeeeeeeeee
iyki doğdun yueeeeeeee
iyki doğdun iyki doğdun mutlu yıllaaaaaaaaaaaar sanaaaaaaaaaaaaaaaağ
<3

Doğum günün kutlu olsun mutlu ol senelerce.sana boncuktan kuş yaptım konacak pencerene .

hepi börtdey tu yu

yanınızda taşımalık termos mu arıyorsunuz, bahçeye indirmelik mi?

@bipolar
öyle özel outdoor vs gibi bir kullanım amacım yok, evde kullanılacak genelde, bi de ayda yılda bir gittiğim yere götürebilirim.

ikea'dakinin ufağı var bende 2 tane, renkli olanı, kapağı kolay bozuluyor, ucuz diye iki kez ondan aldım ama şöyle en az 70-80 liraya kaliteli bir termos almak en iyisi.

ek: gösterdiğiniz çaydanlık tiplilri bir yere taşımak zor olacaktır ayda yılda bir de olsa...

mühim olan içinin cam olması.
metal veya plastik esaslı olursa koku yapar.

@eranicus

metaller iyi değil midir? genelde onlar daha pahalı da iyidir diye düşünmüştüm.

metaller daha iyi değil, bende tchibo french press var termos özellikli ve zaten termosu ile aynı sadece kapakları farklı, kahvenin tadını bozduğunu düşündüğüm için kullanmıyorum. Kesinlikle metal aromayı değiştiriyor.

aynı iş flaş disk ile de yapılabilir. www.pendrivelinux.com

Tylol hot iç, ardından sıcak bir uyku. Elektrikli battaniyen veya sıcak su torban varsa çok daha şahane olur.

hamama git

hasta olacaksın gözün aydın veya güneşe aldanıp ince giyinmişsin.

bol bol, çeşit çeşit, sıcak sıcak bitki çayı iç.

eğer bulabilirsen (ofiste birinin zulasında vardır mutlaka) bi elektirikli ısıtıcı bul. masanın altına koy, ayakların ısınsın.

kalorifer varsa ofiste, çek sandalyeni peteğin dibine tüne. eline de yalandan dosya, kağıt kalem falan al ki çalışıyor gibi görün.

yemek saati bitti ama, bol limon sıkıp bi mercimek corbası da içini ısıtır.

buldurabilirsen taze zencefil al. veya aktardan kuru zencefil (toz değil) ve ıhlamur al, karanfil, kuşburnu falan da ekleyebilirsin. zencefili küçük parçalara böl ve ıhlamura kat. vücut ısısını yükseltir. hamileysen zencefil kullanma tabii.

b12 vitamini eksikliği anemiyle ilişkilidir genelde.anemi halk arasında kansızlık diye biliniyor bu da üşüme yapar.kesinlikle onunla ilişkili beslenmene dikkat etmelisin.

İncelir cardio(koşu, bisiklet vb.) yapman gerekir. Squat aslında bacak hareketidir 2. Kas grubu kalçadır, kalçayı tek çalıştırmak için butt lift, superman gibi hareketler yapabilirsin(bu hareketlerde alt sırtta çalışır.) Kasları azaltabilirsin ama tavsiye etmem. Yok öyle birşey.

1- Bölgesel çalışarak o bölgeyi inceltmek diye bir şey yoktur. Bacakları inceltmek için özel bir hareket bu nedenle olamaz. Bacak çalıştırınca, bacağınız "ben yoruldum, hemen bu bölgedeki yağları" kullanayım demez. Yağ metabolizması böyle çalışmaz. Dolayısıyla sorunuzun tam olarak yanıtı olan bir karşılık yok. Çünkü soru yanlış bir kabul içeriyor.

Kardio yaparsınız. Yağ eriterek incelirsiniz, bacaklarınızdan da yağ gideceği için daha ince durur.

2- Squat aslında bir bacak egzersizidir. Popo için squat yapılmaz. Squat yapmak bacaklarınızdaki yani baldırlarınızdaki kasları geliştireceği için bacaklarınız kalınlaşmaya devam eder. Squat 'ın popoya etkisi yok mudur? Elbette vardır. Ancak birincil olarak bu hareketin amacı bu değildir. Popoyu izole eden ancak bacağa dokunmayan bir egzersiz istiyorsanız şunu dizinizi hiç kırmadan yapacaksınız: www.bodybuilding.com

3- İhtiyacınız olan miktardan çok daha az protein alarak bacaklarınızdaki kasların çözülmesine ve vücudunuzun metabolik faaliyetleri için kullanılmasına sebep olabilirsiniz. Ancak bunu yapmayın. Sadece bacaktan değil, bel ve boyun gibi kritik bölgelerden de kas kaybedersiniz ve sakatlıklara davetiye çıkartırsınız. Kas ayrıca iyidir. Saçma endişeler ile bacaklarınızdaki kaslara kızmayın. Çırpı bacaklara kızlara da özenmeyin.

4- Hayır doğru değil. Yağ toplanma bölgeleri genetiktir ve değiştirilemez. Sadece kaslanan dokunun üzerine yağ toplandığında, altındaki kaslı dokunun verdiği kalınlığından dolayı daha çıkıntılı bir görünüme kavuşur. İnsanlar da "kasın üzerinde yağ birikiyor" diye yorum yapar. Kaldırımlara sanki yollardan daha fazla kar yağmış gibi gelir değil mi? Oysa aynı miktarda yağmıştır. Mantık bu.

Eğer kütlenin büyük kısmı yağ ise, diyet yaptıkça bacakların istediğin forma girer. Kas kaybına sebep olacak beslenme ve spor programları ise pek de sağlıklı değildir. Bence uzun ve inatçı bir diyet programı ile yağ oranını düşürmeye bak. Bölgesel yağ yakımı da mümkün değildir.

pilates diye öneri gelir ama ben pilatesden anlamadığım için bişey diyemiyeceğim
fitness ile inceltebilirsin bacak hareketlerinde setleri yüksek tekrarlarla yapıp ağırlıkları azaltarak daha sıkı bacakların olur hem yağı eritirsin hem kasların büyümesini engelleyip sıkılaştırırsın.
Bize de diyorlar ki okadar çok niye spor yapıyorsun bırakınca heryerin sarkıcak çöküceksin deniyor ama ben çöken birisini görmedim -_- + onlar gibi spor yapmayıp hımbıl mı olayım ve spor yapana b.k mu atayım bilemedim :) Bizde genelde spor yapandan çok spor efsanesi bilen insan var :D

kendini kabullen. en güzeli bu. dediklerin olmaz. ancak fit olur, löpçüğü gider. ayrıca sana kötü görünse bile bel/kalça oranı ne kadar çoksa erkekler o kadar çok beğenir. sana ilham olsun diye şu ablayı biraz izlemeni öneriyorum, belki de hayatının en fit halinde ama at gibi bacakları var ve çirkin değil güçlü duruyor, yapısı bu sonuçta kadının. www.youtube.com (tşklı yerlerine gelmesi için biraz sabredicen, olmadı ortasından başla izlemeye)

fotoğraf var mı?