Ekşi Duyuru

Lostraya götürüp dövdüreceksiniz arka kısmını.

bo5t harleyse bendede yapmıştı aynı ağrıyı sonra verdim botu birine

Lostra +1

kardeşim amma şizofren olmuşsunuz. Yatırım hesabına işletim ücreti yansıtılamaz. Bu hesap otomatik açılmaz.

devlet imzasız hiçbişey kabul etmez.

kan grubu kartı istiyorlar genelde.

otomatik araçlar zaten yokuşta kaydırma yapmaz. bir bütçe var mı ?

filo arabalarının şahı dizel otomatik fluence =)

Fluence

ilgilenmediğin is için görüsmek saçma olur tabii ki de sartları değerlendirebileceğin bir teklif gelirse neden görüsmeyesin? bi imkan yaratılıp görüsülür. her zaman daha iyisi çıkabilir insanın karsısına.

ben de aynen öyle yapıyorum. ama her zaman çalışmayı hayal ettiğim bir yer ise görüşmek lazım.

Birkac teklife ilgilenmedigimi soyledim. Gidip gorustugum de oldu. Gorusme sonunda dusunmek istedigimi soyluyorum genelde.

cv'niz aktif değilse ik cılar sizi kolay kolay aramaz. ama daha iyi şartları kaçırmamak için karşı taraf dilerse mesai saatleri dışında görüşme yapabileceğinizi söyleyebilirsiniz. fırsatları kaçırmamak lazım.

Bu tip durumlar çok fazla olmaz. Ben 2 kez yaşadım ikisinde de haftasonu (C.tesi) görüşmeyi talep ettim. Birinde uygun görüldü, diğerinde olmaz dendi. Ben de olmazsa olmaz ve kusura bakmayın demiştim.
Sonuç: Bu durumda şartlar sizi talep ediyor, rahatınıza nasıl gelirse öyle davranmak lazım gelir. Çok çok iyi bildiğiniz, iyi olduğuna inandığınız bir yer değilse tabi.

ik cı direk arayıp iş teklifi yapmıyor ki, görüşmeye çağırıyorlar falan.

yoksa arayıp maaş söyleseler keşke. ben en fazla maaş skalam budur, uygunsanız geleyim diyorum. yok söyleyemeyiz derlerse dönüş yapabileceğim bir irtibat kişisi istiyorum veya tekrar arayın diyorum bi süre sonra, firmayı ve pozisyonu araştırıp tekrar konuşuyorum.
kimi yer mesai dışında da görüşüyor. bazı yerler maaş skalanıza göre gelin görüşelim diyor yalnız bunu da söylemem lazım, asıl büyük soru işaretini ilk görüşmede eleyebiliyorsunuz.

gidip görüşmek lazım. belki de şartları çok iyi, görüşmeden bilemezsin.

is arayisiniz halen aktif mi seklinde ariyorlar genelde, ben de degil diyorum.. tesekkur edip kapatiyorlar.. ise ilk girdigimde cv'm guncel idi o yuzden daha cok ariyorlardi, 5 ay falan oldu artik pek aramiyorlar zaten..

bu kadar çok endoskopi yapılmasına anlam verememekle birlikte kendimce yanıtlayayım:

acıdan çok hissiyatı kötü. ağzından midene doğru çok da ince olmayan bir hortum ilerletiliyor. devlette boğazını uyuşturan bir sprey yapıyorlar. başka bir şey yapmıyorlardı en son. bir taraftan da içeriyi görebilmek ve ilerleyebilmek için hava basılıyor. hasta da işlem sırasında durmadan geğiriyor.

pek basit değil...

hocam defalarca yaptırdım, bir keresinde bayıltılarak yapıldı sadece.

rahat olun, hiç bir sıkıntı yok. bittikten sonra bir süre boğazınızda bir tahriş hissiniz olabilir, sonrasında o da geçer. ben her seferinde ekrandan izliyorum bile. zaten çok kısa sürecek. siz daha ne oluyor derken, onlar çıkartmış olacak. parça alsalar vs. onu da hissetmeyeceksiniz zaten.

yalnız, eğer vücudunuz dayanıyorsa, 12-14 saat önceden yemeği kesin, mümkünse son 8-10 saatte su bile içmeyin. çok daha rahat edersiniz.

3 kez endoskopi yaptırdım (birisi ssk okmeydanı hastanesinde), hepsi de ayık olarak yapıldı. boğazından midene doğru içeriye borunun girmesi refleks olarak öğürmene ve nefes alamıyormuş hissi (yazarken bile kötü oldum, bunaltı bastı) yaşatıyor. doktor sadece borunun ucuna jel gibi birşey sürüyor, gerisini aynen yaşıyorsun.

işlem acılı değil, fakat fevkalade rahatsız edici. 1-2 saat boğazında tahriş hissedeceksin hepsi bu. sonuç aynı olacak fakat hijyenine güvendiğin bir hastanede yaptır en önemlisi o.

evet, bildiğimiz perpa'dan önceki darülaceze.

Bana da fiyat uygun geldi.

Fena değil.

normal. mahalle spor salonları piyasası 60-90 tl civarıdır.

Kuveyt turk'un yok diye biliyorum.

hepsinde var ama promosyon yapmıyor, duyurmuyorlar. gidip isterseniz alabilirsiniz.

Nerede mi? ahaha :D Yahu internet sitelerinde gezmek bu kadar mı zor geliyor? Hadi banka sitelerini gezmek zor geldi, bari bank adı + aidatsız yazın çıksın hepsi google'da.

www.isbank.com.tr
www.worldcard.com.tr
www.akbank.com.tr
www.garanti.com.tr?

forum.shiftdelete.net

(bkz: pegasus plus kart)

Kapattırılabilir, herhangi bir sorun olmaz.

Bizim apartmanda herkesin balkon demiri farklı, babaannemlerde en üstteki parmaklikli gerisi açık, adanada herkes kafasına göre kapatıyor parmaklikla kapatıyor. Site falan değilse sorun olmaz sanırım. Balkonunu boyatmayan, çamaşır astirmayan siteler var.

Bir de eskisi gibi kocaman değil de üç tane kibar çubuk monte ediyorlar, güvenlik bakımından aynı midir bilmiyorum ama görünüşü daha sık, hem de tutunup bir üst kata çıkamaz hırsız falan.

elektrik faturasından hesaplayabilirsiniz.
son güç ayarı 60 olur bu durumda, en düşüğü de 45.

www.bilgimanya.com

1 kw elektrik vergiler dahil 42 kuruşmuş.

12 X 0.060 = 0.72 kw/h X 0.42 = 0.30 TL

yani 12 saat çalışır ve 60 watt harcarsa günlük 30 kuruş yakıyor.

*vantilatör

kararlı mısın heves mi ettin bilmiyorum ama çok etkili olmazmış gibi geldi bana uyuman konusunda. normal vantilatör kullansan? elektrik tüketimi açısından fark eder herhalde biraz ama daha etkili olur

bu adamı serinletir mi ki? benim gördüklerim yavaş yavaş dönüyo o kadar.

Eliniz yatkinsa boyle seylere yapabilirsiniz bi de yeni yapilan evlerin tavani cok alcak oluyo tavan alcaksa daha cok ise yarar malum degilse hic ugrasmayin bizdr vardi yillar once soktuk tavan cok yuksek ise yaramiyodu safi tozdu.

tavana kafası da dönen vantilatörden koyuyorlar. o fena değil. ama gece açık bıraktın mı çarpar adamı, belki saat kurmalısı vardır. olmadı prize saatli priz takarsın.

nette bulamadım örneğini...

tavan vantilatörü bizde var ve hiçbir halta yaramıyor. hiç tavsiye etmiyorum. ufonun soğuk hava üfleyen şeylerinden alsanız hatta ucuz bir vantilatör bile daha fazla serinletir.

Reflü hastalığında günlük hayatınızda yapacağınız bazı değişiklikler ile mide yanması ve ağrısını hafifletip sıklığını azaltabilirsiniz.

Yiyecek ve İçeceklere Dikkat

Mide yanmasını tetikleyen yiyecek ve içecekler vardır. Bu yiyecek ve içeceklerden uzak kalınması şikayetlerinizin oluşmasını engelleyecektir. Dikkat edilmesi gereken yiyecek ve içecekler:

Yağlı ve kızarmış yiyecekler
Domates sosu
Alkol
Nane
Çikolata
Kafein
Çay
Sarımsak ve soğan
Yediğinizde şikayetlerinizi artıran diğer gıdalar (Kendi deneyimlerinizle saptadığınız)
Öğünlerinizi Küçültün

Öğünlerde aşırı yemekten kaçının, az az ve sık sık yiyin. Öğünlerde aşırı yemek, midenin aşırı dolması nedeni ile reflüyü artırır.

Yemek Yedikten Sonra Hemen Yatmayın

Yemek yedikten hemen sonra yatmayın veya yatmadan önce yemek yemeyin. Yemek yedikten en az 3 saat bekledikten sonra yatın. Yemekten sonra yatar pozisyonda olmak mideden yemek borusuna kaçağı kolaylaştırır.

Yatarken Başınızı Yüksekte Tutun

Reflü özellikle yatar pozisyonda daha kolay gerçekleşmektedir. Geceleri yatarken mide yanmalarınız artıyor ise başınızı daha yukarıda tutmak için çift yastıkla yatabilir veya mümkünse yatağınızın baş kısmını yükselte bilirsiniz.

Sigarayı Bırakın

Sigara yemek borusu alt kısmındaki sfinkterin işlevini azaltarak reflüyü kolaylaştırır.

Kilo verin, fazla kilo nedeniyle karın içi basınç fazla oluyor. Ayrıca doktor kontrolü şart tabii, yemek borusu kanserine yatkın hale getiriyor reflü.

iphone passbook'tan gösterebilirsin, hiçbir sorun çıkmaz.

Atatürk havalimanındaki kiosklardan 30 saniyede çıkarabilirsin.

Online check-in de verilen qr kod da geçerli ama sadece yurtiçi için sanıyorum.

şirinevlerde inip metroya binebilirsin, havaalanının içine kadar gidiyor.

metro 6 da başlıyor. 6.45 de uçağa binmezsem almıyorlar. eğer metro geç gelirse hiç binemeyebilirim.

Dis hatlarsa iki saat onceden havaalaninda olman gerek. Ben olsam, geceden giderdim son dakikaya birakacagima.

Yenibosnaya git ordan taksiye bin

Kondisyon sıfırsa zorlar, böyle tepeden inme bir şekilde başlarsanız eğer yapamayınca küsersiniz. Öncelikle diyetle ve daha hafif egzersizlerle vücudunuzu alıştırmanızı, sonrasında bu programa başlamanızı öneririm.

önce bir p90 ile başla, yapabilirsen x ine geçersin sonra.

ben de hep merak ediyorum şu şeyi ya. güvenip de dvd sine de o kadar para vermek istemiyorum. türkçe olarak torrentlerde de bulamadımm. yardımcı olabilecek varsa çok makbule geçer aslında bi denerim:)

uçuk?

uçuk yok. görünürde bişi gözükmüyor.

Köşesiyle maden suyu açiyoruz.

Hem ayar, hem gönderme. Adı gibi olmuş. Vay arkadaş bu kadar arka arkaya nasıl denk gelir bilemedim. Adam hem alay etmiş, hem ayar vermiş efsane olmuş, üstüne adı da efsane.. Söyleyecek söz bulamıyorum.

Ben oyun oynuyorum ve İnternet'e giriyorum. Arada da dizi/ film izliyorum.

Video sozluk/duyuru vs.

kitap okuyorum oyun oynuyorum dizi izliyorum sosyal medyada takılıyorum müzik dinliyorum

yatağın yanında duruyor en son ne zaman açtım hatırlamıyorum.

goo.gl

toplu taşıma ile gideceksen, belli saatlerde taksimden ataşehire kalkan ve mecidiyeköyden geçen 256 numaralı otobüs var.

1. ben şu yaşıma kadar birçok ürün aldım, ailem aldı.
servise götürdüğümüzde ya da eve çağırdığımızda 1 tane servisin kimlik sorduğunu hatırlamıyorum.

2. hukuki olarak faturada yazan kişinin ama senin durumunda tc kimlik no esas alınır. isim yanlış yazılmış yorumu yapılabilir.

adam zafer caglayan beyler.

Dostum ben aklıma gelenleri sıralayayım elimden geldiğince. oynayıpta harbiden sağlam dediklerimi yazacağım için rahat olsun ;)

Bioshock İnfinity
Borderlands 1 ve 2
Singularity
STALKER serisi (Aslında üçoyun gibi gözüksede tam birseri değil bir oyun ve dlc gibi ama dlcler full oyunn sayılır)
Call of Juarez Gunslinger (Western solumak için ideal jesse james kafaları falan ama inanılmaz büyüleyici değil)
Far Cry 3
Metro 2033 ve Metro: Last Light
Dead Space 1,2 belki 3 (sadece seriyi tamamlamak için)
Elder Scroll Skyrim (baya uzun orta dünya vari sevdan varsa katlanmaya değer)
Grid 2 (Collin Mcrallyden bu yana en iyi araba yarışı oyunu; yarış dediğime bakma sen fenaa)

şimdilik benden bu kadar : ) İyi oyunlar bro

Ha birde platform oyunları dersen ekşşını az zekası bol şunları dene:

Braid
Mark of the Ninja
Limbo
Trine 1 ve 2

aaaa bombayı unuttum point and click tarzı hikaye oyunu Walking dead oynayabilirsin. Teltale games'in yapımı olan dizi gibi bölüm bölüm oyunuyorsun şuan ikinci sezon 3.bölüm gelmek üzere. ağır dramdır söyleyeyim.

Deus Ex
Chivalry

19 mayıs'a kadar indirimde kaçırma derim.

Dont starve guzel vakit gecirtiyor oneririm. 144mb gibi birsey korkma indir

The Walking Dead

Firefox'un boku çıktı artık hocam. Videolarda da sıkıntı çıkartıyor. Takılıyor falan. Uygulama çalıştırırken yine işkence gibi... Bu zamana kadar Firefox'tan şaşmadım ama artık Chrome kullanıyorum.

gerçek cevap: bug. düzelir. bende yok.

kesinlikle e-ink teknolojisi. ikisine de sahibim.
amac sadece e-kitap okumaksa, kindle paperwhite öneririm.

Bir de mini olmayan ipadler ağır. E reader lar gibi hafif değil. Havada kitap gibi tutup uzun süre okunmuyor. Ben de ikisine de sahibim ve kitap konusunda nook u ipade tercih ederim.

eger tek amac kitap okumaksa kindle daha uygun olur.
ama ben gun icindeki tum kısa okumalarımı ipad mini'de rahatca yapıyorum, ara sıra da e-kitap okuyorum, yorulma hissetmiyor gozlerim. ayrıca mail etc gibi diger tum isleri de halledeyim diyorsanız ipad veya baska bir tablet daha iyi olacaktır, cunku reader'lar diger bu fonksiyonlar icin hic uygun degil.

kitaba gerek yok.
topcoder'a bakabilirsin.

code complete i okumak gerek

göz değil beyin görüyor. diğerinin açığını beyin tamamlıyor. ben tek gözlüyüm. oradan biliyorum. (sonradan oldu)

bende dogustan var, cift gözle gördügün görüntüyü birlestirme bizde daha iyi sonradan görme kaybi yasayanlara göre. beyin dogustan antrenmanli oluyor cünkü, bir de calismayan gözü kapama mevzusu var ama o da 13-14 yasindan sonra bir ise yaramiyor.

iki gözüm de acikken bariz bi fark hissetmesem de az calisan gözümün oldugu taraftaki görme acim biraz daha dar. türkiye icin gecerli olan durumu bilmiyorum ama göz tembelligi olan birisi ehliyet almak istediginde doktora gidip görme acisini ölctürmesi gerekiyor misal. ki diger göz saglam oldugunda tek gözle bile ehliyet aliniyor.

uzun lafin kisasi senin durumunda tek gözünü kapamadigin sürece fazla endiselenecek bi durum yok diye düsünüyorum.

gecmis olsun bi de.

konuyla alakali mi bilmiyorum ama bende de sol gozde belli belirsiz bi kayip var doktor sag gozunu bantla atari oyna demisti:) o zaman atari vardi tabi. yani boyle boyle tembellik duzelebiliyor sanirsam.

Doktor rapora gözlükle araç kullanabilir gibi bir ibare düşüyor. Ehliyetinizi aldığınızda "kullandığı cihaz ve protezler" kısmında "gözlükle" yazıcak. Polis sizi çevirirse ehliyetinizde gözlükle yazdığı ve gözlüksüz olduğunuz için size para cezası keser.

Teknik kısmını bilmem gözlüksüz görüşte sıkıntı yaşıyorsan not düşülüyordur herhalde ama "nasıl oluyor gözlük zorunluluğu, gözlüksüz trafiğe çıkılamıyor mu ?" sorusunu "lens kullansam olur mu?" amaçlı sorduğunu umuyorum.

peki "kullandığı cihaz ve protezler" kısmında "gözlükle" yazarsa ve ben lens kullanırsam sıkıntı yaratır mı ? bu durumda farklı bi işlem mi yapmak lazım ?

benim ehliyette gözlük-lens yazıyor.

Bende gözlükle aldım ehliyeti. Fakat arada lens kullanıyorum. Hiç sorun yaşamadım. Ama yasal olarak bir sorun var mı, polise lens takıyorum dediğimde çıkar bakıcam falan dermi bilmiyorum.

sen başka bir doktor bul. ben renk körlüğü testinde birkaç soruda çuvalladım. normalde gözlük de takarım, onu gizledim. rahatım.

özet olarak şöyle söyliyim; ehliyette gözlük veya lens yazsa da gözlüksüz veya lenssiz çevirmeye girdiğinde ceza yemezsin ancak bir kazaya karışıp lens ve gözlük takmadığın tespit edilirse bu sefer suçlu konumuna düşersin.

aile doktorundan alabilirsiniz. o arkadaş her kimse sizi yolmayı denemiş toplum aile sağlık ıvır zıvırına göndererek. gidin aile hekiminizi değiştirin. başka bir hekimden alın. o arkadaştan kurtulun bence.

40 lira normal. devlet hastanesinde daha eziyetli ve daha pahalı. bazı aile hekimleri vermiyor ehliyet için benimki veremem dedi şansını dene.

bedava aldım aile doktorundan, doktorum belli olmadığı için 1 saat sürdü.

ben aile doktorumdan aldım, arkadaşım alamadı. sürücü kursunun anlaşmalı yerine 40 tl verdi o da. aile doktorunun keyfiyeti sanırım bu olay.

500 tl +/- 100 normaldir. Biraz araştırırsan zaten hepsinin o civarda olduğunu görürsün. Denemeden bilemeyeceğin tek şey direksiyon derslerinin kalitesi. Adam ucuza yaptım diye çok dandik ders de verebilir cillop gibi de öğretebilir. 2-3 hafta gayet uzun süre ama bu iş biraz kişisel yatkınlığa da bakıyor. Kimisi çok çabuk kavrıyor bu işleri.

havaalanına gidiyorsunuz. yurtiçi giden yolcu kapısından giriyorsunuz. sonra bilet aldığınız havayolu bankosunu buluyorsunuz. zaten onlar sizden kimlik rica ediyorlar. size bir uçuş kartı veriyorlar, bir de koltuk atıyorlar size. sonra valizinizi alıyorlar. uçuş saatini bekliyorsunuz...

eğer online check in yaparsanız koltuğunuzu kendiniz seçersiniz ama valiz varsa online check-in koltuk haricinde bir işe yaramıyor sanırım.

pegasusta koltuk seçimi ekstra ücrete tabiidir.
online checkin yapabilirsiniz ama rastgele koltuk verilir. online checkin yapacaksanız uçuş kartınızdan "mutlaka" çıktı almanız gerekli.
eğer bavulunuz yok ise kontuarla uğraşmanıza gerek kalmaz online checkin yaparsanız.

eğer oturacağınız yer ile ilgili "koridor olsun, önlerden olsun" vs demek istiyorsanız kontuarda yaptırın checkininizi. bavul varsa zaten bavulu teslim için kontuara gitmek durumundasınız. burada bavula bir etiket yapıştırırlar, aynı etiketten bir tane de size verirler. o etiketi kaybetmeyin, normal şartlarda hiçbir işe yaramaz ama bavulun kaybolması ya da aynı bavuldan başkasında da olması durumlarında önem arz edebiliyor.



şimdi baştan alayım.
uçuştan en az bir saat önce havalimanı yurt içi kısmına gittiniz. duvarda kocaman bir pano var. oradan uçuşunuzu bulacaksınız ve hangi kontuarda sizinle ilgili işlem yapılıyor onu öğreneceksiniz, kontuara gideceksiniz. kimliğinizi vereceksiniz. bavulunuzu tartacaklar. 15kgdan fazlasına ücret alır pegasus. (kabin bagajı için de 8kg olması lazım) neyse buradan uçuş kartını alacaksınız, bavulu vereceksiniz.
sonra kapıların olduğu kısma geçmek için güvenlik kontrolden geçeceksiniz. yanınızda suyunuz varsa için. ya da atmanız gerekecek. (sıvı sokamıyoruz) kontrolden geçin. kontrol sonrası şimdi su(ya da başka içecek) alabilir ve o içecek ile uçağa girebilirsiniz. uçağınızın hangi kapıdan kalkacağını öğrenip o kapıyı bulun. civarlarında bir wc kestirin gözünüze :) oturacak bir yer bulun. uçuş vaktini bekleyin. uçuşlarla ilgili bilgilerin yazıldığı panoyu ara ara kontrol edebilirsiniz. olası bir kapı değişikliği ya da rötar varsa diye. gerçi anons da ederler.

pegasusta ikramlar ücretlidir.
kahvesi güzeldir.
aklıma gelenler bunlar.

özeliklte tr de ekonominin durumu seçimlerde en büyük etken.
son seçimle de gördük. ekonomi iyiyse ya da iyi olduğu anlatılıyor söyleniyorsa biz hırsız uğursuz demez veririz oyumuzu.

geçmiş dönemlerde seçim kampanyaları hep ekonomik başarısızlıklar üzerine kuruluydu ve halkın büyük çoğunluğu bir de bunu deneyelim şeklindeydi.

www.wsj.com.tr

Şikago Üniversitesi'nde konuya ilişkin çalışmalar yapan Ali Akarca, 1950-2011 yılları arasındaki seçim verilerini inceleyerek yaptığı analizinde ekonomik gelişmelerin iktidarların oylarında ana belirleyici olduğu sonucuna varıyor. Akarca'ya göre iktidarların oylarını taraf tutma, stratejik oy verme, iktidar yıpranması, iktidar avantajı, ekonomik performans ve taraf değiştirmeden oluşan 6 değişken belirliyor. Bunlar arasında ekonomi "pivot" rol oynuyor. Akarca'nın 6 değişkeni kullanarak oluşturduğu modeli, son yerel seçimlerde AKP'nin yüzde 45 oy alacağını tahmin etmişti.

"AKP'nin oylarının bir önceki seçimlere göre yaklaşık yüzde 5 düşeceğini öngörmüştüm" diyen Akarca, ekonomik performansın son birkaç yılda gerilemesinin bu düşüşte etkili olduğunu söyledi. Akarca'ya göre ekonomide ise büyüme ve enflasyon verileri öne çıkıyor. Akarca, "Ancak büyüme daha etkili. Bu etki enflasyona göre en az 6-7 kat daha fazla. Büyüme yüzde 1 düşerse bu iktidarın oylarının yüzde 0,80'nini götürüyor. Enflasyondaki yüzde 1 artış ise oyların yalnızca yüzde 0,12 azaltıyor. Bu değerlendirme yapılırken elbette seçmen bir önceki seneye göre bunu yapıyor. Bu nedenle hükümetler seçim ekonomisine gidiyor. Ancak Türkiye'de AKP'nin oy oranı çok yüksek olduğu için bu yola başvurmuyor." diye konuştu.

Türkiye ekonomisinin yüzde 8,5 büyüdüğü 2011 genel seçimlerinde AKP, yüzde 50 oy almıştı. İlerleyen yıllarda hız kesen Türkiye 2012'de yüzde 2,2, 2013'de ise yüzde 4 büyüdü. 2011'de yüzde 10 seviyelerinde olan enflasyon Şubat 2014 itibariyle yüzde 7,89 düzeyinde bulunuyor.

Akarca'ya göre ekonomi 2011'deki kadar iyi olsaydı, AKP'nin oylar 3,4 puan daha fazla olacaktı. Yolsuzluk iddialarının etkisinin çok az olmasını da değerlendiren Akarca, "Tüm dünyada yolsuzluk iddialarının etkili olması için inandırıcı olması gerekir. Bu açıdan, iddia edenlerin tarafsız, temiz ve inandırıcı olması beklenir. Son iddialar ve ortaya çıkış şekli seçmeni tatmin etmemiş görünüyor" diye konuştu.

Bahçeşehir Üniversitesinde Seyfettin Gürsel de ekonomik performansın seçimler üzerinde ana belirleyici etken olduğu konusunda hem fikir. Gürsel, "Seçim sonuçları seçmenlerin yolsuzluklara duyarlı olmadığını gösteriyor. Başbakan bu iddiaların kendisine karşı bir darbe girişimi olduğu konusunda tabanını ikna etmiş. Tüm bunlardan, ekonomik istikrarın karar almada baskın çıktığını söyleyebiliriz" dedi.

Konsensüs Araştırma Şirketinden Murat Sarı ise seçim sonuçlarından bir sürpriz olmadığını ve belediye hizmetlerinden, ekonomik performanstan memnun olan kitlelerin AKP'yi seçmeye devam ettiğini kaydetti.

Ulusalcı ve kemalistlerin yeni bahanesi de bu oldu şimdi.
Daha 3 gün önce ekonomi çok kötü diyenler, şimdi ekonomi iyi olduğu için millet oyunu Akp'ye verdi diyor. Ama sonunda ekonominin ne kadar sağlam ve iyi durumda olduğunu onlarda anladı.
Bu oyların(30 Mart Seçimleri) ekonomi ile uzaktan yakından ilgisi yok! 1 puan dahi etki etmemiştir.
Peki, nedir bu oyların sebebi?
Millet “Gezi olaylarındaki ve 17 Aralık operasyonundaki” kirli tezgahı fark etti. Bu ülkeyi yıllardır yöneten, bu milletin kanını emen tiplerin perde arkasındaki kirli oyunlarını, gerçek yüzlerini gördü.
5 ay önce cemaate küfreden tiplerin, şimdi bunlarla kanka olmasının sebeplerini anladı.
Menderes’e Özal’ a yapılanın aynısının Usta’ya yaptırmayacağının cevaplarını verdi bu millet.

Ulusalcıların iftiralarına inanan insanlar dahi; “Ne olursa olsun, bu adamı yedirmeyeceğiz!” diyor. Son olarak, devletin en üst düzey yetkililerini ortam dinlemesinin yayarak, vatana ihanet eden bu alçakların inine girilmesi için Usta’ya yetkiyi verdi millet.

Bu gerçeği kabullenmek zorunda herkes. Sandık dışı yollara başvurulduğu her dönem millet cevabını sandıktı verdi, verecek. Ama bundan önce o yollar başarılı oluyordu ve sandığın aslında pek te önemi olmuyordu, ta ki Usta’ya kadar.

Ekonomi ile alakası yok. Yine aynı olurdu.

Bu oy, varlık sebebi olarak akpyi gören, akpsiz bir gelecek düşünemeyen, akpye oy vermemenin dinsizliğe oy vermek olduğunu düşünen yığınların oranıdır.

Bilinçsiz, okumayan, fakir tutulan bir halkın demokrasiyle imtihanıdır bu, ve malesef başarısız olunmuştur.

@ ne nicki be ya yeter gerçekten. adam ekonomi sorusu soruyor sen her yerde akp propagandası yapıyorsun cidden yeter. anladık durmak yok yola devam hadi bakalım, ha bi de akp propagandanı benim sağlık sistemi ile ilgili duyurum altına yapmayı unutmuşsun. gelip akp süper sağlık sistemi harika demen lazımdı.

@maden suyu 2. soruyu makro ekonomi dersinde tartıştık. evet ekonomik etkenlerin kişiler üzerinde oldukça etkili. seçim dönemlerinde yayılma etkisi olabiliyor konjonktürel dalgalanmalar çerçevesinde.

1.soruna gelirsek türkiyenin ekonomisi zaten iyi değil ve dışa bağımlı. bu durumun elbette bir patlama noktası olacak. her şey güllük gülistanlıkmış gibi yapılıyor. bu durumun üzeri örtülemediği zaman, halk artık bu durumu doğrudan hisseder olduğu zaman akpnin de oyu düşer sanıyorum. ama yok yok düşmez ya akp bu. her türlü yalanı söyler inandırır milleti.

@ne nicki be,

kardeşim propaganda yapılacak yer değil burası. "akp seçmeni kömürcü" gibi bir şey yok. "akp seçmeni" bile yok. "türk halkı ekonomiye bakar" bu var. bak anlatayım tekrar, cevaplarından anladığım kadarıyla biraz gerizekalı gibisin de. sorun değil herkes ilk okumada anlamayabilir anlatmak görevimiz.

"TÜRK HALKI ekonomiye bakar"

TÜRK HALKI

akp seçmeni değil bak, TÜRK HALKI.

ve önce okumayı öğren,

"ekonomi iyiyse ya da iyi olduğu anlatılıyor söyleniyorsa biz hırsız uğursuz demez veririz oyumuzu."

tekrar kopyalayayım, ne olur ne olmaz.

"ekonomi iyiyse ya da İYİ OLDUĞU ANLATILIYOR SÖYLENİYORSA"

bak anlatılıyor, söyleniyorsa diyor. ekonominin bok gibi olduğunu ikimiz de biliyoruz, biz bizeyiz dürüstçe söyle işte. ama 1 saat rte dinlesem ben bile "ulan oldu mu acep" diyorum. sonra babamın maaşı ile kaç kilo kıyma alabileceğimizi hesaplayıp normal hayatıma dönüyorum.




büyük bir boşluk attım fark edilsin, tamamen cevap yazdığım anlaşılmasın diye. asıl soruya gelelim.

bence alamazdı, yine birinci olurdu ama alamazdı.

ben vermem. şu anda bana zıt olan bdp ve akp var sadece. ılımlı bir insanım, apolitiğim. kim uygunsa ona veririm. bu da evrensel küme - {bdp, akp} ediyor. ekonomi cidden anlattıkları gibi olsun, yine vermem. paradan önemli şeyler var benim için.

solcular sağcılara, sağcılar da solculara vermez. genelde %5-10 arası bir alışveriş olabilir ama genelleme yaparsak vermezler.

1- alamazdı. örnek 2009 yerel seçimleri.

1) Net bir biçimde alırdı, objektif olmak lazım. Büyümenin yavaşlaması, işsizliğin artması gibi durumlarda halkın düşüncesi "daha öncekiler daha mı iyiydi" oluyor. 2001 gibi çok ağır bir kriz yaşamadığımız sürece almaya devam edecekler ki Allah korusun öyle bir kriz ortamında zaten bir başka alternatif çıkacaktır geçmişte gördüğümüz gibi bence.

2) Bunun da gerçekleştiğini net bir biçimde görüyoruz aslında, herkesin etrafında örnekler vardır bu konuyla ilgili.

(bkz: high intensity interval training)

valla bazı kelimelerde özellikle baya uğraştırıyor. türkçe'ye de geçmiş kelimelerde bu farkı anlıyorsunuz mesela. television demek için 4-5 tekrar yaptırttı namıssız.

bir ayarı olmalıydı onun, telaffuz hassasiyeti gibisinden. onu düşük düzeye getirince çok kıllık yapmaması lazım.

gerekli değil. ama bazen çekmen gerekebilir. bu kadar katı kuralları yok bu işin.

gerek yok, mantıken de gereksiz bir şey zaten etkisi yok.

eğer parmak egzersizi yapıyorsan çekilmez. ama teorik/parça çalışması yapıyorsan hangisi rahatına geliyorsa.

Onlar oktav numaraları.

upload.wikimedia.org

nirvana - come as you are basit şarkıdır parmak egzersizi gibi

gitar malmsteen'den öğrenilir.

www.youtube.com

izlediğin yol en temiz olanı, ancak sıkılabilirsin. metodlar genelde tablı değil de notalı olur, ama tablı olanlar da çok gerçi.
etrafında gitar çalan insanlar olsun, metodlarda illa ki takıldığın yerler olacak. en iyi yol, birilerine sorarak, görerek, duyarak öğrenmek derim. bir de dinlemenin etkisini küçümsememek lazım, bol bol dinle, dinlediklerini çalmaya çalış, başlangıçta zorlanırsın, sonra alışırsın.
bu arada otorite değilim ama, takıldığın konularda bana da sorabilirsin bir şeyler biliyorum en azından.

metronomla çalış, yavaşken temiz yapamadığın egzersizi hızlı yapmaya çalışma.
şarkılarda tablara çok yüklenme kulaktan çıkarmaya çalış.
teknikleri iyi öğren, gamlarla tekniği birleştiren lickler çalış.
basit ve temiz iyidir, hızlı ve anlamsızdan çok daha iyidir. hızlı ve anlamlı çalmak zaman ister.

metronomla çalış.

metronomla çalış.

yavaş çalış.

metronomla çalış.

yavaş çalış.

metronomla çalış.

bu davulcuyu dinle genç adam, ne gitaristler gördü bu gözler solonun ortasında üst mi'ye zıplayıp geri inecek kadar atik parmaklar, kaşla göz arasında riff bitiren hızlı bilekler, uçarlı kaçarlı tremololar...

ama arkadaş hepsinin mi metronom sorunu olur ? la yapacağın şey basit 60 metronomda çalacaksın, sonra 65te çalacaksın, sonra 70de çalacaksın, sonra 75te derken gidebildiğin kadar gideceksin. 180den fazla ilerlemiyorsa 182de çalacaksın. 183te çalacaksın.

adam açıyor şarkıyı soloyu çalıp gidiyor. bu ne la ?

ehliyet sınavı(direksiyon) öncesine nazaran oldukça zorlaştı. aracı yokuşta kaldır, geri geri park et vs.. herşeyi didik didik yaptırıyorlarmış.
gideceğin kursu seçerken en çok direksiyon dersini kim veriyor ona göre seç. sınava hazırlanırken hocaya sor; geçebilir miyim? ne durumdayım diye. ihtiyaç varsa bol bol özel ders al.

başarılar.

yazılı sınava hiç çalışmasan bile olur ama direksiyon sınavına iyi hazırlanman lazım. özellikle yokuşta aracı kaldırmak ve dubaların arasına park etmek önemli. kursun direksiyon derslerine ne kadar fazla katılırsan o kadar iyi. hem parkuru öğrenirsin hem de sınavda süreceğin araca alışırsın.
zaten araca binince yapman gerekenleri anlatmaya gerek bile görmüyorum onları hocaların öğretecektir.

kendimden örnek vereyim. yeni sistem dedikleri direksiyon sınavına girdim. aracı 2-3 defa stop ettim ama park etmek ve yokuşta kaldırmakta bir sorun olmadı, trafikte de sinyaldir, takip ve durma mesafesidir dikkat ettim ve ilk girişimde geçtim.

üstteki arkadaşlar iyi yazmış, ben de geçen ay aldım daha. direksiyon derslerini kesinlikle kaçırma, ne kadar pratik yaparsan o kadar rahat olacaksın, heyecanın azalacak. heyecanın azalınca zaten sıkıntısız yaparsın. araba kullanmak gayet kol bi şey, insan heyecandan saçmalayabiliyor sadece. zaten komisyonun ince bi çizgisi var, seni rahat görürlerse hiç zorlamıyorlar, inan herkes 25-30 dk sürerken ben 5 dk bile sürmemişimdir, 2 kere sigara molası verdiler. yok senin zorlandığını görürlerse daha da çok üstüne oynuyorlar karar verebilmek için.

(bkz: #39456402)

selim ışık'la devam et. ama oldu bittiye getirme, her alıştırmayı ısrarla yap. utube'da sayısız alıştırma videosu var onları izle. sakın ha şarkı çalmaya çalışma, parmakların açılsın basit teknikleri falan öğren sonra denemeye başla yoksa motivasyonun ya düşer ya da tek parça ekseninde toplanır. sana yapabileceğim en önemli öneri mutlaka metronomla çal. kesinlikle metronomsuz çalışma. ilerde kayıt işine girersen çok sıkıntı çekersin metronom yüzünden ya da sesçine çok sıkıntı çektirirsin.

yok sıkıntı çıkartmaz kablo. çıkarsa bile 50 kuruşluk şase değişir hemen.

img239.imageshack.us

gayet estetik bence. veya düz askılık da bakabilirsin.

edit: sadfsadf arkadaşın attığı linki kopyalamışım yanlışlıkla. sori.

benimki bir yili askindir hard casei icinde, odan toz icinde degilse sikinti cikmaz birak disarda dursun.

surek taki cikarirken zorluyorsan yuvayi ilerde sikinti cikabilir ama pahali seyler degil yani.

elektro gitara tozdan kolay kolay bişey olmaz.silersin.temizlersin.bişey olmaz.

kablo çıkarıp takmak yıllar yıllar yıllar sonra bi sorun olabilir.tabi jak girişinin kalitesine göre de değişen bir şey.hiçbir şey olmadı değiştirtirsin.

devirme,çarpma gitarı.duvara asma.ıslatma.koyduğun yerde sapından güç almasın dururken yeter.huylanma öyle diğer şeylerden.

tabiki 1. perdede gerek bare gerek tek tel olsun biraz daha kuvvet uygulamak gerek. normal bir durum. kaynak olarak youtube'dan daha büyük bir arşiv yok tabi ingilizcen varsa ama şart değil sonuçta videodan bir şekilde görüyorsun ne yaptığını ama iyi olur ingilizce her konuda olduğu gibi

eklemeler:

www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com

bu arkadaşların kanallarında listeledikleri başlangıç 'beginner' listeleri var. o listelerden başlaman daha iyi olur çünkü yeni başlayanların hevesini kıracak çok daha ileri düzey dersleri de var.

aslında daha kolaydır. fretlere daha yakın olduğu için çok daha az bir baskıyla ses alabilirsiniz. evet nispeten biraz daha fazla güç gerektirir ama daha kolaydır. gitarı tanımaya çalış ne kadar bastığında temiz bir ses alıyorsun dene bunu en az kuvvetle nasıl temiz ses alıyorsun o aralığı öğren bir de aşırı basma, aşırı basmak iyi gibi görünebilir ama alman gereken nota değerinin düşürür.

daha zor gelmesinin sebebi parmaklarının daha yumuşak olmasıdır, çelik teller ilk başlarda acıtır parmaklarının ucu gittikçe sertleşecek ve alışacak ondan sonra emin ol ilk perdelere basmak daha kolay gelecek 0.3 mm mi basmak daha kolaydır yoksa 1 mm mi, eğer parmakların acımıyorsa tabii ki 0.3 mm yani ilk perdeler. kolaydan kastımsa daha fazla güç falan değil. şu bana laf eden arkadaş da yorumsuz, gerçekten teleferik falan anlatmış bir şeyler ayrıca ilk kez bana troll diyen kişi oldu kendisi.

ayrıca 6 senedir elime alıyorum senin de eline verebilirim kendin görürsün, tecrübe edersin.

@proletarier aller lander vereinigt euch ---------------

niçin trollük yapıyorsun, yada eline gitar aldın mı daha önce? bir başka soru başka birine öğretmeye çalıştın mı?

Tamamen yanılıyorsun. eline gitar almadığını farz ederek açıklayayım fizik kuralları içinde.

Bir teleferik düşün ilk halatın bağlı olduğu yerde halatı fazla zorlamaz ve aşağıya doğru eğmez ama bağlantı noktalarının ortasına geldiğinde daha fazla sarkar. nedeni halatın ilk başında olduğu yerde aynı kütleye sahip olmasına rağmen fazla eğmez ama halatın ortalarında o kütle daha fazla halatı gerer.

saçma bir örnek ve tam istediğimi anlatamadım başka bir şeyle meşgulüm sonra anlatırım

@proletarier aller lander vereinigt euch 'a katılıyorum. Mesele sırf tel gerginliği değil; elin pozisyonunu da hesaba katmalı bence.
Benim için de bare basması en rahat birinci perde oluyor. El gövdeden ne kadar uzaklaşırsa o kadar rahat ediyorum.

gitar-pc interface'leri var. bir ucu 5,25" jack diğer ucu USB olabiliyor, ya da direkt 3,5"a çevirebiliyor.

bir örnek (Griffin GuitarConnect Pro):
store.griffintechnology.com

mcdn01.gittigidiyor.net

jack küçültücü sayesinde ses kartının in girişine (mavi renkli olan) ya da mikrofon girişine (kırmızı renkli) gitarı bağlıyorsunuz.

Adını şu an hatırlayamadığım elektro gitar için 150'yi aşkın ses efektinin bulunduğu yazılım ile çalıyorsunuz.

ben jak küçültücüyü anten, kablo ıvır zıvır satan bi elektrikçide bulmuştum.

@nerobianco

evet.

icinden gelmesi lazim. kilonun getirdigi su hastaliktan kurtulmak, saglikli olmak istiyorum ya da birileri beni begensin istiyorum ya da sevgilimin yaninda hos durmak istiyorum vs vs gibi, icinden gercekten gelen bir sebebi olmasi lazim. bu sebeplerin de bir hayat surecek bir ugrasin icine girebilecek kadar etkili olmasi lazim. yoksa bos. kilon varsa ve hastaligin, begenilme gibi bir telasin vs yoksa olmuyor.

sana nasihat lazım değil. birinin sana ne kadar çirkin olduğunu söylemesi lazım. şişman insanlar iğrenç oluyor. gıdılı falan bide. hıss hıss nefes alıyolar amk. allah cezanızı versin.

(bkz: bir musibet bin nasihatten iyidir derler )

canan karatay'ın kitabını oku. bayağı ikna edici. kilo fazlam yok ama sağlıksız bir şey yersem vicdan azabından ölecek gibi oluyorum. sağlıklı beslenince kilo veriyorsunuz zaten. işkenceye aç kalmaya da gerek kalmıyor.

ben de zayıflamak istediğim dönemde herkes bana kolayı bırak ekmek yeme falan diyordu. lan tamam da niye? misal yemek yemesem sadece gün boyu azcık kola azcık ekmek ile idare etsem aldığım kalori az olacak neden kilo alayım diyordum. böyle böyle salak salak bir ton düşüncem vardı. herkes kalori kalori kalori diye beynime işlediği için light ürünlerle zayıflanır sanıyordum.

kitabı okuyunca derin bir " hasssiiikkktiiiirrr" çektim. bildiğim her şey yanlıştı. gerçi şimdi çok dramatize ettim. o kadar şaşırtıcı değildi kitap çünkü zaten orada yazanların çoğunu beslenme ile ilgili yayın yapan bilimsel uluslararası dergilerden falan öğrenmiştim. bir iki de yabancı kitap okumuştum (lepton hormonuyla ilgili). ama yine de kitabın dili oldukça ikna edici olmuştu. o gün bugündür kalori hesabı falan yapmam. aç kalmam. fitim. 10 kilodan fazla verdim. geri de almadım. çünkü sağlıklı beslenmeye devam ediyorum. kendi isteğimle irademle. arada bozduğum oluyor. iş arkadaşlarımızla meyhane tarzı bir yere gidince " ev yapımı ayran ve yanına bulgur pilavı alayım ben" demek olmuyor. ne olduğunu bilmediğim bir ton şey yediğim oluyor alkolle.

yüklenir

Çıkar. Ama onu istediğiniz zaman ödeyebilirsiniz. Faizin faizini alamazlar zira. Avukata verene kadar zamanınız var.

az önce denedim sıkıntı çıkmadı, kullanabiliyorum. paralel tel hattıma spliter sız direkt bağladım. zaten derdim internet ile tel'i ayırmak değil neden spliter'a ihtiyaç olsun ? ana tel hattınıda zaten kullanmıyorum. so far so good.

ya ortaköy ya taksim bence. haftaiçi akşam saatinde daha makul bir yer gelmedi aklıma. karşıda olsanız da kadıköy veya caddebostan sahil derdim zaten.

zürafa sokak

bütün alternatifler arasında en ilginç i. bi deneyin ;) kıps

beyoğlu tarafına geçerdim. galata'da falan ara sokaklarda otururdum daha önce gitmediğim bi cafede veya pubda.

bebek güzeldir

zenginsen ortaköy değilsen taksim.

daha 5 dakika once dislerimi frcalarken ayni seyi ben dusundum. ne kadar asagi yukari yapmaya calissam da bi sekilde yana yana, capraz capraz oluyor.

dis aralarina girmis olan seylerin cikartilmasi acisindan alt disleri asagidan yukariya, ust disleri yukaridan asagiya yapmak daha mantikli sanki.

beyler kasmayın.

dişlerini yılda bir fırçalayana 50 yaşında adamlar var. hepsininde ağzı yerinde. ne kadar kasarsanız o kadar kolay yıpranırsdşglfkhşi

yuvarlak çizin, aşağı yukarı yapın. ama yeter ki yapın la. ne olacak yahu. diş de bir tortu kalmıyor, gıda artıkları gidiyorsa sorun yok.

üstüne diş ipi veya ağız duşu kullanıyosanız harika.

evernote,

çünkü application'u bile var. asdgg

Evernote. Her Os'e applikasyonu var ve bayagi kullanisli.

Onenote, çünkü daha kullanışlı ve özelleştirilebilir. Daha sade, ücretsiz kullanıcının tek mesaj boyutu sınırı bu daha fazlası için premium üyelik al demiyor.

karşılaştırma için yazmıyorum ama onenote'un da uygulaması var ios'da.

ikisini de kullanan biri olarak;

onenote. evernote ucretli bir kere.

office i sanırım herkes crack li kullandığından onenote ücretsiz gibi bir algı oluşmuş :)

@maden suyu
Vallahi resmen öyle düşünüyordum ben de :)

Benimki şuan skydrive üzerinden senkronlu ve boyutu 305mb. Günlü hatırlamam gereken şeylerden kitap alıntılarına kadar herşeyi ona kaydediyorum. Üstelik hızlı not kısayolu benim inanılmaz işime yarıyor.

(bkz: keynote nf)

code.google.com

evet, öteki türlü bazı kelimelerin nasıl yazıldığını bilmezsin. bu şekilde daha iyi hem bi süre sonra daha çok keyif almaya başlarsın.

diziye bağlı aslında. bi friends'i ingilizce altyazı olmadan bile anlayabilirsiniz. ama söylediğiniz gibi izlerseniz faydası olur.

önce ingilizce altyazılı izle osnra altyazısız

Ben bildigimin 80inini izleyerek ogrendim..

evet. ayrica önemli bir nokta olan telafuzu da gelistirir. arada söyleyin replikleri falan hosunuza gidenleri not dusun. böylece kaliplar vs de yerlesir.

Şu anki bilginize bağlı. Başlangıç seviyesinde bir bilgiye sahipseniz, altyazı çok hızlı akar ve sürekli durdurmak zorunda kalırsınız; hem olayı kaçırırsınız ve dizi murdar olur, hem de çok bir şey öğrenemezsiniz.

Ortanın üstüne doğruysanız, o zaman işe yarar. Hem de çok işe yarar. Bir süre sonra öğrendiğinizin çoğunu diziden öğrenmiş olursunuz.

safsafinaz ve aychovsky +1

baslangic seviyesindeyseniz sikilirsiniz ama obur turlu en iyi yontem bence.
ama cok zamaniniz yoksa iyi degil. cook uzun suruyor cunku boyle gelismesi. ama konusmaya dinlemeye en iyi etki eden de bu

En ucuz Hepsi 300 var ki oda yetmez yani 300 mb nedir işte hepsinden 300
kaldıki paketler acayip pahalı
benim sırf 1gb sınırsız 19 tl üstüne 5 tl ile 100 dk veriyor şuan mesaj hariç en uygunu bu sanırım 100 dakkada hiçbişeye yetmiyor...

Turkcellde oyle bir paket yok malesef.

25 liraya banauyan paket kullanıyorum.

100 lira yapıyor onu o. çok konuşmuyorum. sms de kontör yklemesinden gelen bedavaları anca bitiriyorum. bir de benim telefonum çok akıllı olmadığından ve evde wifi olduğundan 30 günün sonunda 80 lirası çöpe gittiği olmuştur. belki yeter size de.

paket şu: www.turkcell.com.tr
(SMS->5 kuruş, MB->20 kuruş, Dakika->20 kuruş)

özetle: 2000 sms/500 mb internet/500 dk ama hepsi birden değil. 100 tl buna denk geliyor. hangsinden kullanırsanız