Ekşi Duyuru

armut.com dan bak

öğrencimisiniz aiemisiniz?

Tabii çok fazla kriter var (başta konsolosluğun keyfi olmak üzere) ve her zaman red olasılığı var ama çıkmıştır bence. Belediye konsolosluğa herhangi bir bildirimde bulunmuyor.

sürenize bağlı. eğer isp. vizeniz italyadaki gezi sürenize yetiyorsa alamazsınız. zaten vizeniz var derler.

649

16gb mı 649? bende 750 dolara 64gb düşünmüştüm Amerikadan, alakasız olcak ama laptoplarda da bu kadar uygun oluyormu Amerikadan Iphone yerine Macbookpro flnmı getirsem ?

@joker06 evet 16 gb. mcbookları hiç bilmiorum bi sitesine gir bak istersen

valla aylık 120tl fatura ödüyorum, şuan turkcellin yaptığı taahutlü rakam amerika fiyatına geliyor. 2 sene garantisi cabası..
bilgilerine..

ben olsam garantili alırım.

vizon rengi

vizon mu?

krem. ten.

mahogani?

edit: tabanın ancak 8. cevap olmasına mı, benim ilk aklıma gelenin mahogani olmasına mı şaşırayım bilemedim. tabadır o taba.

Biraz yeşilimsi oluyo ama Haki mi yoksa?

taba?

www.google.com.tr

taba rengi

yakup - asmalı mescit

Şeker hamurlu olanların maalesef şu an piyasası çok yüksek, hayır anlamıyorum yiyemediğin şeye neden onca para veresin? cevabım:bilmiyorum

şehir söyle yardımcı olmaya çalışalım.

Eger istanbuldaysaniz ve facebook hesabiniz varsa duygulu kurabiyeler sayfasına girin, inceleyin. Arkadasimizin esi yapiyor pastalari. Fiyatlari tam olarak bilmemekle birlikte ucuk bir fiyat verecegini sanmıyorum, iletisim bilgileri sayfasinda bulunuyor.

barbara streisand-duck sauce?
www.youtube.com

aselin debison - somewhere over the rainbow olabilir mi?

link geldi:

www.youtube.com

edit: adam demişsin. aynı şarkıyı söyleyen onlarca insan var, bi geziniverirsen bulursun eğer şarkı doğruysa.

somewhere over the rainbow

teşekkürker @saygılarefendim

şarkı bu. başka versiyonuydu.

www.youtube.com

avmler yapar, ama 3 lira gibi fiyatı var balon başına.

bi yer vardı tek dolumluk tüp satıyordu sönmez miydi neydi başka yerde şişirsen taşıması da dert onları tek dolumluk tüp ile kendin halledersin

www.gittigidiyor.com

dortlu fotodaki sag alttaki tissot guzel

hiçbiri tam benim tarzım değil ama illa seçmek gerekiyorsa ikinci fotoda sol alttaki gümüşi saat.

4lüde sol alttaki güzel

sol alt

4 lu sol ust ya da tekli.

sağ alt

pek olmazdım, ama olmuş gibi görünmem gerekiyorsa da 4lü fotodaki sol alttaki içlerinden en iyisi görünüyor.

4lu sol alt i ver abime.

gri armani.

not: smart casual ile kullanılacak

bunu; www.saatvesaat.com.tr
zira diğerlerinden biri alınsa sadece hediye diye takardım.

sol alt

hiç biri... deri korodonundan değil de tipleri kötü...

ikisinden birini alacaksan, koşu bandı al tabi ki... ama bence ikisini de alma. iş çıkışı eve gel üstüne değiştirip 3-5 km dışarda koş. kendine "yeşil" bi rota çizersin zamanla.

ev dediğin yer bir apartman dairesi ise sakın koşu bandı alma ya da al komşularınla biraz hır gürden sonra (koşu bandı gürültüsü) bırak.

bana kalırsa ikisini de alma zaten ikisi de açık havada hem daha eğlenceli hem de daha yararlı olarak yapılabiliyor ve gereksinimleri çok zor değil.

illa evde çalışacağım diyorsan akıllı bir telefonun varsa nike traning club uygulamasını indir :)

ikisinden biri alınacak :)

bayansanız koşu bandını daha çok öneririm, şahsen ben de bayanım ve eliptik bisiklet almıştık fakat fazla yoruyor 15 dk dan fazla yapamıyordum, mide bulantısı bile yapmıştı. eşim ise 40 dakika falan yapıyordu. onu satıp fazla yer kaplamasın diye katlanabilir yatay kondisyon bisikleti aldık sonra, şimdi yarım saat falan yapıyorum, formda da tutuyor. koşu bandını da öneririm. evde yerim olsa onu alırdım.

o koşu bandını aldım.. koşmak için çok müsait olmasa da yürüyüşde de bayağı yoruyor elektrikli olduğu için. Ben memnunum şahsen ama bildiğimiz spor salonlarındaki koşu bantları gibi geniş büyük değil. Kondüsyon bisikletlerini sevmem, ona yorum yapamıyorum.

edit. komşuların laf edeceği şekilde bir ses çıkmıyor o koşu bandından.. HB'da yapılmış yorumları da okuyun, ben yorumlarla karar vermiştim doğru yorumlar..

kondüsyon bisikleti dendiği gibi çok yoruyor ben de almıştım 10-15 dk anca yapabiliyordum sonra da arkadaşa verdim hiç doğru dürüst kullanmadan. yeriniz de varsa koşu bandı alın. ister koşar ister yürürsünüz.

Bu durumda eliptik.

bacak çalıştırması için peki?

Eliptik çalıştırır.

Eliptik al yapacağın yürüyüşü de dışarıda yap.

dışarda yürüyecek pek vakit yok açıkçası

sakın yürüme koşu bandı falan alma. daha önce bi duyuruda da yazdım odanın içi iğrenç kokuyo o üstünde yürüdüğün plastik yer ısındıkça kayış mıdır nedir adı. oksijensiz kalıyosun ve de belli bi dakikanın üstünde çalışamıyosun kayış ısınıyo makine fazla ısıyı kaldırmıyor. bisiklet her türlü daha iyi olur illa birini alacaksan.

hotel perula. tavsiye ederm

Dersaadet otel

Sessiz, sakin ufacik bir aile otelini tavsiye ederim.

(git: )www.esanshotel.com

var diye hatırlıyorum. yüzde 90 var yani.

doktor seni dinlemeyip raporuna yazarsa şu kadar zamandır şikayeti var diye, anında kapsam dışı bırakırlar. ama doktora kalmış iş, arayıp da doktora hesap sormazlar, soramazlar

sigorta şirketinin kendi risk bölümü doktor kesimn bir tanı koymamış olsa bile, şüphelenirse bazı şeyler isteyebilir. evet, doktoru da arayabilirler ama bu hesap sorma gibi olmaz bilgi amaçlı olur, doktor "banane git basimdan" bile diyebilir sigortacilara.

kronik bir rahatsızlık ise riske atmamanı tavsiye ederim.

hmm reçeteye tanı yazacak raporuna da şu şu şikayetlerden dolayı şöyle yapıldı derse dikkat çekmez çok. düzgün bi dille anlatırsan istediğin şeyi yapabilir bence.

kilolu alp kırşan

tam ismi vereni bilmem de www.tineye.com 'dan fota benzerlerini bulur.dosya isimlerine göre ünlümüz josh duhamel miş.

josh duhamel. fergie'nin kocası.

cnbc-e'de oynayan las vegas dizisinden de asinalik yaratmis olabilir

google görsellere sürükle adı çıkar

neden bilmiyorum ama verdiğiniz kriterler bana coca cola değil de fanta reklamı çağrıştırdı. bi de öyle aratın bakalım.

yok cocacola eminim. konser çıkışı dişine imza atılıyodu

serious sam mi?

çiş olayından emin değilim. beyin fırtınası olsun da...

duke nukem olabilir mi?

duke nukem +1

hayır değil ya. kahverengi tonları hakimdi oyuna. atlamacalı

3 boyutlu mu 2 boyutlu mu

quake 2

(bkz: duke nukem)

contra?

hocam ya postal.
(bkz: postal)

Yada
(bkz: Redneck Rampage)

ne yazık k, bunlar diil. çıldırıciiyymm

Kablo tv altyapısnı apartmanınıza kurarken yöneticiden izin almışlardır zaten. Aksi taktirde binanınızda kablo tv olmazdı. Sıra dairenizdeki kurulumda. Onda ise gerek yok izine falan sizi ilgilendirir.

muhtarına göre değişir. bizim eski mahallede altılı manyağı bir muhtar vardı mesala. her cmts pazar açıktı. telefonunu bulup ararsan daha sağlıklı olur.

bizim muhtar hafta içi bile kapalı mesela. muhtarına göre çok değişiyor.

Ehh asmış kendini, ölmüştür. Yani cansız gibi görünüyordu...

astigi an ile, cocugun iceri girdigi an arasinda gecen sureyi caktirmadi dizi.

yani kapidan girip mal gibi bakan karakter, haftaya pat diye kosup kizin altina girip kurtarabilir.

hatta asilan kisi gülsüm bile olmayabilir. öyle de enteresan bu türk dizisi dünyasi. her sey rüya bile olabilir.
belki boyle bi dizi de yoktur. belki ferihanin babasi normalde hizli konusuyodur oyle embesil bi karakter degildir : (

aslında gülsüm ölmedi, dizi gereği öldü

@nbilgesahan bu açıdan bakmamıştım. yaratı insanlara bayılıyorum.
tam o sahne de mi bitti yani ?

serdar özkan mıydı neydi yazarı, muhtemelen paso baskı yaptırıp kendi satın alıyor o kitabı. çevremde okuyan, oku diyen 1 allahın kulu yok. belki de gül gerçekten kayıp bilemiyorum.

simyacı ve küçük prens durumu ise başlı başına hata ve etik değil.
yayınevlerinin izini yoksa cezayı yer.

o kitabın birincisi kayıp gül diye sözlükte aratın zaten ne menem olduğunu anlayacaksınız, nasıl bir yalan ürün olduğunu anlamanıza yetecektir. bilmem kac dile cevrilmişmiş, en cok satanlar listeleri falan filan ki kitaba kitap demek icin ne olmak gerekir onu bile bilmiyorum.....

simyacı ve küçük orens piyasada en çok tutulan kitaplardan, yani vasat bir içeriğe sahip olmalarına rağmen genele hitap ederler mesela film olarak böyle herkese hitap eden Shawshank Redemption var, az çok insanların dikkatini çekmek istiyorsan bu isimleri sayarak kendi kitabının reklamını yaparsın, hiç alakası olmasa bile. bence o sebepledir yani.
Size saygılarımı sunarım.

"Simyacı, Küçük Prens ve Martı’yı sevenlerin mutlaka okumaları gereken
bir kitap." Air Beletrina – SLOVENYA

Yurtdışından bi yorum herhalde.

sözlükteki yorumları okuyunca gerçekten çok şaşırmıştım. ben kitabı bir çırpıda okudum. sonuçta kitap içsel yolculuğu anlatıyor. simyacı'da öyle. yoksa simyacı bir baş yapıt. ona erişebilmek ne mümkün.
kitabı yurt dışından alan yabancı arkadaşlarım da var. ben beğendim. ikincisini de dört gözle bekledim.

ya biraz alakasız bir karşılaştırma olmuş.
Çünkü new balance spor, camper ise klasiğe yakın ayakkabılar yapar. lakin ben ikisini de giyiyorum şu aralar.(camper in klasik modeli ile new balance in klasik spor modeli) hani camper da rahat ayakkabı ok. ama ben hayatımda new balance gibi rahat bir ayakkabı giymedim henüz...

camper ın gereksiz derecede pahalı olduğunu da es geçmemeli.
2 tane new balance alıyosun bazı modellerinin fiyatına.

Kafayı yedi

en son baktığımda yaşıyordu, tabi ona yaşamak denirse.

o hasta kardeş öldü, aylin kafayı yedi ama ölmedi. soner hep ağlıyo :(
ahah şu soneriçin izliyorum diziyi sırf

gerçek anlamda mı kafayı yedi? delirdi yani_

şimdilik öyle görünüyor, bir gülüp bir ağlıyor, kötü rüyalar görüyor bilinçsiz hareketler yapıyor filan. ama sonra ne olur bilemiycem.

belediye zehirlemi$ olabilir...

soner'in kardeşi düğün hediyesi olarak kendisini vurdu.

soner de bu olaydan sonra aylin'i nikah masasında "ben seninle evlenemem" diye terk etti.

bu olaydan sonra da aylin meczuplaştı. şimdilik ilaçlarla falan uyutuyorlar, önümüzdeki bölümlerde neler olacak izleyeceğiz.

sıyırdı.

niye söylüyosunuz lan daha izlememiştim. bütün süprizi kaçtı al işte

Şirketin bankayla olan anlaşmasına bağlı.

hangi bankayı kullanıyorsun bilmiyorum ama garantinin altın hesabından hesap işletim ücreti almıyorlar.

hiç bir banka altın hesabından almaz hesap işletim ücreti..alamaz..ama TL hesabınızdan anlaşmanıza göre alabilirler.

altın hesabı iyi hoş ama kısa vadede sana hiçbişey kazandırmayacağı gibi zarar ettirir de. her ay bir çeyrek al yastık altı yap klasik yöntem iyidir.

maaş hesabı da olsa senindir. şirketin değil. eğer aidat alınmıyorsa o hesabın altında hiçbir şeyden para almazlar.

devletimiz sosyal değil, o yüzden.

Ortada herhangi bir "sosyal devlet" olmamasından kaynaklanan durum bu maalesef! O yüzden şehircilik bakanı çıkıp "evlerinize girebilirsiniz" diyebiliyor ve insanlar ikinci bir depremde göçük altında kalabiliyor! Hangi sosyal devletten bahsediyoruz ki? Anayasa'ya "sosyal devlet" ibaresi eklemekle sosyal devlet olunabilseydi de 3 hafta içinde tekrar insanlar göçük altında kalmasalardı keşke!

türkiye de prefabrik ev yok hazirda, bunu alacak ve organize edecek yönetim yok, vandaki insanlara 40.000 yazlik cadir dagitip, daha ne istiyorlar devlet her seyi ile yanlarinda diyen amir köpegi kizilay yöneticileri, valiler var.

haklisin ama hazir betondan ev yapmak en az 2 ay alir, lego degil sonucta.

@keseci istanbulda yaşayanlar bilir, zincirlikuyuda zorlunun inşaatı kaç günde oldu. delme çatma da olsa geçiçi süreli konut yapılamaz mı bu insanlara? çadırdan iyidir. burası buz gbi geceleri oraları düşünemiyorum. 2 makarna göndermekle olmuyo bu işler. mantığım hala almmıyor arkadaş çadırda yatmalarını.

ilk bölümden izleyin öle hazıra konmak yok.

bende izlemedim ama şöyle bi flaşbek gösterdiler: kuzey hapishanede. cemre'nin fotoğrafı bu adamın elinde. kuzey horozlanıyor. adam kızın güzelliğinden falan bahsediyor. cemrecik tanımıyor tabisi.

cemre'ye tek kupe yollayan adam, cemre'yi taniyor. kuzey hapisteyken o adam kuzey'in basina bela olmus. kuzey'e cemre'den gelen mektubu ve kizin fotosunu gormus. ordan taniyor. cemre'nin ne adamdan haberi var ne biseyden. adamin isi gucu ortaligi karistirmak, cemre ile kuzeyi sevgili zannettigi icin kuzey'e zarar vermek istiyor.

(bkz: braid)

Jazz Jack Rabbit 2 vardı zamanında.
Shank son zamanlarda çıkan başarılı oyunlardan.
Bir de google chrome'un marketinde bu tarz eğlenceli oyunlar var.

*456#1116#

genç avantaj bu. ben cap avantaj soruyorum ki:(

bakiye -> 2424 dene bi

diil :/

özel mesajlara bak, yolladım ;)

@good room teşekkür ederim ama yolkart numaran olmadan herhangi bit işlem yapamıyorum :(

hocam kendi yol kart numaranla ya da birisinin numarasıyla giriş yapıp online bilet satın alacaksın öncelikle(normal bilet alacaksın). sonrasında "kampanyalı bilet almak istiyorum" diyeceksin. linke tıklayınca az önce normal ücretini ödeyip satın aldığın bileti seçip devam diyeceksin.
son olarak da aldığın normal biletin tersi istikametine ekim ayı içerisinde bir bilet alabileceksin (2.35 tl'ye)

işte o son aşamada telefon numarası ve şifreyi gireceksin... şifrenin geçerliliği de 24 saat..

umarım anlatabildim :)

benn saçma bir şeyler yapmışım o yüzden olmamış :)

(bkz: sait çiftçi kamu sağlığı merkezi )

cildiyede saliha arslan var. hastayım kendisine.

40 lira civarı her biri

her biri mi!!! o kadar pahalı mı yaa :/

o kadar pahalı. hatta daha pahalı.

türkçe her evrakın onayı 22,5 tl dir. daha dün nüfüs cüzdanı sureti ve diploma onaylattım 45 lira verdim.

diploma 21tl falan. daha 3 gün önce onaylattım.

ben noterleri anlamıyorum aynı işlem diploma onaylatma benden 20 tl alırken abimden 40 tl almışlardı. bu yüzden herkes farklı fiyat söylüyor.

ikişer adet fotokopi çek yanında götür bazı çakallar çektikleri fotokopilere para alıyolar.

ben 15'e onaylattım 3 hafta önce. çok ilginç.

bazı noterler arkalı önlü onaylıyorlar arkadaki ufak bir yazı için 40 lira oluyor, bazıları ise önü yeter deyip onaylıyor 20 küsür oluyor.

onaylattım. 22.5 tl. ama 4 tane olunca 60 tl oldu

ya bişi sorcam okutmanlık başvurusu için miydi? ben de dört tane onaylatmıştım 51tl tutmuştu da.

evet. istanbul. peki özelde yaptırmaya kalksam ne kadar tutar ki?

aile sağlığı merkezinde hemogram yaptırdım, ertesi gün çıktı, ödeme yapmadım tabii. akciğer grafisi şişli belediyesi sağlık merkezi'nde cüzi bir rakama yapılıyordu geçen sene.

yardima ihtiyacin yok. karar senin. veriler hep sende. hangisini secersen, basina ne gelebilecegini en iyi sen degerlendirebilirsin.

çok para... 10 sene çalışacağına 5 sene çalışırsın biriktirdiğin parayla kendi işini kurarsın / daire alıp kirasını yersin gibi bir mantık güdüyorum. 2 kat büyük bir oran. Uzun vadeye vurunca 40 sene çalışıp biriktirdiğin parayı 20 senede biriktirip 20 sene yatmak gibi bir imkaanın oluyor.

az sevdiğin demişsin onu çok parayla günden güne sevebilirsin. ne olursa olsun para önemli.

2000-4000 desen mesela yine az para denebilir belki de 1000 çok az. istanbul'da olduğunu kabul ediyorum.

her şey para mı ?

belki hayatının son 1 yılını yaşıyorsun, saçmam mantıklar kurma, ve sevdiğin işe yönel..

para her zaman kazanılır, hayatının sonuna kadar bu işte kalacak değilsin, 6-12 ay kadar çalışırsın muhtemelen..

edit: banada çok saçma geldi bu tavsiye, boşver en iyisi paradır, para..

ne kadar sevmesemde parayı tercih ederdim.

2 katı maaş vereceklerse ve amelelik içeren bir iş değilse ÇOK PARA

bir işi ne kadar az sevebilirsin ki. biraz çalışınca alışırsın bir şey olmaz. parası iyi olanı yap derim.

Tabii ki çok para. Bi de şu açıdan bakarsan denetimde işleri başkaları yapacak sen sadece kontrol/denetim yapıp varsa hataları düzelttirecek ve işin ıvır zıvır kısmıyla uğraşmayacaksın. İK'da ise cezalar yok yüklü rakamlardır. 2 asgari ücret brüt ücretin bilmem kaç katı falan. işi ve de hatayı sen yapacağın için de hata/unutma/atlama yaptığında zaten kuş kadar olan maaşından kesilecektir. Ben olsam daha prestijli olan denetimi seçerim. Hem İK'da bir odada tıkılıp idari personelden biri olarak kalacaksın. Oysa denetim öyle mi? Her denetime gittiğin şirkette el üstünde tutulacaksın. Her gittiğin şirketin muhasebe müdürleriyle ya da şefleriyle muhattap olacaksın. Onu getirin bunun dökümünü verin diye emirler yağdırıp insanların gözünde farklı bir noktada olacaksın. Denetim her zaman için 1. sıradadır. Tadını çıkar derim.

çopa

sevdiğin işte rutinleşince gitgide sıkıcı gelecek.

ben de bağımsız denetimde çalışıyorum ve o denklemde genelde az para karşısına konur denetim. ilginç geldi sen böyle söyleyince.

ben de onu diyecektim yukardaki arkadaş ağzımdan aldı. çok para=bağımsız denetim? o zaman diğer seçenek baya bir az para : )

bu arada ikisinin karması bi öneri olarak, denetimde bir süre çalışıp, denetimin IK'sına geçebilirsin

@benim adim kerim hepinizi severim +1 (2. cevap)

sanatsal işler haricinde hangi iş olursa olsun rutine bağlıyo sonuçta. aynı paraya daha az çalışacaksın. ama hayatında buraya yazmadığın başka faktörler varsa o ayrı. onları da değerlendir. biz sadece senin yazdığın kısımdan yorum yapıyoruz.

Para tabii ki,psikolojini kötü etkileyecek bir işse başka ama biraz sıkıcı bir işse çalışılabilir. Kazandığın parayla keyifli şeyler yapar keyif kısmını telafi edebilirsin.

izlemeye devam et karşim,daha 2 sezonun var:)

bi çok şeyi anlayamıyacaksın izlerken devam et :D

arkadaş sormuşsun, millet spoiler vermek istememiş ama, soruya da cevap vermek lazım;

annesinin intihar ettiği söyleniyor ilerki bölümlerde, bu peterın durumu nedeniyle vs. paralel evrendeki annesi duruyor ama öylecene.

bildiğim kadarıyla bis olmadan sadece telefon edip mesaj atmaya yarıyor bb.

aveada ve türkcell de böle bi uygulama yok. ikisinde de kullandım cünkü

Bir arkadaşım Türkçe yazamadığını söylemişti. Ne kadar doğru bilemiyorum.

türkçe yazsın ing. çevrilsin. türklerden başka kimse yapmaz bunu.

kitap olarak mı bahsediyorsunuz? o dilde okuyordur, o dilde rahat ediyordur, o dilde yazıyordur.

asıl türkçe değil ingilizce yazamadığı söyleniyor. hatta ingiliz edebiyatçının biri fena bir ayar vermişti.

iskender'i çeviren ibaresi gördüm de meraklandım. bir türk edebiyatçısının böle olmaması gerektiğini düşünüyorum. ben mi yanlış düşünüyorum anlamadım.

daha fazla insana ulaşmak istiyor olabilir, daha rahat yazabiliyor olabilir vs vs.

garipsenecek bir yanı yok bence.

hiç yazmasa daha iyi tabi.

kısaca tercih.

p.s. elif şafak okuldan bir hocamın kızı olur. görüşmüyolar yıllardır orası ayrı.

kedi yesin onun ingilizcesini.
bir yazar en iyi kendi dilinde eser verir.
kültür kaymasına uğramıştır,
avrupada veya amerikalarda türkler hor görüldüğünden belki de utanıyordur,
( ben öyle değilim bakın sizin dilde yazdım beeeen)
tüm dünyada okunmak istiyorum gibisinden saplantılı bir hal almıştır belki de egosu.
hiç doğru değil bence.

küçüklüğünden bu yana türkiye'de çok fazla yaşamadığı için...

büyük gazeteler baya taşak geçtiydi onun inglzcesiyle ny times dı sanırım, önce ingilizce yazmayı öğren sonra kitap yaz gibi laflar çaktıydılar.

nabokov, conrad, james joyce... bunlar da ingiliz değil ama ingilizce yazmışlar.

bildiğim kadarıyla eğitiminin büyük bir bölümini inglizce olarak aldığı için.

ingilizcesi kötü değil ya. ny times'ın o haberini merak ettim. şu belki ingilizcesi hakkında fikir verir:
www.ted.com

İngilizce düşünme ve yazma biçimine daha alışkın olduğunu ve bu dilde kendini daha rahat ifade ettiğini yazmıştı bir ara bir yerlerde. Tercih meselesidir, bizi alâkadar etmez. Beğenmeyen okumasın arkadaş, nedir? Sanki bütün Türkçe yazanları okuduk da bir Elif Şafak kaldı okunacak... (Bkz: Her kuşu s.ktik, bi' kaldı hacı leylek)

mrtksn +1

AhmetVural1987 +1

hyu'nun verdigi linkte (ted talks) anlatiyor, kendini rahat hissettigi dilde yaziyormus. sanirim siz de butun egitim hayatinizi ingilizce gorseniz, uzun yillar cocuklugunuzdan itibaren yurtdisinda yasasaniz belki siz de kendinizi ingilizce daha rahat ifade ederdiniz. bir okur olarak benim icin tek sorun kitaplarinin turkce cevirisi, cevirisine cok karismamaya calisiyormus, ondan belki de ayni tadi alamiyorum.

programda da sormuslardı tabi amerika da yaşamış uzun süre o yüzden demişti.

işin boktan kısmı ingilizce yazıp türkce ye başkasına cevirtmesi. bi şeye benzesin diyosan kendin cevir kadın.

@hyu ted'deki konuşmasını daha dikkatli izlersen konuşmayı baştan sona ezberlediğini görürsünüz. ki bu konu da gerek sözlükte gerekse başka mecralarda bayağı tartışılmıştı. dikkat ederseniz anadili ingilizce olan birisi bile öyle nefes almadan konuşmaz. kadın düşünmeden, nefes almadan, ezberden konuşuyor ted'de. bu arada pek çok yerde ingilizcesini alaya alan yazılar çıktığını ben de biliyorum.

bu arada sözlük'te elif şafak başlığında "ted ezber*" (tırnak olmadan) diye aratırsanız konuya değinen pek çok kişiyi görürsünüz.

microfiction, ezberlemiş olabilir doğrudur. tedtalk konuşmacılarının çoğunun yaptığı şey bu ama. ezberlemesi iyi ingilizce bilip bilmediğini göstermez. ezber de olsa konuşması basit bir ingilizceye sahip olmadığını gösteriyor. asıl merak ettiğim konu yabancı basında ingilizcesinin kötü olduğuna dair eleştiriler. örnek verilse ne güzel olur. çünkü böyle eleştiriler varsa işin boyutu değişir. benim bildiğim her şeyden önce bu tür eleştirileri yayınevi editöryasına yaparlar, yazara değil.

iyi güzel hoş da, madem bu kadın ing. yazıyor bu farsça kelimeler sevdası nedir? çeviri işine hiç karışmıyormuş. ingilizce de "meyyal" kelimesinin kullanımı nasıldır ?

attila ilhan da zamanında fransa'dayken fransızca roman yazmış. önemli olan hangi dilde yazdığı değil de, herhangi bir dilde ortaya nasıl bir eser koyabildiğidir bence.

bershka'da vardı.

hem leopar hem babet öyle mi?
ne olursunuz yapmayın, etmeyin..

indirimdeydi, 1-2 numara falan kalmıştı galiba, ben deli gibi siyah bir tane aranırken gördüm. ama illa leopar olmasın derseniz h&m'de daha güzelleri var.

h&m de numara yoktu 38ler hemen bitmiş ya:( kalmamş

ikili kullanıma açık değil elektronik biletler

geçti o iş, arkadaşım kaybetmiş gibi yapıp 1 tane daha aldı, yeni aldığını da arkadaşına verdi, ve bamm bir hafta sonra kendi akbili uçtu :D

çok zeki olduğum için istanbul kart çıkartırken eski akbil'i 6 liraya bozdurmadım, arkadaşımın ihtiyacı olduğunda kullanır diye, 1 hafta sonra normal vatandaş gibi basmaya başladı akbil.

www.kayak.com
www.skyscanner.net

yurtdışından yurtdışına mı yurtiçinden yurtdışınamı ?

ryanair,
easyjet,

en ucuzu bunlar genelde ama TR'den dışarı uçuşları sınırlı hatta ryanair de hiç yok sanırım, ama avrupa içinde kullanabilirsin çok ucuzlar.

www.ekobilet.com

Rusyaya çoklu şehirli git - dön 500er tl'ye bilet aldık buradan, daha ne? :)

www.garantiucushatti.com.tr
www.enuygun.com

ekobilet'te de öğrenci bileti opsiyonu var, öğrenciysen eğer. ana sayfada çıkmaz detaylı aramadan seçmen gerekir.

www.istockphoto.com
www.shutterstock.com

goo.gl

köfte kedimin adı bu arada...goo.gl

www.telegraph.co.uk

www.kickette.com

www.womensluggage.co.uk

travel.roro44.com

valiz bavul kelimelerini ingilizce, almanca, fransızca gibi dillerde yazarak görsel araması yapınız, ya da işte valizli kadın - adam gibi şeyler yazın, mutlaka çıkar.

el kremi lükstür, güneş kremi olabilir, 20 tane don fazla, orası otel değil, 5 tane yeter.

Çok götürülen şey çalınır, yer değiştirir demiyorum, bildiğin gider yani. Ondan dolayı gideceğin yeri bilmeden yanına çok afili şeyler alma, ben koca bir bavul dolusu eşya götürdüm tatile gider gibi ama bizim dolabımız yoktu, bavullarımızda kilitle odadda bırakıyorduk

Gülmezler. Ben dove krem götürmüştüm, traştan sonra yüzüme, arada ellerime sürüyordum, bir şey olmadı. Kütahya'nın ayazında net iki saat içtimada bekliyorduk çünkü. Makuldu yani. Don da gerekli bişey, acemilikte yıkama olanağı yoktu bizim, beş tane götürmüştüm, iki üç de oradan verdiler, kullan-at yapıyorduk napalım.

20 don çok evet. onu azaltın. krem olur ama pahalı olmasın. ama gerçekten mümkün olan en az eşyayla gidin. yoksa getirdiğiniz fazladan her şey size ağırlık yapacak emin olun.

ben bu dediklerini götürdüm panpa geçen sene ağustos ayında.

hatta yetmedi 20 tane don atlet çifti götürdüm. botun altına silikon tabanlık aldım falan. yani 2 çanta ile gittim.

soracak olursan çoğunu kullanmadan attım.

gideceğin yere göre değişmekle birlikte güneş kremi falan kullanacak halin kalmayacağını düşünüyorum.

acemilikte biz sabah 7de koğuştan çıkıp, tekrar koğuşa akşam 9da yat içtimasından sonra girerdik.

girdikten sonra da düşüp yatardık. fazla eşyayı yük etme kendine.

arko nun yeşil yağlı kreminden al herbir yerine sürersin candır.
20 don fazla 7-8 ideal

gülmezler, daha çok don da götürebilirsin. öncelikle kısa dönem mi uzun dönem mi er mi onu söylemen lazım.

ben başımdan geçen bi olayı anlatıyım sen kendine göre yorumla. nisan döneminde astek adayı olarak konyadaydım 2008 de. neyse 103 tane adamdık e ilk 5 gün güneşin alnında yapılan eğitimden sonra rengim kıpkırmızı olmuş kulaklarım soyulmaya başlamıştı. yanımda güneş kremi olmasına rağmen ulan ibne mi bu diye düşünmesinler diye sürmemiştim. neyse 4. gün sanıyorum koğuş nöbetim sırasında okul komutanı denetime geldi, ben sorduklarını bir bir cevaplarken(sıkıntıdan duvarlarda asılı herbiboku okumuştum o da oralardan sordu zaten hep) nooldu evladım sana dedi. komutanım ne nooldu dedim, kızdı. nooldu olm senin kulaklarına yüzüne dedi. komutanım güneş çarptı eğitimlerde dedim. ertesi gün tüm mangalara 1er güneş kremi dağıtıldı bölük bütçesinden karşılanan. ama tabi astektik biz falan. o da önemli sanırım.

valla acemiliğe herkes şıkır şıkır geliyor :))
parfümler, deolar, kremler...

ben de acemiliği ağustos'ta yaptığım için güneş kremi götürmüştüm.
güneşin alnına sürünmeye çıkmadan önce sürüyordum ve sağlıklı bir şekilde amele yanıklarıma kavuşuyordum. kimse yadırgamadı, çünkü gören olmuyor acemilik kargaşasında senin elindeki şeyin ne olduğunu :)

ya yıkama ihtimali yok. o yüzden 20 adet diyorum. çorap ve atlet de gidecek bir o kadar. peki atletleri nasıl almak gerek? yarım kollu mu ? kolsuz mu?

ben uzunca birkaç şey söyleyeyim 335 kd olaraktan,

Orası otel değil, kokacaksın, terleyeceksin, gerektiğinde sürüneceksin, ceza alacaksın bayılacaksın vs vs.

Ben yanımda güneş kremi götürdüm el kremi vs herşeyi götürdüm havlu sıvı sabun silikon tabanlık (mutlaka al ve bot dağıtırlarken ayak numaran kaçsa +2 söyle ve silikon tabanlığı hemen tak) yanına vatka al bot vurursa falan diye vs. bunun dışında en az 50 kalem eşya götürmüşümdür.

Çoğunu kullanmadım, ihtiyacım olmadı, salladım vs. bu tip şeyleri gittiğin yerde kendin tecrübe ederek görüyorsun, asker için alışveriş yaptım 200 lira bayıldım, aynı eşyayı 100 liraya alanı gördüm, hiç eşya almadan gelip askerliğini tamamlayanını da gördüm.

Çok şey götürürsen dikkat çekersin, yürüme şansı artar, çamaşır yıkama durumuna göre bakarsın, kantinden alabilirsin, kayıt olurken sana eşya veriyorlar vs. Biz deodarant sürdük, koltuk altı sürdük yeri geldi, takılan dalgasını geçen oldu, hatta ben bile arkadaşlarıma takıldım ama sonuç olarak şöyle bir durum var

Hayatında muhtemelen en boktan şartlarda geçireceğin bir dönem olacak bu, üstünde ter izi olan atletlerimi ben 3 gün giydim üstüste havalandırdım orası ayrı, kışlık kamuflaj ve botla sabah 9 akşam 7 nonstop yürüdük, tören takımı olacaz diye, susuz kaldık, köpek gibi el ve ayaklarımızın üstünde su içtik, yeri geldi amuda kalktık su içtik vs.

Sonuç olarak bu kadar takma kafana, abartma da, traş takımı al, bir kaç çift çamaşır al atlet al, traş takımı al git, geri kalanları orada tamamlarsın.

Yıkama şansın olabilir gideceğin yeere göre atletler yarm kolludur yani tshirt gibi, düzgün çorap al, ayağın günde 8 saat o botun içinde duracak ayağına birşey olursa bütün ömür boyunca çekersin

elde yıkamak istemiyorum ki. giyip atıcam.

götürün. ama genelde orada bildiğiniz uyeşil arko satarlar. özellikle soğuk yerlerde. o da olur derseniz çok stoklu gitmenize gerek yok.

marka standartlarının aktarılmasına odaklanın. (anlamının aktarımı zannımca)

orada "drive" yanılmıyorsam enerji veya dürtü anlamında kullanılmış.

drive için itki de denilebilir.
delivery of da bence uygulanma/gerçekleştirme gibi daha çok.

"marka standartlarının sağlanmasına..." gibi geldi.

Türkçe çevirisini mi asoruyorsun?

"Arkadaşına önerme düzeni/zinciri" gibi birşey sanırsam. zincire başka birini kattığında ödüllendirildiğin (prim, indirim, vs..) düzene deniyor.

(bkz: saadet zinciri)

askerde telefon kullanabileceğinden nasıl bu kadar emin olabiliyosunuz?

çarşı izninde 8 saat konuşacaklardır belki?

şu askerde telefon olayından ben bi şey anlamadım. bizim arkadas sabah aksam online ve sıradan er olarak yapıyo askerligini. nasıl oluyo bu işler.

Yerine göre çok değişir. Bizdeki erler dokunmatik ekranlı dana gibi telefonlarla geziyorlardı.
Avea'nın sadece Avea içi dakika olan bir tarifesi var galiba. En ucuz o olsa gerek.

nöbetlerde falan gizli saklı olabiliyor. yerine göre değişiyordur.

öncellikle allah kavuştursun.
asker yolu gözledim, başarıyla bu süreci bitirdik ama bana 3000 dk.'lık bir paket yetti ancak. günde 1 saat 40 dk.' ya tekabul ediyor. benim nişanlım cep telefonu kullanmadı, cezası direk hapis olduğundan. askeriyedeki kulubeden çağrı atıyordu ben arıyordum. 3 kulubeden birini tekeline geçirmiş gibiydi, birlik ufaktı 150 kişi falan buna benzer durumlar. yani bence bir gitsin şartlar belli olsun, değerlendirmeyi ona göre yapın derim.

askere gitsin, kosullara bir baksin. buna göre cep telefonu yasak ise her yöne tarifeli bir kart alir, telefon kulubesini ararsiniz. cep telefonu kullanabiliyor ise, orada hangi hat daha iyi cekiyorsa o hattin tarif ici kampanyasindan faydalanabilirsiniz. sadece turkcell in cektigi bir dag basinda avea 1 milyon dakika bedava verse ne yazar öyle degil mi? biraz sabir edin, sonra düsünürsünüz bunlari.

(git: 194514)
(git: 256203)

bana sorma sakın emi? sakın bana sorma.

izlemediyseniz seven ve the usual suspects.

izledim ki bunları. bi de saklambaş vardı.

(bkz: primal fear)

(bkz: revolver)
(bkz: the usual suspects)
(bkz: shutter island)
(bkz: truman show)

bonus:

(bkz: flawless)
(bkz: inside man)
(bkz: matchstick men)

kuzuların sessizliği de izlendi.

@speculative fiction izledim ki. galiba tüm kültleri izlemişim ben ya:(

primal fear Edward Norton için izlendi:(

apocalypse now ve the shining

@uykusuz her gece izlemedim hemen araştırmalıyım :)

@speculative fiction flawless e de bakiyim o zaman

memento.

psikolojik gerilimde tek geçerim.

alfred hitchcock'tan psycho

celda 211.

izlemediysen, kesinlikle testere(ama ilk film)

Serinin ilk filmini izleyip de sonunda şaşlırmadım diyeni görmedim-duymadım...

haplardan sonraki ilk adet dönemi biraz ağrılı ve ağır geçiyo. ayrıca şöyle bi durum var. bıraktıktan sonra 2-3 gün içinde adetiniz başlıyor. 1 ay boyunca kullanmak sakıncalı olabilir.

yok yok yanlış sordum sanırım. geçen ay 5 gün kullanmıştım. bu ay da kullansam asıncası olur mu?

yılda 1 defadan fazlası tavsiye edilmiyor sanırım

sakıncalı. sıçırtabilir. tavsiye olunmaz

erkek polo: 168

eren outlette hatalı ürün yok. 90-100 tl

bulamazsın.yılda 2 kez 2 hafta süresince bulabilirsin sonbaharda ve ilkbaharda. ama belki amerikadan amazondan fln bi ihtimal.

eren holdinge gidiyorum ama orda istediğim renkleri bulamıyorum :S defolu falan değiller ayrıca:D

walla delik olan t shirt e neden 100 tl bayıldın o zaman. oradakiler hatalı değil sezonlarda satılamayan urunler diye biliyorum.

Ben ananasin tadini portakal ile armut arasinda buluyorum.

bence herkes portakalın tadını aynı alıyor, ama sıra ananasa gelince aynı olmuyor=)

bence de ayni portakal gibi tadi var

bizimkiler ne alakaaa beeeeee saçmalama hiç akalası yko dedikleri için kendimden şüphe ettim bir an

portakal + elma tadı geliyor bana da.
kıvamı yani sertliği falan da armut gibi.
iyice karıştı sanki hacı :)

portakal, elma ya da armuta hiç benzetmedim açıkçası. en fazla şu büyük sarı sarı erikler oluyor ya ona yakın.

her meyvenin karışımıymış gibi geliyor bana da.
ayva+portakal+kivi+armut+mandalina+ daha da gider böyle..

şekerli portakal.

:( bence portakala hiç benzemiyor. tek ortak noktaları sulu olmaları.

portakala benzemiyor bence tad "greyfurt" tadı.

zorlarsak belki biraz ama bence benzemiyor yine de o kadar.

bence portakal + kavun

çünkü üzüm sadece üzüme benziyor. ama bi kuzu kulağı(bi ot türü çalılıklarda olur) ile erik neredeyse aynı. ya da ıspanakla semizotu yemeği:S

haksızsınız sevgili köfte!
ıspanakla semizotu nasıl benzer? tek ortak noktaları yeşil olmaları. peki ya erik ve kuzu kulağı benzetmesi? yooo, yoo daha fazlasına dayanamayacağım doğrusu :(

Bizim oralarda semizotunun yemeği yapılır. aynı ıspanak gibi pirinçli falan. yani yoğurtlu mezesinden bahsetmiyorum :):):) kuzu kulağına gelince hala aynı fikirdeyim. hele filizlerinin tadı yanı erik :)

www.sifalibitkiler.us işte böle bişi kuzu kulağı