Ekşi Duyuru

Doğru bilgi veriyor olması bi yana, reyring yapıyorsa para alır. Bu devran para üstüne kurulu.

Aliyor tabi. Ufak bir yayina baglanana bile 500-1000 atarlar. Bunlari bilmiyorum ama arastirayim, ogrenirsem yazarim

Şu birkaç yıldır çıkanlara, üstüne bir de para veriliyorsa durum fena halde içler acısı.

Ekranda uzun süre bulunmak onların işlerini açıyor, belediyeler konuşmacı olarak çağırıyor etkinliklere davet ediyor vs. Herkesin kaşesi farklı tabii ama alıyorlar para da.

televizyonun cikmasi icin olup bittigi biri degilse almiyordur, yeri doldurulabilir. yaptigi un para yapiyor

Konuksanız:
özel kanallarda para verilmiyor.

Programın Kadrolu Yorumcusuysanız alıyorsunuz, ününüze, vasfınıza göre değişiyor.
Yani ahmet çakar para alıyor tabii, ama ilber ortaylı cnnturk'e 1 programa gelince para almıyor.

trt eskiden (90ların sonunda) kanun vardı diye, komik bir para veriyordu
atıyorum koskoca sertap erener müzik programına konuk geldi diye, bugünün parasıyla 400tl ödenek alıyor.

ABD'de Volcom diye 12 - 15 dolara satilan bir tisort var. Kumasi falan kalindir hosuma gider. Gecen hafta Nisantasi'nda bir magazaya gelmis. 175 liraya satiliyordu.

Amerikali bir is arkadasim var. Gecen ilk kez Oreo almis. Paketi bitiremedi. Sevmedi.

Urunun kalitesi arttikca fiyati da artiyor. Amerikaliya bir tisortu 10 dolara satabilirsin. Ama Turkiye'de vergisiz 50 kusur lira ediyor. Bir de vergisi, ulasimi derken 175 lira oluyor. Dogal olarak magazalar urunun en iyisini getiremiyor.

ya türkiyeyi geç. batı avrupa ile doğu avrupaya gönderilen ürünlerin farklı olduğu ortaya çıktı. ortalık ayağa kalktı. yanlış hatırlamıyorsam nutella için. avrupa birliği içinde bile ayrımcılık yapılıyor.

var tabii ki. 3. dünya ülkelerine hep böyle. dandiğini yollar, direkt ülkenin içinde fabrika kurar sadece markası sayesinde hayvani fiyatlara satar, kaliteli ham maddeyi alıp dandik ham madde ile ürettiği son ürünü satar vs.

Var evet, gıda konusunda ürünlerin içindekiler kısmına bakmanız yeterli farkı anlamanız için. Mesela buradaki Ice Tea'lerde Avrupa'dakilere kıyasla daha çok şeker var. Ya da bazı bisküvilerde Avrupa'da sadece şeker kullanılıyorken burda hem şeker hem glikoz-fruktoz şurubu kullanılıyor. Bazı keklerde sadece palm yağı kullanılıyorken burda palm-ayçiçek-kanola karışımları kullanılabiliyor. Koruyucu olarak kullanılabilecek olan bazı maddelerin kullanım oranları Avrupa ve ABD'de buraya kıyasla daha sınırlı. Bu gibi değişimler daha ucuz alteratif hammaddelerin üretim ve tüketilmesine (mesela mısır ve üzerinden üretilen şeker-şurup çeşitleri, renklendirici olarak kullanılan aspir çiçeği vs) dolayısıyla ürünün maliyetinin azalmasına yol açıyor ancak nihai tatta aşırı belirgin bir değişiklik veya bozulma olmamasına vesile oluyor. İki ürünü yan yana koyup yemediğin sürece ya da birine çok aşırı alışkın olmadığın sürece farkı anlayamıyorsun.

Örneğin burda normal olarak Ice Tea içip garipsemiyoruz ama Avrupalı gelip oha bu çok şekerliymiş diyebiliyor tadından. Ya da Avrupa'da yaşayan adam Milka'yı orda severek yiyorken buradakini deneyip sevmeyebiliyor. Ancak toplumun çoğu yurt dışı alternatiflerine erişemediği için burada rahatça satmaya devam edebiliyor bu ürünler.

Bulunduğum ülke’de coca cola ve fanta tadı çok farklı Tr’ye göre. İçindeki katkı maddelerinden kaynaklanıyormuş tat farkı maalesef. Yediğimiz çikolatalar’da çok kötü Tr’de. Para avcısı programında portakal üreticisinden bahsediyordu cem seymen ürünlerin iyileri ingiltereye gidiyor kötüleri bize kalıyor diye söyledi.

Zara'nın Türkiye'de hatta Bursa'da üretilen ürünleri İspanya'ya ve tüm Avrupaya gönderilirken bize Çin üretimleri geliyor mesela. Direkt Bursa'daki dikim atölyesinden tanıdığım söylemişti.

Her zaman kotu niyetli olmayabilir.

Örneğin, ice-tea’nin daha şekerli olmasi, Turklerin boyle sevmesinden.

Pek cok urun, satildigi bolge icin yerellestiriliyor.

Otomobiller icin, neredeyse tum markalar Türkiye’ye getirttiği araçları birkaç santim yuksek yaptiriyor. Zira yollarimiz çukurlu tümsekli, arabanin alti surtup durmasin diye...

Deterjan benzeri urunlerde regülasyon sebebiyle bazi kimyasallar kullanilamayabiliyor.

Tariflerinde GDO’lu urun kullandığı icin TheCheesecakeFactory ulkemizde mağaza açamıyor.

Evet, Turk tarim ureticisi de evet urunun iyisini Avrupa’ya gonderiyor cunku Euro ile satip daha iyi kazanıyor.

Uzar gider fakat kotusu Turklere gitsin kadar basit degil.

www.theguardian.com

Sigara için, kola için bence var bu fark.

Kıbrıs'tan al leş gibidir Camel Malboro falan. Türkiye'de idare eder. Batı Avrupa'da al çok daha kalitelidir.

İhracatta da böyle. 1. Kalite meyve sebze Türkiye'de hasat edilip yurtdışında satılır iç pazara verilmez.

Giyimde pek farketmedim kalite farkını. Bir tek İskandinavya'da kollar ve boy uzun oluyor bedenlerde onu farkettim.

ametaller ayrıca periyodik tabloda gösteriliyor. Soygazlar ametal değil

saçma ama, dediğin gibi kitaplarda elementlerin metal, ametal, soygaz olarak ayrıldığını hatırlıyorum. Yani soygazlara "soygaz" denmesini istiyorlar.
Oysa onlar elbette ametal kümesinin bir altkümesidir. Ametal özel bir şey değil, non-metal'nin türkçesi.

Soygazlar kendisi ayri bir sinif olarak geciyor. Metal degil o halde ametal tanimi %100 dogru sayilmaz. Zaten yari metaller diye bir sey de var.

Bunun eğitimini almıyorlar, belli bir yaşa gelenler de kendilerini geliştirmiyorlar kavramları biraz karıştırıyorlar. Misal Canan Karatay'a saygı duyarım ama protein tozu kalbi büyütür zehirdir adamı öldürür tipi yaklaşımları komik biraz, zira protein tozu dediği şey en kaba tabirle bildiğin peynir, halbuki bahsettikleri şey aslında steroid, steroidle protein ürünlerini aynı kefeye koyuyorlar. Protein tozu kreatin BCAA glutamin, bunların hepsi protein/aminoasit, konu hakkında araştırmadan bunlar hakkında bu şekilde yorum yapmak çok doğru değil. Ha dersen ki sıfır risk mi? Değil. Neticede bunlar da endüstriyel ürünler illa ki işlem görüyorlar ama sigara içip çikolata yiyeceğine protein tozu havuzunda yüzsünler daha iyi.

benim tanıdığım insanların, özellikle 30 yaşın üstündekilerin çoğu ağırlık kaldırmanın "kendini yorma" olduğunu savunuyor. ben evde çalışırken kalbini çok yoruyorsun falan diyorlar. "onu kaldırmanın sana ne faydası var?" diye soruyor, ben bunu soran biri ile ne konuşabilirim, bu kişiyi nasıl insan yerine koyabilirim? kendilerinin düşüncesine göre, kendileri gibi 2 adım atmayıp yiyip içip yatmam lazım.

beyinsiz sürüsü. ailem dahil bu düşüncedekilerin hepsi geberse insanlık adına sevinirim. çok daha iyi bir yer olur dünya.

Fitness'cı dedigin adamlar buradaki angelus gibi mantikli herifler degil ki, cogunun iq'su 70i asmaz. Hocalar da dahil buna.

Sacmasapan isler yapip sindirim sistemine kadar bozuyorlar, doktorlar da dusman haliyle.

Bizim yazilimci arkadas her sene 1 hafta kesin hastanelik oluyor. Yedigi karnitin turevleriyle bagirsaklarini falan mahvediyor ama devam ediyor.

Bak su sivi kollarina 5cm ekleyecek ama 5 sene erken oleceksin desem dusunmeden icer.

Tabii komple doktorlara da giydirmiş gibi olmayalım. Şimdi çocuk 17 yaşında ailesinden deli gibi tırsıyor, ailesine zorla protein tozu aldırıyor ailesi de bilmediklerden ya da sağdan soldan duydukları kadarıyla korkuyorlar, normal ama çocuğu da kıramıyorlar alıyorlar. Sonra çocuk dandik bi gym'e gidiyor 6 ay geçiyor bi numara yok, salonun hocası buna yanaşıyor, ki o da muhtemelen BRO tayfasından, bak şöyle bi ilaç var 2 tane vuruyorsun zıpkın gibisin deyip orijinali 5000 lira olan ilacın çakmasını 500 liraya satıyor, içinde ne var belli değil, sonra çocuk ölüyor, ailesi de diyor ki protein tozu yüzünden böyle oldu, sonra çıkıp doktorlar da diyor ki protein tozu yüzünden böyle oldu. Yani doktorların olaya hakimiyeti yok uzmanlık alanlarında olmadığı için ama halk da bilinçsiz, salonlar denetimsiz vs. Adam lise mezunu, 2000 lira verip 1. kademe antrenörlük sertifikası alıyor gidiyor merdivenaltı bir yerde bi salon açıp çakma steroid ticareti yapıyor, yani salonlar da oraya gidenler de çok masum değil ekstra olarak bunu da belirteyim.

tam 9. dakikada adam 8 yıldır çalıştığım spor kulübünde protein tozu ihtiyacım olmadı diyo.

fizikten belli zaten nasıl spor yaptığı. nlakwdmnaksçda

Özetle vücut geliştirmenin ortalama sağlık anlayışı/algısı ile kesişen yönü büyük olmakla birlikte ayrılan tarafları da var ve bu ayrışmanın çoğunluğu beslenme kısmında. Yeni kuşak doktorlarda görece daha fitness mantalitesine yakın doktorlar bulunsa da eleştirmek istersen klasik besin takviyeleri (Pro.tozu ve Kreatin gibi) haricindeki takviyelerin kullanımı, ketojenik diyet gibi uygulamalar, klasik bodybuilding tarzı çalışma ya da powerlifter tarzı Full body antrenmanları, paleo tipi özellikle süt ürünlerini dışlayanlar ile buna karşı olanlar gibi bir sürü tamamen farklı anlayışlar sebebiyle bunu yapabilirsin. Tabi bir de bu karşıtlığın özellikle yumurta tavuk gibi temel protein ürünlerinin organik serbest gezen vs. Olup olmaması gibi başka boyutları da var ve bana göre klasik doktorlar ile klasik vücut geliştirme mantalitesi arasındaki beslenme özelinde çatışma buradan doğuyor.

"benim bilmediğim her şey yanlıştır" diye bir inanışı var önemli bir kısmının. hakkında bir satır bile okuma yapmadığı herhangi bir şeyi akılları sıra "hurafe" diye üstünü çizip atıyorlar. bu konu tek değil. ben sülük hayvanını araştırırken buna çok rastladım. tıbbın en geliştiği ülkelerden biri olan almanyada sülük tedavisi uygulanıyor mesela, adamlar türkiyeden sülük taşıyıp orada enstitü kurmuş bildiğin. nette hirudotherapie diye aratınca dahi ingilizce almanca akademik makaleler çıkıyor. ha doğrudur yanlıştır sonucu nedir bilemem. bizim doktorlara soruyorsun, direkt hurafe diyip kesip atıyor. bir kere baktın mı oradaki makalelere merak edip diye soruyorsun, cevap "gerek yok". aynı adamlar 30 yıl önce de peynir ekmek gibi antibiyotik dağıtıyordu. e noldu, şimdi antibiyotik tü kaka. bilim gelişen bir şeydi hani? asıl böyle "tıbbın" hurafeden farkı yok bence. ne kadar ömrün varsa bildiğin gibi yaşayacaksın, hepsi bu.

Angelus un Son söylediğine şöyle de bir katkı yapayım. Protein tozu Tek başına zararsız görünebilir ancak hızlı sonuç almak isteyen özellikle bilinçsiz gençler günde bir iki ölçek protein tozunun yanı sıra Kreatin, aminoasit, pre Workout, l-karnitin ve protein bar gibi ürünleri kullanabiliyor. Fast food-alkol ve asitli içecekler gibi organları yoran gıdaları da tüketip bir süre sonra arızalanınca suçu sadece protein tozuna atmak kolaya kaçmak olur.

bizim bilgi işlem inat edip merkeze bunlardan aldı, ben inat edip kasa+ monitör aldım benzer sayıda. merkezdekilerin hepsi çöp oldu. benim aldığım kasa ve monitörler hala kullanılıyor. ram+ssd upgrade'i yapmaya değer olanlar ise farklı bir boyuta taşıyor olayı.
ben hayatta almam.

dostum iç ünite toplama zaten, dış çerçeve de toplama... herkesin yaptıgınıı yapmıslar. toplamıslar. bir sorun yok.

ama ozdek +1 ssd ve ram onemlı

havanin kalitesini belirtiyor.

bu terimi yalnızca soğuk açısından inşaat işlerinde çalışılamayacak günlerin tarif edildiği dokümanlarda okuyorum. Bilimsel olarak çalışılamayacak günleri kastediyor olabilirler fen noktasından diyerek.

güncel ekran kartları ile uyumlu anakartın, istediğini alıp kullanabilirsin. şu anda pcie 3 var, seninki 2 olduğundan tam randımanla çalışmaz ama istediğin oyunlarda sıkıntı yaşamazsın.

anakartın sayfasında maksimum 8 ram deniliyor. bir 4 daha takabilirsin yani. maks. 1333 mhz alacaksın. diğer ram'e bakıp benzer alırsan daha sağlıklı olur.

500 tl civarında bir ekran kartı önerebilir misin?

Simrug,

amazon.com'dan al alacaksan. 3 günde elinde oluyor. amerikan amazon'u. daha ucuza aalırsın

Abi ben almayacağım. Alacak kişi de amazon.com'a çok yabancı. Çocuğu lol oynasın istiyor.

valla şu anda bu paralara çok kötü aletler alınıyor. en mantıklısı yine bu gibi:

www.hepsiburada.com

ikinci el düşünürse 750ti falan baksın.

Eyvallah mattiadestro, ben de tam onu soracaktım. Çok teşekkürler.

İki farklı tür, aynı cins hayvandır.

Dilimizde kullandığımız cins ve tür terimleri ile sistematik hiyerarşideki cins ve tür tabirleri tam olarak aynı değil.

Bilimsel olarak ayı bir cinstir. Kutup ayısı ile amerikan kara ayısı da aynı cinse ait iki farklı türdür.

Ama günlük dilde cins denince türden daha alt bir kategori akla geliyor genellikle.

Bu köpeğin cinsi farklı gibi. Halbuki türü farklı, hepsi köpek cinsi zaten.

Farkli turler. Hala Linnaeus adlandirmasi kullaniliyor.

Kazalar halkın güvenini sarsıyor ve uzay teknolojisine ayrılan devasa bütçelerin sorgulanmasına yol açıyor. Yetkililer de desteği kaybetmemek için gerçekleri gizleyebiliyorlar. Halkla ilişkiler derken bunu kast etmiştir sanıyorum.

Bu tur olaylarda pr kaygisiyla hareket edilip gerceklerin acica cikarilip cikarilmayacagi, ne derece cikacagi pr politikalarina baglidir ya, ondan bahsediyor iste.
Yani aslinda teknolojiye yaptigin yatirimi reality tabanli yapman lazim diyor, insanlari keklersin ama doganin kanunlari keklenemez demek istiyor. Ben boyle anladim.

Challenger'in firlatilmasi ertelene ertelene bir hal olmustu. Birkan kere ertelendikten sonra halkin NASA'ya olan guveni bir miktar zedelenmis. Hani biz "Nerede 90'larin TUBITAK'i, simdiki TUBITAK da TUBITAK mi. Eskiden sorulari TUBITAK hazirlayacakmis dendiginde titrerdik. Simdi hayvanat bahcesi mudur oldu" falan diyoruz ya, NASA da o donem arka arkaya birkac basarisiz girisim yapmis ve uzerine Challenger'i da bir turlu gonderemediler. Dolayisiyla, tipki bizim TUBITAK gibi, bu derece olmasa da o donem de halkin NASA'ya olan guveninin dustugu ve NASA'nin "15 yil once aya gonderdiler, simdi bir mekik firlatamiyorlar" diye itibarsizlastigi donem. Challenger'in fIrlatildigi gun Florida'nin en soguk gunlerinden biriymis ve teknisyenler "Bu havada olmaz, bu soguklukta hic test etmedik ve ne olacagini bilmiyoruz" demisler. Gonderilme karari da tamamen "Zaten itibarimiz iki paralik oldu. Bir daha ertelersek iyice rezil oluruz" diye teknik detaydan anlayamayan yoneticilerin karari ve tamamen PR kaynakli bir karar. Sonucta daha beter patladi tabii.

Hatta, gidecek kisilerin icine siradan bir kisinin, secilmis bir ogretmenin gonderilme karari da ayni itibar kazanma, popularite kazanma cabasinin sonucu cikan bir karar.

Richard Feynman da "Ortada kabak gibi bilimsel ve dogasal gercekler varken "MIllet ne dusunur"u, "Bugun de gondermezsek rezil oluruz"u one koydugunuz icin bu olay gerceklesti" diyor. Olay tamamen kazanin oncesi ile ilgili.

aychovsky: Çok iyi açıklamışsın teşekkürler.

Tam da @aychovsky'ın dediğini yazmak için kaydırıyordum.. Eklenecek bir şey bırakmamış :)

Sırf "bir daha ertelemeyelim de millet kafa bulmasın" diye milyonluk yatırımların, onu geçtim hayatların riske edilmesi inanılmaz cidden..

1. servis tabi ki. Montajı sen yaparsan garanti dışı olur.
2. Evet, iade.
3. Fiyat olarak neresi uygunsa ordan.

Genelde horoz lojistik getirir makinayi eve birakir. Siz yetkili servisi arayip kurulum icin randevu alirsiniz. Onlar da gelip ucretsiz bi sekilde kurulumu yapip garantiyi baslatir.

Ariza durumunda servis tutanak tutar, siz de ilgili firmayla iletisime gecip geri yollarsiniz ama nadir olur bu (eger teshir vs gondermedilerse).

Brkylmz ın dediği gibi süreç işlemişti bizdede.
Merak ettiğim buzdolabı içinde aynı süreç mi işliyor ?

kitapi.net

offline'ı yeni gördüm.

adem-cimen.blogspot.com
www.erkanerbas.com
www.yazilimara.com

çevirisi çok bir şey tutmaz. sadece çipli sayfayı çevirtmek istiyorsan maksimum 30-40 lira falan tutar ama onu notere onaylatman gerekeceği için asıl masraf noter masrafı olur.

Cevirisinin hangi dilden olacagina bagli. Ben USD olarak aliyorum mesela, bu arada noter onayi pasaport icin 80 tl gibi bir sey idi yanlis hatirlamiyorsam.

benim bildiğim kelime üzerinden dönüyor.
ben en son nüfus kayıt örneği türkçe-fransızca 60tl ödedim. ama bunun bir de noter onayı olursa bir 80 lira civarı da o var galiba.
çok pahalı olacağını sanmam.

anne götürecekse babanın muvaffakatnamesi, tersi durumda da annenin muvaffakatnamesi gerekiyor

Abi bize kok sokturduler. Illa anneninki de olacak diyor. Anne tc vatandasi degil oturma izni var. O yuzden mi acaba?

Simdi bir de ceviri isi icin ugrasiyoruz.

şu ana kadar çevirdiğim muvafakatnamelerde anne götürüyorsa babanın, baba götürüyorsa annenin muvafakatnamesi isteniyordu. bir kere de teyzenin götürdüğü bir belge çevirmiştim, orada da hem anne hem baba gerekiyordu.

Valla biz vize almak için ikimiz de muvaffakat veriyoruz ki çocuklar ikimizle birlikte gidecek.

Evet.

ne için kullanacaksın?

3d Tasarım

Tasarım için alacaksan tepki süresi o kadar önemli değil. IPS olmasına dikkat çok dikkat et.

@oddyseus

tepki süresi oyun için mi önemli?

tepki süresi tabiki oyun için önemli. özellikle online oyunlarda hareket eden oyuncuyu hemen görüp vurmak lazım. yok ben strateji oynarım, turn based oyunlar oynarım dersen gerek yok. bence durum böyle.

bana göre önem sırası
1-büyüklük
2-panel tipi(ips olması)
3-marka
4-tepki süresi.

oyun için olsaydı büyüklükten sonra tepki süresi gelirdi veya ikisi de bir numara olurdu.

ips paneller daha çok renk kalibrasyonu-eşleştirmesi sağlamaya çalışan kişiler için önemli(yani basılı rengi ekranda görmek için). renk ile ilgili bir kriteriniz yok ise ips almasanız da olur. bu arada ekranın mat olması da çok önemli. yanlış bir ışık geldiğinde çok yoruyor yoksa. ayrıca mağazadan alırsanız almadan önce ölü piksel denemesi yapabilir miyiz diye sorun bence. orada iki dakkada deneniyor, süprizle karşılaşmazsınız eve gidip kurduğunuzda.

Önerim yok ama bu konularda teknoseyir çok doyurucu videolar çekiyor. Onların monitör incelemelerine bakabilirsin.

Bu zamazongolar zararli diye kurtulmaya calisiyorum ama findikli olani ile bu french vanilla'yi cok seviyorum, ara ara denk gelirse ekliyorum. Bir zamanlar Macrocenter'da vardi ama simdi var mi bilmiyorum.

urun.gittigidiyor.com

Aychovsky diyet spor derken bir nescafe zevkim var. Valla ondan da kısmak istemiyorum.

O çektikleri tutarın olduğu işlemde yazıyor o kod. “Bla bla ticaret ltd 147653 “ gibi görünüyor oradaki sayı istedikleri o kod. Daha önce ben öyle yapmıştım

"to act natural"?
"to behave as it is"?

Instead of showing off, she preferred behaving as she* is.

* @olanlaolunmaz 'ın katkılarıyla :)

Yukarıdakiler + 1
Ayrıxa, "He/she is so real" de derler, çok samimi, her şeyi olduğu gibi söyler anlamında

Ultrabookları güzel

Vostro serisi al geç, 14 ekran olanları...

ingilizcem iyi degildir ama cevapta hizdaki degisim demiyor mu? sanki cevap eksik gibi.

v=vo+at+1/2at^2 olmasi lazim. degisken bir ivme var cunku.

İşte ben de onu soruyorum. Soruda hızdaki değişimi sormuyor ki...
Bir de senin dediğin eşitlik sabit ivmeli harekette mümkün. Değişken ivmeli harekette o eşitliği kullanamıyoruz.

aradaki farkı bulmuş t=2.5'u bulup ekleyecektir belki bazen böyle garip çözümler olabiliyor kitaplarda. a şıkkının cevabının hepsi bu mu?

sen en iyisi dümdüz al integrallerini rahat et. doğrusu o.

ayrıca @blue eyes verdiğin formülün birimleri tutmuyor, m/s=m/s+m oldu ölüm gibi bir şey oldu ama kimse ölmedi.

ozur diliyorum formülünün son parti metre oluyor.

yazmamaya yemin eden adam: Grafiğin denklemini yazıp integralini aldığımızda hızın denklemini bir güzel veriyor. Anlık hızı da buluyoruz, ama slader.com' da adamın teki de soruyu aynı şekilde çözmüş.
www.slader.com

aklıma başka gelen tek ihtimal şu:

ders kitaplarının farklı basımlarında sorular değişebiliyor. sendeki sorunun ve çözümün farklı basımlardan olma ihtimali var mı? atıyorum 3. basımda aradaki fark ne diye sormuştur, 4. de verdiğin görseldeki gibidir.

kim nasıl çözerse çözsün senin görselini verdiğin sorunun cevabı 30 m/s değil, ayrı ayrı bulduğun şekli doğru.

Yukardan aşağı a (ivme) v (hız) s (konum) yazarsak, s den a ya her adımda zaman göre türev alarak geçeriz. a dan s ye her adımda istenilen zaman sınırında İntegral alınarak geçiliyor.

(bkz: fata morgana)


detay: onedio.com

Teşekkürler.
img-s1.onedio.com
Bu resim her şeyi açıklıyor. Demek ki görüntünün de görüntüsü oluşabiliyor.

baktım, yok malesef.

1 yıl önce talep etmiştim. Ne edeyim ben böyle Netflix i...
The outer limits var mı peki?

outer limits de yok.

Yılbaşı yoğunluğu diye gecikmiş olabilir diyeceğim de üzerine su içmeden bir mail atmakta fayda olabilir. Benim de bookdepository'den bir kitabım gelmemişti kasım ayında böyle, mail attım, yenisini gönderdiler, 5 günde geldi.bir kere de abebooks'tan ikinci el bir kitap almıştım, o da gelmemişti, satıcıya yazınca adamcağız kitabın yenisini alıp yollamıştı.

Kitap ikinci el. Mail attım; Şubat'ın 1'ine kadar bekleyin dediler.

Umarım benim abebooks'tan aldığım kitap gibi mutlu sonla biter...

gayet normal, olabilir. kargoya verilme tarihi nedir? malum yeni yıl ve noel. üzerine bir de olumsuz hava koşullarının da aksatması eklenirse.

Thriftbooks.com dan bende aldım site güvenilir bana 25 gün gibi bir sürede gelmişti, yalnız paketlemeleri bir facia, kagida sarıp yolluyorlar..biraz daha bekleyin bence gelir eğer türkiyedeki kargocular kaybetmediyse, siteye güvenim tam benim

Kitap geldi.

Gözünüz aydın...

Hocam artık muadillerin üzerinde de çip oluyor, direkt sorunsuz kullanabiliyorsunuz. Ben canon mf serisini önerebilirim, 2 yıldır kullanıyorum, muadil tonerleri 30tl civarında ve hiçbir sıkıntı yok.

Samsung SCX-3400 (lazer yazıcı) kullanıyorum 3-4 yıldır. sorun yok. muadil tonerlerle sorunsuz çalışıyor. 20-30 liraya doldurtabiliyorum toneri. kendin de doldurabiliyorsun da üşeniyorum. zaten yılda iki yılda bir 20-30 lira koymuyor. linkteki canon'u bilmiyorum. internette araştır kronik bir sorunu yoksa ve muadil tonerleri varsa piyasada güvenle alabilirsin diye düşünüyorum.

yukardaki modelin bir alt modelini sınıfta 2 yıldır kullanıyorum. haftada yaklaşık 400 çıktı alıyorum ve çok memmunum. 1 kilo toz toner 45 lira ve bir yıl rahat yetiyor. muadil toner alıyorum altında ve üstünde doldurma tıpalı olanlardan, zaten hazır çipli oluyor onlar. yukardaki model yedek tonerleri ile beraber zaten o fiyata gelir normalde de.
benim
gibi kullananlar için gayet ideal bir
model.

Gaz açığa çıkmıyor. Fe ve S karışımını ısıtırken dikkatli olun. Aleve kükürt tozu gelirse yanar ortalık. Sınıf uygun değil.

prizma karanlik bir mekan sadece bir noktadan gelecek sekilde ışık, bir de ışıgın temas edecegi prizma kullan. yalniz tam fotograftaki gibi olur mu bir sey diyemem ama prizma ışığı farklı renklere ayırır. prizmayı nereden bulacagina gelince bulabilirsen eski bir dürbünü parcalarina ayır. icinden çıkar

1adam cevap verdiğin için teşekkürler. Buralarda eskiden böyle sorulara çok yanıt gelirdi...
Prizma kolay, onu zaten edindim. Ben ışık kaynağı ve doğrusal ışığı evdeki imkanlarla nasıl elde edebilirim? Fizik için satılan ışık kaynakları çok pahalı; bunların evde de yapılabilmesi gerekiyor bence.

En belirgin tayf dağılımını güneş ışığı ile alırsınız. Çok az bir miktar güneş ışığı sızdırabileceğiniz karanlık bir odada aşağıdaki linkteki ürünü kullanabilirsiniz.

www.aliexpress.com

evet güneş ışığını bir dene. (baska yeden ışık gelmedigini varsayarak) evde pencerenin güneşi gördüğü anda pencereyi siyah bir kagıt, kumaş vs gibi bir nesneyle tümüyle kapat ve bunda sadece belli bir noktadan (oldukça dar bir alan olsun) ışık gelecek şekilde açıklık bırak. olmazsa bir akşam odada eski el fenelerinden birini kullan(ledli olmayanlar)

3-5-7 mm'lik tarakları varmış, sanırım rahat kısaltır.

Detayına hakim değilim de yapan arkadaşım var. Bütün vücudunu o makineyle alıyor herif.
O makinenin gördüklerini ben görsem kör olurum heralde.
Olur olur

Linkteki ürün sakal için değil.

işlemci 4. nesil. şu an 6. nesil işlemciler var.

Öneriniz var mı. Daha pahalı olmasın ama.

Çamur kere çamur. Üstelik teşhir ürünü. 1000 lira bile etmez.

bin liraya benim 7 yıllık laptopu sattım. abartmaya gerek yok ama ben olsam almazdım.

Öneriniz var mı?

www.hepsiburada.com Bilgisayar

Hocam menzil genişletici tabir edilen cihaz 40 tl. Bir bakıver.

hocam alin bi wireless range extender işinizi görsün.

linkte pc göremiyorum.

gümrüğe takılır yalnız bu.

Fossil is being sold as a cast and cannot be guaranteed a genuine fossil.

yazıyor ilanda :) feyktir.

bazı fosiller var, sahtesini yapmak gerçeğini topraktan çıkarıp paketlemekten daha maliyetli. yani sahte vardır ama yine gerçekleri daha yaygındır tahmnimce.

Google translate ile anca Mustafa'nın hasta olduğunu öğrenebildim, sorry :( İnce duvarlardan başka bir şey yokmuş. Boşnakça bilen varsa el atar belki.

eğer bunları diyorsan, nükleer santraller. ironik bir şekilde bacadan çıkan da duman değil buhar.

previews.123rf.com

aslında o beyaz duman atan dev bacalar su buharı çıkarıyor da olabilir. sadece görsel olarak çok vurucu olduğu için bu videolarda kullanılıyor gibime geliyor. örneğin bir arabanın egzozundan da zehir çıkıyor ama neredeyse görünmüyor çıkan gaz. bu yüzden görülebilen bir şeyler kullanıyorlar videolarda. o bacalar tesis her ne ise soğutma suyunun buharı falan olabilir.

not: ben yazana kadar yazılmış :)

nükleer değil bildiğimiz termik santral.

onlar zararlı da değil.

içerde hiçlik oluşturamazsın panpa

Zeminden iletilen ses var bu bir, ofis tipi vakum pompası havayı sıfırlayamaz bu iki.

e zemin yalıtımı nerede?

www.harborfreight.com

Bende bundan var.
Zili tavana astım, ses gelmeye devam etti.
www.youtube.com

Burada kesiliyor ses.

tavana asmak değil olay. zil mekanik olarak hazneye bağlı. bu mekanik yolla titreşim iletiliyor. yani zil içeride temazsız asılı olsa olurdu ama o bağlı olduğu madde sert bir madde olduğu belli.

eğer o hazneyi ters çevirir, zili de ip veya kablo ile bağlayıp asıp sallandırırsan bence ses büyük oranda azalacaktır.

Evet bazı ürünlerde mobil'de indirim oluyor. Ayrıca her saat başı 1-2 dolarlık indirim kuponları dağıtılıyor mobilde.

ihtiyaç

Konu anlatım kitabı yerine video ders düşünebilirsin. Her ders için süper adamlar var gayet.
Soru bankası olarak zaten ne bulursan çözmen gerekiyor. Tepe yayınlardan başlarsın işte.
Tarih için mutlaka evveliyat ı al hatta ramazan hocayı da izle adam efsane.

Baskı makinesine ve bunların renk profillerine bağlı olarak fark eder.

Ekranlar yanıltır, ekran görüntüsü parlaktır, rgb'dir vs...
Yazıcının kalitesine göre değişir. Aynı işi başka yazıcıdan alınca farklı çıkabilir. Marka model farkediyor. Ekranlarda böyle.

Ne yapacaksın, basacağın yerde oynayacaksın rengiyle. Deneme, yanılma...

Görsele baktığın ekran kalibrasyonu yapılmış bir ekran değildir. Olması gerekenden çok daha parlak gösteriyordur. Aynı şekilde fotoğrafçının makinesinin kalibrasyonu da hatalı olabilir

Aynısı gibi çıkması için ne yapmalıyım peki?

baskı aldığın yerleri iyi seç. üni. çevrelerindeki baskıcılar iyi olur genelde. öğrenci memnuniyeti açısından... tabletindeki görsele en yakın sonucu istediğini söyle titiz davransınlar, renklerle oynasınlar. mesela makinelerin yeni bakımdan çıkmış olması sonuçlara olumlu yansıyor.

Aynısı gibi çıkma durumu yok, ancak benzeri çıkabilir. Diyorum ya yazıcının kalitesi önemli, ekranın kalibresi önemli. Şunu yapabilirsin, deneme yanılma, rengi açık çıktıysa, biraz daha koyu yapıp bastıracaksın ya da tam zıttını.

Abi adam 20 x 15 tanesi 5 liraya basiyor. Nasil deneme yanilma yapayim?Arti o tahammülü gösteren kaç kişi var? Fotoğrafçı dediğin adam titiz değil. Oransal büyütmeden dahi haberi yok. Ölçü sordum, "Sen fotoğrafı getir uydururuz" dedi ya adam.

fotoğrafçıda bastırma(ya da iyi bi fotoğrafçı ya da internet üzerinden baskı yapıp eve gönderen yerleri dene çok daha ucuz oluyor)

bence de ozalitçi gibi yerlerde kalın/fotoğraf kağıdı gibi seçenekler oluyor zaten onlar da basar ve çok daha bilgili olabilirler. Yine de ilginç, o kadar fotoğraf bastırdım hiç "aşırı farklı" olmadı. En son kendi epson yazıcım için 10x15 kağıtlar aldım kendim de fotoğraf basıyorum, rgb'leri hiç çevirmeden bile basıyorum gayet iyi.

kaynak buldum: photo.stackexchange.com

tam olarak dediğini tarif etmiş, ama sen zaten cmyk kaydettim demişsin orasını bilmiyorum.
"This can cause your once vibrant and beautiful RGB image to come out looking dark and dull on a CYMK printer for example."

fotoğrafçıda RGB baskı olur CMYK olmaz.

Ayrıca 300DPI olmalı

kurudu da:
Bu defa RGB olarak kaydedip deneyeyim o zaman.

buharına dikkat ederseniz çok sıkıntı olmaz. kısık ateşte kaynatın.
peki bunu neden yapacaksınız?

Sadece kaynama sıcaklığını göstereceğim.

dijital ayarlı bir "stirplate" profesyonelce olur. öğretmen olduğunuzu varsayıyorum, okula ödetirsiniz parasını.

Kolonya satan, özellikle doldurma kolonya satan şu küçük dükkanlarda vardır.

www.imrensekerleme.com

Hırdavatçıların hemen hepsinde var. Daha geçen gün aldım hatta bi hırdavatçıdan.

İspirto, etil alkolün, içmeyelim diye içine metil alkol katılmış bir de ayırt edelim diye renklendirilmiş (mor-mavi) hali yani bildiğimiz etil alkol değil.
Nerede bulunura gelince; hırdavatçı artı bir.

eczanelere bakabılırsın sterilizasyon yapacağım seklınde alabılırsın

modem bozuk demek ki.

Zannetmiyorum.

modemin dns ayarları falan bozuktur belki. modemi resetleyip, ayarlarını yaptıktan sonra tekrar deneyin.

çalışmaz

www.sahibinden.com
Bu çalışır mı peki?

aslında ilki de çalışır dikkatli inceledim de, ben ddr soketi için ram yazmışsın ekran soketi diye okudum bakmadan. anakartında bus soketi için pcie x16 ilk attığında da aynısıymış

Sahibinden.com'daki ilanı sipariş edeyim ben. 128bit problem çıkarmaz değil mi?

bit kısmının bi önemi yok, sadece arayüz aynı olması lazım

derslerde not için kullandım. sonra cyanogenmod kurdum 5.1 oldu. official 5.0 güncellemesi de nette dolaşıyordu. arada gps olarak kullanıyorum, rahat oluyor.

limit 75eur. dikkatli olmalısın. farklı paketlerle gönderilirse ve aralık bırakırsan neden sorun olsun.

Evet, her biri farklı firmalardan.

oda sıcaklıgı, serin bir yer. şerbetli tatlı sonucta daha cok sekerlenmez mi dolapta? baklava dısarıda saklanır mesela.

şerbeti dökülmüş halde aldıysanız dışarıda. kızarmış paket aldıysanız o da dışarda dursa şerbeti dökülene kadar bişey olmaz. ama yaş kadayıf aldıysanız dolapta saklayın.

Kadayıf karışık telli görüntüsünden ötürü hem yavaş hareket eder, hem de bundan dolayı en yakın bodur ağaçların arkasına saklanır. Sobe noktasından çok uzaklaşmadan yakındaki ağaçlara bakmanız yararınıza olacaktır. Örneğin bir şöbiyet yine ağrılığından dolayı yavaş hareket eder ama kamufle olması nispeten başarılıdır. Bol şans.

hmm ne kadar kara ne kadar ütopya tartışılır ama saydığın yazarları okuyan birisi mutlaka vakıf serisini okumalı. bulabilirse robot serisini ve asimov öykülerinden oluşan i-robot, Üç Robot Yasası gibilerini de okumalı. onlarda daha çok kara-ütopya vari öyküler çıkabilir.

Asimov'un Vakıf Serisini okudum, birkaç da kısa öyküsünü, pek distopyaya denk gelmedim. Ray Bradbury'nin kitaplarına bakabilirsiniz, eğer Philip K. Dick'in Yüksek Kuledeki Adam kitabını okuduysanız belki Swastika Geceleri kitabını deneyebilirsiniz.

Ursula K. Le Guin hanımın Mülksüzler kitabına da gözatabilirsiniz elbette :)

Aldous Huxley-Cesur Yeni Dünya distopyadır.

Onu da okudum.

bilim kurgunun babalarından alfred bester'i tavsiye ederim.

en.wikipedia.org

The Demolished Man özellikle okunmalı.

kartla falan uğraşacağınıza gidin çin malı dandik bir dvr alın.

roket adam +1
perpa'dan 200tl'ye 4 kanal(neutron,avenir,uranium v.b) bir kayıt cihazı al,bilgisayarın harcadağı enerjiye ve kullandığı sistem kaynaklarına yazık.

yok ben illa dvr kart kullanmak istiyorum dersen dvr kartın marka model veya izlemek için kullandığın yazılımın ismini yaz bir bakayım.

malesef.

sadece ekranı kapattığında interneti kesen bir power saving modu var

samsung galaxy s5'de var. diğerlerini bilmiyorum. alt seviyelerinde yok.

Note 4 te de var. Aşık olay ekranın AMOLED olması. Siyahi göstermiyor bu ekran tipi. Siyah olmasi gereken yerlerde direkt pixelleri sonduruyor. Bu sayede de pil süresi uzuyor.

android lollipop yüklü her cihaz kullanır ama pil belirli bir seviyeye gelince bu özellik devreye giriyor: www.androidcentral.com

Ultra power saving mode farklı bir mod zannedersem. sony'deki stamina mod gibi, üreticilerin kendine özel modları bulunuyor.

@fusion2dx;

öyle birşey yok, bu mod amoled lerin yukarda bahsettiğim özelliğini avantaj haline getiriyor. bu modu açtığınızda ekran siyah beyaz vari oluyor yani ekranın büyk çoğunluğunu göstermek için (siyah) enerji harcanmıyor. temeli bu.

sizin yoladığınız link her telefonda var olan birşey.

evet

x filesda bir ana konu var bir de yan konular. o yan konulu bölümleri seçip izleyebilirsin. konu devamlılığı gerektirmiyor.

evet, ana konular var bir de filler dediğimiz yan konular, internette ana konuları işleyen bölümlerin listesi vardı, ben ona göre indirmiştim

sıralı izle bence daha güzel oluyor.

müh. bölümlerinde standart(bkz: serway fizik) üzerinden anlatılıyor

www.pandora.com.tr

iyi bir tercih. ağır değil, biraz türev-integral biliyorsan daha da güzel olur.

jihat okudun mu sen bunu?
Türev integral biliyorum. Azıcık daha ilerleteceğim daha iyi hakim olmak için.
Serway'ı sevmiyorum.
Ha bir de ingilizce okuyacağım.

tabii ki okudum. kitap fizik eğitiminin yanında fizik nasıl öğretilir kısmını da güzel işlemiş. Türkçesi de fena değil ama ingilizcesi zaten zor değil.

serway'in çözümleri de vardı sağda solda.

kapı numaran yazıyorsa sana gelir

Ulaşır en fazla gönderene telefon açarak teslim alıcak kişinin ismini sorarlar ama her halukarda ulaşır

alıcı adı yazmıyor diye geri dönen postam oldu.

yaw hocam Allah aşkına takip kodum var ama !!! deseniz size okadar sağlam yardımcı olacağiz ki bilemezsiniz. şuan şu durumda o kitabı unutun mevkuf olur iade bile olmaz gönderene, o kitap direk açık arttırmaya gider :))

Abebooks' tan yollamışlar, takip kodu yok. İçinde eşek kadar adresim yazılı. PTT'yi aradım, "Eve getirilir o kişi bulunamazsa geri döner", dendi.
Peki neden buraya yazıyorum? Çünkü posta dağıtımı burada kurallara göre yapılmıyor. Mesela hiçbir postam doğrudan elden teslim edilmedi bana. Güvenliğe atıp gidiyorlar.
Demek istediğim binanın önüne kadar gelirse sorun yok.

"normal posta" için Adres olması yeterlidir. isim veya gönderenin adresi zorunlu değil.

Kitap gelmedi millet haberiniz olsun.