Ekşi Duyuru

özel hastane falan olmadığı için gitmen gerekir diye düşünüyorum. tabi bence. yakınlarda bir doktor yardımcı olamaz mı

geçenlerde şöyle bi site paylaşılmıştı, favoriye almıştım:
www.canva.com

canva çok güzel bunun için, yazıldığı gibi.

Rez

3-4 yildir su template'i kullaniyorum, basit ve parser'lar rahatlikla algilayabiliyor her seyi. www.reddit.com

Sekilli sukullu degil :(

europass kullan geç.

Rıhtım’dan hem havataş hem de iett kalkıyor mado’nun karşısından

havaşa binersin. ya da metroya biner, son durakta iner, ordan taksiye binersin. ya da e5 üzerinden kadıköy- sabiha gökçen hattı var ona binersin direk gidersin.

en mantıklısı havaş yine de.

Acıbadem köprüsünün altından e11 geçiyor.

Courier

www.cookthink.com

upupuppup

duyuru uplamak, simdiye dek duyuruda gördügüm en itici davranislardan olabilir.

soruya gelirsek, hayir, dosyalari silmiyor. format oldugu konusunda israr da etmiyor. tek yaptigi, dosyalara dokunmadan, tüm kurulum dosyalarini, programlari ve ayarlari sifirlamasi. bunu yaparken ancak, portable programlari vs algilayamiyor, onlara dokunmuyor. mesela sacma sapan bir sürü sey indirdiniz, firewallda, baglanti noktalarinda milyon tane degisiklik yapti, silerken sorun cikti silinmedi ya da bilgisayara tanitilmak istenen donanim icin driverlar hata verdi. o durumlarda bunu uygulamak cok kolay ve ise yarar.

bilgisayari rahatlatmaya ihtiyac duyuyorsaniz, bir seyleri yanlis yapiyorsunuzdur. düzenli format atan adam da tanidim, benim gibi sorunsuz formatsiz yasayabilen de. format veya sifirlama, sürekli yapilmasi gereken bir sey degil ki. sizin becerinize kalmis o. ama o tusun, islevin özelligi bu. donanimsal seylerde sikca kullandim. gene de verilerinizi yedeklemeyi öneririm, cünkü birseyleri silip silmeyecegi mechul. güvenemem. dosyalarin konumlari da önemli algilamasi icin, o yüzden yedek candir.

edit:yaniliyorsam düzeltin ama windows applerin ve ayarlarin kalmasi, yeni kurulumda windows hesabindaki ayarlarin geri cagrilmasiyla mümkün. local kullaniciyla, bu sayilanlarin degistiginden eminim gibi.

Bu secenek dosyalarini silmez, windows storedan yukledigin applicationlar kalir, ayarlarin kalir ama harici programlari siler windowsu yeniden yukler. bilgisayarin yeniden kurulmus olur kisaca,dosyalarini yedekleyip format atip yeniden yedekleri masaustune kopyalamak gibi bi sey yani

kan alınarak yapılır. alkolle bir alakası yok. test sonucunda hepatit c veya b hastası olup olmadığınız ortaya çıkar.

alkol kanı sulandırıyor, kan vermeden 24 saat öncesinde içmeyi bırakın gibi muhabbetler açısından sordum onu. akşam alkol alıp sabah teste gidebilirim yani?

evet gidebilirsiniz. belki karaciğer enzimleri biraz yüksek çıkar sadece ama hepatit markerlarını etkilemez.

yok öyle değil, fotoğraflarımı yayınladığım bi sayfam var, onunla tek tek ilgilenmeyeyim, şimdiden hepsini iki saat aralıklarla ayarlıyım o kendisi göndersin diyordum. ama sanırım yok böyle birşey.

kişisel hesap değil de sayfaysa var öyle bişey.

sayfa sayfa. öyle bi mevzu da var ama timeline photostan başka albüm seçmeme izin vermiyor. halbuki ben timeline photos'a değil, photoworks klasörüne atsın istiyorum. sıkıntı orda.

böyle minimalist tarzdaki sitelere bayılıyorum açıkçası, çok hoş. gerçi hepsi birbirine benziyor gibi. beğendim ama.

Ben de beğendim. "Böyle olmasa şöyle olurdu" diye getirebileceğim bir öneri de yok gerçi ama hoşuma gitti.

responsive de yapsan muhtesem! ^^

@heygidim: teşekkür ederim fakat responsive yapmak derken? anlamadım, nasıl yani? : )

yani tablet, telefon vb cihazlarda da guzelce gozukmesi manasinda sey etmistim. aslinda o kadar da onemli degil (bence) ama son zamanlarda herkes yapiyor diye.
burada biraz bahsetmisler www.hibestil.com

ben ayni sekilde wix kullanarak bir site yapmisti, onda menu de secenekler arasinda mobil site gorunumu var, ana site yaptiktan sonra o bolumue bakiyorsun, eger birseyler yerinden kaymissa o kisimda duzeltiyorsun. boylece tablet ve telefonda sikintisiz goruntulneniyor.

önemli değil denilen şey çözünürlük optimizasyonu. 1080de çalışarak yapılan siteyi 800x600 kullanan adam sövmesin diye

site gayet minimal ve güzel bence. ama responsive tasarım konusuna sonuna kadar katılyorum, günümüz internet kullanıcılarının çoğu artık ya telefondan ya da tabletten surf yapıyor. bu cihazlarda hoş gözükmeyen siteler kullanıcıyı siteden soğutabilir. çok uğraşmak istemiyorsan böyle kalsın ama foto portfolyo sitesi olarak estetiğe önem verildiğini göstermek de güzel bence :)


edit: wordpress kullanmaya niyetlenirsen süper ötesi temalar var, tam da isteyebileceğin gibi minimal ve responsive.

harika. @senialanaglasinalsinsikinicaliyabaglasin_yine

Fethiye için önceden rezervasyon yapmaya değmez. Geçen yaz Temmuzda gittim ve booking.comda rezervasyon doluluk oranı son günde % 40 altıydı.

Kapıda rahat rahat pazarlığını yaparsın. Ayrıca kapıda booking.com fiyatlarından daha iyi fiyat aldım geçen sene.

masumiyet'i severim.

kim sevmez. : )

"deli deli olma" çok severim. tarık akan harika zaten :)

Kış uykusu kesinlikle çok iyiydi. Övgülerin hepsini kesinlikle hakediyor.

türk filmi derken türk yapımı yani, yakın zamanlı da olabilir.

vavien iyiydi

aradığın film; sonbahar.

tabutta rövaşata ağır ama iyi film. bir de onur ünlü filmleri iyidir.

son yıllardaki türk dramlarına çok sağlam diyemiyorum ama izlenmesi gerekenlerden ilk aklıma gelenler;
köksüz
kosmos
zenne
sonbahar
bal
kusursuzlar
ve nuri bilge'nin son filmleri elbette (iklimler-üç maymun-bir zamanlar anadolu'da-kış uykusu)

onur ünlünün filmlerine bakabilirsin, iyi geceler.

Pardon üsttekileri okumadığımdan görememişim, başka bir yazar arkadaşımız yazmış zaten.

Onur ünlü'den yürüyüp beş şehir demek istiyorum :)

her şey çok güzel olacak
inşaat (fikri ve hikayesi gayet güzel bence ama ortalarında temposu düşüyor)

yine benim en sevdiklerimden biri Tarkan'ın kör adamla buluştuğu filmdi.(Tarkan Güçlü Kahraman) Lavlı havuzlar, keşişler falan Indiana Jones gibi film anasını satayım cidden çok seviyorum.

onur ünlü demişken finali hariç polis filminde izleyiciyle taşak geçerken hemen ardından "güneşin oğlu" filmiyle kendisiyle taşak geçer. ard arda izlemeni öneririm. klasiklerden serdar akar' ın "gemide" ve lalelide bir azize filmleri iyidir -zaten aslında bunlar tek filmdir-. ayrıca senaryosunu yazdığı "acı aşk" çok güzel felsefi çıkarımları olan bi filmdir.

çağan ırmağın tamam mıyız harici tüm filmlerini öneririm. tamam mıyızı da sanırım sıkıntılı bi zamanında çekti.

yine eskilerden şener şen ve şevket altuğlu "gölge oyunu" çokça bilinmeyen ama çokça sağlam bi filmdir.

fatih akın' ın müzikal belgeseli "köprüyü geçmek" çok eğlendirir.

can 2011

yaşamın kıyısında

rush

izlemediysen "dilberin sekiz günü" bence aşk ile ilgili düşünceleri yeniden sorgulatacak bir film.

öncesinde sizde etki bırakan bir kaç film paylaşırsanız daha verimli önerilerde bulunulabilir.

scent of a woman.

vonkhar: hemen ilk aklıma gelenleri yazayım; inception, shutter island, the wolf of wall street, harold and kumar, yes man, avanti, boyhood, blow gibigibigibigibi

heat: www.imdb.com

(bkz: district 9)
(bkz: el secreto de sus ojos)

oldboy

www.imdb.com

the man from earth

Whiplash (2014)
İmdb'den puanları toplamış film. Seyretmediysen öneririm.
Ben çok sevmedim ama (aması spoilerdan ibaret) film iyi film.

Never Let Me Go (2010)
Konusu iyi işlenişi de fena değil. İzlenilesi minnoş filmlerden. Huzurla huzursuzluk iç içe.

şurdan seçin beğenin alın..
twitter.com

tripod foto'daki ali değer usta halleder.

hayyamdaki ali usta halleder onu ama erkekseniz bir kiz arkadasinizla gidip makine onun gibi gostermesi daha ekonomik olur. cunku adamin erkeklere ve kizlara soyledigi fiyatlar gercekten farkli.

ali değer ankara'daydı sanırım. yer belirtmemek benim eşşekliğim tabi: istanbul. : )

akülü grupta uygun fiyatlı ürün ne yazık ki yok..

peh be. 1.000 - 1.500 arasına 2 ya da 3 tane sıkıştırabilmek peşindeyim. aküsüz için de fikirlerinizi duymak isterim tabi.

son 3 seferdir elinchrom kullanıyorum. aslında her aldığım evladiyelik ancak birisi yangından zayi oldu, diğerini hediye ettim. 500w üzeri lazım değilse 2000-2100 zorlanarak 2x elinchrom öneririm. oldukça başarılı, stabil ve hızlılar. üstelik kendi içinden çıkan wireless trigger tam bir canavar

Esnaf nediyecek ? Elimde 2014 bandrollü sigara var eski fiyattan veriyorum mu diyecek ?

Devletin yaptığı zam aynen aynı oranda yansıtılır Çok önemli bişey ise bandrol üzerine fiyat basılsın önüne geçilmek isteniyorsa

derdim önüne geçmek değil, zamı vermeyeyim de değil, "böyle böyle bi mevzu var."a "öyle bi mevzu yok." cevabını almak.

Pixels(=width*dpi)

çözünürlük 5184 3456

5184x3456 pixel bir resim 240 dpi'da 54x86 cm boyutunda olur. Eğer çok çok yakından (mesela 20cm) izlenmeyecek bir baskı olacaksa 72 dpi'a kadar düşülebilir, o zaman da 183x122 cm boyutunda olur. İzlenecek mesafeye göre iki katına kadar daha büyütülebilir.

slayer: nasıl yahu dpi yükseldikçe baskı kalitesinin artması gerekirken sen düşürdükçe arttırdın?

Dpi yükseldikçe baskı kalitesi artar evet ama gereksiz yüksek olması da bir şeyi değiştirmiyor. Mesela 1200dpi basılmış bir resim ile 600dpi basılmış arasında görülebilir bir fark olmaz. Ayrıca dpi'ı düşürdükçe baskı kalitesini arttırmadım, baskı boyutunu büyüttüm. Piksel sayısı sabit kalıp boyutu değiştirince piksellerin boyutu büyüyor ve dpi düşmüş oluyor. Dpi=Dot Per Inch=1x1 inç alandaki pixel sayısı oluyor. Okuyunca çok açık anlatamadım gibi geldi ama kısaacası yukarıda dediğim gibi, eğer çok yakından izlenecek bir görsel değilse dediğim boyutlarda bastırmanda sorun olmaz. Ya da istersen ne amaçla kullanacağını ve istediğin boyutu söylersen tahmini sonucu söyleyebilirim.

Eğer raw formatında ise photoshopta aynı çözünürlükle istediğiniz dpi değerinde jpeg olarak kaydedebiliyorsunuz, belki faydası olur

birde 5184x3456 yı yükseltme şansım var ve o şekilde de denedim ve mevzu yine başkalaşıyor.

fotoğraflar normalde 240 dpi şeklinde çalışıldı bu arada. mühim mi illa 300dpi? baskıda.

edit: yükseltme şansım var derken, raw dosyasını photoshopta açtığımda ilk ekrandan bahsediyorum. öyle bi seçenek var.

hatta madem bu kadar sordum bi de 8bit ve 16bit farkını sorayım.

gerçi kimse cevap verecekmiş gibi durmuyor ama. : )

Dpi arttıkça daha kaliteli fakat daha küçük bir görüntü elde edilir. Dpi azaldıkça boyut büyür çünkü kalite düşer

Evin duvarına asmalık 150 dpi yeterlidir. Baskı amacına göre değişiklik gösterir

psd de boyut düşüyor ama 50x70 baskıda 300dpi istiyorlar. bu bağlantıyı anlamadım zaten. yani reel boyut düşerken nasıl daha yüksek basılabiliyor orasını anlamadım. bi de dediğim gibi fotoğraflar 240 dpi, eski bi reklam fotoğrafçısı abi 200dpi'le billboard bastırıyordum ben demişti. çakışan bilgiler bunlar.

baskıcıya da sordum 240 kurtarır, 100 olmasın yeter dedi. 240 kurtarır derken, ucu ucuna kurtarmıyor heralde.

Daha büyük sensörü olan bir kamerayla çekilmesi lazım. Pc başında dpi ve foto boyunu aynı anda büyütemezsin. İşte fotoğraf makinesinin yarı profesyonel veya tam profesyonel olması bu noktada fark ediyor

birim kare başına düşen piksel sayısıdır dpi. 15 cm 150 dpi bir dosyayı 300 dpi'ye çekersen, görüntü de işte belirli bir oranda x cm'ye düşer. matematiği iyi olan hesaplasın. piksel yoğunluğu da görselin kalitesini belirleyen asıl detay.

halihazırdaki bir dosyanın dpi'yını yükseltmek, görselin kalitesini arttırmak için yarar sağlamaz.

kitap, dergi, broşür gibi ölçü olarak küçük ve ofset baskı yöntemiyle çoğaltılan şeyler için 300 dpi çalışılır. fakat billboard gibi uzaktan bakılacak büyük boyutlular da dpi'yın küçük olması zarar vermiyor. kimse götüne girip piksellerini saymaz çünkü, sayarsa da onun işgüzarlığı olur :)

50ye 70 posterleri 300'ün altında baskıya verip kaliteli sonuç alıyorum ben. hatta sıkıntı olduğunu hiç hatırlamam. psd'de yüzde yüz görüntülerken bozulma olmuyorsa baskıda da olmaz. gene de imkanınız varsa bir adet prova baskı alıp bakın.

Şirket interneti falan mı bu yoksa senin kendi bilgisayarın/internetin mi? Engellenmiş işte site.

benim kendi internetim/bilgisayarım. dün akşam bir problem yoktu.

Kurduğun bir program falan dnslerini değiştirmiş olabilir. Dnslerini değiştir, 8.8.8.8 veya diğer free dnslerden birisini kullan.

internetten bulucan

Adblock plus kurun.

kurayım da daha 12 saat önce yoktu ki bu?

yeni bisey yuklediysen onunla gelmistir. afrikadan muzun icinde bocek geliyor o mu gelmeyecek

yüklemedim valla bişey. gayet akşam normaldi, sabah açtım bilgisayarı twitterinden her çeşit sitesine kadar sağlı sollu yok "spank me" yok "shoot me" yok "candy girl" yok "google pays me $160 per hour" gerçekten sinirlerim bozuldu.

abi twitterın timelineının üzerinde "anna calling" yazıyor ya. :D vallahi deliricem. bu neymiş lan.

anna ariyosa ac panpa belki onemli bise solicektir

task manager'a gir bi bak calisan tuhaf isimli exe var mi

malware falandır malwarebytes yükle chrome u sil bilgisyarı tarat temizle sonra yeniden yükle

valla demir gibi adam olan ben, hiç gerilmem iğrenmem dediğim adam ben, altıma sıça sıça izledim bazı sahnelerde.. ipneler ani sahneleri seviyor. 1. bölümden başlayın gerilirsiniz zaten

sezonlar bağımsız. on nomero dizi.

american horror story'i cok iyi bilirim :)
bolumler degil de, sezonlarin konulari farkli. 1. sezon gizemli ev, 2. sezon deliler!!!, 3. sezon ise cadilar uzerine. kemik oyuncu kadrosunun yaninda, gidip gelen oyuncular da var.
gerilme ihtiyacinizi giderir. klasik korku filmi kliseleri yaninda, igrenc-itici-irkiltici sahneler de mevcuttur.

@yetersiz veri 1. sezon ilk 3 bölüm direkt olarak rosemary's baby'i hatırlattı (çok). deli konusu daha güzel olabilir. : )

Kesinlikle bir pişmanlık değildir bence. Jessica Lange sigara yaktığı anda bunu sen de anlayacaksın.

hatayı google'da arattınız mı?

helpx.adobe.com

fakat işe yaramıyorlar işin kötüsü. : )

dizi-mag'daki sırayla

vengeance
war of the damned

1-Blood and Sand
2-Gods of Arena
3-vengeance
4-war of the damned

little miss, ben de öyle düşünüyordum sonra "ölenlerin arkasından söylenir o" gibi bişey duydum. ondan bi de hepinize sorayım dedim.

alla alla bu neden böyle anlaşılıyor anlamadım. ona birşey itaf etmek gibi bi durum açıkcası bu aslında. : ))

in memoriam of my dear friend
bu da biraz ölüye gibi oldu ama :/

pardon : )

bozulmuş mudur? kapağı mantarlı, ne kadardır orada bilmiyorum.

denedim bozulmamış, mis gibi. teşekkür ederim. : )

midilli adasındaki plomari şehrinde üretiliyor. En iyi yunan rakılarından biridir. susuz içmenizi tavsiye ederim. ALkol oranının bizim rakıdan daha düşük olması lazım.

Eğer bilgisayarları kabloyla bağlayacaksanız çarpraz kablo lazım (CAT5, CAT5e, CAT6 kablosu). Normal LAN kabloları iş görmüyor, çarpraz kablo olmalı.

- Bilgisayarları birbirine bu kablo ile bağlayın.
- Sonra bir bilgisayarda Denetim Masasına girip "Ağ ve İnternet" kısmında "Ağ ve Paylaşım Merkezi"ne girin.
- Yukarıdaki ağ haritasında "Tanımsız ağ" gibi bir şey görmeniz lazım. Ona çift tıklayın.
- Dosya paylaşımı ve bilgisayarların bulunabilirliği ayarını aktif hale getirin.

Bilgisayarınızın çalışma grubunun ismi aynı, bilgisayar isimleri ise farklı olmalı. Bunu masaüstündeki Bilgisayar ikonuna sağ tıklayıp soldaki "Gelişmiş Sistem Ayarları" gibi bir şeye tıklayarak düzeltebilirsiniz.

Her şeyi yaptıktan sonra Firewall ayarlarını da kontrol etmelisiniz ki "Yazıcı ve dosya paylaşımı" seçeneği Firewall'a takılmasın.

Son olarak paylaşmak istediğiniz dosyayı sağ tıklayp paylaşıma açacaksınız, böylece diğer bilgisayar da o dosyayı görebilecek.

Olmazsa başka bir çözüm yazmaya çalışırım.

1. çünkü lv'de bi saat netlemiyor zaten. bi de hareketli olunca olmuyor.

2. evet. ama focus oynayabilir. dikkat et. (not: m'de çektiğini varsayıyorum. yoksa lv'de görülen ayarı kilitlemek gibi bir durum yok.)

Tabii ki remastered olanları. Onlar modern kulağa daha yakınlar.

hepsinin yerine flac bulabilirsen onu edinmeli bana kalırsa. neticede mp3 olduğu için remastered ya da orijinal olması çok da mühim değil gibi.

ReMastered yazanların gerçekten ReMastered versiyonları var mı onu öğrenmen gerek önce. discogs.com dan release lerini kontrol edebilirsin.

Herhangi birinin alıp tekrardan kendince mastering yapıp, internete salma ihtimali de var bunun.

Ayrıca söz konusu pink floyd, zamanının en iyi teknolojileriyle, en iyi stüdyolarda kayıt edildi, mikslendi, masterı yapıldı. Yıl olmuş 2013 bütçenin kotarabildiği kadarıyla o pink floyd soundlarının yakalandığı ''analog'' iş peşinde herkes. Bu yüzden olabildiğince orjinalini edinmeye çalış.

Hoş mp3 için bütün bunları ne konuşuyosak :)

gövdesini 1650-1700 civarına bulursunuz. yurtdışından 75-100 dolar farkı oluyor ortalama. kargo ile falan getirtmeyi kastediyorsanız gelmez, uğraşmayın.
selamlar.

yok kargo mevzu değil. hayyam'da onu 1.500e inerler mi acaba.

inmezler. zaten hayyam fiyatı en uygun fiyat değildir çünkü dükkan garantisi verirler. doğubank daha uygun fiyatlar sunar.

söylediğim fiyat en düşükleri, çok zorlarsanız belki 1600' e alırsınız. daha aşağısını sanmam. güvendiğiniz yerden alın, özellikle canonları. doğubankta uygun dükkanlar var, hayyamda da güvenilir dükkanlar var. yakınlar zaten, bir tur koşturun aralarında derim.

kit'te bin liraya yakın fark ediyor. getirebilecek tanıdıgın varsa bence iyi fikir. telefondan falan daha avantajlı bunları getirtmek.

Diyor ki senin limitin 30 kredi bu dönem. Ve bu dönem normalde alman gereken dersler+alttan kalan dersler 30 krediyi geçmiyorsa biz hepsini seçtik, ha 30 krediden fazlaysa alttan kalanlarla beraber, biz kafadan 30u geçmeyecek şekillde seçtik.

Normalde bu dersleri takip etmeni, çalışmanı bekliyorlar, açıköğretim de olsa birşeyler öğrenerek bitirmeni bekliyorlar ve hesaplamışlar haftada 30 ders saatinden fazlasını adam gibi yapamazsın o yüzden 30 kredi limit koymuşlar.

Örgün öğretimdede bu limit vardır ve limitin üzerine çıkmak için danışmanını ikna etmen gerekir aldığın derslerin hepsini yapabileceğine dair.

ya son çıkan yasa ile okumaya devam ettiğin sürece 29 yaşına kadar gitmeyebiliyorsun diye biliyorum. MSB nin sitesinde yazan da bunu ima ediyor sanırım ama sağlamak lazım tabi.

valla aöf'nin bi forum sitesinden de, bi hukuk sitesi forumundan da şimdi baktım; biri 23 haziran biri 3 hafta önce verilen iki cevapta da "kayıtlı olunduğu sürece 29 yaşına kadar" yazıyor. sadece bu aöf' kendi sitesinde ki paragrafı anlamadım. siteyi mi güncellemediler ya da bu yasa 1-2 önce falan değişti mi nedir bilemedim.

divit: kanun 3 haziran 2012'de çıkmış olması lazım, biraz önce öyle okudum eğer yanlış hatırlamıyorsam tarihi. ben büroyu eylül ortasında aradım.

avi ye niye cevirdin?

dvdplayer mp4 okumuyor diye.

encode ayarlarinin screen shot ini yollarsan daha net bisiler soyleyebilirim.

tam olarak hangi ekranı istiyorsun ?

mesaj attim

avi'ye çevirdin de, milyon tane codec var neye çevirdin? En garanti olarak mpeg2 tavsiye ederim bütün dvd playerlar okur ;)

NTSC DV Widescreen (son derece emin bi şekilde seçmedim tabi bunu)

(bkz: format factory)

sana nero 11 indir diyorum. gerisi eski birer yalan!

basit bi tavsiye vereyim. ac güçte olan kısmların hepsini maximum sürelerine ya da hiç kapanmaza getir. pilde olan kısımlar aynı kalsın.
adaptör takılıyken hiç kapanmasın kararmasın. kapak ayarını da aynı yaptıysan kapağı kapat yat.

1) ekranı karart: ekranın parlaklığını azaltır
ekranı kapat: ekranı bildiğin kapatır. siyah.

2)harddisk kapanma süresini hiçbir zaman yap.

3) download a bırakacaksan güç seçeneklerinde solda "Kapak kapatıldığında yapılacakları seçin" yazıyor ona gir. "Pilde" kısmından "Kapağı kapattığımda:" "Hiçbir şey yapma" olarak seç ve bilgisayarını tasarruf moduna al.

gözyakan: bilgisayarı pilde açık bırakmayacağım ki, neden " kapak / pilde / hiçbişey yapma " yı seçiyorum ? anlam veremedim hacı ? : )

bi de kapağı ayarladım diyelim, prize takılı / kapandığında bişey yapma diye. ekran zaten kararıcak. o zaman tasarrufa gerek var mı ? başka bişey açık değil torrentten başka zaten ?

bir gün pilde bırakırsan lazım olur ben genelde öyle bırakırım aklım oraya gitti.

ben sitesine bile giremedim

evet işte onu diyorum bende. o zaman genel bi sıkıntı demek ki. allah allah neden böyle ki bu.

türkiyeden sitesine erişim engellenmiş.başka yerlerden indirmeye çalıştığında da siteden çektiği için indiremiyorsun.ıp değiştiren programlardan birini indirip öyle girebilirsin sitesine.

boyle durumlar için;

www.isup.me

ayrıca sanırım sorun türkiyeden kaynaklanıyor. normalde çalışıyormuş

on numara hareket yaparsın ock.

not: bu arada dns'ler ezelden değişik ( google dns )

µTorrent Stable (3.2.1 build 28086)
For Windows (941.39 KB)
English (US) - October 3, 2012

Release Notes Download Language Pack

Download Beta
µTorrent beta (3.2.2 build 28110)
For Windows (951.39 KB)
English (US) - October 5, 2012


hangisini istiyorsunuz? indireyim

ock hallediyormuş.

beta değil de " tam sürüm " olursa daha bi " stable " olur. cevab veremedi. gerçi ock upload edecekmiş ama belki duyuruyu okuyan başka insanlar da indirmek isterse, sen de upload edebilirsin. alternatif link olur.

ellerin dert görmeye ock. büyüksün. eyvallah : )

im july

Love Actually

komedi daha ağır olsun diyosan forgetting sarah marshall'a bak derim :)

hocam www.tavsiyefilmler.net bu sitede her türden en iyi filmleri bulabilirsin, ben şahsen kullanıyorum bu siteyi. Sana da tavsiyemdir. Kal sağlıcakla

www.asal.msb.gov.tr er işlemleri > erteleme işlemleri > öğrenci erteleme.
şöyle bir şey yazıyor:
"Öğrencilerin askerliklerinin ertelenmesinde devam mecburiyeti ve üst üste aynı sınıfta iki yıl kalma gibi (açık öğretim dâhil) şartlar aranmamaktadır."

valla açıkça konuşmak gerekirse, 2 tane ders vermem gerekiyor yoksa tecilim bozulacak korkusuyla, stresiyle düşünüp duruyorum. keşke anladığım şekilde olsa konu ( o şekildeyse bile ben kabul edemiyorum şu an stres yapmaktan : ) )

şu an nereye baksam " 2 yıl üst üste kalınca tecil bozulması olayı " için kalktı diyorlar. bu şu an müthiş bi haber olabilir.

sınav giriş belgeni bekle yeter.
kaldığın derslerden girersin bütünlemeye.

"iplememek" deyimi "deyim yerindeyse" değil, azdan da az bile olmuş.

üniversiteye kadar gelip de nasıl ilkokul bilgisine sahip oluyorsunuz (kişisel değil, çoğul, zihniyet anlamında), nerede yaşıyorsunuz, bu neyin kafası oluyor anlamıyorum.. insan bilerek yüzünü, gözünü, kulağını kapatmaya kassa yine de bir şeyler duyar, okur, görür, vs vs..

hadi bütünlemeyi okul hayatınız boyunca veya sağdan soldan, hiç duymadınız, görmediniz, yaşamadınız, okumadınız...

yahu aöf bürolarının arayıp sormayı düşünmek de mi bu kadar zor?? bu duyuruyu yazabildiğinize göre internetiniz var. google'a girip bağlı olduğunuz (veya şart değil, herhangi diğer) aöf bürosunun telefonlarını araştırmak bu kadar mı zor yaa..

son nesiller zehir gibi maşallah!!!..

her sene senelik harçlar olur. iki taksitte ödenebilir. o seneye ait harçların 2. taksitlerini ödemesen bile bütünlemeye girersin. çünkü; bütünleme ile harçların direk bağlantısı yok.

bütünlemeler sonunda en fazla iki tane geçemediğin ders olursa, iki dersi alttan almak suretiyle bir üst sınıfa geçersin.

bir üst sınıfa kaydolman önce önce geçen seneden kalan taksitin varsa onu ödemen lazım. aksi halde yeni sınıfa ait taksitler bankada görünmüyor, dolayısıyla ödeme yapamıyorsun, dolayısıyla kaydını yenilemiş olmuyorsun.

****
bir de; böyle uzun uzadıya sorular sormanın sebebi sanıldığı gibi "askerlik durumları" değil ne yazık ki.. parmağa değil parmağın gösterdiği yere bakmak lazım biraz..

****

valla benzeri duyuruları görmekten birike birike bu duyuruya patlamış gibi oldu. yoksa kimseyle kişisel bir şeyim yok. tamamen zihniyet hakkındaki görüşlerimi açıkladım. daha doğrusu resmen kusmuşum gibi olmuş. e ama insan biraz kendine bakar yahu, neyim ne değilim diye.. (bak bu da kişisel değil, ortaya. hatta kendimi de dahil ederek)

teşekkürler sütlü nescafe.

**

haklısın holy diver. ben de bir sürü saçma sapan duyuru görüyorum. fakat bu sıralar aöf'ye telefon açmak, iletişim kurmaya çalışmak, soru sormak, cevap beklemek tamamen sabır ve sinir yapıyor. bunun yerine deneyimlemiş insan aramak daha mantıklı geliyor bana. ve bende biraz paranoya olduğu için, telefonu kapattıktan sonra bi kere daha düşünmek zorunda kalıyorum. bunun yerine yazılı bir şeyin, her an ulaşılabilecek uzaklıkta olması benim açımdan daha iyi oluyor.

konu tamamen askerlikle alakalı cidden bu arada. başka umrumda olan bişey yok.

bunları, yazdıklarına karşılık olsun diye yazmıyorum.

istediğin her duyurumun altına patlayabilirsin.

sevgiler / saygılar.

belki prizden ortadaki dikdörtgensi yere kadar elektrik geliyodur ama sorun kablonun diğer tarafındadır ?

adaptörden kısık kısık gelen bi dıtlama sesi var mı? dikkatli bi dinlesene?

bergin; ben de acaba öyle olabilir mi diye düşünüyorum.

olkol; adaptörü kulağıma dayayınca duyduğum ses elektrik akımı sesi. o da kesilmiyor hiç.

ön koşul ne? finalde dersi geçemediysen girersin? geçtiysen giremezsin?

ön koşul derken, para yatırmak gibi bi durum mesela. ya da buna benzer yapılması gereken şeylerden bahsediyorum. evraksal işler mesela. şimdi ben hiç bişey yapmadan oturursam, bana yine bütünleme sınav kağıdı gelecek mi mesela. bu tarz sorular.

para felan yatırmanıza gerek yok. normal sınavlarda oldugu gibi,netten nerde sınava gireciğize bakıcaksınız.

hmm eski 8mm film şeritlerini kesmeye yarayan bi alet olabilir. Ama tam emin değilim, hani 35mm kurgu masası görmüşlüğüm var ama 8mm filmi bu küçücük alet nasıl kesiyor birleştiriyor emin değilim, bir ihtimal sadece gösteriyor olabilir ki adı da reviewer. Evet büyük ihtimalle sadece izlemek için

bana da sadece görmeye yarıyor gibi geldi

www.akakce.com

sadece ömrü daha uzun olur. görüntü farkını da gözlerin anlayamaz.

karaköyde bulabilirsin.

valla Philips kablolar yıldızlarla sınıflandırılmış. Bazıları 2-3-5 yıldız falan.. Bende 5 yıldız olanı var "great for 3D tv" "4x 1080p speed" "lossless audio" vs vs birşeyler yazıyor ama ne kadar işimize yarar ne kadar fark ederiz bilemem..

İnternetten bak işte sanalpazar'da falan mağazalardan daha ucuza satanlar var.
İstanbul'daysan Karaköy'e gidip tünelin oradaki altgeçite de bakabilirsin mesela..

hdmi kabloların altın olması o kadar önemli değil. kablonun uzunluğu önemli olan. 1.30 mu 1.80 mi neydi. bu metreden uzun olan kablo yolda kayba sebep oluyor. kadıköy yazıcıoğlunun oralarda yanyana koyup gösteriyorlar bile fark olmadığını.

ilk bağlantı anında ilk birleşimin ilk temasın gerçekleşmesinden mili saniyer önce yaklaşan plakalar arasında ufak bir elektriklenme ve akabince minicik bir kıvılcım oluşur ya da elektrik akımı olarak nitelendirin. sürekli tak çıkar yapılan beğlentı parçaları altın kaplanır ki bu korozyon minimuma indirilsin.

yani kısacası altın kaplama ömür uzatır o da şöyle diyeyim 50 yılın üstünde kullanıp günde bir tak çıkar yap yap belki o zaman farkı farkedersiniz.

kalite ses ve aktarım hızında mikrodünyada değişimler olabilir ama lakin siz de mikroda yaşamıyorsunuz.

hdmi kabloların markadan markaya, ya da modelden modele görüntüsü kalitesini değiştirmediği kanıtlandı. ister sony olsun, ister platoon, ister altın,ister gümüş uç. farketmez.

tek dikkat etmeniz gereken şey hdmi versiyonu, 1.4 ile 3d aktarımı, 4k çözünürlük falan geldi ama 1.3 her şeye yeter ve genel olarak bulunan ürün 1.3. özel ihtiyaçlarınız yoksa en ucuzunu alın gitsin, gerisi cidden para tuzağı.

altın ucu falan çok kafaya takma kablonun kılıfı kaliteli olsun, böyle örme desenli kablolar var, normal plastik kablolara göre daha kalın, onları tavsiye ederim ben s-link almıştım bir sorun çıkarmadı.

Kod yazıyorum.

montaj yaparken ikinci monitörü sadece görüntüyü tam ekran izlemek için kullanıyor, diğer tüm ıvır zıvırı ilk monitörde yapıyorum.

bazen ilk monitörde internette gezerken ikincisinden tivibu veya youtube videosu, dizi vs. izliyorum.

Flight simulator 9'da kokpit olarak, Gtr2 de yine kokpit olarak ama bu sefer araba kokpiti :)

kod olur, herhangi bir program için tutorial açıp izlerken diğerinde uygulamak olur, herhangi bir rapor, tez. vs yazarken alıntı için olur...

metraj çıkartırken, 1 ekranda autocad çizimi diğerinde excell açık olunca rahatlık oluyor.

layer26 + 1

kod yazıyorum birinde öbüründe de bazen tivibu bazen de geliştirdiğim şey neyse artık onun görüntüsü web sitesiyse tarayıcı mesela

montaj yaparken birini görüntüyü izlemek için diğerini ise edit vs olarak kullanıyorum. bunun dışında bir ekranda internette geziniyorsam diğerinde youtube'dan açtığım şarkıların videoları dönüyor. bir ekranda sürekli takip ettiğim yada yazıp çizdiğim bir site varsa o oluyor diğerinde ise ıvır zıvır. kendi kendine oturur o alışkanlıklar. şu oyun meselesine bir çare bulunabilse aslında o da iyi. bir ekranda cm 01-02 atarken diğerinde nette geziniyorum mesela. ama sıkıntı şu ki cm yi tam ekran açmamam gerekiyor. o zaman da keyfi biraz kaçıyor tabi.

betasi cikti daha yeni.. belli degil asil release tarihi..

Sonbahar dendi.

fish-eye bir objektifle panoramik fotoğraflar birleştirilerek yapılıyor.

bunun için özel satılan lensler var 180 derece görüş açısı veriyorlar. elbette ff bir makine de gerekli kaybı minimumda tutmak ve dinamik aralığı artırmak için. sabitlenen makine ve bu lensler ile çekilen fotoğraflar daha sonra birleştiriliyor.

ayrınca biraz da teknik ayrıntı vermek isterim. yakınlaştırmada kumlamaların az olması için iso 100 olmalı. makinenin beyaz dengesi otomatik değil sabit olmalı. genelde cloudy bu tarz için tercih edilir ancak yine de bir beyaz ayarı filtresi kullanılarak değer alınması ya da gri kart kullanılması daha doğru olacaktır. ışık ölçülüp makinenin modu da manuele alınır ki makine yanılıp ta ışık farklılıklarına yol açmasın. bir de manuel netlemeye geçilip, bir kez odaklandıktan sonra değiştirmemek gerekir.

selamlar.

@ohtararan, lens ve tripod onemli ama ff makine fuzili olur. Bu isi yapan sirketlerin en buyugunun elemanlari bu sene basinda canon 400d, 450d gibi giris makineleri kullaniyorlardi bizzat gordum.

@elalemin derdi,

doğru diyorsun cümleyi eksik yazmışım, bu ülkemiz şartları içinde geçerli bir durum daha ziyade. şart değil elbette, ben yazmayı unutmuşum sonuna "olursa iyi olur diye". dinamik aralığı artırmak adına braketing te yapılabilir çarpanlı bir makine ile, o da şart değil ancak olsa iyi olur. velhasıl zarurî değil, ancak daha iyi sonuç verir bu çekimlerde. arkadaşımız teknik detay istediğinden belirtmek istedim.

vatan bilgisayarda bunun için özel görevlendirilmiş adamlar var. özellikle kadıköy şubesinde. gidip söylersin böyle böyle diye. anında ne istiyorsan sana şakır şakır fiyat çıkartıyorlar. hemen ertesi gün de teslim ediyorlar.

yıl olmuş 2012 hala bilgisayar mı topluyorsun kardeş? bir dahi, bir bilgisayar delisi, bir programlama canavarı filan değilsen 1500 tlye orta halli bir laptop al keyfine bak.

benım pc satılık 4700 e topladım 2000 e bırakıyorum ilgilenirsen yaz tel bırakıyım

kjswbdlkjfdlkj: fotoğraf edit, render, montaj, oyun. laptop mu ? yok hacı kalsın o şimdi. 1500 liraya masaüstünden performanslı bi laptop alabileceğimi hiç sanmıyorum.

sözlükte birisi gerçek yüzünü yazmıştı bunların ama moderasyon silmiş. şimdi mesaj attım cevap gelirse iletirim buradan.

var bir sürü çalışan arkadaşım. günlük 60 lira gibi birşey alıyordu garsonlar. hayvan gibi çalıştırıyorlar seni 14 saati geçtiği oluyor. sözleşme gibi birşey yok arkadaşım bırakmıştı tık diye. ama cidden çok yoruyorlar.

alayı fahişe evladı. net.

kesin calisma. baska yere gir.

ben çalıştım 2.5 yıl. ama baya oluyor işi bırakalı (2.5 sene falan da bırakalı olmuş). öyle bi şey imzalamıyorsun. paranı gün çıkışı verirler, ertesi gün ben gelmiyorum dediğinde peki derler o konuda bi sorun yok. ben o zaman için iyi alıyordum günlük 40 lira + 25 lira falan da tip. şimdi iyice artmıştır. ama tip işleri en son baya karışıktı. hedefin sadece para kazanmaksa kazanırsın ama burnundan gelir o dönem. parası hariç zor iş. normal bi kafenin 2 katına yakın alıyorsun günde ama işte gel de sor. bence daha normal bi yerde daha az paraya kafan rahat çalış.

bleda rua: "ertesi gün gelmiyorum" derken " işi bırakıyorum " anlamında mı ? yoksa " yarın işim var gelemeyeceğim " falan anlamında mı bleda ?

işi bırakıyorum anlamında. çünkü haftalık program yapılıyor, diğer hafta hangi günler çalışacağın belirleniyor haftasonundan.

not: zamanın ötesindekiler'de uzunca bir yazım var kafe pi ile ilgili, üşenmezsen bi oku.

geçen haftasonu ahırkapıda hıdrellez kutlaması vardı. dilek duvarındaki bir kağıtta şu yazıyordu. ''kafe pi kapansın'' gerisini düşünmek bile istemiyorum.

ikaynak.com a gir ordan öğren.

eğer uygulama kırılmışsa onu cihazına kurarsın.ama bunlar bi cydia yüklemekle olmuyor.appstore da ki uygulamaların crackli hallerini indireceksin baska yerlerden.

hacım jailbreak appleri beleş yapmak demek değil. jailbreak iphonun kapalı kutusun açmak demek.

jailbreak ile iphone istediğin gibi müdahele edebilirsin. iphoneda olmayan özellikler yükleyebilirsin. bunlardan bazıları beleştir bazıları paralı. sen beleş olanları seç para sorun oluyorsa

ayrıca jb ile paralı uygulamaların varsa cracklilerini yüklemeye hakkın olur. otomatik app store beleş olmaz, uygulamacılar cracikini yapabilmişse mevcutsa indirip yüklersin

hocam installous diye bir program var onu cydia'dan indireceksin..

installousun içinde de envai çeşit beleşi bulabilirsin

Özür dileriz panpa :( hep insanları cydia cemaatine sokmak için böyle şeyler yapıyoruz.

installous iyiymiş yalnız. installous indirip, hala cydia'ya ihtiyaç duyuluyor mu peki ? hayır yani silmek açısından değil ama ordan bir şey indirmek artık mantıklı kalıyor mu ?

cydia yı zaten normal yollardan silemezsin.cydia sana lazım olacak.jailbreak yapılmış bir cihaza sadece uygulama yükleme haricinde ios sistemine de müdahale edebilirsin.bunun için cydıa ve cydıa uygulamaları ve kaynaklarına ihtiyacın olacak.o yüzden cydia önemli.cydia içindeki paralı uygulamalar zamanla ücretsiz sunulur onları da bu şekilde temin edersin

arafa; bu bahsettiğin ios müdahaleleri misal olarak " tema değiştirmek, home butonunun işlevleriyle oynamak ( activator diye bişeyden buldum ) gibi şeyler sanırım. tabi daha çok kurcalamak lazım. bakalım nerelere varacağız kendisiyle.

evet aynen öyle.neredeyse ios a görsel anlamda her türlü müdahale edebilirsin
mesela kilidi aç yazısı yerine istedigini yazabilrsin.biri seni ararken ekranda xxx arıyor yerine xxx (istedigin yazı)yazabilrsin.youtube dan videoları kaydedip sonra izleyebilirsin.iphone tv ye - projektorlere 10 dolarlık çakma kablolarla baglayabilirsin.normalde orjinal kablo gerekir (120-150 tl arasında)falan filan işte bir sürü şey yapabilirsin jb li bir cihazla.
ikaynak.com da cydia uygulamaları diye bir konu başlığı var ordan öğrenebilirsin

hisar tekel'e bir sorun isterseniz. hisarüstü'nden yol biraz uzun, o yüzden gelmiyor olabilir veya yüksek fiyat tutan birşeyler almanızı isteyebilir.

0212 265 21 31

1. levent'in neresindesin? (malum artık gültepe bile 1. levent diye geçiyor)

çilekli tarafına yakınsan shell'e git oradan tedarik et alkolü. caddeye yakınsan işin zor.

0212 257 62 66

rumelisarüstü, rumeli tekel, getirmeleri için tutar yükselebilir + bu saatte kapalı olabilir.

öte yandan doğa şarküteri var en güzeli, etiler - levent arasında (memorialın yanında)

www.eksisozluk.com

ctesi, pazar.09 da başlıyor.11-12 gibi biter

sabahki oturumun 9'da başladığını biliyorum

ip var ip

www.youtube.com

bir de bunun daha genel versiyonu "imkansız şişe" diye geçiyor. yani şişe, öyle bir obje içeriyor ki, ağzından kesinlikle geçemeyecek gibi gözüküyor.

bunun en ünlü versiyonu şişe içindeki gemi. "ship in a bottle" diye aratırsan daha çok kaynak bulursun.

en.wikipedia.org