Ekşi Duyuru

giriş tarihin görülüyor. Daha sonra vize alırken başın çok ağırır.

Yok canım ne sorun çıkacak, hata havalimanında polisler nereye ya böyle ateş alır gibi birkaç gün daha kalsaydınız ya derler.

Saat farkından bile ülkeye alınmayanlar vardı. Kesin problem çıkacaktır da nelerle karşılaşırsınız bilmiyorum.

Ban yiyebilirsiniz. Lezzetlidir.

ötv gölcük depremindeki hasarı atlatmak için geçici olarak getirildi ama kaldırılmadı. devlet böyle gelir getiren şeyleri sonlandırmaz. köprü de maliyeti karşılanana kadar paralı olacaktı sözde, 44 yıldır para alınıyor geçişten :)
vergi dediğin şey sabit gelirlinin sırtına binen bir şey. esnaf ya da sanayici vergiden yırtmanın yolunu bulur.
yılda milyonlar kazanan futbolcudan sanırım yüzde 15 vergi alırken, senin üç kuruş maaşın vergi dilimine girdiğin için yıl sonunda kazancın düşüyor.

böyle skimsonik bir vergi politikası normal bir avrupa devletinde olamazdı. adamın ağzına sıçarlar böyle bir durumda. bizim gibi ortadoğu devletlerinde, gelişmemiş cahil milletlerde olur anca.

Halk ne kadar vergi ödediğini bilmediği için (ABD'de, sanırım, raflarda vergisiz fiyatı yazılır, vergi kasada ayrıca ödenir) farkedemiyor ne kadar vergi yükü olduğunu.
2002'de AKP'nin iktidara geldiğinde %18,6'ydı vergi yükü 2015'de %23,8 oldu. 2016'da ne kadar bakmadım ama azalmadığına eminim.

"güncel iktidar, gelir miktarı aynı olmayan önceki iktidarların performansıyla kıyaslanabilir mi?"

övgü almalarının kaynağını soru olarak vermişsin. önceki iktidarlar bunu yapamadı, yapsaydı, onlar niye vergileri arttıramadı, niye yol yapamadı... akplilerin bakış açısı ve pazarlama şekli bu zaten.

coursera'ya bi bak ücretli sertifika programı bulabilirsin.

theherbalacademy.com

10 entryden fazla yazmayın. 10 tane yazın demişler basit olarak. fazla yazarsan denileni yapmadığın anlamına gelir ve moderatör abiler onaylamayabilir.

yazar olduktan sonra her türlü formatın anasıyla temasa geçebiliyosun zaten.

2 yıldan önce gelmiyor sıra
ve çok yavaş ilerliyor.
ekstra bişey yapma

10 entryden daha fazla yazmayın kısmına katılmıyorum, hiçbir yerde de denk gelmemiştim böyle birşeye belki sonradan böyle saçma bir uygulama başlatmış olabilir kanzuk(ama sanmıyorum).

günde giriş zamanına göre o liste güncelleniyor ve azalıyor, ''yeterince azalması'' senin nasıl bir yeterlilik beklediğinle ilgili ama alımlarda günde 100 kişiyi içeri alıyoruz gibi bir orantı yok.

Onun dışında kanzuğa gizli rüşvet vererek ya da ssg'den kaç para lan bi' sözlük hesabı diyerek bi' aksiyona dahil olabilir ya da(bunu aslında yazmayacaktım ama) satan kişilerden sözlük hesabı satın alabilirsin.

Sorunun cevabı, istatistikler kısmında açıkça yazılı. Bu gayborayı yeni almışlar sanırım. Geçen ay mı ne bakmıştım ben, gölgem var 300-500 ile ilk sıradaydı.

istatistikler » kondüktör aktivitesi
kondüktörler son 30 gün içinde nasıl iş çıkarmışlar, nasıl çabalıyorlar? gözde kondüktörler hangileri?

gbaybora 2240
esmer 409
golgem var iyi ki golgem var 332
realsanto 180
federal 110
bidi bidi bi sus artik 64
ertunga 62
syd 22
kalpsiz 7
incredible 3
metalik 2
cakkidi 2
sungerbob 0
servicio 0
ufukcel 0

ben 1.5 yıl falan bekledikten sonra, önümde 43000 küsür kişi varken küt diye yazar olmuştum. sonra baktım sözlük it köpek doldu, tüm entry'lerimi silerek sözlüğü bıraktım.

sıralamanın pek de önemi yok herhalde ne bileyim. ya da beni ssg'nin yeğeni falan sanıp torpil mi yaptılar nedir bilemem.

Ben 6 ayda yazar olmuştum. Yazdım bunun yanında her gün sürekli giriş yapardım, yazılanları beğenirdim,sanırım bunlar da etkili oluyor.

Bence sallamış. Yeniden ürettiğini nasıl kanıtlayacak?

Yalan dolan. Neler imzalatıyoruz da birşey çıkmıyor mahkemeye gidince. Kibarca başınızdan salın.

sözlesme imzaladin diye onun kölesi olmadin, sadece onun fikrini kendi basina hayata gecirip suclu duruma düsme.

Kısa vadeli yatırımlar için hayır, orta uzun vadeliler için evet. Kısa vadede manüplasyon için yalan haberler çıkartılır, küçük yatırımcı buna inanır ve yere çakılacak kağıdı alır

Hisse senetlerinin sahipleri olur genellikle (manıpulator), bunlar patronla anlaşmalı olurlar. Mesela patron haber yollar borsaya küçük yatırımcı alırken manıpulator yüksek fiyattan satıyordur. Vsvsvs. Örnekler cogaltırılır.

kırma dökme teknik bir sorun yoksa zaten gereksiz.

dış cephe yalıtımında kullanılan köpük levhaları içeri döşüyor üstüne alçı sıva boya çekiliyor.

düzgün işçilik ile 4-5 cm lik bir kalınlıkla iç tarafta işlem yapılıyor.

türkçe'nin yaygınlığından azdır diye düşünüyorum. türkçe bilen sayısı iran'ın 3'te 1'i gibi bi oran olması lazım.

bizim gibi asagi yukari diye dusunebilirsin muhtemelen. iran'a gitmisligim yok da, yurtdisina cikan iranlilarla turkleri karsilastirdigimda benzer backgroundlara asagi yukari benzer bir yuzde tekabul ediyor. tabi bu hic bir sekilde olcumlenmis degil, sadece tecrubelerimi karsilastirma.

türkçe daha yaygın tabi. ingilizce'yi iyi konuşan pek kimse yok.

Öyle bir hakkı yasalar vermiyor, belli ki carrefourda vermemiş, elektrik süpürgesinde fabrika kaynaklı bir sorun yoksa iade edemezsiniz.

Cayma hakkı yasal olarak sadece internet alışverişlerinde var. mağaza alışverişlerinde yok.

Buna rağmen müşteri memnuniyeti adı altında bunu kabul eden var, etmeyen var. Kanunun üzerinde kendi kurallarını koymuş olmuyorlar yani, sadece insiyatif kullanıyorlar çünkü elden alışverişlerde yasal olarak cayma hakkı yok.

Ürün bozuktuk vs onlar farklı, ayıplı mal olarak geçiyor. Cayma hakkı tamamen müşterinin keyfiyle iade etmesine deniyor.

Cıngar çıkarırsan iyice vazgeçebilirler. ya da pes edip kabul edebilirler. ama "kanun böyle" diye cıngar çıkarırsan sana anayasa fırlatabilirler :)

kafa yapmasi disinda mi?

1. Tabi ki mantıklı eğer doğru analizler yapılır ve sabırlı olunursa.
2. Enflasyon borsayı etkileyebilir, borsa da enflasyonu etkileyebilir. bu ilişki zayıf da olabilir güçlü de olabilir, bunlar için birçok finansal-ekonometrik araştırma analiz yöntemleri var öyle basit bir matematikle hesaplanamaz. hisse fiyatını belirleyen enflasyondan önce birçok etken vardır genelde. ona odaklanmayın derim

uzun vadede en yüksek getiriyi her zaman zaten sadece borsada kazanabilirsin.

çoook sabırlı olman gerekiyor. gayet mantıklıdır. hatta bazı aileler çocukları küçükken adlarına hisse alıp üniversite yaşamlarında rahat etsinler diye hisse bozduklarını bilirim. eğitime yatırım gibi düşün.

borsada enflasyon önemlidir fakat döviz parametreleri daha önemlidir. çünkü paranın değeri ülkemizde dövize bağlı.

hisse seçerken grafik okumanın yanı sıra geleceği açık olan hisseleri seçmek gerekiyor. hisse adı vermiyorum ama savunma sanayisine bağlı bir şirketimizin hissesinin yıllık artışı %60 civarlarında. 10.000 tl'de 6000 tl demek. bunun yanı sıra iletişim ve enerji sektörleri önümüzdeki senelerde çok değerleneceği söyleniyor. iyi düşünüp araştırıp yatırım yapmak lazım. kolay gelsin.

Böyle bir genelleme yapmak pek doğru olmaz, hocasına göre değişir.

hukuk dışında bütün bölümlerde devam zorunluluğu var diye biliyorum. ama her bölümde bazı hocalar yoklama almaz, bazıları da hastalık derecesinde yoklama takıntılıdır. hocaya bağlı yani kısaca.

Saçma bir soru. Sen o derslere gitmezsen o okul 10 yılda bitmez zaten güzel kardeşim.

itü de bilgisayar en sıkıntılı bölüm. aslında zorluğundan değil ama en ibne hocalar oraya gitmiş. devam zorunluluğuda kol gibi çoğu ders için yüzde 70

ilk arkadaşlığınız nasıl başladı? (a.k.a çıkma teklifi)

kolaj hazırlamak ister misin? en baştan beri fotoğraflarınız varsa? altına da fotoğraflara bakınca neler hissettiğini yazarsın misal?
ya da direkt sen anlat iyi bir konuşmacıysan.
bi de onu neden sevdiğini, daha doğrusu hangi pozitif yönlerini bependiğini falan övebilirsin belki?

tam bir gereksizlik olduğunu düşünüyorum, yapmayın bence.

köftecide ağzım köfteyle doluyken alalede bir söyleyişle evlenme teklifi aldığımı düşününce gerekli bence, kendini değerli hissediyor karşı taraf ki bayanlar da değerlidir zaten öyle değil mi? @harvey

bu tür şeyler kişiye kendisini değerli hissettirir. bence de önemli. köfte yerken evlilik teklifi almak istemezdim :) hem sen ona özel olduğunu hissettir ki o da sana hissettirsin değil mi ama?

ilk entry benim, sormamın sebebiyse şuydu: bana ilk çıkma teklif ettiği noktaya beni yıllar sonra geri götürmüştü yarim(okuduğumuz lisenin koridoru). evlenme teklifini de orada yapmıştı. büyük hazırlıklar isteyen bir iş değil. fakat çok ince bir tercih olduğunu düşünüyorum.

bence teklif edeceğiniz kişinin ve sizin bu işe bakış açınızın kesişimi olmalı.

mesela diyelim ki ben evlilik teklifinin iki kişi arasında, özel kalması gereken bir şey olmasını daha doğru buluyorum, sevgilim ise evlenme teklif edicem ortalık yıkılsın herkes bilsin diyen bir adam olsun. o zaman ortada buluşulacak bir şey olması lazım. iki taraf da mutlu, istediği gibi olmuş olarak hatırlasın.

yani sadece karşınızdaki ne isteri değil, kendi istediğinizi de hesaba katın. sonuçta sizin de hatıranız olacak bu :)

etrafımdaki en gelenekselciden en modernine tüm kız arkadaşlarım, birlikte yaşayanlar da dahil olmak üzere özel evlilik teklifi beklediler hep. teklif et, net.

kolajdı, slayt gösterisiydi falan ben de çok kılım. klasikten şaşma. yemeğe çıkar, onun senin için doğru insan olduğu ve birlikte yaşlanmak istediğine dair duygusal bi konuşma yap, yüzüğü ver, olsun bitsin.

mutluluklar :)

içinden nasıl geliyorsa. içinden bir şey gelmiyorsa hazır değilsin :)

Farketmez. W7 w8 çıkınca da değişmemişti fiyatlar.

yani öncelikle komşuyla konuşmak lazım tabi. anlatın derdinizi geceleri ağızlık takmasını falan isteyin kabul etmezlerse savcılık aşamasına geçin derim.

Bildiğim belediye ses ölçme cihazı koyar, sınırı geçerse işlem yapar. Ama köpek havlaması o sınırı geçemiyor. Sahibiyle konuşmak dışında bir şey yapamazsınız.

Polis ilgileniyormuş bu işlerle. Polisi arıyorsunuz gelip uyarıyorlarmış. 155'i aradığımda öyle demişlerdi.

bazıları aylarca kalıyor. benim bir imalı entry vardı, 1 günde gg olup silindiydi. sözlük amele kaynıyooooorrrrr

diğer'den şikayet bölümüne tıklayıp oraya yazacaksınız. ama ne kadar süre de geri dönerlr blemem.

bana biri küfür etmişti 6 ay çnce özelden. Savcılığa verdim. Şu an Metris cezaevinde. 10 gün sonra çıkıyor. İlginçtir üyeliği de duruyor hala.

Neyse bu üstte yazdığım da gerçeklik değeri taşımıyor, atmayın özelden kim kim diye lütfen asfdgh

sanal ortamda küfürden dolayı cezaevine konan birisini ilk defa duyuyorum, farklı bir konu olabilir mi ?

her küfür edeni karakola dahi çağırsanız emniyet sistemi, her hakaret edini mahkemeye çağırsanız adalet sistemi durur, işlemez.

ayrıca cezaevinde o kadar çok kişi için koğuş yok.

yazar ile konuşmaya çalışın yada moderatörlere mesaj atın.

olmaz.

cık

Bu bahsettiginiz uygulama acisindan imkansiz. Evet o noktadaki dur-kalki cozebilir. Peki o duraklama noktasinin gerisinde kalanlara ne olacak? Bu duraklamanin logaritmik olarak artacagini ve tum baglantilari etkileyecegini de dusunun. Bir noktadaki 5 dakikalik duraklama ikinci kopruye leventten baglanan yolda 10dk, maslak'ta 15 dklik bir park haline donusebilir.

Arkadaki giderek artan yığılmayı ne yapacaksın?

bir yakadaki kaza ya da çalışma durumunda diğer yaka dahi etkileniyor. olmaz senin o dediğin.

@ay nov kung fu arkadaki birikmeler, akışın durdurulduğu yerin doğru tespit edilmesiyle en aza indirilebilir. evet bağlantı yollarından çok uzak olmalı kesmeler.

bir de kontrol edilebilen aralıklar sayesinde belirli birkaç saatte polis kontrolünde şerit ihlali de yapılmadan hızlı bir akış sağlanabilir ve kaza vs varsa derhal kaldırılabilir.

Oyle bir hesaplama yok. :) trafik muhendisligi diye bir insaat muhendisligi dali var bilmem bilir misiniz. Bu trafik muhendisleri trafik isiklarini bile cogu zaman yuk olarak tanimliyor.
Istanbul trafiginin yegane sebebi plansiz yapilan yol ve kavsaklar, yollar yapilirken hesaplanmayan trafik yukleri.

İstanbul trafiğini yüzlerce musluktan akan suyu tek musluğa sokuşturmaya benzetebilirsiniz. Mümkün olmayan bir şey. Bu trafiğin teknik olarak mümkün bir tarafı yok, ütopik olarak insanların araba kullanmasını engelleyebilirsiniz. Başka da bir şey yapamazsınız. Dünyanın her yerindeki bir sorun. Çok fazla araba var.

yalnız buna benzer bir şey altunizade'de oluyordu eskiden. birinci köprüden çıkıp Kadıköy yönüne doğru ilerlerken anayola bağlanan bir kavşakta polisler duruyor ve bir süre trafiğin akışını kesiyorlar. Ana yol değil de ona bağlanan yolu durduruyorlar. 2 dakika bekleyip devam ediyorsunuz. Bizzat tanık oldum. Normal bir rutinmiş.

@raikkonen
hocam altunizade'de ki kapama olayı dediğin gibi anayola bağlanan yanyola uygulanıyordu, amaç anayoldaki trafiğin aksamaması için yanyoldaki az olan trafiği durdurmaktı. yani demek istediğim şu, eğer otoyola bağlanan bütün yanyolları kapatırsak trafik sorunu zaten çözülür. burda bahsedilen tam tersi, mümkün olmayan bi durum yani

@t joe belki ara yollara da yapmak lazım evet. ama ana yollara yapmazsanız yine olur o sıkışma sonuçta tek musluk olayı değil mi? :)

internet kafelerde vardır printer da. şansınızı internet kafelerde deneyebilirsiniz.

Verilmiş ders manasına gelir.

yüksek lisansta bazı dersler haftada bir danışmana gidip gelerek oluyor, bazılarıysa lisans dersi gibi derslikte gidip dinleyerek. bu ikincisinden işte.

israil-amerikan ortaklığı diyordu bir haberde.

edit: ahanda bu haberdi www.radikal.com.tr

wikipediada şöyle yazıyor:

amerikan çok uluslu bir şirket. israille bağlantısı şu şekilde : israilli bir şirketi bir ingiliz şirketi almış. verifone daha sonra bu ingiliz şirketini almış.

en.wikipedia.org

gayet güzel olur. sıkıntı yok.

Olur niye olmasın, aklı başında şeker gibi insanlarsınız neticede.

neye göre, kime göre?

Olgun insanlarsaniz olur.

olmaz tabii ki. düşünsene sen 21 yaşındasın o 24. görülmüş şey mi?

Genelde hatunlar iki üç yaş daha küçük oluyor, normaldir yani.

cinsiyet farketmeksizin 3 yastan bir sıkıntı olacagını sanmıyorum

Kadınsan normali o zaten, erkeksen olmaz.

kendim şahsen erkekim. Cevaplardaki yüzdeye bakılırsa 3 yaş büyük kimseye abla demek boynumuzun borcu oluyor:/

erkeksen de olur.

olur. burada, abd de evli tanıdıklarımın çoğu yaşıt, bildiğim en büyük fark ise 4 yaş. kadın ile erkek arasında fazla yaş farkı olmalı düşüncesi sanırım araplardan bize geçmiş bir düşünce. 3 yaş çok iyi.

edit; sen erkek olanmışsın. olur.

olmaz diyenler niye olmadığını açıklasın da toplumsal aydınlanma yaşayalım, hayata yeni bir açıdan bakalım amk

abi seviyorsan evlen bence.

3 yaş dediğin nedir ki ya, cidden bu soruyu sormamış ol.

sen bu soruyu gelip buraya soruyorsan olmaz. koyver gitsin.

olur olur

olmaz amq nüfus kütüğünden gidip aynı gün doğduklarına bakacan.

ya hakkaten buna takılıyorsan bence de olmasın. ben kadınım ve kendimden küçüğü sorun etmem mesela. ama böyle etraftan etkilenip bütün ilişkiyi sıfırlayıp olayı sadece "yaş" haline getiren adam da olgun olmuyor işte.

bir kadın bi yerde ilişki zırvası yapıyorsa güvenilmez hacı. seven kadın hata yapmaz.

Sen vergiden muaf oldugun icin senin yerine kesintiyi onun yapmasi gerekiyor. Yukumlulugun yok.

gider pusulasında, mal alımlarında %5, hizmet alımlarında %10 stopaj yapılıyor. stopajı şirket ödüyor senin yerine. sen bir şey yapmıyorsun ama yılda bir defa yapabilirsin ancak bunu. süreklilik haline gelirse mükellefiyet açtırman gerekir. serbest meslek makbuzu kesmen gerekebilir.

İlgili tüm firmalara (çaykur,doğuş,nescafe v.s) mail atın veya daha etkili olması için direk arayın projenizin öneminden filan bahsedin biraz uğraşırsınız ama sonunda stant ve hostesleriyle birlikte gönderirler diye düşünüyorum

Doğuş çaydan fiyat istemiştim ben, sponsor olalım demişlerdi. Denemekte fayda var. Eğer istersen mailleştiğim adresi özelden yollarım.

starbucks şubesine gittim konuştum oldular. ama chai tee latte vermiyorlar tabi shot bardağında normal kahve ikram ediyorlar.

Malesef okuyacağı kitaba sayfa sayısına göre karar verenlerin sayısı az değil.

Çözümü, istemek, kendine okuma ortamı yaratmak, yatakta uzanarak değil de masada oturarak okumak belki, sallıyorum bu örnekleri çoğaltılabilir. Ben evde okuyamayıp otobüste bir kitap bitirebilen bir insanım mesela.

ya bazıları da abartıyor. olayın ciddiyetini ve büyüklüğünü o derece yayıyor ki yazar, oalyın artık bir ciddiyeti kalmıyor ortada. haliyle olaylar yavaş ilerliyor, bu da okuyucuyu sıkıyor.

mesela "savaş ve barış" haddinden fazla uzun. üstelik anlattığı bir şey de yok.
"gurur ve önyargı" var klasiklerden, o da vakit kaybı ve o kadar sayfayı boş yere okuduğumu düşünüyorum.

bu bence herkeste var. sadece kitabın öneminden dolayı (mesela çok övülmüştür, o an okunması gerekiyordur, belli bir amaç için okunuyordur vs.) herkes bu sıkıcılığa katlanıyor. mesela ben 250-350 sayfada çok da güzel şeyler anlatan kitaplar da okudum, sen de okumuşsundur. yani uzun yazılar can sıkıyor haddinden fazla uzatılan bir olay içeriyorsa.


ha, yine de uzun yazıları seven de vardır, tuğla gibi olup her sayfasında seni kendisine çeken kitaplar da vardır ki bunlar istisna.

bu hafta don kısotu bıtırdım. 950 sayfa.. Azım gereklı,bır gunde teknolojıye vakıt ayırdıgı kadar ınsanlar kıtap okusa, sayfalar su gıbı gıder.

Mesela ben uzun bir romani kolay kolay okuyamam ama upuzun olup da okudugum baska seyler var.

"mesela 'savaş ve barış' haddinden fazla kalın. üstelik anlattığı bir şey de yok."

arkadaşlar kitap soruları sormayın şurada. sormayın ki asabımız bozulmasın. böyle cevaplar görmek için online olmuyoruz. lütfen. rica ediyorum.


100 merdiveni bir anda çıkamazsın. sırayla çıkacaksın. baktın ortalarına geldin. sonra ikişer ikişer çıkacaksın. sonra üçer üçer... o 100 merdiven bitince başka bir merdiven çıkacak önüne ve bunun basamakları diğerinden biraz daha kalın olacak. adımını biraz daha geniş atmak zorunda kalacaksın. alışacaksın. anlayacaksın.

okumaya proust ile -veya joyce ile- başlamak var, haruki murakami ile başlamak var. bu noktada iş sana düşüyor. hayatında en fazla 10 kitap okumuş bir adamın eline ulysses'i verirsen, "sikerler böyle kitabı, ne yazmış böyle dalyarak, alakasız alakasız" cevabını alırsın. gocunma. bu noktada yapman gereken şey araştırmak. araştırmak ve irdelemek. "kim daha akıcı yazar, kim daha net yazar"ı araştırmalısın. ve bu ışıkla devam etmelisin tünele. aldığın neticeler sonucunda yapmalısın okumalarını. inan bana zamanla çok daha iyi yerlere geleceksin.

uzun yazı okuyamama sebeplerinden birisi -belki de en önemlisi- çok okumamak. okumayı sevmeyen insan "tuğla kitap" okumaz. okumayı göze alamaz ki. bunun çözümü de çok okumaktan geçiyor. üst paragrafta da söylediğim gibi, ne kadar basit yazan yazarları okursan o kadar iyi geçer gelişim sürecin.

tavsiyem basit, yalın yazanlar ile bu işe başlaman ve ilerletmen.

birkaç öneri; haruki murakami, barış bıçakçı, emrah serbes, jack kerouac, ingvar ambjörnsen, hakan günday, hasan ali toptaş, ihsan oktay anar(resmen dil ile oyun oynar. seversen çok seversin, beğenmezsen nefret edersin. ortası yok), sabahattin ali, yusuf atılgan, sabahattin kudret aksal, stefan zweig, knut hamsun, ilhami algör, john fante, mihail lermontov vs.


edit. stefen değil, stefan.

e sözleşme metni belli, kaydolurken de işaretliyorsun, işaretlemezsen kaydolamıyorsun. hukuki bir yaptırımı var mı bilmiyorum ama dolayısıyla direkt olarak kabul etmiş sayılıyorsun.

sisteme göre değişir.

örnek vereyim, php ile programlanmış bir sistem olsun. eğer adam kayıt olurken işaretlenmesi zorunlu olan sözleşmenin kontrolünü php ile yaptırıyorsa bunu veritabanına yazdırabilir. yazdırmayabilir de tabi.

eğer javascript ile yaptırıyorsa yazdırılmaz. ha bir şey değişir mi? hayır. sonuçta adam kayıt açmak için onu işaretlemeye mecbur tutuyor seni. eğer kayıt olduysan onu işaretlemişsindir.

yasal olarak üye olurken onaylanan sözleşme veritabanında tutulmalı. yasal bir sorun veya şikayet durumunda bilirkişi veritabanını incelediğinde onaylanan sözleşme daha önceden kayıt edilmiş olmalı. büyük web sayfaları bu şekilde yapıyordur. küçük ve orta düzey web sitelerinin bunu yapmadığını düşünüyorum.

Glassdoor.com var. Onun disinda great places to work vs anahtar kelimeler ile arama yapip belirli kriterlere gore siralanmis listelere ulasabilirsiniz.

iskolig.com

hiç birine girmesen bile hesaplanıyor olması lazım. o düşündüğün şey kpss'de oluyor sanırım.

benim bildiğim hesaplanmıyor.

MF puanlarin hesaplanir canim neden hesaplanmasin. Ha yeter mi orasi ayri soru.

hesaplanır ama paralı bi bölüme girecek kadar filan olur bi ihtimal %25. okul dandikse belki %50 koparırsın ama daha fazlası asla olmaz.

edit: sonradan baktım da istanbuldaki bazı okulların %50 burslu kontenjanı dolmamış bile.: web.ee.hacettepe.edu.tr

e benim neden hesaplanmadı o zaman. sadece ham puan hesaplanıyor, yerleştirme puanı hesaplanmıyor.

Taşınabilir tabii ki.

www.tayyareci.com

thy bunu yapıyor filosundaki uçakların bazıları kiralıktır.
fiyatı kiralayacağın uçağa bağlı.

Eğer kiralama olmasaydı havayolu şirketlerinin çoğu uçuramazdı. Leasing deniyor sisteme

charter firmalar var da kişilere uçak veriyor mu bilmiyorum. Hemen Birgen Air geldi aklıma.

özel küçük jet uçakları kiralanabiliyor. hizmet miktarına göre örneğin adana istanbul 10-12000$ civarı olmalı.

dns ile bir çok siteye girebilirsin ancak vpn ile güvenli oalrak girersin hangi firmadan vpn aldıgın önemli benim kullandıklarımda çok az kayıp var ve aralıksız kullanıyorum

erathvpn.com
nordvpn

polise şikayet edeceksin ama pek ilgileneceklerini sanmam.

hiçbir şey yapamazsın maalesef hiçbir şey.

bu herifleri ne durduracak bilmiyorum abi... benim de sinirimi bozuyor. bununla ilgili bi yasa filan çıksa iyi olur artık. (belki vardır, bilmiyorum.) herifler o sesi kasten almak için yapıyorlar.

yumurta fırlat ki evini öğrensinler artık gece geçerken taş mı atarlar pencereye, arabanı tespit edip çizerler mi, seçenekleri sen çoğalt artık.

@divit hahsakshkahskldhasdhalshd aq burda da kulağımızı sikiyo orospuçocukları. warrrrgrggggghhhhhhhhhh diye bi geçiyo geçtikçe küfür listemi update ediyorum

rahatsız oluyorsanız çalışırken kibarca söyleyebilirsiniz, x hanım/bey kusura bakmayın şu işe yoğunlaşmam lazım ama mırıldandığınız şarkı pek bir dikkatimi dağıttı, gerçekten kafamı toplayamıyorum aksi halde zaten bu kadar önemsiz bir konuda sizi rahatsız etmek istemezdim, hepimiz bazen farkında olmadan mırıldanıyoruz tabi ama. falan diye.

"susar mısınız" derdim ben olsam direk. çok berbat bi olay.
minibüste yanımdaki çocuklara demiştim bi defa. telefonla mı konuşuyosunuz demişti. yoo hayır rahatsız oluyorum demiştim.
bi kere de otobüste kısık sesle tezahürat edenleri susturmuştum.

çok nefret ediyorum ben bu kesintisiz ses olayından.

hiç bişey deme ya madem adam emekli olmayan yakın eğer sana saygısı varsa başka konuda saygı göster varsa kulaklık müzik dinleyerek çalış ben öyle yapiyorum ofiste gerçi ofis bizim ben dnbyi açıyorum bizimkiler türk sanat müziği arada bende dinliyorum türk sanat müziği ama mırıldanması hoş bişey değil baktın çok arabesk giriyo x abi meyhanedeymişim gibi hissediyorum yaaa içim bi fena oldu de şakayla karışık yolda gülerek bakalım tepkisi ne olcak.

ara m.h. lerini sor kardeş. bankadaki görevliler bir şey diyemez.

1 lira iyi bi rakam...

hocam takibe girdiysen işin zor..

www.ncbi.nlm.nih.gov

www.ncbi.nlm.nih.gov

dogrudur, vardir. ama calistigi yere de cok baglidir. omrunu cildiye poliklinikinde geciren hemsire ile, hematoloji-onkoloji, noroloji, norosirurji, pediatrik hematoloji - onkoloji yogun bakiminda geciren hemsire arasinda, bitip tukenmislik acisindan bi fark olusur.

doğrudur yurt arkadaşlarımın üçü hemşire, 3. sınıflar ve hayattan bezmiş bir haldeler,hastalardan, kalabalıktan bitap düşmüş vaziyetteler artık, çoğu severek geldiği bu bölümde okul bitmeden bu haldeyse ileride neler olur bilemiyorum.

sağlik personellerinde çok oluyor. kadin dogum bölümü hariç tutarsak,

her gelenin stresli, cok ciddi üzgün olduğunu, zaten bozuk psikoljiyle geldigi düşünülürse.. hemşirelerle.sinirlamak dogru değil. veznedarda bile oluyor

işleri çok sıkıntılı gerçekten.benim annem prematüre hemşiresiydi.çok küçük bebeklerle uğraşıyordu.onları beslemek çok zormuş.bir de çok küçük oldukları için hayatta kalabilenleri çok azmış.bundan dolayı depresiftir annem.

@rock n roll

neonatolojiyi yazmayi nasil da unutmusum! cok zor is hakkaten. anneniz cennetlik.

konuşmanız lazım.
couchsurfing'ten falan online ve yüz yüze birileriyle konuşun.özel ders alın.

konuşmak lazım, da nedir yahu! hiç ilgisi yok makaleleri rahatça okuyup anlayabilmek için.

ingilizce seviyeniz dediğiniz gibi ortadan iyi(?) ise okunacak şeylerin seviyelerini boşverin. roman falan okuyun; gazete okuyun; dergileri karıştırın; dediğiniz gibi makalelere bakın.

başlarda kelime eksiği sorun yaratabilir. yani başlarda öyle olur en azından. çünkü sözlükten kelime karıştırmak, cümleyi tekrardan anlamaya çalışmak falan derken akıcılık bozulabiliyor, okumanın verimi düşebiliyor. bu yüzden okuduğunuz şey kolayca kopabileceğiniz, dikkatinizi pek celbetmeyen, size uzak birşeyler anlatıyor olmasın. tek ölçüt bu. onun haricinde düzenli ve çok çeşitli okursanız ve bilmediğiniz kelimelerin üzerinde az da olsa duruyorsanız çok da uzun bir zamana ihtiyacınız yok, ingilizcenizi istediğiniz düzeye çekmek için.

siz sevdiğiniz konularda araştırmaya, okumaya, öğrenmeye odaklanın. dil öğrenme süreci kendiliğinden gelişir. bir gün aniden farkına varırsınız teklemeden, hızlıca okuyup düşünebilidğinizin.

Konuşmayla makale annamanın hiç bi alâkası yok.

Makale annamayı geliştirecek en etkili yol, makale tercüme etmektir. Çok ağır ilerleyen ama çok sağlam bi yoldur.

hepimiz karşılaşıyoruz. çözüm yok. devlet herkesten alıyor o parayı

hayır bir çözümü yok maalesef. ne zaman 1.3 oldu o ya? 1, 1.1, 1.2, 1.3 10 kuruş 10 kuruş ekliyorlar.

ben de çok sinir oluyorum bu duruma. bence çözüm önerisi olarak şirketlerin 10-20-30 değil de, 13-23-33 gibi paketler çıkarması lazım bence.

avea'da standart tarife'de almıyor. lakin kullandığınız pakete dikkat. bazı paketler alınamayabiliyor bu tarifede.
paketinizin ayrıntısına bakın.

normalde de engelli raporu alırsan engelli devlet memuru statüsünde çalışırsın, çok önemli bişeyse aman dikkat memurlukta sağlık raporu isterler tabiki.

hastalığına bağlı. memurluğa engel teşkil edecek bir hastalık değilse tabi ki memurluk yapabilir.

evet değişkenlik gösterebileceği durumlar var.
misal mevzu bahis raporu cinsel yönelimin dolayısıyla almışsan türkiye gibi bir yerde çok canını sıkabilirler.

taksitle ödemeye devam ediyorsun. tek farkı artık istediğin ziraat bankası şubesine ödemiyorsun, gidip her 3 ayda bir vergi dairesi üzerinden yapacaksın. haciz durumu olmaz. sadece ilk kaçırdığın ay için az bi faiz ödersin. sorun kalmaz.

fakir ama gururlu genc'in dediği gibi

ben de her ay vergi dairesinden yatırıyorum ama 4 ay geçtiği halde ödemelerim kyk nın sitesine yansımadı

yansıyan var mı ya da ne zaman yansır

iban yeterli. o kodun icerisinde banka sube hes no bilgisi her bir sey var

evet,bedava.

nasıl lan? vapur tramvay falan bedava mı şimdi? yani sabah? cidden bedava mı?

@der meister, her sene olan şey zaten. bi ara bayram seyranda da bedava oluyordu..

geçen sene değildi ama sanki ya? gerçi ben üniversite için soruyorum, geçen sene aynı gün açılmamış olabilir ilkokullarla... yarın bize (üni) açılıyor, veledlere de açılıyor ya, denk gelmiş demek ki. öyle anladım yani.

13:00a kadar bedava

la 1 tl zaten öğrenciye, niye beleş yapıyorlar ki bunu?

bana kalırsa Afyon'a en yakın Denizli Merkez'den ev tutacan hacı.

Burgazada-martha koyu

kız arkadaşınla gidiceksen bedavalara gitme

gecen gun gittim.. sozlukte de yazdım. green beach'İ öneririm.. detaylar sozlukte yazıyor.

bu dedikleriniz problem deil.gps konusunda açmassan gps i bulamaz ama foursquare daki problem günümüz herkesin derdi o onlara kalmış bisey.foto için maviye basman şart.birde çekeceğiniz yerin üstünde bi 2 saniye kdr tutun onu daha çok netleştirecek telefon öyle çekin.wifi için ise telefonun kulağına dayadığın kısmı havaya tut üstüne etrafını elinle veya baska seyle kapatma yeterki wifi alır.ama tavsiyem en iyisi internet paketi alıp kullan sen bilirsin.bnde nexus 5 çıkıcak onu bekliyorum ama bunuda satmaya kıyamıyorum öyle işte biraderr

Lydia var.
www.lydia.com.tr
Bağdat cadddesinde de Pupa vardı sanırım.
Yine de acil değilse apple store açılana kadar bekleyin derim.

Eğer faturanız yoksa distribütör ürünü ithal ettiği yani Tr ye giriş tarihini baz alıyor. (İmei den sorgulayıp)

seviyorum takip de mi etmeyeyim. bu kadar düz olmayın be kardeşim.

merhaba diyoruz, iyi günler diyoruz.

insanız biz. diyebiliyoruz böyle bişiler yani.

Çok afedersin ama bu işin piçi olman lazım.

Yoksa ortalama bir erkek o şekilde biri ile iletişim kuramaz. Hele de Türkiye gibi stalker ve abazan dolu bir ülkede. Ha tabi tanisan eden ilişki kuran olmustur ama 1 kişi kurmuşsa 100 kişi kuramamistir genelleme yapilamaz.

Amacının ne olduğuna bağlı değişir. İstatistik yalan söylemez. Dediğin gibi güzel bir kız gördün diyelim, kaç kere girişimde bulundun? Bir veya iki mi? İkisinde de negatif sonuca ulaştın diyelim. Elinde ne var? Ben söyleyeyim, sıfır. Ya 100 kere yapsan bunu? 2'si olumlu dönse? Ne güzel olmaz mı? Olur. 2 tane kız lan, Serhat! Dur gaza geldim!

öyle tanisip bayagi ardinda dolasip sonra evlenen adam taniyom.
nasip isi. yirtik olmak lazim ellaam.

işte bunlar hep sosyalleşme hep kur yapma

içini çok dinlemeyeceksin. yoksa bişey yapamazsın. biraz cesaret. asıl durum onun sana verdiği cevaplar. iyi algılaman lazım ona göre sohbet açılır. ama dediğim gibi önce merhaba demen lazım. bunun için de cesaret.

hayatına biraz renk katmış olursun.

nop alımamıyor maalesef. adliyelerden birine gideceksiniz.

e devlet kapısından da alınıyormuş ama her yer onu kabul etmiyormuş.

insanlarla iç içe olacaksın,konuşacaksın.zorlansanda yapacaksın.sosyal kaygı bozukluğunu ancak bu şekilde geçirebilirsin.

evet o mesaj meselesi tramer kayıtlarından bilgilendirir sizi, muayeneye girdiği km lerde yazıyor artık.

hasar var ve dışarda cepten yaptırılmış ise hiç bir kayıtta çıkmaz, usta gözü ile parçaların değişip değişilmediğine bakılmalı, yada bir yerden boya kalınlığını ölçen o elektronik alet bulabilirseniz onunla da bakabilirsiniz.

en güzeli aracı teslim almadan önce bir serviste ekspertiz yaptırıp notere öyle gitmektir.

ekspertize vereceğiniz paraya acımayın eğer bu işi bilmiyorsanız.

Sadece sigortaya düşmüşse görülüyor diye biliyorum. Başka bir şekilde anlamanın yolu "computest" denilen sistem. Google'da bir araştırın.

öyle bişey genelde halı yıkama makinası vs dandik dandik şeylerde oluyor. düzgün şirketlerin kendi pazarlama departmanları vardır, ama pazarlama satış yapmaz, bu da böyle bilinsin pls. herkes pazarlama diyince satmak zannediyor.

ozel sektorde tutunabilirsen ozel sektor derim ben. belki daha cok calisirsin ama maddi olarak da daha iyi sartlarin olur (genelde).

devlette standart sonucta cogu sey. alacagin maas vs.. mesai saatlerin bellidir. is tanimin cok degismez. sabah gider aksam gelirsin. (tabi bunu ozel sektorde de saglayabilirsin belki).

ozel sektorde patronun olur, yaptigin isle bi yerlerde durursun. devlette amirin olur, salla basini al maasini.

İşinde biraz iyi olursan, özel sektörde de işin pekala garanti olur. Yazılımdan daha çok aranan çok az eleman var piyasada. Üstelik işini iyi yaparsan özel sektörde maaşın kat kat artabilir, devlette sınırlı.

Devletin avantajları; saatlerin belli, yoğunluk fazla değil. Yan gelip yatayım diyorsan devlet.

devlet diyorum ben.

çünkü yazılım geliştirmede özel genellikle proje bazlı çalışır.bi projeyi gerçekleştirince devam etmeyebilir.sigortayı falan da mevsimlik gibi yapıyorlar gün bazlı oluyor..atlata atlata gitmen gerekebilir.eğer bu şekilde gidebilirsen iyi para kazanırsın.ama düzenli maaş almak da iyi olabilir.

yine de sektörün tam içinde değilim sadece incelediğim kadarıyla bi yorum yaptım.