[]

inönü stadı'yla maçka parkı arasındaki yuvarlak demir şey nedir?

hani lunaparkın yanında. kat kat yükseliyor, dairesel metalik iskelet. ne ki o?




 
havagazı fabrikası mıydı neydi orası eskiden.


  • mea maxima culpa  (30.12.09 14:06:33) 
evet orada eskiden havagazı fabrikası (dolmabahçe gazhanesi) varmış. o zıkkımın adı da gazometre imiş.


  • dehri  (30.12.09 14:23:28) 
Havagazı fabrikasının gaz deposu. Daha önce söylenmiş ama tereddüt edilmiş, onun için bir daha şey ettim.


  • o midas  (30.12.09 14:38:15) 
"inönü stadını bilenler için söylüyorum, beşiktaş ilk yarıda gazhane tarafında kaleyi savunacak"

:)))
  • no avalon  (30.12.09 14:41:46) 
[]

kaçak kablo tv kullanmak

tespiti halinde cezası nedir?

reelde ne gibi yaptırımlarla karşılaşılıyor?


 
sanırım "karşılıksız yararlanma" kapsamında değerlendiriliyor bu suç.
tck/163:
"(2) telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır."

tabi ne kadar sıkı denetliyorlar orası ayrı bir konu..
  • anadolu felsefesi  (27.12.09 15:28:17) 
bunu bende merak ediyorum. çünkü aradık bize sizinki kapatılmış dedi ama yayın devam ediyor. ee biz de izliyoruz haliyle.


  • berrak sudaki kırmızı balık  (27.12.09 15:30:03) 
biz bi ara 1 sene falan kullandık. sonra gelip kesip gittiler..bi şey olmuyor.


  • partizan  (27.12.09 15:39:49) 
daha önce 1,5 yıl bir evde kullandım kesmediler daha sonra taşındığım evde 8 ay kullandık 1 gün gelip sizi abone yapalım dediler mecburen olduk ceza falan vermedik.


  • drip nick i zaten kullanilmakta  (27.12.09 15:47:00) 
(git: 29741) bu ilanda bahsettiğim kabloluyu geçen ay kestiler daha bir şeyde demediler.


  • s e ff a f  (27.12.09 17:02:50 ~ 17:03:05) 
millet aya çıktı siz hala kaçak tv peşindesiniz yiğenim..


  • sufishco  (27.12.09 17:23:23) 
[]

60.yıl anadolu lisesi (İzmir) öğrencisi var mı buralarda? (mezun değil, öğrenci)

Ben de oranın eski mezunlarındanım, bi şey sorucam. Var mı hiç?

[i] kullanıcılar için e-posta denizdehri AT g m a iil


 
facebook üzerinden o lisenin ağına bakmayı denersen daha hızlı olur diye düşünüyorum.


  • elmalili hamdi yazar  (15.11.09 23:09:01) 
[]

istanbul üniversitesi yüksek lisans

sosyal bilimler enstitüsü'ne bağlı programlardan birinde ilk dönem tüm derslerden çakarsanız ilişiğiniz kesiliyor mu? yönetmelik sanki öyle diyor gibi. kovulmamak için ne kadar ders geçmek lazım? nedir? allah razı olsun.




 
okula-bölüme göre değişiyor mu bilmiyorum ancak belli bir dönem ortalaması vardır. (ki genelde 70- cc olur) ortalamanın altında kalırsanız atılırsınız. yönetmeliği iyice bi daha okuyun.

edit: sbe.istanbul.edu.tr linkteki 13. maddeye göre ders geçme notu 65-cc imiş.

kanımca her dersten en az cc alırsanız dönem ortalamasını tutturursunuz. ha ben birinden aa aldım derseniz iki adet dc de ortalamayı sağlayabilir. hesaplamak ya da sosyal bilimlere gidip sormak lazım.
  • anestezik  (10.11.09 19:15:38 ~ 19:23:30) 
[]

ucuz dijital foto baskı

teknosa 100 fotoyu 20 liraya basıyodu, bitmiş sanırım o kampanya. mediamarkt da bitirmiş galiba. bu ikisi dışında kampanyalı dijital baskı mekanı bilen?




 
www.derinfoto.com fiyat olarak ne kadar uygun bilmiyorum da incelemeye değer..


  • iterator  (08.11.09 12:41:05) 
[]

[istanbul] askerlik şubeleri ne durumda? yoğunluk açısından..

askerlik durum belgesi alınacak. bugünlerde işi düşen olduysa kalabalığın ne durumda olduğuna dair fikir verebilir mi? hangi şube?




 
durum belgesi icin sira beklemeden alindigini 2 kisiden duydugumu paylasabilirim. askere gidecek donemden bagimsiz bir sekilde sira beklemeden hallettiklerini soyledi bu arkadaslar. olay gecen ekim ayi icinde gebze askerlik subesinde yasaniyor.


  • lejant  (08.11.09 01:04:00) 
5 kasım günü, bakırköy askerlik şubesinde idim. sabah'tan 30, ögleden sonra 30 kişi almalarından mütevellit, bir ertesi gün icin, sıraya ismimi yazıp yarın sabah ki, 30 kişinin icerisine zor girebildim. bunun akabinin'de yılmayıp, bakırköy'de tren istasyonunun, karşısında güngören askerlik şubesine gittim. yaklasık 15 kişi falandık. 1 saat beklemeden sonra, iceri aldılar. işimide cok kısa bir süre icerisinde hallettim.

bütün personellerinide duyuru aracılıgıyla teşekkür ederim :)
  • claimer  (08.11.09 01:50:36 ~ 01:50:55) 
şubesine göre değişiyor bu durum sanırım.

yapılacak işleme bağlı olarak da değişiyordur herhalde ama ben kendi yaşadığımızı yazayım.

eşim geçen hafta tecil için şişli şubesine gitti, sabah 7.30'da şube kapısında sıradaydı, içeri alırken telefonları da topluyorlarmış, akşamüstü 3'te ondan hala haber alamamış durumdaydım, benim meraktan delirmeme bir tık kala, saat 4 gibi çıktı şubeden, aradı bitti işim diye.

her bir kuyrukta saatlerce bekledim diyor, form alma kuyruğu ayrı, muayenesi ayrı, fotokopi kuyruğu ayrı, komutana imza kuyruğu ayrı.

velhasıl ben kolay gelsin diyeyim şimdiden. umarım sizin gideceğiniz şubede işler çok daha kolay yürüyordur.
  • hickiran karasinek ve uyuyan karinca  (08.11.09 06:22:18) 
iki hafta önce halıcıoğlundaydım tecil için, tecil işlemleri bir günde ancak bitiyor ama belge almaya gelenlerden öğleden sonra 1.30da gelip 1 saat bile sürmeden isini halledip gidenler vardı. belge bekleyenleri tecil-muayene-yoklama vs sırasından bagımsız alıyorlardı.


  • anatomik durus  (08.11.09 08:05:23) 
üsküdar çok yoğun düşünme bile.


  • cnonefb  (08.11.09 10:37:42) 
ümraniye de durum belgesini sıra bekletmeden veriyor.


  • phoera  (08.11.09 11:12:42) 
@cnonefb kardeşe katılıyor ve yineliyorum: üsküdar'ı aklının ucundan bile geçirme!


  • trawmatolog  (08.11.09 16:21:27) 
[]

bandista - yan babilon

ister polis olsun ister astinomia fon..

nedir astinomia fon ula??


 
astynomia yunan polisi demekmiş.


  • hia  (29.06.10 19:03:07) 
[]

ucuz dijital foto baskısı [istanbul avrupa]

yani öyle. hani kalitesiz de olmasın. 50-60 tane fotoğraf bastırıcam, ucuz yollu bildiğiniz bi yer varsa oraya vereyim. beşiktaş-eminönü hattında herhangi bir yer olabilir pekala. taksim olur, m.köy olur.




 
sirkeci fotoğrafçılar çarşısı..ucuzdur


  • lennonn  (28.09.09 23:23:17) 
böyle spesifik bi dükkan adı filan verebilecek olan?


  • dehri  (28.09.09 23:40:04) 
mediamarkt gayet ucuza yapıyor. hem dosyalarını kendin editleyebiliyorsun kendin görüyorsun. hatta baskıya kendin yolluyorsun aracı görevli olmadan.

5 tanesi 1 liradan hop diye bastırırsın. hala aynı sanırım fiyatı.

ben yaptım cidden tavsiye ederim. kullandıkları malzemeler ve baskı makinaları cok güzel.

mediamarkt nerden bulcam esmer dersen teknosa da aynı işi yapıyor.
  • esmer  (28.09.09 23:44:31 ~ 23:45:03) 
eklemeden geçmeyeyim: 75 fotoğrafı 20 dk da almıştım.

yani çok da beklemezsin. belki fotografcılar bugün git yarın gel derler diye söylüyorum.
  • esmer  (28.09.09 23:47:16) 
[]

özel ölçü kitaplık yaptırmak

beşiktaş ve civarında ucuza kime, nerde yaptırırız bunu? suntalam olur mdf olur. pdf bile olur.




 
balıkçı pazarının arka tarafında marangozlar var, ikinci el eşya satan dükkanların olduğu sokağı kesen 2 sokakta da var, oralara sor bakalım bi.


  • aithra  (26.09.09 16:03:28) 
[]

bu yara iyileşir mi? [fotoğraflı!]

elimi kestim, cam çay bardağı patladı elimde. epey kan aktı. kanı durdurabildikten sonra sarıp sarmaladım. üç saat sonra falan da (az önce yani) açtım. fakat çok çirkin olmuş, kararmalar falan var yara üzerinde. kendi kendine iyileşir di mi bu? o görünen dikdörtgenimsi alan komple kalkmıştı. ben geri indirdim.




 
merhem sur, hafif sargi beziyle sar, cok sikma. su degdirmemeye calis.

edit: merhem yoksa bir eczaneye goster en azindan, versin ona gore bir merhem. merhemsiz yavas iyilesir, bir de mikrop kapma riski daha cok olur.
  • ermanen  (11.09.09 22:42:15 ~ 22:47:43) 
çok az bi iz uzun süre kalabiliyor böyle durumlarda. siz tam unutunca o da geçiyo ama. bence geçer.


  • dogumdansancili  (11.09.09 22:42:41) 
ne merhem var ne sargı bezi. yara bandı boğmasın diye açtım, hava alsın dedim çocuk.


  • dehri  (11.09.09 22:43:15) 
iyileşir.


  • milk it  (11.09.09 23:12:43) 
ama dezenfekte et bol bol. oksijenli su neyin, iltahap olmasın başın ağrır sonra.


  • milk it  (11.09.09 23:13:14) 
gecmis olsun, iyilesir iyilesir. cam kesiginin iyilesmesi metal kesiginin iyilesmesinden biraz daha zaman aliyor. cami yaparken icine konan magnezyum ya da zirkonyum gibi minerallerdenmis saniyorum.


  • osuruklu  (12.09.09 00:21:51) 
abi o sol taraftaki karemsi kısmın büyük çoğunluğu kuruyacak ve tutmayacak muhtemelen. sen yine kalabildiği kadar orayla tümleşik tutmaya çalış. vücut orayı alttan yapıcak ve zamanı geldiğinde de o kısmı vücut kendisi atıcak zaten. tutmadı lan bu diye de korkma. kararır ve kurur. normal.


  • yirtik fani  (12.09.09 00:32:55) 
iyileşir elbet ama izi kalıyor...


  • late viper  (12.09.09 00:40:16) 
[]

eşanlamlı önerileri: çöp

merhaba,

güzel ingilizcemizde fiziksel anlamda "çöp"ü ifade eden pek çok sözcük var. garbage, trash, rubbish, junk vs. gibi.

1) bunların sürekli olarak yan yana kullanıldığı bir metni tercüme ediyorum. bu yüzden bana türkçede fiziksel "çöp"ü ifade edebilecek başka sözcükler lazım. tüm önerilere açığım, ama bir türkçe okuru olarak bir kitapta görmeyi yadırgamayacağınız sözcükler olmalı bunlar.

2) ingilizcesi pek kuvvetli/anadili olan arkadaşlar da bu yukarıda saydığım sözcükler arasındaki nüanslar konusunda beni aydınlatabilir veya sadece fikir yürütebilirlerse sevinirim.

 
bak o ingilizcedeki "çöp" kelimeleri farklıdır. yanılmıyorsam şöyleydi:

garbage genelde organik ev atıkları için kullanılır. sebze, meyve gibi.
trash büyük atıklar içindi masa sandalye ağaç gibi.
rubbish daha küçüktü sanırım. yumurulmuş bir kağıt rubbish diyebiliriz.

tabii daha aydınlatıcı cevaplar gelebilir.


türkçe atık diyebilirsin. başka pek bir seçenek yok sanırım.
  • eyke  (11.09.09 20:14:07 ~ 20:15:02) 
1) atık, süprüntü, çöplük, artık, çer çöp, döküntü, hırdavat, moloz, hurda, pılı pırtı, gübür, pislik

2) garbage: organik atiklar genelde(hayvan ve bitki atiklari, etler, curuk meyveler..)
trash: eskimis, hurda olmus seyler (eski sandalye, hurda araba, bozuk bilgisayar..)
rubbish: degersiz atiklar..
junk: parcalanmis kirilmis kullanilmis seyler genelde, hurda, moloz vs..
litter: sokaga atilmis pislikler genelde (sigara izmariti, kagit parcalari vs.)
waste: atik oluyor genelde, uretim sonucunda olusan artiklar, copler..
  • ermanen  (11.09.09 20:20:38 ~ 20:32:29) 
litter var mesela, etrafa bırakılmış çöp birikintileri için kullanılan. genelde container diye geçen pet şişedir, kola kutularıdır onları içeriyor.
rubbish yiyecek maddesi içermeyen ve genelde ofislerde biriken çöpler için kullanılıyor.
junk genelde kullanılamaz materyaller için kullanılıyor, daha teknolojik bi anlamı var yani. (hurda gibi)
garbage da eyke'nin dediği gibi organik atıklar için kullanılıyor. yemek artıkları gibi.
  • pandora  (11.09.09 20:27:18) 
İngilizce için bolca öneri gelmiş, Türkçe için de çoğu yazılmış. Türkçe'de bir de gübür var. İki anlamda:

1) Saman inceliğinde herhangi bir sap, dal veya tahta parçası:
2) Yararsız, pis veya zararlı olduğu için atılan ufak tefek şeylerin hepsi, gübür.

İngilizce'deki nüanslara uyarsa diye...
  • uyuklayankedi  (12.09.09 01:04:22) 
[]

bu yukardaki kan aranıyor duyuruları

okuduğunuzda, kanınız ve şehriniz uyuşuyorsa ne hissediyorsunuz?

gidip kan veren var mı?


 
ben burda bana yakın bi duyuru rastlamadığım için veremedim. ancak bu tv lerde altyazı gecer bazen bir kere denk geldi gittim verdim. burda da adresime yakın olsa giderim heralde.


  • pragmatist kedi  (04.08.09 01:53:54) 
ben bir kez kan verdim buradan görüp. son kan verişimden yeterince zaman geçmişse ve denk gelirsem veririm yine. ama bir şey hissetmiyorum açıkçası. sağlıklı sigara falan kullanmayan bir bireyim, ihtiyacı olan varsa veriyorum sonra dönüp gidiyorum. tatmin amaçlı değil yani.


  • talemon  (04.08.09 02:03:15) 
bir kez yaşadım bu durumu. gidip de kan vermediğim için vicdan azabı duydum diyebilirim. hatta duyuruyu açanı bulsam sorucam ne oldu hasta iyileşti mi diye. bir daha böyle bir durumla karşılaşırsam gider veririm. sigara içmem sorun olmazsa eğer.


  • cro magnon  (04.08.09 03:08:41) 
gördüm mü veririm. ne burda ne de sözlükte daha nasip olmadı. bir tek geçenlerde tüm izmir için kızılay'dan bağış çağrısı yapıldı. stoğumuz kalmadı diye. bir hafta kadar önce bir saatlik yol teptim kan vermek için.


  • phonex  (04.08.09 03:20:58) 
sigara sorun değil. boyunuz kilonuz ortalamanın biraz altındaysa veya daha yüksekse, 24 saat içinde alkol kullanmamışsanız verebilirsiniz büyük ihtimalle. formda daha bir sürü şart var ama genel olarak böyle.

burdan hiç denk gelmedi ama bir keresinde okulda denk gelmiştim. 500 kişinin olduğu bir yerde asılıydı ilan. muhtemelen başka dersliklere de asılmıştır. gidince ilan sahibine sordum; bizim okuldan bir tek ben gelmişim. aksatmayın, normalde de giden insan sayısı çok az.

kan vermeye gidecekseniz de google'da "kan bankası" veya "kan aranıyor" diye aratıp bir bakın, kanınızı ihtiyaç sahiplerine gitsin. onu bulamazsanız da takas için kan ihtiyacı olan birilerini bulmaya çalışın. tedavisinde düzenli olarak kan gereken hastalar hastaneye borçlu kalıyor. 20 ünite kan almışlarsa o kadar ünite kanı yerine o kadar kan bulmaları gerekiyor (kan grubu farketmez). yoksa senet yapıyorlar. ünite başına 10 lira falan olması lazım.
  • egilincecataligozukmeyenentelmuslukcu  (04.08.09 05:11:39) 
kizilay'a duzenli kan bagisinda buluyorum ben. hem benim grubum da en fazla bulunan grup oldugundan pek de aranmiyor.

yalniz bi kere ankara metro'da anons yapilmisti da bi ben gitmisim. yazik adamcagiz taksi falan tutup goturmustu hastaneye beni.
  • osuruklu  (04.08.09 07:30:56) 
benim kan grubum 0 rh -, bazen görüyorum ama hatayda oturduğumdan dolayı pek işe yaramıyor. sinir oluyorum. bir kaç kerek mesaj atıp sormak istedim ama kafa bulandırmak da istemiyorum.


  • hollowlife  (04.08.09 09:49:55) 
kan aranıyor duyurularının %90'ı istanbul'da olduğundan maalesef veremiyorum, sözlükteki duyuruyu da kapadım artık görüp görüp veremeyince. onun dışında eş dosttan duyduğum ihtiyaç sahiplerine kan veriyorum. normalde aspirin filan almamış olmak gerekiyor, ama acil bir durumsa ve lazım olan plazma vs ise belirtmeniz kaydıyla alıp ayrıştırıp kullanıyorlar.


  • lykos  (04.08.09 10:09:57) 
[]

kablosuz hoparlör?

yok mu böyle bir şey? çalışma odasından salona müzik taşımaya uğraşıyorum. kablo çektim ses monoya indi. kablosuz halletmek imkansız mı? çözüm ne olur?




 
vardı oyle modeller.


  • bryan fury  (01.08.09 20:26:17) 
var ama oldukça pahalı. bluetooth teknolojisi kullanıyorlar sanırım.


  • cro magnon  (01.08.09 20:27:31) 
yok yok. kabloları iyice sıkıladım, elden geçirdim. parazit gitti stereo geldi. şimdi kroşeyle veriyorum çivileri kablonun beynine. istemem kablosuz hoparlör. kanser yapar.


  • dehri  (01.08.09 20:45:47) 
kablosuz hoparlör var ancak ne kadar saçma ki her hoparlör için bir priz bulmak zorundasınız.


  • buffy de vampir sayilir  (01.08.09 22:14:32) 
Var ama yavan.

(bu da çok kısa olmuş)

Neyse, illa bu sorunu ses kaybetmeden çözmek istersen ve kablosuzluk bir yerde lazım ise, önce hoparlöre adam gibi kablo çekip onu bir amfiden geçirip sonra kablosuz ağa yönlendiriyorsun.

ha gerçekten çok ve lüzumsuz para harcarsan (daha kaliteli olsun diye değil, aynı şeyi daha pahalı almak için harcanan para ölçeği) olanı da var o ayrı.
  • rygard  (01.08.09 23:24:26 ~ 23:26:28) 
[]

usb modeme bir bilgisayar bağlanmış, ikincisi nasıl bağlanacakmış

nasıl bi hayvansa bu adsl modemin tek bir usb çıkışı varmış ona da bir manda kasa bilgisayar bağlıymış. şimdi kızımız bu modeme (kabloyla) bir laptop bağlamak istiyor, öbürü de bağlı iken. ne alınacak, ne yapılacak? hub, switch, bişey? neresinden nereye takılacak?

bi tanesiniz.


 
modemin kablosuz destegi varsa kablosuz ag acilip hemen baglanilacak.
kablosuz destegi yoksa ama network cikisi varsa, elektrikciden bi tane network kablosu alinacak onunla baglanilacak. eger network cikisi da yok sadece bir tane usb cikisi varsa kasa sokulecek yerine laptop gelecek. ikisi birden olacaksa yeni bir modem alinacak.

  • crucio  (20.07.09 13:20:03) 
medemin arkasında ağ kablosunun gireceği boşluk varmış. telefon kablosunun girdiği yuva gibi ama bir boy büyüğüymüş. oraya seri bağlı bir ağ kablosu takılıp diğer ucu da laptopa takılacakmış. internetin keyfine varılacakmış ondan sonra.

yalnız takmadan önce besmele çekmek unutulmayacakmış.

eğer ağ kablosu ise birden fazla bilgisayar bağlayacaksanız hub switch o zaman lazımmış. Bir de usb bağlantı biraz daha yavaş olurmuş. uzun süre böyle kullanılacaksa bir tane 4'lü hub veya yeni bir modem* alınıp daha hızlı internete ulaşabilirsinizmiş.

bana da bir arkadaş söylediymiş.
  • Kazmapolitan  (20.07.09 13:23:10 ~ 13:25:59) 
masaustu bilgisayarin ethernetinden dagitmak mumkun ama genelde cok sorunlu oluyor. bence usb modemi koysun bir kenara yeni modem alsin. en mantiklisi o. diger seyler bosa masraf olmus olur. hali hazirda adsl modemlerin oldukca uygun fiyatlilari var. hem laptop'i kablolu baglamak son derece mantiksiz.


  • entrapmen  (20.07.09 13:24:01) 
bir ethernet kablosu ile iki bilgisayarı birbirine bağla ve ağ ayarlarından "bu bilgisayarın internet erişimini ağdaki diğer bilgisayarlarda kullanabilsin" benzeri seçeneği bu. gerekli olursa firewall'un ayarlarını yap. ben bu şekilde yapabildiğimi hatırlıyorum bir ara.


  • laughtear  (20.07.09 13:28:39) 
1) wireless yok efendim
2) o telefon girişinin bir boy büyüğü olan girişten yok, problem de o. eldeki ethernet kablosunun ucunu sokacak bir yer yok. sadece bir adet usb girişi var.

yeni modem almadan ya da desktopu sürekli açık tutup host gibi kuullanmadan bu iş olmaz diyorsunuz?
  • dehri  (20.07.09 13:29:15) 
kasanın arkasındaki ethernetten laptopun ethernetine bağlayınız ethernet kablosu alıp.sonra ağ ayarlarını yapınız workgroup ayarlarını yapınız gerekli ipleri dağıtınız.bu bilgisayarın bağlatınısını bu terbiyesizde kullansın diyip aralarında dosya paylaşımı bile yapabilirsiniz internette cabası ben kullanıyorum bu şekilde.


  • buffy de vampir sayilir  (20.07.09 14:11:36) 
bence iki bilgisayarı birbirine bağlamak son derece mantıksız. bi wireless modem alın desktop'ı ethernet ile bağlayın laptop'u wireless ile. en temizi budur kanımca.


  • cro magnon  (20.07.09 16:18:35) 
[]

varsayalım ismail - spekülasyon canavarları

varsayalım kafama saksı düştü hafızamı kaybettim. ama akli mekanizmalarımı kaybetmedim, aptal değilim, algılayışım hala sağlam. sadece adımı soyadımı evimi kim olduğumu falan asla hatırlamıyorum. üzerimde ne nüfus cüzdanı ne bir şey var, hiçbir yerde kayıtlı parmak izim vs. yok. ne oluyor o zaman? hayatıma nasıl ve "kim" olarak devam ediyorum?




 
eh, sen hastanede iken yakınların kayıp başvurusu yapmış olurlar zaten herhalde.
kısa vadede bulunursun bence...

  • uyuzcan  (09.07.09 23:49:00) 
yakınlarım yok abi. 4 sene önce 48 kişi düğüne giderken trafik kazasında tüm sülalem öldü. beni seçenek elemekle uğraştırmayın lütfen :)


  • dehri  (09.07.09 23:50:36) 
en kötü ihtimalle faturaları odeyemeyince bi fotografını cekip facebookta falan duyururlar, yakınların gelip alır. hehe. uzun surmez eminim.


  • selflearner  (09.07.09 23:52:58) 
gazeteye ilan verdiler, eşim dostum arasından gören de olmadı. zaten toplam iki arkadaşım var dünya üzerinde. onlar da akademik bursla kamboçya'dalar.


  • dehri  (09.07.09 23:52:58) 
hmm, bu durumda çalışmıyosundur da sen?
iş arkadaşın neyim yoktur yani, ya da yokluğunu fark edecek herhangi biri?

e o zaman ne farkı var ki ayşe ya da fatma olmanın? (bi alttaki sorunda geçen menopoz lafı üzerine kız ismi kullandım, art niyet yoktur, bilesin)
  • uyuzcan  (09.07.09 23:55:38) 
o zaman o iki arkadasınıza "benden su kadar zaman icinde haber alamazsanız eksiduyuruya girip bakın" salık veriniz, doktorların gorebilecegi bir yerinize de, "hafızamı kaybetmissem, eksi duyuruya yerimi bildiren bir mesaj yazın" dovmesi yaptırın.

kesin guvendesiniz.
  • selflearner  (09.07.09 23:56:17) 
efenm, aşağıdaki menopoz bir şakadır (@uyuzcan). maalesef rahim, yumurtalık gibi şeylerim yok. ama mesele de bu değil. çalışmıyorum. freelance çeviri yapıyorum. allahın kulu aramaz sormaz yani. mesele "ayşe veya fatma" olmak değil. çıktım hastaneden (param da vardı hadi). uçağa binicem, ev tutucam, bişey yapıcam ne kimlik var ne bişey. önemli olan anonimiteyi beğenip beğenmemek değil ki burada. devlet bana sıfırdan kimlik hazırlayacak mı? (@selflearner) bulunmak istersem ne yapayım demiyorum, bulunamıyorsam ne yapılır diye soruyorum.


  • dehri  (10.07.09 00:02:27 ~ 00:03:49) 
eh, bak sadede gelmiş olduk böylece en azından.
artık hukukçular gönül rahatlığıylan cevaplayabilir :)

  • uyuzcan  (10.07.09 00:05:28) 
bence hastaneden bırakmazlar seni. bakırköyde yaşlanır ve ölürsün.


  • bushwacker  (10.07.09 00:24:08) 
yakinin olmadigini, isin gucun olmadigini, arkadasinin seyahate gittigini bilmedigin icin uzuuuuuuuuun bir sure onlari ararsin. yahu ben ne bicim adammisim, kaybolmam kimsenin mi dikkatini cekmez diye depresyona girersin, yoksa ben yasadisi islere filan mi bulastim diye paranoya yaparsin, ajan miyidm alla alla dersin, buyuk ihtimalle bulucam iste kim oldugumu diye hirs yaparsin, gidip ilgili mercilere yeniden kimlik cikarmak icin filan basvurmazsin gurur meselesi oldugu icin, o arada da kafayi cizmezsen bravo.


  • okuryazar  (10.07.09 00:46:22) 
tamam da kimligin hic mi olmadi, bulurlar bir sekilde, yuzunu gorenlerden, kapicidan komsudan, evini gittigini gorenlerden falan... simdiye kadar hic kimligin olmadiysa ve hafizani kaybettiysen ve hic kimsen de yoksa, hic yasama daha iyi diyecektim ama demiyorum, yetistirme yurduna falan verirler heralde..


  • ermanen  (10.07.09 01:16:53) 
avukat aracılığıyla john doe/jane doe(bizde var mı böyle bir şey bilmiyorum) olarak mahkemeye başvurursunuz. hakim, sağlık ve bilirkişi raporlarıyla durumu kavrayıp ikna olunca size özel bir kimlik çıkarılmasını ve özel durumunuzdan dolayı kendinize iş, ikametgah ayarlayana kadar devlet tarafından barınak ve ödenek temin edilmesini sağlayan bir karara varır. ya da varmaz orası hakimin bileceği bir iş. kimliksiz ve de parasız bir şekilde davayı açabilmek de mesele tabii ama gayet medyatik bir dava olacağından avukat bulmakta zorlanacağınızı sanmam.


  • midesiz  (10.07.09 11:47:05) 
[]

mardin kapısından atlayamadım

ya da;
"o yarimin damından"

ya da;
"vurmayın arkadaşlar ben yaralıyam"

olarak bilinen türkü var hani. bunun mis gibi "türkü" olarak okunduğu kayıt(lar) arıyorum. nihat doğan vs. gibi isimlerden veya youtube'dan link istemiyorum. bunun güzelce okunduğu albüm ismi verebilecek olan var mı?

(kazancı bedih hariç)

 
yok o da var. türkünün diğer bir söyleniş şekli de "muratgilin damından atlayamadım".


  • dehri  (29.06.09 23:42:18) 
izzet altınmeşe var lw'da.


  • cruor  (30.06.09 01:06:37) 
albüm değil ama şafak sezer söylüyordu kutsal damacana`da.


  • poseidon55  (30.06.09 01:08:13) 
[]

"ud alacak adama yol gösteren cennetliktir"

merhaba,

kısacık soruyorum. yer istanbul. bütçe biraz zihinsel tatmine bağlı ama ortalama 500-700 lira diyelim.

bir bilen, anlayan "şunu al, şu ağaçtan, şöyle burgulu, şu ustanın, şurdan al" der mi acaba?

 
www.mustafacopcuoglu.com

kesin tavsiye efendim

öhöm :) yalnız pahalı olabilirmiş
  • kanuniye  (17.06.09 01:08:57 ~ 01:19:54) 
Mustafa Copcuoğlu, kesinlikle en iyisidir.Ortalama iyi bir udun fiyatı 1200-1500 arasıdır.Ancak Mustafa Usta oldukça yardımcıdır bildiğim kadarıyla, kendisine danışırsanız size muhakkak yardım edecek,en azından yol gösterecektir.Nacizane tavsiyem alırken iyisinden bir ud almanızdır,aksi takdirde hem istediğiniz sesi çıkaramaz hem de kısa bir müddet sonra çöpe atarsınız.


  • Nigâr Binti Osman  (17.06.09 02:50:10) 
[]

533 / 667 / front bus / ram

merhaba,

1) laptopa ram alıcam. üzerindekiler 533 mhz. ama notebook'un spesifikasyonlarında "front bus 667 mhz" yazıyo. ben şimdi kendime 2 tane 2 gb ddr 2 667 mhz ram alıcam. bi sorun olur mu? uygun mudur?

makine şu:
eu.computers.toshiba-europe.com

ram de şu:
www.hepsiburada.com

2) sormuşken tam sorayım. makinenin linkini verdik. bu makineyi 4gb ram'e yükseltmek ile 2 gb ram'e yükseltmek arasında performans farkı olur mu? yoksa hazır yükseltmişken 4 iyi midir?

 
32 bit OS varsa en fazla 3 gb olur.


  • eyke  (08.06.09 02:59:00) 
Ram yuvaları hangi hızdaysa ramler o hızda çalışır. Daha hızlı ram alabilirsiniz ama düşük hızda çalışırlar.


  • arche  (08.06.09 08:25:52) 
yapmışken 4 gb yap. vista 32 bit sp1 4 gb destekliyor.


  • abtash  (08.06.09 11:05:35 ~ 11:05:47) 
[]

helal süt emmiş boyacı (ya da boya arkadaşı)

avrupa yakası (beşiktaş civarı) ufak bir mekanda boya-alçı işi için tatlı mı tatlı bir boyacı arıyorum. fiyat çekerken kol-bacak sokmasın, insan olsun istiyorum. var mı tanıdığınız? yahut elinden iş gelen (bilhassa alçı) sözlükçü varsa gelsin beraber yapalım, bir günlük iş, ben de kendisine ne istiyorsa ısmarlayayım, alayım, nakit hibe edeyim. he?




 
mesaj attım.


  • hevipeyra  (06.06.09 01:39:36) 
alçı konusunda yardımcı olurum. bu işte uzmanımdır.
ama mesaj atamıyorum. üzerinize afiyet biraz çaylağım da. (:

  • buzkran  (06.06.09 02:15:55) 
[]

kafamdaki damarlar

4-5 saattir oluyor bu. nasıl anlatsam, kafamın sol üst kısmında (?) (şakak merkezli bir daire içerisinde diyelim) damarlar kabardı, birkaç dakikada bir PIT PIT diye atarak bıçak saplanırmış gibi bir acı/ağrıya yol açıyorlar. sol gözümü aniden kısmak zorunda kalıyorum, her seferinde epeyce kasılıyor ve acı çekiyorum. elimi damarın üzerinde gezdirdim, hortum gibi kabarmış ve sert. ne oluyor?

migrenim falan yok, sağlıklı sayılabilecek, 20'lerinin ortasını geçmiş bir insanım. çok sigara içerim(~2 paket/gün), pek öyle çay kahve falan tüketmedim bugün, biraz da uykusuzum.


 
sakinles, bir dus al kendini en iyi hisssetigin sicakligi deneyip bularak ve uyu.


  • feeling the blanks  (11.05.09 00:16:29) 
uyuyamam ki. zaten kronik uyku problemim var, artı bu sızı üç dakikada bir yerimden hoplatıyor, kafamı ellerimin arasında ezme pratiği yaptırıyor. uyunacak huzur mevcut değil özellikle. duşa da girdim çıktım. 1-2 saat önce çalışmayı (bilgisayarı) bıraktım, müzik açıp uzandım falan, tık yok, beyin kanamam geldi galiba.


  • dehri  (11.05.09 00:24:46) 
sarmısak ye bi kaç tane yoksa limon suyu içebilirsin.muhtemelen tansiyonun yükselmiş


  • gns  (11.05.09 00:36:48) 
bruxism olaiblir.


  • bryan fury  (11.05.09 00:37:48) 
yahu bir insan da hastaneye gidin dememiş :=0. bruxism olduğunu hiç zannetmiyorum bu arada.


  • boshi  (11.05.09 02:20:08) 
bir şişe passiflora iç

--dezenfarmasyon masası
  • mortifera  (11.05.09 02:29:11) 
çocukken bende de olmuştu. damar damar üstüne binmiş diyorlardı da sonradan sorgulamadım nedir diye. uyuyun bişey yok.


  • head  (11.05.09 10:08:24) 
[]

intisabi

elinde büyük testislere sahip bir osmanlıca sözlük olan dostum, benim için bu maddeye bir bakar mısın? intisab sözcüğü bu şekilde çekiliyor muymuş? ve hatta anlam karşılığı verilmiş mi?




 
ferit develioğlu'nun sözlüğünde yok intisabi..


  • surtunme kuvveti  (08.05.09 17:56:02) 
peh! o zaman güncelliyorum sorumu:

intisab sözcüğünü nasıl çekerim.
(1)neseb - (2) nesebi oluyor (sıfat yapıciim yani)

bunun simetriğini bulmam lazım

(1) intisab - (2) - ?
  • dehri  (08.05.09 18:04:19) 
istediğiniz tam olarak nedir? yani nasıl bir anlam vermesini istiyorsunuz?

intisab yapan mı? intisab yapılan mı? bunun gibi?

müntesib? işinizi görür mü? intisab eden manasında olması lazım bunun.
  • mea maxima culpa  (08.05.09 20:48:15 ~ 20:52:12) 
aradığım şey "intisab ile ilgili", "intisab'dan kaynaklanan" anlamlarına gelecek, bir nevi intisab-sal gibi bir sözcük.

yani bunun intisabi olması gerektiğini düşünüyorum ama teyit ettirecek kaynağım yok. olay böyleyken böyle.
  • dehri  (08.05.09 21:22:07 ~ 21:22:27) 
intisabi gibi bir kelime olduğunu sanmıyorum. ne yazık ki osmanlıca kelimeler öyle kafadan çekilemiyor.

komik bir şeyler yazmaktansa en iyisi mi eş anlamlı birşeyler kullanın.
  • mea maxima culpa  (08.05.09 21:42:14) 
osmanlıca kelimeler öyle kafadan çekilemediği için sorma ihtiyacı hissettim zaten. dikkat ettiyseniz "nasıl çekerim?" diye soru soruyorum.


  • dehri  (08.05.09 22:00:44) 
valla bu aralar osmanlıca ile fazla haşır neşir değilim. o yüzden bu kadar söyleyebiliyorum. başka arkadaşlar yardımcı olabilirler diye düşünüyorum.


  • mea maxima culpa  (08.05.09 22:37:46) 
insitab kelimesi neseb (-nun, -sin, -be) kelimesinden kökenlerini alır. ifti'âl babında çekilmiştir. ifti'âl bâbı kelimelere (istisnaları var ama çok ileri düzey arapçayla ilgili, işinize yaramaz) evet ifti'âl bâbı kelimelere edilgenlik anlamı katar. söz gelimi kesr (-kef, -sin, -ra) harflerinden oluşan ve -kırmak anlamına gelen kesr, ifti'âl babına girince "inkisâr" şeklini alır, kırılmak olur. yani edilgenlik otomatik geliyor. bu bâb mevzusu kafanızı karıştırmışsa fonetik olarak izleyin. inkisâr, iftihâr, ictimâ vesaire. kulağa yatkın gelecektir.

ikinci konu: "intisâbi" gibi bir kelimeyi kafanıza göre yapamazsınız. arapça ziyadesiyle geometrik bir dildir, sonuçları kesindir. ve öyle bir kelime yok. "intisâba ait" anlamına erişmek istiyorsanız eğer, "müntesip" kelimesi sizin için ideal.

bir istisna olarak "intisâbî" kelimesi modern farsça'da kullanılıyor. belki işinize yarar.

diğer problematik: kelime hangi bablarda çekimlenir, hangilerinde çekilmesi gramer olarak olanaklıdır? söz gelimi arapça'da bazen 24 farklı şekilde çekimlenebilen sülasi mücerred mastarlar varken, bunların sadece 6 tanesi osmanlı türkçesi'nde kullanılmıştır. bu konuda da bir sorun varsa, buradan yine cevaplarım.

kolaylıklar, iyi çalışmalar.
  • gozupek  (09.05.09 06:42:24) 
[]

Edward Said - "worldliness"

Rahmetli E. Said ile sıkı fıkı ilişkisi olan arkadaşlar, bilhassa Türkçe çeviri eserlerini okumuş olanlar, sizlere danışıyorum:

Beyefendinin orijinal metinlerinde bir "worldliness" kavramı var. Şimdi bana anlattırmayın ne olduğunu, bunun Türkçede nasıl karşılandığını bilemiyorum. Acep bildiniz mi, hatırladınız mı okuduğunuz kitaplardan, çevirmen dostum bunu nasıl vermişti? "dünyalılık" mı demişti, "dünyaya dair oluş foti fitosallık" falan mı demişti, ne demişti?


 
"dünyevilik"

otherworldliness uhrevilik demektir.
derfor, bu dünyayla ilgili olan da dünyevidir. :)
  • anadolu  (04.05.09 16:02:48) 
peki bunu bir çeviri fikri olarak mı söylüyorsunuz, Said meselesinde bu şekilde kullanıldığına şahit oldunuz mu? kaynak da işaret ederseniz tadından yenmez.


  • dehri  (04.05.09 16:21:22) 
[]

elimde 100 klasör var

bu 100 klasörün her birinin içinde birer klasör daha var ve adları aynı. diyelim her birinin için "öküz" klasörü var. şu işlemi toplu halde yapacak bir babayiğit softivare var mı:

tüm öküz klasörlerinin içini boşaltıp bir üst directory'ye atacak ve öküz klasörlerini silecek. gerçi silmese de olur ben aratıp toplu silerim. ama içlerini taşısa ne tatlı olur.

?

 
(bkz: total commander)
örnek olarak c>temp'in içine a1 a2 a3 diye 3 klasör açtım içlerine de a1.txt, a2.txt, a3.txt isimli 3 dosya oluşturdum.
ana klasörün içinde iken commands> branch wiev(with subdirs)'i tıklarsak dizinin içindeki bütün dosyaları -alt dizinlerin içindekileri de- liste halinde görebiliriz. sonra da tümünü seçip başka bir klasöre kopyalabiliriz.
img144.imageshack.us
img144.imageshack.us
-----------------------------------------------------

edit: evet, yanlış anlamışım özür.ama cevap gene de total commander.

www.ghisler.ch
linkteki 4. post, yani petermad nickli kullanıcının yazdığı yöntem işe yarıyor. denedim çalıştı. ------denemeden önce yedek alınız----
hatta kopyalayım buraya:

2kokko
I have a solution for you:

First you download and install Ghislers packer plugin makebat.wcx from ghisler.fileburst.com

Then - if you got the space - you make a copy of the whole dir structure you want to alter - just as a precaution.

Then you do the following:

start TC with Full View in both panels. Open the first level of your dir in both panels - that means you should see all the dirs marked with a red dot in img.photobucket.com

Mark all those dirs. Press Alt+F5.

Make sure that "Recursively pack subdirectories" is checked.

Click in the radiobutton just above "*needs external packer",

Choose "bat" in the dropdown list (see: www.madsen.homepage.dk )

Write bat:3.bat in the file field.
Click OK and write: RD %D
Click OK

Mark all the dirs again (use Num+/)
Press Alt+F5
Write bat:2.bat in the file field
Click OK and write: DEL %N
Click OK

Mark all the dirs again (use Num+/)
Press Alt+F5
Write bat:1.bat in the file field
Click OK and write: COPY %N %D..
Notice the two periods after %D
Click OK

Now execute the three bat files in the sequence 1.bat, 2. bat and last 3.bat

1.bat copies all the files in the deepest dirs one dir up.
2.bat deletes alle the files in the deepest dirs.
3.bat removes all the deepest dirs.

After you have run 1.bat you should check to see if the files really are copied one dir up, before you execute 2.bat and 3.bat
  • midesiz  (24.04.09 19:35:04 ~ 21:59:52) 
arkadaş sanırım sadece dosyaları bir level yukarıya taşımak istiyor. hepsini toptan bir klasöre almak için *.* search yapması yeterli zaten.

o iş olsa olsa batch file ile olur ama gereken parametreleri bilmek lazım. batch file move files diye bir arat bakalım google'dan.
  • blackdog  (24.04.09 19:43:26) 
[]

MS Word Fantasy 4.2.00.2.1.1

Şimdi bu word var ya, orada çılgın şeyler yapmak istiyorum. Mesela ona diyeceğim ki:

*kırmızıya boyalı tüm sözcükleri topla bir yere export et
*başında/sonunda yıldız(*) bulunan her şeyi aynen topla export et
*tüm dipnotları ayrı bir dosyaya export et (clipboard'a kopyalasan bile yeter lan it)

bunları word'ü kırbaçlayarak yapabilir miyim? Ya da yanına bir arkadaş yazılım vs. çağırsam olur mu?

Word 2007 bu arada.

 
CTRL+F
En aşağıdan Format diye bir yer var, oradan Font'u seç, Font Color kısmına kırmızı rengi seç, OK de.

Geri döndüğün kutucukta "Highlight all items" diye bir seçenek var, onu işaretle.

Metindeki kırmızı renkli bütün kelimeleri aynı anda seçiyor. Exporttan kasıt bunların hepsini alıp kopyalamaksa, copy-paste.

Aynı mantık diğer soru için de geçerli. Sonunda asterisk olanlar için use wildcards işe yarar sanırım.

Dipnot meselesini bilemedim.
  • sui  (21.04.09 19:37:37) 
[]

itü - yabancı dil hazırlık öğrencileri maçka'da mıdır?

hepsi maçka'da mı eğitim görürler?




 
evet.


  • bryan fury  (21.04.09 14:22:09) 
üniversitelerde hazırlık kursu genelde yabancı diller yüksekokulu'nda olur.


  • ocanal  (21.04.09 14:25:30) 
[]

hobbes hakkında research paper yardımı

şimdi bir hanımkıza böyle bir ödev konusu verilmiş. benim üstüme kaldı. soru şu:

"hobbes'un, iktidarı yasama ve yürütme kapasitesiyle eş tutan egemenlik fikri var ya hani, işte yine kendisinin state of nature (doğal durum) konsepti bu fikrin ayrılmaz bir parçasıdır (o fikir, temelini buradan alır, bundan bağımsız tartışılamaz vs.)" şeklindeki görüşü eleştirerek tartışınız.

oldukça kısa bir çerçevede incelenecek. bu tartışmaya başlanabilecek ve ele alınmasında fayda gördüğünüz bazı noktaları belirtebilir misiniz? nasıl ele almakta fayda var? eleştirel tutum hangi dayanak noktaları üzerinden gerçekleştirilse daha pratik olur?

 
Elestiri olarak ana merkeze alinacak sey tabi ki Rousseau'nun Hobbes'a yönelttiği eleştiri olacak;

* Hobbes doga durumunu insanlar arasindaki suregelen vahsi, acimasiz bir savas durumu olarak goruyor fakat o bu dusunceyi kurarken, gozunun onune getirdigi sey medeni haldeki insan. Medeni haldeki insanlar arasindaki serefsizlikleri gorup de doga durumuna aktariyor. Sen neden gozunun onunde yasanan adilikleri doga durumuna atfediyorsun be adam?

"Bu dünyada yapayalnız kalma talihsizliği ile karşı karşıya kalmış bir fatih, herkesi öldürmüş ve herşeye sahip olduğundan ötürü artık hiç bir şeyden zevk almayacaktır...Şayet içinde yaşayan tek bir kişi varsa, o evrenin tamamina sahip olmanin ne zevki olacaktır?"

Hobbes yürütme ve yasamayı devletin eline verir, devleti diktatoryaldır. Bunun nedeni de insanları başıboş bıraktığınızda birbirlerini kesip, biçmeye başlayacaklarına olan inancıdır. Peki Hobbes'u böyle düşünmeye iten nedir? Hobbes zamanında İngiltere iç savaşı yaşanmakta ve Hobbes'da o esnada yaşanan vahşeti gördüğünden ötürü, nasıl olursa olsun yeter ki şu vahşet dinsin şeklinde bir görüş geliştiriyor.

Aydınlanmaya gelindiğinde artık insan aklına olan inanç arttığından, insanın doğal olarak iyi olduğu fikri ortaya çıkıyor ve vahşi doğa durumu düşünceleri geride kalıyor.

Tabi bu demek değil ki Hobbes saçmalamış, bugün uluslararası ilişkilerin en önemli kuramı olan realizmin babası Macchiavelli ile Hobbes'dur.
  • nochristrequiress  (18.04.09 21:21:20) 
doğa durumunun açıklamasının yanı sıra, bu sovereignty (egemenlik, hakimiyet) fikri ve doğa durumu kavrayışı arasındaki ilişkiyi irdelemek için takım taklavata da ihtiyacım olacak zannediyorum. fikri olan?


  • dehri  (18.04.09 22:19:03) 
hangi üniversite acaba? Ona göre yaptığım bir çeviriyi size gönderebilirim


  • doink  (18.04.09 23:31:14) 
[]

nasıl gidilir? belgrad ormanı..

sabahın ziftinde başlayıp saatlerce sürecek bir yürüyüş için gidilecek, gezilip görülecek.

nasıl gitmeli? araba YOK.
neresinden girsek daha cici yerlerini görmüş oluruz?
bahçeköy otobüslerinin son durağından buraya yürünür mü?
giriş paralı mı?
günü saati var mı?

 
araba yoksa maslak (aslında hacıosman) tarafından gidemezsiniz zaten. bahçeköye 4.leventten ve taksimden otobüsler var diye biliyorum ama yine de bi iett nin sitesine bakın. son durakta inerseniz girişe 5 dakika yürüme mesafesi var. yaya girişi sözde paralı ama hiç para verdiğimi hatırlamıyorum (tabi benim yanımda görevlileri tanıyan kişiler oluyor genelde ondan da olabilir)


  • temasettin  (13.04.09 00:51:13) 
haftasonu taksim'den sabah 10'da kalkan becel'in spor otobüsü var.
direk parkura bırakıyor.

  • head  (13.04.09 09:44:42) 
[]

fatura

birisi bana fatura keser mi? masrafını kdv'sini ödeyeceğim tabii ki. 500 tl civarı bir hizmet faturası kesmem gerekiyor. zannediyorum ki kimsenin ipinde olmaz ama, sorayım dedim yine de. istanbul.

edit: tabii, "keser mi?" derken "keser mi lütfen?" diyorum. birisini arıyorum yani.


 
bu duyuru disariya acik mi? oyleyse dikkat etmek lazim bu tur hareketlere...


  • terp  (11.04.09 10:36:00 ~ 10:36:43) 
[]

şevki yılmaz ses kaydı

hani bi ara pek meşhurdu, nerden bulunur?




 
annemlerin izmit, körfez civarındaki evine gelirseniz bol bol dinleyebilirsiniz, evin altlarında bu adamın yurt/cami karışımı bir yeri var, orda bol bol sesini açıp dinletiyorlardı geçen yaz etrafa


  • playdead  (01.04.09 01:17:47) 
@playdead
ne zaman uğrayabilirim ailenizin izmit körfez civarındaki evine?

  • dehri  (01.04.09 11:47:53) 
  • sleepy99  (01.04.09 14:01:16) 
[]

hiç oy çıkmaması durumunda prosedür

editleniyor:

bir belde / ilçe / il seçiminde hiçbir sandıktan oy çıkmaması durumunda ne olur? seçim tekrarlansa bile, tekrar aynı şey olsa ne olur?

***tahmin değil, bilgi kırıntıları lütfen.

 
ilk sorunuzu yanutlayayım. hiçbir şey olmayacak. zaten ettikleri kavga da bu, kendlerine ait bir belde belediyesi varken merkeze bağlanmış, dolayısıyla burayı da yönetecek olan merkez belediye başkanı olacak. oy kullanmamış olmaları teknik açıdan hiçbir problem getirmiyor seçimler için. belki de üstüne ceza bile kesebilirler bütün beldeye.


  • demcan  (30.03.09 14:30:31) 
süper. zaten gayet mal bir soru olmuş benimkisi. haberin sadece başlığını okuyup soru yazmışım. değiştiriyorum soruyu.

burası hala bir belde olsa idi ve hiçbir sandıktan oy çıkmasaydı ne olacağıdı?
  • dehri  (30.03.09 14:38:37) 
seçimlerin geçerli olabilmesi için belli bir katılım oranı sağlanması gerekir diye biliyorum. ama sallıyor da olabilirim.


  • temasettin  (30.03.09 14:48:23) 
komik ama mahalli seçimler kanununda ne aday gösterilememsi durumunda izlenecek prosedür konusunda ne de seçimlerin geçerli olabilmesi için gerekli olacak asgari oy konusunda hiçbir bilgi bulamadım, belki de hatalı yere bakıyorum. ictihatları bilen biri belki bu konuya açıklık getirebilir.


  • demcan  (30.03.09 15:09:33 ~ 15:10:09) 
yahu ne alakası var, niye çıkmasın? buyur, sandık kurulu kendi oyları deşifre olacağı için "biz de kullanmıyoruz" demiş.
www.timeturk.com

  • dehri  (30.03.09 17:16:51) 
[]

işitme engelli altyazılar

[laughs]
[handsome man over there shakes his head]
[wind blowing]

cart curt gibi altyazı öğelerine kılım. bunları bir altyazı dosyasından tamamen ayıklamanın kolay yolu var mıdır?

misal word'de açıp "köşeli parantez içindeki her şeyi yok et" demek için ne yapmalıyım?

 
peeeh. ben buldum.

altyazı dosyasını word'de açıyoruz,

replace (değiştir?) deyip wildcards seçeneğini tikliyoruz.

find: \[*\] replace: {hiçbir şey}

yapıp kaydediyoruz. afiyet olsun.
  • dehri  (23.03.09 22:45:32) 
[]

acil film!

narnia filmi var elimde iki tane. birisi prince caspian, diğeri lion, witch...

eski olanı önce izlemek zorunda mıyım?


 
lion zannımca aski olan.


  • nhl  (23.03.09 22:27:06) 
işte onu öğrendim. eski olanı önce izlemenin bir önemi var mı bütünlük açısından diyorum?


  • dehri  (23.03.09 22:28:28) 
hikaye sıralaması olarak (elimde kitabı mevcut) prince caspian, "the lion, the witch and the wardrobe"dan sonra geliyor. yani the lion zımbırtısı önce izlenmeli bence.


  • edoras  (23.03.09 22:31:20) 
önemi var, olaylar birbirine bağlı. aslan, cadı ve dolabı izle.


  • tembel degilim useniyorum  (23.03.09 22:34:25) 
[]

yine aimp2

ama bu sefer tek bir sorum var ve net: aimp2 track rating'leri, yahut şarkı yıldızlarını göstermiyor. edip sağolsun kendisininkini yollamış:

clip2net.com

adam duman'a 4 yıldız vermiş yaa. neyse işte onlar bende çıkmıyor ikinci satır açık olmasına rağmen.
img26.imageshack.us

ayarlara baktım, bulamadım. auto-rank diye bişey var, açıkken de kapalyken de aynı. ama verdiğim oy kaydediliyor bu arada. file info'yu açınca (sağ tıkla) yıldızlar gözüküyor. ne yapayım ben? aimp'in forumu yok, google da da yok yahu.

 
hangi sürümü kullanıyorsun belki onunla alakalı birşey olabilir, benim ki 2.51 build 330


  • edip  (19.03.09 01:05:26) 
oha ana sayfasından indirdim ama benimki 2.03! hemen yeniliyorum.


  • dehri  (19.03.09 01:10:33) 
yeni sürüm çıktı bayağı değişti muhtemelen sorun odur :)


  • edip  (19.03.09 01:12:12 ~ 19.02.10 18:38:10) 
değilmiş :( kurdum fakat hala aynı.


  • dehri  (19.03.09 02:37:39) 
Ayarlarında soldan "çalma listesi"ni seç. "çalma listesindeki ikinci bilgi satırını gizle" seçeneğinin altında "parça derecesini göster" seçeneği var, onu işaretle.


  • edge_nabby  (19.03.09 02:47:11) 
[]

aimp2

bu arkadaşı deniyorum. şimdiye kadar çok beğendim. şu iki hususa da çözüm varsa tadından yenmez.

1) dosyalarımı bununla associate ettim, ama tabii ki logolar değişti. bunu değiştirmenin bir yolu var mı? yani tüm mp3'ler kırmızı kırmızı olmasın, o logo eski winamp zamanlarındaki gibi olsun.

2) rank sistemini çözemedim. dosyaları ya oylayamıyorum (sağ tık +rank, tamam) ya da oyluyorum ama görünmüyor. ben 4 yıldız verdikten sonra playlistte yanında yıldızları görünmesi gerekmez mi? opsiyonlarda bulamadım? ve hatta rank'a göre arama yapabiliyor olmam gerekmez mi?

 
burdan ikincinin mümkün olduğu sonucunu çıkarabilir miyim?


  • dehri  (18.03.09 20:38:26) 
1)Şu şekilde olması lazım: Herhangi bir explorer penceresi içinden Tools->Folder Options->File Types yolu izlenir, Extensions kolonunda MP3 bulunan satır seçilir ve Advanced butonu tıklanır. Çıkan pencerede mevcut olan Change Icon butonu ile istediğiniz bir ikonu seçmeniz mümkündür. Daha sonra aynı işlem diğer uzantılar ile tekrarlanır.(Mesela wma, mesela wav)

Küçük not: Winamp'in simgeleri winamp.exe dosyasının içinde bulunmaktadır.
  • cigoretti  (18.03.09 20:38:45) 
@cigoretti: harikulade! oldu gerçekten, pek güzel oldu. sanırım winamp.exe'yi artık silmemem gerekiyor hiçbir zaman, eh?

@bryan: tikimi geri alıyorum.
  • dehri  (18.03.09 20:44:37 ~ 20:45:39) 
Evet, winamp.exe'nin orada durması gerekiyor. Ancak resource hacker benzeri bir araç kullanarak winamp.exe'nin içindeki simgeleri .ico olarak çıkarmanın mümkün olması lazım, ben olsaydım onu kullanıp winamp.exe bağımlılığından kurtulurdum.


  • cigoretti  (18.03.09 20:54:14) 
peki ikinci soruyla ilgili fikri olan bir aimp kullanıcısı yok mu buralarda?


  • dehri  (18.03.09 22:58:48) 
1) winamp silebilirsin :) C:\Program Files\AIMP2\Icons içine atacağın winamp ikonunun uzantısını.ico dan .dll çevirip aimp içinden dosya ilişkilerinden onu seçersen olur.
2) ben de oluyor eğer demek istediğin bu ise
clip2net.com

ek: buyur winamp ikonu
wikisend.com
  • edip  (19.03.09 00:26:40 ~ 00:30:36) 
@edip oha çok güzel, işte ben bunu istiyorum. belki skin yüzünden falandır. her neyse, meseleler çözülmüştür, her şey süper, oley.


  • dehri  (19.03.09 00:38:00) 
[]

gece niye fotoğraf çekilemiyor?

aa ne saçma soru. ama olsun merak ediyorum. hadi film kullanan makinelerde "kimyasal reaksiyon var kardeşim, bu kadar az ışık filmi yakamıyo" diyoruz geçiyoruz. fakat dijitaller ne bok yemeye benim pırıl pırıl ışıl ışıl gördüğüm bir gece manzarasını (flaşsız) çekmeye çalışınca low light deyip kararıyor? benim gözümün lensinin daha kuvvetli, bununkinin zayıf olması mı bunun sebebi? ya da bin dolarlık makinelerin gece de çekebilmesinin sebebi bu mu? ne?




 
sensörleri yani algılayıcılarının kalitesine göre ışığı alıp pozlama yapabiliyor dijital makineler. binlerce dolarlık makinelerin sensörleri ışığı çok iyi algılayıp fiyatı kadar güzel fotoğraflar çekiyor.


  • rentts1  (17.03.09 17:28:18) 
lens degil ccd.


  • bryan fury  (17.03.09 17:28:46) 
kim demiş yapamadığını? 25600 ISO'lu makineyle (Canon 5D Mark II) mis gibi çekiliyor uzun pozlama falan yapmadan. ne kadarlık bir kimyasal reaksiyonun filmi yakabileceğini ISO denen değeri değiştirerek ayarlayabiliyoruz dijitalde. daha az ışığın yakıp iz bırakabileceği hale getirebiliyoruz sensörü.

yine de insan retinası ccd'ye cmos'a göre çok daha gelişmiş bir teknoloji. işlemci diye digic 3 falan değil koskoca beyin kullanıyor.
  • kibritsuyu  (17.03.09 18:25:00 ~ 18:26:04) 
tam olarak cevap olmasa da basitleştirerek şöyle söyleyelim, siz gece etrafınıza bakarken gözünüz sürekli açık. zifiri karanlıkta bile 20-30 saniye sonra en azından nesnelerin silüetlerini görebilmenizin sebebi bu.

yarı profesyonel ve profesyonel makinalar da tıpkı insan gözü gibi uzun süreli pozlama yaparak gece fotoğrafı çekebiliyorlar. yani shutter ya da örtücü denilen aparat 20-30 saniye açık kalabiliyorsa pozlama için yeterli ışık giriyor. (kompakt makinalar bunu yapamadığı için az ışık hatası veriyor). zaten gece fotoğrafında tripod kullanma zorunluluğunun sebebi de bu. 20 saniye makinayı titretmeden tutamayacağınız için tripoda sabitliyorsunuz.
  • ibrahim kocyigit  (17.03.09 18:26:04) 
objektifteki diyafram ve sensör etkiliyor (iso - asa) bu durumu kompak makinalar bu tür şeylere göre yapılmamış çoğunlukla.


  • yuto  (17.03.09 18:58:40) 
pek sayın kibritsuyu, ben de yapılabildiğinin farkında olduğumu belirttimdi zati yukarda. yoksa çok saçma zaten.


  • dehri  (17.03.09 20:22:04) 
anlatılmış aslında ama gene de söyleyeyim. bir kaç nedeni var. büyük slr makinaların ccd'leri daha gelişkin, daha yüksek iso ayarlarina cikabiliyorlar. bu ne demek, fotograf makinasinin sensörlerinin gain'ini arttiriyoruz demek. dandik kompakt makinalarin sensörleri ne yazikki o kadar gain artinca çok fazla noise/gürültü/gren veriyorlar, kullanışsız oluyorlar. ama bunu kompakt makinalarda da yapan firmalar var.
fujifilm in superccd teknolojisi mesela. benim kullandığım fuji f30'la ben gayet de iso 800-1600 civarinda çok az noise'la çekebiliyorum mesela.

  • maersk  (17.03.09 21:00:20) 
[]

istanbul koruları

malum bahar geliyor. ben boğaz hattındaki yeşil noktaları pek severim. ama bu korular meselesi kafamı karıştırıyor. bildiğiniz üzere bilhassa beşiktaş-emirgan arası hat korularla dolu. ayşe sultan, arifipaşa, kortel, enver paşa, emin vafi... onlarca koru var. bunların bir kısmının içinde malikane, bir kısmında sitemsi oluşumlar var. şimdi ben girip bir sigara tüttürerek gezemiyor muyum bunların hiçbiri içerisinde? hepsi, tamamıyla özel mülk mü? öyleyse bile bi hava almanın yolu yok mu? (güvenlik görevlisinin veya mal sahibinin dayım olması dışında)

ayrıca bahar artık gelsin lütfen.


 
yıldız korusu olabilir.


  • co2s2  (17.03.09 13:27:54) 
yok, zaten her gün yıldız korusu'ndayım. öbürlerinde dolanmak istiyorum. emirgan da değil. bu yukarıda saydığım gibilerinden "özel" korulara burnumu sokmanın bir yolu var mı diye soruyorum.


  • dehri  (17.03.09 13:29:01) 
adalarda güpgüzel ormanlar korular mevcut, özellikle dönüş vapurları yorucu olmakla birlikte


  • tehanu  (17.03.09 14:33:57) 
yok ben avrup boğaz hattı korularını soruyorum, danke.


  • dehri  (17.03.09 14:42:08) 
anadolu yakası'nda fethi paşa korusu'nu deneyin.


  • cruor  (17.03.09 17:33:11) 
[]

Geniş arşiv için müzik oynatıcı

Aşağılardaki vista sorusundan aklıma geldi. 9500+ dijital albümden oluşan bir koleksiyonun idaresi ve kullanımı için winamp son sürüm kullanıyorum (library'sini de). ancak kendisi çok ağırlaştı, çok yavaş açılıyor, işleyişi de hantal. sistem core2duo 2 ghz, 1gb ram. Başka sulara yelken açmamın bir faydası olur mu? Daha seri çalışacak bir çözüm mümkün mü?

[bu alana reklam gelebilir. bunun adı yeşil duyuru. siz bana para yollayın ben de buraya sizin tükkanın adını yazıp 'bu fırsat kaçmaz' yazayım]


 
qcd diyebilirim ben ama o kadar geniş bir arşivim hiç olmadı. ama baya iyidir kendisi.


  • ayiadam  (16.03.09 21:07:34) 
1g daha ram al sen.


  • bryan fury  (16.03.09 21:13:51) 
winamp library büyüdükçe hantallaşan bir yapıda değil aslında.. preference->media library->watch folder kısmında "rescan folders at sturt up" seçiliyse "rescan folders every..." seçiliyse bunlar yavaşlatıyor olabilir.

bunun dışında basit arayüzde ve çok kullanışlı "advanced mp3 catalog" u öneririm.
  • putperest  (16.03.09 21:57:33) 
foobar2000 denenebilir.


  • portik  (16.03.09 21:58:31) 
@putperest kataloglama programı aramıyorum aslında. o iş için orangecd gibi bir deha ürünü varken başka bir şeye kaçmayı aklımdan bile geçirmem. player baktım daha çok, gerçi bu dediğin de çalıyor olabilir ama neyse işte.

bu arada o iki seçenek de seçili değil.
  • dehri  (16.03.09 22:11:01 ~ 22:24:07) 
microsoft zune'un yazılımı var itunes gibin. arşiviniz tagli, album artlı falan düzgünse tavsiye ederim çok hızlı ve çok şık.
edit: yalnız ape, flac falan oynatmıyor.

  • coolspot  (16.03.09 23:36:58 ~ 23:39:36) 
mediamonkey, programın yapamayacağı hiç bir şey yok. 250 gb mp3 ile çok rahat başa çıkıyor.


  • electropie  (17.03.09 00:13:58) 
aimp2 denemeye değer..


  • hasnicktir  (17.03.09 00:38:55) 
işte bu iğrenç bir olay. piyasadaki her bir oynatıcı ayrı bir cevap olarak geldi.


  • dehri  (17.03.09 02:31:59) 
arayuz takıntın varsa foobar2000 i direk eleyebilirsin.


  • bryan fury  (17.03.09 08:13:01) 
[]

şahıs şirketi açmak nedir ne değildir?

[aramızda pek çok freelancer - evdençalışgen kişi olduğundan dolayı, acaba bu bir süre yukarıda dursa hazır yukarısı kalabalık değilken, şöyle bir başlangıç kılavuzu gibi bir şey oluşsa ne tatlı olur diye düşündüm.]


şimdi önce okuduklarımızı anlayalım ve özetleyelim ki hem soru gibi olsun hem de derleyici bir çalışma olsun.

*freelance çalışan adam eğer aracı kurumları aradan çıkartmış ve şirketlerle doğrudan iş yapıyorsa, iş akışı da düzenli gibiyse şahıs şirketi kurmakta fayda var. neden şahıs şirketi? çünkü kibritsuyu'nun kılı kırk yaran hesaplamlarına göre yılda ~26.000 tl'den az kâr edecekseniz şahıs şirketi, çok edecekseniz ltd kurmak vergi açısından daha faideli.
*şahıs şirketi kurmak için dükkan tutmamıza vs. gerek yok, oturduğumuz yeri işyeri gösterebiliyoruz.
*gider pusulası diye palyatif bir çözüm var aslında, bu durumda işveren kendisi belge düzenliyor ve sizin fatura kesmenize gerek kalmıyor ama o belge de her işyerinde hazır vaziyette değil, şu oluyor bu oluyor derken kullanışlılığı düşük bir malzeme.

ŞİMDİ DE SORULAR:

1) cebime kimliğimi, vergi numaramı, bir miktar parayı, ne bileyim banka hesap cüzdanımı ve vesikalık fotoğraflarımı ve de bir balya fotokopiyi koydum, sokağa çıktım. şimdi ne yapıyorum adım adım anlatabilecek birisi var mı? (a- vergi dairesine git zf59 belgesi al, b- ticaret odasına git yerleri süpür, c- notere git gülümse... gibi sırayla anlatılması mümkün mü?)

2) kaça patlar şahıs şirketi kurmak? misal stopnsilence zamanında 100 lira başlangıç masrafı çıktığını belirtmiş ama yıl milattan önce mi sonra mı belli değil. benim duyumlarım 1500 lira civarında bir masrafı olduğu. kesin bilgisi olan var mı, evden çıktım iki gün sonra şirketi kurmuş olarak geldim, cebimden ne çıkar?

3) sorumlulukları nelerdir. kibritsuyu "her ay beyanname vermek ve boş da olsa damga vergisi ödemek" zorluğundan bahsediyor. bu beyanname nereye verilir, damga vergisi ne kadarlık bir bedeldir? zamanı gelince beyan etmek, peşinden koşturmak zorunda olunan başka kıl tüy var mıdır?

4) muhasebeci tutmak zorunlu mudur? ayda 60-70 liranı muhasebeci alır diyorlar. gerçekten mi?

5) sonra nasıl fatura kesiyoruz? kaşe falan yaptırmak gerekiyor mu? koçanı nerden alıcaz?

 
1-
Kira kontratı (ev kendinizin dahi olsa belli bir stopaj ödeme zorunluluğu var artık, muhasebeciler daha iyi bilir)
Fotoğraflı ikametgah (muhtardan)
İmza beyannamesi (noterden)
Nüfus sureti (noter onaylı)
bolca fotoğraf

bunları cebine koyup bir muhasebeciye gidiyorsun.

2- bu evrakaları çıkarmak, muhasebecinin kuruluş işlemleri için aylık ücretinden ayrı olarak isteyeceği meblağ yaklaşık 450-700 arası tutar.

şu aşamada bir de notere gidip bununla ilgili muhasebecinize vekaletname vermeniz gerekir.

3. her ay beyannname verilir, boş da olsa damga vergisi verilir (20 lira civarlarında sanırım) bu koşturmacayı muhasebe yapar.

4. muhasebeci tutmak zorundamıyız bilmiyorum ama tutulması elzem.

5. faturanızı yalnızca maliye ile anlaşmalı matbaalara bastırabilirsiniz. matbaanın seri numarasını takip eder bu faturalar. kaşeyi herhangi bir kaşecide yaptırabilirsiniz.

6. bunlara ek olarak bir de ticaret odası kaydı yaptırmanız gerekir (faaliyet belgesini bunlar verir, maliye vermez) ticaret odası üyeliği 200-300 civarında sanırım. ve yıllık 60-70 arası bir aidatı olmalı.
ticaret odası dışında her bir meseleğin odası ya da birliği vardır. ticaret odası yerine bunlara da üye olabilirsiniz. aidatlar ve üyelik ücreti daha düşük olacaktır bu şekilde.
  • serseri marti  (15.03.09 14:22:11 ~ 14:23:51) 
gecenlerde bu konuyla ilgili bir sohbet vardı sirket avukatıyla da. sadece sirkete gidip muhasebe onunde iş karsılıgı sozlesme yapmak da yetıyor sirketler için. illa faturaya gerke yok. ama şirket yetkilisi onunde imzalamak ve parayı alırken de parayı aldıgına işi teslim ettigine dair imzalar için de mutlaka sirket yetkili onunde yapılması gerkeiyor. bunlar yeterli oluyormus kanuni olarak.


  • bryan fury  (15.03.09 15:18:13) 
1'in cevabini serseri marti vermis.

2. muhasebeci gez bol bol - 800 diyen de var. ticaret odasi kaydi yaptirmazsan maksimum noter masraflari dahil 200 lira.

3. her ay hic para kazanmasan da para veriyosun - fakat 3 ayda bir verebiliyorsun iste bu parayi. 100 lira civarinda.

4. muhasebeci tutmak zorundasin yeni yasalara gore. daha once kendi muhasebeni kendin tutabiliyordun. e-imza bi seyler bi seyler cikartip muhasebeci zorunlulugu getirdiler - aylik masrafi sana 80-150 arasi muhasebecesine gore degisir.

5. kaseyi her yerde yaptirabilirsin. faturayi da kirtasiyeden alip notere onaylatabilirsin.

6. sadece fatura kesebilmek ve elektronik esyalardan kdvlerden yirtmak ve daha kurumsal gozukmek istiyorsan .com.tr alan adi almayacaksan cok da zaruri degil 300 lira verip de oda kaydi yaptirmak

7. kadikoy civarinda isen muhasebeci onerebilirim.
  • the beyin  (15.03.09 16:33:01) 
muhasebeci olarak cevaplayayım.

1-2) kimlik fotokopisi, işyeri olarak göstereceğiniz yer için kira kontratı (mesela ev babanızın üstüneyse babanız bir odayı size kiralayacak, kontrat yapacaksınız babanızla aylık şu kadar kiraya diye), imza beyannamesi, bir de işe başlama-bırakma bildirimi diye bir form var onu doldurup veriyorsunuz. fotoğraf ve ikametgah gerekmiyor. gösterdiğiniz yıllık kiranın binde 1,5'u kadar damga vergisi ödersiniz vergi dairesine. bir de bu işlemlerden önce defter tasdik ettirmeniz lazım. freelance falan olduğuna göre bilanço esası defrete gerek yok. kırtasiyeden bir işletme defteri alıp noterden tasdik ettiriyorsunuz. 30 lira falan tutar noter masrafı. yani kurana kadar cebinizden taş çatlasın 50 lira çıkar. oha oha bu işlemler için 700 lira alan muhasebecinin .mına koyim ben. muhasebesini de kendim tutacaksam limited şirket kuruluşu bile olsa para almam ben. dışarıdan sadece kurduruyorsa (ki olmadı hiç böyle bir şey) da cüzi bir şey alırım herhalde. 700 ne lan? vekaletnameye de gerek yok. işe başlama bildirimine muhasebeci diye imza atıyorsunuz. bir de muhasebe sözleşmesi yapıyorsunuz, o yeter.

3) her ay boş da olsa kdv beyannamesi verilir. 3 ayda bir de muhtasar beyanname ve geçici vergi beyannamesi verilir. kdv ve muhtasar damga vergileri 16,90, geçici vergilerin damga vergisi 26,50 liradır. ayrıca fatura keserseniz tabii + kdv keseceğiniz için o kdv'leri de devlete ödersiniz, ama tabii giderlerinizi de deftere yazarsınız. gelir vergisi ödersiniz kârın %20'si olarak. muhasebeci halleder bunları.

4) aslında yapılmayacak iş değil, gelirleri bi tarafa giderleri bi tarafa yaz, farkını al işletme defterinde. ama yine de muhasebeci tavsiye ederim.

5. faturayı maliye anlaşmalı matbaalar basar. ya da kırtasiyeden alıp notere tasdik ettirirsiniz. kaşeyi her kaşeci yapar.
  • kibritsuyu  (15.03.09 18:43:40 ~ 19:36:48) 
[]

fatura kestirmek nedir ne değildir?

freelance çalışan olarak, büyük çaplı bi iş teklifi ile karşı karşıyayım. fakat daha evvelinde ödemelerini elden alan, yahut şirketine göre gidip muhasebe departmanından imza karşılığı falan alan bi insandım. şimdiki işveren beğ diyor ki ille bana fatura kes, başka türlü çok zor.

muhasebe ve benzeri işlerden anlayan dostlar, şimdi soru şu, iş güç sahibi arkadaşlar var sağolsunlar. ben bu arkadaşlara gidip bana ben istedikçe şu kadarlık fatura keser misiniz diyeceğim, ama:

*bu arkadaş açısından fatura kesmenin bi eksisi var mıdır? (%'sini ben ödeyeceğim, onun dışında)
*bu tip hizmet alımlarında vergi oranı nedir, yani faturayı kesen kişiye toplam bedel üzerinden neye mal olur bir fatura kesmek?
*bi insanın fatura kesmemek için olası mırın kırın nedenleri ne olabilir? yani size birisi gelse bu istekle niye reddedersiniz mesela?

esen kalın.

 
profesyonel tavsiyeleriniz için teşekkür ederim, elbet kenarda milyarlarım olunca bi şahıs şirketi kuracağım, fakat o milyarların akışını başlatabilmek için şu yukarıdaki sorulara cevap bulabilirsem çoğzel olacak.


  • dehri  (14.03.09 21:51:57) 
kısa vadede bir sorun çıkmaz. ancak arkadaşının şirketi düşük ciroluysa, ve senin işler yüksek ciroluysa, uzun vadede maliyenin arkadaşının şirkete bir çay içmeye gitmesi muhtemel. vergi oranı %18. 1000 tl'lik bir iş yaparsan, bunun 180 tl'sini arkadaşına vermen gerekir. gerçi arkadaşının fazladan fatura girişi varsa(bunun teknik bi adı vardı) senin o 180 tl'yi de rahatlıkla karşılayacak durumdadır, gerek de yoktur belki.

divit'in olayı hatırlar gibiyim sanki kumar falan geçiyordu işin içinde. kendine bir şahıs şirketi kur, vergi numaran olsun doğru diyor, daha ciddi görünürsün dışarıda. ancak bir sefere mahsussa ben olsam arkadaştan eşten dostan hallederdim, sorun çıkmaz.

fiş kesmemek için, fiş bitti cart curt denebilir de, fatura için insanlar beklediği için mantıklı bahane bulmak zor. karşındaki senden fatura istediğini göre büyük ihtimalle bunu şirket giderine yazacaktır, yani alternatifi yoktur faturadan başka, çok mırın kırın edersen gider belki de.

aha buldum, fatura matbaa'da de.
  • abtash  (14.03.09 21:55:49 ~ 21:57:18) 
daha once benzer bir soru sormustum ayni durumda kaldigimdan. daha sonra isveren kisi "ben stopajini oderim" demisti, yani senin kdvni sana verecegi ucretten dusup vergiyi kendisi oduyor aldigi hizmet karsiligi. belki oyle bir sey yapar?


  • kurukafa  (14.03.09 22:03:12) 
@abtash: o tip bir yalan tutturamam, iş epey uzun soluklu bir süreç. ayrıca inşallah o dediğin fatura fazlası olan insan cinsinden bulabilirim :)


@kurukafa: yani siz nihayetinde fatura kesmediniz öyle mi? ama bu adam bana diyor ki "ben şirkete resmi gider olarak yazmalıyım bunu, o yüzden fatura istiyorum". neyse sizin çözüm de aklımda olsun, öyle bir ihtimal varsa sokuştururum.
  • dehri  (14.03.09 23:36:35) 
kimse sizin cebinize girecek olan paranın vergisini ödemez. o yüzden kime fatura kestirirseniz kestirin paşa paşa %18'i ödeyeceksiniz. ayrıca sizin için keseceği faturanın şirketin cirosuna oranı %10-15 nin üzerindeyse problem yaratır bir süre sonra. bunun stopajı var, muhasebecisi var, tükkanın kirası, elektrik, suyu, çırakların harçlığı, kalfaların ssk primi var...
şirketin sahibi çok yakın arkadaşınızsa bir şey diyemem ama değilse bir olur iki olur üçüncüde trip yapar adam. ben yaparım misal.

  • sol acik  (14.03.09 23:52:52) 
zaten o parayı ödememek gibi bi planım yok, birinin cebinden çıkacaksa benden çıksın. ben onu çevirir işverene sokarım. prosedürü anlayalım da iyice.


  • dehri  (15.03.09 00:16:51) 
gelir vergisi ve kdv'yi birleştirince 100 lira brütte 34 lira vergidir ve faturayı kesene bırakmanız gerekmektedir. tabiki faturayı kesen adama atıyorum domain alıp faturasını onun adına kestirip verirseniz o da vergiden düşer size yada ona biraz daha para kalabilir.


  • darknum  (15.03.09 02:14:17) 
Kendim denemedim fantazi yapıyorum:
www.guru.com
www.elance.com
Direk bilgisayar başında çalışıyorsanız en güzeli www.odesk.com

Mesele şirkete gider olarak yazmaksa buraya öder, siz de siteden paranızı alırsınız uğraşmadan.
  • mario64  (15.03.09 03:01:16) 
oeeeh. %34 nedir abi? neyse, demek ki masaya oturmadan anlaşılacak bir olay değilmiş bu. peki mario64 kardeşim, bu sitelere verdiği parayı nasıl gider gösterecek ki bu adam?


  • dehri  (15.03.09 03:28:04) 
Onu pek bilemedim, kredi kartından yaptığı ödemeyi masraf olarak gösterebilir diye düşündüm. Bir invoice olayı var lakin.
www.elance.com
www.guru.com
  • mario64  (15.03.09 04:25:41) 
sizden fatura talep etmektense kendisi "gider pusulası" kesebilir gibi geldi bana (gerçek kişiden aldığı hizmete istinaden). stopaji da yok ödemesi gereken diye biliyorum (emin değilim, %10 stopajı olabilir).

biri bana bu işverenin neden gider pusulası kestirmekten yana olmadığını açıklasın :)
  • boshi  (15.03.09 05:42:19) 
kurukafa'nın sorusuna verdiğim cevap geldi aklıma. oradaki cevabımı okuyabilirsiniz.

(git: 57295)

@boshi: gider pusulası yoktur adamların. çok lazım bir şey olmadığından herkes bastırmaz o evrakı. yoksa fatura hükmünde bir evraktır. %10 stopajı vardır ama onu da cepte ödemezler zaten, ödeyecekleri ücretten keserler.
  • kibritsuyu  (15.03.09 11:54:34 ~ 11:54:48) 
[]

beslemelik çiçek

efenm salonda çiçek beslemek arzusundayım. fakat:

*mekan pek ışık almıyor, günde 2-3 saat aydınlık, onda da doğrudan güneş ışığı yok.
*yukarıdaki şartları kabul edecek bir çiçek dostumuz olsa bile öyle çalı gibi bir şey istemiyorum,
-küçük olacak, yani küçük saksıda olacak. masanın üzerinde durması gerekiyor zira.
-acayip kokacak. başka türlüsü mümkün değil, hayvan gibi kokacak.

var mı ki böyle çiçek?

 
-siklamen
-arap yasemini (jasmine sambac)
-Brassavola nodosa
  • ermanen  (14.03.09 18:30:07) 
arkadaşım arap yasemini demişsin ama bu kız zenci. bu arkadaşımız sarılıcı, tırmanıcı ve resimlerinden anlaşıldığı kadarıyla metrelerce uzayan bir sığır. oldu mu şimdi, niye böyle yapıyosun?

brassavola nodosa'yı da çiçekçiye girip isteyemeyecek kadar kendi halinde, efendi bir insanım. kaldı siklamen. inşallah güzel kokuyordur.

başka yok mu?
  • dehri  (14.03.09 18:57:14) 
gardenya diye bir çiçek var, açtı mı tüm ev kokar, açelyaya benzer, yaprakları daha kaygandır.aşırı güneş sevmez.


  • opucuk baligi  (14.03.09 19:15:12) 
- arap yasemini, illa o kadar buyumuyor yahu, saksi buyuklugune ve yetistirme tarzina bagli, almadan once bir sor tabi
- ucuncu yazdigimin Turkce'sini bilmiyorum, bir orkide cesidi, kadiga yazip gosterebilirsin cicekciye :)
- siklamen cok guzel kokar, kolay da bulursun sanirim, farkli cesitleri var, koklaya koklaya denersin:)
  • ermanen  (14.03.09 19:19:57) 
[]

[çeviri] Cue sheet / Encoder / Option Click (MAC için) ?

Bunlara güzel birer Türkçe karşılık lazım. Kontekst: Web sitesi, bilgisayar programı, müzik yazılımı üçgeni.




 
cue sheet = cagri/ipucu/yardim dosyasi veya kuşit :)

encoder = enkoder/kodlayici

option click = seçme/opsiyon klik veya opklik veya seç-tık

ancak bu kadar cikti :)
  • ermanen  (11.03.09 21:35:39) 
ehehe.. seçtık gibi bir karşılık yazarsam ekmeğimden olurum diye düşünüyorum:)


  • dehri  (11.03.09 21:45:00) 
yalniz tam cevrilmeyenleri tirnak icinde yazip ya da yanina yildiz/ufak rakamlar koyup altta da yildizla/ufak rakamla aciklamasini yapsan daha mi iyi olur acaba...


  • ermanen  (11.03.09 22:10:58 ~ 22:11:50) 
yok öyle yağma maalesef. çeviri çentiksiz gidecek.


  • dehri  (11.03.09 22:23:46) 
[]

ucuz çekyat/kanepe

sıfır olacak, nerden bulurum? mondi'de kampanya varmış 300 ytl mesela, daha uygun fiyata bir şeyler bulunmaz mı? yer beşiktaş, öyle sekizinci sanayi sitesine falan gidip nakliyeyi de ben üstlenemem misal.




 
ehehe.. tam zamanında ve tam adamına sordun.
sıfırdan ev döşüyorum. öğrenciyim ve ev muhtemelen 1+1 olacak. haliyle çek yat lazım n'olur n'olmaz diye..
buyur bu da benim aklımdaki: www.ikea.com.tr
  • vital  (09.03.09 02:42:21) 
beşiktaş' taysan daha ucuza bulabilirsin ( kalitesini bilemem ama ) çarşıdan iç taraflara doğru giderken ufak mobilyacılar var. tam olarak tarif istersen ; kabalcı' nın ordan girdin dümdüz evlendirme dairesine doğru giderken ( ıhlamurdere caddesi ) sağda işbankası var mesela onun karşısında, az ilersinde hep var bunlardan mutlaka göreceksin.


  • charlesbukowskiineksi  (09.03.09 09:05:51) 
ikea'daki gayet uygun fekat nakliyesiyle beraber 300'e yaklaşır gibi bir his var içimde, bu durumda çok da avantajlı değil sanki. ama ıhlamur'a bir bakayım.


  • dehri  (09.03.09 14:10:38) 
ikea'dan ben de knepe baktım arıyordum ne zmandır ucuz bir şeyler. kanepe ucuz ama ankara'ya nakliye bayağı bi aşar diye vazgeçtim. ah ah!


  • oceano  (09.03.09 15:11:26) 
[]

bu resmi tanıyan eden?

ekteki albüm kapağında bulunan resim bilindik / birilerinin bildiği bir şey midir?




 
eyvallah! peki ben bu adamın çalışmalarını pek sevdim. duvarıma asmak istiyorum diyelim. bulamam di mi bi yerden? yoktur di mi bunun reprodüksiyonu kopyası falan?


  • dehri  (02.03.09 01:40:58) 
[]

kilise orgu

merhaba,

istanbul'da ayin sırasında kilise orgu (organ filan işte, o dev şeylerden) kullanan bir kilise mevcut mudur? mevcut ise hangileridir? cemaat dışı vatandaşlar da gidip kenarda usul usul dinleyebilirler mi?

müteşekkirem.

 
öyle kilise orglu bir kilise varsa ayin programlarını gün ve saatlerini öğrenmek isterim ben de şahsen.
hatta istek de yapabilsek :D

  • oceano  (14.01.09 19:21:39) 
saint antoine'da kocaman bir org var ve herkese açık.

sainte trinité'de de güzel bir org mevcut. bu kilise (aslında katedral - istanbul'un tek katedrali) notre dame lisesinin içinde yer alıyor ve mutlaka görülmeli. girişi biraz daha meşakkatli olmakla birlikte girip ayin dineleyeceğim diyen kimseyi geri çevirmeyeceklerinden eminim.
  • calendil  (14.01.09 21:20:51 ~ 21:43:44) 
[]

laptop speaker - usb ses kartı - kulaklık girişi

merhaba,

laptopun kulaklık/hoparlör girişi yalama oldu. bildiğimiz mesele, bazı soldan bazı sağdan ses veriyor, nadiren çift ses veriyor.

1) şimdi ben external ya da pcmcia bir ses kartı alıp taksam bu yerleşik kulaklık girişi hala temasta olacağından parazit yapmaya devam eder mi? (makine toshiba a100 serisi, öyle çok akıllı bi ses kartı olduğunu zannetmiyorum, realtek imiş)

2)evetse, ben şu andaki girişi makineyi açmak ve sökmek harici yöntemlerle bir şekilde devredışı bırakabilir miyim? aygıt yöneticisinden bu ses kartını görme falan desem bile mekanik olarak o giriş bir yerlere temas ettiği için sese etkiyi etmeye devam eder mi sanki?

3)ucuz yollu pcmcia ses kartı biliyor musunuz? nerden bulunur?

4)servise falan götürsem bu kulaklık girişi yalaması garanti kapsamında değerlendirilir mi? garanti sürecini beklemek istemesem tamir ettireyim desem bana kaça patlar?

danke.

 
1. yerleşik girişleri iptal edilebilir. nasıl olduğunu bilmiyorum yalnız. mutlaka bir bilen çıkıp buraya yazacaktır. sözlükçüler yardımsever insanlardır =) - (utandırmayın beni)
2. makineyi açmaya gerek kalmayacaktır. devredışı bırakılan hiçbir birim sese etki etmez.
3. ucuz değil ama gayet iyi bir ses kartı. sahibinden.com veya gittigidiyor'da bunun ikinci elini ya da daha ucuz başka modelleri bulabilirsiniz sanırım.
www.hepsiburada.com
4. garantisi devam ediyorsa elbette götürün servise. sırf ses girişinde problem oldu diye 100 küsür dolar verip pcmcia ses kartı almak gereksiz masraf. kullanıcı hatası diyebileceklerini de sanmıyorum açıkçası. tabi belli olmaz. servislerimizin durumu ortada.
  • akincibeyi  (30.12.08 12:18:35) 
benzer bir sorunla sony marka laptopumda karşılaşmıştım.
yaptırmıştım serviste ama aynısı tekrar başıma geldi türkiye'den ayrıldıktan sonra ben de 10 euro'ya usb bir ses kartı almıştım.
şu anda da onu kullanıyorum. ses kalitesi dersen orijinalinin sesi biraz daha iyiydi.
dünya kadar para verip tamir ettirmeden önce bilseydim usb ses kartlarının falan olduğunu o parayı cillop bir ses kartına yatırırdım creativ audigy bilmem ne falan.

bu arada yeni ses kartını taktığınızdan itibaren açtığınız programlar yeni ses kartını görüyor, öncesinde açtığını programlar yerleşik olanı.

mesela internet explorer'ınız açık ve youtube'ta bir vidyo izliyorsunuz. sonra external ses kartını taktınız ve winamp açtınız.
bu durumda youtube'taki vidyonun sesi laptop'un hoparlörlerinden, winamp'ın sesi ise ses kartının üzerindeki çıkışlardan verilecektir.

veya winamp açık ses kartını taktınız, ses laptop hoparlörlerinden verilecektir. winamp'ı kapatıp tekrar açtığınızda ise external ses kartının çıkışından verilecektir ses.
  • burfak  (30.12.08 15:32:41) 
[]

kendini resize eden firefox

ne güzel tam ekran iken belli sitelerde yeni sekme açmak için tıklayınca bütün firefox küçülüp pencere oluyor. nasıl engellerim?

arama.hurriyet.com.tr

mesela burdaki mkalelelerden birine orta klik yapıp yeni sekmede açınca boru biçiminde daralıyor tilkim.

 
ben buldum. araçlar > seçenekler > içerik > gelişmiş > betikler (?) penceremi boyutlandırabilsin (uncheck)


  • dehri  (30.12.08 10:09:55) 
buna ben de sinir oluyordum. teşekkürler : ))


  • birberberbirberberebreberber  (30.12.08 10:33:54) 
bu ayar yapildiginda sozlukteki acilir pencerelerin resize'i da ortadan kalkar tahminimce (denemeye usendim). eger oyle oluyorsa; adblock plustan o adresteki bazi betikleri engelleme yoluna gidebilirsiniz veya betik acikta veya ayri degilse noscript uzerinden o sayfalari kara listeye alabilirsiniz.


  • entrapmen  (30.12.08 13:13:26) 
[]

ekrana bakarken mide bulanması

ekrana ööyle bakarken değil de, interaktif uygulama halindeyken, bilhassa oyun oynarken, ordan oraya habire bir şeyler taşıyıp görüntü döndürürken filan rezil derecede midem bulanıyor. sanki eskiden böyle bir şey yoktu gibi hatırlıyorum. nedir? gözlerim 3 derece civarı miyop. geçen sene 1 astigmat çıktı dediler, fakat gözlükleri modifiye etmedim, bununla alakası olabilir mi?




 
tasit tutmasi var mi?


  • no avalon  (29.12.08 18:26:39) 
ben de fps oynayamiyorum bu olaydan ötürü, hatta eskiden wolfenstein oynarken cikarmaya ramak kalıyodu (tekdüze dönen grafikler daha da tetikliyo velhasıl). bende miyop ve az miktarda astigmat var ama bundan kaynaklandığını pek sanmıyorum.


  • boshi  (29.12.08 18:31:22) 
yok taşıt tutması. şehiriçi, şehirlerarası, karada, havada, suda gidip gelirim.


  • dehri  (29.12.08 18:40:17) 
bu konuları en iyi tuncay biliyor, tuncay'a sordum. vertigo'ymuşsunuz. uçak kullanmayacakmışsınız bir de. ciddi dedi. ama bir şey olmazmış. tıp çok ilerlediği için dedi.


  • oldu görüşürüz  (29.12.08 18:40:52) 
e kaldık mı şimdi vertigo vertigo. vay be.


  • dehri  (29.12.08 18:44:44) 
tuncaydan sonra sözlükteki başlığına baktım da vertigonun, orada hep korkuya bağlı demişler. korkmayın öyle değil, sallamışlar. iç kulağa bağlı bir şey. yani mide bulantısı da bana kalırsa "görüntü dönerken" sanki gözümüz kulağımızın arkasına kaçacakmış gibi oluyor ya, ondan olsa gerek.


  • oldu görüşürüz  (29.12.08 18:48:01) 
tuncay kim yau?


  • dehri  (29.12.08 19:04:20) 
fps oynarken bana da oluyor arada


  • sleep may be the enemy  (29.12.08 20:57:33) 
quake oynarken bende de oluyordu. yarım saat oynadıktan sonra mide bulantısı, baş dönmesi.
uzun ara sonrası cs falan denedim, onda da aynı şekilde dağıldım. artık hiç denemiyorum fps.

sol göz baya bi bozuk. diğeri sağlam. gözlüklü, gözlüksüz fark etmiyor.
  • cimri  (30.12.08 10:28:28) 
refresh rate le alakası olabilir mi acaba?
crt mi? kaç hz ile kullanıyorsunuz?
da oda mide bulantısı değil baş ağrısı yapar işin aslı.
  • kyha  (30.12.08 13:01:41) 
fps oynarken mouse hassasiyetini arttırdığımda oluyor bende de.


  • 80 e 4  (05.01.09 18:08:22) 
[]

external hard diskler neden bozulup duruyor?

bu ne biçim teknolojidir?




 
1 yıl içerisinde 4 tane harddisk değiştirmiş bir birey olarak konuşuyorum; sorun sendedir.


  • derectus  (27.12.08 22:37:49) 
çünkü external olmaları demek onu tekmeleyebilirsiniz anlamına gelmiyor. bir yerden bir yere taşırken çok sarsıyorsanız harici hard diskinizin patates olması normaldir.


  • deckard  (27.12.08 22:51:52) 
2 yıldır çok sık kullandığım harddiske hiç bir şey olmadı. Güzel küçük bir kılıfı var. Elden ele dolaşıyor arkadaşlarda. Uluslararası yolculuklara da çıkıyor kendisi. Arada bir virüs bulaşması dışında hiç bir sorun yok. Demek ki neymiş? bilmiyorum. İyi davranmak lazım.


  • sıkay  (27.12.08 23:02:33) 
müsterih olunuz. ben kendi canım ex-disklerime gözüm gibi bakıyorum. birini 3, birini 1.5 senedir misler gibi sorunsuz kullanıyorum (birisi adaptör yaktı sadece). o yüzden bana "sen, hard disk katili" diye hitap etmeyiniz. canım onlar benim. ama habire birileri bozup duruyor ya, sadece hayvanlıklarından mı bozuyorlar onu merak ettim.


  • dehri  (28.12.08 00:06:32) 
hayvanlik demek dogru olmaz sanirim. sonuçta elektronik bir alet ve yüzde 100 garantisi yoktur. yeni alip eve gelirsiniz, acarsiniz evde bozulur falan filan.

ben de 4-5 sene önce aldigim smartdisk 40 gb'lik disk var, halen canavar gibi. burada ki mesajlari okudukça nazar degecek diye cok korkuyorum :)
  • trimpot  (28.12.08 00:49:53) 
şöyel basit bir kmbinasyon bile bozulmasına sebebiyet verebilir;
5+1, 4+1 3+1 2+1 bir ses sistemininn woofer'i bilgisayar masasının içindeyse ve disk çalışırken sen fifti sentiydi,geymiydi dinlersen o basların titreşimi bile bir yerden sonra diskin bozulmasına sebebiyet verebilir. O yüzden harici diskler pamuklara sarılıp, göz önünde tutulmalı, hele içinde bir de 500gblık film arşivi var ise...

  • edip  (28.12.08 02:37:49) 
bu disklerin de türevleri var diye biliyorum, aletin içindekilerin yani. ufak olanlar zaten ipodunki vs gibi [eski ipodlar tabi tey tey] ufak ve hareket halinde olmaya dayanıklı olmak zorunda olanlar. bir de bildiğin koca kutunun içine, yine bildiğin harddiski koyanlar var. onlar işte taşınmak için falan değil.
bence bu harici harddisk olayı baştan bozuk bir teknoloji.
onun yerine hem de daha ucuza al koca terabaytlık diskini, pcnin içine koyuver, taşımak istersen de al sana dvd, al sana dual layer, yok efendim ben büyük taşıycam dersen o zaman al 150 gb lık <caps> ufak </ufak> ve haliyle dayanıklı olması beklenen bir harici disk, at içine.
bu aletler kesinlikle yedeklemek için değil, sadece bir seferde daha çok veriyi taşınabilir kılmak için.
  • lhun  (28.12.08 10:21:42) 
yahu yedek meselesi de dert! şimdi elimdeki arşivim üç disk üzerinde 1tb+ bir alana yayılmış durumda. ben bunu nereye yedekleyeyim ki? bir tane daha 1.5 tb disk alıp yedekleyeyim. sonra diğer disklerde oluşan her değişikliği buna aktarayım. olmaz ki? evde bir otomasyon-veri giriş-senkronizasyon bilmemne departmanı oluşturmak gerekir.


  • dehri  (28.12.08 11:29:59) 
[]

akademik kadro sorusu

de ki bir ademoğlu okutman oldu, kadrolu görev aldı. fekat askerlik hizmetini yapmamış. askerlik zamanı gelince bu vatandaşın durumu ne olur? kadrosu ölür mü? kadro başvurularında askerlik şartı (tecil süresi vb.) aranıyor mu? yök'ün sitesinde görünmüyor.




 
kadrolu olduktan sonra askere gidip geldiğinizde kadronuzun sizi güler bir yüzle bekliyor olması gerekmekte normal şartlarda, ancak burası ne yazıkki her zaman olması gerekenin olması gerektiği biçimde olduğu bir ülke değil.


  • bir zamanlar cocuktum  (23.12.08 20:09:57 ~ 20:10:17) 
askere gider gelir, işine devam eder, hiç bir sorun olmuyor.


  • opucuk baligi  (24.12.08 08:20:30) 
yalığız diyelim ki, üniversite açtığı kadro ilanında böyle bir şeyi kendiliğinden talep edebili rki, bu şartı önden yök'e de onaylatmıştır.
diğer yönlü askere üzretsiz izinliymiş gibi gidebilir ve süresi sonunda geri dönebilirsin gibi diyebilirim. (benim olayım buydu)

  • fempusay  (24.12.08 13:38:25) 
50/d'liler doktorayı dondurup askere gidebiliyor. dönüşte hem doktoraya hem ar.gör'e devam ediliyor. daimi kadroda zaten bir sıkıntı yok diye biliyorum.


  • marido  (26.12.08 12:20:33) 
[]

family guy

devam ediyor mu bu dizi?




 
evet, en son bölümü 16 Kasım'da yayımlanmış.
sona erdiğine dair bir ibare herhangi bir yerde yok, ara vermiş olabilir bir çok dizi gibi.

  • desdinova  (22.12.08 20:39:22) 
Season 7 began airing Sunday, September 28, 2008. The show is contracted to continue producing episodes until 2012.

kaynak: en.wikipedia.org

goruldugu uzere 2012'ye kadar anlasma yapilmis, dolayisiyla devam ediyor.
  • diabolus79  (22.12.08 20:43:46) 
123   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.