Ekşi Duyuru

1- Java ile JavaScript farklı şeyler.
2- Mümkün. Her şeyi sunucuda render edip browser'a gönderiyorsun. Request'leri form ile sunucuya gönderiyorsun. Açılır kapanır menüleri de CSS ile yapıyorsun. CSS ile nasıl? JS olmadığı için click event'ini kullanamıyorsun ama focus elementi var, bence iş görür.

daha net sorayım o halde
tor browser çalışıyor olsun
ve anonim kalmak için javascripti(ve diğer bir sürü şeyi) blokladık diyelim
tüm bunlara rağmen çalışan bir site oluşturmak mümkün mü
-cevaplar mümkün diyor(?)
(duyuru doğru düzgün çalışmıyor mesela tor ile bağlanınca)

tik gelecek

arkadaşların cevapları doğru olmakla birlikte tam amacını yazarsan sana daha kolay yardımcı olabiliriz diye düşünüyorum. ne yapmaya çalışıyorsun tam olarak?

birkac onemli noktayi aciklayayim:

javascript kullanarak sizin bilgileriniz nasil aciga cikar?

-javascript yolu ile bilgisayarinizdaki cookie lere erisilir ve bu cookiler uzerindne sizin giris yaptiginiz diger sayfalar ve hesaplar tespit edilip bunlar uzerine gidilebilir. girdiginiz sayfa verdiginiz onemli bilgileri cookie uzerine yaziyorsa bu aciga cikabilir.
- konum bilgisi gibi browserlarin paylasmasina izin verdiginiz bilgiler gidebilir. ama browserlar bu bilgiyi gondermeden once izin ister mutlaka.

ama kullandiginiz browser guvenli ise bunlar disinda cok fazla acik vermezsiniz. yani aslinda soz konusu olan javascript degil kullandiginiz browserin guvenli olup olmadigi. browser guvenli degilse bu bilgiler sizar.

ama browser guvenliginden ote siz javascript kullansaniz da, kulanmasaniz da. browser guvenli olsa da olmasa da bir http request/response yapiyorsunuz. yani bilgisayarinizdan bilgi paketleri karsi tarafa gidiyor. yani osi layer denilen her bir katmanda bu paketlerin icine onemli bilgiler yaziliyor. bu bilgi paketleri sizin ip adresinizden tutun da donanim mac adresi gibi cok daha kritik bilgileri tasiyorlar. yani bu paket sizin internet servis saglayiciniz tarafindan cok kolay bir sekilde sizin adres ve kisisel bilgileriniz ile eslestirilebilir. zaten internet servis saglayicilari bu eslestirmeyi kanuni olarak yapip saklamali gerektiginde yasal kurumlarla paylasmali.

yani ozetle anonim kalmaniz konusunda javascript kucuk bir nokta. bircok farkli noktadan anonimliginiz bozulabilir. gizli kalmak cok kolay birsey degil. boyle bir site yapilsa bile sirf javascript kullanmiyor diye guven olusturmaz bende. sonucta paket alip paket gondermis oluyorum ve bunu da internet servis saglayicimin uzerinden yapmis oluyorum.

@emrah, @bisey, @roket
evet evet anonim kalmak böyle kolay değil biliyorum.
yalnız javaS. kapalıyken böyle sorunlarla karşılaşınca, varsayım olarak javas.sız bir site kurulabilir mi diye sormak istedim

clickbait konusunda hemfikiriz, ancak limonhaber vs bu gibi kaynaklar konuyu bağlamından bağımsız olarak direkt sonuca bağlıyor.

cevaba gelirsek, telefon uygulaması olarak bundle var. çok güzel bir uygulama.

yazarları, kurucularu liboş, yetmez ama evetçi tayfa ama haberleri t24'ten takip ediyorum. Son dakika sayfası clickbait değil.

Clickbait olmadığı için BBC Türkçe, DW Türkçe gibi kaynakları takip ediyorum.
t24 suyunu çıkardı, haberleri de doğrulamıyorlar, bu nedenle güvenmiyorum.

ben 3 ay kolajen kullandım, önerilen minimum dozu, 3 ay boyunca her gün kullandım ancak kayda değer bir değişim olmadı. ne cildimin nemi arttı, ne ince kırışıklıklarda bile en ufak bir etkisi oldu. markasını da söyleyeyim, voonka + c vitamini. araştırdığım kadarıyla kötü bir ürün değil. bir de bu ekonomikti mesela 120-160 lira bandında değişiyor fiyatları, 3 ay boyunca farklı fiyatlardan aldım. aylık dozu 400-500 olan kolajenler var. parası olan onu alana kadar botoks yaptırıyor demek ki, botoksun sonucu 1-2 haftada hazır kolajen öyle değil aylarca kullanacaksın da o zaman işe yararsa yarayacak, tabi ki önceliğim yine de doğal yollar.

3 ay ara verip tekrar başka markanın kolajenini kullanmaya başladım yakın zamanda, bu sefer yüz egzersizi de yapıyorum ama sadece alın ve kaş arası egzersizleri. çenemi etkileyecek şeyler yapmamam gerekiyor. bir de benim cildim gerçekten çok kuru, roaccutane kullandığım ve yıllarca hiç güneş kremi sürmediğim için, o nedenle kolajeni bir kür daha denemek istedim. yaş 30 bu arada, yani tavsiye edilen başlama yaşındayım.
kırışıklık için botoks bence son çare, bu konulara daha çok bütçe ayırasım gelirse de önce dermapen vs gibi cildin kendi kolajen üretimini tetikleyen yöntemlere başvururdum. güvendiğim bir güzellik/estetik merkezine gidip diğer yöntemleri araştırırdım.

Kolajenin bilinirliği yeni. Ayrıca cilde etki etmesi için öncelikle vücudunuzun kolajen depoları(eklemler vs) dolacak sonra sıra cilde gelecek diye okudum. Yine okuduğum başka bilgi tip 1 ve tip3 kolajen tip 2 ile birlikte alınınca etkisi azalıyormuş. Marka seçerken buna dikkat edin. Yine kolajenin düşmanı şeker. Şekeri(karbonhidrat dahil) fazla alınca gene kolajen işi yalan oluyor. Sağlıkçı ya da uzman değilim okuduklarımdan anladıklarımdan aklımda kalanlar bunlar. Yanlışım varsa bilenler düzeltsin lütfen.
Şahsi fikrim kolajen hem yeni popüler oldu, hem de uzun süre kullanım ve şekere mekere dikkat edince faydası olan bir şey. botox ise anında etki eden bir şey olunca p tercih ediliyor gibi geldi bana. Bende sadece göz çevremde kırışıklık var azcık(göz altları hafif ince, gülünce kaz ayakları şeklinde. Mimik yapmayınca alında falan kırışıklık yok. Yaş 35)

Bu arada şimdi baktım voonka tip1-tip3 ve tip 2 yi aynı anda içeriyormuş. Ben sadece tip 1 ve tip 3 içeren bir şey aldım deniyorum. Dalton ağırlığı 2000 olan katkısız saf bir hidrolize kolajen peptit ile deneyin. Yanlışsam düzeltin tip1 zaten ihtiyaç halinde tip 2 ye dönüşebilirmuş ve tip 2 daha çok eklemler vs içinmiş
Edit: bu arada aklıma geldi yazayım. Kolajen kullanmadan önce birsüre bir iş için çömelmiştim doğrulurken dizlerim kitlendi acayip bir ağrı hissettim. Kolajen kullanmaya başlayalı 5 gün falan oluyor ciddi anlamda rahatlama oldu dizlerimde. Yaşlanmak sadece cildin değil bütün vücudun yaşlanmasıdır bana göre. o yüzden bir süre daha kullanmaya devam edip gözlemleyeceğim kolajenin etkilerini. Siz cilt yaşlanması özelinde sormuşsunuz soruyu ama bu etkisini de eklemek istedim aklıma gelmişken

Edit: kullanım süresini klavyem 15 olarak düzeltmiş 5 günlük kullanım olarak düzelttim.

Bunlar boş işler. Sürekli kolajene para vereceğine git botoks yaptır. 10dk maksimum kırışıklıklar gittiği gibi mimik kısıtlandığı için daha fazla da ilerlemesin. Boşuna böyle uğraşılar. İşini bilen bir doktora gittiğiniz zaman kimse de anlamaz botoks yaptığınızı. He gülünce garip olduğu için anlayabilir tabi :)

36 yaşında erkeğim, yapıştırıyorum botoksu. orama da botoks, burama da. kolajen de alıyorum ama bir faydasını göremedim daha. belki spor için işe yarıyordur, eklemler vs.

Kolajenin oral yolla alındığında biyoyararlanımı çok yüksek değil, ayrıca sadece belli bir molekül ağırlığındaki kolajen molekülleri hücre içine geçebiliyor. Piyasadaki her kolajenli ürün bu şartı karşılamıyor zaten.
Botoks zaten tamamen farklı bir prosedür, lokal olarak belli kaslara uygulanabiliyor bu yüzden kolajenle karşılaştırmam botoksu.
Kişisel görüşüm, suni olanı değil doğal olanı yapacaksak yüz yogasının daha etkili olacağı yönünde, ama bu görüşümü hiçbir bilimsel dayanağa yaslamıyorum, tamamen tahmin. Egzersizin tıptaki yeri yadsınamaz, yüz kaslarında da etkisi olacağına inanıyorum. egzersiz/yoga ile çalışmayan kaslar için de botoks gibi lokal uygulamalar belki...

@curuk seninde dediğin gibi belli bir boyutta olanı alabiliyor vücut. Benim aldığım 2000 dalton. İlk doz kullandığımda sabah uyandığımda cildim yumuşacıktı bu arada. Şuan normal halinde ama yazdığım gibi önce belli bi süre kemikleri eklemleri vs doyurup sonrdan cilde yarıyor diye bir bilgi kalmış aklımda. Ki dizlerime faydasını ben gördüm. Ha cilt için aldım ama ona faydası olmasa da eklemlerin için kullanırım.neticede vücudumuzun sarkmaması için adam akıllı spor yapabilmek gerek. Dizlerimden dolayı yürüyüş bile yapmaz olmuştum korkudan

Bi yöntem düşünmeden önce sorayım. Tarihler 2020'den 2017'ye kadar mı sadece?

İndex match birlikte kullanımı bunun için var. Match de sona 1 yazarak çözebilirsin

@incredible hayır, sürekli yeni tarih ekleniyor, 2023, 2022, 2021..., eski sütunlar sağa kayıyor.

@okumak türkçesi ne? indis ve ?

index match+

Gerçi ben yapamadım ama google'da yazacağın şey şu: excel find first cell with value

Çok hızlı baktım sorunuza, "Fuzzy Lookup" diye bir şey var belki işe yarayabilir, yaklaşık değerleri v-lookup'lamak için kullanılıyor, bir google'layın isterseniz

Vlookup ın sonuna true yazınca olmuyor muydu? Hiç ihtiyacım olmadı ama bunun olayı tam değer ya da yakın değer getirmesi diye aklımda kalmış.

=İNDİS(A3:Z3;KAÇINCI(DOĞRU;İNDİS((A3:Z3<>0);0);0)) birebir kopyaladım, bu çalıştı.
index içinde tek bir match iş görmedi

Var, rüzgar geçirmiyor, hafif, içine bir ince polar ya da triko ile kullanıyorsun bahar aylarında

Var, tavsiye ederim, decathlon'dan almıştım ben.

Rüzgar geçirmemesi süper bi olay. Ya @freebird'ün dediği gibi ya da kışın içime bunu giyip üstüne ince bi mont/hırka falan giyerek kullanıyorum ben, süper oluyor.

www.morhipo.com
1 aydır kullanıyorum. çook memnunum.
alanya'da kışları kapişonluyla üşüyerek geçiren biriyim, özellikle bisiklet kullanırken.
rüzgar almıyor, su almıyor. motor sürerken de denedim gerçekten işe yarıyor.
gayet sıcak tutuyor ama çok soğuk bir yerdeyseniz içinin biraz daha polar gibi dolu olanı var. mavideki öyleydi. bu ince ve benim için tam ayarında.

softshell kullanmadım, almak istedim ama sonradan vazgeçtim. ( maddi sebepler, iyi bir şey alayım dedim.)

softshell, serin havalarda giyilebilen bir şey.

bunu kışın giy diyen insanlar, sıfırın altında sıcaklık görmeyen insanlar olabilir. o sebeple nerede yaşadığın önemli. bunu mont gibi kullanmak saçma olur yağmurlu ve soğuk bir şehirde yaşıyorsan.

gömlek+100'lük polar+550 dolum kaz tüyü içerikli mont ve GORE-TEX kabuk ile ancak sıcak durabiliyorum rakımın 2000 olduğu soğuk bir şehirde.

ne amaçla kullanacaksın burada asıl sorun.

decathlon'dan almıştım ben de bisiklet için, bence bi işe yaramıyor incecik bir şey.

@blue İstanbulda giyeceğim. belki kısa mesafelerde motorsiklete binerim. softshellin polar katmanının ist. soğuğuna karşı koruyacağını düşünüyorum. istanbulun sağanak yağmurları daha çok sıkıntı veriyor. bendeki mont sıcak tutsa da suyu fiyuuvt diye kaydıramıyor

@pluton, @mtkrt, şapkası rüzgarda fitifit dalgalanıyor mu yoksa kalınca mı, bağcıklardan sıkmasan da sabit duruyor mu

@esref benimki şapkasızdı, bilmiyorum. Ayrıca şehir Ankara, o kadar rüzgar olmuyor.

verdiğim linktekinin şapkası oldukça hafif ama naylon poşet gibi uçmuyor. isteğe bağlı takılıp çıkarılabiliyor da.

mont da var pantalon da. ikisini de kışın dağda giyiyorum. zaten genelde dağcılıkta kullanılan bir kumaş kendisi. yeni yeni gündelik giyime girmeye başladı.

Haklısın. HB'de sadece o satıcıdan alanların yorumlarını görme seçeneği var.

@angina bunu diyorum ben de.

çok haşır neşir değilim internet alışverişiyle, daha yeni keşfettim "sadece o satıcıdan alanların yorumlarını görme seçeneği"ni.
yani site, varsayılan olarak bütün yorumları koyuyor önüne. sen de yabancıysan olaya, yorumlara kanıp ahmetten mehmetten alışveriş yapıyorsun, sahte ürün olduğunu anlamadan kullanıyorsun.

bu bildiğimiz dolandırıcılık değil mi, site, satıcılar ciro yapsın diye karagöz hacivat oynatıyo

HB'dan alışveriş yapmıyorum uzunca bir süredir.


Amazon'da da satıcı ile mesajlaşıyorum ondan sonra alıyorum çok emin olamadığım durumlarda

Hepsiburada'nın bok yemesi o, n11'de böyle bir durum yok, geçenlerde bahsettiğin durumdan dolayı dandik bir ürün alıp iade ettim, bir usb-c kabloya ihtiyacım vardı fiyatı da oldukça uygundu yorumlarda da herkes memnun görünüyor, neyse güvendim girdim aldım ürün elime geçince farkettim ki görsellerdeki ürün ile gelen ürün arasında en ufak bir benzerlik yok, şu işportacılarda satılan 5 liralık kablolardan göndermişler, olumlu yorumların hepsi başka satıcılara yapılmış meğerse.

O günden sonra bir daha hepsiburada'dan alışveriş yapmadım.

Var.
Türk Ticaret Kanunu ve Türk Borçlar Kanunu

toptan alışverişte zaten ticaret erbabı olduğunuz için, aldığınız ürünün de ne olduğunu bilmeniz beklenir.

tıpkı yüzyüze alışverişte, ürünü görerek alan bir tüketicinin iade edemediği gibi.

ticari bir emtiayı önce satın alıp, sonra kafanıza göre iade edemezsiniz. tıpkı kuyumcudan altın alıp, sonra bunu iade almak zorundasın diyemeyeceğiniz gibi.

himmet dayının dediği gibi, türk ticaret kanunu ile düzenlenir.

@fever

alınan mal ayıplı çıkar ise iadesi ya da değişimi söz konusu olabilir. illa sebepsiz iade olarak düşünmemek lazım. alınan malın ayıbı alındığı an fark edilmeyecek şekildeyse ve sonradan ortaya çıkarsa iade hakkı doğar. tüketici alışverişlerinde böyle.

tabii ki, ayıplı mal tamamen başka bir şey.

Ekşi sözlüğün ölüsü ssg dahil herkesi beslemeye yeter.

Ben de reklamlara ayar olduğum için adblock plus kullanıyordum, saçmalayınca ublock origin kullanıyorum. Ayrıca trackerlar için ghostery de kullanıyorum. Olay butonu ve bir kaç buton sinirimi bozduğu için onları da engelledim, ekşi şeyler, pena, kanallar engelli. Çok sade ve temiz bir ekşi sözlük arayüzü görüyorum.

Sözlüğün alternatif reklam kanallarını kabul etmesi gayet normal, paralı entry'de girer, giriş yapmayanlara reklamlı temaya sahip sözlüğü de gösterir, açıldığında istediği reklam kokan başlıkları da gösterir.

Bunlar beni rahatsız etmiyor en fazla iki cümle okur ilgimi çekmiyorsa başka başlığa tıklarım, Allah daha çok versin. Yeter ki bu trolleri temizlemek için son aldıkları kararları uygulasınlar, katı bir yönetim anlayışına gidip huzur bozan paralı kalemleri uçursunlar.

ssg amerika'da sözlüğün ceoluğunu bıraktı zaten. hissesini devretmemiştir gerçi, para geliyodur. Ekşi şu an trde 13. sırada. Ne kadar adblock kullanılsa kullanılsın baya kazanıyodur.

Gül gibi iş dediğin birilerinin altında çalışmak. Adam koskoca ekşi sahibi, ben de olsam ben de bırakırdım. Şu an yatarak para kazanır gayet.

adam eksi sozluk gibi bir site yaratmis. microsoft'ta siradan bir pozisyonda calismak ssg icin bir basari degil ki. zaten 1 sene falan calismisti sanirim.

5 sene önce günlük giydirme ücreti 15000 liradan başlıyor diye duymuştum, yani şu anda tuttur reklamı için günlük 30 binden aşağı kazandığını zannetmiyorum, dedikleri gibi ölüsü hepsini doyurur, yine de bir yerde kalite ile ilgili bir çözüme gitmeye çalışacaklarını düşünüyorum, kalitesiz yazarların yazılarının geriye itilmesi gibi ama bunu nasıl yapabilirler muallak, çünkü karma sistemi çok kolay suistimal edilebilir gibi.

Adamın 2 senelik geliri ömür boyu yeter. Millet 2.500 maaşla hayatta kalıyor bu ülkede

20 liraya nasıl yazdırılıyor bu entry’ler

1) ekşi parayı trafik yani reklamdan kazanıyor. minimum masrafla türkiyenin en çok kazandıran sitelerinden biri.
2) kimse altın yumurtlayan tavuğunu başkasına emanet etmez. ssg hukuki yaptırımlardan korktuğu için amerikaya kaçtı. parde arkasından sözlüğün yönetim politikasını yönlendiriyor.

bugün biz bırakırız yarın başkası gelir. onay bekleyen binlerce çaylak var. sözlüğe küsüp yazmayı bırakanların durumu tavşan dağa küsmüş hesabı. maç başlıklarına binlerce entry giriliyor 2-3 senedir. her ekşi eskisi gibi değil dendiğinde ekşi daha fazla kazanıyor. ekşi şeyler, pena bunlar da sisteme ayak uydurmak için yaptıkları ve yine para kazandıkları yerler. ekşi şeyler zaten hali hazırda yazarların entrylerinin daha herkese hitap eder hali. (görsel, editör düzenlemesi vs.) pena'da da fena videolar yok değil.

her işlem core lara ayrılamıyor. programın buna özel yazılması gerekiyor. benchmarklarda ise hem tek işlemciyi hem aynı anda hepsini test edecek kısımlar var. o yüzden benchmark skoru tam orantılı olarak performansı yansıtmıyor.

işlemcilerin GHz hızına bakıp aldanmamak lazım. eskisinden çok farklı mimariler kullanılıyor. thread sayısı, önbellek, Flops gibi değerler daha önemli. bunlar yerine düzgün benchmarkları karşılaştırmak daha kolay tabi.

cpu.userbenchmark.com

şu siteye bakın mesela. tek işlemcide %41, çift işlemcide %40, 4 işlemcide %36 daha hızlı görünüyor i7-1065.



1-Core
Avg. Single Core Mixed Speed 89.9 Pts 127 Pts Much faster single-core speed.
+41%
2-Core
Avg. Dual Core Mixed Speed 169 Pts 237 Pts Much faster dual-core speed.
+40%
4-Core
Avg. Quad Core Mixed Speed 284 Pts 387 Pts Much faster quad-core speed.
+36%
8-Core
Avg. Octa Core Mixed Speed 409 Pts 516 Pts Faster octa-core speed.
+26%

Hayır o şekilde çarpamazsınız. Kullanacağınız yazılımın multi-core'a göre optimize edilip edilmemiş olması, o yazılımdan alacağınız performansı etkiler. Yani işletim sistemi ve işletim sistemi üzerinde tek bir yazılım kullanıyorsanız bunların ikiside multi-core için optimize edilmemiş ise, 4 core olmasının hiç bir avantajı olmaz.

Base clock'un düşük olması enerji verimliliği ile alakalı bir konu. Daha düşük enerji tüketmeleri ve daha az ısınmaları için öyle yapılıyor genelde. İkinci işlemcinin kıyaslamada daha iyi çıkmasının sebebi, base clock'u düşük olmasına rağmen yüksek yük altında daha yüksek hızlara çıkabilmesidir.

Intel Core i7-1065G7 laptop işlemcisi. düşük güç tüketimi önemli. Gerekmedikçe musluğu açmıyor yani. up to 3.9 ghz diyor zaten. Lazım olursa kendini 3.9a çıkartıyor. 15 w mesela Intel Core i7-1065G7.

Intel Core i7-4720HQ 45 w harcıyor. Gereksiz tüketimden kaçıyorlar yani. ayrıca ısınma derdini de çözüyorlar.

burada biraz anlatmış

www.youtube.com

Zamanini bilemem ama bu tur mantiga ve dogaya aykiri seyler bir noktadan sonra patlamaya mahkum. Toplum bu sacmaliga eninde sonunda tepki gelistirecektir bana sorarsan.
Bunun gibi bircok sacmalik icin de gecerli bu.

Az kaldı bitiyo romantik giysilere dönmeye başladık yeniden

ben olsam dvdyi mkv'ye çevirirdim. çevirirkende gereksiz altyazıları çıkartırdım. lazım olanı eklerdim. er ryan'ı kurtarmak için dediğim gibi yapmıştım.

divxten indirdiğiniz altyazıyı, aşağıdaki linkte anlatıldığı gibi sub/idx (dvdlerin kullandığı altyazı formatı) biçimine çevirmeyi deneyebilirsiniz. tabi çevrilmiş yeni dosyaları, bilgisayara çektiğiniz dosyalarla adları aynı olacak şekilde değiştirmeniz gerekebilir.

www.easytechguides.com

@sutlu mkv ye nasıl çevrilir. dvd gerekiyor mu, verdim dvdyi

dvdyi bilgisayara nasıl kopyaladın?

@sutlu
dvd decrypter hazretleri

iso dosyası halindeyse mkvye çevrilebilir. iso dosyası halinde değilse nasıl çevrilir bilmiyorum.

@sutlu iso halini bulmak için de dvd lazım değil mi,

evet.
bilgisayardaki dosyaların en büyük boyutlusu film olabilir. onu vlcye taşı. üzerine altyazıyı at. bir ihtimal öyle de tutabilir. en büyük boyutlu vob dosyası.

2 sene sürekli giyilip parcalanmayan yoktur herhalde. Ama çok ayakkabı olunca sürekli değiştirerek girilip 2-3 sene fln ömür verilebilir bence

Decathlon'dan aldigim bir ayakkabiyi 3 yil kis haric giydim. En sonunda tabani ayrildi, attim.

4-5 tane ayakkabim var en son 2 yil once ayakkabi aldim.

edit: nike adidas falan gibi ortalama modeller ama ayakkabiya iyi bakip art arda cok fazla giymediginizde yipranmiyor.

Saglamsa,rahatsa neden giyilmesin ?

Pek tabi de var parcalanmayan.zaten her gun ayni ayakkabi giyilmiyor bu yuzden gayette saglam ve temiz kalabiliyor.

min 3 sene giyerim ayakkabılarımı diyeyim sen anla.

bitch, please.

12 senedir giydiğim ayakkabı var. yeminle.

edit: eski adidas botlardan. ne varsa eskilerde var azizim..

Ayni ayakkabiyi kesintisiz alti yil giydim, toplamda on alti yildir da zaman zaman giyiyorum.
Benim ayakkap casual idi, ben de yurumek disinda aktivitesi olmayan biriydim zaten. Artik tipkisinin aynisi satilmiyor, o yuzden marka vermiyorum ama boyle ayakkaplar var evet.

2 yıldır giyiyorum aynı ayakkabıyı, sanırım iki yıl daha giyerim.

camper pelotas...
satın aldığımda ayakkabıcı eleman beş altı yıl giyersin demişti, iki yıldır giyiyorum, gıcır gıcır hala.
Fiyatı şu an ne kadar bilmiyorum ama her kuruşuna değiyor.

Sutsuz kahve yi gordum ve arttiriyorum.

6.sinifta aldigim nike pegasus var bitane, su anda 26 yasindayim. Hala sapasaglam, tek bir dikis vb atmadi. Benle de dunyayi gezdi ayrica. Dag, tepe, sehir, yol.

Nasil o kadar saglam oldu bilmiyorum, gecen sene aldigim nike in ustu gitti-gidecek.
Bu yaz aldigim skechersin topuk ic kismi parcalandi filan.

5 senelik basketbol ayakkabılarım var, hala taş gibiler. basketbol oynaman şart değil, al ve giy, yok böyle rahatlık.

Cat botlarımı tam 12 kış giydim. Nerden baksan her sene 3-4 ay yapar ki çoğunluğu bu botlarla geçti. 13. kışı da çıkarırdı aslında ama seneye daha kibar bir model almak için attım sonunda. Hala taş gibiydi oysa!

6 yıldır giydiğim ayakkabı da var. 5 yıldır da, 4 yıldır da... en son 3 yıl önce ayakkabı aldım.

@kuehles, nasıl ya 6. sınıftaki ayağınla 26 yaşındaki ayağın aynı mı? ohara

20 senelik timberlandim var, standart sık giydiğim ayakkabılarsa 6-7 sene dayanıyor.

converse-4 sene (ilbahar/yaz/sonbahar boyunca haftada-1-2 gun muhakkak giyerim)

outdoor alacaksan biraz paraya kıyıp columbia, salomon veya marrell marka almanı tavsiye ederim. taş, toprak tekmelemediğin sürece 5-6 yıl net götürür seni.

öğrencilik hayatım boyunca 4 sene aynı botu giydim. ki soğuk memlekette olduğumdan dolayı genelde hep bot giyiyordum.

edit: markası darkwood tu. 100 liraya yakın para ödemiştim. ama sağlam bot çıktı kar kış gördüm ama ayağım kuru ve sıcak kaldı.

Son 5 bucuk yilda yilda en az 200 gun giydigim ayakkabim var. Belki 30 cift ayakkabim vardir ama bu ayakkabi her seyin altina olan cok iyi bi' sey. Aynisindan bulsam alirim 3-5 tane. Ama yok maalesef. Tabii arada tadilat gerektirdi. O da normal.

@cekilmis gayfe

Evet. 38-39 hala. Kadinlarin gelisimi daha erken bitiyo tabi erkeklere gore://

adidas superstar ii vardı, 2.5 yıl giydim, derimod'dan almıştım, 2 yıla giydim onu da daha geçenlerde emekliye ayrıldı eheh.

tabi bunları günlük giymiyorum, tergan'dan almıştım, 3 yıl geçti hala taş gibi ama onu çok nadir giyerim.

çoğu ayakkabımı min 5 sene civarı giyerim. parçalanmıyorlar temiz kullanıyorum. en uzun süre giydiğim ise sanırım 15 sene civarındadır.

şu an giydiğim botu 7 kıştır giyiyorum. normal ayakkabılarımın bir tanesi 4.yılında diğerleri yeni. yeni dediğim en az 6 ay

6. Sınıfta aldığım adidas hala sağlam.
4 yıldır da her kış timberland giyiyorum.

6 yıllık ayakkabım var hala giylebilir durumda.

edit: adidas outdoor.

Benim de en uzun süre giydiğim ayakkabım 8 yıllık, hala sapasağlam duruyor. Dağ, tepe gezdim üstelik. Bir tane de 7 yıllık bir ayakkabım var, benzer modelini hiçbir yerde bulamıyorum ve en sevdiklerimden. Acık ve ipli bir model olduğu için içi gitmişti; yeniden kaplattim geçen sene, rahat 3 4 sene daha giyerim.

Bunlar dışında 3 yıllık, 4 yıllık ayakkabılarım da var. Değiştire değiştire giyince kolay yipranmiyor hiçbiri.

6 yıldır giydiğim ayakkabım var hala taş gibi. ikinci tabanı değiştirdim ancak kendisine ödül olarak ıskartaya çıkardım keratayı, kötü yerlerde giyiyorum artık.

en eski ayakkabım hush puppies bot, 11 senelik, daha da gideri var. outdoor cinsinden north face 5 senelik, ufaktan ömrü domaya başlıyor. sandalet timberland, 5 senelik, taşş gibi. deri ayakkabı beta, 5 senelik, eh işte. bunlara ek olarak 3- senelik çok var. yani saydığım kategorilerin her birinden 2-3'er daha ayakkabım var ama bunlar en yıllanmış olanlar. hal böyleyken en son keds'lerim 2 sezonda parçalanınca kahrettim. 5 seneyi garantilemeyecek gibi görünen ayakkabıya para veresim gelmiyor.

2. soruna cvp olarak nucleon'un 2. cümlesi +1. çok mecbur kalmadıkça aynı ayakkabıyı iki gün üstüste giymem.

galiba 6 senelik bir adidas chile 62'im var. Canavar gibi.

Giyilir, hem de ne.

Marka model aklımda değil ama giyerim. Giyilir.

6 sene giydiğim botlarım vardi. Bütün bir kış cat tarzi deri bot giyiyorum. Koku yapmiyor, sıcak tutuyor. Tavsiye ederim :)

her mevsim için birer çift ayakkabım var benim, başka da almam. bir çift bot, bir çift spor ayakkabı, bi de senelerdir giymediğim halı saha ayakkabım o kadar.

botu 8 senedir falan giyiyorum. her yeri sapasağlam ama geçtiğimiz kış tabanı aşınıp su geçirmeye başladı, gittim tamir ettirdim üç kuruşa, hala devam ediyorum giymeye. markası hi-tech

keza spor ayakkabım da yanlardan açıldı hala giyiyorum ama yenisini alacağım zira daha 1 sene bile olmadan koyverdi kendini, uyuz oldum asdf markası lumberjack daha da siksen almam o markayı, türkler satın almış zaten galiba, götüm gibi yapmışlar her işte olduğu gibi.. (bundan önce 10 sene falan giydiğim bi adidas vardı, o performanstan sonra bununkisi çok koydu..)

adidas ayakkabılarım minimum 4 sene giyerim. 4 sene sonunda da giyilmeyecek durumda olduğundan değil sıkıldığım için giymem ve ihtiyacı olan birisine veririm.

dedemden yadigar bir ayakkabı var. markası filan yok, özel yaptırmıştı sanırım. ölmeden 2 sene önce almıştı. öldüğü 6 seneyi geçti halen taş gibi.

esas bomba bu, lisede aldığım cat botlarım var. ama şimdiki gibi sikindirik üretimlerden değil, taş gibi olanlardan. 16 sene oldu sanırım. taş gibi diyemesem de halen giyilebilir durumda.

bunun dışında işte giydiğim ayakkabıların çoğunun maksimum ömrü 1 sene oluyor. inci, kemal tanca, desa vb.. gibi bir çok mağazadan aldığım ayakkabıları 1 seneden falz agiyemiyorum. fiyat performans oranında tam bir kepazelik bu markalar.

2011'den beri giydigim bi kar botu var. 2011-2013 arasi cok sik kullandim, ondan sonra istanbul'a geri tasindigim icin sadece karda kullaniyorum ama sapasaglam duruyor

Aynen esimin de bi botu var en az 10 senelik

Timberland'lerimi yeni birine verdim. Ortaokulda alinmisti

deichmann dan aldığım bir botu yaklaşık 3 sene giydim, dockers tan aldığım bir botu da hemen hemen 5 sene kadar giydim. botumun yanı daha bu kış açıldı yaptırsam yapılır giyilir de artık yeni ayakkabı aldığım için giymiyorum.

Sürekli değil ama bi ayakkabım var 2006'da almıştık, hala giyiyorum. Nalet eskimedi :)

yaklaşık 7 sene önce falan şundan aldım www.deriden.com.tr
satan çocuk bunu en az 5 sene giyersiniz dediğinde lol demiştim, bu kış çok giymedim ama %99 giyilebilir durumda.

adidas good year ayakkabısından 2 tane var biri 10 biri 5 yıllık. Üretimi durudu yenisini alamıyorum.

hiç üstüne düşünmedim de ilk aklıma gelen şey o malzemeyi bir arada tutmak için demek oldu. belki de o grafiti başka bi şeyle birleştirmek daha maliyetli-uğraştırıcıdır?

gece gece düşündürdü. mantıklı açıklama bulamadım.

permatiğin ucunu kırıp, kalemi tutma kısmının içine takarak kullanabiliyorsun küçülse bile..

hayatın boyunca kalemin tersini hiç açmadın mı...
eksisozluk.com

o kalemlerin uretimini izlersen anlarsin. kisaca o sekilde uretilmeleri cok daha kolay.

Tersten de açabilesin diye.

kalem üretiminde grafitin maliyeti yok denecek kadar az. kalemin dip kısmını boşluk bırakmaya çalışmak daha fazla proses ve maliyetli olur.

pergelde kısası makbul oluyor.

Çünkü kalem boyutunda üretim değil o. Uzun üretip kesio ucunu açıyorlar. O yüzden grafit de kesintisiz.

Gönderdiğin resimdeki arka kısım da kaplama gibi bir şey. Sonradan arkası o hale getiriliyor yani.

okudum tüm soruyu ama derdimi anlatamadım heralde.

üretim şeklini anlattım ben, o üretim şeklinden dolayı grafiti kısa tutmak prosesi baştan aşağı değiştirmek, çok daha kompleks ve pahalı hale getirmek demektir.

kalemin arkasındaki zayi bu maliyetten düşük olduğu için üreten de bu şekilde üretmeyi tercih ediyor.

ingiltere bunun için bi kırtasiye ürünü var. ufalan kurşun kalemleri birbirine tutturuyorsun. 20 pound. yeni denk geldim.
link
www.presentandcorrect.com
alternatif #1
i.imgur.com i.0imgur.com
i.imgur.com i.0imgur.com
i.imgur.com i.0imgur.com

gerisini bilmiyorum ama Winrar klasör şifreleme yeterince güvenli.

www.tomshardware.com

bana da biri axcrypt önermişti ama bi truecrypt degil maalisif:(

winrar truecrypttan daha güvenli. buna bağlı olarak daha kolay bozulma ve yavaşlık sorunları var. truecryptta çok ciddi açıklar var. ben bile kırabiliyorum mesela.

@art vandaley, o ben olabilirim :)

ikinci anlam da yeterince kapsayıcı değil galiba. peygamberin sözü var "maaşı olmayanın meadı olmaz" diye, "dünyalığı olmayanın ahireti olmaz" diye çevirmişler. oradan gidersek maişet, dünyalık olan her şeyi kapsıyor olmalı , sadece geçimlik değil.

manasını daralta daralta 1.dekine gelinmiş.

sait faik'in medar-ı maişet motoru isminde bir kitabı vardı, benim aklıma ilk o geliyor. 2.cisi dediğim kitaptaki kullanıma daha yakın düşüyor zannımca, medar dayanak, yardımcı anlamlarına geliyormuş zira.

geçim paradan önce geliyor aklıma. sonra da medar-ı maişet motoru.

gecim geliyor aklima.

tv'nin ayarlar menüsünden bilgisayarı bağladığınız hdmi portunun input label'ini (yalnız bunun adı her tv'de farklı olabiliyor) "pc" olarak seçmeyi deneyin.

çözünürlüğü değiştirmeyi deneyin..