Ekşi Duyuru

modeli için elimde bir örnek var, o yüzden mümkün olan en çok seçenekten en yakın en benzer olanı seçmeliyim. bunun için ideal yer neresi? istanbul civarı ya da belki bilen varsa malatyada neresi olur?




 

bizim hayta 3 gündür kayıptı. bulduk şükür. tasması vardı rastlayanlar çıkarmışlar galiba. belki gevşek bağladığımdan çıktı.
4-5 km yürüyeceğiz. kayışı var. tasma niyetine iş gören, rahatsız etmeyen ne üretebilirim acaba? malzeme öneriniz olur mu? basit ve idarelik bir şeyler lazım ama aklıma gelmiyor.



 

çok şeyetmeli miyim? vergiyi yapılandırmaya başvurdum ama sgk için içimden gelmedi. ne bok yiyorum ben yaa..




 

Evlenilecek adam olmadığımızı göstermek, bu tür beklenti filizlerini en başından budamak, kökünü kurutmak, ateşe vermek için ne gibi detayları/unsurları öne çıkarmalıyız imajımızda ve karakterimizde?
İlişki karşıtı değil, ciddi ilişki karşıtı stratejiler yani. Çünkü olmuyor, tecrübeyle sabit.



 

Rumuzu dilimin ucunda. Mirzabeyoğluna özgürlük kampanyası falan yapardı, bilene benden gofret.




 

Müşterileri ekseriya esnaflar olduğundan mı bu adı alıyorlar yoksa esnaflık ilkelerine göre işletildiğinden mi bu adı hakkediyorlar?
Mektup yazanın mıdır gönderilenin mi?



 

İki gün önce trafikte kavgaya karıştım. Alkollü ve taşkın biriyle girdik birbirimize. En son tornavida falan çekti müptezel. Şenlikli oldu epey. Polis ve civar güvenlikler ayırdı. Tornavidayı çekene kadarki nizami dövüşte yüzüne gözüne iki tane salladımdı, şimdi bu serseri sabah ayılıp sol yanını yamulmuş halde bulup bana bilenip şikayetçi olduysa eşkalden plakadan nezarete düşer miyim, sürünür müyüm lüzumsuz yere? Polis arkadaşlarım var ama araya sokmak istemiyorum, çekiniyorum. Hakkımdaki şikayet durumunu nasıl öğrenebilirim aceba?




 

Bisiklet sezonu bitince ne satsın. Kışın sıkılıyorum, meşguliyet olsa iyidir. Para kazandırsa daha da iyidir.




 

Açık havada odun ateşinde yapmayı planlıyorum. Tanesi 15 gramdan 200 kutu 1 litre külçe, 3 kg ağırlıkta olacak falan. Erirken oksitlenmesin diye vurup düzleyin diyorlar kutuları. Bir de kutuların kapak kısmı 5xxx, kalanı 3xxx serisi oluyormuş.
Açıkta ateş 1100 dereceye ısınır diye bir bilgi de var.

Bunlar ışığında,
1-erimeye başlamaları uzun sürer mi? Ne kadar vakit ve yakıt gider?
2-farklı seri alüminyumlar karıştığında yekpare bir külçe elde edecek kadar homojen olur mu sizce?
3-alüminyum kutu eriyip külçe olarak tekrar donunca yumuşama ya da sertleşme gibi daha doğrusu gevrekleşme gibi özellik değişimi olur mu?
4-eriyiğe yeni bir kutu attığımda hemen erimeye başlar mı o da? Cürufu üstte hemen toplanır mı?

 

Kalıp yağı olarak ne kullanabilirim? Mdf artıklarından yaptığım ufak kalıpları beton bloklar üretmekte kullanacağım, pis iz bırakıp beton görünümünü bozmayan ucuz ve kolay bulunan ne olur?.




 

Bunların gerçekten hiç ama hiç işime yaramayan hipster ve dangoz çöplükleri olduğunu düşünüyorum.
Bu ve benzeri anaakım sitelerin içeriğini google aramalarımda görmemek için ne yapmalıyım? Var mıdır yolu yordamı?



 

Hani, versiyon bir olana kadar stabil değil galiba, o beta mı oluyor o zaman?
Bunun koyulan proje hedeflerine göre kafadan bir sırası mı var?



 

Limon tuzu ekleyerek parlak ve tortusuz temizliğe ulaştım lakin sabun çok gidiyor, çok zaman alıyor ve önceki yemeğin kokusu çok kalıyor. Yağlı tavalardaki bilhassa baharatlı yağ kokusunu giderene kadar enerji ve zaman harcıyorum, tüketti.
Pratik öneriniz var mıdır? Makinenin temizliği içime sinmiyor, o da bir detay tabii.

Not edit: sorun müspet bilime güvenmemek değil, beni en çok etkileyen makine açıldığındaki o kokusu.. Anlayamazsınız.
Yemeği de kendim yapıyorum, o yüzden tavayı alıp ocağa koyduğumda en ufak kalıntı görmek, en ufak sentetik bir koku almak yemeği tatsız yapıyor.

 

Birazdan çıkmayı planlıyorum. (aferim dediğinizi duyar gibiyim). Normalde bisikletle 1-2 saat arası sürüşlerde ayaklarım buz kesiyor. Koşuda aynısı olur mu?
Şu an ayaklarım hafif soğuk, ikinci kat çorabı giysem sıcaklığa etkisi olur mu? Yoksa kan akışını azaltır mı iyice?
Soğuk ayağı ısıtmadan doğrudan koşmaya başlayayım mı? Zedelense ağrı bile hissetmeyebilirim, koşu pisti 500 m ileride başlıyor, iyice buz keserim varmadan. Hıyar bi iş yapıyorsam lütfen durdurun.


 

...rotasını arşınlasak. Bisikletle varılabilecek, kamp kurulabilecek, gitmeye değecek nereler var bu civarlarda?




 

lazım.
Astronomi, biyoloji ve diğer faydasız ilimler hakkında okuyacak ne var bildiğiniz?

Şu an protein saflaştırma rehberi'ni okuyorum, eroin gibi kitap yeminle. Biyokimya gibi başladı, akışkanlar mekaniği, bilim tarihi, çeşit çeşit analoji, süper pratik bilgiler var. Böyle çok yönlü izahlar içeren mesleki kitap var mı bildiğiniz?

Bi tıpçı arkadaştan cerrahi prensipleri el kitabı ve acil dahiliye kalmış mesela, onlar da güzel okunuyordu çoğundan bi şey anlamasam da.. İskemik inme diye bi kitap aşırmıştım çalıştığım nöroşirurji seminerinden, o da fena çıkmadı. Böyle daha ne var?

 

durum böyle.
chrome kullanırken başladı, ie ile denedim sonuç aynıydı, opera yükledim hala değişmedi.
cache temizliği dns flush history sıfırlamafalan hep yapıldı. mobil internetten tethering yapıyorum ve başkalarının ağlarından da deniyorum, girmiyor. androidli telefonumdan mobil ap yaptığım diğer telefona bağlanınca chrome ile mobil site açılıyor aslında.

tüm sorun kullandığım netbookda gibi.
geniş spektrumlu çözümleri, carpet bombingi falan denedim, bi yerden sonra ne yaptığımı bile hatırlamaz oldum açıkçası. bilgisayarda bir sürü şeyi kurulumdaki haline döndürdüm. hosts falan dahil, browser ile alakalı olmayanları da.
şu hotspot shield var hani, onu kurdumdu en son, istemeye istemeye. bilgisayarda yaptığım en son değişiklik onu kullanmaya başlamam. ama duyurunun açılmaması ondan önce mi sonra mı tam hatırlamıyorum.

nokta atışı bir öneriniz var mı?

chrome uzun zamandır güncellenmedi. bilgisayar xpnin acayip bir modunda çalışıyor aldığımdan beri, perfect pc mi ne öyle saçma bir işletim sistemi var.

 

Ekteki fotoğrafta memeli plasentası var, içiniz kalkabilir, açmadan önce uyarayım.

6 tane çıkardı, ilk yavruları. Biri diğerlerinin üç çeyreği kadar, daha az tüylü, ve memeyi bulamıyor. Ne zaman baksam anne sırt çevirmiş, kardeşleri yer kavgasında arkaya itmiş. Eldivenle dokundum, buz gibi, ama sesi çıkıyor. Başta sıcak kalması mı önemli yoksa meme emmesi mi? Bilemedim. Doğal seçilimin işine karışmak gibi bir huyum var, işleri boka sardırmaktan korkuyorum. Ne yapayım yav?

Fotoğraftaki yavru, saat 16 idi fotoğraf çekilirken, hala cırlıyor ve hayatta. Sizce yaşar mı?

 

arka bahçede geçen seneden beri 3 dişi yavru kediyi düzenli besliyordum. kızgınlığa girdiklerini fark edemedim. 2 tanesinin karnı şişti.
bunlardan biri güzel yer buldu, 2 gün evvel yavruladı. diğeri tutunamayanın teki. arka bahçemde 4 yetişkin dişi daha var, çok baskınlar. geçen senenin yavrularını tokatlıyorlar sürekli.
biraz gözledim durumu, durumdan vazife çıkarttım, bu çekinik dişi benim dükkanın içine bıraktığım yemekleri yediği sırada onu içeride kullanmadığım bir odaya hapsettim. mama kum su koydum, sabah kontrolünde baktım yemiş mamayı. 1 haftaya doğurur, çok zayıf, alan tutamıyor, bana alışık değil, insandan korkuyor, geri salmayı düşünmüyorum.

ne yapayım da stresini azaltayım?

 

var mı?




 

aslında çok da.. şimdi bu benim van kedim var, adı çok afedersiniz "kürt". heterokromisiyle, kürküyle falan tam bir van kedisi. epey yaşlı, bana verenler 9 yaşında dedi. kısır, erkek.

ağzında sorun var diye blendırdan geçirdiğim ciğer/pişmiş bulgur karışımını veriyorum, bazen de yumurta/yoğurt karıştırıyorum. geçenlerde mama kabındakini bitiremedi, üzerini kakasını kapatır gibi kapatmaya çalıştı, bunu takıntılı şekilde yaptı. sonra her bitiremediğinde tekrarladı. anlayamadım. yemeği kötü kokmuyor, üstünü neden örtüyor olabilir? bir defa yerdeki çorapları yığmış kabın üstüne, bir defa yerdeki bütün dökülmüş tüylerini toplamış ama sonra tekrar içtiydi o haldeki yemeğini. yani tiksinmiyor gibi, ağız yarasında kötü koku da oluyor.. bilemedim.


 

askerdeyken röntgen odası ekipmanı taşıtmışlardı bi defa. 5-6 sene önceydi. artık içimde bir şeyler olgunlaşmıştır herhalde. ketemde baktım, erkeklere sadece kolon kanseri için bakıyorlarmış. o da önemli tabii ama şöyle en komplesinden bir kanser taraması yaptırsam, bunun yeri neresidir? maliyeti birkaç bini geçer mi?




 

500 tl'lik bir malı alıp, 700 tl'ye satsam. faturayı aynen 700 olaraktan kessem, ödeyeceğim kdv 200 tl kazançtan ödeyeceğim bir tutar mı olur? yoksa?




 

babylon zoo - spaceman
eiffel 65 - blue
bomfunk mc's - freestyler
bloodhound gang - bad touch
atb - till i come
...

desem, üç nokta yerine siz ne dersiniz?

 

neden her kış ağzı patlar? her sene kışa girerken bujilerin gidik olduğunu fark ediyoruz. araç vw, t4, 98 model..
sanayide bizi yiyorlar mı?



 

eski tüplü televizyonunu scart girişi olmadığından bana verdi komşum. görüntünün gittiğini ama hala ses verdiğini söyledi makinenin. amacım makineyi parçalayıp fresnel lensini çıkarmak, ama bu 51 ekran tvlerde fresnel oluyor mu bilmiyorum.. hatırladığım kadarıyla bir ufak sigorta değişimiyle görüntü tekrar geliyordu. tamiri basitse kullanırım, fresnel kesin varsa parçalarım diyorum. fresnel var mıdır?

fresnel ne diyenlere:
www.google.com.tr

 

bunlar nerelerde ev kiralıyor yoğun olarak?




 

youtu.be

bu linkteki aşık atışmasıyla başlayan şarkının adını bana ayıklayabilecek var mı hacivatlar? aksi taktirde urumun alfabesini çözmem gerekecek gibi.


 

hi ten denen bildiğimiz yaygın, basit, ucuz, çelik bisiklet kadrolarını boyamak için karmaşık ekipman gerektirmeyen bildiğiniz bir boya var mı?
fiyat ikinci öncelikli, az miktar da olsa temini sıkıntı olmamalı. yani ihtiyaç kadarını satsınlar yeter, para çok mühim değil.



 

eski harddiskimde kopyalanmayı bekleyen bir miktar dosya vardı.
taktım bilgisayara, ayıklamaya başladım. çünkü 250 gb içinde ne kadar kopyalanmaya değer şey var bilmiyordum.
her şey güzel giderken bilgisayar donuklaştı.
kopyalamaya geçemeden hd gitti. içeriği, doluluk oranı görünmemeye başladı.
biraz forum karıştırdım..
şu an hd tune ile tarıyorum, neyi taradığım da meçhul ya..
programı bilen varsa gidişat şu:
prntscr.com

bu caps sonrası hala kırmızı kareler çıkıyor tek tük. %0.7 oldu damaged blocks oranı.

sorum kısa:
bu zımbırtı çalışır mı daha? içindekileri almama yetecek kadar bile olsa?
umut varsa uğraşayım.

 

mesela müzik dosyalarındaki "genre" kısmını görecek, bunu etiket olarak algılayabilecek ve enerjik, karanlık, sakin vs gibi keyfime göre atayabileceğim etiketlerle istediğim modda şarkıları hemen karşıma çıkaracak..

elimdeki resim dosyalarında mesela nsfw içeriği tek seçimle ayıklayabileceğim, infografiklerimi, animasyon giflerimi, aa bunu bloga koyayım, aa bunu dövme yaptırayım dediğim her imajı kulağından tutup bana getirecek..

pdflerimde meslekle ya da hobiyle ya da herhangi bir spesifik konuyla alakalı içeriği yine aynı mantıkla hemen bulmamı sağlayan..

var mı böyle kullanıcı dostu bir proğram?
malumunuz yazılım seks gibidir, parasızsa ve özgürse daha bi makbuldür.

 

hem fiziksel aktiviteyi hem beslenme düzenini değiştirmek zor değil mi yauv?




 

iki japon sitesine giriyorum, iki adult video indiriyorum, "find your asian love" temalı arkadaşlık sitesi geliyor hemen reklamlarda. ondan önce default russian bride siteleri vardı hep, baktılar nipponsanları seviyoruz, artık slavları sürmüyor önüme.
geçen bisiklet önerisi için bir ilana tıkladım, tıkladığım ilan sürekli çıkıyor artık, nerede bisiklet kelimesi geçen sayfa açsam aynı marka aynı model karşımda. e o zaman hiçbir zeka gerektirmiyor, hiçbir yapay sinir ağı çalışmıyor arka planda?
ben ne şey merak ettiysem bön bön aynısını önüme tekrar tekrar sürüyorlar.
ya onlar mal, ya da beni mal sanıyorlar, sürekli karşımda gördüm diye ürün/hizmet alacağımı varsayıyorlar?
yoksa onların ısrarı maksadına ulaşıyor mu? yavaş yavaş manipüle mi oluyorum?

 

2 bira + 8 shot tekila içmiş beyanına göre. önemli kısmını çıkardı zaten.
şimdi yan yatırdık uyuyor ama işte kardeş sonuçta, pezevenk ölsün istemiyorum. zaten içiyor göt lalesi, arada kokuyordu, abartma diyorduk sonunda abarttı. benim uykum geldi yarın büssürü iş var. hala daha nefes alıyor. napayım, uyuyayım mı?

lise son civarı, sıska, 65 kilo falan bişey bu bi de.

 

birkaç fiyat aldım, günlük 100-110 arası gidiyor. zaten 1 gün lazım. sonra internete baktım, 50ye kadar düşüyor bazı yerlerde. yarı fiyat normal değil bu işlerde. bi dümen mi var?
yer istanbul.



 

ben samsun diyorum. lümpen, mafyatik tiplerin karıştığı saçma sapan haberlerde en birinci şehir burası.

edit: çok önemli değil ayrımı ama 1 milyon üstü nüfusu olanlara büyük şehir diyelim gitsin. şehir merkezini baştan başa yarım saatte yürüyüp geçebileceğiniz yerleri de ufak şehir sayın işte..


 

ön aktarıcısı 3 seviye (dişli) olan, microshift'in modeli var hani, onun sol vites kolunun içinde bi parçayı kırdım. bi örneğini bulursam kopyalarım belki diye.
kimsede bulunur mu?



 

dün gece buldum. besledim, besili de zaten. susuz da değil ama göbeği gres gibi yağ gibi bir şeye sürtünmüş.

imgur.com

bunu nasıl temizleyeyim?

 

ne yapmak gerek bilemedim yav.

durum şu:

3000 tl senet karşılığı mal siparişi verdim. mallar geldi ama 2000 liralık geldi. kalan 1000 lira elde olmadığından yollamamışlar.

senet günü geldi. parayı gününde denkleştiremedik, senet protesto oldu. 1 hafta geçti. parayı topladık ama sadece elimize geçen mal kadarını, ve 100 lira senet protesto bedelini tabii.

aradık, 2000 lira ve masrafı vericez dedik. malları teslim etmediniz tastamam dedik.

cayırtı yaptılar. 3000 yatırın bu iş çözülsün, kalanı başka çeşit mallardan yollayak dediler.

para yok dedik, oldurun dediler.

şu durumda 2000 ödemek için ne yapmak lazım?
ödemesem ne olur? elime geçmeyen mallar için 15 gün süre versem? verin ödeyeyim desem? ki veremezler galiba. bu ayrıca sinir bozucu.

 

avea hat var, sony xperia e4 gibi gudik bi model telefonum.

işyerinde iyi çekmiyor zaten, geç farkettim o yüzden. mobil şebeke görmüyor, kırmızı çarpı var çekim gücünü gösteren yerde. ayarlardaki mobil ağlar kısmında ayar yapılamıyor çünkü o satır işlevsizleşmiş.

arama yapmayı deniyorum, "uçak modunu kapat ya da sim kartını tak" gibi bir uyarı veriyor.

ne ki bu şimdi? internet aramalarım çöp bilgi. bi yol gösterseniz ya bana.

 

bir makine elemanı için fikir lazım.
elimde bi varil var, sınırsız çelik profil. kaynak makinesi falan. bu varili, ekseni yerle 45 derece açı yapacak şekilde yere sabitleyip dibinden bir mille tahrik verip, döndürüp sıfır emisyonlu beton imalatı yapmak amacındayım. dünyayı falan kurtarıcam neticede. o yüzden mühim bi iş.

şimdi şu bir güç iletim elemanı.
eregizli.com.tr

ben bunu alıp birinin ucuna bildiğiniz bisiklet pedalı dişlisi ekleyip kendi gücümle varili döndürmek niyetindeyim. varil 45 derece ve bu sayede 100-200 kg arası betonu dökmeden çevirebilecek.yani 45 derece tasarımda şart.

izahı sorudan uzun oldu, soruya geçiyorum:
bu hareket iletim parçası ne olmalı? toplamda 45 derece eğimli bir konik dişli çifti mi mi? 90 derecelik ama 45 olacak şekilde yatırılmış bir konik dişli mi?
bu pinyon diyorlar, o mu? sonsuz vida mı alayım yoksa?
bunların bin tane adı var. sanayide her adam başka dilden konuşuyor. şimdi gitsem onlardan fikir alsam, sanayide üretilen fikirler de garantili sonuçlar üretmiyor.


soru da uzun oldu. idare edin.

 

işyerinin arka bahçesinde bir kaliko 5 yavrusuyla geçinip gidiyordu. yavrular ayaklanalı 2-3 hafta olmuştu. anne kedi çok iyi bir anneydi. erkek kedilerle çiftleşmiyor, ama onlarla yemek paylaşarak falan yavrularını güvende tutuyordu. yavrular 2-3 aylıktı.
2 hafta önce bir felaket oldu. muhasebe işleri için çıktım, döndüğümde anne kedi yavrusunu çağırma feryadı atıyordu. gittim baktım, 3 yavru kayıptı. mahalleyi taradım, bir sarman yavrusunun ölüsünü buldum. bir beyaz yavru ve bir sarı beyaz yavru kayıptı (baba bembeyaz bir ankara kedisi, yavrular sarman ve beyaz, ankara kedisi gibi kürkleri).
elde kaldı bir sarman (dişi) bir de beyaz (erkek) yavru. kaliko ana iki üç gün çok nadir uğradı. tahminimce kayıpları aradı. ben de bombok oldum bir haftaya kendime zor geldim. yavruları beslediğimden beni görünce hareketlenirlerdi, bir çeşit bağ oluşmuştu...

neyse, geçen hafta yavrular biraz açılmaya başladılar. anne de tavır değiştirdi, artık yemek paylaşmıyor, erkek yavruyu kayırıyor biraz ama dişiyi pataklıyor sıkça falan. baktım bu yavrular da sokağa yöneldi.. durumdan vazife çıkardım ve yavruları arka pencereden içeri girip koyduğum mamaları yedikleri sırada tuzağa düşürüp paket yaptım, eve götürdüm. yalnız, etrafta dolanan bir dişi beyaz vardı, bir de onun yavrusu gelince iş büyüdü. ha bi de bende tekir bi yavru var evvelden.. oldu bende 4 kedi. evin taşıma kapasitesini çok aştı ekip.

şimdi ben elazığdayım. malatya ya da tunceli kolayca gidebileceğim diğer şehirler. eğer erkekleri, ankara kedisi denebilecek kadar bembeyaz, biri yeşil biri sapsarı gözlü iki afacan erkek kediden birini sahiplenmek isteyen varsa bu civarlarda, derhal bizzat takdim edebilirim kendilerine. yol parası biraz zorlar, yardımlara da açığım aslında..

capsler geldiğinde göreceksiniz, bunlar gerçek birer tüy yumağı. hem vahşiler, mesafeliler, hem de sevildiklerinde en şımarık en sırnaşık kediden daha insan canlısı oluyorlar. hem de tırmalama gibi huyları yok, sev beni diye sürtünüp duruyorlar.

tekir erkek ve sarman dişi için... onlara ben bakabilirim. sarman zaten vahşi ötesi. çoluğunuzu çocuğunuzu yer allahıma. onu kendime istiyorum. büyütüp vaşak yapacam. ama şu beyaz erkekleri bi alın be?

çok temizler, dötleri bile pespembe parlıyor, o kadar cüllop kediler. valla bak.

neyse işte böyle. sorumluluk sahibi olduğuna inanacağım birileri çıkar umarım. biraz üstte kalırsa berhudar olurum saygıdeğer mod abiler ablalar.

internetim yok evde, wifi bulunca şu an yanıma almayı unuttuğum telefonumdaki fotoğrafları da eklerim. görünce aşık olacaksınız, garanti ediyorum. çok sevimli oç.ler.

eğer bu civarda akrabanız-tanıdığınız varsa bi zarf atsanız şaane olur. eğer ben foto ekledikten sonra hayvan sahiplendirme sayfalarında paylaşırsanız da şaane olur. biraz dar durumda kaldım, evde yalnız değilim kalmalarının kararını tek başıma veremiyorum, kedilerin sevimli çağları geçiyor vb sebeplerden, gece vakti biraz çaresiz hissettim, idare edin.

fotoları yarın atarım inşalla. bi sahip buldurun be duyuru.. hadi be.

 

herif, iki günlüğüne misafirimiz olan tur bisikletçisi bir çifte dün bugün biraları akşam yemeklerini toplamda 150 tl civarı hesabı kitlemiş. bisikletçiye o kadar yüklenilmez, suçlu hissediyor şimdi de. biz bu kadınla adama ne hediye versek? zaman da kısıtlı.




 

Kırıkları azaltmak ve saçı iyicene söndürmeden şekillendirmek için ne kullanıyorsunuz?
Duş öncesi sonrası falan, aktar işi ya da modern tıptan her ne ise..
Erkek için olduğunu belirteyim bi de.


 

selamın aleyküm.
hedefim başlıkta, bosch mevi seri-yeşil seri vs dewalt-b&d vs makita vs..

bana bunların hangisini tavsiye edersiniz?

taşlama makinesi, dairesel testere ve matkap alıp, kesme delme buat açma (boruları panç tipi kesicem inşalla) gibi işlerle uğraşmayı düşünüyorum.

 

i.imgur.com

Mobildeyim, bu yavruyu ağaca bırakamadım. Daldan atlıyordu. Son düşmesinde kalkamadı. Etrafta köpekler vardı, ana baba daldaydı. Çresizdik aldık.
Şimdi buna bakmam lazım. Evde fıstık, kaju, yulaf, ekmek, yumurta var, bunu nasıl besliycez?

 

benim aile bütün gün sıradan ulusal, bengü, halk, imece izliyor. çok mağdur durumdayım. sizin manyak ebeveynler de kararsız mı? allahım deliricem..




 

mesela neden delikanlı* gibi sporları izlemek varken futbol gibi saçma, teatral, fahiş fiyatlı eşeklerden, mafyatik/kalantor yöneticilerden, yoz taraftardan ve eyyamcı hakemlerden mürekkep bir sporu izliyorsunuz lan?

*:delikanlıdan kastım, buz hokeyi, rugby, jimnastik, curling falan işte..
şu mesela:
theclassical.org
ağzında diş kalmayan bir şampiyon,
şu adam mesela, bakmayın mideniz kaldırmaz, ama bu adam neden devam ediyor:
www.totalprosports.com

yaa bi de şu pice bakın:
img.bleacherreport.net
şu kodumun totoşuna bakın, bu ne lan?

(bisiklet doping sporu eyvallah, ama adamlar paranın hakkını kanlarıyla ödüyor lan)

lan şuna bak kramponu gömesim geliyor:
neymarinfo.com
bu kadar çıtkırıldım salakları izlemek.. utanç verici lan.

 

başkalarından gelen musibetlere bağışıklığım yüksek ama beni sinirlendiren şeyler varsa, tavır almam gereken konularsa, sinir aniden patlıyor, bacaklarımın hidrolikleri boşalıyor adeta..

örnek vereyim, trafik kazasının ardından 5 kişi karşısında kalıyoruz kardeşimle ben.. korku yok, bir şekilde çıkıyoruz o arbededen.. ama mesela arkadaşın arabasıyla gidiyoruz, ben sürüyorum, hoop rutin çevirme var, şimdi ne hata yaptık var mı acaba falsomuz derken vesvese yapıyorum garip bir şekilde bacaklarım titremeye başlıyor, polis herkesi arabasında bekletiyor, beni hususi yanına çağırıyor, neden bana aşağılayıcı muamele çekti diye içim içimi yiyor... hayır gezide falan nişantaşı karakolu önünde araçta tanımadığımız bi yaralı çocuk, arkada kasklar baretler solüsyonlarla polise yakalandık, en ufak kontrol kaybı yaşamadım, verdik malları saldılar bizi.. yani genel bir otorite korkusu da yok da, en olmadık durumlarda sakin olmayı başaramıyorum, sinirleniyorum. sinirlenmeye fırsat kalmadan gelişen olaylarda ise çok sağlam dayak yemem yakın olsa bile sinirleri alınmış öküz gibiyim, efendi gibi dayağımı yiyorum. bi de genelde aşağılandığımda kontrolümü yitiriyorum..

ama nedeni belirsiz bi çevirmede resmen götüm atıyor, kendime yediremiyorum lan, hatlar aşırı karıştı bende, rahat olmam gereken konularda pimpirikliyim, adamın teki karşıdan 3 kişiyle koşarak geliyor en ufak bir kaçayım korkusu yaşamadığım gibi macerayı seven adam gibi sevinecek oluyorum utanmasam.

şeker siniri falan böyle mi oluyor yav?
yoksa benim halim normal mi?

belaya bulaşma konusunda nasihat istemiyorum, sarışın sıska ve gözlüklüyüm diye ilkokuldan beri gelir okulun en pici beni bulurdu çatardı zaten, bu meselelere karşı hep tetikteyim 30 senedir ama ne bileyim lan işte..

foto alakalı, kendisi begbie, benim yapamadığım şeyleri gündelik yapan edinburgh bebesi.
kavga çıkarıp sakin sakin apış arası tekmeleyen itin teki.

 

1-agar.io giriyor mu sizde oyuna?
2-istanbulda 2,5 tlye erkek donu nerede bulabilirim? boxer evet. önümüzdeki 1o sene sevişmeyi düşünmüyorum. ucuzu olması iyi olur.

fotoğraf kısmen alakalı, mısırdaki paşa dedem kendisi.