Ekşi Duyuru

6 gün, bir antrenmanım 1 saat sürüyor en az.

3 gün antrenman 1 gün yüzme sonra yine 3 gün antrenman diye yapıyorum

bir gün arayla gidiyorum. kardiyo yapmıyorum, sadece 5 dakika yürüyüş. ardından 1 saat civarı ağırlık.

5 gun 1,5 saat en az. 2 gun kardiyo 3 gun agirlik oluyor. bazen kardiyo gunlerinde de agirlik calisabiliyorum. +1 gun hali saha var. toplamda 6 gun spor yapmis oluyorum

@GibsonRules; www.youtube.com valla bunlardan farkın olmadığını düşünüyordum da az önce kanıtlamış olduk.

profesyonelleşene kadar kaslarınıza dinlenme payı vermeniz gerekir. bunun için de maksimum 2 gün üst üste gitmelisiniz. ama o da zorunlu olmadıkça yapmamanız gereken bir şey.

4 gün.
3 günü ağırlık programı, 75 dk.
1 gün kardiyo, 50 dk.

3 gün spor salonunda birer saat ağırlık antrenmanı
2 gün evde ya da hava güzelse sokakta kardiyo/koşu antrenmanları ya da tenis/halı saha 30dk-1 saat
1 gün de yine evde yoga,pilates falan. 1 saat

toplam 6 gün.

haftada bi gidiyorum. beş dakika sonra yorulup geri dönüyorum.

haftada 3 ya da 4 gün. ağırlık çalışıyorum. kardiyodan sayılmaz ama çalışmadan önce ortalama 1 km falan koşup ısınıyorum.

Haftada 4 gün gidiyorum.

Kardiyo ile başlayıp agirliklara geçiyorum bu da minimum 2 saat sürüyor. Haftada min 8 saat salondayim yani.

5 akşam ağırlık X 2-3 saat.
1 sabah koşu + yüzme 1 saat.
1 sabah koşu + speed work 1 saat.

www.exrx.net

bu link yardımcı olabilir. kolay gelsin.

Baska "kol" kasi yok ki zaten. Eger bilek falan calismak istiyorsan wrist curl falan var ama baslangic asamasinda gerekli degil. Yana acma da omuz ve trapez icindir.

38 gibi adam'ınki.

40 en az gider sana

ben 176yım definisyondan sonra 40 oldu parçalı, sırıtmıyor kocaman diye

Deltoid ve önkolu dengelemezsen 40 üstü komik görünür.

(bkz: ocean city )

santa barbara olabilir. gerçi çok ucuz olacağını sanmıyorum ama kesinlikle kafa dinlenecek yer.

git tayland'a orada yaşa bence.

papağanla, muhabbeti aynı kafese koyarsan papağan onu öldürür.

lacan var benim bildiğim. Siyaset felsefesiyle daha bağlantılı.

William James olabilir.

erich fromm, erik erikson.

Alfred Adler
Karen Horney
Carl Rogers
Allport
Cattell
Bandura

edit: erich fromm nedir lan, ahsdfghjkl

winnicott
melanie klein
anna freud

Uzay, gezegenler. Merakınız da varsa güzel deneyimdir gözlem yapmak.

2000 Türk lirası civarı bir paraya gayet tatmin edici gözlem yapılabilir. Yahu teleskop nerden çıktı bir kere? Gözler ne güne duruyor? Sonra dürbünü var daha.

Ayrıca hangi hobiye başlarsa başlasın bir süre sonra ayıracağı para mutlaka artacaktır.

bir süre oturup kendini dinle. Medtasyon gibi yani.

Çok zor olacaktır, ne istediğini bilmemek ciddi psikolojik sıkıntılardan kaynaklanır. en iyi ihtimalle odak eksikliği vardır.

Bana soracak olursan hobi eksikliğinden daha ciddi problemlerin olabilir.

Sorunu cevaplamak gerekirse de başta söylediğim gibi, kendini dinle. Nelerden hoşlandığını bul.

iyi de bunu kendin keşfetmen lazım. arnavut şevkete kimse kuşlarla ilgilen hobi olarak dememiş. önce neyi sevdiğini bulacaksın ki onun peşinden gidesin.

en pahalılarından biri ama en güzeli seyahat bence. İnsan bir yerden sonra seyahat edebilmek için para kazanmaya çalışıyor.
Puzzle da çok güzeldir ama 3 ayda 1 puzzle yapsan asacak yerin kalmaz, puzzle da bitince çerçeve istiyor, yoksa insanın içinde kalıyor.

mutlaka fiziksel işler mi olmalı? edebiyat, güzel sanatlar, şiir, resim, sinema vb alanları takip edebilirsin. etkinliklerini, dergilerini, sergilerini, fetivallerini. hiç birine meylin yok mu? ille icracısı olmaya gerek yok.

bric, satranc, cam ufleme. garaj varsa tahta oyma kakma, bahce varsa 1 donum falan cicekcilik-kendine tarim. deniz kiyisiysa kucuk tekne-keyif-balik.

yazinca gordum cok yaslanmisim amk, acmaz benimkiler seni.

Resim yapilabilir seviyorsan.

ömürlük hobi, "şu kursa katılayım da hobim olsun, ölene kadar uğraşayım" diye olduğunu sanmıyorum.
genelde çocukluktan beri var olan bir ilgi alanının sürekli takip edilip yıllarını vererek benimsenip devam ettirilmesiyle oluyor.

ömürlük olursa o "hobi" olmaktan çıkmaz mı artık?
uzakdoğu dövüş sanatlarını deneyebilrsin belki.

(bkz: kare karalamaca)

www.griddlers.net

duyuruda ki cevaplara tick koymak olabilir, hıhı tam senlik.

cihazı kapatıp stand by'da 15dk falan bekleyin. sonra açın. açık olarak beklemeyin.

öyle yapınca oldu evet

Okuyun, gözünüz korkmasın.

Ben şu anda 5. kitap olan Mahpus'un ortalarındayım. Yaklaşık iki-üç yıl önce başladım okumaya ; ama tahminen bir senelik boşluk vermek zorunda kaldım, işlerimden dolayı hiç bir şeye dokunamadığım bir dönemdi.

Proust'un dünyasına bir adapte olabilirseniz, ki bence zor değil, çok kolay ve çabuk okuduğunuzu göreceksiniz.

Başlamışken hepsini okumak gerekir.

Hayata ve insana dair çok güzel detaylardan bahsediyor. Sosyal ilişkiler ve insan davranışlarına ait çok güzel tespitleri var. Küçük bir örnek vermem gerekirse, görüyorsunuz ki insanoğlu o dönemde de günümüz insanları gibi sosyalleşiyor; hala aynı şekilde hava atıyor, davetlerde falan kendini övüyor veya yalan söyleyerek, geçmişini saklayarak falan statü edinmeye çalışıyor.

Ayrıca çok önemli felsefi tespitler de yapıyor.

kas hafızası diye bir şey var. spora sıfırdan başlayan birisine göre, toparlamanız daha kolay olur. kollarda yine az incelme olmuş. yaklaşık 7 yıl fitness yaptım. temmuzun ortalarında biceps tendonundan sakatladım. 6 ayda 10 kilo verdim. bu kilonun çoğu da kas. ne kol kaldı, ne göğüs.

Kalıcı vücut diye bir olay yok maalesef.

şimdi bulamam o grafikleri de bi ara araştırmıştım.sporu bıraktıktan sonra vücudun sönme sürelerini sıralamışlardı.spor yaptığın süre ne kadar uzunsa o kadar yavaş sönüyor tekrar.mesela 1 yıllık sporcu sporu bırakınca hemen sönüyor.2 yıllık sporcunun daha yavaş sönüyor falan.o şekilde.

zannetmiyorum o kadar uzun sürsün tekrar.ben denize girince falan nerdeyse hiç bırakmamışım gibi oluyordu.

kasların uzaması kısaması olayı mı ne tam olarak bilmiyorum ama şöyle bir şey var. uzun süre spor yapmış bir insan spora tekrar başlayınca hiç spor yapmamış bir insan göre daha zor alışıyor ve toparlanıyor.

yürüyüş yapmak için üşenmek de ayakkabıları giyinceye kadar sürer.
ayakkabıları giyince çıkar yürürsünüz.

bu da onun gibi.
çok kafa yormadan, sürükleyici olduğunu düşündüğünüz birini açın okumaya başlayın.
üzerinde fazla düşünmeden yapın.

okudukça motive olursunuz bence.

işe yarar mı bilmiyorum;
i.imgur.com

Yerinde olmak isterdim..

Kıymetini bil, aç oku :)

ben günlük yaşam alanımdan çıkınca çok güzel kitap okuduğumu fark ettim. tavsiye ederim.

belli sayfaların arasına meme resimleri koy. o sayfaya gelene kadar bakamayacaksın ama.

edit: meme sevdiğini varsaydım. başka şey de koyabilirsin :)

bana yolla ben okur sana anlatırım istersen. hatta her akşam sesli okurum skype ile falan.

www.youtube.com

bu mu? yani teyze bu mu?

açık söylemek gerekirse, seninle aynı durumdayım, ama avukat gibi savunmam gerekse bile, notla tehdit edilmediğim sürece, o kadar da korkmuyorum.

not alma derdin var mı? yok. ha ama terfi ya da işten atılma gibi bir şeye sebep olacaksa, o sorun tabi. gene de, iş bulursun ya da bir şekilde terfi şansını başka zaman edinirsin, ama notla tehdit edilmek kadar kötüsü yok. öyle düşün.

ayrıca bu senin işin, senden daha iyi kimse bilemez ve sen de millete anlatırken sanki karşındakiler gerizekalıymış gibi farz edersen, sorun kalmaz.

gene de, passiflora iyidir. atarax önermiyorum uyku yapıyor çünkü, ama bir çay kaşığı atarax'ı çok fazla miktarda -mesela iki büyük bardak dolusu su- ile içersen, etkisini çok azaltmış ancak paniğini almış olursun.

mide ağrısı için de ben lansor kullanıyorum.

tabi gene de, en mantıklısı, karşındakileri salak yerine koyarak anlatmak. özgüvenin yükselir. zaten dünyadaki insanların totalde %98'inin salak olduğunu farz edersek, aslında bayağı iyi hissetmen lazım :D

2 duble viski cak evden cikmadan.

power posing dene

www.ted.com

Beta Blocker. Tansiyonu ve kalp ritmini düzenleyip belli bir seviyede tutuyor. Yan etkisi yok (bir kere alındığında tabii). Bana doktor tavsiyesiydi, işe yaramıştı.

O bölgede İslam ortaduğuda olduğu gibi değil farklı amaçlarla kullanılır.
Çin camilerin içlerine bile çin komünist partisinin bayrağını asarak namaz vakitlerinde özellikle oradaki Müslümanları dışarıya çıkartır.

Uygur Türklerine çok sert bir şekilde zorunlu göç politikası uygulatılır ve erkek çocuklarının bir kısmı ellerinden alınarak ülkenin çeşitli bölgelerine dağıtılır.
işte bu nedenle oradaki Türk kardeşlerimiz İslamı bütünleştirici bir unsur olarak kullanarak asimile olmalarını önlemeye çalışırlar.

Gelelim saldırılara Çin kapalı bir ülkedir.
90'lı yıllarda açlıktan 300.000 kişi kırılmışken bu olay 2000ler de anca duyulmuştur.Yani bahsedilen saldırılar hiç olmamış olabilir , daha küçük çaplı olabilir ve farklı şekilleri olabilir.

Uygur Türklerinin amacı baskıdan kurtularak kendi kimliklerini doya doya yaşama arzudur.İslamı bir devlet istenirse bile ırak ve benzeri ülkeler gibi sahte İslam değil gerçek bir barışçıl İslam devleti kurmak isterler.


Gittim , gördüm , mesleğim bu ve yazıyorum.

Haber yanlış ayrıca ilgi/bilginiz için teşekkürler...
tr.wikipedia.org

Sniper class'ını seçeceksin de bazı server'larda sniper yasak.

bizim timdeki keskin nişancı arkadaş, kral arthur'un kılıcının urfa'daki tarlalarından çıktığını iddia eden biriydi. oradan orantıyı kurarsın artık nasıl yapıyorlar diye.

profesyonel olarak soruyorsan hiçbir bilgim yok.

Otobüste bir uzman çavuşa denk geldim,kendisi sniper eğitimi alıyormuş,Ankara'ya mülakat için gelmiş. 8 saat bekledik, 4 kurşun attık diye anlatıyordu. Galiba askerde atış taliminde komutanlarının dikkatini çekmiş,atışları başarılıymış o yüzden. Bana böyle anlattı yani,belki yardımcı olur size.

Milis ya da gerilla değilsen asker olman şart.

Havalı tüfek al kendine bir tane ama kedilere nişan alma gözüne gelir.

www.eksiduyuru.com

kapalı alanda kalmışlardır ayrıca gemi yan yatarken de bir anafor yaratır ve çevresindekileri altına çeker. o anaforun şiddetinden kurtulmak da kolay değil.

ben akşam oradaydım. gördüğüm kadarıyla gemi, iskele gibi olan yerin (terimleri bilmiyorum) üstüne düşecek şekilde devrilmiş. arada sıkışanlar olmuş dediler, suya atlamışlar da gemi üstlerine düşmüş dediler, hepsi de çok olası şeylerdi. bir de kaynak makinalarıyla bir şeyler yapıyorlar, geminin iskeleye yatan yerini kesiyorlardı ben gördüğümde. öyle olunca ben de arada sıkıştıklarını düşündüm.

geminin taşındığı kızaklardan biri kırılmış, gemi yan yatmış, güverteden aşağı düşmüşler, feci birşey.

gemi kuru havuz da takaryaların üzerindeyken , kaymış ve içindekiler çarpmanın yada kafalarına veya vücutlarına gelen ağır metal parçalar nedeniyle vefat etmişler.

otopsi sonucunda çoğunun boğularak öldüğü anlaşılmış dedi şimdi haberlerde.

kapitalist oyunlar iste. nasil ki las vegas gibi kumar merkezleri isil isilsa buralarda son ses muzikle insanlarin dikkat ve algilarini durtukleyerek bilincaltinda uyanik tutmaya calisiyor.

Müziği basıyorlar, adamın yürüme hızını bile yavaşlatıyorlar. Böylece içeride daha çok kalıyor insan.

Tam pazarlamacı sorusu iyi düsünmüşsün..

mesela avm'lerde de merdivenler, hep birbirinden alakasız yerlere ya da birbirine çok uzak yapılmıştır. bunlar kapitalizmin ve pazarlama yönetiminin pis işleri hep. hele ki mersin'de forum mersin diye bi avm var ki, merdivenle 2 kat çıkmak istediğinde, ilk kata çıkıp, sonraki kata çıkmak için, diğer merdivene bayağı bir yol gitmen lazım. bu da pazarlamanın inceliklerinden işte

mobilden basligi editleyemedim 88 degil 78 olacak, yanlis yazmisim. w123 kasa.
ornek: m.sahibinden.com

çekme belgesi varsa tekrar muayeneye sokarak trafiğe çıkartabiliyorsun ama hurdaya ayrıldıysa çıkartamazsın benim bildiğim

evet tetikler. asitli ve alkollü içecekler, kahve, çay, sigara, şekerli şeyler yani hayattan keyif alabileceğiniz her şey reflüyü tetikliyor kısacası. ancak mayalı içkiler daha kötüdür, yani bira ve şarabı özellikle daha az tüketmenizi tavsiye ederim.

+ @nathanieltroy,

ayrıca pişmiş soğan, yağı fazlaca olan kıyma, masum görünen kuruyemişlerden ceviz de deli gibi kaynama yaratır, dikkat etmen lazım.. gün içinde içtiğin su miktarını artırırsan bu saydıklarımdan ve genel olarak yasak olanlardan tüketebilirsin bir miktar..

asitli içeceklere asitli yiyecekler de dahil bu arada, unutmuşum. yani domates, mandalina, portakal falan.. bunlar da mide yanması yapıyor. en azından sağlıklılar tabi :)

gaviscon surup al 5 tl ye üstüne 1 şişe votka iç bi bok olmaz.

Ordu mu kuruyon aga :) bildiğim kadarıyla artık resmi satış yok ama ırak, suriye vb yerlerde 150 dolar falan.

amerikada artık kaldıysa legal, assault rifle sınıfı komple legal.

amerikada yarı otomatik ise legal, tek parçası değişip tekrar otomatik hale getirilebiliyor ama illegal oluyor o zaman.

b ye bas 4-1 yap 2500$

Ben askerdeyken "alınabiliyor abi , evde de var" falan diyordu çocuklar.

akıllı telefonlar. lap top, mazot.

çay şeker de vardır muhtemelen..el classico.. buradan oraya tabi.


bu arada hanginiz gunde 200-250 liraya calısıyor lan ? ben o paraya calıssam eksi duyuruda mı gezerim zalımlar..

youtu.be
ha bide, bir antakyalı olarak, kaçak marlboroyu 7 lira olduğu zaman(2 yıl önce)2-3 liraya alıyorduk.

sigara, her türlü elektronik, gıda, giyim, kozmetik.

doğru.

ayık olun beyler. günde 250 liraya çalışmak ne lan?

Ben çift besledim, iki yıl benimle ilgilenmediler ve kafeslerinden çıkmadılar. insan o kadar para ve zaman harcadıktan sonra biraz ilgi bekliyor. bundan sonra alırsam tek alırım.

tek besledim. kafese pek koymadım, evde sürekli biriler olurdu. çok sosyal bir kuş özellikle çocuklarla çok güzel anlaşıyor.

Ben yaklaşık bır aydır besliyorum tek olarak. Benim durum biraz tuhaf çunku kuş veba olmuş :( yeni yeni kendine geliyor. Enfeksiyon fışkırıyor her yerinden.. Evde yalnız kalıyor pek bi depresyona girmiyor ama evdeyken baya ilgi göster

hayvan bana alışsın, gelsin üstüme başıma konsun, ötsün konuşsun falan istiyosan erkek al tek besle.
hayvan bana alışsın, gelsin üstüme başıma konsun falan istiyosan dişi al tek besle.
yok orda dursun, benle ilgilenmese de olur, kendi çapında takılsınlar, eve süs olur diyorsan çift de alabilirsin. zaten çift olunca birbirlerinden başka kimseyi siklemezler.

- sıkıyım la topuğuna ehuHüEhueHg..
(bkz: olaylar gelişir)

askerliğini yapsaydın bu uzun dönem denen sığırların yaptıklarına şaşırmazdın. sırf bu sebepten çoğu yerde nizamiye nöbetçisinin silahında bile mermi yoktur.

Aynen öyle sıkiimmi ha noldu korktunmu diye birbirlerine doğrultuyorlar diğeride delikanlılık yapıcam diye neyinden korkacam lan piç diyo sen nasıl bana piç dersin orospu çocuğu diye kavga çıkıyor.

Evet bu tip insanlar var askeriyenin içinde.
Memleketin zeka seviyesi çok düşük.

Tabi olayları örtbas etmek içinde bu yalanı söylüyor olabilirler.

normal bir erde tabanca olmaz, nadirdir yani. koruma yada özel bir görev vs.

tabanca teslim edilen adam da bahsettiğimiz şakaları yapacak kapasitede değildir.

bu işte bir iş var.

bunun uzun dönem-kısa dönem olmayla alakası yok. öyle olsaydı doğuda yıllarca herkesin baş ucunda g3, makinalı tüfek, bombaatar, roket gibi silahlarla uyuduğu koğuşlarda olurdu. sıçmaya bile silahla gidilen yerler var. bunun zihniyetle, eğitimle, kullandığın silahı tanımayla alakası var.
bilmediği silahı kurcalarken oluyor, bilmediği silah nasıl eline geçiyor dersen komutan silahını temizlemeye üşenip postasına (yaver diyim sen anla) veriyor, oda kurcalarken patlatıyor. yada bakım esnasında oluyor. iki kişi nöbet tutulan yerler olur oralarda can sıkıntısından silahla oynarken olur. hatta bununla ilgili bi komutanlar kurma koluyla oynayacağınıza sikinizle oynayın, en azından birine zarar vermezsiniz derdi. asker bu can sıkıntısından her şeyi yapar.

Ne şakalar ne şakalar. Banyoda sakalasip kafasını yaran bile var

Ustteki uzun nickli arkadaş erde tabanca olmaz demiş. Tabanca olmaz ama camış kadar g3 olur. Ona ne diyecek acaba

Tabanca nasıl veriliyor: er/erbaşa tabanca verilmez. Ama silahlığın kontrolü onlardadır ve silahlıklarda bir hazne içinde tabancalar da olabilir. Bizim silahlıkta vardı mesela. Benim askerliğim sırasında o tabancaları da bizim silahlığa bakanlar temizlerdi.

Atış taliminde tetik düşürme yapılmış ve üzerine doldur/boşalt yapılmış olan G3'leri silahlıktaki yerlerine dizerken tekrar tetik düşürme yapardık. Bölük komutanı binbaşı bir taraftan, ben bir tarafından, daha önce iki defa içerisinde mermi bulunmadığı kontrol edilmiş tüfeklerin namlularını yere doğrultup üçüncü bir defa tetik düşürerek sağlamasını yaparken benim kontrolünü yaptığım tüfeklerden birisi ateş aldı. Silahlığın zemininde kocaman delik açıldı.

O tüfeğin içinde mermi nasıl kalmıştı? Kim bilir... Bütün süreçlerinde başında bulundum, herkes tetik düşürdü, sonra doldur boşalt yapıldı ama içinde yine de mermi kalmıştı.

Kıssadan hisse; bir yerde silah ve mermi varsa tehlike de vardır. Hele uzun dönem askerlerdeki ortalama zeka seviyesi bu tehlike ile birleşince böyle şeylerin olması kaçınılmaz.

acemilikte bir video izletmişlerdi silahla şaka yapanlara dair. öyle malca hareketler vardı ki kısa dönemlerin hepsi kahkaha atarken böyle salaklık olmaz derken, komutan;bu adamlarla karşılacaksınız merak etmeyin demişti.
karşılaştım evet,hatta her gün böyle haberlerin gelmemesine bile şaşırıyorum diyebilirim.

Lefkoşa'da çok biliyorum ama girne'de maalesef bilemedim, ama muhakkak vardır merkezinde.

Lefkosada nerede var?

normal.

normal.

türkiye'de ibrani karşıtı olanların ibranice'yi anlayabilecek kültürde olabildiğini sanmıyorum.

Niye olsun ki!
Hem Ibranice'yi muhtemelen "arap" harfleri zannedecek insan sayısı düşündüğünden bile çoktur. :)

İbranice harflerin, Yahudilik, İsrael veya benzeri bir konuyla bağlantılı olduğunu anlayacak kesim, toplumun 3 veya 4binde biri şeklinde.. Dert etmeyin.. O anlayanlarda zaten "Pis yahudi" demeyecektir.

yukarıda belirtilenlere ek olarak anca şu "stigmata" filmini izleyenler anlar bir de kolundakinin ibranice olduğunu ama şahsım adına çok estetik bir alfabe, yaptırmak istiyorsan sırf bundan dolayı cayma, benim de kolumda ejderha rünleri var, şeytan alfabesi mi o diyen bile oldu.

manga karakteri dövmemi görüp "yahudi misin?" diye soran oldu bu memlekette. sana da denk gelebilir. anlamadıkları ve onları rahatsız eden ne görseler siyonist oluyor zaten. atıp, tutturup, denk getirebilirler ama sıkıntı olmaz.

yaptırdım. ibranice olduğunu bilen zaten öküz olmuyor, öküz olan da ibranice olduğunu anlamıyor. bu öküzlerden birine yazının "buharalı müslümanların gizli yazışma dili"nde olduğunu söyledim, bi de keyiflendi üstüne.

türkiye'de devlet borçlanın kim ödüyor? tabi ki vergiler aracılığıyla halk.

varlıkları açık arttırma yoluyla satılır. borç o yolla kapatılmaya çalışılır.

işten çıkarmalar, public service cut lar oluyor, sonra bi bütçe yapılıyor sanırım, kimi varlıklar satılır, bond satıyorlar mı bilmiyorum, fakat iyileşme uzun sürer sanırım.

su anda yapacaklari bir sey yok. ancak bir plan dahilinde hareket ederek;
kenti sanayi kimliğinden cikarip, daha hizmet merkezli (okul, turizm vb.)haline dönüştürmek,
bir cok eski binayi yikarak, modern binalar yapmak, böylece klasik olarak insaatin basi cekecegi bir buyumeyi gerçekleştirmek.
eski, tarihi ve buyuk binalari da muze, tiyatro, konser salonu gibi alanlarda kullanmak

gibi adimlari atabilirler.

sonra da oraya gidişleri ucuzlatarak, kente "müşteri" çekebilirler.

ya da Detroit halki "bagimsizligini" ilan edebilir.

en olmadi kanada'ya satarlar!!!

Tayland. Hem doğa hem deniz hem iyi niyetli insanlar.

barselona

ukrayna.

İkinci kişi nişanlım, ukrayna olmaz :)

ayrılmam. ege tarafında bir kasabada takılırım. (kaçmamın nedeni askerlikse yaparım onu ya dert değil)

@zgrydn askerlik ve ailevi durumlar evet.

Bu parayla polonyada rahat yasarsiniz sadece avrupa'da. Bi kac ulke daha var ama sartlar kotu.

kıprısta yaşarım ben olsam.

@karakteristik e gidince yan gelip yatmasın da çalışıversin canım

doğayı seviyorsanız, bahçe bakımı ya da peyzaj konularına eğilin. Birçok medeni ülkede bu işleri yapan insanlar güzel paralar kazanır. Belçika'da bahçıvan 6 hafta sonrasına gün veriyor mesela yüksek sezonda.

Eğer mesafe ve vize sorun olmayacaksa ben olsam Sidney'i tek geçerim. Şehir güzel, havası güzel (sıcak / soğuk), plajlar güzel. Orada zaten herkes bi şekilde göçmen, ayrımcılık yok.

tayfun, tsunami, deprem falan sıkıntı değilse ben de tayland tarafları derdim.

Iskandinavyada
Donusumlu olarak isvec norvec finlandiya

2ser yil ikiser yil ucunu de ihmal etmeden

Tabi para azcik kus gibi gelecektir, calisin calisin

yunan adalarından birisi

Bali

santa monica'da yaşarım, nişanlınla part time birer iş bulursanız bu parayla birlikte ortalama yaşarsınız.

Aracı ne kadar süre elinde tutacaksın? Fiyat 90000 ise biraz yüksek gibi.

en fazla 2 yil tutuyorum

Kilometresi çok yüksek değilmiş o zaman. Yine de çok temiz değilse fiyat yüksek.

bakım masrafları çok oluyormuş. bir arkadaşım söylemişti.

o fiyatlarda volvo xc90 hastasıyım ben.

60-70 bine sorento ya da sportage bakın derim

ya sorento captiva ile range rover karşılaştırılır mı?

yakıt şehir içi 13-15litre arası,şehirdışı 8e kadar düşüyor. Bakım masrafı muadilleriyle karşılaştırınca çok değil bu arada. fullerinden almaya çalışın ve servis bakımlı olsun. (Elektrikli basamak,multimedia paket vs. satılmayı kolaylaştırır)

belki buradan bulursun ama emin olamazsın. bir vakıfa da bağışlayabilirsin.

halkevleri. muhtemelen kullanacak bir çocuk bulurlar.

götürüp üniversitelerdeki konservatuar bölümündeki hocalarla da konusaibirsin. illaki ihtiyacı olan bir öğrenci vardır. ya da çydd/egitim gönüllüleri gibi derneklere de sorabilirsin.

öncelikle sizi tebrik ederim, şöyle güzel bir grubumuz var

www.facebook.com

internetten falan kimseye verme,duyuruda bile o kadar çok dilenci,üç kağıtçı varki.

freecycle grubunda gerçekten ihtiyacı olmayan insanlar da almak için uğraşır.

www.pellegrinoandassociates.com

soru cevap disinda ben de cocacolanin formulunun sir olduguna asla inanmiyorum. bence tamamen bir sehir efsanesi

patenti alırken dikkatli ve az bir değişiklikle yeni bir ürün yapılmasına mahal vermeyecek şekilde açıklaman lazım. bu şekilde yapabilirsen herkes teknolojiyi öğrenir faka kimse senden izinsiz kullanamaz.

coca-cola'nın formülünün olayı ise ticari sır. zaten yanlış bilmiyorsam yiyecek içecek vb. bir ürünün de patenti alınmıyor, daha çok üretim veya tasarlama teknolojisi konularında oluyor patent alma ya da kozmetik vb. gibi kompleks madde üretimlerinde.

1- katılıyorum ve ben de anlamıyorum.
2- vergi kaçırmıyorsan evet.

neden olmasin adam program yapiyor. belki hic gezme sansi olmayanlarin bir nebze ufkunu aciyor.

dunyayi gezmek disinda izlemedigin bir ton program icin de para harcaniyor trt tarafindan ve evet senin benim cebimden cikiyor bu para.

@baldur. hmm anladim. programa hic denk gelmedim. eger oyleyse evet ben de ayni seyi dusunurum.

adam sunucunun yetersizliğinden şikayetçi hacı.

öğrenci olarak çalışabileceğini düşünüyorum. fakat amerikada öğrenciyken çalışacağına göre belli bir zamanı aşmaman gerek. bu paraylada krediyi falan halledip geçinmek zor olabilir.

olayı üniversite öğrencisi iken çalışan kuzenimden yola çıkarak varsayımla kurdum. doktora konusunda bir değişiklik olur olmaz bilemiyorum.

tabureli klip şu diye biliyorum: www.youtube.com ama sigara olayını bilemiyorum.

Evet bu hatta 2:50 idi aradim sahne

nobel, kitaba değil yazara veriliyor. nobelli yazarların kötü kitapları da olabilir.

eğer okumadıysanız Jose Saramago- Körlük

genelde Nobel ödüllü kitaplara karşı önyargılı yaklaşırım ama birkaç kitap bu önyargımı kırdı sayılır.

istisnalar haricinde(örneğin Mann'ın Buddenbrooks'u) nobel yazarın'şairin belli bir niteliğine veriliyor esere değil.
bu yazarların da iyi ve kötü kitapları doğal olarak bulunuyor.
Örneğin Necip Mahfuz'un tek kitabını okumanın diğer tüm kitaplarını okumaktan çok farkı olmadığını düşünüyorum.

Yasunari KAwabata'nın kitaplarını öneririm ama bunların arasından. Türkçe'ye çevrildi mi hangileri çevrildi bilmiyorum.

genelleme yapmamız mümkün değil.
bir de şu var; neye göre iyi, kime göre iyi?

dünya klasiklerini okumak kolay değildir bu arada. bir çok insanı kitap okumaktan soputan şey, altyapı ve temel olmadan klasikleri okumaya çalışmamız. eğer iyi bir edebiyat okuyucusu değilseniz altyapı oluşturmadan klasiklere başlamayın.
(camus, orwell +1)

başyapıt değil, zaman geçirmelik kitaplar işte. o sürede zevk alırsın, sonra hatırlamazsın.

simyacıyı okuyacan hocam. bi kere de değil en az 3 kere falan okuyacan.

piedra ırmağının kıyısında oturdum ağladım'i cok begenmistim bir sure baya kisiye anlatmistim

ben hac'ı sevmiştim en çok. bir edebi şaheser değil ama iyi hissettiriyor.

kaybın olmaz okumazsan

Veronika olmek istiyor

para lazım..
www.google.com.tr

Vergi yüzünden ucuz; bağımsız ülke olarak tanınmadığı için de istedikleri şeyi yapabilirler.

turizm dışında fazla bir gelir kaynakları yok (türkiye'den giden hibeleri ayrı tutuyorum). pahalı alkol ve tütünün bulunduğu, kumarın yasak olduğu sikindirik bir adaya insanlar niye gitsin?

Alkol ve tutun cogu yerde ucuz zaten. Hatta kibristan cok daha ucuz olan yerler var bu konuda. Kumar ve sevismenin serbest olmasi ise yine her yerde mumkun. Refah partisi iktidarindan once turkiyede de mumkundu.

fuhuş serbest değil.

yasal olarak tanınmayan bir ülke olduğu için her şey serbest. turizm gelirleri yüzünden de devlet göz yumuyor. hatta korsan program konusunda bir yaptırım yok. büyük şirketler bile korsan program kullanıyor.

ilk önce olarak, kağıt üzerinde fuhuş serbest değil.

bunun dışında gelelim kumarhanelere. kumarhanelerin varlığı gelir kaynağı olması dolayısı ile değil. hakeza kıbrıs kumarhanelerden çok çok büyük paralar kazanmıyor, sadece belirli bir ruhsat parası ödüyor kumarhaneler ve bunun dışında buralarda satılanların vergilendirmesi var. velhasıl büyük kumarhane-oteller elektrik faturalarını ödemiyorlar ve bu sayede üzerine yük dahi oluyorlar kıbrıs ekonomisine (en son birkaç gün öncesinde, elektrik faturaları tahsil edilemediği için büyük otel-kumarhanelerden, elektriğe %30 zam geldi). neden oradalar peki, hakeza türkiye'de kumarhaneler yasaklandı ve türkiye'nin kayıtdışı paralarının aklanması için kıbrıs yolu tercih edildi. kıbrıs'ın kendi vatandaşlarının kumar oynaması yasak ve kumar oynamaya gelenler ekseriyet ile türkiyeli turistler. velhasıl kumarhaneler ile birlikte kara para ve mafya da geldi. fuhuş da bununla birlikte geldi. yasal olarak ne kadar yasak olsa da, fuhuş yapılan yerler gece kulübü, kadınlar ise konsomatris olarak geçiyorlar. şu anda kıbrıs meclis başkanı, şu anda iktidarda olan parti sürekli buna karşı olduklarını ve bundan kurtulunması gerektiğini açıklasa da, adayı türkiye yönettiği için türkiye göz yumdurtuyor.

alkol ve tütün konusuna gelirsek, çok daha ucuzdu, akp'nin ikinci iktidar döneminde rte'nin adaya geliş gidişleri ile birlikte pahalılandı bile. neden türkiye'ye göre ucuz, çünkü türkiye ciddi anlamda pahalı. kıbrıs'ta da alkol ve tütün ürünleri üzerinde vergilendirme var, ama türkiye'nin vergilendirmesinin yanında çok daha düşük elbette ki.

onun haricinde de dahi bir arkadaş var orada @zgrydn diye, doğrudur neden gelsin insalar kıbrıs'a? rum tarafına kumar olmamasına karşın turist akıyor, şu anda kapalı olan maraş ciddi anlamda turist çekiyordu ve dünyanın lüks turizm açısından merkezlerinden biri idi ama kim gelsin kıbrıs'a. =/ aslan parçası, ne güzel analizler, tespitler yapıyor.

gene bunun haricinde sorun ihracat sorunu da değil; hakeza kıbrıs 90larda türkiye'nin kktc damgası basma zorunluluğunu tutana kadar ihracat yapabiliyordu kyrenia port damgası ile; gene türkiye kendisi kıbrıs'a ambargo uygulamasa türkiye'ye ihracat yapabilir. kıbrıs'ın gelirinin sadece türkiye'nin verdiği paralar ve yabancı turistler ile türkiye'nin abidik gubidik kumarcı-fuhuşcu turistleri ve mafyası olması türkiye'ye bağlı devlet politikası.

türkiye'dekinden daha üst seviyede bir refah imkanı sunmuyor da ondan pek türk yok.

o kadar sabit gelirin varsa avustralyaya git, haftada 15-20 saat de rahat bir işte çalış ve gül gibi yaşa. şili'de ne yapacaksın

hiç güney amerika, özelliklede şili'yi görmemiş, insanlar gelip türkiyeden daha refah imkanlar sunmuyor demiş ayıptır bilader git gör bakalım şili'yi insanları nasıl yaşıyorlarmış.

güney amerika bilgisi che ve victor jara'dan ibaret olan liseli solcuların övdüğü bir yer ama tabi gibidp görmekte fayda var.

Arjantin ve Brezilyayı gördüm.
Buenos Aireste merkezde yaşamayacaksan hayat güzel değil

ben öyle bir şey anlamadım. gayet güzel ve insanı empati kurmaya zorlayan bir slogan.

Bence yok. Hatta "asıl engelli biziz" deseler yeriydi.

Bence de biraz küçük görücü, "İleride biz de sizin gibi olabiliriz" demek garip. "Biz birlikteyiz, bizim bir parçamızsınız"dan ziyade "Allah korusun, ya bir gün de biz de sizin gibi olursak" der gibi.

Yardımın kibirli olmayanı makbuldür. Bugün el vereyim yarın ben de belki bu duruma düşerim diye yapılan şeylerin samimi olduğuna inanmıyorum. Başkalarının eksiklikleri üzerine şükredilen hayatlar...
Peh! Her "sağlıklı" insan nedir? Engellilere "sağlıksız" demek değil midir?

atalarımız boşuna dememiş "ne oldum dememeli ne olacağım demeli" diye. gayet yerinde, bir ana bakar.

Ben de boyle ayrintiya cok takilirim boyle hassas konularsa 2 degil 20 dusunup 1 soylemek gerek.

Hepimiz engelli adayiyiz dogru bir soylem degil.

"siz (engelliler) eksiksiniz, biz (engelli olmayanlar) tamız"

altta yatan metin bu bence.

var evet. yatın kalkın şükredin siz de onlardan olabilirdiniz gibi bir anlam var. ayrım yapma, ötekileştirme gibi.

elbette var rahatsızlık unsuru. benim fikrime göre bu ne destek ne de pozitif ayrımcılık. ha oraya ne yazarsın desen cevabım da yok ama özel ilgiye ihtiyacı olan bu kişilerin de dediği gibi, ''sen kim oluyorsun da bunu engel olarak belirliyorsun'' cevabını verebilirdim. bence haklısın yani rahatsız olmakta.

bu tarz yardım kampanyalarında bilerek ya da bilmiyerek bu tarz kibirli laflar sarfediliyor. ben daha çok dilin kullanılmasının bilinmeyişinden kaynaklandığını düşünüyorum.

@cigerdelen sanırım yeteri kadar naif. "unutmayın ki geleceğin ve sağlığın garantisi yok"

paranı legal şekilde kazanmış gibi göstermek. bunun için bu parayı oradan kazanmış gibi gösterebileceğin bir işletme kuruyorsun, ya da burayı satın alıyorsun. sahte satışlar yaparak, karını olduğundan daha yüksek göstererek vergi dairesi sana "bu parayı nereden buldun?" sorusunu yönelttiğinde verecek bir cevabın oluyor.

sen 10 ev alırsan (teoride) devletin bu adam ne iş yaptı da bu kadar para kazandı, biz şunu bir araştıralım deyip çevirdiğin haltları bulması lazım. bunun olmaması için de o parayı ticarette yada benzeri şekilde başta bir işte gelir gösterip sağ cebinden alıp sol cebine koyman lazım. sonra biri sana bu kadar parayı nereden kazandın diye sorduğunda şu işten diyebilirsin.

Olmadın. O 20 evi hangi parayla aldığını merak ederler, sorarlar. Önce o parayı çaktırmadan kazanman lazım. Gidersin dağ başında bir yere "dayının yeri" diye mekan açarsın. Kredi kartı koymazsın, tüm işler nakit olur. Sonra sürekli müşteri geliyormuş gibi fiş kesersin. Paralar aklanır.

kanepee doğru söylüyor. yani mühim olan, o paranın sana gelmesini legal göstermek, harcanmasını değil.

mesela bir otobüs şirketi kurarsın, ankaradan istanbula günde 500 tane yolcu taşıyor gibi gösterip kimseyi taşımazsın, sadece yolcu vergisine malolacak şekilde 500x50 desen 25000tl aklarsın. %18 ini vergiye verince kimse sana sormaz nerden geldi bu para? diye.

basit ve kapsamsız bir örnek ama sistem genel olarak böyle işliyor.

eski bir kemal sunal filminde vardı. kemal sunal milli piyangodan büyük bir para kazanıyordu.
adamın teki de o bileti adamdan satın almak istiyordu. çünkü elinde yasal yollardan kazanılmamış çok para vardı.
adamın kemal sunalın biletini alacak, ve devlet "nerden buldun bu kadar parayı" derse de piyangodan kazandım diyecekti.
Ben ordan öğrendim kara para aklama olayını.
yani elindeki o nerden feldiği belli olmayan 10 trilyonu yasal bir yoldan kazanmış gibi göstermeye denir.

(bkz: breaking bad)
(bkz: breaking bad'deki sarışın muhasebeci)

bilet olayı pek doğru değil. zira bileti satıyorsun ve bileti başkası tahsil ediyor. sonuç itibariyle elinde resmi bir belge yok. belge lazım.

Mesela lunaparklar çok iyi yerlerdir para aklama için, o kadar bilet satmazsın ama sattın gösterirsin çok rahat.

ev alarak olmaz.

kara para aklamak özetle kayıt dışı olan bir parayı kayda almaktır. örneğin bir spor salonu açar üye sayısı 100'ken 1000 kişi kaydolmuş gibi gösterirsin. bu gerçekte olmayan insanların parasını kasaya sen önder vergisini verip kdvsini ödersen o parayı aklamış olursun.

aynı şey oto yıkama için de geçerli. ancak bunlar masrafı çok yüksek uğraştırıcı yöntemler kitabına uygun ltd veya aş üzerinden çok daha büyük ve az masraflı aklama yöntemleri mutlaka vardır.

sevmediysen içme, boşver gitsin.

chowhound.chow.com
Jäger içinse şişeyi ve shot bardaklarını buzlukta yarım saat tuttuktan sonra seviyorum ben ama zaten kendisini uzun yıllardır mide ilacı olarak kullanıyorum aslında.

hepsiyle denemiştin şimdiye bunları yazana kadar :)

sanki tonik en mantıklısı. kola falan olmaz ya. bana kalırsa üşenme, çık bi vişne suyu falan al :)

tonikle olur ben içioruöm sürekli, elma suyu olaymış iyimiş ben genelde tonik elma suyu ve vodka yapıorum

Cin tonik diyorum

mideye göre hepsi mümkün. tonicle azcik sert ama en güzeli o olur.

Şimdiye başlamışsındır da...
Düğünlerin vazgeçilmesi votka kolayı neden es geçtiniz ulan. Eskiden schweppes mi varmış?
--
Sek içmenin yeri ayrı tabi.

cevap sorunun içinde.

güvenlik açığı diyorsun :)

PTT lerde büyük para dönüyor artık, banka gibi iş yapıyorlar. Ve güvenlik zayıf. Genelde tek yada iki memur çalışmaktalar.

Benzetiyorlardır ama neşelendiklerini sanmıyorum :)

1 yıl bile çok fazla kabul edilmeyen bir periyod. Belki 2 yılda bir temizletilebilir.
diş taşlarınız diş eti sağlığınızı tehdit etmiyorsa,
diş taşlarınız estetik olarak rahatsız edici değilse yaptırmayın.
Doktor faturayı artırmak için yapıyor olabilir. Bu durumda üstün körü bir şey yapıyorlar.

diğer yandan diş hekiminize güvenin. tekrar yapılması gerekiyorsa yapsın.

diş ipi kullanıyor musun?
mutlaka kullan derim diş taşı için. ayrıca diş etleri de fırçalanmalı. ayrıca misvak kullanımın cidden faydası var.
ayrıca diş hekimleri tavsiye ediyor eğer diş taşı varsa temizlenmesini. bildiğim kadarıyla o diş taşı dediğimiz şeyler tamamen bakteri. zararlı yani.
amerika da bu diş taşı olayı zorunlu bir tedavi bir nevi. senede bir kontrol ettirip yaptırılmak zorunda.

günde 2 fırçalama, dil temizliği, listerine ve diş ipi yapan bi insanım. taşları temizlettikten 1 ay sonra oluşmaya başlıyorlar. 3 ayda bir yaptırmak zorunda kalacak derecede çok tutuyor benim dişlerim.

hekimim asıl yapılmazsa büyük sorunlar olacağını söylüyor.

diş taşı oluşumu çoksa yaptır, beklemeye lüzum yok.

@leper messiah +1

benim hekimim de 3 ayda bir temizliyor dişlerimi. ama 6 ayda bir fatura alıyor.

olmuyor. (2 tane imam nikahı gördüm.)

Evde imam mı bulundurcağız artık :)

resmi nikah olmadan imam nikahı kıymak suç.

yani bir camii imamına gitseniz ve bize nikah kıy deseniz memur olduğu için evlilik cüzdanınızı görmek ister.

kaldı ki islama göre nikah kıymak için herhangi bir memur yada imam gerekli değildir.

bugüne kadar bildiğim onlarca imam nikahı da resmi nikahlardan önce kıyıldı. ben daha rastlamadım evlilik cüzdanı isteyenine.

bu imam nikahı işini de çok fazla dillendirmeyin, uyanıp imamın sicil nosuyla bilmemnesiyle yeni nesil imam nikahı belgesi yapar bunlar :)

Yahu bir siz zekisiniz, hakime " e baskalari da resmi nikahi olmadan imam nikahli yasiyor" dersiniz savunmanizda.

Demet akalin bile bu yuzden ifade verdi ve mahkemeye cikti:

www.sabah.com.tr

ne demek ahlak polisi ya, siz şimdiden kanıksamışsınız çare düşünüyorsunuz olmaz böyle, kimse girip evimize hesap soramaz rica ediyorum bunları normalleştirmeyin, lütfen

imam nikahının belgesi olabilir. imam, nikah kıyarken bir belge düzenlerse olur tabii ki. fakat bu belgenin yasa önünde geçerliliği olur mu bilemem, avukatlar bilir.

sirena+100 ya dün konuştu diye bugün kimse kapınıza dayanamaz arkadaşlar.

imam nikahı su an yasalarımızda herhangi bir geçerliliği olmayan nikah türüdür. nikah kıyma konusunda belediyelere yetki verilmiştir. dolayısı ile sadece dini ritüel olan imam nikahının belgesi yoktur.

ikinci olarak ülkemizde ahlak polisi de yoktur. devletin polisi sadece yasalarda yer alan suç teşkil eden fiiller bakımından yetkilidirler. evlilik dışı ilişki diğer adı ile zina TCK da suç olarak yer almamaktadır. zinanın su an yasalarımızdaki tek yeri medeni kanunda boşanma sebepleri arasındadır. cezai sonucu bulunmamaktadır. bu sebeple komşu teyzenin sizi zina yapıyorlar diyerek şikayet etmesi mümkün değildir.

diyelim ki teyze şikayet etti o polis sizin kapınıza gelemez. hadi geldi diyelim herhangi bir işlem yapamaz. kısacası evin içinde olan durum kimseyi ilgilendirmez müdahale de edemezler. tabi zemin katta oturup camı çerçeveyi açıp herkesin görebileceği bir şekilde bunu yaparsanız hayasızca hareket suçundan ceza alabilirsiniz.

komşu teyze size takmışsa;

1- çok gürültü yapıyorlar diye şikayet eder. polis sizi uyarır gider. gerçekten gürültü varsa para cezası verilir. gürültü yoksa teyze bunu alışkanlık haline getirmişse siz ona huzur ve sükunu bozma suçundan şikayette bulunabilirsiniz.

2- evde fuhuş yapıyorlar diyebilir. bu sefer iftira suçu işlemiş olur. yine şikayetçi olun.

3- uyuşturucu içiyorlar diyebilir. daha kötüsü eve esrar paketi koyar ihbar eder. bu durumda iyi bir avukat bulun.

esas vahşi hayvan kaçakçılığı ne abi. internetten kaplan mı satılıyor?

yasa dışı bahis

Tamamen nasip işi. Ama bedelli düşünmüyorsan, nasıl olsa yapacaksın. Şu anki durum gitmek için ideal oluyor bu durumda.

çok rahatlarsın emin ol.

başta biraz sıkıcı gelir, adaptasyon süreci falan. işler yoluna oturduğunda senin için her şey güzel olacak. öyle ki bitmesine yakın kalsam mı lan bile diye bilirsin. tabi gideceğin yer, devrelerin... şans..

1-2 ay sıkıntılı geçer. sonra salarsın herşeyini resetlenirsin gelirsin. tabi tamamen şans işi yani arkadaşın dediği gibi. ben çok rahattım 3 günde 1 2 saat nöbet tutardım geri kalan zaman yatış. kuzenim günde 8 saat nöbet tuttu, geri kalan zamanda devriye çıktı sırtında mühimmat günde kilometrelerce yürüdü fln. askere gideceksen git zaetn kurtul gel. yaş ilerleyince daha kötü oluyor çünkü.

Nöbeti kafa dinlemek sayıyorsan evet bol bol kafa dinlersin:)

Bende 5 yıl çalışıp yorulmuştum dinlenirim diye gittim ama psikolojim bozuldu ve çok yorgun düştüm.
Allah kurtarsın şimdiden.

askerde kafanın dinleneceğine emin olabilirsin.

özellikle acemilik fiziksel olarak hayattaki en yorucu gününden daha yorucu, ama kafan aşırı rahat oluyor, bu yüzden hiç koymuyor bence. çıktığımda bana en garip gelen şeylerden biri tekrar kafamı kullanmam gerekmeseydi. bi baktm bir sürü şey düşünmeye başlamışım, aylarca sudoku ve çengel bulmaca haricinde hiç bir şey için beynini kullanmıyorsun, zihinsel olarak müthiş bir tatil dönemi.

bir de insan olayın içindeyken objektif düşünemeyebiliyor. yani askerde dışarıdan bakabiliyorsun o güzel bir şey, tekrar geri geldiğinde de "arınmış" denebilecek bir kafayla daha iyi kararlar alınabilir diye düşündüm şimdi.

ben gece görevlisiydim ve denetleme zamanı gündüzleri de uyutmuyorlardı o yüzden bırak rahatlamayı döndüğümde bayağa sinirlerim yıpranmıştı.

denetleme zamanı demek 1-2 bilemedin 4 günlük bi süreç. 6 ay yada 12 ay askerlıkte oyle büyütülcek bı zamanmış gibi göstermeyın de gitmeyen birisi yanlış anlamasın.nasılsa gidiceksin o açıdan bak,orda oyle pek kafa dinlenmez yani.

@tadutadu
kafan mı güzel? denetlemenin kendisi değil öncesindeki hazırlıklar sıçıyor adamın ağzına. öncesindeki 2 ay denetleme modunda yaşanıyor. son 1 ayda saykolaşıyor.

merak eden açsın denetlemeyle ilgili başlıkları okusun. allam ya

chavezding sakin ol şampiyon senin orda öyle denetleme yaşandı diye heryerde aynısı olucak değil dedim. ben alayda 4 gün de yaşadım,ilçemdeki asker 2 günde bitirdi. hadi senin için kafam güzel olsun.baksana hala üstünden atamamışsın cınım. bitti gitti tmm

1. alıntı : 'denetleme zamanı demek 1-2 bilemedin 4 günlük bi süreç. 6 ay yada 12 ay askerlıkte oyle büyütülcek bı zamanmış gibi göstermeyın de gitmeyen birisi yanlış anlamasın'

2. alıntı : 'senin orda öyle denetleme yaşandı diye heryerde aynısı olucak değil dedim'

başka da bişi demiyorum

sahibinden,
gittigidiyor
ebay..
bir de muzikfaultesi.com mu öyle bir şey vardı

trompetin markası fiyatı ne?

Ilan verince linkini atayim.

bekliyorum.