Ekşi Duyuru

hostel iyidir, istisnalar ve saçma sapan yerlerde kalmadıkça gayet güvenilir. bence hostele bağlı kalmamanız daha iyi. ne biliyim amsterdam'a gidip hostelde takılsaydınız daha kötü olabilirdi, böyle daha güzel olmuş.

St. Christopher's Inn - The Winston yeri iyi, icinde sigara icilir yer var, bari da var. cok memnun kalmistim. otelde kalmayin bütün gün gezinin aksamlari da gezinin rahat olun.

hostelde kal fakat lokasyon çok önemli. lokasyonu *90 altı yerler de sıkıntı çekebilirsin.

çünkü gece içmişin sıçmışın kafa on bin dünya hostel e dönmek sıkıntı olabilir. o yüzden lokasyon en önemli kriter.

*90 derken hostelworld.com sitesindeki puanlama sistemini kastettim.

para biriktirip ipad al.

hediye olarak iphone alındığı için gerek de yok açıkçası ipad'e. aynı şeyin büyüğü. android olmaları işime geldi biraz.

Linklerden en guzeli 2. Gibi ismini youtuba yaz inceleme videolari bulursun. Bu arada ipad mini ve nexus 7ye de bir bak derim.

Telefonum iphone demissin bu arada bence ters ikili olmus. Telefon android tablet ipad daha iyi. Oyunlari tablette oynamak daha keyifli. Appstoreda daha fazla oyun var. benim tercihim tam tersi yonunde.

ipad e paran yetmiyo demiştin. ipad e paran yetmiyo diye bunlar alınmaz. ama iphone un varmış. o zama yine bunlar alınmaz. dokunmatiği sana dandik gelecek eline alır almaz.

Elbette Artes. 1280x720 piksel IPS panelle bariz biçimde üstün. Yalnız HB'den almana gerek yok, boşuna kazıklanma;

www.sadecenotebook.com

Referanslı, güvenilir bir firmadır. Akakçe'de en ucuz burdaymış, az önce baktım.

1 haftada yetişmesi zor ihtimal, İspanya öğrenci vizesini 1 ayda vermişti bana.
İstenen belgeleri eksiksiz götür ki işlerin çabuk yürüsün.

Kendi gelirin yoksa ailenin belgeleri geçerlidir. Banka hesap durum belgeleri gerekir.

annenin babanın banka hesap dökümüyle, ev tapularını falan götürüyorsun, fotokopileri ve asılları gösterip asılları geri alıyorsun.

öğrenci belgesi alıyorsun, tatil için gidiyorum diyorsun izin belgesine ihtiyacın kalmıyor.

turistik vize alacaksan, 3 güne çıkar

Anne ya da babadan imzalı kağıt istemişti idata benden, kızım fgb'nin xx-yy tarihleri arasında yapacağı seyahatin tüm masrafları tarafımdan karşılanacaktır " diye. O kağıdı kim yazdıysa da onun gelir belgesi olcak. Devlette çalışıyolarsa kolay, e-devlet şifresiyle girip maaş bordrosu ya da emeklilik durumunda da başka bi sayfa var onu seçer çıktısını alırsınız. Varsa babanızın annenizin üstüne kayıtlı ev tapusu falan da ekstradan iyi oluyor.

son ve en önemli sorunun cevabı; yetişir. ben 3 günde almıştım. azıcık sıkıştır :)

likörlü çikolata olsa da yesek. babamın da gitmişti ehliyeti, gidip başvurmak yetiyor diye biliyorum. babam başka ilde unuttuğu için biraz da onun gelmesini beklemişti saçma sapan işler.

ben kaptırdığımda 2-3 önce gelsen de veririz sorun olmaz demişlerdi. şehir konya bu arada. farklı şehirlerdeki büro amirliklerinde değişebilir bu durum bilmiyorum. herhangi bi belge götürmene gerek yok ismini söyleyince veriyorlar direk. herhangi bi ceza da ödemene gerek yok ödeyeceğini ödedin zaten.

Proxy ayarlarını bi' yokla. Olmadı bi' de Firefox'la dene.

everyguyed.com

spor yap zayıfla.

şişman bir insan şunları yapmalı
1) koyu renk giyinmeli
2) kalın kumaşlar, yünlüler, kabarık mont vs.den kaçınmalı.
3)kapşonlu, büyük yakalı, çok cepli gibi modellerden uzak durmalı.
4)zayıflarda güzel duran kıyafetlere kanmamalı.
sonuç: gömlek-ince fitlli kadife pantolon, sweat shirt kanvas vs. gibi kombinasyonlar tüm tombişlerin kurtarıcısıdır siyah ve kısa olmayan bir montla.

boy 173 kilo 110 vücudun alarm sınırında ama derdin giysi öyle mi? şimdi ben sana şunları şunları giyin dersem nasıl iyi hissedebilirim ki?
eriticeksin önce, gidicek o koca göt koca göbek.

Sakın çok bol giyinme, evet kendini daha iyi hissedersin ama daha iri gözükürsün. Bundan da dar giyin dediğimi çıkartma ha :)

Marks and spencer da buyuk bedenler oluyor

c&a

besiktasliyim;

adnan da yönetim de ne yaptigini bilmiyor, tam bir ilkokul tiyatrosu.

Bu hafta antremanlara başlayacakmış hocu. Baktılar adamı gönderemiyorlar, bari oynatalım da para bok olmasın deyip. Yakın zamanda da kadro da yer verirler.

Yönetim aslında başka teknik direktörlerle anlaşamadı. Mustafa Denizli tamam demişti ancak onun da Quaresma kalmalı dediği için yönetimin anlaşmaktan vazgeçtiği söyleniyor.

Samet Aybaba'nın eski açıklamalarını okuyacak olursanız Quaresma için böyle bir tavır içinde olmadığı görülüyor. Bence şu an yaşanan durumda Samet Aybaba tamamen piyon, yönetimin istediğini yapıyor. Yoksa o da biliyordur takımın halini.

ay hesabı. bir ay tam 4 hafta değil ki?

ay hesabı.

yüzdeki bir ifade var,elmacık kemikleri ile mi ilgili anlatamıyorum.
görür görmez "aha bu adammış" diyorum. mesela film seyrederken ve haklı çıkıyorum hep.
bu kliptede farklı bir şey yok,görür görmez anlardım.

belki kadın olarak görebilirsin ama yinede bir terslik olduğunun farkında olursun.. bir şeyler yanlış gibi çünkü

karakteristik bir suratı var derdim.

eskiden bildiğin iyiymiş,ama şimdi elmacıklar ,çıkık tuhaf alın, kadınlığı geçtim insanlıktan çıkmış.

bir defa tipte de seste de sikinti var, ben bunda bir gariplik var, erkek gibi derdim sanirim.

ama soyle bir sey var, bu konuda dedigin gibi bagimsiz dusunmek cok zor cunku benim ve muhtemelen tum turk toplumunun kafasindaki "erkek iken kadin olmus kisi" imaji tamamen bulent ersoy ile tanimlaniyor. yani benim bir insana "cinsiyet degistirmis bu" derken aradigim, gozlemledigim tum karakteristik ozellikler bulent ersoy'un ozellikleri, tamami bulent ersoy'u bilmemden kaynaklaniyor.

yani belki de bulent ersoy'u hic tanimadan bu klibi izleseydim, kafamda bulent ersoy'dan bagimsiz olarak, herhangi bir "cinsiyet degistirmis bir insan" sekli, ornegi olmayacagi icin en fazla "garip bir kadin" deyip gecebilirdim, tahmin bile edemiyorum yani dusuncemin ne olacagini.

ben travesti sanardım

30.bölüm yanılmıyorsam.

29. bölüm en son oynadığı 30. bölumde hıc gorunmedı adı vardı kendı yoktu

olmaz. gönder.

kurye yüzünden geciktiyse kuryeye etkisi olur tabi. E o zaman da bi zahmet olsun. Kuryeye olmazsa oradaki siparişi geç ileten aracı adama olabilir. işini kötü yapanı biraz azarlasınlar zaten.

ben olsam direkt geri yollardım. sıcaksa bile.

olmaz gönder tabikisi

illaki sıcak yenmesi gerekmiyorsa, yani tadı çok bozulmayacaksa bu seferlik uyarın bence, bir dahaki sefere aynı şeyi yapmaya götleri yemeyecektir. bir sorun olmuş olabilir, hiçbir restoran keyfinden 1 saat gezmez.

bence bu seferlik uyarın. ya da geri gönder ya zamanında getirseymiş ibne.

valla ben nota aynen şöyle yazıyorum yemeksepetinde " yemeğin geç gelmesi sorun değil ama soğuk gelirse almam." genelde soğuk gelmiyor ama gelince de elemana notu okutup yolluyorum.

N'aptın?

ben bir kez yolladım öyle.
öncesinde 2 kere telefonla burger kingi aradım, "şimdi çıktı" banko yalanını söylediler. mobilyaları kemirmektense misler gibi bıçakarası sipariş ettim, geldi ve yedim. bu sırada kapı çaldı ve siparişten 1 buçuk saat sonra siparişim gelmiş oldu. üzgünüm ama ben yemeğimi yedim diyerek kapıyı kapattım. kuryenin bir kabahati yok, şube sallamıyor.

geldi sipariş, dedim çok geciktiniz bi bakıcam, çocuk da tabi efendim hakkınız, soğumuşsa geri götüreyim dedi. ben de iki defa sordum, size bi etkisi yok di mi? diye, yok kesinlikle dedi. sonra işte sipariş çıkınca zaten 15 dakika bekliyor, akşam 3 motor kalıyor sadece falan filan dedi.

baktım hamburger sıcaktı, patates zaten yemiyorum o yüzden umursamadım, aldım, mis gibi yedim.

hız testi yaptım, 19 mbps gibi bi şey çıktı. şimdi de youtube videoları yüklenmiyor. öf.

www.imdb.com

Intouchables ,, varmı tr dublajı?

kahvaltını evde yap git. büyük ihtimalle kahvaltı vermeyeceklerdir aç kalmayasın oralarda. servise binince günaydın desen yeterlidir onlar sorarsa cevap verirsin. işe gidince de akışına bırak herşeyi:)

hayırlı olsun.

götürmelisin tabi ki. iligili görünmekte fayda var. ayrıca senin gibi stajyerler mutlaka olacaktır çok fazla heyecanlanmana gerek yok. orada çalışanlar senin gibi yüzlercesiyle vakit geçirmiştir bu zamana kadar alıştırırlar.

defter götürmenin negatif bir yanı olmaz. ilgi çekici bir şey görürsen not alırsın, hem ilgili de görürsün güzel olur.

servise binince günaydın de ve kısmen arkalara doğru bir yere otur. bazı servislerde millet burası benim yerim kimse oturamaz modunda geziyormuş. arkalar boş olur genelde, sorun yaşamazsın.

iş yerine gidince insan kaynaklarına git. onlar seni yönlendirir. başka stajyerler de olacak. kaynaşırsınız.

kahvaltı olayı iş yerine bağlı. sen evde yapıp git. zaten orada verecekleri kahvaltı olsa olsa bir simit veya poğaça.

son olarak dediğim gibi seni ne yapman gerektiği yönünde yönlendirirler. ilk gün genellikle oryantasyon diye geçer. bir de tavsiye olarak gözünde büyütme çünkü çok büyük olasılıkla sana bir iş vermeyecekler. gidip mümkün olduğunca insanlarla konuş, sorular sor. yanında kesinlikle kitap getir. 150 sayfa olmasın, şöyle 500-600 olsun.

sanatsal yorumlar istiyorsan
www.photosig.com

popülerlikse amaç; devinart var.

türkçe istiyordum aslında daha çok. =)

teşekkürler yine de.

Dropbox a yükle. Sağlamca dursunlar orada. Yorumu napican?

e iyi olmaz mı işte söyleseler nerede yanlışım var, neyi iyi yapmışım filan diye?

canonturk forumlarinda portfolyo bölümü var, kayıt olup bölümde portfolyonu açar yayınlayabilirsin.

ufak ufak patch tool'la gitmeyi dene (bi de temiz iş için baya bi yaklaş, pixel pixel git)

eğer çok önemliyse tabi :)

ya işte büyük halini flickr'a koyacağım başka da bi olayım yok. =)

sileceğin alandan yeni bir layer kopyala.. onun üzerinden git clone stamp + blur/sharpen/smudge diye.. sonra da fazlalıkları sil, bitsin. en hızlı yol olmasa da en temizi bu bence.

@jack of hearts photoshop'a daha yeni başladım şu anda yazdıkların başka bir dil gibi geldi bana. teşekkürler yine de, bakayım bi neyin nesiymiş bunlar. =)

cs5 kullanıyorsan clone stamp aracı, patch aracı ve healing brush araçlarının birleşmiş hali var: content aware fill, 2 tıkla çok ayrıntılı olmayan kompozisyonlarda başarılı. www.dailymotion.com
edit link: www.bascek.com

tanıdık şeyler ya.. clone diyerek yanlış demişim bu arada.. kastettiğim şeyin adı "healing brush tool." boş sayfa açıp j'ye bas.. yaptığı şey benzer baya clone stamp'e aslında. önce alt'a basılı tutarak bir alan seçiyorsun kendine resim üzerinden.. sonra herhangi bir yere bastığında fırçayı (eline alt'tan kaldırıp), seçtiğin alanı yapıştırıyor oraya. tabii daha şık bir tool bu clone'dan, bana sorarsan.

Ben yaptım, oldu: i.imgur.com

Şaka şaka, tabii ki pek temiz olmadı. Ama "jack of hearts" ne dediyse doğrudur, kablolar sakat yerde, Photoshop'a yeni başlayan için aslında zor bir iş bu bence...

b1206.hizliresim.com

ben de şöyle yaptım. oldu sanki? =)

bi' pixel kaymış yukarı sadece, onun haricinde güzel. :)

şam'da kayısı .)

rig 'n' roll benim en beğendiğimdi.
selamlar.

(bkz: eurotruck) 3-4 saat eğlendirir, tüm haritaları açana kadar.
bence kullanması en zevkli oyun buydu. kornadır, park etmektir, yorulunca dinlenmektir güzel. yolların hep aynı olması sıkıcı.

euro truck simulator'un bir sürü modu var.

orada evet

aman ha bu kombinasyon böbrek yetmezliğine yol açabilir.

içiniz tabii, ne olacak. evhamlanmayın.

yanında ağrı kesici alabilirsin sorun olmaz

birkaç saniye ürkütüyor ama anca o kadar.
bakılabilir gayet.

senin yerime baktım ben şimdi. tek korkunçluğu bazı yerlerinde sayfalar hızla atlayıp animasyona dönüşüyor. kadının kafası dönüyo bi de exorcist gibi ters köprü şeklinde hızla geliyor bir yerde. bu iki yer korkunç ama o da dediğim gibi o bölümlerde animasyon olduğu için. yoksa eline akıp okusan bi olayı yok.

bak bak şöyle bir sıçrıyorsun ama sonra gülüyorsun :)

bağırmalı karı çıkıyo kanka.

ben baya hoplamıştım yerimden ama devamlı korkulacak bişey diil.

aralardan screenshot verebilecek birisi var mıdır peki acaba?

meraktan ölücem.

Screenshotlık değil durum, nelik olduğunu söylersek ağır spoiler olur.

Pek öyle korkutacak bir şey yok bence yalnız, bir bakın, n'olacak?

wow'dan yıllar evvel çıkmış bir oyundan bahsediyorsun farkındasın umarım?

ben bilmem diablo falan ama sırf o etkinlikte bulunduğum için bir oynama isteği geldi bana da :D

@bodom tabi ki wow'dan yıllar önce çıktı da ilk diablo çıktığında 6, ikincisi çıktığında 10 yaşındaydım. wow'a yetişebildim.

@celeron 23 yaşındayım insaf.

troll'lük filan yapmıyorum cidden anlamadım yani. laf sokmaktansa birisi çıkıp "hikayesi güzel, hack n slash kavramını getirdi, şöyle, böyle" bi şey dese de anlasam.

Ben şahsen en çok item açlığımı bastırdığı için seviyorum. Garip mi bence evet çok garip :)

ona bakarsan ben hala açıp aoe oynuyorum, starcraft oynuyorum, sanitarium oynuyorum, hadi onları da geçtim cadillac and dinasours oynuyorum. senin bu mantığınla bunları da at çöpe gitsin.

bazı oyunlar var. kişinin çocukluk ya da ergenlik dönemine damgasını vuruyor. eskiden bu kadar tüketmiyorduk. bir oyunu sevdik mi bokunu çıkarır, 2 sene durmadan o oyunu oynardık. diablo da o tarz bir oyun işte. henüz rpg nedir, quest nedir bilmezken bize bu türü sevdirdi. o yüzden değerli. o yüzden millet hala açıp diablo II oynuyor. ama şu ana kadar oynamadıysan, bu saatten sonra oynayıp sevmen zor diğer tüm eski oyunlar gibi.

@sir gawain çöpe atmak ne alaka öyle bir şey demedim ki ben. çocukluğumda oynadığım bir çok oyunu bulup ben de oynadım aynen, diablo'yu o zaman hiç oynamamıştım, şu anda da sarmadı belki o yüzden, bilemiyorum.

dediğim gibi.

diablo'yla alakalı değil bu

aoe'yi şu ana dek hiç görmediğini, oynamadığını düşün. şu anda önüne koysalar mario gibi gelir. bu ne lan der silersin. diablo 2 de öyle işte.

hacı ilvl kastın wow oynadıysan.

ilvl olayının ana temellerini diablo attı işte. tbc'deki ashes of a'lar mıydı öyle bi binek vardı, onun gibi bir sürü item var diablo'da düşme şansı binde 1 olan. onları düşürmek için insanlar kasıyor, sonra beraber online giriyor oynuyor falan.

bu tarz tüm oyunlar quest al önüne geleni kes modunda zaten. sarmadıysa strateji falan oyna ne biliyim.

o değil de 2d oyunlar birkaç cnc3'e kadar grafik olarak 3d olanlardan iyiyci kanımca. düşük poligonlu sikko modeller yerine 2d düzgün çizimler görüyorduk en azından.

(bkz: caesar 3)
(bkz: red alert 2)

diablo 2 de öyle. çözünürlüğü düşük biraz malum eski oyun ama grafik olarak warcraft 3'ten daha güzel duruyor kanımca.

oh yazdım rahatladım.

ben 30 yaşındayım ve bizim nesil lisede diablo, starcraft, sanitarium, half life, counter strike vs. oynayarak büyüdü. hatta online oynanabilen ve kitlesel olarak oyuncu barındıran neredeyse sadece starcraft ve counter strike vardı. sen diyorsun ya quest alıp adam kesiyorsun, wow da aynı şey, ben wow'a da başlayıp sıkılıp bırakmış bir starcraftçıyım ve bu oyunu da yaklaşık 15 senedir oynuyorum.

durum şu ki sen wow'la gözünü açmışsın. wow'un babası diablo'dur ve inan diablo ile büyüyen insanlara wow'un ya da herhangi başka bir mmorpg'nin daha güzel olduğunu anlatamazsın. bir kere o dönemde oyunlar şu zamandakinden çok farklıydı. oyun oynayan kişiyi düşünmeden oynamaya iten şimdiki oyunların aksine oyunların önceliği sürükleyici bir konu bulup bunun üstüne yapabildiği kadar grafik olarak iyi bir oyun yapmaktı, bunun nedeni de grafik teknolojisinin c64 ve özellikle amiga zamanında çok geride olması nedeniyle oyunlara insanları oyunun konusuyla bağlamaktı. zaten bilgisayar oyunları tarihine bakarsan özellikle 80'lerin sonu, doksanların başındaki oyunların en iddialı olanlarının genelde adventure oyunları olduğunu görürsün.

yani demeye çalıştığım biz nesil olarak hikayesi saran oyunlarla büyüdük, hayal gücümüz ve oyun zevkimiz buna göre gelişti. diablo da bu konuda zamanında çığır açmış ve o neslin gönlünde kalıcı bir yer etmişti. inan şimdi bunu anlaman zor.

zaten şu an blizzard'ın şu anki başarısının sırrı da starcraft ve diablo gibi iki oyunu doksanlı yılların son yarısında yaratıp piyasaya çıkarmış olmalarıdır. bu iki oyunun kazandırdığı para ve bunları yaparken edindikleri tecrübenin verdiği altyapıyla senin oynadığın wow ve benzeri oyunları çıkarabildi blizzard. ilk warcraft'ı ve nasıl bir oyun olduğunu, oyunun değiştirilerek nasıl starcraft haline geldiğini ve warcraft'ı nasıl en azından isim olarak rpg türüne çevirdiklerini vs. bir araştır derim.

özet olarak diablo wow'un dedesidir, saygı duymak lazım.

ayrıca online oynanabilecek diablo 3 wow'un bir kenara atılmasını sağlayacaktır, bundan emin olabilirsin.

diablo kültür gibi bir şey. seni sarmadıysa bırak gitsin. ben diablo, diablo hellfire, diablo 2 ve diablo 2 lod'u defalarca bitirdim ve abartmıyorum 98'den beri diablo dünyasının içindeyim bi şekilde. en yakın arkadaşlarım ise diablo'ya saramadı bir türlü. hepsi starcraft manyağı. starcraft da beni açmıyor mesela. bu işler böyle.

hocam "[karakter ismi] skill guide" diye ara. bir sürü şey çıkacak. gamefaqs'e falan bak.

bi de oyunu expansion'sız oynama. lord of destruction da yükle yani. diablo 2 biraz yavan kalıyor ek paket olmadan, en azından bence.

diablo 2'de bir skill'e verdiğin puanlar ötekilerin de unlock olmasını sağlıyor ama lod'da bunun üzerine bir de bir skill'e ne kadar puan verirsen onun takipçisi veya öncülü olan skill'ler de o kadar bonus kazanıyor. her karakter için belli başlı 3-4 skill seçip kalanını da gerektiği kadar diğer skillere, pasif skillere dağıtıp kendine göre bir karakter yaratabilirsin. stats puanlarını da unutmaman gerekiyor. mükemmel olmasa da idare eder bir şekilde "build" edilmiş bir karakter nightmare zorluk derecesini bitirecek kadar ilerleyebilir. tabii bunun daha item'ı var, magic find'ı var, var oğlu var :)

Hiç kasmayın camekan yapın, kilitli olsun.

bence kendi evine, kendi düzenine sahip olana kadar koleksiyonunu korumak için şöyle bir şey yapabilirsin: strafor veya sünger ile onlara yataklar hazırlabilirsin kolayca. sonra bu yatakların her biri için ayrı ayrı veya birkaçını birden alabilecek kilitli kutular edinebilirsin.

veya atıyorum 40" tv kutusunu dolduracak bir strafor alır, arabalar için yatar oyarsın, buna kilit olmaz tabi :)

bu önerim kısa vadede koleksiyonunu görmeni engellese de uzun vadede korumuş olacaktır.

içim gitti vallahi orası kırık burası dökük diyince. olur mu hiç..

camlı ve kilitli bir dolap al mis gibi muhafaza edersin.

1:43 model koleksiyonları da çok tatlı oluyor.

ayrıca ben de camlı ve kilitli bi dolap diyorum

sadece aynı türdeki arama kayıtları gruplanıyor. mesela üst üste 5 kere yapılmış cevapsız çağrı gruplanır... gibi

Kargoya takılırsa $110 üzerinden vergi ödersin. Ebay gibi bir yerden alıyorsan satıcıya kutu üzerine $60 yazmasını rica et. O zaman belki takılmayabilir.

hayır

olmaz

store.apple.com

store.apple.com dil default geliyor bir şey yüklemene gerek yok. sadece unlock olmasına dikkat et.

16 gb'si 629 euro'ymuş.

portekizce anlamam diye google'dan ingilizce aratmıştım ama baya basitmiş meğer. teşekkürler.

unlock olup olmadığını nasıl anlarım? ne demem lazım yani? =/

alacağın store da ki görevliye sor söylüyorlar. ben ispanyadan alırken öyle yaptım.

unlock olanı istiyorum demen lazım galiba. diğerlerine göre biraz daha pahalı oluyorlar. ve bazı ülkelerden alınanların hiçbiri unlock almıyor. ama portekiz onlardan biri değildi yamulmuyorsam.

unlock olanlar farklı fiyat mı yani? ilk defa duydum bunu. ben alırken hatuna dedim unlock istiyorum oda zaten hepsi unlock dedi, ve fiyat farkı yoktu. bu arada geçen ay aldım. :)

nereden aldı, türkiye'den mi ? :p sattığı bütün telefonlar unlock olan bir ülke var mı ki ? merak ettim cidden. eğer varsa çok süpermiş cidden.

Vapurdan indikten sonra sirkeci tren istasyonuna doğru yürüyosun, onun önünden geçiyosun sonra tramvay sola doğru kıvrılıyo görüceksin. Sen de tramvayın istikametinden yürü kıvrılan yoldan sağ tarafta hayyam pasajı zaten görüceksin o yol üzerinde.

sirkeci tramvay durağını geçtikten sonra raylar sol doğru kıvrılır, hemen sağda.
macrofoto'da murat kepoğlu vardı.
hala oralardaysa uzmantv'den bir arkadaş yönlendirdi dersen belki ucundan accık yardımcı olabilir..

50mm ebay de 100-120 dolarlarda (sıfır) ben burdan almıştım ve sorunsuz elime ulaşmıştı. Eğer olurda fazla fiyat çekerlerse karşılaştırırsınız.

Hayyam mı yoksa doğubank mı sorusuna cevap aradığım günlerde sağolsun buradan bir arkadaş doğubank'da pixel fotoyu şiddetle önermişti. 2 yıl garantili ve en aşağı fiyat veren dediği gibi pixel foto oldu benim araştırmalarım sonucunda. hayyam'da daha çok dükkan garantili bulabilirsin aradığını. Pixel foto'yu dene derim ben.

Geç kalmış bir cevap olacak ama Bozdağ Foto Resul Abi'yi de öneririm. Özellikle 2.el ürün konusunda iyidir. Çok da sağlam birisidir.

www.mgm.gov.tr

anladığım kadarıyla olacak? teşekkürler.

burada hiçbirimizin password un verdiği linkten daha iyi bilgi veremeyiz sen oraya göre düşün

aynen bu şekilde kullanıyorum benimki 32 gb olmasına rağmen 10'u falan dolu 2 yıldır, yetiyor da artıyor bile pişmanım ben 32 gb aldığıma.

genel bir inanıştır, uzmanı değilim, bilen söylesin hatta..
şimdi 32 gb hafızanın 10 gb dolusu;devede kulak olur. 16gb hafızanın 10gb ı dolarsa;tünelin ucundaki ışığı hisseder gibi geliyor bana ve bize. kısaca, sanki kasar yahu.

iphone depolama hafızasını ram olarak kullanmıyor, kasmaz. hd film falan atmıcaksan 16 gb yeter bence.

www.sahadan.com

ballhead ağır makine/objektifte çok rahat kullanılmaz gibi geliyor bana (klasik modele alıştığım için de olabilir) ama ince ayar yapmakta zorlanırsınız.

bir de tripodun ayakları çok ince gözüküyor fotoğrafta, düz olmayan zeminlerde belki sorun yaratır ama söylediğiniz body+lensi rahat taşır, daha küçük ve daha amatör tripodla 70-300 lens kullandım, sıkıntım olmadı. ayar yaparken ilgili bağlantıyı gevşettiğiniz, vidayı zorlamadığınız sürece sorun olmaz. tam gevşemeden ayar yapma alışkanlığı edinirseniz bir süre sonra sorun yaratmaya başlar..

bonus: 50mm 1,8 iyidir, gece çekimi için -eğer daha geniş ya da dar açılara ihtiyaç duymuyorsanız- kullanabileceğiniz en uygun fiyatlı alternatiftir. 1,4 daha iyi tabii =)

tripod konusunda fotoğraf için alacaksanız ne kadar ekmek o kadar köfte durumu var. sadece ufak tefek istitisnası var ama bütçeniz neye yetiyorsa onu alın. sadece fotoğraf için kullanacaksanız zaten kafanın smooth luğu vs. önemli değil. ayakları daha önemli.

hep söylüyorum canon 50mm 1.8 olmazsa olmaz. fiyat/performans oranı en yüksek lenslerden biri. düşük ışık koşullarda çok iyi sonuç veren bir lenstir. ama tabii bi 50 1.4 değil.

dediğin tripodla olmaz o iş.

2.el manfrotto 055XPROB+kafa taş gibidir. 350 tl'ye satmıştım. ama biraz ağırdır. sürekli taşıyacaksan sorun olabilir.

yine 2.el manfrotto 190PROB+kafa. diğerinin biraz daha hafif versiyonudur. yine kaliteli bir tripoddur. daha ucuza bulabilirsin.

doğrudan çağrıştırdığı kelimelerden ziyade, bir müşteri olarak markanın adından bana sunduğunu hissettiğim özellikleri yazıcam...

musicer: müzisyen, canlı müzik ve dolayısıyla kaliteli müzik

4music: sadece müzik, çok çeşitli müzik, müziğe adanmış bir değer

musicer - müziklucifer
4 music - müpmüzik, her şey müzik için, müziğe adanmış

mp3 player markası: zıpır :)

music store : e-live

armoni olabilir bence.

1- musicer

2- for'music

Ultimate Team biraz kasan bir şey ben 11'de girişmiştim kendisine. Şimdi bir market var oradan kart alacaksın oyunculara ya da menajerine kontrat kartları oyun içinde kazandıığın puanlarla ya da parayla satılan packlerden alacaksın.

Live season çok keyifli ama paralı. Güncel olarak seçtiğin takımla birlikte gidiyorsun sende. Ona göre sıralama oluşuyor falan filan.

Virtual Pro için önce oyuncu yaratıp onu geliştirip daha sonra oyuna gir. 88 Overall bile yetmez mundar olursun adamlar nasıl başarıyorsa 99overalldan aşşağı adam görmedim zaten takımlarada kolay kolay kabul etmiyorlar max. kaleye koyarlar ki ben çok keyif alıyordum kalede.

Exhibition da Tactical defence kasarsan ya sixaxisi ya da tv yi kırarsın gerek yok. Online takıl daha iyi.

fifa 12 başlığında kafam kadar gulsah'ın yazılarını okuyabilirsin.

Tahminim ordaki satıcılar ölü fiyatına alırlar ancak elden veya ikinci el siteleri aracılığıyla satarsanız daha iyi para kazanabilirsiniz.

5800'a 250TL istiyor mesela: eksimarket.com

Telefoncularda 2. el telefonlar yok paraya gidiyor. İnternetten araştırıp satın.

bu tarafta bilmiyorum ama karşıda çemberlitaşta ciğerci basri var ki önünde kuyruk olur. o derece.

ilk gittiğiniz yer bahçe büfe sanırım, incirlide.

aynen bahçe büfeymiş. dayanamadık gittik taa oraya kadar zaten. =)

terramycin derler ama farketmez herhalde

kreme çok gerek yok aslında, herhangi bir antiseptik spreyle de halledilebiliyor. mesela ismi son derece yan sanayi gelen roll diye bir markanınkini eczaneden alıp kullanmıştım 3 yıl önce. sadece gunde 4-5 kez spreyliyordum(gozunden uzak tut tabii) herhangi bir sorun çıkmadı.

fucidin pomad aldıysan başka almana gerek yok, hepsi zaten bephanten ya da terramycin aynı görevi görüyor.
anti bakteriyel olması yeterli yani.
kremi günde en az 2 defa sürmeni kuvvetle öneririm.

Yaptırdığın yere güveniyorsan orayı ara bence.
Ben 2 kez deldirdim kaşımı, ilkinde sadece bepanthen sürdüm, şişti bir süre sonra. İkincisinde bepanthen sürmeden önce tuzlu su (ya da okyanus suyu, eczanede satılıyor) ile temizle dedi yaptırdığım adam, öyle yaptım, hiç bir sorun çıkmadı.

fucidin.

Ben yapmıştım 3 sene önce ve okyanus suyu krem vs hiçbirşeye girmedim sadece 1 2 gün yıkamadım orayı hiçbir sorun çıkmadı. Ama yaptırdığım yere güveniyordum ben paraya kıymıştım.

flashın build in mi?

pan yapmayı deneyin? (bkz: #17031356)

pan mantıklı

ya göze alıyorsan araca fotoğraf makinesini yapıştır mapıştır bir şekilde shutter için uzaktan kumandan da varsa çok değğişik şeyler çekebilirsin. ama muhtemelen makine mundar olur. ama arkadaşına tembihlersen adam gibi kullan falan diye kazasız atlatırsın :)

flaş dahili imiş. tavandan sektirme vs için sordun galiba.

"diyafram sonuna kadar açık" ama kaç? 200 mm'de veya dar bir açıda çekiyorsan o lensin diyaframı sonuna kadar açık bilem olsa 5.6'dan açık değildir. az ışıkta anı yakalayabilmek için üst seviye lens gerekir. maçlarda falan kenarda görmüşsünüzdür bazuka gibi lensleri. L serisi olacak, sabit diyafram olacak (yani dar açıda bile en az 2,8 diyafram verecek), olacak da olacak. o yüzden o ekipmanla yapılacak şey ya iso'ya abanmak ya da flaş.

ya da tripod varsa pan tekniğini öğrenin, 1/30 enstantane ile çekin. benim nacizane tavsiyem budur.

oha ben pan diyene kadar 50 kişi demiş aynısını.

pan yapacak kadar bi düzlük de yok gibi, go kart pistlerini bilirsiniz, öyle bi anda geçip gidiyorlar neredeyse.

@ben smyrna evet. yazdım gerçi de gözünüzden kaçmış sanırım. =)

@cedric sağlam fantazi oldu bu. sağolun yine de. =)

@kibritsuyu aynen aslında, 5.6 ve 6 da diyafram mecburen. tripod da yok, o zaman mecbur iso'ya yüklenicem.

evet görmemişim.

zoom yapmadan azcık pan yaparak RAW çek. böylece sonra kesip biçerek normal boyutta iş görecek bir fotoya sahip olursun. (raw çek ki kesip biçince elinde işe yarar boyutta (ve kalitede demek istedim) bir dosya kalsın)

30 enstantane için ille de tripoda gerek yok. 50 mm falan civarında tutarsan lensi tripodsuz da pan yapabilirsin.... ben 50 mm prime lens ile 1/20 ye kadar elle rahat çekmiştim.

türkiye'de hayvansaray diye bi grubun tanıtım videolarında oluyordu; onlar nerden bulmuştur bilemem...

Çift tıklama, zor tıklama, tıklamama gibi sorunları yaşayan biri olarak belirteyim, el beceriniz yok ise eğer içini açıp yapmaya kalkmayın derim.O minik anahtarın içerisinde bitiyor herşey.Hassas mevzular yani.

@solomon görsel desteği sağlamış.

garanti kapsamında tamıre ver. bozulmus iste.

benim m100'ümde de vardı aynı sorun, ne yaptıysam çözemeyip yeni mouse almak zorunda kalmıştım.

aynı sorun bende de var. mouse'um mx revolution. şöyle bir şey bulmuştum ama ben cesaret edemedim açıkçası. yine de uğraşırım dersen

www.overclockers.com

enistene tesekkur et. (einstein'a da et tabii).

www.kenrockwell.com

18-55'e göre (marka bir yana) amatör için daha çok iş görecek bir lens. hem aileni hem karşı balkonda oturan kızları çekebilirsin o lens ile. zaten yeni başlıyorum dediğin için sıkıntı çekmezsin.

makine ile lens vasat tabi fiyatına göre iyidir, 18-200 lens tele olduğundan ilk kez fotoğrafa başlayan biri için makineyi titretmeden tutmayı öğrenene kadar 200mm de her fotoğrafın bulanık çıkması normal hevesin kırılmasın. Bide 550d'ler ufak makine yani ele tam gelmiyor ondan titretme olasılığın artıyor, battery grip kullanmanı tavsiye ederim.

kitap için, yeni başlayanlara

www.idefix.com

kitabı harika bir kaynaktır. aynı kitabın vol:2 ve vol:3 üde var hepsini al güzelce ezberle :)

tabiki makinenin kullanma klavuzunuda iyice ezberlemen gerek.

ilerde lensini değiştirmek istersen ucuz yollu alabileceğin lensler:

tabiki canon 50mm f1.8 olacaktır. Tamron iyidir ama sigma lenslere ilerde bulaşma. Sadece 24-70 ex f2.8 olanını düşünebilirsin sigma lenslerin.

falan filan uzun uzun yazarım bir ara, ilerde soracağım bişey olursa mesaj atabilirsin.

not: kurs v.s gibi yerlere paranı kaptırma bence, internet ve kitaplar en büyük kurs zaten. çok fotoğraf çek kendini geliştir. hafta sonu gezilere katıl 700-800 tane fotoğraf çek. öyle öğrenilir.

kendine internetten bir fotoğraf bul bunun aynısını yapmam lazım de, onu yapmaya çalış makineye hakimiyetin artar bu sayede

lens bir süre idera eder seni. sonuçta ticari bir kaygın yok. kursa gitmeni önermem. kitaplar forumlar çok yardımcı olur öğrenmen için. çok fotoğraf bak gözün gelişsin. alternatif olarak da stumbleupon toolbar'ını yükle fotoğraf seçeneğinde dolaş farklı şeyler öğrenirsin.

lens çok geniş aralıklı bir lens. uzun süre idare edicektir seni. hem mesela bir geziye falan çıktığında seni lens değiştirme derdinden de kurtarıcaktır. ama bu lensler teledeyken hem keksinlikleri düşük oluyor hem de iyicene yavaşlıyor (diyafram miyafram olayları)

her neyse uzun süre götürür sonuçta bu seni. bence de eniştene teşekkür et.

kaldırttıgına dair kagıt vermedıler mı

yok hayır. zaten dedim ya, "bi' şekilde" kaldırttım..

'bi'şekilde' işlere çok güvenme bence. yazılı belge olmadan emin kalabilmen zor gibi.

e-devlet şifresini ptt lerden (kimliğinle birlikte) alabilirsin.yani şifreni senin yerine başkası alamaz ve kullanamaz, dolayısı ile bakamaz.

450d iyidir, başlangic icin işini görür. video ceken fotograf makinelerinde islemci ömrünü daha cabuk tamamliyor, mark II falan degil ise, video cekmesinin bir önemi yok makinenin.

ne kadar üst model alırsan o kadar iyi tabi, paran yetiyorsa 500d al olay sadece video çekmesi değil tabi sensör kalitesi de artıyor model ilerledikçe.

A33 al 900e bulursun. Pisman olmazsin. 450d'den daha ust bir makine. HD videosu falan da var. Surekli AF var. Icinde kalmaz en azindan.

ikincisini seçerdim. 12 mp ama 15x optik zomu var lensi de daha geniş açılı

İlla kompakt bir makine alacaksan ve ışığın az olduğu yerlerde çekim yapacaksan kullanığı objektifin kalitesine önem ver derim. Verdiğin linklerden ilki maksimum zoom özelliği kazandırılmış bir makine Zoom önemli dersen tercih edebilirsin. Onun dışında büyük olmasına aldanma. Manuel çekebilmesi güzel bişey ama bu tip makinelerde manuel kullanmak biraz yorucu oluyor minik ergonomik olmayan düğmeler yüzünden bi süre sonra bıkıyorsun.


benim önerim 500 lira verebileceksen Canon SX130var bir araştır.

yanlış olmuş birincisi.

canon eos filan gibi dslr makineler beni çok aşar, beceremem de zaten o kadar enstantane, diyafram ayarını, sonrasında photoshop'la filan uğraşmayı.

yanlış varsayım. sana bi iyilik yapıyım. git canon nikon al. fotograf sanatına ilgim var diyorsunç

megapiksel sayısına aldanma, çarşaf çarşaf baskı yapmayacaksan 4 megapiksel bile yeter, lens kalitesi önemli olan.

yorumları okumadım fotoğraf makinesinden de hiç anlamam ama ilkindeki resimlere kıllandım ben o ne lan salak kandırır gibi yüz tanıma diyo sağdakini karartmışlar fotoşoptan ardışık çekim olanını hiç dememe gerek yok zaten sabit resmin üstüne kaydırmışlar topu herifler ona bile uğraşmamış. aynı marka gerçi ama ikincisini al sen ikinci iyidir.

fotoğraf sanatına ilgim var diyorsan ve akşamları araba çekicem filan diyorsan şiddetle dslr öneririm sana. bir süre sonra yetmeyecek çünkü bu linkteki makinalar.

ikinci el temiz birsürü makina var, canon 350d, 400d, nikon d40x filan al bir tanesini, bir tane de dandik tripod tamamdır.

bu makinaların hepsinde pozometre var, sen diyafram açıklığını ve isoyu belirlediğin zaman diğer değerleri makina otomatik ayarlıyor zaten..

güzel bir konu seçmişsin kendine. ama bu işin hakkını verebilmek için dslr şarta yakın.

bir kere araba fotoğrafı çekerken mümkün mertebe geniş bir lense ihtiyaç duyacaksın. hatta genişi de geçtim fisheye a bile ihtiyaç duyabilirsin. yani dslr alırsan da unutma çok masraflı bir işe baş koymuş olucaksın.

fakları 2. makine daha kompakt görünümlü, daha kısa zoom range i sunan ama daha geniş açıya sahip bir makine. ikincisi ise işte bridge ya da slr like diye geçen ve bolcana zoom yapabilen bir makine. ve kısmen daha fazla ayarlara müdahale edebiliyorsundur (enstantane diyafram gibi) bu ikisinin de belli açılarda birbirinden çok farklı olduğunu sanmıyorum.

bir fotoğrafın kalitesi sensor boyu ve lens ile doğrudan alakalıdır (kalite derken konudan falan bahsetmiyorum. bildiğin poster boyutuna getireceğin iki fotoğraftan bahsediyorum)

bunun için de seçeneklerin, dslr'ler, micro four thirds'ler ve de son olarak da ileri sınıf kompakt makineler (canon g12, nikon p7000 vs...)

mesela sony nex3 ün fiyatı gayet uygundu bir aralar. ya da mftlerden panasonic g ya da gf serilerine bakabilirsin. olympus pen serisi de gayet iyi. hem bunlar değiştirilebilir lens oludğu için bir çok seçenek de bulabileceksin (misal panasonic bunlara fisheye lens çıkardı falan filan...) sonra samsung un gene çıkardığı garip isimli bir fotoğraf makinesi de vardı... vardı da vardı.

yani bu işin senin için daha tatmin edici sonuçlar vermesini istiyorsan daha büyük sensörlü ve iyi bir lense sahip bir şeyler alman

cevaplar için teşekkürler. ancak verebilecek 1000 liram yok ne yazık ki. başka bahara kaldı sanırım fotoğraf hayallerim.. =)

Amerika'dan birini bulabilirsin 250-300dolara canon eos 450d getirmek mümkün rebelxsi diye geçer orada.

İstanbul sirkecideki hayyam pasajına git 2. el dslrlar bulabilirsin. Aslında pahalı değil bu iş. Ben 800tl ye eos 450d aldım bütün lensler hep analog makinelerin lensleri ucuza bulup alıyorum. Çok iş görüyor.
Kompakt makinelerle fotoğraf çekilmez bir süre sonra çoğu şeyi yapamadığını farkedeceksin renkler gözüne hoş gelmeyecek netliği beğenmeyeceksin.

örneğin al bi dslr
yanına 500mm 1.8 prime lens al. 60-70 dolar falan. Çektiklerine inanamayacaksın.

@croswell bu verdiğin fiyat 2. el mi 0 fiyatı mı? eniştem hong kong tarafına gidiyor, orada tüm elektronikler aşırı ucuzmuş. eğer 0 fiyatıysa istetirim ondan dediğini. 250 dolar verebilirim o kadar para var elimde. =)

madmen. biraz, nbc filmleri gibi bu dizinin de olay örgüsü biraz ağır işler; ama tadını yakalayabilirsen(tadı yakalamak?) bayağı keyifli dizi.

Ben böyle durumlarda ilk bölümlerini izliyom dizilerin sararsa devam ediyorum. arka arkaya 5 tane ilk bölüm izlediğim oluyor seviceğim bir diziyi buluncaya kadar. mesela mad men ilk bölüm sarmadı direk geçtim.

birde baktım hukuk dizisi yok. Değişiklik olsun derseniz the good wife güzel baya

friends veya the office mesela? gerci onlar da cok sezon.

leyla ile mecnun ! ama ilk bölümler biraz vasat 1. bölümü konuyu anlamak için izle sonra 8den falan devam et bence.

wilfred çok iyi ya yeni başladı tavsiye ederim.

kalbim seni seçtiyi izle.

cevapları üşendim okumaya ama yazayım bir kaç tane beğendiklerini indirirsin

coupling (bunu kesinlikle tavisye ediyorum 3 sezon. sonuncuyu saymıyorum jeff yok)

community

futurama (matt g. yapımı bu da)

leyla ile mecnun (yeni başladım güzel gibi)

it crowd (big bangin orjinali diyim)

simpsons (çok sezon ama takip gerektirmiyo aç izle rastgele)

the office

sherlock (henüz 3 bölüm ama devamı gelicek. çok güzel.)

friends (candır)

arrested development (3 sezon gayet güzel bu da)

myth busters

whose line is it anyway

son ikisi dizi değil ama çogzel özellikle wliia karnımın ağrıdığını biliyorum gülmekten.

ENTOURAGE

ben her halukara karsi gitme derim

doğal seleksiyona inan , aşırı hızdan ölürsen zaten yaşaman gereksizmiş manasına gelir çok canını sıkma yani

uzun yolda araba kullanmak artık şehir içi trafiğinde kullanmaktan kat kat kolay. endişelenmene gerek yok, rahat ol, kendine güven. yalnız olursan sıkılmamak ve uyuklamamak için yolda bir radyo kaydı veya radyo tiyatrosu falan dinleyebilirsin. olmazsa sevdiğin tarzda hareketli parçalardan zengin bir playlist yeterli.

buraya soracak kadar önem verdiysen maksimum dikkatle gidersin. sorun çıkacağını sanmıyorum. kendine az karşından gelenlere daha da az güven. dikkatli ol ve kesinlikle kemer tak.

@fundamental ama eninde sonunda bi uzun yol yapıcam, bi yerden başlamak gerekmez mi?

@morisnayman aşırı hız yapmam dedim ya zaten. hem radar dolu zaten yollar hep.

@robin crusoe bodrum yoluna aşina değilim, biraz da ondan korkum aslında. teşekkürler önerilerin için.

@fiyuuuu kemersiz 100 metre bile kullanmıyorum zaten, teşekkürler yine de. =)

dduğun kabahat.bas git.müzik falan oh mis.

ilk uzun yolculukta insan daha dikkatli oluyor, sakin sakin, kısa aralıklarla benzincilerde durup yüzünüzü filan yıkayın, yolculuğunuzu gezerek yapın, rahat gidersiniz o zaman.

bir de şehir içinden çok ama çok rahat oluyor, o konuda bir endişeniz olmasın.

yol konusunda çok sıkıntı yaşarım diyorsan al ucuzundan bir gps kafan rahat olsun. iyi yolculuklar şimdiden.

bugün geldim bodrumdan. yolun büyük bi kısmı çift şerit zaten. arada 10 dakika da olsa mola verin.

@ocanal evet zaten bu sıcakta iyi de gelir. =) teşekkür ederim.

@robin tamamdır, iyi fikir. kafam rahat olur hem.

@check minus hoşgeldin. =) özellikle dikkat etmem gereken bi bölümü var mıdır yolun? tehlikeli bi kavşak vs.?

tek başına gitme yolda canın sıkılır.

@cumingsoon buldum bile kendime arkadaş, sorun yok =)

öyle belirli bi yer yok ama bafa gölünün oralar ve yanlış hatırlamıyorsam izmir'e gelmeden virajlı bi tırmanış ekstra dikkat istiyor. görünce anlarsın zaten orayı. bodrum yolu da sağlı sollu baya.

tabelalara dikkat et bi de balıkesir akhisar manisa izmir söke kilit kelimeler.

Şehir içinde nasıl taksici, dolmuşçuya azami dikkat ediyorsan şehirler arası yolların teröristleri de kamyoncu ve tırcılar. Azami dikkat göster. Bir de çok radar oluyor, gidene kadar dikkat etmezsen minimum 2-3 radar cezası yersin.

delimisin olm,
bas git,
ah ulan keşke ben de gidebilsem..

uykusuz yola çıkmadığın sürece problem yok.

daha yeni gittim geldim arabayla. feribotla bandırma ya da yalova yapmanız elzem. yoksa yorgunluk artıyor. 2 büyük ve 2 de ufak mola verirseniz rahatlıkla gidersiniz. ancak balıkesirden sonra yollarda inşaat çalışması çok fazla. tek şeride düşüyor. dağ yollarında sollama yapmanız gerekebilir. dikkatli olun.

sanıyorum flagyl adındaki antibiyotiği almalıydınız. kısaca bakteri yok edici diyeyim. ondan durmamıs olabılır. sız uc gun ıcın bu dedıgım ılacı kullanın (gunde ıkı kez). ıkı gun de gunde bır kereden reflor alın. gecmıs olsun.

5 gündür bende de var aynı durum. ablam ve eniştem doktor. antibiyotiklik bir durum olmadığını söylediler. reflor ve emedur başladım.

salgın falan olabilir mi? ben izmir bornovadayım şu an.

Bugün benim de midem bulanıyor, sevgilim de aynı durumda. Bir şey mi var acaba?

teşekkürler delgado. eczaneye sorayım bi'. =)

ben istanbul'dayım lancelot du lac. tahminimce dondurma yüzünden oldu. nugger'da çok süt var, heralde elektrikler bi kesildi filan, eridi, dondu tekrardan, ondan olduğunu düşünüyorum.

hayır, bu ara et yemeklerıne, sut urunlerıne dıkkat etmek gerekıyor. cokca zararlı bakterı ortalarda. bende de onbes gun once oldu. antıbıyotık sart olmayabılır ama vıral bakterı durumu olması muhtemel, tekrarladıgı ıcın.

flagyl almanızı gerektirecek bir enfeksiyon olsaydı. terleme ve ateş olurdu. önce doktorun söylediği gaita testini yaptırın.

çoğu pavilion serisine garanti vermiyor diye bir durum yok. Hp nin her servisi farklı alanlara bakar, yazıcılar, pc ler laptoplar vs ayrı servisler tarafından tamir edilir, gayet boktan bir durum. hp müşteri hizmetlerini arayın, size en yakın teknik servisi göstersinler.

Cihazın garantide olduğunu varsayıyorum, yoksa, parasıyla başka bir yerde ypatırabilirsiniz. Ama Hp pavilion özellikle amd işlemcili olanlar ısınma sorununa sahiptir, termal macun da kesmez sorunu