Ekşi Duyuru

cok parlaklik gozleri yorar, zararli oldugunu fazla dusunmuyorum. gozlerin yorulmadigi icin iyi geliyordur :)

f.lux diyoe kucuk bir program var, ekranin isigini gunun saatleirne gore ayarliyor, ona da bir bak istersen.

odanin aydinligiyla da ilgisi var bu durumun. ekranin parlakligi odanin aydinligindan fazlaysa rahatsiz eder tabi. cok kisik olmasi da rahatsiz etmiyorsa sorun teskil etmez.

ekran parlakligi enerji tuketimiyle dogru orantili. yani bataryada kullaniliyorsaniz pili cabuk bitmez. fise takiliysa bi olayi yok.

ben manuel olarak degistiriyorum parlakligi. f.lux goruntunun rengini degistiriyor.

f.lux + 1

yıllardır kullanırım. saatlerce bilgisayar başında kalırım. gündüzden gecenin körüne kadar. bir kere bile pc ekranı parlaklığı yüzünden rahatsızlık yaşamadım...

biraz sararttığı ise doğrudur. çok takmıyorum ama ben...

f.lux hoş iyi gözleri yormuyor da renkleri olduğundan farklı görüyoruz sonuçta. ben fayda/zarar dengesini kuramıyorum bir türlü. yeri gelmişken sorayım siz ne düşünüyorsunuz?

Kumasin orjinal/ingilizce ismi denim, denimden yapilan pantolonun yine ingilizce ismi jeans.

Kot hikayesi hakkinda Sozluk'te daha cok bilgi vardir, ama yanlis bilmiyorsam Turkiye'de zamaninda cok populer olmus bir jeans markasi. O yuzden jeans, selpak gibi kot pantolon olarak bilinir olmus.

Kot pantolonun İngilizce'deki karşılığı "jeans" zaten. Kumaşın adı ise "denim".

Mavi de aslında "Mavi Jeans", "jeans" kelimesi de 90'larda bundan ötürü popüler oldu diye biliyorum ben.

aslında nerden alırsan al hep aynı şeydir ama marka algısı bu şekilde yerleşmiş sanıyorum. ben hiç jeans ya da denim demiyorum mesela. levi's ya da başka marka olsun fark etmiyor hep kot diyorum.

kumaşın adı denim. ismin kökeni, ilk üretildiği yer olan nimes kasabası.
jeans adının etimolojik kökeni ise genoa'nın fransızcası olan "genes"ten geliyor. bu kumaşın pantolon olarak ilk üretildiği yer.

not duseyim, ingilizce'de pantolonun adi jeans, jean degil. tek bir pantolon bile cogul isimle aniliyor.

arada hiçbir fark yok. eski türk filmlerinde kot/jean pantolon "blucin" diye ifade edilir dikkat ettiyseniz(eskiden sadece mavi renk mevcut olabilir). kot ismi de denim kumaşını türkiye'ye getirip pantolon üretimi yapan kişinin soyadı idi yanlış bilmiyorsam. jean ecnebice, kot türkçe diyebiliriz.

hiçbir fark yok.

Kot, herifin soyadı. Kumaşın adı denim.

aslında ben de çokça düşündüm bu konuyu kendi kendime sanırım berkin elvan ismi yaşından ötürü ön plana çıkmaya müsait. Ethem sarısülük için bir polis memuru var adliyede hakim karşısında olan hemen hepsinin nasıl kim tarafından öldürüldüğü ya da öldüğü net bilinmiyor. Bir de ailelerinin istekleri vardır belki bilmiyoruz. Ali ismail korkmaz fenerbahçe taraftarı tarafından sahiplenip anılıyor. bunların yanında işin içinde aileleri ve yakınları var onların istekleri ya da bıkmışlıkları olabilir. Farklı bir psikoloji ve durum. Allah korusun evlat acısından ancak ne kadar saçma ya da yanlış da olsa dedikleri yapılmalı bence.

@ 39 uncu harami, cümlemi süzerek yazdığın kısımla, benim ne kadar kötü biri olduğumu ortaya çıkardın. aferin. yaşasın seni gibi iyiler!

Ethem gözümüzün önünde öldürüldüğü için, Ali İsmail dövülerek öldürüldüğü için, Berkin henüz çocuk olduğu için sanırım daha çok içimize işlemiş olabilir. "Ailelerinin öne çıkarmak için çaba sarfetmesi" demek Ali'nin abisinin avukat olup adaletin yerini bulması adına daha çok çaba harcaması, kamuoyu oluşturması, olayın peşini bırakmaması demek örneğin.

Berkin yaşından dolayı ve çok uzun zaman herkes ondan iyi haber beklediği, umutlandığı, ziyaret ettiği için.

Ethem ve ali ismail de ölüm görüntüleri olduğu için ve onun dışında öldürülme şekilleri çoğu kişiyi rahatsız ettiği için. Ethem kurşunla öldürüldü ve başkentin en merkezi yerinde, Ali ismail ölümüne dövüldü...

Tabii ki bence herkes tüm hayatını kaybedenlerin ismini ve nasıl öldüklerini söyleyebilir. Ama öne Çıkanlar özel durumları nedeniyle vicdanı gözle görülür şekilde sızlatanlar. Ayrıca Ethem'in katili belli, ama bir şey yapılmıyor olması da infial sebebi. Daha akılda kalıcı yapıyor bu da.

Abdullah Cömert de ilk ölen olduğu için öne çıktı.

çöp entry sahipleri her zaman uçuruldu, bundan sonra da tespit edilirse uçurulur. hala inci sözlük değiliz ama formata uyduran uyduruyor.

aninda ucurulmasi lazim ya. cok gec isliyor.
bak soyle bir sey var: antik.eksisozluk.com

o adam hala yazar mesela. gecen gordum entrysini.

daha demin ispikledim bi tanesini "iyice inci'ye dondu buralar" notuyla.

kılıçdaroğlu kendisi demiyor muydu zaten, başörtülü bacılarımıza da kapımız açık diye? ha aday olmuş, ha mitingde bayrak sallamış bence bir farkı yok.

İdeolojik tüm pürüzler halloldu, bir tek başörtüsü mü kaldı geriye hallolması gereken? Başörtüsü benim için zerre önemli değil ancak CHP seçmeni için hayati konumda maalesef ki. Kiralayacak kişinin eşi başörtülü diye evini kiralamayan sosyal demokratlar biliyorum.

Bu arada, MHP'yle ortak aday çıkartacaksa sosyalistlerden oy alamaz, eski solcu yeni sosyal demokratlar da şöyle bir yutkunur, düşünür. Ancak hedef kitlesinde pek de yer tuttuğunu sanmıyorum söylediğim profilin.

Velhasıl kelam, durumlar böyle...

Başörtülüden ziyade kadın aday olarak düşünüyorum, kılıçdaroğlu'na da böyle düşünmesini salık veriyorum naçizane. ben oy veririm de -sn'lık düşünerek de olsa- yılların chp'lı kesimi verir mi bılmıyorum.

sanki başı açık ve duruşuyla tam ortada olan biri daha mantıklı. sivri söylemleri olmayan, hukuk mezunu, yumruğunu masaya vurup da konuştuğunu bildiğimiz biri.

chpye hiçbir şekilde oy vermem.

nice chp'li var başörtülü chp'ye oy veren, nice chp'li var en yakınları başörtülü. mal mal yorum yapmaya bayılıyorsunuz ya.

ben veririm, ama asla öyle bir şey olmayacak çünkü başörtülü bir cb aday adayı bile yok.

Cumhurbaşkanlığı için başörtülü adayı doğru bulmuyorum ama aday gösterilirse oy veririm.

Ben etrafımdan gördüklerimden şöyle bir şey söyleyebilirim ki (ben de dahilim buna) chp önce seçmenini sandığa gitmeye ikna etmeye odaklanmalı. Ülkenin geleceğinden yoğun bir ümit kesme, büyük bir karamsarlık ve artık umursamama hali, ne halleri varsa görsünler anlayışı söz konusu, insanlar cb seçiminde oy kullanmayı düşünmüyorlar bile ve hiç de az değiller.

benim oy vermemde başörtüsü kriterler arasında değil. ama genel olarak chp'ye karşı bir sempati yaratabilir tabi. ama yarattığı sempati sonuçlarda değişikliğe neden olur mu, hiç sanmıyorum.

CHP başörtülü 3 aday (benim bildiğim) gösterdi belediye başkanı adayı olarak.

bi bitmedi bu "cehape boşortoso doşmono" kafası.

Başörtüsü muhabbeti kabak tadı verdiği için oy vermem.

benim için başörtülü olması çok bi olay değil. düzgün bi insansa tahsilli halkın dilinden duygularından anlayan biriyse oy veririm.(annem başörtülü)

fakat kemal beyi anlıyorum pragmatik düşünüyor ki haklı. başörtülü aday yarışı kızıştıracaktır. melih gökçek mansur yavaş ayarında bi çekişme olabilir.

fikrimi sorarsanız meral akşener veya ilber ortaylı derim ama seçim cidden tayyip kazanmasın üstüne kurulacaksa başörtülü aday doğru bi hamle olur.

Bu hareketi şov olarak algılayacağım için vermem. Mesela başörtülü olup olmaması değil yani.

başörtülü aday olursa chp o sahil kesimini de kaybeder.

"oy verir misiniz" den ziyade "oy verilir mi" ye cevap arayalım bence. özellikle hedeflediği kesimden. şahsi kanaatim zaten chpye oy veren kesimde kayda değer bir düşüş olmaz. mhpliler için de muhafazakar olanlarına rte çok iyi oynuyor, daha önce referandumda olduğu gibi "aynı saftalar" argümanını kullanacaktır. zaten birçok yönüyle referanduma benzeyen bir seçim olacağa benziyor. başörtülü olursa bu argümanı biraz kırabilir ama buradaki şart halkı kucaklaması ve siyasete fazla bulaşmamış olması. biraz mansur yavaşa benzemeli. aslında olay başörtüsünde değil de saydığım iki özellikte bence. o özellikleri taşıdığı sürece başı açık da erkek de olabilir. ancak ortak aday diyorlarsa mhplilerin birçoğunun da oyunun rteye gideceği unutulmamalı. sonuç olarak her türlü kazanma ihtimalleri çok düşük ama bundan daha iyi bir ihtimal de gözükmüyor.

not: piyasada böyle bir insan var mı bilmiyorum. ben görmedim şahsen

öyle bi aday düşündüm ama bulamadım...
başörtülü CHPlilerle dolu bir ailem var, aday başörtülü diye chp ye oy vermeyecek emekli öğretmen teyzeler de bitsinler artık zaten 90'larına geliyorlar (azcık abarttım evet) ben oy kullanıyor olursam veririm, AKP adayına vermeyeceğim kesin olduğu için zaten kimi koysalar ona vereceğim ve de seçilmeyecek benim için seçimin özeti budur. CHPli değilim (öyle bi aidiyetim yok yani).
ancak AKP başörtülü, daha önemlisi kadın aday çıkartmazken. bizler meclisteki örtülü milletvekilerini adını bile bilmiyorken...(içlerinden hangisinin ne yaptığını bilen var mı?)
niye başörtülü aday?? daha önemlisi kim?? öyle bir isim aklımıza gelmiyorsa 3 ayda onu icat etmeleri mümkün mü??
bu arada sitemim CHPden çok, başörtülü kadınlara...

CHP'nin içinde de çok sağlam bir yobaz grup var. Onlar boş oy falan atar. Yerel seçimlerde de görüldü. Balıkesir'in AKP'ye gitmesi o ekibin bok yemesi mesela.

aklınıza gelenleri yazsanız bari.

alkislarlayasiyorum.com

@robinson crusoe, yok azizim bu değil. sarışın biriydi. trt sanatçısı gibi bir tipi vardı. biraz daha türkü formatındaydı sanırım(emin değilim).

@orhan tv, teşekkür ederim azizim. aradığım bu idi.

www.dailymotion.com

belli ki hızlı ilerleyecek ve aksiyon dolu oyunlar arıyorsun.
painkiller: heaven's got a hitman oyna derim.

Zorluk derecesini kolay seç, kendiliğinden ilerler oyunlar.

yalan oldu o iş, nefret söylemi denetim ekibi bişi vardı patladı.

Tam bir fiyaskoydu zaten, ben de o zamanlar yoğun şekilde takip ettiğim için hatırlıyorum. Bir grup kankişe yetki verilmiş her şeye ns deyip sildiriyorlar, kulllanıcı uçuruyorlardı ahah. google groups'da duruyordur hala grubu muhtemelen.

ice age

wreck it ralph

ice age, wreck it ralph(beğenildi) izlendi. despicable me nasıldır?

How to train your dragon
Despicable me

madagascar 1-2 bence aradığınız film. özellikle 2 de.
wall-e de hoşunuza gidebilir
ha, cars 1-2 de var, yine 2 daha eğlenceli geliyor bana.

paranorman

ratatouille

despicable me oldukça eğlenceli

eğer animasyon olsun ama çocuk filmi olmasın diyorsanız persepolis izleyin.

kung fu panda vardı o da güzeldi.

bee movie'yi de ekleyelim şuraya.
türkçe dublajını cem yılmaz yapmıştı hatta. neyse, gereksiz bi bilgi oldu bu.

(bkz: rango)

The Incredibles

Gom Player istediğiniz sıklıkta ve kalitede yapıyor bunu. Media Player Classic falan da yapıyordu mesela hatırladığım.

öyle birisi yok..

herkesin bi spesifik alanı var yorumlarını beğendiğim aslında ama compadrito, zetahead, douchebag, divit, idonthaveusername, buzbebek, barbara aklıma gelenler. son üçü gönül işleri kategorisinde genelde :P

dünya görüşlerimiz tamamen zıt olsa da comptro ve tuborg'u da ekleyeyim :D

Mea maxima culpa dogru yazdim umarim aklima gelsin eklerim. Gecen gun de godsparticle bir cevab yazmisti zekasina hayran hayran okumustum

Pescador'a tesekkurler

100 duyuru varsa bunların ancak 1'i yetkin birinin kaliteli cevabını gerektirir nitelikte oluyor. büyük çoğunluğu gönül işi, kararsız kaldım hangisini yapayım sorusu falan. duyuru'yu çok severim, güzel bir ortam olduğunu da düşünüyorum ama siyaset, tarih, sosyoloji alanında soru sorarak bilgi edinilecek yer değil bence. hani en fazla konu hakkında bilgisi olan birisi yazar, kitap falan önerir, anca öyle.

sağlık konularında öne çıkan, genel kültürüyle de önde giden, parmakla gösterebileceğim bi' compadrito abi var. onun dışında yine çok değerli, bilgili insanlar var ama "şu konuda şu iyidir!" diyerek birini gösteremem sanırım.

Kendimi beğeniyorum ben. Sadece duyuruda da değil. Her yerde. Geçen metroda beğendim mesela, pis dayak yiyordum.

pescador. yaşından beklenmeyecek, bayağı olgun cevapları var. çoğu konuda da benzer düşünüyoruz. bir de zaten benden hemen önce onun ve bir iki kişinin daha yazdığı compaditro var.

zlatanibrahimovic11

pandispanya,fayfim,compadrito

nax'ın cevaplarını da keyifle okuyorum.
Benim yazdığım isimlerin kendilerini gösterme çabası olmadan insanlara yardım eden mantıklı, duru insanlar olduğunu düşünüyorum.
Pandispanya hergün bana 'iyi ki varsın' dedirtiyor.
Güzel de bir ablamız bakın beyler kendisi
+18li duyuruları ayarında tutalım.
Aylin amcalarımız duyuruyu inciye çevirmesin.

@sadegazoz, benim sorduğum konular için söylüyorsun değil mi bu kullanıcıları? 2. cevabın biraz kafamı karıştırdı.

dafaiss, john lee hooker, godsparticle yetkili abiye benzer cevaplar veriyor genelde.

bu konularda tuborg yesili'ni seviyorum. atara atar, gidere gider tavrı var, eyvallahı yok, hoşuma gidiyor.

want2die var. compadrito. pescador söylendiği gibi yaşının ötesinde bir kardeşimiz.

Divit, want2die, kibritsuyu üçlüsüyle rakı yapılabilir gibi.

Compadrito cecilia gibson komik orjinal yapıcı cevapları var

sorumun içeriğini okumadan mı veriliyor cevaplar? bahsedilen kişiler; siyaset, tarih ve sosyoloji alanlarında beğendiğiniz kişiler değil mi? genel olarak sormuyorum ben.

cecilia, sanal heywan (sorunuzla ilgili alanlarda)

Sağdan sola çapraz aşağı doğru hızlı okudum
''kimlerin sorularını ve cevaplarını beğeniyorsunuz...gibson,douchebag'' i görünce yardırmışım düzgün okumadan.
kusura bakma ete summer valla
Duyurunun başlığında beğenmek değil de bu siyaset, tarih, sosyoloji konularında bilgisi olduğunu düşündüğünüz kullanıcılar kimler' vurgusunu

yetkili abisini bilemem ama siyaset gibi konularda sorulan, dikkatimi çeken soruların adresi --> cesario
sağolsun kendisiyle beraber bir şeyler öğreniyoruz olmadı tartışmaları okuyoruz.

tam olarak karsilar mi bilmiyorum, ama sanal hayvan bu konularda bilgili gorunuyor.

belki şehir efsanesi gibi gelecek ama , hapiste yatan insanlardan her 10 kişiden 7 si suçsuzdur. Gerçek suçlular ( teşvik edenler , yol gösterenler , zorla yaptıranlar , iftira atanlar ) asla hapise girmezler onların güçlü avukatları, devlet dairelerinde tanıdıkları vardır. Hukuk okuyan arkadaşlar( hepsini mesul tutmuyorum ) iyi bilirler ;

ALWAYS MONEY TALKS

bu konuda toplumda yanlış bir algı var. avukatın yaptığı 'savunma' benim müvekkilim suçsuzdur demek ve bunu kanıtlamak değildir sadece. avukatın esas görevi yargılama aşamasında yargılamanın usule uygun olmasını, müvekkilinin anayasadan kanunlardan ve uluslararası anlaşmalardan kaynaklanan, adil yargılanma hakkının, hukuki dinlenilme hakkının, mahkeme kararlarının gerekçeli ve gerekçeye uygun olmasını kuralının, yargılama sürelerine uyulmasını, müvekkilinin kanunda belirtilmiş o suç için belirlenen sınırlar içinde ve kusuruna, kastına etki eden hususlar göz önüne alınarak yargılanmasını sağlamaktır.
yani kural olarak ya bu adam itiraf etti zaten daha neyini savunucan demek, o adamın bir anayasal hakkını bir insan hakkını elinden almak demektir. oysa ki suçunu ikrar etmiş, itiraf etmiş adamın bile mahkemede hukuki dinlenilme hakkı, suçta ve cezada kanunilik, kanunda yazılana uygun suç tanımına göre ve kanunda öngörülen ceza ile yargılanma hakkı gibi maddi hukuka ilişkin, duruşmada söz verilme, kendini ifade etme, bunun kısıtlanamaması, tanık vs. çağırabilmesi gibi usule ilişkin hakları var ve bu hakları bilen birinin yolgöstericiliğine ihtiyacı var.
ama ooo suç işlemiş idam cezası geri gelsin pis herif diyen bir topluma bunu anlatmak zor, sanki avukat olunca hop benim müvekkil valla masum diyip katakulli yapacak adam ceza almayacak sanılıyor. tuhaf.
eğitimsizlik bilgisizlik diycem, elitist olucam ama durum bu. ve bahsettiğiniz de gayet ciddi bir risk. bu konuda ayrıntılarını çok bilmiyorum ama adli yardım gibi, ceza muhakemesinde baro listesine kaydolup zorunlu avukatlık gibi yollar var.

Serbest çağrışım olarak Metin Feyzioğlu'nun Cem Garipoğlu'na avukatlık yapması geldi aklıma.

(bkz: 7. Bakım Komutanlığı) hatta tuzla jipleri var willys çakması oranın üretimi.

coşkunoğulları durağındaydı ama durak daha sonradan iptal edilmiş ve metruk bir halde bırakılmıştı. askeri bir fabrika gibi bir şeydi. siviller falan da çalışıyordu. çocukluğumuz için gizemli bir yerdi harbiden.

yerlilerde sikinti var, üsenmeyip sikayet edip kaldirtiyor star ve kanald. düzenli ve güncel yok. eski dizileri bulmaniz mümkün ama güncelleri kendi sitesinden takip ederseniz daha kolay oluyor.

şu verilen cevap mantıklı mı? sanki, halının altına süpürmek gibi, esas çözüm değil gibi. belki de olması gereken budur bilmiyorum. yapayım mı bunu?

" arkadaş o Windows'un ayarlarını sakladığı dosyalardan.yani virüs değil.mesela dosyanın simgesini değiştirirsen bu dosyaya kaydediliyor yaptıkların.yani silmen bi işe yaramaz.masaüstündekileri elleme.bilgisayarımı açüst menüden Araçlar->Klasör seçenekleri->Görünüm yolunu izleyerek gelişmiş ayarlardan gizli dosyaları gösterme seçeneği bide aşağıda korunan sistem dosyalarını gizleme seçeneğini seç ve tamam diyerek pencereleri kapat. "

Evet yap, ben de tam onu yazacaktım.

Virüs değil o. silmen birşeyi değiştmez. Gizli dosyaları gösterme yap, görmessin.

Xp mi kullanıyon len?

windows 8 kullanıyorum.

ne virüsü yav alakası yok :D desktop.ini'de dendiği gibi klasör ayarları saklanıyor. thumbs.db'de ise küçük önizleme resimleri saklanır her defasında yeniden üretilmesin diye hızlı bir şekilde yüklensin diye.

İzledim. Sadece çok geç başlamış tarih olarak. Yedi güzel adamın yedi güzel adam olmasını sağlayan lise yılları, öyle flashbacklerle yürümez bu iş. Ama tabii ki çok güzel olmuş. Sinema filmi tadında.

Çok az bir kısmını izledim, karakterlerin tümünü görme şansım olması sadece Uraz Kaygılaroğlu, Yıldız Çağrı Atiksoy ve İlker Kızmaz'ı gördüm..
Geçmişe dönüldüğündeki okulu boyama sahnesine denk geldim orada da birkaç oyuncu dikkatimi çekti Baran Akbulut vs. Dikkatli izleyemedim ama benim seveceğim tarzda bir dizi gibi duruyor..
İzlemeyi düşünüyorum..

izlemedim, haberim de yoktu ama film zevkine güvendiğim bir arkadaşım dizi izlemediğimi bildiği halde önerdi. televizyonum da yok internetten falan bir şekilde izleyeceğim uygun zamanda.

facebook kaynakli saniyorum. garip oldu bende de ayni burdaki gibi. comic sansla hazirlanan acayip kayan yazili websiteler vardi cok eskiden. onlar gibi orasi burasi ayri oynuyor.

ulusalcı saçmalaması.

nesini dikkate alıcan ki, işbirlikçi t. özal mı devlet büyüğüymüş allaasen.
kafa yormaya değmez.
"bizi de bu saydıklarımız tipinde "devlet büyüğü" yaparsanız bizden de fena işbirlikçi olmaz haa" mesajı veriyor işte, olan bu.

Ulusalcı şeysi +1

Konuşuyorum ben. Zaten hali hazırda fişlenmişimdir ve telefon içi/dışı konuşurken argo kullansam da hakaret, küfür, vb. kullanmam kolay kolay. Çekinecek çok bir şeyim yok o yüzden.

konuşurum, hiç sansür yapmam. küfürlü konuşmam zaten.

yeah, küfür de ederim.

Konuşurum, hatta parti isimleri bile veririm direk. Ki takip edilen, dinlenen belirli telefonlar mevcuttur. "Beni de dinliyorsanız hepinizin Allah belasını versin" diyerek kapatırım telefonu.

Açıklamada sadece Türkiye'den görüntüler olduğu söylenmiş.

sadece türkiye değil. burası kesin. türkiye kısmı videonun neresinde onu bulamadım. dağlar türkiye kısmı anırım. ancak aralık ayında da olsa ankara tarafında öyle yükseklikler yok. bolu üstünde çekildi sanırım :)

kanaatim kesinleşti gibi, videonun tamamı iran.

Türkiye değil, belki dağlar türkiye'dendir ama diğer insanlı görüntüler değil. direklerde üç renk bayraklar var, görünen askerin arması türkiye ile alakalı değil.

@ete summer'ın dediği gibi İran olabilir, dağlar da İran'a giderkenki Türkiye'deki dağlar olabilir.

edit: soruyu soran da senmişsin ete summer kardeş ehehe :)

Evet doğru söylüyorsun. Şimdi detaylı olarak baktım. Ama anlamadığım niye Türkiye yazmışlar? Tuhafmış.

Türkiye olan buymuş; www.youtube.com

www.magnumphotos.com
www.magnumphotos.com

Afganistan gibi gozukuyor.

evet kotadan
evet var tick kutuları var.

sadece türkiye'de tartışmalı bir durum. Politik sebeplerden ötürü kabul etmeyen az sayıda ülke var. Bu örnekler dışında, dünyaca ünlü tarihçilerden(ya da siyaset bilimcilerden) ermeni soykırımı yok diyen okumadım, duymadım.

Onun dışında politik nedenlerle çeşitli soykırımlar tartışmalı durumdadır. Ancak akademi dünyasında bunların tartışmalı olması söz konusu değildir. Ancak devletler tarafından finanse edilen belli "akademisyenler" tartışma yaratmaya çalışırlar. Ki bunlar dünya düşünsel geleneği içinde ciddiye alınmazlar ve tarih ilerledikçe unutulurlar.

kibris'ta rum'lar turklere soykirim uyguladi demistik zamaninda da kimse sallamamisti.

sözde kalan bişey değildir bu soykırım.yanlışlar hatalar zinciri sonucunda iki tarafta birbirine insanlık dışı muamelede bulunmuştur.kabul etmek gerekir.milyonlarca tanık vardır.ama hala kör olan milliciler sözde olduğunu savunur -ör doğu periçek- .el insaf yani.yaşanmış olayı uzak diyarlardan yorumlamak çok abes.sahaya inerseniz anlarsınız.
başka örnek aklıma gelmedi.başka yeni örneklerin olmaması dileği ile.

@enginörnek,
esasında bu bir soykırım değildir. " soykırım " tanımlaması 2. dünya savaşı sonunda ortaya çıkmış ve hukuk literatürüne girerek müeyyideleri oluşmuş bir suçtur. esasında nuremberg mahkemelerinde bile böyle bir suç tanımlaması üzerinden yargılama yapılmadı. o dönemde olanların boyutu ve planlılığı üzerine bir çok şey tartışılır ancak yine de bir şeyler olmuş burası kesin. ancak bunun adının soykırım olarak sunulması, diaspora için gelecek temelli bir politik stratejiden ibarettir. batı ve özellikle abd için ise, konjonktüre göre bizi hizaya getirmek için elindeki bir koz olmaktan ibarettir. elbette diaspora oylarının etkisi de var, ancak asıl amaç daime budur. içinde bulunduğumuz bu coğrafyanın gelecek projeksiyonunda değişimlerin olacağı açıkça görünüyor. geleceğin bu coğrafya değişiminde konjonktür bizim aleyhimize olduğunda, aslında hukuki bir yaptırımı ve sorumluluğu olmaması gereken 1915 olayları, o güne kadar tarafımızca kabul edilsin veya edilmesin koz halinde kullanılmaktan öte bir hale getirilerek tüm egemenlik ve varlık alanımız içinde, doğrudan bir zaaf olarak dayatılacak. ve buna uygun sözde müeyyidelere tabi olmamız ve boyun büküp şekillenişimizi kabul etmemiz istenecek.

Benzer şekilde tartışmalı olan Rusya'nın Ukrayna'da yaptıkları, Japonya'nın Çinde yaptığı soykırım var. Bir de inkar edilmeyen ama üstü kapatılmaya çalışılan Fransa'nın Fas ve Cezayirde yaptıkları, yine Rusya'nın Çerkes sürgünü var. Birde de hem Ermeni hem de Azeri taraflarının birbirini soykırımla suçladığı Karabağ sorunu var. Bunlar ilk etapta aklıma gelenler.

sözde ermeni soykırımı < 0

Hocalı katliamı > 1

yani siz hangi kefeye koyuyorsunuz o yıllarda yapılanları , olduğu halde reddedilen mi yoksa olmadığı halde uydurulan mı.ya istersen ismine soykırım diyelim isterse öldürdükamabirazdabıraktık diyelim.kelimeler üzerinden koca bi yüz kızartıcı olaylar zincirini basitleştirmek çok yanlış.ortada suç var sonuçta.bence suçun varlığını kabul etmek için boyutu ve planlılığa bakarsak işin içinden çıkamayız.saldırılıarda bulunan bireyleri tek tek bulup getiremeyeceğimize göre devlet -eğer varsa- her bireyinden mesul olmak zorundadır.bir suç varsa da cezasını çekmelidir.


ayrıca bu topraklardan sürülen yada yok edilen insanlar yabancı kişiler değil ki.senin benim gibi bu topraklarda yaşamış kişiler bin yıllardan beri.yaşadığımız mahallede önceden onlar yaşıyordu.hatta daha acı bişey söyleyeyim ister kabul et ister etme;osmanlı türk halkını sürekli tarıma işçiliğe sevkettiği -layık gördü mü diyeyim ne diyeyim- için zanaat ticaret sanat yönetim gibi alanlarda hep gayrimüslimler ilerlemiştir.1915 te yaşananlar,6-7 eylülde yaşananlarve daha birçok olay bizi hep geriiye götürmüştür.aynı darbe gibi devlet kendi ayağına sıkmış,kendi çalışan işleyen gücünü kendisi bertaraf etmiştir.

ben, " soykırım " sözcüğünün vicdani bir muhasebeden ziyade hukuksal bir niteliği olduğunu söylüyorum. ve bu hukuksal yönünün bize karşı kullanılan bir koz olduğunu söylüyorum. ve bu hukuki yanının aslında hukuka da uymadığını düşünüyorum. çünkü yasaların geriye yürümezliği ilkesi gereği, soykırım suçu vuku bulmuşsa bile, hukuken 1948 öncesinde olmuştur. gel gelelim bir soykırım olmadığını herkes gibi, ortada dolaşan eksik bilgilerden ve eksik yanılsamalardan oluşan bir kanaatle söyleyebilirim. o dönemle ilgili öncelikle bizim arşivlerimiz ve bir çok ülkenin arşivleri açılmamıştır. bu soykırım olmamıştır dediğim yanı ise, elbette şeklen bir soykırım olmadığı. savaş suçu, insanlığa karşı suç vs. şeklinde gerçekleşmiş bir durum olabilir. ve bu suçlar da tek taraflı değil, karşılıklı vuku bulmuştur ( meşrulaştırma amacıyla söylemiyorum).

eski sevgilisi. steve.

fionanın eski tokmakçısı

araba hırsızı piçin teki.

bence kötü. film 3d yayınlandığı için sadece 3d kasmışlar.

enemy at the gates daha iyi. aç tekrar izle.

yani izlenir yinede ama must değil bana göre.

yeni çıkan yapınlardan "unsere mütter unsere vater" tavsiye ederim.

drugstore cowboy
Kebap Connection
SOUL KITCHEN(bunu izle :) )

(bkz: The Boondock Saints)

persona

(bkz: phone booth)

81 dakika.

duel (1971)
sürükleyici değil bildiğin süründürür, spielberg'ün jaws'tan önceki şaheseri

Carnage (2011) - www.imdb.com kara komedi, gayet sürükleyici.

ben böyle çok meşhur olmuş, sevilmiş filmleri önerince çok kültürsüz hissediyorum ama bisiklet hırsızları eğer izlemediyseniz aradığınız şey olabilir. yani çok sürükleyici değil bence, siyah beyaz bi' de çok eski, ama çok güzel bir film. izlenmesi lazım. ama sizi az çok biliyorum duyurudan sözlükten, sizde onu izlemiş tipi var.

Ilk video su
m.youtube.com

saplantı diyeceğim ama tam aradığınız cevap mı emin olamadım.

"Basireti baglandi" denir. "Kendini gerceklestiren kehanet" de diycem ama o tam karsilamiyor kastettigin seyi.

Hayal edebildiginiz kadarini yapabilirsiniz, ya da yapamazsiniz.

google chrome ve vlc player gayet basit net benim icin 2 vazgecilmez

gom player,
firefox (yillarca chrome kullandim)
babylon sozluk
photoshop
utorrent
ccleaner
revo uninstaller
winrar
daemon tools
internet download manager
ms office
klite codec pack
dropbox
teracopy(cok kullanisliymis, formattan sonra islerim bitince ogrendim, bi bak)

patchmypc.com a git. uygulamayı indir. orada soldakiler zaten mutlaka gerekenler. sağdan da seçme yap.

bs player (yuklerken codec list'i de yukle)
java
flash
adobe reader
f.lux (bilgisayarin ekranini sarartiyor, ozellikle bir seyler filan okurken goz rahat ediyor)

(bkz: formattan sonra kurulacak programlar)
eksisozluk.com

eyyor memleketinde diye biliyorum :) buraya girmiyor artık.

eldeki verilere göre:

1- "türk'ün aklı ya kaçarken ya sıçarken çalışır" diye bir atasözümüz var. canım atalar.
2- sigara bir şekilde kabızlık engelleyici, yani sıçtırmaya yarıyor. sigarayı bırakanlardaki genel kabızlık sorunu: eksisozluk.com

sonuç olarak: doğrudan olmasa bile sıçarken çalışmaya programlı beynimize çalışçalışçalış diye baskı yapıyor, haliyle dolaylı yoldan da olsa sigara akıl çalıştırıyor, kendini ifade etmeyi de güçlendiriyor.

ha "ben sigara içerken kendimi bir clint eastwood(temsili: media0.giphy.com ) bir sophia loren (temsili: img21.mtime.cn ) gibi hissediyorum" denilirse, sonuçlar farklı olabilir.

allen carr videosunu izlersen bu ve benzeri alışkanlıklarının analizi mevcut. Youtube da bulabilirsin.

eksisozluk.com

bu mu acaba?
eksisozluk.com

baya eski ama senin isine yarar gibi; antik.eksisozluk.com

Bence hayır. Çünkü o insanlar tarafsız, doğruya doğru yanlışa yanlış diyeceklerdir. Ben öyle düşünüyorum.

@madafaka, benim sorumda zaten muhalif olmanın geniş anlamda kullanıldığı yazıyor. yapışık diye tanımladığım bu gudik tabirin çıkış noktası ise; koray çalışkan gibi parti otobüslerinde mitinge giden gazeteciler/gazetede yazanlar. yurt dışı uçak seyahati, şehirlerarası otobüs yolculuğu yapanlar falan değil. adam bildiğin, istanbul içi chp otobüsüne biniyor. açık açık chp için oy toplamaya çalışan insanları soruyorum. iktidar dediğimiz şey en küçük çoğullukta bile kendini gösterebilen bir kavramdır.

dibine işediğimi limon sözlüğünde bir şey sorulamaz, söylenemez oldu. ben örnek olarak isimler sayıyorum. sen de, saydığım isimlerin sorduğum soruya uygun örnekler olmadığını, ancak sorunun aslına vereceğim şöyle bir cevabım var falan fistan de bari.

henüz yok.

Doğru.
Ama bizim ulusal güvenliğimizi tehdit eden ses kayıtlarına gelince iş vay efendim özgürlükmüş... Hadi oradan!

" 2 kayıt içinde de, en başından beri suriyenin ulusal güvenlik açısından tehdit oluşturduğu, eğer savaş için gerekli envantere sahipsek, bunu süleyman şah'ı gerekçe göstererek yapmanın lüzumsuzluğu(hakan fidan tarafından) söyleniyor. " sınırlarımız içindeki insanların güvenliği için " yapalım. 10 dönümlük bir arazi için değil deniyor. ulusal güvenlik açısından, zaten bizim gerekeni yapmamız gerekir deniliyor. gerekçe falan bulmanın zaman kaybı yaşattığından bahsediyor. " devlet hafızası açısından " ( devletten kastım, devlet denilen yapı/ diğer devletler ve eski devletler ) biz yaparız, onlar yapmış gibi gösteririz " cümlesi gerçekliği olan bir anlayış. ancak konuşmalarda, buna yönelik bir çalışmadan ziyade, farazi olarak kullanılıyor. durumun aciliyeti ve gerekliliği açısından. zaten kayıt şimdiki haliyle süren bir konuşmanın bir kısmından ibaret." demiştim daha önce. kopyala yapıştır yaptım.

ek: şizofren değilim. bir arkadaş bişey sormuştu, silmiş :)

niye kimse ikisi de yanlış diyemiyor lan?

vay anasını. amerika hayranı olduk şimdi de iyi mi

che guevara öldükten sonra çantasından diş fırçası, fosforlu kalem bir de nutuk çıkmış kanka.

Churchill in burnundan kıl aldırmayan biri olduğunu okumusştum biyerde. Sanmam böyle bişiy söyliceğini

birak churcill gibi adami, peygamber olsa bunu soylemez. komik olmus. ama bunu okuyup gaza gelen cengaverler de yok degil.

Hdp ibb adayı sırrı süreyya önder'in eşbaşkan adayı pınar aydınlar. Aynı zamanda arif sağ'ın eski gelini.

(bkz: pınar aydınlar)

Benim bildiğim sabırsızlık (impatience) ama...
Lie to me dizisinde öyle diodu.

kaygı-yorgunluk-gerginlik.

bence dinin her alanda birey üzerinde oluşturduğu baskıya başkaldıran insan olarak tanımlanır. ti'ye almak bu baskıyı hafifletmek için başvurabileceğimiz en basit yöntem.

ifade özgürlüğü olarak tanımlanabilir.

ergen.

ateizm icin dusunsel bazli bir davranis gerekmez. cok genel bir kavram ateizm.

bu tarz arkadaslar da ergenliklerinde dine baskaldirabilme cesareti gostermis ergenlerdir.

kimi anasina babasina baskaldirir, kimi duzene, kimi dine. ergenlik bu.

onemli olan bu baskaldiri sonrasi fabrika ayarlarina geri donmemesi icin gosterebilecegimiz cabadir.

kaldi ki kotu esprilere artik cok fazla maruz kaliyoruz. internetin yayginlasmasi ile kendimizi bu dusuk seviyelerden koruyabildigimiz kalelerimiz git gide ele geciriliyor. biz de boyle bizim icin hangi deger ilerideyse ona laf edenlere karsi bir asagilayici tanim gayreti icine giriyoruz.

ben de mesela bilim ile ilgili espri yapanlari bunarla ayni kefeye koyuyorum. ustelik ben bunu yaparken kafa yorup bir sonuca ulasmis insanlari da ayirmiyorum. onlarin sarap canagina...

bende mal olarak tanımlıyorum.

haddini bilmez denilebilir..

big fish the bir sahne vardı, baba yemek masasında afrika daki papağanları anlatır ve sonunda "onlar her şeyden konuşurlar ama dinden konuşmazlar çünkü dinle ilgili konuşunca kimi kıracağını bilemezsin" minvalinde bir şey söyler..

olay bu, saygısızlık resmen, inanmıyorum dersin, şunlar şunlar var bence yok o yüzden inanmıyorum dersin ama ileriye gidersen o "düşünce özgürlüğü " olmaz, çoğunlukla hakaret, aşağılama olur..

hadi selamlar özgür düşünenler..

ben de mal diye tanımlıyorum.

bi "mal" da benden gelsin.

inanmayan insanlara cehenemde yanacaksın diyen bir dinle dalga geçmek çok ta ayıp birşey olmasa gerek

o espriyi yapan ergene ergen denir mal ya da herhangi baska bir sey denmez bence ama bir de soyle bir sey var

www.youtube.com

sikeyim alinganligi yani. bence de ifade ozgurlugu denir.

ben bunu kutsallarla ilgili espriler yapan değil de espri yapamayan olarak adlandırırdım. evet, var öyleleri ama mesele sense of humor eksikliği olsa gerek.

Gerci burada dine yapılan bi eleştiri kastedilmemiş. Dine yapilan ergence esprilerden bahsedilmiş.

Yalnızca benim kutsal gordugum dinin; islamın "cehennemde yanacaksin" deyip dalga gectiginden falan bahsetmek cok alakasiz bence yav ahaha diger dinleri de dahil etmis, soruyu soran. Mesela ben Pastafaryanizm'e inaniyosam da gecerli bu. Gelip karsimda dinimle ilgili kusmuk espriler yapiyosa, normal sartlar altinda saygisizliktir benim icin. Ayip olarak gorulemez bile. Zaten oyle espriler yapan adami = saygisizlik yapiyor derecesinde bile onemsemem. Zeka seviyesi yetmiyo o kategori icin.

Ha su insan so sehil ergen der, su insan so sehil mal der. Ben mal diyorum orasi ayri ahsjahaha.

yalanlar,atlanan onca şeyi saymazsak,güzel reklam.

call of duty de hissettim kendimi bir anda çok insan kandıramazsın bu reklamla.
Siyasi düşüncesel içerikli yorum yapmadan çok etkili bir reklam değil.

beğendim, güzel reklam.

reklam olarak güzel, fikir olsun, geçiş olsun, çekim olsun.
bu adamlar reklam ve halkla ilişkiler çalışmalarında çok iyiler, masraftan kaçınmıyorlar. her yaptıklarının reklamı dolu etraf. mesela istanbul da daha temeli atılmamış metroların reklamları dolu.

siyasi düşüncemi bir yana bırakırsam çok güzel, çok etkileyici olmuş derim.

yorumların aksine ben beğenmedim.
siyasi düşüncemi, akp'yi şunu bunu bir yana bırakarak sadece reklamı yorumladım, fakat başarılı bulmadım.

müzikleri, ses efektleri, geçişleri falan iyi aslında. etkileyici olabilir.

iyi para vermişler belli oluyor,

akp mevcut tabanını etkilemek için yapılmış bir reklam kısmen başarılı olmuş.

akp li olsam ben bile bu reklamı izler "daima ileri" derdim..

ama yemiyoruz böyle reklam kokan hareketleri.

fikir güzel, uygulama daha iyi olabilirdi.

türkiyede olanlar dizidekinin 82 kat fazlası bence :)

Aslında böyle bir oyun var ancak çok yeni olmadığı için grafiği sizi tatmin eder mi bilmiyorum, görevleri ve senaryosu açısından mükemmeldir.
(bkz: no one lives forever 2)

call of duty: modern warfare 2.

far cry blood dragon
tomb raider 2013
assassin's creed black flag
dishonored

call of duty serisi ve crysis serisi

Batman arkham serisini oynayabilirsin.

Bunlarla hdd bozulmaz. Çok fazla dosya yazma-silme işlemi yapıyorsanız belki ondan ömrü tükeniyor olabilir. Ya da bilgisayar özellikle açıkken sallanıyor.

hdd'ler fiziksel darbelerden bozulurlar genelde. eger bilgisayar hdd'den birsey okurken ter cevirirseniz, yan yatirirsaniz yani fiziksel bir mudahalede bulunursaniz bu bozabilir hdd'yi.

bozulmamasini, daha cok dayanmasini istiyorsaniz ssd alabilirsiniz. onlar daha dayanikli.

masaüstü pc ise kasanın sıcaklığını takip edin. kasa iyi bir kasa ise bile mesela farketmeden bir sobaın yakınında olaiblir.

güç ayarları içinde hdd nin kapanma süresi var, vakti zamanında çok açık kalan aralarda kullanılmayan pc ler için bu özelliğin kapatılması iyi olur diye bi yazı okumuştum pc dergilerinin birinde, bu genelde 20 dakikaya ayarlı, ben her format attığımda bu değeri sıfırlıyorum hdd yi hiç kapatmıyor yani, kapanması uyanması sorun yaratıyor deniyordu. bilmem belki ondandır, ya da en temizi sen bi ssd al.

aynı ev ise akım sebep oluyor bence.

hdd ya fiziksel darbeden, ya sarsıntıdan, ya elektrik kesintisi ya da voltaj dalgalanması gibi sorunlardan, ya da aşırı ısınmadan zarar görür genelde.
eğer laptop kullanıyorsan ssd alman, depolama için de sabit tutup sarsmamak şartıyla harici disk kullanman en sağlıklısı olur.

ben bilgisayarı aralıksız aylarca açık tutuyorum, son 1 yılda toplam kapalı kaldığı süre 24 saat yoktur. güncelleme sonrası yeniden başlatırım arada bir o kadar...

şuanki hdd 6 yılını doldurdu, hala sorunu yok. ayda 750gb-1tb arası da download yapıyorum, sürekli aktif dosya aktarımı var yani.
kasayı çalışırken yerinden oynatmam, sarsmam. kesintisiz güç kaynağı ve akım korumalı priz kullanıyorum. ssdler fiziksel olarak daha dayanıklı ve sarsıntı hiç sorun çıkarmıyor.

403 - Forbidden: Access is denied diyor arada bendede.

bende de var bir problem. yetkiniz yok diyor.

aynen.

+1

bende sorun yok.

evet, 403 var

bir an verdi sonra geçti.

hepimiz aynı anlarda soru açmışız konu hakkında. bende de var sorun. 403 kodlu olandan.

Akif beki

the borgias tarihi diziler içerisinde en özel olanıdır bana göre. çok fazla masraflı olduğu için yeterli reyting almamasından ötürü çok saçma bitirdiler. spoiler verecek değilim, eğer tarihi dizi izlemeyi seviyosan bir çoğundan iyidir. vaktin varsa izle. sırf oyunculukları için izlenir. jeremy irons resmen döktürmüş.

Entrikanın allahı dönüyor o dizide, durağan filan değil. Çok çok da güzel dizidir. Bitirildiğine çok üzülmüştüm. Ben olsam devam derim. 3. sezonda ne sürprizler var.

kovulmak değil de 25 kişi falan istifa etti taraftan zamanında. ondan bahsediyorsun sanırım.

özet olarak, taraftaki "liberal" + akp + cemaat ittifakından "liberal"lerin ayrılması durumu.

mehmet baransu, sevan nişanyan ve rasim ozan kütahyalı aynı gazetede yazıyordu zamanında. ahmet altan'da yöneticiydi. düşün işte.

www.hurriyet.com.tr
t24.com.tr
www.odatv.com

çok koyu olmamakla beraber yine de alevi kökenli bir aileden gelen biri olarak (ben ateistim ama duyduklarıma, gördüklerime istinaden en azından)

- alevilik içinde mezhepsel değil de kültürel farklılıklar var evet, bölgeden bölgeye hafif bir değişim var. ama dikkat et ayrım demiyorum o kadar keskin değil.

- kültür. türkiye'de aleviler haklarını savunmaya çalışmaktan, biz de varız demekten din, mezhep olayına (en azından dışarıya yönelik olarak) çok odaklanamamış. hayatında ceme gitmemiş ama sürekli ben aleviyim diyen arkadaşlarım var.

- yerine göre değişir. kamuda cemaat bıyığı bırakan adam biliyorum sırf atama için (hakkı olmasına rağmen yine de atamadılar). eskiden sanırım bayağı bir saklanıyormuş bu alevi kimliği ama benim gözlemime göre son zamanlarda o kadar bir gizleme olayı yok. ama ben de mesela hatırlıyorum, ortaokulda cemaat okuluna gitmiştim ordakilerden gizlemiştim aleviliğimi. aforoz edilmek hele hele bu kadar faşistçe bir tutum yüzünden aforoz edilmek çok iğrenç bir duygu. bu sebeple kendine kendine bir savunma mekanizması oluşturuyorsun ister istemez.

1-anneden gelir alevilik diye biliyorum
4-ben çevremde pek hatta hiç görmedim öyle gizleme çabası. zaten memleket söylendiğinde tahmin etme üzerine kurulu bu alevilik kimse ben aleviyim demez memleket söyler oradan anlaşılır.

4. iskenderunluyum, durup düşündüğümde sünni arkadaşım yok gibi bir şey. ne onlar bana sünniliğimi sordular ne ben onlara aleviliklerini. durum böyle olunca, böyle sorgulamalara girmeyince ne benim kuşağım, ne benden önceki kuşak, bu durumu saklama gereği de ön plana çıkarma gereği de duymuyor.

2. hatay tarafındaki alevilerin, iç anadoludakilere göre daha rahat olduklarını bizimkilerden duydum. mesela camiye falan böyle katiyetle girmem gibi bi durum yok hatayda. girilmesi gerekiyorsa giriyolar arada sırada. ama bu kültürel bir olay en nihayetinde.

2- bölgeden bölgeye değişiyor, birçok yerde asimilasyon var zaten.
3- aleviliği okumuş bilgili yeni nesilden din olarak gören görmedim doğrusu ateist/agnostik/deist vs oluyor genelde insanlar; ama bu bir kültür diyorum ben, şahsen. yani birçoğumuz hala aleviyiz diyoruz, ama kültürü belirtmek amaçlı sadece.(bkz: #29608609)
4- büyük şehirler dışında birçok yerde hatta aslında büyük şehirlerde de gizlenmeye devam ediliyor aslında bizim sülalede çok duymuşumdur yani. biz de muhafazakar bir yerde yaşıyorduk annem bize öğütlemişti söylemeyelim diye, o da arkadaşlarına söylemiyordu. hatta ramazan'da ekmek almaya çıkmaktan çok çekiniyordu, mümkünse almıyordu. istanbullular tabii bilmez bunları. malatyalı bir arkadaşımın annesinin komşuları alevi olduğunu bildiği için mesela, annesinin onlara götürdüğü yemeği çöpe dökmüş zehirlidir diye... gazi üniversitesi'nde memur olan annemin kuzeni de yıllardır saklıyormuş bu sayede orada kalabiliyormuş. başka bir akraba evlendiği kadına çocuklarına bile söylememiş... ben de lisede mum söndü muhabbetinde kafayı yiyerek cevap vermiştim ama yine de söylememiştim. ilkokulda din hocası aleviler sapkındır vs derken de susmuştuk tabii... neyse örnekler epey çoğaltılır.

islamiyet>allah korkusu
alevilik>allah sevgisi

arap alevisi, kürt alevisi, zaza alevisi gibi farklılıklar var. ilk cevapta verildiği gibi keskin bir ayrım değil, farklılıklar var sadece.

bir kültür olarak kabul etmek daha doğru olsa gerek. sünni müslümanların çoğu alevileri müslüman olarak görmez. yeri geldiğinde "yüzde doksan dokuzu müslüman olan ülke" derler ama (yanlışsam düzeltin) belki sayıları 20 milyon olan alevileri de islamdan saymazlar.

eskişehirdeyim, daha öncesinde alevi kimse tanımamıştım. üstelik önceleri insanlar gizliyordu. hatta bi kaç senedir tanıdığım arkadaşımın bile alevi olduğunu sonradan öğrenmiştim. fakat artık insanlar gizleme gereği duymuyorlar. alevi bir arkadaşıma bunu sordum ve yanıtı bu şekilde oldu. eğitim seviyesinin yüksek olduğu yerlerde gizlemeye gerek duymadıklarını söyledi.

ben alevi değilim, yalnız bu kültüre çok büyük bir merakım var. işinize yarayan daha nitelikli cevaplar olursa mesaj yoluyla gelen, benimle de paylaşırsanız sevinirim.

cinyıslık yapmak gibi olmasın ama şöyle bir sayfa da var,

www.yurticikargo.com

ben muğla'dan malatyaya ps3 gönderdim ptt kargo ile 8 lira aldılar.

edit: yurtiçi kargo'yu görmemişim. yine muğla'dan sivasa 1kg bal gönderdim ona da 16 lira mı ne aldılar. ama devlet memuruysan, paro kardın falan varsa indirim oluyor yk'da, sormayı unutma.

eskisehirden izmire laptopu 9veya10a gondermistim

İzmit'te değilim de mevsim normalinden sıcak, nemsiz günlerde kırmızı ve turuncu ay görmek normal. Geçen gün bir yerde okumuştum,hatta bazı durumlarda çağla yeşili de ayın görünebileceği renklerden biriymiş, "Yok artık" demiştim. Kırmızı görünüm genelde havadaki tozların artışı ile bize gelen ışığın birleşimi ile ilgili imiş. Nemsiz, yağmursuz havada normaldekinden daha fazla toz oluyor; bu da ayın daha kırmızı görünmesine neden oluyormuş. Ayrıca ufka yakın ay da genelde kırmızı görünürmüş, bunun da nedeni ayın bulunduğu açı nedeni ile ilk yansıyan rengin kırmızı-turuncu oluşundanmış.

Biraz öyle ama dün daha kırmızıydı.

ya izmit'te hep böyle. ya da ben ayı sadece izmit'e geldiğimde görebildiğim için böyle geliyor. hale de gördüm, turuncu da gördüm, kırmızı da gördüm. çocukken falan çok korkuyodum da alıştım artık.

şimdi bakdım da pek fazla kırmızı değil biraz daha parlak,kıpkırmızı olduğu zamanları da biliyorum.

depremle alakalı olan kısmı için deprem ışıması olayını araştırabilirsin.
en.wikipedia.org

senin yüzünden sürekli aya bakıyorum. paranoyak oldum sayende ayı rahat bırakmalısın, bakma ona:d
ek olarak normal görünüyor burada kırmızımsı değil.