Ekşi Duyuru

ben şahsen arkası top gibi olan o hb tarzını genel olarak sevmiyorum, araba dediğimde gözümün önünde canlandıracağım 100 arabanın 95'i sedandır. arabanın tanımı benim için...
amaç dediğin gibi olsa adam niye gidip jip almasın mesela?

o dedigin suv icin deniyor aslinda ama bence tamamen sacmalik.
suv kullanmak icin zibilyon tane neden varken bunu bilincalti, ozguven diye baglamak komik.

yok öyle birşey.
d sınıfı sedan kullanıyorum.

zamaninda ufacik heçbek de kullandim ve suv da kullandim.
arac hacminin/kasa tipinin ozguvenimle herhangi bir etkilesimi olmadi.

özgüveni az oldugu icin secen vardır muhakkak ama bence onlar daha ziyade ciple gezenler. bence aklı olup güvenligi icin sedanı secenler daha buyuk bi cogunluk olabilir.

suv'lara güvenli diyenler için gelsin;
www.consumerreports.org

sedan aerodinamik olarak daha dogru bi tasarima sahip esasen.

yıllarca corsa kullandım. çocuk olunca uzun yol da çok yaptığım için sedana geçmek zorunda kaldım. sedan olayının güvenle alakasının olduğunu zannetmiyorum. suv'lar için ayrı tartışma konusu olabilir.

Kadınlara ve gençlere hbyi daha çok yakıştırıyorum.. Özgüvenle alakası yok bence, sedanlı erkekler de olgun kariyeri oturmuş imajı bırakıyo, hb her zaman daha hoş geliyo ya

Muhakkak onunla da ilgisi vardır ama istatistiksel olarak bir anlamı yoktur diye düşünüyorum. Azınlıktır yani böyle düşünenler. Araba deyince benim gözümde canlanan araç tipi station mesela. Ama pratik ve ekonomik olduğu için a-b sınıfı hatchback tercih ediyorum. Biraz da mecburiyetten tabii. Araba koyacak yer yok zira...

Dünya'nın şekli hiç değişmedi, zaten bu şekli de döndüğü için alıyor. Dönme devam ettiği için şekilde de bir değişiklik yok.

döndüğü için ve de kütleçekimden dolayı bu şekli alıyor. döndüğü için ekvator bölgesinden dışarı doğru savruluyor. bu etki kutup bölgelerinde az bu nedenle kutuptan basık ekvatordan şişkin. güneş gibi kusursuz bir küre değil.
dünya ilk oluştuğunda ve ay'ın da dünyadan kopan bir parça olduğu düşünüldüğünde dünya hep bu şekilde değildi zamanla bu forma kavuştu diyebiliriz.

Video Download Helper Eklentisini indirin. Yazacağınızı yazıp okutun sonra da eklenti üzerinden indirin. mpeg olarak indirtiyor :)

denedim çalışıyor :)

evet oluyor da parça parça oluyor :) bende 300 sayfalık çalışmam gereken bir kitap var. onu pdf olarak atıp, kaydedip yolda dinlerim diyordum. bir yolunu bulursan tek parça olarak süper olur :)

Hmm o kadar uzun bir şey için olduğunu tahmin etmemiştim :) O kadar uzununu denemedim de tabi :/ başka bir yol maalesef bilmiyorum ama bulursam yazarım :)

oncelikle diyanet isleri bakanlik degil, direkt basbakanliga bagli kendi tuzel kisiligi bile olmayan bir kurum.
onun haricinde diyosan genelde kiliseler bagimsiz olur mesela hiristiyan agirlikli gelismis ulkelerden soz edersek.

Batıda gelişmiş ülkelerde daha ağırı bile var.
Bağımsız kliseler adeta lobş şirketleri gibi çalışıyor.

benim bildiğim devlete ait bir kurum yok çoğunda. düzenleyen kanunlar var ama devlet ait din kurumu yok.

bildiğim bu kapsamda yok. fakat diyanet'in çok çok önemli bir vazifesi var türkiye'de. orta doğu'da sık sık islami olduğunu iddia eden büyük-küçük terör örgütlerinin ortaya çıkmasının sebebi, dini başıboş bırakmış olmaları. öyle olunca, her ufak caminin hocası, kendi müridlerini topluyor; oradan güç devşirip, iktidar odağı haline gelmeye çalışıyor. bunun için dini eğip-bükmekten; yeniden yorumlamaktan hiç çekinmiyor. birbiriyle rekabet halinde olan bu 'tarikatlar' daha köktenci kim yarışına başlıyor (zira iktidarı kutsala bağlayınca, marjinalleştikçe, ılımlı olan cazibesini kaybediyor).

durumu gözünde canlandırabilmen için: biraz 1900'lerin başında sağın yükselişini hayal edebilirsin (ülkeyi ben daha çok seviyorum kavgası). bir diğer örnek de holiganlık (takımımı en çok ben severim kavgaları). insan denen canlının, ait olma hissine çok ihtiyacı var. dolayısıyla din öyle bir vazife görüyor, kaygının olduğu yerde.

tarikatlar bizde de var ama düşün ki devlet bu kadar kontrol altında tutmasa, onlar da eskaza tehlikeli bir şeyhe denk gelip, birer silahlı güç odağına dönüşmeye çalışabilir. normal çalışan bir hücrenin, yanlış dna sentezi ile kanser hücresine dönüşme ihtimali gibi.

çok cevap gibi olmadı ama arka planı budur işin.

krysrn +1

türkiye'de bağımsız kilise tarzı yapılanmalar olursa sağlam radikalizm döner. en azından şu an kontrol altında.
ama şu var diyanet bu sıralar din-devlet ayrımının dışına çıkıyor, konumunu bilmesi lazım. iki ucu bilmemne işte bu konu.

devletlerin kurumsal yapısında bakanlık, başkanlık vb. dini bir yapı olmasa da, dini toplulukların, cemaatlerin kurumsal olarak tanınırlığı var.

genellikle tabi kiliseler oluyor bu. çeşitli eğitim, kültür, sosyal hizmet vs. alanlarında doğrudan faaliyet gösterebilme imkanları var. direk kiliseye bağlı okullar filan.

türkiye'de bir dini cemaatin filan, resmi olarak ''cemaat'' sıfatı ile, bu tip faaliyetlerde bulunması engellenmek için diyanet işleri başkanlığı kuruluyor zaten. (ha uygulamada tartışılır ama en azından diyanetin kuruluş gerekçesinde bu var)

avrupa da durum daha vahim aslında
kiliseler bağımsız ve her doğan kiliseye vergi ile direkt bağlı ister müslüman ol ister ateist kiliseye vergi veriyorsun.

bundan çıkma hakkın var tabi ki 18 yaşından sonra dava açabiliyorsun
ancak çıkınca kilisede evlenememe gibi çocuğunu vaftiz edememe gibi olaylar var :)

@croswell Yanlis biliyorsun + soyledigin celiskili. Avrupa'da(neresindeyse artik) sanki insanlar dogduklarindan itibaren 18 sene boyunca kiliseye vergi vermek zorundaymis gibi anlatmissin. Halbuki aslina suradan bakilabilir: en.wikipedia.org

Kisacasi kimi ulkelerde sadece belli dini organizasyonlar bu vergiyi topluyor, kimisinde devlet kendisi topluyor ve ilgili coktan secenekli(hangisini sectiysen) kurumlara dagitiyor (hinduysan hindulara gidiyor paran, katoliksen katoliklere) veya para devletin kendisine kaliyor(dini gruplara uye degilsen ve ulkende boyle bir uygulama varsa) veya ateistsen kilise vergisi vermiyorsun.

Diyanetin avrupali karsiligini bulmak da zor, belki en yakini Church of England'dir. Ama bizimki gibi mantiken her dini temsil etmesi gereken bir kurumun, bir dinin sadece tek bir mezhebinin kurallarina gore isler yapmasi, digerlerini dinden saymamasi kabul edilemez, bunun yerine 6000 cemaatimiz olsun daha iyi, en azindan kendi iclerinde para toplar ne yaparlarsa yaparlar -ki bugun bile 1000 tane seyh su bu vardir. Su anki durumda, croswell'in guya avrupada varmis gibi anlattigi sistem Turkiye'de var. Ister ateist ol ister mormon, verdigin vergi Sunnilere yariyor sadece ve sadece. Ustelik bu toplanan paranin nasil carcur edildigi de ortada.

Cumhuriyetin devletin dini yoktur deyip mezhepcilik yapmasi o zamankilerin halt yemesi, bence ulkedeki ahlaksizliklarin onemli bir sebebi.

Yari-avrupali geldi; @croswell'in soyledikleri gercekdisi. Hatta bir kismiyla Turkiye'yi anlatiyor.

Soruyada cevap vereyim, yok. Church of England, bazi anayasalarda devlet dini vb ibareler var. Ancak bunlar tamamen sekli ve gecmise yonelik saygidan kaynaklaniyor. Bu kurum ve cesitli ibareler olsa bile, gercek anlamda laikler. Yani tek bir mezhebin otekiler ustunde ve devlet nezdinde yaptirim gucu yok.

Sorunun cevabi biraz "devlet" sozcugunden ne anladigina bagli. Devlet cok kabaca belli sinirlar icinde yasayan, bir arada olma iradesindeki insanlarin, bireysel ya da kucuk topluluklar halinde hayata geciremeyecekleri, cogunlugun yararina ve gerekli isler yapmak icin varolan bir kurum. sinirlarin savunulmasi, yol yapmak gibi isler bunlara guzel ornekler. devlet bu isleri yapabilmek icin senin gelirinin ya da emeginin bir kismini vergi olarak aliyor. bu islerin gorulmesini sagliyor. bu idealde tabi.

turkiye'yi dusunursen bu ulke sinirlari icinde farkli milliyetten, farkli dinlerden, farkli irklardan insanlar var. devlet bunlarin hepsinden vergi aliyor. yol yaptigi zaman bunlarin hepsi faydalaniyor. ulke sinirlarini korudugu zaman bundan hepsi faydalaniyor. bunlar arasinda anlasmazliklar oldugu zaman aralardaki anlasmazliklari karmasa olmadan, mahkemede cozmeye calisiyor. bundan da herkes faydalaniyor. bu dediklerim de teoride tabi.

simdi turkiye gibi farkli dinlerden insanlarin yasadigi bir ulkede, sen butun dinlerden, musluman, hiristiyan, musevi, ateist, budist hepsinden para toplayip bunlarin yalnizca birisine hizmet eden bir kurum kuramazsin. ya hic birisi icin boyle bir kurum kurmayacaksin ya da hepsine benzer hizmetler saglayacaksin. boyle yaptigin zaman musevi vatandas gelir derki "haci sen benim parami aliyorsun, karsiliginda bana hizmet saglamiyorsun". ustelik turkiye'de boyle bir kurumun basindaki adam abuk subuk aciklamalari ile cogunlugun uyesi oldugu inancin diger inanclar uzerinde daha ustun oldugunu, yine cogunluk olmayan inanclarin inananlarinin da cogunlugun inancinin kurallarina gore yasamasi gerektigini savunan aciklamalar yaptiriyorsun ya da yapmasina izin veriyorsun; aha iste bu muz cumhuriyetliginin gostergesidir.

daha fazla uzatmadan toplamaya calisayim. diyanet turkiye'de devletin din uzerindeki denetimini saglamak icin, yeni kurulan devlette, cahil insanlarin dini kullanip guc elde etmeye calisanlarin guc elde edip, ulkenin altini oymamasi icin kurulmus bir organizma. yerine gore etkin bir arac. ancak devletin kendisi dini kullanip guc elde edenlerin elinde olunca bu muhteremlerin konumunu saglamlastirmaya yarayan bir seye donusuyor. yine uzamaya basladi, dogrudan soruya cevap vereyim; adam gibi demokrasilerde vatandasin hepsinin vergisi ile, vatandaslarin arasindaki bir etnik, dini, irk topluluguna hizmet veren kurum olmaz. muz cumhuriyetlerinde olur.

kadıköyden kabataş vapuruna bin.indikten sonra sol tarafında mimar sinan güzel sanatlar üniversitesi kalacak.o tarafa doğru yürü üniversiteyi geçince biraz daha ileride kalacak.

kadikoy'den vapura binip karakoy ya da kabatas'ta inip yuruyeceksiniz. besiktas'ta inerseniz kabatas otobusune binip yine kabatas'tan yuruyebilirsiniz.

onunde durak var miydi hatirlamiyorum ama yurumek istemezseniz kabatas'tan tramvaya da binebilirsiniz. bir durak sonrasi diye hatirliyorum ama kesin bilgi degil ben genelde yuruyorum o mesafe kisa diye.

kabataş mı daha yakın karaköy iskelesi mi?

karaköy daha yakın gibi. ama kabataş'ın manzarası güzel.

karakoy daha yakın. karakoy- tophane- fındıklı- kabataş diye gidiyor tramvay durakları. modern tophane durağında.

sanirim karakoy daha yakin ama aralarinda oynasa oynasa 100 m oynuyordur.

edit: yine gec kalmisim yazarken :D

Yok.

Tibet mastiff.

köpek aslanı neden yensin? yenmek ne demek?

300 kg'lık bir bengal kaplanı ya da yetişkin bir aslan, herhangi bir köpeğe pençe vurduğunda hayvanı ortadan ikiye ayırır.

Hayir. Aslanlar herhangi bir kopege gore "Hayvan" gibi gucluler.

Ayrica Aslan'nin vahsi bir hayvan oldugunu da unutmamak gerekir. Hicbir kopek dogada gezen bir aslanla boy olcusmeye bile kalkamaz.

Aslan degil ama vahsi kurt ile doberman'in su ibretlik karsilasmasini oneririm. Kopegin pardon abi yanlis gelmisiz diyerek gidisi biraz fikir verebilir.

www.youtube.com

rahmetli köpeğime bir anne kedi saldırmıştı. köpeğim 40 kiloluk alman çoban köpeğiydi. sadece yüzüne 15 kadar dikiş attırmıştım. toplasan 3 kiloluk kedidir hani.

abim aslan dediğin şeyin erkeği 250 kilo filan. tek pençede dökülmedik iç organ bırakmaz. köpek sadece ısırabilirken aslan hem ısırır hem pençeler. bir de köpek ebatça büyüdükçe hantallaşan bir hayvan. kedigil böyle değil.

aslan akar aga.

çince olan videoda kangalların diğer hayvanlarla neredeyse arkadaş gibi yaşadıkları belliyken birbirlerine zarar vermemeleri gayet normal. hayvanlar da güçlerinin farkında neler yapabileceklerini bilip abartmıyorlar. minicik kediler bile köpekleri kovalayabiliyorken erkek bir aslan veya kaplan herhangi bir köpekle karşı karşıya kalıp tehdit hissettiği zaman köpeği ince ince kıyar.

Tabii ki hayır.

aslan köpeği saksıya fesleğen gibi oturtur anadın mı.

aslan diyorsun arkadaş. elma armut kıyası. kilo farkı 3-4 kat. o da 90 kiloluk kangalla kıyaslıyorum bak. sen 70 kilosun 200 kiloluk ayıyı dövebilir misin?

gençler burda sidik yarıştırır gibi leş yiyici klasmanındaki bir canlıyı(köpek oluyor bu evet) tamamen vahşi bir canlıyla kıyaslamayalım.

köpek dediğimiz hayvanı çok büyütmeyin gözünüzde, özellikle kangal köpeklerini.

benim tekir kedim dogo argantino yavrumu patates ediyor, köpekle aslanı kıyaslamak çok komik.

forum.donanimhaber.com

üretkenlik deyince aklıma beatles ve pink floyd geliyor benim. kendi içlerinde bile tür değiştiriyorlar albümden albüme. herkes pink floyd'u syd öncesi ve sonrası diye ayırır ancak beatles da revolver'dan sonra çok değişen bir grup bence. kısaca bu iki grup üretkenliğin tanımıdır bence

the alan parsons project pink floyd'un belkemiğini oluşturur derler. nitekim üretken bir gruptur da ayrıca.

camel'in de birçok albümü var. en diye bir iddiam yok ancak üretkenlikleri yadsınamaz.

beatles, floyd, stones, zeppelin, rhcp ilk aklıma gelenler oldu.

who, doors ve clash de dahil edilebilir belki. hatta smiths de.

edit: queen +1

tek kişilik dev kadro: buckethead
en.wikipedia.org

queen diyorum ben.

(bkz: merzbow)

en.wikipedia.org

serdar ortaç. her sene albümü var adamın.

edit: yanlış cevap vermedim, üretken bir şarkıcı kendisi. soruda tarz önemli değil demişsin başka bir kriter de yok, tik atmaman çok saçma şu durumda.

Alman Tangerine Dream grubu var. Adamlar 103 stüdyo albümü çıkarmışlar şu ana kadar:

en.wikipedia.org

valla avcılar'da bizim okulun orda üçgen copy vardı, hala var mı bilmiyorum ama fiyatları çok avantajlıydı.

sirkeci de cağaloğlu taraffında var ucuza fotokopi çeken ve çıktı alan.

gayet açık bence; ortalığa dökmek istemiyor, çok da göz önünde olsun istemiyor belki de çevresinde kadınların/erkeklerin pohpohlamasını seviyor. ilgi seviyor kısaca. ayrıca belki de birlikte olduğu insana çok bağlı değil. çok birlikte görünmek istemiyor da olabilir. o da olası.

milletin gözüne sokmaması daha iyi. ben olsam ben de koymam. kabullenememe gibi algılamamak lazım.

ürkütmemek için bence.

nazar değmesin diye koymayan biliyorum.
kendi hayatını ilişkisiyle tanımlamak istemeyen, ara sıra fotoğraf paylaşan biliyorum.
gerçekten de karşı cinsi kaçırmamak için koaymayan da biliyorum.

yani bir sürü farklı nedeni olabilir bence.

Çiftlerden diğeri de eklemiyor olabilir bu yüzden de eklemiyordur.

bende koymuyorum illa koyulması mı lazım? böyle bir kaide mi var ?

bu kişi ben oluyorum.
kendimden yola çıkarsam; yasadıgım seyi herkesin bilmesine lüzum yok. gerekli ve bilmesini istedigim insanlar bilir zaten. milletin ağzı torba değil hem büzemiyosun. facebook da işsiz ve boş insan fazlaysa dedikodunun haddi hesabı olmaz zaten. e tabi bide gözleri kalıyor :P asfdljfdsklgf

Kiskanc biriyse prinsep meselesi yapmistir. Yada ekmeginden olmak istemiyorda olabilir. Evli adamlar sanildigi kadar populer degil diger kizlar arasinda :)

kısmen ben oluyorum bu kişi. face kullanıyorum sırf yeğenlerimin fotolarını görmek için. e haliyle eşim ve arkadaş çevrem de ekli, hatta akrabalar falan. profil fotoma öyle çok beğendiğim bir şey olursa koyuyorum, onun dışında da hiçbir şey paylaşmam. eşimle fotomu koydum bir kaç kez ama fark ettim ki nazara geliyoruz, kaldırdım hepsini. zaten foto paylaşmayı sevmem ama onunla çekindiğimiz güzel foto olunca koydum ve pişman oldum. evlilikle alakalı tek bir belirti bile yok hatta :D

nazar da değmese öyle milletin gözüne sokarak hayat yaşamak bana göre değil. bahsi geçen kişi de böyle düşünüyor olabilir.

Aranızda karıştıran oluyordur belki, kendi fotoğraflarını paylaşmasına rağmen eşine, sevdiğine dair fotoları paylaşmayan kıstası önemli. düşünün; face te 50 fotoğrafı 40 tanesi kendi fotoğrafı 10 tanesi de çiçek, böcek, köpek, kedi fotoğrafı.

Belki Çerkesdir, "ayıp" diye koymuyodur, benim çevremdekilerin gerekçesi bu valla :)
Şaka bir yana, hoşuna gitmiyordur. Örneğin bana da, sevgilisiyle bir sürü fotoğrafını koyan insanlar, bunu yapmaktan kaçınan insanlara oranla daha garip geliyor.
Ya da belki ailesiyle ilgilidir(sevgili versiyonu)

görgüsüzlük gibi olmasın diye olabilir. ulan iyi ki bir evlendi(nişanlandı) diye düşünür insanlar diye.

Akrabaları bahane ediyorum. Sevmiyorum o tarz şeyleri.

Bir tanıdığım var öyle. Evlenmeye çok istekliydi adam. Görücü usulü evlendi. Ama karısıyla bir tane fotoğraf paylaşmadı. Halbuki kız ara ara fotoğraf paylaşıyor. Foto paylaşmayan tarafin daha az sevdiğini düşünüyorum böyle durumlarda. Sanki sevgilisinden/eşinden utanıyorlarmış gibi geliyor.

ek bir yorum daha yapacağım.

sık sık tartıştığı bir sevgilisi olabilir. insan arası iyiyken birlikte fotoğrafı olunca mutlu olur ama bozukken kendi profiline girince bile morali bozulabilir. yani çalkantılı ilişkilerde her tartışma sonrası profil fotosu değiştirip herkese rezil olmaktansa, stabil bir şekilde gerçekten kendi profilin olduğunun farkında gibi davranmak daha iyidir. profil ilişkinin profili değil, şahsın.

kendi fotoğrafını koyması normal çünkü profil zaten o insanın. eş/sevgili/çocuk vs. koymaması bana çok normal geliyor. hatta her şeyini paylaşanları yadırgıyorum. survivor taner gibi ne o öyle :)
facebook kullanmıyorum. whatsapp profilinde fotom var. asla aile fotoğrafı kullanmıyorum. o profili işim dolayısıyla görüştüğüm, tanıştığım insanlar da görebiliyor. beni tanıyan birisi benim fotoğrafım görebilir ama daha fazlasına gerek yok.

Tam benim bu kişi. Kendi fotoğrafım bol ama sevgili fotoğrafım hiç yok. Herhangi bir sevgilimle hiç fotoğrafım olmadı. Benim fotoğrafım bol, çünkü profil benim. Ortalıkta ilişki fotoğrafı olması garip geliyor bana. Hani, aile iken bir iki aile fotosu girer araya da, onun dışında benim normalim o. İnsanın kendi fotoğrafı o kadar da özel bir hayat değil, ama sevgili fotoğrafı "özel" gerçekten.

"kendi" profilinde sadece kendi fotoğraflarını paylaşması normal. ben de paylaşmam/paylaşmıyorum. facebook'u fazla önemsememek lazım. ama karısı/sevgilisi dışında başka kadınlarla çekilmiş fotoğraflarını çeşitli ortamlarda paylaşıp bi de profil fotoğrafı yapıyorsa o zaman durup düşünmek lazım gelir tabi.***

taban kösele? neolit? eva?

www.divarese.com.tr

Bütçe falan da verseydin iyiydi.

sıfır.

internetten iletişim kuruyorum, eğer o sayılıyorsa 45 tl.

20 küsür lira,

ev tilfonu kullanmıyorum, öyle telefonda çok konuşan, çok mesajlaşan da bir insan olmadığımdan, 20 küsür liralık bilmem ne tarifesi yetiyor.

ben pttcell kullaniyorum. 14 tl. 250 dakika disariyla, 3000 dk aileyle, sms atmiyorum ama 20 tane var. internet de sinirsiz.

en cok aile ile konusuyorum(200 dk falan ayda). bir de isteki mudurumle(100 falandir). adam aile ferdim gibi oldu. bir de memleketteki arkadaslarimla(50 gibi bir seydir bu da).

internette bir iletişim aracıdır.

70 internet + 30 telefon. ikisi de sabit tarife.

25 tl. turkcell her yöne 250 dk +1000 sms + 2gb. evdeki adsl de 40 tl.

21 tl cep (bişeyli bişeyli ama tarife bu ay bitiyor) + 76 tl internet (50mbit).

internet: 75 lira+telefon: 20 lira

Annem; 29,5₺ V Babam;26,5₺ V Abim;30,5₺ V Ben; 31,5₺ T Ev; 23₺ Adsl;44₺
Toplam:162₺

cep+cep+(fibernet+evtel)
160+25+62

160 bazen birkaç lira artabiliyor. yani 250 lira civarında.

pişpiriğin suyu mu çıktı ki..

beyin gerektiren bir oyun da ondan.

Biraz kasvetli bir oyun. Kasvetli derken fazla detaycı yani. Zor bir oyun diğer kağıt oyunlarına göre. 50'li yaşlar biraz daha relax mı oluyor acaba o yüzden mi bilmiyorum. Stressli bir oyun çünkü.

çok eskiden modaydı çünkü. hatta tek tük klüpleri bile vardı.
o zamanın gençleri şimdinin yaşlıları.

ulan hala bazı kahvelerin tabelasında "aile bezik briç salonu" yazıyor memlekette.

içeride ne aile var, ne bezik oynayan var (bezik takımı bile yoktur kesin), ne de briç oynayan var.

king yokken briç vardı. briç o zamanın gençlerinin king'i idi. onlar yaşlandı, onlar oynuyor. gençlere king daha eğlenceli, daha basit geldi, gençler king oynuyor.

briç hakikaten oyun kısmı king ile, batak ile aynı olan, ama o baştaki konuşma kısmı itibariyle çok pis taktik gerektiren bir oyun.

Brici sadece 50 yas ustu oynamiyor. Milli takim var, genc milli takim var, universite takimlari, turnuvalari var. Emeklilik icin cift ya da tek olarak zaman gecirilebilecek, kafa egzersizi yapilabilecek ve sosyallesebilecek cok iyi bir secenek. O sebeple 50 yas ustu tarafindan tercih ediliyor.

Ayrica kahve kulturum pek yoktur ancak kahvelerde bric oynandigini bilirim. En azindan eskiden. Eski briccilerin cogu kahveden yetismedir. Kahvelerde oynadiklari sistem genelde gorendir (bkz: goren). Tecrube etmemekle birlikte eminim su anda da kahvelerde bric oynayan coktur.

@f_d ben yüzlerce kahve gördüm ama daha hiç briç oynananı görmedim. okey, batak, 51, king ama briç yok.

Kulupler cogalinca kuluplere kacmis olabilirler. Bilemiyorum. Ya da belki saatleriniz tutmamistir.

RTE

Civitmamak elde değil :/

ilk (bkz: babam) diyen kezo kazanır.

gelmiş geçmiş en iyi demeyelim de, aklıma gelen ilk isimlerden biri toshiro mifune.

ha bir de john lurie var.

Hitler.

harvey keitel (ki kendisi kezo diyenlerin diline cıs yapması ile ünlüdür).

john hamm

Hugh laurie

Tom waits. Kömürcü tipi var ama karizmanın ismi

Diego Maradona.

Ronnie O'Sullivan

günümüz için; kadınlarda Cate Blanchett erkeklerde George Clooney

tarihi; kadınlarda Hetty Green, erkeklerde John D. Rockefeller

Lenin

marlon brando

O paspartular cama yapışık değil. İstediğiniz gibi kesebilirsiniz.

Hayır yok. Sultançiftliği'nden mertroyla Topkapı'ya geleceksiniz. Oradan alt geçide inip tramwaya bineceksiniz ve Bayazıt durağında ineceksiniz.

2 vesait.

henüz yok ama olacak.

glenn ve nick bence. (hepsinin vücuduna uygun olduğunu varsayıyoruz sanırım)

@Sheridans uygun. sağ ol

dostum bu erkeğim ama susmayacağım :)
bu pantalon olayı senin biraz fiziğine ve tarzına göre değişir.bence nick iyidir.paçaları falan güzel olur diye düşünüyorum.

@high hopes of the sozluk ))

yalnız site ateş ediyo. videolu filan, adamlar yapmış

Clark bence

J. J. Thomson

elektronu kesfederek, ilk atomalti parcacik kesfini o yapti. yani atomun parcalanabilecegini ilk o bulmus oldu.

@minik donut canavarı burada cabir bin hayyan olduğunu söylüyor.

www.youtube.com

tabi ne kadar doğru bilmiyorum ))

psikologlar bu durumu stocholm sendromu, vatandaş ise seversen sikilrisn sikersen sevilirsin olarak açıklıyor.

Hepsi kurgu ve şov. Sadece propaganda amaçlı kamera çekiyor diye değil, bizi asmasın diye, gönlünü hoş tutup daha çok yağlayalım da daha az insanı kurşuna dizsin diye.

Eric Cartman'ın diktatör olmuş hâli.

Öyle bir şey vardı ki zaten. Yani eğer onu gördüğünde ağlamazsanız, sevinmezseniz asılıyorsunuz gibi bir şeydi. Kurmaca yani.

Belki de hallerine agliyorlardir. Mesela "AMK akil hastasi zirbo zicti agzimiza" falan gibi..

adamlar dogduklarindan bu yana agir bir sekilde propagandaya maruz kaliyorlar. disariya da acik olmadiklari icin devlet ne propaganda verirse onu yiyorlar. firavun gibi bir konumu olan birini sana da dogdugundan bu yana yari tanri diye deselerdi sen de onlar gibi hungur hungur aglardin.

Hatirladigim kadari ile su havzasinda bulundugu icin oyle demesi lazim. Dereye yakin mi acaba? Derenin 20metre cevresinde (degisiyor bu sayi bolgeden bolgeye) herhangi bir yapi yapilamiyor. Kalan yerlere de gerekli desteklerin (yerine gore fore kazik gibi) yapilmasi zorunlu kilinuyor.

En iyisi tapu kadastroya gidip durumunuzu sormaniz. "halledilir" olunabilecek noktalari da ogrenebilirsiniz hem.

belediyesinden (sanırım sultangazi?) plan notlarını almanız lazım orada yazar.
havza içi proje alanı planın ismi sadece, önemli olan fonksiyon bilgileridir.
parkta bişi yapamazsınız, bha da da öyle. önceden komple konutsa oralar, size kamulaştırma bedeli ödemek durumundalar. dava açmanız gerekebilir.

zaman makinesi bulunursa var gücüyle kendini yok etmeye çalışacaktır.
ışınlanma pratik olarak mimkin değil. yani elektromanyetik bilgi pakedi olarak bir yere fırlatılma ve orada antenden süzülüp tekrar yaratılma impossibru.
ölümsüzlük niye lazım abi? evrenin sonu gelecek. o zaman hangi enerjiyle kurtulacaksın ölümden?
bunlar fantazi. büyük neseler için mümkün olmayan şeyler. ha dna yaklaşık olarak ölümsüzdür zaten. o teknoloji çoktan kendini yarattı bile.

@namus ninjası bulunup bulunmamasını sormuyorum. büyük sorular nelerdir?

zaman diye bir kavram olmadığı için makinesinin bulunmasıda mümkün değil

Edit:www.eksiduyuru.com bekleriz seni de

fizikte, her şeyi açıklaya bir "her şeyin teorisi" lazım. ona uğraşıyorlar.

bilinci çalışıyorlar. beyin nasıl bilinç yaratabiliyor? bu mesele çok çetin. kesip biçebildiğimiz bir organ değil sonuçta.

özelde çok soru var,
tıpta mesela,
otoimmün hastalıklar, ms, parkinson, alzheimer,
yapay organlar, kan grupsuz yapay kan, biyonik protezler..

yapay zeka bir sorun. nasıl olacak, bir yapay nesneye ruh verebilecek miyiz?

temiz ve bol enerji veren kaynaklar sorun. uygarlıkların seviyesiyle ilgili şöyle bir ölçek var:
en.wikipedia.org
buna göre daha taş devrindeyiz.

terraforming mevzuu var. dünya dışı ilk koloninin nasıl yaratılacağı, koşulların nası dünyaya benzetileceği sorunları.

@basond var veya yok değil. sadece büyük sorular.

@namus ninjası nesneye ruh verme ve beynin bilince çevirebilmesi uygun.

popüler büyük sorular. ölümden sonra hayat gibi.

ölümden sonra hayat mesnetsiz bir varsayımdan ibaret. bilimin de ilgi alanına girmiyor. bu yüzden cevap bulmak bilimsel metotla imkasız. ha ölünce görücez tabii. eğer görme duyumuz hala çalışıyorsa.

sorular önemli ama bazılarının cevapları da belli.
Fizikte imkansız imkanlılar vardır zaman da yolculuk gibi bunun cevabı vardır,

Ama ışınlanma için çalışmalar devam ediyor, ölümsüzlük olayı farklı bir boyutta,
uzayda hayat var mı sorusu da aranan cevaplardan.

Mesela buyuk patlamadan once neydi sorusu. Maddeye kutleyi veren seyin ne oldugu.
Basli basina kuantum mekanigi.
Ya da bosver, kisaca soyleyeyim; ortada cevaplanmis pek birsey yok henuz evrenle ilgili.

Edit: Isin kotu tarafi, verilmis olan cevaplari da dogru durust bildigimiz yok, kendim icin soyluyorum:)

zina etmek yasak, içki yasak değil ama sarhoş olmak yasak, size kötülük yapan biri dahi olsa ona her türlü fiziksel şiddet yasak. her zaman iyi olmak gerek kısacası

Katoliklerde boşanmak yasak.

intihar etmek en büyük günahlardan biri.

bağışlanacak olanlar var, bağışlanmayacağı bildirilenler, pardonan'ın dediği gibi intihar etmek çok büyük günah, zina, hırsızlık, adam oldurmek, yalan yere şahitlik etmek, Allah'ın adını boş yere anmak...
kibir, açgözluluk, boşanma konusu şöyle; kiliseyi ( bağlı olduğumuz) ikna etmemiz gerekiyor. Peder görüşüyor, gercekten evlilik bitmiş mi? devam etmez mi? problem ne? ikinci nikah katoliklerde kilisede kıyılmaz genelde ama ermeni kilisesi problem çıkarmaz mesela.

hristiyanlarin en buyuk ve onemli girevlerinden biri evladini vaftiz etmek ve hristiyan olarak buyutmek. bunu yapmamak gunah olarak geciyor. 7 olumcul gunah olayı var (10 emir de ayrı). bunun disinda mehzebine gore degiskenlik gosteren durumlar var.

vaftiz aradığım örneklerden biri. ahlaki yasaklar değil istediğim. hani şu olmasa da olur somut örnekler. sanki geçmişten gelen bir ritüelin parçası gibi. meslea yahudilerde deniz ürünleri yenmiyor bildiğim kadarıyla. hani yense ölüp gitmezler, öyle sağlığa sakıncası da aman aman değil. ya da sünnet, olmasa da olur.

oruç dönemleri var mesela. büyük oruçlarda hayvansal gıdalar yasak, et süt yumurta peynir vs. bu orucun bazı günlerinde balık yemeye izin var sadece.
vaftiz olmadan olmaz, kutsal ruhu kabul etmek için vaftiz şart.
evlilikte ortodoks hristiyanla evlenecek kişinin ortodoks vaftizli olması şart. kilise nikahı için söylüyorum bunu.

dedim ya mezhebine gore degisiyor, oryantal ortodoks ermeniler(halk arasinda gregiryan diye gecen) agustista meryem ananin dogumu kutlanmadan uzum yemezler mesela.
communion alacaksa pazar ac karnina olmasi gerekir. kadinlarin baslarini ortmeleri istenir. bu sapka da olabilir.
dagmat kiliseye girmeden gelini gormemelidir.
bunlar ilk akla gelenler, denildigi gibi oruc donemi var, hayvansal gida yenmez haftada 1 cumartesi sanirim balik yenebilir bu donemde.

cumartesileri 5ten sonrası (merelots) ölüleri anma zamanıdır bu sebeple çiklet çiğnenemez, ev işi yapılmaz dikiş nakış işleri yapılmaz.
yas sürecinde televizyon radyo vs açılmaz, eğlenceye katılınmaz.
ölen kişi ile aynı evde eğer vaftiz olmamış bir bebek yaşıyorsa cenaze kalkmadan bebeğin vaftiz edilmesi gerekir.
düğünde sağdıcın da hristiyan olması gerekir.

"her şeyin bi sonu vardır" felsefesine referans olcak.

matematikte son yoktur. o yüzden pi sayısının son basamağı hiç bir zaman bulunamaz. çünkü son diye bir basamak yoktur bu tip durumlarda.

iyi de pi sayısının kullanılıyor olmasının nedeni o sayının virgülden sonrasının belirsizliği değil ki. sonuçta o sonsuz sayı dediğin 22/7.

22/7 pi değildir. pi ye yakın bir sonlu sayıdır

hayır. evren içine çökmeye başlayacak ve işte biz o gün tükeneceğiz.

o sonsuz sayi dedigin 22/7 degildir. 3.14 u verir ama sonrasini vermez.

@t joe, PI < 22/7

22/7= 3,1428571428571428571428571428571...
PI= 3,1415926535897932384626433832795...

cevaba gelince; şu anki formüller zaten bütün virgülden sonraki kısım dikkate alınarak hesaplanmıyor, dolayısı ile onlarda bir değişiklik olacağını sanmıyorum. sadece daha detaya inilebilir, gereken durumlarda.

vay cehalet. sağolun beyler, bugün de yeni bi şey öğrendim.

piti piti karamela sepeti

O o oni
Kaynanamın doni
Ben sevmem oni
İçi bok doli

elma attım denize geliyor yüze yüze ben vuruldum filiz'e, filiz akın evi yakın onu seven cüneyt arkın (kın kın kın kına gecesi, si si si simitçi, çi çi çi çiğköfte, te te te telefon, fon fon fon kırmızı don diye devam ederdik biz:D

enene menene
koyayım nenene
nenen mısır patlatmış
deden s**ini oynatmış.

yemin ederim biz böyle oynuyoduk kocamustafapaşada otururkene :(

Ooo inci minci kim birinci? vardı bi tane en pratik onu kullanırdık.
sonraaa

Ooo dolapta pekmez yala yala bitmez
on kilo sana yirmi kilo bana
aysecik cik cik cik
fatmacık cık cık cık
sen bu oyundan çık

ooo moo
karado
şimi şimi şimi do
lapatika lapatika
bilmem do
yes no?
-yes için:
+va du kes
-no için
+en do

ooo o o oya
oya gitti maça
maç bileti kaç liraya (karşıdaki sayı söyler) 5
1-2-3-4-5

Ooo
Bir iki
Tilki siki
Camdan bakar
Kazık atar
Öt möt
Kırmızı göt

Ooo
Tin min takatin
Kralın kaçanın
Telsiz telefon bip
Bitli kafa
Koydum rafa
Yemesi tatlı maymun suratlı
Lı lı lı koca kafalı
Koca kafa gitti yatağa yattı
on göbek attı
1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Televizyon kırmızı don
Don don don

iğne battı
canımı yaktı
tombul kuş
arabaya koş
arabanın tekeri
İstanbul'un şekeri
hop hop altın top
bundan başka oyun yok

@tears of devil ahaha paşanın resmi tekerlemesi bu herhalde :) orada oturup da bunu bilmeyen olmaz pek :D

oooo
ini mini makarika
rera domanika
çuku puku
lili papa
in pan pış

@kakamelsokoban
bunlar bilmez şimdi biz 6 7 yaşında bu tekerlemeyle takım seçip oyun oynuyoduk :D

o pity pity care'em all so pity tear is the last thing gymnastic

OOOoo diye başlamazdı ama bir de ip atlarken tekerleme vardı. Artist isimleriyle - yaşımız çıkacak meydane:

Anneciğim karnım acıktı
Üç yumurta kır
Çatal-kaşık
Ayhan Işık,
Dalda erik
Fatma Girik.
Arabayı süren
Zeki Müren
Kızları yakan
Tarık Akan
Denizde Yosun
Necdet Tosun.

Peee.

modemi hediye ediyorlar zaten, niye o kadar masraf edeceksin ?

turkiye'desin abi ne fibere hazirligi :) fiber varsa bulundugun yerde fiber al. yoksa al duz modem gec. belki 5 sene sonra anca gelecek evine modem, belirsiz. geldiklerinde de kampanya falan yaparlar modem tarifenin icinde olur zaten @kimlanbu'nun dedigi gibi.

şuanki bağlantın neyse ona uygun alacaksın işte...
zaten fiber-adsl-kablo modemlerin hepsi farklı standartlarda... bir modemi uygun olmayan hatta kullanamazsın ki...
adsl hattına fiber modemi nasıl takacaksın?

not:baktım varmış galiba hem adsl hem fiber olan modeller... gereksiz onlar ya bence. ileride iyisinden alırsın fibere beraber geçerken...

geçenlerde asus'un 90 liralık standart bi modemini aldım. memnunum.

alırken satıcı çocuk "abi ileride herkes fibere geçecek fiber uyumlu modem al" diye 3 katı pahalı bir modem kilitlemeye çalıştı ama sallamadım. oturduğun yerde fiber yoksa gerek de yok. bikaç sene sonra ne olacağımız belli değil bu neyin hazırlığı lan. götü boklu modem alt tarafı.

tarih kitapları milletlerin gözüne örtülen tiyatro dolu bir perdedir.
'Artime Swuitz'

Batılılar güç ve çoğunluğu hak sebebi sayarlar.Bu nedenle sayıları artar ya da güçlenirlerse hemen ilk iş olarak çeşitli bahanelerle zayıf gördükleri sayıca az ordulara-milletlere saldırmışlardır.

Bunlar bazen din bazen sömürü savaşıdır.

profesyonel ordu bizimkiler, teknoloji bakimindan ustunler, egitimli, dsiplinli, karsimizda cogunlukla karma ordu.

www.youtube.com

ilber ortayli bu programda gayet guzel aciklamis.

@lutah İlber hocanın anlattıkları çok güzel. fakat avrupalı ya da başka bir ülkeden tarihçinin de vereceği cevaplar elbette vardır. hani tarafsız bakabilecek bir çinli tarihçi çok daha iyi olurdu.

fakat işin özü farklı. ben türk denince osmanlı diye düşünmedim. osmanlıdan önce anadolu selçuklu, büyük selçuklu gibi devletler var. bi dandanakan, malazgirt, miryokefalon ya da pasinler gibi savaşlarda hep az orduyla girip kesin zaferle kazanmışız.

tr.wikipedia.org

arkadas turklerin yenilmedigi hakkinda soru sormamis, neden iki kati ordulari yeniyolar diye sormus, milliyetcilik ile ne alakasi var

@silver apple tarihte sadece biz yenmemisiz iki kati ordulari, turan taktigi dedigimiz taktik hannibal'in icadi.
bu savaslara ornekler istersen su belgesel serisi cok guzel.

ozelliklehannibal ve sezar olani, kusattiklari kalenin etrafina duvar orup disari cikmalarini engellemek gibi efsane taktikler var

www.youtube.com

www.youtube.com

zenta savaşını duydun mu, muhtemelen duymamışsındır. sen duymuş olsan da çok az kişi duymuştur. çünkü biz zenta savaşı gibi savaşları anlatmayız:)

akk dolmamıştır dimi?

adil kullanım kotası veya bizim deyimimizle amına kodumun kotası olma ihtimali gayet mümkün. 50gb'ı geçince 3mbit'e iniyor çünkü

akk'yi asmissin.

adil kullanım kotasını aşmışsın. benim de geçen ay 3'e düştü. ay başında normale döner.

NETLİMİTSİZ Paket. geçsem bile kesinti olmuyor diyor pakette.

-------spoiler------------
Kullanmakta olduğunuz limitsiz tarifede kota kullanım limiti ve kota aşım riski bulunmamaktadır.
-------spoiler-------------

dün işlem yapan arkadaş bunu biliyor olması gerekiyor. başka aklınıza gelen bir şey var mı?

paketin kotasıyla adil kulanım kotası ayrı şeyler. limitsiz tarifelerde de akk oluyor ne yazık ki. millet boşu boşuna sövmüyor ttnet'e.

netlimitsiz paketlerde akk var. sadece mesela sınır 50 gb diyelim 50 gb ı geçtikten sonra da internete girebiliyorsunuz demek o. sadece hız 3 mbit'e düşüyor ve ekstra para vermiyorsunuz 50 gb'ı geçtiğiniz için.
yani sorun akk..

paketin ismi netlimitsizse akk olmuşsun. netlimitsizin anlamı istedigin kadar kullan herhangi bir ek ücret alınmıycagı senden. hızın düşer.

sağ olun dostlarım. yani dün akşam aradığım müşteri hizmetleri yetkilisi söylese nedeni budur diye, hiçbir şey demeden yoluma devam edeceğim. iyi de oradaki müşteri hizmetleri yetkilisi nasıl olur da böyle bir şeyi es geçer ve 20 dakika beni telefonda bekletir?

hemen şikayet ediyorum kendisini. ayrıca küfür de ediyorum şu. durun arayıp da bir de genel yetkiliye küfür edeyim.

bence ilk linkteki kayış nubuk/süet
ikincisi deri gibi. hatta kötü biraz :(

www.hizlisaat.com burdaki görsel tamamen aynı mesela. Kodu TIMEX T2N677 miş, senin cimrideki linkte ise kodu Timex T2P222 Erkek Kol Saati, yani yanlış saate bakıyorsun.

doğru cevap ekaterina dan geldi. sorun bende

www.iskur.gov.tr

10 gün artı 3 ay imiş

kontrast olmalı, koyu kahve gibi. desen olmasa daha da iyi.

Uşak halısı, mavi tonlarında.
images.ticiz.com


bkaratas.blogspot.com

Ya da patchwork
www.wellmatt.com(120x180)-satinal.html

Modern seviyorsanız step markasına bakabilirsiniz ama bence klasikten şaşmayın. Bugün alacağınız bir zara halı,resmen geleceğe yatırım. Makine halılarına karşı, yarın iyice bulması zorlaşacak olan el yapımı bir halı alın bence. İkinci el haşı da alabilirsiniz.

www.myhome.com.tr bu siteden yüzlercesini bulabilirsiniz üstelik uygun fiyat.

windows güncelleştirmelerine gidip, explorer 10 9 ve 8 i silip sonra da ie için otomatik güncelleştirme alma demen lazım. her ie güncelleştirmesi sildiğinde bilgisayarın reset atçak. (silme işlemi "yüklü güncelleştirmeler"den.)

www.microsoft.com

ücretsiz olarak duolingo var.

türkçe-ingilizce için geniş arşivli bir uygulama olarak tureng'i biliyorum: play.google.com

duolingo iyidir

(bkz: memrise)

Fun easy learn var. Tavsiye ederim.

absinthe

ya valla ben öyle içici sayılmam ama içtiklerim arasında en güzel kafası olan rakı'dır bence. duygusallıktan değil, vallaha öyle! bunun dışında diğer içkileri sevdiğimi de çok söyleyemeceğim -tatlı içki seviyorum napıyim? :/ -

bence şarap, 1 şişe içince çakırkeyf oluyorum. ertesi gün mide bulantısı yok, baş ağrısı yok; temiz.

Kafa yaşamak istiyorsan karıştıracaksın, vodka, viski, rakı, tekila, çok içmene gerek yok, hepsinden 1 duble içsen yeter.

everclear

şarap ve viski.

türü marka modeli kendileri seçecek artık
ama viski sert, ı ıhh pek sevmiyoruz diyebilirsiniz. vat 69 şeker gibidir. tek başınıza şişe içer bir şey olmadıkiii dersiniz ama yamultur atar.

En temizi Martini benim içtiklerim arasında.

grimer + 1
razvan rat + 1 ama geçen yaz bir bardak (kendi bardağının ayarı ile) Absinthe içerek daha kafayı bulamayıp onun yerine 24 saat sürekli terlemişliğim var, kışın içmek daha kolay onu.

Onlara ek olarak da 4-5 tane içkinin karışımı olarak Long Island Iced Tea'yi severiz. Hem içimi kolay, hem yazlık, hem de hafiften ağır.

bünyeye göre değişir, ben şarap içince agresif oluyorum, votka falan da mal ediyor, biranın kafası en güzeli <3

türkler için bir ara buydu :
-sinan yılmaz - kolbastı: www.youtube.com

beni sadece headlong gaza getirebilir.

Survivor- Eye of the tiger

Metallica- Enter sandman

topluluğuna göre değişir. mesela dombıra.

böyle ölünmez.

Kolay bi olum degil ki bu. O kadar bilesen bi araya geliyor. Imkansiza yakin. Kolay olum dedigin metanla falan olur fark etmezsin.

imkanı yok boğacak kadar sıkı dolanmasının.

olaydan önce etken fazla ama olay anında çırpınmak yerine dursa ya da dizlerinin üzerine gelse veya bacaklarını açsa.

silver apple hakli. yani böyle bir durumda ilk amacin sebebi engellemek olur. bogazindaki ipi tutup cözmeye calisirsin. sonra ipi cözemezsen tutup kalkmaya calisirsin. yani dönüp de bogulurken "vah vah makas da uzaktaymis" demezsin. zaten adam bacaklari acsa geriye itse kendini dikelecek. olmadi saga sola tutunmaya calissa arkasinda kenarda raf var, duvar kalinligi bilegim kadar her türlü kendini kaldirir. zaten bir baska nokta daha var, intihar tesebbüslerinde gerceklesen, kendi agirligini verirsen cellat dügümü atip da ipi bagladigin sey genelde agirligini tasiyamaz. buna evlerdeki ahizelerin kancasi dahil. iple beraber düsersin asagi. banyoya gerdigi ipin bir yani aninda düsüp boynunun etrafinda 15 tur atacak da diger kisim kopmayip senin egirligini tasiyacak kadar saglam olacak.

sonuc; hayir ölünmez. realitede ölünmez böyle.

ayrıca madem wiillii asmaktan da bahsetmiş şu bilgiyi verelim: kendini asarak intihar edenler boyunları kırıldığı için hemen ölüyor. boğularak ölmek çok daha uzun süren bir şey. su altında boğulmak gibi değil yani. hatta idam edilen ve hepimizin bildiği bir ismin asıldığı zaman boynunun kırılmadığı ve ölümünün çok uzun ve acılı olduğu söylenir. (kim olduğunu hatırlamıyorum, deniz gezmiş de olabilir saddam hüseyin de, o kadar hatırlamıyorum)

o aparat boyununa dolanacak kadar hızlı düşemez.

Aynen de böyle ölünür. Başka bir çaresi de kesinlikle yok, başına bu kadar kötü olmasa da bunun gibi bir şey gelmeyen bilmez.
Bana çocukken bir araba çarpmıştı. Arabayı gördükten, bana doğru geldiğini ve durmayacağını farkettikten sonra 2-2,5 saniye öylece kalakaldığımı net hatırlıyorum mesela. Adam o sırada makası bile ne düşünür, ne görür emin ol.

Emperio armani nin erkek saatlerini begeniyorum ben.bunun fiyatini bilmiyorum ama 400-600 arasi benzer modeller var.

m.watchshop.com

tissot

seiko

citizen

longines gibi saat markalarının saatlerine bak. Emperio armani, fossil gibi markalar yurt dışında 40-50 dolar bizde saatten anlamayanlara kakalıyorlar.

tavsiyem " tissot la locle "

Ben şunu kullanıyorum, aşk yaşıyoruz kendisiyle: www.saatvesaat.com.tr

empedokles +1

tissot ve longines en iyisi o fiyat bandında. çeşit olsun diye orient'i de katabiliriz empedokles'in yazdıklarına.

le loche benim de aşkım. tavisye ederim. çogzel saat.

Armani yurtdisinda 40-50 dolar geyiklerine inanma, internet caginda yurtdisi fiyatlari kolayca bulabilirsiniz. En ucuzu 125 en pahalisi da 1000 dolar civarindadir. Yani ortalama bir modeli 400 dolar civarina gelir: goo.gl

Tissot iyidir, neticede ozunde bir saat markasi. Ama Armani'nin de cok hos tasarimli saatleri var. Bu fiyat bandinda bence farkli renklerde birisi Tissot digeri Armani 2 saat de dusunebilirsiniz.

az bahseden kim ki?

az bahsedildiği nereden çıkardın ki? sadece türkçe kaynak az. ingilizce ve eastern roman empire olarak aratırsan istemediğin kadar kaynak bulabilirsin.

@mistreated hiç bahsedilmiyor ki, demek istedin sanırım )
@wilhelmwasmuss sağ ol not aldım.
@tururo anadolu topraklarında bu kadar uzun süre var olup, türkçe araştırmanın azlığından, derslerde bahsedilmemesinden, televizyonda, dergilerde, sağda solda az konuşulup az yazılmasından bahsediyorum. yani bizim bahsetmemizden... çok mu geriydiler? bin küsür yıl geliştirdikleri, yazdıkları ettikleri önemli bir şeyler yok muydu? örneğin, doğu romalı bilim insanları kimlerdi? gibi

tururo ile aynı şeyi sormuştum aslında. az bahsedildiği yok da türkiye'de ilgilenilmiyor. yurtdışında bol bol uzman ve kitap var. ben de zamanında merak sarmıştım niye doğru düzgün bi bizans müzesi falan yok diye ama sonra bir dönemin mhp'li kültür bakanının "bizans'tan kalan eseri s.kseler restore etmem" türü demeçlerine denk gelmiştim. bizde bizans hala entrikacı kötü yok edilmesi gereken ve tarihin çöplüğüne gönderilmiş bir devlet gibi görülüyor. kimsede medeniyeti ve ortak noktaları mirası kavrama ve anlama gibi bir düşünce yok. okullarda bizans da okutulsa keşke ama bu milletle bu işler zor.

ben merak sardığımda radi dikici'nin şu bizim bizans adlı kitabını almıştım ama sonra sarmadı yarısına gelmeden bıraktım. neden dersen adam hala 19. yüzyılda kalan savaş ve iktidar odaklı tarih anlayışında. halkın hayatına yaşam tarzına ekonomiye mimariye sanata kültüre pek değinmemiş böyle olunca da sıkıcı bir kitap ortaya çıkmış. ilk 100 sayfadan sonra değiştiyse bilemeyeceğim de ingilizcen varsa aç wikipedia'dan oku, radi'den daha doyurucudur.

Benim bildiğim akademik anlamda Bizans tarihi çalışan yok. Türkiyede Bizans tarihi derslerine Selçuklu tarihi uzmanları giriyor genelde. Bu benimsemekle alakalı. Senin tarihin benim tarihim meselesi. Aslında çalışmak lazım bu alanda. Sonuçta büyük medeniyet. Eski yeşilçam filmlerinde ki Öküzbaş Alyon gibi tiplemeler yok bu imparatorlukta.

Kaynak değil ama eğlencelik twitter hesabı var.

twitter.com

Eleman kronolojik bir şekilde Bizans imparatorlarının ağzından tweet atıyor, 7-8 ay önce fethedildi,bitti. Tekrardan başladı.

11'inde başlayacaksın.

Bunu doktor iki günlük diye verdi.

yalnız şöyle bir şey var;

üç günlük bir tatile çıkıyorsunuz. 10-11-12.

tatilin başladığı gün 10
tatilin bittiği gün 12

yani 12 sinde hala tatildeyim ve 13 ünde tatille bir bağım kalmıyor değil mi?

vertigo.

vestibüler nörinit olabilir. denge sinirleri iltahabıç

4 yıl önce geçirmiştim, önemli bir şey değil. grip virüsünün sinir hücrelerine ulaşması denmişti. hastalığı atlattıktan sonra ara ara nükseden vertigo kalabiliyor. yalnız 5 gün iyi dayanmışsınız. tedavi sırasında ben 1 ayı yatalak gibi geçirmiştim. en büyük rahatlık gözlerimi kapadığımda başımın dönmemesini keşfetmem olmuştu. bir de gözümü kapasam bile göz bebeklerim sağa sola istemsizce oynardı. şu an bile vertigo ile tansiyonu bu şekilde ayırıyorum.

umarım çok çok daha hafif bir rahatsızlıktır sizinki. geçmiş olsun.

@ock

başlangıcı olabilir mi diye düşünmüştüm, ben de 2 gün dayanmıştım çünkü baş dönmelerine.

kulak kristalleriniz yerinden oynamış olabilir,iyileşme süreci de bir hayli uzundur.muhakkak kbb doktoruna gidin,geçmiş olsun.

Ofiste bir arkadaşım aynı şikayetlerle doktora gitti, dediklerinde normal çıktı. Sonra denge bozukluğu olduğu öğrenildi.

Şu fırsat siteleri tatil için habire mail atıyorlar. Değişik şeyler oluyor.

telefon hattının bulunduğu türk telekom binasına git.
orada adsl teknik destek biriminde hattımın alabileceği maximum hızını öğren
ondan sonra ttnetin daha hızlı tarifelerine geçebilirsin. hipernet gibi.
ya da gün içerisinde ilgili birime telefonla arıyarak öğrenebilirsin belki.

sil. pcyi kapat aç. yeniden kur. düzelit.

Facebook ve google'a girerken mi çıkıyor?
www.eksiduyuru.com

Daha önceden ben de yaşadım. Ara ara hala yaşıyorum sorunu, tam olarak sebebini anlamadım, alan adı başka bir yere yönlendirilmiş gibi geldi nasıl beceriyorlar bilmiyorum.
İE'nin geçmişini falan temizleyip (İE'yi hiç kullanmadığını var sayıyorum.) Onun üzerinden test yapın.

Ben dns'leri otomatik'e google dns'e yandex dns'e ayarlamıştım sanırım, bunun dışında ccleaner ile çerez-dosya temizliği yapabilirsin.

Modemi de yeniden başlatabilirsin.

Sorunun çözülmeme ihtimali yüksek belli bir süre sonra çözülüyor.

dostum geçmiş olsun çözümü yok onun formattan başka.3 günümü harcadım ablamın laptopa bulaşmıştı. çözemedim. ben çözemediysem daha yoktur çözümü o kadar diyeyim. gene de bakayım dersen senin sorunun burada
www.google.com.tr
bak bakalım varsa yap birşeyler. nelerle tarattım combofix mi istersin malware programları mı istersin çaresini bulamadım. çok pis birşey. siliyorsun gene faceden bulaşıyor.

100 lira sorun olmaz dersen asus ipsi al : www.vatanbilgisayar.com

yoksa bu : www.vatanbilgisayar.com

viewsonic bizde olmasa da diğer ülkelerde bayağı popüler bu arada

full hd bir makine. mesela canon 550d.

ama asıl olay lenslerde. kit lensle çekilmez bunlar.

@sen git ben geliyorum lens ne olmalı?

slr makineyle çekersin ama @sen git ben geliyorum un dediği gibi çoğunda asıl olay lens. 4 ve 10 filmli makineyle çekilmiş sanırım. bazıları dijital işlemden geçmiş.

petapixel.com

sadece lens ve makine degil, ozel bir teknik uyguluyor bu adam.

petapixel.com boyle bir lens kullaniyor olabilir.

soru içinde soru: Sonda ki alpay erdem bizim alpay erdem mi?

ipod shuffle, kocaman bir telefon taşımaktansa istediğin albümleri yükleyip dinleyebildiğin kaliteli bir mp3 çalar her zaman daha kullanışlıdır.

4 senedir sony nwz-b163 kullanıyorum süper bi alet, bulabilirsen al. bulamazsan nwz serisinin üst modellerine bak.

palavranın en önde gideni
ha bide hipnozlu olan var yok cia ajanlarıymış falanmış filanmış.
Edit: Yazık lan millete.

beynin uyarilmasi ve ögrenme modunun acik tutulmasi icin kimyasal sart. adderall olsun adhd ilaclarinin bir kismi olsun kimi tansiyon ilaclari olsun cogunun beyni acik tuttugu iddia ediliyor. bu sartlar altinda etki edecegine inanirim. zaten medikal hipnoz üzerinde calisilan bir konu.

ha ama... bilincaltiyla ingilizce ögrenimine gelirsek. kulak asinaliginin katacagi ve placebo etkisiyle sizi gaza getirmesi haric sacmalik.

b.side derim

www.vatanbilgisayar.com(Speaker)/creative-sbs-a120-sbs-a120-2+1-speaker/productdetails.aspx?I_ID=50993

arkadasta vardi bundan. sesine sasirmistim ne yalan soyleyeyim.

edit: link olmamis, soyle yapalim.

bit.ly

an itibariyle don't speak dinlediğim logitech z-313'ümü önerebilirim.

3 yıl falan oldu sesinden de basından da oldukça memnunum. apartmanda yaşıyorum ve istediğim zaman bütün evi inletebiliyorum bu arkadaşla.

www.akakce.com

osuruklu'nun bahsettiği hakkaten çok iyi. bir benzeri bende var, çok memnunum aldığın günden beri. yıllardır da sorunsuz kullanıyorum.

ses konusunda creative'in üstüne tanımam.

Ben bu telefonu tam anlamadım. Akıllı ev telefonu derken nedir yani, dect ev telefonunun androidli versiyonu mu? Yani GSM desteği yok, sadece evde mi kullanılacak? Ne işe yarayacak ki? Yani evde bilgisayar, sende akıllı telefon falan yoksa facebook vs için belki de çok anlamsız geldi bana anladığım gibiyse.

bu olay şöyle, cep telefonunun dect hali. yani ev haricinde konuşamazsınız. ama bir android telefonun yaptığı her şeyi yapabilecek. zaten telekomun bir sürü hizmeti var, en basitinden ev tel sms'i. ama uygun araç yoktu. ona yönelik çıkmış bir mevzu.

ne işe yarayacak?

zaten internet için bağlı bulunan ama kullanmadığımız ev telefonlarımızı/dakikaları kullanabilirsiniz. bir yandan da evde elde kurcalamak için. tabi bunu normal telefonlar da wirelessa bağlanıp yapıyor o ayrı.

Ayda 2 tl denemez tam olarak, 10+2 lira. 10 liraya 1000 dk veriyor ve cihazı alıyorsunuz. Bunun yerine tablet kampanyası vardı onu araştır bence tabi amaç ne oda önemli.

Şu anda tt'den 24 ay taahhütle ayda 3000 dk her yöne alabilirsin bu da o cihazın hiç bir şekilde 2 tl'ya sunulmadığını kanıtlar.

Eğer dakkalarını kullanmak istersen wirofon hesabı açtır, bilgisayardan ve cep telefonundan kullanıyorum, güzel bir şey.

Mantık ve tt aynı cümlede olmaz

Yerel, karasal, uydu, ip?

1 milyon dolar gibi rakam kalmış aklımda ama çok da emin değilim.

Büyük sayılabilecek bir ilde, yerel yayın yapan, uyduda olan hazır kanalın ederi 2.5 M TL civarında.