Ekşi Duyuru

Öksürmeye bağlı nükseder mi bilmiyorum ama migrenin diğer ismi yarım başağrısıdır zaten

Boyun fıtığı? Masa başı iş veya çok ders çalışmaktan?

Başı geriye çekince, (varsa eğer fıtığı rahatlatınca) ağrı azalıyorsa, dahiliye, nöroloji, fizik tedavi, beyin cerrahisi, ortopedi farketmez randevu alın da bi mr istesinler.

Normal gibi. Tek eksik yazmadığınız "annesi banyoya sokup yıkıyor" kalmış.

Bana biraz akli dengesi çok yerinde değil gibi geldi. Bilemedim.

youtu.be

Saksıya tükürmekte sorun göremedim. Asıl antisosyal davranış yere tükürmek. Gerçi bizimki gibi memleketlerde bu türden davranışlar norm kabul ediliyor.

Premium denyo. Sopası eksik.

Kışın palto giymeye neden karşı olunur ki? Mevsimlerin bizim nasil giyinmemiz gerektiğini belirmesine mi içerlemiş. Yemekler konusundaki tercihine bir şey diyemicem olabilir yani bol baharatlı, soslu seviyordur.
Ama genel olarak bir aykırılık var evet. Gözümde dağınık, düzensiz, biraz aylak bi tip belirdi.

delilikten çok ergenlik gibi geldi çoğu. asosyallik de var. fazla konfor alanında kalmış.

amaaan, tam dayaklık...

herkesin hayatina kimse karisamaz nasil yasiyorsa yasasin beni ilgilendirmez ama bu anlattigin tipi karsidan gorsem yolumu degistiririm en olmadi karsi kaldirima gecerim.

Spor yapmak veya kursa gitmek yerine evde durmak. Aman ne ilginç ne ilginç.
Kışın parmakarası terlik giymek hariç hepsi anlaşılır. Baharatı çok döküyormuş bak sen.

Yere tüküren kişiler sayıca çok fazla iken bu herifin saksıya tükürmek gibi aslında daha mantıklı(sessiz yapıyor demişsin) bir iş yaptığı halde onu, buraya yazacak kadar yadırgıyor olman daha ilginç.

her seyin bahanesi var da bir ay ayni kiyafetle dolasmanin yok. balgaminizi da bir zahmet peceteye mendile falan cikarin. organik atik diye saksiya sicalim mi ya?

ciddi olmamakla birlikte anne ve/veya babasi tarafindan buyumesine izin verilmemis, kimlik bunaliminda, sosyal zekasi gelismemis bir insan canlandi gozumde.

çok ergen lan piüv
"ben yarış atı değilim, ben bir bireyim"
of çok ergen
duyuruda da buna uygun 100 kişi bulursun hemen
hepsi de anasının evinde, kokuşmuş donuyla oturup oyun oynuyor harçlığı ile.
ayakları üzerinde durup, böyle denyo olan yok zaten dünyada

"onlar beni istemiyor değil, ben aslında onları istemiyorum"
savunması
istenilmediğini, kalifiye olmadığını, tercih edilebilinir olmadığını
"aslında ben istemediğimden" diye kendince tölere ediyor

ilgi çekme çabası gibi duruyor. tam dayaklık ama ha. babası olsam sanayide 1 ay çırak olarak verirdim, fabrika ayarlarına dönerdi.

Bence bir psikoloğa gitse kesin ciddi bir hastalığı olduğu ortaya çıkar.

Kışın mont giymeye karşı olmak nedir ya :O
Bir ay aynı kıyafetle dolaşmak. Bir insan temiz kıyafet giymemeye nasıl bir açıklama getirebilir acaba!
Mülakata taliban sakalıyla gitmek ve yere tükürmek, balgam çıkarmak sosyal zeka düşüklüğünün göstergesi olabilir ancak.

Organik diye bitkiye tükürmek ne :O
Öfff valla midem bulandı.

Biraz obsesif bozukluk oldugunu dusundum. Asiri ciddi bir mesele degil. Takintilari ve tuhaf huylari olan acayip biri iste. Bir de uyuz tabii.

Bana da psikolojik sıkıntıları var gibi geldi. Ayrıca içimde dayak atma isteği uyandırdı :/

Daha da arttırabiliriz yani bu arada

Trafik ile ilgili bir örnek

Bu arkadaş trafikte sinyal vermeye de karşı, "döneceğim zaman arkamdaki döneceğimi anlayabileceği şekilde araç kullanıyorum" diyor.

Starbucks ie ilgili bir örnek

Her gittiğinde dopio espresso çektirip kahveyi alırken baristadan bir shot daha rica ediyor. Ama ara sıra değil hep. Çünkü bunun baristaların inisiyatifinde olduğunu, onlara hiçbir zararı olmadığını, tek shot için koca Starbucksa ekstra para vermeyeceğini söylüyor, gerekirse baristaya trip atıyor falan.

Kişisel bir örnek

Her gün duş alıyormuş ama saçların yıkamıyormuş, gereksizmiş, saçlarını 2-3 haftada 1 yıkıyor.
Su içmeye de karşı, asla su içmiyor.

bu arada baharat kısmında konu baharatlı yemek yemesi değil aslında, yesin tabii ama konu "yemekli baharat" olunca çevredeki herkes tuhaf tuhaf bakıyor. her restoranda masaya dolu gelen tüm baharat kavanozlarını yemeğe boca edip bitiren biriyle yemek yemek de tuhaf oluyor.

yani aslında özet olarak ilk bakışta tuhaflığı zaten farkediliyor.

ama bu psikolojik bir sorun mudur, kişilik bozukluğu mudur yoksa herkesin hayatına kimse karışamaz denilip geçilecek basit değişiklikler mi işte bu noktada farklı fikirler çıkabiliyor. çevresi de sanırım farklı fikirlerde ki, kimi hiç üzerinde durmuyor, kimisi de arasına mesafe koymuş. bir tuhaf durum.

Birisinden hoşlanmiyorsaniz ondan uzak durmayi seçebilirsiniz.ergen gibi uzun uzun insanlarin yaşayiş biçimlerini eleştirmek mide bulandirici bir şey , dayaklik yazan bile var. Sorsan kendini modern bir insan olarak tanimlar. apartman teyzeni kafasini birakip kendi hayatiniza odaklanin. Ve bu igrenç zihniyetiniz karşisinda birisinin size sanane amk dedigini düşünün. Ve modern birisi olmaya çalişin.Zor ama deneyin.

bu arada ben kendi adıma eleştiriyorum veya normal buluyorum demiyorum, son derece nötr kaldım.

sadece davranışlarının başka insanlar tarafından nasıl algılanacağını merak ettim.

zira bu kişi bazı konularda benden fikir almak istedi, ilk işleri kalıcı olamadı, anlaşmazlık yaşadı çıktı, iş bulamıyor ne zamandır, ben uzun süredir çalıştığımdan yardım akıl vs rica etti.

ben eleştirmak bir yana sadece bu konuların tuhaf karşılanıp sosyal hayatta ve iş hayatında ona zorluklar çıkaracağını düşünüyorum. bu riski alıp almamak tabii yine kendisinin bileceği şey ama bu durum ona böyle anlatılmalı mı acaba yardım için ve insanlar acaba nasıl algılıyor bu önemli. işin bu noktası tartışmaya en açık yer.

maalesef çoğu şey artık iyiden iyiye bir algı yönetimine dönüşüyor.

sanırım ya oyuna girmeyeceksiniz, ya oyunun kurallarına kafa tutacak kadar güçlü zeki zengin çalışkan vs olacaksınız veya oyunun kurallarına uyacaksınız.

spotify üzerinden yapılan hiç bir işlem ücretlendirilmiyor. sorunuzun cevabı: pakete dahil.

ortaklıklar her zaman sıkıntılıdır. mehmet sermaye arttırımı yapıp ahmeti kapı önüne koyabilir. anlaşma yoluna gitmeliler. ahmetin mehmeti ikna etmesi şart. eğer olmuyorsa ahmet payını mehmete satıp eline geçen parayla aynı işi devam ettirsin.

sermaye arttırımı durumunda ahmet arttırıma katılmaz ise ne oluyor? Mehmet hakkını verip gönderiyor mu yoksa ortaklık payı mı azalıyor?

Ahmet şirketi ve varlıklarını kefil gösterip kredi çeksin. Aldıgı parayla Mehmetin hissesini alsın.
2. Alternatif: sıralı uzun vadeli çekler/senetler versin.
3. Alternatif: kendine yeni ortak bulsun, Mehmetin hisselerini aldırsın.

Sirketin degerini bu ikili mi hesapladi?

@brkylmz evet, aslında bir de şirketin mali müşaviri var, o da hesaplamaların içinde. Bir de bu mali müşavir ile Mehmet kanka. Eski hesaplarda bir iş olduğundan şüpheleniyor Ama Ahmet'in bunu kanıtlayabilecek delili yok. Eski hesaplar incelensin istiyor ama Mehmet ile inatlaşmaya da cesareti yok. @scudman'ın dediği gibi suyuna gitmeye çalışıyor.

@507 Evet belki şirket üzerinden kredi çekmek bir fikir olabilir. Ahmet yeni ortak arıyor ama henüz umut yok. Piyasa da malum çok kötü. Yaşı 65 olduğu için uzun vadeli çek / senet işine girmeyi riskli buluyor. Bir hastalık vb. durumunda çalışmaya devam edemezse borcu nasıl ödeyeceğim diye korkuyor.

degerlemeyi su yuzden sordum,

- ya yuksek fiyat konmustur o zaman ahmet diyecek ki tamam ver o parayi bana ben ayrilayim (ki mehmet yanasmaz buna da olta atiyor iste)
- ya cok dusuk bi bedel konmustur ki bu ahmet'in isine gelir alsin hemen.
- ya da duzgunce hesaplanmistir, ahmet almak istese de alamiyordur (bu sefer de yine mehmet'e sen al diye teklif edecek, mehmet de almayacak. ahmet de daha dusuk bi fiyat teklif edip alacak)

bu tur ayriliklar da iki tarafin da hak hukuku gozetmesi cok onemli. yoksa degil 40 yillik ortaklik, kardesler bile birbirine giriyor. insallah temiz bir sekilde-sirkete zarar vermeden hallolur.

ertesi gun hemen yapacaksan sorun olmaz ama yumurta yine de riskli,

diger malzemeleri hazirlayip kaldir, sabah yumurtayi ayrica kirar eklersin,

ama yumurta riskli tadi bile bozulabilir

yumurta bayat değilse dayanır ama omlet iyi olmaz. bence de diğer malzemeleri hazırla üstüne yumurtaları ekle. zaten esas malzemeler zaman alıyor.

Silikon ve doğal formları (SiO2 falan) toksik değil. Bence sadece nem kapmışsınız bişey olmaz :)

defelarca yarim saatten fazla silikon ile hasir nesir oldum, zehirlenme falan olmadi hayattayiz hala. biraz osuruktan nem kapma durumu var sizde.

Öncelikle Silikon ile Silisyum ayrımını yapalım. Araştırınız.

Silisyumun zararsız olduğuna dair araştırmalar var ancak sentetik bir form olan şeffaf silikon türevleri endokrin bozucu kimyasallar salgılayabilir. Özellikle sıcak silikondan kaçınmak gerekir.

Cep telefonu ekranına bakmak ya da telefonla konuşmak tek başına suç değil. Mesela telefonu arabaya sabitleyip navigasyona bakabilirsiniz ya da sesi hoparlöre verip konuşabilirsiniz.

Ama telefonu elinizde tutuyorsanız ister konuşun, ister mesaj yazın, ister navigasyona bakın, eliniz sürekli dolu olduğu için sürüş hakimiyetiniz düşüyor ve potansiyel tehlike yaratıyorsunuz.

Benzer şekilde araba sürerken bir elinizde simit tutup atıştırıyorsanız ya da kahve içiyorsanız bu da ceza sebebi. Telefona özel bir durum değil yani.

Zamanında babam araba sürerken simit yedi diye ceza yemişti :)

peki gerçekten bilmediğim için sormak istedim;

bunlar (tek el ile araç kullanmak, kahve içmek vb.) trafik güvenliğini tehlikeye sokan hareketler suçuna mı giriyor yoksa başka bir madde mi var acaba?

Cep telefonunun elinde olması sürüş esnasında cep telefonu kullandığın manasına geliyor. Elinde tutuyor olmandan kaynaklı bir sıkıntı var.

aniden bırakılan antidepresan ilaçlardan sonra olabiliyor.

Aynı şeyden mi bahsediyoruz bilmiyorum ama çocukluğumdan beri, çok uzun aralıklarla, genelde boynumun sağ ve ya sol arka üst tarafından bahsettiğiniz türden aşırı şiddetli, anlık bir ağrı yaşıyorum. Bu şey çok anlık ve iki - üç saniye başımı hareket ettiremez hale geliyorum.

Ne olduğundan ben de emin değilim.

bende de beyindeki kılcal damarlarda tıkanıklık çıkmıştı. hatta beynin bir bölümünde kemikleşme görülmüştür diye bir şey söylemişlerdi. ölen kısım kemikleşmiş sanırım.

Aynı ağrı bende de oluyor max 3 saniye sürüyor. Önemsememiştim hiç.

fissür kanal gibi bişe galiba genelde makatta oluşan kanal gibi deliğe dendiğini duymuştum.

fissürün çatlak olduğunu biliyorum, lüsen/lusen de karanlık demekmiş sanırım. bu bacakta çatlak olabileceği anlamına mı gelir acaba dedim. doktora da ulaşamadım.

fissür yarık demek, vasküler yapıya ait fissür kemikte seyreden damar yatağı damar yarığı gibi bir şey demek. nehir yatağı gibi düşün. bişey yok sonuç olarak.

Ödemden hissetmiyorsundur. Sinirler hasar gördüyse bile toplar 2 3 haftaya. Dert etme geçer.

Ödemin öyle bir etkisi var evet. Benim tırnak batması nedeniyle olmuştu, o bölgeyi hissetmiyordum, ödem gidince zamanla düzeldi

bende ameliyat sonrası ödem ve hematom olmuştu ve uzun süre hissetmedim. ödem de 4 ay oldu daha yeni yeni geçiyor. ama tabii bu ameliyat etkisi. sizinki çok daha hızlı düzelir.
buz konusunda emin misiniz? ilk günler buz koydum ama sonrasında doktor artık buz koymaman gerek dedi. ters etki olabilirmiş, çünkü buz damarları daraltacak, ama aslında oradaki kan akışını hızlandırmak iyileşmeyi hızlandırıyormuş, o nedenle soğuk iyi değil hatta ovmamı söylemişti, banyoda ılık su ile, o nedenle ben kesmiştim.. ama bu konuda çok bilgili değilim siz sadece danışın diye bilgi vereyim dedim. sizinki zaten darbe kaynaklı filan..

acarken arka arkaya f8'e basip safe mode ile actiktan sonra control panele girip sifreiyi kaldirip sonra tekrar restart atin, sifresiz girecektir

safe mode ile açtım ama aynı ekran geliyor, oturum açamiyorum nasıl kontrol panele gireceğim?

merhaba arkadaşlar mode on
www.youtube.com

windows kurulum medyasi icin bir bilgisayar servisine gitmemiz lazim sanirim degil mi?
su an yapabilecegim birsey yok gibi anladim dogru mu?
bu islerden hic anlamiyorum maalesef:(

selam öncelikle eğer başka bir bilgisayarınız varsa o bilgisayarda trinity rescue kit denen iso yu indirip usb ye veya bir cd ye yazın. ardından laptopu bu cd/usb ile boot edin. iso boot ettikten sonra açılan menüden reset forgetten password gibi bir seçenek vardı onu seçip hangi user olduğunu seçin yeni şifre yazın veya boş bırakmak için iki kez enter a basıp geçin.
buyrun nasıl yapılır videosu.
www.youtube.com

trinity rescue kit i de buradan indirebilirsiniz.
trinityhome.org

ben artan hamsi tavaları ertesi gün doritos gibi yiyorum çıtır çıtır buz gibi, kılçığını bile yiyorum afedersiniz. sorun yaşamadım.

balığın cinsi önemli. soğuğu leş de olabilir yani güvenmiyorum da.

balık tekrardan ısıtılınca kötü kokuyor bence. biraz dışarıda bekletin ılısın sonra salataya atın yiyin.

@onemoremile büyük bir lagosun kuyruk kısmıydı.

soğuk soğuk yenir güzelce. Hiç ısıtmaya gerek yok.

Soğuk balık daha lezzetli oluyor. Isıtmadan yiyebilirsiniz

lagos bilmiyorum.

herkes ye demiş, yanında yoğurt olmasın sadece, ertesi gün balığı olduğu için sakatlık çıkabilir zehirlenme vb.

artan balıklarla güzel makarna sosu yapılabilir.

bir yemek kaşığı hardal, bir limonun suyu, bir tatlı kaşığı zeytinyağı ile sos yaptım.
balığı buzdolabından çıkarıp bu sosta 10 dakika oda sıcaklığında bıraktım. sonra da orta derecede 2-3 dakika mikrodalgaya koydum. artan balıklar için servis önerisi olabilir, çok güzel oldu.

inanmam, soğurum ve uzaklaşırım. söyleyemediğ bir şeyi geçiştirmek üstünü örtmek başka tabii, misal babasıyla arası kötüdür söylemek istemez asıl sebebini 'küçük bi şey boşver' desin, kurgu yapıp yalan konuşmasın isterim

dolandırıcı değilse, palavra ile ilgi cekiyorsa önemsemem. Yalanları kimseye zarar vermiyorsa uzaklaşma ihtiyacı hissetmem.

3- var. okul vs gibi kişinin anlattığında kendini kötü hissedeceği ya da onun üzerinde fazla gereksiz baskı kurduğum konularda söylediği şeyleri affedebilirim. ama bu seviye yakınlıkla da alakalı. mesela sevgilim bu yalanı söylese ağzına sıçarım.

4- bir süre aileme okulu o sene bitiriyor gibi davranmışlığım var. eylül ayında başlarken bitmediğini söylemiştim.

1 hayır
2-
3- mazereti olabilir. ama ben unutmam ve affetmem. bana temiz gelmeli insan.
4-

1-nedenler çok önemli.

hiçbiri normal değil. yazık bir ilişki. zorlamaya gerek yok.

1. Eğer hiç konusulmuyorsa bence normal değil. Yani, aramiyorlardir ama mesajlasiyorlardir, o zaman sıkıntı yok, ama hiç konuşmamak normal değil bence. İnsan hiç olmazsa merak eder.

2. Eğer eve gidip aylak aylak takilmadiysa, direk uyuduysa normal. Aksi halde, insan, önemsiz olduğunu düşünse bile en azından ne olduğunu merak eder sorar.

3. Normal değil.

4. Ayşe'nin bu olayı ofise taşıması da pek normal değil.

böyle sorulara cevap aramak bence doğru değil. iki farklı insandan ve dinamikleri o iki insana bağlı olan bir iletişim biçiminden bahsediyorsun. bunu nereden bilebiliriz? bu tarz durumlarda şu siyahtır veya bu net beyaz demekten itinayla kaçınıyorum.

Bu şartlar altında Ayşe'nin başına bişey gelse, acil bi durum olsa Ahmet'i arayamaz. Arasa da Ahmet'in her şey olup bittikten sonra haberi olmuş olur. Böyle ilişki olmaz olsun. Sevgili demek en yakınımız, her şeyi en çok paylaştığımız ve ilk anlattığımız kişi demektir.

ahmet'te bir ilgisizlik var. bu durum ha deyince düzelecek bir şey de değil. herkesle ilişki yürüyecek diye bir şey yok. ayşe önüne baksın.

not: 27E 4yıllıkilişkispor

en basitinden bir iyi geceler konuşması olsa güzel olur. ahmet bence sorumsuz. ayşe'yi pek sallamıyor.

Ek Not: Mesajlaşma yok, Ahmet bunun normal olduğunu savunuyormuş. Kendisi sürekli bi haber alma, haber verme halinin her zaman gerekli olmadığını söylüyormuş. Onun için özür dileme gibi bir durum yok. Hatta Ayşe'nin kendisini merak etmesini saçma buluyormuş ama Ayşe'nin haberleşme isteğine saygı duyduğunu, onun için elinden geleni yaptığını anlatıp anlayış bekliyormuş. Ayşe de "Sevgili, ilişki" kavramlarımız çok farklı, ayrılmam gerekiyor diye fikrimizi sordu.

normal değil.

Eğer bu ilişki şekli Ayşe'ye uymuyor ve Ayşe'yi rahatsız ediyorsa - ki öyle görünüyor. Ayrılmasında fayda olabilir.ahmetin ayrılığı çok sallayacağini da sanmıyorum ben. Belli ki birbirleri için pek uygun insanlar değiller

normal değil hiçbirisi.

Hiçbiri normal değil.

Değil hiçbiri normal.

ikisi de bir birey ve ikisi de kendi fikirlerini savunuyor. böyle konularda kimse kimseyi "çok yanlış düşünüyorsun" diye suçlayamaz. ahmet zırt pırt aranmak istemeyen bir adam, tarzı o ve aramayı da sevmiyor olabilir. en doğal hakkı. ayşe de telefonlaşmayı fazla seven bir kadın. sevebilir, onun da en doğal hakkı.
konu aslında böyle basit olduğu için birbirlerini oldukları gibi kabullenmeleri ve bu işin ofise kadar taşınmaması gerekirdi. ama bu yüzden anlaşamıyorlarsa işleri çok zor.

Hiçbiri normal değildir. İnsan sevgilisine de günaydın iyi geceler demeyecekse kime diyecek acaba?

ahmet kurnaz, ahmet tilki. ahmet aslında kızdan ayrılmak istiyor ama üzmeden yapmak istiyor. ayşe ayrılsın.

Ahmet çok uyanık. Muhtemelen başka biriyle mesajlaşıp konuşuyor. İnsan sevgilisiyle sadece hesap sormak haber vermek için konuşmaz, sırf özlediği için bile aptalca konuşabilir, yazabilir. Adam hem aramıyor hem aradığında açmıyor hem geri dönmüyor, hem de mesaj atmıyor?! Ben bu kafadaki biriyle beraber olmam, adam beni ofisteki ayşe teyzeden bile daha az merak ediyor önemsiyor diye düşünürüm.

Bu arada Ayşe'nin Ahmet ile birkaç hafta önce şöyle bir konuşma yapmış olduğu bilgimiz dahilinde:

"Biz demek ki bazı önemli kavramlara farklı bakıyoruz. Sevgilimizden, ilişkiden beklentilerimiz farklı. Bu şekilde birbirimize saygı duysak da mutlu olmamız zor. Uzlaşamıyorsak dostça ayrılalım vb. demiş.

Ancak çocuk ayrılmaya yanaşmamış. Yani Ayşe'ye bu tavrını diretiyor bir nevi.

Ayşe de sabah akşam konuşalım, mesajlaşalım kafasında bir kız değil. Zaten ofiste herkes yoğun. Ama en azından nezaketen aynı gün içinde beni geri ara vs dediğinde de Ahmet kızı kendisinin ve aramamasının normal olduğuna ikna etmeye çalışıyor.

Yani hem ayrılmaya yanaşmıyor, hem de beni böyle kabul et, benim davranışım normal baskısı yapıyor.

Sanırım bu biraz duygusal manipulasyon.

Ahmet'in başka biri daha var hayatında.

1. Olabilir. Kişisel alan falan filan.

2. Olamaz, aramalıydı.

3. Normal değildir. O ilişki bitmiş okeye dönüyor.

Güncel bilgi editi:

Ahmet Ayşe'ye benim seninle bir sorunum yok, ben sadece telefona yapışık yaşamayı sevmiyorum demiş. Bazen saatlerce telefona bakmadığım oluyor, bir işim oluyor, hiç bakmıyorum vs demiş. (Bakamıyorum değil.)

Bu arada Ahmet işsiz, gün içinde ailesinin git gel işlerine yardım ediyormuş. Fatura ödeme, akrabalara yardım vs.

Bir de akıllı telefon kullanmıyor. Sosyal medya hesabı da yok.

iş arıyor ama Ayşe'den dinlediklerimize göre bence biraz sallıyor. Ayşe ilanları takip edip Ahmet'e söylüyor, adam öyle başvuru yapıyor. Ayşe adama yardımcı olabilmek için elinden geleni yapıyor önümüzde.

Ayşe arkadaşımız da biraz duygusal ve bağımlı olabilecek bir profil. Kızı bence güzel manipule ediyor şu an çocuk. Sen bana zaten hiç güvenmedin vs diye duygu sömürüsüne başlamış şimdi de.

Durumun ilginç tarafı aslında Ayşe arkadaşımız da pek öyle bir kız değil. O da bireysel alanına önem veriyor vs. Bir de örneğin hiç mesajlaşmıyorlar. Adamda whatsapp da yok.

Gün içinde veya sonunda Ayşe arıyor ise şunun için arıyor: bugün görüşecek miyiz, görüşmeyeceksek ben şu işimi halledeyim veya program yapalım vs demek için. Hiç günaydın iyi geceler modunda bir çift değiller.

Biz örneğin iş çıkışı yemeğe gidelim dedik. Ayşe ben bir Ahmet ile konuşayım, bir programımız olmazsa gelirim diyor. Adamı arıyor, ulaşamıyor, mesaj atıyor biz kızlarla program yapıyoruz, bugün görüşür müydük vs diye. Ses yok. Ayşe'ye noldu konuştunuz mu diyorum. Yok ulaşamadım geliyorum ben de sizinle diyor.

O gün görüşmeyeceklerini böyle anlamış oluyor örneğin. Bu arada ondan habersiz program yapmasına Ahmet asla dayanamıyor, niye haber vermiyorsun oluyor anında.

1- normal
2-normal değil
3- almanya kaybedince biz de kaybettiğimiz için bu da normal değil.


Birlikteliklerde güven problemi yoksa, iletişim sıklığı karakter-tavır ilişkisiyle anlatılabilir.
Yani, bu ayşe ile ahmet'in ''sevgililik'' alışkanlıkları kesinlikle farklı; bu yüzden ya aynı eve çıksınlar ya da ayrılsınlar (eğer problemleri sadece buysa aynı eve çıktıklarında bu problem çözülür, daha gerçek ve sert problemlerle karşılaşırlar)

Bu arada bir kavga da şuradan çıkıyor: Adam şu an birçok öfke patlamasını işsiz olmasına bağlıyor. Ruh sağlığım bozuk diyor. Ayşe de elinden gelenin fazlasını hakkaten yapıyor zaten çok merhametli biri, onu incitmemeye çalışıyor.
Ama İş aradığı için de Ayşe telefonuna yapışık yaşamalı diyor. Adamı iş görüşmesine çağıracak olsalar Ayşe gibi 2 gün bekleyecek veya mesaj atacak hali yok şirketlerin sonuçta.

14:00'teymiş sanırım. rte'nin açıklamasından sonra, büyük ihtimalle olur diyorum.

%100
özel sektöre f.ck

eğer insafa gelirlerse khk ile idari tatili resmi tatile çevirebilirler. inşallah bu güzelliği yaparlar.

%99 idari tatil kararı çıkar, resmi tatil işi zor biraz.

emir büyük yerden geldi zaten. resmi tatil olmaz o ayrı bir konu

Bankaların yani buna paralel piyasaların tatil olması mümkün değil. Zira piyasalar iş günlerini yıl başından dünya bankası'na bildiriyorlar, afet ya da savaş gibi haller olmadıkça bu çalışma günlerini değiştiremiyorsunuz.

resmi tatili unutun. idari tatil rulez!!

net rakam vermek sanırım imkânsız ama interlekteki calorie calculator zımbırtılarından birini denedim. kiloyu 60 yazdım, 45 dakika orta tempo (saatte 4.82km) ayarladım, 156 kalori yakarsın dedi.

eliptik değil de düz bisiklet orta tempo (saatte 19.30 - 22.53km) seçtim, kilo yine aynı. 159 kalori için 20 dakika dedi.

ne kadar isabetlidir bilmiyorum, kendin karıştırmak istersen ben şuradan baktım,

www.prohealth.com

tedirgin etmek istemem ama kalbin alt bölgesindeki kalp kasının yeterli şekilde kanlanamadığı, beslenemediği söyleniyor. bu durumda kalbin alt bölgesini besleyen koroner damarda bir tıkanıklık olması muhtemel. fakat net bir yorum yapabilmek için hastanın şikayet ve hikayesini de bilmek gerekiyor.

Basmati pirincinin glisemik indeksi 50'ydi sanırım, normal pirinç 70. Hem glutensiz hem glisemik indeksi düşük kaliteli bir ürün ona bakabilirsin.

baklagil unları var

çölyak hastalığınız mı var? gluten tüketmeme sebebiniz nedir?

Keten tohumunu çekip un olarak kullanabilirsin. Mesela;

www.instagram.com

Merhabalar, şu an tez önerimi verdim ve yumurtasız kek çalışacağım.
Umarım bir gün sizlere ulaşan ürünün satışını da görür bu gözler.

Merhaba, ben de bu tarz beslenmeye özen gösteriyorum. Takip ettiğim instagram hesapları şöyle: pinoeatshealthy, badeninsekeri, diet_eatclean, semaninsagliklimutfagi

sabah işe giderken buzluktan dolabın aşağısına indirin. marina da o zaman tutarsınız. yarım saat 1 saat hayli hayli yeter

bu gece misafir ağırlanacak yerde kalmayacağım onun için sabahtan indirme şansım da yok :(

yani akşamdan indirseniz de dolapta durdugu sürece sorun olmaz. 1 gün kalacak ve de dolapta. eğer dolabınızın derecesi var ise alt derecesini düşürün. bir sorun olmaz 1 günde

Behcet hastaligi icin test yapilmis olabilir.

evet behçetten şüphelenilmiş bence de.

behçetten şüphelenmiş pathergy testi istemiş.

behçet denmiş zaten. muhtemelen internette aratıp işkillenme diye söylememiştir.

try to tell someone something
Trees are trying to tell us life goes on.

"that tree seems to tell us (that) life goes on."

"seem(gibi görünmek)" daha uygun duruyor.

hint at, bunu kullanmalisin. bir seyler anlatmaya calisiyor, anlaminda.

aile hekimi doğru söylemiş. gerekmez.

Titreme soğuğa karşı verilen bir tepkidir. Titremek için ateşin yüksek olması gerekmez. Zayıf düşmüşsünüz belli ki. Daha kalın giyinmeyi deneyin. Çok sıcak olmayan bir duş alabilirsiniz.

Enerji veren seyler yiyin

Önce dusa gir,çıkınca sıcak bitki çayı iç,sıcak su torbası varsa ayaklarinin altına koy ve battaniyenin altında yatıp dinlen.
Geçmiş olsun.

duş, battaniye, sıcak ev, çorba, bitki çayı, ilaç +
sadece üşüme, çok şiddetli vücut ve baş ağrısı devam...
bulaşıcı tuhaf bir hastalık başlangıcı olmasından tırstım.

Kıyma kavur salatayla karıştır ye. İçine avakado ve kuruyemiş de koy. Tüm gerekenleri almış olursun.

Tost çeşitleri dene.

ekmek yerine glutensiz wasa tüketebilirsin. (çok pahalı deme çok doyurucu olduğu için uzun sürek kullanabilirsin)
peynir yerine vegan tofu falan kullanabilirsin.
zeytin, domates, biber (özellikle kapya mikemmel bi şey) Bolca tüketebilirsin.
reçel bal tok tutan lezzetli şeyler, fındık/fıstık ezmesi de öyle.
süt niyetine de badem sütü falan kullanılabilir.
hatta vegan beslenme şeklini biraz araştır, çok güzel tarifleri var süt/yumurta içermeyen.

karabuğday haşla sonra fazla suyunu süz hala ılıkken elma rendele birazcık tarçın serp. ya da muz bal ve biraz cevizle karıştır. tuzlu istersen yoğurtla ye.
avokado ya ben biraz çörekotu ya da fesleğen ve zeytinyağı karışırıp sürmelk bir şey yapıyorum.
kaju, badem ile sütü yapabilirsin artan posasını da çökelek gibi tüketebilirsin. domates zeytinyağı artan badem posası ya da yine fesleğen badem/kaju posası gayet güzel oluyor.
ekmek yerine saaltalık dilimlerine bunları sürerek tüket.
acuka, zeytin, domates, salatalık, maydanoz, helva, bal, çayla bunlar bir iki de sürülmeklk şeyler gayet hoş olur.
vegan kahvaltıları da araştırabilirsin

MP3 olarak aktaramazsın. iTunes ile eşzamanlayıp iTunes üzerinden dinleyebilirsiniz pc de

@efruz laptop çöktü, formatlandı. baştan itunes kuracağım ancak ipad'i itunes'a bağlayınca ve eşzamanlama yapınca itunes boş olduğu için ipad'in de sıfırlanmasından korkuyorum. aygıttan itunes'a nasıl aktarabiliyoruz?

iTools ile olabilir. iphone kullandigim karanlik donemde kurtaricim olmustu bu program.

iFunbox da iyi bir alternatif

syncios kullandım, sorunsuz aktardı.

dtv alıcı yazan kısım sanırım ifade ediyor.
kullanım kılavuzundan nasıl ve nereden bağlayacağın görünüyor uydudan gelen kabloyu.

var ozelliklerde yaziyor

dvb-t dedigi uydu alicisi
Digital Video Broadcasting-Terrestrial

dvb-c: kablo tv
dvb-t: karasal yayın
dvb-s: dijital uydu

üç tunerli olduğunu gösteriyor yani. evet içinde uydu var kısaca ):)

@exlibris: dvb-t daha farklı. karasal yayın, dijital uydu değil. dvb-satellite yani s olan uydu olmalı

@exlibris: dvb-t uydu alıcısı değil, senin de yazdığın gibi terrestrial yani karasal yayın. bir ara türkiye'deki bütün analog yayınlar (uhf/vhf bantlarındaki) dijitale geçecekti, işte dvb-t onu ifade ediyor.

uydu alıcısı ise dvb-s, yani satellite. ve bu tv'de de dvb-s2 var, yani dahili uydu alıcısına sahip.

hah hah... bana böyle bir smmm denk gelse hop hop hop diye dizimde sektirirdim.

smmm'lerin temel görevidir tarafsızlık ve güven ilkesi.

www.mevzuat.gov.tr

oda'larına bir şikayetle belgeleri nanay olur. hayatları kayar özetle.

hadi hukuki kasalım:

madde 43: ""Ticari mümessillik, ticari vekillik ve acentelik yapamazlar.""

Ehliyetsiz araç kullanma durumunda sürücüye kesilen cezanın aynısı araç sahibine de kesiliyor ancak söylediğin durum ehliyeti bulundurmadan araç kullanmak olacağından farklı işlem görür sanıyorum.

Araç her durumda bağlanır çünkü alkollü araç kullanımı söz konusu.

Ehliyetsiz araç kullanımında kullanana ve araç sahibine ceza kesiliyor (yaşanmşıtır). Ayrıca alkolmetreye üfletince gerekli miktarın üzerinde ise aracı bağlar (bundan o kadar emin değilim).

yakınlarda alkolsüz ve aracı götürebilecek biri varsa neden aracı bağlasınlar ki?

araç bağlanmaz, babam yakalandı, taksiye atladım gittim, arabayı bana teslim ettiler. Bir de araba şirket arabasıysa şirkete ceza kesiliyor, bunun dışında araç sahibine kesilmiyor diye biliyorum.

Ehliyeti var ama yanında yoksa eksik evrak cezası kesilir. Araç, onu kullanabilecek birisi varsa bağlanmaz. Alkol için gerekli işlemler kullanan hakkında yapılır. Bunlar rutin trafik kontrolünde olabilecekler. Eğer kaza durumu olursa araç sahibide ciddi açıcan sorumlu.

A101'den falan aldıysam koşar gibi yürüyorum.

en son alıyorum onları. eve gidene kadar sıkıntı olmuyor zaten poşette.

abartmanın anlamı yok 1 saate kadar bir şey olmaz donmuş ise.

pek bir şey oldugu yok bizim hisssedebilecegimiz lakin bu konuda titizseniz şu çantalar işinizi görür.

mcdn01.gittigidiyor.net

poşette taşıyorum
market ile evin arası 3 saatse buz aküsü falanla desteklemen gerek malzemeyi

önceden ayarladığım motosikletli kuryeye veriyorum

eve en yakın marketten almak.

marketten sonra eve gideceksen ve evin şehir dışında falan değilse bir şey olmaz.

balık reyonundan buz istiyorum çift poşetle taşıyorum.

- poşetlerken ayrı poşete koymaya dikkat ediyorum diğer gıdalarla temas edip ısı kaybı olmaması için.

- kasaya gitmeden en son dondurulmuş gıdayı alıyorum.

- oyalanmadan eve gidiyorum.

Bal sağlıklı bir gıda değil. Daha doğrusu gıda değil.

Muz ve tarçın gereken lezzeti ve tatlılığı verecektir. Enerjisi yüksek olsun ölünün dersen ceviz veya badem ekle, çekirdekli kuru üzüm ekle.

*öğünün

@angelus @hasmetizm
tamam, bal koymayalım.
diğerlerinden ne kadar koymalı?
yani ne kadar yemek kaşığı yoğurda ne kadar yulaf, yarım muz mu?

1 su bardağı yoğurt, 3-4 kaşık yulaf, 1 muz, 1 çay kaşığı tarçın.

benim diyet listemde genelde böyle. muz büyükse yarım muz. bala gerek yok bence de, muz ve tarçın zaten yeterince tatlandıracak.

bu arada ben geceden yapıyorum, sabaha o yulaflar erimiş bisküvi gibi oluyor.
bir de ben kadınım, erkekseniz miktarlar biraz artabilir sanırım.

Ben yoğurt degil de süt ile balsiz en az 30 kere yemisimdir. 2-2.5 kasik yulaf 1 orta boy muz bol bol tarçın. 350 ml civarina gelene kadar da süt ilave edip blender hooop afiyet olsun. Yogurtla yulafa alisamadim bir turlu...

Kalori hesabı yapıyor olman lazım bu kadar dikkat edeceksen eğer. Diyetkolik e gir ve kahvaltıya ne kadar kalori ayırdıysan ona göre hesabını yap. Bir bütün ceviz, 5 badem, 5 üzüm yeterli bence. Abartmaya gerek yok.

@hasmetizm
aslında kalori hesabından ziyade, bir süredir inek ve keçi sütü ve ürünleri pek tüketemiyorum. alternatif kahvaltı arayışındayım. en azından %90 manda sütünden yapılmıs manda yoğurdu ile yulaf deneyeyim dedim.

bir üstteki mesajınıza cevaben, ben son zamanlarda kefirle yapıyorum. yine yenilebiliyor. ama kefiri de kendim yapıyorum, dışarıda satılanlar gibi ekşi ve keskin bir tadı olmuyor benim yaptığımın. belki alternatif olabilir size de.

kokusunda anormallik yoksa ye. 6 saat kapalı durmuş sonuçta. bir şey olmaz.

bakterili yemek yiyorsunuz o kesin de bozulmamıştır. koklayın, tadına bakın. bi' lokmadan bişey olmaz.

Manyaklık bence.

Hayvan mı bu onu yapmazsa aç bırakın. İnsan eğitiliyor ya. Pedagog'a da yazıklar olsun.

mama sandalyesinde yemediğinde cazalandırmak doğru değil, mama sandalyesinde yediğinde çok abartmadan annenin veya mamayı yedirenin memnun olması onun o davranışa yönelmesini sağlar zaten.

pedagog bitirme tezini maymunlar üzerinde mi yapmış.

13 aylık bebek için elinde kaşık evin içinde yedirmek için dolaşacaksın. biz böyle gördük. yemişim pedagogu.

@zugas, elinde kaşıkla dolaşmak da hatalı yalnız.

çocuk sandalyeyle ilgili sıkıntı yaşıyor olabilir. başka bir çocuk varsa çevrede falan o davet edilir sandalyeye oturtulur veya sandalyede yeme alışkanlığı edinmiş bir bebeğin evine gidilir...
çeşitli yöntemler uygulanabilir ama ceza, hele de aç aç bırakmak çok daha kötü sonuçlar doğurabilir.

@hayat valla o çocuklara karşı hal ve hareketlerde bu kadar bilimsel davranılmasına karşıyım. böyle büyütülen çocuklar ileride samimi olmuyorlar, yapmacık bir karakterleri oluyor. meriç oluyorlar, taylan oluyorlar

pedagogu değiştirin. o ne lan öyle. başka yöntemleri var o işin, yazılmış. aç bırakmak nedir allassen...

13 aylık bir bebekte pozitif pekiştireçlerin kullanılmasından yanayım. bunlar da tam olarak @hayat aklini konusacak bir filozof uret'in bahsettiği gibi sandalye de yediğinde olumlu tepkiler vermek, sandalyede yiyen bir bebeğin yanında misafir olup izleyip denemek gibi şeyler. bunların dışında çok sevdiği, bağlandığı bir oyuncak bebek, ayı vs. sandalyeye oturtulup yemek yeme oyunları oynanabilir. çocuklar en kolay oyunla öğrenirler. oyunda gördüklerini de günlük hayatta taklit ederler. çok çok büyük davranış problemleri olmadığı müddetçe bahsedilen pedagogun yöntemleri bence mantıklı değil. sonra bir de yeme ile ilgili travma yaşayıp yeme bozukluğuna sebep olmak var böyle cezalandırmalarla. bu arada evde kaşıkla peşinde koşturmak da yeme bozukluklarına yol açıyor, biz öyle büyüdük birşey olmaz diyenlere kulak asmayınız, klinikte bu çocukları görmedikleri için bişey olmaz diyip geçmek çok kolay.

@zugas, meriç taylan kalıbı nedir bilmiyorum. sanırım yapmacık ve samimi olmayanları tanımlyor. adım meriç veya taylan olaydı toplumun bir kısmının bile olsa olumsuzluk addettiği bir ismi taşıyor olmaktan rahatsızlık duyardım...

neyse, çocuğun peşinden koşturup yemek yedirmeye çalışmanın çocuğun sağlam karakter geliştirmesinde olumsuz etkileri var. çocuk başlarda yemek yemesi için istediklerini yaptırabidiğini öğreniyor. anneyi veya yemek yedireni kendi istediği gibi davrandırabildiğini gözlemliyor. yani hem sağlıklı iletişim kurabilmesi hem de kendi olaylarına sahip olabilmesi, kendi sorumluluğunu alabilmesi açısından daha başlangıçta yanlış çizgiye geçiyor. mızmızlık, tutturmalar, uyku ritüelleri, arkadaş, akran geçimsizlikleri... çocuk üzülüyor, kendini nasıl değiştireceğini de bilemiyor. çünkü ergenlik çağına kadar bu yönde düşünme yetisi henüz gelişmemiş oluyor. ergenlik çağında bu yönde gelişmeye başlıyor ama çoğunlukla çevresel koşullarda değişiklik olmadığı için çocuğun çevresiyle iletişimi, kendine yönelik tutumu bu yönde kemikleşmeye başlıyor. ancak yatılı okul, misafir gezmeleri, yatılı akraba gezmeleri gibi başka yaşamları gözlemleme olanağı olursa çocuk için bir şans doğuyor. o noktada da çocuğun algı düzeyi, değişen çevre koşullarının niteliği filan devreye giriyor.

bilimsel büyütmek; sevgisiz, gestopo mantığıyla büyütmek değil ki. bilim gözleme dayanır. koşullara bakar yinelendiğinde aynı sonuçları verip vermediğine bakar... ölçer biçer bi sonuca varır, böyle olunca böyle oluyor der. bilim iyidir, bilime laf yok :)

Tıpta her şey olasılık ya şuraya bak. Millet özene bezene yapar engelli doğar, bu kadar hormona rağmen ve muhtemelen alkol vitamin a, antibiyotik vs de almıştır bu kadın. Çocuk sapasağlam.

Yalan mı acaba haber? Yani kadın öyle demiş olmasın?

modern tıp her konuya o kadar da vakıf değil, bakma sen kesin kesin konuştuklarına
hayatında hiç adet görmediği halde 5 tane çocuk doğuranı da var, senede 2-3 kere adet görüp tedavisiz çocuğun olmaz denildiği halde ilk aydan hemen kalan 10. ayda tekrar kalan da.
yahut herşeyini normal buluyor ama kadın gebe kalamıyor, adı sebebi bilinmeyen kısırlık.
bu kızın sanırım enteresan bir yumurtlama mekanizması varmış gebe olmasına rağmen etkilenmemiş aynen yumurtlamış. zaten hiç aşermemiş, öğürmemiş, hiç kilo almamış, gebelik ödemleri, kramplar filan hiç olmamış. bu daha enterasan.
...bu bana sanki kızın gebelikle ilişkili hormonları tümden uyuyormuş gibi bişey düşündürdü- ki zaten gebelikte yaşanan şeylerin bir kısmı için açıklamalar : işte gebelikte yaşanan hormonal değişiklikler bunlara yol açıyor tadında. nedir ne değildir tam bilinmiyor. demek kızda 0 soruna yol açmış, doğruysa. Gebelikte çok aşeren çok şişen de illa çok sağlıklı/sağlıksız bebek doğurmuyor neticede.Bünye meselesi hepsi.
...hamileyken yumurtlamanın hala olması hiç görülmedik bişey değil zaten, istisna ama bazı kadınlarda oluyor; bebeğe ultrasonda bakarken bunu gözlemleyen hekimler var. ama bu kız hakketen 9 ay düzenli regl olduysa helal diyorum -doğum kontrol hapları hiç ilgi alanımda olmadı ama belki hap içmesi tüm bu döngünün düzenlenmesine katkı bile sağlamış olabilir halk tabiriyle yumurtalıklar hapa alışıyor. yine de ne yumurtlamakmış ne rahimmiş ki oradaki bebeğe rağmen (o kan nereden yol bulmuş, koca bebek varken? rahim duvarı hamile hamile nasıl soyulmuş, her ay her ay?) olan olmuş. belki kız oldu bitti kısa süreli ve az adet görüyordur farkı fark etmemiştir.

bazı makalelerde aslında bu hapların hiç aralıksız içilmesi, kadınların hiç regl görmemesi şeklinde tasarlandığını (ki böyle kullanan kullanıcılar da varmış) sonra erkek hegomanyasının bugünkü düzende kullanılmasına sebep olduğunu filan okumuştum.

@niye ama o zaman da kirilma kanamalari oluyor. Okudugun makaleler onu atlamis herhalde

Simdi aynen hayatim devam ediyor. Banyoya girip dus almaya basliyorum. Ve aniden kasilmalarim baslayip vajinamdan bir bebek cikmaya çalışiyor. Dusunemiyorum ki, cildirirsin. Hayir fiziksel olarak nasıl farkedilmez, onu kavrayamdim.

Aklima gelen bir kac ihtimal ilacalari yanlis kullandigi yönünde. Ilaci etkileyen baska bir ilac aliyor olabilir, iki uc gun ard arda kusma ya da ishal duzeni bozmus olabilir, hemen regl sonrasi degil de ortalarda bir yerde ilaca baslamis olabilir, aklima bunlar geldi.

Hamile kaldiktan sonra da Turkceleri aklima gelmiyor da "Decidual bleeding" ya da "implantation bleeding" gibi seyler var. Onlari regl yerine dusunmus olabilir :( Ha, evet, yazmissin. Implantasyon kanamasi da degil. Bilemedim.

@ la noix
okuduğum makaleler, olayın tarihi gelişimini filan anlatıyordu, biraz daha sosyal içerekli bir bakış açısı vardı yani hep içen kadınlarda ne oluyor tıbben o kısmının da ayrıntısı yoktu zaten düz okuyucu içindi denebilir (illa vardır da benim dersim o kısımla alakalı değildi ben araştırmadım). Yalnız hakketen böyle içen var mı ya diye ben bakındığımda bunu, günümüzde yaptığını söyleyen kadınların röportajı vardı, biri gençti epey arada (kırılma) kanaması yaşadığını söylememişti, kadın mı yaşamıyordu, bunu haberleştiren kişi mi atlamış onu bilmiyorum.

ektopik gebelik?
hiç okumadım ama ektopikler sorunsuz 9 ayı bulur mu emin değilim.

2014'ten beri..

Eylül +1

eylül +1

(bkz: )ünsüz benzeşmesi
(bkz: )sayıların yazılışı

Tilburg'da. sert sessizden sonra sert sessiz ek gelir.

Okurken tilburk mu diyorlar tilburg mu? K ile bitiyorsa fistikci sahap olayiyla t ye donusur.

Okurken g ile bittiği için 'da gelir.

Her iki türlüsüne de örneklerle yazayım, sebebi anlaşılır:

Tilburg'da kalıyorum.
Tilburg da sevdiğim bir yerdir.

Diğer yandan:
Erdek'te kalıyorum.
Erdek de sevdiğim bir yerdir.

çık dostum, yasak falan yok.

Yok yok. Sokağa dökülün dediler ya. Millet sokağa çıkıp zavallı erlerin boğazını kesiyor.

yasak masak yok.

endless love
lady - kenny rogers

kahtalı mıçı feat jennifer lopez - if you had my love

Ama aşk gibi ahmakca bir arguman sunmussun, ne diyelim sana? "Ama ask" hayatinin icine sicilmasina sebep oluyor ve hala bunu farketmiyorsan, burada sana ne soylesek bos.

Su ulke insaninin basina ne geldiyse bu romantizmi yuzunden geldi, hem siyasal hem toplumsal hem de bireysel anlamda. Si*iyim romantizmi.

en korktuğum insan davranışı, o yüzden en özelimi anlatmam sevgilim de olsa.

burada yapılacak en mantıklı şey, anlattıklarını normalleştirmek ve öğrenmesinden korktuğun kişilerin öğrenmesinden aslında korkmadığın, hatta onlara kendi ağzınla söylediğin izlenimini vermek. yavaştan işlemek gerek bunu, ani tepkiler inandırıcı olmaz. ha tabii bir daha da bir şey anlatmıyoruz, o kadar da saf değiliz.

Eski duyurulara da baktım, kaç senedir bu adam sana iyi çektirmiş ama sen yine aynen devam aşk maşk sırdaş bilmem ne diye. Adam belli ki sorunlu. Daha ne kadar dayanacaksan artık, hesabını kitabını kendin yap. Tehdit ediyor diye, ay kıyamam hasta, ay o bensiz yapamaz diye ömrünü bu arkadaşa ipotekleyeceksen kolay gelsin.

ama aşk mı? ama saplantı demek daha doğru. önceden söylediklerin için artık çok geç. bundan sonra napıyoruz kendimizi dökmüyoruz... yavaş yavaş uzaklaşıyoruz bir anda kesme. normalde ayrıldıgından daha ağır fazla bir tepki görebilirsin...

evet aşkın ötesinde sağlıksız bir bağlanma. benim zaaflarım, ailemle sorunlarım ve bazı sağlık sorunlarım yüzünden.

bir de işsiz olduğu ve ailesi ile sorunları olduğu için bu halde olduğuna gerçekten inanmam. hayatını düzene sokunca yavaş yavaş düzeleceğine, olgunlaşacağına inanmam. paralı erkek aramadığımı kime kanıtlamaya çalıştım bilmiyorum.

daha da önemlisi son 1-2 yıldır, o son duyurumdan sonraki dönemde çok önemli bir değişim sürecine girmiş olması. gerçekten çok çaba göstermesi. eski sorunlarımızın çoğunun hallolmuş olması. karşımda şaşkınlıkla çok olgun bir insan görüyor olmam.

ama bilmediğim bir şeyler oldu ve tekrar karanlık tarafa geçti.

en güzel senelerine yazık. diger duyurularına da goz gezdirdim ve cok uzuldum. hepimiz aynı hataları yaptık oyle yada boyle ama sen biraz ders alma kısmını geçmişsin. lütfen elini çabuk tut.

Sen de onu tehdit edebileceğin sırlarını öğren, elinde koz olsun senin de.

onun kadar ketum birinin sırları nasıl öğrenilir bilemiyorum.

aslında sırdan öte; tüm özelimi biliyor. ailemle, arkadaşlarımla yaşadıklarım, iş yerimdeki şeyler, sağlık sorunlarımın detayları.
bir insan eşi ile birkaç yılda ne paylaşırsa. tonlarca yazışma, mesaj. daha farklı şekilde bir şeyler toplamaya çalıştı mı kestiremiyorum.
daha da ileri gidip hepsini internette ifşa etmeye cesaret eder mi bilmiyorum.