[]

Birtakım soru işaretleri

arkadaşlar bir süredir kafam çok karışık.

bu ay kirama zam gelecek ve maaşımın yarısından fazlasını kiraya vermek durumunda kalacağım. 37 yaşındayım, istanbul'da tek yaşıyorum. maaşıma ara zam da almıyorum. aile evinde de kirayı ben ödüyordum ve yaklaşık 15 senedir kira ödüyorum. ekonominin gittikçe kötü olmasıyla birlikte her şeyden kısmaya başladım. çok bunaldım artık. kaç senedir bir tatil bile yapamadım. şu anda tüm borçlarımı ödedim. ancak herhangi bir birikimim de yok. çok şükür kimseye minnet etmeden bu zamana geldim.

hiç evlenmedim, evlenmeyi düşünmüyorum. tek başıma zor geçinirken evlilik sorumluluklarının maddi anlamda altından kalkamayacağımı düşünüyorum. ama kime soru işaretlerimden bahsetsem, evlenmen lazım deyip duruyorlar. ailem ve kardeşim kendi evimize taşındı bu sene ancak onlarla birlikte olduğumda geçmiş travmalarım tetikleniyor ve asla huzurlu olamıyorum. babamla da aram iyi değil.

köyde yeni yaptırdığımız bir ev var, uzaktan çalışıyorum ve oraya taşınmayı ciddi ciddi düşünmeye başladım. ancak köyde insan sayısı az ve kış şartları çok zorlu oluyor. ben taşınınca kesin annem ve babam da yanıma gelmek ister. bir yol arkadaşı olmadan tek başıma köyde kafayı yemekten de çekiniyorum. şehirde de yalnızım ancak aynı şey değil elbette.

iş değiştirmeyi düşünmüyorum, beş sene olacak. iş konusunda potansiyelimi kullanamamaktan ötürü epeyce köreldim de. gittiği yere kadar kafasına girdim.

sonuç olarak sizce ne yapmalıyım?

1- köye taşınmalıyım.
2- aile evine dönmeliyim.
3- ev arkadaşı almalıyım. (37 yaşından sonra buna adapte olmak konusunda şüpheliyim.)
4- ek işlerle gelirimi artırmayı deneyerek kira ödemeye ve bir başına nispeten mutlu olduğum hayatı sürdürmeye devam etmeliyim.

 
hocam yalnızlık insanda bağımlılık yapıyor. bu yüzden ne aile ile ne de bir ev arkadaşı ile rahat edemezsiniz bu yaştan sonra. daha düşük kiralı bir ev bulamayacaksanız tek çözüm ek iş vs. ile gelirinizi artırmak olacak. ya da 6 ay (maaşa zam alana kadar) kredi kartına abanıp sadece asgarisini ödeyeceksiniz. ama sonrasında bunun sarmalından çıkmak da zor olur.


  • shadowfollower  (24.07.24 16:44:29) 
Bu iste calismaya devam edin. Koye gecici olarak gidin bakalim nasil oluyor, 15-20 gun kalin. Internet iyi olabiliyor mu? Simdilik telefondan idare edersiniz. Bunun disinda nasil bir is gecmisiniz var, neye, nasil deger katabilirsiniz bilemiyorum ama bu durumdan cikis plani yapsaniz iyi olur diye dusunuyorum. Ekonomik durumlara, gundeme cok odaklanmayin, can sikmaktan baska birseye yaramiyor. Istanbul'da ortalama bir kiranin iki katindan cok fazla kazanan insanlar var. Yanlis anlasilmasin bunlarin bir kismi tabii onemli isler yapsa da, cok siradan sayilabilecek islerde de gorece yuksek paralar kazanilabiliyor.


  • mbond  (24.07.24 16:55:41) 
kiralarin nispeten daha ucuz oldugu ama köy gibi kirsalda da olmayan bi yere tasinabilirsiniz. hem köydeki gibi ailenizin yaniniza gelme ihtimali olmaz hem de sosyal anlamda izole bir yerde de olmazsiniz.


  • mamu  (24.07.24 16:56:54) 
mamu +1

Bir de bence kendine uygun biri olduğu takdirde evliliğe niyet etmek, amacının çocuk sahibi olmak değil hem duygusal hem sosyal hem de maddî anlamda birbirini beslemek olduğu bir evlilik yapmayı gündeme almak uygun olabilir diye düşünüyorum.

Herkes ekonomiden o kadar etkilendi ki artık nerdeyse herkes tek başına kirada yaşayamaz oldu, birine ekonomik anlamda ihtiyaç duyuyor. Bu faydayı duygusal alana da taşımak mümkün, madem yaş da kemale eriyor bence gecikmemek bile lazım, ama bunu "hemen birilerini bulmalıyım" kafasıyla değil de, "ben niyetimi ettim, doğru düzgün sohbet edebildiğim, değerli bulduğum ve beni değerli gören biri olursa ne âlâ" kafasıyla yapmak şartıyla. Çünkü birdenbire arayışa girince insanın gözü körleşebilir, bazı kadınların anasının gözü olması sebebiyle niyetinin evlilik olduğunu çaktırmak bile yanlış olabilir, kendini korumaya almak açısından.

Bence @mamu'nun dediği güzel, ek iş tamam ama o da nereye kadar, ev arkadaşına da çok sıcak bakmıyor gibisin ki haklısın da... taşınmak maliyetli bir iş olmasa küçük yer fikrine katılıyorum.

Anafikir: Yalnızlığa alışma demeye çalışıyorum. Alışma, sonra birileriyle bir arada olmak gerektiğinde çıldırma noktasına gelirsin, son derece ciddiyim.
  • muhayyer divan  (24.07.24 17:35:09 ~ 17:36:06) 
evlen diyenler çıldırmış olmalı, bu ancak bir insanı daha da dibe sürükler. lütfen kale alma. aynı yaşlardayız, bizim nesil için evlilik sosyal ölüm demek artık. etrafında eminim boşanan çok vardır, onları örnek göster gerekirse. şahsen tüm boşananlara minnettarım, biz bekarlar üzerindeki baskıyı hafifletiyorlar bir nebze.

onun dışında mamu +1 ya da köy evi ama ailene gelmemelerini söylemek. o da nasıl olur bilmiyorum ama.
  • titanyum22  (24.07.24 17:42:31) 
bul bir can yoldasi giderlerini bölüs. evlenirsin, evlenmezsin o senin bilecegin is. evlilik de öcü degil. ben evlenmeden de ayni kirayi ödüyordum, evlendim gene ayni kirayi ödüyorum ama gelir x2 oldu.


zam isteme sansin yok mu? ben bu kadar gecim sikintisi yasarken isime konsantre olamiyorum, isimi de seviyorum ve benden daha iyi verim alabilmenizi isterim. yeterince uzun zamandir da calisiyorum ve zam istiyorum de sefine. bir %40 zammi cakmislar sana. zaten yeni eleman degilsin, o sebeple maasinin erimesi kacinilmaz. ayni yarde 5 yil calisan eleman, 5 yilda 3 is degistirenden daha az kazanir. bu her zaman böyledir.

mamu+1 demek istiyorum ayrica.
  • konusma ben konusuyorum daha bitirmedim  (24.07.24 18:00:55 ~ 18:01:05) 
[]

Köpek Isırdı

Arkadaşlar, biraz önce idealtepe parkı'nda yürürken dosdoğru üstüme koşarak bir köpek saldırdı, sakinliğimi korudum kaçmadım ama fena halde ısırdı. karşıdan köpeğini gezdiren biri de geliyordu, onun yardımıyla kurtuldum.

köpeğin kulağında aşılama kartı vardı, kuduz aşısı olmam gerekir mi? o kişi aynı köpek beni de ısırdı sorun olmadı dedi.

imgyukle.com

 
Foto açılmadı ama kuduz riske atılmaz ayrıca ısırığın tipine göre tetanoz da gerekebilir. Gidin acile


  • nundu  (07.04.24 20:06:01) 
Vakit geçirmeden acile git. Aşılama kartını falan salla. Belediyeler akraba istihdam yeri. Kimse aşıyla falan uğraşmaz.


  • ferenc  (07.04.24 20:08:42) 
Teşekkürler, yorumlar sonrası yakındaki özele gittim. Aşılar Kartal Araştırma’da dediler. Oraya gidiyorum şimdi.


  • the man with no name  (07.04.24 20:19:38) 
Tetenoz daha önemli


  • sonhakan  (07.04.24 20:25:23) 
mutlaka ol


  • malheiros  (07.04.24 20:31:13) 
Isırık kötü. Gidin çünkü enfeksiyon riski fazla köpeklerin ağzında çok fazla bakteri var.


  • logisticsmanager  (07.04.24 20:44:46) 
tedbir için hem kuduz hem de tetanoz aşısı yaptırın. geçmiş olsun.


  • false pretension  (07.04.24 21:08:38) 
çok teşekkürler öneriler için. süreç hakkında bilgi vereyim, belki faydalanan olur.

doktor görür görmez kuduz ve tetenoz aşısı olmamı sağladı. kuduz aşısı dört dozmuş, tetenoz tek. üç kere daha gideceğim. bir de bol sabunla yıka dedi, yıkadım.

dümdüz ellerim cebimde yürüyordum, aralarda havlıyordu köpekler ama bu defaki kadar kararlı şekilde üstüme gelen olmamıştı. anladım ki kimse güvende değil. bir de çocukların yoğun olduğu bir park. yardım eden adam olmasaydı daha fena olabilirdi. herkes dikkatli olsun.
  • the man with no name  (07.04.24 21:28:16) 
Çok geçmiş olsun.

Bu başıboş köpek işi tatsız bir noktaya doğru gidiyor hadi hayırlısı.
  • kukuleta  (07.04.24 21:37:32) 
Çok geçmiş olsun. Maalesef sokaklar serengeti düzlüklerine döndü.


  • kolaygelsin  (07.04.24 23:54:31) 
Geçmiş olsun. Ben de ısırıldım, belediye veterinerini de tanıyordum, bana bir kere aşılarını yapıp kısırlastırıp küpeliyoruz ama rutin olması gereken aşılar bir daha olmuyor demişti. Isırıldığım zaman belediyeye haber vermiştim, normalde olması gereken o sokak köpeğinin o bölgeden alınıp gözlem altında tutulup kuduz yoksa tekrar salınmasıymış. Ancak kendileri bunu yapmaya cesaret edemedikleri için ben her gün beni ısıran köpeği kontrol ediyordum bir gariplik var mı diye.


  • jazzabel  (08.04.24 01:49:12) 
çok geçmiş olsun. aşıyı olmanız iyi olmuş, özellikle kuduzdan daha geçtiğimiz aylarda birilerinin öldüğünü düşünülünce.

@jazzabel hahaha
  • euteamo  (08.04.24 13:02:05) 
[]

Konum Yorumlarım Başkasın Görünmüyor

Google'da yerlere yaptığım yorumlar başkalarına görünmüyor. Nasıl çözebileceğimi bulamadım. Daha önce başına gelen oldu mu?

Kısa, uzun, olumlu, olumsuz vs her versiyonda yorum yapıyorum ama başkalarına görünmüyor. Sadece kendim görüyorum.


 
[]

araç nasıl hızlı satılır?

selamlar,
dört gün önce aracımı iki farklı ilan sitesine koydum. toplamda 200 görüntüleme aldı bu süre içinde. bana çok az geldi. eş dosta da epey haber saldım ancak bu süreçte hiçbir alıcı aramadı.

aracın manuel olması mı direkt etki ediyor acaba? galericiler ve ilgili araç alan siteler aracı piyasanın en düşük fiyatından satın alıyor ki ev alacağım için o fiyat da bana yetmiyor. bu süreci hızlandırmanın bir yolu var mı? ilk kez araç sattığımdan anlamadım.

araç satmanın başka bir yolu var mı hızlı şekilde?

 
Sahibindende ilanınızı yukarı taşıyacak doping aldınız mı?
Fiyatınızı diğer ilanlar ve sitelerin değerleme araçları ile belirlemeye çalışın, diğer ilanlarla benzer ve pazarlık paylı fiyat yazmalısınız, ilan dilinde o şu bu aramasın, fiyat sondur falan biraz itici bir dildir benim için mesela.
Bunlar dışında vavacarsdan falan teklif alın derim, galerici ölücülerden daha iyi fiyat veriyorlar
  • atom karincanin torunu  (25.07.23 11:02:31) 
hızlı satılan araçlar 1.4 milyon ve aşağısı. egea clio polo tarzı piyasada talep gören araçlar daha hızlı gidiyor. ilana yazılanlar önemli pazarlık yok son fiyat vs iter.


  • mikahakkinen  (25.07.23 11:14:29) 
Kusurları varsa ayrıntılı belirtin. Hiç değilse karşı tarafa samimi olduğunuz konusunda güven verir.
Bir de ilgili aracın marka modeline uygun face alım satım gruplarını araştırın .

  • diyecevaplandı  (25.07.23 11:25:14) 
spesifik bir modelse görüntüleme sayısı az olabilir. zira sadece nokta atışı o araçlarla ilgilenenler bakar o araca.

mesela geçen sene sattığım c4 picasso inanılmaz az görüntüleme almıştı ama 1 haftada iyi bir fiyata satmıştım.

manuel vites de bir etken. artık herkes otomatik araba arıyor ve alıyor.
  • teritori  (25.07.23 11:40:01) 
Benim tecrübelerim şöyle;

Özellikle iyi fotoğraf. Cep telefonu ile çekebilirsiniz ama düzgün ışıkta, düzgün bir fonda aracın dış ve içini amatörce olmayan bir şekilde çekin. Web’de nasıl çekilebileceği ile ilgili kaynaklar var.

Düzgün ve samimi bir Türkçe ile detaylı şekilde aracı anlatın. Evet çoğu insan yazmanıza rağmen aynı şeyleri tekrar tekrar soruyor ama siz yine de yazın.

Doping almak faydalı olabilir.

Son olarak en önemli şey elbette fiyat. Kusursuz bir aracın makul değeri bence kasko değeri. Tabii malum şartlar nedeniyle bunun epeyce üstüne çıkıyor insanlar ama siz kasko değerine yakın, makul bir fiyat belirleyin.
  • orient blue  (25.07.23 11:47:50) 
ilanını buraya da ekle hocam.


  • adivar  (25.07.23 12:19:48) 
Whatsapptan durum koyarak


  • 2027  (25.07.23 18:17:01) 
Sürekli fiyat düşürmeyin.
Öyle yaptığınızda takip edenler nasılsa düşürüyor diye satın almak için hamle yapmıyor.
Tanıdıklara haber salmak ve ilanı sosyal medyada paylaşmak da yardımcı olur.
  • marla is in my head  (25.07.23 20:37:06) 
[]

Küçükyalı-Sabiha Gökçen

Selamlar, pek uçak kullanan biri değilim, yarın yurt içinde 08.05'te kalkacak uçağım var. Bayram dönemi de olduğundan merak ettim.

Küçükyalı Metro'dan 06.18'de metro ile 37 dk sürüyor. 07.05 gibi orada oluyorum. Uçak kapısının 7.35'te açıldığını düşünerek metro ile gitmek doğru olur mu? Yoksa taksi kullanacağım saatten dolayı.

Sadece sırt çantam var, uçakta yanıma alacağım.

 
online check-in yapın (edit: ve hala varsa fast track alın). bana göre biraz fazla ucu ucuna. ben olsam biraz daha erken çıkardım.


  • inheritance  (21.06.23 16:20:12 ~ 16:41:48) 
alan giris guvenliginde cok sira oluyor. bence de biraz ucu ucuna. hele bir de valiz verecekseniz daha da erken cikardim.


  • 65 derece  (21.06.23 16:34:57) 
imkanı yok yetişemezsiniz.

online check-in varsa ve bagajınız yoksa, direkt uçağa gidecekseniz, minimum yarım saat geri çekin saatinizi.

eğer bagaj da verecekseniz 1 saat daha erken çıkın.
  • teritori  (21.06.23 16:40:37) 
bence yetişilir. ama biraz kuyruk olur. bagaj varsa yetişmesi zor ve kritik.


  • jelly bear  (21.06.23 16:51:02) 
bagajım yok, sadece yanıma sırt çantası alacağım. en erken metro saati böyle. bu durumda taksiyle gideyim. teşekkür ederim.


  • the man with no name  (21.06.23 16:59:57) 
Küçükyalı metro otobüs durağından e-10 otobüse niye binmiyorsunuz?
Google'a göre 5.24'te Küçükyalı'dan geçen otobüse binseniz rahat yetişirsiniz, garanti olsun diye bir öncekine de binebilirsiniz.

Edit: goo.gl
  • kobuzchu kiz  (21.06.23 18:22:51 ~ 18:33:15) 
@kobuzchu kiz ona baktım ama mobiett'de Kadıköy kalkış 5.30 görünüyor, o yüzden emin olamadım. 05.15'te e5'e çıkayım en iyisi, bir şansımı deneyeyim :)

teşekkür ederim.
  • the man with no name  (21.06.23 18:50:49) 
Şmdi mobiett'ye baktım ben de (saatlerine web sitesinden bakıp yazmıştım) ve kafam karıştı ama sonra meseleyi çözdüm. Mesele uygulamaya içeriği yazanların saçmalaması. Saatleri yazmaya sabah 5'te başlamışlar ama listenin sonunda 3.45 ve 4.55 otobüsü var.


  • kobuzchu kiz  (21.06.23 19:08:35) 
@kobuzchu kiz süpersiniz, çok teşekkür ederim. 5.24'te durakta olacağım :)


  • the man with no name  (21.06.23 19:55:05) 
Çok riskli. Kapılardaki sırayı geçtim metrodan kapıya bir yürüme mesafesi de var.


  • dr doofenshmirtz  (21.06.23 23:09:53) 
[]

Mağdur değil miyiz?

Arkadaşlar, önceki seçimlerde vaatlerden çok iktidar değişikliği öncelikli diye oy verirdim. ancak bu seçimde iktidar değişikliği kadar millet ittifakı, ekonomik ve sosyal vaatleri ile de çok öne çıkıyor.

ancak broşürlerinde, beyannemelerini filan incelediğimde gençlere, emeklilere, esnaflara, memura, engelliye, yaşlılara vaatleri önceliklendiriyor. bu ülkede işinde gücünde bir özel sektör çalışanına bir vaat göremedim. örneğin yaklaşık 4.000 gün ssk kaydı olan beyaz yaka bir işçi, iktidar değişikliği ile gelecek daha fazla özgürlük ve demokrasi dışında faydalanacağı neredeyse hiçbir şey göremiyorum. vaatler arasında belki de bana hitap eden tek şey kış saati uygulamasına son verilmesi, öyle söyleyeyim. diğer gruplara yapılacak iyileştirmelerden dolaylı etkilenmekten usandımm. doğrudan bir şey de bana ve benim gibi insanlara yarasın.

oysa bu ülkenin yükünü herhangi bir yere sırtını yaslamamış bu işçiler, beyaz yakalar daha çok çekmiyor mu? neredeyse hiçbir şey elde etmeden çalıştık ve üstüne bir sürü sorunlarımız oldu.

çok kafama takıldı, ben mi yanlış düşünüyorum? yoksa yeteri kadar mağdur değil miyiz? bu defa mv seçimlerinde oy vermeyi düşünmüyorum gerçekten.

 
tabii ki yanlis dusunuyorsun. 1. burada secim kazanmaya calisiliyor. haliyle en politik olarak pragmatik vaatler veriliyor belki baska partiye oy verecek olan insanlarin dikkatini cekmek icin 2. beyaz yakalinin hic genc cocugu veya yasli annesi babasi yokmus gibi yazmissin. veya emekli hic calismamis gibi 70 yasina kadar. 3. diger gruplara yapilan iyilestirmeler benim kaybim mantigi asiri toksik.


  • hot potato  (05.05.23 08:50:05) 
@hot potato teşekkürler. ben diğer gruplara yapılan vaatler yapılmasın demedim. kapsayıcılığın dışında bir politika güdüldüğüne işaret etmek istedim. toksik bir durum mu emin değilim, sürekli her şeye karşı anlayışlı olmak ve empati kurmak artık bana daha toksik gelmeye başladı açıkçası. neden hep empati kuran ben ve benim gibiler oluyor. bu yüzden belki de bize bir şey vaadedilmiyor belki de. bireyin hayatını iyileştirmek yerine belli gruplara daima öncelik verildiğinden bahsetmek istedim.


  • the man with no name  (05.05.23 09:00:42) 
Özellikle bekarları ağzına alan yok. Şu ortamda en çok sıkıntı çeken grup bence. Her şey ailelere yönelik planlanıyor.

Örneğin bekara ev vermem diye artık çok yerleşmiş bir anlayış var etrafta. Ya da şirketler ve kurumlar bekar çalışanlara yeni mezun muamelesi yapıyor sıkıntı bir iş varsa direkt bekarlar öne sürülüyor. Aynı şekilde izinlerin dağıtımda da bu böyle. Baya ikinci sınıf insan muamelesi görüyorsun evli değilsen.

Evin bile ev değil "bekar evi" olarak düşünülüyor ve yanına kalacak birini almanı falan bekliyorlar.
  • akhenaten  (05.05.23 09:06:09) 
Hocam benim bulabildiğim olarak şurayı incelemeni tavsiye ederim. Eminim ki kendi sitelerinde va daha kapsamlı şeyler vardır.

www.evrensel.net

Birkaç örnek madde alarak yorum yapayım.


- Yazılı ve sözlü sınavda en yüksek puan alandan başlamak üzere liyakat esaslı alımlarının yapılması sağlanacak.

Yorumum: yukarıda saydığın gruplara hiç girmeyenlerin de faydanabanileceği bir şey. Belki de sen de bu durumun mağdurusun. İl/ilçe belesiyesi el değiştirdikten sonra işe girebilen insanlar tanıyorum.

- Devlet okullarındaki evlatlarımıza beslenme desteği başlatılacak.
Yorumum: çocuğun varsa direkt senin ekonomini de etkileyecek bir madde.

- Çiftçilerin ve balıkçıların kredi faizleri silinecek.
Yorumum: onların yükünün azalması, üretimin artması ürün fiyatlarının ucuzlaması haliyle bireysel ve toplumsal ekonominin iyileşmesi demek.

Bir de şöyle bir video gördüm, izlemedim ama bakmanı tavsiye ederim. youtu.be
  • senolll  (05.05.23 09:12:06) 
ülkede son yıllarda alım gücü en çok düşen kesim özel sektör çalışanı beyaz yakalı kesim. Ülkeyi terk etmek isteyenlere bakarsan zaten kimin hayatı kötüleşmiş kimler benzer seviyede görürsün. Asgari ücretliler hep böyleymiş, memurlar hep bir şekilde ortada. Emekliler geçmişte evini alabildiyse ve küçük şehirdeyse bu krizden pek etkilenmemiş olabilir vs vs.

Sonuç olarak evet, mesela ülkenin refahını artırmak isteseler Eyt'yi geçirmemeleri, memur sayısını azaltmaları falan lazım. Ama siyaset mecburen çoğunluğa oynuyor, adamlar 4 çocuk yaparken biz evlensek bile çocuksuz takılıyoruz. Yani gelecekte de böyle olmaya devam edecek veya demokrasi kavramı biraz değişecek.

Sen yine oy ver bence, bu oy "kötü gidişi durduracak". İleride beyaz yakalıların haklarını koruyan bir parti ortaya çıkar mı yeterli oy alabilir mi bilmiyorum.
  • nhk ni youkosu  (05.05.23 09:20:05) 
75 yasındaki adamdan minnet umarsan böyle


  • abi bi dizi buldum on numara  (05.05.23 09:33:20) 
Başkan bu sebepten oy vermiyorsan o zaman bundan 6 ay sonra buralarda başlık açma ya da şikayet etme. Oy vermemek benim için ikisi de aynı o yüzden bana fark etmez demek bu noktada, eğer mutluysan oy verme.

Türkiye gibi bir ülkede politikacinin konuşacağı şeyler ilk karşı taraftan alacağı oylar olacak. Türkiye Finlandiya değil ki konuşalım.

Kk politikalarinda sana sıfır etki var demek saçma olur. Bir sürü şey var. Biz şu an ülkenin bozulmuş ayarlarini yerine getirmek ile ugrasiyoruz, beyaz yakadan konusmasa da olur. Beyaz yaka "benim hakkimda konuşmadı o zaman banane" diyorsa o zaman mutludur hayatından.
  • logisticsmanager  (05.05.23 09:45:11) 
Ben size %100 katılıyorum. Ben hariç herkese doğrudan fayda sağlayacak bir şey vaad edilirken ben sadece ödediğim vergilerle kaynak olarak kullanılacağım gibi hissediyorum.


  • namandigurai  (05.05.23 09:52:52) 
Maaelesef öyle populizm uğruna hep belli kesimlere vaat veriliyor, muhalefet bizi cepte görüyor, akp ise zaten bunlar bize oy vermez diye kasmıyor arada kalıyoruz. resmen sokak köpeği kadar değerimiz yok seçim vaadi anlamında.


  • nuisance  (05.05.23 09:59:00) 
@logisticsmanager ben cb seçiminde oy kullanacağım. mv seçimlerinde oy kullanmak konusunda saydığım bu sebeplerden kararsızlığım var dedim. oy kullanmayacağımı belirtmedim. fikir almak için yazdım. üstelik olduğum seçim bölgesinde hiçbir mv adayı da bana hitap eden insanlar değil. tüm seçimlerde bir kere dahi iktidardan yana oy kullanmadım. ve geldiğim noktada hala dışlanmış hissettiğim için düşüncelerimi paylaştım. benim haklı olduğum yanlara değinmek yerine stratejik oy kullanmaya devam diyorsunuz. zaten hep öyle yaptım.


  • the man with no name  (05.05.23 10:22:22) 
olay vaatten çok bu düzenin değişmesine önce normalleşelim sonra vaatlere bakarız.


  • mikahakkinen  (05.05.23 10:43:55) 
65 yaş üstü adayların gençleri anlamayacağı açık.
Verdikleri sözlerin çoğunu yapamayacakları ortada.
İktidar değişmezse et kısa zamanda bin lira falan olur. Bu kesin gerçek.
  • vizivozo  (05.05.23 10:48:11) 
cepte görüyorlar +1

diğer kesimin üstüne oynamak daha karlı ve kolay. siyaset dili yıllar içerisinde bu kesim üzerinde döndü ve gelişti. daha da kolay ayrıca ve oyları beyaz yakaya göre çok daha değişken. bu yüzden bu kesimin üstüne çalışmak daha karlı geliyor.

dediklerine katılıyorum ancak mv seçimleri de en az cb seçimi kadar önemli. akp gidecek ama ana muhalefet olarak kalacak. bu noktada ne kadar az mv sahibi olurlarsa o kadar iyi ancak şu anda çoğunluğu alacaklar gibi duruyor ve bu başta kendilerinin yargılanmaları olmak üzere, düzelmesini istediğimiz birçok şeyin önünde engel.

bu yüzden oy vermek, özellikle chp ya da iyip'e vermek çok önemli. tabi bölgenizde başka parti güçlüdür orası ayrı.
  • not sure if serious  (05.05.23 10:57:14) 
Aynen bro oy kullanma bu süper demokratik bir başkaldırı, kesinlikle ülkenin geleceğini değiştirecek bir hamle gibi geldi bana da bu. Tiananmen Meydanı'nda kendini yakan rahip dayıdan sonraki en çok ses getirecek pasif direniş örneği bu olabilir gibi geliyor, kitleleri arkandan sürükleyeceğine eminim. Hayırlısı olsun.


  • Kaleci Saçlı Yırtıcı Forvet  (05.05.23 10:57:28 ~ 11:00:25) 
katılıyorum ama bu yeni bir şey değil. bu sebeple muhalefet 20 yıldır kaybediyor. bence hala elle tutulur, kitleleri arkasında sürükleyen bir vaadi yok. ana çerçeve $300mr para getireceğiz ve herkese para vereceğiz. mesele bu malesef. bana kalırsa bu bir kolaycılık ve popülizm.
doğu illerindeki çiftçilere elektrik bedava verecez demiş kılıçdaroğlu mesela. böyle bir şey yapılıyorsa niçin sadece doğu illerine yönelik var? diğer bölgelerde çiftçiler yok mu? bu popülizm işte. kaybettiren dil tamamen bu. kalkınmada öncelikli iller vs diye bunu doğru bir şekilde anlatabilse bu kadar tepki görmeyebilirdi ama bu durumda çeşitli teşvik paketleri ve kredi imkanları içeriyor programlar. burada ise doğrudan bedava elektrik vaadi söz konusu. kaldıki kaçak elektrik kullanımı gibi ülkemizde ciddi bir problem olmasına rağmen...

  • debian  (05.05.23 10:58:51) 
Haklısın kardeşim.
Ben de hiç yalnız yaşayan bekar erkekler için bir vaad göremedim.
Bu konuda çok kırgınım onlara.
İyi düşünmüşsün.
Ben de sandığa gitmeyeyim bari.
  • Mirket  (05.05.23 11:18:44) 
modern demokrasilerde maalesef çoğunluğun sözü geçer. çoğunluk da önce kendi çıkarları için konuşur.

Türkiye'de beyaz yakalı çalışanlar aktif çalışan nüfusun sadece %25'i. yarısı bile değil. Üstelik beyaz yakalı işçilerin çoğu işçi olduğunun bile farkında değil ya da kabul etmiyor. Kimse sayıca bu kadar az, üstelik kendi durumunun bile farkında olmayan, hak talep etmeyen bir kitle için uğraşmaz, vakit harcamaz.

Diğer yandan beyaz yakalıları kandırmak çok kolay. Şık bir ofiste, havalı giyinebilsin, öğlen yemek kartıyla kahveciden kahvesini alabilsin, 2-3 havalı kariyer etiketiyle bu insanları gece gündüz çalştırabiliyorsun zaten. Bir örgütlenmeleri yok, tamamı kendini şirketin ortağı bir sermayedar sanıyor. İşçi olduğunun bile farkında değil.

Mesela bir fabrikada torna ustasını saat 5 oldu mu tutamazsın. Adam biner servisine gider. İsterse iş kalmış olsun. Sabah 9'da gelir kaldığı yerden devam eder. İşi bitirmek için kal dersen de mesaisini ister, ödemezsen gider sendikaya şikayet eder. Çok kafası bozulursa istifa eder gider arkasına bile bakmaz. Patrondan falan da korkmaz kolay kolay. Mesela maaşını 2 gün geç yatır adam kapatır makineyi parasını alana kadar şalteri açmaz.

Aynı fabrikada o torna ustasının yaptığı işi yurtdışına satan "regional sales director" sabaha kadar çalıştırılabilir. Mesai istemez, zaten isteyemez. ARkasını savunacak bir sendikası yoktur. Patrondan ödü patlar. İstifa edip gitmeye yüreği yetmez çünkü muhtemelen o fabrikanın namı büyüktür, cv'sinde öyle bir şirketten ayrıldım yazmaya eli gitmez. Bu adamlara dandik bir özel sigorta, uyduruk bir şirket arabası kullanım hakkı verdin mi tamam zaten.

Çok komik ama Türkiye'de mavi yakalı işçiler sağ muhafazakar siyasete daha yakındır. Beyaz yakalı işçiler de genelde sosyal demokrat siyasete yakındır. Ama sosyal demokrasinin en temel unsuru sendikalaşmayı en iyi başaranlar mavi yakalılardır.


Bildiğim bir sektörden de örnek vereyim.
Eskiden reklam kampanyalarının fotoğraf ya da film çekimleri yapılırken bir saat sınırı yoktu.

mesela bir reklam filmi çekilecek ve bu çekimin 24 saat süreceği düşünülüyor. Sabah 8'de başlar çekim, ertesi sabah 8'de biter ara verilmeden. Hatta yönetmenin, fotoğrafçının, oyuncunun kaprisine göre bazı sahneler tekrar çekilir 36 saat 40 saat aralıksız çalışılırdı.

Bu çekimlerde beyaz yakalı da, mavi yakalı da çalışır. Mavi yakalılar dekoru kurar, malzeme taşır, ışıkları kurar, getir götür nakliye işlerini yapar, yemek hazırlar, kamera sistemlerini kurar vs. Beyaz yakalılar da reklamı yapılacak şirketin ve reklamı yapan ajansın temsilcileridir. İşin plana uygun gidip gitmediğini takip etmek için settedir. Setten sonra o reklam malzemelerinin hazırlanması, mesela filmin montajının yapılması, ilanların baskıya hazırlanması da beyaz yakalının görevidir. Yani setten sonra da beyaz yakalı çalışmaya devam eder. 36'lik aralıksız bir çekimden sonra, 2-3 saat uyuyup gelen fotoğraflarla reklam bannerları hazırlamak için bilgisayar başına oturur mesela tasarımcılar.

Hazırlanan reklam bannerları medya planına göre dağıtmak için pazarlama ekibi mesai harcar... Korkunç yorucudur bu süreçler de.

Şartlar böyleyken, mavi yakalıların "sinema işçileri sendikası" dedi ki günlük çalışma saati 16 saati aşamaz. Bunun da 12 saati normal ücretle ücretlendirilir, 12 saatten sonrası için normal ücretin 1,5 katı ücret alınır. Bu olayın üstüne gerçekten de saati doldu mu mesela ışık şefi şalteri indirip arkasına bile bakmadan gidiyor artık.

mavi yakalıların görünüşte beyaz yakalıları da rahatlatan bu kararına en büyük itiraz kimden geldi? Patronlardan değil. Onlar tamam dedi sendikayla ters düşmemek için. Ama beyaz yakalılar, pazarlama müdürleri falan çıldırdı uzun süre. Ben çok pazarlama çalışanı duydum: "ama benim pazarlama bütçemi 2 katına çıkarmam lazım" diyen. Düşün adam kendine ait olmayan bir parayı, kendininmiş gibi savunuyor.

Şimdi diyebilirsin ki ama o bütçenin hesabı o pazarlama ekibine soruluyor çünkü o da onun stresini yaşıyor. Kardeşim o zaman sen de sendikanı kur. O üstüne gelen stresi baskıyı yönet.

Çok genel geçer bir sözdür bu, hak verilmez, hak talep edilir. Hem sayıca azsın, hem kraldan çok kralcısın, hem kendi haklarını bile umursamayacak kadar "kariyer" uğruna öz saygını ayaklar altına almışsın, hem adam gibi bir sendikalaşmaya bile gidememişsin. Senin haklarını kimse savunmaz ki?

Türkiye'de yüzbinlerce yazılımcı var mesela. Kaçı sendika üyesi?
Şöyle havalı bir yabancı şirkette işe girince hepsinin ağzı burnu kayıyor havalar civalar...

Böyle bir kitleye tabii ki kimse bir vaat sunmaz.

Mavi yakalılar daha pragmatisttir. Mavi yakalının tek çalışma motivasyonu para ve yan haklardır. Daha iyi para veren, daha iyi haklar sunan, daha iyi çalışma ortamı vaat eden işe gider. Bu siyasi olarak da böyledir. 90'larda mavi yakalılar bir seçimde ANAP'a oy veriyor, bir sonraki seçimde daha iyi bir vaat varsa DSP'ye oy veriyor. Adam son derece haklı olarak önce kendi cebini ve yaşamını düşünüyor.

Beyaz yakalılarda böyle bir öz bilinç yok. İş anlamında beyaz yakalıların ağzına bir parça bal çalınıyor: "KARİYER". Bu hikayeyle bu adamları istediğin gibi güdebilirsin. Ekşi duyuruda bile çok başlık var böyle, "daha büyük şirketten iş teklifi aldım, maaşı ve yan hakları daha az ama kariyerim için daha iyi olacak, gideyim mi?". Bu adam sırf kariyeri uğruna iş yerinde her türlü haksızlığı sineye çekebilir. O yüzden de sırtına binerler. Siyaseten de böyle.

Çantada kekliktir bu kitle. Çünkü siyasette de ağzına çalışan balın adı şu: Yaşam tarzı... Bak biz seçilmezsek artık rahat rakı içemezsin, mini etek giyemezsin dedin mi bu adamın oyunu alırsın. Ya da biraz muhafazakar bir beyaz yakalıysa biraz korkuttun mu tamam ceptedir.
  • anten  (05.05.23 12:12:23 ~ 12:24:30) 
ağzına sağlık muhalif biri olarak ben de tam olarak aynı şeyi düşünüyordum. maaşlı çalışan bir keriz olarak bana hiç bir partinin bir adet vaadi yok. aksine, asgari ücrete zamlar, eytler, memur zamları vs gibi durumlar için yaratılması gereken kaynaktan dolayı büyük bir enflasyon gerçekleşecek ve sonucunda biz bu enflasyon zammı kadar maaş zammı alamayacağız. yani aynı tas aynı hamam. bu ülkenin vasıflı mal üreten ve çilesini çeken kesimi için teşvik ve vaatler sıfır. gelir vergisi dilimlerini düzenleme vs gibi bir konu bile kimsenin aklıma gelmiyor.

sonuç olarak trnin mevcut vizyonu bu, devlet yardımlarıyla yürütülen bir dar gelirli gemisi. herkes ya devlete çalışacak, ya devletten para alarak yaşayacak. beyaz yakalı kerizler olarak bizim oyumuz zaten cepte olduğu için bizi düşünen yok.
  • roket adam  (05.05.23 13:53:26) 
yükü mükü geç. hayattaki en büyük zenginlik özgürlük ve demokrasi. bunlar olmadıktan sonra sadece maddi zengin olursun. özel sektördeki çalışan yükü sırtlıyor mu? evet ama zaten özel sektörün şartları "genele yayarsak" daha iyi. bu seçim öyle şartları bi düşüneyim seçimi değil. bi taraf iyileştirme yapıcaz diyor öteki oy veren gaydir diyor allahsızdır teröristtir diyor. hür iradenizle oy kullanın.


  • KidLazer  (05.05.23 17:05:26) 
beyaz yakanın ucuz avrupa tatili, konser ve ucuz bira dışında bir talebi mi var?
varsa bu taleplerini iletecek bir görünürlülüğü, gücü mü var?
ofisler ben işçi değilim sendika neymiş öegh diyen tiplerden geçilmiyor.
siyasetçilerin önünde sihirli küre yok baksın aaa bu ofis insanlarının da şöyle bir sorunu varmış dur onu da düşünelim diyemiyorlar, kusura bakmayın.
araba fiyatları düşecek, dolar düşecek de zaten beyaz yaka oltaya geliyor dahasına ne gerek var?
  • Whily  (05.05.23 18:11:54) 
[]

birtakım soru işaretleri

evden çalışan, yalnız yaşayan, temizliğe ve titizliğe önem veren biriyim. öyle ki eve gelen yabancılar, eve gelen temizlikçinin numarasını vs istiyor. eve kimse gelmiyor deyince, evin her zaman düzenli ve temiz olmasına şaşırıyorlar. Zamanımın çoğu evde geçtiği için rutine çok alıştım. Yemek saatlerim, keyif saatlerim kendiliğinden oluştu zamanla.

Evde vakit geçirmeyi, misafir ağırlamayı da seviyorum. Sofram da çok açıktır. Eve kız arkadaşlarım geldiğinde yemeğinden bulaşığına kadar her şeyi zevkle yapıyorum. Onlar da evde vakit geçirmekten çok keyif alıyorlar. sürekli bende takılmak istiyorlar. Ancak özellikle sevişmek konusunda evi sonrasında temizleyecek kişi olduğum için içimden "yine mi seks" ifadesi geçiyor bıkkınlıkla. Arkadaşlarım gittiğinde evi baştan aşağı temizlemek, yemek yapmak, çarşafları değiştirmek vs çok yorucu gelmeye başladı. Benim için yeri çok özel birisi var örneğin, temizliğe o kadar önem vermiyor, sürekli her yerde sevişmek istiyor. Uyum sağlıyorum genellikle ama kafamda evi şimdi kim temizleyecek düşüncesi dönüp duruyor. Onların kendi evleri de yok, o yüzden hep bende vakit geçiriyoruz. asla bu huzursuzluğumu onlara yansıtmıyorum, mutlu vakit geçirmelerini önemsiyorum. ancak ister istemez rutinim ve temizliğim de dikkatleri çekiyor. yemek yapmamla, yemek sonrası etrafı toplamama filan takılıyorlar, oysa kendim şikayetçi değilim.

derdim belki çok saçma ama kendimle mücadele ettiğim bir konu. ben mi bu olayı büyütüyorum, yorumlarınız olursa memnun olurum.

 
Bu temizlik takıntısı genelde daha ciddi mental rahatsızlıkların öncülü oluyor. Ben olsam bi psikoloğa giderim.


  • plutongezegendegilmi  (04.01.23 19:10:02) 
Temizlik ve rutinleriniz konusunda obsesyon geliştirmişsiniz.

'Yine mi seks' diyecek boyuta geldiyse, ben de bir psikoloğa giderdim.
  • Mirket  (04.01.23 19:47:37) 
annem de sizin gibi, eve gelen herkes temizlikci bilgisi ister, her yerin derli toplu olmasina cok sasirir insanlar, evde kimse yasamiyor gibi gorunuyor hep, ama tozlu filan degil, tertemiz. ben kendimi bildim bileli (31 yildir) boyleydi, oncesi de boyleydi kesin.

gelgelelim, bugun, 70 kusur yasinda, babam da vefat ettikten sonra, tamamen yapayanliz. aile/arkadas agi genis oysa ki. fakat kimseyi agirlamiyor ona is cikmasin diye, kimseye de gitmiyor insanlar sonra ona gitmek istemesin diye. halinden sikayetci degil, boyle istiyor, duzeni bozulmuyor.

es kaza olur da birileri gelirse mukemmel agirlar, yemegi tatlisi vs herseyini kendi yapar. ama daha insanlar yemeklerini bitirmemisken bulasiga girisir, yemekleri toplar kaldirir, fazla sandalyeleri odaya geri goturur, ocagi firini siler filan. hani restoranda yemek yiyen son kisi kalinca etrafi supurmeye baslarlar ya o misal. insanlar oyle alismis garipsemiyor ama ben bi sure uzak kalip yeniden o ortama girince fark ettim. hani ne guzel insanlar geldi oturalim sohbet muhabbet keyif yapalim degil de, yiyip icsinler de gitsinler bir an once ki ortaligi supurebileyim modu baskin. belki daha gencken bu seviyede degildi ama simdi geldigi nokta bu.

narsistik yapili birisi, ve temizlik hayatinda %100 kontrol edebilecegi bir alan, bu sebeple asla taviz vermiyor gibime geliyor. ikili iliskileri istedigi gibi ilerleyemiyor zaman zaman cunku tum kontrol ona ait degil ama temizlik oyle, o yuzden hayatinda kontrol edemedigi herseyi temizlige endekslemis gibime geliyor bana. etrafi temizleyince geri kalan her sey duzene girmis gibi hissediyor olabilir. bazen de temizligi uzerinden ustunluk tasliyor, benim evimde asla olmaz oyle sey gibi, cunku narsist, yapacak bisey yok.

biri demis ya baska psikolojik rahatsizliklarin onculu olabilir diye, o yuzden bu kadar anlattim. bi de geleceginizi gorun diye. yoksa "etraf derli toplu temiz iste bi insan bunu neden istemesin ki ben hic anlamiyorum" diye kendinizi kandirmaya baslayabilriisniz.
  • taurina  (04.01.23 20:07:45) 
bence de olay büyütülecek kadar ciddi. ben olsam direkt psikoloğa giderim. temizlik takıntısı olmuş sizinki. günlük hayatınıza etki eder hale gelmiş.


  • roket adam  (04.01.23 20:25:01) 
[]

İş Sorusu

Geçen hafta iş aramıyorken Linkedin'den birisi benimle iletişim kurdu ve görüşme gerçekleştirdim. Beklentimin üstünde bir teklif gelince dün tekrar görüştük ve içerideki ekiple de tanışarak maaş konusunda anlaştık.

Ardından mevcut çalıştığım iş yerimi bilgi için aradığımda kendileri beni bir yere bırakmayacaklarını söyledi ve diğer yerin teklifinin de bir tık üstüne çıkarak yüzde yüzün üzerinde zam yaptı. tabii ben geçen sene daha düşük bir zam oranına da çalıştığım için zam oranında bu olayın da etkisiyle ayrıca cömert davrandılar. ancak ben yine de bu kadar zam yapacaklarına hiç ihtimal vermemiştim.

diğer yer de enerji olarak çok içime sinmişti, yaklaşımları vs çok güzeldi. mevcut iş yerimde birtakım olumsuzluklar olsa da şu anda artıları daha fazla. kalmaya karar verdim. güvenceleri bırakıp risk almak uygun gelmedi. bu durumda diğer yeri arayıp ben gelemiyorum demekten mahçubiyet duyuyorum. onlara nasıl dönüş yapabilirim?

 
Niye gelemiyorum diyorsun. Şu anki yerim zam yaptı, maaşta iyileştirme yapmayı düşünüyor musunuz diyerek vites artırabilirsin. Kimle görüştüysen direkt arayıp söyleyebilirsin.


  • dissendium  (08.12.22 11:52:20) 
dissendium +1

"iş teklifimi yöneticilerime ilettim ancak kalmamda çok ısrarcı oldular ve sizin teklifinizin de üzerinde bir iyileştirme yaptılar. bu yüzden ne yazık ki ekibinize katılamıyorum. belki ilerleyen dönemlerde yollarımız tekrar kesişir" diyerek açık kapı da bırakabilirsin.


çok ısrarcılarsa ve gerçekten istiyorlarsa teklifi artırırlar, yoksa teşekkürler derler. iş dünyasında ayıp olmaz. bunlar gayet doğal durumlar. kurumsalda yeni işine başlayıp 4'üncü gün ayrılanlar bile oluyor daha iyi teklif geldiği için. sizinkisi hiçbir şey.
  • elektr10  (08.12.22 11:57:04) 
senin işyerin demek ki seni bayağı ucuza çalıştırıyormuş ve o kadar insafsızlarmış ki sen ayrılıcam diyene kadar seni ucuza çalıştırmayı kar saymışlar. geçen sene düşük zam aldım diyosun. neden? allah bilir keh keh ne akıllıyız falan diyolardır kendi kendilerine. risk alabilecek durumda isen bence değiştir. seneye de sana çok zam yaptık diye tekrar piyasanın altına çekmeyeceklerinin garantisi yok. once a şerefsiz, always a şerefsiz.


  • kenarortay  (08.12.22 13:09:09) 
@kenarortay a çok katılıyorum. İşyeriniz aslında sizi kazıklıyormuş kaba tabirle. İşin ederinin yarısı ücret veriyormuş ve çat diye zam yapabilecek durumdaymış. Böyle şeyler beni aşırı irite ettiği için iyice soğuyorum, istifa ederken asla maaş teklifi dinlemiyorum. Hem sinir olmıyım hem aklım kalmasın diye :) o yüzden kararınızdan emin olun bence, eminseniz de diğer arkadaşların dediği gibi söyleyebilirsiniz çok karşılaşılıyor böyle durumlarla


  • anneboleyn  (08.12.22 13:21:01) 
zaten yapacağı 2023 zammını da aradan çıkarmış oldu böylece işyerin.


  • comp  (08.12.22 13:48:48) 
eski yerinde kalırsan seneye de düşük zam olma ihitmali yeni yerden daha çok gibi, bu yüzden değişmek mantıklı gibi.

iş değiştirmede yaş ta çok önemli.

35ten küçüksen değiş, değilsen çok ta değişme takıl derim.
  • liberal  (08.12.22 15:20:14) 
bunu geçen sene 2 kere yapmış biri olarak;

1-) mevcut şirketin ilk zamda sana düşük bir oran yapacak zaten yükseksin diye.
2-) muhtemelen görüştüğün şirket seni blackliste alacak.
3-) bundan sonra iş değiştirmek iyice zor gelecek.

he bunlara rağmen ben çok ta şikayetçi değilim kendi durumumdan. ama gitseydim belki de çok iyi kariyer fırsatları olacaktı şimdi ne uzadım ne kısalıyorum.

sana tavsiyem; eğer çalıştığın yerden %100 memnun değilsen ve yeni kariyer fırsatları olacaksa karşı teklifi boşver ve geç.
  • nuisance  (08.12.22 15:48:36 ~ 15:52:09) 
[]

Ocak Yüzeyindeki Lekeler

Ocak yüzeyindeki (görsel ekte) lekeleri ne yaptıysam çıkaramadım, en güçlü temizlik ürünlerini alıp sıktım ama çözüm olmadı. Önerisi olan var mı?




 
Şu işe yaramıyorsa ocağı değiştir. (a101'de var)

www.hepsiburada.com
  • Mirket  (17.11.22 14:14:14) 
Kumtel'in ocağı bu herhalde. Yok hocam aynı sorun bizde de var çıkmıyor her gün silmemize rağmen.


  • metos  (17.11.22 14:17:14) 
Lekeden çok boyayla ilgili gibi.


  • zekicalik  (17.11.22 21:37:40) 
çamaşır yumuşatıcısı bazı inatçı lekeleri kaldırıyor ocaktan. az biraz sulandırıp sıkıp üzerine bekletin. bir de böyle deneyin.


  • erty_ksk  (18.11.22 08:23:58) 
[]

Hangi Çanta?

Çok sık kullanmamak üzere laptop ve ufak tefek ek şeyler için çanta alacağım, eleye eleye ikisi arasında kaldım. hp'ninki diğer pazaryerlerine göre epey indirimde. daha kaliteli sanırım. ama ön göz tasarımına ısınamadım.

www.amazon.com.tr

www.amazon.com.tr

 
1


  • freebird5406_2  (12.11.22 11:44:27) 
1


  • yeter ki tak denilmesin perdeleeer  (12.11.22 11:48:47) 
1


  • balpolen  (12.11.22 13:29:59) 
teşekkür ederim herkese, 1'i sipariş ettim.


  • the man with no name  (12.11.22 14:29:02) 
[]

Apartman Yönetimi Sorusu

arkadaşlar apartmana haftada bir temizlikçi geliyor, ancak adam ek iş olarak yaptığı için sabit günlerde gelmiyor. ben de zorlamak istemiyorum şu gün geleceksin diye. ancak zaman zaman apartmandakiler temizlikçi gelmiyor mu diye soruyor.

apartmanın girişine bir ajanda yapıp geldiği günü ve yaptığı işlemleri işaretlemesi iyi olabilir diye düşündüm. hem herkes görür, hem de kendisi daha disiplinli gelebilir. Perşembe geldiyse, o günü işaretleyip otopark, apartman içi temizliği, ya da camlar, bahçe diye işaretlesin diyorum.

ama bunu nasıl yapabilirim çözemedim, her ay takvim oluşturup asmak ve eskisini almak çok saçma olacak gibi. benden sonraki yönetici de uğraşmak istemeyebilir.

düşüncem mantıksız da olabilir tabii.

 
WhatsApp grubuna yazabilirsiniz günleri bunun dışında belirttiğiniz gibi panoya yazılabilir apartman yöneticiliği için eğitim almanızı tavsiye ederim.

Bu arada temizlikçi muhtemelen sigortasız çalışıyordur eğer öyleyse temizlikçiye mutlaka sigorta yaptırın ilerde apartman olarak çok büyük ceza ve tazminat ödersiniz hemde yönetici olduğunuz için apartman sakinleri haklı olarak bu durumdan sizi sorumlu tutarlar bunlar yaşanan şeyler bazı avukatlar böyle sigortasız çalışan kişileri tespit edip tazminattan pay alma karşılığında dava aciyorlar.
  • beemaker  (14.09.22 15:25:27) 
Sütunda ayın günleri,
Satırda yapılacak işleri adı.
Bir excel çıktısı asacaksınız. Adam yaptığı işleri tickleyip imzalayacak.
Kağıt da ayda bir değişecek.
Ne kadar zor olabilir ki?
Hem bir sonraki yönetici ne yaparsa yapsın. Onu düşünmek niye?
  • Mirket  (14.09.22 15:45:30) 
@Mirket şu açıdan zor, cam her ay silinen bir şey değil ama en son ne zaman silindiği de bilinmesi gereken bir şey. her ay yapıştırılan şeylerden geçmiş bilgisi de yok olacak bu durumda. sanırım en mantıklısı kendim dijital olarak tutup paylaşmak.


  • the man with no name  (14.09.22 15:54:34) 
@the man

Çizelge işi gayet pratik ve kullanışlı bir fikir. AVM tuvaletlerinde olanları diyorum.
Geçmişe yönelik takip edebilmek için de her ay başında eski kağıdı alıp evde dosyaya koyacaksınız, yeni kağıdı yerleştireceksiniz.

Apartmandakilere o kadar da bilgi verip onları alıştırmayın, bir gün vaktiniz olmaz gönderemezsiniz, suçlu olursunuz.
Merak eden tabloya bakabilir dersiniz, isteyene geçen ayın çizelgesini de gösterirsiniz.
  • michael_knight  (14.09.22 16:05:25) 
@aman üstüme geliyorlar cam örnek tabii, otopark alanı dışarıda olduğu için apartman çevresi çabuk kirleniyor bu yüzden bu tür sorular geliyor sakinlerden. bir arıza komşu da var. sürekli şurası temizlendi mi vs diyip duruyor. amaç hem temizlikçiyi haftayı geçirmeden gelmesini sağlamak, hem de şeffaflık.


  • the man with no name  (14.09.22 16:19:52) 
şu şu gün temizlik yapılacak diye belirtin o günler geleceksin deyin, sonuçta ücreti karşılığı iş yaptırıyorsunuz. zorlamak istemiyorum demek bence çok yanlış bir düşünce.

bizde çarşamba cumartesi temizlik günü. her günde akşam 8 çöp toplama saati. kafasına göre gelmiyor.
  • astronom bey  (14.09.22 16:46:40) 
her yeni ay icin olan kagida bir onceki ayin son haftasini da dahil etseniz? boylelikle onceki ay ile takip saglanabilir.


  • 65 derece  (14.09.22 17:06:57) 
Apartman yöneticiliğini profesyonel olarak yapan şirketler var yerinizde olsaydım apartman sakinlerini ikna edip bu şekilde bir hizmet alırdım zira uğraşmaya değmez ayrıca yukarıda yazdığım gibi ileride karşılaşabileceğiniz muhtemel sorunlarıda yaşamazsınız.


  • beemaker  (15.09.22 00:57:44) 
[]

apple eğitim indirimi

apple resmi sitede eğitim indiriminde öğrenci belgesi hangi aşamada sunuluyor? ödeme kısmına dek geldim herhangi bir şey çıkmadı. sonraki aşamada öğrenci belgesi isterlerse ve göndermezsek ne olur? indirimli fiyattan çekim yapmış oluyor. çünkü şu aşamada herkes eğitim indiriminden faydalanabiliyor gibi.




 
pt.com.tr (pozitif teknoloji yetkili eğitim partneri) üzerindeki eğitim indirimi, apple.com.tr deki eğitim indiriminden yüksek sadece aklınızda olsun diye paylaşmak istedim.


  • akiskan  (30.08.22 22:41:15) 
PT’ye bakın +1


  • invictae  (30.08.22 22:50:05) 
Herkes faydalanabiliyor direkt Apple dan al geç.


  • melancholia  (31.08.22 00:24:39) 
[]

fren diski değişimi

geçenlerde periyodik bakım yaptırdım araca, 127 km'de. aracı çok az fren kullanarak kullanmışızdır şimdiye kadar. usta ön balata ve frend diski değişimi de gerekli, bitmiş dedi. araçta bir titreme ya da frene bastığımda bir ses de yoktu, şaşırdım. 2 bin tl fiyat verdiler, durumum olmadığı için yaptırmadım.

bugün bir fren ustasına gösterdim, balatalar da disk de sağlam dedi, gönderdi beni. ikisi de dışarıdan kontrol etti. lastik söküp bakmadılar tabii.

sizce durumumu zorlayıp değiştireyim mi? yoksa başka bir servise daha mı göstereyim. balata ve disk bitse, araç uyarı veriyor mu, 2012 jetta?

 
Balata ve disk biterse (disk bitmez ama değişime ihtiyacı olabilir) araç uyarı vermez. Fren yaptığında ses çıkmaya başlar ama fren balatasının bittiğini sen de az çok anlarsın. Onun için lastik sökmeye gerek yok.

www.ototasarruf.com
2.bp.blogspot.com

Eğer böyle 2-3 mm kaldıysa en azından balataları değiştirmekte, diskleri de bir tornalatmakta fayda var. Yok 4-5 mm falan varsa balatalarda, şimdilik devam.
  • himmet dayi  (04.07.22 14:24:12) 
lastigi sökmeden balata bitmemiş diyene inanmayın, aynısı bende oldu, arabdan ses geliyordu balatalardan değil falan dediler, oysaki balata bitmiş.

disklerde durum ilkinde zımpara yaptırdım ben. zımpara ile idare edilebilir seviyedeyse zımpara ama değilse disk değişmesi normal.
127. bindeki arabanın diski çoktan değişmiş bu ikincisi olabilir.
  • liberal  (04.07.22 14:29:24) 
@libera ben aracı 90 binde almıştım, ondan sonra değişmedi de öncesinden emin değilim. dediğiniz gibi değişmiş olabilir.


  • the man with no name  (04.07.22 14:33:55) 
öncelikle bu durum lastiği sökmeden anlaşılacak bir şey değil. Bir fikir verebilir ama anlaşılmaz. 127 binde disk büyük ihtimalle değişmiştir. Kaldı ki disk öyle hemen de değişmeyebilir, duruma göre torna yapılır bir müddet daha kullanılabilir.


  • giovanne  (04.07.22 14:40:16) 
@giovanne iki usta da şöyle bir bakıp biri bitmiş, biri bitmemiş dedi. hatta ilki listeye de rapor etti, bitmiş diye. desenize birisi masraf çıksın diye, birisi de yoğunluktan uğraşmamak için baştan savdı. başka birine daha göstereyim en iyisi.


  • the man with no name  (04.07.22 14:45:07) 
Balata, disk özetle fren için servise ya da normal tamirciye gidilmez. Frenciye sormakta iyi etmişsiniz ama ona da güvenmemişsiniz.

Jant kol aralıkları geniş bir model ise, lastik sökmeden de pek ala balata ve disk gözlemlenebilir. Eski bir sürücü olarak görüş varsa ben kendim disk ve balata hakkında kesin karara varıyorum.

Bence frenciye güvenmelisiniz, adam para kazandıracak işi niye başından savsın?
  • John Bloor  (04.07.22 15:55:23) 
Disk kolay kolay degismez, pahali oldugu icin tornaya sokulur kurtarmazsa degisime gidilir.

Zaten usta gerek yok diyorsa cok kotu degildir.
  • divit  (04.07.22 16:17:41) 
şöyle bi tecrübem oldu paylaşmak isterim. Gaza bastıkça tuhaf bir ses gelmeye başladı araçtan kar yağdığı zaman. Acaba yokuşta falan mı zorladık derken yakında bir yere götürdük, çocuk motor kulağının değişmesi lazım siz de bakın falan dedi. Bakıyorum ama anlamıyorum tabi :) fiyat verdi falan, tabi kimseye güvenimiz kalmamış ya alternatif fiyat soralım derken, telefonda sorduğum diğer usta gelin bakalım dedi. Götürdüm hiçbir şey yok kulakta, merak etme bir şey olmaz buna dedi. Tekrar tekrar sormama rağmen. Aradan 2 hafta geçti, yolda giderken tak bir şey oldu. Gaza bastıkça anası ağlıyor aracın. İndim bir de ne göreyim. Motor yere düşmüş, bir şey olmaz buna dediği kulak kırılmış. Çekici mekici götürdük, motoru tutan 3 takoz yerine 2 adet takoz varmış meğer bizim araçta, birini de kaynak yaptırıp takmış cimri sahibi. Kıssadan hisse şunu demek istiyorum; gönül hep 'merak etme hiçbir şey yok bunda' diyenden yana, amma velakin her zaman haklı değiller.


  • huzurlarinizda huzursuzluk  (04.07.22 21:37:58) 
[]

Bir %25 Kira Artışı Sorusu Daha

Selamlar, bir türlü anlamadım, ben kiracı olarak ev sahibine %25'ten fazla artış yapmak istersem yapamıyor muyum? benim ev sahibim geçen sene sadece yüzde on artış yapmıştı, bu sene en azından yüzde 40 artış yapmak istiyordum. Sözleşmem Eylül'de.

eğer yüzde 25'ten fazla artış yapıp banka yoluyla ödersem bu bir ihtimal ev sahibine sıkıntı çıkarabilir mi yasal olarak?


 
Alan razı veren razıysa çıkarmaz.


  • Jazz  (09.06.22 16:16:04) 
Ek maddeye göre o sözleşme geçersiz oluyor. Kanuni olarak bir yaptırımı olmaz ama atıyorum sen ilerde bunu ev sahibi aleyhine kullanmak isteyip dava açarsan davada haklı taraf olursun. Çünkü geçici madde şöyle diyor:
"Bu oranları geçecek şekilde yapılan sözleşmeler, fazla miktar yönünden geçersizdir. Bu fıkra hükmü, 344'üncü maddenin ikinci fırkası uyarınca hakim tarafından verilecek kararlar bakımından da uygulanır."

  • himmet dayi  (09.06.22 16:39:08) 
yapabilirsin kimse de sormaz, sözleşmeyi kim biliyor ? taraflardan biri şikayetçi olmadıkça takip edilecek bir konu değil.


  • orpheus  (09.06.22 18:16:00) 
aslında yapamıyorsun kanunen. 25 üzerinde zam yapılınca kiracı da suçlu duruma düşüyor yeni yasaya göre.

yeni sözleşme imzalayıp yeni fiyattan tekrar kiralamış gibi gösterirseniz hukuki olarak da sorun olmaz sanırım.
  • ayin yazari  (09.06.22 20:26:51) 
[]

4a ile ilgili bir soru

4a ile belirtilen kayıtlarda sigortalı istirahat süresinde çalışmamıştır.

sigorta bilgilerimde son iki ayda bu ifade çıkıyor. herhangi bir istirahat raporu vs almamıştım ben, bu ifade neden eklenmiş merak ettim, bilgisi olan var mı acaba?


 
gün sayısı eksik değilse, "eksik gün nedeni" sütununda herhangi bir kod yazmıyorsa, yani kısacası gün sayısında ve yatan primde bir eksiklik yoksa o ibareyi dikkate almayın.


  • kibritsuyu  (07.05.22 20:37:21) 
[]

Bagaja Sığar mı?

arkadaşlar, sizce bu ürün sedan araç bagajına sığar mı? ona göre gidip almayı düşünüyorum da karar veremedim bir türlü? araç jetta.

www.ikea.com.tr


 
kurulu hali bile çok rahat sığar aynı ürünün kurulu halini koltuk yatırarak passat ile taşıdım.


  • alp9900  (03.05.22 13:49:29) 
1 serisiyle kocaman 2 metrelik gardrop taşıdım fakat benim arka koltuklarım katlanabiliyordu. sizin de arka koltuklar katlanıyorsa çok zorluk çekmezsiniz bence.


  • false pretension  (03.05.22 14:42:46 ~ 14:43:11) 
132 cm. arka koltuğa bile sığar.


  • dr doofenshmirtz  (03.05.22 15:44:12) 
Hele de Jetta bagajı. Kesin sığar


  • primetime  (03.05.22 19:00:48) 
şurada kutusu gorunuyor
www.youtube.com

arka koltuga bile sigar. arka koltuklar yatiriliyorsa rahatlikla bagajdan yuklersiniz
  • exlibris  (03.05.22 20:16:49 ~ 20:17:53) 
sonuç bilgisi: bagaja sığmadı, ne çapraz ne de düz. ön koltuğu tamamen yatırdım o şekilde içeriye sığdı.


  • the man with no name  (04.05.22 14:10:25) 
[]

Pamuklu Giysilerin Pamuklanması

selamlar, yüzde yüz pamuklu giysilerin ve hatta çarşafın pamuklanmasının sebebi ne, çok rahatsız ediyor. daha geçen bir şort aldım hemen pamuklanmış önlerden.

kalitesiz pamuk kullanılmasından ötürü mü böyle oluyor, mesela bir çarşafım pamuklanmazken bir çarşafım pamuklanmış, uyuyunca sürtünme seviyesine gelmiş artık. bir şey yüzde yüz pamuk ama ucuzsa bile kalite farkı oluyor sanırım, öyle mi?


 
yıkama derecelerine dikkat ediyor musunuz?


  • exitmusic  (09.04.22 21:32:45) 
30 derken, 40 derecede yıkıyorum genelde. bu direkt etki eder mi?


  • the man with no name  (09.04.22 21:59:13) 
Öyle. Aynı şey yün için de geçerli. Fine cotton veya ipek keten diye bişey var mesela.
Çok çok eskiden nevresimlik pamuk, donluk pamuk neblim çanta, masa örtüsü, ev tekstilinde kullanılacak pamuk türleri ayrıydı ama kötü ekonomi, kapitalizm vs dediğiniz gibi her şey her şeyden üretilebiliyor.

Ayrıca aşırı yüksek dereceler de (90 veya üzeri) pamuğun bir anlamda lif/dokumalarını gevşettiği için yapısını bozuyor.
  • rewlack  (09.04.22 21:59:14) 
@the man with no name

tabi ki eder. makineye attıklarınız arasında bir tane bile 30 yazan kıyafet varsa, hepsini 30 ile yıkayın. 30 diğerlerine zarar vermez ama 40 sizin kıyafeti yer.
  • exitmusic  (09.04.22 22:05:27) 
[]

Aidatsız Kredi Kartı

Selamlar,
Kredi kartı başvurusunda bulunacağım ancak aidatlı ve aidatsız diye kredi kartları var, müşteri temsilcisi de net bilgi vermedi farkına dair. Aidatsız kredi kartı kullanmanın nasıl olumsuz bir yanı var? Garanti Bonus (aidatlı) Garanti Flexi (aidatsız)



 
aidatsiz olanlarda taksit vb kampanya olmuyor. fakat bazı kartlar yine de yılda birkaç kez birkaç taksite bölmeye izin veriyor ücretsiz olarak. tek tek bakmak lazım.


  • orient blue  (23.03.22 14:36:24) 
Kredi kartı kampanyalarını, avantajlarını takip eden biri değilseniz hiç düşünmeden aidatsız alın geçin.
Sonra her sene kart aidatı kesecekler, telefon edeceksiniz, ikna edeceksiniz, kalma sözüne karşılık kestikleri paranın bir kısmını puan olarak karta tanımlayacaklar vs. Size bir avantajı da olmayacaksa süreki bir uğraşı.

  • michael_knight  (23.03.22 14:58:10) 
Maaş alıyorsanız, bankanızdan kredi kartını aidatsız alabilirsiniz böylece kampanyalardan geri kalmazsınız.

Ben pek kampanya takip etmediğim için aidatsız kartlar işimi görüyor.
  • iustitia omnibus  (23.03.22 15:25:28) 
çok alış veriş yapıyorsanız aidatlı olan daha uygun aslında. ben senelik en az 500 tl bonus kazanıyorumdur. 200 civarı aidatı var ama arayınca bi 150 civarını yine bonus olarak yüklüyorlar, kartı kapatmama sözüne karşı.

aidatsız kart alırsanız bonus kampanyalarından yararlanamıyorsunuz.
  • contavolta  (23.03.22 15:44:35) 
normal bankalardan aidatsız almak durumundaysanız, hiç almayın derim. Hiç bir avantaj sağlamıyorlar.

Onun yerine enpara kredi kartına başvurun en azından faizsiz taksitlendirme avantajınız olur.
  • kindarfil  (23.03.22 16:04:13) 
Aidatsız kartlarla çatır çatır avantaj sağlıyorum. Ezberden konuşanlara bakmayın. Çok ufak farklar olabiliyor. Taksit sayısı 6 değil 4 oluyor gibi.


  • baal  (23.03.22 16:28:07) 
bu güne kadar hiç bir bankaya kart için aidat ödemedim. başvuru sırasında aidat ödemeyeceğimi belirterek pazarlık yaptım.
evet. bankalarla da pazarlık olur.

  • ankarakecisi  (23.03.22 19:50:48) 
[]

Hırsız nereden girer?

Tanık olduğunuz, duyduğunuz hırsızlık olaylarında genelde hırsız nereden girmişti?

yüksek giriş bir evde oturuyorum, bir insan boyunun bir metre üstünde pencereler var, panjurları her zaman indirmiyorum. genelde hep açık kapı balkon hikayeleri ya da ana kapı olayları duyuyorum ama hiç pencere duymadım. kapalı bir pimapen pencereyi açmak da kilitsiz kapı kadar kolay mıdır?


 
Son 10 yıldır eve giren hırsız duymadim. Girse ne götürecek. En fazla notebook falan onun içinde hiçbir hırsız riske girmez korkmayin


  • sonhakan  (13.03.22 19:13:45) 
kilitlenmeyen kapıları çok rahat açıyolar. Biz kapıyı kilitlemezdik mandalını takardık ve 2-3 defa kapının açılıp mandala takıldığını gördük. Ayrıca evde değerli materyalin nerede olduğunu biliyorlar. Bizim eve gireni biz 2 ay sonra falan fark ettik. Hiçbir şey bozulmamıştı.

Bir diğer şahit olduğumuz olayda villaya balkon kapısını kırarak girmeleriydi. Evin sahibi uzun süre evine gelmemişti onun için gece vakti kapıyı patlatmışlar.
  • onkiloversemtamamım  (13.03.22 19:23:32) 
Bir dönem güvenlik sistemleri işi yapmış biri olarak çok fazla hırsızlık olayına şahit oldum.

Girmeyi göze alan hırsız bir yolunu buluyor her türlü, demir kapıları korkulukları hidrolik ile açanda var, atm'leri kaynak ile kesmeye çalışan da,tabela asma - temizlik ayağına 5. kata sepetli vinç ile camdan gireni de, teknik servis ayağına eve girip hırsızlık yapanı da v.s çok uç örneklerde var.

pimapen pencereler çok rahat esner,büyük bir tornavida, levye, manivela ile kolay açılır.

Pvc kapıların(balkon kapısı v.b) camın altında kalan plastik kısmı kırılır, kesilir.

Çatı kat teraslarda, bitişik nizam binalarda üst katlara çatıdan ve yan binalardan gelip camdan, kapıdan girme olayları oluyor.

Alt katlarda yer alan parmaklıklar, dış klima üniteleri kullanılarak üst katlara çıkabiliyorlar.

Çelik kapı diye satılan bir çok kapının içi boştur, esnetilerek açılabiliyor.

Burada öenmli olan hırsızın farkedilemeden kapı pencereyi açmak için ne kadar zamanının olduğu, göz önünde olmayan bir yerse komple de sökebilir.
  • sealth  (13.03.22 19:43:15 ~ 20:53:29) 
Müstakil evlerin pencerelerinde demir parmaklık olur bilirsiniz. İşte o demir parlaklığı söküp pencereden giren hırsız gördüm.


  • el conquerador  (13.03.22 21:11:25) 
Çelik kapının kilitlerini kırarak girmişlerdi. Bundan sonra tuzaklı kilit kullanmaya başladım.

Bir de ben çok küçükken balkon kapısının camını (müstakil ev) kırıp girmişler. O zamanlar pencerelerde demir falan yok tabi.
  • inheritance  (13.03.22 21:42:23) 
Kapı pencere alarmları ve hareket sensörlü alarmlar, çıkardıkları seslerle, girmeye teşebbüs eden hırsızı kaçırtıyor, ötesi boş, demişti bir zamanlar bir polis.


  • Mirket  (13.03.22 22:11:18) 
Daha yeni benim evime girdi, 250 bin liralık zararım var, tüm mac ve çevresini, diğer laptopları 3 cep telefonunu ve daha başka şeyleri - ben içeride uyurken sprey sıkıp uyutup götürmüş.

kapınızı kilitleyin ve kesinlikle alarm taktırın.
sıkıysa girsin diyen evinde silahı da olan insanım ama işte,,,,
  • babafingo  (14.03.22 11:35:41) 
Pimapen pencere ve kapılara mutlaka kaliteli emniyet kilitleri tak arkadan, bu da yetmez mutlaka panjurları indir.

Çelik kapıları içerden iki kilidi de mutlaka kilitleyin gece yatmadan.
  • John Bloor  (14.03.22 11:45:26) 
Girecek hırsız giriyor. Alarm caydırıcı tabii. En azından "onun yerine alarmsız olana gireyim" diye giriyor.
Senelerce 1. katta oturduk ama hırsız 10. kattaki evimize girdi. Yangın kapısını komple sökmüş. Aynı anda 3 daireye aynı şekilde girmişler. Bizden fazla bir şey alamamışlardı. Çok spesifik şeyler aramışlar bell ki.Yatağın üstüne sıra sıra dizmiş gümüşler, imitasyon, inci vs. Sanırım o sırada erketeden haber geldi de alelacele kaçtı.

  • SiyamkedisiZorro  (14.03.22 12:50:45 ~ 12:51:10) 
[]

İçeride Kalan Maaş

Selamlar,
Üç sene önce bir iş yerinde çalışmıştım, iş yerinin saçma bir şekilde yönetildiği durumunu anlayıp birkaç ay sonra istifa etmiştim maaş yatmadığı gerekçesiyle. iş yeri sonradan kimsenin maaşını ödememeye başladı ve arabulucu tuttu. normalde de maaşı vermeyeceklerini düşünerek arabulucu ile anlaştım, ama belirtilen süre sonrasında da elbette maaş yatmadı. üstünden de neredeyse iki sene geçmiştir.

içerideki maaşımdan kalan o döneme göre 2.500 TL'lik bir tutar idi. Avukata danışacak ve hizmet ücretini karşılayacak durumum olmadığı için bu zaman oldu. O zaman arabulucu, davasız icra başlatabileceğimi söylemişti süre geçtikten sonra.

Daha önce yolu adliyeye düşmemiş biri olarak ne öneriyorsunuz? iş yeri muhtemelen şu an başka adla devam ediyor.

 
Eğer elinizde arabuluculuk tutanağı varsa, herhangi bir icra dairesinden ilamlı takip başlatabilirsiniz. uyap üzerinden arabulucuk dosyanız muhtemelen görünüyordur.

anlaşma ile sonuçlanan arabuluculuk tutanağı mahkeme kararı hükmündedir.
  • gottacatchemall  (04.03.22 21:11:28 ~ 21:12:01) 
[]

Fırın Makarna Buzluğa Atılır mı?

Fırında Makarna yaptım ama tek yaşayan biri için fazla oldu, dilimleyip poşete koyup buzluğa koysam ileride ısıtıp yenilir mi?




 
Evet yeniyor ama biraz kuru olabiliyor fırında ısıtacaksanız ya da mikrodalgada yanına dayanıklı bir kapla bir kase su koyun.


  • kullanıcıadımbuolsun  (18.02.22 15:54:22) 
[]

Elektrik Faturası

Aralık ayında 100 TL gelen faturam, zamdan sonra Ocak ayında 137 TL gelmişti. Bu ay ise 160 tl gelmiş.

Merak ettiğim konu bir önceki aya göre ben bu faturada daha az kwh harcamışım, nasıl daha yüksek fatura geliyor, kafam karıştı. Faturalar görseldedir. Bu ay 117 kwh geçen ay 131 kwh.

6 tl'lik bir vergi artışı yansımış bu ay bu arada.

 
İlk faturanın 20 günlük kısmı Aralık ayında. Zam gelmemiş tarifede.

Sayac okuma tarihlerinden ötürü siz zammı bu ay hissedebilmişsiniz.
  • kaptankedi  (11.02.22 10:06:36) 
Ocak faturaları sanırım tam zamlı değil, aralık ayındaki zamsız fiyatlar ile bir ortalama ayar çekilmiş olması lazım.

Yani net ve tam zamlı faturalar şubat ve sonraki faturalar olacak, ocak faturası tam anlamıyla zamlı fiyat değil.
  • John Bloor  (11.02.22 10:38:26) 
[]

Komşular

Komşularınızın hayatı ne seviyede ilgi çekiyor? Evden çalıştığım ve sürekli evde olduğum için etraftaki hareket çok ilgimi çekiyor. Örneğin karşı apartmanın giriş kapısı çalışma masama bakıyor, insanların hallerini, kimin kimle yaşadığını, hangi dairede kaç kişi kaldığını filan düşünürken buluyorum kendimi bazen. örneğin iki aracı olan bir daire, bir aracını kaldırımda ikinci araç park edemeyecek şekilde bırakıyor, akşam işten gelince diğer aracını da park ediyor. bu gibi ayrıntıları takip ediyorum istemsiz olarak. mesela dul bir kadın var, gündüzleri çalışmadığına eminim, haftada birkaç gece çok şık bir şekilde dışarı çıkıyor, belli bir yerin taksisi geliyor. acaba nereye gidiyor diye tahmin yürütüyorum kendimce. ayrıntılara hayatın her alanında dikkat eden biri olarak sizce ilgimi çeken bu gibi noktalar normal mi? yoksa gözetlemeye mi girer? oturduğum koltuktan sokak net şekilde görülüyor, evde tv de yok, hareket çok dikkatimi çekiyor. panjur indirmem lazım bakmamak için.




 
sıfır. sorun yaşamadan devam edebilirsem ne ala. komşular ne yaparlarsa yapsınlar


  • paintov  (02.02.22 16:50:37) 
Oturduğunuz yerden dışarı bakarı bakarken komşuların ya da başkalarının hayatlarını merak etmek onları izlemek anormal değil.

Ama dışarı bakarken onlara mı rastlıyorsunuz yoksa onları gözetleyebilmek dileğiyle mi dışarı bakıyorsunuz orası önemli bence.

Ben de mesela sitede komşuların arabalarını nasıl park ettiklerine bakarım. Arada kazma gibi park eden var, arabasını ısrarla ters park eden var vs. onlar dikkatimi çeker ama özellikle ilgimi onlara yöneltmem.
  • pispinti  (02.02.22 17:24:49) 
@pispinti bakarken rastlıyorum elbette, sürekli birilerini takip ediyor gibi değil. ama bu rastlantılar da sürekli olunca ister istemez bir görüş tecrübesine dönüşüyor.


  • the man with no name  (02.02.22 17:28:04) 
Tam babaanne işi. Hiç ilgimi çekmiyor


  • westblack  (02.02.22 17:47:26) 
Genç güzel birkaç kıx yoksa kim oldukları umurumda bile olmaz. Genç kadınlar da güzel olduğu için arada sırada binaya girerken, pencereden bakarken denk gelirse kafamı çevirip belki birkaç saniye ekstradan bakarım, onun ötesinde pek ilgimi çekmez ne yapıp ettikleri. Perde açık parti falan yapıyorlarsa biraz izleyebilirim ama.

Onun dışında evli çiftler, yaşlılar, erkekler, çoluk çocuk bunları görmüyorum bile zaten
  • amsterdam otlu sigarası  (02.02.22 18:09:19) 
Merakınız masum. Evde çığlık çığlığa kavga ettiğimde biri beni evde kesiyor mu diye sormayan kapı komşum var.
Belki şiddet görüyorum.
Çevreyi izlemekten zarar gelmez bu yüzden
  • photo85  (02.02.22 23:18:23) 
Ben de evden çalışıyorum sizinki kadar hareketli bir manzaram ve komşularım yok.

Mesela karşı apartmanda biri var sürekli balkonun ışığını açık bırakıyordu bir ara akşamları. Akşam eşimle birbirimize yine açık bıraktı bak ışığı falan diyorduk. Bir süredir yapmıyor :)

Başka bir komşu da astığı çarşafları vs. haftalarca toplamıyor, yağmur yağıyor, geri kuruyor, bir daha ıslanıyordu çamaşırlar. O evin de sürekli bizden taraftaki odalarının ışığı 24 saat yanıyor mesela. Örgüt evi falan olduğunu düşünüyorum oranın da :D

Kısaca bu kadar merakta bir sakınca yok bence. Kendini eğlendiriyorsun kimseye bir zararın yok. He ısrarla oraya bakarsın, karşı tarafı tedirgin/rahatsız edersin o röntgenciliğe giriyor tabi. Bizim kapıcı üst kattaki boş dairelerden birine çıkıp karşı apartmanda bir kadını izliyormuş mesela. Dağ gibi bir oğlu var kadının tek eliyle boğar adamı haberini bekliyorum.
  • chicha_v2  (03.02.22 01:17:37) 
[]

Para Durumları

Arkadaşlar bu dolar mevzuları sonrası Ekşi Sözlük'te neredeyse herkesin belli bir birikimi olduğunu gözlemledim. Cumartesi akşamları evde oturmayıp, bu kadar sosyal olan sözlükçüler nasıl bu kadar birikime sahip?

ben on yıllık çalışanım ama kazandığım hep bir şeylere gidiyor, hiç müsrif biri olmamama rağmen tek birikimim arabam.

ya herkes evli ve çift maaş giriyor eve, ya da kimse yalnız yaşamıyor. benim tek çıkarımım bu. ya da birçoğu yalan. kafamı kurcalıyordu, bende mi sorun var acaba diye düşünüyorum kaçtır. ya da ekşi sözlük hiç çevremi yansıtmıyor :)

 
hocam araban var daha ne olsun. benim şu an hesabımda 5k var. 17 liradan dolar alacaktım az kalsın, iyi ki almamışım.


  • sec guard  (24.12.21 09:58:26) 
herkesin birikimi yok, sadece birikimi olanlar bundan bahsettikleri icin oyle bir izlenim olusuyor sende.


  • hot potato  (24.12.21 10:04:12) 
hocam sayısını bilmiyorum da binlerce yazar var ekşi'de. başlıkta doğal olarak birikimi olanlar yazınca sanki geneli yansıtıyor gibi görünüyor.


  • lazpalle  (24.12.21 10:06:34) 
@halk, mutsuz değilim elbette, sadece gözlemimi paylaşıp fikir almak istedim.


  • the man with no name  (24.12.21 10:07:15) 
Para konulu başlıklara parası ve yaptığı işlemler üzerinden beklentileri olanlar yazıyor zaten.
Başlık altındaki entry sahiplerini, aynı meslek koluna mensup kimselerin aynı işyerinde bulunması gibi düşün.
Ekonomik yönlü olumsuz bir durumda da herkesin maddi kayıp konusunda söyleyeceği olduğundan aniden bir araya gelmeleri başlık altında toplanmaları zor olmuyor.

İnsan psikolojisi böyledir herkes kendi gibi hisseden düşünen birilerine yakındır.
Hastayı en iyi anlayan yine hasta olan diğer kişidir.
  • Erva  (24.12.21 10:17:18) 
yani bu birazda eldeki nakiti nasıl değerlendirdiğinle ilgili, bende nakit sende araba var, sendeki araba belki kartal şahin, bendeki nakit belki 3 bin tl.

o başlıklarda milyon doları olanda yazıyor 4 bin lirası olanda kimde ne var bilemeyiz, bilmemeliyiz.

tabii birde benzer durumda olanların bir araya gelmesi de var bir nevi dayanışma grubu gibi.

erva +1
  • selam  (24.12.21 10:47:04 ~ 10:47:42) 
Niyeyse internet ortaminda zengin gorunce insanlar bunu inkar etmek istiyor.
Sadece turkiye'de degil reddit'de de aynisi var.
Birisi zengin oldugunu ima ederse once yalanlaniyor sonra linc ediliyor.
Ekside rolex basligina bak cogu kisi bu saate sahip mesela.
Adam 300-500 bini koluna takip dolasabiliyor.
Ben duyuruda rolex sorusu sordugumda da babalar gununde babasina hediye alan vs 3-5 tane rolexi olan kisiler cikmisti.

Yani etrafimizda bol bol zengin var.
Sokaktaki siradan bir bakkalin bankada en az 2 milyon lirasi var.

Ki senin bahsettiklerin zengin de degil. Sadece maas birikimini kenara atmis adamlar, sen 1 araba almissin o da 1 araba almis 1 araba da bankaya koymus.

Direkt net ornek vereyim.
10 senedir calisan arkadasim var.
Maasi 2binle basladi, senelerce 3bin aldi. su an en fazla 9 aliyordur.

1 istanbul evi, 1 yazligi, 1 otomatik fiestasi var.
Sadece yazligin kredisini oduyor digerlerinin borcunu bitirdi.
Bu arada 10 senedir evli ve cocuklu.
Karisi da ortalama maas aliyor.
  • divit  (24.12.21 11:38:15) 
valla ben de anlamıyorum. ben 9 seneye kadar çift maaşlıydım, hiç bir zaman kenara para koyamadım hep bir borcum vardı. ya bu insanlar çok zengin ya da hiç bir şey yapmayıp para biriktiriyorlar.


  • mikahakkinen  (24.12.21 11:48:32) 
@divit işte benim de kafamı kurcalayan şey bu, bu maaşlarla nasıl bu birikimleri yapabiliyorlar... şaşırtıcı benim için bu durum.


  • the man with no name  (24.12.21 12:16:07) 
Masraf yapmıyorum, dışarıda kahve veya yemek işlerine bulaşmıyorum. Ailemle yaşıyorum. Maaşım vardı biriktirdim, kendi işim var biriktiriyorum. Borsaya yatırım yapıyorum yıllardır. Mouse bozuldu tamir ettirdim. Taksi kullanmıyorum. Yürüyorum, minibüs-otobüs-metro vs kullanıyorum. Böyle böyle artıyor. Asıl kenarda parası olmayanları anlamıyorum. Sürekli harcıyorlar, sigara, kahve bilmem ne derken milletin parası dikkatlerini çekiyor. Asıl düşünülmesi gereken bence ben nasıl yapabilirim demek olmalı.


  • Amory Lorch  (24.12.21 12:25:41) 
adse +1

2000'li yıllarda borsadan batan çok insan olmuştu. Hatta tiyatro oyunu bile var. Bana Bir Şeyhler Oluyor.

Bugün aynı olay coin'e döndü. Parasını batırıp intihar eden çok insan var.

Aslında o yatırım yatırım diyenlerin hiçbiri zengin değil. 5 bin lirası olan da yatırım yapıyor, 10 milyon lirası olan da.

Bu kişilerin çoğunun yatırım dediği 100 bin lirayı geçmez.

Gerçekten durumu iyi olan insanın Ekşi'de işi olmaz. Sitede zaman harcamaz. Ben ucuza patates almak için kamyonla il değiştiren market sahibi biliyorum. Bunu düşünen adam Ekşi'de bir saat dolar entry'si yazıp sonuna ytd ekler mi.
  • dissendium  (24.12.21 12:45:35) 
@the man with no name

Kendi adima konusayim netflix 54 oldu galiba gecen ay.
Bastim iptal ettim.
Zaten actigim yoktu yeni icerik eklemiyordu.

Senede 650 lira ediyor.
2 tane uyelik iptal etsen 1300 tl.
Youtube vanced reklamsiz zaten.

Iphone istesem en iyisini alirim, ortalama bir android isimi goruyor.
Hoop en az 10bin kardasin.

Qled tv 13bin, normal led alsan 6bin.
Bu sene 2 kere tv almam gerekti.

Bu ay 2 tane izeltas anahtar aldim. Bir musluk degisimi, avize degisimi derken 300 tl kar.

Bak suradaki hesapla 1 tane tofas sahin aldim bile.
  • divit  (24.12.21 13:16:53) 
sadece parası olanlar para hakkında yazıp çizdiği için geriye kalan binlercesinin sayısı hakkında fikriniz olmuyor. ama asıl çoğunluk bizler gibi 5 kuruşsuzlar :) sizde sorun yok ülkede ekonomi kötü :) netflixe 54 tl vermek lüks olmamalı. hiç kimse okumak istediği kitabı almaktan vazgeçerek birikim yapmak zorunda bırakılmamalı. yılda bir kez adam gibi tatil, zeytinyağlı etli sebzeli düzgün yemekler, ısınan kombisi yanan bir ev, adam gibi üst baş, hobilere kitaplara spora ayrılabilecek insanca bir bütçe lüks olmamalı ve tüm bunlardan kısarak birikim yapmak zorunda kalınıyorsa sorun emin olun sizde değil asla.

oturduğum muhitte en ucuz kira 4500 tl. eski püskü dökük evler için. 1000 tl yakıt. yoksulluk sınırı seviyesinde beslenecek olsak 4 kişi için 4000 tl mutfak gideri olur. 500 de faturalar gelsin. etti mi 10.000 TL

yahu bu ülkede kaç milyon kişi ayda 10.000 kazanıyor da bunun neresinden birikim yapacak?
  • photo85  (24.12.21 15:01:48 ~ 15:06:52) 
Amerikanlara tasarruf dediğinde ilk akıllarına gelen kablolu tv’yi iptal etmek oluyor. Onun için netflix’e para vermemek çok akıllıca. Ben başkasının hesabını kullanıyorum, o da olmasa para vermem. Maçlara Ülker link ile giriyorum ama tenis dersine ayda 2–3 bin lira veririm. Eğitim için yılda 30-40 bin harcarım.

Zenginler kendilerine gelir ya da beceri getirecek şeylere para verir. Araba almaz, araba verecek şirkette çalışır ya da arabasını şirketine gider yazar.

10 bin liralarla tabii ciddi birikim yapılmaz. Çalışanların çoğu asgari ücret ama bak bakalım kaç kişi C level, kaç kişi kendi işinden para kazanıyor. Benim sitede biriyle tanıştım, danışmanlık yapıyor kendi şirketi var, en kötü ay 80-100 bin kazanıyor. Doktorlara 8-10 bin kazanıyor diye atar yapanlar, işini bilen doktorun ayda bir kaç yüz bin kazandığını aklına bile getirmiyor. Big4 şirketlerinin her birinin yüzün üzerinde partner’ı var, yılda milyon dolar kazanıyorlar. Bunlar sözlükte yazmaz mı, emin olun yazar.
  • gabe h coud  (24.12.21 18:40:35 ~ 18:45:20) 
öncelikle "bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir".

kendi açımdan ise ailemizin bir evi vardı onu satıp altın hesabında koymuştuk 2 yıl önce. iyi bir semtte istediğim özellikte ev denk gelirse yeni bir konut almayı düşünüyordum. kasım ayının sonlarında başlayan dolar artışıyla birlikte takip ettiğim evler de her gün yükselmeye başladı. şu an takibimdeki evler kasım ayındaki fiyatından %30 zamlı şekilde satışa devam ediyor. dolar 16-17ye çıktığında o evleri alabiliyordum ama elimdeki para %30 düşmesine rağmen evler hala aynı fiyatta.
  • jepa  (24.12.21 19:10:01 ~ 19:13:39) 
2014 yılında 2.700tl maaşla çalışırken 1 yılda 20.000tl biriktirmiştim. Haftada birkaç kere dışarıda yiyordum. Kiram 300tl idi. Tek yaşıyordum.
2014 yılı için asgari ücret 1.071tl imiş.
Günün koşullarına bakarak konuşmak lazım. Asgari ücretten fazla alan biri istese kenara para atar diyorum. Ama İstanbul'da kirada oturuyorsa atamayabilir.
  • ganbatte  (24.12.21 20:03:12) 
çoğu troll. doğru olsa bile hava atmak için yazıyor hepsi. ekşide böyle tiplerden çok var. en ufak fırsatta kazandığı parayla, okuduğu okulla, fiziksel özellikleriyle hava atan tipler.


  • nothing in my way  (24.12.21 21:34:29) 
istanbul'da yaşamayanlar daha kolay birikim yapıyorlar. ayrıca sosyallikten de ödün vermelerine gerek olmuyor.

Aileden zengin olanlar da var. Türkiye'de sıfırdan zengin sayısı azdır. Bunun dışında torpille bir yere gelenler de oluyor.

Bir de evlenen kişiler daha kolay birikim yapıyorlar.
  • garylineker  (24.12.21 21:40:33) 
burda da çok var, çoğu kesinlikle yalan, bildiğin hastalık hatta.

adam maaş karşılaştırması yapıyor 16500 vs 19bin artı bilmem ne diye, yalan

geçen birisi bi duyuru açmıştı 10 bin lira pasif gelirim var koinden, bilmem neyden, gene de iş bulup çalışayım mı diye sormuş, hemen gelmişler 10 bin lirayı boklamışlar 10 bin lira ile geçinilir mi, yok 10 bin lira çok azmış, öyle gelir olur muymuş, ağzım açık okudum.

ya ciddi bir ruhsal sıkıntı ya da yüzde 1 zengin kısım sürekli bizi buluyor. adam 10 bin liraya üstelik evden kazanılan bir para bu, yetmez diyor, aklımı kaçırıcam.
  • sanguine  (24.12.21 22:34:00) 
[]

Yanlış Yakıt Koyan İstasyon

Bugün her zamanki gibi Levent Çilekli'deki Shell'den yakıt alıyordum. Fiyatı söyleyip dizel olduğunu vurguladım. Pompacı da depo kapağına baktı, kocaman dizel yazıyor. "Ben içeride ödüyorum" dedim, pompayı soktuğunu görmeden de hareket etmek istemedim, içimden bir ses bekle dedi, mutlaka bakıyorum normalde, ama acele işim olsa bakmıyorum.

adam kurşunsuz benzin pompasını yakıt deposuna taktı, "abi ne yapıyorsun" dedim, dizel dedim, kapakta da yazıyor şeklinde uyardım. adam kapağa tekrar baktı, hiç özür filan dilemeden yazdığı şeyi silip yeni kayıt oluşturdu ve bu defa dizeli taktı. özetle içeri gitsem ve fişi de sonrasında kontrol etmesem, bir sürü iş ve bela çıkacaktı başıma belki de.

yıllardır ilk defa başıma geldi ve epey korktum, hatta acaba akıntı olmuş mudur pompadan takınca filan diye kafamda kurdum sabahtan beri. normalde bu durumu şikayet edip ödeme yapmamam gerekir miydi sizce? yoksa çok mu iyi niyetli davranmışım? sizin başınıza gelse ne yapardınız?

 
ödeme yapılırken durumdan bahseder iyi yırttık ya, valla hem sizden tüm maliyet çıkardı hem ben uğraşırdım der ucuz kurtulduk derdim. karşı taraf anlar zaten. bunları söyleyebilirdiniz.

dikkat etmeniz iyi olmuş. iyi niyetli davranmak değil de sessiz kalmak doğru değil. maalesef alt kesimde çalışanlar bazı konularda uyarılmayınca daha çok vurdumduymaz oluyorlar. belki bugün yarın başka birinin başına gelecek ve iş işten geçmiş olacak.

ucu ucuna kurtulmuşsunuz
  • avatar is back  (07.12.21 15:11:34) 
Yakınen görüştüğümüz ailenin benzin istasyonları var. Pompacı, lastik ustası defalarca müşteri dövdü eleman tutamıyorlar.
Az heyecanla söylesen ne bağrıyon lan diye üstüne yürümeyeceği ne malum memleket manyak kaynıyor sustuğun yerde bile doğranma ihtimalin var.
Geçmiş olsun
  • cilekli pasta  (07.12.21 15:35:12) 
> hatta acaba akıntı olmuş mudur pompadan takınca filan

buna cevap vereyim: birkaç litre akmış olsa bile çok önemli olmazdı. yarım depo almışsanız hiç değilse 20 dizel yakıt içine birkaç litre kurşunsuz karışsa hiç bir şey olmaz.

fakat tersi (benzin içine mazot) sıkıntılı olabilir.

hatta bazı ustalar, enjektör temizlemek gibi amaçlarla ayda yılda bir depo dizel yakıta 1 litre kurşunsuz katmayı öneriyorlar ciddi ciddi. denemedim, sorumluluğunu da almam ama böyle bir şey var :)
  • kaptankedi  (07.12.21 15:59:17 ~ 17:11:43) 
benim bildiğim kadarıyla shell istasyonlarında pompaların önünde sensör gibi bir şey var. dizel araca benzin koymak istese bile pompalamıyor. bunu da benzin istasyonundaki görevli abi demişti. onun yalancısıyım.


  • anti-kahraman  (07.12.21 19:11:15) 
Shell Club Card'da varsa plaka ile yakıtı eşleştirin derim, Opette böyle bir şey var, plakaya yakıtı tanımlıyorsunuz, pompacı plakayı girdikten sonra sizin seçtiğiniz dışında yakıt koyamıyormuş.
Hoş bu gerçekten çalışıyor mu opette bilmiyorum, müsait bir istasyonda denerim bir ara.

Maalesef şikayete konu bir durum oluşmamış gibi yani bu biraz canlı bombaların listesi var ama patlamadan işlem yapamıyoruz demeye benziyor ama böyle, eğer o yakıtı koysaydı, orada fark ettiğinizde istasyon sigortası tarafından masraflarınızın ödenmesi gerekirdi.
  • atom karincanin torunu  (07.12.21 19:21:49) 
Dizele benzin giriyor, benzine dizel girmiyor. Dizelin agzi genis oluyor.
Dizelciysen gozun acik olacak her turlu koyarlar o benzini.

Oyle damlamayla falan bisey olmaz tabi, zaten dizel asiri kalitesiz yagdan hallice bir yakit. icine biraz benzin koyunca incelir sadece.
Ama fulleseydin o zaman motoru al cope at daha iyi.
Temizlendigi halde 1 yildir duzelmeyen motor biliyorum.
  • divit  (07.12.21 19:46:05) 
Pompadan öyle litre falan akması mümkün değil litresi 10 TL olan yakıt öyle bedava akmaz yani olsa olsa bir kaç damla olur ki onun da etkisi bile olmaz. Bunu arada enjektör temizleyici olarak koyan bile var. Hatta adam yanlışlıkla 80 litrelik depoya 15 litre benzin koydu ustayı aradı bir şey olmaz depoyu dizel doldur dedi hala çalışıyor yıllar geçti üstünden bir sıkıntı çıkmadı.

İstasyon dediğiniz de bir işyeri ve maliyet hesabı yaparlar ister istemez bir sıkıntı çıksaydı ki bu motoru çalıştırmadan önce farkedilirse önlenebilir bunu karşılamak zorundalar. Ama nedir iş uzar. Motor çalıştıktan sonrası zaten daha büyük problem demektir.

Ayrıca petrol ofisinde bir sistem var bir kere bir plaka üzerinden alınan yakıt o plakaya tanımlanıyor başka bir yakıt türü koymak istediğinde uyarı veriyor onaylamak için de üç defa aynı plakayı girmek gerekiyor. Ve bu plaka bir kere girince online olduğu için her yerde geçerli oluyor.
  • such  (07.12.21 20:25:45) 
pompalaması mümkün değil ki. dizel ile benzinlinin pompa girişleri farklı olması lazım.


  • ankarakecisi  (07.12.21 23:01:24) 
[]

Eski Sevgilime Benziyorsun

Şöyle bir gönül işi durumum var. ayrıntılı anlattım, uzun oldu, dilerseniz okumayın :)

İnternetten bir kadınla tanıştım, tanıştığımız sıra o yıllık izin için şehir dışındaydı. Biz yaklaşık iki hafta görüşmeden yazışarak sohbeti sürdürdük. Başta çok mesafeli dursa da sohbet giderek yükseldi. Döndüğünde bir cuma akşamı 22.00 gibi Suadiye sahilde görüştük. Onun orada bir işi vardı, hızlı gelişen bir date oldu ve buluştuk. Ben vardığımda bira içiyordu, ben de evden bira götürdüm ve sohbet yüz yüze de çok iyi gitti. Sonra onun tuvaleti geldi ama tuvaletler kapalıydı, ben de "ev yakın, evde devam edelim ardından ben seni bırakırım" dedim. "tamam" dedi.

Eve geçtik, bira içmeye devam ettik. evde epey duygusallaştı, çok içsel bir sohbet oldu, hatta sohbetin bir yerinde ağladı ve ağladıktan sonra bana daha da yakınlaştı ve usul usul sevişmeye başladık. o kadar uzun bir ön sevişme oldu ki çok güzeldi. sonra sabaha kadar seviştik. her açıdan çok iyiydi, bir yerde "aşkım" filan demeye bile başladı sevişirken. uykuya daldığımızda saat altıydı ve iki saat sonra uyanıp işe gitmesi gerekiyordu. zorla da olsa uyandık ve onu işe bıraktım.

sonraki yazışmalarda bir soğukluk sezdim ve net olmak adına iki gün sonra sordum, "iyi misin" diye ve aynen şöyle dedi: "sen eski erkek arkadaşıma çok benziyorsun, çok etkileyici ve hızlı oldu her şey. devam edip etmemesi adına tedirginim ve arkadaş olarak görüşmeyi tercih ederim sanırım." ben de asla ısrar etmeyi tercih etmediğim için ben devam etmek istediğimi söyledim, "eğer seslenmek istersen bekleyeceğim" dedim ve bir daha yazmadım. o da yazmadı. ama hala takipleşiyoruz. iki ay oldu neredeyse.

normalde tek gecelik çok ilişki yaşadım, ondan sonra da yaşadım. hangi odakta görüşüldüğünü az çok anlayabiliyorum ama bu kadının hali hala kafamı karıştıyor. ondan çok etkilendim elbette. ancak neden öyle bir geceden sonra devam etmek istemedi çok şaşkınım... çünkü asla tek gecelik bir gece gibi düşünmediğini düşünüyorum. belki de kendini o kadar açması, onu rahatsız etmişti, savunmasız hissetmişti gibi deli sorular aklımda dolanıyor. en son buraya yazmak istedim. belki dinleyip yorum yapmak isteyen olur.

 
bence eski sevgilisini unutamamış. Bi an sende eski sevgilisinden aldığı vibeı almış. Bu nedenle kendini yakın hissetmiş, alkolün verdiği samimiyetle de hiç bi problem olmamış. Ama uyandığında eski sevgilisini hatırladığını, özlediğini farketmiş olabilir.


  • zimbirik  (26.11.21 14:26:39) 
muhtemelen unutmaya çalıştığı kişiyi ister istemez daha çok hatırlatmışsın ve sonlandırmaya karar vermiş.

bir süre arkadaş olarak görüşerek sana şans verirse sende farklı bir şeyler arayıp bulabilirdi ancak yazışmayı/görüşmeyi bıraktıysanız bu kapıyı da kapatmış demektir.
  • foolrules  (26.11.21 14:31:12) 
Ciddi bir ilişki istemiyor. Ama sizin onunla ciddi bir ilişki yaşamak istediğinizi düşünüyor. Bu yüzden sizinle iletişime geçmiyor.

Benim tahminim böyle.
  • pispinti  (26.11.21 16:04:45) 
Ciddi bir ilişkiden çıktıktan sonraki "Çivi çiviyi söker" mantalitesi, erkeklerde olduğu gibi kadınlarda da olabiliyor haliyle.

Söylediklerinden anlaşıldığı üzere "unutulmayan" bir eski sevgili durumu söz konusu. O türde iz bırakıcı seviyede bir sevgiliden ayrıldıktan sonra, iyi geleceğini umarak başka birileriyle takılıp yatarsın ama nedense çoğu zaman iyi gelmez, hatta daha da tatsız hissettirir insanı. Bence bu da öyle bir durum olmuş.
  • norules  (26.11.21 16:28:49) 
aga iyi hoşta hemen olması gözünü korkutmuştur. Zamana bırakmak en iyisi hem daha tam birbirinizi tanımadan kolay değil olmaz bence


  • Efespilsen  (27.11.21 06:13:48) 
1
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.