Goethe institut tabii ki.
- LXXVII (11.10.14 21:15:50)
[]
Diş macunu alternatifi
Macun kimyasal özellikler içeriyor diye kullanmayanlar , ne kullanıyorsunuz ?
Beyazlığı nasıl sağlıyorsunuz ?
Beyazlığı nasıl sağlıyorsunuz ?
bkz: parodontax
- helios (11.10.14 21:09:58)
parodontax. best paste that money can buy
- exlibris (11.10.14 21:15:08)
paradontax'a geçeli başka şey kullanamaz oldum
- from potomac to kuban (11.10.14 21:16:06)
bu parodontax tadı berbat diş macunu değil miydi?
- zam sampiyonu domates (11.10.14 21:20:10)
@zam evet.
ama hic sabun gibi degil ve gercekten temizledigini hissediyorsun. bir sure sonra alisiyorsun zaten
ama hic sabun gibi degil ve gercekten temizledigini hissediyorsun. bir sure sonra alisiyorsun zaten
- exlibris (11.10.14 21:23:08)
nerden aldıysa kardeşim almış. ben bozuk sanıp çöpe atmıştım. meğer 2 tane almış. duruyorsa tekrar deneyeyim ama nedir bu macunun olayı?
- zam sampiyonu domates (11.10.14 21:25:48)
Bu paradontaxın çeşitleri var mı
- all girls dream (11.10.14 21:28:02)
Ben aldım bugün Migros'tan. İki çeşit vardı biri normal , ötekisi de beyazlaştırıcı
Paradontax'ın farkı florür içermemesi sanırım
Paradontax'ın farkı florür içermemesi sanırım
- leo1905 (12.10.14 16:08:41)
[]
Bilgisayar toplama öneri
Herkese iyi günler. Bilgisayar toplama konusunda sorularım var:
1- Fifa 15'i önerilen ayarlarda çalıştırabilecek donanım ne kadar fiyata toplatılır? Hard disk 1 tb - 2 tb arası olarak ve tek sürücü olarak düşünüyorum.
Yani sadece tek yerel disk olacak
2- bunun ile www.akakce.com
bunun www.akakce.com
performans farkı var mıdır ?
Fifa'nın istediği verilerde intel i5 yazıyor. Farklı olarak AMD çalıştırır mı ?
3- Bilgisayarda kablosuz gamepad kullanan var mı?
1- Fifa 15'i önerilen ayarlarda çalıştırabilecek donanım ne kadar fiyata toplatılır? Hard disk 1 tb - 2 tb arası olarak ve tek sürücü olarak düşünüyorum.
Yani sadece tek yerel disk olacak
2- bunun ile www.akakce.com
bunun www.akakce.com
performans farkı var mıdır ?
Fifa'nın istediği verilerde intel i5 yazıyor. Farklı olarak AMD çalıştırır mı ?
3- Bilgisayarda kablosuz gamepad kullanan var mı?
1) oyun için i7'ye çok gerek yok i5in üst serileri yetiyor da artıyor. paranız varsa alın tabi
2) i7 o amdden daha iyi diye biliyorum. 8 çekirdekli olması oyunlarda çok bir avantaj sağlamayacaktır.
istenenlerde i5 yazması biraz da reklam olayıdır. eşdeğer bir amd işlemci de cayır cayır çalıştırır tabi.
3) logitechin var bende bir tane f710 kablosuz ve titreşimli. çok güzel başka gamepad'e bakmayın bile
2) i7 o amdden daha iyi diye biliyorum. 8 çekirdekli olması oyunlarda çok bir avantaj sağlamayacaktır.
istenenlerde i5 yazması biraz da reklam olayıdır. eşdeğer bir amd işlemci de cayır cayır çalıştırır tabi.
3) logitechin var bende bir tane f710 kablosuz ve titreşimli. çok güzel başka gamepad'e bakmayın bile
- argent dawn (12.09.14 14:47:07)
amaç fifa oynamaksa şu modellerin ikisini de almak mallık ilk olarak onu söyleyelim. demosunda optimizasyon sorunları olduğunu duymuştum da tam sürüme kadar onu hallederler. çok daha ucuza fifa oynayabilirsin yani : )
fifa oynarken çok farkedeceğini sanmıyorum ama i7 daha performanslıdır. bütçen fazla değilse amd yi seç.
amd çalıştırır.
ha son olarak amaç yine fifa oynamaksa ekran kartını seçerken bit değil de ram olayına bakarsan ''futbol'' oyunlarında sana daha avantaj sağlar. (savaş vs. oyunlarında da düşük bit dezavantaj tabi ki)
fifa oynarken çok farkedeceğini sanmıyorum ama i7 daha performanslıdır. bütçen fazla değilse amd yi seç.
amd çalıştırır.
ha son olarak amaç yine fifa oynamaksa ekran kartını seçerken bit değil de ram olayına bakarsan ''futbol'' oyunlarında sana daha avantaj sağlar. (savaş vs. oyunlarında da düşük bit dezavantaj tabi ki)
- syozkn (12.09.14 15:08:41)
[]
icloud hafıza sorunu
Herkese iyi günler
Bir adet iphone 5s sahibiyim.Telefondaki bilgileri icloud'a yedekleyemiyorum.
Boş alan 3.6 gb olmasuna rağmen icloud hafızası dolu diyor telefon
Yaptığım iş sadece rehber ve mesaj yedekleme
Bunun bir çözümü var mıdır?
Bir adet iphone 5s sahibiyim.Telefondaki bilgileri icloud'a yedekleyemiyorum.
Boş alan 3.6 gb olmasuna rağmen icloud hafızası dolu diyor telefon
Yaptığım iş sadece rehber ve mesaj yedekleme
Bunun bir çözümü var mıdır?
Icloud da yer kaplayan dosyalara bak. Genelde gereksiz program yedekleride olabiliyor. Onlari silerek deneyebilirsin. Olmadi icloud backup u kapat yeniden aktif et.
- VIPCH (24.07.14 09:22:54)
[]
İphone da gorusmeyi sonlandirmak
Ios 7 - iphone 5s de gorusmeyi bitirmek icin kilit tusuna basiyorum. Ancak arama devam ediyor. Kilit tusuna bastigimda gorusmenin bitmesi icin ne yapmaliyim?
telefonun jailbreak'liyse activator uygulamasıyla kilit tuşuna görev verebilirsin. Tabi bu görevlerin içinde aramayı sonlandırma da bulunuyorsa
- rapon (12.07.14 08:47:23)
Kilit tuşuna iki kez hızlıca basmalısın. tıktık diye.
- pandispanya (12.07.14 10:11:10)
Kilit tuşuna çift tık
- cruseo (12.07.14 10:29:07)
aa ben bunu bilmiyordum lan o kadar telefonun ümüğünü sıkacak kadar crackli uygulamalar kullanacak kadar içli dışlıyım ama ilginç. deneyeyim ben de
- rapon (12.07.14 10:44:07)
@rapon üçüncü parti uygulamalarla çok ilgilenen iphone kullanıcılarının telefonun orjinal özelliklerinden bihaber olması çok görülen bir durum
- dafuq (12.07.14 10:49:30)
[]
Twitter hesabının hacklenmesi
Twitter hesabım hacklendi. Nasıl düzeltebilirim ?
Kafasına göre twit atıyor hesabım. Silmek tek çare mi ?
Kafasına göre twit atıyor hesabım. Silmek tek çare mi ?
hacklendi derken? kontrolü sendeyse, settings'e girip izin verdiğin app'leri revoke etmen lazım. muhtemelen ordaki app'lerden birisi yapıyor.
- ozzpwnz (29.05.14 15:45:43)
- bonjurkes (29.05.14 15:46:50)
[]
Almanca-İtalyanca
Merhaba, sorularıma başlayayım :
1- Almanca-İtalyanca cd ve kitap setleri baslangic seviyesi icin yeterli mi ?
2- önerebileceğiniz bir set var mi ?
1- Almanca-İtalyanca cd ve kitap setleri baslangic seviyesi icin yeterli mi ?
2- önerebileceğiniz bir set var mi ?
italyanca icin konusuyorum;
ilk 3 kur icin (genis, gelecek, gecmis) evde kassan rahatca ogrenirsin 6 ayda. kitap "asim tanis - yapisal yolla italyanca". hadi gelecek ve gecmisi ogrenemedin, ama genis zaman kesinlikle hemen kaparsin. baslangicta cok kolay italyanca.
ilk 3 kur icin (genis, gelecek, gecmis) evde kassan rahatca ogrenirsin 6 ayda. kitap "asim tanis - yapisal yolla italyanca". hadi gelecek ve gecmisi ogrenemedin, ama genis zaman kesinlikle hemen kaparsin. baslangicta cok kolay italyanca.
- no christ requires (29.05.14 12:50:24)
[]
İphone 5s sorunları
1-ses artirip azaltmada ekranin acilmasini nasil kapatabilirim?
2-ana ekrandaki kamera kisayolunu nasil yok edebilirim ?
2-ana ekrandaki kamera kisayolunu nasil yok edebilirim ?
1-kapatamazsın
2-yok edemezsin
jailbreak ile belki.
2-yok edemezsin
jailbreak ile belki.
- i was me but now he s gone (01.05.14 11:36:42)
[]
ios 6 - ios 7
ios 6 da sync.me uygulamasıyla sosyal medya ile rehberin eşleştirip arayanın fotoğrafı aradığı ve arandığı zaman çıkıyordu. Ios 7 de sync.me bunu yapamıyor. Ios 7 de ios 6 daki özelliği yapabilecek program var mı ?
Uygulamayı silip yeniden yüklemeyi denediniz mi? Bana sanki rehbere erişime izin vermemişsiniz gibi geldi.
- onexey (17.04.14 18:46:13)
şimdi ben denedim oldu ios7'de. :/
- i was me but now he s gone (17.04.14 20:54:02)
[]
İos 7 ses ayari
Muzik dinledigimden seci artirip azaltmada ekranin acilmasini nasil kapatabilirim ?
ekran ışığından bahsediyorsan kapanmıyor, ayarları kurcukladım bulamadım ben.
- 9kuyruklukedi (10.04.14 14:08:03 ~ 14:08:19)
[]
İphone 5s sarki atma
İtunes kullanmadan pcden telefona nasil muzik atilir ? İtools ve tongbu calismiyor
Ben google music kullanıyorum. Müzikleri Google Music'e upload ediyorum. gMusic ile de istediklerimi offline hale getirip telefona indiriyorum.
- onexey (09.04.14 18:46:39)
spotify falan gibi bir uygulama kullanabilirsin. müziklerini bilgisayar uygulamasına aktarırsın, bunlar bulut üzerinden telefona da geçer. internetsiz de kullanmak için çevrimdışı kullanılabilir yap dersin olur biter.
- acccra (09.04.14 20:05:33)
marlboro
kent switch
salem
djarum
parliament aqua
lucky strike
west ice
viceroy switch
mazur gör de google'a "mentollü sigaralar" yazamadınız mı? yoksa içenlerden tavsiye mi istiyorsunuz?
kent switch
salem
djarum
parliament aqua
lucky strike
west ice
viceroy switch
mazur gör de google'a "mentollü sigaralar" yazamadınız mı? yoksa içenlerden tavsiye mi istiyorsunuz?
- brkylmz (08.04.14 18:24:12 ~ 18:43:16)
malbora blue ice
kent switch
meltem mentollu
kent switch
meltem mentollu
- all girls dream (08.04.14 18:26:14)
Tavsiye diyelim
- leo1905 (08.04.14 19:05:02)
Kent switch.
West ice.
West ice.
- queensalvoo (08.04.14 19:38:54)
tavsiye ise, ben lucky strike mentollü içiyorum, mentol var mı yok mu pek belli olmuyor artık, iyice alıştım sanırım. o yüzden arada bir parliament aqua mentollü alıyorum. yapılmış en iyi sigara filan, mentos tadında resmen.
- i was me but now he s gone (08.04.14 19:39:16)
parlement aquayı tek geçerim
- kablelvuku (08.04.14 21:30:08)
[]
Renki piercing
Seksist soylem oldugu icin ozur sileim. Homofobik bir insan degilim . Renkli piercing kullanan erkek var mi ?
Renkler kirmizi ve siyah
Renkler kirmizi ve siyah
zaman zaman siyah kullanmisligim var da, dilimde oldugu icin pek dikkat cektigini sanmiyorum. tabi uzun suredir titanyum kullaniyorum.
- cursed (29.03.14 19:51:35)
Evet bok gibi oldu
- jamalbsf (27.03.14 19:57:02)
[]
Sarıgül projeleri ve İstanbul
1- Havarayın yüksekliği ne kadar olacak. Sokak lamblarının dahi üstünde mi yer alacak ?
2- Yer altı metrosunun kazımı özellikle İstanbul gibi yapilaşma olduğu yerde sorun çıkarmaz mı ?
3- Aydemir Güler'in dediği gibi 'proje' sözüne bağımlı mıyız ?
2- Yer altı metrosunun kazımı özellikle İstanbul gibi yapilaşma olduğu yerde sorun çıkarmaz mı ?
3- Aydemir Güler'in dediği gibi 'proje' sözüne bağımlı mıyız ?
1-evet
2-hayır
3-plan proje önemli. yıllardır projesizlikle yönetildiğimiz için bu durumdayız.
2-hayır
3-plan proje önemli. yıllardır projesizlikle yönetildiğimiz için bu durumdayız.
- tantunisultansüleyman (26.03.14 07:20:13)
Sarıgül ün procesi mi varmış?
Nereye yapacakmış o havaray ı? Cevap yok.
Yer altı metrosunun güzergahı nereler olacakmış? Cevap yok.
E bunlara proje denmez o vakit... Boş vaat denir. O yüzden üzerinde düşünmeye gerek yok...
Nereye yapacakmış o havaray ı? Cevap yok.
Yer altı metrosunun güzergahı nereler olacakmış? Cevap yok.
E bunlara proje denmez o vakit... Boş vaat denir. O yüzden üzerinde düşünmeye gerek yok...
- ne nicki be (26.03.14 07:46:54)
www.hurriyet.com.tr
Evet, projeleri var. İlk 5 sene için yapılması planlanan projeler belirtilmiş. Biraz Google ile sonuçlara ulaşılabilinir.
Evet, projeleri var. İlk 5 sene için yapılması planlanan projeler belirtilmiş. Biraz Google ile sonuçlara ulaşılabilinir.
- dessy (26.03.14 08:01:48)
Keşke Sarıgül İzmirden aday olsaydı..
- redeath (26.03.14 08:15:08)
procesi yok projesi var zaten.
kimlerle uğraşıyoruz ya.
kimlerle uğraşıyoruz ya.
- ozzpwnz (26.03.14 09:14:56)
Ne nicki be yüzeysellikte akp seçmenlerini aratmıyorsun. Biraz adamların projeler için hazırladıkları videoları izle. Team sarıgül değilim ama bu tarz konuşulması da haksızlık.
- gebere jackson (26.03.14 09:29:04)
bitsin artık bizden başkası bunu yapamazcılık. para olduktan sonra her yerde her proje yapılabilir. yeter ki bu paralar hizmet için kullanılsın. yeter ki bu ülkeyi hırsızlar yönetmesin.
- zvonimir (26.03.14 10:30:44)
@ozzzpwnz
Ahahaa :) proce değil proje he mi?
@wide
80 yıldır yapılmayanı bu adamlar yolsuzluk yaptıkları halde dahi yapıyorlarsa, 80 yıldır bizi kim soydu acaba? ben bunu merak ediyorum asıl.
Ahahaa :) proce değil proje he mi?
@wide
80 yıldır yapılmayanı bu adamlar yolsuzluk yaptıkları halde dahi yapıyorlarsa, 80 yıldır bizi kim soydu acaba? ben bunu merak ediyorum asıl.
- ne nicki be (26.03.14 10:55:28 ~ 10:58:59)
1-öncelikle ne farkeder?
ve evet sokak lambalarının üzerinde olacak. şehrin silüetini falan bozmuyor çünkü gidip de beyazıta yapılmıyor, e-5'e yapılıyor, metrobüs hattının üstüne ve benzeri yerlere.
2-metro tünelleri genelde ana arterlerin altında oluyor, yani bu durumda üstünde pek bina olmuyor, şu anki mevcut metro hattını incelerseniz daha iyi anlarsınız demek istediğimi.
3-hayır değiliz, proje lafı koca bir yalan zaten, proje demek rant demek. Aydemirin bu konudaki konuşması çok güzeldi.
@ne nicki be; adam katıldığı her canlı yayında projelerin güzergahlarını-nereye yapacağını vs. anlattı zaten keşke izleseydiniz.
80 yıldır yiyenleri merak etmişsiniz, 80 yıl değil de 50 yıl diyelim. menderes-özal-demirel-çiller-yılmaz vs. yiyordu 50 yıldır, zamanında onlara oy verenler şimdi akpye oy verip 80 yılda yapılamayanı yapıyor diyor, aynı şeyleri demirel-özal-çiller için de söylemişlerdi. akpden sonra başka bir dangalak sağ aday gelecek ve bugün tayyip için yaptığınız güzellemeleri o adam için yapacaksınız.
ve evet sokak lambalarının üzerinde olacak. şehrin silüetini falan bozmuyor çünkü gidip de beyazıta yapılmıyor, e-5'e yapılıyor, metrobüs hattının üstüne ve benzeri yerlere.
2-metro tünelleri genelde ana arterlerin altında oluyor, yani bu durumda üstünde pek bina olmuyor, şu anki mevcut metro hattını incelerseniz daha iyi anlarsınız demek istediğimi.
3-hayır değiliz, proje lafı koca bir yalan zaten, proje demek rant demek. Aydemirin bu konudaki konuşması çok güzeldi.
@ne nicki be; adam katıldığı her canlı yayında projelerin güzergahlarını-nereye yapacağını vs. anlattı zaten keşke izleseydiniz.
80 yıldır yiyenleri merak etmişsiniz, 80 yıl değil de 50 yıl diyelim. menderes-özal-demirel-çiller-yılmaz vs. yiyordu 50 yıldır, zamanında onlara oy verenler şimdi akpye oy verip 80 yılda yapılamayanı yapıyor diyor, aynı şeyleri demirel-özal-çiller için de söylemişlerdi. akpden sonra başka bir dangalak sağ aday gelecek ve bugün tayyip için yaptığınız güzellemeleri o adam için yapacaksınız.
- de jure (26.03.14 11:17:15 ~ 11:19:28)
@faaip de oiad
"istanbul'un kentsel gelişimine bakarsan İstanbul'un şu an ki bütün sorunlarının tek bir adam yüzünden ortaya çıktığını görürsün: Adnan Menderes.
bir de 80 yıldır yapılmayan demişsin de onlar neymiş merak ettim. malum marmaray projesi Ecevit-Bahçeli ikilisinin projesi. diğerlerini saymıyorum bile.
neymiş 80 yıldır yapılamayan söyle de bizde bilelim."
bunları diyen biri gelmiş bir de bana cahil demiş ya la:)
"istanbul'un kentsel gelişimine bakarsan İstanbul'un şu an ki bütün sorunlarının tek bir adam yüzünden ortaya çıktığını görürsün: Adnan Menderes.
bir de 80 yıldır yapılmayan demişsin de onlar neymiş merak ettim. malum marmaray projesi Ecevit-Bahçeli ikilisinin projesi. diğerlerini saymıyorum bile.
neymiş 80 yıldır yapılamayan söyle de bizde bilelim."
bunları diyen biri gelmiş bir de bana cahil demiş ya la:)
- ne nicki be (26.03.14 15:37:07)
Yanlış hatırlamıyorsam dünya bankası yatırım desteği vermekte.. Imf ise doğrudan para veriyor.. Yanılıyorsam düzeltin
- bilmemkacincinick (26.03.14 11:20:20)
imf develetler borç veriyor. dünya bankası devletlerin projelerine kredi veya hibe veriyor. bunlar haricinde ifc var o da şirketlere borç veriyor.
- delidir yakalayin (26.03.14 22:26:10)
[]
Amazon soruları
1-mobil cihazların yanında yer alan att , verizon ne anlama gelmektedir ?
2- Türkiye'den alinmis gibi olması için hangi sartlarin olmasi gerekir ?
3-Amazon sitesindeki 32 gb lik iphone 5c ve iphone 5s modellerinde hangi link veya linklere bakmaliyim ?
4- Pasaport dahil ne kadar fiyat farkı olacaktır ?
5-Avrupa'dan hangi ülkeden alinmali , hangi ulkeden alinmamali ?
2- Türkiye'den alinmis gibi olması için hangi sartlarin olmasi gerekir ?
3-Amazon sitesindeki 32 gb lik iphone 5c ve iphone 5s modellerinde hangi link veya linklere bakmaliyim ?
4- Pasaport dahil ne kadar fiyat farkı olacaktır ?
5-Avrupa'dan hangi ülkeden alinmali , hangi ulkeden alinmamali ?
1-at&t ve verizon amerikan operatör avea falan gibi. kontratlı yani.
- heritage (24.03.14 21:54:33)
Hızlıca bir göz attım, unlocked olan 5s'ler 820 dolar civarı gibi gördüm amazon.com'da. 1800 falan ediyor. Pasaport falan 2000 diyebiliriz o durumda. Türkiye apple store'da 2400 lira. Yani Amerika'dan getirtebiliyorsanız kar edersiniz elbette.
Avrupa başka bir hikaye ama. Euro çok yüksek olduğundan dolayı büyük ülkelerde anlamlı bir kazancınız olmaz diye düşünüyorum ama hani doğu avrupa ülkelerini bilemiyorum.
Türkiye'den alınmış olması derken, unlocked yani kontratsız ise sıkıntı yaşamazsınız ve uluslararası 2 sene garantisi var ancak apple satış dükkanı olan yerlerde geçerli. İstanbul'daki açılmadı mesela, sadece online satış var. Ama Tayland'dan aldığım iphone bozulunca Hamburg'da 5 dakikada yenisini verdiler, Türkiye şubesi açılınca bu güzellikler burada da geçerli olacak diye umuyoruz.
Avrupa başka bir hikaye ama. Euro çok yüksek olduğundan dolayı büyük ülkelerde anlamlı bir kazancınız olmaz diye düşünüyorum ama hani doğu avrupa ülkelerini bilemiyorum.
Türkiye'den alınmış olması derken, unlocked yani kontratsız ise sıkıntı yaşamazsınız ve uluslararası 2 sene garantisi var ancak apple satış dükkanı olan yerlerde geçerli. İstanbul'daki açılmadı mesela, sadece online satış var. Ama Tayland'dan aldığım iphone bozulunca Hamburg'da 5 dakikada yenisini verdiler, Türkiye şubesi açılınca bu güzellikler burada da geçerli olacak diye umuyoruz.
- whoosie (24.03.14 22:55:21 ~ 22:57:52)
Ben sekmesinde aşağıda duruyor. :)
- kivilcimin kirkta biri (24.03.14 21:50:15)
yeni tweet ikonuna basili tutuyorsun galiba.
- exlibris (24.03.14 21:51:13)
[]
Ios ta mailde ek yollama
İphone 3gs için konuşuyorum.Gmail uygulamasını kullanarak nasil ek dosyali mail yollarim ?
Dosyaya gel, gönderme seçeneklerinden mail i tıkla. Mail sayfası açılacak zaten, belge de ekte olacak. Yazı yazacaksan da ekleyebilirsin.
Ben 4s te öyle yapıyorum ama varsa başka yolu, bilmiyorum.
Ben 4s te öyle yapıyorum ama varsa başka yolu, bilmiyorum.
- iorveth (22.03.14 23:22:05)
Evet.
- Beckwith (22.03.14 22:13:52)
duruyor. hatta geçen gözümün önünde martı takıldı orada ama çıktı sonra.
- lathspell (23.03.14 10:00:14)
Soruyu anlamadım, linke tıklayınca tanıtım sayfası açılıyor, oradan da tickets linkine basınca sosyotix'in sitesi çıkıyor, oradan da normal şekilde alıyorsunuz işte.
- whoosie (17.03.14 07:15:16)
Ee sosyetik sitesinden bilet alınmıyor mu, güvenilir tabi ki.
- redeath (17.03.14 07:55:56)
- eksi sozlukte eksiyen adam (16.03.14 12:26:14)
megadeth ön satışlarda indirimli olarak normal 125 sahne önü 200 tl
- zencipanda (16.03.14 12:46:55)
[]
Yurt disindan nereden telefon alinir ?
Amerika harici , sim free (sorunsuz ) nereden alinir ? Ozellikle Apple urunleri bazinda nereden ekonomiktir ?
tayland hong-kong
dubai
dubai
- 1917 (25.02.14 18:05:47)
singapur
- dirildimde geldim (25.02.14 18:32:42)
[]
İphone 3gs ye eski uygulama nasil yuklenir !
Bilirsiniz , bazi uygulamalarin yeni guncellemeri ios 7 ile cikti. İos 6 li son uygulamayi nasil yaparim ?
bunu sorduğuna göre telefon jailbreakli değil ve bu durumda yapabileceğin bir şey yok.
eğer telefon jailbreakli ise de cydia'dan appsync for ios 6'yı yükledikten sonra istediğin uygulamanın ios 6 için en son sürümü için olan .ipa dosyasını indirip, dosyanın üzerine çift tıklayarak direkt itunes üzerinden yükleyebilirsin.
eğer telefon jailbreakli ise de cydia'dan appsync for ios 6'yı yükledikten sonra istediğin uygulamanın ios 6 için en son sürümü için olan .ipa dosyasını indirip, dosyanın üzerine çift tıklayarak direkt itunes üzerinden yükleyebilirsin.
- an engineer (18.02.14 20:47:18)
[]
ikinci el telefon piyasası - sahibinden.com
1- sahibinden.com daki fiyatlar gereksiz pahalı mı ?
2- 300 tl ye hangi akıllı telefon alınabilir ? Motorola Atrix tarzı bir telefon 400 tl yi aşar mı ?
2- 300 tl ye hangi akıllı telefon alınabilir ? Motorola Atrix tarzı bir telefon 400 tl yi aşar mı ?
arc s alırdım ama hatırlayamıyorum rami 500 mb sa alma yetmiyor..
- partizan (12.02.14 01:56:20)
ne olursa olsun ram'i 1 gb altı android alma.
- 1 saat bende 50 dolar (12.02.14 02:31:21)
[]
Zeytinburnu sahilinden (de) geçen iett aracı var mı ?
Daha dogrusu Zeytinburnu Metrobus duragindan sahile , daha dogrusu Fox TV'ye nasıl giderim ? Varsa duragın adı nedir ?
fox tv yi bilmiyorum ama zeytinburnu metrobüs duragından zeytinburnu tarafına geçerek iett otobüslerinden herhangi bir 93 e binerek sahile en yakın durağın tam ismini bilmiyorum balıkçıların orada inebilirsiniz. Sahile dönüş yolu görünüyor zaten.
- cunupkral (09.02.14 03:56:25)
direkt Fox Tv'ye gitmek mümkün değil Zeytinburnu'ndan ama cunupkral'ın dediği gibi 93'lerden herhangi birine binerek Zeytinburnu Tek durağında inerseniz ilerideki üst geçidin hemen yanındaki duraktan da gelen herhangi bir otobüsle o tarafa geçebilirsiniz. Beş Kardeşler olması lazım ineceğiniz durak da.
www.yoltarifi.com
www.yoltarifi.com
- chicha (09.02.14 04:03:40)
evet chicha doğru dostum. zeytinburnu tek durağı en yakın durak. sahilden de bn1 bn 2 filan geçiyor zaten.
- cunupkral (09.02.14 05:59:06)
[]
Beylikduzunde nereden ev almalı ?
200-225 bin arasi en fazla 5-6 yıllık dairelerden hangilerini onerirsiniz ?
Ulasim muhim degil.
Ulasim muhim degil.
sorumluluk kabul etmemekle beraber tavsiye vereyim:)
ben olsam newista residence ve isthanbul evlerinin oradan alıdım. kısa vadede daha da gelişecek sanki.
bir de pazar pazarının oradaki yeşil vadi projeleri hafif uzun vade olabilir.
ben olsam newista residence ve isthanbul evlerinin oradan alıdım. kısa vadede daha da gelişecek sanki.
bir de pazar pazarının oradaki yeşil vadi projeleri hafif uzun vade olabilir.
- vadidekikaktus (06.02.14 18:00:13)
evet kristal şehir +1 benden de
- vadidekikaktus (06.02.14 18:48:01)
araştırırken bakmıştım.
Innovia'ya da bakabilirsiniz.
Sahibinden sitesinde falan 200-225 bin tl'ye 3+1'ler vardı yanlış hatırlamıyorsam.
Innovia'ya da bakabilirsiniz.
Sahibinden sitesinde falan 200-225 bin tl'ye 3+1'ler vardı yanlış hatırlamıyorsam.
- beherle ask yasayan cilgin kimyager (06.02.14 20:23:39)
innovia güvenilir değil diye de duydum ben.
- evc (06.02.14 20:25:03)
Innovia'ya, Ntowers'a, Regnum ve Solarkent' daha doğrusu Esenyurt'un içine yakın yerlere aman bakma kardeşim. Ben burada doğup büyüdüm. Her yerini adım gibi bilirim. Oralar yaşamaya pek müsait yerler değil.
- wertyu (06.02.14 23:11:11)
innovia düşünürseniz, fikrim sadece innovia 1 den düşünün.en kötu ihtimal 2 olsun.
1'de aileler çoğunlukta.günlük kiralık dıgerlerı gibi fazla değil.
1'de aileler çoğunlukta.günlük kiralık dıgerlerı gibi fazla değil.
- tadutadu (06.02.14 23:12:58)
Bence ailen ile huzurlu mutlu etliye autluye karismadan etmeden sakin ve kaliteli bi yasam istiyorsan beykent ve adnan kahveci taraflarina bak diger taraflarin atraksiyonu tavan yorar adami
- soulmate (07.02.14 01:30:52)
[]
kulaklik onerisi
20-50 tl arasi sesi doygun veren standart kulak ici olmayan kulaklik onerebilir misiniz ?
www.teknosa.com
Bunu tanıdığım biri kullanmıyor ama alt modelini ben kullanıyorum ve şunu gördüm sony harbi basslarda gayet başarılı. Bağlayacağınız cihazın ses çıkışı da önemli elbette ama beni gayet tatmin ediyor.
www.teknosa.com
Arkadaşım kullanıyordu iş yerinde. Her şeyi kolay beğenen bir tip değildi. Memnunum idare ediyor diyordu.
www.teknosa.com
Kardeşim pc'de oyun oynarken kullanıyor ve memnun...
Hepsi aradığınız fiyat aralığında ve ben tek bir linkten (teknosa'dan) verdim hepsini, farklı mağazalardan daha ucuza da bulabilirsiniz belki...
Bunu tanıdığım biri kullanmıyor ama alt modelini ben kullanıyorum ve şunu gördüm sony harbi basslarda gayet başarılı. Bağlayacağınız cihazın ses çıkışı da önemli elbette ama beni gayet tatmin ediyor.
www.teknosa.com
Arkadaşım kullanıyordu iş yerinde. Her şeyi kolay beğenen bir tip değildi. Memnunum idare ediyor diyordu.
www.teknosa.com
Kardeşim pc'de oyun oynarken kullanıyor ve memnun...
Hepsi aradığınız fiyat aralığında ve ben tek bir linkten (teknosa'dan) verdim hepsini, farklı mağazalardan daha ucuza da bulabilirsiniz belki...
- neosphere (03.02.14 18:57:41)
[]
Fiyat / performans urunu parfum onerisi
0-80 tl arasi
Zara ve jagler disinda
onerebileceginiz bir urun var mi ?
Zara ve jagler disinda
onerebileceginiz bir urun var mi ?
Gap'in parfumleri guzel ama Turkiye'de kaca gidiyor bilmiyorum.
- fortisvita (19.12.13 19:25:19)
benetton
- muk (19.12.13 20:00:37)
yves rocheron parfumleri iyidir
- physcos physcos (20.12.13 00:27:57)
[]
asus memo pad hd 7 üzerine sorular
Gençler , merhaba
Önceki duyurumda aletin şarj soketini sormuştum . Ek olarak birkaç sorum var :
1- Cihaz ek olarak standart micro usb ile şarj oluyor mu (nokia 6303i gibi )
2- Cahilce olacak ama , cihazda kendine özgü soket girişi dışında dosya atımı olmaz mı , daha sade bir şekilde standart usb kablosuyla nasıl dosya atılır ?
Önceki duyurumda aletin şarj soketini sormuştum . Ek olarak birkaç sorum var :
1- Cihaz ek olarak standart micro usb ile şarj oluyor mu (nokia 6303i gibi )
2- Cahilce olacak ama , cihazda kendine özgü soket girişi dışında dosya atımı olmaz mı , daha sade bir şekilde standart usb kablosuyla nasıl dosya atılır ?
1.soruyu mu yanlış anladım bilmiyorum ama alet zaten micro usb ile şarj oluyor.
2.micro usb tablete, diğer ucu da pc'ye takıldığı zaman flaş disk gibi direk cihazın hafızasına veya takılıysa sd karta dosya vs atılabiliyor..
2.micro usb tablete, diğer ucu da pc'ye takıldığı zaman flaş disk gibi direk cihazın hafızasına veya takılıysa sd karta dosya vs atılabiliyor..
- calzoncillos (03.12.13 19:38:47)
[]
Asus memo pad hd 7 sarj soketi
Sarj soketi GM Discovery gibi standart micro usb girişli mi yoksa samsung galaxy tab 3 gibi kendine has girişi mi var ?
model verseydin keşke. S4de arama>arama yanıtlama/bitirme içinde mevcut o seçenek.
- inugard (30.11.13 19:53:30)
aynı zamanda "ayarlar> erişilebilirlik> güç tuşu çağrı bitirir."
- unalub (30.11.13 20:27:25)
ben hala aynen 5 1 1 kullaniyorum 3gs te sikinti yok hala...
- rentts (19.11.13 19:23:54)
uygulama omrunden kastiniz nedir?
- entrapmen (19.11.13 19:30:05)
[]
Max Payne - çizgi roman
1- Max Payne senaryosunu çizgi romandan mı alır ?
2- Çizgi romanı Türkçe sarın alabileceğim mekan var mı ?
2- Çizgi romanı Türkçe sarın alabileceğim mekan var mı ?
1- hayır
- cthulhu (19.11.13 17:41:38)
Cizgi roman tadinda anlatimi var lakin senaryo ozgun.
- fortisvita (19.11.13 18:09:56)
İstanbul da arkabahce cizgiroman dükkanı var orada vardır
- kablelvuku (19.11.13 19:22:50)
Sevda Sözleri
Büyük Saat
YKY'nin şairlerin kendi seslerinden şiir kitapları iyidir bir de.
Büyük Saat
YKY'nin şairlerin kendi seslerinden şiir kitapları iyidir bir de.
- megafon (06.11.13 00:04:28)
şairleri yazayım, kitaplarını bulursunuz zaten:
turgut uyar (ilk cevaptaki kitabı yazan)
edip cansever
ismet özel
sezai karakoç
özdemir asaf
turgut uyar (ilk cevaptaki kitabı yazan)
edip cansever
ismet özel
sezai karakoç
özdemir asaf
- tedirginlik hucresi (06.11.13 00:55:58)
ülkü tamer
ahmet telli
ahmet telli
- kyha (06.11.13 01:34:11 ~ 01:35:14)
" 1
yetmis iki gündür bir dolapta kilitliyim.
yalnizca anahtar deliginden hava giriyor ve ölü bir isik siziyor içeri.
yalnizlik hiç de tanrisal degil, görkemli degil.
o yalinzca geçmisle gelecek, ölümle yasam arasinda kocaman bir karanlik nokta.
geçmisi ve gelecegi olmayan, ölümle yasam arasinda irinli bir leke yalnizlik denilen.
simdi ne varsa, anahtar deliginden sizan havayla isikta... ( farkina varsalar, kapatirlar miydi onu da?)
bütün bellegimdekileri yokettim.
elektrikli bir aygiyla yaktim, jiletle kazidim.
çigliklarin araligindan uçurdum hepsini, kuledip savurdum.
adimdan gayrisini bilmiyorum.
2
zamani yiyip bitirdi karanlik.
gece yoktu.
günes çoktan kömürlesmis ve yeryüzü yapiskan bir karanlikla örtülmüstü.
yabanil sesler geliyordu derinlerden ve karanligi ince bir biçak gibi yirtiyordu.
saklayan kirbaç gibi...
aci duvarini asan bu sesler, madeni bir gürültüye dönüyor ve yerkabugunu zorluyordu artik.
sesim yoktu.
karanligin karninda yitirdim sesimi.
kör bir kuyuda unutulan yusuf'tum belki.
ama durmadan soruyorlardi.
tanrilar bilmiyordu sorduklari seyleri, peygamberler büsbütün hain çikmisti.
ama yine de soruyorlar, soruyorlar, soruyorlar...
3
iki seyi bilmek istiyorum.
(belki ayni seyi iki kere bilmek istiyordum.)
duvarlarin rengi neydi?
derimin rengi neydi?
dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarimla, avuçlarimla,
dilimle dokunuyorum.
duvarlarin bir rengi olmali.
ama hiçbir duvarcinin, hiçbir ressamin bu rengi bildigini sanmam.
adi yoktu bu rengin, kimyasi yoktu.
belki renksizligin rengiydi bu.
çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarlarin rengi...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
4
bir böcek gibi antenlerimi gezdiriyorum bedenimde.
anahtardeliginden sizan ölü isikta ellerime bakiyorum. ellerim...
sanki bir kadinin memelerini hiç oksamamis, sicakligini duymamis.
ellerim...
her dizesi çiglik olan siirleri hiç yaratmamis sanki.
ne beyaz tenliyim artik, ne esmer, ne de kara...
cüzzamlinin, vebalinin bir rengi vardir.
irinin bir rengi...
ölunun bile bir rengi vardir ama derimin rengi yoktu.
belki çürüyen bir kentin rengiydi bu.
çürüyen bir dünyanin...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
5
killi, ayaklari üzerinde duramayan bir yaratiktim artik.
soyumun neye benzedigini unuttum.
'insana benziyorlardi' diye duymustum bir vakitler.
demek ki simdi maymun halkasinda insanlik...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
6
agzimi anahtar deligine dayayip havayi emiyorum.
böcek sokmasi gibi bir yanma duyuyorum bogazimda.
oysa kuru bir yapragi bile dalindan düsürecek gibi degil bu esinti.
belki çöle dönmüs topraga tek yagmur damlasinin düsüsü yalnizca.
çamur gibi bir yagmur damlasi...
ama toprak, bu damlayla çatlatacak bagrindaki tohumu.
çöl, bütün vahalarini bu damlayla yesertecek...
genzim yaniyor.
ince bir kan seridi siziyor dudaklarimdan.
kirli, sicak ve simsiyah...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
7
suyum, bir litrelik karton süt kutusu içinde.
yetmis iki gündür sakindigim ve her gün ancak bir kere dudaklarimi degdirdigim...
dilimi bir köpek gibi degdirdigim.
(dilin suya dokunusu... bir süngerin denizi yutusu yani. bir çölün seraba kesilmesi bir an için.)
her gün ancak bir kere degdiriyorum dudaklarimi suya. dilimi kaçiriyorum artik.
sünger, bütün vantuzlarini birden uzatmasin diye... batakliktaki suyun da bir su yani vardir.
çürüyen bir bedenin bile dayanilabilir kokusuna.
kutuda kalan son bir yudum su, bu bile degildi artik.
küstü, öldürdü kendini su...
su çürüdü...
adimdan gayrisini bilmiyorum... "
eksisozluk.com
yetmis iki gündür bir dolapta kilitliyim.
yalnizca anahtar deliginden hava giriyor ve ölü bir isik siziyor içeri.
yalnizlik hiç de tanrisal degil, görkemli degil.
o yalinzca geçmisle gelecek, ölümle yasam arasinda kocaman bir karanlik nokta.
geçmisi ve gelecegi olmayan, ölümle yasam arasinda irinli bir leke yalnizlik denilen.
simdi ne varsa, anahtar deliginden sizan havayla isikta... ( farkina varsalar, kapatirlar miydi onu da?)
bütün bellegimdekileri yokettim.
elektrikli bir aygiyla yaktim, jiletle kazidim.
çigliklarin araligindan uçurdum hepsini, kuledip savurdum.
adimdan gayrisini bilmiyorum.
2
zamani yiyip bitirdi karanlik.
gece yoktu.
günes çoktan kömürlesmis ve yeryüzü yapiskan bir karanlikla örtülmüstü.
yabanil sesler geliyordu derinlerden ve karanligi ince bir biçak gibi yirtiyordu.
saklayan kirbaç gibi...
aci duvarini asan bu sesler, madeni bir gürültüye dönüyor ve yerkabugunu zorluyordu artik.
sesim yoktu.
karanligin karninda yitirdim sesimi.
kör bir kuyuda unutulan yusuf'tum belki.
ama durmadan soruyorlardi.
tanrilar bilmiyordu sorduklari seyleri, peygamberler büsbütün hain çikmisti.
ama yine de soruyorlar, soruyorlar, soruyorlar...
3
iki seyi bilmek istiyorum.
(belki ayni seyi iki kere bilmek istiyordum.)
duvarlarin rengi neydi?
derimin rengi neydi?
dokunuyorum duvarlara; parmak uçlarimla, avuçlarimla,
dilimle dokunuyorum.
duvarlarin bir rengi olmali.
ama hiçbir duvarcinin, hiçbir ressamin bu rengi bildigini sanmam.
adi yoktu bu rengin, kimyasi yoktu.
belki renksizligin rengiydi bu.
çürüyen bir bedenin kokusuydu duvarlarin rengi...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
4
bir böcek gibi antenlerimi gezdiriyorum bedenimde.
anahtardeliginden sizan ölü isikta ellerime bakiyorum. ellerim...
sanki bir kadinin memelerini hiç oksamamis, sicakligini duymamis.
ellerim...
her dizesi çiglik olan siirleri hiç yaratmamis sanki.
ne beyaz tenliyim artik, ne esmer, ne de kara...
cüzzamlinin, vebalinin bir rengi vardir.
irinin bir rengi...
ölunun bile bir rengi vardir ama derimin rengi yoktu.
belki çürüyen bir kentin rengiydi bu.
çürüyen bir dünyanin...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
5
killi, ayaklari üzerinde duramayan bir yaratiktim artik.
soyumun neye benzedigini unuttum.
'insana benziyorlardi' diye duymustum bir vakitler.
demek ki simdi maymun halkasinda insanlik...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
6
agzimi anahtar deligine dayayip havayi emiyorum.
böcek sokmasi gibi bir yanma duyuyorum bogazimda.
oysa kuru bir yapragi bile dalindan düsürecek gibi degil bu esinti.
belki çöle dönmüs topraga tek yagmur damlasinin düsüsü yalnizca.
çamur gibi bir yagmur damlasi...
ama toprak, bu damlayla çatlatacak bagrindaki tohumu.
çöl, bütün vahalarini bu damlayla yesertecek...
genzim yaniyor.
ince bir kan seridi siziyor dudaklarimdan.
kirli, sicak ve simsiyah...
adimdan gayrisini bilmiyorum.
7
suyum, bir litrelik karton süt kutusu içinde.
yetmis iki gündür sakindigim ve her gün ancak bir kere dudaklarimi degdirdigim...
dilimi bir köpek gibi degdirdigim.
(dilin suya dokunusu... bir süngerin denizi yutusu yani. bir çölün seraba kesilmesi bir an için.)
her gün ancak bir kere degdiriyorum dudaklarimi suya. dilimi kaçiriyorum artik.
sünger, bütün vantuzlarini birden uzatmasin diye... batakliktaki suyun da bir su yani vardir.
çürüyen bir bedenin bile dayanilabilir kokusuna.
kutuda kalan son bir yudum su, bu bile degildi artik.
küstü, öldürdü kendini su...
su çürüdü...
adimdan gayrisini bilmiyorum... "
eksisozluk.com
- kyha (06.11.13 01:36:45)
t.s. eliot
the waste land
çorak ülke / thomas stearns eliot
1922
`nam sibyllam quidem cumis ego ipse
oculis meis vidi in ampulla pendere,
et cum illi pueri dicerent: sibulla ti thelis;
respondebat illa: apothanein tehelo.' (1)
ezra pound için
il miglior fabbro (2)
i. ölülerin gömülüşü
nisan en zalim aydır, gövertir
leylakları ölü toprakta, yoğurur
anılarla istekleri, uyarır
uyuşuk kökleri bahar yağmuruyla.
kış, sıcacık tuttu bizi, örter
toprağı unutkan karla, sürdürür
kısır bir hayatı kuru köklerle.i
yaz şaşırttı bizi, starnbersee'ye gelince
deli bir sağnakla; sığındık sıra kolonlara,
derken yeniden güneş, uzandık hofgarten'a,
birer kahve içip konuştuk bir saat kadar.
bin gar keine russin, stamm' aus litauen, echt deutsch. (3)
ve çocukluğumuzda, arşidüklerde kalırken,
yeğenimgillerde, kızakla gezdirirdi beni,
ve ben korkardım. ama o, marie, derdi,
sıkı tutun marie! ve yamaçtan kayardık.
dağlardaysan, orada özgür bulursun kendini.
çoğu geceler okurum, kışın da güneye giderim.
hangi kökler kavrar, hangi dallar bezer
buradaki taş yığınını? ey insanoğlu
bunu bilemez, sezemezsin, çünkü bildiğin yalnız
bir kırık putlar yığınıdır ki güneşte kavrulur
ve ona ne ölü ağaç gölge, ne cırcırböceği erinç,
ne de kuru taş su sesi verir. yalnız
burası gölge, altı bu kızıl kayanın,
(sığın gölgesine bu kızıl kayanın),
ve ben öyle bir şey göstereceğim ki sana,
ne seni durmadan izleyen sabahki gölgendir,
ne kalkıp seni karşılayan akşamki gölgendir,
sana korkuyu göstereceğim bir avuç tozda.
frisch weth der wind
der heimat zu
mein irisch kind,
wo weilest du? (4)
"bana sümbülleri ilk verişin bir yıl önceydi,
sonra sümbül kız koydular adımı."
- ama döndüğümüzde, gün sonu, sümbül bahçesinden,
kolların dolu, saçların ıslak, bir türlü
konuşamadım, gözlerim de seçmedi, sanki
ne diriydim, ne ölü, ne de bir şey biliyorum,
sırf bakıyordum ışığın gözüne, sessizlik.
oed' und leer das meer. (5)
madam sosostris, şu ünlü falcı,
iyice üşütmüştü kendini ama
en akıllı kadın diye bilinir avrupa'da
elinde bir deste hayın kağıtla. işte, dedi,
senin kağıdın, boğulmuş finikeli gemici,
(şu inciler onun gözleriydi bir zamanlar, bak!)
işte belladonna, kayalıkların ecesi,
durumların ecesi.
işte üç değnekli adam, işte çarkıfelek,
ve işte tek gözlü tüccar, bu kağıda gelince,
bu boş kağıt, tüccarın sırtındaki şeydir,
onu da görmem yasaktır. peki nerede
asılmış adam! suda ölümden sakın.
kalabalıklar görüyorum halka olmuş yürüyor.
falınız tamam. sayın mrs. equitone'u görürseniz,
deyin ki yıldız falını kendim getiririm:
öyle zamandayız ki su uyur düşman uyumaz.
düşçül kent,
kirli sisi altında bir kış sabahının,
bir kalabalık aktı londra köprüsünden, sürüyle,
ummazdım, ölüm çökertsin insanları sürüyle.
duyulan, kesik ve seyrek, iç çekişlerdi,
ve gözleri kendi adımlarındaydı her adamın.
aşıp tepeyi aktılar king william caddesinden
saint mary woolnoth kilisesine, kulede çan
ölü bir sesle tınlarken son vuruşunda dokuzun.
bir tanış görüp durdurdum haykırarak, "stetson!
"sen ha! gemilerdeki yoldaşım benim, mylae'de!
"şu ceset, bıldır diktiydin ya bahçene,
"filiz verdi mi? bu yıl durur mu çiçeğe?
"yoksa o beklenmedik don bozdu mu tarhını?
"öyleyse uzak tut köpeği, insanların dostudur,
"yoksa tırnaklarıyla kazıp çıkarır gene!
"sen! hypocrite lecteur! - mon semblable, - mon frère!" (6)
ii. bir satranç partisi
kadının koltuğu, yaldızlı bir taht gibi,
çil çil yansıdı mermerde ve ayna
- destekleri salkımlı asmalarla bezenmiş
birisinden bir altın küpidon baka kalmış,
(biri de gizlemiş gözlerini kanadıyla) -
çiftleyip alevlerini yedi kollu şamdanın
yansıttı ışığı masanın üzerine, tam da
yükselirken mücevherlerinin parıltısı
öbek öbek atlas döşeli kutulardan;
fildişi ve renkli camdan şişeciklere,
tapasız, sinmiş acayip, sentetik parfümleri,
macun, toz ya da sıvı - bunalttı, şaşırttı
ve boğdu duyuları kokularla; tedirgin olup
pencereden gelen esinle, kokular yükseldi
besleyerek upuzun alevlerini şamdanın
ve savurdu dumanları bölmeli tavana,
tedirgin edip desenlerini oymalı tavanın.
geniş kızılağaç kaplama, renkli taşlarla çevrili,
bakır kakmalı, bir yeşil, bir turuncu yanıyor
ve bu içli ışıltıda oyma bir yunus yüzüyordu.
antik şömine üstündeki tabloda anlatılan,
sanki bir pencereydi ormana açılan,
değişimiydi philomel'in, o barbar kralın
onca zorladığı; ama bülbül kesilmiş orda,
sarmıştı tüm çölü kirletilemez bir sesle,
ve hala ağlıyordu ve dünya hala o yolda,
"cik cik!" kös dinlemiş kulaklara.
ve zamanın öbür solgun artıkları da
anlatılmıştı duvarlarda; ısrarla bakan biçimler
dört yönden sarkmış, eğilip susturuyordu odayı.
sürüklendi merdivende adımlar.
ocağın ışığında, fırçanın altında, saçları
alevli oklar gibi dağılmış
işıl ışıl konuşurken, artık zalimce susacaktı.
"sinirlerim bozuk bu gece. çok bozuk. gitme kal.
"bir şeyler anlat. neden konuşmazsın hiç. konuş.
"ne düşünüyorsun? ne düşüncesi bu? ne?
"ne düşünürsün böyle bilmem ki hiç. düşün bakalım."
sanırım biz dönekler geçidindeyiz,
ölü adamlar orda yitirmişti kemiklerini.
"nedir bu gürültü?"
eşikten esen yel.
"peki ya bu gürültü? zoru nedir bu yelin?"
hiçbişey gene hiçbişey.
"bilmez
"misin hiçbişey? görmez misin hiçbişey? hatırlamaz mısın
"hiçbişey?"
hatırlarım
şu incilerdi adamın gözleri bir zamanlar.
"diri misin, değil misin? hiçbişey yok mu kafanda?"
ama
o o o o şu şekispiyerimsi cümbüş-
hem ne incelik
ne yetkinlik
"ne yaparım şimdi ben? ne yaparım ben?
"öyleyse hemen fırlayıp sürterim sokaklarda,
"saç baş darmadağın. peki ne yaparız yarın?
"ve her günü tanrının?"
sıcak su saat onda.
yağmur varsa, kapalı bir araba saat dörtte.
sonra bir el satranç oynayacağız,
kapaksız gözlerimiz kısılmış, kulağımız kapıda.
kocası terhis edildiğinde lil'e dedim ki -
esirgemedim sözümü, hem yüzüne söyledim,
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
bak albert dönüyor, çekidüzen ver kendine biraz.
bilmek ister n'aptın sana verdiği parayı,
dişlerini yaptırman için. verdi, hem de yanımda.
gel çektir tümünü, lil, güzel bir takım yaptır,
inan ki, demişti, yüzüne bakasım gelmiyor.
al benden de o kadar, dedim, albert'ciği düşün bir,
dört yıldır askerdeydi, gününü gün etmek ister,
bunu sende bulamazsa, başkaları var, dedim.
ya, öyle mi dedi. olabilir a, dedim.
o zaman bir kapı bulurum, dedi, ama açık konuşsana.
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
o işten hoşlanmasan da dayanmalısın, dedim.
yok, yapamam, dersen, başkaları seçip kapar.
albert çekip giderse, bilir miydim? deme sakın.
utanmalısın, dedim, böyle yaşlı görünmekten.
(oysa ancak otuz birinde.)
elimden ne gelir, dedi, suratını asarak,
hep aldığım o haplar, düşürmek için, dedi.
(beş tane vardı, minik george'da az kalsın ölüyordu.)
ezzacı her şey düzelir, dedi, ama nerde eski halim.
sen eni konu aptalmışsın, dedim,
ya albert rahat bırakmazsa, sil baştan, dedim.
çocuk istemiyordun da niye evlendin?
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
neyse, albert geldi o pazar, sofrada sıcak domuz budu,
yemeğe bırakmadılar beni, tatmalıymışım sıcacık -
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
iğgeceler bill. iğgeceler lou. iğgeceler may. iğgeceler.
haydi eyvallah. iğgeceler. iğgeceler.
iyi geceler leydiler, iyi geceler sevimli leydiler,
iyi geceler, iyi geceler.
iii. ateş töreni
irmağın tentesi çökmüş: damar parmaklarıyla
son yapraklar kavrayıp gömülür ıslak setlere. yel
arşınlar kavruk ülkeyi duyulmadan. su perileri gitmiş.
nazlı thames, usulca ak, bitinceye kadar türküm.
üstünde ne boş şişeler, sandviç kağıtları,
ne ipek mendiller, karton kutular, izmaritler,
ne de başka izi yaz gecelerinin. su perileri gitmiş.
ve dostları, kent kodamanlarının aylak mirasçıları,
gitmişler, adres filan bırakmadan.
leman gölünün kıyısında oturdum da ağladım.
nazlı thames, usulca ak, bitinceye kadar türküm,
nazlı thames, usulca ak, sessiz ve kısadır sözüm.
ama ansızın soğuk bir yel ve duyarım ardımda
kemik takırtıları ve kikirdemeler, kulaktan kulağa.
bir sıçan otların arasından usulca süzüldü
yapış yapış karnını toprağa sürterek,
avlanırken ben durgun sularında kanalın
havagazı fabrikasının ardında, bir kış akşamı,
aklımda kral kardeşimin uğradığı deniz kazası
ve kral babamın ölümü, ondan önce.
aşağıda ıslak toprakta çıplanmış ak gövdeler
ve basık ve kuru tavanarasındaki kemikleri
yıllardır takırdatan ayaklarıydı sıçanların.
ama ben ardımdan, zaman zaman, duyarım
korno-motor seslerini ki getirirler nasılsa
sweeney'i mrs. porter'a baharda.
ooo! dolunay doğup üstüne parlasın
mrs. porter'la kızının
onlar sodalı suda yıkar ayakların'
et o ces voix d'enfants, chantant dans la coupole! (7)
cik cik cik
cık cık cık cık cık cık
onca zorlanmış
tereu (8)
düşçül kent
boz sisi altında bir kış öğlesinin
mr. eugenides, izmirli tüccar,
tıraşsız, bir cebi kuşüzümü dolu,
cif londra: belgeler para ödenince,
kaba bir fransızcayla, ne dersin, dedi,
canon street otelinde öğle yemeğine,
sonra hafta sonu tatiline metropole'de.
erguvanımsı saatte ki bakışlar ve sırt
doğrulur masadan ve insan makinesi bekler
avara çalışan, bekleyen bir taksi gibi,
ben tiresias, iki hayat arası bocalayan, kör,
pörsük dişi memeli yaşlı adam, nasıl sezmem,
erguvanımsı saatte, akşam saatinde ki çırpınır
yuvaya doğru, gemicileri yuvaya getirir denizden,
daktilo kız çay zamanı yuvada, sabah sofrasını tpolar,
sobasını yakar, düzenler hazır yiyecekleri masada.
pencerenin dışına korkusuzca astığı
iç çamaşırları güneşin son ışınlarıyla yanar,
ve yığılmış üstüne divanın (geceleri yatağı)
çoraplar, terlikler, kombinezonlar, korseler.
ben tiresias, pörsük hayvan memeli kocamışa yeter
yeter de artardı bu sahne, gerisine gelince -
yolu gözlenen konuğu bekledim ben de.
adam, iğrenç suratlı bir gençtir, gelir,
sıradan bir emlakçı katibi, küstah bakışlı,
aşağı kesimden biri ki kurumlu hali sırıtır
bir bradford milyonerinin ipek şapkası gibi.
umduğu gibi, zaman en uygun zamandır,
yemek bitmiş, kadın oyalamaya çalışır,
istemese bile engel de olmaz kadın.
ateşlenmiş ve kararlı, adam hemen saldırır;
hiçbir engele rastlamaz yoklayan eller;
karşılık mı bekler adamdaki kör gurur,
kayıtsızlığı da hoş karşılar.
(ve ben, tiresias, önceden acısını çekmiş
aynı yatak-divanda oynanan oyunların,
ben ki thebai surlarına sırtımı dayamış,
yürümüşüm safında en aşağılık ölülerin.)
adam son bir öpücüğe daha kıyar,
el yordamıyla iner ışıksız merdiveni.
kadın döner, bir an pencerede görünür,
sanki habersizdir aşığının gittiğinden,
kafasından puslu bir düşünce geçer:
"neyse bu da bitti, iyi ki bitti hem."
bir gün gelir düşer de yosma kadın
yalnızken gene dolanırsa odasında,
eli saçlarına gider kendiliğinden
ve bir plak koyar gramafona.
"sulardaydım, bu ezgi çalındı kulağıma"
ve strand boyunca, queen victoria caddesine dek.
kent, ey kent! arasıra duyarım
lower thames caddesinde bir meyhaneden
bir mandolinin hoşa giden dertlenişini
ve öğle yemeğindeki gürültüsüyle sohbetini
balıkçıların ki orda yaşar duvarlarında
magnus martyr kilisesinin,
büyülü görkemi iyon beyazıyla altın renginin.
irmağın terlediği
yağ ve katran,
mavnalar sürüklenir
alçalan sularda,
al yelkenler
dopdolu
yelle, yelpirder koca serende.
mavnalar yıkar
sürüklenen paraketeleri
varırlar aşağı greenwich'e
köpekler adasından ileri.
weialala leia
wallala leialala
elizabeth'le leicester
çekilen kürekler,
teknenin kıçı
yaldızlı deniz kabuğu
al ve altın,
sert soluğanlar
yıkadı kıyıları,
güneybatı yeli
çan seslerini
ak kulelerin
weialala leia
wallala leialala
"tramvaylar tozlu ağaçlar.
highbury'denim. richmond'la kew idi
beni mahveden. bir kanodaydı, dapdar,
richmond'un yanında kaldırdım dizlerimi."
"moorgate'in gediklisiyim ve gönlüm
kırık dökük. her şey olup bitince
ağladı adam ve sözerdi 'yeni bir yarın'.
ses etmedim. nemeydi benim gücenme."
"margate kumsalındayım.
bağlayamam ki
hiçbir şeyi hiçbir şeyle.
ucu kırık turnakları kirli ellerin.
benim halkım gönülsüz halk, ummaz ki
hiçbir şey."
la la
sonra vardım kartaca'ya
yanıyor yanıyor yanıyor yanıyor
ey tanrım sen kurtar beni
ey tanrım sen kurtar
yanıyor
iv. suda ölüm
fenikeli phlebas, öleli iki hafta olmadan
unuttu martı çığlıklarını, soluğanları
ve kâr ile zararı.
bir akıntı, deniz altında,
sıyırdı kemiklerini fısıltılarla. yüksele alçala
yeniden yaşadı evrelerini yaşlılığıyla gençliğinin
kapılırken burgaçlara.
yahudi ol, olma
sen, ey çarkı çevirirken yelden yöne bakan!
düşün phlebas'ı, o da yakışıklı ve boyluydu eskiden.
v. gök gürültüsünün dedikleri
vurunca meşale kızıllığı terli yüzlere
inince dondurucu sessizlik bahçelere
başlayınca can çekişme taşlık ülkede
bağıranlar ve ağlayanlar
mapusane ve saraylar ve yankıması
gök gürlemesinin, bharda, uzak dağlarda
o adam ki yaşıyordu, şimdi ölüdür
bizler ki yaşıyorduk, şimdi ölüyoruz
sabrımız tükenmiş
burada su yok yalnız kaya var
kaya ve susuzluk ve kumlu yol
yol döne döne tırmanıyor dağlara
dağlar ki sırf kaya, su yüzü görmemiş
su olsaydı durup içerdik birer birer
kayalar arasında kim durur, kim düşünür
ter kupkuru, ayaklarsa kuma gömülü
hiç olmazsa su olsaydı arasında kayaların
ki ölü dağın çürük dişli ağzıdır, tüküremez
kişi burda dikilemez, oturamaz, yatamaz
üstelik sessizlik de yok bu dağlarda
ama kuru kısır gök gürlemesi var, yağmursuz,
üstelik çile yerleri de yok bu dağlarda
ama asık mor suratlar sırıtır ve hırlar
çatlak duvarlı evlerin kapılarından
su olsaydı
kaya olmasaydı
kaya olsaydı ama
su da olsaydı
ve su
bir pınar
bir gölcük kayalar arasında
hiç olmazsa su sesi olsaydı
değil ağustosböceği
ve türküyen kuru otlar
ama bir su sesi kayalardan
şakırken yalnızgezer ardıç kuşu orada çamlarda
şıp şıp şip şıp şıp şıp
ama ne gezer su
kimdi o üçüncü, hep yanında yürüyen?
sayınca bir sen varsın, bir de ben
ama ne zaman uzayıp giden ak yola baksam
birisi daha var daima yanında yürüyen
akıyor sanki boz harmanisiyle, kukuletalı,
bilemem artık erkek mi, kadın mı
- ama kimdir öbür yanında yürüyen?
yücelerden gelen şu ses de nedir
anaların yaktığı ağıdın mırıltısı,
nedir şu kukuletalı insan yığını, kaynaşır
sonsuz ovalarda, tökezler çatlak toprakta,
ki kuşatılmış dümdüz bir ufukla yalnız,
hangi kenttir şu dağların üstündeki
çatırdı ve sessizlik ve patlamalar erguvan gökte
yıkılan kuleler
kudüs atina iskenderiye
viyana londra
düşçül
bir kadın uzun kara saçlarını gerdi eliyle
ve zırıldattı tellerinde bir ezgiyi
ve bebek yüzlü yarasalar erguvan ışık içre
islık çaldılar ve kanatlarını çırptılar
ve kara bir duvardan aşağı sarktılar başaşağı
ve havada tepetaklaktı kuleler
çalarak hatırlatan çanları ki saatleri vurur
ve boş sarnıçlarla kör kuyulardan yükselen türküler.
dağlar arasındaki bu kokmuş çukurda
solgun ayışığında, otlar türkü yakıyor
çökmüş mezarlar üzre, kilise avlusunda
bomboş bir kilise, yelin cirit attığı,
cam çerçeve yok, kapı gıcırdar durur,
kuru kemikler incitmez ki kimseyi.
sırf bir horoz kurulmuş çatı direğine
ku ku riku ku ku riku
bir şimşeğin yalazında. sonra çileyen bir bora
yağmur getiren.
ganj cılızlaşmıştı ve bitkin yapraklar
yağmur bekliyordu, kara kara bulutlar
yığılırken çok uzaklarda, himalayalarda.
cengel sinmiş, kamburlaşmıştı sessizce.
derken konuştu gök gürültüsü
da
datta: verdiğimiz nedir?
dostum, tutkuyla titremekte yüreğim,
bir anlık kapılışın korkunç ataklığı,
ki bir sakınganlık çağı da onaramaz bunu,
bununla ama sırf bu tutkuyla varolduk
ve bu, ne ölüm ilanlarımızda izlenebilir
ne iyiliksever örümceğin sardığı anılarda
ne de mühür altında, sıska dava vekili kırar
bomboş odalarımızda
da
dayadhvam: duydum anahtarlar
bir kez döner kapıda, ve yalnız bir kez döner
düşünürüz anahtarı, herkes kendi zindanında
düşünmekte anahtarı, bir zindanı onar herkes
ancak akşam saatinde, göksel söylentiler
bir an için umutsuz bir coriolanus yaratır
da
damyata: tekne yanıtladı
neşeyle, yelken ve kürekte usta ellere
deniz durgundu, yüreğin yanıtlayacaktı
neşeyle, çağrılsaydı bir, usulca atarak
altında yoklayan ellerin
oturmuş kıyıda
avlanıyordum, ardımda çorak düzlükler,
topraklarımı işleyebilecek miyim hiç olmazsa?
londra köprüsü yıkılıyor yıkılıyor yıkılıyor
pi s'ascose nel foco che gli affina (9)
quando fiam uti chelidon - ey kırlangıç kırlangıç (10)
le prince d'aquitaine à la tour abolie (11)
bu parçalarla yıkıntılarımı payandaladım
ya, siza uyarım öyleyse. hieronymo delirdi gene.
datta. dayadhvam. damyata. (12)
shantih shantih shantih (13)
t.s. eliot,
çeviren: "eliot" suphi aytimur,
"t.s. eliot / çorak ülke, dört kuartet ve başka şiirler", adam yayınları.
(1)
sibyl'i cumae'de kendi gözlerimle gördüm
cam bir kavanoz içinde yaşıyordu,
oğlanlar sorunca, "sibyl ne oldu?"
yanıtı hep şuydu, "ölümü özlüyorum."
petronius'dan
satiricon, bölüm 48
(çevirenin notu: sibyl'e (kahin kadın) sonsuz hayat verilmiştir ama sonsuz
gençlik değil. yüzyıllar boyu kocadıkça gövdesi küçüle küçüle bir çekirge
kadar kalır. daha da büzülecek ama ölemiyecektir. yani hem zamanın, hem de
doğum-ölüm-yeniden doğum halkasının dışına itilmiştir.)
(2) daha iyi usta
(3) hayır rus değilim, litvanyalıyım, alman kökenli.
(4)
dağlarından yurdunun
yel eser serin serin
irlandalım, çocuğum
gurbet elde neylersin?
r. wagner (tristan ile isolde)
(5) boş ve ıssız gene deniz.
r. wagner (tristan ile isolde)
(6) sen! dönek okur! - benzerim, kerdeşim benim!
c. baudelaire
(7) ve ey çocuk sesleri, kubbelerde çınlayan!
verlaine
(8) tereu: bülbül sesine öykünmede kullanılır.
tereus: philomel'i kirleten kral.
(9) sonra kendilerini arıtan alevlere daldı.
dante, araf
(10) ne zaman kırlangıç gibi olacağım.
pervigilium veneris
(11) aquitane prensi yıkık kulede
gerard de nerval
(12) ver. duyuları paylaş. denetle.
upanishad'dan
(13) barış. barış. barış.
eksisozluk.com
the waste land
çorak ülke / thomas stearns eliot
1922
`nam sibyllam quidem cumis ego ipse
oculis meis vidi in ampulla pendere,
et cum illi pueri dicerent: sibulla ti thelis;
respondebat illa: apothanein tehelo.' (1)
ezra pound için
il miglior fabbro (2)
i. ölülerin gömülüşü
nisan en zalim aydır, gövertir
leylakları ölü toprakta, yoğurur
anılarla istekleri, uyarır
uyuşuk kökleri bahar yağmuruyla.
kış, sıcacık tuttu bizi, örter
toprağı unutkan karla, sürdürür
kısır bir hayatı kuru köklerle.i
yaz şaşırttı bizi, starnbersee'ye gelince
deli bir sağnakla; sığındık sıra kolonlara,
derken yeniden güneş, uzandık hofgarten'a,
birer kahve içip konuştuk bir saat kadar.
bin gar keine russin, stamm' aus litauen, echt deutsch. (3)
ve çocukluğumuzda, arşidüklerde kalırken,
yeğenimgillerde, kızakla gezdirirdi beni,
ve ben korkardım. ama o, marie, derdi,
sıkı tutun marie! ve yamaçtan kayardık.
dağlardaysan, orada özgür bulursun kendini.
çoğu geceler okurum, kışın da güneye giderim.
hangi kökler kavrar, hangi dallar bezer
buradaki taş yığınını? ey insanoğlu
bunu bilemez, sezemezsin, çünkü bildiğin yalnız
bir kırık putlar yığınıdır ki güneşte kavrulur
ve ona ne ölü ağaç gölge, ne cırcırböceği erinç,
ne de kuru taş su sesi verir. yalnız
burası gölge, altı bu kızıl kayanın,
(sığın gölgesine bu kızıl kayanın),
ve ben öyle bir şey göstereceğim ki sana,
ne seni durmadan izleyen sabahki gölgendir,
ne kalkıp seni karşılayan akşamki gölgendir,
sana korkuyu göstereceğim bir avuç tozda.
frisch weth der wind
der heimat zu
mein irisch kind,
wo weilest du? (4)
"bana sümbülleri ilk verişin bir yıl önceydi,
sonra sümbül kız koydular adımı."
- ama döndüğümüzde, gün sonu, sümbül bahçesinden,
kolların dolu, saçların ıslak, bir türlü
konuşamadım, gözlerim de seçmedi, sanki
ne diriydim, ne ölü, ne de bir şey biliyorum,
sırf bakıyordum ışığın gözüne, sessizlik.
oed' und leer das meer. (5)
madam sosostris, şu ünlü falcı,
iyice üşütmüştü kendini ama
en akıllı kadın diye bilinir avrupa'da
elinde bir deste hayın kağıtla. işte, dedi,
senin kağıdın, boğulmuş finikeli gemici,
(şu inciler onun gözleriydi bir zamanlar, bak!)
işte belladonna, kayalıkların ecesi,
durumların ecesi.
işte üç değnekli adam, işte çarkıfelek,
ve işte tek gözlü tüccar, bu kağıda gelince,
bu boş kağıt, tüccarın sırtındaki şeydir,
onu da görmem yasaktır. peki nerede
asılmış adam! suda ölümden sakın.
kalabalıklar görüyorum halka olmuş yürüyor.
falınız tamam. sayın mrs. equitone'u görürseniz,
deyin ki yıldız falını kendim getiririm:
öyle zamandayız ki su uyur düşman uyumaz.
düşçül kent,
kirli sisi altında bir kış sabahının,
bir kalabalık aktı londra köprüsünden, sürüyle,
ummazdım, ölüm çökertsin insanları sürüyle.
duyulan, kesik ve seyrek, iç çekişlerdi,
ve gözleri kendi adımlarındaydı her adamın.
aşıp tepeyi aktılar king william caddesinden
saint mary woolnoth kilisesine, kulede çan
ölü bir sesle tınlarken son vuruşunda dokuzun.
bir tanış görüp durdurdum haykırarak, "stetson!
"sen ha! gemilerdeki yoldaşım benim, mylae'de!
"şu ceset, bıldır diktiydin ya bahçene,
"filiz verdi mi? bu yıl durur mu çiçeğe?
"yoksa o beklenmedik don bozdu mu tarhını?
"öyleyse uzak tut köpeği, insanların dostudur,
"yoksa tırnaklarıyla kazıp çıkarır gene!
"sen! hypocrite lecteur! - mon semblable, - mon frère!" (6)
ii. bir satranç partisi
kadının koltuğu, yaldızlı bir taht gibi,
çil çil yansıdı mermerde ve ayna
- destekleri salkımlı asmalarla bezenmiş
birisinden bir altın küpidon baka kalmış,
(biri de gizlemiş gözlerini kanadıyla) -
çiftleyip alevlerini yedi kollu şamdanın
yansıttı ışığı masanın üzerine, tam da
yükselirken mücevherlerinin parıltısı
öbek öbek atlas döşeli kutulardan;
fildişi ve renkli camdan şişeciklere,
tapasız, sinmiş acayip, sentetik parfümleri,
macun, toz ya da sıvı - bunalttı, şaşırttı
ve boğdu duyuları kokularla; tedirgin olup
pencereden gelen esinle, kokular yükseldi
besleyerek upuzun alevlerini şamdanın
ve savurdu dumanları bölmeli tavana,
tedirgin edip desenlerini oymalı tavanın.
geniş kızılağaç kaplama, renkli taşlarla çevrili,
bakır kakmalı, bir yeşil, bir turuncu yanıyor
ve bu içli ışıltıda oyma bir yunus yüzüyordu.
antik şömine üstündeki tabloda anlatılan,
sanki bir pencereydi ormana açılan,
değişimiydi philomel'in, o barbar kralın
onca zorladığı; ama bülbül kesilmiş orda,
sarmıştı tüm çölü kirletilemez bir sesle,
ve hala ağlıyordu ve dünya hala o yolda,
"cik cik!" kös dinlemiş kulaklara.
ve zamanın öbür solgun artıkları da
anlatılmıştı duvarlarda; ısrarla bakan biçimler
dört yönden sarkmış, eğilip susturuyordu odayı.
sürüklendi merdivende adımlar.
ocağın ışığında, fırçanın altında, saçları
alevli oklar gibi dağılmış
işıl ışıl konuşurken, artık zalimce susacaktı.
"sinirlerim bozuk bu gece. çok bozuk. gitme kal.
"bir şeyler anlat. neden konuşmazsın hiç. konuş.
"ne düşünüyorsun? ne düşüncesi bu? ne?
"ne düşünürsün böyle bilmem ki hiç. düşün bakalım."
sanırım biz dönekler geçidindeyiz,
ölü adamlar orda yitirmişti kemiklerini.
"nedir bu gürültü?"
eşikten esen yel.
"peki ya bu gürültü? zoru nedir bu yelin?"
hiçbişey gene hiçbişey.
"bilmez
"misin hiçbişey? görmez misin hiçbişey? hatırlamaz mısın
"hiçbişey?"
hatırlarım
şu incilerdi adamın gözleri bir zamanlar.
"diri misin, değil misin? hiçbişey yok mu kafanda?"
ama
o o o o şu şekispiyerimsi cümbüş-
hem ne incelik
ne yetkinlik
"ne yaparım şimdi ben? ne yaparım ben?
"öyleyse hemen fırlayıp sürterim sokaklarda,
"saç baş darmadağın. peki ne yaparız yarın?
"ve her günü tanrının?"
sıcak su saat onda.
yağmur varsa, kapalı bir araba saat dörtte.
sonra bir el satranç oynayacağız,
kapaksız gözlerimiz kısılmış, kulağımız kapıda.
kocası terhis edildiğinde lil'e dedim ki -
esirgemedim sözümü, hem yüzüne söyledim,
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
bak albert dönüyor, çekidüzen ver kendine biraz.
bilmek ister n'aptın sana verdiği parayı,
dişlerini yaptırman için. verdi, hem de yanımda.
gel çektir tümünü, lil, güzel bir takım yaptır,
inan ki, demişti, yüzüne bakasım gelmiyor.
al benden de o kadar, dedim, albert'ciği düşün bir,
dört yıldır askerdeydi, gününü gün etmek ister,
bunu sende bulamazsa, başkaları var, dedim.
ya, öyle mi dedi. olabilir a, dedim.
o zaman bir kapı bulurum, dedi, ama açık konuşsana.
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
o işten hoşlanmasan da dayanmalısın, dedim.
yok, yapamam, dersen, başkaları seçip kapar.
albert çekip giderse, bilir miydim? deme sakın.
utanmalısın, dedim, böyle yaşlı görünmekten.
(oysa ancak otuz birinde.)
elimden ne gelir, dedi, suratını asarak,
hep aldığım o haplar, düşürmek için, dedi.
(beş tane vardı, minik george'da az kalsın ölüyordu.)
ezzacı her şey düzelir, dedi, ama nerde eski halim.
sen eni konu aptalmışsın, dedim,
ya albert rahat bırakmazsa, sil baştan, dedim.
çocuk istemiyordun da niye evlendin?
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
neyse, albert geldi o pazar, sofrada sıcak domuz budu,
yemeğe bırakmadılar beni, tatmalıymışım sıcacık -
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
vakit tamam, beyler, kapatiyoruz
iğgeceler bill. iğgeceler lou. iğgeceler may. iğgeceler.
haydi eyvallah. iğgeceler. iğgeceler.
iyi geceler leydiler, iyi geceler sevimli leydiler,
iyi geceler, iyi geceler.
iii. ateş töreni
irmağın tentesi çökmüş: damar parmaklarıyla
son yapraklar kavrayıp gömülür ıslak setlere. yel
arşınlar kavruk ülkeyi duyulmadan. su perileri gitmiş.
nazlı thames, usulca ak, bitinceye kadar türküm.
üstünde ne boş şişeler, sandviç kağıtları,
ne ipek mendiller, karton kutular, izmaritler,
ne de başka izi yaz gecelerinin. su perileri gitmiş.
ve dostları, kent kodamanlarının aylak mirasçıları,
gitmişler, adres filan bırakmadan.
leman gölünün kıyısında oturdum da ağladım.
nazlı thames, usulca ak, bitinceye kadar türküm,
nazlı thames, usulca ak, sessiz ve kısadır sözüm.
ama ansızın soğuk bir yel ve duyarım ardımda
kemik takırtıları ve kikirdemeler, kulaktan kulağa.
bir sıçan otların arasından usulca süzüldü
yapış yapış karnını toprağa sürterek,
avlanırken ben durgun sularında kanalın
havagazı fabrikasının ardında, bir kış akşamı,
aklımda kral kardeşimin uğradığı deniz kazası
ve kral babamın ölümü, ondan önce.
aşağıda ıslak toprakta çıplanmış ak gövdeler
ve basık ve kuru tavanarasındaki kemikleri
yıllardır takırdatan ayaklarıydı sıçanların.
ama ben ardımdan, zaman zaman, duyarım
korno-motor seslerini ki getirirler nasılsa
sweeney'i mrs. porter'a baharda.
ooo! dolunay doğup üstüne parlasın
mrs. porter'la kızının
onlar sodalı suda yıkar ayakların'
et o ces voix d'enfants, chantant dans la coupole! (7)
cik cik cik
cık cık cık cık cık cık
onca zorlanmış
tereu (8)
düşçül kent
boz sisi altında bir kış öğlesinin
mr. eugenides, izmirli tüccar,
tıraşsız, bir cebi kuşüzümü dolu,
cif londra: belgeler para ödenince,
kaba bir fransızcayla, ne dersin, dedi,
canon street otelinde öğle yemeğine,
sonra hafta sonu tatiline metropole'de.
erguvanımsı saatte ki bakışlar ve sırt
doğrulur masadan ve insan makinesi bekler
avara çalışan, bekleyen bir taksi gibi,
ben tiresias, iki hayat arası bocalayan, kör,
pörsük dişi memeli yaşlı adam, nasıl sezmem,
erguvanımsı saatte, akşam saatinde ki çırpınır
yuvaya doğru, gemicileri yuvaya getirir denizden,
daktilo kız çay zamanı yuvada, sabah sofrasını tpolar,
sobasını yakar, düzenler hazır yiyecekleri masada.
pencerenin dışına korkusuzca astığı
iç çamaşırları güneşin son ışınlarıyla yanar,
ve yığılmış üstüne divanın (geceleri yatağı)
çoraplar, terlikler, kombinezonlar, korseler.
ben tiresias, pörsük hayvan memeli kocamışa yeter
yeter de artardı bu sahne, gerisine gelince -
yolu gözlenen konuğu bekledim ben de.
adam, iğrenç suratlı bir gençtir, gelir,
sıradan bir emlakçı katibi, küstah bakışlı,
aşağı kesimden biri ki kurumlu hali sırıtır
bir bradford milyonerinin ipek şapkası gibi.
umduğu gibi, zaman en uygun zamandır,
yemek bitmiş, kadın oyalamaya çalışır,
istemese bile engel de olmaz kadın.
ateşlenmiş ve kararlı, adam hemen saldırır;
hiçbir engele rastlamaz yoklayan eller;
karşılık mı bekler adamdaki kör gurur,
kayıtsızlığı da hoş karşılar.
(ve ben, tiresias, önceden acısını çekmiş
aynı yatak-divanda oynanan oyunların,
ben ki thebai surlarına sırtımı dayamış,
yürümüşüm safında en aşağılık ölülerin.)
adam son bir öpücüğe daha kıyar,
el yordamıyla iner ışıksız merdiveni.
kadın döner, bir an pencerede görünür,
sanki habersizdir aşığının gittiğinden,
kafasından puslu bir düşünce geçer:
"neyse bu da bitti, iyi ki bitti hem."
bir gün gelir düşer de yosma kadın
yalnızken gene dolanırsa odasında,
eli saçlarına gider kendiliğinden
ve bir plak koyar gramafona.
"sulardaydım, bu ezgi çalındı kulağıma"
ve strand boyunca, queen victoria caddesine dek.
kent, ey kent! arasıra duyarım
lower thames caddesinde bir meyhaneden
bir mandolinin hoşa giden dertlenişini
ve öğle yemeğindeki gürültüsüyle sohbetini
balıkçıların ki orda yaşar duvarlarında
magnus martyr kilisesinin,
büyülü görkemi iyon beyazıyla altın renginin.
irmağın terlediği
yağ ve katran,
mavnalar sürüklenir
alçalan sularda,
al yelkenler
dopdolu
yelle, yelpirder koca serende.
mavnalar yıkar
sürüklenen paraketeleri
varırlar aşağı greenwich'e
köpekler adasından ileri.
weialala leia
wallala leialala
elizabeth'le leicester
çekilen kürekler,
teknenin kıçı
yaldızlı deniz kabuğu
al ve altın,
sert soluğanlar
yıkadı kıyıları,
güneybatı yeli
çan seslerini
ak kulelerin
weialala leia
wallala leialala
"tramvaylar tozlu ağaçlar.
highbury'denim. richmond'la kew idi
beni mahveden. bir kanodaydı, dapdar,
richmond'un yanında kaldırdım dizlerimi."
"moorgate'in gediklisiyim ve gönlüm
kırık dökük. her şey olup bitince
ağladı adam ve sözerdi 'yeni bir yarın'.
ses etmedim. nemeydi benim gücenme."
"margate kumsalındayım.
bağlayamam ki
hiçbir şeyi hiçbir şeyle.
ucu kırık turnakları kirli ellerin.
benim halkım gönülsüz halk, ummaz ki
hiçbir şey."
la la
sonra vardım kartaca'ya
yanıyor yanıyor yanıyor yanıyor
ey tanrım sen kurtar beni
ey tanrım sen kurtar
yanıyor
iv. suda ölüm
fenikeli phlebas, öleli iki hafta olmadan
unuttu martı çığlıklarını, soluğanları
ve kâr ile zararı.
bir akıntı, deniz altında,
sıyırdı kemiklerini fısıltılarla. yüksele alçala
yeniden yaşadı evrelerini yaşlılığıyla gençliğinin
kapılırken burgaçlara.
yahudi ol, olma
sen, ey çarkı çevirirken yelden yöne bakan!
düşün phlebas'ı, o da yakışıklı ve boyluydu eskiden.
v. gök gürültüsünün dedikleri
vurunca meşale kızıllığı terli yüzlere
inince dondurucu sessizlik bahçelere
başlayınca can çekişme taşlık ülkede
bağıranlar ve ağlayanlar
mapusane ve saraylar ve yankıması
gök gürlemesinin, bharda, uzak dağlarda
o adam ki yaşıyordu, şimdi ölüdür
bizler ki yaşıyorduk, şimdi ölüyoruz
sabrımız tükenmiş
burada su yok yalnız kaya var
kaya ve susuzluk ve kumlu yol
yol döne döne tırmanıyor dağlara
dağlar ki sırf kaya, su yüzü görmemiş
su olsaydı durup içerdik birer birer
kayalar arasında kim durur, kim düşünür
ter kupkuru, ayaklarsa kuma gömülü
hiç olmazsa su olsaydı arasında kayaların
ki ölü dağın çürük dişli ağzıdır, tüküremez
kişi burda dikilemez, oturamaz, yatamaz
üstelik sessizlik de yok bu dağlarda
ama kuru kısır gök gürlemesi var, yağmursuz,
üstelik çile yerleri de yok bu dağlarda
ama asık mor suratlar sırıtır ve hırlar
çatlak duvarlı evlerin kapılarından
su olsaydı
kaya olmasaydı
kaya olsaydı ama
su da olsaydı
ve su
bir pınar
bir gölcük kayalar arasında
hiç olmazsa su sesi olsaydı
değil ağustosböceği
ve türküyen kuru otlar
ama bir su sesi kayalardan
şakırken yalnızgezer ardıç kuşu orada çamlarda
şıp şıp şip şıp şıp şıp
ama ne gezer su
kimdi o üçüncü, hep yanında yürüyen?
sayınca bir sen varsın, bir de ben
ama ne zaman uzayıp giden ak yola baksam
birisi daha var daima yanında yürüyen
akıyor sanki boz harmanisiyle, kukuletalı,
bilemem artık erkek mi, kadın mı
- ama kimdir öbür yanında yürüyen?
yücelerden gelen şu ses de nedir
anaların yaktığı ağıdın mırıltısı,
nedir şu kukuletalı insan yığını, kaynaşır
sonsuz ovalarda, tökezler çatlak toprakta,
ki kuşatılmış dümdüz bir ufukla yalnız,
hangi kenttir şu dağların üstündeki
çatırdı ve sessizlik ve patlamalar erguvan gökte
yıkılan kuleler
kudüs atina iskenderiye
viyana londra
düşçül
bir kadın uzun kara saçlarını gerdi eliyle
ve zırıldattı tellerinde bir ezgiyi
ve bebek yüzlü yarasalar erguvan ışık içre
islık çaldılar ve kanatlarını çırptılar
ve kara bir duvardan aşağı sarktılar başaşağı
ve havada tepetaklaktı kuleler
çalarak hatırlatan çanları ki saatleri vurur
ve boş sarnıçlarla kör kuyulardan yükselen türküler.
dağlar arasındaki bu kokmuş çukurda
solgun ayışığında, otlar türkü yakıyor
çökmüş mezarlar üzre, kilise avlusunda
bomboş bir kilise, yelin cirit attığı,
cam çerçeve yok, kapı gıcırdar durur,
kuru kemikler incitmez ki kimseyi.
sırf bir horoz kurulmuş çatı direğine
ku ku riku ku ku riku
bir şimşeğin yalazında. sonra çileyen bir bora
yağmur getiren.
ganj cılızlaşmıştı ve bitkin yapraklar
yağmur bekliyordu, kara kara bulutlar
yığılırken çok uzaklarda, himalayalarda.
cengel sinmiş, kamburlaşmıştı sessizce.
derken konuştu gök gürültüsü
da
datta: verdiğimiz nedir?
dostum, tutkuyla titremekte yüreğim,
bir anlık kapılışın korkunç ataklığı,
ki bir sakınganlık çağı da onaramaz bunu,
bununla ama sırf bu tutkuyla varolduk
ve bu, ne ölüm ilanlarımızda izlenebilir
ne iyiliksever örümceğin sardığı anılarda
ne de mühür altında, sıska dava vekili kırar
bomboş odalarımızda
da
dayadhvam: duydum anahtarlar
bir kez döner kapıda, ve yalnız bir kez döner
düşünürüz anahtarı, herkes kendi zindanında
düşünmekte anahtarı, bir zindanı onar herkes
ancak akşam saatinde, göksel söylentiler
bir an için umutsuz bir coriolanus yaratır
da
damyata: tekne yanıtladı
neşeyle, yelken ve kürekte usta ellere
deniz durgundu, yüreğin yanıtlayacaktı
neşeyle, çağrılsaydı bir, usulca atarak
altında yoklayan ellerin
oturmuş kıyıda
avlanıyordum, ardımda çorak düzlükler,
topraklarımı işleyebilecek miyim hiç olmazsa?
londra köprüsü yıkılıyor yıkılıyor yıkılıyor
pi s'ascose nel foco che gli affina (9)
quando fiam uti chelidon - ey kırlangıç kırlangıç (10)
le prince d'aquitaine à la tour abolie (11)
bu parçalarla yıkıntılarımı payandaladım
ya, siza uyarım öyleyse. hieronymo delirdi gene.
datta. dayadhvam. damyata. (12)
shantih shantih shantih (13)
t.s. eliot,
çeviren: "eliot" suphi aytimur,
"t.s. eliot / çorak ülke, dört kuartet ve başka şiirler", adam yayınları.
(1)
sibyl'i cumae'de kendi gözlerimle gördüm
cam bir kavanoz içinde yaşıyordu,
oğlanlar sorunca, "sibyl ne oldu?"
yanıtı hep şuydu, "ölümü özlüyorum."
petronius'dan
satiricon, bölüm 48
(çevirenin notu: sibyl'e (kahin kadın) sonsuz hayat verilmiştir ama sonsuz
gençlik değil. yüzyıllar boyu kocadıkça gövdesi küçüle küçüle bir çekirge
kadar kalır. daha da büzülecek ama ölemiyecektir. yani hem zamanın, hem de
doğum-ölüm-yeniden doğum halkasının dışına itilmiştir.)
(2) daha iyi usta
(3) hayır rus değilim, litvanyalıyım, alman kökenli.
(4)
dağlarından yurdunun
yel eser serin serin
irlandalım, çocuğum
gurbet elde neylersin?
r. wagner (tristan ile isolde)
(5) boş ve ıssız gene deniz.
r. wagner (tristan ile isolde)
(6) sen! dönek okur! - benzerim, kerdeşim benim!
c. baudelaire
(7) ve ey çocuk sesleri, kubbelerde çınlayan!
verlaine
(8) tereu: bülbül sesine öykünmede kullanılır.
tereus: philomel'i kirleten kral.
(9) sonra kendilerini arıtan alevlere daldı.
dante, araf
(10) ne zaman kırlangıç gibi olacağım.
pervigilium veneris
(11) aquitane prensi yıkık kulede
gerard de nerval
(12) ver. duyuları paylaş. denetle.
upanishad'dan
(13) barış. barış. barış.
eksisozluk.com
- kyha (06.11.13 01:39:00)
çok teşekkürler herkese
- leo1905 (06.11.13 13:46:54)
[]
android telefonda kopyala yapistir
Nasil yapilir , chrome'dayken kopyala yapiyorum , metin panoya kopyalandi diyor , ne yapmam lazim ?
panoya kopyalandı dedikten sonra, herhangi bos yere basılı tutup yapıstıra basınca yapıstırır.
- Idonthaveausername (04.11.13 10:47:35)
Yapistirmiyor
- leo1905 (04.11.13 11:34:23)
yazı yazılabilecek herhangi bir alana bir süre sabit dokununca, içinde "yapıştır" da olan seçenekler çıkmalı.
- nereye bu gidis (04.11.13 12:02:05)
sanıyorum ki telefon samsung galaxy s3. s3lerde ara ara tıkanmalar oluyor copy/paste olayında. format atmak gerekiyor.
- metaroth (04.11.13 12:52:29)
GM Discovery
- leo1905 (05.11.13 23:47:51)
[]
Uefa lobicilik
Uefa nezninde yapilan lobicilik faaliyetleri ile ilgili nasil kaynaklar bulabilirim ?
Universite odevim kaynagi olmasi lazim
- leo1905 (30.10.13 22:44:05)
[]
Adres Tarifi - Z.Burnu
Cevizlibağ veya Zeytinburnu metro , metrobüs , tramvay duraklarının herhangi birinden şu adrese nasıl giderim ?
Kazlıçeşme Mah. Kennedy Cad
Kazlıçeşme Mah. Kennedy Cad
kennedy caddesi sahil yolu. direkt marmaray ile gidilir işte oraya. neden illa tramway/metro vs. düşünüyorsun?
büyük ihtimal zeytinburnu metro ile kazlıçeşme arasına otobüs hattı koymuşlardır. bir iett sitesine bak.
büyük ihtimal zeytinburnu metro ile kazlıçeşme arasına otobüs hattı koymuşlardır. bir iett sitesine bak.
- ben de bir gun yazar olurum belki (29.10.13 23:40:17)
sahaya atlayıp dorgbaya sarılma dahil mi?
- hepiniz oleceksiniz (28.10.13 23:33:46)
1000-1500 gibi gider sanırsam
- dinsiz adam (28.10.13 23:41:24)
[]
Telefonun alabilecegi max. boyutlu hafıza kartları
Cep telefonlarinin micro sd olarak alabilecegi hafiza miktari nereden ogrenebilirim ?
Ya da ditek yazayim
1- Xperia Z
2- Galaxy S4
Ya da ditek yazayim
1- Xperia Z
2- Galaxy S4
64gb clas10 kart deniyor ama daha fazlasini da cakistirir bence 128 kullanan oldugunu biliyorum. saglam kaliteli bi kart olursa belki biraz yavaslar cihaz ama kullanabilirsin.
- ergenpezeveng (27.10.13 16:30:19)
[]
Hangi İngilizce - İngilizce sozlugu kullaniyorsunuz ?
Android telefonunuzda hangi android ing- ing sozlugu kullaniyorsunuz ?
meriam webster
- partizan (27.10.13 14:33:06)
bence ne olursa olsun cambridge veya oxford sözlüklerinden şaşmamak gerekir. uygulamaları var mı bilmiyorum ama kendi sitelerini kullanabilirsiniz. iphone'da ana ekrana ekledim cambridge'i. çünkü cambridge'in sözlüğünde kelimeleri dinleme özelliği de var; oxford'ınkinde çalışmıyor telefonda. android'de çalışıyodur heralde. hem cümle içinde örnek kullanımlar var, hem fonetiğini görüp ingiliz ve amerikan aksanlarında dinleyebiliyorsunuz, hem de çoğu zaman türkçe seçeneği de oluyor aşağı kısımda - eğer ingilizcesini anlayamazsanız.
- nathanieltroy (27.10.13 14:37:06 ~ 14:37:40)
tureng. play.google.com
oxford. play.google.com
oxford advanced learner. play.google.com
bu arada telafuz için forvonun uygulaması var çok sevimli, hem interaktif olması daha eğlenceli oluyor. o da burada.
play.google.com
oxford. play.google.com
oxford advanced learner. play.google.com
bu arada telafuz için forvonun uygulaması var çok sevimli, hem interaktif olması daha eğlenceli oluyor. o da burada.
play.google.com
- in search we trust (27.10.13 14:41:14 ~ 14:42:44)
[]
Android telefona nasil tema yuklenir
Kullandigim telefon GM Discovery , tema indirebilecegim bir tema var mi ?
- redeath (25.10.13 22:05:44 ~ 22:07:33)
Themer diye bi program var. Henüz betada, mail bırakınca bir-iki haftada geliyor davetiye. Çok başarılı bir program. Tek tıkta telefonunu değiştiriyor.
themerapp.com
themerapp.com
- Haldamir (25.10.13 22:06:07 ~ 22:12:17)
çeşitli launcherlar için hazırlanan temalar var. miui,go launcher,apex,nova vs bunlardan birini indirirsen onlara göre bir sürü tema bulursun. ha bi de themer benzeri buzz launcher var. o da komple değiştiriyor telefonu
- olmaz (25.10.13 22:41:21)
[]
Okul- Ask - İs durumu
Herkese iyi öğlenler. Ben universitede 4. yılını geçiren bir faniyim. Okul beş gun olmasına rağmen ben sadece iki gun gidiyorum. Hatta bu durumu bir gune indirmeyi dusunuyorum. Staj durumum ise bir medya sirketinde stajyer girme şansim var. 20 yasimda olmama ragmen ciktigim kiz sayisi 0 . Arkadaslarimla aram biri disinda kotu oldugunu dusunuyorum.Yazin kimsenin arayip sormamasi gibi nedenlerden arkadaslarimdan sogudum. Sizce ne yapmaliyim ?
20 yaşında 4. senen olması ilginç. sana tek tavsiyem okula devamlı git. ben bir sene öyle mal gibi takılmıştım ve hiç çevrem olmamıştı. diğer seneler dersim olmadığı günler bile okula gidip takılmaya başladım, hem de çok sosyal olanakları olan bir yer değildi (istanbul üni avcılar). neticede bu yıllar bir daha geri gelmiyor, iyi geçirmek lazım.
- mgh (21.10.13 13:48:52)
[]
32 gb microsd
En ucuza ne kadara bulurum ? Ozellikle aksaray - beyazit piyasasinda ne kadara bulurum ?
en ucuz ebayde bulursun
- dokunmakalbime (19.10.13 22:08:24)
teoman, metehan'ı bir çin beyine esir olarak vermiştir, bunun arkasında teoman'ın ikinci çinli eşinin türk kökenli ilk eşinden olan mete'yi uzaklaştırmak için verdirttiği söylenir. bunun sonucunda mete kaçar kendi seçkin birliğini kurar ve teoman'ı öldürür.
- kulakpamugu (15.10.13 00:29:02)
Hakan Dededen tarih dersi dinliyorum. Onun anlattığına göre Teoman Metehanın annesi ölünce bir Çin prensesiyle evleniyor. Prensesin bir oğlu oluyor. Diyor ki oğlumun ilerde hükümdar olmasının önündeki tek engel Metehan. Teoman'a rest çekiyor ya oğlun bu saraydan gider ya da ben diyor. Teoman da oğlunu köle olarak satıyor. Metehan o kin ve hırsla 10 yıl mıydı 11 mi ne bir kafeste köle olarak yaşıyor. Sonra gelip babasının, çin prensesi olan üvey annesinin ve kardeşinin kellelerini uçuruyor. Sonra da ordu kuruyor vs. oğuz kağan destanı da bunu anlatıyor bildiğim kadarıyla.
Kabaca böyle hatırladıklarım.
Kabaca böyle hatırladıklarım.
- buzbebek (15.10.13 00:30:05 ~ 00:30:51)
oyuncakcılardan.
- in search we trust (10.10.13 16:06:10)
istanbuldaysan bakırköyde ki buzz24 ten ya da herhangi decathlon mağazasından.
- camiroquay (10.10.13 16:39:07 ~ 17:38:16)
decathlondan almıştım ben.
- blackmamba (10.10.13 16:51:05)
[]
Android telefonlarda klavye
Cihazinizin kendi klavyesinden farkli olarak klavye kullaniyor musunuz ? Hangi program veya programlari tercih ediyorsunuz ?
swiftkey
- eindaclub (04.10.13 22:16:43)
tamamen duygusal nedenlerle dijitale gecmislerdi.
- entrapmen (02.10.13 10:09:23)
zarar ediyordu, dijitale geciste tutunamadi.
- kuja (02.10.13 10:09:44)
[]
Tahmini dövme fiyatı
Kalıcı dövme olmak şartıyla
fc06.deviantart.net
şu dövmeyi ne kadara yaptırabilirim ? (üç renk siyah , kırmızı , sarı )
fc06.deviantart.net
şu dövmeyi ne kadara yaptırabilirim ? (üç renk siyah , kırmızı , sarı )
düşündüğün boyutu yazmazsan kimse fikir yürütemez veya direk fiyat veremez.
- gupon (23.09.13 23:26:21)
150'den açıyorlar genelde. detay falan çok olmadığı için 200 gibi olabilir belki.
- nodrap (23.09.13 23:54:48)