[]

Erkin Koray

Seviyor musunuz bu adamın müziğini? Ben pek sevmiyorum da, Türk rock'ının babası filan deniyor ya bunun için, o yüzden "acaba haksızlık mı ediyorum" diye düşünüyorum. Bu adamın şu şarkıları var benim listemde:

- Arap Saçı
- Çöpçüler
- Estarabim
- Öyle Bir Geçer Zaman Ki
- Senden Başka Kimse Yok İçimde

Dördüncüyü biraz, beşinciyi oldukça seviyorum ama diğerlerini değil. Nasıl desem, kalitesiz geliyor... Bu adamı Türk rock'ının babası yapan şarkılar başka şeyler mi? Öyle bildikleriniz varsa paylaşır mısınız?

Edit: Bence de baba Cem Karaca'dır tabii ki. Bir de rock sayılırsa Barış Manço. Erkin Koray için de babalarından biri deniyor da o yüzden şeyettim.

 
türk rock'ının babası cem karaca'dır.
erkin koray'ı da severek dinlerim ama cem karaca varken esamesi okunmaz bence.

ha bir de erkin koray'dan sevince parçasını bir dene.
  • yons  (25.06.13 23:39:33) 
anma arkadaş, sevince, yağmurun sesine bak, aşka inanmıyorum
bu şarkılara bi göz at. erkin koray babadır. yeni kuşak rock müzik tayfasındaki gençlerin erkin korayın şarkılarına sabah akşam cover yapması bi ipucu verebilir.

  • hermann  (25.06.13 23:42:33 ~ 23:43:30) 
Mezarlık Gülleri, Akrebin Gözleri, Mermer Gibi, bunları da bir dinleyin.


  • cevher67  (25.06.13 23:45:24) 
senden ayrı adlı parçası da benden olsun o halde


  • kedidir o kedi  (25.06.13 23:48:46) 
"Fesuphanallah" var ki, sozlerine baktiginizda neden o kadar sevildigini cok iyi anlarsiniz. "alemin keyfi yerinde yine masallah, bize de kader guler insallah vs."

Ozellikle o yillarda halkin cogunlugunun yoksullukla ugrastigini gozonune alirsak, tam da insanlarin derdini anlatan sarkilar yapmis.
  • el desaparecido  (26.06.13 00:00:44) 
"Sır" ve "Krallar"i dinleyin.

edit: Mesafeler'i unuttum.
  • common of demons  (26.06.13 00:15:43 ~ 00:52:59) 
80 öncesi halini seviyorum
ama tabi bir barış manço değil...

misal: www.youtube.com
  • reverse engineer  (26.06.13 00:28:27 ~ 00:42:40) 
erkin koray iyidir ya, rock dinlemeyi uzun zaman zaman önce bırakmış biri olarak gideri vardır hala benim için. nedense pek bilinmeyen, en güzel şarkılarından biri;


www.youtube.com
  • juninho77  (26.06.13 00:53:05) 
Valla ne yalan söyleyeyim, sevmiyorum.


  • buff  (26.06.13 01:21:13) 
[]

Türkçe - "bardaktan boşaNırcasına"

Bakın böyle bir şiir var (aynı isimde şarkı da var bu şiirden):

www.siirperisi.net

Afşar Timuçin yazmış, adı "bardaktan boşanırcasına", şiirde de geçiyor bu söz. Bu ifadenin doğrusu "bardaktan boşalırcasına" değil mi? Boşanırcasına deyince boşalmaktan değil, boşanmaktan, yani ayrılmaktan bahsetmiş oluyor. Bir şair bu hatayı nasıl yapar?! Yoksa gerçekten boşanmaktan bahsedip edebi bir hile mi yapıyor bize? Ya da bilmediğim başka bir şey mi var?

 
tdk diyor ki:


boşanmak
-den
1. -den Karı ve koca mahkeme kararı ile birbirinden ayrılmak
"Ne oldu da kocasından boşandı, sen anladın mı?" - M. Ş. Esendal
2. Hayvan, başlığından, koşum takımından veya bağından kurtulmak
3. nsz Bol bol akmak
"Bir zamandır kendimi tutamıyorum, gözyaşlarım birden boşanıyor." - E. E. Talu
4. nsz Baskı altında gergin duran bir şey, birden ve hızla kurtulmak
"Vecihe, fazla kurulmuş bir zemberek şiddetiyle boşandı." - R. N. Güntekin
5. nsz Kapalı bir yerde bulunan insanlar birden dışarı çıkmak
"Yoksa tımarhane mi boşanmıştı?" - Ö. Seyfettin
6. nsz Dertlerini, yakınmalarını anlatmak
7. Sıyrılmak, kurtulmak
"Sabırsız ellerle acele acele üst başından boşandı ve çıplak olarak denize atladı." - Halikarnas Balıkçısı
  • goldentitan  (25.06.13 23:36:24 ~ 23:37:10) 
O ifade "bardaktan boşanırcasına" şeklindedir, siz hatalı biliyorsunuz malesef.


  • whoosie  (25.06.13 23:42:24) 
bardaktan bosanip, kopup yeryuzune dusuyor iste. harf oyunlu cin deyim.


  • el desaparecido  (25.06.13 23:45:43) 
hani dizgininden boşanmış, ip elinden boşanmış da denir ya... evli çiftlerin ayrılmasına bir eğretileme yok, onu belirteyim. sözcüğün asıl anlamı bu: sıyrılmak, kurtulmak bir de bol bol akmak...


  • microfiction  (26.06.13 02:38:38 ~ 02:39:45) 
[]

Spora geç başlamış futbolcu/yüzücü

Geç yaşta spora başlamış iki sporcu arıyorum:

1. Yirmili yaşlarında (21, 23 falan) profesyonel futbola başlayıp bir dünya kupasında oynamış biriydi. Afrikalı olması kuvvetle muhtemel.

2. Olimpiyatlardan bir sene önce falan yüzme öğrenmiş, 3-6 ay önce antenmanlara başlayıp olimpiyatlara katılmıştı. Tabii bir başarı gösterememişti ama, uzun bir yüzme parkurunu çok geç de olsa bitirince seyirciler çılgınlar gibi alkışlıyordu. Kimdi bu, videosu falan da vardı.

 
  • passion rules the game  (24.06.13 14:39:34) 
1. (bkz: grafite)
tr.wikipedia.org

21 yaşında başlamış. Brezilyalı. Benzer başka futbolcu da vardır ama aklıma direk grafite geldi.
  • unalub  (24.06.13 15:23:33) 
Benim de aklıma Dikembe Mutombo geldi 1 ile alakalı. Sözlükte başlığında hikayesi de var. tr.wikipedia.org Futbolcu değil ama geç başlayan değerli bi adam.


  • saygilarefendim  (24.06.13 15:59:48) 
[]

Portakalın mevsimi

Bildiğiniz üzere buralarda portakalın mevsimi değil şu an. Ama ben her sabah tostçudan alıyorum taze sıkılmış portakal suyu. Bunlar nereden alıyor portakalları? Sera vs gibi tam olarak doğal olmayan ortamda mı yetişiyor yoksa başka ülkelerden mi getiriyorlar? Kış portakalına göre bir sakıncası var mı?




 
www.haberler.com
geçen yılın haberi ama olsun.

  • whoosie  (24.06.13 14:34:49) 
[]

İstanbul'da canlı müzik

Kaliteli canlı müzik arıyorum Beyoğlu'nda, ama yeterince iyiyse başka yerler de olabilir, Kadıköy gibi. The Wall ve Dorock dışında pek bir mekan bilmiyorum. Aradığım müzik rock'a yakın olmalı. 70-80-90'lar yabancı pop, rock, rock'n roll olursa harika olur. Çok sert değilse ve kaliteliyse daha yeni müzikler de olabilir, Türkçe de olur. Caz, içinde saksafon geçen her türlü müzik güzel olur. Kısaca türkü bar, eller havaya ya da tek klasik gitarın çaldığı aptal Nevizade müzikleri dışında her şey olur aslında, kaliteliyse.

Bildiğiniz mekanları söylerseniz iyi olur. Hangi gün, hangi grup, ne tarzda çalıyor onu da söyleyebilirseniz şükela olur!


 
reserved diyim de belki bilgi çıkar bana da
he bu arada blues seversen kum saati diye bie yer bar asmalı taraflarında.mekan biraz küçük ama hoş sayılır

  • high hopes of the sozluk  (21.06.13 15:36:53) 
parmakkapi'da

line
hayal kahvesi
mojo

genel olarak iyi gruplar cikar
mekan olarak ve cikan kisiler olarak hayal kahvesi biraz daha iyidir.
mojo'da yillardir ayni gruplar cikar, (hala cikiyorsa) circus isimli grup (cumartesi) gayet eglendirir.

line'da da eglenceli gruplar cikar. denemeye deger.
  • co2s2  (21.06.13 16:50:29) 
@co2s2 nin soyledigi mekanlar yazlari kapali.. hayal kahvesindeki iyi gruplar gece yarisi cikiyor o yuzden gece gitmekte fayda var.. bu sene pazartesi flexi band, sali fair play, carsamba ozge fiskin,persembe radiolux, cuma soul projekt sahne aliyordu.. carsamba ve cuma giris ucretli diger gunler ucretsiz.. mojo da cuma sunrise var onlarda fenadir..


  • camiroquay  (21.06.13 19:41:15) 
[]

Tenisten ben mi anlamıyorum yoksa Türkler mi?

Yıl sonundaki WTA turnuvası biletlerine bakıyorum da... Henüz biletler tükenmedi ama, sahanın tam yanındaki blokların çoğu tükendi. Aynı kategoride (aynı fiyat) sporcuların arkasındaki bloklarda hala bilet var.

Örneğin şurada 324 ve 325'te bilet varken 304, 305, 306 tükendi.

www.biletix.com

Abi tenis maçını arkadan izlemek daha iyi değil mi? Futbol değil ki bu, top sürekli gidip geldiği için yandan takip etmek zor olur. Ayrıca yandan izlerken topun düştüğü yeri seçmek zordur... Zaten tv'de gösterilen kameranın da sporcu arkasından çekim yapmasının sebebi bu değil mi?

Ee, o zaman niye yan taraftaki tribünler tükenirken arkadakilerde hala boşluk var? Diğer insanlar yanlışlarda mı?

Yok yani, ben çatır çatır 124'ten aldım ama aklıma takıldı.

 
arkalar iyi değil. oyuna uzak kalıyorsunuz, top görünmüyor.


  • marcelorios  (28.05.13 16:29:22) 
Bilmiyorum daha önce Sinan Erdem'de tenis maçı izledin mi ama bu okulda masa tenisi oynayan çocukları filenin kenarından izlemek gibi değil.

yandan izlesen de kafa bi oraya bi oraya gitmiyor korta hakim olabiliyorsun. bence de çizgi hakemi değilsen arkadan almak saçma. bi oyuncu sürekli sana götünü dönmüş oluyor. he hiçbi farkı yok ama İki oyuncuya eşit mesafede olmak varken aynı görüntüyü niye birisi bana arkası dönük ve diğeri uzakta olarak izleyeyim ki.

Ayrıca final serileri dışında geçen sene dolmayan salon yetmezmiş gibi bilet fiyatlarına %50 zam yapılması da tam bir skandal.
  • kegums  (28.05.13 16:34:49) 
oyuncu arkası ve biraz üst olması lazım. yani sen haklısın ama oturakların ne kadar yüksekte olduğunu ve oyuncudan ne kadar uzakta olduğunu da bilmek lazım. oyuncu arkasının üst köşesi de olabilir.

edit: kegums'un da dediği gibi sahaya göre izleme avantajları biraz değişebilir belki.
  • ermanen  (28.05.13 16:36:07 ~ 16:37:19) 
arka iyi, oyuncuların arkasından takibi her türlü kolay, yana oturanın aklına sıçayım. wta da sürekli alakalı alakasız zamanlarda come on vika diye bağıran kaltaklardan ötürü şimdiden sabır diliyorum. ipad ile fotoğraf çeken görmemişlerden, pozisyon sona ermeden bir taraf kazanmış gibi tezahürata başlayan, devamında karşı taraf kazanınca bir şey olmamış gibi aynen tezahürata devam eden seyirciden korunmak için güzel bir mp3 çalar ya da kulak tıkacı öneriyorum.
124 fevkalade iyi bir seçim.

  • ismail yk  (28.05.13 16:37:20) 
Sevdiğim oyuncuları yakından görmek istiyorum, bu kadar basit. Böyle bir fırsat bir daha Türkiye' ye kısmet olmaz, hele geçen seneki kapanışdan sonra devletlüler epey rahatsız olmuşlardır. Sürekli grand slamler ya da önemli turnuvalar seyretme fırsatım olsa daha geride oturmayı tercih ederim ama burada ön sıralar çok daha cazip.


  • tiny penny  (28.05.13 19:53:42) 
@tiny penny: Mesele ön/arka değil ki. İmaj ekledim. Sahaya aynı uzaklıkta ama yan/arka farkı var. Fiyatları aynı zaten. Ben en pahalıdan ama sporcu arkasından aldım açısı daha iyi diye, sahanın yanına kıyasla.

Arka tarafın açısı daha iyi değilse, neden tv'de arkadan çekiliyor?
  • long live rock n roll  (29.05.13 11:30:32 ~ 11:31:17) 
hımm evet resme bakmadan konuşmuşum bıdı bıdı. ben yandan seyretmeyi daha çok severim. tv ler her açıdan çekiyor ve çok uzman bir reji gerekiyor böyle canlı maçlar için. daha çok oyuncuların arkalarındaki kamerayı verdiklerini düşünmüyorum, açısı da daha iyi değil bence, sadece servis atarken bir de top dışarda mı diye görmek için bazen arkadaki kameraya bağlanılıyor, bir de diğer oyuncuya çok uzak kalıyorsun, fileye yakın çekişmeleri kaçırıyorsun. kamera oyuncuyu karşıdan çektiğinde arkadan el sallayabilme avantajı var tabii. bi de vika'nın o bonus kafalı şarkıcı manitosunun yanında konuşlanabilirsin. bence yan taraf idealdir yani, oyuncu arkasında oturmak istemem şahsen, isteyeni de hiç duymamıştım açıkçası ama tercih meselesi tabii.


  • tiny penny  (29.05.13 15:25:51) 
[]

Yazılan kitabı noterden onaylatmak/telif hakkını almak

Bir arkadaşım bir roman yazdı. Kendince son halini tamamlamak üzere. Bunu noterden onaylatmak istiyor, ya da telif hakkını almak işte, ne deniyorsa ona. Sonra başkası bunu ele geçirip "ben yazdım" diyemesin diye. Yarın-obürgün bir yayın evine giderse bu yayın evi pek tabii telif hakkını alıp üstlenebilir bu kitabı, arkadaşıma hiçbir şey ödemeden, eğer bu işi halletmezse.

Evet soruma gelelim; bu işi nasıl yapabiliriz, bir bilginiz var mı? Nereden, hangi kurumdan, herhangi bir noterden mi? Yahut bilgi edinebileceğimiz bir kaynak biliyor musunuz? Ayrıca ücreti nedir bildiğiniz kadarıyla? Kelime başı mı, sayfa başı mı, tahmini ücret..?

Bir de şu var; arkadaşım TC vatandaşı değil, Kıbrıslı. Bunun bu işlemlere bir etkisi var mı?

Teşekkür ederim.

 
tasdix.com


  • x daemon  (22.05.13 00:19:04) 
Şurada bütün bu sorularınızın yanıtları var:

yazarodasi.blogspot.com

Tasdix ve türevleri para tuzağı. Noter'e de gitmenize gerek yok.
  • microfiction  (22.05.13 00:22:58 ~ 00:23:55) 
yapacağınız her türlü işlem, sadece yapıldığı tarihte kitabın sizde olduğunu ispatlar, onun dışında hiçbir faydası yoktur...

ama korkunuz da boşuna, zannetmiyorum ki kimse gidip sizin arkadaşın kitabını çalsın... her yayınevine yüzlerce dosya gönderiliyor zira... yetenekli buldukları bir insanın eserini çalıp ödemekten kurtulacakları birkaç bin liralık telifi kar saymaz onlar, tam aksine o yazarı kapatmaya, kendilerine bağlamaya çalışırlar ki yeni kitaplarını da basabilsinler...

ama yine de dosyayı herkese göstermemekte, adı duyulmamış yayınevlerine göndermemekte ve ptt işlemini gerçekleştirmekte fayda var...
  • ruhibirbanyo  (22.05.13 00:46:10 ~ 00:46:40) 
Noter birşeyi onaylamaz. Ancak beyana şahitlik eder. Telif davalarında da birinci derece kanıt sayılmıyor.


  • alperz  (22.05.13 02:07:27) 
[]

Rolling Stones galiba

Rolling Stones'dan olduğuna neredeyse emin olduğum bir şarkı arıyorum. Böyle saksafonla (ya da ona benzer bir aletle, klavyeden çıkma garip bir ses de olabilir) çok bariz, spesifik, güçlü bir ses tekrar ediyor ara ara "ba bap baaam, ba bap baâm. ba bap bambam, ba bap baam" tarzı bir melodide. Bu enstrüman sırasında söz yok, bu bölümden sonra ise aynı tonda söz tekrar ediyor.

(bkz: google'a dım dım dı dımm yazarak şarkı aramak) :-/

Rolling Stones değilse de yine eski bir grup olması lazım. Şu ekteki şarkılardan biri değil.

 
sallıyorum şu an, listede olmayan rolling stones rain fall down geldi aklıma


  • master tanya  (21.05.13 22:22:37) 
  • long live rock n roll  (21.05.13 23:30:37) 
[]

Evrim teorisi hakkında

Bir sorum var. Peşinen söyleyeyim; iflah olmaz bir atayızım. Sonra "pis yobaz, çökertemezsin" demeyin. Zira çökertmeye değil, anlamaya çalışıyorum. İşin aslı; birine evrimi anlatırken bir noktada tıkandım da onu çözmek istiyorum.

Şimdi bildiğim kadarıyla, bu teoriye göre canlıların atası ortak. Maymunla insan aynı atadan geliyor. Daha geriye gittiğimizde maymunla aslan da daha eski bir atadan geliyor. Zorlarsak örümcekle insan da aynı atadan gelip aynı miktarda (farklı şekillerde) evrimleşmiş oluyor sanırım. Eğer yanılmıyorsam;

Örümcekle insanın aynı atadan gelmesi biraz saçma değil mi? Yani tamam, anlıyorum, kısa bir süreç değil bu, adım adım farklılaşıp bu hale gelindi. Bana sorulduğunda böyle anlatıyordum. Ama ardından şöyle bir soru geldi: "Niye farklı evrimleştiler ki? Sonuçta aynı çevrede yaşamıyor muyuz? Benzer yaşayış olması ve benzer evrimleşmemiz lazımdı..?"

Daha küçük değişiklikler anlaşılabilir: Asyalıların çekik gözlü, Afrikalıların zenci olması, yahut Galapagos adalarındaki kuşlardaki farklılıklar gibi. Ama örümcek ile insan arasındaki devasa farklılığa sebep olan şey gerçekten de farklı yaşam koşulları mı? E sonuçta ikisi de aynı dünyada olduğu için benzer koşullarda yaşamamış mı? Niye bu kadar farklılık oldu?

 
başta söylediğin örümcek-insan ortak atası konusunda yanılmıyorsun. aksi ispatlanana kadar gerçek şu ki: hepimiz aynı tek hücreli atadan geldik.

aynı dünyada yaşamıyoruz. aynı dünyanın bambaşka fizik koşullarındaki nişlerinde yaşıyoruz. tüm türü tek bir alfa erkek evrimleştirmiyor. bir mutasyon türü bir popülasyondak patlama gücüne göre etkiliyor. yani çok sağlam bir adaptasyon üreten bir erkek ya da dişi birden tüm türün tek üreme kanalı haline gelmiyor. tüm türün içinde genlerini iyi yayıyor. diğer erkek ya da dişiler 5 yavru çıkartıyorsa bu 8 çıkartıyor her nesil. değişimler çok büyük fırsat koşulları yoksa eğer, ani değil tedrici olmaya meyilli.

ha, örümcek hakikaten çok antik bir tür. böceklerle bile çok çok eskiden ayrılmış. bizimle alaka kurmak için milyar tane nesil önceye gitmemiz lazım. o kadar sağlam fosil kaydı olsa da biri bana da anlatsa keşke adım adım.

özet: dünya çok büyük, zaman uçsuz bucaksız, biz çok ufak hayatlarız. matematikle düşünemezsen bunlar haliyle anlamız gelecektir. bir eline temel genetik matematiğini al (p,q ve bunların çaprazlamaları falan), bir eline birikimli seçilim kavramını. böyle açıklayamayacaksan başka türlü açıklayamazsın emin ol.
  • ismail yk  (10.05.13 09:32:34) 
yaratıldık falan diyen olursa da şu fotoğrafa bakıversin:
www.theistic-evolution.com
kafasındaki adem burada nereye oturuyor?
  • ismail yk  (10.05.13 09:34:07) 
Arada bir nesil ya da iki nesil ya da yüz nesil değil, milyon yıl olduğu için böyle.

Örümcekle aramızda pek doğrudan bağ yok aslında. Çünkü biz iki kardeşin ayrı torunlarının torunlarının torunu falanız.
  • alperz  (10.05.13 09:36:03) 
A canlı türünde 10 mutasyona rastlanmışsa mesela, aynı çevre ve koşullarda oluşacak yeni türlerin bir kaç tanesi doğal seleksiyondan sağlam çıkabilir. Birbirleriyle alıp veremediği olmayan iki yeni tür de olabilir, biri duvarda yaşıyor, diğeri yerde amk. Ya da birbirleriyle mücadelede olan iki tür de olabilir, ama ortam koşulları doğal kaynakların çokluğu sayesinde iki tür de aynı yerde yaşayabilir, bunda tuhaf olan birşey yok.

Ancak, evrimi "evrimleşmek" gibi basit bir kelimeye indirgeyip açıklamaya çalışmak böyle soruları ortaya çıkarıyor normal olarak.

Ben biraz daha zorlayayım, hepimiz elektron, proton ve nötrondan geliyoruz amk.

(Edit: Elektron ve proton eşeyli üreyemezken bizim üreyebilmemiz de nasıl bir muamma yıllardır çözemedim amk)
  • franz kafka  (10.05.13 09:39:55 ~ 09:50:33) 
Çevreler oldukça farklı aslında. Çünkü çok fazla faktör var, sıcaklık değişimleri, nem oranları, besin kaynakları ve bu kaynakların yaşam şartları ve tarzları, dönemsel farklar gibi pek çok şey. Mesela dinazorlar bu dünyada geziyorken atmosferdeki oksijen oranı çok daha yüksekti, bu yüzden o zamana gidebilsek kör olur ve acılar içinde ölürdük. Ya da selülozu sindirebilen bakteriler ortaya çıkana kadar ağaçlar öldüklerinde çürümeden öylece yıkılıp kalıyordu binlerce yıl boyunca. Ortak yaşamın etkisi de var, örneğin aynı selülozu bugün inekler aynı türde bakteriler sayesinde sindirebiliyor, antibiyotik verip bağırsaklarını temizlesek bir ineğin, yediklerinden çok az faydalanabilirdi.
Bir de şöyle bir durum var, evrimi geçmişine bağlı düşünmek yanlış. O an şartlar neyse ona göre süreç devam eder, aman bakteriden çok uzağa gittim, bana neler oluyor denmiyor. Farklı koloniler aynı şartlara farklı çözümlerle göğüs gerebiliyor. Hatta bir koloni değişen şartlara iki farklı tepki vererek ikiye bölünebilir. Örneğin şehirde yaşayan kuşlar çevik hareket etmelerini sağlayacak kanatlar(trafik gibi etmenlere karşı) yönünde evrilirken hemen ötede kırsala yakın yaşayan aynı kuş cinsi her gün uzun mesafe katetmesini sağlayacak kanatlara(beslenip geri gelebilmek için) doğru evrilebiliyor.

  • talemon  (10.05.13 09:46:50) 
Tamam, çok büyük bir süreç olduğunu biliyorum da, aynı koşullarda neden birden fazla tür ortaya çıkar, onu merak ediyorum. Ve sanırım buldum cevabı:

Canlılar mutasyona uğruyor. Mutasyon sonucu birbirine çok benzeyen, aynı türün az farklı bireyleri ortaya çıkıyor. Bunların birden fazlası yaşamaya devam edebilirse, yine nesilden nesile az az değişim göstermeye devam ediyorlar. Bu değişimler nesilden nesile birikerek farklı türler oluşmasına sebep oluyor.

Yani aslında türlerin değişim göstermesinin tek sebebi ortama uyum sağlamak değil. Biraz rastgele bir mutasyon var ve yaşayabilenler değişmeye devam ediyor. (Burada mini bir soru: Mutasyon rastgele, değil mi? En azından rastgelelik var?)

Ek soru: Farklılaşmanın sebebi aslında mutasyon mu? Yani "ortama uyum sağlamak" bir sebep değil sanırım evrimleşmekte. Bu "survival of the fittest"ı mı açıklıyor? Yani Galapagos adalarındaki kuş farklılıklarının sebebi, ortama uyum sağlamaya yönelik gelişmek mi, yoksa her türlü kuş türüne evrim ufak ufak yaşanırken, sadece 'fittest' olanlar mı hayatta kaldı?

@talemon'un kent/kırsal alan kuşlarındaki değişimi hangisi açıklar hemen yukarıdaki soruya göre?
  • long live rock n roll  (10.05.13 10:11:44) 
birikimli seçilim anlaman gereken kavram. örümcek adam olamıyoruz çünkü örümceğe etki eden fiziksel kuvvetlerin mertebesi bizim kütlemize uygulandığında tavanda tutunmayı imkansızlaştırıyor. boyut analizi kitaplarında işlenir bu konu.
bizde büyük kütle, kalifiye eller, tüysüz cilt, ter bezleri, kuvvetli bir beyin gelişmiş. bu biriktirdiklerimzin üzerine koyabiliriz. şablon bu. artık belli konnularda kısıtlıyız. uzmanlaşma her yerde olduğu gibi burada da bizi kısıtlıyor.

  • ismail yk  (10.05.13 10:36:03 ~ 10:39:15) 
şunun da yardımı olabilir.
www.cosmicspew.com

  • tiny penny  (10.05.13 10:51:30) 
kuşlardaki değişim doğal seçilim, şehire yakın yaşayıp hızlı hareket edemeyen kuşlar arabların altında kalıyor, ya da kırsala yakın yaşayanların bazıları ya beslenip açıkta kalıyor, ya da aç kalıp korunakta. bu durum mutasyonun sonucu olmak zorunda değil, genler de kendi evrimlerine sahip ve bu yüzden çekinik ve baskın genler dediğimiz bir fenomen var. kuşlarda kanat boyutuna etki eden genler var ve şartlara göre gen havuzu coğrafyanın farklı kısımlarında kümelenebiliyor. bu kuzeyde açık tenli insanların çok olup güneyde az olması gibi. zira cilt kanseri diye bir risk var.

evrim tüm bunların hepsi, doğal seçilim, birikimli seçilim, yapay seçilim, mutasyon, yatay gen aktarımı gibi pek çok fenomenin ortaya koyduğunu düşündüğümüz bir süreç.
  • talemon  (10.05.13 10:57:26) 
Aklıma geldi, bir ekleme yapmak istiyorum: Gen ifadesi(gene expression) diye de bir durum var. Şartlar bazı canlılarda derin etkiler bırakabiliyor. Örneğin çekirgeler sürü halinde olduklarında başka, yalnız takıldıklarında başka bir canlı oluyorlar. Türkçede karşılığı yok ama sürü haldeyken "locust"( en.wikipedia.org ) tekken "grasshopper"( en.wikipedia.org ) oluyorlar.


  • talemon  (10.05.13 13:44:21) 
fenotipik farklılıklara bakabilirsin. afrika'da bu konuyla ilgili güzel bi örnek olan bi göl var hep aynı balık ama tipleri binbir çeşit.


  • kediebesi  (10.05.13 14:32:29) 
[]

game of thrones - spoiler'lı soru

--- sadece dizi hakkinda spoiler var burada ---

şimdi bizim bu gururlu piçimiz jon snow kuzeyde mance rayder'ın birliklerine filan katıldı ya... abi buna nasıl olur da güvenirler be? duvardan gelmiş, içe sızmaya çalıştığı çok belli. her ne kadar lord commander'ını öldürse de, duvardan gelmiş başka örnek olarak mance rayder olsa da, ve duvarın sırlarını bildiği için jon'a ihtiyaçları olsa da güvenmemeleri lazım gibi geliyor.

lan soruyu sorarken o kadar çok sebep yazdım ki, o kadar da saçma değil galiba :/

--- sadece dizi hakkinda spoiler var burada ---

 
kendi kendini curutmussun. mance'i oldurmesi bile yeterli. ayrica adamlar temkinli. dedigin gibi cikmazsa oldurecegiz seni falan diyorlar. yararlaniyorlar ya da yararlanmaya calisiyorlar diyeyim.


  • lorenzen  (07.05.13 00:40:34 ~ 00:40:59) 
zaten dikkat ettiysen herkes pislikmiş gibi bakıyor jon snow'a. yığınla da uyardılar bir yamuğun olursa kan çıkar diye.


  • nax  (07.05.13 00:44:12) 
Ya gece gece ne güldüm son cümlene, hala da gülüyorum :)

Bence bu Mance'in güveni, diğerlerine kalsa yaşatmazlar zaten. Mance kendinden bir parça görüyor olabilir Jon'da, hikayeleri benziyor, o yüzden de acaba bu da benim gibi mi diyor. Hani yoksa Jon'un bilgisine güvenmiyorlar, sordukları sorular bile ya kendi bildikleri, Jon'u test amaçlı, ya da hakkında hiçbir şey bilmeyip yine Jon'u test etme amaçlı sordukları.
  • juusto  (07.05.13 01:11:18) 
[]

Note II içindeki Micro SD kartımı bozdum

Samsung Galaxy Note II kullanıyorum, 16 GB Micro SD kart almıştım buna. Geçen hafta daha önceki birçok sefer gibi USB'den PC'ye bağlayıp birkaç mp3 attım, sonra "Güvenli çıkar"a basmadan, klasörleri kapatıp çektim kabloyu, yattım uyudum. Sabah telefonda "Insert SD card" yazıyordu. Çıkardım taktım aynı. Arkadaşın S3'ünde denedik, o da göremedi. Bende bir kart okuyucu var, onunda PC'ye taktım, gene göremedim.

Yandı gitti mi bu kart şimdi? Aldığım mağazaya götürmeden formatlamanın filan bir yolu yok mu? PC'ye takınca göremediğim için formatlayamadım, yok mu bir çıkar yol? Garanti belgesi ve/veya faturası duruyor mu emin değilim bile.


 
Ben de aynı şekilde bir kart heba ettim. Dönüştürücü ile PC'ye ve fotoğraf makinesine taktım ama hayat yok maalesef.


  • cakabo  (03.05.13 16:22:39) 
Low level format deneyin bir.


  • onexey  (03.05.13 16:35:07) 
note 2'yi bilmiyorum ama içinde sd kart olan veya olmayan bir galaxy s3'ü usb'den bilgisayara bağlayınca güvenli çıkar şeysi çıkmıyor zaten (windows 7 ve vista'da). işiniz bitince kabloyu çekiyorsunuz. ondan bozulmuş olamaz. muhtemelen bozulacağı varmış.


  • kibritsuyu  (03.05.13 16:42:58) 
mini tool partition wizard işinizi görecektir.


  • gneral  (03.05.13 18:21:32) 
5-10 lira bir şey zaten artık kartlar. bozulacağı varmış 32/64 GB' yeni bir alırsınız baktınız işin içinden çıkamıyorsunuz.


  • simbolmina  (04.05.13 12:58:19) 
[]

Raketin tellerini yaptırmaca - İstanbul

Tenis raketimin telleri iyice yıpranmış, böyle lif lif açılmalar bile olmuş yer yer. Oynarken de garip bir ses çıkarıyor ve performansı da düşmüş olabilir. Yeni bir raket almadan bunun tellerini yaptırmak istiyorum. İstanbul'da nerede/nasıl yapabilirim bunu? Sırf yeni tel alsam kendim takamam muhtemelen? Neresi satar, neresi takar?

Teşekkürler.


 
idealtepe sportive de tel makinesi vardı yanlış hatırlamıyorsam. çünkü öyle bir teklifte de bulunmuşlardı. boş raket alıp telleri onlar yapıcaktı istediğim yönde.


  • c1b2k3  (25.04.13 14:03:33) 
internette bununla ilgili videolar vardir, izlemek lazim ancak gerekli "tension"i yakalamaniz mumkun olmayabilir. yani raketin telleri gevsek kalir, topa duzgun vuramazsiniz.


  • co2s2  (25.04.13 14:10:37) 
Decathlon mağazalarında kordaj hizmeti var, hatta telleri oradan aldıysan ücret de almıyorlar. Web sitelerinden bilgi alabilirsin.
www.decathlon.com.tr

  • antarktika  (25.04.13 15:16:20) 
[]

İngiltere'den gelecek postanın güvenliği vs. Kargo

Geçen sene İngiltere'de yüksek lisansımı bitirdim, şimdi İstanbul'dayım. Mail atıp "Hacı benim diplomayı yollayın" dedim. Tamam dedi, ama "standart posta ile yolluyoruz, that is not totally secure and takes a long time" dedi bana. "İstersen kargo yaparız" dedi ki fiyatlar şöyle:

Option 1 - UK £10
Option 2 - Europe £25
Option 3 - USA and Canada £30
Option 4 - Far East and Australasia £35
Option 5 - Rest of the World £40

Biz Europe bile olsak 25 pound'a değer mi sizce? Normal posta ile bana ulaşmama olasılığı nedir? Zaman önemli değil de, "not totally secure"a takıldım ben.

 
yurtdışından gelen postalarda pek sorun olmuyor ama risk almaya değmez, diploma bu.
25 değil 60a mal olsun gerekirse, riske değmez.

  • dahinnotha  (19.04.13 11:05:57) 
Hocam Royal Mail'den korkma ama, PTT'den kork. Nothing is entirelly secure bu alemde zaten.


  • arnatuile  (19.04.13 11:06:46) 
diploma gibi önemli bir evrağım yurt dışından gelecek olsa ben bir saniye tereddüt etmeden en güvenli yoldan ulaşmasını isterdim. bizim ülkemizde diplomanın kaybolması halinde yenisi verilmiyor. oralarda nasıldır bilmem ama gene de bu ihtimali düşünmek lazım.


  • hevipeyra  (19.04.13 11:12:17) 
kargolatmak lazım bunu. diploma sonuçta. kırışmadan, kaybolmadan gelsin ki daha çerveletip duvarına asacan :D


  • jedilance  (19.04.13 11:34:47) 
bende gecen sene ingilterede bitirdim master ı. benim diplomayı normal kargo ile yolladılar ve hiç bir sıkıntı olmadan elime ulaştı. ayrıca zarfın içine kalın bir karton koyuyorlar o yüzden kırışacagını sanmıyorum.


  • Notts  (19.04.13 12:23:39) 
[]

Saadet Işıl Aksoy

Bu kadın şaşı mı ya? İstanbul'un dört bir yanındaki reklam panolarında görüp aşık oluyorum, özellikle gözlerine. Ama rengi mi, şekli mi bilemedim. Şaşı bakmamış mı burada?

sphotos-a.ak.fbcdn.net


 
gözlerinde sorun yok asimetrik diye.


  • kediebesi  (11.04.13 09:29:21) 
gözlerinde değil de saçlarında bi sorun var gibi.


  • kargn  (11.04.13 09:39:47) 
şaşı değil sana öyle gelmiştir.
hacı nasıl desem kadının suratı köşeli gibi, ben hiç beğenmiyorum.

  • seyduna6687  (11.04.13 09:44:44) 
sasi degil ama rahatsiz edici, yilan gibi bakiyor.


  • nawres  (11.04.13 09:50:30) 
sol gozu burnuna daha yakin ve yere paralel, sag goz biraz daha kenara yakin ve capraz. ilginc.


  • el desaparecido  (11.04.13 09:51:40 ~ 09:53:17) 
kurda benziiyor bence


  • yazbitmesinsipidikterlikdolabagirmesin  (11.04.13 10:47:07) 
Saadet Işıl Aksoy milletvekili değil mi ya... Ben mi karıştırdım...


  • Sellim  (11.04.13 11:07:22) 
bu fotoda simetrik değil sanki ama normalde böyle değil gayet normal :)


  • rurouni  (11.04.13 11:19:16) 
photoshop ile ırzına geçmişler resmin.
kızcagızın normal hali şu

www.mailce.com
  • cruseo  (11.04.13 11:38:09) 
saç berbat


  • baldur  (11.04.13 11:55:51) 
yok yok gözlerinin şeklinde bir değişiklik var bence normalde de.
ama çok hoş hatun elbette.

  • pinkket  (11.04.13 12:00:36) 
photoshop ile gözlerini öne çıkaralım derken gece görsem erkekliğimi kaybetmeme neden olacak bir hilkat garibesi yapmışlar.


  • yemrem  (11.04.13 12:09:26) 
fotoşok'u fazla abartmışlar. one lan öyle, sadako gibi? oldu, olacak tv'den de çıksın da tam olsun. güya seksi olacak; çekici olacak. cık, gece görsem nöbet geçiririm valla.


  • pangea  (11.04.13 12:21:55) 
[]

Yarın akşam İstanbul'da tiyatro

Gidilebilecek güzel bir oyun var mı bildiğiniz? Beyoğlu civarlarında olursa daha iyi olur.

Nereden bakacağımı bile bilmiyorum. En azından "şu topluluk var" diye yönlendirirseniz sitelerinden filan araştırırım biraz.

Biraz kırdığım birine jest yapmam gerekiyor da, yardımlarınıza muhtacım.

 
devlet veya şehir tiyatroları olabilir.


  • karbasan  (28.03.13 09:17:12) 
tiyatro kedi'ye bir bak bakalım yarın oyun var mı?


  • mega idea  (28.03.13 09:36:35) 
  • talemon  (28.03.13 09:37:02) 
[]

Bu kitabı pdf olarak kaydetme - Essentials of epidemiology in public health

Aşağıdaki linkte bir kitap var, bunu pdf olarak kaydetmek istiyorum, bir yolu var mı acaba?

www.meduweb.com

Ya da bu kitabı pdf olarak bulabileceğim başka bir link biliyor musunuz: "Essentials of epidemiology in public health"

 
kitap google books'dan embed edilmiş. linki şu :

books.google.com.tr

linkini kopyalayıp şu linkteki programla indirebilirsin.

www.gbooksdownloader.com

not : program, reklam/banner çöplüğü. hepsini reddedip escape ile çıkarsan reklam barları falan yüklememiş olursun.

dene. yapamazsan ben yaparım senin için.
  • dokunmakalbime  (21.03.13 10:28:07) 
[]

Diş fırçalamak - Sensodyne

Ben standart Sensodyne diş macunu kullanıyorum da, ilk kez az önce baktım, arkasında, "kullanım talimatları" kısmında "Dişlerinizi günde 2 kez fırçalayınız" yazıyor bold punto ile. Ben ortalama 3 kez fırçalıyorum günde (kahvaltıdan sonra, öğle yemeğinden sonra, gece yatmadan önce), bir sakıncası var mıdır?

Ayrıca daha sağlıklı/daha beyaz dişleri için fırça/macun/fırçalama tekniği önerilerine de açığım...


 
fazla bastirip sik fircalarsan asinabilir
domatesi fircalar gibi fircalamalisin

  • sttc  (21.03.13 08:10:04) 
yemeklerden hemen sonra fırçalamamak lazım diye biliyorum. yemeklerden sonra ağız içi fazla asidik olduğundan fırçalama işlemi dişlerde mine tabakasının aşınmasına sebep oluyor sanırım. o yüzden bir süre bekleyin, sonra fırçalayın diyorlar.


  • dreamscape  (21.03.13 08:15:44) 
Diş macununun ve içerisindeki granül-vari parçacıkların yoğunluğuna göre sanırım fırçalama sıklığı belirlenmeli. Gözlemlediğim kadarıyla Sensodyne beyazlatıcı diş macunu diğer kullandıklarıma göre daha yoğun. Sık fırçalama durumunda dişi daha fazla aşındırabilir. Bu nedenle günde 2 defa fırçalamak mantıklı olabilir. Aksi takdirde klasik diş minesini tahrip etme hadisesi yaşanır sanırım.

Konunun uzmanı bir diş doktoru falan değilim.
  • hiko seijuro  (21.03.13 08:31:06) 
hacı florid etkili lan ise onu aralıklı kullanman gerekir zira fazla florid dişi sarartır. seninkisi ondan ise bu normaldir. yani iki sefer onu kullanıyorsan 3. de başka bir diş macunu kullan.
sensodyn pronamel

  • seyduna6687  (21.03.13 08:40:49) 
macunun içindeki aşındırıcı maddelerle alakalı olsa gerek. fazla kullanmak mineyi savunmasız bırakabileceği ve çürüğe karşı zayıf bırakacağı için öyle bir uyarı bulunuyordur tahminen.


  • assassino5  (22.03.13 01:32:57) 
bissürü cevap gelmiş ama ennn önemli cevap gelmemiş:

Diş fırçanızı, ULTRA SOFT, EXTRA SOFT olanlardan seçin. Orta sertlikte veya yumuşak fırçaya tokanmayın bile. Doğrudan çöpe atın. Eğer bu dediklerimi bulamıyosanız, diş fırçanızı, önce sıcak suyun altında yumuşacık hale getirdikten sonra macun sıkın üzerine.

Macunu PİRİNÇ veya BEZELYE tanesi kadar kullanacaksınız. Bu arada, 20 liraya satılan macunla, 1 liraya satılan macununun içindekileri bi karşılaştırın bakalım ne fark varmış aralarında.(Macun satanlar, küfretmeyin la! Ben de sizin! Milleti kazıklarkene utanmıyonuz de mi?)

Daha fazla macunun "blucin pantalon kumlama" etkisi gibi aşındırıcı etkisi var diş minesi üzerinde. Yumuşak ya da Orta sertlikte fırçaların da var tabii. Piyasada sert fırça görmedim. O daha da beter olur.

İkinci ennn önemli mevzu:

Dişinizi "tel sarar bebeğim tel saaarar" hareketi yapar ya bebeler, o hareketteki kol hareketi ile fırçalıycaksınız. Yani fırçayı mal gibi tutup bir sağa bir sola dürter gibi değil.

Yani önkolunuz yani dirseğinizden el bileğinize kadar olan bölüm bir sağa bir sola gidip gelmeyecek diş fırçalama sırasında.

önkolunuzu sağ sol istikametinde sabit tutacak ama kendi ekseni etrafında çevireceksiniz. bir de fırça diş etinden, diş ucuna doğru fırçalıycak. bakteri plakları, diş etiyle, diş minesi arasında birikir. o birikimleri oradan çıkarıp atacaksınız.

ultra soft/ekstra soft fırça kullanmamak, gün içinde ikiden fazla sayıda fırçalamak, kuvvetli fırçalamak, çok uzun süre fırçalamak, (yani iki dakkadan uzun süre), pirinç tanesi veya bezelye tanesinden daha büyük diş macunu kullanmak diş minesini aşındırır ve bunun geri dönüşü sadece %25 oranında olur.

madem ağız hijyeninize bu kadar önem veriyosunuz, devam ediyim bari:

üçüncü ennnn önemli mevzu: diş fırçalayıp diş ipi kullanmamak, duş alıp, koltuk altlarınızı yıkamamakla eşdeğerdir.

dördüncü ennn önemli mevzu: kürdan ayıp filan değildir. Fransızca "Cure dent" kelimelerinin okunuşudur. Cure tedavi dent de diş demek biliyonuz.

Kürdanı diş etinize mızrak gibi SAPLAYIP diş etlerinizi kanatmadığınız sürece, kürdan son derece faydalı bi eserdir. Diş fırçasının erişemediği, yetişemediği yerleri temizler.

beşinci ennn önemli mevzu: Ağız bakımı ile diyabet yani şeker hastalığı ve felç olup yatalak olma arasında henüz izah edilemeyen bir ilişki var. Ağız ve diş bakımlarını ihmal edenlerde, diyabet ve felç daha fazla görülüyor.

altıncı ve ennn önemli mevzu: dişlerinize asitli şeyler değdirmeyin. şeker yemeyin, limon yemeyin, kola gazoz aysti veya taze sıkılmışı da dahil olmak üzere meyve suyu içmeyin. Ayran için, su için. (He baba he!!! Babamın ayran fabrikası var!)

Enn ihmal edilmemesi gereken diş fırçalama zamanı, gece yatmadan önce olan tabii. Kaçımız yapabiliyoruz çok merak ediyorum doğrusu...

(bkz: diş fırçalamak/@compadrito)
  • compadrito  (23.03.13 17:33:38 ~ 17:55:16) 
[]

Game of Thrones (spoiler içerir)

--- 2. Sezon Hakkında Spoiler İçerir ---

İkinci sezon sonunda Theon Greyjoy bir gemilik küçük ordusunu alıyor ve Winterfell'i ele geçiriyordu. Bir süre sonra Stark'lar güneyden 500 adam yolluyorlar ve teslim olmasını söylüyorlar.

Soru 1: Greyjoy 20 adamla tutuyor Winterfell'i. Stark'lar 500 adamla dışarıda bekliyor. Neden dalmıyorlar içeriye? "Çünkü kale olduğu için 20 adamla da savunulabilir" deniyorsa, Stark'lar bir 20 adam bile bırakamamış mı kaleye? (bir olası cevap: ellerindeki tutsakları öldürmesinler diye dalmıyorlar)

Soru 2: Hakkaten niye Stark'lar bir 50 adam bırakmaz kalede? Güneye 20000 adamla gitmesini biliyorlar ama..? Prens falan var kalede ama hiç asker yok, haydut gelse alacak..?

Soru 3: "Teslim ol" çağrısına karşı Theon çıkıp adamlarına "savaşıp öleceğiz, efsane olacağız, teslim olmayacağız" filan diyor, adamları da bunu sallamıyor, bayıltıyor ve "Hadi eve dönelim" diyorlar ölmek istemedikleri için. Ama bir sahne sonra yaşlı hizmetliyi yaralıyor, o hizmetli de çıkıp prenslere diyor "Winterfell'i yakıp yıktılar" diye. E madem 20 adam savaşmadı, nasıl yakıp yıktılar Winterfell'i? Dışarıda 500 tane Stark askeri beklemiyor muydu? Teslim olmaları gerekmez miydi? (Robb'un emri üzerine teslim olanlar affedilecek, eve dönmelerine izin verilecekti (Theon dışında))

--- 2. Sezon Hakkında Spoiler İçerir ---

 
1) olm bu winterfall, boru mu, kapıları kapadın mı dışarda değil 500 kişi ile 1500 kişi ile bile zor içeriye girersin, o kale gösteriş değil savunma amaçlı yapılmış.

2) greyjoy u kaledeki herkes dost bildiğinden elini kolunu sallaya sallaya ön kapıda girdi. kimse bir şey söylemedi. içeride de kaç asker varsa daha topluca savaşmadılar. nerede karşılaştılarsa üçer beşer indirdiler onları.

3) yunanlıların izmire yaptığını yaptılar. kaçmadan önce yaktılar, sonra kaçtılar
  • yemrem  (19.03.13 14:44:04) 
[]

Göğüs kıllarımdan kurtulmak istiyorum

Er kişiyim. Göğsümdeki kılları sevmiyorum. Ama tertemiz olsun da istemiyorum, çünkü öyle süper kaslı bir vücudum yok. Lazer epilasyon 6 seansta tamamen temizler diyorlar, nedir onun aslı? Ben mesela 3 seans filan gitsem seyrekleşir mi, güçsüzleşir mi kıllar? Tekrar çıkar mı sonra? Şöyle miktarı ya da uzunlukları %50 azalsa süper olur. Tecrübe eden var mı?




 
5 seans lazer e git ama alexander mı ne o aletin olduğu yere git. tam istediğin gibi olur.

lazer de hiç bi zaman 0 olmaz. seyrekleşir azalır incelir fakat 0 olmaz. zaten ilk seans gidiceksin 2 ay sonr bidaha gidiceksin 3. seanstan sonra yeter bu kadar diyip bırakırsın hatta 1 sene gitme 1 sene sonra 4. seansa gideblirsin.

ben tecrübe ettim verdiğim her kuruş helal olsun:d
  • ahmet kaya şarkısı  (13.03.13 23:20:57) 
tıraş makinasıyla sürekli uzadıkça aynı yöne kısaltırsan şekli mükemmel düpdüzgün oluyor hem de azalıyor hem de güçleniyor


  • tetebangura  (14.03.13 11:06:49) 
[]

Bana banko maç söyleyin

Bir ayda 100 liralık hesabı tükettim sayılır. Ne denediysem istikrar yakalayamadım. Bana bu akşamkilerden banko maç söyleyin be hacılar. Gerekirse 1 ya da 2 maç da yapabilirim. Tek istediğim paramı biraz artırmak. 5 lirayı 8 lira yapsam bile mutlu olacam. İnternetten oynadığım için oranlar iddaa'dan daha iyi, o yüzden oranı dert etmeyin. Şöyle 1'e 2 garanti alabileceğim bir kupon süper olur.

Teşekkürler.


 
bence lazio ve bordo galibiyetleri en mantıklısı gibi.


  • cekilmis gayfe  (21.02.13 13:03:13) 
Chelsea maçında kg yok.


  • jpsartre  (21.02.13 13:04:00) 
Banko maç olur mu sence? Cebindeki 5 lira, kazanabileceğini iddia ettiğin 8 liradan daha değerli, oynayıp da ondan da olma.


  • Tutkun  (21.02.13 13:11:30) 
hiçbir maç garanti değil.

azıcık düşün, azıcık bak...
  • 4530 merkez  (21.02.13 13:40:42) 
Arkadaşlar tabii ki biliyorum "kesin" diye bir şeyin olmayacağını. Ben çok yüksek ihtimalle olan ama oranı da 1.10'dan yüksek olan maçları soruyorum. Para zaten cebimde değil, hesabımdaki kredi için ödedim onu halihazırda. Her türlü oynayacağım onu.


  • long live rock n roll  (21.02.13 13:51:37 ~ 13:51:45) 
ikisi de tuttu oynamışındır inşallah? 3,41 ganyetosu vardı.


  • cekilmis gayfe  (21.02.13 23:23:25) 
[]

Gmail'de garip bir hesap açma problemi

Sevgili Mark Zuckerberg'ler,

Bende "isoyisim@gmail.com" gibi bir gmail hesabım var. İsmimin farklı kombinasyonlarını (isimsoyisim@gmail.com, isim.soyisim@gmail.com) da alıp buna yönlendireyim diyorum ama problem yaşadım. Yaratmayı deneyince "bu kullanıcı adı kullanılıyor" dedi bana. Sonra düşündüm "acaba önceden açtım mı bunları" diye (açmayı düşünmüştüm önceden de ama açmadım diye hatırlıyorum)... Gidip standart şifremle giriş yapmayı denedim bunlara, "username/password yanlış" dedi. Sonra "forgot password" ile almayı denedim, "böyle bir email kullanımda yok" dedi!!! Ama bu email ile yaratmayı deneyince de "zaten kullanılıyor" demişti! İyice aklım karıştı. Üstüne gidip bir de "forgot username" dedim ki, isimsoyisim@gmail.com ve isim.soyisim@gmail.com'u açtıysam ve bunlara recovery email olarak isoyisim@gmail.com'u verdiysem bu standart emailime bilgileri yollasın. Yolladı ama isimsoyisim@gmail.com ve isim.soyisim@gmail.com diye bir şey yok ortada. Önerisi olan var mı?

Belli ki bir problem var. Otomatik yollarla çözülemedi. Çözülemeyeceğini varsayarsak; benim bizzat bir Gmail çalışanına email atıp olayı anlatmam mümkün mü sizce? Var mı öyle bir iletişim adresi?

Not: Çok nadir bir İsim/Soyisim kombinasyonum var. Facebook'ta bir tane bile yok benden başka böyle.

 
ilk aldığınız mail adresi isimsoyisim@gmail se ve formu doğru doldurduysanız isim soyisim kombinasyonlarını zaten otomatik veriyor. mevcut şifreyi deneyin.


  • sifirin altinda  (11.02.13 14:26:24) 
isimsoyisim@gmail.com
=
isim.soyisim@gmail.com
=
is.im.soyisim@gmail.com
=
isimsoyisi.m@gmail.com

hepsi sizindir mail atın size gelecektir mailler.
  • halilibo  (11.02.13 14:29:22) 
Dediğiniz gibi değil maalesef. İlk aldığım adres:

isoyisim@gmail.com (accountumda isim ve soyisim düzgün yazılmış)

Şunlara deneme emaili attım:

isimsoyisim@gmail.com - "Delivery failed. This email account doesn't exist" diye geri otomatik email geldi.

isim.soyisim@gmail.com - "Delivery failed. This email account doesn't exist" diye geri otomatik email geldi.

i.soyisim@gmail.com - isoyisim.gmail.com'a geldi o email.

Yani ilk alınanın aralarına nokta koyarsan hepsini kapsıyor ama benim derdime çare olmadı.

Not: Çok nadir bir İsim/Soyisim kombinasyonum var. Facebook'ta bir tane bile yok benden başka böyle.
  • long live rock n roll  (11.02.13 14:43:40 ~ 14:45:43) 
@deveyi diken adamin ta kendisi: Demek ki ben açtım daha önce ve kullanmadığım için kapatıldı. Ne zaman kullanıma açılırlar fikri olan var mı? Ya da açılırsa otomatik haberimin olacak bir yol var mı?


  • long live rock n roll  (11.02.13 15:30:28) 
[]

Göz artı torbaları için krem

30 yaşındaki abim göz altı torbaları ve morluktan şikayetçi, durum çok kötü değil ama kötüleşmesin istiyor. Bu durumun önüne geçmek için şöyle gece yatmadan önce sürülecek krem falan var mı bir bildiğiniz? Ya da buna iyi gelen besinler filan..?




 
garnier'in roll-on şeklinde bir göz çevresi jeli var, fiyatı da çok uygun ve özellikle göz altı torbaları ve mor halkalar için satılıyor.1 aydır falan kullanıyorum, fena değil fakat bu tür ürünler kullanıldığı sürece etkili, kalıcı çözüm değil yani. göz altı torbalarını iyice belirgin hale gelince cerrahi müdahaleyle aldırabilir abin, mor halkaların da nedenini bulmak lazım, genellikle genetik oluyor ve öyleyse maalesef çözümü yok :(


  • kadifepanter  (09.02.13 14:15:35) 
sağlıklı bir seçenek olarak:
Neutrogena Radiance Eye Boost Göz kremi

birisi de yazmış hakkında: aswanginkosesi.blogspot.com

uyku ve beslenme düzenli değilse hiiçbir şey kar etmez.
  • 9kuyruklukedi  (09.02.13 14:18:39 ~ 14:20:48) 
Clinique Even Better Eyes kremine iyi diyorlar ama 100 tl civari bi fiyati var. Ben cimrilik edip almadim. Neutrogena'nin o kremini tavsiye etmem. Ben kullandim hic biseye yaramadi.


  • eledhwen morwen  (09.02.13 14:37:30) 
benim de aklıma doğal bi formül geldi, kivi kabuğunu iç tarafı değecek şekilde gözüne koyuyormuşsun, mor halkalara iyi geliyormuş, bana da kirlikedi söylemişti :)


  • kadifepanter  (09.02.13 16:10:48) 
Hemoroid kremi kullananlar var. iyi geldigini duymustum fakat uzun sure kullanlmamali.


  • Godless  (09.02.13 16:34:33) 
kiehl's e bir bkaın bulunduğunuz yerde varsa. gece yatmadan uygulanan bir kremleri var sabahları capcanlı gözlerle uyanıyorsunuz.


  • april12th  (09.02.13 16:40:32) 
[]

İstanbul'da araba plakası

Abim yarın şehir dışına çıkıyor. Bugün İstanbul'dan araba plaka yuvası (ya da adı her neyse işte) almak istiyor, Mercedes C serisi için. Nereden alabiliriz? Etiler'e yakın olursa daha iyi olur.




 
  • flexin  (02.02.13 12:33:04) 
[]

Kim Milyoner Olmak İster başvurusu

Arkadaşın bir programda yarıştığını görünce hevesim kabardı, ben de buna başvurayım diyorum. Tipim ve geçmişimden dolayı seçilme ihtimalim olduğunu düşünüyorum. Başvuru formunu açtım:

www.atv.com.tr

Şu son iki soruya ne yazayım bilemedim:

1. Programda hedeflediğiniz para ödülü ne kadar? Hedeflediğiniz para ödülünü kazanırsanız ne yapacaksınız?
2. Kendinizi nasıl tanımlarsınız?

İkincisi neyse de, birinci için cevabım yok. Ödül kazanınca yapmak istediğim belli bir şey yok, hayatımı değiştirmez. Ne tip bir şey yazarsak cezbedici olur, beni seçerler?

Yine öteki cevaplar için de güzel fikirleriniz varsa söyleyin.

 
avustralya ya gidip kangru bakıcılığı eğitimi almak istiyorum, en büyük hayalim kangurularla iç içe bir hayat falan de cinslik seviyor bunlar:D


  • alice practice  (18.01.13 14:34:21) 
sorularıalayim.com'da yarışma ekibinden birinin cevaplarını okumuştum;
"konuşkan, sıkıcı olmayan, riske girebilecek" tipleri tercih ettikleri tarzında bi'şeyler diyordu.. yalnız bekleme listesi ile ilgili de inanılmaz rakamlardan söz ediliyor... zor iş özetle.
1) 1 milyon / Dünyayı gezeceğim.
yazardım ben olsam.
  • iz  (18.01.13 14:35:43) 
link de vereyim belki okumak istersin:
www.sorularialayim.com

  • iz  (18.01.13 14:37:09) 
ben 2. soruya cevap veremedim. bi insan kendini nasıl tanımlar ki?


  • sifirin altinda  (18.01.13 14:52:26) 
[]

Paranın satın alabileceği en iyi tıraş makinesi

Aradığım en önemli şart; sinek kaydı ya da sinek kaydıya çok yakın yapsın. Onun dışında; kullanımı kolay olsun, kısaltacak diye 10 defa üstünden geçmeyeyim, cildi tahriş etmesin vs.

Genellikle 3 günlük sakalı tıraş etmek için kullanacağım, ve top sakal ile favorilerimi de düz bir şekilde kesebilmek, ayarlayabilmek istiyorum. Kişisel tecrübelerinizden yazarsanız daha güzel olur.

Yani pahalı olmasa daha güzel olur ama :) Yine de fiyatı ikinci planda.

 
Philips'in 3 başlıkları sert sakal için mükemmel. Bende panasonic de var ama kullanamıyorum diyim.


  • holden  (14.01.13 15:09:27) 
sinek kaydı traş istiyorsan 3 başlıklı olan traş makinelerden alman lazım. Ancak o alet, günlük traş için uygundur. 3 günlük sakal için değil. Pazartesi günleri jiletle olursun, diğer günler mak. ile olursun. 3 başlıklı olan traş aletlerinin favorilerini düzeltebilmen için kısmı da oluyor.


  • Kreuzberg  (14.01.13 15:19:34) 
babam şundan aldı, acayip teknolojik birşey ve gayet iyi kesiyor. Normalde 500-600 lira arası, ykm'de indirim vardı 350 liraya mı ne almıştık. Kendi temizleme-şarj makinası var, başlığını temizliyor falan. Başlığını da sitesinden görebilirsiniz.

www.braun.com
  • rodriguez2  (14.01.13 15:25:25) 
braun 7 serisi iyidir. eğer fiyatı pahalı gelşrse 5 serisi de olur. 5 kullanıyorum gayet de memnunum. bir de almışken temizleme üniteli olanları alın. ben yaklaşık 1.5 sene önce 300 küsüre almıştım vatan'dan. 7 serisi 500'e yakındı. şimdi fiyatı nedir bilemiyorum.


  • l ikta  (14.01.13 17:23:24) 
philips 3 başlıların 2 versiyonunu kullandım. kuru ve ıslak.

makinede kesince sakal dağınık çıkmaya başlıyor. ilk zamanlar tahriş edebilir. yıllarca onları kullandıkdan sonra gilette fusion power serisine geçtim. gayet memnunum.

ha hala uzun sakalı kısaltmada ve top sakal düzeltmede o makineleri kullanıyorum. ha fusionla da yapabilirmiyim tek başına? düzeltmeleri yaparım alıştım artık da uzamış sakalı onla kesmek jilete yazık etmek demek..

bir de insanların traş makineleri ve tercihleri hakkında bir soru sormuştum , belki yardımcı olur. şuradan ;
www.eksiduyuru.com
  • sadun.net  (19.01.13 21:21:36) 
Kreuzberg +1


  • arig  (19.01.13 21:52:50) 
[]

18 yaş altına kürtaj yasak mı?

Aşağıdaki haberin özeti şu; 17 yaşındaki kız hamile kalıyor. Anne-babası da bunu bir kadın doğum uzmanına götürüp çocuğu aldırıyorlar 2 bin liraya. Şimdi de savcılık jinekolog hakkında “çocuk düşürtme” suçundan 2 yıldan 4 yıla, anne babaya “çocuk düşürtmeye azmettirme” suçundan 2 yıldan 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açtı.

www.haberturk.com

18 yaş altındakiler, ailesinin izniyle kürtaj olamıyor muydu, yanlış mı biliyorum..? 3 ayı geçti de ondan mı acaba? Ama öyle bir şey belirtilmemiş haberde.

 
devlet hastanesi zaten yapmaz. fakat 18 den aşağı aile kontrolünde yapılıyor diye biliyorum. tahminen 3 ayda cenin, canlı kabul edildiğindendir.


  • female demon  (14.01.13 09:35:24) 
olmaması lazım. ailenin izni olması gerekiyor ama kürtaj için diye biliyorum. yasal süreyi geçtiği halde kürtaj yaptırmışlardır belki.


  • merena  (14.01.13 09:36:25) 
normal kürtaj yapmamış, iğneyle fetüsü cansızlaştırıp düşürtmüş.
edit: önceki mevzusuymuş ama aynı şey olabilir.

  • whoosie  (14.01.13 09:45:56 ~ 09:46:46) 
Yani vardığımız sonuç "Götüm gibi habercilik" oluyor, zira neyin neden olduğu belirtilmemiş, fikir yürütmeye çalışıyoruz.


  • long live rock n roll  (14.01.13 09:55:47) 
BEŞİNCİ BÖLÜM
Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma
Çocuk düşürtme

MADDE 99 - (1) Rızası olmaksızın bir kadının çocuğunu düşürten kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Tıbbi zorunluluk bulunmadığı halde, rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftadan fazla olan bir kadının çocuğunu düşürten kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu durumda, çocuğunun düşürtülmesine rıza gösteren kadın hakkında bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

(3) Birinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi altı yıldan oniki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, onbeş yıldan yirmi yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(4) İkinci fıkrada yazılı fiil kadının beden veya ruh sağlığı bakımından bir zarara uğramasına neden olmuşsa, kişi üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır; fiilin kadının ölümüne neden olması halinde, dört yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Rızaya dayalı olsa bile, gebelik süresi on haftayı doldurmamış olan bir kadının çocuğunun yetkili olmayan bir kişi tarafından düşürtülmesi halinde; iki yıldan dört yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan diğer fiiller yetkili olmayan bir kişi tarafından işlendiği takdirde, bu fıkralara göre verilecek ceza, yarı oranında artırılarak hükmolunur.

(6) Kadının mağduru olduğu bir suç sonucu gebe kalması halinde, süresi yirmi haftadan fazla olmamak ve kadının rızası olmak koşuluyla, gebeliği sona erdirene ceza verilmez. Ancak, bunun için gebeliğin uzman hekimler tarafından hastane ortamında sona erdirilmesi gerekir.

Çocuk Düşürme

MADDE 100 - (1) Gebelik süresi on haftadan fazla olan kadının çocuğunu isteyerek düşürmesi halinde, bir yıla kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.

Kısırlaştırma
  • saruwatari  (14.01.13 10:01:13) 
[]

Ekşi Sözlük Beta

Bunu kullanmak istiyorum, çünkü beğendiğim bazı özellikleri var; gündem, başlık kanalları, mesaj sistemi, başlığı takip etmek vs gibi. Ama canımı sıkan birkaç şey var:

1. Sağdaki konulu videoların çok geniş olması. Tek sütun olsa entry'ler daha geniş olacak, süper olacak. Ama böyle çok sinir bozuyor.

2. Temalar olmaması. beslenir ki buyu kullanıyorum, okuması çok daha rahat geliyor. Bunu betada yapabilsem şükela olur.

Bunları çözmenin bir yolu var mı? Ya da tahmini ne zamana kadar bunlar geliştirilir?

Bir de favori entry'ler eklenecek mi? Browser eklentisi can sıkıcı, çünkü hesapla değil, tek PC ile ilişkilendiriliyor.

 
1- userscript ile değiştirilebilir,

2- bunun için beta themes adlı chrome eklentisini yazdım, normal sözlük temalarını ekşi sözlük beta'ya uyarlıyor.

chrome.google.com

bütün temaların eklentisiz bir şekilde sözlük tarafından beta'ya uygun hale getirilmesi benim gördüğüm kadarıyla çok zor çünkü sayfa yapıları artık çok fazla değişti, bundan bir önceki beta versiyonunda bunun denemesini yaptılar ama sadece arka plan rengi-fontu değişik temalar için kullanışlı oldu. ayrıntılı temalar (beslenir ki bu, aşkımızın meyvesi vb.) için aynı şeyi söylemeyiz.

zaten ben de bu eklentiyi hazırlarken en çok kullanılan temaları baz aldım, bu yüzden yine bazı temalarda düzgün çalışmayabilir. ama bilindik temalarda işe yarıyor, tek sorunu geç yüklenme.

3- hala favori entry olayının eklenmemiş olması ilginç tabii. browser eklentisi dediğiniz (ekşifavori/eksi++) sanırım userscript olmalarından dolayı öyle bir zorunluluk oldu. eğer bu beta olayı olmasaydı favori entry'leri ve bütün eksi++ ayarlarını doğrudan hesapla ilişkilendirecek bir yöntem bulmuştuk ve eski ekşi sözlük için eksi++'ta bunu geliştirecektik. beta'ya geçiş süreci başladığından eksi++'a ara verdik.

beta için eksi++'ı geliştirmeye başlayacağız, ne zaman belli değil fakat eğer hala beta'ya favori özelliği eklenmemiş ise eksi++'da olacaktır. ayrıca userscript değil chrome/firefox eklentisi olacağından entry'ler bu sefer pc'ye bağlı kalmayacak, senkronize olacak.
  • ocanal  (03.01.13 13:34:45 ~ 13:50:51) 
[]

Salataya katılacak soslar

Her gün şirkette salata bardan salata yiyorum ve bunun üzerine hangi sosları koyacağımı seçemiyorum tam. Opsiyonlarımız:

1. Zeytin yağı
2. Ayçiçek yağı
3. Limon
4. Sirke
5. Nar ekşisi

Bazen "yeşillik, domates, havuç, mor lahana" tipinde bildiğin salata, bazense "patates salatası, fasulyeli bişeyler, yoğurtlu bişeyler" tadında daha yemeğe yakın şeyler seçiyorum. İlk seçim için 1+3+5 soslarını seçiyorum ama garip bir karışım oluyor sanki. Nar ekşisi vazgeçilmezim ama tadı gölgede kalıyor gibi.

Nasıl bir kombinasyon yapayım?

 
2yi ve balsamik olmadığı sürece 4ü eleyin.

eğer domates, salatalık, roka varsa nar ekşisi ya da balsamik,
marul, havuç, vs ağırlıklıysa limonu tercih edin.
yağ olarak daima zeytinyağı kullanın.
  • goldentitan  (31.12.12 13:09:23 ~ 13:09:44) 
sadece zeytin yağı koyuyorum ben. ağız tadı.


  • roket adam  (31.12.12 15:00:23) 
[]

Herkes mi mutsuz lan?

Geçenlerde sorulmuştu "herkes çok mu mutlu?" diye, Facebook'taki insanların paylaşımlarından çok mutlu oldukları göründüğünden. Şimdi de ben sözlüğe bakarak "herkes mi mutsuz?" diye soruyorum. Ama esas olarak sebebini soruyorum.

(bkz: 2012 yılının tek cümlelik özeti)

Bir tane güzel bişey yazılmamış bu başlığa. Sebebi ne sizce? Birkaç teorim var:

1. Facebook'ta insanlar şov yapıyor. İsimleri de göründüğü için çok kötü şeyler yazamıyorlar. Ama sözlükte insanlar anonim olduğu için her türlü boktan durumu çekinmeden yazıyorlar.
2. Ekşi sözlüğün arkadaş bi siki de beğenin be adamlarıyla dolu olması.
3. Sözlükte genellikle kendini aşağılayanlar sükse yapıyor. En beğenilenlere giren entry'ler karizmatik şeyler değil, 'yenilen efsane ayarlar' tadında oluyor.
4. 2012 gerçekten de bok gibiydi.

Hayır yani, çok güzel, faydalı, süpersonik bir yıl geçirdim ve söylemeye çekinir durumdayım.

 
2012'de tr'de yaşayıp da mutlu olan varsa ya şakirttir ya kafası güzel.


  • dokunmakalbime  (31.12.12 13:02:46) 
@dokunmakalbime: 3'te 1'ini Türkiye'de yaşadım ve Tr'deki dönem daha bile güzeldi galiba, kalanı da güzel olsa da. Ben mi çok duyarsızım acaba toplumsal meselelere? Not: Dinsizim, ayyaş değilim.


  • long live rock n roll  (31.12.12 13:08:29) 
abi insanlar mutsuz, yanılsama değil bu cidden mutsuzlar.

facebook twitter vs bunu maskelemek için kullanılan şeyler, sözlükteki anonimliği yakalayan insan dökülüyo doğal olarak, facebookda gayet mutlu bi profil çizen insan sözlükte okuyunca intihar etmek isteyeceğin şeyler yazabiliyor.
  • naw man fuck that  (31.12.12 13:17:27) 
benim için de bok gibi bir yıldı açıkçası.


  • ocanal  (31.12.12 13:18:38) 
çok kötü, ağır olaylar atlattığım yıllar da oldu ama genel olarak mutsuz bi insan değilim o yüzden şu yılda çok kötüydü hiç demedim şimdi düşününce 2009 berbatmış mesela ama söylemem hiç.genel olarak insan kişiliğiyle ilgili herhalde teoriler arasında seçmek gerekirse 3 diyorum ama millette genel olarak mutsuz olma durumu var bunu seviyolar,etrafında ki insanların mutsuz olduğunda sana karşı ilgisini falan seven tipler var öyle yani ayrıca @dokunmakalbime evet söylediğin çok çok doğru ülkenin toparlanamaz durumda olması gerçeğine girersek çıkamayız ama ben genel olarak insanların mutsuz olma durumunu sevmelerinden bahsediyorum.


  • bunumu demek istedin  (31.12.12 13:20:02) 
benim içinde sik gibi bir yıldı dikine yokuşları olan.


  • memnun1  (31.12.12 13:23:15) 
2012 bence güzeldi.
İnsanların geneli karamsar ve tatminsiz hep daha iyiyi görüp hayal ediyor kimse çok şükür hasta olmadım çok şükür işim gücüm var eşimle mutluyum gibi şeyleri düşünmüyor yada derslerimi geçtim gibi şeyleri takmıyor

Hep ağaoğluyu hep sürekli pompa yapan arkadaşları hep etrafı kıskanarak geçiriyoruz. Bence böyle.
  • basond  (31.12.12 13:25:12) 
Gerek iş gerek eğitim veya kısaca genelden bakmak gerekirse 2012 benim için çöküş yılı oldu. Hani her b*k üst üste mi gelir diyorlar evet aynen öyle arkadaş. Yarına dair bir umudum yok ama her şeye rağmen ayaktayım, sağlıklıyım. 2013'ün herkes için iyi geçmesi dileğiyle.


  • synche  (31.12.12 13:29:42) 
27 yaşındayım bir baltaya sap olamadım, hiç sevgilim olmadı ( utangaçlık ve özgüven eksikliğinden dolayı ) sadece 2012 değil bütün hayatım bok gibi daha da boklaşacak gibi özgüven yerlerde olduğu için.


  • hitsumo  (31.12.12 13:37:22) 
üstad hiç i sikerim ya bir konuşayım şu kızla, ya da takılayım amk en köt ekse kağıdı falan diyerek takıldıın kızlar olmadı. özgüven dediğin biraz böyle reddedilirsin karşına biri çıkar ummadığın tak yeşil ışık yakar falan. gerçi ben de aynıyım 23 hiç sevgilim olmadı da. hayırlısı. mühendissindir belki:)


  • canhavli  (03.01.13 01:58:02) 
[]

Futbol istatistikleri sitesi

Bir web sitesi arıyorum ki bana olabilecek tüm takım/futbolcu istatistiklerini, daha da önemlisi; kontrat durumlarını (süresi, maaşı) göstersin düzgün bir şekilde. Yani Football Manager'da görebildiklerimizin gerçek hayatta olanı. Var mı bildiğiniz?




 
  • eyyorlamam bu gadar  (28.12.12 12:47:34 ~ 12:48:16) 
uzun süre ben de aradım o tarz siteler ama ücretsiz olarak istatistik sitesi bulmak zor.

maaş bilgilerini gösteren bir site bulman imkansıza yakın.kontrat durumlarına futbol federasyonlarının sitelerinden bakabilirsin.

matchstduy.com'dan maç istatistiklerine bakabilirsin.

mackolik.com'dan sezonluk istatistiklerine bakabilirsin.
  • orlandu tg cid  (28.12.12 12:49:31) 
arkadaşım en iyilerden birisi bu:
www.whoscored.com

not: twitter'da da var ve tabi kontrat detayları var mı onu bilmiyorum.

selamlar.
  • gece lampulu  (28.12.12 12:58:21) 
[]

Dindarların düşük zekalı olması

"Bu doğru mu?" diye sormayacağım. Bunun doğru olduğunu kabul edip:

en.wikipedia.org

Bunun sebeplerini soruyorum size. Özetle; dini inanç mı zekayı köreltiyor yoksa zekası düşük olanlar mı daha inançlı olmaya meyilli oluyor? Yani düşük zekalı olmak bir sebep mi, sonuç mu?

Benim görüşüm, bunun sadece zeka ile değil, eğitimle de alakalı olduğu. Yani; IQ'su yüksek olanlar zaten dine inanmamaya daha meyilli oluyorlar. Bunun yanında, IQ'su yüksek olanlar genellikle daha fazla/iyi eğitim almış oluyorlar ve bundan dolayı daha fazla şey öğrendiklerinden dolayı dinden kaçıyorlar. "Dini inanç zekayı geriletiyor" savını doğru bulmuyorum.

 
dindarların düşük zekalı olduğunu düşünmüyorum.
böyle düşünenlerin düşük zekaya sahip olduğunu düşünüyorum,

  • basond  (27.12.12 11:46:14) 
arkadaşım verdiğin link ingilizce.hani belki yanlış linki vermişsindir diye söyleyim dedim.

ayrıca seni şuraya yönlendirmek isterim: tr.wikipedia.org

not:dindar falan değilim.
  • error522  (27.12.12 11:47:22 ~ 11:49:46) 
dindar insan araştırmaz tek kaynagı kutsal kitap tır zeki adam araştırır sorgular


  • bluebey  (27.12.12 11:47:30) 
tam olarak cevap olmayacak amma biraz önce başıma geldi. tartışırken al bak kuranda öyle bir şey yazmıyor yanlış yapıyorsun dedim. cevap olarak amma bizim hoca var o öyle söylüyor dedi. şimdi bunu diyen şahıs matematik mühendisi. IQ'sü falan gayet yüksektir amma nasıl bu hale geliyorlar anlamıyorum inandığı dinin kitabına değil hoca ya inanıyor. ayırca içlerinden çok zeki olanlar çıkabiliyor amma akıllı olanı görmedim sonuçta zeki olmak ile akıllı olmak farklı şeyler.

gene not edeyim üstün zekalı bir arkadaşlar için: benim görmemiş olmam olmadığı anlamına gelmez benim karşılaşmadığım anlamına gelir. siz karşılaşmışsınızdır onu bilemem.
  • zenigt  (27.12.12 11:48:19 ~ 11:50:20) 
Çok saçma bi teori. Bürsürü din adamları var bitirmedikleri okul kalmamış. Sen şimdi o adamlara yobaz diyorsun resmen. Ayrıca bütün bilim adamları da ateist değil her halde. Ben şunu anlamıyorum biz allah deyince yobaz oluyoruz tanrı deyince cool oluyoruz. Sorun burda.


  • sivil admin  (27.12.12 11:49:15 ~ 11:49:29) 
son zamanlarda duyuruda birileri çıkıp dindarlıkla ateizmle ilgili atıp tutmaya başladılar. her iki taraf için provakatif hareketler olduğunu düşünüyorum.
Bari burayı dindar -ateist çatışması ortamına çevirmeyin.

  • Ramiegovic  (27.12.12 11:55:05) 
Kesinlikle katılıyorum.


  • grimer  (27.12.12 11:55:38) 
hayatımda bunun kadar sikko bir iddia duymadım, gülen cemaatinin 50 milyar dolarlık şirketlerini aptallar yönetebilir mi sence ?


  • gates  (27.12.12 11:57:44) 
Bir kiş de soruma cevap vermedi ki cevapları tikleyeyim.

@xsades: Cevabın "Kırmızı" demekle eşdeğer. Neye evet?
@basond: İlk cümleyi okudun, bunu sormuyorum.
@error522: Elbette zeki dindarlar da vardır. Ama ben "zeka vs. dindarlık"ı konu alan bir araştırmayı paylaştım. Zaten özel olarak Müslümanlık'la bir derdim yok.
@bluebey: Sen "dindar" ile "zeki"yi karşılaştırdın, ama bunlar aynı kişi olabilir. Doğru karşılaştırma "dindar vs dinsiz" yahut "zeki vs aptal" olmalı.
@sivil admin: Teori değil, araştırma sonucu sunuyorum.
@gates: Ortalamadan bahsediyoruz. Ayrıca iddia değil, araştırma sonucu. Ona cevabımsa; (bu noktaya gelmesini istemiyordum ama) çoğunlukla aptalları yönettikleri için öyledir.
  • long live rock n roll  (27.12.12 12:00:17 ~ 12:00:48) 
düşük zekalı değilde cahil olduklarını tahmin ediyorum araştırmadıkları için.


  • lathspell  (27.12.12 12:02:20) 
@gates

Bu tarz bir üslupla konuşmak hiç hoşuma gitmez ama dayanamadım.

Ulan beyinsiz sen onların dine inandığına gerçekten inanıyor musun ?

Başlıkta belirtildiği inanan aptalların sırtından topladıkları paralarla o zenginliğe ulaştılar ki bence yaptıkları çokta mantıklı.
  • grimer  (27.12.12 12:03:15) 
dinler belli dogmaları kabul etmek üzerine kuruludur.
dinin zekayı körelttiğini düşünmüyorum, ama bu dogmaları sorgulamadan kabul etme eğilimi diğer şeyleri de sorgulamamayı beraberinde getiriyor bence.
bu yüzden sorgulamayan, eleştirmeyen insanlar ortaya çıkıyor.
bunu dindar insanların hepsine mal etmek saçma.
dindar olup sorgulayan insanlar da vardır. ama ne kadar sorgularsan o kadar dinsel dogmalardan kurtulup dinden uzaklaşır insan.
eğitimsiz insan da sorgulamayı vs öğrenmediği için dogmalara inanmaya daha elverişli oluyor ve bu yüzden hem daha dindar hem de dini yanlış bilen yobazlar ortaya çıkıyor.
bence.
ama bu tür şeyler hiçbir zaman tek nedene bağlı gelişmez. zeka dediğin hem genetik hem de çevresel koşullardan etkilenir. çevresel koşullar sadece eğitim değil.
  • goldentitan  (27.12.12 12:09:35) 
Zeka, iQ kavramlarının oluşmasında/gelişmesinde çevresel faktörler de etkili. Bu konuda yapılan araştırmaların cogu bu tezi doğruluyor.

Dine inanan insan da gerek icinde bulunduğu cevre, gerek dogmalar sebebiyle araştırmamasi/düşünmemesi sebebiyle daha az zeki olabilir.
  • kibrit kutusu  (27.12.12 12:10:09) 
öyle bir genelleme yaparsan zaten ortamın ebesini ağlatmış olursun. dindarın zeki olanı da var olmayanı da, zekinin dindarı da var dindar olmayanı da.


  • cetoxim  (27.12.12 12:10:35) 
dogmatik düşünceden oluyor


  • gündüz m  (27.12.12 12:11:36) 
zeki biri olup iş dini konulara gelince mantığın şalterini indiren insanlar da var. ben bunu yetiştirildiği ortamdaki korkutulma vb. şeylere maruz kalmalarıyla açıklıyorum. istatistiğe vurduğunuzda belki günümüzde bilim adamları içerisindeki ateist - agnostik oranı yüksektir ama bu zekanın dindarlıği etkileyen tek faktör olduğunu göstermiyor.


  • zgrydn  (27.12.12 12:16:01) 
yahu böyle bir çıkarım yapabilmek ve bunu ciddiye almak için öncelikle aptal ya da önyargılı olmak lazım.


  • enkolaykullaniciadi  (27.12.12 12:24:04) 
ayrıca dini inancı çok olup da ateist olan, ateist olup sonradan dindar olan insanlar var.
peki bunlar önceden çok zeki olup, sonradan mı geri zekalı oldular?
ya da önceden geri zekalıydılar bir anda zeki mi oldular?
  • enkolaykullaniciadi  (27.12.12 12:26:15 ~ 12:26:40) 
dindarlıkla dindar görünmeyi de karıştırmamak lazım. "e şu mevkilerde, pozisyonlarda şöyle dindar adamlar var, onlar gayet zeki adamlar" demeden önce, onların dindar değil, dindarlık ayağına tutunup kesesini dolduran üç kağıtçılar olma ihtimallerini de unutmamak gerek...


  • moonwell  (27.12.12 12:38:45) 
ezberleri iydir kuran hadis vs. ezbere dayanir ilgi de olunca ezberi gelisir bizim sistem de ezberci bir sistem oldugu icin bu kisiler elekten daha kolay gecmis olup daha sonra vasat gorunebilir.

zeki adam heryerde zekidir cunku fiziksel birsey bu zaman gore egismez agir alkol ve uyusturucu gibi beyni cokerten aliskanligi yoksa ntabii
  • mazungu  (27.12.12 12:49:08) 
@errror522, hocam verdiğin link said nursi yi bilim adamı olarak gösteriyor :D
reform sonrası neler yapmış bu dindar bilim adamları bir de buna bakmak gerek.

  • flexin  (27.12.12 12:51:04) 
1) bir ateist olarak ateistler arasinda da en az dindarlar arasindaki kadar beyinsiz oldugunu dusunuyorum. yani ateistlerin de dindarlarin da cogunlugu gerizekalilardan olusuyor.

2) ama butun onyargilarimi bir kenara birakarak tanisdigim veya okudugum insanlar arasinda goruslerinden, dusuncelerinden en cok etkilendiklerim buyuk oranda ayni zamanda ateist oluyorlar.

3) zeka=iq onkabulu anlamli bir sonuca varmayi engelleyecek olcude yuzeysel.
  • sakura  (27.12.12 13:01:37) 
Cok yonlu bi konu. Genelde siyasi tartışmalarda değinildiğinin aksine kısır degil başlı başına bir mevzu.
ben biraz verilen cevaplara gore konusayim.
Din bir dogmadır, dindar adam sorgulamaz diyenler özellikle islamin oku emrini ve ilmin her inanana farz oluşunu bilmiyolar mi cidden?
  • klark  (27.12.12 13:21:54) 
1.din zekayi geriletmez. aksine yukarda dedigim gibi araştirmayi teşvik eder.
2.buna nereden variyorlar? Müslümanlar cahil diye. Lan bu müslümanlar tembel ve egitimsiz diye din neden bağnaz olsun? Tarihteki Semerkanttan hiç mi haberiniz yok?

  • klark  (27.12.12 13:29:13) 
@long live rock n roll, xsades IQ seviyenizi ve neler ürettiğinizi hangi zikime katkınız olduğunu çok merak ediyorum

@bluebey neyi sorguladın mesela neyi zekanla düşünerek buldun

muhakeme dene birşey var ya da sentez ve de yorumlama bir olay olurken diğer bir hadise ayete bağlama bunalr sanırım zeka ile olur

kendisini her ne kadar sevmesem de Cübbeli Ahmet hem bilgisi hem de esprileri ile zeki biri oldugunu düşünüyorum sadece

@grimer asıl cevap sana geliyor bu soruya cevap yazmayacaktım ama senin yazdıgını förünce dayanamadım diğerlerine de bir iki laf edeyim dedim. bu üslübu kullanmak istemezdim ama mal mısın yoksa başka bir ihtimal yok kesin malsın. örnek; okullar vasıtası ile yaptıkları ticaret organizasyonunda rahberlik yaptım en son katıldıgım afrika zirvesi 2 milyar dolar idi, tercüman arkadaşımın tek bir iş oalrak bağladığı iş 1 milyon dolardı. rakamalrı algılayabilecek kadar kapasiten var mı bilmiyorum da anlatayım dedim. b bahsettiğim sadece afrika idi. Burada sıradan küçük esnaf iken özellikle Türki cumhuriyetler deli para kazanan insanlar var. onu da geçtim sıradan bir esnaf iken (şahidiyim küçük bir konfeksiyon sahibi tanıdık sırf sadece okul üniformalarıı basarak bir dünya para kazandı) birbirlerini destekleyerek büyüyn insanlar mı ararsın. hani yardım edip ama karşılıgında da iyi para kazanan insanalr mı dersin. sonra eğitimdeki başarıları bankacılıkta başarıları medyadaki başarıları.. birbielerine iş bulurken kollamaları.. bak dini hiç birşey anlatmadım herşey maddi idi. bütün bunları görerek bu yorumu yapman hakikaten mal oldugun düşüncesini oluştrdu bende.

genel:
çevrenizde dini bilmeyen cahil bir dünya insanı görüp de aha din bu, zekalrı bu kadar diye yorumlamak ne kadar zeka oldugunu göstermezmi?

bir de din derken sadece İslam değil diye düşünüyorum. mesela dünyada hakim güç yahudiler vs, hristiyanalr diğerleri bunları da dindar olarak düşünürsek zeka karşılaştırmasını yeniden yapmanız gerekir.

bir de din kelimesi geçtiği yerde içinizdeki pisliği kusma gereği duymanız yorumlarınızda görünüyor. sakin olmak lazım. bahsettiğin zekayı göstermek lazım
  • seyyar satıcı  (27.12.12 21:12:43) 
Birincisi zekanın iq gibi stanford binet tarzı standardize edilmiş bir kaç testle ölcüldügûne hala inanmıyorsun değil mi? Hayır yani bilimadamları stanford binet tarzı testleri geride bırakalı bir kaç yüzyıl oldu.

ikincisi zeka nedir? Zeki kime denir? İçinde bulunduğumuz yy da zeka genel olarak yeni durumlara hızlıca uyum sağlama kapasitesi olarak ölçülür. Yukarıda bir arkadaşta ezberi itin götüne sokmuş. Ezber çok kötü birşey değildir gençler. Aksine insan beyni bir kerede ne kadar çok parça şeyi ezberleyebiliyorsa yeni durumlara karşı kendisini de o kadar çabuk adapte eder.

üçüncüsü zeki insanlar ateist oluyor teorine. Bunu ciddiye almak bile saçmalık aslında da neyse...ben aldım bak. Dünyanın ve evrenin bir tanrı tarafından yaratıldıgına inanan bir adamın aptal, inanmayan bir adamın da zeki olabileceği yargısını nasıl yapıyorsun onu da anlamadım.

sonuncusu avrupa rönesansına, reformuna bak. Aydınlanma çağına bak. Çoğu dindar adamlardır kayda değer yenilikler getirmiş adamlar. İslam dünyasında da.
  • bu nick tam yirmi alti karakter  (31.12.12 14:25:13) 
seyyar satıcı' ya tik atmalısın.Zeka dediğin şey seninle aynı fikirde olanlara tik atmak mı? :)


  • kozm  (31.12.12 14:30:57) 
soru sorup sadece kendi isteklerinize göre yani "evet öyledir" diyenlerin cevaplarına tik atmışsınız. bu da duyurunun ne kadar tarafsız olmadığına bir işaret.
şahsi görüşüm, bir ilişki yoktur. siz ateist bilim adamlarını gösterip bakın, dindarların zekası düşük derseniz, başka birisi de müslüman bilim adamlarını gösterir ve bakın dindarlar daha zeki der.
dini olanın olmayana, olmayanın olana karşı bir fiziksel ya da zihinsel üstünlüğü yoktur. bunu konuda en çok hassaslığı, insan hakları konusunda ayrımcılığa uğrayan ateistlerden beklerdik ama onlar da bu yanlışın içinde, yalanın tarafı olma peşinde.
  • yetkili birine benzeyen abi  (31.12.12 14:40:42) 
[]

"controlling for"

Şu metin var Wikipedia'dan:

"A statistical analysis of roughly 12,000 matches from the European club competitions between 1956 and 2007 showed that around 53% of teams playing at home in the second leg won the tie (even after controlling for the fact that team playing at home in the second leg tend to be better teams)."

Benim merak ettiğim kısım parantez içindeki. "even after controlling for the fact that" derken neyi kastediyor:

1. 'team playing at home in the second leg'in daha iyi olma durumunu göz ardı edersek.

2. 'team playing at home in the second leg'in daha iyi olduğu durumları çıkarırsak, yani 'daha iyi olma durumu'nun etkisini ortadan kaldırırsak.

 
2 den bahsediyor. Korelasyon var, cunku kazanma artiyo takimlarin kalitesi arttikca.


  • march or die  (20.12.12 17:03:16) 
[]

Futbolda iki ayaklı elemeler

Böyle turnuvalarda (ör. Şamp.Ligi), ilk maçı ev sahibi olarak mı oynamak daha avantajlıdır, yoksa deplasmanda mı? Aklımda iki farklı açıklama var:

1. Deplasman: Çünkü ikinci maçın son bölümlerine kritik bir skorla girilirse, son yarım saatte seyirci desteğiyle önemli bir gol bulma olasılığı artar. Ayrıca, iki maç da aynı skorla biterse maç uzatmalara gider ve uzatmaları kendi evinizde oynarsınız.

2. Ev sahibi: Çünkü ilk maçta deplasmanda oynayan takım tek farkla yenildiğinde dert etmez. 1-0 yenik durumda götürürse fazla bastırmaz ve sonunda 1 ya da 2 farkla yenilmiş olur. İkinci maçta da deplasmana giden takım kapanır ve berabere bitirirse turu geçmiş olur. Ayrıca, iki maç da aynı skorla biterse maç uzatmalara gider ve deplasmanda atılan golün değeri bu noktada daha önemli olur.

Bu iki seçenekten birine, bu sebeplerle katılıyorsanız 1 ya da 2 diyebilirsiniz. Başka sebepleriniz varsa açıklayın.

 
nedense kucuklugumden beri ilk macin deplasmanda olmasi daha cok guven vermistir. keza deplasmanda gol bir gol atip kucuk bir avantaj eline geciyor. aslina bakarsan alakasi yok.topunu oyna ve gec digmi ama.


  • trt2deki ressam  (20.12.12 12:38:02) 
bence ikinci maçı deplasmanda oynamak daha mantıklıdır.
diyelim ki ilk maçı ev sahibi A takımı 1-0 kazandı
ikinci maçı ev sahibi B takımı 1-0 kazandı
maç uzatmalara giderse ve uzatmalarda karışıklı birer gol atılırsa ve 2-1 biterse A takımı tur atlıyor. deplasman golü kuralı uzatmalarda da işliyor bence saçma bir kural ama durum böyle
  • ozmania  (20.12.12 12:38:02) 
ilk maçın deplasman, 2. maçın içeride olması daha iyi bence.
dediğin gibi son bölümlere kafa kafaya giriliyorsa seyirci desteği ile gaz alınıp tur kurtarılabilir. seyirci önemli.

  • orange coffee  (20.12.12 12:57:17) 
[]

Karikatür: Asla sıçmam

Umut Sarıkaya karikatürüydü sanırım. 2-3 çocuk vardı sanki, sıçmak hakkında konuşuyorlardı, bunlardan biri de "okulda asla sıçmayan çocuk" tanımlamasına giriyordu. Bu çocuk da konuşma/düşünce balonuyla "asla sıçmam" diyordu.

Bi buldurun be..?


 
abi karikatür bile değildi o, umut sarıkya'nın sayfa kenarına bir dönem çokça çizdiği şeritlerden birinde yer alan, pul kadar bir tipti. çok da komikti ama bulunması zor...


  • ruhibirbanyo  (20.12.12 10:13:01) 
[]

Dexter Sezon 7 Bölüm 5

--- Spoiler İçerir ----

7x5'i şu an izliyorum da; şu sarışın hatun Hannah var ya, tırın önüne atlayıp intihar eden eski seri katil Randall'ın sevgilisiydi. (Chuck'ta oynayan hatun) Randall hep öldürüyormuş, bu kız da yanındaymış, kaçacaklarmış filan. Bunları Batista ve Dexter'a anlatıyor şimdi. E peki bu kadın niye hapiste değil? Öldürmese de biliyordu ve söylemedi..? Yoksa yatıp çıkmış mıydı? Niye gözaltına almıyorlar şimdi bunu?

--- Spoiler İçerir ----

 
İlerde anlıycaksın. Tam yerini hatırlamıyorum. Eğer 1-2 bölüme anlamazsan orayı atlamışsındır. Gene sor yazalım. Yok ben yine de öğrenmek istiyorum diyorsan söyliyim.


  • onexey  (18.12.12 21:16:37) 
korumaya alıyor kendını basta. anlasma yapıyolar polısle.


  • öptüm sezen  (18.12.12 21:18:00) 
dokunulmazlığı mı affı mı ne var. çok küçük olduğu için suçlanmıyo. bi de cinayetleri randall işledi beni de alıkoydu tarzında durum var ondan bi cezası yok


  • metehan01  (18.12.12 21:24:21) 
[]

Arkadaşa verilen borç paranın geri alınamaması

Abim arkadaşına 1000 lira borç para verdi 9 ay önce. Bir süre sormadı, sonra sorunca her defasında arkadaşı bahaneler bulup savsakladı ("ay başı verecem", "hemen yolluyorum" deyip hiç yollamamak, "yolladım ama, problem mi çıktı bankada"...), bu senaryolar defalarca oldu. Adamın düşüncesi "ben biraz daha bahane bulayım, elbet vazgeçer" diye tahmin ediyorum.

Neyse işte, abim ne dediyse alamadı parayı geri, ki o zamanlar iyi arkadaş sayılırlardı. Parayı havaleyle yolladı, yani kanıtı var. Msn, email yazışmaları falan da duruyor borcu olduğunu kanıtlayan. Yasal bir yaptırımda bulunabilir miyiz biz bunlarla? Önereceğiniz başka bir yol var mı?

Not: Adamda para var, ya da en azından bol bol harcayan biri. Belki de başkalarına da borcu vardır ve şu an nakdi yoktur ama parayı ödeyemeyecek durumda değil kesinlikle.

 
havale yapılan kağıdı alıp bir avukata gösterirseniz büyük ihtimalle yardımcı olurlar.ama 1000 lira borcu alayım derken avukata daha fazla para ödemek zorunda kalabilirsiniz muhtemelen.


  • beyefendi  (04.12.12 23:07:29) 
mahkemeye vermeniz maddi manevi açıdan hayrınıza olmaz. arkadaşa uzun vadeli zor bir durume düştüğünüz yalanını söylerek paranızı acil göndermesi gerektiğini söylesin abiniz.


  • am  (04.12.12 23:07:31) 
Tipik dolandirici. Lutfen "Arkadas" demeyin bu hayvana. Icra takibi diyecegim ama, para kusa donecek. Bu dolandirici tayfasi da bunu gayet iyi bildigi icin boyle yapiyor zaten.


  • compadrito  (04.12.12 23:08:55) 
abiniz kendisinden borç istesin. 1500 lira.

yani evde arabada bi sorun olsun misal. abiniz arasın bunu, şimdi yatırıyorum filan derse yok "yok yatırma ben geçicem şimdi ordan, varsa 500 lira da borç verir misin?" desin.
  • supergirl  (04.12.12 23:13:23) 
Ricayla istekle baskıyla olmuyor. Defalarca istedik parayı, her seferinde başka bir bahane buldu adam dalga geçer gibi. Bir arkadaşlıkları da kalmadı zaten. Numarayı bildiğinde telefonlara çıkmıyor, bilmediği numaradan arayınca açıp gene bir bahane uyduruyor. Bu durum aylardır böyle.

Avukat olayının bir yere varıp varamayacağını nasıl öğrenebiliriz? Normalde benim bildiğim; dava açarsan ve davayı kazanırsan, avukat masrafları da kaybeden tarafa ödetiliyor. Doğru mudur?
  • long live rock n roll  (04.12.12 23:14:49) 
arkadaşlara borç verilmemeli zaten. umarım bu sefer para döner. ama bi dahaki sefere borç verip yardım etmek istersen gözden çıkarabileceğin bir parayı ver. geri dönerse oh ne ala. ciddi bir borçsa da kuralına uygun yapılır zaten.
o paranın geri ödenmesi gerektiğine dair yazılı bişi olmadığına göre yasal yaptırımı da bilemiyorum. adam mahkemede çıkıp 'evet parayı verdi ama geri istemedi' dese ispatlayabilir misiniz?

  • kediebesi  (04.12.12 23:16:15 ~ 23:18:50) 
adam mahkemede parayı elden geri ödediğini söyleyecektir. adamın mekanına gidilip para alınmadan çıkılmamalıdır.


  • am  (04.12.12 23:31:19) 
Maalesef çözüm kaba kuvvet. Temiz bir dayak sorunu halleder gibi geliyor bana :)


  • pinch  (04.12.12 23:52:51) 
mekanina gitme olayina katiliyorum. yani bu rezili ifsa edeceksiniz, isyerine gidin, parayi alana kadar cikmayin, param yok derse, baskasindan borc alsin, birseyini satsin vs. ama o gun o an odesin. patronu musterisi esi dostu anasi babasi bilsin ne mal oldugunu...
yani bos bir gununuzu buna ayirin, abin ve belki baska bir yakin arkadas bu allahsizin hakkindan gelin, gazaniz mubarek olsun.

  • mavicorap  (05.12.12 12:38:12) 
mahkeme sonucunda karşı taraf avukat masraflarını öder ancak kağıt üzerindeki tarife üzerinden. bulduğunuz avukat daha fazla para isteyeceğinden zararlı çıkabilirsiniz. çözüm diğer arkadaşların dediği gibi rencide edici bir şekilde istemek veya üzerine soğuk bir su içmek


  • sadun.net  (17.12.12 16:03:05) 
[]

Tekrar tangoya mı başlasam?

Bugün servisteyken bir latin şarkısı çaldı, tango yapasım geldi çok. Ama güzel bir şekilde yapasım geldi, fazla yetkin değilim şu an. İki sene önce üniversitede iki kura gitmiştim, o zamandan beri 2 defa filan tango yaptım, 2-3 ay da başka birkaç dans yaptım sadece. Şimdi İstanbul'da başlayayım diyorum, olur mu?

1. Nereye gideyim? Amaç dans tabii ama sosyalleşecek olursam da insanların hepsi 40 yaş üstü olmasın, garip hissetmeyeyim. Ayrıca ne kadar ucuz o kadar iyi, ve kaliteli olursa da iyi.

2. Hangi kurdan başlayayım, 2 diye düşünüyorum..? Zira sıfırdan başlamıyorum ama ikinci kuru o zaman bile tam kavramamıştım, hem hamladım, 2. kur uygun olur değil mi?

3. Kurların başlangıçları ne zamanlar oluyor? Yani bir gün aniden başladığımda 20 kişi 2 aydır sürekli gidiyor olmasın, beraber başlayayım herkesle ki düzgün gitsin. "2. kura şubatta başlıyoruz" gibi falan mı oluyor yoksa "bir ay git, iki hafta gitme, sonra devam et" gibi karışık da mı oluyor, sistem nedir?

 
1.kalite açısından tangoist- taksimde. 80-120 tl civarındaydı.

2. uzun zaman için bir ara olduğundan aslında başlangıçtan alsanız daha iyi ama 2 kur gitmişsiniz, 3-4 aydır devam eden bir kura yerleştirirler sizi.

3. her bikaç ayda bir yeni başlangıç sınıfları açılıyor. arada girmek isterseniz dediğim gibi 3-4 ay önce başlamış olan bir gruba dahil olabilirsiniz. yine sizin gibi aradan girenler olacağından sıkıntı olmaz..

bir ay git 2 hafta gitme- diye bir şey yok. başladığınızda hiç ders kaçırmamanız önemli sınıftan geride kalmamak için. ama olur da bir süre sonra birkaç aylık ara vermeniz gerekirse de, sonradan tekrar devam edeceğiniz zaman eski grubunuzla değil, 1 gerideki grupla devam edersiniz..

tango dansetmiş kadar oldum valla şu 2 dk da :)
  • su olsam ates olsam  (03.12.12 23:16:24) 
1- ben de bora erdem'den ders almıştım dokuz ay kadar. gerçekten muhteşem bir hocadır. kendisi aynı zamanda spor salonunda tai-bo hocamdı. galiba karateydi, ödüllü geçmişi vardır. hatta bayağı eskilerin yine tescilli erkek güzellerindendi (ya da mankeni miydi hatırlamıyorum).
boraerdem.com


diğer yandan tangoist eğitmenleri aydın-pelin çiftini de tanıyorum. pratiklerine de gitmiştim. onları da öneririm.
www.tangoist.com


2- öyle kafana göre istediğin yerden başlamak yerine, bir gün gidiyorsun hocalar dansını görüyor ve senin hangi seviyede olduğunu görüp ona göre başlaman gereken dersleri söylüyorlar. bu arada benim bildiğim kurlar değil de "başlangıç - orta - ileri" şeklinde seviyeler vardı.

3- her seviyenin dersleri zaten sürekli devam ediyor. yeni katılanlar yeni katılmış oluyor. öyle senin keyfine göre "herkes yeni başlasın" diye bir kural yok. ama bazen öyle denk geliyor, o da şansına artık.

sadece "başlangıç" seviyesinde çok büyük ihtimal, belirli tarihlerde başladığı için herkesin yeni başlıyor olması büyük ihtimal.

zaten sen gayretli olduktan sonra o arayı fazlasıyla kapatırsın merak etme. sonuçta hoca da durumu biliyor olduğundan, ona göre hele de gayretli görürse o arayı kapatman için hocanın da ekstra ilgisi olabiliyor.

verdiğim linklerde ders programlarını da görebilirsin.

bora erdem hocam bir de fb tango grubu açtı. ilgilenirsen;
www.facebook.com

bir de tango mail grupları var, ben iki tanesine üyeyim;
tangoitu
tangoturk
  • holy diver  (04.12.12 10:36:59) 
[]

Bugün akıllı telefon alacağım

Yetti artık sürekli erteliyorum, bugün almak istiyorum. Ama hala karar veremedim. Bütçe sınırım olmadığı için iPhone, S3 ve Note2 gibi şeyler var aklımda, ama Apple sevmiyorum pek. Ne alayım, nereden alayım? Şu an Etiler'den çıkıp gideceğim, birkaç modele bakıp birini alıp çıkabileceğim bir yer söyleyin bana. Bu modeller de tercihen pahalı olmasın öteki mağazalara göre. Bunlar dışında model tavsiyesi de alabilirim.




 
iphone 5


  • periphery  (02.12.12 12:55:43) 
note 2 ile kıyaslanan hiçbir cihazın (bak telefon demiyorum artık) şansı olduğunu düşünmüyorum.
kıyas götürmez derler ya; işte o note 2.

  • mahsunkul  (02.12.12 12:57:44) 
1000 tl üstü herhangi bir galaxy. (s2 s3 note note2 filan.)


  • ben smyrna  (02.12.12 12:59:30) 
note 2'nin ebatları çok büyük. daha önce smartphone kullanmamış birinin kullanması sorun olur diye düşünüyorum. ekranı vasat. ayrıca dış malzemesi pek sağlam gelmedi. android sevenler için ideal bir telefon olabilir ama ilk defa smartphone kullanacak birinin tercihi iphone'dan yana olmalı bana kalırsa.


  • periphery  (02.12.12 13:01:05) 
İlk defa alacaksanız eğer, bütçenize göre iPhone 4s. Şu sıra fiyatları da ucuzladı zaten 5 çıktığı için.
Android alacaksanız da çok ucuza kaçmayın. Yoksa eski telefonunuzu çok özleyebilirsiniz.

  • puro  (02.12.12 13:04:58) 
iphone kuullanıyorum ama htc one x veya google nexus ta güzel seçim . düşün derim


  • jack n brooks  (02.12.12 13:11:28) 
note2 gerçekten büyük, sürekli ajanda tutan sık not alan biri değilseniz hiç bulaşmayın derim.
sevmeseniz de iphone baya uzun soluklu olacaktır, tabsiye ederim.
yeni çıkan windows8 teelfonları için www.teknoseyir.com adresindeki 4 adet incelemeyi izleyin derim. yakında toparlanacak olmasına rağmen şu anda windows8 li teelfonlar için erken olduğunu düşünüyorum (ha, alırsınız 4-5 ay sonra iyice oturur o ayrı ama bunu yapacaksanız 4-5 ay sonra alın derim)
androidli telefon için, ucuza kaçmayın demişler, doğru ama o kadar çok model marka var ki seçmek zor ancak bulabilirseniz (yurtdışından gayrı resmi getirilenler var) "nexus 4" ü tavsiye ederim, zira google ın ürettirdiği bir telefon ve anrodideki en büyük problemlerden biri olan güncelleme sorununu yaşatmayacak-en geç yaşatacak telefon odur diyebilirim.
  • kisa  (02.12.12 13:13:46) 
azıcık daha bekleyin, nexus 4 gelsin onu alın. o olmazsa s3 veya galaxy nexus.


  • sanal uyku  (02.12.12 13:18:47) 
Galaxy s3 tabii ki.


  • hayal fazlasi  (02.12.12 13:31:03) 
htc droid dna


  • yazik ziyan  (02.12.12 13:38:08) 
ölümüne note 2.

o bir telefon değil, simcard takılan bir bilgisayar. tek deavantajı ergonomisinin kötü olması, onun yerine s3 de alabilirsin. ama birebir tüm özelliklerde note 2'nin diğerlerine bariz üstünlüğü var. ayrıca en az 2 yıl boyunca androidi felan otomatik güncellenecek diğerleri gibi değil.
  • beyteper canavari  (02.12.12 22:20:27) 
[]

Samsung Galaxy S3'ü en ucuza alacağım yer

Neresi İstanbul'da? Faturalı olmalı ama, TC vatandaşı olmadığım için yurt dışına çıkarken vergi iadesi alabilmek için. Bu sebepten dolayı internetten almak da bir opsiyon olmuyor sanırım, çünkü aldığım mağazaya "vergi iadesi için gerekli belgeyi hazırla" demem gerekiyor.

Gerçi S3 konusunda da emin değilim ama pek araştırmadım bu akıllı telefon piyasasını. Bütçe sınırım da olmadığı için S3 alayım diyorum, kafa rahat olur. Başka bir öneriniz varsa da çekinmeyin.


 
carrefourda 1500 tl


  • iguanamvar  (30.11.12 21:40:10) 
1500 tl değil 1450 tl idi yanlış hatırlamıyorsam carrefour'da (1500 tl de olabilir geçerken gördüm bugün). Garantili olarak daha ucuza alabileceğini sanmıyorum.

Eğer değiştirilebilir batarya ve sd kart konusu senin için çok önemli değilse ( ikisi de s3'te var) HTC One X+ da iyi bir seçenek.
  • tahsin sutcuoglu  (30.11.12 21:54:57) 
nerede yaşıyorsunuz da türkiye'de telefon daha ucuz oluyor yahu?

istanbul bilişim'de nakit 1406tl imiş. www.istanbulbilisim.com.tr
  • 10032007  (30.11.12 22:52:08) 
[]

Kuran'da dünyanın/insanlığın yaşı

Böyle bir şey geçiyor mu Kuran'da? Geçiyorsa nerede? Copy-paste ya da sure adı olarak belirtebilirsiniz. Net bir ibare yoksa bile, o konularda imalar varsa da olur.

Edit: Amacım bilimin öne sürdüğü yaşla kıyaslayıp İslam'ın en kolay açığını bulmak. Kuran'da geçmiyorsa "öyle gösteriliyor" yeterli bir açık değil benim için.


 
peygamber sayısı 124.000 diye verilir de kuranda o rakam geçiyor mu ki?


  • niye ama  (27.11.12 19:22:51) 
Hristiyan yaratılışçılarına göre dünya 6000 yaşında. Ama bunu sözde bilimin arkasına sığınan islamcılarda göremezsin tabi. Bu Ömer Çelakıl gibi insanlar sırf meşru görünmek için kendi inançlarını dahi yontarlar.


  • 4dr4melech  (27.11.12 19:23:01) 
insanlığın yaşı diye birşey hiç hatırlamıyorum
daha doğrusu kuranda böyle rakamlı sayılı, aşama aşama anlatılan bir (akademik tarzda diyelim) ibare bulmak zaten epey epey zor (bildiklerimi aşağıda yazdım). verilen örnekler-rakamlar ya sonradan Peygamber tarafından açıklanmış ya din bilimleri tarafından kuran açıklanırken şu şuna dalalet eder gibi verilmiş ya daha da dolaylı olarak ebced hesabıyla filan verilmiştir-tahmin edilmiştir-çıkarım yapılmıştır.
örnekler
Hud 7 : O'nun arşı su üzerinde iken amel bakımından hanginizin daha iyi olduğunu denemek için gökleri ve yeri altı günde yaratan O'dur...
Furkan 59: Gökleri ve arzı (yeryüzünü) ve ikisi arasındakileri altı günde yaratan O'dur. Sonra Rahmân arşa istiva etti...

bi de şunları buldum:
“De ki : Siz yeryüzünü iki günde yaratan Allah’ın tek ilâh olduğunu inkâr edip, O’na bir takım eşler, ortaklar mı uyduruyorsunuz? Halbuki bütün bunları yapan O, âlemlerin Rabbidir."

"O, yerin üstünde sabit dağlar yarattı, orayı bereketli kıldı. Orada arayıp soranlar için gıdalarını, bitkilerini ve ağaçlarını tam dört günde takdir edip düzene koydu."

"Sonra iradesi bir gaz halinde bulunan göğe yöneldi. Ona ve yere şöyle buyurdu: “İsteyerek de olsa istemeyerek de olsa emrime gelin!” Onlar da: “İsteyerek geldik” dediler."

"Böylece iki gün içinde gökleri yedi kat olarak şekillendirdi. Her bir göğe, kendisine ait işi vahyetti. Biz, dünya semasını kandillerle, yıldızlarla süsledik, bozulup yıkılmaktan koruduk. İşte bu, her şeye gâlip olan, her şeyi bilen Allah’ın takdiridir”(Fussilet, 41/9-12).

“Ey haşri inkâr edenler! Sizi yaratmak mı daha zor, yoksa gök alemini mi? Şimdi bakın; Allah onu nasıl sağlam bina etti. Allah onu direksiz yükseltti ve kusursuz işleyen bir sisteme bağladı. Gecesini karanlık, gündüzünü parlak şekilde açığa çıkarttı."

"Sonra da yeri döşeyip yerleşmeye hazırladı. Ondan sularını, otlaklarını çıkardı."

"Oraya dağları oturttu. Bütün bunları sizin ve hayvanlarınızın yaşamı için yaptı."(Naziat, 79/27-33).
  • niye ama  (27.11.12 19:35:04 ~ 19:36:44) 
[]

Boğaziçi Üniversitesi civarında masa tenisi

Nerede oynayabilirim? Boğaziçi mezunuyum ama öğrenci kimliğim duruyor (ehe), okula girer kimlik gösterebilirim yani. Ama çalıştığım için akşamları ve hafta sonları uygunum ancak. Bunun dışında Hisarüstü'nde ya da Etiler'de bir yere üye olmadan bedava ya da ucuza oynayabileceğim yerler var mı bildiğiniz?




 
kare blok


  • c non  (19.11.12 12:00:57) 
[]

TTNET'e alternatif

Bugün mektup geldi ttnet'ten. Önce "bedava şu şu servislerimiz gelmiştir" yazdı, sonra da "fiyat 82 tl'ye çekilmiştir" yazdı. Bunu geri alma şansımız var mı sizce? Şu an 49 lira ödüyorum. Aksi halde, hangi internet sağlayıcıya geçeyim?

Tikler sabaha.


 
uydunet fena degildir, tv ihtiyaciniz da varsa. superonline fiber internet guzeldir. vinn kesinlikle tavsiye etmem.


  • eindaclub  (15.11.12 00:10:45) 
eğer hızlı bi internet istiyorsanız uydunet kullanmayın. superonline önerebilirim.


  • kambocya diasporasi  (15.11.12 00:47:06) 
Uydunet ile bir youtube videosu bile yükleyemediğimden çıldırarak superonline'a geçtim, rahatladım. Superonline'ı öneririm, iyidir.


  • neskafefincanindaturkkahvesi  (15.11.12 03:52:15) 
biri adsl'den halen 1 mbit sınırsız internet bağlatmak mümkün, fiyat 45 tl, adil kullanım falan da yok. ben biri kullanıyorum, zaten telekom alt yapısını kullanıyor fark yok sorun da yaşamadım. hem paranız cebinizde kalır hem de başka aracı olduğu için telekom daha az kazanır :)

www.biri.com.tr
  • bihaber  (15.11.12 04:09:04) 
45 TL biri'ye vereceğinize 49 TL Adil kullanım kotalı Superonline'a verin 50GB akk var hız 20 MBit, akk dolunca hız 3 MBit'e düşüyor. birinin hala 3 katı.


  • himmet dayi  (15.11.12 07:19:58 ~ 07:21:06) 
[]

En iyi hayır kurumu

İki hafta önce WWF gönüllüleri durdurup konuştular, "bir işe gireyim de, sonra bakarız" bahanesini sundum, işe girdikten sonra geçen gün Greenpeace'den durdurdular, onlara da "ilk maaşımı alayım da hallederiz" dedim. Şimdi ben insanlık için, dünya için faydalı olayım ufak da olsa, içimi rahatlatayım, kızlara da "şuraya bağış yapıyorum" diyerek hava atayım istiyorum. Sizce bu kuruluşlardan (herhangi bir şey olabilir; Greenpeace gibi dünya çapında çevre örgütü de, Türkiye bazlı çocuk esirgeme kurumu da) hangisi en efektif çalışıyor? Ayda 10-20 lira verecek olsam hangisinde en faydalı olur bu para? Bir de istediğimde bu üyelikten kolayca çıkabileyim yalnız... Hangisine üye olayım?

Edit: Neden'iyle yazarsanız daha iyi olur.


 
ihh


  • aspoo  (12.11.12 13:00:28) 
Lösev


  • veeeys  (12.11.12 13:13:47) 
Ben greenpeace e 15 tele yatırıyorum ayda. Bana şunu yaptık bunu yaptık diye mail atıyorlar. Bir nebze rahatlatıyor insanı, benim de katkım var diyorsun.


  • Godless  (12.11.12 13:27:00) 
soğukta yolda çıplak ayakla oturan evsize bir çorba ısmarla


  • Ramiegovic  (12.11.12 13:34:10) 
bence hiçbir yere yapma. gerek yok müdür. greenpeace'in her daim protesto ettiği bp'nin aynı zamanda adamların en büyük bağışçısı olduğunu biliyor musun? adamlar bildiğin viral reklam yapıyorlar lan. boşver yani.

illa bi yerlere yardımda bulunacaksan, tev olur, üniversiteler olur, git burs bağışı yap ayda 50 100. birileri yemek yer de iki hayır dua alırsın.
  • klassno  (12.11.12 14:40:00) 
ihh
nedeni: abimin birebir faaliyetlerine katılmış olması (pakistan, ve yurtiçi yardım organizasyonları). ayrıca yönetim kademelerinden tanıdıkları, çevresi falan da vardı. terso bir durum olmadığına inanıyorum.

  • vizdilva  (12.11.12 15:02:06) 
Türk Kızılayı nedenini alttaki linkten izleyebilirsin.
www.youtube.com

  • plastikordek06  (12.11.12 18:01:14) 
[]

İstanbul hava durumu sitesi

İstanbul için en iyi hava durumu tahminini yapan site ne sizce? Siz neyi kullanıyorsunuz? Gün içindeki değişimleri de gösterirse şükelâ olur.




 
  • fuskiyenin oglu  (12.11.12 12:48:30) 
www.windguru.cz

Bundan daha iyisi olamaz sanırım. Bulutların, güneşin, rüzgarın... durumunu saat saat veriyor.
  • djarwi  (12.11.12 12:50:05) 
  • clementine the tangerine  (12.11.12 13:35:24) 
  • nawres  (12.11.12 14:08:43) 
[]

İstanbul'da cep saati alınacak yer

Şu zincirli, metal, açılır/kapanır yuvarlak cep saatlerinden arıyorum, çapı serçe parmağımdan biraz küçük olacak şekilde. Ortaköy pazarında buldum bir tane 15 liraya aldım ama bir de baktım çalışmıyormuş, döndüm para iadesi aldım. Bu tip saatleri max 20 lira olacak şekilde alabileceğim neresi var? Taksim gibi kolay bir yerde olursa şükelâ olur.




 
beyazıtta ist üni.nin yanında sahafların orda yere tezgah açıyorlar bu tarz şeyler tespihler vs orda kesin bulursunuz


  • metehan01  (12.11.12 12:39:41) 
köstekli


  • sadegazoz  (12.11.12 12:51:19) 
@vatanperver: Oradan almıştım 1-2 sene önce 5 liraya, leş gibiydi, birkaç günde bozulmuştu. Ayrıca üzerinde "Türkiye" yazan kalitesiz şeylerdi. Ben daha çok eski tarzda, otantik ama biraz da kaliteli arıyorum.


  • long live rock n roll  (12.11.12 12:52:34) 
tahtakale'de esen saat serkisof köstekli saatlerinin türkiye distribütörüdür. Fiyatı 20 usd civarıydı yanlış hatırlamıyorsam.


  • marisa  (12.11.12 12:59:41) 
[]

İstanbul'da şemsiye alınacak yer

Kendime iki adet şemsiye almak istiyorum:

1. Evden çıkarken dışarıda çılgınlar gibi yağmur yağıyorsa yanıma alacağım büyük, oldukça dayanıklı, şu kapanınca küçülmeyenlerden.

2. Evden çıkarken yağmur yağmıyorsa ama gün içinde yağmur olasılığı varsa, bana yük yapmayacak, oldukça küçük (ceketin cebine sığacak kadar), tercihen dayanıklı.

Bunları çok pahalı olmayacak şekilde nereden alabilirim? Taksim, Etiler, Hisarüstü ya da Ümraniye'de olursa daha şükelâ olur.

 
YKM'lerde indirimli yakalarsan Celal Birsen al, hiç başın ağrımaz. Olası bir tehlike anında "Haydar" olarak bile kullanırsın, o derece.


  • salihdt  (12.11.12 15:38:03) 
[]

Varşova Magneti

Gittiğim her şehirden buzdolabı için magnet alıp koleksiyon yapıyorum ama Varşova'dan (Warsaw) almayı unutmuşum. Elinde olan, Varşova'dan İstanbul'a gelecek olan, ya da İstanbul'da Varşova magneti bulabileceğim bir yer bilen varsa yardımcı olabilir misiniz?

Son çare olarak internetten sipariş edeceğim ama küçük bir magnet için saçma olma mı?

Bir opsiyonum da oradan yollanması. Orada yaşayan Polonyalı arkadaşım var, o bana nasıl yollayabilir acaba?

 
dhl ile filan kargoya ya da postaya versin.


  • madyb  (07.11.12 13:45:38) 
beim icin cok kiymetli olamasalar verirdim ama uzgunum :(
postayla gonderebilir. dhl-ups cok pahaliya gelir. ici baloncuklu zarflar var. bir de aldigi yere baloncuga sardirirsa iyice bisey olmaz bence. ( sekilli seramik ve benzeri olanlar icin) yok zaten resimli bir sey isterim dersen direkt biraz kalin bir zarfa da koyup postaya verse olur bence.

  • 65 derece  (07.11.12 14:01:58) 
[]

Açtırma ücreti olmadan (ya da ucuza) SIM Card

5 günlüğüne iki tane yabancı arkadaşım geliyor İstanbul'a. "Roaming'i açtırın her ihtimale karşı" dedim ama, beraber takılmadığımız zaman iletişim kurmamız gerekecek. Bunlara en az bir tane sim card alayım diyorum, benim aramam ucuz olsun diye. Ama sim card açtırmak için çok para vermek istemiyorum, sadece 5 günlüğüne kullanılacağı için. En uygunu sizce hangi operatör?




 
turkcell muhabbet kart'ta açtırma faslı olmayabilir. bir sorun isterseniz.


  • kayranin kedisi  (25.10.12 02:42:29) 
avea da 25 mi 30 mu neydi. hat actirma.

elde varsa fazladan iteleyin onu.
  • serabetan  (25.10.12 11:07:55) 
[]

Yasemin Mori konseri - Jolly Joker

Etkinlik bu: www.biletix.com

Bunun hakkında iki sorum olacak:

1. Sitede konser saat 10'da yazıyor ama Jolly Joker'daki konserlerin (en azından hafta sonu olanların) gece yarısından sonra başladığını biliyorum. Hafta arası konserleri de böyle midir yoksa yazdığı gibi 10'da başlar mı?

2. Gece yarısı başlama riskine karşılık, ertesi gün işe gidecek arkadaşlarım yanaşmıyor buna gitmeye. Ben kesinlikle gideceğim ama başkası yok yanımda. Limon'da bir zirve açsam bunun için gelen olur mu, işler böyle mi yürüyor Limon'da? Aranızdan gelmek isteyen varsa da ses etsin?

 
hiç bir konser zamanında başlamaz. jj'de 11:00 gibi başlıyor genelde.


  • holydreamer  (08.10.12 13:24:11) 
10 da başlamaz 11-11.30 olur gibi bende gitcem büyük ihtimal.arkadaşları cuma başka biyere de zorlayacağım için cumartesi benimlede gelen olmaz:)


  • bunumu demek istedin  (08.10.12 13:37:57) 
[]

İş başvurusu süreci - Yazılım

Bu hafta içinde İstanbul'da yazılım sektöründe iş başvuruları yapacağım. Çok az tecrübem var ama lisans diploması + yurt dışı master'ı olarak etiketim iyi. İstiyorum ki tüm başvuruları bir anda yapayım ki, görüşmeye aynı zamanlarda çağırsınlar ve benim de cevap vermem kolay olsun, bekletmeyeyim şirketleri. Birkaç sorum var süreç hakkında:

1. Bazı tanıdıklarım var sektörde, onlar beni önerecek. Onun dışındaki başvurularda kariyer.net'i kullanayım mı, işe yarıyor mu? İlanları oradan bulup, firmanın sitesindeki mail adresine CV göndereyim diyordum. Sizce hangisi daha efektif işliyor?

2. Önyazı (cover letter) yazayım mı? Avrupa'da bir sayfalık bir şey yazıyorlar, şirkete göre 1-2 paragrafı değişecek şekilde. Geçmişimi özetleyip bu pozisyonu neden istediğime dair. Bunu üşenip okumazlar mı yoksa ilgiliyim diye iyi mi olur?

3. Kariyer.net'ten başvurmayacaksam, başvurudaki dile göre Türkçe/İngilizce CV göndereyim diyorum, mantıklı mı?

4. Kariyer.net'te "İstanbul + yazılım" için 639 sonuç var. Ben bunları nasıl ayıklayayım da azaltayım? "en az 2 yıl tecrübe" diyenlere, etiketim iyi olduğundan başvuracağım. "5 sene" diyene başvurmam ama, bu halde de yeterince fazla ilan olacak.

5. Az tecrübem olsa da etiketim iyi olduğundan en az 2500 civarında bir maaş bekleyeceğim. 1500 maaş önerecek şirkete görüşmeye gitmek istemiyorum boşuna. Bunu nasıl belirleyeyim? Önyazıda beklediğim maaş aralığını yazmak çok mu itici?

Not: "etiketim iyi" lafını 10 kez kullandığım için küfretmeyin lütfen.

 
ilk başlangıçta 2500 maaşı ancak rüyanızda görürsünüz. siz daha özel sektörün ne olduğunu bilmiyorsunuz.

özel sektörde öyle master falan işlemez. 3 kişinin işini yapıp tek maaş alacaksın. sigortanız çoğu yerde düşük yatacak,( asgari üzerinden). gece mesaileri de bonusunuz olacak. (tabi maddi karşılık beklemeyeceksiniz:)))

edit: türkiye'de üst düzey en azından profesyonel insanlar tarafından yönetilen bir kaç tane firma var eğer onlara girerseniz durum biraz farklı olabilir tabi.
  • fenerbasket  (01.10.12 21:06:05 ~ 21:09:12) 
Eğer üniversiten ve ingilizcen iyiyse (ki öyle tahmin ediyorum), yazılım sektörüne özel olarak yazılım konusunda da yetenekliysen 2500 lira alabilirsin gayet, moralini bozma ama bence 2000 üstü veren beğendiğin şirkette çalış, para o kadar önemli değil ama nette 2000, brütte 3000 lira sınırın olması bence de mantıklı.

1. En iyi yol, şirkette çalışan insanların seni önermesi, en hızlı sonuç buradan alırsın. Onun dışında kariyer.net'ten başvur, kariyer.net filtrelere takılan insanlar için çalışmıyor, benim neredeyse başvurularıma geri dönüş yüzdesi oldukça yüksekti, ben de yeni mezundum.

2. Ön yazı çok önemli ama avrupa'daki kadar değil, 2-3 kısa paragraf yeterli ve okunuyor.

3. Kariyer.net'te başvurmak için de iki dilde cv hazırla, ayrıca önyazıların da ilanın dilinde olsun.

4. Eğitim seviyesine filtre koymak işe yarayabilir ama bence otur birkaç saat şöyle bir bak, zaten çok az ilana tıklaman gerekecek. Daha sonra da "sadece bugün yayınlanan ilanlar" filtresini koyarak günlük kontrol edebilirsin.

5. Maaştan bahsettim, okuluna güveniyorsan alabilirsin o maaşı ama kesinlikle belirtme ve çağıran yere git görüşmeye, deneyim olur. Görüşme deneyimi çok önemli. Minimum olarak 2500 belirtme bu arada bence, o civarda beklediğini söyle.

Ben de yeni geçtim iş arama sürecinden, benimki güzel bitti, kolay gelsin. :)
  • of dream and drama  (01.10.12 21:22:54) 
istanbul'da bilişim sektöründe bahsettiğin parayı alabilirsin. çünkü bilişim sektörü firmaları büyük çoğunlukla patron şirketi değil kurumsal firmalar oluyor. bu nedenle sektör açısından şanslısın.
istediğin rakamıın altındaki görüşmelere gitmek istemediğinden bahsetmişsin, o zaman görüşme için seni aradıklarında şirketi araştırdığında rakam hakkında da fikir edinebilirsin diye düşünüyorum. kendi tercihine göre görüşmeye gidip gitmemeye karar verebilirsin, ha bana sorarsan tüm görüşmelere git derim. görüşme tecrübesi hakikaten önemli bir olay, zaman içerisinde ifade gücü kazanıyorsun.
önyazıyı kesinlikle yaz. önyazısız çoğu cv ye bakılmıyor bile..
maaş beklentisini söyleme kısmında ise bu senin tercihin, çok net rakamlar söylememkle beraber aralık verebilirsin belki...
kolay gelsin.
  • alis su hallerime  (01.10.12 21:53:35) 
bazıları atarlanacak ama benim çevremde gördüğüm budur:
İstanbul'da lisanstan yeni mezun yazılım mühendisleri 2000-3000 arası alıyorlar.(bu 2 sene öncesi bu arada, yükselmiştir nispeten)
buna biraz tecrübe ve yurtdışında yüksek lisans eklerseniz bence beklentiniz 3000 ve üstü olmalı. ama dedikleri gibi en baştan söylemeyin bunu; zaten 1500e sömürmeyi düşünenler yurtdışı master'ı görünce "bunun götü kalkıktır, çalışmaz 1500"e diyecek ve olumsuz dönecektir. (bkz: overqualified)
  • natnan  (01.10.12 22:00:05) 
haıc yazılım sektorunde iş deneyimin yoksa biraz zor 2500 üstüne işe başlaman. kimse sana yuksek lısansın icin para odemez yazılımda. en azından turkıyede oyle yurumuyor işler.

geldiğinde ve işe başladığında goreceksın bunu. he ama 2000-2250 civarında verirler juniour'ın max rakamı o da kurumsal yerse verir zaten standart baslayana. yuksek lisans bısey ıfade etmez.

bir de daha sana iş ogretecekler de sen devam edecen de ohooo juniour için zor dedigim gibi piyasa genelde yetismiş kişi arıyor ozellıkle yazılımda.



bir de tanıdıkların önerdiği yerler olur muhtemelen kariyerden basvursan bile o sureclerı tamamlaman 1 aydan once olmayacaktır en erken.. sen tanıdıklara yogunlas.

cv'ni de bana at ileteyim saga sola..
  • kennym  (01.10.12 22:17:11) 
en basta tanidiklarin olmasa olacaklari söylüyorum.lisans diplomasini bogazici gibi üniler disindakilerden oldugunu kabul ediyorum.

mezun oldugun üni avrupada cambridge, oxford, lse, eth zurich ya da bikac mba okulu degilse cok bisey degil. ona güvenme yani, herkes avrupadan mezun:)

simdi hepsine bi anda basvuruyim ohh hepsi beni cagirir zaten demek saflik.

ondan cok büyük beklentin olmasin,

amaa eger tanidiklarin seni iyi yerlere sokabilecek adamlarsa ki türkiyede bikac firma disinda hala böyle isliyo durum, ozaman bu bahsettiklerinin hicbirine ihtiyacin kalmiyo.

etiketin iyi bide senin, evet.
  • serabetan  (01.10.12 22:30:24) 
maas olarak 1000 den baslar 6000 net e kadar bi skala da alabilirsiniz yetenekleriniz ölcüsünde ki bilmiyorum ne düzeydeler...

ama bence 2500 üstü isteyin verirlerse he deyin.
  • serabetan  (01.10.12 22:31:37) 
1234567   « Önceki  Sonraki »
buraya yazılanların hakları Sir Anthony Hopkins'e aittir.
yazan eden compumaster, ilgilenen eden fader
modere edenler angelus, Artibir, aychovsky, baba jo, basond, compumaster, deckard, duyulmasi gerektigi kadar, fader, fraise, groove salad, kahvegibi, kaymaktutmayansicaksut, kibritsuyu, monstro, pandispanya, robin, ron dennis
bu sitede yazılanların hiçbiri doğru değildir. site içeriği küçükler için sakıncalı olabilir. yazılardan yazarları sorumludur. kaynak göstermeden alıntılanamaz. devlet tarafından atanmış bir kurumun internet üzerinde kimin hangi bilgiye ulaşıp ulaşamayacağına karar vermesi insan haklarına aykırıdır. web siteleri kullanıcıların istekleri doğrultusunda bağlandıkları yerlerdir. kullanıcılar isterlerse bir web sitesine bağlanmayabilirler. bu güçleri ve imkanları mevcuttur. bir kullanıcı bir siteye bağlanmak istiyorsa bu onun tercihi ve hakkıdır. bağlanmak istemiyorsa bu yine onun tercihi ve hakkıdır. halkın kendisine hizmet etmesi için görevlendirdiği kurumlar hadlerini aşıp halka neye ulaşıp ulaşmayacağını bilmeyen cahil cühela muamelesi edemezler. ebeveynlerin çocuklarını sakıncalı içeriklerden koruması için çok sayıda bedava ve ücretli yazılım mevcuttur. bu yazılımlar bir web tarayıcısını kullanmaktan daha karmaşık teknik bilgi gerektirmemektedir. devletin milletini küçük düşürmesi ve ebleh yerine koyması yasaktır. Skimlinks ile linkler üzerinden yönlendirme payı alınmaktadır.