[]
Hangi savunma sporuna baslayayim
Bir hanim arkadasimdan geliyor soru:
"Simdi ben savunma sporu yapmak istiyorum. Ama o kadar cok cesidi var ki karar veremiyorum bana hangisi uygun? Boy 165 kilo 50 ama gucsuz degilim. Kodummu oturtabilcek kapasitem var. Bi de senelerce bale yaptim aciya dayanikliyim esnegim. Millete sordum kimsenin bi fikri yok."
"Simdi ben savunma sporu yapmak istiyorum. Ama o kadar cok cesidi var ki karar veremiyorum bana hangisi uygun? Boy 165 kilo 50 ama gucsuz degilim. Kodummu oturtabilcek kapasitem var. Bi de senelerce bale yaptim aciya dayanikliyim esnegim. Millete sordum kimsenin bi fikri yok."
wing tsun.
- camino real (01.02.14 23:57:23)
boy 165 kilo 50 ise kesin güçsüz. güçsüz olmama ihtimali yok kendini kandırmasın :)
- fuerteventura (02.02.14 00:06:27)
Sporu falan boşverip Krav Maga öğrensin.
- heritage (02.02.14 00:18:09)
kick box iyidir hoştur. ama arkadaşın minyon biri olduğu için daha teknik bir spor yapmalı.
- icim urperiyor (02.02.14 00:19:08)
160 boy 50 kiloyla ninjutsu yapılır tabiki.
- durbikonusucaz (02.02.14 00:29:59)
kendinizi korumak için mi spor olsun diye mi ?
ikisi de diyorsanız judo var. ilkokul 5 - lise 2 arası judo yaptım. hayatımda hiç toplu kavga etmedim ama iki kere teke tek kavga etmiştim, judo sayesinde tek hamlede yere indirmiştim. ek olarak şu an sahip olduğum vücudumu judodan aldığım altyapıya borçluyum. oldukça eğlenceli bence.
judoda amaç saf güç kullanmak yerine rakibin ağırlığını kendi isteğimize göre yönlendirerek durumdan yararlanmak. bu nedenle kadınlara diğer savunma sporlarına göre daha uygun olduğu düşünüyorum.
www.youtube.com
ikisi de diyorsanız judo var. ilkokul 5 - lise 2 arası judo yaptım. hayatımda hiç toplu kavga etmedim ama iki kere teke tek kavga etmiştim, judo sayesinde tek hamlede yere indirmiştim. ek olarak şu an sahip olduğum vücudumu judodan aldığım altyapıya borçluyum. oldukça eğlenceli bence.
judoda amaç saf güç kullanmak yerine rakibin ağırlığını kendi isteğimize göre yönlendirerek durumdan yararlanmak. bu nedenle kadınlara diğer savunma sporlarına göre daha uygun olduğu düşünüyorum.
www.youtube.com
- empati kuramayan psikolog (02.02.14 00:34:47)
savunma amacıysa biber gazı alsın. hiç kendini kandırmasın o sporlarla sarhoş, tinerci falan böyle olmuyor yanına usul usul yaklaşıyor bir bakmışsın öyle duran adam bıçağı sokuvermiş yani savunma olayı pek geçerli olmuyor, keza sokak kavgasında da. türkiye'de sayılı olan, insan üstü bir eğitim gören bir kişiye bakalım. (bkz: zeki şen )
- proletarier aller lander vereinigt euch (02.02.14 00:53:42)
savunma amaçlı kullanılabilecek bir spor: mma yani mixed martial arts
- m e l t e m (02.02.14 01:12:45)
bale yaptıysa ve esnekse bacakları kuvvetlidir ve çok teknik vuruşlar yapabilir. sokakta çok bir katkısını göremez belki ama taekwondo bacakların yoğun kullanıldığı bir spor. esneklik de gerektirir. ancak taekwondo savunma değil saldırı sporudur. bloklama vs yoktur. doğrudan rakibe atak vardır. önce savunma sonra atak için judo ve aikido lazım.
- kallesnikof (02.02.14 01:29:36)
[]
Konuşmayı tekrar eden hamster oyuncağı
Şu video'dakinden almak istiyorum:
www.59saniye.com
Duyuru'ya sorunca şöyle gösterdiler:
www.amazon.com
Adı "Mimicry Pet Hamster" imiş. Ama Amazon'dan İstanbul'a sipariş etmeyi deneyince "oraya gönderemiyoruz" dedi bana. Arattım biraz Google'da, bişeyler çıktı ama, alibaba.com falan çıktı genelde. Onda da sitenin kendisinden değil, site üzerinden, başka bir satıcıdan alıyorsun. Garip bir sistemi var, güvenemedim tam.
Sorum şu; bildiğin hepsiburada.com tarzı, kredi kartıyla sipariş edebileceğim güvenilir bir yer var mı bunu bulabileceğim? Ya da bu alibaba'nın sistemini biri bana tarif etsin de oradan şeyapayım..?
www.59saniye.com
Duyuru'ya sorunca şöyle gösterdiler:
www.amazon.com
Adı "Mimicry Pet Hamster" imiş. Ama Amazon'dan İstanbul'a sipariş etmeyi deneyince "oraya gönderemiyoruz" dedi bana. Arattım biraz Google'da, bişeyler çıktı ama, alibaba.com falan çıktı genelde. Onda da sitenin kendisinden değil, site üzerinden, başka bir satıcıdan alıyorsun. Garip bir sistemi var, güvenemedim tam.
Sorum şu; bildiğin hepsiburada.com tarzı, kredi kartıyla sipariş edebileceğim güvenilir bir yer var mı bunu bulabileceğim? Ya da bu alibaba'nın sistemini biri bana tarif etsin de oradan şeyapayım..?
ali baba'da geri dönüşleri/puanı yüksek olan kullanıcılar temiz reputation'ları sarsılmasın diye götlerini yırtarlar. En yüksek reputation'ı olan satıcıya bakın. Bizim birkaç parça bir şey almışlığımız var sorun yaşamadık. Sözlükte de hatta bakabilirsiniz bu husustaki pozitif yorumlara.
Amazon'dakini de amazon değil ABCTOY4me satıyor örneğin ayrıca.
Amazon'dakini de amazon değil ABCTOY4me satıyor örneğin ayrıca.
- sanal hayvan (09.01.14 23:14:10)
ebay'de de var mesela
- ermanen (09.01.14 23:29:05)
- gsgsgsgsgsgsgsgs (05.01.14 21:29:17)
[]
Photoshop bilenlere 1 dk'lık iş
picturf.com mute
picturf.com end
png halindeler, içleri de temizlendi. ufak kullanacaksan butonları, ufalttığında kaliteli hale gelir. yeniden yapmak az biraz zaman alır bunları.
picturf.com end
png halindeler, içleri de temizlendi. ufak kullanacaksan butonları, ufalttığında kaliteli hale gelir. yeniden yapmak az biraz zaman alır bunları.
- nezaretten taharet (30.12.13 10:31:02 ~ 10:32:35)
[]
İstanbul'da Rakı - Balık
İki günlüğüne İstanbul'da olacak arkadaşı memnun etmek niyetiyle rakı balık yapalım diyoruz. Tercihen deniz görürse iyi olur. Ama pahalı olmaması daha kritik. Adam başı max 50 - 100'e öyle iyi bir yer var mı bildiğiniz?
Edit: Avrupa yakası olursa daha iyi olur, böyle Beşiktaş'a yakın falan?
Edit: Avrupa yakası olursa daha iyi olur, böyle Beşiktaş'a yakın falan?
galata köprüsü. olympos'ta biz menü almıştık 70 liraya kişi başı, gayet tatmin ediciydi.
- gizemlikovboydankacankertenkele (23.12.13 20:19:31)
En iyisi tünel tatafındaki eleos
- drip nick i zaten kullanilmakta (23.12.13 21:31:29)
[]
Yılbaşında Yurtdışı
Bu hafta sonu çıkıp maksimum bir haftalık olarak bir yere gidebilecek olsanız nereyi tercih ederdiniz?
Yalnız gideceğim. Avrupa'ya vize problemim yok. Bütçe sınırım yok ama tabii ki ucuz tercihimdir. Kışın götümün donması olayını da düşünmek lazım.
Atış serbest!
Yalnız gideceğim. Avrupa'ya vize problemim yok. Bütçe sınırım yok ama tabii ki ucuz tercihimdir. Kışın götümün donması olayını da düşünmek lazım.
Atış serbest!
nice, marsilya.
- jimjim (23.12.13 12:51:33)
Roma!
- der meister (23.12.13 12:58:13)
arjantin - buenos aires
- seyduna6687 (23.12.13 13:06:43)
salzburg
berlin
budapeşte
prag
berlin
budapeşte
prag
- neyleyim (23.12.13 13:11:07)
[]
Sağlık belgesi almanın en ucuz yolu
Yeni işe başlayacağım için aşağıdaki sağlık belgelerine ihtiyacım var:
- Akciğer grafisi ya da microfilm raporu
- Kan Grubu kartı
- Göz doktorundan alınacak, EKRANLI ARAÇLARLA ÇALIŞMASINDA SAKINCA YOKTUR ibaresini içeren bir göz muayene raporu
Şu anki sağlık sigortam ayakta tedaviyi karşılamadığı için anlaşmalı hastane ile yapmak saçma. Herhangi birine gideceğim. Amaç ucuz ve hızlı olması, zira kontrolden ziyade belgelere ihtiyacım var. Tavsiye ettiğiniz bir yer var mı? Tercihen Avrupa yakasında...
Devlette oluyor mu bunlar? Nasıl oluyor? Randevu alınır mı yoksa gidip sıra mı beklemek lazım? Prosedür hakkında hiçbir fikrim yok da...
Şimdiden teşekkürler.
- Akciğer grafisi ya da microfilm raporu
- Kan Grubu kartı
- Göz doktorundan alınacak, EKRANLI ARAÇLARLA ÇALIŞMASINDA SAKINCA YOKTUR ibaresini içeren bir göz muayene raporu
Şu anki sağlık sigortam ayakta tedaviyi karşılamadığı için anlaşmalı hastane ile yapmak saçma. Herhangi birine gideceğim. Amaç ucuz ve hızlı olması, zira kontrolden ziyade belgelere ihtiyacım var. Tavsiye ettiğiniz bir yer var mı? Tercihen Avrupa yakasında...
Devlette oluyor mu bunlar? Nasıl oluyor? Randevu alınır mı yoksa gidip sıra mı beklemek lazım? Prosedür hakkında hiçbir fikrim yok da...
Şimdiden teşekkürler.
Tuzla'da tersane yakınlarında bir poliklinikten almıştım 30 tl'ye. Adamlar işi fabrikasyona dökmüştü ama doktor seni görmüyordu bile. Yerin tam adını hatırlamıyorum ama google'dan o bölgede bir kac yer bulup fiyat sorabilirsin.
- jamalbsf (20.12.13 14:40:06)
-akciğer grafisini verem savaş dispanserlerinden ücretsiz alabiliyorsun (bazıları zorunlu bağış alıyorlarmış 5lira mıydı ne?)
-kan grubu kartını sağlık ocağından alabilirsin.
-göz muayene raporunu hastahaneden alacaksın. iş için lazım derseniz muayene etmeden bile verebilirler.
kolay gelsin
-kan grubu kartını sağlık ocağından alabilirsin.
-göz muayene raporunu hastahaneden alacaksın. iş için lazım derseniz muayene etmeden bile verebilirler.
kolay gelsin
- livaneli kadir (20.12.13 14:41:42 ~ 14:42:19)
[]
AKP vs. Cemaat - Danışıklı dövüş olma ihtimali
Gelişmeleri takip ediyoruz da, tüm bu olanların danışıklı dövüş olma ihtimali nedir sizce? Sözlükten aratınca şöyle birkaç şey çıktı:
eksisozluk.com
RTE gerizekalı mı ki sonucun bu olacağını tahmin edemesin? Neticede cemaat hep AKP'nin yanında göründü bunca zaman, değil mi? Yani dershanelere saldırılıncaya kadar ortada bir arıza görünmüyordu. O zaman niye çıktı bu dershane işi?
Aklıma gelen birkaç senaryo şöyle:
a) Olay bir şekilde danışıklı dövüş. İşin sonunda hem cemaat, hem de AKP kazanacak. (nasıl bilmiyorum)
b) RTE egosunun sesini dinleyip tek güç olmaya çalışıyor. Önce medya, sonra asker ele geçirildi. Şimdi de sıra cemaatte.
c) Bu ülkeyi öyle ya da böyle, daima cemaat yönetti. Şimdi AKP çok güçlenince onun da ipini çekme zamanı geldi.
d) Bunlar hep Amerika'nın oyunları. AKP fazla güçlendi. Şimdi cemaatin de gücünü kullanarak RTE dönemi bitirilecek. (Belki yeni proje Sarıgül olur, belki başka bir isim/parti)
Sizin fikriniz ne? Bunlardan biri olabilir mi? Ekleme yapabilir ya da bambaşka kendi fikrinizi söyleyebilirsiniz.
eksisozluk.com
RTE gerizekalı mı ki sonucun bu olacağını tahmin edemesin? Neticede cemaat hep AKP'nin yanında göründü bunca zaman, değil mi? Yani dershanelere saldırılıncaya kadar ortada bir arıza görünmüyordu. O zaman niye çıktı bu dershane işi?
Aklıma gelen birkaç senaryo şöyle:
a) Olay bir şekilde danışıklı dövüş. İşin sonunda hem cemaat, hem de AKP kazanacak. (nasıl bilmiyorum)
b) RTE egosunun sesini dinleyip tek güç olmaya çalışıyor. Önce medya, sonra asker ele geçirildi. Şimdi de sıra cemaatte.
c) Bu ülkeyi öyle ya da böyle, daima cemaat yönetti. Şimdi AKP çok güçlenince onun da ipini çekme zamanı geldi.
d) Bunlar hep Amerika'nın oyunları. AKP fazla güçlendi. Şimdi cemaatin de gücünü kullanarak RTE dönemi bitirilecek. (Belki yeni proje Sarıgül olur, belki başka bir isim/parti)
Sizin fikriniz ne? Bunlardan biri olabilir mi? Ekleme yapabilir ya da bambaşka kendi fikrinizi söyleyebilirsiniz.
bence danışıklı dövüş olamaz. birbirlerini güçlendirecek hamleler değil bunlar. hatta zayıflatacak.
cemaat için dersanelerin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. bunlar kapatılarak cemaat'e çok ağır darbe vuruldu. cemaat de karşılık veriyor. ancak bu kavgayı körükleyen bir güç daha var (ki bence abd). eski mgk belgelerinin m. baransu'ya servis edilmesinin de kaynağı buydu.
d şıkkı daha gerçekçi geliyor şu an için. gelişmeleri bekliyoruz. ancak akp dönemi bana göre sona geldi artık. yerine de sarıgül dönemi başlayacak. sarıgül de abd ziyaretlerini arttırdı.
dediğim gibi gelişmeleri bekliyorum.
cemaat için dersanelerin ne kadar önemli olduğunu biliyoruz. bunlar kapatılarak cemaat'e çok ağır darbe vuruldu. cemaat de karşılık veriyor. ancak bu kavgayı körükleyen bir güç daha var (ki bence abd). eski mgk belgelerinin m. baransu'ya servis edilmesinin de kaynağı buydu.
d şıkkı daha gerçekçi geliyor şu an için. gelişmeleri bekliyoruz. ancak akp dönemi bana göre sona geldi artık. yerine de sarıgül dönemi başlayacak. sarıgül de abd ziyaretlerini arttırdı.
dediğim gibi gelişmeleri bekliyorum.
- himmet dayi (17.12.13 16:25:05)
bi kere şunu anlamak gerekiyor bu olay bi kaç aylık olay değil. tayyip mitten cemaati tasfiye etti kendi kadrosunu yerleştirdi. sonra o mitle cemaati fişledi. meşhur 7 şubat 2011 olayında cemaat hakan fidanı ifadeye çağırdı eğer gitseydi içeri alınacaktı bu olayın sonucunda vatana ihanet suçundan tayyip bile içeri alınabilirdi. o zaman tayyip tasfiye işine hız verdi. kamuda yüksek makamdaki bütün cemaat ekibi tasfiye edildi. cemaat bu tasfiyenin farkındaydı zaten yıllardır sadece doğru zamanı beklediler. Bu ülkeyi daima cemaat yönetti diye bi şey yok. Cemaatin okumuş adamlarını akp kullanıp attı çünkü kendisinin yetiştirilmiş kadrosu yoktu.
- melancholyman (17.12.13 17:18:54 ~ 17:19:12)
Size göre 28 şubatta da islami kesim darbe yemişti, ama yine hatırlarsanız cemaat bu zaman güçlenmeye baslamisti. Demem o ki, natonun bir projesi biter öbürü başlar. Her projenin bir miyadi vardır.
- jemjum (17.12.13 20:39:37)
[]
Deri eldiven
Doğum günü hediyesi olarak almayı düşünüyorum bir kız arkadaşa. İstanbul'da nereden bulabilirim uygun fiyata? Tavsiye modelleriniz var mı? İnternet demeyin, zira doğum günü yarın.
park bravo'ya bakabilirsin.
- mayaa (13.12.13 13:23:24)
tchibo. hemen hemen her avm de var.
- mutantking (13.12.13 13:23:39)
Polo garage da güzel çeşitler oluyor
- ayhsegul (13.12.13 13:24:49)
lcw de var.19.90-29.90 arası
- tadutadu (13.12.13 13:37:31)
park bravo +1
+ ipekyol, forever new
+ ipekyol, forever new
- naksidil (13.12.13 13:37:35)
geçen sezon maviden almıştım çok beğenerek kullanıyorum şu an varsa alabilirsin. marka takıntınız yoksa collezione'de gördüm dün çok güzel gözüküyorlardı bakabilirsiniz.
- herseyi birakip gitmek istiyorum (13.12.13 13:48:10)
Mudo'ya bakmanızı tavsiye ederim.
- 412 (13.12.13 15:22:36)
[]
İstifa dilekçesi
İnternetten aratınca şöyle bir format buldum:
------------------------------
X İnsan Kaynakları’na,
İşyerinizde 01.01.2010 / 03.01.2014 tarihleri arasında çalıştım. Çalışma süresi içerisinde doğan tüm akdi ve kanuni haklarımı almış bulunuyorum. İşyerinizden şahsi gerekçelerim dolaysıyla, kendi istek ve rızamla hiçbir baskı altında olmadan 06.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilginize arz ederek istifamla ilgili gerekli işlemlerin başlatılmasını rica ederim.
Ad Soyad: X Y
SSK No: 111222
Tarih: 10.12.2013
İmza:
------------------------------
Soru şu: Ben 6 Ocak'ta yeni yerde başlamak istiyorum. Yani burada son günüm 3 Ocak olacak. Yukarıdaki tarihler doğru mu? Bir de tabii henüz 3 Ocak olmadı, oraya 3 Ocak'ı yazmak doğru mu?
------------------------------
X İnsan Kaynakları’na,
İşyerinizde 01.01.2010 / 03.01.2014 tarihleri arasında çalıştım. Çalışma süresi içerisinde doğan tüm akdi ve kanuni haklarımı almış bulunuyorum. İşyerinizden şahsi gerekçelerim dolaysıyla, kendi istek ve rızamla hiçbir baskı altında olmadan 06.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilginize arz ederek istifamla ilgili gerekli işlemlerin başlatılmasını rica ederim.
Ad Soyad: X Y
SSK No: 111222
Tarih: 10.12.2013
İmza:
------------------------------
Soru şu: Ben 6 Ocak'ta yeni yerde başlamak istiyorum. Yani burada son günüm 3 Ocak olacak. Yukarıdaki tarihler doğru mu? Bir de tabii henüz 3 Ocak olmadı, oraya 3 Ocak'ı yazmak doğru mu?
"Çalışma süresi içerisinde doğan tüm akdi ve kanuni haklarımı almış bulunuyorum." bunu yazmayın. çıkışınız yapılırken onlar sizden alacaklar zaten buna dair belge. Çıkışınız yapılana kadar alacağınız ücretleri alamayabilirsiniz bunu yazarak.
Edit: "İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra" Yani yeni işe başlama tarihinizden 2 ay önce istifa etmeniz lazımdı.
Edit: "İşi üç yıldan fazla sürmüş işçi için, bildirim yapılmasından başlayarak sekiz hafta sonra" Yani yeni işe başlama tarihinizden 2 ay önce istifa etmeniz lazımdı.
- m e l t e m (10.12.13 13:58:51 ~ 14:15:15)
Tarihi konuştuk, anlaştık. Sadece dilekçede görünmesi gereken tarihi merak ediyorum. İşe son gideceğim gün 3 Ocak cuma olacak. Ben dilekçeyi bugün vereceğim. Şöyle mi olacak mesela:
------------------------------
X İnsan Kaynakları’na,
İşyerinizde 01.11.2012 tarihinden itibaren çalışmakta bulunuyorum. İşyerinizden şahsi gerekçelerim dolaysıyla, kendi istek ve rızamla hiçbir baskı altında olmadan 03.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilginize arz ederek istifamla ilgili gerekli işlemlerin başlatılmasını rica ederim.
------------------------------
------------------------------
X İnsan Kaynakları’na,
İşyerinizde 01.11.2012 tarihinden itibaren çalışmakta bulunuyorum. İşyerinizden şahsi gerekçelerim dolaysıyla, kendi istek ve rızamla hiçbir baskı altında olmadan 03.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilginize arz ederek istifamla ilgili gerekli işlemlerin başlatılmasını rica ederim.
------------------------------
- long live rock n roll (10.12.13 14:00:31 ~ 14:07:54)
böyle yazmayın, onlar zaten size (isterlerse) çıkarken "bütün haklarımı aldım" şeklinde bir metin imzalatırlar.
şöyle yeterli:
"01.01.2010 tarihinden bu yana çalışmakta olduğum iş yerinizden şahsi gerekçelerim dolayısı ile 06.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilgilerinize arz ederim."
insan kaynaklarından talep gelirse imzanın yanına tarih atarsınız. yani "bugünün tarihini atın" diyebilirler verdiğinizde. ya da ne şekilde konuştuysanız ona göre bir tarih.
şöyle yeterli:
"01.01.2010 tarihinden bu yana çalışmakta olduğum iş yerinizden şahsi gerekçelerim dolayısı ile 06.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilgilerinize arz ederim."
insan kaynaklarından talep gelirse imzanın yanına tarih atarsınız. yani "bugünün tarihini atın" diyebilirler verdiğinizde. ya da ne şekilde konuştuysanız ona göre bir tarih.
- neyleyim (10.12.13 14:07:34)
evet son yazdığınız gibi daha uygun. görmeden yazdım üsttekini.
- neyleyim (10.12.13 14:08:36)
O zaman:
X İnsan Kaynakları’na,
İşyerinizde 01.01.2010 (Sonrakinde 2012 yazmışsınız ama) tarihinden itibaren çalışmaktayım. İşyerinizden şahsi gerekçelerim dolaysıyla, kendi istek ve rızamla hiçbir baskı altında olmadan 03.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilginize arz ederek istifamla ilgili gerekli işlemlerin başlatılmasını rica ederim.
Ad Soyad: X Y
SSK No: 111222
Tarih: 10.12.2013
İmza:
X İnsan Kaynakları’na,
İşyerinizde 01.01.2010 (Sonrakinde 2012 yazmışsınız ama) tarihinden itibaren çalışmaktayım. İşyerinizden şahsi gerekçelerim dolaysıyla, kendi istek ve rızamla hiçbir baskı altında olmadan 03.01.2014 tarihinde ayrılmak istiyorum.
Bilginize arz ederek istifamla ilgili gerekli işlemlerin başlatılmasını rica ederim.
Ad Soyad: X Y
SSK No: 111222
Tarih: 10.12.2013
İmza:
- m e l t e m (10.12.13 14:09:03 ~ 14:10:08)
son gittigi gunu yazmistim ben, sen de oyle yap.
- Golgi (10.12.13 14:10:36)
[]
IKEA'dan yatak alacağım
IKEA'dan 600 TL'lik hediye çekim var. Çift kişilik ya da (varsa) 1.5 kişilik yatak almak istiyorum. Herhangi bir öneriniz var mı? Baza mı alacağım, ne alacağım hakkında da hiçbir fikrim yok. Sıfırdan, içinde uyunabilecek bir yatak olacak işte. Gidip soracağım, önersinler seçeyim. Oradaki görevliler beni ayakta sikmesin diye bir tavsiyeniz var mı?
Teşekkürler.
Teşekkürler.
oncelikle gorevlilerden korkma.
orasi sahis magazasi degil sonucta etiket fiyatlarinda satis yaparlar.
n olursa olsun yatagi (dosek) mutlaka deneyerek al. yani internetten gorup alma.
ikeada guzel secenekler var gidip bakman lazim tabi
orasi sahis magazasi degil sonucta etiket fiyatlarinda satis yaparlar.
n olursa olsun yatagi (dosek) mutlaka deneyerek al. yani internetten gorup alma.
ikeada guzel secenekler var gidip bakman lazim tabi
- exlibris (03.12.13 15:09:02)
Ben ikea malm karyolalarını çok beğeniyorum: www.google.com.tr
yatak ölçünü de karyola ile uyumlu almayı unutma.
yatak ölçünü de karyola ile uyumlu almayı unutma.
- and justice erol (03.12.13 15:10:36)
yatmadan alma.
- jamswety (03.12.13 15:23:07)
sakın alma. 1 haftada kırılıyor.
ikea'dan yatak alınmaz. başka bir şey al.
ikea'dan yatak alınmaz. başka bir şey al.
- kta (03.12.13 15:36:33 ~ 15:37:12)
[]
İstanbul'da tiyatro
Bu cumartesi akşamı, tercihen Beyoğlu ya da Kadıköy'de gidebileceğimiz bir oyun tavsiyeniz var mı? Banal romantizm ya da komedi olmazsa daha iyi olur.
Bir oyun söylemeseniz de "şu atölye iyidir" diyebileceğiniz yerler de olur.
Bir oyun söylemeseniz de "şu atölye iyidir" diyebileceğiniz yerler de olur.
Şehir Tiyatrolarında Kösem Sultan var, Üsküdar'da sahneleniyor sanırım.
- immortal (25.11.13 23:14:06)
[]
Breaking Bad hakkında ayrıntı bir soru
--- Sezon 3 hakkında spoiler içerir ---
İzlediğim yere kadar olay şu; Walt ile Jesse şu zenci adamın güzel laboratuvarında üretiyorlar. Jessee de ufak ufak çalıyor, kendi de satıp kazanmak için. Ama yaptığım hesaplar sonucu çok az kazanacak olması lazım.
Hesap şöyle: Jesse ile Walt üç ay için toplam 3 milyon alacaklar zenciden üretmek için. Bir ara Jesse ile Walt konuşmuştu, toplam paranın ne kadar azını aldıklarına dair. Bunlar 3 milyon kazanırken toplam maliyet 96 milyondu galiba. Yani %3 diyebiliriz. Jesse her batch'ten biraz çalıyor, ama çalma miktarı 200 pound'un yarım pound'u falan, öyleydi. Hadi her 200 pound'da bir pound diyelim. Yani %0.5 eder. Toplam meth satışı 3 ayda 100 milyon dolar olacaksa da 3 ayda toplam 500 bin dolarlık çalabilir demek ki.
Yani bir yanda sadece labda çalışıp 3 ayda 1.5 milyon dolar kazanmak var, bir yanda ise labdan biraz çalarak, kendi ayrıca satmaya çalışarak 500 bin dolar daha kazanmak... Mantıklı mı bu? Yani labda güven içinde 1.5 milyon kazanmak varken o kadar riske girip 500 bin daha kazanmaya çalışmak saçma değil mi? Burada bir mantıksızlık yok mu dizide? Yani Jesse de uçarı bir insan olsa da gerizekalı değil herhalde.
En son sezon 3 - bölüm 11'i izledim. Sonrası hakkında spoiler vermeyin lütfen.
--- Sezon 3 hakkında spoiler içerir ---
Evet, bunu dert ettim kendime şimdi.
İzlediğim yere kadar olay şu; Walt ile Jesse şu zenci adamın güzel laboratuvarında üretiyorlar. Jessee de ufak ufak çalıyor, kendi de satıp kazanmak için. Ama yaptığım hesaplar sonucu çok az kazanacak olması lazım.
Hesap şöyle: Jesse ile Walt üç ay için toplam 3 milyon alacaklar zenciden üretmek için. Bir ara Jesse ile Walt konuşmuştu, toplam paranın ne kadar azını aldıklarına dair. Bunlar 3 milyon kazanırken toplam maliyet 96 milyondu galiba. Yani %3 diyebiliriz. Jesse her batch'ten biraz çalıyor, ama çalma miktarı 200 pound'un yarım pound'u falan, öyleydi. Hadi her 200 pound'da bir pound diyelim. Yani %0.5 eder. Toplam meth satışı 3 ayda 100 milyon dolar olacaksa da 3 ayda toplam 500 bin dolarlık çalabilir demek ki.
Yani bir yanda sadece labda çalışıp 3 ayda 1.5 milyon dolar kazanmak var, bir yanda ise labdan biraz çalarak, kendi ayrıca satmaya çalışarak 500 bin dolar daha kazanmak... Mantıklı mı bu? Yani labda güven içinde 1.5 milyon kazanmak varken o kadar riske girip 500 bin daha kazanmaya çalışmak saçma değil mi? Burada bir mantıksızlık yok mu dizide? Yani Jesse de uçarı bir insan olsa da gerizekalı değil herhalde.
En son sezon 3 - bölüm 11'i izledim. Sonrası hakkında spoiler vermeyin lütfen.
--- Sezon 3 hakkında spoiler içerir ---
Evet, bunu dert ettim kendime şimdi.
neden daha fazla kazanmasın ki? ayrıca kendi çevresinde bi adı, itibarı vardı az da olsa. onu korumak için biraz da.
- vodianova (25.11.13 21:20:42)
Jesse karakterinin varoluşsal problemleri olduğu için mantıklı olmasa da böyle bir risk alması kendi içinde tutarlı. Adamın derdi 1,5 milyon $ kazanıp kendine iyi bir hayat kurmaktan çok kendini değerli hissetmek. Nefret ettiği adamları zengin ederek zengin olmak yerine kendisi bir şeyler başarmaya çalışıyo bahsettiğin dönemde. Zaten dizi boyunca Jesse ve diğer tüm karakterler bir çok gelgit yaşayıp dönüşümler geçiriyor ve dışardan bakınca çok mantıksız görünse de o karakter için o dönemde tutarlı hareketlerde bulunuyorlar.
Breaking Bad'in en sevdiğim yanı bu karakter dönüşümlerinin çok inandırıcı olması ve karakterin yaşadığı iç çatışmaları çok iyi yansıtması.
Ben de diziyi izlerken kendimi senin gibi hesaplar yaparken buluyordum. Ama adamlar rakamlardaki saçma gibi gelen detayları bile karakterin karar alma sürecindeki saçmalamalarını göstermek için kullanmışlar gibi düşündüm daha sonra.
Breaking Bad'in en sevdiğim yanı bu karakter dönüşümlerinin çok inandırıcı olması ve karakterin yaşadığı iç çatışmaları çok iyi yansıtması.
Ben de diziyi izlerken kendimi senin gibi hesaplar yaparken buluyordum. Ama adamlar rakamlardaki saçma gibi gelen detayları bile karakterin karar alma sürecindeki saçmalamalarını göstermek için kullanmışlar gibi düşündüm daha sonra.
- hottamale (26.11.13 09:19:58)
Orada amaç paradan çok kendi adamları olsun, kontrol kendisinde olsun istiyor, kendi bir bölgesi olsun vs, jesse'nin olayı o zaten. hem jesse'nin karakteri 5 sezonda çok değişti, her şey beklenir ondan.
- kendi dugunune gitmeyen kamber (27.11.13 11:53:29)
[]
Uzman TV - Android uygulaması
Bunu indirdim, iyi hoş da... TED'i biliyorsunuz, bunun gibi bir sistemi var, konusunda uzman insanlar çıkıp ortalama 20 dk'lık konuşma yapıyorlar. TED uygulamasında bir konuşmayı telefonuma indirip daha sonra internet olmadan izleyebiliyorum. Bu Uzman TV için öyle bir şansımız yok mu?
yok.
- ben smyrna (23.11.13 19:23:14)
[]
Kurtköy'den Pendik'e
Atlantis AVM civarından Abdülhalik Renda Caddesi'ne, Pendik İlçe Nüfus Müdürlüğü'ne gitmek istiyorum. Minibüs/otobüs falan nasıl gidebilirim?
oradan oraya bir otobus var, bizim sirketten bir arkadas biniyor o otobuse ama numarasini bilmiyorum.
- co2s2 (13.11.13 12:31:40)
pendik minibüsüne bin gidersin. atlantisin hemen oradan kalkıyor olması lazım. nüfus müdürlüğüde pendik minibüs duraklarına çok yakın sorarsın gösterirler.
- mattiadestro (13.11.13 15:11:08)
şaka.
- marcelorios (12.11.13 22:04:09)
değil.
- thracian (12.11.13 22:04:50)
[]
Kurtköy'den Ümraniye'ye
Kurtköy, Atlantis AVM civarından Ümraniye Küçüksu Caddesi'ne gitmem gerekiyor. Toplu taşımayla nasıl yaparım bunu. Toplu taşıma + taksi de olur. Önemli olan hızlı olması.
11ÜS ümraniye devlet hastanesi yanında duruyor. bir şekilde -taksi, minibüs, otobüs vs.- 11ÜS'ün son durağına gidebilirseniz, oradan ümraniye devlet hastanesi durağına kadar otobüsle gelirsiniz. oradan küçüksu cad. yakın, taksiyle geçebilirsiniz.
- hicazkar (12.11.13 12:42:06)
Sultanbeyli Sondurak-11ÜS ile Devlet Hastanesi-Oradan yürüme mesafesi
- hicunutmam (12.11.13 12:48:40)
[]
Android: İnterneti açıp kapatacak uygulama
Cep telefonumda interneti sürekli açık tutmuyorum iki sebepten dolayı:
1. Şarjı çabuk bitiyor.
2. Zırt pırt notification geliyor.
Zaten genelde PC başında durduğumdan o cebe gelen notification'ları PC'den görüyorum, bir de oradan gelmesin. Ama whatsapp gibi 1-2 uygulama var ki PC'de yok, sadece cepteki interneti açınca geliyor bildirimler. Şimdi ben gün içinde PC başında olduğumda unutuyorum cepteki interneti açmaya, açınca bir bakıyorum saatler önce whatsapp'tan mesaj atılmış. O yüzden şöyle bir uygulama olsa diyorum;
Mesela saat başı wifi ya da 3G'yi kendi açsın, bir dakika açık kalsın bildirimler gelsin diye, sonra kendi kapatsın interneti. Var mı böyle bir uygulama?
1. Şarjı çabuk bitiyor.
2. Zırt pırt notification geliyor.
Zaten genelde PC başında durduğumdan o cebe gelen notification'ları PC'den görüyorum, bir de oradan gelmesin. Ama whatsapp gibi 1-2 uygulama var ki PC'de yok, sadece cepteki interneti açınca geliyor bildirimler. Şimdi ben gün içinde PC başında olduğumda unutuyorum cepteki interneti açmaya, açınca bir bakıyorum saatler önce whatsapp'tan mesaj atılmış. O yüzden şöyle bir uygulama olsa diyorum;
Mesela saat başı wifi ya da 3G'yi kendi açsın, bir dakika açık kalsın bildirimler gelsin diye, sonra kendi kapatsın interneti. Var mı böyle bir uygulama?
Juice defender tam olarak bunu yapiyor
- nooneatall (10.11.13 12:23:40)
easy battery saver diye bir uygulama var bi bak istersen
- solenkol (10.11.13 12:39:36)
deep sleep battery saver
- Lim5 (10.11.13 12:42:35)
[]
Andy Warhol hakkında neden bu kadar çok şarkı yazılmış?
Şuradan bakarsanız farklı müzisyenlerin içinde "Andy Warhol" geçen şarkı isimlerini görebilirsiniz:
www.lastfm.com.tr
Bunların ilk 8 tanesinin sözlerine baktım ve 7'si birbirinden farklı şeyler. Yani cover falan değiller. Andy Warhol hakkında yazılmış başka başka şarkılar. Ve 8'le de kalmıyor farklı gruplar.
Sorum basit; neden? Neden bu kadar çok bahsedilmiş şarkılarda bu adamdan?
Tamam, anlıyorum; "garip" bir sanatçıydı, birçok konuda çığır açtı, kalıpları yıktı falan filan. Ama neden başka büyük sanatçılara bu kadar referans yokken buna var? Mesela "Salvador Dali" yazınca (belki de Warhol kadar garip biri, üstelik daha ünlü), adına yazılmış birkaç tane farklı şarkı var:
www.lastfm.com.tr
Mesela Janis Joplin hakkında, Freddie Mercury hakkında, Darwin hakkında, Newton hakkında böyle şarkılar yok. Bu Warhol'u bu konuda özel kılan şey ne?
Ya da tek tek gidip şarkı sözlerini incelemedim; acaba Warhol hakkında değil de bir konsept hakkında mı bu şarkılar?
www.lastfm.com.tr
Bunların ilk 8 tanesinin sözlerine baktım ve 7'si birbirinden farklı şeyler. Yani cover falan değiller. Andy Warhol hakkında yazılmış başka başka şarkılar. Ve 8'le de kalmıyor farklı gruplar.
Sorum basit; neden? Neden bu kadar çok bahsedilmiş şarkılarda bu adamdan?
Tamam, anlıyorum; "garip" bir sanatçıydı, birçok konuda çığır açtı, kalıpları yıktı falan filan. Ama neden başka büyük sanatçılara bu kadar referans yokken buna var? Mesela "Salvador Dali" yazınca (belki de Warhol kadar garip biri, üstelik daha ünlü), adına yazılmış birkaç tane farklı şarkı var:
www.lastfm.com.tr
Mesela Janis Joplin hakkında, Freddie Mercury hakkında, Darwin hakkında, Newton hakkında böyle şarkılar yok. Bu Warhol'u bu konuda özel kılan şey ne?
Ya da tek tek gidip şarkı sözlerini incelemedim; acaba Warhol hakkında değil de bir konsept hakkında mı bu şarkılar?
warhol çok sosyaldi, bir de bu kültürün babası o yüzden ismi de aslında bir pop ikonu gibi, adama referans değil yani esasen. bir nevi sıfatlaşmış, kavramsallaşmış, etiketleşmiş, dediğin gibi.
- kediebesi (06.11.13 10:01:48)
kediebesi'ne ek olarak müzik piyasasıyla da içli dışlı bir adam. bir gruba (velvet underground) sponsor olmuş kaç sanatçı vardır ki sanat tarihinde? albüm kapakları falan da yapmış. o camianın içinden biri sayılır yani. o nedenle saygı+sevgi+reputation anlamında epic level bir abimiz. bu sevgiyi göstermek için adına bu kadar şarkı yazılmış olabilir.
- sir gawain (06.11.13 10:05:03 ~ 10:05:59)
Bence diğerlerinin sadece müzik insanı ya da bilim adamı olması. Bu abinin her türlü sanatsal aktivitede faal rol alması. Ayrıca yakın geçmişte yaşaması son olarak adına şarkı yapmış bahsi geçen müzisyenlerin yaşları itibari ile birebir tanışmış olmaları olabilir. Ayrıca ve Tabii ki kediebesi +1
- kafadanbacakli (06.11.13 10:05:42)
[]
"hangi baba kızının erkeklerde kalmasını ister"
Önsöz: rte ve akp'yi günahım kadar sevmem, çok övündükleri muhafazakar tutumlarından nefret ediyorum, atayızım, özgürlükçüyüm. Yazıdaki "kız" kelimeleri yerine "oğul" da konabilir.
Sözlükteki "hangi baba kızının erkeklerde kalmasını ister" başlığını şukela modda açtım, en beğenilenlerin mantığı şu:
"bırak da bu durum babanın derdi olsun, sen karışma"
Buna karşı rte rolüne bürünüyorum:
"Ben yasaklamayacağım zaten, ne haddime. Apartmanda kalan komşular bunu görüp rahatsız oluyor. Onların şikayet etmesi durumunda bunu araştıracağız. Doğru ise kimliklerini öğrenip babalarına haber vereceğiz. Sonuçta babalar evlatlarından sorumludur, yanlış yapmasını istemezler"
Bunun sonucunda ne olacak? Baba ile kız kavga edecek. İcab ederse baba yer yer gidip kontrol edecek kızı, yakalayacak. Kızın ekonomik özgürlüğü de olmadığı için baba her türlü istediğini yaptıracak kıza. Herkes biliyor ki böyle durumlarda kızının üniversite okuduğu şehre yerleşip beraber yaşamaya karar verecek aileler olacağını biliyoruz. Ee, ne oldu şimdi "babayı ilgilendirir" durumu. Babayı ilgilendirir ama kız özgür değil. Oldu mu? Olmadı.
Buna ne diyorsunuz şimdi? Babayı mı ilgilendirir? Babayı ilgilendirirse, biz de babaya kızı hakkında haber veriyoruz ki ilgili olsun.
Başka bir entry'de de şöyle deniyor:
"babayı ilgilendiren sorudur. kızı değil. ya da şöyle diyeyim, bu sorunun kızı ilgilendirip ilgilendirmeyeceğine kız karar verir; kızın reşit olması kaydıyla."
Ben de bu görüşteyim ama size soruyorum biraz da felsefe yapmak amacıyla. Ben bir baba olarak kızımdan ne kadar sorumluyum? Reşit olana kadar büyük oranda hayatına ben karar veriyorum ama reşit olduktan sonra hiçbir söz hakkım yok mu? Biliyorsam zaten söyleyeceğimi söylerim. Peki bilmiyorsam, devletin bana haber vermesini isteyemez miyim?
Ben şahsen kızım reşit olduğunda kendi kararlarını verebilmesini, hayatını bana istediği kadar anlatmasını isterim. Ama biraz da felsefe yapmak için, çocuğumuzdan ne zaman kadar sorumlu olmamız gerektiğini tartışmak için soruyorum. Sınır 18 mi olmalı? Yoksa kademeli olarak sorumluluk azalmalı mı? Be zaman o kızın hayatını benden gizlemesi meşru olacak? Neticede 20 yaşına geldiğinde ekonomik geçimini ben sağlıyorum, hayatı hakkında biraz söz sahibi olmama gerek olmaz mı? Ne kadar söz sahibi olmalıyım? Tabii ki ekonomik özgürlük açısından tehdit etmem hoş olmaz ama ona hakkım olmamalı mı?
Babamla bu mevzuyu konuştuk biraz da felsefe yaparak. RTE'yi savunmuyor ama RTE'yi haklı çıkaracak bir argüman da sundu; "İnsanlar gençken hata yapabilir. Bazen bu hatalar büyük olur (birkaç örnek de verdi, gençken aldığı kararlar sonucu hayatı boktan olan insanlar hakkında). Ben bir baba olarak çocuğumu uyarmakla sorumluyum. Baskı yapmam, o ayrı, ama hayatını bileyim ki bir hata yapıyorsa müdahale edebileyim." Buna karşıt bir argüman sunabilir misiniz? "O insan reşitse, isterse hayatını gizler, karışamazsın" ne kadar geçerli bir argüman? Çocuğum bir birey olabilir ama ona para veriyorum, benim canım, ve genç yaşta hata yapabileceği için hatalarını bilmek isterim.
Bunlar hakkında araştırabileceğim kaynak verebilirseniz de olur.
Sözlükteki "hangi baba kızının erkeklerde kalmasını ister" başlığını şukela modda açtım, en beğenilenlerin mantığı şu:
"bırak da bu durum babanın derdi olsun, sen karışma"
Buna karşı rte rolüne bürünüyorum:
"Ben yasaklamayacağım zaten, ne haddime. Apartmanda kalan komşular bunu görüp rahatsız oluyor. Onların şikayet etmesi durumunda bunu araştıracağız. Doğru ise kimliklerini öğrenip babalarına haber vereceğiz. Sonuçta babalar evlatlarından sorumludur, yanlış yapmasını istemezler"
Bunun sonucunda ne olacak? Baba ile kız kavga edecek. İcab ederse baba yer yer gidip kontrol edecek kızı, yakalayacak. Kızın ekonomik özgürlüğü de olmadığı için baba her türlü istediğini yaptıracak kıza. Herkes biliyor ki böyle durumlarda kızının üniversite okuduğu şehre yerleşip beraber yaşamaya karar verecek aileler olacağını biliyoruz. Ee, ne oldu şimdi "babayı ilgilendirir" durumu. Babayı ilgilendirir ama kız özgür değil. Oldu mu? Olmadı.
Buna ne diyorsunuz şimdi? Babayı mı ilgilendirir? Babayı ilgilendirirse, biz de babaya kızı hakkında haber veriyoruz ki ilgili olsun.
Başka bir entry'de de şöyle deniyor:
"babayı ilgilendiren sorudur. kızı değil. ya da şöyle diyeyim, bu sorunun kızı ilgilendirip ilgilendirmeyeceğine kız karar verir; kızın reşit olması kaydıyla."
Ben de bu görüşteyim ama size soruyorum biraz da felsefe yapmak amacıyla. Ben bir baba olarak kızımdan ne kadar sorumluyum? Reşit olana kadar büyük oranda hayatına ben karar veriyorum ama reşit olduktan sonra hiçbir söz hakkım yok mu? Biliyorsam zaten söyleyeceğimi söylerim. Peki bilmiyorsam, devletin bana haber vermesini isteyemez miyim?
Ben şahsen kızım reşit olduğunda kendi kararlarını verebilmesini, hayatını bana istediği kadar anlatmasını isterim. Ama biraz da felsefe yapmak için, çocuğumuzdan ne zaman kadar sorumlu olmamız gerektiğini tartışmak için soruyorum. Sınır 18 mi olmalı? Yoksa kademeli olarak sorumluluk azalmalı mı? Be zaman o kızın hayatını benden gizlemesi meşru olacak? Neticede 20 yaşına geldiğinde ekonomik geçimini ben sağlıyorum, hayatı hakkında biraz söz sahibi olmama gerek olmaz mı? Ne kadar söz sahibi olmalıyım? Tabii ki ekonomik özgürlük açısından tehdit etmem hoş olmaz ama ona hakkım olmamalı mı?
Babamla bu mevzuyu konuştuk biraz da felsefe yaparak. RTE'yi savunmuyor ama RTE'yi haklı çıkaracak bir argüman da sundu; "İnsanlar gençken hata yapabilir. Bazen bu hatalar büyük olur (birkaç örnek de verdi, gençken aldığı kararlar sonucu hayatı boktan olan insanlar hakkında). Ben bir baba olarak çocuğumu uyarmakla sorumluyum. Baskı yapmam, o ayrı, ama hayatını bileyim ki bir hata yapıyorsa müdahale edebileyim." Buna karşıt bir argüman sunabilir misiniz? "O insan reşitse, isterse hayatını gizler, karışamazsın" ne kadar geçerli bir argüman? Çocuğum bir birey olabilir ama ona para veriyorum, benim canım, ve genç yaşta hata yapabileceği için hatalarını bilmek isterim.
Bunlar hakkında araştırabileceğim kaynak verebilirseniz de olur.
ailelerin kişinin hayatına müdahalesi kısıtlı olmalıdır. Bu sınır yasal olarak 18 evet. herkes 18 yaşında olgunlaşmıyor evet. ama aile müdahalesi çok farklı bir durum sadece gerekli durumlarda kontrolü ele almak çok farklı bir durum.
''hata yapıyorsa müdahale edeyim'' argümanı baştan yanlış. insan dışarıdan hatasına yapılan müdahale ile o hatadan ders almaz. ilerde o hatayı tekrarlar çünkü bilinçli bir şekilde o hatadan dönmemiş ailesi sayesinde bir hata yapmaktan dönmüştür. ve benzeri bir hatayı ileride yapmayacağının bir garantisi olamaz. oysa o hatayı yapsa ve sonuçlarına katlansa hayatı boyunca o tür bir hata yapmaz.
hayatımda birçok hata yaptım. hatta ailem yüzünden de hayatımda çok yanlış kararlar aldım. ama hepsinden öğrendiklerim var. evet büyük hatalar yaptım hayatımı değiştirecek kadar hem de ama şu an pişman değilim. sonuçlarını gördüm ve tecrübeliyim.
türk aile yapısı çocuk eğitimi konusunda maalesef sınıfta kalıyor. bu nedenle ruh hastası ağırlıklı bir toplumuz zaten.
bir çocuk sorgu, muhakeme ve neden sonuç ilişkisine sahip olduktan sonra yavaş yavaş aile çocuk yönlendirmekten vazgeçmeli. hatta küçük yaşta bile '' bugün ne giymek istersin? bugün nereye gitmek istersin? şunu yapmak ister misin? '' gibi sorularla çocuğun kendi başına aileden bağımsız bir birey olduğuna vurgu yapılmalı ve çocuk o şekilde yetiştirilmelidir.
tüm bunların dışında kızlı erkekli kalma mevzusuna gelirsek. arkadaş kime ne? yasak olan her zaman zaten daha caziptir. bu tür söylemler çok sakıncalı ve komik ve gereksiz. neyse bu konuda çok doluyum.
sonuç olarak neden hastalıklı bir toplum olduğumuzun cevabı tüm bunlarda gizli. ne psikolojiden anlıyoruz, ne çocuk yetiştirmek konusunda bilgi sahibiyiz.
''hata yapıyorsa müdahale edeyim'' argümanı baştan yanlış. insan dışarıdan hatasına yapılan müdahale ile o hatadan ders almaz. ilerde o hatayı tekrarlar çünkü bilinçli bir şekilde o hatadan dönmemiş ailesi sayesinde bir hata yapmaktan dönmüştür. ve benzeri bir hatayı ileride yapmayacağının bir garantisi olamaz. oysa o hatayı yapsa ve sonuçlarına katlansa hayatı boyunca o tür bir hata yapmaz.
hayatımda birçok hata yaptım. hatta ailem yüzünden de hayatımda çok yanlış kararlar aldım. ama hepsinden öğrendiklerim var. evet büyük hatalar yaptım hayatımı değiştirecek kadar hem de ama şu an pişman değilim. sonuçlarını gördüm ve tecrübeliyim.
türk aile yapısı çocuk eğitimi konusunda maalesef sınıfta kalıyor. bu nedenle ruh hastası ağırlıklı bir toplumuz zaten.
bir çocuk sorgu, muhakeme ve neden sonuç ilişkisine sahip olduktan sonra yavaş yavaş aile çocuk yönlendirmekten vazgeçmeli. hatta küçük yaşta bile '' bugün ne giymek istersin? bugün nereye gitmek istersin? şunu yapmak ister misin? '' gibi sorularla çocuğun kendi başına aileden bağımsız bir birey olduğuna vurgu yapılmalı ve çocuk o şekilde yetiştirilmelidir.
tüm bunların dışında kızlı erkekli kalma mevzusuna gelirsek. arkadaş kime ne? yasak olan her zaman zaten daha caziptir. bu tür söylemler çok sakıncalı ve komik ve gereksiz. neyse bu konuda çok doluyum.
sonuç olarak neden hastalıklı bir toplum olduğumuzun cevabı tüm bunlarda gizli. ne psikolojiden anlıyoruz, ne çocuk yetiştirmek konusunda bilgi sahibiyiz.
- tuborg yesili (05.11.13 19:39:58 ~ 19:45:19)
ilerde kızım olursa inşallah, evlenene kadar sorumluluğu bendedir. türk aile yapısı da bunu gerektirir.
babanın haberi olsun mu olmasın mı konusunda ise, bizim okulda misal öyle şeyler oluyor ki keşke diyorum ailelerinin haberi olsa da durdursalar. çünkü belli yani sonu iyiye gitmiyor. bu muhafazakar bir bakış açısına göre "iyi" değil bu arada. sağlık açısından, standart açısından, iş hayatı açısından vs söylüyorum bunu.
babanın haberi olsun mu olmasın mı konusunda ise, bizim okulda misal öyle şeyler oluyor ki keşke diyorum ailelerinin haberi olsa da durdursalar. çünkü belli yani sonu iyiye gitmiyor. bu muhafazakar bir bakış açısına göre "iyi" değil bu arada. sağlık açısından, standart açısından, iş hayatı açısından vs söylüyorum bunu.
- tescillimarka (05.11.13 19:50:23)
18 yasini doldurmus, artik resit olmus, kendi sorumlulugunu ustlenmis bireyler icin cok cok ender durumlar haric hic bir gecerliligi olmayan sacma sapan bir sav. sen kizina-ogluna, kendini korumayi, kendini uzmemeyi, sinirlarini filan ergenlikten baslayarak ogreteceksin, 18ine geldi bu, universitede okuyor catir catir sevisir simdi, dur ben bunu engelliyim, terbiye edeym diyemezsin.
özel hayat diye bir sey var, bu 5 yasindaki cocugun da var, 25 yasindaki kadinin da var. 5 yasindaki cocugun ozel hayatina karisma oraninla 18 yasindaki universite ogrencisi kizina karisma oranin elbette ki ayni degil. devletin sana haber vermesini istemek ne demek, bu nasil bir paronayaklik? sanki uyusturucu tacirligi yapiyor, yasadisi bir faaliyeti varmis gibi gostermek niye? kiz-erkek ayni evde kalinca cidden kotu bir seyler mi oluyor (ki kendim 3 erkek arkadasimla ayni evde kaldim 6 ay boyunca, 2 kere babam geldi ziyaretime filan, aklimizdan hic boyle seyler gecmedi yani, cok keyifliydi hatta), hadi bunlarin sevgili olduklarini varsayalim, ee? ayni evde kalinca noluyor yani, sonuc nedir, neyi ihlal ediyorlar da karisma yetkisini kendinde goruyorsun? edepsizlik ile kiz erkegin ayni evde kalmasi bir mi? her ogrenci evi ayni mi? ayni evde yasama mevzusu sadece evli ciftlere has bir sey mi, insan evlenince otomatik olarak edep sahibi mi oluyor, nedir?
bu durum babayi filan ilgilendirmez (cok cok ender durumlar disinda dedigim gibi), kizin-oglanin tamamen kendi sorumlulugundadir. o evlerde neler donuyor, hunharca sevisiyorlar, batili degiliz biz dogulu degerlerimize zarar veriliyor diye dusuneceginize bu ogrenciler nasil geciniyor, yurtlairn durumu nedir, ne yer ne icerler, dogalgaz-elekrik faturalarini odeyebiliyorlar mi, kredi-burs imkanlari ne derece gercekci diye dusunseniz, kizinizin cok daha hayrina bir is yapmis olursunuz.
yurtdisinda okuyorum, yari zamanli bir iste calisiyorum ama gecimimi babam sagliyor, maddi olarak ona bagimliyim yani. bugune kadar ondan majör bir sey saklamadim (ufak tefek seyler haric), basima bir sey gelse, biriyle dertlesmek istesem ilk onu ararim. beraber kabak koyuna tatile gitmisligimiz, karaormanlari filan gezmisligimiz var, oyle yakinizdir yani. fikirlerine cok deger veririm. bugune kadar da hic bir seyi yasaklamadi. (ergenlikteki sacma sapan seyleri saymiyorum)
özel hayat diye bir sey var, bu 5 yasindaki cocugun da var, 25 yasindaki kadinin da var. 5 yasindaki cocugun ozel hayatina karisma oraninla 18 yasindaki universite ogrencisi kizina karisma oranin elbette ki ayni degil. devletin sana haber vermesini istemek ne demek, bu nasil bir paronayaklik? sanki uyusturucu tacirligi yapiyor, yasadisi bir faaliyeti varmis gibi gostermek niye? kiz-erkek ayni evde kalinca cidden kotu bir seyler mi oluyor (ki kendim 3 erkek arkadasimla ayni evde kaldim 6 ay boyunca, 2 kere babam geldi ziyaretime filan, aklimizdan hic boyle seyler gecmedi yani, cok keyifliydi hatta), hadi bunlarin sevgili olduklarini varsayalim, ee? ayni evde kalinca noluyor yani, sonuc nedir, neyi ihlal ediyorlar da karisma yetkisini kendinde goruyorsun? edepsizlik ile kiz erkegin ayni evde kalmasi bir mi? her ogrenci evi ayni mi? ayni evde yasama mevzusu sadece evli ciftlere has bir sey mi, insan evlenince otomatik olarak edep sahibi mi oluyor, nedir?
bu durum babayi filan ilgilendirmez (cok cok ender durumlar disinda dedigim gibi), kizin-oglanin tamamen kendi sorumlulugundadir. o evlerde neler donuyor, hunharca sevisiyorlar, batili degiliz biz dogulu degerlerimize zarar veriliyor diye dusuneceginize bu ogrenciler nasil geciniyor, yurtlairn durumu nedir, ne yer ne icerler, dogalgaz-elekrik faturalarini odeyebiliyorlar mi, kredi-burs imkanlari ne derece gercekci diye dusunseniz, kizinizin cok daha hayrina bir is yapmis olursunuz.
yurtdisinda okuyorum, yari zamanli bir iste calisiyorum ama gecimimi babam sagliyor, maddi olarak ona bagimliyim yani. bugune kadar ondan majör bir sey saklamadim (ufak tefek seyler haric), basima bir sey gelse, biriyle dertlesmek istesem ilk onu ararim. beraber kabak koyuna tatile gitmisligimiz, karaormanlari filan gezmisligimiz var, oyle yakinizdir yani. fikirlerine cok deger veririm. bugune kadar da hic bir seyi yasaklamadi. (ergenlikteki sacma sapan seyleri saymiyorum)
- seker sey (05.11.13 20:18:41)
ben sorunu şurada görüyorum, lütfen kişisel alma bir de ifade ediş biçimini:
- aynı yerde kalan kişiler illa ki sikmek siktirmek zorunda mı? yani hemcinsi olsa da bir süre sonra mesela erkekler birbirinin dibini mi dövüyor? bu nasıl hastalıklı bir bakış açısı?
ek olarak, bu "kızlı erkekli çok ayıp" genelleyici imasında o kadar büyük bir vebal var ki, bilhassa ahiret inancın varsa, aklın durur; altından kalkılmaz. kalkılamaz. sözlükteki başlıktaki ya da buradaki her şeyi okumadım ama şöyle bir göz gezdirince bile bu "kızlı erkekli kalıyüleer sevişyüüüler ahlaksızlııık" imasının işaret ettiği kaideyi bozacak o kadar çok istisna yazılmış, daha da vardır yani benim okuduklarım/aklıma gelenler dışında.
buradan çıkalım, reşitse kime ne? zaten "reşit" dediğimiz olay her şeyde kendi sorumluluğunu almanın yasal yaşı değil mi? o zaman işi komikleştirsinler ve reşit olma yaşını 21'e çeksinler mesela? nasıl? benim şahsi görüşüm "reşit" dediğimiz yaş 16'ya çekilmeli. nerden tutsan elinde kalıyor çünkü. ama farklı durumlar için farklı düzenlemeler olmalı, yani "x yaşında reşit" çok genelleyici bir şey, duruma göre örneğin bişey için 19 yaş, başka bişy için 16 yaş... ama genel yasalar karşısında reşit olma hali 16.
"ekonomik özgürlüğğünü ben sağlıyorum"a girersek, baba evinden ev hanımlığına geçen kadınlar köle yaşayıp köle mi ölecek? ekonomik özgürlüğünü ben sağlıyorum karışmaya hakkım var demek dünyadaki en en ahlaksızca tutum.
babanın dediği de yakınlığına/samimiyetine bağlı. "bilmek isterim" derken aklından geçenleri, kastettiklerini eğer o yaşa dek o "baba" yakınlığını hissettiremediyse asla bilemez, en azından evladından öğrenemez; hissettrdiyse de zaten bunun için ekstra bir çaba gerekmeyecektir muhtemelen.
kaynak olarak da, yani genel olarak şunlar olabilir:
laurence steinberg - ergenlik
john santrock - ergenlik
ayrıca gelişim psikologlarının teorilerini inceleyebilirsin, ergenlik-genç erişkinlik dönemini kapsayan.
abi bir de kabe de kızlı erkekli tavaf ediliyor, o da mı "muhafazakar yapımız"a ters? işte bu kafalar hacda bile kadınları taciz ediyor sonra.
- aynı yerde kalan kişiler illa ki sikmek siktirmek zorunda mı? yani hemcinsi olsa da bir süre sonra mesela erkekler birbirinin dibini mi dövüyor? bu nasıl hastalıklı bir bakış açısı?
ek olarak, bu "kızlı erkekli çok ayıp" genelleyici imasında o kadar büyük bir vebal var ki, bilhassa ahiret inancın varsa, aklın durur; altından kalkılmaz. kalkılamaz. sözlükteki başlıktaki ya da buradaki her şeyi okumadım ama şöyle bir göz gezdirince bile bu "kızlı erkekli kalıyüleer sevişyüüüler ahlaksızlııık" imasının işaret ettiği kaideyi bozacak o kadar çok istisna yazılmış, daha da vardır yani benim okuduklarım/aklıma gelenler dışında.
buradan çıkalım, reşitse kime ne? zaten "reşit" dediğimiz olay her şeyde kendi sorumluluğunu almanın yasal yaşı değil mi? o zaman işi komikleştirsinler ve reşit olma yaşını 21'e çeksinler mesela? nasıl? benim şahsi görüşüm "reşit" dediğimiz yaş 16'ya çekilmeli. nerden tutsan elinde kalıyor çünkü. ama farklı durumlar için farklı düzenlemeler olmalı, yani "x yaşında reşit" çok genelleyici bir şey, duruma göre örneğin bişey için 19 yaş, başka bişy için 16 yaş... ama genel yasalar karşısında reşit olma hali 16.
"ekonomik özgürlüğğünü ben sağlıyorum"a girersek, baba evinden ev hanımlığına geçen kadınlar köle yaşayıp köle mi ölecek? ekonomik özgürlüğünü ben sağlıyorum karışmaya hakkım var demek dünyadaki en en ahlaksızca tutum.
babanın dediği de yakınlığına/samimiyetine bağlı. "bilmek isterim" derken aklından geçenleri, kastettiklerini eğer o yaşa dek o "baba" yakınlığını hissettiremediyse asla bilemez, en azından evladından öğrenemez; hissettrdiyse de zaten bunun için ekstra bir çaba gerekmeyecektir muhtemelen.
kaynak olarak da, yani genel olarak şunlar olabilir:
laurence steinberg - ergenlik
john santrock - ergenlik
ayrıca gelişim psikologlarının teorilerini inceleyebilirsin, ergenlik-genç erişkinlik dönemini kapsayan.
abi bir de kabe de kızlı erkekli tavaf ediliyor, o da mı "muhafazakar yapımız"a ters? işte bu kafalar hacda bile kadınları taciz ediyor sonra.
- dafaiss (05.11.13 20:50:05)
sonra diyorsunuz ki komsuluk oldu, insanlar sitelerde oturuyor vs. amina koyim ben boyle komsunun. acik ve net.
ayrica kiz-erkek evde karisik kalirken anlamadigim bir nokta var. simdi bu karisik evlerde kalanlar sevgili ise bunlarin ogrenci olup olmamasinin bi onemi yok o zaman yani hic kimse evlenmeden beraber yasamasin demek bu.
eger obur turluyse yani kimse kimsenin sevgilisi degilse durum daha da fena, et beyinliler zannediyolar ki biz her gun 3 e 3 grup yapiyoruz, ev kerhane hatta. bu kadar sapiklik duzeyinde dusunce olamaz, olmamali, hastalikli bir dusunce bu. ev arkadasi lan o, kiz-erkek ne farki var.
ayrica kiz-erkek evde karisik kalirken anlamadigim bir nokta var. simdi bu karisik evlerde kalanlar sevgili ise bunlarin ogrenci olup olmamasinin bi onemi yok o zaman yani hic kimse evlenmeden beraber yasamasin demek bu.
eger obur turluyse yani kimse kimsenin sevgilisi degilse durum daha da fena, et beyinliler zannediyolar ki biz her gun 3 e 3 grup yapiyoruz, ev kerhane hatta. bu kadar sapiklik duzeyinde dusunce olamaz, olmamali, hastalikli bir dusunce bu. ev arkadasi lan o, kiz-erkek ne farki var.
- modlar bu benim feykim silebilirsiniz (05.11.13 23:54:33)
[]
Galatasaray kadro seçimi hakkında sorular
Fanatik'te bu akşamki muhtemel 11 şöyle:
Eray, Eboue, Semih, Chedjou, Dany, Melo, Selçuk, Umut, Burak, Bruma, Drogba
1- Neden Eray oynayacak bu akşam? Adam iyi olabilir, çocuğu kazanmak için de iyi bir fırsat olabilir (çocuk günah keçisi de olabilir, üzerinde büyük baskı olacak neticede) ama bir Aykut ya da Ufuk'un tecrübe olarak tercih edilmesi gerekmiyor mu? Bakın Avrupa'daki birçok takımda 2. kaleci as kaleciden yaşlıdır genelde. Daha kalitesiz ama tecrübelidir. Çünkü az oynayacağından dolayı tecrübe çok önemli konsantrasyonu sağlayabilmesi için. Böyle kritik bir dönemde kalede tecrübeye önem vermek gerekmez miydi?
2- Madem 2. kalecimiz Eray, neden 2 tane daha tecrübeli kalecimiz var? Fazla değil mi? Ne gerek var?
3- Sabri'den, Dany'den, Eboue'den sol bek yaratmaya çalışırken neden Riera'yı oynatmıyoruz sol bekte? Lig maçlarında bir nebze anlarım yabancı sınırından dolayı ama Avrupa'da kesin oynamalı. Ligde bile oynatılmaya çalışılmalı bence rotasyon içinde. Dany stoper olarak iyi olabilir ama bekte yok!
4- Neden ilk şampiyon olduğumuz yıldaki düz 4-4-2'yi denemiyoruz? Normalde Sneijder'den dolayı, tamam. Ama bugün kanatlarda Bruma + Aydın/Engin/Amrabat olacak şekilde denesek süper olmaz mı?
5- Neden Amrabat'a şans verilmiyor? Ligde ok de Avrupa'da 4-4-2 ya da tek forvet+çift kanatlı sistem deneyip oynatılmalı bence. Sizce?
6- Umut'u ya da Burak'ı kanat oynatmak çok saçma değil mi sizce de?
7- Bu Burak ısrarı neden? Çift forvet oynayıp Umut'la başlanmaz mı bir maça da? Tamam Burak'ı da kaybetmeyelim, ama ikisinin form durumları ortadayken neden Drogba-Umut ikilisi denenmez?
Eray, Eboue, Semih, Chedjou, Dany, Melo, Selçuk, Umut, Burak, Bruma, Drogba
1- Neden Eray oynayacak bu akşam? Adam iyi olabilir, çocuğu kazanmak için de iyi bir fırsat olabilir (çocuk günah keçisi de olabilir, üzerinde büyük baskı olacak neticede) ama bir Aykut ya da Ufuk'un tecrübe olarak tercih edilmesi gerekmiyor mu? Bakın Avrupa'daki birçok takımda 2. kaleci as kaleciden yaşlıdır genelde. Daha kalitesiz ama tecrübelidir. Çünkü az oynayacağından dolayı tecrübe çok önemli konsantrasyonu sağlayabilmesi için. Böyle kritik bir dönemde kalede tecrübeye önem vermek gerekmez miydi?
2- Madem 2. kalecimiz Eray, neden 2 tane daha tecrübeli kalecimiz var? Fazla değil mi? Ne gerek var?
3- Sabri'den, Dany'den, Eboue'den sol bek yaratmaya çalışırken neden Riera'yı oynatmıyoruz sol bekte? Lig maçlarında bir nebze anlarım yabancı sınırından dolayı ama Avrupa'da kesin oynamalı. Ligde bile oynatılmaya çalışılmalı bence rotasyon içinde. Dany stoper olarak iyi olabilir ama bekte yok!
4- Neden ilk şampiyon olduğumuz yıldaki düz 4-4-2'yi denemiyoruz? Normalde Sneijder'den dolayı, tamam. Ama bugün kanatlarda Bruma + Aydın/Engin/Amrabat olacak şekilde denesek süper olmaz mı?
5- Neden Amrabat'a şans verilmiyor? Ligde ok de Avrupa'da 4-4-2 ya da tek forvet+çift kanatlı sistem deneyip oynatılmalı bence. Sizce?
6- Umut'u ya da Burak'ı kanat oynatmak çok saçma değil mi sizce de?
7- Bu Burak ısrarı neden? Çift forvet oynayıp Umut'la başlanmaz mı bir maça da? Tamam Burak'ı da kaybetmeyelim, ama ikisinin form durumları ortadayken neden Drogba-Umut ikilisi denenmez?
Aykut sakatmis biraz ufuk'u da listeye yazmamislar galiba.
- kegums (05.11.13 12:46:19)
1.ye cevap veriyim bir fenerli olarak (niye fenerli olduğumu söyledim lan):
ufuk sakat. aykut cl kadrsounda yer almıyor.
ufuk sakat. aykut cl kadrsounda yer almıyor.
- spatzle (05.11.13 12:46:27)
1- ufuk sakat , aykut uefa listesinde yok. yedek kaleci de paf takımının kalecisi olacak galiba bu maçta.
2- ufuk sezon başında gitmek istedi , aykutla yeniden anlaşıldı ; ufuk takıma geri dönünce 4 kaleci oldu.
3- dany'nin bek olarak oynatılması eboue'nin ileriye daha çok çıkmasına yönelik sanırım. takım 3 stopere dönebiliyor. devşirme bek ters kademeye girmekte zorlanır. dany stoper olduğu için ters kademe konusunda daha iyi. dany ile kanat bindirmesi yapamama gibi bir dezavantajımız var ; riera'nın teknik özelliklerini dany'e değişmem tabi.
4-engin'i o göbekle mancini oynatmaz.
5-amrabat açık alan oyuncusu. deplasmanda öndesidir , rakip yorulmuştur. kontraaak için oynatırsın. iyi savunmalara karşı etkisiz.
6- bence de saçma. ama kanattan gelip forveti ikileme özelliğine sahipler , ayrıca ikisi de pres yapabiliyor.
7- umut'un sonradan girdiği maçlarda çok daha etkili olma gibi bir özelliği var. bana kalırsa umut'un hakkı çok yendi. burak gol attı son maçlarda , belki moral kazanmıştır. geçen yılki performansına bir daha yaklaşabileceğini düşünmüyorum.
2- ufuk sezon başında gitmek istedi , aykutla yeniden anlaşıldı ; ufuk takıma geri dönünce 4 kaleci oldu.
3- dany'nin bek olarak oynatılması eboue'nin ileriye daha çok çıkmasına yönelik sanırım. takım 3 stopere dönebiliyor. devşirme bek ters kademeye girmekte zorlanır. dany stoper olduğu için ters kademe konusunda daha iyi. dany ile kanat bindirmesi yapamama gibi bir dezavantajımız var ; riera'nın teknik özelliklerini dany'e değişmem tabi.
4-engin'i o göbekle mancini oynatmaz.
5-amrabat açık alan oyuncusu. deplasmanda öndesidir , rakip yorulmuştur. kontraaak için oynatırsın. iyi savunmalara karşı etkisiz.
6- bence de saçma. ama kanattan gelip forveti ikileme özelliğine sahipler , ayrıca ikisi de pres yapabiliyor.
7- umut'un sonradan girdiği maçlarda çok daha etkili olma gibi bir özelliği var. bana kalırsa umut'un hakkı çok yendi. burak gol attı son maçlarda , belki moral kazanmıştır. geçen yılki performansına bir daha yaklaşabileceğini düşünmüyorum.
- montauq (05.11.13 13:00:15)
Aykut vs. Sorulara cevap verilmis zaten ben de sunu ekleyeyim, Galatasaray bu kadroyla çıkmaz.
Fanatik gazetesi ne anlar kadro tahmin etmekten.
Fanatik gazetesi ne anlar kadro tahmin etmekten.
- de jure (05.11.13 13:12:14)
galatasarayda hiç düşünülmeden şampiyonlar liginde oynatılacak oyuncular drogba muslera elde başka seçenek yoksa selçuk da iş görür onun dışında bu kadro şampiyonlar şampiyonu filan olamaz. kaliteli adam yok takımda. bi kaç adı duyulmuş oyuncu var onlar da kafalarına göre takılıyor bazen iyi bazen kötü. yani 2 faranti en fazla 3 tane adam gibi üst seviye oyuncusu var galatasarayın onun dışında kalan kadro birbirinin aynı ne koyarsan koy. haa hamit yerine amrabatı gözü kapalı oynatırım ben hoca olsam hamiti kadroya bile almam.
bu maç için yazmadım herkes yyazmış zaten ben genel olarak yazdım.
bu maç için yazmadım herkes yyazmış zaten ben genel olarak yazdım.
- ergenpezeveng (05.11.13 13:27:51)
[]
Kulaklık çoğaltıcı arıyorum
Sevgili Jim Morrisonlar,
Hani bilgisayara bağlayacağım bunu, buna da ayrıca iki kulaklık takıp 4 kulaktan dinleyeceğim. Böyle bişey arıyorum ama bulamadım ve bulsam da kalite konusunda fikrim yok zaten. Bana bir link verebilir misiniz satın almak için? Hepsiburada olursa daha iyi olur çünkü hediye çekim var orada.
Teşekkürler.
Hani bilgisayara bağlayacağım bunu, buna da ayrıca iki kulaklık takıp 4 kulaktan dinleyeceğim. Böyle bişey arıyorum ama bulamadım ve bulsam da kalite konusunda fikrim yok zaten. Bana bir link verebilir misiniz satın almak için? Hepsiburada olursa daha iyi olur çünkü hediye çekim var orada.
Teşekkürler.
bulduğun bir elektronikçi dükkanına gidip bu istediğini söyle. 50 kuruş, 1 liraya falan temin edebilirsin.
- trinitrotoluen (04.11.13 18:50:18)
elektronikçi veya müzik enstrümanı satan yerlere sor. olmamasına imkan yok.
edit: hepsiburada'da bunu bulabildim sadece.
www.hepsiburada.com
edit: hepsiburada'da bunu bulabildim sadece.
www.hepsiburada.com
- zazazaraeta (04.11.13 18:58:54 ~ 18:59:50)
[]
İnançsız birinden din hakkında sorular
Ateistim. İki sorum olacak:
1) (inançsızlara) "Tanrı yok, çünkü dünyada adalet yok, çocuklar hasta olup ölüyor" vs mantığını "Bu içinde bulunduğumuz hayat bir test, o yüzden burada yaşadıklarımızın bir önemi yok, önemli olan ahiret" şeklinde basitçe çürütemez miyiz? Yani bu mantığı kullanırsak semavi dinlerde bu konuda bir tutarsızlık yok gibi geliyor bana. Yanılıyor muyum?
2) (inançlılara) Semavi dinlerin tanrısına göre "inanç" neden bu kadar önemli? Ben inançsızım. Ne kadar iyi bir insan olursam olayım, insanlığa büyük katkılarım olsun, kimseye zararım olmasın, kimsenin de dinine karışmayayım, hatta inançsız olduğumu insanlar bilmesin bile... Yine de cehenneme gidiyoruz inançsız olduğumuz için, bu net. Peki benim sorum; neden sınavı geçemiyorum? Neden tanrı inanca bu kadar önem veriyor? İnanç neden bir erdem olarak kabul ediliyor? Neticede ben yeterli kanıt görmemişim ki inanmıyorum, kanıt görsem inanırdım. Bu açıdan bakınca esas, tutarsız görünen bir şeye inanmamak erdem oluyor bence. Örneğin uçan spagetti canavarına inanan biri daha az erdemlidir. Her şeye gücü yeten, tüm iyiliklerin kaynağı olan tanrı neden inançlı olmamıza ve kendisine tapınmamıza bu kadar önem veriyor? "İnanç" kavramını yüce kılan şey nedir?
Not: Cevap verirken hangi soruyu cevapladığınızı yazın lütfen. Size kalmış ama, inançlı olup olmadığınızı da belirtirseniz iyi olur. Tikler yarına.
1) (inançsızlara) "Tanrı yok, çünkü dünyada adalet yok, çocuklar hasta olup ölüyor" vs mantığını "Bu içinde bulunduğumuz hayat bir test, o yüzden burada yaşadıklarımızın bir önemi yok, önemli olan ahiret" şeklinde basitçe çürütemez miyiz? Yani bu mantığı kullanırsak semavi dinlerde bu konuda bir tutarsızlık yok gibi geliyor bana. Yanılıyor muyum?
2) (inançlılara) Semavi dinlerin tanrısına göre "inanç" neden bu kadar önemli? Ben inançsızım. Ne kadar iyi bir insan olursam olayım, insanlığa büyük katkılarım olsun, kimseye zararım olmasın, kimsenin de dinine karışmayayım, hatta inançsız olduğumu insanlar bilmesin bile... Yine de cehenneme gidiyoruz inançsız olduğumuz için, bu net. Peki benim sorum; neden sınavı geçemiyorum? Neden tanrı inanca bu kadar önem veriyor? İnanç neden bir erdem olarak kabul ediliyor? Neticede ben yeterli kanıt görmemişim ki inanmıyorum, kanıt görsem inanırdım. Bu açıdan bakınca esas, tutarsız görünen bir şeye inanmamak erdem oluyor bence. Örneğin uçan spagetti canavarına inanan biri daha az erdemlidir. Her şeye gücü yeten, tüm iyiliklerin kaynağı olan tanrı neden inançlı olmamıza ve kendisine tapınmamıza bu kadar önem veriyor? "İnanç" kavramını yüce kılan şey nedir?
Not: Cevap verirken hangi soruyu cevapladığınızı yazın lütfen. Size kalmış ama, inançlı olup olmadığınızı da belirtirseniz iyi olur. Tikler yarına.
1. zaten tanrının yokluğunu bu şekilde ispatlamak çok saçma ki. yani tanrı kavramı, varlığıyla tüm kötülüklere engel olacak bir varlık olmak zorunda değil. belki de tanrı var, ama kötü? belki de umursamıyor? belki de dediğin gibi sadece sınıyor insanları? yani evet, bahsettiğin konuda bir tutarsızlık yok. fakat başka tutarsızlıklar var. en azından tanrının varlığıyla ilgili olmasa da semavi dinlerle ilgili tutarsızlıklar var yani. din olayını geçtikten sonra; zaten "tanrı", konsept olarak varlığının ya da yokluğunun ispatlanması mümkün olan bir şey değil. zamandan ve mekandan bağımsız olan ve her şeye gücü yeten bir varlığın, gerçekliği ya da gerçek dışılığı zaten mantık olarak ispatlanamaz.
- bugunku antremanda goz dolduran futbolcu (21.10.13 01:33:44)
1- hayır inandırmazsın. Bana annemden bile 99 kat fazla rahmeti olduğunu söyleyen bir varlığın dünyada bu kadar acılar var etmesi aklımın alabileceği bir durum değildir. Ayrıca beni sınava sokmak diyorsan sınavın sonucunu zaten biliyor ona rağmen sınav yapıyor. Yani benim cehenneme gideceğimi bile bile beni yaratıyor. Yani cehennemde yakmak için insanlar yaratmış oluyor. Tutarsızlık...
- alkolik imam (21.10.13 01:36:39)
1)Neyin derdindesin anlamadım bir şeyi çürütmekle yükümlü değilsin neye inanmak istiyorsan ona inanırsın. Kafan karışıksa zaten burda kim ne derse desin seni tatmin etmeyecek ikili diyaloglar halinde uzayıp gidecek.
2)Hadis var bununla ilgili ben bazı kullarıma cehennemde cenneti yaşatırım diye. ayrıca cehennemi de tek bir yer gibi düşünmemek lazım derece derece kat kat. Sonuçta birer bilgisayar programı bile olsak bizi programlayan bir şey var.
2)Hadis var bununla ilgili ben bazı kullarıma cehennemde cenneti yaşatırım diye. ayrıca cehennemi de tek bir yer gibi düşünmemek lazım derece derece kat kat. Sonuçta birer bilgisayar programı bile olsak bizi programlayan bir şey var.
- monkey (21.10.13 01:37:07)
1. kimi için adaletsiz olan kiminin evindeki işindeki adalettir belki. bu kavramlar çok bireysel. hastalık da sağlık da veba da ölümler de her şey son derece somut ve bunlar somut bir yerde somut varlıklarla yaşanıyor. çocuklar hasta, adalet yok o halde allah/tanrı yok diyen zihniyetin bencil ya da çok duygusal baktığından başka bir şey düşünemiyorum.
öte yandan test mantığını da hiç düşünmedim. test olsun olmasın bir şekilde yaşıyorsun, tepkilerini kendi yararın ya da kendi algıların ekseninde vereceksin ve yaşayacaksın. ahlaki açıdan görünmez kurallar koymaktan başka bir şeye yaramıyor bunlar. testtir deyip iyi insan rolü yapan yine testi geçemez. günah diye iyilik yapan yine sevap işleyemez. özünde iyi olan insan inansın inanmasın her dine kitaba göre zaten en iyi insandır. sonuç olarak her türlü olduğun insan önemli inanç çok da önemli değil. ya x ise ya y ise diye debelenmek bir şey değiştirmiyor.
yaratıcının varlığını çürütmek ya da kanıtlamak için tonlarca şey ortaya atılabilir. ama ne gerek var? inananın bir sebebi yok inanmayanın da yok. bu içten ve karakterden gelen bir şey.
öte yandan test mantığını da hiç düşünmedim. test olsun olmasın bir şekilde yaşıyorsun, tepkilerini kendi yararın ya da kendi algıların ekseninde vereceksin ve yaşayacaksın. ahlaki açıdan görünmez kurallar koymaktan başka bir şeye yaramıyor bunlar. testtir deyip iyi insan rolü yapan yine testi geçemez. günah diye iyilik yapan yine sevap işleyemez. özünde iyi olan insan inansın inanmasın her dine kitaba göre zaten en iyi insandır. sonuç olarak her türlü olduğun insan önemli inanç çok da önemli değil. ya x ise ya y ise diye debelenmek bir şey değiştirmiyor.
yaratıcının varlığını çürütmek ya da kanıtlamak için tonlarca şey ortaya atılabilir. ama ne gerek var? inananın bir sebebi yok inanmayanın da yok. bu içten ve karakterden gelen bir şey.
- kirazıseviyorum (21.10.13 01:42:11)
@alkolik imam tanri sonucunu biliyor evet ama sonuca mudahale etmiyor, dusunku ucaktasin ve birbirine gelen iki trenin kafa kafaya carpacagini goruyorsun ve not aliyorsun bu iki tren 2 dk icinde kafa kafaya carpisacak.. simdi sen bunu yazdin diye mi bu iki tren carpisti yani? gozunu actiginda cehennemde olsan 'hop birader ne oluyoruz' diyecektin bu seferde. madem ahirete inaniyorsun kotu oldugun yonlerini degistirmeye calis, halen hayattayken? tutarsiz olan sensin bence.
2. soruya istedigim gibi cevaplar gelmezse devreye girebilirim :p
2. soruya istedigim gibi cevaplar gelmezse devreye girebilirim :p
- Golgi (21.10.13 01:47:42 ~ 01:49:14)
2) Kalu bela'da ruhlar dünyaya gelmeden önce Allah'a bir söz verir. “Hem de Rabbin, Ademoğullarından, bellerindeki zürriyetlerini alıp ta, onları kendi nefislerine şahit tutarak ‘Ben sizin Rabbiniz değil miyim?,’ (dedi). Onlar da, ’Evet Rabbimizsin, şahit olduk ‘ dediler.” A’raf Suresi, 172. İman etmedikçe bu sözü tutmamış oluyorsun.
Bir de şöyle bir durum var. İslam dini dünyaya sadece bir sınav yeri olarak bakar. Allah ben sizi yarattım, siz de bunun karşılığında beni hatırlayın, varlığımı bilin, bana kulluk edin diyor. bunun yanında iyi insan olun, dünyanızı güzelleştirin, ben de sizin ahiretinizi güzelleştireyim diyor. Kim cennete kim cehenneme girer orasını sadece allah bilir.
inanç benim gözümde temelde bir teşekkürden ibarettir. elime koluma ayağıma bakıyorum. varlığıma bakıyorum. beni var eden bir varlık olduğunu biliyor, ona şükrediyorum. allah da benden bunu istiyor bence.
Bir de şöyle bir durum var. İslam dini dünyaya sadece bir sınav yeri olarak bakar. Allah ben sizi yarattım, siz de bunun karşılığında beni hatırlayın, varlığımı bilin, bana kulluk edin diyor. bunun yanında iyi insan olun, dünyanızı güzelleştirin, ben de sizin ahiretinizi güzelleştireyim diyor. Kim cennete kim cehenneme girer orasını sadece allah bilir.
inanç benim gözümde temelde bir teşekkürden ibarettir. elime koluma ayağıma bakıyorum. varlığıma bakıyorum. beni var eden bir varlık olduğunu biliyor, ona şükrediyorum. allah da benden bunu istiyor bence.
- fayfim (21.10.13 02:01:22)
2) STV dizisi repliği gibi bir cümle olacak ama dünyanın kendisi koskocaman bir kanıt. Ben minicik bir çiçeğe bakıp Allah'ı görürüm, başkası koca kainata bakar ama hiçbir şey göremez. Bizler için böyle devasa ve kusursuz bir düzen kurmuş bir varlığın da kendisine inanılmasını beklemeye her türlü hakkı var diye düşünüyorum. Gerisi sadece kulların tercihi.
- saatgeceninonikisi (21.10.13 02:09:45)
aslında sosyolojik anlamda kendimi "inançlı" değil "iman eden/etmek isteyen" kategorisinde görüyorum ve bana göre ikisi aynı şey değil; iman etmek = emin olmak demek düz bir çeviriyle. inanç, ontolojik varlıklar için geçerli ki benim ontolojik ve gökte sultanlığı/mekanı olan bir varlığa "inancım" yok bu anlamda. ama madem 2 seçenek sunmşsun ben 1'e daha yakınım.
1) cık, olmuyor öyle pek, tutarsızlıktan çok miskinlik ve sefalet var. "ulan sakata gelmeyelim amaaan inan işte" şeklinde bir bakışı ben onursuzca buluyorum şahsen. cesaret yok duruş yok hiçbişey yok, safi çıkarcılık.
2) toplumsal ya da ikili ilişkiler anlamında bencillik fedakarlık ekseninde fedakarlığa yakın olduğun denli benim bakışıma göre erdemli olan sensin; "inanc"ın olmasa da.
1) cık, olmuyor öyle pek, tutarsızlıktan çok miskinlik ve sefalet var. "ulan sakata gelmeyelim amaaan inan işte" şeklinde bir bakışı ben onursuzca buluyorum şahsen. cesaret yok duruş yok hiçbişey yok, safi çıkarcılık.
2) toplumsal ya da ikili ilişkiler anlamında bencillik fedakarlık ekseninde fedakarlığa yakın olduğun denli benim bakışıma göre erdemli olan sensin; "inanc"ın olmasa da.
- dafaiss (21.10.13 02:15:14)
1- (bkz: teodise)
2-Bir firmada çalıştığını düşün. çalışanların temel amacı önceden belirlenen amaç(karı) gerçekleştirmek. bunu yapabilmenin birinci adımı ise amaçlara inanmaktır. derler ya inanmak başarmanın yarısıdır diye. öyle bakarım ben buna. yoksa tabii ki, tanrı kendisine insanların iman etmesini sağlayacak bir niteliğe -ki buna omnipotent veya kadir -i mutlak olma demek gerekir- sahiptir. eğer böyle ise ve hala senin iman etmeni bekliyorsa, burada aranacak hikmet, işte başta verdiğim örnektekine benzer (nitelik ve derinlik açısından ondan daha güçlü) olmalıdır.
2-Bir firmada çalıştığını düşün. çalışanların temel amacı önceden belirlenen amaç(karı) gerçekleştirmek. bunu yapabilmenin birinci adımı ise amaçlara inanmaktır. derler ya inanmak başarmanın yarısıdır diye. öyle bakarım ben buna. yoksa tabii ki, tanrı kendisine insanların iman etmesini sağlayacak bir niteliğe -ki buna omnipotent veya kadir -i mutlak olma demek gerekir- sahiptir. eğer böyle ise ve hala senin iman etmeni bekliyorsa, burada aranacak hikmet, işte başta verdiğim örnektekine benzer (nitelik ve derinlik açısından ondan daha güçlü) olmalıdır.
- fempusay (21.10.13 03:00:23)
inançsızım.
1) öncelikle tanrının var olup olmaması önemli değil. çünkü kesin olarak yok da desek var da desek dünyada ve evrende olan bitene bilimsel olarak verilmemiş ek bir tanım vermemiz gerekmez. önemli olan hastalıklı ve ilkel gelenekleri sürdürülen dinler. soruna cevap olarak da şunu söylemek istiyorum: yanılıyorsun. tanrıyla empati kur. olağanüstü güce ve bilgiye sahip "her şeye kadir" bir varlık olsan sims oynar mıydın? hayal et, durup dururken bir grup insan yaratıp eşcinsel ilişkiye giriyorlar diye katlediyorsun. bu şey gibi, sims'de güzel bir ev yapıp aileyi kurup, havuza girdiklerinde merdiveni kaldırmak gibi.
1) öncelikle tanrının var olup olmaması önemli değil. çünkü kesin olarak yok da desek var da desek dünyada ve evrende olan bitene bilimsel olarak verilmemiş ek bir tanım vermemiz gerekmez. önemli olan hastalıklı ve ilkel gelenekleri sürdürülen dinler. soruna cevap olarak da şunu söylemek istiyorum: yanılıyorsun. tanrıyla empati kur. olağanüstü güce ve bilgiye sahip "her şeye kadir" bir varlık olsan sims oynar mıydın? hayal et, durup dururken bir grup insan yaratıp eşcinsel ilişkiye giriyorlar diye katlediyorsun. bu şey gibi, sims'de güzel bir ev yapıp aileyi kurup, havuza girdiklerinde merdiveni kaldırmak gibi.
- click here to see her naked (21.10.13 03:49:40)
"Tanrı yok, çünkü dünyada adalet yok, çocuklar hasta olup ölüyor"
inaçsızlığını bu söz ile destekleyen kaldı mı ya?
inaçsızlığını bu söz ile destekleyen kaldı mı ya?
- bira sisesi kapagi (21.10.13 09:06:13)
2. soruya cevap: inanç kavramını yüce kılan şey, inançsızlığın nankörlük olarak görülmesi. yani allah'ın dediklerinden -özetle ve basitçe- anlaşılıyor ki; ben sizi yarattım, size hayat verdim, o kadar nimetler verdim. verdiğim bütün bu nimetlere rağmen "ben"i tanımayan, kabul etmeyen yansın!
- nereye bu gidis (21.10.13 09:54:04)
Kusursuz muazzam nizam intizam gibi kelimelere de ayrı kılım. Evrende büyük bir kaos varken bir sürü yıldızlar süpernovalara yol açıyor pek çoğu ölüyor çarpışıyor ve düzensizlik içinde geçiyorken;"Nizam intizam düzen" var diyenler tamamen "STV" dizilerinden fırlamış yobaz kafalardır. Dünya üzerinde kaos varken uzayda pekçok karadelikler ve yok olmalar varken neyin düzeni? Güneş gittikçe büyüyor gelecekte dünyayı da içine alarak yok edecek. Bunun nesi düzen? Dünya dahi ekseinden kayıyor bunun nesi düzen?
- alkolik imam (21.10.13 14:56:23)
[]
Boğaziçi-Taksim shuttle
Var mı bu, başladı mı bu dönem? Taksim'de nereden kalkıyor? Saat kaça kadar?
var mı? ilk kez duydum :)
- mea maxima culpa (05.10.13 21:11:09)
Eskiden gece 3 ya da 4'e kadar, saat başlarında AKM'nin önünden kalkıyordu ama Gezi Parkı olayları ve Taksim'i yayalaştırma geyiğinden sonra durdu. Yeni dönem başlamış olması lazım ama nereden bilmiyorum.
- long live rock n roll (05.10.13 21:20:00)
[]
Uyuduğumda başlayan öksürük
1-2 haftadır hastaydım, burun akıntısı vs geçti de, bu pazardan itibaren öksürük başladı. İlk günden sonra öksürük çok azaldı ama şöyle; gün içinde bir şey yiyip içtiğim sürece sorun yok. Uzun süre boğazım kuru olunca başlıyor ama su içince filan geçiyor. Öksürük kuru. Eczaneye gidip bahsettim, bir öksürük şurubu verdi (unuttum ne olduğunu, yanımda değil), günde birkaç kez, biraz düzensiz içtim. Şu anki durum şu; gündüz hiç ya da çok az öksürük, ama ne zaman uyusam, öksürerek uyanıyorum. Son 1-2 günde azaldı ama uyuduktan sonra bir saat içinde mutlaka uyanıyorum öksürerek, biraz sağlam öksürüp su içince geçiyor, uyuyorum. O kadar ki, serviste 20 dk. uyusam bile öksürerek uyanıyorum ve geçmiyor öksürük, millet benim öksürüğümü çekiyor. Sabah uykum olmasına rağmen uyumadım serviste öksürmeyeyim diye. Bir tavsiyeniz var mı?
Bu süreç içinde doktora gitmedim, klasik Türk insanı... Geçmeye yakın muhtemelen, boşa gitmek istemiyorum. Yalnızca rahat geçirecek öneriye ihtiyacım var.
Bu süreç içinde doktora gitmedim, klasik Türk insanı... Geçmeye yakın muhtemelen, boşa gitmek istemiyorum. Yalnızca rahat geçirecek öneriye ihtiyacım var.
yatay poziyonda oluyorsa reflü aklıma gelir benim
yastık sayısını artırın
yastık sayısını artırın
- la noix (03.10.13 13:15:35)
[]
Bir rock'çu olarak popüler ortam müziklerini beğenmek
Nickime bakmaksızın gidip şöyle şöyle şarkıları beğeniyorum:
Selena Gomez - Love You Like A Love Song
www.youtube.com
Carly Rae Jepsen - Call Me Maybe
www.youtube.com
Daft Punk - Get Lucky
www.youtube.com
Ne kadar ömrüm kaldı?
Şaka bir yana, o kadar da "rockçı" sayılmam. Yani sadece rock dinleyen bir adam değilim. Çok geniş yelpazede birçok çeşit müzik dinliyorum, dinlediğim müziklerin %90'ı yirminci yüzyıldan olmakla birlikte. Özellikle 80'ler popun da hastasıyım filan... Ama genel kanıya göre bu yukarıda yazdığım şarkıları beğenmemem gerekiyor galiba. Ne diyorsunuz bu işe?
Selena Gomez - Love You Like A Love Song
www.youtube.com
Carly Rae Jepsen - Call Me Maybe
www.youtube.com
Daft Punk - Get Lucky
www.youtube.com
Ne kadar ömrüm kaldı?
Şaka bir yana, o kadar da "rockçı" sayılmam. Yani sadece rock dinleyen bir adam değilim. Çok geniş yelpazede birçok çeşit müzik dinliyorum, dinlediğim müziklerin %90'ı yirminci yüzyıldan olmakla birlikte. Özellikle 80'ler popun da hastasıyım filan... Ama genel kanıya göre bu yukarıda yazdığım şarkıları beğenmemem gerekiyor galiba. Ne diyorsunuz bu işe?
beynini ele geçirmişler:)
Seviyosan dinle işte müzik müziktir ya, fanatikliğin ne alemi var
Seviyosan dinle işte müzik müziktir ya, fanatikliğin ne alemi var
- dafaiss (18.09.13 20:37:48)
olm sen manyak mısın? seviyorsan seviyorsundur, sebep aramana gerek yok.
eğer ısrar edersen, müzikte aradığın şeyleri düşün, melodi mi altyapı mı bas mı gitar mı, belki neden sevdiğini de bulabilirsin böylece.
eğer ısrar edersen, müzikte aradığın şeyleri düşün, melodi mi altyapı mı bas mı gitar mı, belki neden sevdiğini de bulabilirsin böylece.
- ilkot (18.09.13 20:39:17)
aslında çıkıp bi hava alsan iyi gelir bence
- kuja (18.09.13 20:39:53)
"get lucky" denk gelirsem bende dinliyorum... diğer popüler şarkılarınsa rock&akustik versiyonlarını dinlerim. misal:
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
www.youtube.com
- late viper (18.09.13 20:42:18 ~ 20:43:04)
insanların ille de ocu bucu olmasına gerek yok.
sevdiğin bir müzik türü vardır. bunun yanında arada sırada dinlemekten çekinmediğin başka tarzlar vardır. insan kendini ben şucuyum diye sınırlamamalı bence.
evet garip geliyor kulağa, haklısın. en ağır metalcilerin (!) "bile" yer yer saçma sapan şeyler (ismail yk gibi) dinlediğine şahit oluyorum.
oluyor yani öyle... arada...
onun ötesinde birşeycilik ve onun gereklilikleri işin içersine girdiğinde durum şekilciliğe dönüşüyor.
sevdiğin bir müzik türü vardır. bunun yanında arada sırada dinlemekten çekinmediğin başka tarzlar vardır. insan kendini ben şucuyum diye sınırlamamalı bence.
evet garip geliyor kulağa, haklısın. en ağır metalcilerin (!) "bile" yer yer saçma sapan şeyler (ismail yk gibi) dinlediğine şahit oluyorum.
oluyor yani öyle... arada...
onun ötesinde birşeycilik ve onun gereklilikleri işin içersine girdiğinde durum şekilciliğe dönüşüyor.
- nax (18.09.13 20:44:26)
o değil de selena gomez'le daft punk'ı nasıl aynı kefeye koydun oraya takıldım, popüler olan herşey kötüdür demek değil yani sorunun içinde var cevabı
- feykalade (18.09.13 21:03:44)
ne olacak ki abi. last.fm profilime baksan soundgarden, dream theater falan gırla gidiyor en başlarda listelerde, ama geçen tatilden dönünce oturdum demet akalın, gökhan özen dinlemeye başladım, gayet de eğlendim. sonra sıkıldım gerçi popülerin kötü yanı bu. çabucak sıkılıyosun geçiyosun sonra asıl haline geri. sıkıntı yok bence.
eğlen yete.r
eğlen yete.r
- roket adam (18.09.13 21:35:36)
gayet normal, ben de iyi bir metal dinleyicisiyim ama o kadar alakasız şeyler dinliyorum ki bazen kendimi sorguluyorum.
sonra da bunun gayet normal bir şey olduğunu anlıyorum ve koyveriyorum. müzik evrenseldir, dalga geçtiğimiz, ötekileştirdiğimiz şarkıcıların aslında gerçekten dinlenebilir şarkıları çıkıyor.
ben bazı popüler şarkıları cover yapan youtube şarkıcılarından dinlemeyi seviyorum.(cimorelli gibi)
www.youtube.com
güzel olan her şeyi dinle arkadaşım, iyi dinlemeler.
sonra da bunun gayet normal bir şey olduğunu anlıyorum ve koyveriyorum. müzik evrenseldir, dalga geçtiğimiz, ötekileştirdiğimiz şarkıcıların aslında gerçekten dinlenebilir şarkıları çıkıyor.
ben bazı popüler şarkıları cover yapan youtube şarkıcılarından dinlemeyi seviyorum.(cimorelli gibi)
www.youtube.com
güzel olan her şeyi dinle arkadaşım, iyi dinlemeler.
- kendi dugunune gitmeyen kamber (18.09.13 22:38:55)
Bi şarkının ''catchy'' olması onun sanatsal açıdan şaheser olmasını, ya da ''pff neden hosuma gitti ki şimdi bu kıro şarkı'' gibi bi duygu haline girmemizi gerektirmez. Şimdinin popüler şarkıları zaten aklımızda yer etmesi üzerine yapılıyor. İster istemez de kendimizi dinlerken ya da söylerken buluyoruz. Ama genel olarak bi müzik tarzını begenmek ayrı birşey.
- shejia (19.09.13 00:11:09 ~ 00:11:24)
valla benim küçükken böyle takıntım vardı. tek bir müziğe bağlı kalıp öbürlerini kötülemek. şimdi mi? bok attığım metali severek dinliyorum. blues, klasik müzik, hatta gitar konçertosu bile dinliyorum be arkadaş..pop dinlemem ama.
- patr (19.09.13 15:01:58)
[]
İçerisinde "H" sesi geçen İngilizce kelime
Bunlardan arıyorum ama aklıma HİÇ gelmiyor. Kelimenin başında olmayacak, yani mesela "handle" olmaz. Kelimenin içinde olması lazım. Ama dikkat; harf değil, ses olacak. Yani "mother" olmaz mesela, çünkü "th"nin sesi "h" değil, "d(ı)". Bileşik kelime de olmamalı, öylesi kolay, mesela "right-hand-side" gibi.
Yok galiba, değil mi? Varsa aklınıza gelen yazın.
Edit: Varmış :)
Ama yine de verilen örnekler çoğunlukla "ön ek" almış kelimeler. "head"den "ahead" olmuş mesela.
Yok galiba, değil mi? Varsa aklınıza gelen yazın.
Edit: Varmış :)
Ama yine de verilen örnekler çoğunlukla "ön ek" almış kelimeler. "head"den "ahead" olmuş mesela.
childhood olmaz mı birleşik kelime galiba.
- Sarix (18.09.13 16:46:24)
Ahead var mesela.
- cakabo (18.09.13 16:47:55)
en klasik örneği "manhattan"
- nereye bu gidis (18.09.13 16:51:56)
inhale
- orijinal nick bulamadim (18.09.13 16:53:20)
Who - whose da eklenebilir.
- cakabo (18.09.13 16:57:38)
mahogany
- king lizard (18.09.13 16:58:46)
Bir tane de benden gelsin: "Mayhem". Esas böyle şeyler arıyorum.
@cakabo: H harfi arada ama ses olarak en başta olduğundan saymıyorum onu.
Daha da ilerisini isteyeyim o zaman: Hecenin sonunda olsun H sesi? Mesela "mahcup"taki gibi.
@cakabo: H harfi arada ama ses olarak en başta olduğundan saymıyorum onu.
Daha da ilerisini isteyeyim o zaman: Hecenin sonunda olsun H sesi? Mesela "mahcup"taki gibi.
- long live rock n roll (18.09.13 17:05:32)
sonda: huh
- nereye bu gidis (18.09.13 17:06:50)
euphoria, cohort
- spankenstein (18.09.13 22:31:24 ~ 19.09.13 01:33:26)
[]
Camel - Rajaz niye az dinlenmiş
Lastfm'den bakıyorum da Rajaz 36 numara popülerlikte:
www.lastfm.com.tr
Ama mesela sözlükte Rajaz başlığına 99 entry girilirken, lastfm'de 1 numara olan Supertwister'ın başlığına sözlükte sadece 12 entry girilmiş. Hayır yani, bana kalırsa da Rajaz daha iyi şarkı. Daha iyi şarkının daha az popüler olmasını da anlarım: (bkz: en popüler şarkısı en güzeli olmayan müzisyenler)
Ama lastfm'deki popülerlikle Ekşi Sözlük'teki popülerliğin bu denli farklı olmasını anlayamadım gitti. Bir şekilde Türkler Rajaz'ı daha çok sevmiş herhalde. Niye ki?!
www.lastfm.com.tr
Ama mesela sözlükte Rajaz başlığına 99 entry girilirken, lastfm'de 1 numara olan Supertwister'ın başlığına sözlükte sadece 12 entry girilmiş. Hayır yani, bana kalırsa da Rajaz daha iyi şarkı. Daha iyi şarkının daha az popüler olmasını da anlarım: (bkz: en popüler şarkısı en güzeli olmayan müzisyenler)
Ama lastfm'deki popülerlikle Ekşi Sözlük'teki popülerliğin bu denli farklı olmasını anlayamadım gitti. Bir şekilde Türkler Rajaz'ı daha çok sevmiş herhalde. Niye ki?!
rajaz doğu ezgileriyle dolu olduğu için türkiye'de sevilmesi normal. progresif anlamda daha başarılı eserlerinin de türkiye'de çok sevilmemesi normal.
- neal cassady (17.09.13 16:28:45)
Haklı olabilirsin. Sahara da 54 numarada. Yine de bu kadar büyük bir uçurum içime sinmedi.
- long live rock n roll (17.09.13 16:40:28)
Neal Cassady haklı evet, Rajaz'ı insanlar progressive olduğu için değil güzel olduğu için dinliyor. Dream Theater'dan Another Day, Wither gibi 'genele hitap eden' parçalar bir sürü progresif şaheseri parçanın üzerinde listelerde.
- roket adam (17.09.13 17:25:34)
[]
Karikatür - Şekilli gence yatan mayış
Umut Sarıkaya'ydı galiba. Böyle bir şekilli genç vardı, rastalı falan, öyle yatıyordu. Biri soruyordu sanırım "sen ne iş yapıyorsun" diye de, adamın işi böyle "şekilli genç" olmaktı. Sırf bu işi yapması için para yatıyordu adama, hatta telefonla arayıp "mayış gecikti" filan diyordu..?
Bi buldurun be...
Bi buldurun be...
Karikatürü o kadar iyi biliyorum ki, eve gitsem dergilerden çıkartırım o derece..
20 dakikadır arıyorum bulamadım ama internette..
Fitil oldum..
20 dakikadır arıyorum bulamadım ama internette..
Fitil oldum..
- quaker (13.09.13 12:20:09)
[]
Çarşı hangi tribünde
Bir GS'li, bir BJK'li olarak BJK - GS derbisine gideceğiz. Ama gidip 1453 Kartallar'ın tarafına düşmeyelim. Bir "Her yer Taksim" diye bağıramayacaksak ne anlamı var... Neyse, Çarşı hangi tribünde oluyor Olimpiyat Stadı'nda?
doğu tribünü
- calzoncillos (06.09.13 10:17:06)
doğu üst. "çarşı" herhangi bir tribünde değil ayrıca.
doğu üst tarafında inönü'deki "kapalı üst" tayfası var. doğu altta da karagümrük tayfası.
gerçi kapalı üst demek çarşı demek ama.. yine de tribün olarak kısıtlamamak lazım.
doğu üst tarafında inönü'deki "kapalı üst" tayfası var. doğu altta da karagümrük tayfası.
gerçi kapalı üst demek çarşı demek ama.. yine de tribün olarak kısıtlamamak lazım.
- brotha b (06.09.13 10:20:05)
[]
Rock'n Coke'ta kamp kurmak
Kombine + kamp biletlerini aldık. Çadırımız var. Cumartesi öğlen varıp kurmayı planlıyoruz çadırı. Sorularım:
1. Kuracak yer bulur muyuz?
2. "Gölge yerler biter, sadece güneş alan kalır" diyenler var. Doğru mudur?
3. Sabahın köründe güneş alacak bir yere kurmak zorunda kalırsak, sıçtığımızın resmi değil midir bu?
4. Güneşe kurma ihtimaline karşı, çadıra gölge yapsın diye plaj şemsiyesi fikri geldi aklıma. Nereden bulabilirim?
5. Duş var mı orada?
6. Denize/havuza/göle girmelik bir durum olacak mı?
7. Elektrik olacak mı bir yerlerde? En azından cep telefonu bir saatliğine şarj etmelik filan?
Bunlar dışında özellikle dikkat etmemiz gereken tavsiyeler, yanımızda götürülücek şeyler falan biliyorsanız yazın lütfen.
1. Kuracak yer bulur muyuz?
2. "Gölge yerler biter, sadece güneş alan kalır" diyenler var. Doğru mudur?
3. Sabahın köründe güneş alacak bir yere kurmak zorunda kalırsak, sıçtığımızın resmi değil midir bu?
4. Güneşe kurma ihtimaline karşı, çadıra gölge yapsın diye plaj şemsiyesi fikri geldi aklıma. Nereden bulabilirim?
5. Duş var mı orada?
6. Denize/havuza/göle girmelik bir durum olacak mı?
7. Elektrik olacak mı bir yerlerde? En azından cep telefonu bir saatliğine şarj etmelik filan?
Bunlar dışında özellikle dikkat etmemiz gereken tavsiyeler, yanımızda götürülücek şeyler falan biliyorsanız yazın lütfen.
1. Elbette. Sadece seçme şansınız az olur.
2. Her yer güneş zaten.
3. İkinci cevaba bakınız. (Eğer bulabilirseniz büyük bir çadırın batısına kurun çadırınızı. Sabah gölgesinden faydalanırsınız hehe)
4. Tişört, havlu falan da atabilirsiniz üzerine, şemsiye de uygulanabilirse fena fikir değilmiş.
5. Var.
6. ---
7. Mutlaka olur. Ama siz yedek bataryanız varsa getirin.
2. Her yer güneş zaten.
3. İkinci cevaba bakınız. (Eğer bulabilirseniz büyük bir çadırın batısına kurun çadırınızı. Sabah gölgesinden faydalanırsınız hehe)
4. Tişört, havlu falan da atabilirsiniz üzerine, şemsiye de uygulanabilirse fena fikir değilmiş.
5. Var.
6. ---
7. Mutlaka olur. Ama siz yedek bataryanız varsa getirin.
- bazilika (05.09.13 17:45:03 ~ 17:45:20)
her yer güneş olacak tüm planını ona göre yap. ağaçlık bir alan değil zaten "havaalanı". tabi güneş iyi ihtimal eğer yağmur yağarsa o zaman tüm planların bozulur.
göle girmek gibi bişey pek mümkün değil, elektrik var.
göle girmek gibi bişey pek mümkün değil, elektrik var.
- try again fail again fail better (05.09.13 22:19:32)
[]
Nasıl platonik oluyorsunuz?
Bir türlü anlamadığım bir şey var; nasıl oluyor da reddedildiğiniz kişiye aşık kalmaya devam ediyorsunuz? Ya da sizi terk eden sevgiliye?
Evet, anladığım bir mantığı var; o insana reddedilmezden evvel aşık oluyorsun, süper bir şey oluyor o insan senin gözünde. Hep onu düşünüyorsun falan. Bunu anlıyorum. Bu benim de başıma geldi. Ama o insana açılıp reddedilince nasıl o duygular tam gaz devam ediyor anlamıyorum. Hele karşıdaki empati yapmadan hayvanca reddediyor bazen, okuyorum... Buna rağmene o insan yine kafada mükemmel biri olarak kalıyor. Neden o insandan nefret edemiyorsunuz? Neden kafada bitmiyor o bağlılık?!
Sevgili senden ayrılır, tekrar birleşme ihtimaliniz vardır, o zaman da anlarım. Ama sana dönme ihtimali yoksa, seni istemediğini açık ediyorsa, nasıl o insana saygı duyup hala onu istemeye devam edebilirsin? Cinsel olarak çekici bulsan bile kafadan silmek doğal sonuç değil mi?
Gerçek anlamda red/terk edilmedim sayılır, o yüzden yeterince iyi anlayamıyorum belki de. Küçük redler yaşadım ama yoğun hislerim yoktu, o yüzden kolay oldu silmek. Derin hislerim olan ve elde edemediğime de net bir şekilde açılamadığım için süregeldi, o normal. Ama net bir şekilde açılıp net bir red yesem, acı çeksem de kafamdan kolayca silerdim gibi geliyor.
Evet, anladığım bir mantığı var; o insana reddedilmezden evvel aşık oluyorsun, süper bir şey oluyor o insan senin gözünde. Hep onu düşünüyorsun falan. Bunu anlıyorum. Bu benim de başıma geldi. Ama o insana açılıp reddedilince nasıl o duygular tam gaz devam ediyor anlamıyorum. Hele karşıdaki empati yapmadan hayvanca reddediyor bazen, okuyorum... Buna rağmene o insan yine kafada mükemmel biri olarak kalıyor. Neden o insandan nefret edemiyorsunuz? Neden kafada bitmiyor o bağlılık?!
Sevgili senden ayrılır, tekrar birleşme ihtimaliniz vardır, o zaman da anlarım. Ama sana dönme ihtimali yoksa, seni istemediğini açık ediyorsa, nasıl o insana saygı duyup hala onu istemeye devam edebilirsin? Cinsel olarak çekici bulsan bile kafadan silmek doğal sonuç değil mi?
Gerçek anlamda red/terk edilmedim sayılır, o yüzden yeterince iyi anlayamıyorum belki de. Küçük redler yaşadım ama yoğun hislerim yoktu, o yüzden kolay oldu silmek. Derin hislerim olan ve elde edemediğime de net bir şekilde açılamadığım için süregeldi, o normal. Ama net bir şekilde açılıp net bir red yesem, acı çeksem de kafamdan kolayca silerdim gibi geliyor.
reddedildiğinde,beni reddetti ben artık ona aşık olarak kalamam diyemez ki insan.
- rock n roll (04.09.13 11:42:28)
Hiç tecrübe etmedim, bana ilgisi olmayan adamın suratına bakmam ciddi anlamda. Ama yukarıda bahsettiğin gibi olan sevgileri gerçek sevgi, aşk, tutku vs değil de "saplantı" olarak görüyorum. Yani tutku dediğin şeyin içinde "karşındakinden başka adamlar/kadınlar da bulabileceğin ama 'sadece onunla' olmak istediğin için onunla kaldığın bir durum" algılıyorum. Ama diğer türlüsü sadece yenilen pehlivan güreşe doymaz misali bi "bilenme, hırslanma" durumu gibi gözüküyor gözüme. Yaşayan arkadaşlar varsa onlardan duyalım.
- pandispanya (04.09.13 11:44:51)
Şahsen derince yaşamış olduğum bir durum değil ama yine de birini sevdikten sonra o beni sevmiyor diye sevilen özelliklerinde bir azalma olmayabileceğini düşünüyorum. Yani sen elmayı seviyorsun diye elma seni sevmek zorunda değil ama bu elmaya karşı olan sevginiz azaltmayabilir. Aynı şekilde, red yemek takıntıya götürebilir, bu da süreci uzatabilir.
- whoosie (04.09.13 11:51:56 ~ 11:52:29)
Bana oldu daha once, tecrube ettim yani, bence de saplanti oluyor pandispandyanin dedigi gibi
- Idonthaveausername (04.09.13 11:53:56)
öncelikle, valla ben çok güzel platonik oluyorum. anlattığın olayı da birebir yaşadım. aşık oldum, söyledim, reddedildim ve hatta reddediliyim de kafamda bitsin diye söyledim. sonuç mu?
bitti.
ama tabii ki de o ilk gün bitmiyo. önce sinirleniyosun 10 gün falan, yedirememe oluyo. sonra bi 10-15 gün ağlıyosun. bi ay falan yalan yanlış gülüyosunuz. ve istisnasız her gün unuttum tabii ki yaa, ne unutmayacağım, sevmiyorum; diyosunuz.
zamanla bitiyo ama bunu farketmiyosunuz. ama bi gün bakıyosunuz ki bi başkası giriyo içinize, onu farkettiğiniz gün diyosunuz ki aslında bitmişti, siz kendinize bunu öyle çok tekrar etmişsiniz ki anlamayı unutmuşsunuz. yalan beyanların ortasında doğruyu siz farkedemiyosunuz, başkası hissettiriyo.
öyle işte ya.
bitti.
ama tabii ki de o ilk gün bitmiyo. önce sinirleniyosun 10 gün falan, yedirememe oluyo. sonra bi 10-15 gün ağlıyosun. bi ay falan yalan yanlış gülüyosunuz. ve istisnasız her gün unuttum tabii ki yaa, ne unutmayacağım, sevmiyorum; diyosunuz.
zamanla bitiyo ama bunu farketmiyosunuz. ama bi gün bakıyosunuz ki bi başkası giriyo içinize, onu farkettiğiniz gün diyosunuz ki aslında bitmişti, siz kendinize bunu öyle çok tekrar etmişsiniz ki anlamayı unutmuşsunuz. yalan beyanların ortasında doğruyu siz farkedemiyosunuz, başkası hissettiriyo.
öyle işte ya.
- dusunuyorumbulamiyorumoyleyseyokumgaliba (04.09.13 11:59:41)
neden beni sevmedi diye onu sevmekten vazgeçeyim ?
if - else koşulu mu var?
@whoosie +1
if - else koşulu mu var?
@whoosie +1
- puc (04.09.13 12:15:34)
kafadan silinememesi bir ergenlik hastalığıdır ama platonik ayrı bir mefhum. genelde "o sana bakmaz kanka" ya da teknik olarak ulaşılamayan sınıfına giren hoşlanılan insanlara platonik deriz.
- nereye bu gidis (04.09.13 12:20:14)
bi dakka lan bi dakka platonik sayılması için reddedilmek mi lazım? abooov yıllardır yanlış yanlış yaşamışız ben hiç açılmadım mesela bi kız vardı. 3-4 sene boyunca aşık oldum hiç gidip konuşamadım tabi. yemedi. benimkisi böyle oluyor valla platonik olunca.
- nickimin hakkini veremedim (04.09.13 12:49:51)
kibarca reddederse, hani 'aslında olabilirdi ama ikimizin de elinde olmayan sebeplerden dolayı olamaz' tarzında şeyler söylerse, o zaman o sebeplerin olmadığı bir dünya hayalini kurmaya devam edebiliyo insan. he sonunda 'sikerim böyle aşkın ızdırabını' demek an meselesi.
- icim urperiyor (04.09.13 14:09:40)
sevmek. sevilmeye duyulan değil kişiye duyulan bir his olduğu için unutamıyoruz. terk etmesi, reddetmesi onun kimliğini kişiliğini değiştirmiyor. o hala aynı adam ve öyle seviyorsun onu yine.
- mutevazi (05.09.13 00:24:05)
[]
Sofya, Bulgaristan'da ne yapılır?
Perşembe gece İstanbul'dan otobüsle çıkıp, pazar öğlen geri dönüş için yola çıkacağız. İki kişiyiz, şehir merkezinde hostel rezervasyonu yaptık. Cuma akşamı Roger Waters konserine gideceğiz ama onun dışında bir planımız, hiçbir bilgimiz yok. O iki günü nasıl geçireceğimiz, nerelere gidip ne yapacağımız, ne yiyip ne içeceğimize dair tavsiyeleriniz var mı? Araba filan yok ama kiralaması kolay/ucuzsa onu da tarif edip şehir dışında yerler de tavsiye edebilirsiniz.
sofia da bitaka diye sorun, cumartesi pazar sabah 8 den öğlen 1 e kadar kurulur kaldırılır. dev bir bit pazarı, aklınıza gelen herşeyi bulabilirsiniz. gaz maskelerinden bana da getirin bi iki tane.
- sipsiyah (28.08.13 14:33:29)
[]
Şişman biri "yıllardır sürekli spor yapıyorum" dediğinde
Bu birkaç kez başıma geldi. Hele ki bir kız 1.65 boy, 90 kg civarı cüssesiyle "çocukluğumdan beri spor yaparım. spor yapmadan duramam. yüzerim, koşarım, tenis oynarım haftada 4-5 kez" filan demişti de, şaşkınlığımı zor gizleyip "ne güzel, spor süper" filan demiştim ancak. Sorum:
1. Böyle bir durumda sizin tepkiniz ne olurdu ya da kız hakkında (kişilik vs) ne düşünürdünüz?
2. Fiziksel/biyolojik olarak normal bir şey mi bu? Kızın doğru söylediğini varsayarak; mümkün mü? Başka bir rahatsızlığı falan mı var ki şekle giremiyor, ince değil?
1. Böyle bir durumda sizin tepkiniz ne olurdu ya da kız hakkında (kişilik vs) ne düşünürdünüz?
2. Fiziksel/biyolojik olarak normal bir şey mi bu? Kızın doğru söylediğini varsayarak; mümkün mü? Başka bir rahatsızlığı falan mı var ki şekle giremiyor, ince değil?
Ben de buna benzer bi kız tanıdım. Devamlı karate yaptığını, yüzdüğünü, günde bilmem kaç km filan koştuğunu söylüyordu da evdeyken bir kere kıçını dahi kaldırabildiğini görmediğim, uyuşuğun önde gideniydi. Düzenli spor yapabilmesi imkansız. En son benden kısa kız boyunun da 1.73 olduğunu iddia edince yalan söylediğine emin oldum. Sebebini bilmiyorum, enteresan.
- pandispanya (20.08.13 12:14:13)
Önce ister istemez bir "yok artık" geçer kafamdan ama ciddiyse ve yalan söylemek için sebebi yoksa hormonal falan bir sıkıntısı vardır ya da yemeyi aşırı seviyordur. Gerçi o kadar spor yapan insanın bir kez "alla alla ben neden böyleyim" diye endokrinolojiye bir görünmemiş olması enteresan olur.
Bir de ne kadar spor, o önemli; haftada 4-5 kez 15 dakika yapıyor olabilir.
Bir de ne kadar spor, o önemli; haftada 4-5 kez 15 dakika yapıyor olabilir.
- whoosie (20.08.13 12:14:27 ~ 12:14:53)
spor yapmak iyi güzel de "zayıflayacak" kadar spor yapmak çok zor.
zayıflamak için hem spor yapmak, hem de sağlıklı beslenmek gerekli. üstüne zayıflamanı zorlaştıran rahatsızlığın, hormonal durumlarının olmaması gerekli.
spor yaparak ara ara zayıflayan ve bunu doktor denetiminde öğrenmiş birisi olarak zayıflamak için düzenli olarak haftada ortalama 5 gün, en az 1 saat spor yapılması gerektiğini biliyorum ve bizzat test ettim.
ben yüzüyorum. normalde ben de ciddi bir şekilde birkaç hafta haftada 5 gün 1
saat-1,5 saat arası yüzer ve dikkat edersem kilo veriyorum.
şimdi gelelim gerçeklere insanlar spor yapıyorum dediklerinde taş çatlasın yarım saat yüzdüklerini ve o yüzmenin çok aheste olduğunu, yüzdüklerinden çok zamanı lak lak ve havuz kenarında boş boş dinlenmekle geçirdiklerini söyleyebilirim.
e böyle olunca ne oluyor? sadece spor yapmış, bir miktar sağlık kazanmış oluyorlar ama zayıflayacak kadar yeterli spor yapmıyorlar.
durum böyle.
zayıflamak için hem spor yapmak, hem de sağlıklı beslenmek gerekli. üstüne zayıflamanı zorlaştıran rahatsızlığın, hormonal durumlarının olmaması gerekli.
spor yaparak ara ara zayıflayan ve bunu doktor denetiminde öğrenmiş birisi olarak zayıflamak için düzenli olarak haftada ortalama 5 gün, en az 1 saat spor yapılması gerektiğini biliyorum ve bizzat test ettim.
ben yüzüyorum. normalde ben de ciddi bir şekilde birkaç hafta haftada 5 gün 1
saat-1,5 saat arası yüzer ve dikkat edersem kilo veriyorum.
şimdi gelelim gerçeklere insanlar spor yapıyorum dediklerinde taş çatlasın yarım saat yüzdüklerini ve o yüzmenin çok aheste olduğunu, yüzdüklerinden çok zamanı lak lak ve havuz kenarında boş boş dinlenmekle geçirdiklerini söyleyebilirim.
e böyle olunca ne oluyor? sadece spor yapmış, bir miktar sağlık kazanmış oluyorlar ama zayıflayacak kadar yeterli spor yapmıyorlar.
durum böyle.
- mea maxima culpa (20.08.13 12:16:23 ~ 12:17:54)
Şey de olabilir; yapıyodur o sporu -abartma payını çıkıp yarısı kadar yaptığını varsayalım- sonra gidip 'ohh spor da yaptım bişi olmaz diyip yemeğe abanıyodur.
Mesela annemle teyzem her gün yürüyüşe gidip hava atıyolardı 'kilo vercez çok yürüyoz' falan diyolardı hakkaten de yürüyolardı. Ama eve gelip bikaç tane halleyi hüpletiyolardı. E noldu kilo aldılar göbek yaptılar yürüyüşe çıktıkları zaman diliminde :))
Mesela annemle teyzem her gün yürüyüşe gidip hava atıyolardı 'kilo vercez çok yürüyoz' falan diyolardı hakkaten de yürüyolardı. Ama eve gelip bikaç tane halleyi hüpletiyolardı. E noldu kilo aldılar göbek yaptılar yürüyüşe çıktıkları zaman diliminde :))
- gupon (20.08.13 12:19:18)
kışın 3-4 ayda günde 15-20 dakika ev içinde yapılabilecek egzersizler yapıp, ekmek yemeyip, sebze yemeği ve ızgara et yiyip 7-8 kilo verdim.bir nevi spor yapmadan kilo vermiş oldum.
yazlığa geldim günde 2km yürüyüş yapıyorum yarım saat 1 saat arası yüzüyorum, öğlen ayvalık tostu akşam rakı balık üstüne cila niyetine bira ile kışın verdiğim kiloların yarısını geri aldım.
yani spor tek başına belirleyici değil, boğazını tutmuyorsa şişman olması normal.
yazlığa geldim günde 2km yürüyüş yapıyorum yarım saat 1 saat arası yüzüyorum, öğlen ayvalık tostu akşam rakı balık üstüne cila niyetine bira ile kışın verdiğim kiloların yarısını geri aldım.
yani spor tek başına belirleyici değil, boğazını tutmuyorsa şişman olması normal.
- alice practice (20.08.13 12:23:15)
mümkündür...
ablam da ben de aynı kategorideniz.
ablam ilkokul 4. sınıfta hentbolle başlamış, sonra basketbola geçmiş ve yıllarca oynadı, odtü kız takımı da dahil. ve ergenliğinde, bütün spor yaptığğı bu yıllarda kilosu 70'in altına düşmedi, üstünde olduğu dönemler çok oldu.(boy 170). evlendikten sonra da düzenli olarak yüzdü, değişen bri şey yok. ilginçtir 39 yaşına geldiğinde birden bire kilo vermeye başladı ve 58'e kadar indi.
benim de durumum buna benzer, yıllarca spor yaptım...spor yaptığım zamanlarda en iyi ihtimalle fit olsam da asla zayıf olmadım. ta ki sporu diyetle destekleyene kadar!!!
ayrıca ankarada gittiğim bir spor salonunun (bir işyerine aitti) hem diyetislenliğini (uzmanlığıydı) hem de step hocalığını yapan kız bildiğiniz balık etliydi. ama deli gibi spor yaptırıyor, milleti ağlatıyordu.
yıllarca ablama anlam verememiştim, ta ki o kızı görene kadar. sonra kendim de bizzat yaşadım.
fit olmakla zayıf olmak biraz farklı şeyler.
ablam da ben de aynı kategorideniz.
ablam ilkokul 4. sınıfta hentbolle başlamış, sonra basketbola geçmiş ve yıllarca oynadı, odtü kız takımı da dahil. ve ergenliğinde, bütün spor yaptığğı bu yıllarda kilosu 70'in altına düşmedi, üstünde olduğu dönemler çok oldu.(boy 170). evlendikten sonra da düzenli olarak yüzdü, değişen bri şey yok. ilginçtir 39 yaşına geldiğinde birden bire kilo vermeye başladı ve 58'e kadar indi.
benim de durumum buna benzer, yıllarca spor yaptım...spor yaptığım zamanlarda en iyi ihtimalle fit olsam da asla zayıf olmadım. ta ki sporu diyetle destekleyene kadar!!!
ayrıca ankarada gittiğim bir spor salonunun (bir işyerine aitti) hem diyetislenliğini (uzmanlığıydı) hem de step hocalığını yapan kız bildiğiniz balık etliydi. ama deli gibi spor yaptırıyor, milleti ağlatıyordu.
yıllarca ablama anlam verememiştim, ta ki o kızı görene kadar. sonra kendim de bizzat yaşadım.
fit olmakla zayıf olmak biraz farklı şeyler.
- strawberry first (20.08.13 13:56:09)
[]
Sabiha Gökçen'den Gebze Organize Sanayi'ye
Nasıl gidebilirim toplu taşıma ile? Tam Sabiha Gökçen'de değilim, 2 km karşısındayım, Atlantis avm civarında. İş görüşmesi için Gebze Organize Sanayi Bölgesi'ne gitmem lazım.
Bir de oraya gittiğimde, orası büyük olduğundan ve lokasyonu net bilmediğimden, kapıda tutabileceğim taksi filan bulunur mu? Sanayi'ye yakın bir durakta inip taksi tutsam olur.
iett.gov.tr açılmadığından dardayım!
Bir de oraya gittiğimde, orası büyük olduğundan ve lokasyonu net bilmediğimden, kapıda tutabileceğim taksi filan bulunur mu? Sanayi'ye yakın bir durakta inip taksi tutsam olur.
iett.gov.tr açılmadığından dardayım!
eger yeterli butceniz varsa, oradan gosb'a taksi tutun. 50 tl civari bir sey yazar.
eger yeterli butceniz yoksa, sabiha gokcen'e gidin, oradan akmis seyahat ile gebze merkeze gelin.
gebze merkezde gosb minibuslerine binin.
eger yeterli butceniz yoksa, sabiha gokcen'e gidin, oradan akmis seyahat ile gebze merkeze gelin.
gebze merkezde gosb minibuslerine binin.
- for the record (20.08.13 12:06:10)
[]
"Kaybetmek" - Türkçe
"Kaybetmek" kelimesini sonradan bulunan bir şey için kullanabilir miyiz? Yani mesela "dün kaybettim ama bugün buldum" olur mu yoksa "dün kaybettiğimi zannettim ama bugün buldum" daha doğru bir kullanım mı olur?
Evet bunu çözemedyip dert ettim kendime.
Evet bunu çözemedyip dert ettim kendime.
bence birincisi daha mantıklı. şöyle düşün. dün kayıp etmiş, bulana kadar geçen zamanda o nesne kayıp statüsünde kalıyor. bulunca kaybolma durumu ortadan kalkıyor ama önceden yaşanmış oluyor. zannetme gibi bir durum söz konusu değil. amaçık kaybetmiş.
edit: apaçık yazacağıma amaçık yazmışım. tipik bir freud sürçmesi olduğunu söyleyip kısa bir bilgi vereyim.
edit: apaçık yazacağıma amaçık yazmışım. tipik bir freud sürçmesi olduğunu söyleyip kısa bir bilgi vereyim.
- sarhosken alinan hesap (20.08.13 07:42:30 ~ 07:43:44)
Aslında güzel bir düşünüş şekli, semantik olarak vardır kesin bir tartışması.
İlk yanıta katılıyorum, kaybettiğinizi sandığınız anda sizin için kayıp oluyor o nesne, kaybolmadığı bilincine sonradan erişiyorsunuz. Tabii ikincisi de olur ama birincisi hatalı değil.
İlk yanıta katılıyorum, kaybettiğinizi sandığınız anda sizin için kayıp oluyor o nesne, kaybolmadığı bilincine sonradan erişiyorsunuz. Tabii ikincisi de olur ama birincisi hatalı değil.
- whoosie (20.08.13 08:20:52)
ikincisinde buldum demen yanlış oluyor, çünkü kaybetmemişsin.
- baldur (20.08.13 08:24:31)
bence "kaybettim, ama buldum" kullanımında bir problem yoktur. kaybetme eylemi sonsuza kadar sürecek diye bir durum yoktur. kaybolan şey bulunamadığı sürece kayıptır. bu çerçevede
" kedim 2 gündür kayıptı, komşumuzun bahçesinde buldum." veya " dün paramı otogarda kaybettim, polis sayesinde bugün bulabildim." cümleleri doğrudur bence.
" kedim 2 gündür kayıptı, komşumuzun bahçesinde buldum." veya " dün paramı otogarda kaybettim, polis sayesinde bugün bulabildim." cümleleri doğrudur bence.
- discopolice (20.08.13 09:36:24)
Ben olaya farklı bir boyut katayım. Nerede olduğu bilinen fakat ulaşılamayan şey kayıp mıdır? Örneğin uçup giden bir balon, ya da denizin dibine, spesifik bir noktaya düşen bir eşya.
- cakabo (20.08.13 09:47:01)
Uçup giden balon kayıptır, yeri bilinemez ama belli bir yere bırakılan şey ulaşılmazdır bence. Tabii okyanus tabanında sürüklenip gitmesi olasılığı var, o yüzden o da kayıp olabilir.
Soru "kimsenin olmadığı bir ormanda bir ağaç devrilse ses çıkar mı?" sorusuna benziyor :)
Soru "kimsenin olmadığı bir ormanda bir ağaç devrilse ses çıkar mı?" sorusuna benziyor :)
- whoosie (20.08.13 09:59:10 ~ 09:59:30)
bence kaybetmekte bir sorun yok, zaten daha önce kaybolmuş, bulununca kayıplıktan çıkmış. ancak zaman olarak bir sorun var. "dün kaybettim, bugün buldum" değil de "dün kaybetmiştim, bugün buldum" daha doğru olur.
- aychovsky (20.08.13 10:30:26)
[]
İstanbul - Sofya arası en ucuz ulaşım
Roger Waters İstanbul'a geldiğinde yurt dışında olduğumdan ve konser yorumlarını duydukça kendimi sikmek istememden mütevellit, 30 Ağustos'taki Sofya konserini öğrenip, 30 Ağustos'un da tatil olmasıyla gaza gelerek, "gezmiş de olurum" diyerek araştırdım. Konser biletleri normal ama ulaşım için THY'nin kazık fiyatları (gidiş-dönüş 500 tl civarı) dışında bir alternatif bulamadım.
Hayat hikayemi anlatmadan da sorabilirdim tabii ama; 29 ya da 30 Ağustos'ta gidip, 31 Ağustos ya da 1 Eylül'de dönecek şekilde en ucuz nasıl yapabilirim bu işi? Uçak, tren, otobüs, otostop, araba kiralama... her yola gelirim.
Hayat hikayemi anlatmadan da sorabilirdim tabii ama; 29 ya da 30 Ağustos'ta gidip, 31 Ağustos ya da 1 Eylül'de dönecek şekilde en ucuz nasıl yapabilirim bu işi? Uçak, tren, otobüs, otostop, araba kiralama... her yola gelirim.
malta'ya giderken sofya aktarmalı gitmiştik. malta havayollarına ait bir uçaktı. bi bakın belki uygundur sofya'ya kadar.
- kakao (18.08.13 22:05:00)
Tren olması lazım arkadaşlar trenle gittiklerini söylüyorlardı.
- dream eater (18.08.13 22:15:27 ~ 22:15:34)
otobüs+1 65 lira falandı en son.
- bass solo take one (18.08.13 22:37:17)
[]
Pa pa papara ... kakara
Yabancı dilde bir şarkı. İngilizce de olabilir ama sanmıyorum, tam aklımda değil. Genç bir kadının gibi duran bir sesi var söyleyenin. Fransızca ya da böyle Balkan ülkelerinin dillerinden birinde olabilir. Biraz hareketli hoş bir şarkı, sözlere dair tek bildiğim, nakaratında "pa pa papara ....(bişeyler) kakara" gibi bir şeyler demesi.
Bi buldurun be...
Bi buldurun be...
rihanna - man down sanırım.
- baldur (18.08.13 21:27:57)
ay ne bok şarkı o da öyle. insanlar da amma zevksiz. dandik şeyler dinliyolar
- Somuchwin (18.08.13 21:29:56 ~ 21:30:44)
Yok, "Man down" değil.
@Somuchwin: Bana güzel şarkılar öner :(((((
@Somuchwin: Bana güzel şarkılar öner :(((((
- long live rock n roll (18.08.13 21:36:39)
www.youtube.com
şunu diyor olman çok olası bu arada. bütün cümle alem hatmetti zazı. bokunu çıkardı millet. sırf izmir'e iki kere geldiler. bilmemen mümkün değildir diye başta söylemedim.
şunu diyor olman çok olası bu arada. bütün cümle alem hatmetti zazı. bokunu çıkardı millet. sırf izmir'e iki kere geldiler. bilmemen mümkün değildir diye başta söylemedim.
- Somuchwin (18.08.13 21:38:28 ~ 21:45:54)
Yuh, küçümsediğim Somuchwin'in dediği doğru çıktı, iyi yamuldum :(
Sözler de şöyleymiş:
"Passe, passe, passera
la dernière restera"
Sözler de şöyleymiş:
"Passe, passe, passera
la dernière restera"
- long live rock n roll (18.08.13 21:44:22)
Kakara kismina takildim ben.
- thatam (18.08.13 21:59:48)
[]
Sabah diş fırçalamak hakkında
Kahvaltıyı ofiste yapan insanlar; dişlerinizi ne zaman fırçalıyorsunuz? Kahvaltıyı yaptıktan sonra ofiste fırçalıyordum ben ama, düşündüm de; kahvaltıyı yapana kadar ağzım bayağı kokuyor olmalı ve insanlara rahatsızlık verebilirim. Böyle olunca evden çıkmadan fırçalamaya başladım, bir de öğle yemeğinden sonra ve gece yatmadan önce fırçalıyorum.
Hangisi daha sağlıklı/mantıklı sizce?
Hangisi daha sağlıklı/mantıklı sizce?
ya da sabah kalktığında bir naneli şeker alsan hani mint gibi minik şekerler var onlardan, kahvaltı edene kadar o idare eder, sonra yedikten sonra fırçalarsın.
- kaputt (15.08.13 09:04:35 ~ 09:04:45)
evden çıkarken ağız suyu, kahvaltıdan sonra fırçalamak iyidir bence.
- whoosie (15.08.13 09:12:24)
Evden çıkmadan önce fırçalıyorum. Diş fırçalamadan evden çıkamam. Kahvaltıdan sonraysa mutlaka çalkalıyorum. Öğle yemeğinden sonra zaten fırçalıyorsanız, ofiste kahvaltıdan sonra fırçalamaya hiç gerek yok bence.
- pandispanya (15.08.13 09:24:08)
Evden çıkmadan şu mentollü sular var ya ağız çalkalama suları onlarla çalkalayıp çıkabilirsiniz, sorun kahvaltı öncesi kokuysa.
- charlesbukowskiineksi (15.08.13 09:35:06)
Evden cikmadan fircalamak, ofis kahvaltisindan sonra calkalamak.
- nax (15.08.13 09:58:34)
Dişimi fırçalamadan hayatta evden çıkmam
- ütopya (15.08.13 14:07:06)
[]
Evli olmayan çifte oda vermeyen oteller
Bunların yaptığı şey yasal mı? Yapanlar olduğunu biliyoruz da, hukuk çerçevesinde geçerliliği var mı bu tutumun? O hotel ne hakla müşteri seçebiliyor ki böyle? Yasada bununla ilgili bir şey var mı? Evli değil diye çifte oda vermeyen otele bir yaptırım mümkün mü?
Böyle müşteri seçmek garip. Yani özel mülk sayıldığı için istediği müşteriyi alır aslında. Bir club'a girerken kıyafeti uygun değil diye kapıdan dönen müşteriyi normal görüyoruz, bazı yerlere damsız almıyorlar falan ama ayrımcılık değil mi bu? Benim bir restoranım olsa ve oraya zencileri almasam mesela, bu ırkçılık olur. Bekar çifte oda vermemek de benzer bir şey değil mi?
Edit: Öyle bir arayışta değilim. Ofisteki kız telefonda rezervasyon deneyince böyle dediler de kıllandım ben de.
Böyle müşteri seçmek garip. Yani özel mülk sayıldığı için istediği müşteriyi alır aslında. Bir club'a girerken kıyafeti uygun değil diye kapıdan dönen müşteriyi normal görüyoruz, bazı yerlere damsız almıyorlar falan ama ayrımcılık değil mi bu? Benim bir restoranım olsa ve oraya zencileri almasam mesela, bu ırkçılık olur. Bekar çifte oda vermemek de benzer bir şey değil mi?
Edit: Öyle bir arayışta değilim. Ofisteki kız telefonda rezervasyon deneyince böyle dediler de kıllandım ben de.
geçerliliği yok.
- devorgilla the gunslinger (14.08.13 16:19:39)
kültür ve turizm bakanlığı logosu varsa kapısında kesinlikle oda vermeme gibi bişey yapamazlar. bakanlığa şikayet ettiğiniz zaman tabiri caizse öttürürler o otelin sahibini.
ama onun haricinde yıldızsız, pansiyondan bozma veya 2* oteller almazlarsa almayabilir, işletmecinin tercihidir.
gerçi bu tarz yerlere "dini nikahlı eşim" deyip biraz atar yapınca hemen tamam deyip geri adım atıyorlar.
ama onun haricinde yıldızsız, pansiyondan bozma veya 2* oteller almazlarsa almayabilir, işletmecinin tercihidir.
gerçi bu tarz yerlere "dini nikahlı eşim" deyip biraz atar yapınca hemen tamam deyip geri adım atıyorlar.
- refreshing towel (14.08.13 16:25:37)
bilmiyorum ama bazı değil özellikle anadolu şehirlerinde hibçir otel almıyor. geçen ay sivas için bütün otelleri aradım hepsi evlilik cüzdanı sordu. sonunda couchsurfing yaptım da birinde kalabildim.
- kaputt (14.08.13 16:25:46 ~ 16:30:17)
Yahu koskoca 5 yildizli malatya ramada otel konaklamak icin aradigimizda adam; "evli degilseniz ayni odada kalamazsiniz." dedi. Simdi bunlari sikayet mi edelim nereye edelim? Sinir oluyorum lan bunlara sana ne amk.
- karacigerim vur kadehlere (14.08.13 17:39:47)
[]
Sevişmek vs. Terlemek vs. Duş Almak
Nasıl yapıyorsunuz bu sevişmek-duş almak döngüsünü? Sevişmeden önce duş almak mantıklı, zira günün ter kokusuyla partnere işkence çektirmek istemiyor insan. Öte yandan sevişince de, özellikle bu yaz sıcağında leş gibi terliyoruz. O halde uyuyup ertesi sabah işe gitmek de ayrı dert. E hem önce, hem sonra duş alacaksak bir sevişme için çok fazla prosedür oluyor. Sizin rutininiz nedir?
Yazin sevismiyoruz.
- halitkin (29.07.13 10:55:07)
sabah kalkınca duş al.
- r_u_h (29.07.13 10:56:24)
seçenekler;
a) üşeniyorsak sevişmiyoruz(veya sevişme planlı bir şey mi onu da çözemedim tam ama olabilir bir şey demiyorum)
b) klimalı ortamda sevişip terlemiyoruz.
c) eve gelince duş alıp sevişme sonrası duş alma arasına baya zaman koymuş oluyoruz.
d) seviştikten sonra duş almıyoruz sabah kalkınca alıyoruz.
e) yukarıda da belirtildiği gibi en pratik olanı duşta sevişiyoruz.
bunlardan birini seçebiliyor insanoğlu garip ama gerçek.
a) üşeniyorsak sevişmiyoruz(veya sevişme planlı bir şey mi onu da çözemedim tam ama olabilir bir şey demiyorum)
b) klimalı ortamda sevişip terlemiyoruz.
c) eve gelince duş alıp sevişme sonrası duş alma arasına baya zaman koymuş oluyoruz.
d) seviştikten sonra duş almıyoruz sabah kalkınca alıyoruz.
e) yukarıda da belirtildiği gibi en pratik olanı duşta sevişiyoruz.
bunlardan birini seçebiliyor insanoğlu garip ama gerçek.
- lunedor (29.07.13 10:56:40)
Önce ve sonra.
- sen git ben geliyorum (29.07.13 11:13:35)
öncesinde ve sonrasında duş al, kısa duşlar olsun mümkünse.
- [silinmiş] (29.07.13 11:18:53)
sıcak su tek başına da çözücüdür. kısa bir süre de olsa iki dakka suyun altına girip iki fış fış bi hış hış, hemen çıkarsınız, düşünmeye değmez. zaten şampuanlanınca onun köpüğüyle ufak tefek elle keselenme manevraları pratik oluyor. e sabah da şart tabii, aynı şekilde...
- nereye bu gidis (29.07.13 11:28:25)
biz genel olarak sevişemediğimiz için :(
- se se ge (29.07.13 12:19:26)
Prosedür değil güzel kardeşim, temizlik diyoruz biz oba
- sehpa fx350 (29.07.13 12:28:56)
öncesinde zaten yapılmalı. daha sonra 2-3 gideceksek terden arınmayı geçtim vücudun tazelenmesi için de şart. hafiften soğuk ya da ılık iyi gider.
lan sevişiyorsunuz bir de üşeniyorsunuz
lan sevişiyorsunuz bir de üşeniyorsunuz
- orijinal nick bulamadim (29.07.13 12:38:53)
[]
Zamanın ötesindekiler bozuldu mu?
Bir entry girdim bugün. Girmezden evvel 29 z.ö. entry'm vardı, girdikten bir süre sonra bu oylandı ve z.ö.'ye girdi, toplam z.ö. 30 oldu. Şimdi üzerinden birkaç saat geçti, bir bakıyorum 64 tane z.ö. entry'm var görünüyor. Ama bu son girdiğim dışında entry'm oylanmamış bu süre içinde. Yani seri eksilenme olasılığı yok. Zaten öyle bir entry de değildi. Sorum şu; sizde de böyle bir durum oldu mu? z.ö. listeleri bozuldu mu, yoksa z.ö. için olan kriter hakkındaki kodu mu değiştirdiler acaba?
benim de 23'ten 73'e çıkmış. algoritma değişmiş sanırım.
bu arada başucu eserleri'nin de sıralaması değişmiş. güzel hale gelmiş.
zö'ye de bi ayar çekiyorlardır.
bu arada başucu eserleri'nin de sıralaması değişmiş. güzel hale gelmiş.
zö'ye de bi ayar çekiyorlardır.
- brkylmz (26.07.13 16:57:50)
- long live rock n roll (26.07.13 16:58:48)
[]
Kadıköy'de canlı müzik
Sevgili Bob Dylan'lar,
Var mı bu akşam Kadıköy'de canlı müzik dinleyebileceğimiz bir yer? Türkü bar ya da eller havaya kıvamında olmayan, müziği kaliteli olan herhangi bir bar biliyor musunuz? Mekan nezih ya da salaş olabilir; tarz rock, jazz, blues, eski pop vs pek fark etmez ama biraz kaliteli olsun dediğim gibi. Yani bu akşam Kadıköy'de canlı müzik olan tüm mekanları yazarsanız bir bakar denerim en azından.
Teşekkürler.
Var mı bu akşam Kadıköy'de canlı müzik dinleyebileceğimiz bir yer? Türkü bar ya da eller havaya kıvamında olmayan, müziği kaliteli olan herhangi bir bar biliyor musunuz? Mekan nezih ya da salaş olabilir; tarz rock, jazz, blues, eski pop vs pek fark etmez ama biraz kaliteli olsun dediğim gibi. Yani bu akşam Kadıköy'de canlı müzik olan tüm mekanları yazarsanız bir bakar denerim en azından.
Teşekkürler.
buddha'da illaki bir şey vardır.
Shaft ve Kadıköy Sahne'de de olabilir.
Shaft ve Kadıköy Sahne'de de olabilir.
- whoosie (20.07.13 20:05:59)
[]
Etiler'den (metrobüsle) Santralistanbul'a
Nasıl giderim? En iyisi Zincirlikuyu'dan metrobüs olacak muhtemelen ama metrobüsün hangi durağında inip, nereden hangi otobüse binmem lazım Santralistanbul'a gitmek için?
Halıcıoğlu'ndq inip köprünün altından karşıya geçip o yokuştan aşağı inmeniz lâzım bildiğim kadarıyla. Dolmuşlar oradan kalkıyor. Yürüyerek de 15 dakika falan zaten.
- tok oldugumuz halde yaftalar yiyoruz (19.07.13 14:44:52)
[]
İstanbul filmleri
İstanbul'da geçen filmlere sardım bu aralar. Böyle en azından bir kısmı İstanbul'da geçen, özellikle İstanbul sokaklarından kesitler sunan filmler arıyorum. Tabi öyle Aşk-ı Memnu gibi popüler dönem Türk dizilerindeki gibi değil. Filmler de kaliteli olursa iyi olur elbette. Fatih Akın'ın filmleri gibi mesela... Son dönemde izlediğim şunlar gibi olabilir:
- Anlat İstanbul
- Gegen die Wand (Duvara Karşı)
- Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul (belgeseldi bu)
- Auf der anderen Seite (Yaşamın Kıyısında)
Tikler sabaha.
- Anlat İstanbul
- Gegen die Wand (Duvara Karşı)
- Crossing the Bridge: The Sound of Istanbul (belgeseldi bu)
- Auf der anderen Seite (Yaşamın Kıyısında)
Tikler sabaha.
organize işler olur bence.
- in vino veritas (15.07.13 00:17:12)
- reverse engineer (15.07.13 00:21:43 ~ 00:24:05)
masumiyet
kader
alinin 8 gunu
dansoz
istanbul hatirasi
tabutta rovasata
kara kopekler havlarken
agir roman
kac para kac
eskiya
kader
alinin 8 gunu
dansoz
istanbul hatirasi
tabutta rovasata
kara kopekler havlarken
agir roman
kac para kac
eskiya
- camiroquay (15.07.13 00:28:32)
Korkuyorum Anne (İnsan Nedir ki?)
Tabutta Rövaşata
Tabutta Rövaşata
- utkucbkc (15.07.13 00:28:35)
Altin yumruk istanbulda
Kaybedenler kulubu
Kaybedenler kulubu
- lord (15.07.13 00:45:53)
kış - uzak
bahar - kaç para kaç
yaz - Ah Güzel istanbul
bahar - kaç para kaç
yaz - Ah Güzel istanbul
- halitkin (15.07.13 00:53:07)
Vesikalı Yarim - en güzel İstanbul filmidir.
- linuswithnoblankets (15.07.13 12:44:10)
[]
Boyun yastığı alacağım
Serviste işe gidip gelirken uyuduğumda boynum ağrıyor. Bunun için boyun yastığı baktım da şöyle şeyler buldum:
Havalı, şişirmeli olanlar var:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Ya da içi dolu olanlar:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Sizce hangi tarzda, hangisini tercih edeyim? Sizin deneyimlediğiniz başka tavsiye varsa da buyrun...
Havalı, şişirmeli olanlar var:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Ya da içi dolu olanlar:
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com
Sizce hangi tarzda, hangisini tercih edeyim? Sizin deneyimlediğiniz başka tavsiye varsa da buyrun...
Bende şundan var ve çok rahat. İçi sanki küçük boncuk gibi bir şeylerle dolu, katlanabiliyor, açık haliyle taburenin üstüne bile konulabiliyor :)
ecx.images-amazon.com
Ben bunu Eminönü'deki Şarkhan'dan 10 TL'ye almıştım ama eminim internette de vardır.
Şişirmeli olanların kenarları benim boynumu acıtıyordu. İçi dolu olanlar daha iyi diye düşünüyorum.
Edit: www.indirdik.com
ecx.images-amazon.com
Ben bunu Eminönü'deki Şarkhan'dan 10 TL'ye almıştım ama eminim internette de vardır.
Şişirmeli olanların kenarları benim boynumu acıtıyordu. İçi dolu olanlar daha iyi diye düşünüyorum.
Edit: www.indirdik.com
- violetsky (12.07.13 11:50:22 ~ 11:51:00)
[]
Bir haber hakkında birkaç soru (siyasi/toplumsal)
www.hurriyet.com.tr
1) "İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Kadıköy Belediyesi arasında yıllardır tartışma konusu olan, Kuşdili Çayırı’ndaki AVM projesi iptal ediliyor."
Kadıköy Belediyesi hangi partinin elinde?
2) "Kadıköylüler’in 7 bin 369 dilekçeyle itiraz ettiği tarihi Kuşdili Çayırı’na AVM projesini mimar Hakan Kıran hazırlamıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı itirazları haklı bularak, 150 bin metrekarelik inşaat alanını 20 bin metrekareye indirmişti... Plan değişikliğine göre yapımı düşünülen Kuşdili Projesi tamamen iptal edilecek, alanın tamamı yeşil alan olarak tasarlanacak, altı da kısmen 2 katlı otopark olacak."
Sizce bu iptal kararının esas sebebi ne? Gerçekten de itiraz dilekçelerinin bir etkisi var mı? Her fırsat olduğunda ben de imzalayıp sesimi bir nebze duyurmaya çalışıyorum ama, çok da bir etkisi olduğunu düşünmüyordum.
1) "İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Kadıköy Belediyesi arasında yıllardır tartışma konusu olan, Kuşdili Çayırı’ndaki AVM projesi iptal ediliyor."
Kadıköy Belediyesi hangi partinin elinde?
2) "Kadıköylüler’in 7 bin 369 dilekçeyle itiraz ettiği tarihi Kuşdili Çayırı’na AVM projesini mimar Hakan Kıran hazırlamıştı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı itirazları haklı bularak, 150 bin metrekarelik inşaat alanını 20 bin metrekareye indirmişti... Plan değişikliğine göre yapımı düşünülen Kuşdili Projesi tamamen iptal edilecek, alanın tamamı yeşil alan olarak tasarlanacak, altı da kısmen 2 katlı otopark olacak."
Sizce bu iptal kararının esas sebebi ne? Gerçekten de itiraz dilekçelerinin bir etkisi var mı? Her fırsat olduğunda ben de imzalayıp sesimi bir nebze duyurmaya çalışıyorum ama, çok da bir etkisi olduğunu düşünmüyordum.
7 bin dilekçeyle iptal ediliyorsa 15 bin dilekçeyle yapılabilir de bu durumda. olay farklı görünüyor. muhtemelen plan değişikliği isteniyordu ibb de buna genelde itiraz edebiliyor. yukarılardan birisi evet demeden o planlar kolay kolay değişmez.
sorunuzun cevabı yok. arkasındaki olayı tam olarak bilen biri de yoktur bence.
ama anahtar kelime rant..
sorunuzun cevabı yok. arkasındaki olayı tam olarak bilen biri de yoktur bence.
ama anahtar kelime rant..
- ozdek (10.07.13 10:14:52)
[]
Trafik işaretleri
aslında işaret aynı, sadece "dur"u ülkenin dilinde yazıyorlar. heralde içi boş kalınca işaret anlamsız görünüyor diyedir. amerikada mesela şu şekilde:
s3.freefoto.com
s3.freefoto.com
- xavininarapasi (08.07.13 07:59:22)
Yazının önemi yok, yazıyı çıkar işaret heryerde aynı.
O değildi eklediğin resimde o giremez bu giremez denilen resimlerden o aracın giremeyeceği anlamını çıkartabilen varmı? Orada, madem giremiyor aracın üzerinde bir çizgi olması gerekmiyor mu?
O değildi eklediğin resimde o giremez bu giremez denilen resimlerden o aracın giremeyeceği anlamını çıkartabilen varmı? Orada, madem giremiyor aracın üzerinde bir çizgi olması gerekmiyor mu?
- poseidon1 (08.07.13 08:59:33)
bence böyle gayet anlaşılır ya. ama senin dediğin gibi olsa da olurmuş herhalde. ama öyle olmamış. kural kuraldır ya takılma bu kadar :)
- yigitkaraca (08.07.13 09:42:02 ~ 09:42:43)
[]
Greenpeace'e üye oldum ama dolandırılmasam bari?
Moda'da yürürken geldiler bugün yine konuştular uzun uzun. Sorular sordum cevapladılar. Aklımda vardı zaten üye olmak, bilgilerimi verdim, kredi kartı no verdim, güvenlik kodunu ben girdim tabletteki forma, üye yaptık beni...
Sonradan aklıma takıldı ama; yeşil tişört giyerek dolaşıp, Greenpeace'in üyesi olmayan, elinde bir form tutan herkes bu yolla insanların kredi kartı bilgilerini ele geçirebilir. Böyle olaylar oluyor mu? Benim gerçekten Greenpeace'e üye olup olmadığımı öğrenmemin bir yolu var mı?
Edit: Aylık belli bir miktar otomatik bağış yapacak şekilde üye oldum. Normal prosedürde böyle üye olup bağış yapanları biliyorum ama "ya bunlar Greenpeace'çi değilse?"
Sonradan aklıma takıldı ama; yeşil tişört giyerek dolaşıp, Greenpeace'in üyesi olmayan, elinde bir form tutan herkes bu yolla insanların kredi kartı bilgilerini ele geçirebilir. Böyle olaylar oluyor mu? Benim gerçekten Greenpeace'e üye olup olmadığımı öğrenmemin bir yolu var mı?
Edit: Aylık belli bir miktar otomatik bağış yapacak şekilde üye oldum. Normal prosedürde böyle üye olup bağış yapanları biliyorum ama "ya bunlar Greenpeace'çi değilse?"
oha! kredi kartı numarası ney la?
belli miktar bağış mı yaptın?
yani ben zaten bu greenpeace cileri görünce yolumu değiştiririm de. prosedür de böyle bir şey var mı bilmiyorum... ama garipsedim.
belli miktar bağış mı yaptın?
yani ben zaten bu greenpeace cileri görünce yolumu değiştiririm de. prosedür de böyle bir şey var mı bilmiyorum... ama garipsedim.
- ne nicki be (07.07.13 23:36:49 ~ 23:38:00)
Yoldakilerin tamamının olayı bir şekilde bağış toplamak. Ama üye olmak için web sitesine gitseniz daha iyi olur.
- compumaster (07.07.13 23:40:43)
Greenpeace'e üyelik ücretsiz zaten, neyi ödedin sen anlamadım.
- secilmis uye (07.07.13 23:40:44)
@ne nicki be; Bir gün uzun uzun konuşmuştuk bir arkadaşla, greenpeace sadece kredi kartıyla destek alıyormuş, yanlış hatırlamıyorsam aylık olarak belli bir miktar çekiliyor hesabından, tek seferlikte olabilir ama kayıt açısından yalnızca kredi kartıyla oluyormuş, konuştuk konuştuk buna en son geldik, kredi kartı kullanmadığımı öğrenince olmadı benim iş.. Bende artık yolda yanıma geldiklerinde "kart kullanmıyorum" diyorum, gidiyorlar..
- mutekebbir (07.07.13 23:41:26)
Benim sorumu bir kişi bile anlamadı mı? "Greenpeace'e üye olsam mı? Nasıl olayım ne kadar alıyorlar?" diye sormuyorum. Aylık belli bir miktar otomatik bağış yapacak şekilde üye olup kredi kartı bilgilerimi verdim. Ama bunların gerçekten Greenpeace'çi olup olmadığını öğrenmenin yolu var mı diye soruyorum. Neticede ben de üzerime yeşil tişört giyip dolaşıp kredi kartı numarası toplayıp kullansam bunu bir alışverişte?!
- long live rock n roll (07.07.13 23:46:43)
Ben o isi yaptim. Hicbir sorun olmaz.
Onlar greenpeace ci miydi diye merak ediyorsaniz greenpeace i arayin ve o saha grubunun direktorunun numarasini isteyin.
Hangi saatte islemi yaptiginizi soyleyin. Doldurulan formun bi ornegini size vermislerdir bi tanesi bizde kalirdi. Direktorde sizin adiniz varsa greenpeace cilere vermissinizdir.
Ama kredi karti arkasindaki 3 haneli no yu kaptirmadiginiz surece dolandirilamazsiniz.
Onlar greenpeace ci miydi diye merak ediyorsaniz greenpeace i arayin ve o saha grubunun direktorunun numarasini isteyin.
Hangi saatte islemi yaptiginizi soyleyin. Doldurulan formun bi ornegini size vermislerdir bi tanesi bizde kalirdi. Direktorde sizin adiniz varsa greenpeace cilere vermissinizdir.
Ama kredi karti arkasindaki 3 haneli no yu kaptirmadiginiz surece dolandirilamazsiniz.
- kegums (07.07.13 23:53:07)
doldurduğunuz formun bir kopyasını size vermiş olmaları lazım. vermedilerse dolandırıcılardır.
verdilerse bağışçı numaranız gibi bir şey yazıyordur üstünde zaten. arayın greepeace'i numaram bu, şüphelendim kontrol ettirmek istedim diyin.
bu tip sivil kuruluşları sevmezsiniz falan ayrı ama kredi kartı işi elzem, paranoyaklığa gerek yok. cevap veren bazı arkadaşlara hitaben yazdım bunu size değil.
verdilerse bağışçı numaranız gibi bir şey yazıyordur üstünde zaten. arayın greepeace'i numaram bu, şüphelendim kontrol ettirmek istedim diyin.
bu tip sivil kuruluşları sevmezsiniz falan ayrı ama kredi kartı işi elzem, paranoyaklığa gerek yok. cevap veren bazı arkadaşlara hitaben yazdım bunu size değil.
- tescillimarka (07.07.13 23:55:34)
[]
Spor ve casual ayakkabı
Ayakkabı almak istiyorum. Kullanma amacım şöyle olacak:
1. Tenis oynarken. Haftada bir oynuyorum, sert zeminde. Eski bir basket ayakkabısıyla oynuyorum şu an ama parçalandı sayılır.
2. Koşu yaparken. Bu düzenli değil, seyrek. Çim, tartan zemin ya da koşu bandı olabiliyor. Yarı spor bir casual ayakkabı ile koşuyorum. Darbeyi emmediği için baldırlarım ağrıyor.
3. Tatile gidip günde 10-15 km yürüdüğümde. Casual ayakkabı ile yaptığımda, bir haftanın sonunda ayak tabanlarım paramparça, acı içinde oluyor.
Bu üç amaca birden hitap edecek, aynı zamanda da aşırı spor/çirkin görünmeyecek bir şey arıyorum. Zira tatilde hem gündüz yürümek için, hem de gece dışarıya çıkarken giyebilirim. Mesela şöyle bir şey kot pantolon altına falan hiç gitmez:
www.adidas.com.tr
Birkaç şey baktım. Tenis ayakkabısı kategorisi:
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
Koşu ayakkabısı kategorisi:
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
Bunların gideri var mı sizce? Başka önerileriniz var mı? Bütün kriterleri sağlayıp uzun dayanacaksa para sorun değil, tüm kriterler için birden fazla ayakkabı almam gerekirse biraz ucuz olsa iyi olur.
Bir de sorum şu mesela; tenis ayakkabısı alıp koşu için kullanırsam aşırı bir yıpranma olur mu ayakkabıda?
1. Tenis oynarken. Haftada bir oynuyorum, sert zeminde. Eski bir basket ayakkabısıyla oynuyorum şu an ama parçalandı sayılır.
2. Koşu yaparken. Bu düzenli değil, seyrek. Çim, tartan zemin ya da koşu bandı olabiliyor. Yarı spor bir casual ayakkabı ile koşuyorum. Darbeyi emmediği için baldırlarım ağrıyor.
3. Tatile gidip günde 10-15 km yürüdüğümde. Casual ayakkabı ile yaptığımda, bir haftanın sonunda ayak tabanlarım paramparça, acı içinde oluyor.
Bu üç amaca birden hitap edecek, aynı zamanda da aşırı spor/çirkin görünmeyecek bir şey arıyorum. Zira tatilde hem gündüz yürümek için, hem de gece dışarıya çıkarken giyebilirim. Mesela şöyle bir şey kot pantolon altına falan hiç gitmez:
www.adidas.com.tr
Birkaç şey baktım. Tenis ayakkabısı kategorisi:
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
Koşu ayakkabısı kategorisi:
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
www.adidas.com.tr
Bunların gideri var mı sizce? Başka önerileriniz var mı? Bütün kriterleri sağlayıp uzun dayanacaksa para sorun değil, tüm kriterler için birden fazla ayakkabı almam gerekirse biraz ucuz olsa iyi olur.
Bir de sorum şu mesela; tenis ayakkabısı alıp koşu için kullanırsam aşırı bir yıpranma olur mu ayakkabıda?
içlerinde en iyisi bu www.adidas.com.tr
ama bence yine de fazla spor gözüküyor. ille bu formatta mı bakıyorsun, tenis koşu için bu tarz ayakkabılar rahat olmaz mı?
www.adidas.com.tr
bence gece filan da giyeceksen bu tarzlar güzel ama dediğim gibi spor da yapacaksan çok anlamadığımdan soruyorum. veya en azından şöyle bir şey belki daha rahattır,www.adidas.com.tr
ama bence yine de fazla spor gözüküyor. ille bu formatta mı bakıyorsun, tenis koşu için bu tarz ayakkabılar rahat olmaz mı?
www.adidas.com.tr
bence gece filan da giyeceksen bu tarzlar güzel ama dediğim gibi spor da yapacaksan çok anlamadığımdan soruyorum. veya en azından şöyle bir şey belki daha rahattır,www.adidas.com.tr
- kaputt (26.06.13 16:32:24)
darogalara bakın, kendi ayakkabım diye söylemiyorum gerçekten çok rahatlar.
outdoor www.yalispor.com.tr
training www.yalispor.com.tr
yazlık www.yalispor.com.tr
bu da benimkisi :D ==> www.yalispor.com.tr
koşuda falan dağılır mı bilmem tabi. :/
outdoor www.yalispor.com.tr
training www.yalispor.com.tr
yazlık www.yalispor.com.tr
bu da benimkisi :D ==> www.yalispor.com.tr
koşuda falan dağılır mı bilmem tabi. :/
- neyleyim (26.06.13 16:49:55)