Ekşi Duyuru

HSBC şubeleri öğle arası yapıyor mu? Evetse hangi saatlerde? Maslak şubesini öğrenmek istiyorum.

Bu listeye göre Maslak şubesi öğlen açık olmuyor:
www.hsbc.com.tr

Ama hangi saatlerde olduğunu bulamadım. 12:00-13:00 arası diyen de var, 12:30-13:30 arası diyen de. Şubeyi aradım, cevap veren yok.

 

Kucukbakkalkoy'r gece gec saatte nasil gidilir? Saat kaca kadar vasita var, nereden nereye?




 

Sony Vaio laptop'ıma bir kupa dolusu çayı komple dökmeyi başardığım için bozdum aleti. Kapandı ve açılmıyor. Teknik servise götürmek dışında bir şansım yok herhalde. Garanti süresi de geçti.

Yetkili servis olan Cihan Elektronik "Mesai saatinde Fatih'e getirmeniz gerekiyor" dediği için onu geçiyorum. Yakın ve ucuz olması arayışı içindeyim, tavsiye ettiğiniz bir teknik servis var mı Hisarüstü, Etiler, Maslak, Levent, Beşiktaş, Şişli dolaylarında?


 

Kira sözleşmemiz ocak başında yenileniyordu. Ev sahibi bişey demeyince eski kirayı yatırdık. Adam da aradı arttırmak istiyorum diye. Muadili evlere göre az bir kira ödüyoruz ama iyi bir semtte olduğu için yüksek bir miktar. Adam %12.5 artış istiyor, biz de olabildiğince az bir artışla devam etmek niyetindeyiz.

Sorum şu: Resmi kira artışları hangi değerlere göre belirleniyor? Biz minimum yüzde kaç eklemeliyiz ki bu adam bizi evden atamasın? Bir de İstanbul'da yaşayanlar olarak siz ne kadar artış koydunuz kiranıza?

Atıyorum enflasyon oranında olması gerekiyorsa ve enflasyon %8 ise ben de %8'de direteceğim. Ev sahibinin öyle çok inatlaşacağını zannetmiyorum, zira 8 yıldır aynı evdeyiz ve bir gün bile geciktirmedik kirayı. Ama yasal haklarımı bilmek istiyorum adamla konuşmadan önce.

 

İçimden gelince (ki çok nadirdir) hediye almayı severim ama doğum günüdür, özel gündür diye hediye almak zorunda olmaktan nefret ediyorum. Nitekim almıyorum da genelde. Bir arkadaşımın doğum günü için toplaşıyorsak ben hediye almadan gidiyorum genelde. Öyle olunca da millet birbirine 10 dakika boyunca hediye veriyor, ben de mal mal telefonumu kurcalıyorum. Ortak bir hediye alınırsa para veriyorum tabii ki ama o hediye seçme çilesini çekmek ve ona vakit ayırmak istemiyorum. Kimsenin bana hediye vermesini de sevmiyorum. İstemiyorum bana hediye alınmasını, hem benim de onlara almam gerekecek diye, hem de onların bana hediye alma çilesini çektiklerini düşündüğümden. Anca sevgilime falan alıyorum doğum gününde ki onu da beceremiyorum herhalde ki beğenmiyor. Aslında genel olarak durumdan çok şikayetçi değilim ama doğum günü sırasında o hediyeleşme faslında mal gibi kenarda oturmak koyuyor biraz.

Şimdi ben normal miyim? Benim gibi kaç kişiyiz? Şimdi bu yukarıdaki paragrafı Facebook'tan paylaşsam ve insanlara ilelebet hediye almaktan kurtulsam olur mu sizce? Böylece onlar da bana almaz ve hayatımın sonuna kadar mutlu yaşarım!


 

Sony Vaio laptop'ıma bir kupa dolusu çayı komple dökmeyi başardığım için bozdum aleti. Kapandı ve açılmıyor şu an. Teknik servise götürmek dışında bir şansım yok herhalde. Garanti süresi de geçti.

İstanbul avrupa yakasında nereye götürmeliyim sizce? Aratınca sonyvaioservisim.com diye bir site çıktı karşıma, kargo ile yollayabiliyorsun filan da ama bu legit mi?

sony.com'dan arayınca Cihan Elektronik diyor ama Cevahir'deki Teknosa'nın adresini gösteriyor. Verdiği numarayı arayınca Cihan Elektronik çıkıyor ve banttan "mesai saatinde ara" vs diyor.

Ben bu laptop'ı kime yaptırtacam lan?!

 

Ne kuruyorlar bugünlerde İTÜ stadyumunda? Bir konser sahnesi gibi bişeylere benziyor ama bayağı devasa ve sahne için uygunsuz iskeleler vs kurmuşlar. Merak ettim...




 

Mac'teki uygulamasını kullanıyorum bunun. Oğlum, nasıl kendi müziklerim arasında arama olmaz lan?! Tek arama var, o da global. Yandaki "your music" altındak "songs"u açınca çıkan liste arasında filtreyi nasıl yapmazlar? Yoksa var da ben mi göremiyorum? Mobilde bile var!




 

Alisverisim sonradi TEB'den su mesaj geldi:

"TEB iyi seyirler diler! Siz hafta ici TEB Kredi Karti'nizla 100 TL ve uzeri alisveris yaptiniz;biz de hafta sonu Sinema/Tiyatro biletinizin yarisini oduyoruz!"

Nasil anlayacak sinema/tiyatro oldugunu? Tum kurumlarda gecerli mi? Kredi kartimla odeyince sadece yarisi mi yansiyacak? Alisverisi de hafta sonu mu yapmam lazim?

 

İlk iki filmi izlememiş biri olarak üçüncü filmi izlemeye gitsem saçma mı olur?




 

Babylon'daki bant mag partisine gidecektik ama biletleri tukendi. Ne yapalim bir cift olarak? (Partiye bilet bulabilirseniz daha kiyak olur :) )




 

Selam. Bir tur şirketinden tur almıştık, tura iki gün kala iptal ettiler. Para iadesi için adamlarla onlarca kez telefonda ve e-mail ile iletişim kurdum, çoğunda bizi oyaladılar. Bu süreç içinde ben Elektronik Tüketici Şikayeti Başvuru Formu'nu doldurdum, dekontları ve e-mail'leri derledim, adamlara da bunu söyledim, ama şikayet başvurusunda bulunmadım. Sonunda, üç ayrı ödeme yaparak, toplam 2000 liralık ödemenin 50 lira dışında tamamını yatırdılar. Şimdi geldiğimiz noktada bu 50 liranın peşinde değilim, gidip şikayet başvurusu yapmaya bile değmez 50 lira. Ancak...

Merak ediyorum: Ben bu tüketici hakları mahkemesine (Sarıyer Tüketici İlçe Hakem Heyeti olarak geçiyor) başvuru yaptığımda onlar sadece bana bu kalan miktarı ödemek zorunda mı kalıyorlar yoksa ekstradan bir de ceza/tazminat ödüyorlar mı (bana ya da devlete)? Öyle bişey yoksa uğraşmayacağım 50 lira için ama böyle bir ceza varsa (bana değil de devlete olsa bile) şikayet etmek istiyorum ki acısını çeksinler. 50 lirasında değilim ama yaptıkları bu dolandırıcılık ve saygısızlığın bedelini ödemelerini istiyorum.

Fikriniz varsa beni de bilgilendirebilir misiniz?

 

Mavi, kısa saçlı, beyaz tenli, üst ön orta iki dişinden sağdaki hafif öne çıkık olan bir kız tanıyanınız var mı? Rüyamda böyle efsane bir kız gördüm ve sanırım aşık oldum. Hemen yanında kısa kumral saçlı ama ayrıntılarını hatırlamadığım, onun yanında da yine mavi kısa saçlı, dişleri düzgün ama o kadar da güzel olmayan başka bir kız daha vardı. Yani hepimize yetecek kadar var, bulabilirseniz hepimiz nasipleniriz. Siz kızları bulun, ben tanışıp ayarlarım hepsini, orası bende.




 

Hayatımdaki ilk ev hayvanlarım olan iki sevimli japon balığı aldım pazar günü. Fanusta yaşıyorlar, şimdilik mutlu görünüyorlar. Aldığım petshop'taki adam bana bir de balık yemi sattı, her bir balık için günde üç parça yem vermemi söyledi. Ben de öyle yapıyorum ve yiyorlar da. Ama başkalarından duyduğum şekilde hop diye yeme atlayıp hemen mideye indirmiyorlar. Önce bir süre yemin farkına bile varmıyorlar. Sonra yemi görünce gidip atıyor ağza, dolanıyor, bir 30 saniye sonra falan çıkarıyorlar dışarı. Bir süre sonra gene aynı durum tekrarlanıyor, bazen 2 saniye içinde çıkarıyor yemi. İkisi de yapıyor bu olayı devamlı. İki küçük parça yem yarım-bir saat içinde tükenmiş oluyor bu döngüyle. Bir sakatlık mı var acaba? Beğenmiyorlar mı yemi nedir?

Ayrıca iki balığın aynı fanusta yaşaması ve fanusa yem atmamdan dolayı, yemleri hep birinin yemesi ihtimalinden korkmam gerekiyor mu? Öyle olursa biri açlıktan, öteki çok yemekten ölebilir de...


 

Merhaba Yasemin Mori'ler,

İstanbul'daki konserleri takip edebileceğimiz, ve günde 20 tane tweet atmayan, takip etmelik bir hesap tavsiyeniz var mı?


 

Sahibinden ev satın alacağız. Bir kısmını elden nakitle ödeyip, biraz da kredi çekeceğiz. Emlakçının önerisi satış sırasında tapu masrafını azaltmak için (20 bin kadar fark ediyor sanırım) fiyatı kredi çekilecek miktar olarak göstermek. İyi güzel de yarın bir deprem vs olsa, sigortadan alınacak para da bu sefer kredi miktarı gibi cücük bir miktar olmaz mı? Ya da benim aklıma gelmeyen başka ne gibi bir sakıncası olur? Değer mi böyle yapmaya yoksa tam miktarı mı gösterelim?




 

1. Levent'te ev almayı düşünüyoruz. 25-30 yıllık bir apartmanda daire. Muhit düzgün, ev biraz eski olsa da iyi. Fiyat pazarlığı yapıyoruz da aklımıza bir şey takıldı: Bu apartmanlar eski olduğu için muhtemelen deprem yönetmeliğine uygun değildir, değil mi? Peki olası bir depremde evin yıkılma ihtimalini bir yana bırakırsak, bu durumun bize bir zararı olur mu hukuki açıdan? Mesela yarın bir gün biri çıkıp "bu apartman deprem yönetmeliğine uygun değil" diye ihbar ederse ne olur? O apartmana tadilat yahut yıkıp tekrar yapılması mı gerekir? Öyle olursa apartmanın tüm sakinlerinin yeni inşaat masraflarını cebinden mi karşılaması gerekir? Fikri olan var mı?

Bu eski bölgelerde yüzlerce ev alınıp satıldığına göre ciddi bir şey yoktur diye tahmin ediyorum ama işin aslını bilen biri beni aydınlatsın.


 

Selam,

Bir tur şirketi, iptal ettikleri turun parasını söyledikleri tarihte ödemediler. Ödemeyi bu perşembe yapacaklarını söylediler ama halen tam güvenemiyorum. Perşembe olmazsa cuma ofislerine gidip isteyeceğim. Veremeyecek durumda olurlarsa da üzerinde "Şu tarihte şu kadar ödeme yapılacak" diye resmi bir taahhüt belgesi isteyeceğim onlardan. Böyle bir şey mümkün mü? Var mı bir örneği? Üzerinde ne olması gerekiyor; imza, mühür, tc kimlik no vs?


 

Flört denen güzide grup yarın akşam Jolly Joker'da çıkacak da, bunların eski setlist'lerine ulaşmamın bir yolu var mı acaba bildiğiniz? Bari giderken bir göz atayım hangi şarkıları çaldıklarına...




 

Merhaba Zeki Demirkubuzlar,

Hem bir sinefilin, hem de anne-babanın izlemesi gereken Türk filmi önerilerinizi alabilir miyim? Anne-babam geçici olarak yanımdayken film izleme ritüelimi devam ettirmek istiyorum ama bunların öyle çok basit şeyler olmamasını, bunlardan keyif almayı; aynı zamanda anne-babamı altyazıyla uğraştırmamayı ve Nuri Bilge Ceylan filmleriyle sıkmamayı istiyorum. Benim aklıma Eşkıya, Mustafa Hakkında Herşey gibi filmler geliyor. NBC, Zeki Demirkubuz gibi annemlere fazla 'sanatsal' olmasınlar tabii.

Teşekkürler,

 

Geri zekalı olduğumuz için gidip Bamtur'dan tur satın aldık. Ödemeyi EFT ile yaptık. Turdan iki gün önce arayıp "turdakilerin çoğu vize alamadı" gerekçesiyle turu iptal ettiler. "Benim vize problemim yok. Bana uçak ve oteli ver yeter" deyince de "işte onları devrettik, yapacak bişey yok bıdı bıdı" diyerek geçiştirdiler. Adam bana başka tarihte başka turlar önerdi ama ben para iadesi isteyince 10 Ekim'de iade yapacaklarını söyledi.

Ama ben buna güvenmiyorum. Zira aynı şehir, hatta aynı uçak ve otelde Jolly'nin de turu var ve iptal olmadı. İnternetten bakınca da aylarca parasını alamayanlar olduğunu görüyorum. Dolayısıyla böyle bir turu hiç düzenlemediklerini ve dolandırıldığımızı, 10 Ekim'de işi geciktirmeye çalışacaklarını düşünüyorum.

Bu noktada ne yapmamı tavsiye edersiniz? Garanti Bankası'nın, EFT'nin üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, "alınamayan servis" sebebiyle EFT'yi geri alabileceğini duydum. (bizimki TEB'den İş Bankası'naydı) Gittim İşbank'a, "Ücret karşıya geçmişse yapabileceğiniz bir şey yok" dedi.

Bamtur'daki adam bana 10 Ekim'de parayı yatıracağını söyledi ama ben "Ofise gelip elden alacağım" dedim, beni oyalamaması için. Tamam dedi o da. Ancak yine bir dalavere bekliyorum 10 Ekim'de. O tarihe kadar yapmam gerekenler nedir, tavsiyeniz var mı? Nasıl bir yasal yola başvurabilirim? (tüketici hakları vs)

 

Selam finans uzmanları. Kredi kartımı güvenli olmayan bir internet sitesine verdiğim için sonradan korktum ve iptal ettirdim bugün. Kayıp/çalıntı olarak kaydedildi, yenisi çıkacak bana yollanacak. İyi güzel de, benim son dönem kredi kartıyla yaptığım işlemlerim ne olacak? Son kesilen ekstreyi (10 gün önce kesilmiş) iptal etmeden önce ödemiştim, ama bu 10 gün içinde o kartla yapılan alışverişleri ne yapacağım? Şu an hesabıma baktığımda o kart görünmüyor zaten, dolayısıyla son 10 günlük işlemleri de göremiyorum. Ekstre iki hafta sonra ekstre kesilse bile mobil uygulamadan kart görünmediği için göremeyeceğim. Banka bunu benim hesabımdan otomatik kesecek mi?




 

Şu at kafasi maskeleri var ya, taksim'de onlardan nerede bulabilirim? Cicek pazari'nda gordum oyle sokakta ama hem kalitesizdi hem de 50 tl'ye satiyor adam. Baska nerede var bildiginiz?




 

Sevgili İbrahim Ba'lar,

Şampiyonlar Ligi maçlarının böyle adam gibi, ligtv.com.tr'deki gibi ortalama 5 dakikalık özetlerini veren bir internet sitesi var mı bildiğiniz? Nereyi açsam anca golleri gösteriyorlar.


 

Aradığım turun en uygunu Bamtur'da var görünüyor ama firma hakkında şüphelerim var. Hani firma batmış, ama sonradan tek merkezden çalışmaya devam ediyor görünüyor falan... Sözlük'te de hakkında iyi şeyler yazılmamış, "insanları dolandırıyorlar" vs gibi. Dün akşam turu satın alacaktım, http sayfaya yönlendirdi. Kredi kartı bilgimi gireceğim sayfanın htttps olmaması rahatsız etti. Bugün aradılar, "havale ile de yapabiliriz" filan diyorlar ama üzerine yatmasınlar sonra? Ne diyorsunuz?




 

Çok zeki olduğum için pasaportumu kaybettim (KKTC pasaportu). Konsolosluktan yenisini çıkartmak için "Polis kayıp tutanağı"na ihtiyaç varmış. Sorularım:

1) Ben bu Polis Kayıp Tutanağı'nı nereden çıkarabilirim? Emniyet genel müdürlüğü mü, herhangi bir karakol mu vs?
2) Maslak'a en yakını hangisi?
3) Çalışma saatleri nedir? Öğle arası var mı?

 

Siz de "tamam" yerine "oke" yazanlara kıl olmuyor musunuz? Çok sinir bozucu geliyor bana. "ok" dese eyvallah, hatta ben de genelde "ok" diyorum ama "oke" nedir ya?

Bir kısmınız "ok da sinir bozucu" diyecek, bir kısmınız da "derdini sikeyim" diyecek ama durum bu!


 

Bir arkadaştan geliyor soru:

“Aktarmalı bir uçakla Avrupa’ya gideceğim, schengen vizem de var, aktarmalı 2. Uçağa 10 saat var. Bu arada, o şehrin havaalanından çıkıp şehri gezebiliyor muyum?”


 

Daha dün yerleşmek için ev almak üzerine duyuru açmıştım ama hesap biraz değişti gibi. Zira şu an kirada kaldığımız evin kirası yüksek olsa da kira/fiyat oranı çok düşük. Ayrıca muhit ve evi seviyoruz, ama satın almak için fiyatlar çok yüksek. Bu durumda birikmiş para ile, yatırım için, kiraya vermek üzere ev bakmayı düşünüyoruz. O yüzden sorum şu; İstanbul'da kira/fiyat oranı yüksek olan, aynı zamanda fiyatı ileriki yıllarda yükselmesi beklenen hangi bölgelerde ev bakmamızı tavsiye edersiniz?




 

4. Levent, Emniyetevleri'nde bir daire bulduk. Sapphire'e/metroya 400 metre (5 dakika) uzaklıkta, aha lokasyonu da burada:

www.google.com!3m1!4b1!4m2!3m1!1s0x0:0x0

Evi çok beğendik. Apartman yeni zaten, kimse kalmamış dairede daha. İşimize falan çok uygun yeri. Kirada kaldığımız muhitimiz daha iyi ama orada da bir sıkıntı çarpmadı gözümüze.

Size sorum şu; oralarda ev satın almanın bir sıkıntısı olabilir mi bizim görmediğimiz? Emlakçılar falan hep iyi konuşuyor da onlara güven olmaz. Mesela "İstanbul'da emlak balonu patlayacak" muhabbeti dönüyor, bu kadar merkezi bir bölgede durum ne olur? Böyle bir evin değeri her sene %20 artar gibime geliyor ama yanılıyor muyum? Olumlu ya da olumsuz tüm tavsiyelerinizi esirgemeyin lütfen.

 

Sevgili Edgar Allan Poe'lar,

Konusu lezbiyen aşkı anlatan bir şiir arıyorum. Shakespeare dönemlerinden bir İngiliz şairin yazdığı bir şiirdi galiba. Alexander Pope diyesim var ama değil galiba. Ne şairi, ne dönemi, ne de şiirin ismini biliyorum. Ama konusunu hatırlıyorum: Bir malikanede çalışan kadın bir görevlinin ağzından yazılmıştı. Evin zengin hanımının kıyafetlerini giydiriyor, renkleri solmasın diye elmas mücevherlerini takıyor ve bunları yaparken hanımına beslediği aşktan bahsediyordu inceden.

Bilen duyan var mı?

 

İki hafta önce yemek yerken yanlışlıkla çatalı ısırdım ve dişimin küçük bir kısmı kırıldı. İki gün sonra yaptırdım dişimi, şu an için bir şikayetim yok. Ancak dişimin bu kadar kolay kırılmış olması beni endişelendirdi, acaba dişlerim zayıf mı falan diye. Diş sağlığı rutinimi yazayım, siz de bana önerilerde bulunun, olur mu?

1) Sabah kahvaltılarını ofiste yaptığım için sabah evden çıkarken dişlerimi fırçalamıyorum. Ağzım kokmasın diye de evden çıkarken ağzıma birkaç tane şu naneli şekerlerden atıyorum: 3.bp.blogspot.com - Bunu yapmamın dişlerime bir zararı var mı?
2) Dişlerimi günde 3 kez fırçalıyorum: Sabah kahvaltısından sonra, öğle yemeğinden sonra ve gece uyumadan önce. Çok mu fazla?
3) Diş macunu olarak Sensodyne kullanıyorum. Bir sıkıntısı var mı? Ara sıra değiştirmek gerekir mi?
4) Her öğle yemeğinden sonra bir tane sade soda (doğal maden suyu) içiyorum. Sindirmeme yardımcı oluyor. Bunun diş ya da başka bir şey (mide vs) için zararı var mı?
5) Diş ipi kullanmıyorum. Çok gerekli bir şey mi?

Dişlerimin şekli düzgün. Beyaz da sayılırlar. Diş doktoruna kontrol amaçlı hiç gitmiyorum, 3-4 senede bir anca gitmeme gerek oldu şimdiye kadar. Onlar da dolgu ya da temizleme amaçlı. Tavsiyeleriniz varsa buyrun.

 

Duvara asmalık Westeros haritası almak istiyorum. Nereden bulabilirim? İstanbul içi elden alınmalık ya da internet de olur.

Beyle: www.fantasticmaps.com
Ya da beyle bişeyler: store.hbo.com

Tıpkı Orta Dünya haritaları gibi: farm5.staticflickr.com

 

Dünki Travis konserinde, kapıda bilet satışı olmuş diye duydum. Doğru mudur? Bob Dylan'da da olacak mı bu akşam?




 

Hayatım boyunca neredeyse hiçbir problemim olmayan, günde 3 kez fırçaladığım, görüntüsü de güzel olan dişlerimden bir tanesinden, az önce yemek yerken çatalı ısırdığım için küçücük bir parça koptu ve şu an hayatımın en büyük şokunu yaşıyorum. Özellikle kırık/düşmüş parça konularında uzman olan, tercihen Etiler civarlarında olan bir diş doktoru tavsiyeniz var mı?




 

Az önce mühendis birinin merkez bankasında (Ankara'da) memuriyete 5700 TL maaşla başladığını ve tabii ki çok az iş yaparak çalıştığını öğrendim. Özel sektörde çektiğim çileleri düşündüm bir de. Tamam, yavaş yavaş yükselip geçecek maaşım o sınırları ama çektiğimiz strese değmiyor. Herneyse, sorum şu; bilgisayar mühendisleri için böyle maaşı en az 4000 olacak (ya da biraz daha azsa bile yükselme şansı olan) memurluklar var mı? Tercihen İstanbul, ama başka bildiğiniz yerlerde kurumlar/pozisyonlar varsa bilgilendirebilir misiniz? Ya da kaynak gösterirseniz ben inceleyeyim.

Bir de şunu sorayım; bu nispeten önemli pozisyonlarda memuriyete girerken bakılan kriterler nelerdir? CV'm fazlasıyla iyi, az çalışarak iyi bir KPSS puanı alabileceğimi de düşünüyorum.


 

Merhaba John Lennon'lar,

Ara sıra dinlediğim şarkılarda "bunun nakaratı iki kez daha tekrarlasa ne iyi olurdu" filan diyorum, birkaç kez de bunu internetten tanıştığım 1-2 kişiye yaptırmışlığım var, ama olmuyor öyle, kendim de yapabilmek istiyorum. Bunu yapabileceğim basit bir program arıyorum. Sadece şarkının bir kısmını kopyalayıp başka yere eklemeye, ses düzeyini değiştirmeye filan yarasa kafi. Ama mesela "1:15 - 1:25 arasını 1:25'e ekle" dersem o 1:25'te bir ses uyuşmazlığı olacaktır. Onu da ayarlama şansım olursa harika olur.

Bedava olursa tercih sebebi ama paralı da olabilir.

 

Merhaba,

İdeal kilosunda olan bir erkeğim, ama kaslı falan değilim. Kas sorun değil de, tek problem göbekte çok az fazlalık olması ve kollarımın ince olması. Göbek de mesele değil, gerekirse kilo da verebiliyorum, beslenmeme zaten dikkat ediyorum vs. Ama kollarımın bu kadar ince olmasından rahatsızım biraz. Kollar biraz kalınlaşsa hiç şikayetim olmayacak. Ha, kas olmasına da gerek yok, biraz yağ bile toplasa razıyım ama nasıl? Kilo alsam bahse girerim ki kollara değil de göbeğe gidecek...

Öyle kilo almakla olmuyor ve vücut çalışmam gerekiyorsa da, en kısa/kolay şekilde, salt kolları kalınlaştırmak için en ideal egzersizi söylerseniz iyi olur.

 

Soma olayından beri keyifsizim. Genel olarak bir durgun halim var. Muhabbet arasında unutup gülüp eğlendiğim de oluyor ama sözlüğe, twitter'a baktıkça üzgün/kızgın bir hal takınıyorum ve genel ruh halimi de etkiliyor bu. Bu halimden dolayı zaten pek eğlenmek gelmiyor içimden ve eğlenceden de kaçınıyorum zaten. Biraz da bundan dolayı; facebook ya da twitter'dan bir şey paylaşmıyorum, sözlüğe yazmıyorum bir haftadır (zaten nadiren paylaşım yaparım).

Peki bu durumu ne kadar süre devam ettirmek gerek? Halen ruh halim normale dönmüş değil ama geçen haftaya göre daha normale döndüm. Soma olayıyla alakasız, biraz komik bir şey paylaşmak aklıma geldi az önce, ama hala saygısızlık olarak gördüğüm için tuttum kendimi. Ne yapmak lazım?

Çok saçma bir soru, herkesin kendi içinde yanıtlaması gereken bir şey, evet. Ama biraz da sizin durumunuzu soruyorum aslında.

 

Soyle bisey mumkun mu:

A numarasindan B numarasini ariyoruz, B numarasi bunu C numarasina yonlendiroyor, A ile C konusuyor ama C'ye giden cagri B numarasindan geliyor.

Cep telefonu ile olacak. A turkcell, B avea.

 

Bir konser biletini satacagim da, alacagim adam "nasil emin olacagim sahte olmadigina" diye sordu. Biletix bayisine bileti goturup teyit etmek gibi bir olay var mi acaba?




 

Bunu daha yeni okudum da. Birkaç sorum var hakkında.

(1) Filmi de çekilmiş, izlemeye değer mi? Hatta iki tane var, hangisini izlemeli:
www.imdb.com
www.imdb.com

--- Spoiler İçerir ---

(2) Yorumlarını okuduğumda herkesin "Joseph K. davasının/suçunun ne olduğunu bile öğrenemeden ölüp gidiyor. İşte bu hukuk sisteminin yozlaşmışlığıdır vs vs" falan diye yazdığını gördüm. Ama sanki davasının ne olduğunu biliyordu bu adam be. Yani okura hiç bahsedilmiyor bu davadan ama, bizimki tutuklandığına şaşırmıyor, asla "suçumun ne olduğunu bilmiyorum" demiyor. Ancak mahkemede "suçumun ne olduğu bana izah edilmeksizin" filan diyor ama bu bilmediği anlamına gelmiyor. Hatta bir yerinde, biriyle muhabbetinde, "Evet, olmuş bir olaydan dolayı tutuklandım, ama suçsuzum. Bu tutuklamayı bekliyordum." gibi bir laf da etmiş gibime geliyor, şimdi net olarak bulamasam da. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

(3) Bir de, kitapla ilgili bir teori geldi aklıma:

Hani sondan bir önceki bölümde (Katedral) K. pederin tekiyle muhabbet ediyordu, peder de ona küçük bir hikayeden bahsediyordu. Hikayede adamın teki adaletin kapısına geliyor, ama kapıda bekçi var, bekçi henüz onu içeriye almayacağını söylüyor, ona bir tabure veriyor al otur diye. O bekçilerin en alt kademesiymiş de içeridekiler çok daha korkunçmuş vs. Adam da kapıda bekliyor ölene kadar, sonra kandırılmış hissediyor falan filan.

Şimdi bu sondaki mini hikaye, romanın tamamında geçen hikayenin kısa bir tasviri gibi, evet, tamam.

Ama aynı zamanda, hikayeyi şöyle yorumlamak mümkün değil mi acaba: Adalet denen şey ahiret. Adam ölüp ahirete gidiyor. Kapısında beklediği yer de adalet değil, cennet. İçeride daha kudretli şeyler olduğu söyleniyor. Adam orada bir ömür bekleyebiliyor. Girip giremeyeceği net değil, bunu da sırat köprüsü olarak yorumlayabilir. Yani kitabın başında, Joseph K. odasında memurlar tarafından uyandırıldığında aslında yeni ölmüş, tüm bu dava süresince de sırat köprüsünden geçmeye çalışıyor. Ya da ölmemiş de, hayatında yaptıkları, ahirette nereye gideceğine yol gösteriyor. Davanın sonucunun değişemeyeceği (ölüm), hakimlerin (tanrının) kararından asla dönmeyeceği, ancak karar sürecinin (hayat) ve süresinin değişebileceği sık sık tekrarlanıyor.

Mükemmel bir metafor değil belki ama genel hatlarıyla örtüşebiliyor sanki. Başka ayrıntılarla da desteklenebilir. Hele ki pederin o hikayesinin tam böyle bulutlar üzerinde, cennete giriş şeklinde anlatılması aklıma ilk onu getirdi. Ama sonra dönüp inceledim kitap hakkındaki yorumları da, kimse böyle bir olasılıktan bahsetmemiş. Sizin aklınıza yatıyor mu acaba? Var mı böyle bir teori? Bunun ilk benim aklıma gelmesi dahi olduğum anlamına mı geliyor, gerizekalı mı?

--- Spoiler İçerir ---

 

Şimdi ekşi duyuru'da "bugün" kategorisinde gezerken "gönül işleri" kategorisindeki duyuruları göremiyoruz, değil mi? Onu açmanın bir yolu yok mu?

Bu meseleye, ekşi sözlük'teki "kanallar" gibi bir uygulama yapılsa iyi olmaz mı? Yani her kullanıcının ayarları olacak, yandaki kategorilerden istediklerini işaretleyecek, "bugün"ün duyurularına baktığında sadece o kategoriler gelecek önüne. Ben şahsen gönül işlerinin de bana default olarak görünmesini tercih ederim.


 

Şimdi sanırım şunda hemfikiriz ki; muhtemelen çoğu yerde seçimlerde usulsüzlük yapıldı. Oy sayıları çarptırıldı vs. Ben bu yapılan hileleri doğru kabul ederek soruyorum; yarışın yakın geçtiği yerlerde itiraz olur ve oylar yeniden sayılırsa, sonuç ne şekilde değişir? Yani bu sefer gerçek sayılar belirleneceği için AKP oyları düşecek mi, yoksa tekrar sayarken de YSK'dan hileler yapılacak ve değişmeyecek/AKP oyları artacak mı?

Not: Hileler tabii birden çok şekilde yapılmış olabilir. Birincisi, sayıyı yanlış yazmak; ikincisiyse oy pusulalarını değiştirmek. İkincisi olmuşsa zaten değişen bir şey olmaz da birini hilenin de yapıldığını düşünüyorum ben.


 

Mesela Lars Norén'in Guerre isimli oyununun Türkler tarafından uyarlaması hakkında yorum yazmak istiyorum sözlüğe. Türkiye'de izledim, doğrudan Türkçe isim olarak "Savaş" kullanılıyordu afişlerde falan. Orijinal ismini bulmak da zor oldu zaten. Bu durumda ben bu oyunun entry'sini "Savaş" başlığına mı yazmalıyım, yoksa "Guerre" başlığını açıp oraya mı?

Edit: Guerre bile değil galiba, sanırım o Fransız çevirisi. İsveççesini bulamadım bile.


 

Sevgili Sigmund Freud'lar, iki sorum olacak:

1) Bildiğim kadarıyla devlet hastanesinde psikiyatrdan randevu alınabiliyor bedavaya (ya da çok cüzi bir miktara), değil mi? Psikolog için de aynı durum geçerli mi?

2) Özel olarak iş yerindeki motivasyonumu, genel olarak da hayatta daha çok şey yapabilmek için istek/motivasyonumu arttırabilmek için psikoloğa görünmeliyim galiba, değil mi? Psikiyatr bakıyor mu buna? Ya da bunun için önereceğiniz başka yöntemler var mı?

Teşekkürler.

 

Gezi zamanlarından sonra yazılıp haftanın en beğenilenlerine girmişti. "Evde tayyip erdoğan gibi terör estirmek" tarzı bir şeydi. Mizahi bir yazıydı. "Durup durup 'biz biliriz biiiz' diye bağırıyorum, salonu kapatıyorum kimseyi almıyorum, faşistlik yapıyorum, evdekiler delirdi" tarzı cümleler içeren bir entry'ydi.

Bi buldurun be?


 

Rihanna, Kesha, Shakira gibi popüler pop/dans müziklerinin çalındığı radyolarda dönen bir şarkı bu. Yeni bir şarkı, 2014 değilse de 2013'tendir muhtemelen. Kadın bir vokal söylüyor ve şarkı Fransızca. Kadının uyuz bir söyleyişi var şarkıyı, şarkının temposu hep aynı gidiyor, böyle çok slow değil ama dans edilecek temponun da bir tık altı gibi.

Hadi bakalım.


 

Sevgili Karataylar,

Bugün ofiste "kepek ekmeğinin kalorisi daha fazla ki zaten. ama tok tutuyor insanı" gibi bir lafa denk geldim, cahilliğimi belli etmemek için ses etmedim. Yani adamın mantığına göre kepek ekmekte daha çok kalori var ama normal ekmeğe göre daha doyurucu olduğu için daha az yiyorsun ve o sana yetiyor.

Şimdi benim kilo problemimi filan yok ama yine de yediklerime dikkat ediyorum. Her sabah kahvaltıda bir sandviç yiyorum ve sağlıklı olsun diye kepek ekmeği tercih ediyorum. Kepeğe alıştım, tadı fark etmiyor benim için. Şimdi bu arkadaşın mantığına göre, sandvici aynı miktarda beyaz ekmekle yesem o daha mı az kalorili olacak? Daha mı sağlıklı olacak? Öyle mi yapayım? Yoksa beyaz ekmeğin kalorisi az olsa da başka zararları mı var?

İnternetten arattım; bir dilim kepek-beyaz ekmek için kepeğin kalorisinin daha az olduğunu yazıyorlar. Ama herif kendinden çok emin göründüğü için bir sorayım dedim.

Teşekkürler.

 

Öncelikle soru bir arkadaştan geliyor, o yüzden ek açıklama isterseniz sunamayacağım:

"Yabancı, eski bir şarkı var. İçinde bir kadın adı geçiyor. Sonra adam kadına onu seviyor mu diye soruyor. Hareketli, eğlenceli bişey."

Angie, Wonderful Tonight, Layla gibi tahminlerim tutmadı.