Ekşi Duyuru

ilkokul kac, 1 mi 5 mi.. bence onun muadili ipad olamaz, o zamanki alim gucu ile simdiki bir degil. bence simdinin degeri ile 700-900 lira filan eder, gerci tr'deki son ekonomik durumu bilmiyorum. belki gitar alabilirsiniz ilgileri varsa. tabi kurs da aldirmaniz gerekebilir ya da internetten ogrenebilirler cok meraklari varsa.

fiyat olarak muadili yerine kullanım olarak muadiline bakmak gerek bence, şimdinin walkman muadilleri bence akıllı telefonlar hayatta kapladıkları yer anlamında, fakat telefonları vardır, bu yüzden uyduruk olmayan 1000-2000 aralığında kafaüstü bluetooth kulaklık alabilirsin hem walkman vibe ı verir müzikle ilgili bir şey olduğu için

Evet ben kulaklık değil de Anker Soundcore Flare 2'yi düşünmüştüm. Hem büyüyünce de kullanırlar. Fakat iki tane Sony Bluetooth kulaklık almak daha mı iyi olur diye düşünmüyor değilim, hem anne babalarını rahatsız etmeden bir şey izleyip dinlerler hem de uzun süre kullanırlar.

Kulaklık bana iyi bir fikirmiş gibi gelmedi. Anne babası istemeyebilir çocuklarının kulaklık kullanmasını. Çocuklar hediyeyi çok benimseyip sürekli kulaklıkla dolaşmak isteyebilirler.

Lego falan hediye ederdim ben olsam.

98 civarında bir öğrencinin (daha çok ortaokul-lise diyelim) sahip olabileceği en havalı alet discman'di, kaset çalan walkman bunun bir altıydı.

Şimdi ipad değil de, ipod gibi olabilir. Bence havalı bir kulaklık, çok yönlülük açısında daha uyumlu.

steelseries'in oyuncu kulaklığının birini al bence çocuklar için 10 numara hediye olur.

o yıllarda çok walkman sahibiolduk öyle aşırı pahalı değildi. dolar bazında belki daha pahalıdır ama o günün alım gücüne kıyasla bu günün 400-500tl gibi bir rakamına denk gelir bence.

Artık ipod yok. O zamanki hediyeye en yakın güzel kulaklıklar olur, zaten iki çocuk ikiye katlıyor masrafı. Anne baba neden kulaklık kullanmasına izin vermesin onu anlamadım. İyi bir kulaklık zaten teknolojik aletlerden düzgün ses alabilmeyi sağlar, ses kalitesini yükselten gerekli bir üründür. İlkokula giden bir çocuk da nasıl kullanılacağını anlayacak zeka seviyesine erişmiştir.

90larda walkmenler 50-150 dolar arasi fiyattaydi. su gecirmeyeni, digital radyolusu vb gibi özellikler fiyatı artiriyordu.

Üretim yeri ile ilgili bir bilgim yok ancak 6 sene önce kadıköydeki bayilerinden (intersport olması gerek) çoklu ağırlık istasyonu almıştım. Memnuniyetle kullanıyorum. Malzeme kalitesi gayet iyi. Şu süreçte zor olabilir ancak bayiye gidip ürünleri inceleyebilirsiniz.

ben de sanırım glavina'nın bahsettiği yerden (kadıköy ziverbey civarılarında) tahminen bi 8 - 10 sene önce voit kondisyon bisikleti (bs-201) almıştım. çatır çatır çalışıyor hala sorunsuz.

almadan önce çok araştırıp, "modeli ne olur bilmem ama ev için en mantıklısı voit" aşamasına geldiğimi hatırlıyorum ama sizin sorunuzun cevabını çıkartamadım şu anda :D

bizde de kondisyon bisikleti var voit'in. 10 yıldır falan duruyor, çatır çatır çalışıyor.

gerçi şerefsiz nakliyatçılar ekranını kırdı ama voit'in suçu değil tabi bu.

Polis devleti olma yolunda atılmış bir adım. Kendi askerlerini yetiştiriyorlar.

Niyet iyi olabilir hatta bence olması da gerekiyordu. Avcılar, Esenyurt, Beylikdüzü tarafında akşam belli bir saatten sonra rahatça dolaşılmıyordu. 30 yaşında erkek olarak söylüyorum bunu birde genç kadınları, çalışanları, çocukları falan düşün. Balici, tinerci, sinyalci tayfa oluyordu. Ama alımları nitelikli insanlardan seçmediler. Çevremdeki okumamış, eğitimsiz cahil kişilerin çoğu bekçi oldu. Arkadaşlarıyla gene nargile cafelerde geziyorlar bu sefer yasal silah bulunduruyorlar, mekanlarda ekstra ikram var. Böyle apaçi adamlara da yetki verince artistlik yapanları var, o telsizle CIA, FBI, KGB, MOSSAD, MI6 ajanı triplerine girenleri var. Defalarca Twitter'da paylaşıldı GBT yapma ayağına hoşlandıkları kadınları instagramdan ekleyeni var. Çoğu da şiveli küfürlü konuşuyor. Gördüyseniz dikkatinizi çekmiştir. Umarım düzelir. Amaç güzel de yöntem yanlış gibi.

Bekcilerin %90'i Akp'li. Ihtiyac durumunda silahli guc. Ustelik arpalik, vasifsiz insanlara maas. Olayin amaci bu.
Turkiye'de son 15 yilda yapilan hemen her sey gibi, son derece yanlis, tehlikeli bir uygulamadir. Curumuslugumuzun gostergesi.

Caydırıcı güç işte neresi kötü

maksat issizlik orani dussun.

Tayyip kendi milis gücünü oluşturuyor. Nokta.

bence iki nedeni var;
1- polis devleti kurmak.
2- giddikçe yükselen işsizlik oranlarını biraz olsun düşük göstermek.
bekçilerin görebildiğim kadarıyla son derece eğitimsiz, hemen her konuda cahil ve haliyle de uygar yaşamın nasıl sürmesi gerektiği konusunda en ufak bir fikre sahip olmayan bireylerden oluşuyor.
güya cbt yapıyor, ama derdi güzel bulduğu bir kızı instagram'dan eklemek. mini etekli bir kzıa cbt yapıp, kız giderken arkadan telefonla fotorağfını çeken sığırlar da var.
yani neresinden bakarsan bak, çürümüşlüğün, yozlaşmışlığın göstergelerinden birisidir bu bekçiler.

tipik akp politikasi; ilk bakista iyi bir sey gibi gorunur. laf edince chp zihniyeti derler, hizmet ediyoz, begenmiyorlar derler.

ama kurcaladikca (cogu zaman kurcalamaya gerek kalmayacak kadar acik sekilde goze batar.) yapilan seyin aslinda kendi cevrelerini besleyen, ceplerini sisiren, oy kazandiracak, halka degil kendilerine fayda saglayacak bir sey oldugu barizdir.

arkadaslarin dedigi gibi; kendilerine ekstra kolluk gucu. issiz vasifsiz akplilere is icat ederek hem issizlik orani duser hem oy kazanir. yeni bir nemalanma kapisi sonucta. bunlarin uniformasi icin bile kimbilir kimlerin cebine ne paralar girmistir.

halbuki suc olusmasini kabul edip ortalikta bekci gezdirmek yerine sucu engellemeye calismak icin harcansa bu paralar keske.

Böyle bir şey olacağını sanmıyorum. Memurlar.net hatalı geçirmiş olabilir. Ösym sitesinde yerleşenlerin min max puanları yayınlandı ordan kontrol edin bir de.

Baktım, ikisi de aynı.

evet ben de bu olayı anlayamadım. ciddi bir gariplik var.

siz sonucuna baktığınız kadroyu tercih etmemişsiniz anladığım kadarıyla. yanlış bakıyorsunuz gibi duruyor.

sizin tercihinizin kodu: 110321444
alım yapılan kadro kodu: 110321453

yani bir anormallik yok?

Heteroseksüel erkeklerin dahi hoşlandığı kadınlar aynı değil ki :)

Bir iliski kurulamaz bence. Yani direkt farklidir veya aynidir diyecek bir gozlem yapamazsin arastirmak istesen. Hetero erkek ile lezbiyen kadin toplulu bir butun olarak kadin tercigi bakımından homojen. Yani hetero erkekler toplulugu ile ayni.
Belli basli temel kalitimsal tercih kritlerliyle birlikte degisken olmak uzere temelde ayni.

hiçbir korelasyon yok. bazı lezbiyenler feminen kadınlardan hoşlanır, bazıları maskülen. Çoğu heteroseksüel erkek maskülen kadınlardan hoşlanmaz. Bunlar bile fazla genelleme yani buna yorum yapabilmek için.

Sahibi amerikalı olduğundan üzerinde siyasal bir baskı yok. Ayriyeten ''fatih portakal ile ana haber'' bir haber programı olmasına rağmen reytinglerde her gün ilk üçte. Sanırım fox tv türkiye'nin kazandığı gelirin çoğu fatih portakalın sırtından. Hani futbolda 10 numara giyen kilit adam olur ya öyle bir şey işte.

bu mantıkla sözcü, diken vs gazetelerini de hemen kapatmaları gerek, iktidar her zaman karşısında cılız muhalefeti bırakmak ister o yüzden bir şey olmaz.

Ben de merak ediyorum. Ayni şekilde İsmail Kucukkaya'da açık sözlü, iktidarı eleştiriyor. Kucukkaya bir ara yaptığı haberlerden dolayı uçağa alınmamış, bir de şu an hakkında açılmış bir dava var.

Fatih'e de her an her şey olabilir, kendisi de bildiğinden eşine başına bir şey gelmesi durumunda araması gereken numaraları vermiş. Geçen yıl bir gazetede okumuştum bunları.

istedikleri anda istedikleri her şeyi yapabilseler en başta emin çölaşan ı atarlar içeri. düzmece kanıtlar, kumpas olmadan eğer her hangi bir suçlu eylemi yoksa bir şey yapamazlar. zaten neden yapsınlar? ellerine ne geçer portakalı içeri atmakla? hem muhalif kesimi daha çok nefret ettirirler hem de kararsız kesimden oy kaybederler. açık konuşalım portakal ın muhalifliği çok düzeyli kendisi nerede durması gerektiğini çok iyi biliyor ama işte bu yoklukta insanlar o kadar aç ki kendisini çatır çatır muhalefet yaptığını zannediyor. yok öyle bir şey. ahmet şık çatır çatır muhalefet yapıyordu lakin herkes o kadar cesaret sahibi değil.

Bir de tabi yukarıda dedikleri gibi en ezici çoğunluğa sahip iktidar bile mutlaka karşısında muhalif bir duruş olmasını ister. post modern diktatörlükler demokrasi ile beraber yaşayabiliyor ancak.

yavaş yavaş sıra onlara da gelecek. yıllar önce yok artık yapılmaz dediğimiz bir çok şey yapıldı. bu seçimleri de kazanıp 5 yılı garantilesinler bakın tek bir muhalif gazete v.s. kalıyor mu.

Onun siyasete atılmasını bekliyor olabilirler.

Dolaba koyarken biraz çalkala öyle koy. ilk aldığın gibi basıncının yüksek olduğunu göreceksin. ve sürpriz "asidi kaçmamış".

sodastream

teorik olarak karbondioksit basarak yapılabilir. ancak pratikte karbondioksit basma sisteminin parasıyla 1 senelik kola maliyeti çıkar : )

yolu var da ucuz olmaz. kola kacsa, yerine birsey koymasaniz daha iyi, aslinda...

babamda bi soda makinesi var. içine su konuyor, isteğe bağlı limon konuyor, sodyum bikarbonat tableti atılıyor. sonra ağzı kapatılıp tepesindeki sibop gibi yere şu havalı tabancalara takılan parmak kadar karbondioksit tüpü takılıyor. pısst diye karbondioksit içine basılınca sifonuna basıp musluğundan soda akıtıyorsunuz.

mantık olarak aletin içine gazı kaçmış kola koyup aynı tüple basarsan gazlı kola akıtıp içersin.

urun.n11.com

muhtemelen tüpü bi şişe koladan daha maaliyetli olacaktır tabi.

e haliyle +1

Bunlarin pizzalarinin kampanyasiz standart fiyatlari 50 lira falan degil mi zaten?

40 liraya kaşarılı ekmek satıyorlar pizza diye. pizza posterinin altında ufacık tavuk ürünleri kullanıldığı yazıyor genelde böyle kampanyalarda. bedava yenmeyecek şeyleri parayla satıyor adamlar.

oha fiyatlara bak.

gel al'da o kampanya, yani adam diyor ki mazota ve adama vereceğim parayla bir pizza daha yaparım.

ayrıca nesine inanmadın o da ayrı komedi, adam sana 1 ver 1 yıl sonra 10 al demiyor. 1 pizza parasına 3 pizza al, onu da teslimat sırasında öde diyor.

Komedi mi? Bir tane pizzacı aç, 1 alana 2 bedava de bakayım (tabi dürüstçe) kaç gün dayanıyorsun. Cevabı da buraya yaz.

hem ince hamur getiriyorlar.

bilmemkaç bin şubesi olan dominos ile benim açacağım pizzacıyı karşılaştıracaksan diyeceğim bişey yok zaten sana. bu bildiğin kahkaha tufanı olur üstelik neremle de güleceğimi de bilemedim.

neyine inanmıyorsun onu de hele? adamlar yapıyor işte, sonuçta avm'lerde sınırsız pizza da yaptı adamlar zamanında. derdin nedir anlamadım ki??

Normalde 2 tane orta boy 15+15 30 tl kampanyası var. 3 al 1 ödede de aynı orta boy pizza nedense 1 tanesi 38 lira, diğer 2 tanesi bedava. Ama tek büyük boy pizza 16 lira? Hepsi aynı şey, tamamen kelime oyunu. Bunların hepsi Sosyal Pizza denilen kaşarlı hamur üzeri 3 parça sucuklu garip şeyin fiyatı. Açıp bakabilirsiniz sitesinden.

Pizza Hut’ta 18 liraya sınırsız pizza vardı geçen sene Cevahir’de ona bakarsanız. 1 öde 5 al yapsalar bile rahat rahat dayanırlar.

Bu numara bayadır sürüyor, ancak çok ayrıntılı ve defalarca sorarsanız anlayabiliyorsunuz. Biz de neredeyse alacakken bu teklifin bu kadar iyi olmasında bir numara var diye araştırmıştık. Bunu direkt digiturk değil bayiilet yapıyormış. Tuzladaydı bizim olay.

arama geçmişi duruyor mu, hangi numaradan aramışlar?

genelde firmaların kendisi değil de aracı bayiler böyle çakallıklar yapıyor. yine de belli olmaz tabi direk kendileri de olabilir. kimin aradığını tespit edip ona göre önce firmanın müşteri hizmetleri ile görüşün çözüm üretilmezse btk'ya şikayet edebilirsiniz.

Evlerimiz ortalama bir Amerikaliya gore daha temiz. Bu bir gercek ama sokaklarimiz ve vucudumuz daha kirli. Haftada bir dus alan kesim ornegin sozlukte pazar gunu dus alma olayini nostalji seklinde anlatiyor.

Singapur'a veya Japonya'ya gitmedim belki onlar hemn oryantal hem de gelismis bir toplum olmayi basardiklarindan hem vucutlarini hem evlerini hem sokaklarini temiz tutabiliyordur.

ya ama litvanya'da son oturduğumuz evde tuvalet sıkıntılıydı, yağmur yağdığında klozetin suyu yükseliyordu ve tıkanıyordu, sifon çekince küvetten çıkıyordu falan... ev sahibimiz geldi, kadın hem duruma bakıyor hem de kocasıyla düzeltmeye çalışıyor, leğenle pis tuvalet suyunu dışarı taşırken yerlere döküp, çıplak ayaklarıyla rahatsız olmadan gezip, üstüne basıyordu o suyun :(((((

bu pislik değil de ne? he senin mantığından bakarsak, ben basmadım, kadın bastı ama yine de ölmedi. ama yine de iğrenç :'(

vücudumuz evlerimiz onlardan daha temiz. son bir araştırmada avrupada en temiz toplum bosnalılar ve türkler. (el temizliğine göre yapılmış) sokaklarında köpek bokları olabilir ancak sokakları bizden temiz, çevreleride. biz her türlü pisliği sokakağa atıyoruz. misal tükürüyoruz, otobanda sol şeritte giderken içtiğimiz kahveyi camdan dışarı atıyoruz. yani havamız kirli, doğamız kirli.

Her tipten adam var her yerde. Avrupa'da da çok pislik insan var götünün bokuyla dolanan elini yıkamayan vs. Ama titiz de çok.

Kişisel temizlik gibi bir konuyu milletlere toplumlara mal etmek doğru sonuç vermez.

Ben gördüğüme bakarım diyorsan çok pislik avrupalı gördüm ama hiç pis kokan görmedim. Çünkü ne kadar pislik olurlarsa olsunlar deodorant kullanıyorlar, hillbilly shower denen olayı yapıyorlar en azından. Bizde insanların çok çok büyük kısmı haftada bir duş alıyor, roll-on deo falan adını bile bilmiyorlar. Günde 5 vakit elini ayağını götünü yıkasa kaç yazar pis koktuktan sonra?

Sırf bu yüzden bunu birkaç farklı milletten avrupalıdan duydum bize türkler pis kokar, türkler duş almaz sadece türk parfümü(axe ın isveç'te lakabı bu bak) kullanırlar diye bakıyorlar.

Avrupalı götünü yıkamasın abi banane kimseyi pandiklediğimiz yok. Ama efil efil ter kokmuyorlar hiç değilse.

Bizim temizlik anlayışımız el temiz göt temiz no problem. Ama ter benamaz değil siktiret o zaman şeklinde.

Aslında kullandığımız temizlik ürünleri ve kimyasallar sağlığı ciddi manada bozuyor, bağışıklığı baskılayabiliyor ve sırf kokusu iyi diye "temizlik" olarak adlandırılabiliyor.

Yani batılı ya da türk fark etmez çoğunluk gereksiz ya da hatta zararlı şeyleri "temizlik" olarak adlandırabiliyor, köylerde yerlerde gezen çocuklarsa daha sağlıklı olabiliyor.

Buradaki asıl sorun temizlik illuzyonu bence. Temizlikle sağlık aynı şey olamyabiliyor ama "pis" diye bir kavramın oluşu bizi sağlık değil kültürel amaçlı "temizliğe" itiyor.

Virüs ve mikroplardan koruyan şey çoğunlukla temizlik değil bağışıklık.

Bence onlar daha temiz, tuvalete para verdiğimiz halde iğrenç kimse sifonu çekmiyor öylece bırakıyor. Yurtdışında gittiğim tuvaletler hem çok temizdi hem ücretsizdi.

Edit; bos gezenin bos ustası çok haklı. Bir de el yüz yıkanan yere neden ayaklarını sokup abdest alıyorlar hemen yanında banyo varken.

Acikcasi turklerin evlerinin ortalama bir avrupali evinden daha temiz olduguna inaniyorum ve bir sikinti gormuyorum bunda.

Ben ki normal temizlik anlayisina sahibim, camasir suyu cok nadir sadece tuvalete kullanirim vs. ben bile cok temiz kaliyorum.

Ayrica ayakkabiyla iceri girmeme olayi cok normal, sokaklarimiz pis. Ayrica cogu ulkede ayakkabiyla eve girilmez, nadirdir yani.

Ha ben bu temizlikle alakali kanilara nereden vardim... yurtdisinda yasiyorum, cok farkli milletten arkadasim var. bir de airbnb hostlugu yapiyorum ve ayni zamanda couchsurfing kullanicisiyim. Ha turkiye'de evi pis olan da pis ama genele bakinca turk evleri daha temiz. Asiri titiz bir ortamda degil, temiz bir ortamda buyudum. Iyi ki de oyle olmus diyorum.

öncelikle evden çıktığın zaman bütün sokaklar aids virüsü kaynasa emin ol ki ayakkabı bunu durduramazdı:) bizim evlerimiz daha temiz evet, belki vücut olarak da daha temiziz, onların her gün duşuna da bakma bizde özellikle anadoluda hamama falan çok düşkün insanlar saatlerce keselenip deli gibi temizleniyorlar ama bizim insanlar dışarıyı pisletmekten çekinmiyor, çöpünü de atıyor, tükürüyor da denizin içine de ediyor sıkıntı görmüyorlar. şehirlerin alt yapı sorunu var deyip duruyoruz da sadece maddi hasar olmuyor işte, bize bir yağmur yağıyor lağımlar taşıyor, çamurdan geçilmiyor gel de yağmurlu havadan sonra ayakkabılarınla gir bakalım içeri sonra görürsün bulaşıcı hastalığı.

Karbonik asit

ben karbondioksit diye biliyorum. yani kaçan asit değil, kola(sıvı) içinde çözünen gaz.

Asit değil o. Karbondioksitten bahsediliyor. Karbondioksit renksiz ve kokusuz bir gaz. İnsan vücuduna gazlı içeceklerdeki formuyla bir zararı yok. Gazlı içeceklerde sitrik asit, malik asit gibi asitliği düzenleyiciler kullanılıyor ama bunun asidin kaçmasıyla bir ilgisi yok. Onlar içeceğin aromasıyla ilgili düzenleyici maddeler. Dişlere zarar veren asıl madde şeker.

kendimiz basabiliyor muyuz coyu

Karbondioksit.

yani light cola dişlere hiç zarar vermez diyebilir miyiz?

kaçan suda karbonik asit olarak bulunan karbondioksit gazı.
yani gaz kaçınca asit de yokolmuş oluyor.

dişlere zararı var evet.
o yüzden pipetle için diyorlar.

Light Cola dişlere hiç zarar vermez diyemeyiz çünkü diyet içeceklerde sorbitol ve mannitol gibi yapay tatlandırıcılar kullanılabiliyor.

Şu bitirme tezinde, sayfa 18'de şöyle yazıyor.

dent.ege.edu.tr

"Sorbitol ve mannitol tüketildiğinde çürük oluşturmaz ancak aktif olarak diş çürüğünü önleyici etkileri yoktur."

Yani sizin dişlerinizde çürük varsa kola haricindeki birçok gıda çürüğün ilerlemesine neden olabilir.

light colada şeker yerine tadlandırıcı var. asiti aynı. farkeden bişey yok.
asitin diş minesine zarar verdiği söyleniyor.
dolayısıyla çürümeye neden oluyormuş.
meyvelerdeki sitrik asitin bile zarar verebildigini okumustum.

@000000, fast food restoranlarında karbondioksidi ayrı olarak basıyorlar, yani evet basabiliriz ama nasıl yapılıyor bilmiyorum.

www.wikiwand.com

asit dediğin şeyle, co2 dediğin şey birbirinden ayrı değil. çözünme reaskiyonunda asit oluşuyo. kolanın tek zararı asitten değil. şekerli olması vs de zararlı. kola her türlü zararlı.
kolaya co2 basmak ilginç bi mesele değil, basınç meselesi sadece.

Karbonik asit zayıf asittir ve kararsız bir yapıdadır. Karbondioksitin suda çözünmesiyle elde edilir. Bulunduğu ortamda koşulların değişmesiyle bozunur ve co2 olarak ortamdan uzaklaşır. Biz de kolanın asidi kaçtı deriz.

Bildiğim kadarıyla light kolada falan fosforik asit kullanılıyor. O da dişe zarar verir.

her zaman iyi egitim verdi, dogal olarak kontenjanlari da az olunca sadece en iyiler gidebildi.

tabi lan manyak mısın... yoksa ne olayı var ki, tırt bir okul işte.

Tabii ki öyle değil.

150 senelik bir gelenekten bahsediyoruz. Üniversite olduğundan beri de sosyal bilimlerde ülkenin en iyi eğitimini veriyor, mühendislik için de ilk üç üniversiteden biri. Ayrıca her düşünceden öğrencilerin olduğu özgür bir ortam. Denizle n'alakası var?

Not: Boğaziçispor

tabi lan manyak mısın +1

tamamen jeopolitik konum ve rus'ların sıcak denizlere inmek istemesi...

tesadüfen yaşıyoruz resmen...

ilk zamanlar su soğuk geliyo biraz ama yüzünce alışıyosun...

ekşinin trolleri bitmeden duyuruda da başladı. Türkiye'de adam gibi üniversite sayısı taş çatlasa 10'dur. Bunun en büyük nedeni eğitim kalitesi, geçmişten gelen geleneği vb. Sosyal bilimlerde Boğaziçi'yle rekabet edebilecek hangi üniversite var? Mühendislikte ODTÜ'yle kim rekabet edebilecek. Ciddi anlamda bu mevzunun kaynağı eğitim kalitesi ve gelenek.

şimdi biraz troll gibi düşününce soruyu ciddiye alabildim.

cevabım hayır. manzara filan etkiliyordur tabii gençleri ama galatasaray, mimar sinan, bahçeşehir filan denize daha yakın manzaralı okullar. boğaziçi kültürü olan eski bir okul. bir sürü etken var.

Haci bi mimar sinan'a da git gor bence.

Kontenjan olayı önemli, bunu kimse atlamasın ve küçümsemesin. Herhangi bir bölüm için kontenjan boğaziçinde x kadar ise, diğerlerinde 2x,3x'dir. Tarih boyunca hükümetler popülistlik namına kontenjan arttırın diye baskı yapar. Boğaziçinin kontenjanları y kadar artıyorsa, diğerleri 5y kadar artar.

bir de boğaziçi'nin ödeneklerinin içine sıçıyorlarmış galiba hükümet son dönemde. azalan kontenjanlar için de en büyük sebep muhtmeelen.

en az 10 bin maas, ortalama ustu zeka, itibar falan. bir doktor sokakta çevirdiği 10 kizdan dokuzuyla evlenir

Saglikla ilgili bir sorun yasadiklarinda hemen sorabilmek icin.

peki kızlar kim de doktoru hak ettiklerini düşünüyorlar? erkek doktorların evlenmesi için kadın doktor yok mu? kızlar akıllı da erkekler salak mı?

biraz vicdansız değil misiniz? ülkede 45 milyon erkek varsa bunların hepsi aynı anda doktor olamaz sanırım.

diş doktoru dışında hiçbir doktoru takip etmiyorum, o da diş problemim olduğundan :x

Para

Olm uyanin artik, kadin pesinde kosacaganiza para pesinde kosun, kadinlar sizin pesinizden kosacaktir. Birakin bu sapyoseksuel ayaklarini, tip onemli ayaklarini. Her sey para.

valla para peşinde koşan bir canlının peşinden koşmak istemem şahsen, yalnız kalırım daha iyi.

Sizin duymak istediğiniz cevap: çünkü kadınlara para olsun, doktor avukat gibi ünvan olsun. Kadınlar özellikle de türk kadınları cahil kezbanlar olduğundan doktor falan gibi laflar duyunca hemen soyunup "erkeğim, gel al beni yiğidim" diye sevişmek istiyor. Hepsi karaktersiz pislikler, allah belalarını versin. Gel rakı içip fırsat olsa erkeklik neymiş nasıl gösterirdik o kadınlara ondan bahsedip kendimizi aklayalım.

Benim vermek istediğim cevap:
1) Sanane arkadaş, bir bitmediniz saçma tespitlerinizle ha.
2) Böyle cahil cinsiyetçi erkeklerle vakit geçireceğime doktorla geçireyim diyor olabilirler.
3) kadın doktorları takip eden kadınlara veya erkeklere dair de istatistiğiniz var mı? Böyle sadece kendi argümanımızı destekleyen bilgileri sunarak tartışma yapılmaz.
4) bu doktorlar Estetik/plastik cerrahi gibi toplumsal beklentiler gibi sebeplerden kadınların ağırlıklı tercih ettiği alanlardaysa normal. Detay, fiyat, gelişme öğrenmek istiyorlardır.

Ama daha çok 1.

Edit: çok amatör bir trollsünüz. Biraz daha yaratıcılık, biraz daha emek.

sunduğunuz argüman sadece karşıt olmak amaçlı. tutarlı bir argüman değil ne yazık ki.

Sopiro+1

bir kadın olarak instagramda takip ettiğim 2 doktor var. birisi burun ameliyatımı yapan cerrah diğeri de param olsa ameliyatımı yaptırmak istediğim cerrah. ikisine de hayran değilim ama bir tanesinn yaptığı burunlar tam bir şaheser. hayranlığım işine ve sayfasında yorumları okuyorum kimse adama yazmıyor herkes ben de gelip size ameliyat olmak istiyorum harikasınız vs diyor. e ne diyecekti başka? kadınlar estetik cerrahlarına tabii ki hayran olacaklar hepsi onların ellerinden gelecek güzelliğe hayranlar aslında. Herkes para için yazmış da bu kadar kadının instagramdaki doktorlara belki parasını yerim mantığıyla hayran olduğunu düşünüyorsanız sizde de problem var bence.

Allah kitap estetik doktorları

erkekler arkadaşlarını ve güzel kadınların sayfalarını takip ediyor. geri kalan her şeyi kadınlar takip ediyor zaten.

Estetik cerrahlarda yok sadece

Açık bir şekilde lezzet farkı olduğu kesin. Ancak ben ikisini de önermiyorum. Suda eriyen kahve yerine filtre kahve daha iyidir.

nescafe üçü bir arada, nescafe + coffee mate + şeker karışımı değil. reklamlarında zaten "boşa uğraşma tutturamazsın" diye boşa demiyorlar. coffee mate zaten aşırı katkılı bir ürün ama üçü bir arada'nın içinde farklı katkılar da var.

var. ikisi neredeyse tamamen farklı. kavanozda satılan nescafe granül kahve iken, 3ü bir arada olarka satılan kahve toz kahve. yapılışından itibaren daha katkılı olduğu söyleniyor.

Bu iki meslek grubunu temel alan ve bahsettiğiniz yazılımların mesleklerin geleceğine etkisini araştıran çalışmalar yapıldı. Sonuçlar şunu gösteriyor; insanlar bir hekime veya bir avukata ihtiyaç duydukları durumlarda evet sorunları teşhis edilsin ve çözüm üretilsin istiyorlar fakat bunun yanında "dinlenmek ve anlaşılmak" istiyorlar. Yani iletişim kurmak istiyorlar. Bunun için de bir insana ihtiyaç var. Basit birkaç teknik bilgi için her iki alanda da -elbette doğrusuyla yanlışıyla- Google gibi veya örneğin burası gibi seçenekler var ama hiçbiri karşımızda oturup bizi dinleyen ve bizle ilgilenen o diğer insanı karşılamıyor.

Uzun vadede geliştirilebilir ve çalışabilir bir plan fakat kısa vadede pek mümkün değil. Teorik olarak değil demiyorum, bahsettiğim açıdan.

Alttaki yanıtlara istinaden gelen ek: Tıbbi olarak da olayları/semptomları tek tek ele alıp bir çözüm üretmek mantıklı değildir. Meşhur ve gerçekliğine inandığım bir cümle var: Hastalık yoktur, hasta vardır. Aynı semptom başka insanlarda değişik şiddetlerde ortaya çıkmış olabilir, değişik problemlerin habercisi olabilir, değişik başka bulgulara eşlik ediyor olabilir. Aynı çözüm başka hastaları başka şekilde etkileyebilir. Kişinin yaşam biçimi, genetik mirası, çalıştığı iş bile hastalığı ve tedaviyi etkiler. Yani her iki meslek için de hem çok fazla veri var ki bunların bir kısmı neden sonuç ilişkisi içinde olsa da bir kısmı başka korelasyonlar gösteriyor olabilir veya olmayabilir ve bu yüzden olguya özgü değerlendirilmesi gerekiyor hem de insanlar bu iki grup mesleğe kendilerini en çaresiz hissettikleri anlarda gidiyor ve gerçek bir ilişki kurmak istiyorlar. Bu gibi uygulamalar bir veri havuzu oluşturmak ve istatistik sağlamak, tecrübe olarak değerlendirilmek için faydalı olabilir fakat pratik anlamda kısa dönemde bir beklentiyi karşılayacağını düşünmüyorum.

Hastalık teşhis eden yazılımlar bildiğim kadarıyla semptomlara göre karar veriyor. İnsan bedeninden alınabilecek semptomların sayısı sınırlı, yani öyle çok büyük bir rakam değildir ve birçoğu da net bir şekilde tanımlanabiliyordur sanırım. Hukuksal durumlarda ise olasılıklar ve kombinasyonlar çok çok fazla. Yasalar yaralamanın cezasını söylüyor. Ama o yaralama olayı milyon çeşit farklı şekilde ve etkiler altında gerçekleşebilir. Bu olasılıklara göre farklı yasalar ve yorumlar devreye girebilir. Yani semptom analizi gibi istatistiksel bir yaklaşımdan çok yapay zeka tarzı birşey gerekir herhalde.

Ekside biri yazmıştı, bulursam eklerim . Temel sorulara ve cevaplara ihtiyacın var.
Nr kadar zaman harcayıp, ne kadar satacaksın. Müşterisi bunu istiyor mu, para ödeme niyeti var mı.

Arkadaşlar yeterince detaylı açıklamışlar, onu yapacağına avukatlık otomasyonu hazırla daha çok kazanırsın.

İnsanlara çok basit toplu taşıma kuralları bile fazla geliyor, oturup Türkçe bilenin anlayamadığı terminolojide yazılmış kanun maddesini okuyup anlayacak kişi sayısı çok çok az. Yasal hakları daha basit hale getirecek birileri lazım bence ondan önce.

Mevcut kanun sistemiyle zor. Hem açıklar var ve yorum gerektiriyor hem de sürekli ama sürekli kanun değişiyor.

yazar olanlar yetmedi de yazar olmayanlar mı artıracak bu dediklerini? zaten çok kalabalık.

Ben de açıkçası anlamıyorum. Yapılan suç belli daha avukat bunun nesini savunuyor?
bir kaynakta okuduğum kadarıyla, gerçeğin ortaya çıkarılmasına çalışıyormuş. uygulamada öyle olmadığı ortada.

yasalar kesin belli değil. cezalarda alt limit ve üst limit vardır, 8 ile 15 yıl arası hapis gibi. avukat en az veya çok cezayı aldırmaya çalışır. daha çok sebep var ama nedenlerinden biri budur.

@babilbaligi bu kadar yazmana gerek yoktu ya, yukarıda hakim var zaten diye belirtmiştim. avukat falansın sanırım.

@vegas izledim. o zaman hakim neden var?

Hukuk kuralları genel çerçeveyi tanımlıyor. Her dava kendine özgü bin tane detay içerir ve dolayısıyla yoruma ihtiyaç var. Bu yorum ortamında tarafların hakkının gözetildiğinden emin olmak için varlar bence.

avukat yasalar çerçevesinde zanlının haklarını savunur. hakim ve savcı bu ayrıntıları bilemez. zanlı da işine yarayacak bir yasayı bilemez. ama avukat sanığın daha az ceza almasını sağlayacak bu ayrıntıyı ve yasayı bilir. ona göre savunur. sanık yasayı bilmez, hakim/savcı o ayrıntıyı bilmez. avukat ikisini de bilir.

Her sey yazili degil. Yorum da gerekiyor.

misalen üniversitedeyken iş hukuku görmüştüm, orada işçinin atılabilmesi için 3 geçerli sebep var ve bunlar kanunda 1 cümle ile belirtiliyor.

şimdi bunun geçerli olup olmadığı konusunda delil toplaması var. zibilyon tane emsal kararı var bilmem nesi var. avukat olmayan ne anlasın da savunsun işçiyi ya da işvereni?

avukatın görevi
hakime olayın oluş biçimini ya da üstlerine atılı suçun yalan beyan olma sebeplerini toplayıp, en dogru şekilde sunmak,
davanın idari prosedürünü takip etmek,
müvekkilinin haklarını korumaktır.

burada davaya konu boşanmadan, icraya, cezadan, is davalarına kadar geniş bir yelpazede her şey olabilir.

özellikle ceza davalarında sucu sabit olanın neden savunulduğunu merak eden arkadaşlar var. her şeyden önce üzerine atılı suçun gerçekten o kişi tarafından yapıldığının belirlenmesi gerek. iftira olabilir, sanik itiraf ertiyse baskı, şiddet ya da sanaj yoluyla bu itirafı vermek zorunda kalmış olabilir... üstelik sucu işlerken kişinin yalnız olup olmaması, olaya karışan kişi sayısı ve suçun ne kadarına iştirak ettiği... vb unsurlar da alacağı cezayı etkiler. ruh sağlığının yerinde olup olmaması, sucu bir zorlama altında işleyip işlememesi, veen önemlisi yaşı çok önemli faktörlerdir. işte bütün bunlara ait detayların ve kanıtların toplanması ve hakime sunulmasi avukatın işidir.

dolayısıyla bu adam suçlu, cezası o suça göre 10 sene verelim gitsin demek insan hakkı ihlalidir.
ya da işçi işten cikarilmis; yazıklar olsun o patrona kapatın şirketini demek hak ihlalidir.
unutmayın, sucu işleyen kişi sizin yakınlarınızdan biri olabilir. o sebeple "suçlu" zaten ne gerek var savunmaya diyen arkadaşları "olumlu trafik kazasi" konusunda uyarmak istiyorum.
olayın gerçekleşme sebebi nasıl olursa olsun olumlu trafik kazasında sürücü direkt hapse girer. o zaman onlar da suçlu ve savunulmasına gerek yok kategorisinde mi değerlendirilmeli?? ?
bu vesileyle kamu spotunu da şuraya birakayim;

trafikte şoför olan siz ya da bir yakınınız olabilir.
dikkatli kullanin. kazalara karşı önleminizi almadan trafiğe çıkmayın.

sevgiler.

kaşar denmiyor. gold digger deniyor. yanlış olmasın.

Kaşarlanmak deneyim kazanmak anlamında kullanılır. Kaşar denilen kızlar da erkekler konusunda deneyimli, çok erkekle beraber olmuş kızlar.

İlle daha çok kazanan birini araması gerekmez.

Yazıldığı gibi "gold digger" ya da "servet avcısı" gibi tabirler daha uygun.

küçük enişte+1
ama aslında servet avcısı demek, daha fazla para kazanandan ziyade ciddi zengin birine kapak atayım da ömrüm boyunca hiç çalışmadan günümü gün edeyim kafasındaki kişi.
yoksa kimse 5 parasız işsiz güçsüz birini de istemez herhalde. kastım tembel, asalak insanlar. yoksa herkesin işsiz kaldığı, parası olmadığı zor günleri olabilir

www.extrememusic.com
piano only yazan versiyonuymuş.

Maliyetini vb bilmiyorum, gercekten bir fikrim yok. Ama dis hekimliginde cok ince iscilik oldugunu lutfen unutmayin. Cok emek veriliyor.

bin dolar civarı tanesi bunun ayrıca kaplaması var değişiyo cinsine göre

Ben izmir'de azı dişi için 400 Euro vermiştim. 8 ay kadar önce. Diş hekimi fiyatı malzeme türünün belirlediğini söylemişti. Ancak implantı kendimiz uygun fiyatlı alıp takamayacağımıza göre işçiliğin de fiyatın en az %50 sini oluşturduğunu düşünüyorum.

maliyeti değişken tabii ki. 400 euro iyi kalite implantlar için ortalama fiyattır. bu implantın alışı. satışından da kar diye bir şey yok. onu diş deposu yapar, alır ve satar.

hekim dolgudan kar eder mi? etmez.

hekim parasını yaptığı işte alır, malzeme al-satından değil. diş fırçası satın alırsan hekimden o zaman de üründen kar ediyor diye.

fiyat yüksek değil bence de, fiyatı neyden kaynaklanıyor dersen, implant ücreti, genel sarf malzemesi ücreti, hekim ücreti, işin zorluğu, kullanılan greft,membran vb. ürünlerin maliyeti.

ne kadar zor durumda olunursa olsun sizi gerçekten seven biri ne gitmenize izin verir, ne de sizden vazgeçer.

Seni gerçekten seven bir kişi durum ne kadar zor olursa olsun seni bırakmaz ya da senden vazgeçmez.

seni gerçekten seven insan durum ne kadar zor olursa olsun seni bırakmaz ya da senden vazgeçmez

bir gün bile düşünmeden yapamadığın birinden asla vazgeçme

hakkında düşünmeden bir gün bile geçiremediğiniz birisi için uğraşmaktan vazgeçmeyin. amatör çeviri.

değildir de o kişide sıkıntılıdır yani. neden bölüme göre ayrılır ki bir insan?

değil tabi ki, daha ağır konuşmak lazım

Kimin hangi potansiyelde para kazanacagini bolumler belirlemez. Ornegin cevremde lise mezunu olup ayda 10bin + kazananda var, muhendis olup 2.5 bin kazananda. Fotografci olup 20+ kazananda. Kafasi calisan para kazanir. O kafayla erkek avcisi hatunlar ilerde cok aglar.

çok saçma lan :D Eğer o an kazaniyorsa anlarım da ama o an kazanmiorsa saçma ..Bence hatunlar zeki erkeği seviyor ondan olabilir.

sanatla ugrastıgım halde muhendis sevgim var. adamların kafalarının calısma seklini seviyorum galiba hiç benm gibi sanata ilgi duyan bir insanla olamadım şahsen.
not kaşarım yeaaa

sanane ki? size giren çıkan ne? isteyen istediğini yapsın size neee!! bir bitmediniz ya

sadece beli tipteki kızlarla çıkıyoruz bizde o nolcek? 100 kiloluk bir kızla çıkmayı düşünen hiç görmedim. kaşar mı diyorsun şimdi bana?

100 kiloyla çok iyi bir bağlantı kurdun aferin.

duyurumvar +1

erkeklerin şekilciliğinden mantıklı bir seçim. düşünsene tıp okuyan biri herhangi bir iibf'den muhakkak ki daha zekidir. ben de mesela bir doktorla evlenmek isterim.

aptal arkadaşlarım ve ailem (akrabalarım) yüzünden hesabımı sildim. salak paylaşımlar, salak yorumlar, salak mesajlar, bu ve buna bağlı salakça sistemler

Sadece üniversitede görüştüğüm sınıf arkadaşlarım vardı. Mezun olunca artık görüşmeyeceğimiz için sildim.

Insanlara hakaret edenleri cikarttim. Gerisi duruyor.

arka arkaya paylasimlar yapip veya resim yukleyip de ana sayfama afedersiniz tecavuz edenleri ya siliyorum direkt ya da eger silemiyorsan takibi birak tusuna basiyorum..

Surekli siyasi paylasim yapanlari - hangi gorusten olursa olsun - cikardim. Surekli proboganda yapanlari - ne probogandasi olursa olsun - takipten cikardim.
Surekli karikatur caps gibi seyler paylasip anasayfami kalabaliklastiranlari da cikardim.

Evet eklemem, söylemem.. Erkek atsın ilk adımı kızın tepkisi zaten belli eder düşüncesini. Bu benim tarzım tabi herkes bir olmaz.

x cekinir, y cekinmez.
buna kesin bir cevap vermemizi bekleme.

Bu sorunun tek bi cevabi yok. Cekinir de cekinmez de. Yesil isik gorduyse çekinmeyebilir. Kirmiziye ragmen yuruyebilen olabilir.

Çekinmedigi halde karsidan da bekleyenler var illa.

Bu sorunun cevabi var. Evet gayet de cekinebilir.

0 risk görmezse %99 bekler. İnternette de bu konuda doğru cevabı alamazsın.

valla önceden sevip de söylediğim oldu şimdi de çok seviyorum başka birini ama ne feysbuktan ekledim ne gözünün içine bakıyorum. içimde fırtınalar kopuyor ama belli edemiyorum. karşıdakinin tavrıyla da ilgili olmakla beraber karakter meselesi.

Soruyo yanlış sormuşsun bence.

Cevap veriyorum, bence kızın gönlü sende

şimdilik birşey olmaz da kız mezun olmaya yakın bu heriften bi cacık olmaz diyip daha başarılı kişilere yönelir. yavaştan soğutur aranızı. tadını çıkar bu günlerin, şimdiden söylemesi.

yürümeye devam et arada öyle tökezlemeler olur. önemli olan senin tembel biri olmaman. eğer bu durumda başının çaresine bakıp alnının akıyla çıkabiliyosan bu seni daha iyi yapar. sorunlara çözüm bulabilen birisi olmuş olursun.

Rahat ol adamım, özgüvenin tam olsun. şu lanet eğitim sisteminde okul asla başarı ölçütü değil.

sen ne diyon cebine hap koyup federalleri bile çağırır kankam :((hüzünlü.gif

Buna takacak kız sana yaramaz zaten

Benim de aynen böyle bi hatunla ilişkim oldu, fakbadilik teklif etti, ağır konuştum yediremedi kendine. Bi daha görüşmedik.

fuck buddylik teklif ederim oglum baska ne yapacagim.

takılmana bak. buraya gelip nasıl paragraflar kasıyorsunuz anlamıyorum su olaylar için.

karşınızdaki kişi o kadar açık ve net bir şekilde kendini o kadar ifade etmiş ki bu durum karşısında sizin hiçbir şey yap(a)mamanız sebebiyle bence duyuruyu :"siz olsanız benim gibi biriyle ne yapardınız?" diye açardım.

ergenin teki. uğraşmaya değmez.

Takıl işte, ne ince eliyorsun bu kadar.

"bu bunu niye beğendi la şimdi, ne alaka?" sorusunu 1'den fazla sorduruyorsa sulanıyordur.

kişi beğenenle arkadaşsa sorun yok .ama arkadaş olmayanlara 'beğen'i neden gösteriyoruz ?

özelden yazar illaki

ben tanımadığım kadınların fotoğrafını da beğeniyorum ama asla mesaj atmam,atmadım da

bir de "sürekli beğeneyim belki o da benim gönderilerimi fotoğraflarımı beğenir"ciler var. evet o da var.

Aşağıdaki sorulara verilen cevaplara göre değişir:

1) bazı gönderilerin altında sadece onun beğenisi mi var?
2) art arda üç gönderiyi de beğendi mi?
3) durum paylaşımlarına sürekli seni destekleyen şeyler mi yazıyor?

Evet sayısı en az iki ise; ağır yazıyor.

Butun kezbanlar toplandik, toplandik, toplandik :)

vazgeçilmez olacaksın... ben öyle olduğum için sıkıntı duymuyorum hiç.

Ben narsisist e takıldım.o kelime başka anlamda mı narsistden

Ya şu bizim ülkede her kızın bir alıcısı var düşüncesinden vazgeçin artık. O işler öyle değil.

çok aşırı özellikleri olup herkesin ciddi ilgi gösterdiği istisnai kızları bir kenara koyarsak
o dediğiniz binlerce arkdaş ekleme filan gibi şeyler ortalama düzeyde olan şeyler değil- manyak olmadıkça kızlar böyle şeylerle uğraşmıyor -narsist dediğiniz kız bu hale sonradan gelmiyor, kendisi zaten karakter olarak öyle, o doğrultuda davranıyor.
n'apacaksınız zaten öyle kızı, normal bir kız arkadaş edinin, siz de normal olun kimse kimseyi kolayca terk edivermesin. Şu saatte olmayan ilişkiniz için de korkmayın.

valla ben etrafina işeyerek tedbirimi alip gerekli mesaji veryorum.

bir sürü erkek arkadaş olarak ekledi diye kimse kendini bulunmaz hint kumaşı sanmaz merak etme.

high hopes of the sozluk narsist narsisistin yanlış kullanımı, ikisi de aynı şey aslında.

Üniversiteyi okurken sınıfta 150-200kişi varsa ve sürekli yüz yüze bakıyorsan ayıp olmasın diye ekliyorsun, mezun olunca da %90'ınını siliyorsun.

Yani o eklenenlerin arasında emin ol ilgisini çeken olsa olsa 1 bilemedin en fazla 2 kişidir boşa panik yapma :D

tam bi kamilsin

Bu tamamen kızın tavırları, kendini pazarlamasıyla alakalı bir şey. Sosyal medya kullanan bir kızla sevgili olabilirim, ama örneğin instagram'da takipçi sayısı, takip ettikleri sayısının 4 katı olan bir kızla sevgili olamam, olmaya da çalışmam. Çünkü o kız büyük ihtimalle egosuna aşırı düşkündür ve onunla hesapsız, samimi bir ilişki yaşayabileceğimi zannetmiyorum.

Bu çok fazla takipçisi/talibi olması durumu da sadece güzellikle alakalı değil. Çok güzel kızların gayet mütevazı yaşamlarını gördüğümüz gibi, vasat kızların peşinde koşan yüzlerce erkek olduğunu da görüyoruz. Üzerinde çok fazla ilgi olan her kızı tek kalemde çizmeyeyim ama, bu durum kızların kuyruk sallaması ile fazlaca ilintili bir mesele.

Yoo hiç de o kadar ekleyen olmuyor. İstesem de aldatamam ayrıca, çünkü yazan yok asfgsf benim gibi de var da sizin dikkatiniz hep o tür kızlarda olduğu için farkedemiyorsunuz. Selaaaaam

bahsettiğin tipler sosyal medyayla kafayı bozmuş ruh hastası kekolar oluyor. onlara aşık olmaktan kork bence, seni aldatmalarından değil. en büyük derdi attığı twit ya da takipçi olan tipleri öyle herkes ekler. bu tip problemleri olmayan, zeka seviyesi normal olan kadınlar da her gün yüzlerce arkadaşlık teklifi alabilir ama bakmadan reddediyorlar genelde.

Terk ederse eder, başka bir dolu kız var. Kafanı böyle şeylerle yorma.

senin güven sorunun var bence :)

Beni de bazı yerlerden birçok kişi takip ediyor, bu benim her an aldatabilir olduğum manasına gelmez ki :D

yerini kadının yerine koyarak hareket et bak neler değişiyor.

korkmuyorum.

Benden hoşlana hoşlana "başka biri tarafından kapılabilecek" nitelikte birisinden zaten ben hoşlanmam. Hoşlanmışsam da yine ben soğurum zaten hiç zahmet etmesin. Bunun için içim içimi yemez.

Adamı değil de kızı başka birisi kapar bence :D

Sanki evet deseniz öleceksiniz.

bu duyurunun hitap ettiği kesime hem girip hem girmiyorum. bi arkadaşa bakıp çıkacağım durumu bendeki sanırım. neyse

eğer ciddi ciddi etkilendiysem ve hala bi adım göremiyorsam ben tez canlı insanım olacaksa beklemenin alemi yok gider konuşurum baktın olmuyor can çekişmenin alemi yok. aaaa

Ben ilk adımı atıyorum ama kadınlara tavsiyem bunu yapmamaları. İlk adımı atmaya çekinen adam biraz korkak karakterli oluyor, en ufak şeyde kendi kabuğuna çekiliyor, sizi kaybetmemek için çabalamıyor.

Kızlar, bırakın ilk adımı erkekler atsın. O cesareti gösteremiyorsa maalesef cacık olmuyor zaten kendilerinden.

Eğer hoşlandığını düşünüyor ve ben de hoşlandığımı belli etmeme rağmen hala gelmiyorsa; Herhalde istemiyor diye düşünüp bi adım atmam açıkcası. Sebebini bilmiyorum.

Korkmuyorum. Sonunu Düşünen kahraman olamaz.

Kız tarafı ilk adımı attığı zaman pek kıymetli olmuyor. O erkek hoşlansa bile, kızın ilk adımıyla kendini daha üst görmeye başlıyor. Alışık değil.

~ soruna cevap olsun, "Sizden hoşlandığını bildiğiniz.." demissin ama o durumdan emin olmadan ilk adımı (2 kere) atmışlığım var, sonrasında da bahsettiğim durum oldu. O olaylardan sonra da bir daha da öyle bir yanlışa düşmedim. Hoşlandığım erkeklerin başkalarına gitmelerine de alışığım ayrıca.

Hoşlandığı halde açılamayan pasiflikte bir erkek de hiç çekici değil bunu da belirteyim.

İlk adım dediğimiz nedir, onu bir tanımlamak gerek önce. Birine gidip "Senden hoşlanıyorum" veya "Merhaba, bugün havalar da iyi değil mi" demişliğim yok. Zaten halihazırda konuşmadığım kişilerden hoşlanamıyorum. Hoşlanabilmem için çnce ağzından bir şeyler çıkması ve benim o insanın derdini anlatacak kadar dil bildiğini görmem gerek. Maçtan çıkmış futbolcu gibi "Yanii, evet, öyle oldu tabii. Önümüzdeki maçlara bakacağız" kadar Türkçe konuşabilen birinden hoşlanacağımı sanmıyorum. Ama eğer birinden hoşlanmışsam, kelimelerimden, davranışımdan anlaşılır; normal zamanda bile insan görünce ağzım genişlemeye başlıyor, hoşlandığımda zaten ağız kulaklara varır kendiliğinden, bakışlar kayar. Bir de öyle ilerler ki, kimin adım attığı, adımın nerede başlayıp nerede bittiği bile belli olmaz zaten. Hint filmi gibi "Sen bir adım gel, ben de buradan adım atayım"larla işim olmaz. Çıkma teklifi devrini geçtiğim için de öyle kesin sınırlar da olmaz, "10 saniye önce birlikte değildik, 10 saniye sonra birlikte olmaya başladık" gibi. Şöyle bir baktığımda kimsenin adım attığını hatırlamıyorum, daha çok birlikte ayaklarla kesintisiz bir süpürme hareketi yapa yapa o noktada buluşmuşuz gibi, iki mıknatıs birbirini çekiyormuş gibi.

"Ya kapan olursa" diye düşünmedim, kaparlarsa kapsınlar, dünyanın sonu değil. Dünyadaki son ve tek doğru da o değil, ben de onun birlikte olabileceği tek insan değilim. Kapsınlar, gitsinler, önümüzdeki maçlara bakarız.

geleceğin kız kurularını görüyorsunuz.

@mandalina ne alaka değersiz oluyor? şu genellemeden vazgeçin. size yazan her erkeğin yavşadığını düşünmeniz kadar sığ bir düşünce. kadınlar ilk adımı atmakla, kendini ağırdan satmayı karıştırıyorlar.

ben o açılımı bir kez yaptım, tüm arkadaş grubu olarak nerdeyse "bu adam aşkından ölüyo yeaa" derken adam beni sadece arkadaş olarak gördüğünü söyledi. detaylıca yazmıştım da hatta buraya tam 2 yıl önce. adamın hareketlerinde değişme yok, arkadaşları "x'i ara, birlikte dışarı çıkın bişeyler yapın, hadi langırtta siz ikiniz takım olun" ve hatta daha da öteye gidip "x de iyi çocuk yeaa, ama biz çekingen olduğunu düşünüyoruz" dediği halde adam bana bacımsın dedi. o kadar emin olduğum adam böyle yaptıysa bir daha adım madım atmam. ay travmalarıma geri döndüm şimdi.

yanlış evet. çalışmayabileceği doğrusu.

İlk yazdığın

Sonuçta
çalışabilmek

Birleşik ise tam tersi çalışmayabilmek de birleşik olmalı

Yaptığı çalışmaya bileceği bir yerde son vermeli. Gibi algılamış olabilir. Yoksa şimdi salak forumlarda kullanıcı yorumlarında herkesin yaptığı gibi ayrı yazılmaz.

ilk kutucuktaki kirli sarı yeşile kaçıyor ondan daha açık renk görüyorum ben.
diğer tarfaları da gri-buz mavisi karışımı.

Saks (Parliament) mavisi ve siyah.

aychovsky +1 siyah ve parliament mavisi.
ışık yansımasından ve fotonun kalitesizliğinden renkler saçma hal almış.

koyu sarı ve mavi

SİYAH-BEYAZ

şu linke tıklayıp tüm resimlere bakıp başa dönün artık mavi siyah görüyorum:

www.buzzfeed.com

Ilk başta sarı beyaz gördüm, neferkitty'nin verdiği linke baktıktan sonra mavi siyah görmeye başladım. Çok ilginç lan :) .

naparsam yapayım mavi-siyah görmeyi başaramadım.

Altın rengi ile kirli beyaz. Mobilden giriyorum. Bilgisayar ekranında belki farklı olabilir.

allah allah noldu ya şimdi sarı beyaz gördüm, bidaha açınca mavi siyah gördüm. gözüme bişey mi yapıyosunuz lan!?

net mavi ve siyah.
bu elbisede sarı ve beyaz gören var, yuh arttıkkk!

Mavi siyah aga iste.

naparsam yapayım beyaz ve sarı haricinde göremiyorum.

edit: ekrandan ekrana fark ediyor demişsiniz ya, aynı ekrandan evdeki herkese gösterdim, herkes mavi siyah gördü. ben beyaz sarı. o yüzden sabah sabah sinir oldum kendime :D

fotoğrafı her açtığınızda rengi değişiyor, mesela iphone da beyaz sarı gördüğüm şey, whatsapptan atıp, samsungda baktığımda kahverengi,lila oldu.

mavi ve kahverengi değil mi?

naparsam yapayım hardal rengi - açık mavi gördüm. nası beyaz görüyonuz lan?

Şöyle bir şey buldum.
Ekranın kontrast ve parlaklık ayarına göre değişiyormuş.
twitter.com

Photoshop'ta renk seç özelliği ile incelediğim zaman, gerçekte şu renklerden oluştuğu anlaşılan elbise.

i.imgur.com

aychovsky, daha önce saks mavisi siyah demişsin ya hani, verdigin linkte en soldakini hangi renk görüyorsun? En sagdaki bence de siyah ama en soldaki siyah değil hâlâ.

yahu hiç farklı ışıklarda farklı renk gözüken kıyafetiniz olmadı mı?
ekranın parlaklığına göre rengi değişiyor işte.
amma olay yaptınız.

abicim bunun kontrastla, gammayla, monitörle, ne bileyim ışıkta farklı gözükmeyle falan ilgisi yok. neyle ilgisi var onu da bilmiyorum.

başından beri mavi siyah görüyorum. ne yaptıysam beyaz ve altın yapamadım. fotoşokta açıp her türlü renk oynamasını yaptım, yine beyaz ve altın olmadı. zaten beyaz ve altın görenler aychovsky'nin verdiği linkteki gibi (twitter.com) öyle mavi siyahın brightness'ı açılmışı gibi bir renk değil, bildiğin bembeyaz bir elbise ve ışıl ışıl altın gibi parlayan sarı görüyor. parlaklık, kontrast, gamma falan değil olay.

eşime yolladım (öğretmen kendisi), beyaz ve altın dedi direkt. konuyu da anlatmadım. başkalarına sor dedim, öğrencielre sormuş, hepsi mavi siyah görmüşler, aynı telefon ekranından.

(bkz: get a life)

arkadaşlara internette takip etmeliyiz gibi bir sorumluluk yok. Yine de endişeleniyorsun mute/hide post gibi seçenekleri kullan.

beğenilmek (insancıl anlamda. facebook like'ı anlamında değil) doğal bir duygu hatta belki dürtü. bu yüzden iletişimi bozmamak içn arada (mesela ayda bir) sevdiğiniz ama zırt pırt birşeyler payklaştığı için unfolow yaptığınız kişilerin profiline göz atın. geriye doğru bi kaç beğeni yorum yapın. faydası olur. ama takip etmek istemdiğiniz fakat yakın kişiler zaten bunu dert etmeyecektir. yani bunu açıkça nalatabilisiziniz en azından onlara.
get a life kısmına katılmıyorum. bu site maalesef "life"ın bir parçası. ya tmamen uzak olmak bi çözüm. veya içinde olup doğru bir strateji belirlemek. aynı canlı insanlar gibi. okuldan kız arakdaşınıa veya işyerindeki güzel kıza "bugün çok seksisin" derseniz muhtemelen kızar. aynı şey burada da geçerli. demek koşullar aynı.hatta fb da daha katı. çünkü sık duyduğum bir söz "başkaları da görüyor" ve "aramızdaki arkadaşlığı bilemezler ki" yani çok seksi dediğiniz kız belki yanıda iken bir şey demeyecektir sadece arakdaş olsa bile. ama fb da diyecekir "babam da vaaar" diyerek...
başta deiğimi uygulayın.

unfollow'da zaten arkdaşlıktan ayrılmıyor asdece yazdıkların görmüyorsun. benec süper. 52 arkdaş var. yarsını çok iyi tanımam. en az 15 kişi unfollowdur. :)

ben sülalemi takip etmiyorum, babam dahil, geçenlerde de abim beni unfollow etmiş. oluyor böyle şeyler... ha ben abime gıcık oldum o ayrı kendisini her post'umda tag'lemeyi düşünüyorum keh keh.

gizlilik ayarlarında "ilişki durumunu kimler görebilir" i sadece ben yap,sonrasında istediğin gibi değiştirip tekrar eski haline getirebilirsin.

degistirdikten sonra activity log (ayarlar sekmesine tiklayinca cikiyor) bolumune girip o activityi zaman tunelinden kaldirma secenegi var, ordan kaldirirsan gorunmez.

a: nerde tanıştınız ? b: internette çokta doğal olmasa gerek , aynı okulda olup sevgilisiyle internette tanışan bir kız arkadaşım vardı ama kız pekte normal değildi zaten uçuk kaçık bir tipti ; düzgün bir kız internette tanışmaya tabikide olumlu bakmaz karakter meselesi.

nasıl yani? ne demek internet yerine gerçek hayatta tanışmak isterler? kanlı canlı varlıklar oldukları için olabilir mi?

Ayni okuldaysan internette tanışmaya ne gerek var ki canlisi dururken?
İnternette genelde hic tanimadiklarinla tanisirsin.
neblim sorunu da pek anlamadım gerci.

internetten tanışmaktan kasıt dating siteleri,facebook,twitter ya da chat gibi yerlerse canına susamadığındandır.
onun dışında sözlük gibi yerler daha güvenli geliyor, benim böyle tanıştığım arkadaşlarım oldu ve böbrekler sağlam çok şükür.

soru açık değil. eğer daha önce kanlı canlı gördüğün biriyle internetten tanışmaya çalışıyorsan hata yapıyorsun. nedeni yok bunun, öyle sadece. ama dersen ki aynı okuldanız ama daha önce hiç görmedim, tanışmak için bir mesaj atmaktan zarar gelmez.

Bu gençler önce geceden birbirlerini ekleyip sonra merhaba diyorlar. Iyi Tarafından bakıyorum, bir çok ilk Tanışma zorluğu bu sayede kolayca aşılıyor. Hem kız hem erkek için. Biz seksenlerde parti olsunda gidip elini tutalım, teklif edelim diye fırsat kollardık. Birinden boş çıkarsan bir diğeri bir iki ay sonra. Düşünün stresi.

edit : geceden ne yahu. face'den olacaktı o. ayfon işte.

biraz daha uç düşünce: soyut düşünme konusunda iyi değiller. fiziksel olarak erkeği görmek istiyorlar

Sayı önemli olmazdı benim için

hiç sayma gereği duymadım, bu bir kriter olamaz bana göre.

ahajsfjsa bu ne saçma anket ya. yediklerinin toplamı 1 metreden azsa olur. yoksa zinhar olmaz. evlenmem. imkanı yok. brrrr.

3,36 ile 3,52 arası. o da en fazia 3,52.

0

Daha önce sevgilisi olmuş herhangi birisiyle bırak evlenmeyi, bakkala bile gitmem. Sevgilisi olmuş olmayı bırak, daha önce benden başka birisinden hoşlanmışsa da olmaz.

bilmemek en iyisi

Benim icin pek fark etmez, zira bu devirde bir kiz az kisiyle ciktim dese de inanmam. Her türlü inandirabilir zaten nasil anlayacaksin ki? O yüzden takmiyorum. Sevsin yeter, yeter ki gelsin lan artık :/

Üst 3.5
alt 2.5
handikap var


Ne bileyim adam olsun da Kadir kıymet bilsin sevsin saysın. laf getirmesin vs.

Oho ona bakarsak evde kalalım hepimiz

17'den fazlasını almam, aldıktan sonra öğrenirsem boşarım. bakire değilse ya döverim ağzını burnunu kırarım ya da boşarım evlendikten sonra öğrenirsem tabii yoksa hiç evlenmem bozulmuş kadınla. kadın dediğin el sürülmemiş olmalı.

ha 17 dediysem de öyle elini tutma falan varsa aralarında 1 sevgilisi olmuşsa bile kabul etmem.

erkekler hiç sevgilisi olmamış kız isterler, kızlar da tam tersi daha önce çok sevgilisi olsun ister.

daha önce hiç bir sevgilime sormadım, şu ana kadar kaç sevgilisi olduğunu.

12,5 falan

Bekaret takıntısı daha mantıklı. Çünkü 2 desen, 3 sevgilisi olan mı ahlaksız? 23 desek, 24 sevgilisi olan ahlaksız, 23 sevgilisi olan mı ahlaklı oluyor?

99999999999999999999999999999999999999999999999999999999999

kaca denk gelir bilemem ; ama sevgilisiz takilamayan kadinlardan es olmaz..sevgili de olmaz aslinda. bakiyorsun bugun ayriliyor bir hafta sonra baskasini bulmus. en asosyal kadinin ya da erkegin arkadasinda bile birkac tane eski sevgili oluyor gunumuzde. binde birdir bir sevgilisi olmus ya da hic olmamis insanlar. bilmiyorum, lakin cok sey yasamis kadinlarla olmak iliski acisindan eglenceli degil. evet, belki cinsel acidan daha rahat olursun. lakin, o kadini pekcok konuda tatmin edemezsin. mesela bir demet gul alacaksin, o geceki oyuna da biletleriniz hazir. surpriz olsun diyorsun sevgililer gunu icin ya da yildonumunuz icin..merak etme kim bilir o sahneyi kac defa yasamistir senden once. yasin olmus 28, kizinki de o civar bir sey olsun..aldigin cicegin bir anlami yok, goturdugun restorandaki yemeklerin tadi yok..ne bilim oyle..yasadiklarinizin ilk oldugunu hayal edebilirsiniz tabi, kadinlar guzel de rol yapar. her sey ozelmis gibi hissettirmeye calisirlar..

sonuc olarak, rakam yok, baska seyler var.

O

ne kadar cok o kadar iyi.

23. Benim için 23 çok önemli. 24 sevgili yapmış birini asla kabul etmem!!!

genelevden evlenmeyi düsünüyorum. sevaptir.

8

Sayıdan ziyade cinsi önemli. Damacana veya eşekten sevgili yapmış olmasın da, aramızda 3-5'in veya 30-40'ın lafı olmaz.

namus nincası doğru demiş. amerika'da 8 üzerine kötü gözlen bakılıyi.

aychovsky +1
birde eski sevgilisine hala aşık olmasın kafi.

yan yatmış 8

Sevgilisi veya birlikte olduğu insan sayısı önemli değil de, bokunu çıkarmamış olmasını isterim. Yani sayısını hatırlayamayacak kadar çok sevgilisi olması iyi bir şey değil mesela. Yattığın adamın bir önemi yok ama gönlünü açtığın kişi önemli bence.

Hadi sayı verelim, 28 sevgili olsun.

birçok insan okuldan hatırlar ya da bilir ki gerçeklik bilardo toplarına ve fiziksel dünyadaki deneyimlerimize dayalı değil, kuantum mekaniği denen sistemdedir.

kız olarak açıklayamıyorum ama erkek olarak tahmin yürütmek istedim.kabul edip bilgilerini fotoğraflarını falan inceliyor hoşuna gitmediği için cevapv vermiyor.

fake profil?

Arkadaş sayısı kabartmaca

Felis catus ne bilmiyodum bi bakim dedim yaban kedisi demekmis hatlar karisti bende.

''Peki ya bu kedisus cinsinusu boş Amazon kutularına çeken tuhaf yerçekimi hareketini n'apcaz?''

Böyle tam oldu, ok. Kedilerin kutu sevgisi sanırım olay

boş amazon paketleri olcak.

anadili ingilizce olan birinin yazdığı bir şeye benzemiyor.

Abazanlik diye bir sey duymadiniz sanirim..

Barzo dolu memleket.

Peki kızlar bu duruma nasıl bakıyor? Mesela erkek arkadaşınızı 100 tane kız arkadaş olarak eklese içiniz rahat olur mu?

valla bi seferinde sırf merakımdan fake hesap acmıstım günde 50 istek geliyordu. (bkz: amlarına koyayım onların çok ayıp ediyorlar)

nasıl abi, ilerde eşin olmasıyla arkadaşlık eklemenin ne alakası var?

ben bir sitede kız olarak hesap açtım.
çekici bir foto koydum.
haftasonu 2 günde 1,000 civarı mesaj geldi.
mesaj sayacı kronometre gibi atıyordu.
:)

faceden eklemezsek nasıl eşimiz olsunlar?

ay senin duyuruların <3

bence komple sosyal medya hesaplarını kapat sen. kafan rahatlar dkfjşadsf.

sebebı cok basıt cunki memelerı amları fln var?

Cok basit, kimin gelecekteki esimiz oldugunu bilmiyoruz, once tanimamiz gerekli, tanimamiz icin ilk once tanismamiz gerekiyor.

Netice itibari ile ayip degil. Gerci ben tanidiklarimi bile eklemiyorum onlar beni eklesinler diyorum yuzde 5'i anca eklior...

Şantiye şefi

porno yıldızlarına karşı özel bi ilgileri oluyor.

kardeşim şehir plancısı (kurtarıyor mu?) öğretmenlere, banka çalışanlarına bakmıyor. Avukat, doktor vs bakıyor.

bana bakar mesela.

keramet meslekte değil böyle işlerde. eğer meslekte arıyorsa kerameti hanım kızımız, üzerler.

şehir bölge planlamacıya bakar

çevre müh. bakar değil bakmışlığı var hocam.

Böyle bir parametre yok, nerden çıkardın bunu, yalnış bir düşünce tarzı bu

mimar veya mimarlık okumuş bir kimse, hangi ülkede doğduğu, ailesinin kökeni, konuştuğu dil, yetiştiği sosyokültürel ortam, okuduğu üniversite, önceki deneyimleri, vücudundaki ben sayısı ve benzeri binlerce parametre göz önünde bulundurularak kimlere ilgi duyacağı konusunda akıl yürütülebilir. ki tüm bunların dışında tercihlerinde rasyonel davrandığını nasıl varsayabiliriz ki.

BUrada dalga geçenlere bakma kardeşim. Mimarlar odası 2015 başında yayınladığı bildiride mimarlık öğrencisi kızların sadece tıp fakültesi, mühendislik fakültelerinin bazı bölümleri (bilgisayar, elektrik, elektronik, uçak), hukuk fakültesi öğrencileri ve mezunlarına bakabileceğini yayınladı.

Fakat şöyle bir de istisna var.

Diğer bölümlerden veya meseleklerden olanlardan, aylık geliri 10bin tl'nin üzerinde olanlar (net) veya üniversite sınavında ilk 1000'e girmiş ama belirtilen bölümlerde okumayanlarda bölüm şartı aranmıyor.

itü taşkışladakiler bana bakıyorlar kanka.

Issiz mimar kiz da var ama.

itü taşkışladakiler kapıdan içeri giren her erkeke bakıyorlar.

itü taşkışladakiler bana bakmıyor lağn!?

@pro

erkek olduuna emin misin kanka?

Huhauahhauha. Su sinif ayrimi ne zaman bitecek veya azalacak acaba ulkede

tercümanlara.

Endüstri meslek lisesi mezunu biriyle evlenenu biliyorum.

bana bakmasın da kime bakarsa baksın. Ben mutluyum la yannız.

insanlık tarihini anlatan bir kitap okuyorum.adı insanın tarihi.james c. davis diye bir adamın.iş bankasından çıkan güzel bir tarih kitabı.
newton'un güneş merkezli evren sistemini açıklamasıyla birlikte avrupa'da bu sistemi anlatmak için değil de para kırmak için "hanımefendiler için newton'cılık" adlı bir kitap basıldığından bahsetmiş.
bundan hareketle ve bu sorunun verdiği ilhamla sanırım ben de "mimar kızlar için en iyi eş tercihleri" yazsam hiç fena olmaz :)
ortada böyle mimar kızları bir kategori içine koyup onların hoşlanabileceği ve hoşlanması mümkün olmayan meslekler olmalı demek ki :))

ulan ne alemsiniz ya :)

cevap veriyorum:
en düşük meteoroloji mühendisi
en yüksek kerhane işletmecisi

evet düşüklük yükseklik şeysinde biraz şaşkınca bir cevap oldu ama böyle soruya da doğru düzgün cevap beklemiyordunuz değil mi :)

çevremde gördüklerimin çoğunun, mimar, fotoğrafçı, arkeolog, bıdı bıdı entel hipster tuhaf insanlara ilgisi var(normal mimar, fotocu vs'leri tenzih ederim). genellemek istemezdim ama malesef böyle. gelir olarak değil de tarz olarak bakıyorlar. tabi bu 25-30 yaş arası tanıdıklarımda böyle. daha üstü bence kendileri gibi mimarlarla ilgileniyorlar daha çok.
not: mimarsporluyum yukarıdakilerle tamamen alakasız birine bakıyorum :D

zahahahahaah niye geç görmüşüm ben bunuuu

öle bişi yok yea, kalender insanlarız biz. sanatımızı çekemeyenlerin iftirası mimarlar ukela olur falan

"Mimar" diyorsun? "Mimarlar kimlere bakar?"
Buyur: www.arkitera.com

bana baktı. 1.5 yıl çıktık. sonra ayrıldım. hayatımın hatasıydı hala özlerim. bende sinema tv okurdum aynı ünideydik. ama mimarlığı da kafada çok büyütmemek lazım bence.

Dostum o kişilere çalıstıkları konum dolayısıyla talep çoktur. Oyle cok feci yakısıklı değilsen boşver, bırak bu işi.

Yaka kartindan ismini al, ordan yuru. O isme mektup yaz yolla isyerine.

Almayın, sapık mısınız?

bir kere gördüğü insanın numarasını almak isteyen biri sapık değildir.

ve çok zor bir soru.
ben mesela asla ama asla yapamam.
ama hiç tereddüt etmeden yapıp genelde başarılı olan adamlar tanıyorum.

onun yerine "ben sizden/senden çok hoşlandım. bu da benim numaram. umarım güvenirsin(iz)." diyip kağıt versen?

Alinamaz.

Tip lazim tip yoksa asiri derecede komik ve sirin olmak lazim ve kizin da o gun iyi bi gununde olmasi lazim

Kisaca zor,

Fakat hayat bu zorluklar yuzunden guzel.

Ya güzel değil yahu, başka ne güzeller var. Mesela diyorum işte. Sapıklıkla ne alakası var ayrıca? İlla tanıdığımız biriyle mi sevgili olcaz

Sapık diyenleri de gördük.

Lan adam hoşlandıysa, yeniden görmek istiyorsa ne yapsın? Evinin adresini mi istesin? Ahahaha.

Numaranı ver.

en kolayi greencard diye biliyorum.

O kadar da yakın olmadığın, seni en son fi tarihinde görmüş birileri beğenmiyordur. Ben de o kadar yakın olmadıklarımın resimlerini falan beğenmiyorum. Kimseyi gizlemedim veya kimseyi sevmiyor değilim; sadece pek hissettiğim bir şey yok o kişilere.

Bir de günde 6-7 paylaşım belki fazla olabilir. Sürekli aynı insandan gelen paylaşımları görmekten bıkmış da olabilirler.

"Ben de başkalarının fotoğraflarını ve gönderilerini beğenmiyorum zaten."

beğenirsen geri bildirim olacaktır kanımca

Aynen, teşekkürler :)

Günde 6-7 paylasim yapiyorsan ve bebim arkadas listemdeysen engellemisimdir muhtemelen.

:D:D:D sabahın şu saatinde ne güldüm ya

bende 2000 küsür var 5-10 ya begeniyo ya begenmiyo.
çünkü ben kimseninkini begenmiyorum. Layk canavarı oldugum zamanlar 200-300 geliyordu. Her şey karşılıklı işte.

bazı ufak fedakarlıklar yapmalısın. kediyi sahiplenmesi kolay tabi.

kızışma dönemini atlatması için ilaç veriyorlar diye biliyorum. veterinere danışmak lazım.

Şırınga ile az biraz passiflora verebilirsiniz ama 3 günden sonra işe yaramıyor. Bir de iğne yapıyorlar sakinleşsin diye ama o da çok bi işe yaramıyor, para kaybı genelde.

Kediye mastürbasyon yaptırsam olmaz mı dsfdagsdfasf

Eziyet hayvana ya... Üzülüyorum bu kedilere.

bakamayacaksan kediyi alma daha iyi. git düzgünce ksıırlaştır rahat etsin hayvan.

Bizimki kısırlaştırıldı yine de halleniyor arada. Normal yani, peluş oyuncak falan ver.

peluş oyuncak al kendi boyunda.

Passiflora vermeyin, ters tepip hayvani iyice agresiflestirebiliyor.

onaylanma icgüdüsü

İçgüdüsel yaklaşım: kendimle benzer sorunları ve kaygıları paylaşan insanlara elimden geldiğince yardım etmeyi seviyorum dünya görüşüm gereği.

Pragmatik yaklaşım: bu teker bizim sayemizde dönüyor, ben bugün yardım etmezsem iki gün sonra yardıma ihtiyacım olduğunda bana da cevap verilmeyebilir.

Cevabını biliyorumdur, ondan.

Empati

sorun çözme ihtiyacı/takıntısı :/

güzel muhabbet oluyor. bazen çok gülüyorum. eğleniyorum kısacası. birçok da yeni şey öğreniyosun vs...

Yardımcı olabildiğimde verdiği manevi mutluluk için.

yardımcı olmak istediğim için. keşke insanların sorunlarını çözebilecek bir mesleğim olsaydı. doktor, avukat gibi mesela. yardım etmek çok güzel bir his veriyor insana.

can sıkıntısı. işim olduğu zaman duyuruyu açmıyorum bile.

Bir fikir verebilmek, yardımcı olmak. Ufak tefek geyikler hariç diyelim.
Bunun dışında buraya üye olma sebebim farklı bilgilere farklı kaynaklardan/insanlarda ulaşmak, yani bir gün bana lazım olabilecek bir sorunun cevabı gibi mesela. Uzar gider.

Sorduğum sorulara işe yarar yanıtlar aldıkça yavaş yavaş cevaplamaya da başlamıştım..
Can sıkıntısı +1
Bir de insanlara yardımcı olmak güzel şey be..

Ama en büyük sebebi işsizlik, çalıştığım dönem bakmıyorum hiç..

Doğru olan bu. Sen de "bir karşılığı olmayan bu eylemi 'ne yazık ki' gereksiz buluyorlar" demişsin ya.
Aldığım eğitimi/bilgilerimi birileri paylaştı diye alabildim. O zaman ben de bilgimi/deneyimlerimi paylaşmalıyım.
Çoğu insan değil aslında bence. Sepetteki portakallar sağlam da, gözümüz çürüğe ilişiyor.

Birisi dışarda sana bir yol vb. sorduğu zaman hangi sebeple ona yardım etmeye çalışıyorsan aynı sebep. Farkı burada kendi iradenle bulunuyorsun.

Hepsinden biraz. Yardim ettigim icinm mutlu oldugum da oluyor, sadece cevabi bildigimden de. Su anki gibi calisirken kafami dagitiyorum bazen, anket doldurayim zaman gecsin diye de yaziyorum. Ara sira onaylaninca mutlu oldugum da oluyor, fikir ayriliklari yasayip araya girdigim de. Basima benzer seyler gelmisse tecrube aktarmak veya almak icin. Tek bir sey yok.

lan başkalarının ne sorunu var ben yine iyiyim diyenler var, ben dünyanın en önemli insaniyim, benimle ilgilenin diyenler var, bir bok yedim siz bana öyle demeyin hakliyim deyin diyenler var.

bazen acıdığımdan, bazen sıkıldığımdan, öğretmen olduğumdan da olabilir.

-başkasına yardımcı olabilmenin getirdiği mutluluk
-empati +1
-yeni yeni bakış açısı kazanabilme ortamı.

bildiğimi gösterme isteği.

bilgi paylaşmak iyidir.

Çünkü üst üste bir kaç kez red yersen adın çıkar ''her kıza asılıyo '' diye.

Alıştırma değil tanıma dönemi diyoeuz biz ona. Ölçüp biçiyoruz bununla olur mu olmaz mı diye, bakıyoruz içimizi titretebiliyo musunuz diye ne biliyim.
Öyle pat diye tanımadığın sadece fiziksel olarak beğendiğin birine de sevgili olak bence denmez, denmemeli.

flört, birbirini tanıma, hastalığını defosunu öğrenme, önceki maceralarını araştırma..
pattadanak teklif, akabinde yatağa atma, bunlar tehlikeli. sabah kız eroinman çıkarsa, sakal tıraşı olursa, ne bilem belalısı kapıya dayanırsa napıcan don juan?

Doğrudan "filiz sevişelim mi" diye sordugun 5 kadından 3'ü teklifi kabul ediyor boşuna yorma kendini.

Bilimsel araştırmadır.
Tarafımca denendi test edildi.

hemen sevgili olmak birbirini tanımamak anlamına gelmiyor. asıl birbirini tanıma dönemi başlıyor. neden illa rol yapmak gerekiyor? niyetini açıkça söylesin ve birbirlerini tanısınlar, olmaz mı? Bir erkeğin niyetinin arkadaşlık mı yoksa sevgili olmak mı olduğunu siz de gayet iyi biliyorsunuz, neden rollere ve yalanlara ihtiyaç duyuyorsunuz?

(bkz: evrimsel açıdan kararlı strateji)

benim cevremde direk sevişmeden sonra baslıyor ilişkiler. öyle uzun bir dönem sürmüyor. yani sana denk gelmemiş. ha bana da gelmedi ama yapan yapıyor.

Tanimak icin tabiki. E hoslandin tamam ama bu insan sana uygun mu? Fiziksel olarak kalbini carptiriyor ama ettiğin muhabbetten de zevk alabiliyon mu? Berabet vaktiniz nasil geciyor vs. Bunlar onemli. Bunlar icin de biraz zaman lazim tabi. Hemen op koklas olmuyor. Hizli gidince hizli bitiyo genelde.

Arkadaşlar yanlış anladınız, sevgili olmayı hemen öpüşmek anlamında söylemiyorum yahu. senden hoşlanıyorum birbirimizi tanıyabilir miyiz demek neden olmuyor onu diyorum

Kadınlar real time karar alamaz. Direk sorarsan risksiz cevabı verirler.

Yapılır hacı , kız seni beğenmişse önce sonra farketmez.

Senin hangisinden hoşlandığın daha önemli.
Not kız değilim

Çok mal bir soru kardeş.

yakısıklı olan daima kazanır. cevremde yaptıgım gözlemler böyle.

Kızımız daha yakışıklı olanla işi garantiye alana kadar az yakışıklı olanı süründürür, arkadaşlığın bir tik üstü sevgililiğin bir tik altı şeklinde. Allah kurtarsın.

Bu durumun kiz versiyonunu düşünüyorum, hangi erkek daha güzel olani istemez ki. Saniyor musunuz ki daha az guzeli tercih etsinler? Yok öyle bir dünya ;)

Dolayısıyla ben de daha yakışıklı olani tercih ederdim.

allahım böyle kadınları karşıma çıkarma yarabbim.
çirkini olsun, -eğer güzeli böyleyse- ama az biraz zekâlısı olsun.

kendini tercih etme de hangisini edersen et.

ciddili cevap veriyorum.

hangisi seni daha cok isterse ona var.

umarım ikisi de senin gerçek yüzünü anlarlar. burada bir tabir vardır "gerçek yüz" yerine geçen. demiyorum.

birkaç ay sonra daha da yakışıklısı çıkar onu tercih eder, birkaç ay sonra yenisi...

juvee +100.

bir erkek olarak hiçbir kadının güzelliğine aşık olmadım. etkisi var mı? evet var ama o etkisi en fazla 1 hafta sürüyor.

her zaman daha güzeli/yakışıklısı vardır.

ilkini birkaç ay niye oyalıyor o ors..

Hoşlandığını.

Bir erkek olarak ben cevap vereyim, erkekler daha az güzel olanı tercih edebilir, güzelliğe önem vermeyebilir.

Yakisikliliga gore mi sevgili seçiliyordu ben mi yanlis gelmisim?

Kimden hoslaniyosan odur goze guzel gelen.

Ne beddua ediyosunuz kıza hıyartolar. Aynı fırsat sizin elinize geçmediyse kızın kabahati mi kıskanç barzolar. Yarasın bacıma arkandayım.

Yakışıklıyı seç.

Pazardan karpuz mu seciyoruz hayirdir?
Senden hoslananan ilk cocukla bir kac ay vakit gecirip bisi hissetmediysen zaten onu secme. Yeni kurbanina karsi bisi hissemiyorsan onu da secme. Sen bence gercekten birini begendiginde haber ver bize yardimci olalim biz sana.
Guzellik onemli onemsiz tartismasina girmeyecegim bile, kisisel tercihtir boyle seyler, begenip hoslandigin vakit gecirmek istedigin biri olursa ona dogru yuru, kimsenin duygulari ile de oynama, donulmez yollara girme.

acele karar verme, bakarsın birkaç ay sonra ikisinden de daha yakışıklı olan biri çıkacak belki. kim bilir?

çaktın ;)

II. Dünya Savaşında mücevhelerin yararlı-kullanışlı hale gelmesi, Hitlerin endüstriyel elmas ikmalinin kesilmesini Birleşik Devletler için savaşın en önemli hedefi haline getirdi.

mucevheratın 2.cihan harbinde o kadar faydalı oldugu ortaya cıktı ki abd hitler i sınai elmas ikmalinden mahrum bırakmayı asıl bir harp gayesi haline getirdi