Ekşi Duyuru

Kendiniz mayaladıysanız ki öyle bozulmaz. Ben defalarca dışarda bıraktım sadece dediğin gibi biraz ekşir. Hatta daha geçen hafta kendi mayaladığım kefirleri ve yoğurdu buzdolabı bozulunca sıcak olmasına rağmen 5 gün dışarda tuttum, hiç bir şey olmadı. Tadı çok ekşi geldiyse cacık yap ye ya da çorba.

Hiçbir şey olmaz. Patiska kumaşla süzüp süzme yoğurt yapılabilir.

hiçbir şey olmaz. ekşise bile, bu doğal bir tepkime. gayet de yenir. yine de yiyemeyeceksen, süzme yoğurt yapabilirsin. ya da ocağa koyup sirkeyle kestirip, süz ve peynir yap.

ama ekşi yoğurttan asıl ayran yapılır. mis gibi olur.

kesinlikle bir sey olmaz. yogurt zaten tanim itibariyle bozuk bir sey.

yedim gayet de güzeldi evet, çok teşekkürler ^.^

14-15 ve 07-08 sezonları diyebilirim.

2 sene önce 2017-2018 sezonunda son 2 haftada 4 şampiyonluk adayı son hafta 3. şampiyonluk adayı vardı.
www.google.com

Zara

Marks & Spencer
GAP
Banana Republic
Mango
Next

polo garage

topshop

Bershka

Zara, mango, topshop, free people

north face, napapijri, vans, banana repuplic, diesel, tommy hilfiger, timberland. bunlar sadece bir tekstil fabrikasında gördüklerim :) bir sürü de ıvır zıvır burada adı sanı duyulmamış ama avrupada bilinen marka üretiliyor. aslına bakarsan hangi firma türkiyede ürettirmiyor desen daha yerinde bir soru :) mesela şu firmayı biliyorum referanslarınıda yazmış zaten;

denimvillage.com

Hemen hemen hepsi Türkiye'de fason üretim yaptırıyor. Batı'da üretim yok. Çin, Hindistan, Endonezya, Vietnam, Pakistan gibi ülkelerde ise Türkiye'de ki gibi batılı standartlar yok. Aklıma gelenler: Tommy Hilfiger, Nike, LC Waikiki, Defacto, Colins, Mavi, Adidas vb.

türkiyede üretim yaptırmayan ünlü giyim markası yok desek yanlış olmaz

Primark bazı ürünlerini tr de üretiyor

lacoste

yaptıran çok var ama türkiye'de satılanlar türkiye'de üretilenler değil sanırım.

Guess
Vans

Bence değil. İşte Pro, evde Air kullanıyorum, Pro'nun avantajı gücü ve ekran boyutu. Güce ihtiyaç duymayacağınızı belirtmişsiniz, eğer ekran boyutu da aşırı bir fark yaratmayacaksa Air uygun sizin için.

Air gayet yeterli öyleyse. Aksine daha iyi bile olur, zırt pırt fan sesi duymazsın.

Air 2017 kullanıyorum. Pro 2017 kullanan arkadaşımla dün Hangouts’tan görüntülü konuştuk, aynı koşullarda onun fanı çalışmaya başladı, benimki ise tamamen sessizdi. Retinalı Air’lerde durum aynı mı bilmiyorum, o da önceki nesil Air’ler gibiyse Air Retina tercih ederim ben olsam. Gerçi bendeki Retina değil 1440x900p ama diğer markaların 1080p IPS ekranlarından daha iyi yine ekran çözünürlüğü. Bütçe ~5500 ise Air 2017, ~7400 ise Air 2018 Retina diyorum ben.

pro daki ekranı görünce air çok dandik kalıyor. ben olsam evde işte her yerde pro kullanırım, ki kullanıyorum :)

kullanım amacınıza göre pro almanız mantıklı değil. air 2018 veya 17 almak daha mantıklı. ha diyorsanız ki ben almışken en iyisini alayım pro alın. ama kullanımınızda bir fark görmeyeceksiniz bence.

Air ekranını da artık yükselttiler sanırım.

Pro bu işler için fazla iyi kalıyor, hem de sanırım daha ağır? Gerçi 200 gr bile olabilir aradaki fark.

Air diyorum, israfa gerek yok :)

air verdiler iş yerinde son model hem de. lakin evimde eski retina ekranlı macbook pro var. o çok daha hoş. tüm gün gözünüzle bakacağınız bir alet ise mutlaka retina ekranlı olduğu için pro tercih edin. tabi money talks.

İstanbul için az, ama Çorum'da iş yapar

bence az değil. azsa ben fakirliğimden ölmüşüm de ağlayanım yok :/

Az degil bakma sen o para kaznamayanlara 10bin guzel paradir yasatir istanbulda dahi

az değil, güzel maaş. gayet güzel yaşatır.
sözlükteki dallamaları boşver.

k.bakma böyle soru soranında cevaplayanın da .ike sürülcek aklı yok. Şartlar neler, yalnız mısın, evli misin, çocuk var mı, hangi muhit, nasıl bir yaşam tarzı yaşanıyor, hayat beklentileri neler, ev kira mı senin mi, haftada kaç saat çalışıyor, iş stresli mi, zor mu, yan haklar var mı?

Hayvan gibi iyi maaş. Sözlüğün %99'u hayatı bilmeyen liseli ya da Üniversiteli ergenler.

Çok temiz maaş sen bakma sözlükte Levent’te otursan yarısı kiraya gider yarısı da araba taksidi diyenlere . Gülüp geçiyorum öğrenci tayfanın bu ayranı yok içmeye hallerine

iyi para
sözlük ergen yuvası, onlara ne bakıyorsun

az değil.

iyi maas. yan haklari da varsa mis.

sozlukteki ergenler ya hayati bilmiyor ya da hic dayak yememisler.

bu konuda bence ülkede kafa karışıklığı var. 10 bin lira maaş almak zor mu? çok zor... sanırım çalışanların %40'ı asgari ücret alıyormuş, bugün itibariyle en az %20-30'u da 2000-3000 alıyordur. çok insan var öyle yani, asgari almıyor adam ama üzerine 500 lira koymuşlar işte, fark o kadar. bu açıdan bakarsan 10 bin lira muazzam para türkiye şartlarında. 3-5 yıl tecrübeli adamlara 5 bin lirayı fazla görüyorlar.

öte yandan 10 bin liranın alabilecekleri açısından değerlendirirsek yıllardır sabah akşam didinen, evli barklı insanlar için öyle acayip bir para değil. standartların iyi olur ama para birikmez sanırım. istanbul'da mesela ev alabilir misin? araba desen bir yıllık maaşını gömünce en fazla vasat üstü bi' şey alırsın, daha ötesi olmaz.

ekşi'de poser gavat çok eyvallah, hatta ben de aç karnıyla burda 10 bin lirayı beğenmeyen birisi olarak onlardan sayılırım ama öfkemizi poser'lardan ziyade ülkenin ekonomisine ve biatçı anlayışa yöneltsek bence daha iyi olur.

iki adım ötemizde yaşanan hayatları görüyoruz. hepimiz bilgi çağında büyüdük. elimizin altında internet var. tamam "ben niye alman kadar kazanmıyorum" diye çocuk gibi mızıldanmanın lüzumu yok ama insan soruyor yani kendine arada. 10 bin lira dediğin bugün €1600 yapmıyor. aldığımız her şey dışarıdan geliyor zaten. ne kadar süper yaşayabilirsin?

ben şu an 10 bin lira maaş için gtümü veririm ama bunun nedeni 10 bin liranın çok para olması değil, benim fazla fakir olmam. bu ayrıma dikkat etmiyoruz biz. 10 bin süper para değil, biz beş parasız olduğumuz için göze süper geliyor.

Yoksulluk sınırının 6bin küsur olduğu bir ülkede ne fazla ne de az.ortalama bir maaş.

Der meister cok guzel anlatmis. Aynen ve de harfiyen katiliyorum. Ayriyeten eksidekilerin cogu salak. Onlara bakma sen.

değil. ben aileme destek olmama rağmen ayda maksimum 6000 liraya mis gibi yaşıyorum. dışarda canımın istediğini yiyorum, haftada bir rakı sofrası kuruyorum, taksi kullanıyorum vs.. fiziki koşullar anlamında kendimi kısıtlamıyorum. yani bazen 7000'i buluyor harcamam ama yine de 10 bin lirayla her türlü rahat yaşarsın. kıyas meselesine girersen onun sonu gelmez, elbette yaşam kalitesi dediğin şey görecelidir ama şurası kesin ki temel ihtiyaçlar anlamında insan gibi yaşarsın, bu da yeter zaten.

Öğrenciyken Akbil param olmadığından yürüdüğüm olurdu yemekhanede sıra beklerdik napalim. Şimdi 6k evin kirasına veriyoruz. Hayat. 10k iyi para bence her turlu is görür. 10k lik ısın de onu acıktır ilerisi icin getirisi daha da artar diye düşünüyorum.

9 senedir sektordeyim. hani mevkim de fena degil ama oyle bir maasi galiba 3 4 sene sonra anca gorurum. Ankara icin yuksek bir maas, Istanbul icin normal-yuksek arasi birsey

Neye göre kime göre yüksek. Türkiye'deki ortalama maaşlara göre yüksek. Bu doğru. Ama hayat pahalılığına kıyasla düşük. 1750 dolar falan ediyor. Abd'de über sürerek kazanabileceğin bir para. Bence bu maaşın yüksek olarak algılanıyor olması üzücü. Ülkemizin fukaralığını gözler önüne seren bir vaziyet yani. Bir mühendisin, doktorun, iyi bir avukatın 2000 dolar bile kazanamaması üzücü bence.

sektore, alanina, isine, tecrubene gore degisir.

7 yil once 3 yillik is tecrubem varken 6500tl net aliyordum. sonra yurtdisina ciktim. tr'de kalmaya devam etseydim su anda muhtemelen 15-20k arasinda net maasim olacakti. sirkette benimle benzer seviyedeki arkadaslar su anda bu civarda maas aliyorlar. universiteden mezun arkadaslarimdan 4000-4500 euro maas alan arkadaslarim da var. ama tabi ben ve arkadaslarim toplum ortalamasini yansitmiyoruz, bunun da farkindayim. istanbul icin konusursak, ay sonu hesabi yapmani gerektirmeyecek, sekilde yasamani saglayacak, keyfi harcamalar, gezmeler yapabilecegin ve ay sonunda birikim de yapmani saglayacak bir para. diger sehirler icin cok cok daha iyi sartlar demek tabi ki. ama zengin sayilmazsin. orta ust sinif olur en fazla.

almanyada bile fena maas degil(1300 cogu is icin asgari maas), millet maasla hava attigini saniyor ekside.

bizzat bir arkadasim var ben nickini biliyorum, o benim bildigimi bilmiyor. yazsam buraya deli diye millet dalga gecer. adam yeleli bozkurt gibi. yok surada sunu yapiyorum, burada su arabaya biniyorum, olmayan rezidansinda basina gelen seyleri filan yazmis mal.

3-5 bin maasi olan plaza calisani normalde.

10bin tl günü iyi bir şekilde kurtarmanı sağlar, daha fazlası değil. İstanbul'da merkezi düzgün bir yerde 2+1 ev kirası ortalama 2500-3000tl. Sağlıklı besleneyim, kaliteli yiyecekler alayım dersen, hele bir de spor yaptığın için yemeğe ekstra dikkat ediyorsan market alışverişi aylık 1000tl tutar. 4000 gitti bile. Faturası, haftada bir etkinliğe ayırdığın parası var daha. Hobin falan varsa zaten geçmiş olsun. Kenara her ay 3000 tl atsan yılda 36000tl'ye ne yapabilrsin sen düşün. Biraz rahat etmek için otomobil alayım dersen 4 sene hiçbir şey almadan para biriktirmen lazım. Ne öldük ne olduk derler ya. İşte o durum aynı.

plaza çalışanıyım binlerce kişinin maaşını biliyorum. 10bin lira maaş, plazada müdür maaşına denk gelir.
ekşi yazarlarının hepsi ceo, cfo, coo en kötü departman direktörü olduklari için 10bini begenmiyorlar normaldir!
5000 calisani olan bir sirket düşün; 10bin maaş, en yüksek ilk 100e girer. iyi mi kötü mü sen karar ver.

10000tl az ise müsadenizle ben öleyim.

İşsizim. Beni de @late ile gömün lütfen.
12 sene iş deneyimim var (10yılı aynı kurumda) yabancı dilim var ben daha onun yarısını alamadım.

çok güzel maaş.

kaliteli bi yaşam yaşatmaya yeter, her şehirde.

İstanbul için de az değil, ama çok da değil. Optimum normal bi yaşam sürdürür işte. Bu kadar ama. İstanbulda yaşamak için asgari bir para.

Tabii ki degil

nasıl harcadığına ve hayat standardına göre değişir. Temizlik işçisi maaşıyla 2 ev sahibi olup bir de çocuklu ev geçindiren biliyorum.

tek kişi için gayet güzel bir para.

3 bin küsur maaş alıyorum kaç yıllık öğretmenim, millet on bini beğenmiyor sonra öğretmen maaşı diye tatava yapıyorlar sözlükte.

@tantunizade murat efendi +1

ben çok güzel yaşarım 10binle. çok daha düşük olan maaşımla, düşük bütçeli olarak bi çok ülke gezdim. 10bin maaşımla olsa çıldırırım her gün yurtdışı tatil planı yaparım herhalde :) tabi o rakamı kazanıyorsam ne kadar tatilimin olacağı meçhul :/

şu andaki bana göre az. insanlar gerçekten 2-3 bin liralara nasıl yaşıyor anlamıyorum. yaşamak değil, ölmeyi ertelemek.

30 bin tl üstü kazanıyorum, 10 bin tl almış olsam depresyona girerim. neyine yetecek 10 bin lira? araba, ev, kıyafet, kurs, sosyal aktivite, dışarıda yemek, tatil vs. masrafları, bunları şu anda 10 bin liraya yapamazdım. 10 bin lira aldığım dönemlerde de 5 bin lira için bunları düşünürdüm. gelir artınca insanın yaşam standartları da yükseliyor, beklentileri yükseliyor. 10 bin aldığım döneme göre 3 katına çıkartmadım masraflarımı, tabii ki büyük bir kısmıyla birikim ve yatırım yapıyorum ama 10 bin aldığımda masraflardan sonra yatırıma bir şey kalmıyordu.

mis gibi maaş da;

maaşla asla zengin olunmaz. bunu unutmayın. insanın beklentileri ile alakalı.

Güzel bir maaş, rahat yaşatır.

ari isi kadar riskli is hayatimda gormedim.
risk her zaman var.
digerlerine nazaran daha duzgune benziyor. ben bal ile olan hicbir isimi netten yapmiyorum.

nereden alıyorsunuz?

Arı sütünü internet üzerinden alamazsın. Gerçek, harbici arı sütünü tanıdığın, bildiğin bir arıcıdan alabilirsin. Öyle dışarda satılanlar arı sütü değildir. Hele marketlerde satılan bal gerçek bal değildir. Gerçek bal arıya şerbet, şeker verilmeden olur.

sonerguner.net , Vatandaşı tanımam alışverişte yapmadım ama youtube'da izlediğim kadarı ile işini severek ve elinden geldiğince bilimsel yapıyor.

fiyat hakkinda bir bilgim yok ancak uzun zamandir takip ediyorum kendisini instagramdan. bence cok guzel dovme yapiyor. ben baskasina yaptirmaya karar verene kadar ona yaptiracaktim dovmemi. sonra istedigim tarzda daha uzmanlasmis birini buldum.

dovmede ne istediginiz cok onemli bence, mesela sadece cicek yapanlar var, sadece resim yapanlar var, gotik tarza odaklananlar var vs. dolayisiyla yaptiklari istediginiz seye benziyor mu, tarzi size uyuyor mu ona mutlaka dikkat etmek lazim, yoksa minnak ve zarif bir desen isterken sacma sapan bir seyle karsilasabilirsiniz.

Nöroloji olabilir gibi geldi. Benim ilk gideceğim bölüm o olurdu. Çok geçmiş olsun.

Abi önce bir acile götürün serum bağlasınlar da ordan yönlendirsinler 3 gündür besinsiz kalmış.

Nöroloji

Bayılma nedeni muhtemelen hipotansiyondandır, sık kusma sıvı kaybı, zaten diyeti bozulmuş, üstüne gece yataktan kalmıl ortostatik hipotansiyon vs

Acile bir gidin de sıvı desteği versinler, sonrası
İç hastalıklarına gitseniz olur, gerçi gerekli görürse acilde de kültür vs alırlar, veya neyse ted ederler veta yönlendirirler

acil acil

Once acile gidin, orada zaten poliklinik sevki yaparlar. Ha yapmadilar diyelim, dahiliyeye gidin anlatin durumj, o sevk eder

ikincisi diğer şehirlerden/ülkelerden toplayarak geliyordur. kargo hareketlerini görebiliyor musun?

gümrük memurlarının gelişigüzel iş yaptığının göstergesidir.. normalde sisteme "ilk giren ilk çıkar" diye bir kural vardır aklı başında bütün ülkelerde uygulanır.. bizim gibi ülkelerde "memurun keyfi" sistemi uygulanır..

tam olarak soru nedir ?

bir üretici ile anlaşıyorlar, üreticiden alıp son kullanıcıya kargoluyorlar. bir ofisleri olmalı en azından fatura kesmeliler değilse gelir idaresinden arkadaşlar ziyaret edebilir gayet.

Gayriresmi satış yapıyor çoğu

Bir çoğu üreticileri gezip toptan satın alıyor. Bazıları da tasarımları üreticiye verip kendi adına ürettiriyor.
Bu arada çoğu artık vergi levhasına sahip şirketler. Ofis olarak evlerini ya da varsa dükkanlarını gösteriyor.

Benim çevremde de yapanlar var. Bildiğin dükkan aslında, vergisini ödüyor fişini kesiyor. Sadece dükkan kirası ödemek yerine dükkan açmıyor, satışlarını instagram üstünden yapıyor.

Ama epey maliyetli bir iş. Çok ciddi reklam harcaması yapmak gerekiyor.

volvo s80, birilerini ezseniz de sağ kalırsınız.

Ford Focus

Bütçe meselesi bir yana, öğrenene kadar ucuz bir şey kullan, maksat sağa sola çarparsan falan masrafın az olsun.

Daha önce hiç araba kullanmamış birine ilk tavsiyem kesinlikle otomatik vitesle başlamaması olur. Çok çabuk ve kontrolsüz hızlanan bir araca amatör birini koymak felakete davetiye çıkarmak oluyor, fren yerine gaza basan milyonlar var bu ülkede.

Başlangıçta clio veya corsa mantıklı. Mesela corsa çevre görüş anlamında baya iyi. Yani gerek park ederken gerek trafikte ilerlerken kullanmak kolay. Fiesta'da ise biraz daha zor. Hele önceki kasa fiestalarda arka cam çok ufak.

Ayrıca arkadaşların dediklerine katılıyorum. İlk araç pahalı ve atak olmamalı.

toyota yarisle başla ez sonra preminyuma geçersin.

audi a3

ikinci el otomatik polo

bütçe sınırı yoksa Volvo xc90 ile başlamanı öneririm.

ufak kazalarda servise gitme derdinden kurtulursun. büyük kaza yaparsan sana bişey olmaz, maddi hasarla yırtarsın.

Kliniğe bağlı. Baştan konuşmadınız mı bunları?

benim bildiğim ayrı ödeniyor ama kliniğe bağlı olarak değişiklik gösterebilir

genelde ilk ödediğin ücret tüm tedaviyi kapsıyor. Pahalı bir şey olduğu için önden alıyorlar parayı.

Bankalar arası döviz transfer swift üzerinden geçer, 50-60 dolara yakın masrafınız olur, 2 gün falan sürer.

Banka içi transfer her bankada değişiyor, Finansbank ve İş Bankası mesela direk havale olarak yapıyor ama TEB swift üzerinden geçiriyor.

Eğer miktar çok yüksek değilse, TL'ye çevirip gönderip karşı tarafta geri satın almak daha kolay.

Garanti Bankası mesela fix 3 tl alıyor döviz havalesi için. Döviz EFT ayrı konu @talasas’ın dediği gibi.

metro marketlerde olabilir.

Macro ya da metro marketde bulunanilir. Lux balikcilarda da var.

senin durumundayım.

şöyle bir site var: gucvefitness.com

erkekse %15-20, kadın ise %25-30 aralığında olması muhtemel.

Beslenme alışkanlığındaki hataların göstergesidir skinny fat olma durumu. Sadece kalori hesabıyla yetinmeyip alınan protein, karbonhidrat ve yağın da dengelenmesiyle çözülebilir. FatSecret uygulamasını telefonunuza indirip etkin şekilde kullanmanızı öneririm.

aynen öyle. iki taraf da adım atacak. yok öyle hep benim peşimden kossunlar. sonra hepten gotu kalkar.

Ben yazmam. Yazmayınca üç gün sonra trip atmaya başlayan oluyor, ya kız arkadaşım yanımda sana sonra yazsam olur mu diyorum o kadar :-) boşuna kendi kendine beklentiye girmemek lazım. sonra kuyruk acısından "t*rk kızı" yazacak kadar saygısız birine dönüşürsün falan neme lazım.

%83 değil %99 olacak o oran. alternatifin çok olduğu için sıra sana gelmiyo olabilir.

Kız seni istemiyor belli ki. İstese o da adım atardı. Bence yazma artık.

Ben bir tanesine temmuz başı gibi bir mesaj yazmıştım "15'inden sonra görüşebiliriz" gibisinden. Geçen hafta aniden bir mesaj geldi kendisinden tek cümlelik;

"15 temmuz’u geçeli çok oldu farkında mısın ?"

Yani cidden unutmuştum kendisini ama demek ki nadir de olsa kendilerni hatırlatabiliyorlarmış.

Bu kiz tipi sizden hoslanmayan kiz tipidir. Yani olsan da olur olmasan da kizin gozunde. Hatta olmasan daha iyidir.

Evet en iyisi yazamamak. Zaten bitecek olan muhabbeti derhal bitiril yoluna bakmak.

Bu benim. İki kişi var bunu yaptığım ikisiyle de konuşmayı bitirmek için, gönülsüz olduğum için cevap vermeden bırakıyorum ama anlamıyorlar ertesi sabah yine günaydınlar bilmem ne.

Bak bu çok açık konuşmayı sonlandırmak istemektir. Ve bir sonraki konuşma kız tarafından gelmiyorsa anlayın ki kibarca mesaj veriyor.
Kezbanlıkla alakası yok bunun.

next diyoruz önümüzdeki maçlara bakıyoruz.

Bi yere kadar mesaja alıştırılmalı. Sabah günaydın uyumadan önce iyi geceler falan. gün içinde 1-2 kere nasılsın-napıyosun vs.

bu 3-4 gün alıştırıldıktan sonra bi gün yazmayın hiç. dönerse sizindir, dönmezse daha da hiç yazmayın zaten.

(bkz: yedek kulübe)

amerikalı ressam ve heykeltraş arkadaşım var, türkiye'de yaşıyor, eşi türk(trump iktidara gelince vize alamadı eşi ve 3 senelik evlilerdi, madem gidemiyoruz bari türk vatandaşlığı alayım dedi ressam olan, o nun için de 5 sene tr dışına adım bile atmaması gerekiyor, bunu yazıyorum çünkü öteki türlü havada kalacak olaylar.) amerikalı olmasına rağmen sırf türkiye'de yaşadığı için bile ortalama 3 kat az fiyat belirlediğini söylüyor eserlerine, satış yaptığı yerler amerika, qatar, kuwait ve dubai deki sanat galerileri ve sabit bi kaç kolleksiyoncu, yarın öbürgün kendi memleketine gittiğinde fiyatları 3 kat yukarı çekecek yani. türkiye'de sanatçı olmak amerika ve avrupanın yanında bence çok dezavantajlı. düşünsene, korsan program , dizi film, bizde çok sıradan ve adeta bunlara para verene saf gözüyle bakılıyor, dünya da türk denildiğinde belki 50 milyonda 1 kişi yüzünden, çakal türkler, uyanık türkler, türkler çalışmayı sevmez, üretmeyi sevmez tarzında bir düşünce var.

hani sen de duymuşsundur , makinaya bozuk para yerine buz atmalar, pahalı şeyin etiketini söküp ucuz olanı takıp kasadan geçirme, bin türlü hacılama operasyonu, yani bunlar çok ufak şeyler de olsa mide bulandırıyor demek ki.

bi tanıdığım var mimar sinan üniversitesinden mezun. zamanında kendini geliştirerek bi yerlere gelmeye çalışmış lakin pek olmamış. epey garip bi işte çalışıp tıbbi malzeme üreten bi firma kurmaya çalışıyodu en son. aslına bakarsan bu yalnızca heykelle ilgili bi durum da değil. sanat bu ülkede komple para etmiyo.

para eden ne diye soracak olursan trend olan şeyler para ediyo bu ülkede. kim bilir belki günün birinde heykel de bunlardan biri olur.

sorun türkiye'ye ve dolayısıyla türkiye'de üretilen sanata güven duyulmaması.

konu sanat dalları olduğunda bu tip sorular havada kalır.

mühendislik ya da tıp gibi bir şey değil bu.

az çok bilindik biriysen, istanbul ve ankara'da biraz çevre edinmişsen, ya da mesela galeriyle çalışıyorsan güzel kazanırsın.

fakat para kazanmak için yapacaksan yapma zaten. önce işini sevmen, sonra gündemi takip edip fazlasıyla okuyup iyi işler üretmen lazım. aç kaldım mühendis olayım gibi bir şey değil bu.

güncel sanatçıları takip et.

türkiye'de olmanın dezavantajı ise hem ekonomi hem de zaten piyasanın dışarıya göre dar olması. dar olmasına rağmen milyonlar kazananlar elbette var ama hacim geniş olsa en küçük galerilerle çalışan sanatçılar bile hayatını bu işten sürdürür.

Akademisyen olabilirsin. 1 yıl boyunca yaptığın çalışmaların resimlerini, eskizlerini, varsa kendine has structure'lerini vs. katalog hâline getir. GSF'lerde ekseriyetle dil şartı ve ALES aranmaz, iyi bir diploma puanın var ise alan dışı olarak da olsa YL'ye başvurabilir ve kısa sürede akademisyen olabilirsin o girdiğin fakültenin heykel departmanında. Sonra ver elini Avrupa sergileri.

Bu arada sözcüğün doğru yazılışı heykeltraş değil, heykeltıraş.

Böyle bir oyun vardı aslında. Oyun olma ihtimali yok di mi?

repo men degil miydi?

www.imdb.com

değildir

basımdan sonra dağıtıcılara gidiyor. dağıtımcılarda gerçek raporlar vardır ama bunu nereden bulacaksınız. zor iş.
matbaa - dağıtımcı - kitapçı üçgeninden bütün verileri toplayıp çarpraz referanslama yöntemiyle kayıp/çalınan kitaba kadar bulursunuz.

malum kitap için soruyorsanız imkansız.

babajim tamamdir.

Yanlarda ve arkada kullanım kılavuzunda yazdığı kadar boşluk bıraktınız mı?
Uzman değilim ama yeni dolap optimum çalışma sıcaklığına ulaştığında normal çalışma seyrine girer diye tahmin ediyorum. Şu an aralıksız çalışıyor pompası.

yan taraflarında ısıtıcılar oluyor. o yüzden ısınıyor. buzdolabı çalışma prensibini araştırırsanız bir sorun olmadığını görürsünüz. hayırlı olsun güle güle kullanın.

@hemsta+1

Yeni nesil dolaplarda rezistanslar yanlarda oluyor.kılavuza bakın, mutlaka yan tarafları ısınır normaldir diye bir not yazmışlardır. Bu konuda çok şikayet oluyor çünkü. Ama normal.

Hıfzıssıhha laboratuvarları ücret karşılığında yapıyor. Bulunduğunuz il'in laboratuvarına başvurabilirsiniz. İçeriği söyleyebilirler , içerikteki malzeme miktarlarını değil.

Fiziksel anomali sebebiyle lebron. Bug’ı gibi.

1-Lebron James
2-Sağlıklı bir Durant (Ama artık eskisi gibi olmayacak ne yazık ki)
3-Kawhi Leonard
4-Stephen Curry
5-James Harden

4 ve 5'i pek sevmiyorum. Hele 5. Ama bunlardan herhangi biri dediğinizi kolayca yapar bence.

hiçbir oyuncunun zayıf bir takımı eurolig şampiyonu yapacağına ihtimal vermiyorum.
ancak bir isim vermek gerekiyorsa lebron ve curry avrupanın bug'ı olur. lebron fizik olarak çok üstün. avrupada bütün pozisyonlarda oynar.

curry ise nba'de bile çizginin 1 metre gerisinden şut atıyor. yani 8.5 metreden savunma başlaması demek olur ki bütün savunma düzenini bozar avrupa takımlarının.

bkz: atina 2004'te arjantinin abd'yi çekirdek gibi çitlemesi.

edit: KD sakat olduğu için yazmadım. Bu manyağı da ekleyelim listeye.

Lebron'un zayıf bir NBA takımını 2018'de tek başına finale çıkarttığını düşünürsek çok daha kolay bir lig olan Euroleague'de de zayıf bir takımı tek başına şampiyon yapacağını söylemek saçma olmaz. Ayrıca Kawhi, KD ve Curry ikili sıkıştırma geldiğinde her zaman doğru oyuncuyu bulamayabiliyorken Lebron hemen her zaman topu boş oyuncuya atabiliyor bu yüzden onu durdurabileceklerini düşünmüyorum.

gönül curry dese de harden veya westbrook daha kolay yapar gibi. Sağlıklı KD bilinen Lebron veya diğer yazılanlar da yapar elbette de ne biliyim westbrook ile maç başı 40 serbest atış falan olur heralde ya da Harden'ı kim nasıl tutsun.

böyle duyurulari cok seviyorum.

hayaller filan kuruyorum, lebron gelse cidden bug olur ligde. nba deki cogu star aslinda böyle. ama lebron cidden en dandik takima getirir sampiyonlugu.

Larkin'in şu lakerstan Beşiktaş a sonra Galatasaray a giden güney Amerikalı oyuncunun domine ettiği lige NBA'den 3. Yedek olmayan kimi getirsen Avrupa'nın herhangi bir takımında inanılmaz fark yaratirsin. Hele Avrupa'da adam gibi oyun kurucu yokken. Zaten doncic örneğinde de gördük. Doncic Galatasaray a gelse final four oynar Galatasaray. Yani Avrupa'yı çok da buyutmemek lazım. Aşağılara yazarken adını hatırladım. Juan Carlos Arroyo idi galiba Lakers Beşiktaş Galatasaray yapan.

Ki lokavt süresince Beşiktaş'a gelen eleman da maç baş 50 sayı ortalaması ile oynadı tr liginde. Kısacası kimi getirsen final four görürsün. Benchteki 3. Sub lar dışında

Genç avrupalı oyuncuları isterim. Giannis, jokic, doncic, porzingis hatta schroeder bile 10 senede en az 8 kere şampiyon yapmaya yeter.

almak mümkün de siz alabilir misiniz bilmem.
70 yaşında teyzenin yunanistandan sürekli geliyorum diye belgesiz vize aldığına şahit oldum. kaç yaşındasınız?

Sponsor mektubuyla deneyin derim.

mumkun tabi. sponsorship. yani benim durumum yok ama beni davet eden biri var. herseyimi o kaqrsilayacak belgeleri.

Sponsor davet eden kisi olmak zorunda degil. Ogrenciler veya ev hanimlari nasil gidiyor, buradaki baba ve eşi sponsor gostererek. Mumkun yani

mümkün. geçen ay 1 yıllık aldım. karşı tarafı döneceğinize ikna edici tapu, geçmiş pasaport, gelir göstermek lazım. hiçbiri yoksa aileden birini sponsor göstermek gerek. ben sponsor göstermedim mesela.

kapatmak yerine manipülatör/troll yerleştirmek daha kolay. seçim sürecinde onlarca asılsız olay içeren başlık açıldı. hiçbiri de silinmedi. başlık sayesinde de sanki olmuş gibi gösterildi.

Kapansa yarın öbür gün başka site açılır.. Çoktannn göze batan ve hoşlarına gitmeyen üyeler fişlenmiştir ve gözetim altında tutuluyordur.

Bence şöyle. Siteyi kapatmaya yönelik dilekçeler ve şikayetler gerek siyasilerden gerek ünlülerden sürekli geliyor, mesela sabire banko'dan.
ekşi de sözlüğü kapatmak yerine şikayetçi olduğu entryleri siliyor.

Sözlük son birkaç yılda büyük kırılma yaşadı. Artık ya gündeme tamamen yön veriyor ya da mevcut gündem konusunu çok sayıda kişiye ulaştırıyor. Aramalarda hep ilk sıralarda çıkıyor ve herkes tarafından okunuyor.

Bunun yanında yazar sayısı da aynı oranda arttı. Tüm kesimler çok sayıda hesaplara sahip. Doğru mudur bilemem ama iktidar tarafından fazla sayıda troll hesabı olduğunu tahmin ediyorum. Bu da gündeme ve yapılan yorumlara yön verme adına işlerine yarıyor olabilir.Bu, bu taraftaki düşüncem. Diğer yandan sorunuzdaki "arkası çok güçlü" yorumu da doğru olabilir, bu kadar büyük sosyal medya araçlarına birileri sahip çıkıyor ve destekliyor, tüm dünyada bu şekilde. Sözlük de boş bırakılmıyordur bir şekilde.

Herkes keklik gibi oraya yazıyor neden kapatılsın ki

Arkası güçlü falan değil.
Ssg'ye hapis cezasını kitlediler.
5 yil benzer suç işlememe şartıyla bıraktılar. O da malum partiyle anlaşma yapıp yurtdışına kaçtı.
Anlaşma gereği bir çok troll alındı ve manipülasyon yapmalarına göz yumuldu.

28-29

29 yaşında olabilir.

O zamanlar okula başlama yaşı yamulmuyorsam 7 idi.

2003te 8. sınıftaydım 30 yaşındayım. demek ki 29.

yıl olarak 29 çoğu, ay olarak 28'de olanları vardır.

not: 2005 8. sınıf yıl 28 ay 27 yaş

2003-2004'te ortaokulu bitirdim. 29 yaşım.

2004 yılında 8. sınıf olanlar 90 doğumlular. onların senesi. sınıf tekrarı yapanlar veya okula geç yazılanlar hariç.

29 mesela ben.

15bin

6 bine fitim

3500 e oldukça mutlu olurum çünkü şu an asgari ücret bile değil aldığım maaş

30 bin.

30K iydir beya

20k eur

5 bin euro'ya neşeyle işe giderim.

20+

16k

TL sürekli değer kaybettiğinde 3000 usd diyorum

50-60bin mutlu eder.

şu anki şartlarda 7bin beni sevindirir. 7 ve fazlası birikim için artık kısım olur. ihtiyacıma göre konuştum yani yoksa ben de 15k isterim

"maaş" olan hiçbir meblağ beni mutlu etmez.
Ortalığı bulandırmadan net cevap vermek gerekirse: 15 bin.


j r r tolkien hayrani +1

%15-20 zam alıyorum senede. %100 zam alsam parayı ne yapacağımı bilemem. iyi böyle. ne ihtiyaçların ne de zenginliğin sınırı var. mutluluğu parada aramadım hiç.

10bin euro.

200 bin

mutlulugunuzu maaşa endekslerseniz her zaman mutsuz olursunuz. öncelik tabiki belli bir maaş skalasına ulaşmak olmalı ortalama bir hayat yaşamak için, ikinci öncelik yaptığınız işi sevmelisiniz..

3 milyar 750 milyor

hiç çalışmadan 4000 TL versinler. fazlası için mevcut piyasa şartlarında ben çalışayım.

6.000-10.000 EUR
Ederi bu, ama vermiyorlar.

şu anki işimden 6-7 alıyor olsam beni maddi olarak olarak daha çok tatmin eder.
daha üzerini almak için başka bir iş yapıyor olmam gerekir. o yüzden uçmuyorum.

10 bin

15-20 bir arası

13+14tl

net 15.000 birim, ulkeye gore kur turunu degistir. bence faturalari pek dusunmeden yasayabilmek icin gerekli minimum miktar bu.

ne amaçla kullanacaksınız? saç, sakal, vücut...vb.?

sakal

One blade diye bir model var

İçeri aktar diye bir olay olması lazım.

eğer çelik tabanlı ve geç ısınan bir tencereyse, yemeği yenecek kadar ısıtıp altını kapatıp 5 10 dakka sonra bakarsan, tamam bu ısınmış dediğin sıcaklıktan daha sıcak olduğunu görürsün.

kalın tabanlı çelik tencereler geç ısınıyor haliyle ısısını da sonradan bir süre verebiliyor.

Ocağın öndürüldüğü an önemli. Şöyle ki tencere ve yemek aynı sıcaklıkta ise ocağı söndürdüğünüz anda bir enerji kaynağı olmayacağı için hem tencere hem de yemek soğumaya başlar. Ancak tencere yemekten daha sıcaksa, yani ocağı henüz yakalı birkaç dakika olduysa tencereden yemeğe ısı transferi devam edeceğinden bir süre daha ısınıp eşit sıcaklığa geldiğinde birlikte soğumaya başlarlar.

Ancak şu da var; yemeğin ulaşabileceği sıcaklık kaynama noktası nedeniyle tencereden daha az olacaktır. Ocağın vereceği enerji tencerenin yemekten daha fazla ısınmasına sebep olursa ocak söndükten sonra yine benzer ısı transferi devam eder.

hayvan gibi uzun entry'ler var, sınır yoktur. yani ancak donanımın kabul edemeyeceği kadar uzun olursa hata alır da o kadar da yazılamaz zaten.

kopyala yapıştır olmadıktan sonra olmaz. kitap yazabilirsin.

zamanında hitler ile ilgili bir yazı vardı. ms word'e atınca tam hatırlayamadım ama 80 veya 180 küsür sayfa yapıyordu. okuması da saatler almıştı. yani hata alınacağını zannetmiyorum.

spotıfy kullanıyorsan ve uzun zaman geçtiyse çok birikmiş olabilir. C:\Users\win7\AppData\Local\Spotify\ da bir bak

Aradiginiz program TreeSize hocam

windirstat.net

ben bunu kullanıyorum.

Ulaşmaz büyük ihtimalle, geri döner hesabınıza ya da askıda kalır. bankayı arayın.

Bankayi arayin bos yere zaman kaybetmeyin, muhtemelen ulasmayacak, geri donmesi de zaman alir aramazsaniz

bence ulaşır. hiçbirimiz bankacının hesabı açarken oraya şirket adını nasıl girdiğini tam olarak bilemeyiz. bilmek zorunda da değiliz. onu denk getirmek zor.

XYZ Turizm yerine XYZ Otel yazarsanız gider. ABC Turizm veya ABC Otel yazarsanız gitmez.

bildiğim kadaarıyla isim kıyaslamasını eft merkezindeki senin benim gibi insan yapıyor. o anladıktan sonra gitmemesi için bir sebep yok.

bizim apartmanın adı 50. yıl işhanı. ama bankacı hesabı açarken 50. yıl apartmanı yazmış. 50. yıl kısmını doğru yazdığın sürece geliyor.Hatta denemedim ama "ellinci yıl" yazsan bile geleceğini düşünüyorum.

bu isim kıyasını makine yapmıyor, insan yapıyor. şimdi bizim hesap "50. yıl" iken yatıran adam "50.yıl" (noktadan sonra boşluk vermeden) yazdı diye o para gelmeyecek olsaydı kimse para yatıramaz, niye yatıramadığını da çözemezdi.

Kurumsal hesaplarda ulaşıyor genelde, sizden çıkıyor para bunu yazın bir kenara kendi bankanızı aramak anlamsız şu anda bence.
Karşı banka ilgili iban ile ismi karşılaştırarak yerleştiriyor eğer bir hata olursa şube havuzuna düşüyor sanırım, şubedeki ilgili çalışan da redetmez heralde.
Red edilirse direkt sizin hesaba dönmeli.

bankacı hesap sahibi tüzel kişiliğin ismini kafasına göre yazamaz. şirketin ticaret sicildeki, vergi levhasındaki adı neyse banka hesabı da o isimdedir. Örneğin "Bambu Hotel" tabelalı bir otelin sahibi tüzel kişilik "Bambuoğulları Turizm İnşaat Gıda Sanayi Ltd. Şti"dir.

Bu durumda para transferinde yazılması gereken de tüzel kişilik ismi yani unvandır. Paranız aksi durumda geri hesabınıza yatacaktır.

benzer durum yaşadım para hesaba iade edildi birkaç gün içinde yeniden gönderdim.

ulaşmaz geri döner, kesin bilgi

@urlacher. ben de ondan bahsediyorum. tüzel kişilik adının girilmesi gerekli olabilir, ama banka da pekala hesabı açarken o tüzel kişilik adını kafasına göre girebilir. verdiğin örnekten gidersek ünvanı Bambuoğulları Turizm İnşaat Gıda Sanayi Ltd. Şti. olan şirket için banka:

Bambuoğulları Turizm İnşaat Gıda Sanayi Ltd. Şti
Bambuoğulları Tur. inş. Gıd. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Bambuoğulları Turizm İnşaat Gıda Sanayi Limited Şirketi
Bambuoğulları Turizmİnş GıdaSan ve Tic. Ltd. Şti. (yazım hatalarını bilerek yaptım)

diye açabilir. 30 tane banka hesabı olan mükellefimin ekstrelerinde ünvanlar hepsi birbirinden farklı.

şimdi hesabı bambuoğulları turizminş gıdasan ve tic ltd. şti. diye açmışsa bankacı, ya da turizm'i kısaltıp tur. yazmışsa, evet ticaret sicildeki ünvanı yazmış, ama eğer karakter karakter ünvan kontrol eden bir sistem var ise doğru düzgün "bambuoğulları turizm" diye gönderilen parayı, ünvan yanlış diye iade eder.

ya da adamın ünvanı bambuoğulları turizm diye başlıyor ama ana faaliyet olarak gıda işi yapıyor. gıda toptancısı adam da ne bilsin turizm kısmını "bambuoğulları gıda" diye yolluyor parayı. hoop yine gitmedi, iade oldu.

böyle bu kadar hassas değildir.

belki bire bir aynı ünvanı yazıyorsanız otomatik gidiyordur da, fark varsa da eft merkezindeki insan evladının önüne düşüyordur, o görevli aynı olup olmadığına kanaat getiriyorsa onaylıyordur.

İsmi 3 karaktere kadar yanlış yazma hakkınız var. Aksi taktirde para geri iade olur. Kesin bilgidir.

"ismi" derken neresini?

yani yukarıdaki örneklere bakacak olursak;

hesap adı "bambuoğulları turizm gıda sanayi ve ticaret limited şirketi" için

bambuoğulları gıda
bambuoğulları otel
bambuoğulları ltd. şti.
bambuoğlu turizm

şeklindeki isimlerden hangileri gider?

Örnekte belirttiğiniz bambuoğulları şirketi ile ilgili tüm eft ler gider.
Bambuoğulları kısmında alakasız birşey yazsaydınız gitmezdi.

para hesaba ulaştı, geri falan dönmedi. teşekkürler cevaplar için.

eczanede olabilir.

yahu bu her yerde olan bisiy degil mi? watsonlara, rossmanlara bakin kesin vardir, tchiboda da olabilir. biz dekiler genelde ucak yolculugundan kalanlar var, bir de tasarim pazarindan alidigim var, ici princli ve lavantali...
sentetnik bir sey almayin, bir de iki tane alin, sik sik yikarsiniz gozunuzde enfeksiyon falan olmaz.

penti'de de satılıyor.

n3 işe yarıyor

çene / kas problemlerini daha iyi teşhis ediyorlar. normal bir diş hekiminin ya da ortodontistin yapamadıklarını sağlayabiliyorlar. ingilizcede "neuromuscular dentistry" olarak geçiyor.

Belgrad'da oynanıyor maç yahu. Sene başında hatta daha önceden nereden oynanacağı belirleniyor.

Diğer kısım öyle arada tartışılır, tabii ki daha adil ancak bu hali süprize daha açık ve daha izlenilebilir kılıyor düşüncesindeyim. Organizasyon da aynı düşüncede ki sanırım bu sistem devam ediyor.

stadı görünce türkiye sandım :)

vay vay dünyaaa.

Kesilen sahnelerin küfürle alakası yok, tamamen montaj hatası. Elimde bahsettiğin filmlerin eski cd kayıtları var, bendeki kayıtlarda olup da restorasyonluda olmayan saheneler olduğu gibi tam tersi de mevcut.

Maalesef ülke olarak arşivcilikte sınıfta kaldık.

Bahsettiğin konuyu instagram sayfasında arzu film yetkilisine sordular, sonradan fark ettiklerini ama youtube izlenme sayısının çok arttığını, eski yüklemeyi silip yenisini yüklemenin sayısal olarak kayıp olacağı için öylece bıraktıklarını söylemişti.

köyden indim şehire'nin en sevdiğim sahnelerinden biri, 4 gündür aç olan kardeşlerin amelelik yapıp üç kuruş kazandıktan sonra lokantaya gidip ayı gibi yemek yedikleri sahnedir.

ve bu sahne televizyonda da gösterilmez, youtube'daki resorasyonluda da yoktur. oysa yıllan nce indirdiğim kemal sunal filmleri paketinde restorasyonsuz olarak var.

sahnede küfür yok, argo yok. ama niye kesilmiş olduğuna dair bir belirti de yok. belki ağzılarını aça aça, döke saça yemek yeme sahnesi mide bulandırıcı bulunmuştur.

ama bütün bu filmlerde de küfürler açıktır. açık açık "sen garışma lan, biz ali rıza denen bezevengi arıyoz" diye söylerler.

demek ki mantığı başka. restore etmeyi başaramayıp o kısmı kesivermiş olabilirler. ya da belki başka yasal durumlar vardır.

ama mesela namuslu filminin sonunda şener şen gemideyken, halatı tutmaya çalışan millet denize dökülüyor ya, orada aslında şener şen parmaklıklara çıkıp denize dökülenlerin üstüne işiyor. ama bu sahne restorasyonluda da restorasyonsuzda da yok. parmaklığa çıktıktan sonrası kesilip sansüre uğramış ve kaybolmuş gitmiş. bulunamayan sahnelerden. daha doğrusu ben bulamadım.

Bence bir çocuğun hayatına dokunup ona annelik/babalık yapmak özel bir davranış, bu kararı almak için illaki kısır olmaya gerek yok. İmkanı elveren ve o sorumluluğu kaldıracağını düşünen herkes bunu bir düşünmeli :) kendi adıma konuşacak olursam “neden olmasın” diyorum.

Öncelikle belirtmeliyim ki kimseye karşı bir eleştirim yok. Toplumların bakış açısınadır bu eleştirim.

Zaten olması gerekenin 2 katı nüfusa erişmiş, üretimi tüketiminin çok çok altında kalmış, düşmanlığın dostluğa karşı ezici bir baskısı olmuş, havası, suyu, toprağı her geçen gün yaşanmaz hale getirilen bir dünyaya çocuk getirmek bence bencilce bir hareket.

Ülke genelinde düşünürsek kaliteli yaşam standardının kalmadığı, bozulmuş, her sene değiştirilen eğitim sistemi ve sonu gelmez bir başarı, iş, aşk, amaç arayışına çocuk emanet etmek de oldukça acımasız.

Sırf soyum devam etsin, ailem yaşasın kafasında düşünerek çocuk yapanlara kızmıyorum fakat düşünce yapısı bu olduğu sürece dünya maalesef daha da yaşanılmaz bir yer olacak benim bakış açımdan.

Çocuk yaparak nasıl bir insan yetiştireceğiniz sizin elinizde fakat nasıl bir insan olacağı bir süre sonra sizden çıkıyor. Bu sebeple çocuk yapıp dünya nüfusunu artırmaktansa evlat edinerek bir kişinin hayatını gerçek anlamda değiştirdiğimi görmek beni daha çok tatmin eder. Benim yaptığım çocuk tek başına dünyanın dengesini değiştirmez ama 8 milyarız ve herkes aynı şeyi düşünürse işimiz zor. Aynı kanı taşıyabilmek değil, aynı şeyleri hissedebilmektir önemli olan.

Saygılar.

olumlu yaklasiyorum, angelina ve bay pitt kadar olmazsa da ben de ilerde evlatlik edinebilirim. kendi cocuguma ek olarak :)

7. Sınıfa gidiyordum o zamandan aklıma koymuştum koruyucu ailelik ya da evlat edinmeyi. Çevremde kim varsa şimdi küçüksün büyüyünce fikrin değişir dediler. Kimlikte yeterince büyüdüm ve düşüncelerimde ilgili konuya dair olumlu gelişmeler olmaya devam etti. 2. Lisansımı okurken okulda düzenlenen panel ile daha da sıcak bakmaya başladım. Gecen hafta yasadıgım ilçenin sydv’si bir anket yaptı, 1-2 aya dönüş olacagını ilettiler. Merakla beklemedeyim.

yapılabilir, neden olmasın.

çok erdemli bir hareket ve bir yenisini dünyaya getirip nüfusu arttırmaktansa, hiç var olmayan çocuğun huzurunu kaçırmaktansa halihazırda var olanın hayatını güzelleştirmeye çabalamak neden olmasın? takdir ediyorum, ileride yapabilir miyim yapacak bir ailem olur mu bilmiyorum.

valla bu yaşıma kadar illaki olur diyordum. şimdi istiyorum olmuyor. çocuk yapmayı zorunluluk olarak görmeden hazır olup yapmak lazım.

Iyi bir toplum icinde yasiyor olsaydim bunu dusunurdum. Ilk kez Santa Barbara'da yasarken burada cocuk yetistirmek isterim dedim ve evlat edinmek cok mantikli geldi, ama vizem bitince dondum iste. Simdi tekrar aynu dusuncedeyim, cocuk bakamam cunku ne param var ne de zamanim.

Karşı değilim, hatta kendim çocuk sahibi olmaktansa evlat edinmeyi tercih ederim, fakat kendimi bir çocuğu herhangi bir şekilde büyütme sorumluluğuyla sınırlandırmak istemiyorum. Bu fikir bana korkutucu geliyor.
Dünyanın en duygusuzca laflarından biri olacak herhalde ama, düzenli bağış yapıp, burs verip, sağlık masraflarını üstlenip vs yardımcı olurken görebiliyorum kendimi şüphesiz fakat evde bir (ya da üç beş) çocuk ile yaşayabileceğimi düşünemiyorum.

Çok daha genel bir cevap vermek gerekirse şu halde evlat edinmeye çocuk yapmaktan daha sıcak bakıyorum.

Bunu yapanlara büyük saygı duyuyorum ama benim hayatta yapabileceğim son şey olabilir. İhtimal bile değil benim için.

Oyunculuk bakımından mı?

Karakterin "kötü" olmasından bahsediyor, oyunculuğun değil.

karakterlerden bahsediyorum.

Ya Ya Ya Şa Şa Şa olabilir.

zeki alasya'yla metin akpınar'ın bi filmi vardı ceketin içinde unutulan milli piyango bileti meselesi vardı. 5 milyoncuk borç verir misin? di galiba adı. işte orda evli bi kadınla sevişen oyuncuyu oynuyordu, o da olabilir belki

Bu durumun spor kanalını takip etmenizle alakalı olduğunu düşünüyorum.

Ben her fener puan kaybettiğinde maç başlığına girip sadece hahahahahahahahaha yazıyodum attılar beni bi senenin sonunda :d

@catch the arrow +1

futbol başlıkları sorun değil. sorun başlıklara yazan kişiler ve alınan çaylaklar çok saçma sapan kafalarda. zaten herhangi bir kalite beklentisi yok. benim arkadaşım zamanında gayet 10 kaliteli entry girip sırasını beklemeye başlamıştı. o hesap hala yazar değil. aynı arkadaşım geçen sene çoğu boş, bol küfürlü ve bakınızdan ibaret 10 entryli bir hesap daha açtı. o hesap şu an yazar, efendi uslu olanı hala sıra bekliyor. futbol başlıklarına bakıyorum, karşısındaki rakip takım taraftarı diye o*** ç*** demekte beis görmeyenler var.

sözlüğün mevcut hali, nicelik > nitelik şeklinde ve işletmeci kafası ile baktığında da bunda sorun yok. neticede adam gelecek click sayısına bakıyor, sitesinin kayda değer olup olmamasına değil.


ekleme: bak brad pitt'in başına gelen güzelmiş. keşke aynısını, aynı şeyi yapan diğerlerine ve de "rakibe ne kadar çok küfür edersem, o kadar iyi taraftarım" diye düşünenlere de yapsalar. futbol başlıkları okumaya değer olur. ben sadece engelleyip geçiyorum mesela.

çare tema++

bu kadar futbol/survivor meraklısının sözlükte toplanmış olacağına inanmıyorum.
bildiğin birileri manipülasyon/gündem değiştirme operasyonu yapıyor.
mesela bugün bildiğin gss'yi öven tipler doluşmuş.
adamlar ülkede medya bırakmadı, sözlüğü kendi haline bırakır mı?

Blok mermer fiyatı sorduğunuzu tahmin ediyorum. Fiyatlara çok hakim değişim ancak fiyatın bloğuna göre değiştiğini biliyorum. Mermerin dokusu, rengi, çatlak durumu ve pazarlık fiyatı çok etkiliyor. Mertebe öğrenmek için mermer ocaklarına sormanız lazım.

"iyi" derken? siyah mermer var arkadaşın metrekaresi binlerce lira, afyon mermeri var 5-6 bin tl mertebelerinde, korkuteli mermeri var 2-3 bin tl

ebatlama da önemli. en güzeli taşcı/mermerciden fiyat almak. birkaç saate fiyat verirler.

internette 1 arama yaptım şunu buldum:
150-500 usd/ton diyor.
www.iscehisarmermeri.com

Dikkatli bakarsanız renkli olan kısmın kenarı şeffaf. O şeffaf kısım bir daire şeklinde genelde gözün renkli olan kısmından taşıyor.

Renkli olan belli oluyor da diğeri olmuyor.

Genellikle orta boşluktan alttaki esas göz rengi belli olur, yada lensin çapı büyükse rengi gözbebeğinin dışına taşar.

renkli lensin kenarlarından anlaşılıyor şeffaf lens içinse baya odaklanmak lazım, yine kenarlardan şeffaf bir çıkıntı oluyor.

@nick konusunda kararsizim'in bahsettiği kısım bende de var şeffaf lens kullanıyorum. ayrıca bazı lensler var kişinin kendi göz rengiyle birleşince asıl renk ortaya çıkıyor. onları anlamak imkansız gibi bir şey. ucuz renkli lensleri anlamaksa zor değil, kurbağa gibi bakışlar piksel piksel görünen göz rengi yeterli.

ortasından anlaşılır.

biliyorsunuz gözbebeği ışığa göre büyüyüp küçülür. ama lensin ortasında tam gözbebeğine denk gelen boşluğun büyüyüp küçülme şansı yok. o yüzden o boşluğu gözbebeğinin en büyük haline uygun yaparlar. gözbebeği ışıklı ortamda küçükken, lensin geniş olan boşluğunun altından orijinal göz rengini görürsünüz.

görsel: www.kontaktlensim.com

bende de var yağ bezesi dedi dr gönderdi.

Dermatolojiye gitmen lazım

Genel cerrahi

Hayir. Bir şeyin olmamasindaki değer de o şeyden ileri geliyor. Tersi de doğru olsa da, seçenekli olan “sevgili” varkenki hali. Topun yokken oynayip oynamamayi secemezsin, sadece kendini avutursun(acimasiz miyim lan ben)

kendim gibi bireysel alanına önem veren, bunu önemseyen partner seçiyorum. gayet hop hop ediyor yüreğimiz o zaman karşılıklı olarak.

Bezelye

cağ kebabı

Bamya

ıspanak

Karnıyarık

cureforlove, yeşil mercimeğe de bayılırım gerçekten.

Kuru fasulye.

kuru börülce.

son ilişkim 3 ay sürdü, 4 aydır yalnızım.

21,k

5 ay sürdü. 8 aydır yalnızım, yaş 23e. "özlememeye" yeni yeni başladım, hesaplayınca 8 ay olması çok şaşırttı aslında. bana hala 3-4 gibi geliyor.

5 yıl üzerine 10 ay yalnızlık. akabinde
7 ay üzerine (devam etmekte olan) 3 senelik yalnızlık.

halbuki güzel bir yuvam olacaktı :/

edit: 27e

1 sene sürdü.
8 aydır.

33-34 civarı, nereden baktığınıza bağlı.

2 yıl sürdü. 2 yıldır yalnızım. 39f

www.youtube.com

8-9 ay olmuş.

Deminden şimdiye.

yaş: 30
önceki ilişki: 6 buçuk sene
Yalnızlık: 1 buçuk sene

6 yıldır yalnızım, hatırlamıyorum çocuktum.
21

kız arkadaşım var ama 25 yıldır yalnızın, doğduğumdan beri.

Hastaneye gidiyorsun bir film çektirip eğer cam varsa kesip alıyorlar.

çekilmez.

Önümüz kış. Sevgili yapmak için ideal dönem. Kendin dene ve gör.

akik yasta degil basta?

onay verdim gitti

olmaz. kız çocuk daha.

Çekinme, devam et.

en kötü ihtimal yürümez ayrılırsınız. evleniyo ya da evlencek olsanız tamam da, daha başından olur mu diye düşünmenin alemi yok derim ben. kaldı ki, kendi akranın biriyle sevgili olsanız yine aynı: en kötü ihtimal ayrılırsınız.

Yaşın bir önemi yok mutluysan devam et

askerliğini jandarma olarak yapan birini tanıdım. anlattığına göre bu tür olaylara karışan suçluları, belirli günlerde diğer mahkumlar, özel odalarda birebir olarak görüşüyorlarmış. inanamadım. "tabii ağbiii, yoksa millet nasıl dayanacak orada" dedi.
şişleme olayını geçtim, mikiyolar da.

yok dostum öyle birşey ilk ağızdan aktarıyorum bu bilgiyi

bildiğimden değil ama böyle bir şeyin varlığından eminim diyebilirim.

bkz: özgecan aslan'ın katili

her ikisini de yapardim ben

iki saat icin 6-7 lira kim neye veriyor anlamadim

2.yi

@exlibris, + 1

ama illa birini seçeceksem; tabii içeriği nedir, onu da öğrenmek şartıyla, evden günde iki saat çalışmak diyorum.

2 saat calismayla 6-7 bin veriliyorsa o işte bi şeylik vardir kesin. Olmasa bile Her turlu 2.yi secerdim. 6-7 bin çok para degil bu zamanda. Ilkini secersem ek bi seyler yapma geregi duyabilirdim. Onun yerine duzenli iş ile 10-12 bin mantikli.

Sırf iş hayatına bulaşmamak için 1'i seçerdim ben.

Sabah akşam ofis 12

işin sürekliliği ve diğer şartlara bakmak lazım. 2

1

Günde 2 saat haftanın 7 günü ise soru işaretli ama 5 günse bir de 2 günde tüm işleri bitirebilme olanağı varsa kesinlikle 1.

2 saat çalışma: 7 bin.
8 saat çalışma: 12 bin.

kazanan belli. bi de evden çalışacaksın. hayalimdeki iş anasını satiim.

Yari maaasa 1'i secerim. Yeter ki beni sabahtan aksama ofise kilitlemesinler.

evde çalışmam gereken o 2 saat, 6 saate çıkar bende, disipline giremem. hem diyelim 2 saat iş yaptım, kalan zamanlarda ne yapacağım? hobim de yok ki doğru düzgün lan, oyalanayım. Ofis daha iyi

işlerin niteliği önemli. 2 saat dişini sıkacan gelsin paralar gibi bir durum olmasın sonra!!!

2

tabii ki günde 2 saat çalışma ya. o kadar az çalışan adam 10 sene içerisinde iki lisans diploması alabilir ya da lisans okuyup üstüne yüksek lisans çakabilir. gidip sıfırdan bir iş öğrenebilir. evden çalıştığın için ne yolda vakit harcayacaksın ne de üstüne başına dikkat etmen gerekecek. müthiş zaman tasarrufu. bu seçeneğin 19 yaşında üniversite okuyup da bunun için ayda 7 bin lira almaktan hiçbir farkı yok benim gözümde. o kişinin sahip olduğu tüm olanaklara sen de sahip oluyorsun. o yüzden kesinlikle evden 6-7 bin. ben yaşamak için çalışmak isteyenlerdenim. mecbur olmadığım sürece niye sabah 7'den akşam 8'e kadar çalışmak isteyeyim ki.