Ekşi Duyuru

calibre dosyası o, silinirse calibre düzgün kullanılmaz ya da hiç çalışmaz diye düşünüyorum.

Kullandığınız operatörün iletişim merkezine gidin, ben bu operatörün müşterisiyim yapın falan diyin, yapmazlarsa müşteri hizmetlerini arayıp şikayette bulunun.

ben bugün 15 tl ye toplam 230 sayfa sipiral ciltli 2 kitap çıkarttırdım. belki fikir verebilir ?

hem 1300 sayfayı daha uzuca yaparlar.

yer kadıköy cemil copy

jpg olarak çıktı al bütün slaytı, sonra da yazdırma seçeneklerinden seçersin 9lu bastırmayı. ya da en olmadı oturup sayfaya dizersin öyle çıktı alırsın.

ilkel bir yöntem, ilk aklıma gelen buydu

sosyalpolitika.fisek.org.tr

(bkz: google'da ileri arama teknikleri)

onu bilmiyorumda belki mybiletten alabilirsiniz.

satılıyor. olmazsa gişelerde mybilet zımbırtıları var. kendine özel indirimi de olabiliyor.

cinemaximum sinemaları mybiletten çıktı kendi biletini kendi satıyor artık

www.cinemaximum.com.tr

tabi hizmet ücreti alıyor yine.

en ön ikinci koltuktan izlemiştim imaxte. normal salondakiler kadar yakın değil ama perde o kadar büyük ki alt yazıyı takip ederken görüntüleri kaçırabiliyorsun. masa tenisi izler gibi izleme ihtimalin bile var, kafa bi o yana bi bu yana.

ben ilk defa dün izledim orada. e sırasındaydım ve sanırım daha önde oturulmaz. ilk başta orası bile çok yakın geldi de reklamları vs izlerken alıştım. normalde arkalardan izlemeyi sevmeyen biriyim, öne daha yakın olan orta sıralarda oturmak ideal gelir bana ama ekran çok büyük. kafanı oynatmak zorunda kalıyorsun bazen görebilmek için. birazcık boynum ağrıdı. e'den önde alma. f ve g sırası çok iyi sanırım. bir dahakine tercihim onlar olacak.

Imax olsa bile buyuklugune guvenerek falan onde oturmayin bence. Masa tenisi izler gibi izlemek ihtimali +1

Download linki arıyorum aslında yoksa ben de buldum tabii youtubedan.

www.4shared.com

anlamadım ki kırmızının bütün özellikleri daha iyi hem de fiyatı daha ucuz

ben de aynı nedenden ikilemde kaldım.

Birinde led gösterge varmış ondan pahalıdır. İkisi de buz kırıyor, kırmızı 700 w, bence kırmızı alın.

edit: Kırmızının sürahisi cam mı o yazmıyor. Cam sürahi de tercih sebebi.

beyaz olanda ışık varmış ve kabı cammış diğerini bilemiyorum ama belki böyle küçük detaylar fark ediyordur, ya da modeli daha yenidir diğerinin. ya da satan adamın elinde diğerinin stoğu çoktur:) bayiler yapıyor bunları..

in love serisi lal'den daha yeni.

gri olan 600 gücünde cam sürahisi var.
lal olan 700 kuvvetinde sürahi tipi belirtilmemiş.

ikiside yeter tabi ama buz falan kıracaksan kuvvetli olan lal'i tercih et. Yok ben efendim sağlıklı olsun cam isterim dersen de griyi al. Eğer Cam sürahiyi kırarsan yenisini kaça alırsın, plastiğin yenisi ne kadar bir öğren teknik servisten. 5 dakkanı almaz.

cliquot çok doğru söylemiş, 99 liraya aldığım bosch kahve makinesinin borosilikat haznesini kırıp 65 lira bayılmak zorunda kaldık, üzücüydü.

taze geldim ben bu turdan, ezstergom visegrad szentendre ve karlovy vary'ye gittik tursuz. bratislava'ya ister istemez turla gitmek zorundasın zira yol ortasında bir yerlerde bırakıyorlar. otostoptan başka şansın yok şehire ulaşmak için. tekne turunu gittiiğin şehirlerde ayarlayabilirsin kıyılardaki turist infolara falan sorarak.

karlovy vary'ye student agency'nin otobüsleri gidiyor baya rahat wifili falan 2 saatte. florenc otogarından. bi milyon kat falan ucuza geliyor kendin gidince. karlovy vary'ye gelince de bir turist info sor, yakınlarda var hemen baya anlatıyorlar gezilecek yerleri free map falan var.

şunu takip ettik bir de budapeştedeki olaylar için. ulaşım fiyatları %50 falan artmıştı sanırım ama geri kalan bilgiler güncel. szentendreden tekneye binip gittik budapeşteye deniz kıyısına in direkt bulursun onarı da. 1.5 saat falan sanırım o da.

www.tripadvisor.com

bir şey daha pragda sabaha kadar tren varmış 2. gece anladık durumu, tramvayların gece numaraları farklı. mesela gündüz 9 gidiyorken 12den sonra 58 gidiyor aynı yerlere.

önereceğim aktiviteler ise;

pragda bisiklet kiralamak okolo diye bir yer vardı sanırım turst infoya sorsan bulurlar. 4 saat 25 liraya geliyor ve çok çok zevkli.

budapeşte sıkıcı ve boş geldi bana ancak barlarda falan takılınabilir.

viyanada haus der musik çok iyi bir müzemsi galerimsi yer. klasik müzik ilginiz varsa gidiniz.

edit: o viyana filarmoninin dedikleri konse aslında viyana filarmoninin değil onlar sezonu kapatmış durumdalar web sitelerine bakarsanız görebilirsiniz. geri kalan geceler de bana çok paketlenmiş tüketime hazır aptal turizm gibi geldiği için gitmedim.

english grammer in use - raymond murphy bu iyiydi bence.

advanced grammer in use - martin hewings da varmış ama onu bilmiyorum ben.

practical english usage - michael swan

bir ay sanırım. bir haftadır kayıtsız cihaz kullanıyorum, hala uyarı mesajı bile gelmedi.

Ben bir hafta diye biliyordum ama ben de 2 haftadir kullaniyorum mesaj falan gelmedi henuz

ben betadan kurtulmak istemiyorum. betanın eski, reklamsız temasına dönmesini istiyorum.

şu an login olmuş durumdayım ama hala aynı. ayarlarda da herhangi bir seçenek yok.

imgim.com

bu da benim login olmuş halim.

ctrl+f5 yap bakim loginden sonra.

malesef bir değişiklik olmadı.

olacağını zannetmiyorum. ben de kullanıyorum bi süre sonra kapatıyor olmalı kendisini

Az bile kullanıyor. Boş duracağına en sık kullanılan dosyaları belleğe yüklemesi lazım ki sen bilgisayarı kullanırken hızlı çalışsın.

normal aslında.. arka planda çalışan servis ve uygulamalara bakmak lazım.. aşırı bir kullanım yok. zaten yeterince belleğin var, kullanılmayan bellek bir işe yaramaz zaten. varsa kullansın, üzerine çok gitme ;)

windows 8'e geç

win 7 nin özelliği bu zaten problem yok
xp sadece anlık kullanılan programlar için ram harcar win 7 bulunan ram totaline göre kendince ayırır. ramini 2 gb a düşürsen kullancağı 600 civarı olur olmaz.

arttırabilirsin de azaltabilirsinde performans ayarlarından gelişmiş sanal bellekten extra ram verebilirsin.

bende 1.13 gb ram kullanıyordu, fazla gibi

yüklü bellek 8 gb yazıyor, sanırım durum anlaşıldı. benim 4 gb idi

taksimde goethe enstitüsü var.iyi baya.

goethe'nin fiyatları biraz piyasanın üstündedir ama en iyisi odur. Üstelik verdikleri sertifika da geçerlidir.

maddi durumunuz uygunda goethe +1
en azından temel için. belli bir seviyeye gelip başka bir yerde devam edebilirsin.

FireFox Anonymous?

hulu diye bir şey vardı, bununla alakalıydı sanki.

www.havlayankirpi.com

google play veya netflix

torrentten indir şimdi orda bağlantı hızı da iyidir adil kullanım kotası filan da yoktur.indir 720p kral gibi izle.

evet yaa niye torrent kullanmıyorsunuz, siteden dizi mi izlenir.

turist vizesiyle gidiyorsan, türkiye ehliyetini kullanabilirsin. 6 ay gibi bir süresi var yanlış hatırlamıyorsam. ama bir yere yerleşiyorsan yani resident oluyorsan o vakit kullanamazsın.

bildiğim kadarı ile her eyalette geçerli değil türk ehliyeti. siz nereye gidiyorsanız bir araştırın derim. zira biz ceza yemiştik bu yüzden delawarede

evet oldukça önemli. o belgeyi amerika'daki görevliye veriyorsun. büyükelçilikten randevu alıp belgeyi yeniden iste. aksi durumu bir arkadaşım yaşamıştı. filmlerdeki gibi bir odaya çekilip 45 dakika sorgulanmıştı.

turist vizesiydi ve hatırladığım kadarıyla kişiye özel bir şey değildi.

Bilgi veren kağıtsa önemsiz. Gümrükten ne geçer ne geçmez, verdiğin bilgiler doğru olmalı vs vs uyarılar içeren birşeydi.

aynen. işte gemi filan birşeyler hatırlıyorum. ne bileyim işte gemi ile giderken şunlar yapılmalı. uçak ile giderken şunlar yapılmalı diye.

bosver gitsin, bilgi veren onu getirme bunu getirme diyen bir kagit
onemli olan yaninda getirdiklerini ucakta verdikleri gumruk belgesine yazman o kaar

24 saat

hafta içi 1-2 gibi dolmuşlar bitiyor ama minibüsler 3-4 e kadar devam ediyor diye biliyorum.

Ding Ling diye bi marka var. sokaklarda falan da satılıyo. kalem gibi ama biraz daha kalın. benim gayet işimi görüyo fiyatı da genelde işportacılar 30 tl falan der ama inanma pazarlıkla 15 tlye kadar indirebilirsin.

makromarket'te 15 tl'ye satıyorlardı bundan bir ay önce..
iki yıl da garantisi var sanırım.

bit.ly

edit: onu beğenmezseniz şöyle alternatifleri var, www.ucuzu.com

abi o kasar ya ense ve sakal kısaltmak için. öyle gibi geldi sanki.

bir alakası yoktu da ondan. kıbrıs 1870lerde ingilizlere verildi.
aynı şekilde 12 ada'da italyanlara verilmişti (balkan savaşı öncesi sanırım)

tr.wikipedia.org

tarih bolumunu okuyunuz

bir kere biz kibris'i adadaki turkleri kurtarmak icin almadik. bu bir vesile oldu. adadaki turkleri kurtarmak icin harekat yapmis olsa idik daha once, 1964'te bitirmistik o harekati. ama devlet olarak fevri kararlar alamazsin, dogru zamanlari beklemelisin, taslar tam yerinde olmali, kalici bir harekette bulunmak istiyor isen.

lozan sirasinda iki durum soz konusuydu, ingilizlerin elinde olan musul-kerkuk'u nasil alacagimiz, ikincisi de ingilizlerin asya ve afrika kolonilerine giden yollar ile enerji kaynaklarinin saglama alinmasi uzerine verdikleri cabalar..

ingilizlerden musul-kerkuk'e ve fransizlardan da hatay'a oynayacagimizi bildigimiz bir durumda, bunlari onem listesine koyar isek, kibris o siradaki stratejik degeri bakimindan sonda gelir. o yuzden kasmamis olmaliyiz kibris konusunda. (yani "ey ingiliz, ben kibris uzerinde hak iddia etmeyecegim, ama musul ile kerkuk benimdir" diyebilmek birinci neden) ingilizlerin musul-kerkuk konusunda cok zor ikna edilebilecekleri de belliydi. hem uzerine bonus olarak bir de ileride bloklar catismasi ulkesi olacak olan iran vardi.. yani aslinda ingilizden o sirada kibris i da alamazdik, kibris da o bolge icin cok stratejik o tarihte..

ikinci ve esas neden de, kibris bizim icin o kadar onemli degildi o siralarda, hem yunanistan ile dosttuk savas sonrasi, ataturk ingilizlerin yardim etmemesi sonucu bozulmus yunanlilar ile yakin iliskilere girmisti, bu bolgedeki guvenligimiz, refahimiz birbirimizle arkadas olmamiza bagli" diye, hem arada da dogu sinirinda butunluk ile ugrasirken bati ile problemli olmak zararli olurdu.. arti lozan sirasinda sovyetler birligi'nin daha "bunlar 40 sene fakir giderler" denilecek kadar sefil bir ulke olmasiydi.. hatta stalin in ekonomik programi olmasa daha hep oyle giderlerdi..

neyse, "biz kibris'a niye o zaman 1974'te girdik, daha once de problemleri vardi turk nufusunun" denir ise: ortadogu'da irak, suriye, filistin ve misir'a komple kultur ve guc sokmaya calisan sovyetlerin petrol cennetinin tam ortasina uzun donem yerlesmesine tek engel, akdeniz'de takilan amerikan ve ingiliz kuvvetleri ile israil idi, ve bunlarin yaydigi guctu. sovyetler kibris'i ele gecirse idi, bu bolgede kale edinmis, ve sularini bir nebze kontrol altinda tutmus olacakti. (iste ruslarin sicak denizlere inme istegi denilen geyik budur, rusya her ahval ve seraitte akdeniz'de guc bulundurmak isteyecektir ki bu bolgedeki ulkeleri kendi power projection unda tutsun).

neyse iste sovyetler bunu dusunurken, amerika (ve ingiltere) yusuf yusuf ederken, yunanistan'da ihtilal olacak gibiydi, ardindan da kibris'ta devrim yapilip burasi komple yunan kontrolune almak istendi. ilgili "cunta" da sovyetler meyilliydi, belirtmeden gecmeyelim. amac belli oldu.

simdi bir pre-emptive hareket gerekiyordu sovyetlere mesaj icin, bunun icin de ingiltere veya amerika isin icine giremezdi, giren yunanistan'i iyice karsisina alirdi. o nedenle turkiye'nin girmesine izin verildi. olay budur. ha sonra ambargo niye vardi o zaman diyenler olursa: plan turkiye'nin savasin son gunlerinde aldigi ekstra topragi hemen antlasma ile geri vererek yunanlilarla temelli bir baris, ve birbiriyle gecinen iki cumhuriyet saglamasiydi. ecevit antlasmaya yanasmadi, yaptirim olarak ambargo oldu. biz de zaten bu ambargo sirasinda sovyetlerin bunu firsat bilmesi ile ekilen tohumlarin sonucu darbeye giden yeni bir yola basladik.

donanma mı vardı o dönemde de adaya çıkarma yapacaktık, hem de ingilizlere karşı?