Ekşi Duyuru

oncelikle basis seklinizin nasil oldugunu ogrenin ve ayakkabi seciminizi ona gore yapin. ben marka olarak asics oneririm.

ritimblog.com


edit: basis seklinizi ogrenmek icin bazi buyuk spor magazalarinda test yapiyorlar ucretsiz, test yaptirabilirsiniz.

@the end of time +1

içe basmanıza göre, dışa basmanıza göre ya da ayağınızdaki düztabanlık seviyesine göre belirlemekte fayda var. yeni başlayanlar için bol destekli olanlardan, mesela nike'ın zoom serilerinden olabilir

Yıllarca Nike kullandım Salomon almadığım her güne lanet olsun, ağrılarımda bile fark oldu öyle diyeyim. Merrell da kalıp olarak memnun etmişti fakat tabanda kesinlikle salomon doğru kalemmiş benim için. Ama deneye deneye oluyor. Yıllar önce new balance’ın bir ayakkabısı favoriydi artık Türkiye’dekiler aynı değil gibi. Asics de güzel mesela en son spx.com.tr indiriminden iki tane aynı modelden aldım. Koştukça tükenecek tabanlarınız, ayakkabıyıbir süre deneyip beğendiyseniz
Bütçe de varsa stoklayın bir tane daha, her sene güncelleme geliyor nasıl oluyorsa modellere ama performans değişebiliyor.

*ek
Dümdüz koşu ayakkabısı diye bakmayın kaldırımda vs koşacaksanız yol koşusu ayakkabısı alın mutlaka. Pistiniz varsa o başka.

Nike React Miler2'den çok memnunum.

Şunu düşünebilirsiniz, Adidas run 60s 2

www.adidas.com.tr

abi bu nasıl soru, arsa maliyeti nedir? mahallenin rayiçi nedir? kullanılacak malzemelerin kalitesi nasıl olacak? bir konutun anahtar teslim fiyatını belirleyecek 100 tane girdi var, buna kimse buradan doğru yanıt veremez ve seni yanıltır. en iyisi o bölgedeki bir emlakçıya gidip danışmaktır.

50m2 taban alanından tahmini 120m2 inşaat alanı var diye anlıyorum. fotoğrafa bakılırsa m2 maliyeti 400 dolarlık bir konuta benziyor. bu da 400bin tl gibi bir maliyete denk gelir. bunun üzerine arsa maliyeti ve müteahhitlik kar payı eklenir. müteahhitlik bedeli piyasada %20 alan da var, %50 alan da var. bu matematiğe göre kendiniz hesaplayın. yapılabilecek teknik yorum ancak bu kadar olur bence.

(git: www.youtube.com şöyle bir video vardı, yapan müteahhit güzel güzel anlatıyordu. belki işinizi görür.

@kent sakini, yanıt için teşekkürler fakat yalnızca yapı maliyetini sordum. Arsa maliyetinin alakasını anlayamadım. Arsa bende zaten. Malzeme olarak da ortalamada kullanılan birtakım standartlar vardır. Ek olarak üst kalite anlaşılırsa başka, ama sektörün bu standartlarda genel olarak kullandığı malzeme çerçevesinde düşünmek için "ortalama" ibaresini kullandım ama daha açıklayıcı olmak gerekiyor demek ki.

Yani şu şekilde açıkça sorayım o zaman: Bu şekilde bir yapının elbette müteahhitlik bedeli dahil, arsa bedeli tabii ki hariç maliyeti nedir?

biz geçen sene yaz aylarında 55 m2 triplex evi 550 bin tl ye bitirdik, havuzda vardı havuzla 700 bin tl tuttu. süper olmasa da iyi malzeme kullandık. müteahhit yoktu kendimiz koşturduk

Bir müteahhit olarak ortalama 500 bin tutar demeye geldim, ama müstakil evlerde fiyat hesabı her zaman şaşırtır.

Bu 500 bin lirayı her kalemi ayrı ayrı siz işveren olup yaptırırsanız diye düşünün, yoksa "bana bu binayı yap bitir teslim et" dediğinizde kimse 500 bine yapmaz.

Eğer iş İstanbul Anadolu yakasındaysa yardımcı olabilirim.

çok parametre olsa da, 500bin rakamı makuldür demeye gelmiştim. herkes söylemiş.

arkadaslarla giderken hep eskihisar feribotu tercih ediyoruz. tabi feribotta aractan in, yürü vs. degisiklik oluyor. tek basina gidecekseniz onu bilemedim.

Arabalı vapur 10dk sonra beni sıkıyor o yüzden direkt köprüden geçerdim. İlk seçenekte karşıya geçmek mantıklı gelmiyor ve ikincide de boş köprü dururken sıraya gir vapuru bekle kalksın yanaşsın vs angarya geliyor.

ben de kafayı biraz daha karıştırayım ve diğer seçenek olan yenikapı bandırma feribotunu tavsiye edeyim. bandırmaya indiğinde yolun büyük kısmını geride bırakmış oluyorsun. çok erke çıkarsan köprü trafiğine de kalmamış olursun. en pahalı seçenek o ama feribotta edeceğin yakıt tasarrufu karşılıyorsa hiç yorulma bin gitsin.

bu arada geçen hafta topçular feribotundan geçtim iki defa. biletler 115 tl

2 hafta önce kadıkoyden cıktım, eskihisar feribota bindim. Sonrasında sıkılıp paralı yola girdim, 100 lira civarı tuttu, toplamda 3, 3.5 saatte ordaydım.

Param varsa osmangazi + paralı yol yapardım

Osmangazi köprüsü kesinlikle. Nasıl bittiğini anlamıyoruz yolun. Kayınvalidemler Edremit'te yaşadığı için her türlü yoldan gittik şimdiye kadar. Yeni yol hiç yormuyor. Hemen bitiyor.

Osmangazi beni acayip sıkıyor 130'la git git bitmiyor bakacak bisey de yok.

Pendik-yalova feribotu sonra da normal yoldan gidiyorum.
Susurluk'ta tost yiyorum feribotta kahvemi iciyorum.

Optimum degildir belki ama keyifli.

daha bir kaç saat önce ayvalıktan istanbula geri geldim. göztepede oturuyorum (sanırım 30 ağustos sebebiyle bugün ücretsizdi. veya son gün diye araç kaynıyordu. 4 saatlik yolu 6 saatte geldik)

yeni yol yapıldığından beri yeni yolu kullanıyorum. sabah 6-7 gibi çıkınca hele hem boş, hem yağ gibi.

hgs'ye çok önceden para atıyorum toplu, o yüzden sanki yeni yol çok fazla diilmiş gibi geliyor. (avuntu)

ama birileriyle gideceksem ve acelem yoksa, nostalji için eskihisar feribotu kullanmayı seviyorum. o feribot kısmı bişiler içmek, soluklanmak ve deniz havası için güzel.


yenikapı bandırmayı da kullandım ve yolun bir kısmında araba kullanmadan gitme olayı güzel. ama güzel olmayan kısmı şu ki, ayvalıktan eğer geri dönüyorsan, bandırma feribot saatine yetişme ile ilgili hep bir böyle tedirgin kalıyorsun. bu tedirginlik de seni çok erken saatlerde boşuna götürüyor bandırmaya. (bi kez de bodrumdan dönerken feribotu kaçırmışlığımız var)


dolayısıyla
1nci tercih - giderken bandırma / dönerken yeni yol veya eskihisar
2nci tercih - giderken bandırma veya eskihisar / dönüşte yeni yol veya eskihisar

pandemi döneminde feribota binmek istemiyorum, insanlar dipdibe, bilinçsiz ve maskesiz oluyorlar. özellikle iniş çıkışta mutlaka o yığılma oluyor, insanların nefesini ensende hissediyorsun. ben osmangazi'den giderdim tertemiz. babamlar feribot kullandı bu sene hep, bu yığılma olayı ve çoluk çocuk sesi gerçekten sıkıcı.

Bu arada Eskihisar Topçular 110 tl :)

Tabii ki köprü

yenikapı-bandırma'nın 309 tl olduğundan emin misiniz? bu çift yön fiyatı mı acaba? eğer öyleyse diğerlerine de çift yön fiyatı vermek daha iyi olur.

yenikapı-bandırma ile karacabey'e ulaşmanız 3.5 saati bulacak. osmangazi'den geçerseniz 2 saatte karacabey'desiniz.

Norvec uskumrusu dahil bazı balıklarda civa oranı yüksektir fazla tüketilmesi faydadan çok zarar getirir.

Tabi bu zararlar yiyen kişinin bağışıklık sistemine, metallere karşı alerjisine, böbreklere göre değişir bir sorun olmaz diyorsan yiyebilirsin :) ama genelde uzmanlar max haftada 2'yi öneriyor.

zehrini bilmem ama norvec baliklari deniz baligi degil.
Ciftlikte yetistiriyorlar.

divit+1

Ordaki uskumruyu bilmiyorum ama Norveç'te bile marketlerde sadece çiflik balığı satılıyor. Çiftlik balığı ne kadar zararlıysa o kadar zararlıydır. Bazı fiskemarkedlere arada wild salmon gelirse geliyor işte.

Ayrıca Türkiye'ye Norveç'ten ithal edilen deniz ürünlerinin kalitesinden de emin değilim. Migros'ta Norveç somonu diye somon füme satılıyordu. Ben öyle berbat bir somon füme yemedim hiç. Çöpe atmıştım direkt.

Uskumru hangi denizden çıkıyor bilmiyorum ama üstteki yorumlara katılıyorum. çiftlik balığı ağır metal, toksik ve antibiyotik doludur.

www.youtube.com
www.youtube.com

Değil Norveç Arabistan’a gitsen uskumruyu çiftlikte yetiştiremezsin. Cıva oranını bilmem ama Türkiye’deki herhangi bir balıktan çok daha kalitelidir uskumru. Uskumru çiftlikte yetişmez. Somon yetişir.

@iddaaci +1 ; Çiftlik uskumrusu ilk defa duyuyorum, çiftlik balığı olma ihtimali en son olan balık cinslerinden biri. Birde civa ağır metal denmiş, eser miktarda illaki barındırır ama uskumru orta su ve yüzey balığıdır. Çoğu balık cinsinden daha az zararlı içerirken faydası daha fazladır.

bu reçeteye gözüne soktuğuna değmez

Üşenip elinizi sabunla iyice yıkamadan kesinlikle lens çıkarıp takmayın.

Gözünüze uygun lens marka modelini bulana kadar değiştirin. “Lens böyle çok konforsuz bir şey herhalde” diye düşünüp kötü uyuma sahip lensleri kabullenmeyin.

Göz kuruluğu probleminiz varsa hiç başlamayın ya da suni göz yaşı gibi şeyleri sürekli kullanın.

Lens suyunu çok defa kullanmayın, yenileyin. Elinizde yoksa 2. Kez kullanmanızda çok bir zarar yok tabi.

Gece lensleri çok konforludur ancak çıkartmadan uyudukça göz kuruluğu artıyor.

Solüsyon seçerken şu tablodaki uyuma göre hareket etmeniz iyiğiliğinizedir: encrypted-tbn0.gstatic.com

Gözünüz mikrop kaparsa panik yapmayın. eczaneye gidip sorun, bir antibiyotik damla vereceklerdir.

Alırken lens çapına çok dikkat edin. “Sizin çapınız yok bir büyüğünü verdim” derse bir ayakkabı gibi gözünüzden lens çıkabilir. Büyük olacağına küçük olsun daha iyidir. Tam olanı varsa zaten onu alırsınız.

Alışana kadar 1-2 lens takımı heba olabilir. Ve lensi her başarısız denemenizden sonra tekrar solüsyona batırıp çıkartın, kuru kalmasın. Lense tırnaklarınız uzunsa baskı uygulamayın. Lensi idareliğen normal suyun içine koymayın. Koyduysanız dahi tekrar solüsyona bırakmadan kullanmayın.

15 senedir lens kullanıyorum hiç sorun yaşamadım ama bu numaraya değil lens gözlük bile takmam :)

illa alacaksanız korkacak bişi yok düzgün lens suyu seçin biotrue kullanıyorum ben bir tane daha çok güzel lens suyu var adını unuttum sonra yazarım lazım olursa. Lens suyunu cogu ınsan onemsemez fakat göz konforunda büyük rol oynar. Sabah takılır akşam yatmadan evvel çıkarılır. lens satan site dolu piyasa ozelden onu da onerebilirim reçetenizi yükleyip sipariş vereceksiniz eve gelecek. ilk başlarda takma çıkarma işi eziyet olabilir.

@Eksiduyuruhesabim

Reçetenin üst kısmında "Kontakt Lens Reçetesi" yazıyor. Gözlük ve lens numaraları farklı mı oluyor? Bu doktor ne verdi bana gözlük numarası mı?

Bu arada benim numaramın çok düşük olmaması gerek çünkü baya baya birkaç metre sonrasını bulanık görüyorum. Bu adam yanlış mı yazdı reçeteyi acaba?


Reçetenin tamamı bu şekilde: ibb.co

en rahat lens bile gözlükten rahat değil. İlk taktığınızda rahatsız etmiyor ama 8-10 saat sonra göz kuruyor artık. Bir de bunu bir gün yerine her gün yaptığınızda git gide daha rahatsız edici oluyor. Ben şöyle yapıyorum: Günlük lens alıp gözlük takmak istemediğim günlerde takıyorum. Evdeyken gözlük takıyorum. Seyahate, sinemaya vs. gideceksem lens takıyorum o günlük. Ki numaralarınız da küçük bence lense çok heves etmeyin. Günlükler bu bakımdan iyi oluyor aylık lensi her gün takmayınca ziyan olacakmış gibi hissediyor insan bütün ay takıyor aynı lensi.

@msb
Evet, göz çapı(dia değeri) olması lazım. Sizin 8.8 mesela. Ayakkabı numarası gibi göz çapı var. Lensin eğriliğine göre giyyorsunuz. Ama reçetede bir eksik yok sanırım

sputnik türkiye.

www.youtube.com

Arsa 350 bin lira ise evet aynı paraya gelir öyle bir villa. İnşaatı müteahhit yapacak ama ceremesi yine olacak. Bu işlerden bunalan biri değilseniz kendiniz yapmanız daha iyi olur. Ama yapılana kadar, belki 4-5 ay yapım süreci olacak.

Bence değmez. Sokağımda bir tane ev yapılıyor. Kıştan beri bitmedi. 6 ay olacak neredeyse. Ev yaptıracağın zaman sık sık takip etmen lazım. Ben al geç derim.

150 metrekareymiş ev. En kralını 300 bin liraya yaptırırsınız. Ben arsa aldım böyle, bir senedir falan araştırıyorum, genelde metrekare başına 1000-1500 lira arası teklif veriyor inşaatçılar.

Not: rakam kaba inşaat için. İçini nasıl yaptırdığınız ve eşyalar konusunda bir sınır yok tabi :)

Uğraşmaya değip değmeyeceği size bağlı. Yani bence ev önemli bir şey, hayatımın geri kalanını geçireceğim bir yer diye bakıyorum, o yüzden mutfağından bahçesine her karışının düşünülmüş ve belli bir amaca göre tasarlanmış olması önemli. Ama çoğu insan gibi "içine girip otursam yeter, bi de güzel görünsün" diyorsanız değmez muhtemelen.

daha pahalıya mâl olup olmaması tamamen size bağlı bence.
kendi yaptıracağınız evde kullanacağınız malzeme bence daha kaliteli olacaktır.
bu da belki toplamda fiyatı biraz daha yükseltir ama "evin ederi" açısından bence daha ucuza mâl olur.

bunu daha önce mimar bir arkadaşımla konuşmuştum, o da aynı şeyi söylemişti.
evi inşaatçılara bırakırsanız dedikleri gibi aylarca uzar, bitmez.
en iyisi bir mimarla çalışmak.

edit:
eve sonradan baktım, çok kötü bence.
bu evin aynısı kesinlikle çok daha ucuza gelir.
800 bini gözden çıkartırsanız, çok daha güzel ve kaliteli bir ev yaparsınız.

Attığın linkteki kadar çirkin çok az “villa (!)” gördüm. Dediğin gibi 450bini bu beton yığınına vereceksin.

150m2 2 katlı bir evi 200-250 kağıda yaptırabilirsin. Doğru dürüst bir mimar ve inşaat şirketi bulman lazım.

www.instagram.com 450bine şuradaki evi + peyzajı + çok sağlam iç dizayn yaparsınız. Attığım küçük ya da sana hitap etmiyor olabilir ama 450 civarına yapamayacağın güzel ev yok gibi. Linkteki gibi evlere milyon lira vermeye cidden gerek var mı bilmiyorum

Bu arada attığım evin çirkinliği konusunda size kesinlikle katılıyorum. 20 yıldır mesleğim olduğu için tasarımla iç içeyim, link'teki "mimari" dünyalar bana çok uzak ama inşaat konusunda da tecrübesiz ve ağzı yanmış biri olarak korkuluyum açıkçası. Tek istediğim istanbul'un güney taraflarında yaşanabilir bir ev. Genel olarak yapılar maliyetten bağımsız olarak işlev ve estetik anlamında çok yetersiz.

(bkz: müstakil ev maliyeti)

okuyamam dersen:
(bkz: müstakil ev maliyeti/@late viper)

Arkadaşlar maliyetleri çok ucuz sanıyorlar galiba inşaat işinden anlamiyorsaniz bu işe girmeyin geçen seneden beri maliyetler çok degisti piyasa sizi üzer. Kabaca M2 si 3000 lira olarak hesaplayabilirsin ama

eğer inşaat konusunda geniş çevren yoksa, almak her zaman ucuza gelir.

mantıken, arsayı alacaksın, proje çizilecek ya da hazır projeyse temin edip yine para vereceksin, ruhsatı inşaat izni bilmemnesi var bürokratik işler hep zaman.

temel kazılack atılack sonra kat çıkılcak edilcek, oldu olmadı, sıvası boyası kapı pencere fayans, parke derken 2 katını da geçer 3 katını da.

zaman ve yorgunluk da cabası

Ilandaki villa yada mustakil ev için yazıyorum oldukça eski sonradan kat ilave edilmiş, yapım teknigi 80 lerden kalma. Saplama kirişler tam facia.

En temiz ve karlısı sizin begeneceginiz yaşam gereksinimlerinize göre olan yeni yapılmış evdir.

Yazlık evin en önemli gereksinimi öncelikle bahçe aksamları oturmak için veranda yada terastır.

Ikinci önemli husus ısı yalıtımı illa soguktan degil sıcaktan dahi korur tabi evin kuzey guney denklemi önemli. Uygun cehpeye agaçlar dogal olarak 3-5 derece saha serin tutar.

Yazlik yerlerde ev tadilatı icin usta bulamazsınız bulsaniz bile cok paraya mal olur yeni ev candır.

Ev yaptırırken dikkat edilecek hususlar ihtiyac neyse ona göre plan olusturun. Evde 5 kisi 2 hafta kalacaksa ayrı 2 ay kalacaksa ayrı ev planı gerekiyor.

Genelde bu işleri kalfa diye tabir edilen adamlar yapar siz kafanızdaki planı söylersiniz size maliyet çıkarır başka yerlerden de teklif alıp varsa yapılan işlere göre yazılı anlaşma kesin şart.

Hangi marka malzeme kalem kalem yazılmalı anahtar teslim demek herseyi bitmiş demektir belediye harcı tapu harcı vs vs iskan harcı.

Para ödeme takvimine göre 2-3 parça son ödeme ise anahtarı teslim almadan asla verilmemeli.

Isten anlamiyorsanız bilen biri daima olsun.

Zor iş ev yaptırmak biz kalfa ile cok tartistik parayı ödemeyiz diyince pasa pasa eksiklikleri yerine getirdi cünkü elimizde yazıli anlasma vardı

Türkiye gibi sektörel standartdizasyonların zayıf olduğu ülkelerde kendi evini yaptırmak çok yorucu bir süreç.

Maliyetine girmiyorum bile.

bir de inşaattan anlamadığınızı anladığı anda her müteahhit sizi kandırmanın yolunu arayacak. Kalitesiz malzeme kullanacak, projede fark etmediğiniz maliyeti düşürecek ama uzun vadede size tadilat olarak dönecek değişiklikler yapacak vs...

Adam a malzemesi yerine b malzemesi kullanacağım çünkü bu daha iyi dese aksini iddia edebilecek misiniz?

Bu arada honka türkiye, woodlife gibi şirketlere de bir bakabilirsiniz. En azından defalarca uygulanmış projelerden birini satın alır ihtiyacınıza uygun çözümlere çevirirsiniz.

Çok aydınlatıcı yanıtlar geldi, hepinize ayrı ayrı teşekkür ederim (kalp)

yeni başlayacaksan eğer eğitimini almayıp üstünde kendim öğrenirim kafasındaysan scooterla başla derim.
125 lik bi honda pcx olabilir ya da biraz daha güçlü bişi olsun dersen yamaha xmax, nmax gibi modellere bakabilirsin.

ha eğitimini alcam diyosan o zaman viteslilere bak tabi.

Butçe ileriye dönük arttırılamayacaksa 250 cc ile de başlayabilirsin. Ben mesela öyle apaçi , hız manyağı biri değilim. Devamlı eğitim ve güvenli sürüş kafasındayım. Para konusu işin içine ülkede yaşayanlar olarak büyük önem taşıyor. 250 cc ile başlanabilirmiş aslında. Bir diğer neden de boy uzunluğu.

Bütçesiz düşünelim dersen de en az 150'lik pcx veya nmax'e bakabilirsin.

Ben 125 CC Honda activa ile başladım. Birkaç ay sonra 200 CC vitesliye geçiş yaptım. Çok mantıklı iş yaptım. İlk başta vites derdi ile uğraşmayin ki yolda nerede, ışıkta nerede duracaksın gibi konulara odaklanabilesin tamamen.

Motor vura çarpa öğrenmek için çok tehlikeli bir şey. Ben sizin yerinizde olsam Honda gibi bir yerden güvenli sürüş eğitimi alırım. Böylece vura çarpa öğrenme riskiniz azalır. Orada zaten nasıl bir motor alacağınız da şekillenir kafanızda.

Ek olarak evde 2 tane yetiskin kedi var. Patlatırlar mı?

12 kişi ortalama 1 ton gelir. Fazladan 12 kişiyi taşıyacak bir terasın yoksa alma zaten.

Yumurta sandalye deniyor sanırım

Oval teleskobik sandalye olabilir mi. Bu arada çerçevesi çok sağlam görünüyor. Koltukçuya filan götürüp içini de diktirebilirsiniz. Fikir olması açısından söyledim.

www.ozdilekteyim.com

@lapris,

Acayip sevindim, yarın gidip alıyorum muhtemelen.

Bu arada çerçevesi biraz sağlam olan birtek bu kaldı, diğer ikisinin çerçeveleri de gitti maalesef.

ozetle ucuz diye basta yoneldikleri 2 doz sinovac olsa bile antikor miktarinda belli bir sureden sonra dusus yasandigini gorduler. biontech'in de viruse ve cesitli varyantlarina karsi diger asilardan daha etkili oldugunu gorduler.

dunya genelinde boyle bir uygulama yapan baska bir ulke yok, zaten 1. sinif dunya ulkeleri tatava yapmadan biontech basti gecti genel olarak.

edit: dunyada 3. dozun gerekebilecegi konusuluyor ancak uygulamaya gecen yok henuz. (grip asisinin her yil yenilenmesi gibi)

Üçüncü doz yaklaşık 6 ay sonra hatırlatma aşısı olarak yapılacak ve ilk 2 aşının hangisi olduğundan bağımsız olarak BioNTech olacak.

Bir de şöyle bir şey var: www.cnbc.com

rte'den.

Bu olaydan bağımsız, toplum bağışıklığı kazanıp virüsün dolaşım alanını kısaltmazsak bundan sonrasında her sene 2 doz olmak gerekecek gibi duruyor. çünkü mutasyona uğradıkça bazı aşıları elimine etmeye başladı, önümüzdeki kış daha başka mutasyonlarla karşılaşma ihtimali de artacak ve bu durumda bazı eski aşılar yetersiz kalacak, belki de yeni aşı çıkacak.

Tüm bu hızlı aşı kampanyaları covid'in grip gibi her sene aşı gerektiren hızlı mutasyona uğrayan bir virüs halini almadan yok edilmesi için yapılıyor.

bu aşılar zaten altı aylık etkiye sahip.
bir kere olunup ömür boyu etki sağlamıyor ki.
şu anda 3. doz olanlar, aşı ilk geldiğinde, yani altı ay önce aşı olmuş olanlar.

altı ay geçtikten sonra ikinci parti için biontech diyorlar işte.
"3. doz" tabiri kafa karıştırıyor.
grip aşısının yenilenmesi gibi +1

Sinovac delta varyantina karsi istenilen etkiyi saglyamiyor. O yuzden ucuncu asi biontech. Guclendirmek icin.

Ellerde asi kaldi muhtemelen, vurdukca vuruyorlar.

Hollanda 1 kere covid gecirene 1 doz vuruyor.

Daha sene başında ilk aşı yapılırken ikinci dozdan sonra koruyuculuğu 6 ay olacak diye bir bilgi vardı.
Sanırım, bu 6 ay içerisinde herkes aşılanacak, hastalık bitecek diye düşünülüyordu. 6 ay sonrasında hastalığı durduracak bağışıklık, dünya genelinde sağlanamadı.

Şapkadan çıktı gibi gelmiyor bana.

bir de "do you remember me" +1.

"booster" butun ulkeler vuracak. hepsinde aşı yok. kanada mesela 2. dozu bile 4 ay arayla yapiyor (biontech yapmayin dese de), 20 senedir ilk defa 4 ayak uzerine dustuk. sinovac deltaya karsi falan korumuyor. endonezyada sinovac olan doktorlar patır patır ölüyorlar su anda (delta varyanti), turkiye'de durum ne bilmiyorum ama kendi imkanlariyla amerikaya gidip 3. doz biontech booster olan doktorlar vardi.

neyse sonucta booster eninde sonunda gerekecek. hatta dunya asi olmada cok yavas oldugu icin aşısız populasyonlarda ortaya cikacak yeni varyantlar sebebiyle bu varyantlar icin gelistirilmis yeni aşıları da olacağız. sonra grip aşısı gibi senelik bir mesele mi olacak yoksa kurtulacak mıyız bu beladan büyük ölçüde zaman gosterecek.

yani buna 3. doz diye degil booster olarak bakmak lazim.

endonezya'da 160bin doktor asilanmis 10 tanesi ölmüs.

Nasil salliyorsunuz abi patir patir ölüyor falan.

Aha bu da haberi.

getir.net

ABD'de 3 yok çünkü ilk iki biontech. Do you remember me +1

@divit toplam ölüme degil ölen doktorlar arasındaki sinovac oranina bakacaksin. istatistik 101. 2 doz aşısını olan birinin ölmeyi bırak ağır hastalık geçirmemesi beklenir, hele ki bu oranlarda.

Oyle istatistik bukeceksek biontech asisi olduktan sonra olen kisi sayisi daha fazladir.
Hatta yan etkiden olen sayisi da 10'dan fazladir.

Gecen burada birisi de istatistik paylasmisti, rakama baktim asi virusten daha oldurucu adamin dataya bakarsak :) bilgi paylasirken verinin kaynagini da paylasin da patir patir ne demekmis ogrenelim.

% 0,006 = patir patir

benim annem babama da çıkmış.. ikinci doz sinovacı mart ayında olmuşlardı 4. ayda çıkmış görünüyor. yaşlı insanlara hadi tekrar aşıya da diyemiyorsun. tam bir karmaşa var. doğru dürüst bilgi yok.. sağlık bakanı geleneksel aşılar en güvenilir deyip mrna aşılarını kötülerken şimdi aksini iddia ediyor.. kim bilir ileride neyi iddia edecek?

biz de henüz karar veremedik. şimdi biontech yaptırsak ocak gibi yeniden mi olması gerekecek bilmiyoruz. biraz bekleyip ekim gibi yaptırsak o zamanki aşı durumu ne olacak belirsiz.

@divit istatistik bukmeyle alakasi yok, burada covidin ne kadar bulasici / olumcul olduguna dair bir arguman degil, belli bir aşının ne kadar koruyucu olduguna dair bir arguman sunuyorum. sen ise doktor sayisi / ölüm sayısı uzerinden bir istatistik sunuyorsun. tamamen alakasiz seyler yani. "patir patir" derken ölenlerin ne kadarinin tam sinovac aşılı olduguna dair bir benzetme yapıyorum yani (cunku normalde ölmemeleri bekleniyor). yoksa covidin ve varyantlarinin olduruculuk orani asagi yukari zaten belli.

dün oldum 3. dozu. Sinovac'in oluşturduğu antikor kısa süreli ve delta varyantına etkisiz. Biontech'in daha uzun süreli olduğu söyleniyor. Delta varyantına etkisi de çok yüksek düzeyde. Bu durumda imkanı olan ve iki doz Sinovac olanlar üçüncü doz Biontech aşısını mutlaka olsun. Korkulacak bir yanı yok.

Haha iste buna guluyorum, daha dun yazdim korona gecirenlere hollanda 1 tane vuruyor diye.

Dun gece bizim ulke de korona gecirenlere iptal etti 2. dozlari.

Bu gidisle 3'ler de iptal olur.
Resmen sonradan uydurdular 3. Doz olayini.

iki doz Sinovac olanların 3. doz Biontech olmaları iptal olmaz ve sonradan uydurulan bir şey değil, gayet bilimsel olarak çalışmaları da var. Sinovac tek başına yeterli değil özellikle son çıkan delta varyantına. Sinovac ilk çıktığında her aşı hiç aşıdan iyidir mantığıyla olduk ama şimdi asıl koruyucu aşı olma imkanı verildi Sinovac olanlara.

Peki ast, alt, ldh gibi değerleri yerinde olan birinde yine de yağlanma olabilir mi? Bu değerler normal olsa da ultrasona girmek gerekir mi?

"Peki ast, alt, ldh gibi değerleri yerinde olan birinde yine de yağlanma olabilir mi? Bu değerler normal olsa da ultrasona girmek gerekir mi?"
olabilir. bende öyle mesela.

Merhaba, kanın yanı sıra bir de Fibroscan diye bir test var. Bu da ultrason gibi bir yöntem, karaciğerin sertliğini, yağlanma düzeyini falan gösteriyor. Buna bağlı olarak durumuna ilişkin yorum yapılıyor, tabi önceki tetkiklerle beraber gitmek gerek. Bazı değerlerimiz yüksek çıkınca karaciğerde sıkıntı olduğundan şüphelenip doktorumuz yönlendirmişti Marmara Üniversitesi Gastroenteroloji Enstitüsü'nde ücreti geçen sene 100-120 TL gibi bir rakamdı yanlış hatırlamıyorsam.

A52

a52, a51 ya da m31 olabilir.

benim de başıma geldi bir kere. hesabımı ele geçirmişler, isim soyad her şeyi değiştirmişler, benim hesabımdan ilan açmışlar ucuza iPhone satmaya çalışıyorlardı. sonrasında hesabım kapatıldı, bir daha da o mail adresinden sahibinden.com kullanamadım. ya bilgisayarına virüs bulaşmıştır, ya da şifreni bir çok sitede aynı şifreyi kullanıyorsundur oradan elde etmişlerdir.

ağır metal zehirlenmesi yaşağınız için müsilaj varkende yokkende marmara ve karadeniz balığı yenmez

egeden çıkan balıkları yiyin düz balıklar İstanbul'da da bulunuyor lüfer vardır ama akya lidaki papalina falan yoktur. Sarıkanat olabilir orda

eksiduyu.ru

Az önce de bununla ilgili bi yere yazdim burada..Nevsin Mengü 'nun bugünkü youtube kanalinda uzmanlarla yaptigi programi mutlaka izleyin,çünkü degil balik yemek denize girmek bile tehlikeli oldugundan bahsedildi..Dikkate almak gerekir..

Çarelerden biri Suriyeli işçiler sanırım.
Onları bulun. Türkmen olursa anlaşması daha kolay olur. Fiyat konusunda rekabetçiler. Aslında rekabet falan pek umurlarında değil diyebiliriz. Hayatta kalalım yeterli diyorlar en azından.
Zamanında Suriye'nin lazkiye bölgesinde çalışanlar bu konuları ve işin standardını daha iyi biliyorlar.
En baştan anlaşın her şeyi konuşarak.
Onları nasıl bulurum diyorsanız en azından her inşaat veya tadilat yapılan yerin yanından geçerken dikkat edin işçilerin konuşmalarına.

Ayrıntılı olarak yapılacak işlemleri ve ölçüleri yazarsan optimum fiyat konusunda bilgi veririm, hatta yazdığın bölgede konuya hakimim yardımcı da olurum.

Kadro boyu küçükse belki gidon yükseltici takılıp daha dik bir pozisyonda nispeten rahat bir sürüş sağlanabilir

istanbulda ise ikinci el uygun fiyata bisiklet bulmak kolay

üçüncü seçenekse herhangi bir markanın 3500-4000 liralık modeli sahil için hayli hayli iş görür

Bisan trx8100 örneğin

ben geçen yaz şunun 2019 modelini aldım memnunum. 2019 modeli ile bunun arasındaki tek fark üzerindeki stickerlarda ufak değişiklikler yapılması.

www.mossobisiklet.com

Valla cok az bilgi ile bunu tahmin etmeye calismak bence zor. Bu kadar sure bisey dememesi oturup dusundugu icin degil, o sirada degisik degisik kisilerle gorusmelere onlarin olasi hamlelerinin ne olacagina o hamlelerin onu nasil etkieyecegine vs bagliydi bence. Kimlerle ne konusutu, ne duzenlemeler yapti vs bilmeden zor is. Yani bizim gordugumuz hamleler arasinda aslinda cok daha fazla hamleleri var. Burda da aynidir. O tweet sonrasi esas hamlesini yapmistir bile.

tayyip gidişata göre önlem alan birisi. mesela 2 ay önce ne oldu neyden faydalanmaya çalıştı hatırlayan var mı? önünü görmeye ona göre önlem almaya çalışıyordur. fetöden allah affetsin ile sıyrılan adamdan bahsediyoruz.

p.s.: 2 ay önce 104 amiral olayı patlak vermişti. muhalefet derdimiz bu değil ekonomi deyince muhalefete söylenmeyen döşemeyen kalmamıştı. yazının erkenden sızdırıldığı ortaya çıkmış. amiraller bu gece değil sabah yayınlanacak diye biliyorduk demişlerdi. hatta bu insanların elinden emeklilik hakları bile alındı. peki son durum hakkında ne biliyoruz?

rte, sp'nin kurşunları bitene kadar bekleyip ee bu muymuş mesajını verdi herkese, bugünkü magazinsel olay da tuzu biberi oldu. bu saatten sonra bir şey çıkacağını sanmıyorum sp davasından çünkü rte'ye çok güveniyormuş tivitlerinden anladığım kadarıyla.

Algı değiştirmek.

Muhalif avı başlatabilir. Korkutma, bazı önemli isimleri içeri atma, bir kça kişi kim vurduya gidebilir.

Geç açtım, Rusya'yı yakalayamadım, izlediklerim arasında şimdilik Litvanya ilgimi çekti, favorimi duruma göre editlerim.

Edit: video özetlerinden Rusya ilginç geldi, iyi puan alırlar herhalde ama benim favorim Litvanya hala ilk beşe kesin girerler tahminimce.

Bi daha eurovisiona gelmem editi: yazıklar olsun:)

Azerbaycan da iyiymiş ya

İzlanda <3
O olmazsa Litvanya.

Edit: + İtalya

İzlanda tatlıydı. Sonra Ukrayna, Azerbaycan.

izlanda

şimdi italya çıktı onlar da iyiymiş...

Azerbaycan ve italya favorim, bonus isvicre

Benim birincim izlanda.

Diğer hoşuma gidenler:
Belçika
Finlandiya
Portekiz

çok bariz bir favori seçemedim, güzel şarkılar var.

ukrayna çok orijinal ve sayko. hoşuma gitti.

litvanya'ya bayıldım. sanırım bir numaralı favorim onlar.

italya ve finlandiya güzel ama çok çok özellikli gelmedi bana. üst sıralarda olmaları lazım ama birinci olmazlarsa şaşırmam.

rusya fena değilse de tarz olmak için biraz fazla zorlamışlar gibi. ukrayna'nın aksine onlar o "denişik" havayı tam oturtamamış sanki. yine de güzeldi.

isviçre çok çok iyi ama duygusal ve hüzünçlü bi şarkı olduğu için çok göz önünde olmasını istemiyorum hehe.

Ne olacağını bilemem de hareketine göre ne söyleneceğini biliyorum.

Çıkarsa : Ermeni meselesi nedeniyle çıktı.

Düşerse : Ermeni meselesi fiyatlanmıştı, beklenti gerçekleştiği için düşüyor.

Tüm veterinerler açık, yasak yok. Aynı şekilde evcil hayvanını veterinere götüren kişilere de yasak yok. Kedinizi pusetine koyup istediğiniz konumdaki veterinere gidebilirsiniz durum acil ise. Çok acil değil ise sabahtan veterineri arayın, adınıza izin kağıdı yazsın her ihtimale karşı. Sorunsuz gidebilirsiniz.

Yarını beklemenize gerek yok, 24 saat açık veteriner bulabilirsiniz. Yasaklarda veterinere gitmenizde bir problem yok, ben her gün gittim. Veterinerden yazı isteyebilirsiniz gittiğinizde. Kadıköyde kesin vardır şu an açık veteriner. Kedide iştah kaybı ihmale gelmez.

iki sene önce kedim balkondan düştüğünde gece yarısı 1de ataşehirde adresini internetten bulduğum hayvan hastanesi isimli yere götürmüştüm açıktı, röntgen bile çektiler fena değildi. ama çok pahalıydı. şimdi zaten veterinerlere yasak yok bildiğim kadarıyla.

kedilerde istahsizlik cok ciddi hastalik belirtisidir. hic zaman kaybetmeden goturun, belki bir serum ile gececek olay daha da ilerlemesin.

Ben raket olarak prince marka almıştım başlangıç seviyesi için gayet de idealdi. Raket top dışında oynayacak saha bulmak bence en önemlisi

Tenis için bence ayakkabı da önemli. Hafif bir ayakkabı iyi olur. Şort da alabilirsiniz.

Kesinlikle ayakkabı. Hangi marka alırsanız alın, tenis ayakkabısı alın. Çok fark ediyor.

1- Kesin hoca ile baslayin.Araştırın konuşun hatta dersini seyredin gidip. Cok onemli
2- ilk ay ekipman almayin hoca verir zaten
3- ayakkabi şart. Marka bence Asics yada Mizuno
4- Hoca şart neyi almanız ve nereden almanızın iyi olacağını hoca yardımcı olacak zaten
5- ilerideki en büyük probleminiz partner bulmak olacak.

Yap tabiki, basit gözüksede bir iki püf noktası var o kadar. Ama tek başına olmaz, mutlaka yardımcı biri lazım.

Dikkat etmen gereken şey direklerin düz durması, bunun için "şakül"e ihtiyacın var. Su terazisi olmaz, yanıltır.

Yapmak istediğin modelin örnek fotosunu ver nereden başlayıp nasıl devam edeceğini tarif edeyim.

Yalnız değilmişim,

Geçen hafta başladım bende yavaş yavaş, önce yer ölçümü yapıp metal atakları betonladım. Bu hafta 10 a 10 ve 5 e 10 ları alacağım. Bir kaç YouTube videosu ile üstesinden gelirim. Benim avantajım Babam ile yapıyor olmam tek çok zor olur. Satın alacaktım aslında ama baktım en az 4 5 bin tl istiyorlar . Hem hobi olur bana hem de daha ekonomik olacak gibi gözüküyor

Off tek olmaz dediniz tum hevesin kacti. Kardes, arkadas vb ayarlamam cok zor su surecte. Tek yapma kismi benim de kafami kurcaliyordu aslinda.

@john tesekkur ederim bu arada ama model de net degil henuz kafamda. Dort kenar ana konstruksiyon bir sey kafamdaki, kalan kismi biraz susleme gibi geliyor. Biraz daha netlesince sana yazayim ben.

@paramolacak, fiyatlara baktim az once, 4-5 civari var mi bildigin bi yer istanbul'da?

Özel olarak bildiğim bir yer yok, internetten baktım öyle, benimde derdim 4 ayak bir de çatı olsun yeter, sonra kenarlarını süsleyeceğim

Mecbur kalırsan tek de olur, ama bol bol denge tahtası çakman gerekir tutacak biri olmayacağı için.

Yani tutacak biri yerine sağdan soldan emanet tahtalar çakarak direkleri ayakta tutar şakülünü alırsın. Sonra üst mahyalarını atar yapıyı ayakta duracak sağlamlığa getirirsin.

En son da çatısının merteklerini çakar döşemeyi yaparsın.

waves.exchange borsasındaki NSBT
Bir çok avantajı var:
1. Öncelikle en çok hoşuma giden şey stabil olması. BTC'nin ani iniş ve çıkışlarından etkilenmiyor. Kendi grafiği, eğilimi var. Uzun süredir 20-25$ arasında gidip geliyor. Pump/dump olması muhtemel değil neredeyse.
2. Stake imkanı. En sevdiğim özelliği bu. Stake'in ne demek olduğunu bilmeyenler için basitçe söylemek gerekirse paranızı size ek gelir yaratması adına borsada kilitli bırakıyorsunuz. Şu anda hali hazırda 1000 NSBT'nin aylık ortalama 1500-1750$ civarında bir getirisi var. Stake geliri ise değişken, nedeni de borsada yapılan işlem giderleri stake olarak dağıtılıyor. Ne kadar çok işlem o kadar stake getirisi oluyor.
Bunun bir müjdesi daha var ki elinde NSBT tutanlar için bu gelir kısa sürede bir miktar daha artacak. Kurucu Sasha Ivanov'un yol haritasına göre Eylül ayı içerisinde günlük işlem sayısı 10 milyon'a ulaşması bekleniyor. Gerçekleşmesi durumunda NSBT holderları muhteşem bir gelir elde edecek.
3. Eldeki supply'ın yüzde 95'i kilitli. Yani aslında borsada dönüp dolaşan NSBT %5'lik bir kısım. Bu nedenle binance gibi büyük bir borsada listelendiğinde fiyatının 2 yıl içinde 1000$ ve üzerine çıkacağı gözüyle bakılıyor (40-50 kat) Kısa zaman önce airdrop'unun yapılması da listelenme ihtimalini günden güne artırıyor.

Bazı kısa bilgiler:
* Listelendiği borsa olan Waves.exchange Rusya'da en çok kullanılan kripto borsalarının
başında geliyor.
* Waves.exchange borsasında işlem giderleri hem çok düşük hem de işlemler çok hızlı. şu an birim işlem 0.001 waves tutarında.
* diğer borsalardaki gibi müşteri hizmetleri ulaşılmaz değil, kendi telegram kanallarında 24 saat hizmet alabiliyorsunuz.
* KYC şartı bulunmuyor.

Çoğu reklam amaçlı, diğer çoğu da bilinçli kötü yorum oluyor. Sallamıyorum hiçbirini

Evet dikkate aliyorum. Bana fiş vermeyen esnafı, işini kötü yapanı da puanlayıp yorumumu yapıyorum.

Telefonda oldugum icin editleyemiyorum ama sonuncuya bir noktada katiluyorum. bot hesaplarla kendine guzel yorum yapann da cok ama anlasiliyor. Kimse bi pastane için, kurupastalari cok guzel, hijyen 10 numara, güleryüzün adresi x pastanesi diye yorum yapmaz. onlar anlasiliyor ve cok goze batiyor

Dikkate alıyorum, reklam için yazanlar az biraz belli oluyor. Memnun kaldığım yerleri bende yorumlarım. Ekşi de linçlere katıldığım da oldu.

evet

olumluları değil olumsuzları dikkate alıyorum

evet, asina olmadigim bir yere gitmeden once genelde bakarim.

Evet dikkate alıyorum, yodumda yazıyorum. Eminim benim gibi başkaları da yazıyordur

anomalisa
boy and the world
wolfwalkers

Spirited away

www.imdb.com

ayvalık'ta doğru düzgün arsa kalmadı malesef. yazlık arsa için intaland pelitköy taraflarına bakmanızı tavsiye ederim. altınova'dan iyidir.


hı parası çok önemli değil derseniz pahalıdan ucuza cunda adası, şirinkent/sahilkent mah, çamlık laka mevkii şeklinde gider.

burhaniye bahçelievler

Stihl
Ama o Zincir zaman zaman bileykenmeli. Ayrıca yakıt ve yağ karışımı konuyor. Bir de receubesizseniz dikkat etmeniz gereken şeyler var.
Elektrikli almaya bakın şayet kablo uzanacak gibiyse

bütçen çok kısıtlı değilse stihl ya da oleo mac alman sağlıklı olur. bim'e vs gelen motorlar çok uzun ömürlü olmuyor.

aşağıdaki motorların pala uzunluğu yeterli olur.

www.hepsiburada.com
www.hepsiburada.com

bende oleo mac 941c var. 2017'de 650 liraya almıştım. fiyatlar uçmuş gitmiş. istanbul'daysan karaköy'ü de bi gez. daha ucuza da bulabilirsin.

sondan başlıyorum, enpara'dan gayet memnunum, on üzerinden 9 veririm.
enpara birçok konuda komisyon almıyor doğrudur, ihtiyaç varsa aç bir hesap :)
payoneer kullanmadım, para gelişi hakkında cevabım yok maalesef.

Açın tabii. Durduğunuz hata. Garanti Payoneer'den yolladığım 50 dolaresin 25'ine çöküp kuşa çevirmişti. Enpara döviz transferinden alsa bile 20 TL komisyon alıyor, değişmediyse tabi. Enpara hesabımdan memnunum ama artık kampanyaları falan çok leş, evlerden ırak.

yüklü miktarlarda çekilmeyecekse teb atm'leri genelde avantajlı oluyor, payoneer hesabından direkt dolar çekiminde. tl olarak çekince kurdan da dövüyorlar iyice kuş kadar kalıyor.
geliriniz arızi değil de düzenli olursa vergi konusunda da sorun yaşamamak için gerekli adımları atın diye hatırlatmanızı yapayım.

Yanlış demişler Enpara da güzel komisyon kesiyor. Kuveyt Türk'ün Senin Bankan diye bir olayı varmış Enpara gibi. Swift ücreti almıyormuş diye duydum.

Aylık gelire bağlı kişiye zengin demem.

@zoghurt, maaş gibi düşünmeyelim ama.

1 milyon liralık iyi bir ev, 1 milyon liralık iyi bir araba, 1 milyon liralık birikim ve ayda 15, 20 bin TL gelir varsa en alt seviyeden zengin derim. Çünkü bugün evi ve arabası olmayan, birikimi olmayan birini sadece aylık geliri dikkate alarak zengin kabul etmek mantıklı değil.

Müstakil ev
Kaliteli bir araç
Yatırımlarda dolaşan min 250bin dolar
Aylık net 20bin gelir

aylık 60 70 bin almadan zor. 15 bin kafadan gider zaten ev benzin vs

"Pasif" geliri ayda net 50bin birim ise zenginlige giris yapmis diye dusunurum.

göreceli bir durum. tanıdığım biri var çeşitli kalemlerden pasif geliri yıllık 1 milyonu geçiyor ve çift asgari maaşlı gibi yaşıyor. bu parayı yine risksiz garanti pasif gelir getirecek işlere bağlayarak her yıl servetini arttırıyor.

organize bölgede düşük-orta ölçekli fabrika sahibi birini biliyorum yıllık geliri 1 milyonu buluyor ve kral gibi yaşıyordu. 1 yıldır pandemi nedeniyle işleri bozuldu ve borçlarını ödemeyez duruma geldiğini biliyorum. son durumu hakkında bilgim yok.

maaşlı çalışan aylık geliri olarak konuşuyorsak hem tr hem avrupa için 5-6 bin dolardan itibaren kaymak tabakaya girersin.

net worth olarak bakarsak türkiye'de 2018 verilerine göre 100k - 1m dolar arası en zengin %1,9'a sokuyor seni, yani ülkenin %98,1'inden daha zengin oluyorsun. 1m dolar üstünde %0.1 demek. www.seffaflik.orgürkiyede-Gelir-ve-Servet-Eşitsizliği.pdf

tamamen imaj olarak bakarsan ben de güzel bir villa sahibiyse o kişiyi harbiden zengin addediyorum. tüm detaylarıyla gerçekten çok masraflı müstakil evi sürdürmek. otomobil vs bunlar bir şekilde çözülüyor ama evin ayda birkaç bin lira ısınma masrafı olabiliyor.

ev var
araba var
çoluk çocuğu kolejlerde okutacak para var
yaz kış tatili için yurtdışı para var
yazlık var
pahalı hobi var

bu koşulları en 20 yıl boyunca sağlıyorsan bence lvl_1 zenginsin

Bu vizyona bağlı bi durum. Ofiate bi arkadaş var, aynı yaştayız, onun babasından kalan evi var, evlenince kocasının aldığı evi var, 200 bin tl bandında bi arabası var. Çocuğu var. Benden düşük maaş alıypr ama maaşı alır almaz tamamını alışverişe yeme içmeye kıyafete harcıyor. Bense maaşı alıp 3 kuruş kenara koymaya çalışıp kalanıyla da ev kirasını ödeyip asgari şartlarda geçinmeye çalışıyorum.

Tüm maaşını keyfine harcayan, yazın da yurtdışına gitmese de kendi vizyonuna göre en kral tatili yapan bu adam zengindir bence.

1 milyon dolar nakiti varsa benim için zenginliğe giriş yapmış demektir.

zenginlik gelire değil, servete bağlı bir şey bana göre.
aylık gelire bağlı kişi belki günün birinde "zengin" olabilir ama varlıklı olması zor.

öyle bir kavram yok ki. herkes farklı bir şey söyler çünkü zenginlik bir kıyastır tek başına bir olgu değildir.

bir kulübesi olan kişi sokakta yatan kişiye göre zengindir mesela. ya da bir şeye büyük demek için başka bir şeyle kıyaslamak gerekir. tek başına büyük demek bize bir fikir veremez.

Aktif olarak çalışmayı bıraksa, yine de yaşadığı refah seviyesinde ömrünün sonuna kadar değişiklik olmayacak insanlara zengin derdim ben.

yazmayi planladigim seyi burfak yazmis ustte. Benim tek zenginlik tanimim budur.

hayır gerekmiyor.

30 hazirana kadar yapılan satışlarda ödenmesi gerekmiyor. 1 temmuz ve sonrasında ödenmesi gerekiyor.

edit: hatalı cevap olduğundan kaldırıyorum.

31 Temmuz değil. Temmuz ayı içinde yapılan satışlarda MTV'nin ödenmiş olması gerekiyor. Yani 30 Haziran sonrası araç satılacaksa MTV'nin 2. taksitinin ödenmesi gerekiyor. Aksi halde araç üzerinde borç görünüyor ve satışı yapılmıyor.

Yoo su an gerekmiyor. İlk taksit yeterli bugun icin.

mesela 4 temmuz günü satış yapacak olursanız 1 temmuz itibariyle 2.taksit devreye girdiği için araç üzerinde borç varmış gibi görünüyor, bu nedenle ikinci taksitin ödenmesi gerekiyorki araç borçsuz görünsün satış işlemi gerçekleşsin..

sonuçta önceki arkadaşların yazdığı gibi 30 haziran akşamına kadar ilk taksiti ödenmiş aracı kolaylıkla satabilirsiniz

evet, istanbul sözleşmesi için

Evet.

Dün vardı bugün olmadı. Kozyatağı

boğaziçi için başladı ve devam ediyor

eğer araç temiz ve aracın yaşı çok değilse satmam.

mikahakkinen'e katılıyorum. faizin yüksek kalması sürdürülebilir değil ekonomik olarak. muhtemelen önümüzdeki dönemde faizlerin düşeceği ve doların 9-10-11'e doğru çıkacağı bir süreç yaşayacağız aynı geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi. o dönemde elden çıkarmak çok daha mantıklı olur eğer aciliyeti yoksa.

deuter deneyebilirsin. aslen outdoor markası ve samsonite'le filan şeklen hiç alakası yok ama çok güzel günlük, spor sırt çantaları da var.
ve malzemesi, işçiliği filan müthiş kaliteli. hayran bırakıyor insanı.

bendekine senelerdir etmediğim eziyet kalmadı, içine bir kendim girmedim ama yılların getirdiği kaçınılmaz yıpranma dışında bütün fermuarları, gözleri vs. her tarafı sapasağlam.

ama okul çantası dediğin şeye mi benziyor ona emin olamadım.

productimages.hepsiburada.net:webp

bütçen iyiyse tabii ki de bkz. thule

Ben Thule kullanıyorum. Memnun değilim. Case Logic daha iyi ve sağlam deneyimlerime göre. Ömür boyu garantili Samsonite'in de plastiği elimde kaldı resmen 10 senede.

Kaft'ın tam o ayar sırt çantaları var, zevkli görünüyorlar. Çok cepliler ve kullanımları çok pratik.

Kullanmadım ama herscel in modellerini beğeniyorum. Tek sıkıntısı ve bence önemli bir detay az cebi olması

Birde çanta araştırırken vakko nun online mağazasında güzel sırt çantaları görmüştüm

merhaba

thule enroute escort 2 ve herschel little america olmak üzere iki adet sırt çantam var. ikisini de 2-3 yıldır, değiştirerek hemen hemen her gün kullanmaktayım.

thule, her ne kadar genel olarak kaba bir çanta olsa da, özellikle yurtdışı gezilerinde valiz ihtiyacımı tamamen ortadan kaldırdı. birkaç t-shirt, pantolon, iç çamaşırı, kişisel bakım malzemeleri, laptop, tablet, şarj aletleri, not defterleri vs rahatlıkla sığıyor. ön tarafında bulunan sert malzemeden yapılmış olan güneş gözlüğü cebini de şahsen çok kullanışlı buluyorum.

herschel ise diğerine göre daha günlük bir çanta olsa da, yine yüksek hacme sahip. iki adet gözü olduğundan içine yerleştirilen eşyalar thule’de olduğu kadar düzenli durmuyor. laptop gözü kadifemsi bir malzemeden yapılmış, sağlam bir his uyandırıyor. her iki gözünde de bulunan mıknatıslı açma kapama klipsleri de gerçekten fermuara nazaran erişim kolaylığı sağlıyor. laptop, kalemler, eskiz defterleri, şarj aletleri, deodorant, e-kitap okuyucu vs taşımak için kullanıyorum. bence gerçekten rahat ve şık bir çanta. en büyük dezavantajı ise yan taraflarında şişe/termos taşımak için ceplerin bulunmaması. termosu çantanın içine atıp taşımaktan biraz çekindiğim için elimde taşımak durumunda kalıyorum.

iki çanta da 15” macbook için ideal. ancak 15.6” laptop taşımışlığım da var. ayrıca, thule’de laptop gözünün önünde tablet/e-kitap okuyucu taşımak için ayrı bir bölme daha var.

genel olarak bakıldığında ikisi de piyasanın biraz üstündeki fiyatlara sahip ürünler. ancak bütçeniz el veriyorsa eğer, ihtiyacınıza göre ikisini de öneririm.

deuter giant almıştım zamanında 150 tl flndı. şimdi uçmuş. ama 10 sene olmuştur galiba. hiç bir sıkıntım yok. 32 litrelik bu.

istersneiz daha ufaklarınada bakabilirsiniz.

Targus'un güzel modelleri var

Çak bi majezik keyfin yerine gelsin.

2 hafta önce benim de bacağım kopacak gibi ağrıyordu. Majezik içtim 40 dakika sonra geçti.

Majezik yok ama Arjantinli sağ açık Arveles var olur herhalde? :)

Onun kafası majezik gibi olmuyor baba.

Şaka şaka. Arvales kullanmadım hiç ama ağrı kesici ise onun da etkisi olur muhakkak.

acile git, hem corona testi yaptirirsin hem de kas gevsetici igne vururlar rahatlarsin.

sirt agrisi covid belirtilerinden biri, gecmis olsun

@exlibris hiç aklıma gelmemişti o ihtimal. Düsüneyim, sağ ol.

Muscoflex kas gevşetici. Pamuk yapar.
Üstüne bir de Elektra krem sürülürse uçurur.

Yüzde yüz garantili rahatlama için bardak çektir.

M1 kullanıcısı değilim çevremde alan oldu, internetteki çoğu taraflı tarafsız incelemesini benchmark'ını izledim.

Evet o kadar farkediyor, özellikle pil ömründe deli fark yaratıyor zira o performansı inanılmaz düşük güç tüketimiyle yapıyor.

13 pro düşünmeyin air düşünün epey fiyat farkı var aralarında ve işlemci neredeyse birebir aynıyken tek fark aktif soğutma, (pro'nun ekranı biraz daha parlak bi de) öyle çılgın işler düşünmüyorsanız air daha mantıklı sizin senaryonuzda.

Hatta çılgın işler yapanlar da ulan air mi alsaydık demeye başladılar gibi bu aralar sanki :)

Şu ana kadar hiç düşünmediğim bi alternatifi düşündürdünüz şimdi :)

"Air"ler bugüne kadar kesinlikle ihtiyaçlarımı karşılamayacak modellerdi bana göre, hiç almadım almayı düşünmedim ama madem öyle şimdi bi araştırayım.

Bu arada kullandığım programlar illustrator, photoshop, indesign vb...

Air ile Pro arasında çok çok az bir fark var artık M1 sayesinde. Bana göre Pro için ödenmesi gereken farka kesinlikle değmez.

Ve evet. M1 ciddi bir fark yaratıyor.

M1 çok çılgın bir performansla giriş yaptı orası kesin. Intel işlemcileri çoğu durumda rahatlıkla geçiyor.

Pro-air konusunda ise; render alacağınız durumlar varsa, CPU'nun uzun süre zorlanacağını bildiğiniz uygulamalar çalıştıracaksanız ve bunu iş için yapacaksanız kullandığınız programlara göre benchmark bakmak iyi olabilir.

para kazanılan durumlarda gelecek %10 performans çok önemli olabiliyor.

Şunu biliyorum.

seyler.eksisozluk.com

Her şey olabilir. Ben 1999 Gölcük depreminde çocuktum. Lego'larımla oynamıştım o akşam. Deprem olduktan birkaç gün sonra eve girmiştik. Lego'larım bıraktığım şekilde duruyordu. İnsanın başına bir sürü şey gelebiliyor.

O tür araçların mekanik arızaları oluyor, sahibinin ekonomik durumu bozulmuş olduğu için de yaptıramıyor, servis veya oto tamirci de aracını götür diyor ve evinin yakınında bir yerlere çektiriyorlar. Yürümeyen aracı ederine -ederinden kastım araın değeri - tamir masraflarının biraz fazlası gibi düşünün- satmak da çok zor. Bir süre sonra öyle kalıyor...

üstünde haciz vardı ya da ederinden fazla vergi borcu vardır onu ödeyip satmakla uğraşmaz kimse. eski hurda araçlar ben de görüyorum ama dubai misali milyonluk jeep hiç denk gelmedim.

Cihangir'de komsunun araci boyle 10 sene yatti, 79-80 model bmw. Plakasi 34 BJK idi, adam araba kullanacak durumda degildi zaten yasliydi, arac bitikti her gelen bir parcasini sokuyordu ama plakasi icin astronomik bir para istiyordu. Sonunda biri cikti satti arabayi..yani plaka yuzunden yatiyor olabilir.

Annemin apartmanının önünde, benim de evlenmeden önce yaşadığım ev oluyor. Biz ortaokuldayken en üst kat komşumuz karısını çoluğunu çocuğunu bırakıp rusa kaçmıştı. Arabası hala apartmanın önünde duruyor. Neden çektirmediler oradan bilemiyorum.

farkı kırık plkasız bir araç park yeri kaplıyordu şikayet ettim çektiler
bazılarının hikayesi böyle bitiyor

Birikmiş vergi borcu ya da çok yüksek tutarda mekanik arızadır sebebi.

Genelde sebebi büyük motor arızası oluyor, o an yaptırmaya gücü yetmiyor sahibinin, ya da satsa alınacak bir değerde olmadığı için müşterisi olmuyor.

Genelde az bulunan ve az bilinen modellerde yaşanır bu olay.

Diğer türlü sahibinin ölmesi/kaçması/kaybolması gibi olaylar nadirdir herhalde.

Benim en büyük hayallerimden birine parmak basmışsınız. Bir gün uyucam şeytana kurucam bir ekip sokak sokak toplayıp tek tek toplayıp hurdacılara okutucam. Kadıköy tarafında da çok var :D

Abi hayal diyince daha maneviyatlı bi şey sanmıştım ama o da iyiymiş hahahh :))

@ayakkokususeveninsan

Yeşil çay icin günde 2 bardak gibi bir miktar öneriliyor genelde. Belki biraz bal karıştırabilirsiniz.

40 dereceden daha sıcak bir şeye bal karıştırılmaz.

Poşet yeşil çaylar güzel değil.

Bunu içiyorum her gün, tadı poşet çaylara göre daha hafif ve güzel. Sade ya da tarçınla içiyorum.

www.migros.com.tr

Ben 3 kahve+1 yeşil çay içtiğim için kahvenin ikamesi olur mu bilemiyorum. Normalde de sağlıklı beslenip yanında yeşil çayımı içerim. Tek başına çaydan bir şey beklememek lazım.

Jazzabelin gönderdiğinin bir de pudra halinde japon matcha'ya benzer hali var. Toz olduğu için etkisi daha yüksek oluyor sallamalara göre. Suya karıştırıp içince tadı inanılmaz kötü olabilse de kahveden daha değişik ve güzel bir kafa açma etkisi var. Sırf o nedenle tadını sevmeye bile başladım.

Peki ben bunu normal siyah çayla harmanlasam ve siyah çay yerine içsem olur mu?

Her gün 2 bardak çay içiyorum nasıl olsa. Yeşilin tadı siyahı çok bozar mı?

@mirket sıcak sıvıya neden bal karıştırılmıyor? Ben bazen çaya şeker yerine bal atıyorum.

40 derecenin üzerinde besin değerleri ölüyor. Şekerden bir farkı kalmıyor. Zararlı olduğunu iddia edenler de var.

Aslında tavsiye edilen yöntem şu: Tam duruşu yaptın. Ardından vitesi boşa alıp el frenini çektikten sonra fren pedalını bırakıyorsun ve ardından tekrar frene basıp P'ye alıyorsun. Araç rampada duruyorsa bu yöntemle vites boştayken ve el freni çekiliyken freni bırakınca aracın yükü frene biniyor, şanzımana değil. Şanzımana yük binmesi uzun vadede sorun yaratabilir. Rampa olmayan yerlerde bunu yapmak çok önemli değil ama alışkanlık oluşması açısından sürekli yapılırsa daha iyi tabii.

Yokuşta park ederken yapıyorum. Yükü şanzımana değil el frenine vermek için. Düz yolda gerekli olduğunu sanmıyorum.

vites önce N alınır. El freni çekilir sonra P alınır.
sebebi şanzımana yük bindirmemektir.
özellikle bendeki dsg şanzıman gibi hassas bir şanzımana sahipsen kesinlikle öneririm.

@himmmet dayi ekstra 2 kere frene basma olayını da yapayım ben. ne olur ne olmaz.

@alt4y

ekstra 2 kere frene basma olayı tamamen vitesi değiştirmeyle alakalı.
Aracı durdurmak için frene mecbur basıyorsun zaten :)
Durduktan sonra freni bırakmadan boşa alıp el frenini çekiyorsun. Sonra freni bırakıp aracın yükünü el frenine yüklüyorsun. Tekrar frene basıp P'ye alıyorsun. Çünkü frene basmadan vites değiştirilemiyor.

şehir efsanesi bu P'ye almadan önce N'ye geçirmek falan. Dünyanın hiçbir yerinde ne gördüm ne duydum böyle bir şey. şanzıman o kadar kolay dağılan bir şey değil. çok yokuş bir yerde değilsen direkt geçir P'ye sonra ister el frenini çek ister çekme.

Direkt dan diye geçiyorum, neden n'ye alayım önce anlamadım.

Yokuş değilse gerek yok, ama yokuşsa mutlaka yapın, şanzıman kilit kırılmasının önüne geçersiniz.

Amaç aracın yükünü el frenine yüklemek. Düz zeminde çok gerekli değil amaaa sen düz zeminde de yap ki kas hafızası olsun, alışkanlık olsun.

Düşünüyorum. O kadar.
Param şimdilik sadece bu kadarına yetiyor.

Hem de deli gibi dusunuyorum. İzmir depreminden sonra ozellikle, apartmanlar ustume ustume geliyor geceleri uyurken. İlk firsatta tuymeyi dusunuyorum buradan. Becerebilirsem tabii, paraya bakiyor boyle seyler sonucta :/

Tarla tapusuna prefabrik koyarsınız ama izinsiz olduğu için riskli.
Bizim de Sakarya Kocaali’de var arsa ordan biliyorum imar izni onaylandı şimdi konduracağız bakalım minik güzel bir ev.
Konum olarak Kocaali’yi bir araştırın derim hem heniz kenarı hem İstanbul’a yakın. İnsanlar genelde almancı yazdan yaza gelen tipler güze bir ortam var.

1 senedir, site içinde müstakil evde yaşıyorum yer didim.
Baya keyifli bir şeymiş yahu, bana çok derdi var diye öğretmişlerdi.
1 senede 1 2 küçük tamirat yaptırdık ama taş gibi oturuyoruz

Mobilden editleyemiyorum da, yeni bir cevap olarak eklemis olayim, resmen dert yanacam:D gectigimiz ekim ayina kadar İzmir'den kopamam, yok sosyal hayat yok su bu derdim... Ekim ayindan beri sakin bir yerde mustakil bir evim olsun, toplayim tasi taragi gideyim, kapisinin onunde bir avuc topragi olsun bana yeter diyorum. Canim cok mu buyuk sehir cekti? Atlarim hafta sonu gelirim diyorum simdi. Resmen tuyup gitmenin pesindeyim, bir deprem ile emekli kafasina girdim. Uzerime bilmem kac kat apartman yikilacaksa sicarim izmirine.

mustakil evde yaşıyorum, sehirdeki o üst üste konmuş kutucuklarda yasayan insanlarin nasil bıkmadan yasadiklarina sasiriyorum.

onerim, yasayınız mutlaka.

Düşünmüyorum. Ailemin Beykoz’da hobi olarak aldığı böyle bir evi var. Ciddi emek ve zaman istiyor. Çalışan insanın yılacağı şeyler.

akşam komşu her işten eve geldiğinde düşünüyorum. mübarekler kendi evlerine değil sanki benim evime geliyorlar. düşüncemi bir gün gerçekleştirmek nasip olur mu bilmiyorum. şile ağva düşünen varsa elini çabuk tutsun, yol yabıyolar oralara arsa fiyatları artar 5-10 yıla :D

Ben rezidans ya da site insanıyım. Müstakil ev hem zahmetli hem de güvenli de gelmiyor bana

Şu an böyle bir arayıştayız. Türkiye’nin neresi olursa olsun farketmez çomarsız bir alan olması yeterli.

Arabaya bagimli olmayi sevmiyorum o yuzden hayir. Bir de mustakil ev demek tum binanin sorumlulugu sende demek. Yeni olunca pek farkedilmiyor ama uzun vadede bakimi tadilati falan isi cok.

dusunuyordum ama artik cok da dusunmuyorum.
yaslandiginda oturmak icin cok zor ve de tehlikeli
maddi olarak cok zorlanmam gerek almak icin ne gerek var
mustakil evin cok derdi olur
hayvanlari kolelistirme gibi bir hayalim yaten yok

Müstakil evin bahçesinde koyun/kuzu/tavuk beslemek hayvan köleleştirmekmiş bunu da öğrenmiş oldum. Şimdi gidip evdeki kedilerime biraz daha çalışmaları için baskı yapıcam.

Yanıtlar için teşekkür ederim.

istanbulda kaos var, tek derdim mustakil ev yaptirmak su an, onla ugrasiyorum, dayanamiyorum bu kaosa. hareket edemiyorum, istanbulda yasamak hayat degil.

nezih denilebilecek bir semtteyim. 17.30 sonrasında bulunduğum semtte ara sokaklar bile dolu olabiliyor.

Evet inanılmaz sıkışık trafik, tespitin doğru. Ne olacak bu işin sonu --> trafik artmaya devam edecek. istanbulda trafiğin azaldığı bir dönem olmadı ki hiç. insanların %50'sinin başka şehre taşınması lazım :)

hafta içi gündüz bile trafik oluyor artık, hem de ara sokaklarda oluyor ana yolları geçtim.

gözlemlerim ve çevreden duyduklarım şu şekilde:

1 - pandemi sebebiyle imkanı olanlar kişisel aracıyla çıkmaya başladı

2 - akşam 21.00 yasağına yakalanmamak için koşuşturmaca erkenden başlıyor

Son dönemlerdeki yoğunluklara göre İstanbul genelinde trafik yoğunluğunda kritik eşiğin aşıldığı ve bundan sonra İstanbul'da her saat herhangi bir noktada trafik sıkışıklığı olabileceği tescillendi.

20 yıldan fazladır bu trafiğin kar topu gibi büyüdüğünü çok yakından gözlemledim. kademe kademe her anına şahit oldum. üniversite başka şehirde okurken her gelişimde biraz daha sıkışık oluyordu.

zamanla iş çıkışı trafiği denen bir şey kalmadı. 3te bile e5te trafik olabiliyordu. başlarda garip geliyordu öğle saatlerindeki sıkışıklık. ama o da olağan bir durum haline geldi.

sonra bizim burda çok ana cadde bir yere pazar kurulur. pazarın olduğu gün o civar kitlenirdi. daha sonra o trafik 7 güne yayıldı.

akşam bizim buralarda kaldırımda kenarında park yeri bulmak zordu. herkes tek sıra park ederdi. artık insanlar kaldırım köşesine arabanın kıçı dışarda kalacak şekilde çapraz koymaya, garaj karşısındaki kaldırıma park etmeye falan başladılar.

sanırım artan nüfusla birlikte orantılı olarak araba sahibi sayısı da arttı istanbulda. "ekonomi kötü diyolla ama herkesin evinde 2 araba var yigenim" muhabbetine girmeden en mantıklı bu şekilde açıklanabilir. valla nereye gideceğini ben de merakla bekliyorum. Bi şekilde su yolunu bulur ama istanbulda araba sahibi olmak biraz külfet gibi. işlek yerlere giderken önceden park edebileceğim bir yer var mı civarda diye araştırmak gerekiyor artık. giderkenki trafik çilesinden bahsetmiyorum bile.

2 Seanslık bir olaydı sanırım, 1.sinde açılır dübel atılır sonra bir süre beklenir, ikincisinde implant diş takılır.

Eve geldiğimde ağlamıştım benimki biraz sıkıntılı geçmişti, acı eşiğim yüksek değildir ama kolay kolay ağlayıp bağırmam fakat uyuşturucunun etkisi gittikten sonra evde ağlamıştım gerçekten :D

ama sonucuna değiyor.

Benim hekim bu işlemden önce Yakınlarda bir hastanede iğne yaptırmıştı ne işlem sırasında ne de sonrasında ağrı falan olmadı

hayır, belki kanal tedavisinden bile daha kolay.
sadece dikişli iken bir kaç gün yemek içme dikkat etmek gerekiyor.

Fiyatlar ne civarda peki?

2500 tl ile 1000 euro arasıda implant değişir. üstündeki porseleni de 600 tl ila 3000 tl arası değişir.

hayir diyenler olduguna gore kisisel bi durum demek ki.

3 tane yaptirdim. evet agrili oluyor. sonucta deriyi kesip, kemige delik acip vida takip, deriyi dikisle kapatiyorlar. ayni zamanda yuzum cenem su toplayip sismisti. ama 1 haftaya falan geciyor hepsi, yapildigina da degiyor. fakat agrisiz demek de cok dogru olmaz.

ağrısızolma şansı yok kemiği delip vida çakıyor ağrı kesin var ama değiyor

Önce 8-9, şimdi 2-3.

Valla salgın öncesinde de çok parlak değildi durumum ama şu son 1 aydır 1/10, bittim resmen.

genellikle 1 ara ara 2 ye çkıartmaya çalışıyorum. Ama pek olmuyor

Hem enerji seviyem düştü, hem de sürekli kendimi dinler oldum.

önce de şimdi de 6-7/10. salgından etkilenmedi.

Önceden 2-3 şimdi 6-7

salgın öncesi 8 civarı
şu an 1 ile 4 arası gidip geliyor.

şu an evden çalışıyorum, ailemle yaşadığım için onları riske atmamak için neredeyse hiç çıkmıyorum.

salgın öncesi 08-18 ofisteydim. kendi evimdeydim, evi çekip çeviriyor, haftanın 3 günü spora gidiyordum. her gün 2-3 saat trafikteydim.
spora gitmediğim diğer günler mesaiye kalmamışsam mutlaka bir programım oluyordu. ayda 2-3 kez iş seyahatim oluyordu.

şu an bunları yapacak enerjinin çeyreği yok, bazen duşa girmek zor geliyor.

paleti denemedim ama diğer ince plastikler kopuyor. kar çorabını ilk kez gördüm.

geçenlerde çok fena bir kar vardı düzce'ye gitmiştim. öncesinde de ne olur ne olmaz diye kar çorabı almıştım. matte marka. çok fena bir kar bastırdı, otoparktan hiçbir araba çıkamadı. koca koca tırlar sitenin bahçesinde kaldı. taktım çorabı mis gibi, tık demeden çıktım.

kesinlike kar çorabı. ama tek dez avantajı düşü hız gerektiriyor olması ve kardan çıkınca sökmek gerekli. benim aracım xl ölçüde lastikleri. o bile dar geldi takarken ve özellikle ıslak olduğu için çıkartırken çok zorlandım.

Çorap. O paletler 2 patinajda kırılıyor hemen.

İkisininde 9mrü ilk patenaja kadar.varsa iyi zincir alıp kullan8n,

aile hekimliğini arayın yeter. onlar ayarladılar, ertesi gün de aşıyı vuruldu. büyükanne biz öyle yaptırdık.

@ada meltemi,

Bağlı olduğumuz aile hekimini aradık, buradan randevu veremiyoruz dedi.

mhrs deneyin

şuan 65 yaş üste başladı randevular. sistem yüklendiğinden hata veriyor. E-nabız hata veriyor. MHRS'den deneyin, sistem vermez ise bir süre sonra yeniden deneyin.

Dün gece 11 gibi 65 yaşa aldım hem de bugüne. Fakat başında bekledim sistem açılır açılmaz aldım. 70 yaşa dün komple açıktı. Haberiniz olmadı herhalde. Hem mhrsden hem enabızdan alsım 2 kişiye. 65-75 yaş arası çok yığılma var. Acele edin, bir ikinay sonraya atabilir randevu.

70 yaşındaki babam için dün akşam üstü bu sabaha 182’den randevu aldım

saatlerdir deniyorum ne 182 ne mhrs çalışıyor.
sabah 6'da kalkıp babasına randevu alan arkadaşım var ama gün içi patladı sanırım.

bizde babama alamadık ilk etapta. sağlık ocakları randevu vermiyor. daha sonra özel bir hastaneden aldık, ücretsiz yaptılar.
yakınlarınızdaki özel hastaneleri deneyebilirsiniz.

Şu ara paralel evren bilimkurgu

Francois ozon evde, bu yakında gidecek o yüzden izle

Wes Anderson filmlerini izle. Eglenirsin

Ana sayfad görünmeyenlerden favorim olan victoria var, başından sonuna gece ve tek plan berlin sokaklarında aksiyon

Gaspar Noe ve Nuri Bilge filmleri

Söz konusu supplement olunca aliexpress topuna hic girilmez bence. Solgar ve benzeri markalari tavsiye ederim.

Zaten Melatonin her gece kullanilacak bir sey degil. Vucudun kimyasini bozarsiniz. O yüzden biraz fazla ödeyin ve iyi bir marka alin.

Alamazsınız, gümrükte kalır.

reçete ibraz edince gümrükten geçirilebiliyor, satıcıya güveniyorsanız alabilirsiniz. now diye bir marka var ürünleri güzel.

5-6 ay kadar önce almıştım sorunsuz geldi. Reçete falan da göstermedim.

Akşamdan kalmalık ne ki bir sebebi olsun?

Yani uyanınca vücut kalan alkolle kendini iyi hissedebiliyor sabahları. Sonra etkisi geçince yorgunluk kalıyor. Ben de bazen enerjik ve mutlu uyanıyorum birkaç saat içinde geçiyor yerini yorgunluğa bırakıyor. Tüm gün kahvaltı etmesen sorun olmamasını açıklamıyor tabi bu.

akşam boyu içince gece boyu devam ediyor alkol + böbrek hidrasyonu.
sabaha biraz yorgun uyanıyor.
sabah biraz yiyince yeniden uyanıp haber veriyor size. beni fazla yorma/ ikide bir yorma diye.
içtiğinize + böbreklerinize + su tüketimine dikkat edin.
yaşınız da ilerlemeye başlamış daha dikkat edin derin.

Bunu Ekşi'de yazmıştı biri.

eksisozluk.com

Ya başka balık ayıklanıp veriliyor ya da daha önceden ayıklanmış balık veriliyor.

Olabilir mi olabilir. Hep aynı balıkçıdan al. Kanka ol. Gittiğinde mesela abi 10 dk bekle taze balık gelecek halden sana bundan vermeyeyim, çay icedur diyen adam lazim sana. Bunun içinde aynı balıkçı + samimiyet. 3 - 4 kez de 100-150 lira üzeri alışveriş. sonraki alışverişte abi geçen haftakiler çok iyiydi eline sağlık bayağıdır böyle balık yememistim falan de :D bir zaman sonra arkaya ses gider zaten abime şundan ver vs gibisinden.

Yoksa adam elindeki bayatlari bitirmek zorunda herhalde devamlı müşterisine vermez bayat balığı :)

mahallenin balıkçısından alıyorum. Gözümün önünde ayıklıyorlar. Dediğiniz gibi yapsa kimse tercih etmez.

Ama işlek yerlerde yapıyo olabilirler...

Artık ayıklatmıyorum. En son ayıklattığımda 2 kiloya yakın dil balığı almıştım, adam ısrarla temizleyelim deyince olur dedim , sen alışverişini yap hazır olur dedi balıkçı. Normalde balığımı hep ben temizlediğimden ne kadar fire çıkar aşağı yukarı bilirim. Döndüm yarım saat sonra ödemeyi yapacağım , torbayı elime tutuşturdu bir gariplik var. 1 kilo var yok , attım önümde duran tartısına 1 kilo bile gelmedi. Hayırdır diyorum abi kafa , deri diyor ( 2 kilo orta boy dil'den 400 gram fire gelmez,balığın içi ve kafası küçüktür) bırakıp döndüm yürümeye başlayınca bağırıyor arkamdan. Hiç sallamadım , bir daha da tezgahının önünden geçmedim. Ben ki haftalık 250 tl deniz mahsulü tüketirim , ben kaybetmedim ama bu tezgahı yiyen çok dikkat edin.

metro marketten gonul rahatligiyla taze alabilir/ayiklatabilirsin.

büyük merkezlerden alışveriş etmem. dürüst esnaf yok mu oralarda, elbette var. ama kurunun yanında yaş da yanar.

Kesinlikle bir şeyler dönüyor.
Ayıklayıp koyuyorlar ve önce onu satmaya çalışıyorlar. Yok derseniz bu defa suda yüzenlerden vermeye çalışıyorlar. Yine yok derseniz
tezgahtan verip ayıklayalım mı deyip ayıklama sırasında da bir şeyler çeviriyorlar.
Elle kontrol edip ayıklatmadan alıyorum.
Ne yazık ki memleket her yönüyle ahlaksızlığa batmış.

Migrostan carrefourdan alın ögüzünüzün önünde ayıklıyorlar

İzmirde öyle bi şeye rastlamadım ben daha ama ben de ayıklatmıyorum da sebebi bu değil. Baştan savma ayıklıyorlar ben yine gelince kendim uğraşıyorum.

Normalde ayıklatıyordum ama ayıklandıktan sonra olması gereken ağırlığın çok altında çıkınca bıraktım.

Ankara'daki hiçbir balıkçıda böyle bir şey görmedim. Muhtemelen orası İstanbul ve sizi iyi düdüklüyorlar.

Bizim balıkçılarda ayıklayan adamın arkası müşteriye dönük olur,başında bekler görürsün. Sakarya, bahçeli, öveçler, ulus hal. Hiçbirinde böyle arkasına geçilmeyen, arkası görülmeyen tezgah görmedim.

"Genelde Üsküdar/Kadıköy balık çarşılarından alıyorum."

evet tam da bu tur dalaverelerin dondugu yer bu iki merkez. buyuk marketlerde bu isler olmaz cunku ayiklayan kisinin bir kari yok. o balik carsilarinda ise rekabet ve acgozluluk oldugu icin boyle seyler hep olur. gorunen o ki ya kendi mahallendeki balikcidan alacaksin ya da buyuk marketlerden.

Ben de ayiklatiyorum ama ya bizim balikcidan ya da Migros'tan alıyorum; söylediğiniz gibi bir şeye hiç denk gelmedim hatta aklımın ucundan bile geçmemişti.

sokakta satan tipler varsa onlardan al. Zaten arkada temizleme gibi bir durum olamıyor ve taze satıp bitirip gidiyorlar.

kitap oluyorum, ehliyet kursuna gidiyorum, kiz arkadasimla gorusuyorum, spor yapiyorum, bugun biraz alisveris yaptim ustume basima. futbol liglerini takip ediyorum, arada online tavla antrenmanlari yapiyorum. iki de dizi var ekrandan takip ettigim... uzerine yemekti memekti derken OHA YINE GUN BITMIS!

kitap oluyorum... metamorfoz da geciriyormusum anlasilan :D

parka cikip ordek besliyorum arada da, super aktivite.

isin garibi ordekler martilari puskurtebiliyor, hic beklemezdim.

Başlarda ertelediğin hobilerle, filmlerle, kitaplarla güzel gidiyor. Hafta içi dışarı çıkıp rahat rahat gezebiliyorsun az kalabalıkta. Ama geçim sıkıntısı, işsizliğin süresi yavaş yavaş insanı bunalıma sokuyor.

Cok calisiyorum covid in basindan beri.