Ekşi Duyuru

30 kg ile limit olmaz. Göğüste bar ile gitmeye başlama şansını neden kullanmıyorsun? Broscience yapmak istemem ama dips bench press için destekleyicidir derler, bence haklılar. Sırt için barfiks düşünmez misin? Sadece dambıl mı bi de? Kendini.kuvvetli hissetmen için muhteşem üçlü, squat, dl vr b.pressi serbest ağırlıkla, tercihen barla yapmalısın yav. Bunları yapmıyorum deme. Sakın bunu deme..

Toplamda 60 kg ye sabitlenmiş göğüs skorları, başlangıç seviyesinn az üstü. Bence ciddi şekilde yerinde saymanda bazı sebepler var. Yapısal sorunlat bunlar.

Squat yap.

(bkz: #42254061)

yardimlariniz icin tesekkur ederim.
sirtta lat ve row yapiyorum...
lunge bol bol yapmaktayim, ama dl/squat gitmedim hic.

o halde ufaktan dl/squat/dibs'e gidiyorum.

Daha yeni ayrılmışsan bi süre garip hissetmen normal. Insan çıplak kalmış gibi oluyor.
bi süre mal gibi duracaksin sonra yavaş yavaş kaşınmaya başlıcaksn, hormonlarin sağolsun:)
Ben bi sonraki aşamaya geçtim. Tinder arzsızı oldum şimdi ondan da sıkıldım bakalım nolcak

tinderde bi cacık yok.
6 aydan fazla açma arayı kardeş, ben açtım, 2 yılı geçti :(

soru ne?

sorun ne?

başta böyle hissedip sonra iyi oldu iyi dersin belki de. nerden mi biliyorum?

Bits and pieces

rip up, parça pinçik etmek yerine kullanılabilir.

sabah sabah büyük yaraya parmak bastın. o sorunu çözemiyorum, o yüzden yok olmak ile var olmak arasında sürünüp gidiyorum.

aşık oluyoruz

ne kadar dertlisiniz ya! sürekli ağlıyorsunuz. lütfen gidip sessizce ve yalnız başınıza bir köşede ölür müsünüz?!?

kalp ameliyatı olmuş biriyim ve sağlıklı olduğumdan dolayı mutluyum.

mutlu olmayı deneyin!

Üzerine düşünmeyerek.

inanç.

hottamale yine mi sen ya, gene günün geri kalanını şarkısını söleyerek geçircem poff
hot tamale hot hot tamaleee

Şans eseri hayatta olduğumuzu, ilgili yumurta-sperm birleşiminin tamamen şans eseri olduğunu unutmuyoruz. Doğarken milyon tane rekibi elemiş oluyoruz. Bunu da ortada ulu bir amaç olduğu için yapmıyoruz, tamamen öyle denk geldiği ve evren olarak bir rassallık denizi içinde yüzdüğümüz için böyle olduğunu hatırlatıyoruz kendimize. Herhangi bir şey için neden aramıyoruz, "Evren nasıl sorusu oluştu" gibi bilimsel sorular dışında. Sonra "scale of universe" denilen siteye girip, hatta şuna bakıp ( www.youtube.com ) aslında bir karıncadan ya da bir orangutandan çok da farkımız olmadığını görünce rahatlıyoruz.

Bir yandan özelliksiz olduğumuz için evrenin sorumluluğunu üzerimizden atıyoruz. Bu bizi rahatlatıyor, çünkü kişi olarak da insan ırkı olarak da varlığımızın bir anlamı, dolayısıyla bir yükü de yok.

Ama madem şans esri hayattayız ve kısa bir süre buradayız yeniden doğaya karışmadan önce; o zaman bunun da tadını çıkarıyoruz. Biz ne istersek o anlam o oluyor. O anlam vatan kurtarmak da olabilir, gününü gün etmek de, insanlık için çalışmak da. O tatmini ne verirse mutlu oluyoruz ki, oyun bittiğinde selamımızı vererek "Evet, ben de buradan geçtim. Şimdi sıra yenilerde" diyebilelim.

kendimi çok önemsemeyerek. bir köpek,ağaç, amip niye yaşıyorsa o yüzden yaşıyorum. keyif almaya çalışıyorum.

Küçük şeylerle mutlu oluyoruz. Ama o küçük şeylere dahi ulaşamayınca çözememiş oluyoruz.

Intihar et

"Hayat saçmadır. Bu saçmalığı görüp ona son vermek de saçmadır. En iyi yol kahramanca yaşamaktır” -Albert Camus

@aychovsky'nin yazdıklarını yazmaya gelmiştim ben de.

varoluşunun ne kadar uzun bir tesadüfler zincirine bağlı olduğunu unutma. bu zincirdeki en ufacık bir oynama sonucunda sen veya ben burada olmazdık.

varoluş bir sorun değil, sadece bilincin yerinde olduğu sürece işleyen bir saat. zamanını ister buhranlar içinde harcarsın, ister kıçını kaldırıp yaşadığın anı anlamlı kılmak için bir şeyler yaparsın. bu anlam da kansere çare bulmak gibi ihtişamlı bir amaç olmak zorunda değil, senin hayatının şartlarına göre seni mutlu eden, ileriye taşıma potansiyeli olan her şey olabilir.

neil degrasse tyson abimiz ne diyor, biz şu anın mahkumlarıyız ve sürekli geçmişten geleceğe yolculuk halindeyiz.

geçmişe ve geleceğe müdahale edemiyoruz, sadece yaşadığımız anı şekillendirebiliyoruz. o halde varoluş sorununu çözmüyoruz, onu olduğu gibi kabulleniyoruz ve anların bileşkesi olan ömrümüzü mümkün olduğunca güzel anlarla doldurmaya çalışıyoruz.

10 senelik ilişki zart diye bitirilmez

merak ediyorum, 10 sene sonra kardeşin gibi hissediyor musun? çekim devam ediyor mu yani?

benim en çok korktuğum şeylerin başında.

@douchebag samimiyet artiyor, ama annen baban kardesinle yasadigin samimiyete hic bir zaman ulasmiyor tabi.

ama kardes gibiden kastin nedir tam olarak?

dokuz yıllık ilişkiyi bitirdim, üstelik nişanlıyken. ucunda ölüm yok. 30 senelik evlilikten sonra ayrılmış çift tanıyorum.

hayat devam ediyor. takılma bu kadar, zaten 10 yılın geçmiş. gönül ister ki olsundu. ama olmuyorsa da, e yani...

cinsellik sıfıra yakına inmiş olabilir. birlikte yaşadığın birisi haline gelmiş olabilirsin onca seneden sonra.

@mermize ayni durumdayiz sanirsam :/

@douchebag eger olayi cinsellige indirgiceksek, cekim devam ediyor.

cinsellik devam ediyordu, o konuda haklısın. ama o kadar fazla anlaşmazlık, o kadar fazla kavga oluyordu ki, cinselliği düşünmüyordun bile. o denli.

en kötüsü de kavga olacağını bile bile ya da olduğunu gördüğün halde normale döndüremiyorsun. ki o zaman anlıyor insan: 'ben bununla mı bir ömür geçireceğim?' bu soruyu sormak lazım. yanıta göre de bir pozisyon almalı insan. çok kahrımı çekmişti, keza ben öyle; allah razı olsun bu konu için. ama onunla evlenmediğim her dakika için şükrediyorum.

@mermize tabiyatim sebebiyle kavga edemiyorum :)
normale donemeyecek durumlar var gibi. takim ruhunu kaybetmeye basladik. iliskinin gelecegi konusunda hem fikir degiliz. (hatta bi kac gun oncesine kadar epey out-of-phase oldugumuzu farkettim.) acikcasi bu sorunlar son uc senedir vardi ama iste insan egolarindan ve onceliklerinden vazgecemiyor, gormek istemiyor vs.

herhalde onemli olan gunahiyla sevabiyla kabullenmek.

iyi düşün ben geçen sene eylülde 5 senelik ilişkimi bitirmiştim, bugün yıldönümü bide halen özlüyorum :/

mirty'ye katılmıyorum. 8 seneyi yaz başı bitirdim, severek de ayrılmıştık gibi oldu. Hayatımda verdiğim en anlamlı kararmış. Hayat güzelmiş ve devam ediyormuş.

böyle rahat konuştuğuna göre kadınsındır. fıtratının gereğini yap. ayrıl. hayatlarınız başka yöne gidiyor derken de muhtemelen toplum basamaklarında geri kaldı çocuk. durduğun kabahat. zaten günün birinde ayrılacaksın. pat diye ayrılmadan, detaylı konuşarak ayrıl. çocuktan da rica et unutalım zamanla bla bla... bi de mümkünse 1 sene içinde evlenme. o çok koyuyor.

@camfrog erkekim.

sorunlarin cozulmeyecek gibiyse bitir. bunun degerlendirmesini sen yapacaksin. simdi bitmezse 5 sene 10 sene sonra yine biter. o zaman 10 senelik degil 20 senelik iliskiyi nasil bitirecegim diye dusunur, her seyi iskalarsin.

iki sene once 7 yillik iliskimi bitirdim, hayatimda verdigim en iyi karardi. @aychovsky'nin dedigi gibi hayat devam ediyor.

yaşlar kaç?

kız evlenmek istiyor sen istemiyorsun, kız da ''evlilik için vakit geçiyor'' diye mi ayrıldı?

@neferkitty 30/30

aynen oyle, gerci bende niyetsizlik yok. ama karsi taraf cok niyetli.
durumumuz yoktu kardes evlenemedik.

chicago

Hayır. Newark. Abd'ye giriş yaptığın yerde geçersin pasaport kontrolünden, sonra iç hatlara gidersin.

doğru ya newark, yanlış anlamışım ilk okuyunca.

hepinize tesekkur ederim. anlasilir yazamadigim icin de hepinizden ozur dilerim.

adobe after effects.

aradigim site www.wordle.net

tesekkur ettim.

www.microsoft.com

vektörel istiyorsunuz sanırım. bu küçük boyuttaki resmin üzerine vektörel çizilerek 10-15 dk da halledilebilir. gayet basit bir resim. benim alanım değil ama geçen sene inkscape indirip hemen halledebilmiştim.

ok. eyvallah. satin aldim coktan ama aklimda dursun, sikilmiyim bi daha.

www.eksisozluk.com

Satori(Don Winslow)
Eğer gerçekten trevanian seviyorsan...

Alex Garland - The Beach.

sabit siks yedeklemek çok riksli bir iştir

şaka bi yana winscp'de senkronizasyon seçenekleri var (ama kullanmadım). Genel olarak winscp epey sağlamdır.

(1/2)*i*e^(-i*w0*abs(t))-(1/2)*i*e^(i*w0*abs(t))

temelde uzatabilsen de yanlis bilmiyorsam defter ücreti ödemeniz gerekiyor.

her iki senede bir defter ücreti vermektense ki toplamda 60€ üstünde yapar bikac sene icinde temiz temiz 10 senelik pass alman hayrina diye düsünüyorum.

pardon bu arada uzatamazsin,yeni pasaport düzenlenmesi lazim adina,yeni pasaportlar uzatilamiyor.ama yazdigim gibi her iki sene icin bedava alinabiliyor ama defter ücreti ödenmesi lazim,uzatma degil yani yukardaki,yeni pass düzenlenmesi.

Yurt dışında yaşıyorum. Dediğin tarz bir şey mümkün değil. Ücreti ödemen lazım.

Almanya'da öğrenciyim. bir yıl kadar uzatılabiliyordu eski pasaportlarda ücretsiz olarak. daha fazla uzatmak mümkün değildi, parasını vermek istesen bile.

şimdi eski pasaportu uzatmak istersen yeni pasaportlardan veriyorlar (bordo olanlardan, çipli). eğer zaten onlardan varsa onları uzatamıyorsun, yenisini çıkartıyorlar, o zaman defter parası alabilirler evet.

en kestirme cevap için sen bir konsolosluğu ara.

önce besmele çek
aynı adlarla google da ara.
bulamzsan update etmeyi dene.
o da olmaz benzer bi pc den copy paste
o da olmazsa hayat ölümlü tadını çıkar.

cd yı tak repair de.

iletişim den yaz.

cydia'dan cydia.hackulo.us repo'sunu ekleyip oradaki appsync'in sizinkine uygun versiyonunu indirin.. sonra itunes ile sync edin.. daha sonra 4.2'ye yukseltin ve aktiflestirme yaparken sordugunda elinizdeki backup'tan restore etmesini isteyin..

mantiken calismasi lazim ama herhangi bi problem cikarsa da mesuliyet almayayim ben..

PDF Hali (Tam bilemiyorum ama) www.cs.ele.tue.nl

Burda 148$ www.amazon.com

Bi de burda buldum. books.google.com.tr

ama ben turkiye'den hardcopy almak istiyorum

tabi pdf de ise yarar pekala.

laptop? desktop?

(git: 199713)

ekolayzır

xp ve laptop

laptopsa yapacak fazla bişeyin yok, zaten yapsan bile bu sefer hoparlörler yetmeyecek kötü bir ses alacaksın...

craigslist te bazen ucuz şeyler görüyorum ama yine de detaylı araştırmak lazım,ama eğer arap ülkelerinden alabiliyorsan ordan al derim

bu kadar turist gavur ellerden gelip türkiyede kuyumcu kyumcu gezdiğine göre, türkiyeden altın almak daha avantajlıdır herhal. ha gidip hindistandan alabilirsin o ayrı.

nişan yüzüğü dediğin şey beş yüz bin milyon çeşidi olan bişey. sarı altını var, beyaz altını var, yeşil altını var, taşlısı var, kalınlığı, ağırlığı, işçiliği var. hatta aynı model markaya öre bile değişir.

yani 100-200 den başlar, 3-5 milyara kadar gider. gerisi senin ve yengenin (yada eniştenin) zevkine kalmış.

k*x*x'in tersi=F*x'in tersi
x*x'in tersi birim matris(I) oluyor.
k*I=F*x'in tersi
k=F*x'in tersi

Burda x'in tersini alamayız sanırım. Sadece kare matrisin tersi alınır. Problem de ordan kaynaklanıyor yanılmıyorsam.

evet;
x bir matrix degil de vektor oldugu icin tersi alinmiyor.


Baska cevabi olan?

K sadece köşegen üstü elemanlarından oluşabiliyorsa,
k11*x1=f1
k22*x2=f2
k33*x3=f3

denklemlerinden k'lar bulunabilir. Diğer tüm elemanlar sıfırdır. Bu matrisi (lazımsa) istediğiniz şekle benzerlik dönüşümleriyle dönüştürürsünüz.

hmm o bnm gözümden kaçmış. K ile ilgili başka veri varsa K'ya harf verip gauss yapılabilir yoksa 9 bilinmeyen olur çıkılmaz işin içinden.

matlab yapıyor bunu, mldivide diye bir komutla. matrisleri \ operatörüyle bölüyor fakat arkasında uzuuun bir matematik açıklaması var. normalde x'i bulmak için kullansak da aynı mantık ile K da bulunur gibi geldi.


A\B is the matrix division of A into B, which is roughly the
same as INV(A)*B , except it is computed in a different way.
If A is an N-by-N matrix and B is a column vector with N
components, or a matrix with several such columns, then
X = A\B is the solution to the equation A*X = B. A warning
message is printed if A is badly scaled or nearly singular.
A\EYE(SIZE(A)) produces the inverse of A.

If A is an M-by-N matrix with M < or > N and B is a column
vector with M components, or a matrix with several such columns,
then X = A\B is the solution in the least squares sense to the
under- or overdetermined system of equations A*X = B. The
effective rank, K, of A is determined from the QR decomposition
with pivoting. A solution X is computed which has at most K
nonzero components per column. If K < N this will usually not
be the same solution as PINV(A)*B. A\EYE(SIZE(A)) produces a
generalized inverse of A.

C = MLDIVIDE(A,B) is called for the syntax 'A \ B' when A or B is an
object.

Merhaba arkadaşım,

Bende Seagate'nin 3,5" 1 TB + 1 TB + 2 TB'lık FreeAgent Desk harici diskleri var. Bu Marka ve Model'den çok memnun kaldığımdan, ilk alışımdan sonra 1 TB daha aldım ve yaklaşık 10 gün öncede 2 TB'lık modelinden aldım. Kesinlikle tavsiye ederim. İnternettede araştırırsan ne kadar "Kaliteli" bir Harici Disk olduğununda farkına varırsın.

ErcanGunes'e katılıyorum, ben de seagate freeagent 1TB kullanıyorum ve tavsiye ediyorum. Hem rengi de beyaz, macbook'a uyum sağlar.

ben de western digital diyorum.

sürekli taşımayacaksanız 3.5 inç olanlarından alın. neredeyse yarı yarıya fark var.

ben de 3.5 seagate kullanıyore çok memnunum ama internetteki yorumöalrdan herkes küfür ediyor.
western digitalden de herkes memnun. bilemiyorum. ben kendimin yalancısıyım gayet iyi. arkaaşa da aldırdık hatta aynısından o da memnun.

Pofff illa ayrıntılı açıklama mı yazıcaz onayla diye ?

Freeagent serisi taşımaya uygun, al yanına gezdir.
7200rpm
32mb tampon bellek

wd'de yarı yarıya fark var dedikleri diski al ve gezdir bakalım 1 ay sonra ne oluyor, dur ben söyleyeyim :

"lütfen yardım bilgisayarım wd harici diskimi görmüyor"

seagate'e küfredenlerden çok çok az bir kısmı haklı, geri kalan beyinsiz. Gidip seagate freeagent yerine %40 daha ucuz olan seagate extension alıyorlar, ondan sonra yanlarında sağa sola taşıyıp duruyorlar. Sonuç malum, sabit dursun diye yapılan external diski gezdirirsen alırsın eline.

Bunu da onaylamazsan bir şey demiyorum.

estafirullah.

herkes yardim etti o yuzden herkese onay.
kusura bamyayin.

kararim seagate'den yana. 2TB almaya karar verdim gibi, desk versyon.

yardim sever arkadaslara tesekkurler.

buldum hulen
burada aciklamislar guzel guzel

www.cyberciti.biz

find dan daha hizli olarak dosyalari indeksledigi veri tabanindan okuyan locate komutunu da arastirabilirsin. guncel dosyalari bulmaz (eger hemen oncesinde updatedb yapmazsan) ancak oldukca hizlidir (indeksledigi veritabanindan okudugu icin).

eğer dosya sayısı 1024 ü geçerse patlar o yüzden benim kullandığım yöntemi veriyim.

find path *.extension -exec rm "{}" \;

ama bu direk siler öyle onaylıyarak siliyim dersen küçük bir script ile halledilir.

Dicitek falan uğraşıp güzelim(meksika da olsa...) jazz'a yazık etme bence. Ampeg'in B100R gibi modellerine göz at bence.

Ben Digitech BP80 kullanıyorum, fiyat performans oranı iyi, fakat profesyonel bir pedal değil tabi ki, evde veya ufak çaplı konserlerde kullanacaksan BP200 işini görür.

Pickup tercihi sana kalmış. Efekt pedalı ile birçok farklı ton elde edebilirsin, pedal alacaksan önce takılı olan pickuplarla denemen daha iyi olur. Bakarsın çok iyi tonlar bulursun ve pickup ihtiyacın kalmaz.

şurda ilk 8 bölümü
www.sinlesslinks.com

şurda ilk 9 bölümü HQ imiş:
www.movieshare.org

Fruity Loops işini görür bence.

Bence "Backing Drum Loops" diye netten aratsan bir şeyler bulursun.

müziğine göre de anahtar kelimeler (google'dan aratılacak) şunlar;

"Blues Backing Tracks"
"Jazz Backing Tracks"
"Backing Drum Loops"

Başlarına Rapidshare koyarasan bulursun bir şeyler, örnek vermek gerekirse, mesela şöyle ki;

www.google.com.tr

(bkz: band in a box)

e-posta adresi verirsen vaktiyle loopology'den indirmiş olduğum Funk and 70's, Rock, Studio Groove ve Metal kategorilerinde olmak üzere 70 adet loop gönderebilirim
rar'lı hali 2.03mb

5k training kosucular icinmis. amac fit olmak ve sekilli gorunmekse agirlik calisacaksin, bodybuilding yani. kiloluysan araya cardio da koy.

(bkz: fitness)

battlestar serisinin kitapları vardır sanırım

(bkz: the hitchiker's guide to the galaxy)

oldukca eglenceli bir bilim-kurgudur kendisi, orjinali de gayet rahat okunur.

7 temmuzda monkey island in yeni oyunu cikacak. onu bekleyebilirsin.
www.gamespot.com

oynamadım ama inceleme puanlarına göre bir kaç öneri yapabilirim sanırsam.

Sam & Max Episode 205: What's New, Beelzebub? (2008) 3.28/4.00

Sam & Max Episode 204: Chariots of the Dogs (2008) 3.26/4.00

Sam & Max Episode 201: Ice Station Santa (2007) 3.17/4.00

Sam & Max Episode 2: Situation: Comedy (2007) 3.14/4.00

Hep aynı oyun çıkıyor, başarılı bir şey olsa gerek, bir incele istersen.

Bir de şunlar var:

Belief & Betrayal (2008) 3.25

Strong Bad's Cool Game for Attractive People Episode 2: Strong Badia the Free (2008) 3.25

Dracula: Origin (2008) 3.00

Bu sene çıkan bir tane oyun varmış elle tutulan:

Wallace & Gromit's Grand Adventures (2009) 2.89

www.gamespot.com - Dreamfall, The Longest Journey. Son 3~ senede cikan kanimca en iyi adventure oyunu. Dracula: Origin'de guzel, fakat puzzle'lari hakikaten cok zor ve mesakatli, cok pixel hunt var.

www.gamespot.com - The Vampyre Story'de fena degil, ama biraz kolay kacabilir hardcore adventurecilara.

So blonde var. Çoğu kişi bilmez ama. 7 küsür notu var. Fena değildir.

monkey island demişken efsane Secret of Monkey Island'ın grafikleri falan günümüze uyarlanmış (ama yine 2d) versiyonu piyasaya çıktı çıkacak olması lazım.

(bkz: The Secret of Monkey Island: Special Edition)

dracula origin
secret files tunguska
a vampyre story
sinking island
so blonde
the path
ceville

bunlar hep 10 üzerinden 7-8 arası puan alan oyunlar.
bir de sam ve max serisi, nancy drew serisi ve sherlock holmes serisinin oyunlarına bakabilirsin.

secret files 2 cikmis son zamanlarda.

onun disinda piyasadaki isim yapmis oyunlari bitirdim gibin.

iyidir iyidir.

sabah yumurta akı iç, miden kaldırırsa.

Ne kadar fit olduguna bagli bu. Eger uzun suredir spor yapiyorsan sorun olmaz herhalde. Ama yenice basladiysan vucuduna dinlenme icin firsat vermiyor olabilirsin.

kasların dinlenirken geliştiğini unutmadan on günler kendini yormadn spor yapabilirsin

birde sabahsa spor akşam koşsan(veya tam tersi) hiç sorun olmaz

off günlerde kardiyo yapmak kas gelişimini engeller. küçük kas gruplarını çalıştırdığın bir ya da 2 gün antreman üstüne interval koşu yapman yeterli.

(bkz: surantreman)

Ne kadar koştuğunuza bağlı bu. Tabii ki kişiye özel bir değerlendirme lazım ama yani az koşuyorsanız o gün vücut geliştirme yapsanız da yapmasanız da bir şey olmaz. Bu kadar takılmayın, koşmak güzeldir, içinizden geldiği günler koşun. Ama ben her zaman maraton tipi koşular yerine daha kısa daha süratli koşuları öneriyorum. Niye bilmiyorum ama maraton tipi koşuları pek sağlıklı bulamıyorum, belki de bunun sebebi Maraton'dan Atina'ya 40 km koşan postacının haberi ilettikten sonra düşüp ölmesidir :-)

ben solim supermis

üretim fazlası yada ihraç fazlası diye biliyordum ben.

1)yok
2)ne demek ki bu? dvd-rom u xbox'tan çıkardılar pc'lerine bağladılar. geçen ben de yaptım.

xbox sky a üye ol, orda bir sürü anlatım ve gereken programlar mevcut...

Bir yerde açık havada yağ yakım oranı fark ediyor diye okudum tabii bir kaç haftalık koşularda belli olacak kadar fark yokmuş.
Ben dışarıda koşuyorum(sahil) temiz hava, insanlar(arada tavşanlık yapıyorlar :) vs... mis gibi ama sokakta patır patır koşmaktansa band daha iyi galiba. Bir de band ta sanki biraz yorulunca bırakacakmışsın gibi ama dışarıda seve seve geri dönmesi var :) keep running

1. koşmak tabii ki. band da neymiş, koşmanın yerini tutar mı hiç.

www.amazon.com ve

www.amazon.com

bunlar tam istediğin şeyler. ayrıca (bkz: sennheiser)

aman diyim disarida kosacaksan kendine en guzelinden bi tane ayakkabi al. paraya hic acima derim. dandik bi ayakkabi sana diz agrilari olarak geri doner.

zaten eliptik veya statik bisikletin bana gore tek avantaji o. ayakkabi masrafi yapmamak.

kulaklık için elmasepeti.com dan güzel bir sennheiser tavsiye ederim. eğer evde koşmak zorunda kalırsanız koşmayın, hızlı adınlarla en az 40 dakika meğil arttırarak yürüyün.

Ben koşu bandında tempomu çok çok daha kolay ayarlayabildiğim ve bu sayede daha az yorulduğum için motorlu olan koşu bandı kraldır diyorum. Normalde koşarken istemeden de olsa bi yavaşlayıp bi hızlanacaksınız bu da sizin erken yorulmanıza sebep olacak...

yeni basladigin icin hic bir supplemente ihtiyacin yok simdilik hocam.

zaten kilona gore haftada verebilecegin maksimum yag(kilo) miktari belli. bir diyetisyene gidip vucudunun yag oranini, bazal metabolizma hizini vs. olctureceksin. onun verdigi diyete harfiyen uyacaksin. zaten bunlari yaparsan kilonu kas olarak degil de yag olarak verirsin.

bu isi ilerlettigin zaman supplementleri katarsin hesaba.

herkesin, ister yeni baslasin ister 20 yillikolsun en temel gereksinimi protein tozudur. whey protein olmazsa bi bok olmaz.

kenarda bu olduktan sonra da pek bir seye gerek yok. ama bir creatine, bir animal pak..bunlara kimse hayir demez.

ya arkadaşım ilk aylarda ne supplementi? whey bile fazlayken, saymışız maşallah. sadece et falan yemiyorsan günde bir et ye (tavuk olur), ara sıra kahvaltıda yumurta ye, antreman sonrası yarım litre süt iç vs. tamamdır. kısacası nasıl hoşuna gidiyorsa protein içeren besin, altını çiziyorum, besin al.

şu aşamada herhangi supplement sana değil, supplementleri satanlara yarar, bu bağlamda özellikle salonda falan sana yaklaşıp "al abi 2 aya şişersin" diyen insanlardan kork, yalanlarına inanma, siktiri bas.

parasizliktan supplement alamayip da onerenlere bok atanlara hayranim. "yok yeaa abi ilk aylarda ne gerek" diyenlere olan hayranligim ise acaip duzeyde. hele hele kahvaltida "ara sira" yumurta yenilmesini onerenler bambaska diyarlardan kopup geliyorlar.

vucut gelistirme yapan bir kisinin kilosunun 1.5-2 kati kadar protein almasi gerekir ki kas yapabilsin. protein tozu kullanmanin yaninda bile anca mukemmel besleniceksin ki bu proteini alabilesin. gunde 160gr protein alabilmen icin sabah en az 5 yumurta beyazi, gunde yarim kilo beyaz tavuk eti, ton baligi, yulaf allah ne verdiyse yemen gerekir. bir de bunlari protein tozu hic araya girmeden yemen gerekecegini dusun. 3 ay sonra gidaklamaya baslarsin.

bu is oyle sabah "arada sirada" yumurta yemekle, antrenman sonrasi sut icmekle olmuyor canlarim. Insanlari yalan yanlis yonlendirip, baskalarina laf atmaktansa susmak en dogrusu olur sizin icin. Cunku kendi yanlisinizi baskasina dogru diye ogretiyorsunuz.

* Spor salonum yok ya da suppplement satmiyorum, akrabalarimda da oyle biri yok. Aklin yolu bir oldugundan dolayi itiraz etmeden duramadim. Google'a ufak bir arama yapin sonra "arada" yumurta yemekle bu is olur muymus olmaz miymis ogrenin.

Sozun ozu, param bol diyorsan hemen kaparsin protein tozunu, paran yoksa oldugu kadariyla iyi beslenmeye gayret edersin ama beklentin de buyuk olmaz. Hem beslenmeyip, hem supplement almazsan sonra "yok yeaa suplöment ne bea" der durursun.

eğlenceli varsayımlar yapılmış, hakaretler edilmiş.
ama sayın yırtık foto'cuğum, seviye asgarisini tutturup, soruna cevap vermek gerekirse aklından çıkarmaman gereken şey vucut gelistirme yapan bir kisinin kilosunun 1.5-2 kati kadar protein almasi gerektiğinden ziyade ilk ayında senin yaptığın şeyin "vücut geliştirme hüeaaa" olmadığıdır.
vicuduna adaptasyon için vakit tanımalısın, zira geliştirdiğin tek şey kasların değil, kemiklerin, ligamentlerin, dolaşım sistemin, zihinsel olarak bakışın, hareket hafızanda antreman hareketlerinin içselleşmesi vs. bu tür şeylerdir de. bunların hepsi optimal seviyeye geldiğinde, ki insanların bunlara yıllarını verdiği düşünülerse, besinlerin gramından , kilo çarpımlarından söz etmek mantıklı olabilir.

tabi çok fakir olduğum için bunlardan pek anlamıyorum ama, internette en çok bilgi çöpüğü olan konulardan birinde her duyduğuna bel bağlayıp, egosal problemlerle kusulmuş kompleksliliklere kurban olup yanlış yatırımlar yapmana gönlüm razı olmadı. vücuduyla beraber zihni de de sağlıklı bir gelişim gösteren insanların bazıları biliyor, bu konuda tonla bilimsel paper yazıldığını, araştırmalar yapıldığını, hatta bunlara vakit ayırıyor, okuyor, eleştirel yaklaşıyor, her okuduğuna inanmıyor, yalanlara da pabuç bırakmıyor.

özetle seni ilgilendiren kısmı şu ki, ilk aylarındaki gelişimin, ister inan ister inanma, kahvaltıda arasıra yediğin yumurtayı superanimal whey powder 3500 le değiştirdiğinde zerre oynamayacaktır.

ilk aylar demişmiydim? ilk aylar evet.

şimdi yarım akıllı kelime oyunları ve hakaretlerin jonglörlükle bezendiği eğlenceli şovu izlemeye devam edelim.

hocam, gunde sadece

1 litre yagsiz sut (35 gr protein)
250 gr tavuk gogus eti (75 gr)
100 gr ton baligi (22 gr)

yedigin taktirde * en az 132 gram protein alacaksin. zaten bu da kilonun gram cinsinden 132/86= 1.53 kati. yeni baslayan biri icin fazla bile. sabah yiyecegin yulafin, yumurtanin, peynirin icindeki proteinleri hesaba katmadim bile.

internette arastirma yaparsan body building forumlarinda bazi manyaklarin "pound cinsinden kilonuzun 2 kati kadar gram protein almaniz lazim" seklindeki cumlelerini dehset icinde okuyacaksin. ki o adama uyarsan, bu senin gunde yaklasik 380 gr protein alman gerektigini gosteriyor. bu kadar proteinin her gun yendigi taktirde olumcul oldugunu belirtmeme gerek yok herhalde.

5 yumurta beyazi (18), yarim kilo beyaz tavuk eti(150), ton baligi(~22), yulaf(~13) yedigin takdirde de gunde toplam en az 206 gr protein alirsin ki, bu arkadasin senin 86 kilo bir insan olarak 129 gr ile 172 gr arasinda protein alman gerektigini soyledigi hesapla garip bi sekilde celistigini gorursun.

senin su anda yapman gereken sey hareketleri duzgunce, hangi kas gruplarini calistirdiklarini ogrenip, salonda gorecegin bazi adamlarin elindeki civiyi makinelerin en son deligine takip, hareketleri yarim yamalak yapmalarina gotunle gulmek olmali.

pound basina 1 gr protein olayini ben de okudum ve acikcasi cok da realistik gelmedi. alti ustu vucut gelistirmeye calisiyoruz; bir sene her gun 200 gr protein yesem, yeni bir tane yirtik foto yaratirim herhalde kendimden.

yahu hic yoktan kavga cikardik.

ben de isterim whey kullanmiyayim, supplementler gercek yemeklerin yerini tutmuyor gibi. ama diyetimde bariz protein eksikligi oldugu icin bu yolu sectim.

sabah erkenden kalk çayını iç sigaranı yak sonra yoldayken at ağzına bir naneli şeker hastanedikilere kokma sabah sabah,testini yaptır öğleden sonra sonucu al..geçmiş olsun

sabah yapılır ve kahvaltı yapmadan gitmeniz gerekiyor.

çay sigara falan içmeyin yahu olur mu öyle şey. sabah aç gidin, gece de kalkıp bir şeyler yememiş olun yeterli.

yemek yiyerek veya yemeyerek kolesterol değerlerini değiştirmeniz pek mümkün değil. söz konusu değişikliği trigliserik asitte görebilirsiniz ama.

edit: tabi bugünden yarına değişimi kastediyorum. yanlış anlaşılmasın.

Eh yani aynı durumda bende de var. Anahtarlıktan en işime yarayacak olanı alıyorum. araba anahtarıyla, posta kutusunun anahtarıyla falan koşmak mantıksız zaten.

sadece evin anahtarini lastikli bi tokayla bilegine tutturabilirsin.

cirt cirtli bileklik dusun, ve orta yerinde de fermuarli cuzdan gibi bir bolum var. one love festival esantiyonu olarak elime gecmisti. boyle bir sey isinizi gorur sanirim. piyasasada var midir bilmiyorum. ben kullanmiyorum, kargo bilgilerinizi mail'lerseniz gondereyim.
mail: pyroclusticflow et gmail

ben evin anahtarını ayakkabımın içine atıyordum=)

o anahtarlıkla nasıl koşuyorsunuz yahu? benim anahtarlığım bir tane sade bir şey. onu da koşarken fermuarlı cebime koyuyorum, hiç ses çıkarmıyor ve de düşme tehlikesi yaşamıyorum.

evinizin sokak kapısı 5 anahtarla açılan bir şato kapısı değilse bırakın o anahtarlığı evinizde, sadece evinizin anahtarını yanınıza alın derim ben.

bütün anahtarlarınızı posta kutusuna atın yanınıza da sadece posta kutusu anahtarını alın mesela. hem küçük de.
tabii apartman kapısı kilitliyse bunun için posta kutunun apartmanın dışında olması gerek. ya da otomobiliniz varsa sadece otomobil anahtarını alın, kalanını da otomobile atın.

Spor ayakkabısının bağcığının biri son gözden çıkarılır. Anahtarlardan gerekli olanı bağcıktan geçirilir, sonra bağcık yeniden göze takılır ve bağlanır. Düşme ihtimali yok, ne güzel.

hophophoba'nın dediği sistem eğer şortunuzun bağcığı varsa ona da uygulanabilir. Tişört de biraz uzun olunca kapatıyor, sorunsuz.

7-8 anahtar için yapılanı yok ama 3-4 anahtar için slot anahtarlık denen bi nane var. Bi bakın isterseniz www.maktasarim.com ve www.maktasarim.com

ispatlı onlar zaten.

hepsinin allah'ın belası birkaç ispatı var.

aslinda hersey teoridir, herkes tarafindan kabul gormuslere kanun diyorlar ama aksini bulan biri cikarsa, degisebilir o da. adlandirma ve mantik cakisiyor bazi yerlerde.

sozlukte de su baslik var:
(bkz: kanunla teori arasındaki farklar)

o iş zor da seslisozluk.com'daki gibi ç ş ğ... butonları olur, ona basınca o harf çıkar ancak. onu da zamanla yaparlar herhalde, türkçe klavye kullanmayan yığınla insan var.

okunabilirlik açısından sordun galiba?

yok okunabilirlilik acisindan sormadim, bence turkce karakter kullanilmasa da rahatca okunuyor.

derdim hazir eksisozlukte basliklarda bu ozen gosterilmisken, entrylere de yansisin.

@want: hic bisi anlamadim cevabinizdan.

programa ingilizce karakterlerle yazilmis turkce bir metin giriyorsunuz, program size turkce karakterlerle yazilmis bir metin cikartiyor.

Hiç izlemedim tam emin değilim ama sanki Ferzan Özpetek'in Hamam filminde geçiyordu eşcinsellik.

ağır roman'da hafiften vardı...

ya ben Ferzan Özpetek'i turk degil italyan sinemasina dahil ettim; yoksa ayni yonetmenden cikan bir film daha var escinsel temali (bkz: Saturno contro)
guzel filmdir.

lola ve bilidikid - kutlu ataman ya da arman'dı sanırım...

oyuncuların hemen hemen hepsi türkiye kökenliydi. baki davrak, hasan ali mete, erdal yıldız...

Türk sinemasında lezbiyenlik örneği benim hatırladığım motif olarak çok eski filmlerde kullanılabiliyor; "ver elini istanbul", "iki gemi yanyana", "haremde dört kadın", "dul bir kadın", gibi. bunun dışında yakın zamanlardan "düş gezginleri" ve "iki genç kız" aklıma geliyor.

Erkek eşcinselliği ise Bülent Ersoy'lu "Beddua" filminin ardından bir dizi kötü yola düşen gençkız hikayesinde eşcinsel erkek karakterleri kötü yan rollerde görüldü. Yusuf Atılan'ın romanından Ömer KAvur'un yaptığı uyarlama, "Anayurt Oteli"nde de biraz değinilir eşcinselliğe. 1989 tarihli "Acılar Paylaşılmaz", "Melodram", Atıf Yılmaz'ın yönettiği "Gece, Melek ve Bizim Çocuklar", bir travesti iel bir cücenin aşkını anlatan "Dönersen Islık Çal", "Hamam","İstanbul Kanatlarımın Altında", "Harem Suare", "Ağır Roman", "Lola ve Bilidikid" de diğer eşcinsel karakterli/içerikli türk filmleridir.

not: "yazı tura" filminde de işlenir bu konu, "anlat istanbul"da da eşcinsel karakter vardır.

Güneşi Gördüm'de de dokunuldu bu konuya.

ek bilgi: yahu o parca All Along the Watchtower degil muhtemelen. baska bisi olmali

"heading for the call"

all along the watchtower'dan onceki sarki soundtrack albumunde.

fizy.org

All along the watchtower abi,

gerçi bear mccreary o parçanın iki versiyonu olduğunu, birinin "all along the watchtower" diğerinin de "the final five theme" olduğunu söylüyor. belki, ufak bir ihtimal aradığın diğeridir; eğer bulabilirsen.

bunu ben de çok aradım.. çünkü dizide ne zaman karşılaşsam bir acayip hissediyordum. gözlerim doluyor, hayata küsüyorum, durduramıyorum, acayip yani anlatamam...

neyse en yakın olanını 3. sezon müzik albümünün ilk şarkısının en başında buldum. yeterli gelmiyor ama :) çünkü çok kısa. ama tam da final five ekibini allak bullak eden müzik. uzun halini bulup ben de evde çalıp, sonra evde o müziğin yerini arayıp duvarlara tırmanmak istiyorum.

sonuçta öyle ya da böyle All Along the Watchtower'in bir bağlantısı bu parça. tabi bu Bear abinin yenilediği All Along the Watchtower... ama 3. sezon soundtrack albümünün son parçası olan (3. sezonun sonunda da çalan aslan parça...) All Along the Watchtower'in içinde de bu tunu yok malesef...

(bkz: heeding the call) sonrasında all along the watchtower'a bağlanıyo bunlar 3. sezonun sonunda gerçekleşiyo 3. sezonun soundtrackinde var..

iki yaklasik sonuc vermisim.

2- train de vie

1) www.imdb.com
(bkz: four days in september)

bu tur seylere ulasabilmek icin imdb'de soyle bir arama teknigi gelistirebilirsiniz. ana konu nedir? adam kacirma (kidnapping). kimi kaciriyorlar? buyukelciyi (ambassador). bu iki keyword'u sectiginizde zaten 5-6 tane film cikiyor. icinde bir tane brazilya yapimi var. olmasa da bulurdunuz.

Chicago'da bayagi iyi bira bulabilmen lazim aslinda.

Goose Island markasinin bircok cesidi var, bunlari denedin mi mesela? Eger bunlar ilgini cekmiyorsa genis bira secimi olan bir liquor store bulup oradan degisik biralar denemeni oneririm. Eger biradan anlayan bir-iki insanla beraber takilip onlardan tavsiye alma imkanin varsa amacina cok cok daha hizli ulasirsin.

Acikcasi Efes Dark cogu biraseverin arayacagi bir bira degil. Ama sen seviyorsan seviyorsun tabi. Efes'in Pilsner'i haric hicbir cesidini Amerika'da gormedigimi belirteyim asil soruna cevap olarak.

guinness yok mu? guinness, efes dark ın atasıdır.

pek kendimi iyi ifade edemedim de; efendim amacim sadece adam gibi bir turk birasi icirebilmek.

Efes Pilsen'i bulabilmen lazim Chicago'da. En buyuk dukkanlari arayip sormani oneririm. Bulamazsan tadi benzer bira bulabilmen lazim.

Efes Dark'i bulman cok zor. Benzer bira bulman da zor.

spesifik olarak dukkan ismi verebilir misiniz? chicago'da yasamiyorum, ama uc dort ayda bir chicago'ya gidiyorum.

ben philadelphia'da bulmustum foodery'de, dc'de de cafe8 diye bir yer var, orada da var. new york'ta 2nd ile 3rd avenue ile 20-30th street dikdortgeninde 3 tane turk restorani var, bunlarin da hepsinde var. hadi dc ile ny i birakalim, philadelphia'da olduguna gore garanti chicago'da vardir efes dark, hatta al aradim buldum:

www.samswine.com

gidip elden almak istiyorsan adresleri de sunlar:

www.samswine.com

ama hazir bira alirken mesela old peculiar, franziskaner'in weisslari, kwak, orval, lindemans framboise falan kapmak lazim...

1-yayinlaniyor, gecen gun rastgeldim
www.ntvmsnbc.com
burda solda video galeri var, ordan ntv programlari>yorum farki ni secerseniz sanirim izleyebiliyorsunuz programi (hepsini mi bi bolumunu mu, bilmiyorum gerci bakmak lazim)

3-tartismaya ben de rastlamadim ne yazik ki, sanirim persembe gunu kanal d haberlerde cigdem atakuman yaklasik 4 dakika suren bi konusma "yapmaya calisti" diyeyim, cunku hic konusturmadilar surekli araya girdiler bir seyler bir seyler, cat diye de bitti zaten, baska bi konuya gecildi falan cok sinirlendim acikcasi

1-ben ntv sitesini referans almistim. 19 subattan sonraki bolumler yok. demek ki tembellik ediyorlarmis suraya koymakta
arsiv.ntvmsnbc.com

ntv sitesi yenilendi. şuraya bakın bir de:
fotogaleri.ntvmsnbc.com

of tam benim konum bu;

(bkz: jardin de la croix)
(bkz: karcius)
(bkz: 7 for 4)
(bkz: octopus)
(bkz: niacin)

bunun dışında her daim;
(bkz: chick corea)
(bkz: frank gambale)

(bkz: guthrie govan)-erotic cakes
(bkz: john norum)
belki biraz (bkz: philip sayce)

(bkz: bozzio levin stevens)
(bkz: lte)
(bkz: devil s slingshot)

paco de lucia dan friday night in san francisco albümü geliyor.

dünyanın en iyi filmi olan (bkz: 28 gün sonra). klasik zombi seviyorsanız seyretmeyin.

"sanırım" yardımcı olur:

(bkz: zombiler üstüne filmler)

=)

(bkz: the astro zombies)
(bkz: dead and deader) (dead and deader/@deckard)

rec

(bkz: brain dead)

28 days later'ın devam filmi var. 28 week later. O da çok başarılı. bir de zombi değil vampir ama 30 days of night müthiş bir film bence.

28 days later ve 28 weeks later zombi değil rage filmleri. sonra "bu adamlar zombi değil mi neden koşuyorlar" demeyin.

kuduruk ingiliz zombilerindense , zevzek japon zombilerini izlemeyi tercih ederim şahsen.

wild zero

300 ve Watchmen'in yönetmeni Zach Snyder'in Dawn of the Dead remake'ini öneririm. Romero'nun filminin yeniden çevrimi olsa da pek karşılaştırmamak lazım. 2000li yıllarda izlediğim en iyi zombi filmi oydu. Bir de Shaun of the Dead var tabi ama izlemişsin.

(bkz: flight of the living dead)

dead set isminde 5 bölümlük bir mini dizi var. 150 dakikalık bir film aslında. tavsiye ederim baya başarılı.

the hills have eyes ve the hills have eyes 2

Bu 2048 bitlik float numberin kac bitini virgulden sonraki basamaklar icin ayirdigina bagli olarak degisir.


Hic matlab bilmedigim icin karsilastirma yapamayacagim ancak C de float icin double veya float veri turlerini kullanabileceginiz icin, eger matlabtaki veri turleri daha buyuk ise (ki C deki en buyugnde precosoonin icin 51 bit ayrilmistir) belli basamaktan sonrasinin farkli olmasi cok normal.

Yani sonuc olarak evet.

klasik cevaplar dışında yapacak pek bir şey de yok aslında. önce hayat standartını yükseltir insan heralde, evdir arabadır falan, sonra geleceğini kurtaracak yatırımı yapar, bir iş kurar. iş kurmak denilince de benim aklıma bar açmaktan başka bir şey gelmiyor :P. ticari zekası olan katlar o parayı gerçi.

herkesin hayali kendine büyüktür ama şunu da unutmayalım ki bir milyon dolar aslında o kadar da büyük bir para değil.

neden değil?

önce ortalama üstü bir araba alsak 50.000$'a. ardından da 250.000$ gibi bir rakama ev alsak, elimizde kalır 700.000$.

bunu senelik %20'den faize versek, yıllık 140.000$ gibi bir rakam gelir. bu da aylık 20.000 ytl gibi bir paraya denk gelir. evet 20.000 ytl çok paradır aylık kazanmak için ama bu kadar parası olan bir insan 2 sene sonra arabasını değiştirmek ister, eşine çocuklarına araba almak ister, anne-babasına güzel bir ev almak ister. falan filan derken elinizde kuş gibi para kalır.
yani 1.000.000$ çok da efsane bir rakam değil.

he ama ne olur?

öyle bir para elinize geçtiğinde benimle irtibata geçerseniz paranın nasıl işletileceği konusunda çok faideli bilgiler verebilirim.

sana özel bir durum değil. adamlar oturmuş kasmış kopyalanmasın diye.

daha önceden de sorulmuştu ayrıca buralarda bi yerlerde.

tahmin ettim sorulmustur dedim;
aradim mamafih bulamadim, yoksa kimsenin vaktini almak istemem.

mantigi cok basit. simdi cozdum.
cok zor bir sey degil. adamlar kelime aralarina random seyler atiyorlar.

ahi35ije3met gibi. aradaki o random pisliklerin de belli birer class'lari var ve aslinda normalde gorunmuyorlar.
ornegin .i6op adinda bir class ve sadece display: none; tanimlamasi yapilmis.

ama yazinin o kismina tamamen display:block; eklendigi icin kopyalama yapildiginda o yazilar gorunur hale geliyor. kod kisminda (gizli de olsa) bulunduklari icin. yontemin asilmasi cok zor degil. firebug ya da web developer gibi eklentiler ile sayfada biraz oynayip kopyalamak mumkun.

ama fikir zekiceymis. (daha once bir seyler kopyalama ihtiyaci hissetmedigim icin farketmemisim)

edit: daha once sorulmus olani surdaymis (git: 49844)
edit 2: internet kullanicilarina acik degil, ondandir. bu cevap da kalsin madem internet kullanicilari icin de.

firefox 2.0.0.20 kullaniyorum ve bana islemiyor bu olay..

@assert h: gidiyorum ama gidemiyorum :)

linke basinca bir duyuru cikmiyor.
edit: internet kullaniclari uvey evlat :)

firefox 3.0.6 güzel bir şekilde kopyala yapıştır yaptı?

google chrorme da yapti kopyala yapistiri
google chrome candir.

yalnız, opera'ya da işlemiyor bu nane, yazmayı unutmuşum...

tc vatandaşlığından çıksan da kurtulamıyorsun. bi kere tc vatandaşı olarak doğduysan ömür billah borçlu oluyorsun. yurt dışında çalışıp bedelli düşünebilirsin.

1) vatandasliktan ciksak bile mi? bu nasil mumkun? sonucta baska bir ulkenin vatandasini kendi cikarlarin icin alikoymak legal bir durum degil.

2) bedelli bile istemiyorum. oyle boyle degil.

esasinda bunu dedigimde babam/abim/sevgilim/hocamdan aldigim tepki genelde su oluyor. ".ike .ike yapacaksin"

vatandaşlıktan çıkartmayadabilirler ama tc vatandaşı olarak doğduysan borcun borç. dedikleri çok doğru. mecbur yapacaksın. kaçışı, kurtuluşu yok sağlam insan için.


edit: sen doğduğun an devlete borçlu oluyorsun. burada illegal bir durum yok.

edit2: zorunla askerliği savunuyormuşum gibi bi hava verdim gibi. bende herkes kadar seviyorum. eksiği fazlası yok :D

askere gidip bir ay sonra çürüğe çıkabilirsin.sürekli intihar ederek bunu başaran bi arkadaşım olmuştu.ama başka detay bilmiyorum.

bir tek yolu var. boyunla çok orantısız bir kiloya çıkıp, çürük raporunu aldıktan sonra tekrar eski kilona düşmek.

değer mi? değmez. yazık günah. askerlik iyidir. çok iyidir.

çok kilo alıp çürük raporu almak işe yarar gibi görünse de pek mantıklı değil. çünkü düzenli kontrollere çağırıyorlar. sınırın altına düştüğünde hemen askere alıyorlar.
benzer birşey çok zayıflar için de geçerli.

doktor raporu meselesi de eskide kaldı gibi. eskiden 3 gün olan sınav süresi şimdi bir ay.
ankara gidip sınava giriyorsun 3 günlük sınavı kaçırırsan. onun için 1 aylık rapor alman lazım. o da heyet raporu olmak zorunda. bissürü iş.

en mantıklısı yüksek lisans, doktora falan yapmak. ya da yurtdışında işe girmek. böyle bir durumda bile 1 ay yapman lazım.

Vicdani reddini yap ve Avustralya'ya git.

avustralya her vicdani redciyi kabul etseydi herkes o yola başvurmaz mıydı? kabul edeceklerini sanmıyorum.

vatandaşlıktan çıkarsan askerlik yapmazsın. "tc vatandaşı doğdun borcun borç" gibi bir şey söz konusu değil. hiç bir ülke başka bir ülkenin vatandaşını askere çağıramaz. yeni geçtiğin ülkenin "askerlik" şartlarını yerine getirirsin. ama vatandaşlıktan çıkıp başka br ülke vatandaşı olmak o kadar kolay değil. siyasi iltica talebinde falan bulunman gerekir. o da incelemeler sonucu karar verilir.

büyükşehirlerdeki askeri hastanelerden tanıdık doktor (en az binbaşı) bulabilirsen rapor alabilirsin. o kadar zor bir şey değil rapor almak.

"yapmayı istememek" konusu ise "vicdani red"dir. bu durumda da askeri mahkemede yargılanıp ceza alırsın. askeri cezaevinde tecavüzden yatan "vatansever"in birini gaza getirip üzerine salarlar.

velhasıl kelam en kolay ve mantıklısı rapor almaya çalışman.

rapor almak gecici bir cozum gibi duruyor...

askerligi reddetme sonucunda basima gelecekleri baska bir ulkeye iltica hakki basvurusunda kullanabilir miydim mesela?

edit: imla hatasi yapmisim; cok ciddi anlam kaymasi olmus.

bu ülkede askerlik yapmadan sorunsuz bir yaşam sürmek ne yazık ki imkansız. rapor alma işi bildiğim kadarıyla yalan oldu. önceden kısa dönemler için sınav dönemi 3 gündü ve yılda üç kez bu sınav düzenlenirdi. sınav dönemine rapor aldığınız zaman bir sonraki sınav dönemine atarak bayaa bi süre idare edilebiliyordu ancak buna yeni bir düzenleme getirmişler sanırım ve rapor alıp erteleme olayı yalan olmuş.

tanıdık subay doktor işi de bayaa zor çünkü çürük raporu için heyet karar veriyor ve kolay kolay hiç bir subay kariyerini birisinin askerlik yapmaması için heyet önünde riske atmaz. zaman zaman basında çıkıyor böyle şeyler, para karşılığı çürük raporu düzenleyen çeteler falan ama her açıdan süper tehlikeli ve yanlış bir metod.

ne denersen dene kaçarı yok bunun. ha diyorsan ben ömür boyu kaçak bir hayat sürerim, ikametgahım belli olmaz, hayat boyu devletle bir işim olmaz, gece hayatım olmaz, araba kullanmam ve polis çevirmesine girmem vs...vs.. askerlik yapmaktan çok daha zor bir baskı altında olsan da askerlik yapmamış olursun.

kendi deneyimlerime göre askere gitmemeye çalışmak askerlik yapmaktan çok daha ağır psikolojik sorunlar doğurmaktadır. askerlik öncesi askerlikle ilgili duyduğun ya da kafanda beliren düşünceler kadar berbat şeyler yaşama ihtimalin çok çok azdır. bu durumu takıntı haline getirmektense yapıp kurtulmak insana muazzam bir rahatlama ve özgürlük hissi getirir.

not: bu satırların yazarı askerlik yapmamak için 5.5 senelik lisans eğitimi üzerine 4 sene yüksek lisans yapmıştır ve ikinci atılışında mecburen gitmiştir, iyide etmiştir. onunla aynı şekilde okumuş olan ve aynı anda aynı yüksek lisans programından atılmış olan bir arkadaşı ise 33 yaşında olup 6 yaşında bir kız evladı sahibi ve halen askere gitmemiş birisi olarak kafasını duvarlara vurmakla meşguldür.

onlar ne düşünüyor bilmiyoruz ama hiç değilse ve büyük bir ihtimalle babandan abinden sevgilinden hocandan ayrı, asker kaçağı ve mülteci olacaksın. berbat lan. bundan sonraki hayatında ayda bir askerlik mevzusu geçecektir, "hocam sen nerede yaptın?" sorusuna zırt pırt maruz kaldığında "ee ben karşıyım askerliğe" gibi gayet politik gereksiz bir muhabbet açılacaktır ki bu sadece sosyal çevrenden gelen soruların sonucu. işe girmek vs de apayrı sorun tabi. bu, zırt pırt sorulan nüfus cüzdanındaki "dini - islam" yazısını nasıl değiştiririm tarzı sorulara benzer bir durum. lan sen onu niye ciddiye alıyorsun ki, bunu yapınca ne değişiyor resmi olarak din mi olur ki resmi olarak dinsiz olacaksın.
askere gidin..

burada yasamak gibi bir derdiniz yoksa yurtdisina kacmaktan baska bir cozum gelmiyor aklima. sonra sureyi kisaltma, yas haddi vb. falan. ama tabi arkanizda biraktiginizi cidden arkanizda birakmak sart. bir de adresle oynamak falan da kisa sureli kurtulus olabilir, ama uzun vadede degil.