Ekşi Duyuru

Youtube da TierZoo diye bir kanal var. Hayvanları güçlerine göre sıralıyor, o sırada da bazı bilgiler veriyor.
(git: www.youtube.com)

Açık Öğretim Fakültesi, uzaktan öğrenimle Veteriner Tekniker olabilirsiniz (iki yıllık kısa program).

Bir de, çok hayvanı olan birileri veya iyi bir veteriner yanında uygun stajlar yaparsanız, veya hayvanlarla birlikte yaşarsanız tam olur.

Sağlıklı olması gerekmiyor. Kutlama demek kafayı rahatlatmak, boşa almak, eğlenmek demek. Tatlı da insanın mutluluk hormonu salgılamasını sağladığına göre amaca hizmet ediyor ve her zaman yenmeyen ve genelin sevdiği bi item olduğundan da insanlar seviyor. En mutlu anlarda da sağlıklı olmayı, havuç kemirmeyi gerektirecek bi durum yok bence :(

Bir şey kutlarken mutlu eden yiyecekler yerine yağsız pişmiş tavuk göğsü ve sebze mi yiyelim? Doğum günümüzde kremalı pasta yerine keçi boynuzu unlu granola mı yiyelim? :(
@mg3929 +1

Çünkü mutlu ediyor, enerji veriyor, ve tatlı işte :)

evrimsel olarak yüksek kalorili ve şekerli gıdaları seviyoruz. açıklaması sanırım vakt-i zamanında ortalıkta uga buga diye gezen dedelerimizin besine erişimde zorluk yaşaması şeklindeydi. yani iki parça et için üç gün hayvan kovalayıp canını tehlikeye atması gereken adam kalori ve enerji olarak patlama yaptıran bir şey görünce (şeker) seviyor bunu. genetik olarak kodlanmış beynimizde. zaten tatlı yiyince mutlu olmanın sebebi de bu sanırım, kimyasal olarak bizim cihazımız şekeri görünce ahey ahey diye halaya duracak biçimde dizayn edilmiş. daha doğrusu şeker verirsen ona uygun reseptörlerini çalıştıracak becerisi var.

bu durum belki yüzbinlerce yıl sorun olmamış çünkü insanoğlu hem çok ciddi fiziksel efor sarf etmesi gereken zamanlar yaşamış hem de şimdiki kadar bol besine erişimi yokmuş... haliyle zamanında at gibi kesme şeker kemirsen bile muhtemelen şimdiye kıyasla daha az sağlık sorunu yaşardın çünkü bu kalorinin vereceği zararı kısıtlama yöntemin vardı. şu an ise istemediğin kadar yiyeceğe (ve hormonlusuna, şekerlisine, zararlısına) erişimin var. haliyle karbonhidrat temelli besinlerin etkisi çok daha ağır ve yıkıcı oluyor.

insanın kendi sağlığı için yağlı, bol kalorili, tatlı şeylerden uzaklaşması fikrine çok büyük saygım var ama böyle yaşıyor olsam dahi gittiğim kutlamada önüme salatalık koysalar gülerdim. adı üstünde kutlama, her gün yapılmıyor ki. yemeyen yine yemesin ama bu tip durumlarda tatlının bulunması sorun değil bence. kaldı ki diyabet gibi bir sağlık sorunu yoksa kimse ayda bir dilim pasta yedi, kutlamada bir bardak kola içti diye sağlığından olmaz.

kısacası tatlı, şekerli, bol kalorili şeyi sevmek insanoğlunun genetiğinde var ama vücudumuzun dizaynıyla bugün bizim onu kullanma tarzımız çok farklı. zamanında bünye, "bu aç kaldı diye ölmesin şimdi, gitsin avlansın" deyip açken daha çok enerji üretmeye başlamış örneğin. şimdi de öyle ama biz hiç aç kalmıyoruz, ayı gibi yiyoruz. elinde mızrakla gezen adam daldan iki meyve koparınca mutluluktan çıldırıyordu belki, biz gidip diyabet oluyoruz. niye? onun kadar hareket etmiyoruz, ondan ÇOK DAHA FAZLA şeker ve tahıl tüketiyoruz, şekere ona kıyasla çok daha fazla bağımlıyız.

sorun bunları kutlamada yemek değil, standart diyetin parçası bellemek. "nasılsa çayı şekersiz içiyorum" deyip günde üç ekmek yiyen, mısır gevreğinin ciddi ciddi sağlıklı ve iyi bir öğün olduğunu düşünen (kalorisi çok değilmiş diye) o kadar insan var ki...

Der meister +1

Buna binaen bir kitap önerisinde bulunayım, bu gibi evrimsel olarak genetiğimize kodlanmış şeyleri anlatan akıcı bir kitap. Yazarını hatırlamıyorum. Yılanlar, Gündoğumları, Shakespeare - Metis Yayınları

şekeri dışarı atmaya çalışırken şişlik bileğinizdeki bir siniri de sıkıştırabilir ama endokrin sistemi etkiller ve vasküler komplikasyonları vardır. yüksek sodyum ise tuzlu yiyecekleri hafifletin ve böbrek fonksiyonlarına bakılmalı.

sanırım bir şirket arama yaptığında çıkınca da geliyor o mail ama ben büyük ölçüde clickbait olduğuna şahit oluyorum.

Lindybeige var. Ortaçağ'da sepet nasıl örülüyor onu anlatıyordu bi kaç ay önce. Fantastik bi kanal.

www.youtube.com

www.youtube.com

film/tv vs uzerine: www.youtube.com

İçinde Jordan Peterson (insan davranışları ve hayat üzerine) geçen videolar dipsiz kuyudur.

İsimlerin ilk 3 harfi mi yoksa hücre içindeki verinin tamamı mı aynı ise renkli olacak?

Buraya bir örnek bırakıyorum, istediğin tam olarak ne ise ona göre yaparsın:
streamable.com

32 senedir yapıyorum.

35 senedir yapıyorum, yanına da hangi şehirdeysem slaş kısaltma.

manasız buluyorum.

Sadece isim yazıyorum, normal koşullarda tarih atmıyorum ama hayatımda ilk kez gittiğim bir yerden hatıra kalsın diye kitap alınca tarih ve neresi olduğunu da yazıyorum.

Onun dışında manasız buluyorum +1
Amazon'dan aldığım bir koli kitaba tarih yazmanın ne gereği var.

isim, tarih, aldığım şehir (İstanbul'dan aldıysam bir de semt)

önemli bir kitapsa sonuna okuyup bitirdiğim tarihi de yazarım. hayatımın hangi döneminde hangi kitapları edinmişim ve okumuşum bunu takip etmek hoşuma gidiyor. ayrıca nereden aldığım da nostalji yaratıyor hatırlayınca. (internetten pek alışveriş yapmam)

Ben tarih ve aldığım şehri yazıyorum. Hayatım boyunca farklı şehirlerde ve ülkelerde yaşadığım için kitabın kapağını açıp baktığımda nereden, ne zaman almışım görmek hoşuma gidiyor.

Bunu yapan insanların çeşitli motivasyonları var. Kitabı aldıkları tarihi, okumaya başladıkları tarihi ya da okumayı bitirsikleri tarihi yazabiliyorlar. Kitap hediye geldiyse bunu yazabiliyorlar. Bazıları kitapla ilgili kısa fikirlerini yazıyor.

Bunu yapan insanlar, böyle yaparak kitabı kendi geçmişlerinin bir parçası olarak hissediyorlar benim anladığım kadarıyla. O tarihe bakınca o kitabı okuduklarında hissettikleri şeyler ve bunun üstünden o yılda nasıl bir insan olduklarını hatırladıklarını söylüyorlar, kendilerindeki değişimi takip edebiliyorlar. Bu kadar kesin ifade etmiyorlar gerçi, bunlar benim çıkarımlarım.

Böyle şeylere önem veriyorsanız siz de deneyebilirsiniz. Ben yapmıyorum, hatta ben özellikle kitapla ilgili notlarımı ayrı defterlere tutup, sayfa kıvırmak yerine ayraç kullanıyorum. Bana da yıllar sonra dönüp kitabı tekrar okumak istersem ve onda izler bıraktıysam eski düşüncelerimin etkisinde kalırmışım gibi geliyor. Bu yüzden tertemiz tutuyorum özellikle.

Ben de yapıyorum hem kendime hatırlatma gibi oluyor hem de birine ödünç verirsem ona da hatırlatma oluyor :)

Akhenaten +1 kütüphanemdeki çoğu kitapta vardır. Olmayanları görünce eksik hissediyorum

hastaneden alıyolar sanırım.

geçmiş olsun, hastaneden yaralamalı trafik kazalarına karışanların bilgisini satıyorlar avukatlara.

motor kazasında avukatlıktan aranıp sıkıştıran oldu mu çekinmeyin konuşabiliriz falan demişlerdi de moralim yerine gelmişti yalnız değilmişiz diye. şimdi bu konudan anlıyorum ki her şey çıkara dayalı :) ama kafaya takılacak şey değil. bardağın dolu tarafından bakılırsa verilerim sızdırılacaksa böyle bişey için sızdırılsın, bir yardıma ihtiyaç olabilir çünkü gerçekten.

Karşı tarafın avukatı da istihbarat çalışması yapıyor olabilir.

bu bir sektör. trafik kazası yapanların bilgilerin hastaneler vb resmi kurumlardan yasadışı toplayıp tazminat vaadiyle vekaletlerini alıp dava açıyorlar. tamamen yasadışı bir durum uzak durmanızı tavsiye ederim

2014'te geçirdiğim kaza sonrası daha bir hafta önce sigorta şirketleri arıyor. dava açalım, bir yara izi vs. kaldı mı diye. işin ucunda para var. ararlar tabii.

Kvkk kapsamında bu tarz bilgilerin paylaşımı yasak. Geçenlerde bu tür bir yapılanmaya operasyon düzenlendi. İtibar ermeyin şikayet edin

Çukka

Yaralanmalı trafik kazası var. Karşı taraf suçluysa adamın canına okuyacaklar. Sen tazminat alacaksın avukatta senden para alacak.

Böyle lanet bir sektör oluştu

Karşı taraf suçluysa hakkını ara tabii, tazminat alma hakkın doğuyor çünkü. Zaten parayı karşı tarafın trafik sigortası veriyor, adamdan tahsil etmiyorlar.

kol

Koldan

twitter.com
twitter.com

2 doz oldum. İlkini koldan yaptılar. İkinciyi kalçadan yapmak istedi ilkini koldan yaptılar dedim. Doktora sorup geldi koldan yaptı. Kalçadan da olabilir ama diye de söyledi. Fotoğrafları gördüm ama onların temsili fotolar olduğunu düşünmüştüm. Teşekkürler.

Kas olan bir yerden yapılabilir iste :) onemli olan o

www.milliyet.com.tr

Butonunun adı Benjamin
“Kelime Oyunu”nda süreyi durdurup cevabı vermek için basılan butonun bir adı var: Benjamin. Buna bir isim verme fikri, butonun bozulduğu bir canlı yayında, tamir edilmesini beklerken Varol’un aklına gelmiş. Birkaç dakika laf kalabalığı yaptıktan sonra “Buton bozuldu” demiş, “Sürekli bozuluyor, ayrı bir karakter oldu artık. Onu bir isim arıyoruz, önerilerinizi yollayın.” Birçok öneri gelmiş. İçlerinden bir “Vurdumduymaz”ı beğenmişler, bir de 14 yaşındaki bir izleyiciden gelen Benjamin Button ilhamlı “Benjamin” adını.. Önce “Vurdumduymaz Benjamin” olmuş düğmenin adı, sonra da “Benjamin” olarak kalmış.

(bkz: benjamin button)

çinko biotin için dr kontrolünde
dax hair gro kullanın.

Versace

Yok Türk

roman olabilir mi?
eltilerin batirdigi tesktil firmasi diye arattim "toplusoylar kimdir" diye sonuc cikti :)

htkulup.haberturk.com
www.hurriyet.com.tr

KGM'yi arayın. Onlar muhtemelen 'o kendi kendine düzelir' diyecekler.

ben de geçenlerde e-devlette tesadüfen gördüm. benimki içinde bakiye olmadığından ihlalli gözüküyordu, otomatik yükleme talimatı da var halbuki. arayıp sordum, yükleme yapıldığında da kesilmemiş bu sebeple ödedim.

doğru. Hırsızlığa karşı koruma sanırım bu. Ben geçen tabletimi satmadan çıkış yaptım icloud şifremi sordu diye hatırlıyorum. Sonra da cihazımı bul vb. hizmetler sonlandırıldı diye mail geldi.

Cihazımı bul özelliği nedeniyle şifreyi girmeden çıkış yaptırmaz.

telefonun bildirim ayarlarından yapılıyor, whatsapp ile ilgisi yok.
telefonun modeline ve işletim sistemine göre değişir.

Çeşitli sanatsal workshoplar düzenleyebilirsiniz.
Punch, tabak boyama, origami, vb. gibi.

toplumsal cinsiyet meselesi üzerine bir konuşma olabilir.
kadın cinselliği, cinsel hastalıklar vs. gençleri de çekebilecek konular veya davet yöntemleri seçerseniz daha iyi olabilir.
yaş ortalamasına göre flört şiddeti, psikolojik şiddet falan da konuşulabilir.


annelik ve bakım emeği tartışılabilir. bu konuyla ilgili veya başka bir konudan güzel bir film gösterimi olabilir, sonrasında belki film hakkında konuşulur.

mini kermes yapılabilir.
madem bütçe var, bomboş ve çöpe gidecek bir magnet/broş değil de kermese katılımdan sonra baktıkça birşey hatırlatacak bir mini hediye dağıtılabilir. belki bir kitap :/

bir de çok önemli birşey daha; vakit olur mu bilmiyorum ama yaratıcı drama oyunları gibi (bir lider çağırırsınız parasıyla) bir etkinlikte kadınlar tanışır, oyun oynamanın heyecanı falan hem sosyalleşirler hem de sonrasında da belki iletişimde kalmalarına vesile olur. bu oyunlar biraz da bilinçli ve belli bir konseptte seçilirse günün anlam ve önemine de uygun olur.


derneğin tiyatro ekibiyle de uydurmasyon bir piyes yapmayın.
boal ve forum tiyatrosunu araştırsınlar veya siz de bir bakın. (ezilenlerin tiyatrosu) sanırım arzu gökkuşağında'da direkt, özellikle kadınların (aldatma, aile içi huzursuzluk vs) dahil olduğu güzel örnekler vardı. öyle bir çalışma yaptırılabilir kadınların ve tiyatro ekibinin de katkısıyla.

Sadece protein ve yağla beslendiğinizde de böyle mi? Örneğin, tavuk ızgara, kırmızı et, balık gibi.

Bir de diyabet teşhisi aldıysanız, ekmek ve tüm hamurişlerini tatlı tuzlu farketmeksizin bırakmanız gerekir, en azından doktor önermiştir?

İlaç olarak metformin mi verdiler?

Hepsiburada veya Amazon her ikisinden de ucuzdur. Neden daha pahalı alasınız ?

fiyat avantajı varsa apple garantili herhangi bir yerden,
Aynı fiyatsa apple sitesinden.

Ben apple sitesinden aldım ertesi gün teslim edildi. Şehre/modele göre değişebilir tabi

en ucuz yerden al. appleda en pahalı olur. en ucuz derken ama; amazon, hepsiburada, trendyol vs buralardan şaşma.

Yılanlarla ilgili böyle bir efsane var ama gerçekte öyle olduğuna dair bilimsel bir veri yokmuş.

moviecultists.com

Burada mesela bir mürekkepbalığı türü olan 'broadclub' mürekkepbalığı hakkında avını hipnotize etmek için çeşitli renk ve ışık dalgaları yakarmış. Ama ona da tam olarak hipnotize diyemiyormuşuz. Çeşitli hayvanlar -kimisine göre- insandaki hipnotizeye benzetilen bir hale girebilirmiş.

YEN yaz.

'kol kırılır, yen içinde kalır'daki yenin doğru anlamını sen ona anlatırsın o da ortamlarda soranlara anlatıp şekil yapar.

seyler.eksisozluk.com

1. tekerleme yaz.
kırk kırık küp kırkının da kulpu kırık kara küp, gibi.

2. korkularına esir düşen kimse mükemmel eserlere imza atamaz. imza naksidil.

3. nagehan alçı: kan akabilir, yalvarıyorum.
4. nagehan alçı afganistan'dan bildiriyor.
5. nagehan alçı: che bir yamyamdır.

ya da sadece nagehan alçı

under construction yazabilirsin ehehe

Alçıya yazanlar arasında ayrışmak istiyorsanız bence resim yapın (kabiliyet meselesi tabii).

Pekmez?

Tahinli çörekler de güzel oluyor, yanına da açık çay.

Kabak tatlısı, piyaz

sade dondurmayla efso oluyor.

Humus

teretür

Haşhaşlı çörek.

kesinlikle piyaz

tahinli katmer (gözlemeye benziyor tatlı değil. sacda hamur açması şeklinde yapılıyor)

Antalya piyazı. Katmer.

Tuzlu demişsiniz ama ek bonus : muzun üzerinde de esfane.

O kadar para vermek bence mantıklı değil ama kamerası için verirdim ben olsam. Başka bir şey için değil. Özelliklerinin hakkını vereceksiniz alabilirsiniz.

sadece kamerası için bir iphone 12 ya da 13üm olmasını isterdim ama paraya kıyıp alamıyorum ve telefonumu da alalı daha 2 sene olduğundan almıyorum.

İphone 13 128gb 15k küsürlerde şu an. Maaşın 10k ve üzeriyse al gitsin.

bu para sana batacaksa alma tabii ki, ama paran varsa en temizi bu. çok iyi cihazlar.

Şeker hastalığı genetik bir hastalık, biraz bilim.

tip 1 diyabet genetik bir hastalik, tip 2 diyabet degil.

tatlilarla su tuketiminin kan sekeri seviyesini normale gore daha fazla ziplatacagi ile ilgili veriler mevcut. su ile beraber vucudun glikozu daha iyi parcalayip kana karistirdigi dusunuluyor. bunun diyabete ihtimalini yukseltme olasiligini bilmek zor.

Şöyle bir durum; kana karışmasını hızlandırdığı icin inisulin salgılatıyor ve o sırada yedigini yakacak bir aktivite içinde değilsen inisulin direnci oluşmaya başlıyor. Tip2 diyabete giden yolun ilk adımlarını atmış oluyorsun.

Pek çok diyetisyenin önerisi, sadece tatlı değil yemekle birlikte ve yemekten yarim saat sonra su içilmemesidir.

Atalarımız bu konuyu; “Ye tatlıyı, içme suyu, yanarsa yansın” diye özetlemişlerdir :-)

Valla ben de markete gittiğimde özellikle son iki senedir pek de bir çeşit olmadığını düşünüyorum. Sadece sebze meyve değil ama ambalajlı ürün çeşitliliği de azaldı sanki.

yoo haklısın. sebzeyle et yine EH İŞTE, nispeten düzgün beslenen ve çok sağlıklı olan insanlar biliyorum; yani sanırım hormonlu, antibiyotikli, zartlı zurtlu olmasına rağmen atıyorum brokoli, ıspanak, dana eti vs. yemek hâlâ market ürünlerinden daha iyi... ama dünyanın hemen her yerinde zenginler haricinde insanlar zaten ya kuş kadar yiyor ya da karbonhidrat bombası, saçmasapan şeyler tüketmek zorunda kalıyor. bilinç yok genel olarak, bilinç olsa para veya ürün yok.

"zengin" derken avrupa'da 3 bin euro maaş alan kişiyi de kastediyorum bu arada. çünkü avrupa'da vasat üstünü geçtim vasat yaşayan birisi bile muhtemelen dünyanın en zengin %10'u arasındadır. nispeten temiz, sağlıklı meyve/sebzeye erişimi vardır. bizim yok mesela, anca çok paran varsa doğal ürünlerin peşine kendin koşup araştırırsın ama onda da regülasyon filan hak getire, yumurtaya tavuk boku sürüp yanına saman ekleştirip organik diye satarlar; doğru mu, değil mi, bilemiyorsun.

son 20-30 yılda kalp hastalıklarının, obezitenin fırlaması sürpriz değil. standart diyet aşırı şeker ve çok fazla işlenmiş ürün içeriyor. ciddi ciddi corn flakes ve sütün sağlıklı ve yeterli bir kahvaltı olduğunu düşünen insanlar var mesela... medya yoluyla da insanların "normal" algısını değiştiriyorlar. öyle ya, bugün doğan bir çocuğun içinde yetişeceği reklam/sosyal medya ortamını düşün. bu bebe biraz açık gözlü değilse, kendisi araştırmazsa neyin sağlıklı olduğunu asla bilemeyebilir bile...

kısacası tüm para bir avuç zenginin elinde; geri kalan insanlar da elindeki üç kuruşu karbonhidrat deposu, sağlıksız besinlere vermek zorunda kalıp aynen o zenginlerin eline geri sayıyor :) hadi kamboçyalı bir çocuk "ben sağlıklı olacağım, haftada üç gün kırmızı et yiyeceğim, ketojenik diyet yapıp kafama gözüme zeytinyağı süreceğim" desin bakalım... bir ay çalışsın, üç günlük yemek masrafını anca karşılar. e ne yapıyor garibim, basıyor karbonhidratı. hadi o taraflarda en azından fakir oldukları için çok şişmiyorlar ama türkiye gibi, abd gibi fakirlerin kendini "potansiyel zengin" zannettiği topraklarda işte millet bol bol ucuz gıda ve sağlıksız gıda tüketebildiği için davul gibi şişiyor. bir örneği de benim.

uretilen yiyeceklerin neredeyse yarisinin cope gittigini dusundugumuzde haksizsin diyebiliriz rahatca.

Söylediklerinizin yüzde 95'i yanlış. Tek tek çürütmeye üşendim. Sadece şunu yazayım. Hayvanlara alan açmak için Amazon Ormanları yok edildi. Amazon Ormanları dünyanın akciğerleri. Küresel ısınmaya neden en büyük etkenlerden biri de aşırı et tüketimi. Dünya et tüketiminin zirvesini yaşıyor. Gelecekte et tüketimi azalmak zorunda. Asıl bundan sonra yapay et yiyeceksiniz.

www.tarimdunyasi.net

Muhtemelen ciftcinin devamli aglamasina inaniyorsun.
Almancilar,esnaf,ciftci devamli zarar ettiginden bahseder ama etmezler.

Herkese acik veriler var oturup senelik uretimlere bakip kendi kendini curutebilirsin.
Turkiye hayvani boyutlarda tarim yapiyor ama bizim sofraya kalitelisi gelmiyor.

dissendium Biraz abartarak dalmış olaya Amazon ormanları dünyanın akciğeri değil tabii Amazon ormanları %20 oranında oksijen üretir onu da lokal olarak oradaki canlılar tüketir, dünyadaki oksijen ihtiyacının %70-80'ini okyanuslardaki algler üretir, yani amazon ormanlarının tamamı da yok olsa yapay et yemek zorunda kalmayız.

Güncel teknolojilerle tarım, verimliliği yüksek bir alan haline geldi. Örneğin ABD'de 1800'lerde nüfusun %68'i tarımda istihdam edilirken şu anda bu oran %1.3. Çok daha az insanın çalışmasıyla çok büyük kitleler beslenebiliyor. Türkiye'de de, Antalya'nın ovalarını gezseniz örneğin, ne kadar büyük tarım potansiyelimiz olduğunu görebilirsiniz. Çiftçinin verimliliği, yerel üretim-satıştaki karlılığı ile ilgili sorun olabilir, bu anlamda gıdaya erişmekle ilgili sıkıntılar da yaşarız belki sektörü bilemiyorum ama yüksek verimlilikle yapılan tarımla çok insan beslenebiliyor onu biliyorum.

Hollanda'yı araştırırsanız topraksız hatta güneşsiz tarım yapan işletmelerle kısıtlı alanda, daha az su, daha az enerji tüketerek dünyanın en büyük sebze ihracatçısı haline geldiğini göreceksiniz. Bunu da teknoloji, inovasyon ve yüksek verimlilikle başarıyorlar. Bunun için yıllardır emek ve para harcıyorlar tabi.

Efenim bi insanın peynir yemesine gerek yok.
Süt zararlı
Yapay et sağlıklı vs

Bu gibi haberler gıda kıtlığını topluma kabullendirme çabasının öncülleri sadece

Dünya ciddi gıda kıtlığının ve su kıtlığının eşiğinde. Türkiye acilen tarım ve hayvancılık yapmalı

www.gittigidiyor.com

@angelofdeath Evet böyle bişey ama ucuz yollu bi versiyonunu bulamaz mıyız? Bu çok pahalıymış. :)

"rfid okuyucu" olarak aratabilirsiniz

Galiba şu: twitter.com

www.cumhuriyet.com.tr

fazlija diye bir şarkıcının helikopter adlı şarkısı var. helikopter pervanesi sesiyle başlıyor TU TU TU TU diye. r/2balkan4you takipçileri olarak bizim çoktan tükettiğimiz bir meme ama peasant'lar yeni keşfetti hehe

bi de uzi'nin krvn şarkısında

al bunu geri gönder
kardeşim helikopter (pat pat)

diye bi kısım var, o da çok popüler son aylarda.

Asiyi bulursaniz, parasini verip alirsaniz doktorlar yapar.

eczaneden reçeteyle alıp acilde iğneyi vurduruyorsunuz. üç ayrı kez.

Önce doktorun recete etmesi gerekiyor, sağlık ocağındaki doktorlar da yazabiliyorlar, 3 doz 0 (ilk dozunuz) (ilk dozdan sonraki )2. Ve 6. Aylarda oluyorsunuz. eczaneden temin edip hastaneye ya da sağlık ocağına dönüp yaptırabilirsiniz. Doktor size net tarihler veriyor o tarihlerde olmanız gerekir, öncesinde olma ama max bir - iki gün o tarihi geçirebilirsin demişti. Olacağınız her dozun günü ilk olduğunuz gün zaten ona göre oluşacak, eğer gidemeyeceğinizi düşündüğünüz bi tarih varsa kendiniz de bekleyip ona göre ilk dozu olabilirsiniz. Güncel fiyatı nedir bilmiyorum tek doz ~590 olabilir ya da kur zam vs daha yüksek de olabilir.

güncel fiyat tek doz 790.

Benim sık manikürden olmuştu. Azalttım, düzeldi.

Kansızlık (anemi) da neden oluyor. Çoğunlukla nedeni demir eksikliği

mineral eksikliği olabilir.

Patavatsız.

pürtelaş

tez canlı

Birçok şey denebilir de, arkadaş denmez mesela.

Haftada 2 gün bundan, diğer günler 15 damla ocean d3k2 alıyorum, anca 70leri buluyor. 3 ay falan sürer yükselmesi.

iş yeri hekiminiz doğru söylüyor, onu dinleyin. D vitamininiz bu kadar eksikken, ve mevsim dolayısıyla vücudumuz D vitamini sentezleyemezken doz aşımı olması pek mümkün değil.

doktorumun mevcut D vitamini seviyesini koruyabilmek için önerdiği doz şöyle: her 10 kilo için, 1000UI

yani sadece mevcutu korumak için 70 kilo birisi, 7000 UI almalı. muhtemelen size verilen d-colefor tabletleri 20bin UI. her gün bir tane alsanız ancak yükselir.

emilimini kolaylaştırmak için yağlı bir gıda tüketirken almanız iyi olabilir. zeytinyağı, tereyağı olur. mesela tereyağına yumurta kırdığınız kahvaltının yanında olabilir.

d vitamini almadan 1 saat önce, ve aldıktan sonra çay/kahve tüketmezseniz daha çok faydasını görürsünüz.

bir de madem danışabileceğiniz bir iş yeri hekiminiz var; magnezyum almak da iyi gelecektir. bunu da bir sorun isterseniz.

geçmiş olsun.

is yer hekimi +1
benim de genelde dusuktur. kisin 15 yazin 5-10 damla olacak sekilde her gun ocean d3k2 aliyorum doktor tavsiyesi ile. anca normal seviyede tutabiliyorum bu sekilde. gerci 1 yildir olcturemedim ama neyse konu o degil:)

parmaklarımdaki yaralar için gittiğimde cilt doktoru ölçüm bile yapmadan aynen o dediğiniz hapı haftada 2 gün şeklinde verdi. yani d vitamini düşüklüğünden de olabilir, d vitaminini koruyalım diye tedbir amaçlı. o derece bir düşüklüğe haftada 1 içmek pek bir fayda sağlamaz gibime geliyor.

@kaptankedi: evet her tablet 20.000IU

hba1c anlik bir deger degildir, hizli degismez, son bir kac ayki glukoz durumunun ozetidir gibi dusunebilirsin. o yuzden anlik sekerim x iken hba1c y karsilastirmasinin pek bir anlami yok. bence doktorunla konusmalisin kullandigin haplar yeterli olmuyorsa belki insulin kullanman gerekiyordur? cok sakaya gelecek bir sey degil, gecmis olsun.

6'dan ne kadar fazlaysa son bir kac aydir diyabetini o kadar kotu kontrol ediyorsundur diyebiliriz.

diyet diyet diyet

Instagram'da Rengin Börekçi bu konular hakkında çok detaylı olarak bir şeyler yazıyor, onu takip edebilirsiniz.

Özeti: Aralıklı oruç. 8 saat yiyip, 16 saat aç kalacaksınız. Su/çay/kahve tüketebilirsiniz ama 1 kalori de olsa gıda almayacaksınız.

Başka rahatsızlığınız yoksa, iki haftada bir 24 saat aç kalmayı deneyebilirsiniz.

Bu arada hba1c'nin 6 seviyesine gelmesi çok güzel haber, sizi güzel günler bekliyor. moralinizi bozmayın.

hocam diyabeti olan birisi öyle aralıklı oruç, 24 saat aç kalma falan kafasına göre yapamaz, yapmasın lütfen, kafadan önermeyin. komaya girersiniz allah korusun. yapacaksanız endokrin doktoruna sorup öyle yapın.

dr.rengin börekçi +1

öğrenildiğinde ufku iki katına çıkaran şeyler başlığı şükela modunda okunabilir. arada videolar olabiliyor.

film, dizi, oyuncu, yönetmen, yazarlarla ilgili bilgileri, anektodları 'alın bu bilgiyi de ne yaparsanız yapın' kafasıyla anlatan bir youtube kanalı var mesela:

www.youtube.com

neleri bilmediğini yazabilir misin

Youtube'da akademik link guzel kanal bence. Turkce icerik ureticileri arasinda en iyi bile olabilir

veritasium'u tavsiye ederim.

Dilozof takma isimli bir felsefeci var onun videolarını izliyorum youtubedan. Felsefeye ilgin varsa...

market satışı yaptığın için kalır, çok dert ediyorsan o miktarları coinlerin tamamını elden çıkaracağın şekilde satış emri var. binance normalde küçük miktarları bnb’ye çevirme opsiyonu veriyor ama onun için de bir alt limit var.

Yaptığın çapraz işlemde ondalık olarak belli bir seviyeye kadar alabilirsin.

Atıyorum ETH'den 0,0001 birim alabilirsin minimum. 0,00005 alamazsın mesela. Bu yüzden talep ettiğin ETH miktarını anlık fiyat ile çarpınca bir miktar küsurat kalması normal.

Şöyle basitçe anlatayım. 6 liran var. Markete gittin, Tanesi 2,5 liradan en fazla 2 ekmek alabilirsin. 2,4 birim ekmek alamazsın. Dolayısıyla 1 lira küsurat olarak kalır.

Bu gibi küsuratları cüzdan menüsünden 'Convert small balances to BNB' yapabilirsin.

o ufak şeyler kuruşlar kadar önemsiz bir şeyler.
ama en sonunda topluyorsun 1-2 lira falan ediyor.
yani bende 20-25 tane kalmıştı böyle topladım 3-4 lira çıkmıştı.
çok kafana takma onları.
en en en sonunda bnb olarak topluyorsun.

Bnb olarak biriktir bir miktar birimince hepsini USD veya TRY olarak çevirirsin

leg warmer. Türkçe tozluk deniyordu eskiden ama başka adı var mı şimdilerde bilemem.

usdt/try den usdt alımı yapacaksınız

usdt çifti çok az. çoğu try ile alınıyor zaten. global versiyon üzerinde usdt çiftleri derya deniz

Başka biri WhatsApp'ı kendi telefonunda aktifleştirmek için sizin numaranızı yazmış (isteyerek ya da istem dışı).

Bu kodu bilmediği sürece sorun olmaz. Kodu bilir ise mesajlarınıza ulaşır ve sizin telefonunuzdan aktivasyon düşer. WhatsApp'a girdiğinizde tekrar aktivasyon sayfası görürsünüz ve numara sizin olduğu için kolayca aktifleştirirsiniz. Ancak bu numara başkasının eline siz söylemeden geçiyorsa güvelik açığı vardır. Bunun önüne geçmek için WhatsApp ayarlarından 'Bağlı Cihazlar' bölümüne gelip size ait olmayan bir oturum görürseniz o oturuma tıklayıp 'Çıkış Yap' butonuna basın.

Çoklu cihaz beta programına katıldınız kısmını katılmadınız olarak değiştirmiştim iki gün önce onunla alakalı olabilir mi?

O ayarı katılmadı olarak değiştirdiyseniz önceden 'katıl' olarak değiştirmişsiniz demektir. Yani varsayılan ayar 'katılmadınız' zaten. Ama yine de onunla alakalı değil doğrudan. O beta programı bir yerde oturum açmak için QR okutunca telefon internete bağlı olmasa da WP'nin kullanılmasını sağlıyor (4 cihaza kadar). Yine de size böyle bir mesaj gelmesinin bu program ile ilgisi yok diye aklımda kalmış.

WP'yi ilk kurduğunuzda size aktivasyon için "telefon numaranızı girin" diye sorar. Bu kısma telefonunuzu girince ilgili numaraya mesaj gider. Normal şartlarda bu mesaj SMS olarak geliyor. Ancak halihazırda aktif bir oturum olduğu için sizin telefonunuzdaki WP uygulamasına gelmiş.

Özetle; biri yanlışlıkla sizin numaranızı yazmıştır. Ben de bir keresinde hata yapmıştım (248 olan numarayı 148 olarak yazdım). Muhtemelen bana ait olmayan o numaraya da benzer mesaj gitmiştir o gün.

Yukarıda dediğim gibi 'Bağlı Cihazlar' bölümünde size ait olmayan bir oturum görmüyorsanız endişe edecek bir durum yok.

Geçenlerde benim de başıma geldi. Özellikle kripto varlık işleriyle ilgili bir kaç siteye (en popüler olanlar) üye olduktan sonra olması şüpheye düşürdü. Hatta gece bir saatte Birleşik Devletler numarasından your verification code diye aranıp tırstım (:

Arkadaşların dediği gibi biri yanlış numara girmiş olabilir. İkinci ihtimal ise hack denemesi olması. Özellikle telegram vs gibi başka bir platformdan -tanıdığınız birinin adına da olabilir WhatsApp şifremi size yollamışım bana geri atar mısın diye mesaj alırsanız tabi ki dikkate almayın.

Güvenlik önlemi olarak da WhatsApp'ta 2 adımlı doğrulamayı etkinleştirin.

Telefon rehberinde Telegram kullananlar çıkar direkt. Telefonun rehberinden kişiyi silerseniz Telegram'dan da silinmiş olur.

nasıl silinir bilmiyorum ama yukarıdaki cevaba cevap olarak, bi kere telegramda göründüyse rehberden silince kişi silinmiyor telegramda kalmaya devam ediyor.

www.alphr.com

Kunduracıya götür kalıba sokup bi numara büyütür.

İçe füme. Ayakkabı da füme, gri, beyaz.

Ici olabildiğince aynı renk. Ayakkabı krem-somon

ya bunun içine yakası kapalı atlet giymeyi düşünmüyorsunuzdur umarım. kötü durur bence. ben olsam bunu bir şekilde gömlek yakaya çevirir ya da i.pinimg.com böyle alternatiflere yönelirdim. altına da beyaz ayakkabı, mis.

elbiseyi çok beğendim, modeldeki gibi bir fular bağlasanız daha uzunca olan?
ayakkabıda herhangi bir spor beyaz

Merhaba,
Lacivert elbisenin içine hardal ya da açık bej dantelimsi body giyilir ama elbisenin üzerinize ne kadar yapıştığına bağlı. Nihayetinde jile değil bildiğin elbise almışsınız.

renkli bir fularla kapatın daha iyi. hatta düzgün durursa fular uçlarını yaka içine sokun. 15 ayrı fular bağlama yöntemi var. internette bulabilirsiniz.

atlet vb bozacak gibi elbiseyi.

ayakkabı kırmızı! varsa.

yakasi acik degil aslinda.
modelde en azindan iyi durmus.
rahat edemiyorsan ama ayni renk bir sey giyebilirsin.

mor konvers guzel olur. ya da converse tarzi bi sey ama mor olsun bence.

Çocuğa giydirmeye başladım. Kendim kar havasında giyiyorum.

Hahah sen bakma arkadaşlara ben giydim bugün.

Otuzların çok başındayım, öyle 50 yaşında da değilim :)

ben yırtık kot giyiyorum hala :)

Bende yırtık kot giyiyorum

kadifeyi sevmediğim için değil, üşümediğüm için

Kadife gözenekli bir kumaş türü dokuma olarak, yani pantolonu giyip dışarıda dolaşırken rüzgar esse içine işler gerçi daha soğuk kuvvetli rüzgarlar başlamadı ama kadife sıcak tutmaz dışarıda üşütür

'File' markette satılan 'Daycare' marka aseton oldukça başarılı. Deneyebilirsiniz.

asetondan bağımsız olarak, koyu renk oje altına bir kat şeffaf oje sürerseniz en dandik asetonla bile tırnakta iz kalmıyor.

kuaför malzemesi satan yerlerden saf aseton alın, internette de eminim vardır.

sonrasında ellerinizi nemlendirmeyi unutmayın saf aseton kurutur.

Koyu renk oje çıkarmanın bir diğer kolay yolu da pamuk yerine naylon kadın çorabıyla silmektir.

yürüyüş tarzına göre o dil yana kayar. hatta ayakkabının tabanı ve şekli de yere basış şekline göre zamanla değişir. yürüyüşünü değiştirmediğin sürece o dil kayacak :)

işyerindeki kızlar hala ful ayak şov bizde.
not: şikayetçi değiliz

Eylül 1'i gördüğüm gibi geçtim. Zaten yağmur da başladı

Bu hafta geçtim.

Spor ayakkabı giyiyorum artık :(

Ankara'dan bildiriyorum; evet. Yakında ince çorap bot kombinasyonuna bile başlarım.

renk kodunda sıkıntı var bence. yeşil yazdıkları da yeşil değil ya da ben körüm. ben görsele bakarak alırdım.

Ben olsam ben de fotoğrafa güvenirdim. Pembe güzelmiş, güle güle kullanın.

Pembeye mor diyo bunlar.
Çok güzel kazak

Bence hic oyle fotografa guvenmeyin. Yarin evinize pakette mor bir kazak gelirse "iyi de ben bunu pembe diye aldim" diye sikayet ederseniz kabul etmezler. Acik acik mor yazan bir seyi sepete ekliyorsunuz.

Almanya'da yaşayan birinin satın alması kolay, ama Türkiye'de yaşayan birinin satın alması zor olacak bir ürün hediye edebilirsiniz bence. Bu yüzden de, örneğin teknolojik ürünlere bakmalısınız diye düşünüyorum

güzel bir çikolata olabilir

güzel kahveler ve soslar var orada. teknolojik olarak da belki kindle falan olabilir.

www.amazon.de

bundan bulursan begenebilir bence.

ekran kartı al türkiyede 2x karla satarsın. :)

almanya'da gideceğiniz yere göre değişebilir. bavyera bölgesine gidiyorsanız Lebkuchenherzen denen bir şey var (gingerbread hearts) o tür bir şey alabilirsiniz. yine oralardan beer stein denilen bira bardaklarından (kapaklı falan olur, porseleni olur, camı olur, süs gibi olanları da var) alabilirsiniz. ya da berlin'e gidiyorsanız bir parça berlin duvarı alabilirsiniz, hediyelik gibi satılıyor. hamburg tarafları olacaksa lübeck marzipan alabilirsiniz. köln taraflarına gidecekseniz klasik 4711 eau de cologne (cologne-köln) gibi bir şey olabilir. yani almanya çok genel, gittiğiniz bölgenin de özel bir şeyleri olabilir belki.

beyerdynamic al keke :)))

saldırdıklarına göre evet. buna insanlar da dahil olmak üzere saldırganlığın tek temel sebebi vardır, o da korku. her ne biçimde olursa olsun altından mutlaka bir tür korku çıkacaktır.

İshal var mı, ateş ve şiddetli ağrılar var mı, önemli. İshal varsa acaba şu aralar salgın var ishal ve kusma oluyor insanlarda, ona denk gelmiş olmasın? Ama iştah yok diyorsun...

Yakın zamanda ağır bir olay yaşadı mı, birinin bir lafı ona ağır geldi mi, ağır bir üzüntüsü oldu mu... bunları bir sorgulasan, onlar da böyle tepkilere sebep olabilir.

Bir de mideye bağırsaklara dair tahliller yapıldı mı?

bu aralar salgın var, ondan da şüphelenmek lazım. ben de serumla anca kendime geldim. ishal, halsizlik ve kusma vardı, biraz da ateş. sözlükte başlığı da açıldı. allah şifa versin, tez zamanda iyileşsin.

Benim annem de bir ara çok kusuyordu safra kesesini aldılar geçti. Öyle bir şey de olabilir.

Baş dönmesi vertigo dışında da yaşanabiliyor. Tansiyonu düşüypr olabilir, mineral eksikliği çekiyor olabilir. Soda, sporcu içeceği vs işe yarar.

Mide bulantısı, kusma için ise yorum yapamayacağım.

Salgın var +1,
Eşim ailesinin yanındaydı, hepsi kapmış ve kusmaktan bir hal oldular. Fena bir durum.

Nişanlımın anneannesi de benzer süreçleri yaşadı ama aşıdan önce de korona olmuştu. Korona olup aşı olanlar daha aşının etkisini yaşıyor diye duydum.

kanal tedavisi dediğiniz şey zaten dişin köklerini/sinirlerini yakıp kurutmak. canlı olmayan diş zamanla zayıflar ve et tutmaz hale gelir. son çare olarak yapılır. bu yüzden dişin kökünü canlı tutmak önemlidir.