Ekşi Duyuru

açtığı tüm duyuruları silen ve hatta verdiği cevapları da silen paranoyak kişilik bozukluğu gösteren kullanıcılar var bu sitede. compumaster onları gördüğünde hesaplarını siliyor genelde. o kadar silmeyi seven insana koymaz herhalde. öylelerini fader ve compumaster'a bildirin. 2-3 kere tanık oldum o tarz kişilerin hesabının silindiğine.

ben de samsungu çok tavsiye etmedim ama telefonu da samsung olduğu için ısrarcı.
çok teşekkürler

1000 TL bütçeniz varsa niye Samsung? Retina ekranlı Apple iPad Mini 16 GB alsanıza. Fiyatı 999 TL.

store.apple.com

lecturer gayet uygun sizinle aynı durumda olan bir arkadaşımın da linkedin hesabında öyle yazıyor kontrol ettim.

adjunct instructor da diyebilirsin bence.

guest lecturer da gayet fazla kullanılan bir tabir

Part-time lecturer diyebilirsin.

Instructor daha çok, bir makineyi veya aracı nasıl kullanmak gerektiğine dair eğitim veren kişiler için kullanılıyor. Uçuş dersi, CNC tezgahı kullanma eğitimi vb. için instructor uygun iken, üniversitede verilen bir ders için lecturer daha uygun.

Ek olarak: Lecturer dediğinde "dersin doçenti" gibi olmazsın (2 yıl üniversitede ders veren birinin "dersin doçenti" gibi bir kavramı kullanmasına şaşırmadım değil bu arada). Olsa olsa, o okulun kadrolu öğretim görevlisi gibi olursun. Bir nevi okutman dediğimiz sınıftan yani... O nedenle "part-time lecturer" demekte nice faydalar vardır diye düşünüyorum.

Ölecekmisin bilmem ama tahlil sonuçları 2 değerle yorumlanmaz bütün değerleri göz önünde bulundurmak gerekir.

hmm ben tüm diğer değerler standart referans aralığında diye bunlara dikkat etmiştim. sanırım yarın doktoruma görünmek en doğrusu olacak.

ölmeyeceksin,
benim karaciğer enzimleri ile ilgili bir değer tam 300 katı fazla çıkmıştı zamanında ve ölmedim.
ölmek sandığın kadar kolay değil dostum korkma.

Hırsızlık bir ekmekle, kötü kadin/adam olmak bir öpmekle başlar.

1- korsan film izliyorsun, korsan kitap okuyorsun.
2- "kendimi etik degerlere saygili, emeğe değer veren biri olarak addederim"

bu ikisi arasinda bir celiski yok mu sence? etik degerlere saygili degilsin kusura bakma. bari kendini kandirma.

soyle dusun manavin onunden geciyorsun, manav ortada yok. tezgahtan iki elma alir gider misin? manava seslenir misin? ikinci secenek ise, keriz misin? bedava alip gitmek varken neden para verdin?

not: film icin sinemaya giderim, muzik radyodan dinlerim, bilgisayarimda cracklenmis bir program bulunmuyor.

bundan 3-5 sene önce çok severek kullandığım bir virüs programı vardı. ilk önce free idi sonra paralı yaptılar. güncel aktivasyon şifrelerine erişilebilen bir site vardı. o şekil kullanmaya devam ediyordum ben de herkes gibi(çalıntı şifreyle yani) sonra bir gün bu sitenin adresini kaybettim ve bi arkadaşıma sordum, "nereden buluyoduk ABC'nin şifreyi" diye.
bana şöyle dedi:
"programı beğeniyorsan niye 18$ ödemekten imtina ediyorsun ki?"

haklıydı.

Bence bizim alışkanlıklarımızdan ötürü dijital verilere para vermek çok mantıklı gelmiyor. Yani insan elinde tutmak, para verdiği şeye sahip olmak istiyor.
Ama ben şöyle düşünüyorum, şimdi mesela sinemada 2 saatlik hoş vakit için 15-20 tl gibi bir ücret ödüyorsun. Bir e-kitap da 20 tl dersek, aslında fiyatına oranla güzel bir keyif sunuyor.
Bence itunes ya da amazon'daki kiralama sistemi gerçekten güzel. Mesela yabancı dildeki e kitaplar için prime üyelik alıp sistemdeki kitapları kiralamak mümkün.

benim sorunum biraz daha Dampire in tarif ettiği gibi. asla gidip korsan dvd, kitap (fiziksel olanlarından) almıyorum. hatta korsan kitap alan arkadaşlarımın elinden kitaplarını alıp orjinallerini hediye etmişliğim vardır. gidip crackli program yüklemem vs. ama konu dijital ve hızlı tüketilen bir mal veya hizmet olduğunda çelişiyorum kendimle.

yani programı lisanslı kullanıyorum çünkü program kalıcı bişey ama kitap ya da film tüketilebilir birşey diye sanırım korsana gidiyor elim. bu durum da rahatsızlık verici oluyor işte :)

manav örneğinde kesinlikle beklerim hatta dükkanın içinde bile beklemem çıkar dışarda beklerim ama olay dijital tüketim mallarına geldiğinde kafam karışıyor.

burada önemli olan şey şudur. o kitabın yazarı, filmin prodüktörü vs trilyoner mi? orhan gencebayın 20 milyon tl ye yalı aldığını okuduk. gidip orhan gencebayın cdsine para verip, servetine biraz daha servet mi ekleyelim.

böyle bir paylaşım ortamı var. bu engellenemeyecek. bunu böyle bilin, müthiş erdemli insanlar.

@dramadi, bu düşünceyi savunan güzel bir south park bölümü var, izlemeni tavsiye ederim.
Ama bir de şu var, bir insanın emeğine para verip vermememiz neden o insanın malvarlığıyla ilişkili? Yani, orhan gencebayın isterse uçak filosu olsun, yine de verdiği bir emek ve bu emeğin karşılığı bir ücret yok mu?
Günümüzdeki telif sisteminin ne kadar işlevsel, adil ve mantıklı olduğunu tartışabiliriz. Bence de adil değil ve miladını doldurmuş bir telif sistemi var dünyada.

@dramadi bu mantikla sabancilarin evine hirsizlik yapmaya gidebiliriz?

santra yapılmadan önce karşı tarafın futbolcuları orta yuvarlağın içine giremez bildiğim kadarıyla. aynı şekilde penaltı vuruşu yapılırken de ceza sahasının o yayının içinde bulunamıyor olabilirler.

yaklaşık 1 ay önce aldım. 2 iş günü sonunda verdiler. başka bir evrak eksiği yoksa 3 iş gününü geçeceğini sanmıyorum

ürün etkinleştirmesi yapılmamıştır. yapın düzelecek.

onu da bilgisayarım sag tık ozellikler den etkinlestır den yapıyorsunuz

cihazınızın markası ne?

e dağılım grafiği var excel'de, x-y çizyiyor aynen istediğin gibi ? t şekli için eksen max min noktalarını -50 +50 yap ikisi için de, olmalı.

ebay'den studio ghibli collection yazınca bişeyler çıkıyor. türkiye'ye de gönderen bir satıcı bulursan alabilirsin. gümrük sıkıntısı da çıkmaz çok yüksek değil fiyatları.

ucuz atlatmışsınız. kız haklı değil de siz yine yolunuzu değiştirin.

Bu tür kızlardan hayatımda 3 kez tanıdım ve sonu hep ayrılık oldu. Psikolojisi bozuk iki karakterli oluyor bu cinsler. Bence direk bırakın ama çok seviyosanızda biraz daha uğraşın derim sonradan pişman olmamak için

tedavi görmüş birisi olarak normal karşılıyorum, öyle silip atmayın
yapmanız gereken tek şey sizinde psikiyatriste gitmeniz...

bazı arkadaşlar psikolojisi bozuk, iki karakterli falan demiş hatta cins diye eklemiş. o kişilere insanlığa giriş 101 dersini almalarını öneriyorum.

arkadaşım bu bir rahatsızlıktır. tıpta sayamayacağımız kadar çok rahatsızlık var ve kız arkadaşın da onlardan birine tutulmuş. anksiyete ile ilgili dökümanları inceleyip bu soruyu sorduğunu farz ederek cevap veriyorum. anksiyete kişilerde ani ruhsal değişiklikler yapar, karar alamama, korku bunların başında gelir. sizi çok seviyor, evlenmeye karar veriyor eşya bile seçiyorsunuz ama birden korkuyor sevdiği halde ağlıyor sizi uzaklaştırmaya çalışıyor.

bu anksiyetenin klasik tablolarından birine %100 olmasa bile %90+ uyuşuyor. anksiyetenin tedavisi var. teşhis konulana kadar olan süreçten sorumlu tutmayın kendisini o da sizi düşündüğü için uzaklaştırmak istiyor kendisinden. sevmiyorum etmiyorum diyen insan evlilik düşünür mü lan bi kere akıl mantık var ailesiyle niye tanıştırsın. iş ciddiye bindikçe "ya beklediğim gibi olmazsa her şey, ya x olurza, ya z olursa" gibi sorular arkadaşın anksiyetesini tetiklemiş. yalnız bırakma yanında ol. tedavi süreci sonrası normale döndüğünde belki aşkınızı çok daha güçlü bir şekilde "beni yalnız bırakmadı" taşıyacaksınız. ya da gerçekten kendisi size bu rahatsızlığıyla zarar vermek istemeyecek ve bitirecek.

karar senin ya baştan kaç git ya da yanında ol ve sonucu gör. kaçarsan başka sonuç olmayacak ama beklersen ve destek olursan belki olayın gidişatını değiştirebilirsin.

atrin +1

hemen hemen ayni sey benim de yillar evvel basima gelmisti. ilk zamanlarda yasadigim arasam mi aramasam mi git-gel lerim arasinda bir gun internette bir yere "artik cok ozgur cok mutlu hissediyorum kendimi" menvalinde yazdigi bir sey nedeniyle bayagi bir sogumus aramamistim, oyle bitmisti. aslinda sogudum denmez de iste madem boyle daha mutlu boyle kalsin o zaman diye dusunmustum. eger o metni okumasaydim, oyle hissetmeseydim muhtemelen 55.000 kere filan arardim :)

senin yerinde olsam yaninda olurum bu arada...

kesinlikle ayrıl. görünen köy kılavuz istemez bu kadar basit. bazıları hümanist takılır aklınca iki tanede afilli cümle kurar okursun pratikte mantıklı gelir falan ama iş uygulamaya gelir denersin ve sonuç alamazsın. işler daha da tatsızlaşmadan, birbirinize saygınızı kaybetmeden ayrılın.

kaç abi kaç.

Bir antidepresan ilaca alışmak en az bir ay sürer. Bu bir ay içinde dengesizlikler olabilir bu çok normal. Dahası cipralex ssri gurubuna dahil bir ilaç. Yani kullandığı sürece daha iyi olamayacak, kullandıkça iyileşecek, tedavi olacak ve bir gün ihtiyacı kalmayacak.
Sizin de yapacağınız şu kız arkadaşınızı uzaktan takip etmek. Eskisi gibi dakikada bir aramak değilde günde bir defa halini hatrını sormak. Gerçek bir arkadaş gibi. O ilaca alışınca normal bir insan gibi karar verdiğini görüncede karşınıza alır normal normal konuşursunuz.

Ayrıca ''hepimiz çok normaliz o kız deli'' numarasına bayıldım lan, valla.

saroz,güneyli.
istanbula 3-4 saat arabayla.ama cok uzun zaman kalınmaz bence 3 4 günden fazla.

saroz, erikli.

saroz guzel hos ancak oralarda da sıkılır mıyım diye korkuyorum bir kac kez gitmistim saroz yayla tarafina.

Bence guzel plajı olan bir tatil koyune gidin..gun boyu plajda,havuzda takılırsınız.Hemde ortamda bolca insan olacagı icin sıkılmassınız.

Dalyana gidin bence.Marmaris-Dalyan.

izmir, karaburun... mükemmel bir yer.

Ben de senin durumundayım bu sene. Tek başıma bir akdeniz turu planladım. 2-3 gün olimpos, 2-3 gün fethiye(ölüdeniz, kelebekler vadisi, kabak koyu), 2-3 gün marmaris. Şimdilik planım böyle, bakalım nasıl olacak ?

hollanda'ya gitmişken brugge'e de gidin mutlaka, sabah gider akşam dönersiniz. deniz için de fransa kıyıları güzel olabilir. orta avrupa baya soğudu bu arada, haberiniz olsun:)

galatasaray universitesinde cillop 1 yillik tezsiz master programlari var.

madem kimse cevap yazmiyor ben devam edeyim :)
isletme uzerine mba yapmak bana futboldaki cok iyi saglam kuvvetli on liberolari hatirlatiyor hakkaten olmazsa olmaz isine gonulden bagli adamlar gibi. ama biraz daha son zamanlarda moda olup yapilan iyi bir isle cok daha hizli yukselme olanagi saglayan daha spesifik bir iste ugrasmak aynen dediginiz gibi marka yoneyimi mesela daha klas bir kanat oyuncusu gibi geliyor. en guzel hareketleri yapan, begenilen adam gibi. acikcasi bu iki tercih arasinda yanlis veya dogru yok kendinizi hangisine daha yakin hissettiginizle alakali bence.

işletme okuyan birinin mba yapması saçmadır, aynı şeyleri tekrar edip bayarsınız. dediğiniz gibi spesifik alanlarda y.l. yapın bence.

peki bahçeşehir mi futboldan cok anlamayan ve fanatik olmayan bir fenerbahceli olarak galatasaray mı? sanırım CV de galatarsay daha şık duracaktır. aslında şu anda da imkb top30 da olan bir sirkette yaşıma ve eğitimime göre iyi bir pozisyondayım ancak pepsinin de dediği gibi daha fazlasını isteyenlerden olabilmek için yapmam gerekiyor. bir de maslowun ihtiyaçlar hiyerarşisine göre de bu basamağa çıkmam gerekebilir sanirim.

işletme üzerine mba dünyanın en büyük zaman kayıplarından biridir. evet abartıyorum. ama hiç gerek yok. gerçekten. illaki işletmeyle alakalı master istiyorsanız dediğiniz gibi daha spesifik şeylere yönelin.

Turevi 2*x-1 olmuyor mu yahu?

benim bildiğim plak hazırlanırken önce bir kalıp hazırlanıyor sonra o kalıp üstü düz plağa bastırılarak plağın oluşması sağlanıyor, yerli çok ünlü sanatçıların bile plaklarının çok istisnai durumlar dışında basılmadığını düşünürsek bulabileceğini zannetmiyorum.

Plak basmak zor bir işlem. Türkiyede yapan yer var mı bilmiyorum. Ama yurtdışında bu tip işler yapan stüdyolar var. Yalnız, bir tracki plağa basmak için tekrar mastering yapmak gerekiyor.

eğer motorla gidecekseniz muhakkak karaburuna gidin. kimse bilmez, kimse gitmez. soyunup o şeffaf denizine girdim geçen yaz. öyle güzel. hem gidişi de güzel. yalıkavaktan geçmek soluk almak vs.

(bkz: yeni başlayanlar icin paris)

edit:

bir de paris metrosunu gezdikten sonra istanbula gelip metroya binin. tam o sirada buraya bir duyuru acin, ben de size istanbul ulasim mudurlugunun falan numarasini, emaili veriyim. dilediginizce bir seyler yazin veya arayip soyleyin.

aloha hostel'de kalmıştım, pek güzeldi, eyfele yakındı.

(bkz: pere lachaise)

restoran bakimindan:

(bkz: la relais de venise) ya da (bkz: l'entrecote)

(bkz: leon de bruxelles)

eger zamanin var ise, uzun yemek icin:
(bkz: brasserie lipp)
(bkz: l'escargot)

tum bu adresleri navigatora girdim; bir de route yaptirdim. yomyom yuzumuzu kara cikartmaz umarim. tesekkurler

edit: yomyom neyse artik... tomtom olacak o

saint germain taraflarına mutlaka gidin.

www.fotokritik.com
her ne kadar eski halini mumla aratsa da bahsettiğiniz hemen her sorunun cevabını bulabileceğiniz 1 site.

onun dışında bencede kursa gitmeyin.

İngilizceniz varsa dyxum.com özellikle sony slr'ler ve fotoğrafçılık için iyi bir kaynak.

türkçe forum olarakda bunlar iyidir.
www.dijitalfokus.com
www.netfotograf.com

(git: 44688)
paradoxical'ın muhteşem bir cevabı var burada. yardımcı olabilir.

bu kaynakları kullanırken, okunan şeyi anında pratiğe dökmek gerekir. gündüz saatlerinde ışığın yeterli olduğu bir ortamda resmi çekilebilecek bir kadraj seçin (pencere önü olabilir, masa üstündeki elma olabilir, vs.) makinayı bir şekilde sabitleyin.

iso mu okuyorsunuz, aynı kareyi farklı değerlerde çekin farkı anında görün.
exposure mi okuyorsunuz, aynı kareyi farklı değerlerde çekin farkı anında görün.
diyaframla ve pozlamayla aynı anda oynayın. falan filan...

konu hakkında genel fikir sahibi olmanız en fazla 1 saatinizi alacak

(bkz: anında görüntü)

iso nedir, diafram nedir nasıl bir fark yaratır öğrenmek için national geographic'in 4 cd'lik eğitim setini bulmalısınız. fotoğraf hakkında hiç bilgisi olmayan için birebirdir. bileni sıkar ama.
bir de internette gördüğünüz fotoğrafların exif'lerini okuyun. inceleyin sizde uygulayın.

bizim bir arkadaş da almış. problem sözlüğün reklamlarıyla alakalı ama çözümü ben de bilmiyorum şimdilik.(çok yardımcı oldum farkındayım)

bir iki update sonra toparlar diye ummaktan baska care yok. yada heuristic aramayi komple kapatabilirsin hem guardda hem scannerda, o zaman hata vermez ama bilinmeyen viruslere karsi tarama olayini kapatmis olursun.
bu arada bi de soyle bi olay var deny secmezsen explorerin cacheledigi dosyalari guard arka planda tararken yada scannerla kendin tarama yaptirirken zirt pirt cikar virusumsu buldum diye, o yuzden ciktikca deny etmeni tavsiye ederim.

deny da ediyorum ignore da ediyorum gormezden geldigim de oluyor. son 1 haftadir boyleydi. neyse internet exploreri kullanmayinca sorun olmuyor.explorersiz hayat daha rahat.

Aynı sorun hakkındaki 3.- 4. soru sanırım bu. Var bi acayiplik ama hayırlısı. Şurada da incelenmişti, belki bi yararı olur;

(git: 14735)

maçtan önce sıkı şekilde antu.com' u takip edin gerek forumlar olsun gerek haberler olsun. içinde biletin de dahil oldugu programlar oluyor, genelde 1907 derneği ayarlıyor böyle işleri bir ihtimal o şekilde yapabilirsin.
ya da eger hollanda'da türkiyedeki gibi biletix gibi kurye ile bilet gönderen bir firma yapıyorsa satışları, bileti netten alıp abinin evine yollatabilirsin.

Fenerbahçe için ayrılan biletlerin satış duyurusu maçtan bir hafta yada on(10) gün önce www.fenerbahce.org veya www.antu.com adreslerinden yapılır.
Bir de söyle bir numara vermişlerdi Anderlecth biletlerinin satışında (bir nevi danışma telefonu sanırım);0 216 345 16 27

WAP Gateway dediği adsl kablosuz modeminin bir şifreleme yöntemi. bağlantını kontrol et. modeme gir assosiated clients'da mac adressin gözüküyor mu ona bak.

fakat modemim son derece kablolu. ie de bu sorunu yasamazken sadece firefox hata veriyor.

Birkaç siteden baktım ama biri Çince ya da Japoncaydı bir diğeri de İspanyolca gibi bir şeydi. Birkaç da İngilizce sitede vardı soru. Yani tam olarak anlamadım ama Darknum'un da dediği gibi modem ile alakalı olabilirmiş, Airtel (sanırım modem markası?) ile alakalı olabilirmiş, bir de proxy kullanıyorsanız onunla alakadar olabilirmiş. İngilizcem yetmedi İngilizce sitelerde yazılanları anlamaya. İsterseniz hata mesajını google'da aratın, İngilizceniz varsa İngilizce sitelerde soruşturun. Türkçe bir şeyler bulamadım.

solzukten pandayavrusu cizer, ciziyor. sufer de cizer; ona bi danısın.

Bizim de akraba var Eskişehir'de okuyan ona bi danışırım.

Arkadaşımın arkadaşı portre ressamı. Kendisi iyi bi insandır, makuldür. Bi iletişime geçin derim.
barboros.tr.cx
www.flickr.com

kadiköyde rıhtım camiinin yanında bir adam çiziyor, uygun da fiyatı. rıhtım camii yapı kredi bankasına çıkan kapının hemen yanında seyyar çizer