Ekşi Duyuru

bir dönem vardı, secmen bilgisi kaydı sorgulamak için, o donemi yakalasaydınız verebilirdiniz ama artık geçti

tam pişmeden önce ayırmaya çalışıyor olabilir misiniz? çünkü tavada pancake yaparken de önce yapışıyor, kaldırmaya kalkışınca dağılıyor. bi süre kendi haline bırakınca ayrılıyor ama...

edit: wishmaster +1, ben de yağsız yapıyorum.

hamuruna da yag koymaniz gerekiyo. su tarifi deneyin hele bi:

250 gr. un
250 ml süt
100 gr. seker
iki yumurta
bi cay kasigi kabartma tozu
125 gr. yag (margarin de olur)

karistirin bunnari cirpin bi güzel, sonra makinayi isitin ve yaglayin. hamurdan da cok dökmeyin icine, kabariyo, tasiyo saga sola sonra.

afiyet ossun

pancake, waffle, krep hamurlarina yag konuyor biraz, bu duruma etkisi olur herhalde. sizin tarifte yag var mi?

uzeri teflonsa yag ile ilgili bi sıkıntı olacagini sanmiyorum.
ben evde yaptigimda ne krep tavasina ne krepin icine yag koyuyorum hic yapismiyor.
buyuk ihtimalle ya hamuru yanlis yapiyorsunuz yada pismeden cevirmeye calisiyorsunuz.
dr oetkerin hazir krep unlari var onlarla deneyin.

krepte veya waffle'da içerikte yağ konulduğunu da ilk defa burada okuyorum bir yaşıma daha girdim.

wishmaster'ın ve kobuzchu kiz'ın dediklerine ek olarak;

tava, alet tam olarak kızmadan, iyice ısınmadan karışımı döküyor olabilir misiniz?

yumurta, un, tuz, şeker ve sütten başka bi şey koymuyorum. iyice çırpıyorum bunları.
aynı harcı yağlı teflon tavada yapınca yanmadan yapışmadan yapabiliyorum, sorun olmuyor. ama makinenin teflon kısmını yağlamama rağmen yapışıyor.

bi dahaki sefere margarin/yağ ekleyeyim hamurun içine.

e-bay deki kayıtlı adresini değiştirmen yeterli olacaktır sanıyorum. Genelde satıcıyla anlaşıp çözüyorum ben durumu...

ülke dışında bir adres gösteremiyorum işte, kendimki de dahil.
satıcıdan rica edicem artık o zaman.

karşı taraf fatura istmeyecekse ve ödemeyi kredi kartı ile almayacaksan başının belaya girmesi çölde bedevinin kutup ayısı tarafından tecavüze uğamas ile aynı ihtimalde.

tek korkum, yetkili kardeşlerimizin gelip "bilader, sen burda bi işler çeviriyomuşsun.. ruhsat muhsat?" demesi.

düşündüğün tarzda bir denetim olsaydı özel ders sektörü ilk darbeyi yiyen olurdu sanırım.

O yüzden ihbar falan olmadıkça bir sorun çıkacağını sanmam.

nereye gelecekler? ofisin olmayaktı? olsa bile fatura kesmen gerekmez, minimum bir vergin çıkar. yeterki karşı taraf senden fatura istemesin.
makbuz istenirse kes, ama makbuzları ortalıkta bırakma ofiste.

bence: faturalı çalış, vergi kutsaldır.

çankaya'da bilmiyorum ama ümitköyde var.

tunalı hilmi'de lezita'nın tam karşısında bir internet cafe var. orada bulabilirsin guitar hero.

beşevler'de rock'n ball var ve hatta kızılay subeleri de var. Üşenmedim beşevlerdekinin haritasını buldum tarif özürlü olduğumdan:
forum.donanimhaber.com
Kızılay şubeleri için de arayıp bilgi alabilirsin burayı. Bir de rezervasyon yaptırsan iyi olur.

garanti'de 2 hafta önce isveç'e 350 euro gönderdim kendi hesabımdan. Müşteri temsilcisi yardımcı oldu mu olmadı mı tam bilmiyorum ama 30 lira masraf aldı. İnternetten de yapılabilirdi ama özel bir sebepten olmadı, o da 27 liraydı zaten. Masrafın hangi hesaptan çekileceğini de soruyordu internette. yani gönderdiğin paradan kesmezler.

simdi bir sizin gönderirken ödediginiz komisyon var, bir de karsi bankanin alirken kestigi komsiyon var.
ben garantiden (online)swift yapiyorum. 30 tl benden aliyor. swift nedenini card payments olarak gidiyorum, alan banka 9 euro kesiyor. baska birsey secersem 20 euro kesiyor.

Teledunya taktir, yada digiturk un plus ini al, d-smart in da hd si var ama asil WD al bence

dreambox düşünmez misin, fiyatları düştü, sahibinden.com'dan bakabilirsin.

çin malı klon HD dreambox'lar da iş görüyor, 400'e bulursunuz. alternatif hd uydu alıcılar da var. donanımhaber forumlarına filan bakabilirsiniz bu konuda bilgi almak için. ben çin'den getirtmiştim dreambox 800 hd'mi.

maçları dreambox ile izleyenler var ama illegal olduğu için burada tartışılması doğru olmaz, forumlarda da yerli kanallar hakkında açıktan yazışma olmuyor. ben şahsen henüz sadece yabancı kanal içerem server bile alamadım uğraşıp.

bir de, uydu taktıracaksanız multifeed diye aparatlar var, ben tek çanakla eutelsat 7.0, hotbird ve astra izliyorum bu sayede.

valla ciciturk ufurukten bi havada bile (yaz/kis farketmeksizin) sinyallerde azalma var deyu insani psikopat edebiliyo; aklinizda olsun. (fiyat ve kazikcilik konularina hic girmiyorum, ek$i'de denk gelememis olamazsiniz:) )

(bkz: atlanta hd box)

atlanta hd box
üzerine de 130 tl ye hd smart modül al
paşalar gibi seyret

ama film için filan dark medai veya wd live gibi medya oynatıcıları da eklemeyi unutmayın

.com ile biten adresler 15 lira filan yıllık. .tk ile bitenler de en son 2 yıllık 25 liraydı. hosting için byethost.com kullanıyorum. fazla trafiğim yok, sorun çıkarmıyo bana. tavsiye ederim.

paralı hosting konusunda bi şey diyemeyeceğim.

90 gün üzeri vizeye başvuracaksın zaten gitmeden önce. kısa süreli dediğin olmaz zaten 5 ay kalacaksın sonuçta. vize başvurumdan tamı tamına 2 ay sonra çıkmıştı vizem, gitmeden 1 hafta önceye kadar gerim gerim gerdiler beni. gideceğin kesinse o tarihler için hemen başvurunu yap. okuldan gelen kabul belgesini de vereceksin başvururken ve o belgede okulun başlama ve bitiş tarihleri yazıyor olacağından sen vize başvurusuna hangi tarihi yazarsan yaz vizeni tam da okulun başlangıç bitiş tarihlerine göre almış olacaksın. o yüzden şimdilik bir dönemlik gideceksen ve karşı okuldan gelen belgenin üzerinde dönme tarihin olarak şubat filan yazıyorsa zaten daha uzununu istesen de alamayacaksın şimdilik.

yapabileceğin tek şey 90 gün üzeri c+d vizesine başvur ve c+d olduğundan emin ol çünkü konsolosluk bazen yanlışlık yapıp sana c+d seçmiş olsan bile sadece d verebiliyor. sadece d'ye başvurursan da şengen'den muaf oluyorsun ki bu olası avrupa seyahati planlarının suya düşmesi demek oluyor. ve ilk dönem bittikten sonra da gel burda hem okulunla görüş uzatma olaylarını, hem de ikinci dönem kalmak için vizeye başvur. sanırım ikinci kez alırken vizeyi daha az sorunla ve daha kısa sürede alabiliyorsun. ha bir de vizeye başvururken istenen evrakları ve hatta fazlasını götür giderken konsolosluğa. son olarak, konsolosluk çalışanları çok hmm "aksi". o yüzden sabırlı ol, işin onların elinde unutma. biraz da gözün açık olsun, bazı arkadaşların sigorta poliçelerinin aslını almışlardı konsoloslukta, çek'e geldikten sonra büyük sorun yaşamışlardı. hatta sigorta poliçesiyle ilgili bu sene bir değişiklik yapılmış bildiğim kadarıyla ama bunları gideceğin okuldan daha ayrıntılı olarak öğrenebilirsin sanıyorum.

şimdiden başarılar, yoğun bir döneme giriyorsun çünkü. kolay gelsin.

dropbox. getir.net

google docs?

ayrıca put.io

*windows skydrive

*mesh.com

donanımhaber.com'un forumunda vardı yöntemi ama linkini bulunca eklerim buraya. siz de o arada bakın bir siteye isterseniz :)

edit: forum.donanimhaber.com burası. kodunu değiştirdikten sonra nsu ile güncelleyebiliyorsunuz.

sadece evinizde yapnız gerekmez gün olur starfucks a gidersiniz büyük avm lere gidersiniz wirelessden indirip güncellersiniz. indirme sırasında telefon kura geçmiyor setup indirip o şekilde kuruyor yani indirirken bağlantı koparsa telefona birşey olmuyor tekrar indirirsiniz en fazla. kodunu değiştirmenizi önermem ben değiştirmeden wifi üzerinden güncelliyorum.

buarada konuyla alakalı ekliyim dedim..guncelleme yaptıktan sonra aman diyim mail exchange diye bi zımbırtı var onu kaldırmayı unutmayın.zira ben farkedene kadar o program arka planda calışmış,hiç durmadan internete bağlanmış..ne kontor kaldı ne fatura mahvetti beni ne de telefonun şarjı :/ haberiniz olsun diye şey yaptım..

ipodu resetlemek sorunu büyük ihtimalle çözer.

support.apple.com buradan bilgi alabilirsiniz.

bu soruların cevapları makale konusudur ama bi başlayalım bakalım;

1. hangi ülkeye gideceğine baglı, kimi ülkeler öğrenci vizesinde oturma izni istemezken kimileri istiyor, zaten önce schengen vizesini alıyorsun gittiğin vakit orada yaptırıyorsun oturma iznini. (ben italya'ya gittim erasmusa, konsolosluktan vizeyi veririken, ilk 1 hafta içinde oturma iznini yaptırın demişlerdi, 8 ay oturma vizesi olmadan kadlım orada, tükiyeye de iki defa gittim geldim bu arada, avrupayı da abarta abarta gezdim bi sorun olmadı) yunanistan da yapan arkadaşlarıma aldırmışlar bu oturma iznini baya da ugrastırmıslar dedıgım gibi gideceğin ulkeye baglı. bu arada vize alırken multiple yanı cok giriş cıkıslı vize almayı unutma(!)

2- ryanair (başka low cost şirketler de var adlarını unuttum) diye bi şirket var fiyatlar belirli dönemlerde cok ucuz eger erken alırsan baya ucuza gelir ( tabi avrupa içi bu, turkıyeye ucagı yok(tu) ) 40 eu ya roma barcelona gıdıp geldıgımı bilirim. interrail de mantıklı, bu bilet sayesinde 20 gun boyunca sırt cantasıyla hayvanlar gibi 5 ülke gezdim tavsiye ederim.

3- 500 eu hangi ülke ve hangi şehirde yaşayacagına göre değişir. buyuk sehırler biraz daha pahalı oluyor (kira vs.) sanırım bu okulun verdiği hibe, ailenin de desteğiyle 700-800 eu ya cıakrsa rahat rahat yasarsın. benim hibem 500 eu idi fakat bunun %80i olan 400 eu'su bize program esnasında verildi, ailemin normalde turkıyede okurken bana verdiği harclıgı da uzerıne katınca 700 eu falan yapıyordu rahat yasadım. (ben ucretsız bı yurtta kalıyordum fakat kıra veren arkadaslarım da bu parayla gecınıyordu) para olayı tamamen sana kalmıs, az harcayıp cok yer gezmeye bak derım ben, zira ben oyle yaptım.

4-oraya gitmeden once daha oncekı gitmiş okuldaki arkadaşlarınla iletişime geç, kalış yerı en buyuk problem. varsa ücretsiz yurt ya da normal yurt (kimi okullar erasmus ogrencılerı ıcın ozel kontenjan acıyorlar yurtlarda) en olmadı ev kırala arkadaşlarınla. gideceğin okulun erasmus ofısıyle hep irtibatta ol, onlar sana ev ya da yurt ayarlayabılırler ama yurt ıstegını kesınlıkle belırt. eger gitmeden once yurt, ev vs. ayarlayamadıysan, oraya gidince ayarlarım dıyorsan, ilk günlerde kalabileceğin ucuz bir hostel bul, oraya gidince ucaktan indiğimde bulurum deme yoksa geceliği 30 40 ya kalırsın ilk zamanlar 30 40 eu pek onemsiz gibi gozukebilir laikn ev bulamadıgın her gun o 30 40 eu baya batar hatta 1 haftaya kalmaz 1 aylık ev kıranı otele verırsın o edenle gitmeden ilk gunler icin ucuz bır hostel ayarla. ev tutmaya karar verırsen kontrat yapma ya da dopozito verme (ya da az ver) cunku 1 ay ıcerısınde cevren baya genıslyecek ve daha ıyı ev fırsatları bulacaksın sonra o evden cıkmak isteyip cıkamayabılırsın.

5. bu soruna ben de tam cevap bulamadım ama, eger bır adet atm kartın varsa (tl hesabı halıyle başka olmaz zaten) ailen parayı o hesaba yatırır sen de gider herhangi bir bankadan direk cekeresın (komısyon ne alıyorlar bılmıyorum ama bır seferde cok para cekmeye calıs) internet bankacılıgı kesınlıkle actır.

cok uzun oldu, hızlı da yazdım baya anlatım bozuklukları ve yanlış yazımlar vardır ama ıdare et.

6. ya da sen direk bana msj at başka soruların olursa seve seve yardımcı olurum.

ara hesap numaranı ver orayada gönderirler. aynı mantık. ama bence cabuk olman lazım. o kart numarasına gönderirler, oradan geri gelir masraf girer.

iade süreci uzun sürer ve arada ekstre kesilirse o zaman sizin için sıkıntı olur, aksi takdirde bir sorun olmaz.

not:hesaba para yollayacaklarını hiç sanmıyorum.

sanal kartla yaptığım harcama sonrası işlem gerçekleşmeyince benim bir şey yapmama gerek kalmadan miktarı iade etmişlerdi kredi kartı hesabıma. bu da böyle bir "geri iade" hikayesidir. sanal kart numarası her seferinde rastgele oluşturulmuyor nitekim.

hesap numaramı verdim, oraya aktardılar.

Bence bu yazdıklarınızı mizahi bir dille, arkadaşınızla da bağdaştırarak yazın. Sonuna da neyse hadi hayatta başarılar gibi bir şeyler ekleyin. Enteresan olabilir.

okula dayalı bir şey olmak zorunda değil bence, o insanla yaşadığınız ortak şeyleri düşünün, onun üzerinden yazın. diğer arkadaşlarının yazdıkları hep lise anıları bağlamında olacak çünkü ortak anıları hep okula dayalı sonuçta. o kişinin size düşündürdüklerini, hissettirdiklerini güzel bir dille ifade edip iyi dileklerle bitirmeniz gayet yerinde olacaktır.

bildiğim kadarıyla açıklanmadı daha, en azından başvuran kimseye haber gitmedi.

erasmus koordinatörünüz varsa onunla bi konusun, destek verirseniz avrupadaki üniversitelerle görüşüp ikili anlasma konusunda iletisime gececeğim diyerek ondan aldığınız yetkiyle(?) yazısmalara baslayın bence. direk anlasılacak universiteyle iletisime gecerek anlasma yapıldığını biliyorum bizim okulda (istanbul üni.), hatta anlasmayı yapan kisiler anlasmadan ilk faydalanan kisiler olmustu.

sanırım öylesi daha kolay olucak.. halihazırda bi kaç avrupa üniversitesinde tanıdığım var, yardımcı olabilirler galiba..
benim merak ettiğim, bizim çabalarımızla bişi olup olmayacağı idi.. böyle "vesile" olabiliyorsak iyiymiş, konuşmak lazım bi dış ilişkilerdeki abi-ablalarla..

oradan değil, buradan bakabilirsiniz.

aofburo.anadolu.edu.tr

değmez. ki ben aynı fakültede birbirine pek yakın olmayan iki dal okudum, pek bir işe yarayacağını söyleyemem. ama işletme(ya da iktisat artı mühendislik süper olur bak.

aldım gazı, makinaya devam edicem, af gelir mi bu aralar acaba, yeni geldi gerçi :(

sorunuzun cevabı değer şeklindedir, misal iktisat okursunuz bir de işletme açıköğretim (zaten orada üç aşağı beş yukarı 4 yıllık lisans eğitimi gibi bir eğitim alacaksınız) sonrasında bitince okul kurum sınavlarında muhasebe cepte olur. olmadı ben kendi işimi kuracam dersiniz, iktisat+işletme johannesburg cincinnati ohio olur.

·www.aofliyiz.biz
·www.kamudan.com

ya ben.. lan neyse bişey demiyorum..
kalsın bu burda, belki benden başka vah tüh edicek olan biri aratıp vah tüh edebilir, evet..
kendime de tik koyuyorum, nihoha.

eheh görükle hocam yerin adı (: ben de sandım eve çıkmış da arkadaş arıyor, heveslendim mına koyim. ben de yeni başladım bu sene uludağa. bulamadım eli yüzü düzgün bi kısmet eve çıkıcak. arkadaş beni bi eklesin msne falan, bi konuşalım, çok düşük bi ihtimal ama belki biz eve çıkarız onla. çıkamazsak da tanıdık biri olur fena mı.

burockallica@hotmail.com

inceden edit: ibne değilim, arkadaşım yok oralarda, piç gibi kalıcam diye tırsmaktayım.

soru 1: kredi ve burs basvurusu aynı. burs cıkmazsa öğrenim kredisi cıkar. ancak cıkmasının bir önemi yok istemezsen kayıt yapmazsın.

soru 2: normal devlet yurdu olan genel yurt işte. yuksek ucretli olanla daha kaliteti yurtlar. bahsi geçen yuksek ücretli yurtlar, özel yurtlar değil.

burs konusunda 2. şıkkı işaretleyeceksin eline verirlerse noterden senet yaptırmayacaksın dolayısıyla almayacaksın burs istiyorsan babanın aylık gelirini 60 lira yazacaksın(en azından ben öyle yazdım 10 günlük sigara param) ve burs çıkacak yurt konusunu tam olarak bilmiyorum ama en doğrusu senin gerçek bilgiler vermen

cevap 1: burs istiyorsan da 2. şıkkı işaretleyeceksin. çekinme, kredi çıksa bile almazsın, olur biter. ben de bu şekilde kayıt yaptım. kredi çıkarsa gidip bankaya parayı almıycam. çıksın, almıyorum. kime ne?

cevap 2: genel yurt dediği, bildiğin genel yurt. yurdun genellenmiş olanı. daha kalabalık, daha dandik bir yurt yani.

yüksek ücretli yurt dediği de biraz daha lüks biraz daha yüksek ücretli; ama deli fiyat değil. 20-30 lira falan daha pahalı galiba. aylık 70 ya da 90 lira veriyor arkadaşım, yüksek ücretli olana. avcılar yurdunda kalıyor.
sanırım atatürk öğrenci yurdu da genel yurt olarak geçiyor.

özel yurt değil yani, bu da devlet yurdu. durumun kötü değilse sen yüksek ücretli yurdu seç öncelikle. çünkü daha rahatmış. koşulları daha rahatmış. bilgim budur.

iyi günler.

teşekkürler cevaplar için, sağolun..

ha bi de gelir olayı var ya..
ailenin gelirini maaş bordrosu ile kanıtlamam istenir mi burs alırken felan?

istediğini yaz. sizin verdiğiniz maaş bilgisini kaale almazlar. kuruşu kuruşuna öğrenirler babanın maaşını (:

kyk'dan kredi filan alıp hayatının hatasını yapma.. okul bitip de hayata 5 parasız atıldığında kol gibi borcu geliyor, aldığının x katı kadar, amman ha!

taksim'in ünlü siması cenk kendisi:)

alkislarlayasiyorum.com

topsun tekerleksin falan fülan.

@dambil

muhteşem bir videoymuş darmadağın oldum ahahah

Borcu 300 liradan fazla ise 444 1 500 ile görüşüp taksitlendirebilir.

artık göndermiyolar diye biliyorum.

benim bildiğim, tercih sonrasında gönderilen kazandı-kazanmadı belgesinin artık gönderilmediği idi..
netleri öğrenebilmemizin bi yolu yok yani.. kısfmet.

nemtersis geçen sene geldi diyor, ben de 2005-2006-2007'de geldiğini biliyorum, bu seneye ilişkin bir durum değilse gelir.

OSYM, OSS Kılvuzunda şöyle demiş:

5.4. ÖGRENCİ SEÇME SINAVI (ÖSS) SONUÇLARI NASIL DUYURULACAKTIR?
2009-ÖSS sonuçlarının 2009 Temmuz ayının son haftası içinde adaylara duyurulması planlanmaktad́ır. Sonuçlar,internet (oss.osym.gov.tr) aracyılıgıla adaylara uyurulacaktır. Ayrıca, 2009-ÖSS'ye giren ve sınavı geçerli sayılan tum adaylara, 2009 Temmuz ayının son haftası içinde 2009-ÖSS Sınav Sonuç Belgesi gönderilecektir. Bu belgede adayla ilgili þu bilgiler olacaktır:

*Her testteki dogru ve yanlış cevap sayısı
*ÖSS puanları,
*OBP, AOBP ve varsa ek puanları,
*Y-ÖSS Yerlestirme puanları,
*Basarı sıraları

Sınav Sonuç Belgesinde bir adayın yerlestirmede kullanılmayacak olan Y-ÖSS puanları yer almayacaktır.
2009-ÖSS’ye girenlerden sınavdaki başarı durumları göz önünde bulundurulmaksızın Sınavsız Geçiş işlemlerine dahil edilecek adaylar ile 2009-ÖSS’ye girmeyerek Sınavsız Geçiş hakkından yararlanma durumunda olanların
ortaögretim başarı puanları (OBP), bu adaylara gönderilecek 2009-ÖSS Sınav Sonuç Belgesinde yer alacaktır.

dipnot: adrese gönderilmeyen, öss yerleştirme belgesidir. yerleştirme belgesinin bilgisayar çıktısı kayıt için yeterli olmaktadır.

bir marmarisliden fikir almanız sanırım en guzeli.. o yuzden baslayayım..

benim icin her ne kadar cekici ve guzel bir yanı olmasa da sedir adası ve incekum'a gidebilirsiniz.. incekum icin aracınız yoksa sıkıntılı olur ama imkansız degil gitmek, minibus diye bir teknoloji var sonucta.. aslında sey yapsanız da guzel olabilir.. akyaka'ya gidip oradan gokova korfezinde tekne turuna cıkabilirsiniz, hem sedir adası, hem incekum hem su altı magaraları, hem de bir kac ufak koy aradan cıkmıs olur.. tur fiyatları tas catlasa 20 lira..

merkezden de tekne turu olabilir ki sorun sorusturun en basta, ciftlik tarafına gidecek mi diye.. oyle bir tur bulursanız cok cok sanslısınız demektir.. genelde pek bulunmaz.. cennet adası - fosforlu magara - kadırga - kumlubuk - turunc - amos - icmeler seklinde dolasırlar.. belki arada korfezi dolasmaya baslarken ilk yuzme molasını verebilir ucurtma denen bos ve amacsız sahilde.. bu merkezden gidilecek turu dusunurseniz teknelerde hersey dahil var mı yok mu diye sormayı unutmayın.. normalde 15'e bile tur ayarlarsınız ama hersey dahil olursa 25 lira isterler ki buna dahil olan sey icecektir.. biralar perge marka olur, kipa'da ucuza satılan, kolalar ya kipa-tansas-migros gibi ucuz kolalar olur ya da le cola olur, bazısı 3 litrelik cola turka'dan dolduruyor bardaklara.. sınırsız olup da coca-cola veya pepsi verene ben denk gelmedim daha yıllardır.. normal turlarda da bira 5, mesrubat 4'e verilir muhtemelen.. bira efes, mesrubat coca-cola veya pepsi urunleri olur bunlarda..

turları gecelim istemeyiz derseniz de o zaman yine ilk is olarak akyaka'yı oneririm size.. akyaka'da balık ekmek, azmakta kucuk teknelerle bir gezinti ve azmagın dagdan gelen buz gibi kaynak suyunun icinde yuzmek.. bunu bir marmarisliye soylerseniz gozlerindeki parıltıdan anlarsınız ne muhtesem bir sey oldugunu :) bunun dısında camlı'ya gidip adı gibi cam ormanlarıyla suslu koyde rakı-balık yapmak mumkundur.. rakı-balık sart degil, turlu turlu mezelerle cok guzel bir icki keyfi de yapılabilir.. camlı'ya giderseniz halil'in yeri'ni siddetle tavsiye ederim.. yol uzerinde marmaris'e giderken bir tane daha vardır aynı isimli, orasıyla karısmasın, camlı'da koy icinde benim dedigim..

bunun dısında aynı tarzda guzel meze ve guzel rakı-balık isterseniz merkezde degil ama siteler tarafında icmeler'e dogru sahil yolunun ayrıldıgı tarafta yayık ayranı diye bir yer var.. sahilden yururken de denk gelirsiniz.. tavsiyem dolmusla gidilmesi.. icmeler(turuncu) veya siteler(turkuaz) dolmuslarına soylerseniz sizi tam onunde indirirler.. bilmiyorlarsa da ana yolun icmeler yoluna tam ayrıldıgı yerdeymis derseniz indirirler.. zor degil bulmak..

bunun dısında icmeler'de sahil boyu denize girebilirsiniz, merkeze gore daha fazla kabul gorur.. tabii turunc, kumlubuk, ciftlik(uzaktır bu 2 saate yakın surer) gibi yerlere de gidebilirsiniz kendiniz.. turunc'un denizi son zamanlarda kirlendi, gecen sene kotuydu ozellikle.. altınızda araba varsa ciftlik iyi olur denize girmeniz icin ama dedim ya uzak, merkezden cıkarken depoyu doldurup gitmek lazım ne olur ne olmaz diye.. git gel toplamda 3-4 saat yol surecek sonucta..

merkezde aksamları yat limanına cıkarsanız escape ve ali baba'yı oneririm size.. ozellikle nargile konusunda marmaris'teki en iyi yerin ali baba oldugunu soyleyebilirim.. istanbul'da da bu isimde yer varmıs, marmaris'tekinden sonra acıldıgını not duseyim, bizimkisi ozenti konumunda dusmesin istanbullular'ın gozunde.. ali baba'yı bulamayabilirsiniz ama sorarsanız bulunur.. la rocca'nın yanındaymıs dersiniz, ali baba'yı bilmese de la rocca'yı bilip tarif ederler size.. escape'te ali baba'dan ileri deniz tarafından devam edince yine yat limanında kalıyor..

barlar sokagında clubları bilmem ama davy jones'a ugramalısınız.. rock bar adı altında marmaris'teki diger tum yerlere pabucunu ters giydirir.. sozlukten de ilgili baslıktan davy jones hakkında bilgi alabilirsiniz, cok guzel yerdir.. onun karsısında b52'de ve bir de ali baba ile escape'in arasında barlar sokagında degil yat limanı tatafında pupa'da sanırım canlı muzik var, oralar da dusunulebilir canlı muzik diye tutturursanız.. ayrıca arkadaslar pupa'nın yanındaki cafe mar'da cıkıyorlardı programa ama bıraktılar mı devam ediyorlar mı haberim yok.. dun aksam marmaris'ten izmir'e geldim yaz okulu yuzunden, o yuzden son durumlarını bilemiyorum..

bilmiyorum yeterli oldu mu ama "sunu yapmak istiyoruz" dediginiz anda cesitli alternatifler sunabilirim..

evet cok uzun gorundu burayı okuyanlara ama konu marmaris olunca az bile yazdım bence..

ha bir de, marmaris'te cesme suyu icme suyu yerine gecer.. kaldıgınız yerde deli gibi su aramayın derim.. su konusunda turkiye'de acık ara en iyi 2-3 yerden biridir marmaris, gonul rahatlıgıyla musluktan akan su tuketilebilir.. bu da kritik, ufak ve onemli bir bilgi olsun..

www.bookinturkey.com
www.tatil.com

Her iki sitenin de İngilizce dil seçeneği var.

birdolutatil.com var bide

turksportal ınkileri denemelisin.

türkçe yama + spiker kesinlikle yükleme. piyasadaki hepsini denedim birçoğu topsuz alanı dahi topu indirme olarak çevirmiş o denli kötü. diğer modifiyeleri yapabilirsin yüz pack'i falan..

bağlantı wireless mı acaba? öteki türlü kabloda sorun var demektir.

wireless değil.. kablodan da daha önce kıllanmadım değil..

ucuz bir şey yahu ethernet kabloları. yenisini alıp deneyiniz bence de..

Kalabalık değilse 1 saatten kısa sürede.

İşlemin kendisi 5-10 dakika sürüyor. Süreyi belirleyen sıra olur.

bulunduğun şehre göre değişir. edirne de hiç sıra beklemeden 5dakikada hallettim işimi. din hanesini sildirme kan grubu yazdırma gibi fantezilerin yoksa bir resim ve üzerinde tc kimlik numarası yazılı olan nüfus cüzdanın +3lira gerekiyor.
tc kimlik numarası yoksa bulunduğun mahallenin muhtarlığından bir belge alman gerekiyor adını unuttuğum. muhtara amacını söyleyince anlayıp cüzi bir miktar karşılığında veriyor öğrenciyim etc. deyince birşeyler yapıyor, hiç almadı mesela benden.

ben iş imkanın sıfır olduğunu düşünmüyorum, şuan mevcut kamuoyu gözünde nunlar tırt bölümlerdir burdan mezun olsan iş bulsan deli para kazansan gene anan baban oglum doktor muhendis oldu diyemez, yani biraz zihniyetle alakalı genel görüş bu bölümde iş ve gelecek olmadıgı yönündederi bu yüzden bu bölümün puanları cok düşüktür

simdi universite olayina egitim amaci ile bakmamak lazim. universiteye giren cogu kisi icin, universite bir ilim, ogrenim, arastirma yeri degildir. bir is uzerinde yeterlilik sertifikasi alinan bir yerdir. eh bu baglamda universiteye daha cok para kazanabilmek amaci ile gidilir. buradan duz mantikla, (ve biraz da genellemeyle) en cok para kazanilabilen isler genellikle en riskli ya da bazi nedenlerden oturu az kisinin yapmayi bildigi islerdir. (bir de sans isi var) herkes cok para kazanmak ister. o yuzden herkes bu tarz seyleri okumak ister. talep fazlaligindan, pazar bu konu uzerine soyle buyurmustur: "en cok para kazanmayi kim istiyorsa onlari alin bu bolume" eh bu durumda o kadar basvuru arasindan en iyilerini secmek icin daha cok para kazanmak isteyen kisilerin arasindan bir tur sisteme uyumluluk ve zeka testi yapilmak sekli ile en iyileri seciliyor. yani pazarda talebin cokluguna yetecek kontenjan olmamasindan oturu (ki gerekli "yeterli kalitede" ogretmen kontenjanin saglanmasi icin bir 10-12 yil gerekeceginden) dogan bir olay puan meselesi. boyle bir "engelleme" olmadigi takdirde gercekten iyiler alinmazsa ogretmeye harcanan emek bosa gider.

yani cevap su: killanacak bir sey yok, talep yok arkelojiye, cunku para kazandirmiyor, cunku halkin umrunda degil daha birak 10bin yili, bizanstan once toprakta kimin yasadigi.. dinozor dedigin de tavugun buyugu iste. fenerbahce'nin avrupa'da yazdigi tarih daha onemli.. kultur gelistirecek kadar zengin bir ulke degiliz. is imkani olur, akademide kalirsin, memur maasina devam edersin, ama onun disinda omur boyu sana oyle ahim sahim bir para kazandiracak bir is degildir, sonucunda "tarih" tir, bu nedenle de (bkz: tarihi eser kacakciligi)

puanların düşük olmasının sebebi çok para kazandırmaması değil o bölüme talebin düşük olması.

madeni para almayanlar çokta kafasına göre kur yaratanları ilk kez duyuyorum.

nihayetinde adam bir işletme sahibi, bir tane döviz bürosu yok memlekette. istediği fiyatı çekmekte serbest bence, bence diyorm bak.
kanunda ne yazar bilemem, bir regulasyon var mı haberim yok.
ama zaten adamlar arasında deli rekabet var banknotlar için. ayrıca piyasada madeni euro sahteciliği de var.
adamın yaklaşımı biraz bodos olsa da haksız değil kanımca.

sanırım bankalar alıyorsa daha iyi bir çözüm olur. bu şimdi aklıma geldi cünkü bende bozdurmaya çalıştım, hiçbir büro almamıştı.

sanayi ticaret il müdürlüğü'ne bir yol uğrayıver. böyle bir uygulama yapamaz hiçbir kurum/kuruluş.
bir de merkez bankası temsilciği var ise bulunduğun yerde onlar bozarlar paranı sanıyorum.

ya böyle madeni paraları shell de fln bakkalda da olur. öyle kullanın.

amaç zaten "nerden bozdurayım bu parayı" sorusunun cevabını almak değil yahu, taş çatlasa 4 lira sonuçta.. adamın kafasına göre iş yapmasıydı beni fıtık eden..

teşekkürler herkese..

bunlarin hepsi yasal. istedigi fiyattan alma hakkina sahiptir herhangi bir doviz burosu. eger soyledigi fiyat ile verdigi miktar uyusmuyor ise, ya da fiyat ayarlamasi bir scam yaratiyor ise, sizden madeni parayi alip bunu defterlerine islemiyorsa, ya da buna benzer sekillerde bir is yapiliyorsa o zaman yasal degil denilebilir.

simdi "madeni para oldugu icin bu kadar verebiliyoruz" demesi biraz dogru, cunku doviz burosu alim-satim arasindaki kardan calisir: yani bir gun elemanin teki elinde bond cantayla gelir bir milyon turk lirasi vardir icinde, bunu dolara cevirmek ister, doviz burosu ya adamin istedigi fiyattan alici bulacaktir, ya da adamlarina hemen soyleyip bulundugu yere gore maksimum yarim saat icinde bunun piyasa fiyatini (bkz: tahtakale borsasi) bulacaktir. eger alici bulmus ise alicinin fiyatiyla saticinin istedigi fiyat arasindan kar yapacak, "ben sonra satarim bunu" diyor ise de kasasina koyup en kisa zamanda aldigi fiyattan daha yuksege satmaya bakacaktir. doviz burosu bu sekilde kar yapar. herhangi bir dovize ya da altina vb. ye cekecegi fiyat da bu baglamda talebe gore belirlenir. eger para kasada durursa kaybeder, kasada yalnizca reserv durmalidir, geriye kalan para her gun aktif olmalidir, "working capital" "working" olmazsa kazanamadigi kazanc aslinda bir kayiptir. bu baglamda ne aliyorsa en kisa zamanda elden cikarmalidir, ve aradan kazanc saglamalidir. yok "x haftaya kriz olacak, dolar stokluyorum," ya da "fazla dolar var elde, altin alayim hedge olsun" vb.. falan diyorsa o da olur, yani stratejik tutma da yapilabilir..

neyse madeni para olayina geri donersek, madeni paraya talep yoktur. (yani kimse senden 1 saat sonra oraya ugrayip "madeni 2 euro istiyorum, aliniz 4.2tl" demeyecek, eger oyle olsaydi umurunda olmazdi..) madeni paralarin basildiklari ulkelerin disinda tutmamasinin nedeni guvenliktir, yabanci madeni paralarin orijinalligini kontrol edebilecegin arac-gerec cogu doviz burosunda yoktur. (agirliginin, elektrik rezistansinin ve manyetiginin, bu sekilde yapiminda kullanilan maddelerin ne oldugunun vb. nin kontrol edilmesi lazim, bunlari yapan aletler orta boy bir buzdolabi buyuklugunde, pahali, ve her degisik ulkenin madeni parasi icin en azindan software lazim) bu demek ki o parayi satmasi icin aktif olarak onu satin alan / kontrol eden, veya yine bu riski kabul eden bir yere gitmesi gerekiyor. eh masraflarini da senden cikariyor, olay bundan ibaret.

ayrica eklemek isterim ki ben de doviz burosu olsam, eger yakin zamanda avrupa'ya giden bir tanidik yok ise, ya da eninde sonunda degerinden de fazla bir fiyata eritecek birisine falan satamayacak durumdaysam, (ya da eritmesi icin satacagim kisinin verecegi fiyattan daha ucuza musteriden alamiyorsam) ben de madeni para almazdim. elden cikaramayacagim seyi niye alayim ki ben, elden cikaramiyorsam da bir degeri yok o madeni paranin, aldigim kisiye bedava para vermis oluyorum..

galatasaray store'lardan ufak hoş bir şey bulabilirsin. uzun süredir gitmedim ama bir bak derim. bence de takı uygundur..

yorumlar çok güzel olduğu yönünde, hem bedavaya gelmiş olur :). mars'tan selamlar.
www.dealextreme.com

böyle önemli bir şeyde bile bedavacılık yapıyorum allah kahretsin.

şatafatlı olmayan bir kolye olmalı bence, bir kadın için çok önemli, çünkü ucundaki teferruat tam kalbine denk geliyor. O yüzden sizin için çok anlamlı bişey tercih et derim ben.

Yada çilekli/böğürtlenli cheesecake al, beraber yiyin. Tatlı yiyelim tatlı konuşalım hesabı.

Mütevazı dediysen bu tip şeylerden hoşlaşır bence

bahsettiğiniz özellikleriyle arkadaşınızı kendime yakın gördüm yani kendimeymiş gibi cevap veriyim. evet Gs storelardan birşey alabilirsiniz bütçenizi bilmiyorum ama şu aralar %30-40-50 indirim var tshirtler 20 liraya falan inmiş ya da daha ucuz bişey istiyorsanız
www.gsstore.org
www.gsstore.org
www.gsstore.org

favorim:

www.gsstore.org

suslu biri degilse, taki sevmiyor olabilir. sevse de begenecegi bir taki secmemis olabilirsiniz. o nedenle gs store onerisine katiliyorum. tekstilvari bir sey alirsaniz da degistirme karti koyuyorlar hediye olunca, oyle bir sekil yaparak olasi sorunlarin onune gecilebilir.

gs store dan hediye ceki alin bence. istedigi urunu secer alir. siz simdi birsey alirsiniz ona cok da hitap etmiyordur sevinir inceliginiz icin ama kullanmaz. cek verirsiniz kendi istedigi kullanacagi birsey alir kullandikca sizi hatirlar :)

önerileriniz için çok teşekkürler..
gs store'dan fikri aklıma yattı, fakat burdaki mağazada içime sinen bişi bulamadım..

o yüzden gümüş küpe aldım bi çift, gayet beğendi.. ya da beğenmiş gibi yaptı, bilemicem =D

bence git ona bi adidas şapka al yada kapşonlu yelek

sigara kullanıomu sigaralıkta olab,ilir şöle şık bitane yada mp4

-Biraz bayat ama, bir sınıfla, sınıfları değiştirin. Ya da sınıf tabelalarını(?) değiştirin.
-İki sıkıfıkı arkadaş, boğaz boğaza dövüşsün.
-Kızlardan biri derse gelmesin, "hocam kaydını aldırdı, talibi çıkmış bu yaza evleniyormuş deyin.

iki şaka var yaptığımız bizim tee eski günlerde. tavsiyem birincsidir.

1. yemekhaneden ya da evden pialv ve kurufasulye bir poşete konur yanına da biraz ekmek getirilir. yaklaşık bir yarım saat poşet sıkılır, içindeki yemek cıvık leş bir kıvama getirilir. sonra midesi sağlam kişi en ön sıraya geçer. dersin başında öfler püfler, mümkense hocam hastayım midem bulanıyor diye tuvalete gider. sonra hocanın kendisinin arkasına geçmesi ile öğürmeye başlatıp ceketinin içinden bu fasulye pilav karışımını masaya boca eder. hocam noluyor derken diğer iki ya da üç yandaş ekmekleri banıp, lan olum sen ne yedin süpermiş lan diye ekmekleri yutarlar. biz yaptığımızda 4 kişi biliyorduk sadece sınıfın tüm kızları gitti kustu. hoca disipline falan verdi. dershane ise sorun olmaz.

2- bunu bir arkadaşım kendisi yaptı. sara krizi geçiriyormuşcasına yerlere attı kendini. ağzından salya falan da saçtı. hocaların koşuşturması falan pek bir komik oluyor. yanlız yapan kişi göt altına gelebilir.

bu şaka olayı devam ediyor mu yahu. bence 1 nisan'da şaka yapılması o kadar klişeleşti ki, yaptığınız hiçbir numarayı hocanız yemeyecek. o yüzden şöyle bir şey yapın.

yarın sabahtan hocayla irtibata geçin. onunla bir olup sınıfa komple şaka yapın. o esnada da sınıf, hocaya şaka yaptığını sansın. işte asıl bu beklenmeyen bir şey olurdu.

şaka falan yapmayın ama sürekli şüpheli şüpheli hareketlerde bulunun sınıfta. fısır fısır konuşun. pot kırıyo gibi yapın. biri diğerine durduk yere şşşt falan desin. hoca da "ne yapacaklar acaba, nasıl bi şakayla karşılaşacağım" stresiyle kıvransın.

hocayı dersaneye girmeden kaçırın arabayla.video kaydını falan da alın.kalp krizide geçirebilir ama deneyin bi siz.

benim 8.5 yaşındaki oğlum pencereden bakıp "aaa kar yağıyo" diyecekmiş mesela. ya yaa.

cem sultana hristiyanlık ve haclı ordusu komutanlığı teklif edilmiş, kendisi bu teklifi red edip zindan hayatı yaşamıştır. o değil yani. başkada hatırlayamadım

sevgiler

edit: tuğçe kazaz?

hahahaha tuğçe kazaz süperdi :)

cem sultan soyu katolik olmuş ve papalık muhafızlığı gibi bir aile görevi edinmişlerdir. bunu hatırlıyor olabilirsiniz. sülale hala devem ediyor.

evet, evet. dehrinin dediği.. torunları hristiyanlığa geçiyorlardı ama tam hatırlayamadım mehmet(2) zamanında ortadan kaldırılıyor diye kalmış sanki aklımda?

Benim bildiğim bir tane var ama bu olayın kahramanı kaçmamış, kaçırılmış.Aktarayım;
IV. Murat Han zamanında Kırım Süvarilerinin Ukrayna seferleri sırasında ele geçen,yedi yaşlarında Ukraynalı kız çocuğu, Kör Süleyman Paşa tarafından İstanbul’a getirilerek Kösem Sultan’a sunulur. Kösem Sultan, büyütmesi için kızı, çocuğu olmayan görümcesi Adike Sultan’a verir. Hatice, Turhan Sultan olarak büyütülür. Sonra Sultan İbrahimle evlendirilir. Padişah Dördüncü Mehmet ( Avcı Mehmet ) doğar.Bu arada Sultan İbrahim’in, Darüssâde ağası Sümbül Ağa’nın getirdiği Gürcü kökenli Zarife’den de adı Osman olan bir oğlu vardır.
Sultan İbrahim’in Zarife’den olma Osman’ı daha çok sevmesi ileride Avcı Mehmet olarak tahta çıkacak olan Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan’ı kızdırır. Hatice Sultan’ın sevgi kıskançlığına dayanan baskısı karşısında sıkılan Sultan İbrahim – Biraz da bunu sev -diye kucağına verilen IV.Mehmet’i fırlatıp sarayın havuzuna atar.
Bu olaydan sonra Zarife’yi padişaha sunan Sümbül Ağa, Turhan Sultan’ın hışmında korkarak Hacca gitmek bahanesiyle Zarife’yi ve küçük Osman’ı yanına alıp saraydan ayrılır. Gemi, Girit yakınlarında Venediklilerin saldırısına uğrar.Sümbül Ağa öldürülür. Zarife ve Küçük Osman Girit Valisine ganimet ve tutsak olarak verilir. Osmanlı saray çocuğu olduğu öğrenilince Vali, anne ve oğlu Osman’ı İtalya’ya göndererek Papa’ya hediye eder.
Vaftiz edildikten sonra ilahiyat öğrenimi görüp papaz olan Osman’a Papa tarafından ‘‘Padre Ottomano’’ (Osmanlı Papazı) adı verildi ve resmen Osmanlı tahtının mirasçısı ilan edildi.
1645-1669 Türk-Venedik Savaşları süresince Padre Ottomano, Osmanlı Devletine karşı Hristiyan dünyasını birleştirmek için bir koz olarak kullanılmaya çalışıldı. Fransa’ya giden Padre Ottomano orada da XIV.Louis tarafından Osmanlı tahtındaki IV.Mehmet’e karşı tahtın varisi benimsendi(1660). Hemen hemen bütün Avrupalı hükümdarların onu Osmanlı Padişahı olarak kabul ettiklerine dair Sadrazam Köprülü Fazıl Ahmet Paşa’ya gönderdikleri mektuplar Türk-Venedik savaşının gidişatını etkileyemedi. Kandiye Kalesi de teslim alınarak Girit Osmanlı Devletine katıldı(1669). Bundan sonra unutulan ve kaderiyle baş başa kalan Padre Ottomano kahrından manastıra kapanır,ölür.

a)l1+r1 sabit durmanız lazım

eğer oyunu kapmak için bunları izliyorsan kapa o bilgisayarı otur oyunun başına bir arkadaşın ile çılgınlar gibi oyna. değilse salla benim bu dediklerimi.
ilk soru cevaplanmış zaten.

ikinci soru için taktikler, şutlar bu oyunda yakın köşeden daha rahat giriyor. yakın köşeye çek. ama onu kıvırabilmek baya bir zor.
orta sahanı atağa daihl etmek için orta sahada paslaşırken verkaç(L1) kullan. L1'e pası atarken ya da pası attıktan hemen sonra bas. pası veren oyuncu ileriye depara kalkacaktır.
defansların arkasına havadan arapası at. bunun başarılı olması için kendi forvetini iyi gözlemlemen lazım. misal ben drogba'nın her hareketini ezberledim oyunda. ileri fırlayacakken yan dönüp iki adım atıyor rakip kaleye doğru. sık oynadığın takımların forvetlerini gözlemle sık sık. adam fırladığı anda havadan arapası. geç kalırsan ofsayt olur ya da kale alır. erken atarsan defans kafa ile keser.
geri paslarda kaleci ile şişirmek için yuvarlağı kullanma. kare ile şişir. çünkü top kaleciye gelmeden yuvarlağa bastığında kaleci ayı gibi kayıyor topa, şişirmiyor. kare ile ise güm diye yolluyor rakip sahaya.
senin kontrolünde olmayan adamların rakibe arkadan kaymasından şikayetçi isen, takım seçmeden önce kolların hangi tarafta olacağı ekranında kareye bas ilk özelliği assisted'dan semi assisted'a getir.
chip shotlar biraz zor onlarda ustalaşayım diye arkadaşlarına yenilme. onun yerine sut sonrasında pas kombinasyonunu kullan. kaleciler eblek biraz hemen yatıyorlar. yok yapamam diyorsan tevez,eto'o, rooney, messi, anelka gibi hızlı adamlar ile ceza sahasını çaprazlama katet. kaleci açılıyor ve sonra boşa yatıyor. yatmasa bile köşeyi kapatamıyor golü yiyor. ama sadece hızlı adamlarda geçerli.
lan bu bekler niye bu kadar ileri çıkıyor diye üzülme tüm takımlarda öyle o :D

son sorun için o fake'i yapmak çok ama çok zor. olayı rakip size müdahale için ayağını uzattığında topu kurtardıktan sonra atmak kendini. ki çoğu zaman hakemler yemiyor. yedirdirebildiklerimde aynen dediğim gibi oldu. adam ayapını uzatıyor topu kurtarıyorum ve atlıyorum. zaten düşüşler hiç estetik değil. uğraşma boşuna.

c) kendini yere atma olayını yedirmenin en iyi yolu; koşu yaparken arkanda bir oyuncu olması(temas olacak şekilde) ve hakemin de arkada olması. ben bu pozisyonu denk getirebildiğimde yediriyorum anca. bazen hakem arkadayken omuz omuza mücadelelerde bile yiyebiliyor. ayarı tutturmuşlar denebilir.

buyur güzel kardeşim: www.google.com.tr

yalnızca .pdf dosyalar, içlerinde mutlaka işine yarar bir şey çıkacaktır. (ayrıca pdf'i doc ile de değiştirebilirsin tabii)

istanbul bilgi üniversitesi yayınları'ndan böyle bir kitap çıktı. aslında daha ziyade hukuki arabuluculuk (bkz: mediation) kurumu üzerine, ancak yardımı dokunabilir.

www.bilgiyay.com

TORRENTZ.COM 'da e-booklar mevcut.

rhetorical skills diye aratirsaniz internette faydasi olabilir. bir de bir ara alev alatli yahoo grup fallacy (safsata) kitabi cikarmisti. ne yapmamaniz gerektigini örnekleri ile acikliyordu.

her üniversitenin ve üniversite içinde her bölümün farklı ülkelerin farklı okullarının farklı bölümleriyle anlaşması var.
çoğu üniversitemizin doğru düzgün bilgi veren web siteleri olmadığını farz edersek; sağlıklı bilgi için yapılacak tek şey ilgili bölümün öğrenci işleri ile ilgili üniversitenin erasmus koordinatörlerinin kapılarını aşındırmak.

okulların sitelerinde erasmus ofislerinin linkleri var oradan bakıp ogrenebilirsin ama tum listelerin beraber bulungu bir link var mıdır bilemedim açıkcası. mesela kocaeli universitesi'nin erasmus ofisine şuradan ulaşabilirsin

int.kocaeli.edu.tr

her okulun tarihleri aynı mıdır bilemem ama kocaeli'nin başvuruları geçen cuma bitti.

Üniversite bazında bakman gerek, her üniversite kendisi anlaşma yapıyor. Misal İzmir Ekonomi Üniversitesi'nin Uluslararası İlişkiler de dahil anlaşmaları:

oia.ieu.edu.tr

her okul için,o okulun ilgili sitesinde yazıyordur.
mesela iü uluslararası ilişkiler için;
almanya (3 farklı şehir, köln-hamburg-tübingen)
italya (siena)
polonsa, slovakya, slovenya
gibi seçenkler vardı, değişmediyse.

word dosyasında olduğu için tam link veremedim ama Boğaziçi Üniversitesi için burdan bakabilirsin. belki başka sayfalarda daha açık bir şekilde vardır ama ben ancak bunları bulabildim.
www.googlesyndicatedsearch.com

kuşlar iyi seçilmiş.

muhabbet kuşlarında karakter çok önemli, bazıları insanları çok seviyor ve insanlar ne öğretirlerse yapıyor bazılarıysa buzdolabı gibi hiçbir şey yapmıyorlar, insanları pek sevmiyorlar. çocukken benim de vardı muhabbet kuşum, çok sıcakkanlıydı, iyi eğitmiştim kendisini, kendisi başka odadayken ben ıslık çalınca nerde olursam olayım gelir omzuma konardı ya da ne zaman parmağımı havaya kaldırsam gelir konardı, ya da ne zaman marul göstersem hemen sevinip kendi halinde oynama hareketleri yapardı kafesini açınca da hemen marula uçardı. değişiyor yani kuştan kuşa, yaşasaydı belki böyle şeyler yaptırırdım :)

kanatlarını falan kırıp binbir eziyetle eğitiyorlarmış. öyle diyor yorumlarda.

anlamayacak birşey yok, ortaöğretim başarı puanının öss'ye katkısını azaltmayı düşünüyorlar, böylece karne notları sınava daha az etki edecek. yani okulunda yüksek notlar alan biriyle, düşük notlar alan birinin arasında öss puanı bazında çok az fark olacak.

yetismez 2009 a.

iyice bokunu çıkardılar. çocuklar boşuna mı kıçını yırttı 4 sene boyunca?

çocuklar boşuna yırttı kıçını evet. imam hatip liselerinin önünü açmaya çalışıyorlar.

aynı soruyu gom player için sorayım ben de.

Şunu dene Ctrl+p ile winampta iken gelen pencerede plugins te output ve oradan "nulsoft Directsound output seçili olsun . winampı kapatıp aç ve dene.

işe yaradı edip, sağolasın..

www.zaplat.com

1974 dünya kupası yugoslavya - zaire maçı, 9-0 bitmiş.

Sanırım buna benzer bir olay trinidad & tobago ilk defa dünya kupasına katıldığında da yaşanmış; ama tarih marih uğraştırmayın beni.

sabırtaşı yazar oldu sanırım çaylakların çok büyük bir kısmı. ama hiç birinin çaylaklık dönemi entrysi görünmüyor şaka falan da olabilir belki.

sanmam, şaka felan olsa fena tepki çeker nitekim..

(git: 51256) burada incelenmeye başlamış bile konu.

hah, ben de neleroloyor diye sormaya girmiştim. zira sözlük kağnı hızında.

#51256 sadece yazarların görebildiği bi başlık yamulmuyosam..

walla an itibariyle ismimin yanında "es" ikonunu görmemle heyecanlandırmıştır bendenizi.
ha tanım yapayım ayaküstü:
şakaysa hiç de komik değil, ciddiyse öptüm sizi moderasyon
ha şaka çıkarsa seni sabaha kadar döverim moderasyon onu da belirtmeden geçemeyeceğim :)

@sanal uyku, internet kullanıcıları o duyuruyu göremiyor...

ha dikkat etmedim söyleyeyim belki açarlar dışarıya.

arkadaşlar durum şu. şu an site tüm çaylaklara kapandı. 00:30'dan itibaren ekşi sözlük sadece yazarlara hizmet veriyor. farkındaysanız başlıklar güncellenmiyor. köstebek falan değilim. teşekkürler.

şu durumda ismimin yanında "es" ikonu çıkıyor. yamuluyor da olabilirim tabi, siz görebiliyor musunuz sayın ekşiduyuru ahalisi? dolayısıyla
@deliklitas
ben yazar gibi gözüküyorum hatta öyle de hissediyorum ama başlıklar güncellenmiyor bende de? nedir ne değildir ey ahali histreiye bağladım çok afedersiniz :(

es gözüküyor valla :)

@deliktas:
sitede sizin göremeyip de bizim görebildiğimiz bi değişiklik yok. başlıklar yarım saattir değişmiyor evet. bize de değişmiyor yani.

@alexander the one point five dokuzuncu nesil sabirtasi yazar olmuşsunuz.ne zamandan beri onay bekliyordunuz ?

hmm o zaman ister misiniz bütün çaylakları yazar yapana kadar böyle kalsın site.

an itibariyle kontrol panelinde gayet güzel bi mesajlaşma arabirimiyle karşılaştım..

..derken service unavailable..

oha site çöktü.. veya bizden bu kadar deyip kapattılar siteyi.. ne oluyor yahu??

bu arada az önce yenilenmeyen başlıklarını okuyabildiğimiz sözlük hepten uçtu sevgili izleyenler. şu anda resmen annesini yaptığı kekten bir kırıntı verdikten sonra "ama ben yiycem ki bınıniy" diyip kaçan çocukla karşı karşıyayız. çok histeriğiz!

edit: @huleyn
1.5 yıla yakın veya aşkın bir süredir. çok yani. çooooooook!

yalnız alexander sen yazarlığa hemen alıştın ha.entry tadında yazılar gelmeye başladı :)

internet kullanıcıları da sözlükten gelmeyi denesin. muhtemelen problem ortadan kalkar dicem ama sözlük açılmıyo gerçi.

sanırım 10. nesil 10.000 kişi civarındaydı ve bunların hepsi yazar olduysa o yüzden server isyanlarda olabilir ve entrylerin güncellenememesi gibi sabır taşlarıda entrylerini göremiyor olabilirler diye düşünüyorum lakin demin 13 entryle bekleyen bir 10. nesil arkadaşıma sordum ve "yoo hala çaylak gözüküyorum" dedi. buda kafa karıştırıcı. sadece 10 entry giren kuralcı çaylaklarımı aldılar acep ? yok artık...

9 senedir sözlüğü takip edip bir kez olsun üyelik için başvurmayan kadim okuyuculardan birisi olaraktan her zaman ki gibi dışarıdan gülen bir çift gözle izlediğim durum :)

10 entry girip, belli bir süredir bekleyenleri aldılar muhtemelen. 3 gün önce kaydolup 10 entry girdiyse sabırtaşı olmaz sonuçta. :)

yalnız duyuru da nasibini almaya başladı yoğunluktan, compumaster ağzıma tükürcek foruma çevirdim ortalığı diye.. ona da helal olsun lan, bayram bugün bize be..

bir tahminde de ben bulunayım:
zaten belli bir süredir moderatörler 21 aralıkta kimin çaylaklıktan yazarlığa alınacağını listelemişler ssg the doğum günü topu'na bir süpriz yapmak için bu listeyi bekletmekteydiler. arada belli olmasın diye de 3 5 çaylağı yazar yapıyorlardı.
yalnız bu tahminden çok komplo teorisi oldu gibi ya, hayırlısı...

@alexander the one point five

olm o zaman esesci'ye değil, direkt çaylaklara yönelik bi sürpriz olmaz mı o? =D

sürpriiiz, sözlüğünün ağzına sıçtık şeklinde bir sürpriz bu. :p

Dövülesi olduğu kadar kendi içinde de ironik adam:
-Cumartesi'yi Pazar'a bağlayan gece bu, ne sözlüğü ne sabır taşı? Haydin Taksim'e...

flaş haber:
sözlük geri gelmachen wunderbar!

çaylakların eski entryleri de görünmeye başladı.

oop yazarız.. hayırlı uğurlu ola!..

Kaç çaylağın yazarlığı onaylandı acaba? Gerçi istatistikler güncellenince çıkar meydana. Bir de, sabirtasi yazarlığın süre kriteri neydi ki?

sabırtaşı yazarlığın bir süresi olduğunu sanmıyorum keza 10. nesillerden de yazar alıyorlar.

Adı üstünde "sabırtaşı". Yazılanlardan anladığım kadarıyla alt sınır 9-10 ay gibi birşey. Benim gibi 1 sene bekleyip yazar olamayınca entry'lerini silip değiştiren ve sonra tekrardan girenler için kötü oldu tabii. Yazar olanlara tebrikler.

Ben de yazar olmuşum bu arada, teşekkürler. Umarım bunca damdan düşme yazar sözlüğün ebesi ile pek haşır neşir olmaz. :)

yalniz sub-etha da butun oalylara girip cikiyorum, sadece limon zirve takipe giremiyorum. beni yazaardan saymadi, ayrica son entry mi 5 ay once girmisim, alt sinir 9-10 ay olamaz.

@sanio:
Evet, ben de yazar olduğuma göre, olamaz. O zaman ya kayıt tarihine göre aldılar, ya da şaka yapıyorlar bize.

ben okunup seçildiğine ve bugüne bekletildiğine inanıyorum çünkü 1 senedir hazır bekleyen arkadaşım olmamış ama ben daha 3 hafta önce 3 entrymi değiştirmeme rağmen yazarım. bir seçicilik var sanırım.

valla sanmiyorum, boyle saka mi olur yahu. alay etmek gibi bisey resmen.

En iyi durum senaryosu "bekletiyorlardı da sürpriz yaptılar" olurdu heralde. Eh, umarım öyledir hakikaten de.

benim bi komplo teorim var. moderatorler bukadar caylak onaylamanin altindan kalkamadilar. saldilar butun caylaklari sabirtasi yazar diye ortaya. bi muddet boyle takilicaz. entrylerimiz iyi oylanicak kotu oylanicak, bu surenin sonunda tatmin edici bi puan aldiysak, yazar olucaz. boylece onaylama isini butun sozluk yapmis olucak. tabi bunu bizlere soylemiyecekler cunku 'olum arti oy verin lan bana bak yazarlik kaciyo elden' gibi cumleler havada ucusabilir. vay be guzel yazdim. tabi olay boyle olunca, yani herkes caylaklarin 10 entrysini gorunce gammazlar ve yazarlarda isin icine gircek. kidemli yazarlar bu ne bicim entry lan die ispitlicekler. modaratorlerin ustunden yuk kalkicak.

@sanio

çok yaklaştın ama öyle değil. bu yaşananların aynısını miğferdibi adıyla 3-4 sene önce yaşayanlar bilirler. 17.000 (on yedi bin) çaylak anında altıncı nesil yazar oldu (ki bundan önce normal yollarla yazar olan altıncı nesiller de vardı). sol frame kilitlendi, daha doğrusu kapatıldı, site yamuldu falan. şimdi bakıyoruz istatistiklere altıncı nesilden 6000 (altı bin) yazar kalmış. üçte ikisi uçmuş. ama dediğin gibi puanla iyiyle kötüyle olmuyor. şimdi bunca zamandır "10 entry'den fazla girmeyin, yazarlığınız gecikir" mesleesiyle 10 tane cillop entry ile bekleyen çaylaklar yazar oldu. şimdi yazarlığın verdiği gazla hepsi çöpteki fazla entry'leri canlandıracak, kenarda duranları ekleyecek, takır takır entry girecek. böyle olunca da ne olacak? dedirten başlık'lar, birtakım sazan avcılarının açtığı soru başlıklara bir heyecanla verilen cevaplar ve bunun gibi şeyler gırla gidecek. gammazlar da yakaladığını ispiyonlayacak. kendilerine sunulan bu hediyeyi iyi kullananlar sözlükte kalacak, yazar olmanın gazıyla yazdığına dikkat etmeyenler ise uçup gidecek. en iyi ihtimalle yeniden çaylak olacak. altıncı nesil miğferdibi'nde oldu bunların aynısı.

o yüzden gaza gelip saçma sapan entry girmeyin. özen gösterin, yazarlığınız gitmesin.

üniversitelerde her sene bandrol yapıştırılıyor.

evet, fakat korsan kitaplarda bile bulunuyor artık bandrol şeysi..

o şekil bi bandrol değil hangi eğitim yılına ait olduğu ile ilgili bandrol oda sadece üniversite yetkililerinde oluyor açıköğretim içinde geçerli bu bürolarda yapıştırılıyor

Çıplak gözle bakarak anlamak zor. Soğuk damgasına kadar yapabilirler. Yalnız bizim bölümümün öğrencilerinin adları bölümün sitesinde yazılı.

Benim kimliğiminin gerçek olup olmadığını anlamak için okulumun sitesinden gerçekten öğrenci miyim diye kontrol edilebilir ve başka bir kimliğimi daha göstermem istenebilir.

Tabi başka sahte kimlikler de bastıysa yapacak bir şey yok.

boğaziçi'nde sadece üstünde 1 tane barkod var. eskiden kapılardaki turnikelere okutuluyordu sanırsam. şimdi onlar kullanılmıyor. barkodun çıplak gözle bakarken hiçbir faydası yok. sonuç olarak o okul boğaziçiyse anlayamazsın.

izmir eskişehir arasını bilmiyorum ama ankara eskişehir arası 15 milyona da var 5-6 milyona da..en son geldiğim tren mesela 19.00'da ankara'dan kalktı saat 23.45 gibi eskişehirdeydi. fiyatı öğrenciler için 6.75 miydi neydi o civar bi şey. ha bu arada karesi ekspresi idi bu tren. onun dışında rahatlık ve zaman açısından bakarsak en iyileri cumhuriyet ve boğaziçi ekspresi onların fiyatları da 15 milyon civarıydı en son. bu arada tcdd nin sitesinde fiyatlar fln da yer alıyor sanırım.

ankara-eskişehir arası sanırım 5 ytl'ye gidilebiliyodu doğu ekspresiyle. 3 yıl önce 7,5 liraya gitmiştim o zamanın parasıyla. şimdi nasıldır bilmiyom.

etcdd.tcdd.gov.tr internet explorer gerekli.
ankara-eskişehir için başkent, cumhuriyet ve fatih tavsiye ederim.
izmir-eskişehir için de 9eylül veya izmir mavi tavsiye ederim.
ankara-eskişehir tam 15ytl civarı.
izmir-eskişehir tam 20 ytl civarı.
saatlere net olarak bakmaya üşendim. başkent ve cumhuriyet gündüz trenleri, diğer dediklerim gece trenleridir. ankara-eskişehir en az yarım saat, izmir-eskişehir en az 1-1.5 saat rötar yapar.

edit: verdiğim fiyatlar dediğim ekspresler için geçerli. yoksa doğu'yla falan çok ucuz. :)

iş fikri değil, daha çok banka müşterisine sunulan bi hizmet türü..
hizmetin içinde elektronik sistem de mevcut, patent düşüncem de o yüzden zaten..

bu fikrin başka bir ülkede olmadığına eminseniz ve somut bir şeyse patent alınır, ve o kadar parlak fikirse bence uluslararası patent al (öyle bir ayrım varsa), zaten olan bir şeyi geliştirmek ve farklı boyut kazandırmak bile para ederken yenilikler ilk sağdan köşeyi dönmenizi sağlar, bize de sakal atarsın artık:)

türkiye nin de dahil olduğu paris antlaşması diye bişey var (paris antlaşması diye bişey var arkadaş= "Sınai MülkiyetinHimayesine Mahsus Milletlerarası Bir İttihat İhdas Edilmesine Dair 20 Mart 1883 tarihli Mukavele") buna göre sözleşmeye taraf ülkelerin birinde alacağın patent ve hakları diğer üye ülkelerde de muteberdir. yani uluslararası bi kurumdan patent alayım diye kasma, başka konulara odaklan. mesela patent başvurularına felan bak. maazallah senin uygulamaya kalktığın bi fikir senden evvel patent almışsa ve sen bu işden kazanç elde etmişsen tazminat ödeme, kazanç payını iade gibi yaptırımları var. sen o yüzden daha önce bunu düşünen olmuş mu olmamış mı onu bi düşün. benzer olan fikirler de olmamalı.

ama bir de şöyle bişey var: sen patent başvurusunda bulunacaksın ama senin fikrin bana göre patent başvurusunda bulunmaya elverişli değil.sen şimdi şu linke tıkla:
74.125.77.132 bu kanun hükmünde kararnamede 6. maddenin (b) bendine bakarsan senin plan suya düştü. ben de boşuna anlattım. sen mrtksn arkadaşın dediği gibi bi yarışmaya felan katıl. ya da ne bileyim bi bankayla felan irtibata geç. o da olmazsa kendin uygulamayı dene.

öncelikle bu fikrin başkası tarafından önceden düşünülüp düşünülmediğini araştırın, zira düşünülen şeyler mutlaka başkaları tarafından önceden düşünülmüştür.

yfyi.com ve projenisat.com'da da değerlendirebilirsin. gerçi ilki daha ziyade teknik fikirler istiyor.

fikrini yazılı hale getir, enine boyuna anlat. ondan sonra da postaneye git ve bunu kendi adresine, kendi adına yolla. olur da bir gün birisi çıkarsa bu fikir benim diye sen de maktubunu açar dersin ki bak bu benim. olur mu olur.

(git: 47234)

bu durum franchise alacağınız markaya göre değişir. kimi firmalar, hava parası+aylık kardan pay+bilmemne istiyorlar.
sertifikayı doğrudan istemezler belki ama bazı firmalar için, belirli bir eğitimi kendilerinden almak zorundasın.

starbucks için franchise verilmiyor, türkiye'deki tüm starbuckslar shaya grup tarafından açılıp işletiliyormuş, burger king için ise gerekenler şurada
www.franchiseturk.com

gerçekten de firmaya göre değişiyor fakat genel olarak bulunduğun şehrin merkezi bir noktasında yeterli metrekarede dükkan isterler, franchisingde verdiğin marka değeri parasının içine bu dekorasyon da dahil olur. Misal starbuck'ta franchising shaya kahve de ama roberts' coffee franchise veriyor.
bunun dışında sana belirli bir şirket eğitimi veriyolar. Aynızamanda çalışanlarına da veriyorlar tabii ki, gerektiğinde bir süre için işletmeci sağlayan franchiselar var. Eleman geliyor sen olayı kavrayana kadar sana yardımcı oluyor.
Tabii ki işletme sermayesi içinde belirli birparan olman lazım.
Bilindik markaların franchise'ını almak için 150.000 - 200.000 dolar arasında ortalama bir sermaye gereklidir. üst ve alt sınırlarda uçuk örnekler bulmak ta mümkün.

peki genel olarak düşündüğümüzde, aylık cirodan yüzde kaç pay alırlar?
ya da direkt şöyle sorayım; kar edilir mi (:

net 640bin dolar istiyorlar bi burger king açmak için 640 bin dolar oraya yatırım yapacağıma en risksiz olan faize yatırırsın paranı her ay 25 bin dolar civarında net gelirin olur o kadar parayı riske etmeğe değmez bedava hamburger yemek için

franchising ile bir işyeri açacağına o parayla iyi bir yolda benzinlik aç paranın a... koy!

Ben bir Burger King'e sormuştum bi ara abi işler nasıl diye, nasıl oldu bu franchise falan, 500.000 dolar hava parası verdik demişlerdi. "E noldu parayı çıkarttınız mı?" dedim, "bi senede döndü ikinci sene kara geçmeye başladık" dedi adam. İstanbul'da bi Burger King tam yerini vermeyeyim.

Gloria Jeans da veriyo franchise, 50000 dolar diye duymuştum. Sonra Özsüt veriyo, bak o da iş yapar.

bolulu hasan usta'da fena fikir değil mesela.

şu anda da bir franchise için görüşmelerim sürüyor.220.000 dolar tutuyor baslangıç süreci.hesabını yaptım 14 ay içinde anapara geriye dönmüş oluyor minimum hesapla.kriter bu bütçeyi karşılayabilmen,işe uygun olup işyerinle düzenli ilgilenmen.2 aylık eğitim süresi var.

inandığın bir markaysa,tercih sebebiyse yeterli bütçen varsa kesinlikle çok mantıklı.sistem kurmakla uğraşmıyorsun reklamın bedava yapılıyor,tercih sebebisin,bütün malzemen ana firmadan geliyor ne kazandığını anında görebiliyorsun.

yürüme mesafesi değil ama ibni sinaya yakın olarak ankara kalesi var.

bana kalsa otobüs vaktine kadar internette takılayım ama dayım var yanımda..
anıtkabir'i görmüşlüğüm var, dayım da görecek.. ama 3 saat falan sürer heralde orda gezmemiz..
denizin olmaması pek koymaz hacı, denizli'den akıcaz zaten oraya (:

filme girmek iyi fikir hakkaten bak, dursun aklımda..

film demişken, ankamallde imax var; hani enteresan bir gözlük takıp 3d film izleniyor; Mesela o olabilir atraksiyon babında;

Ankarayı sevsem de, fazla bi turist atraksiyonu olmadığı sugötürmez gerçek :)

Ankarada atraksiyonlar insanlar birbiriyle yaşar, yalnız adama göre değil ankara :)

ankara kalesi ve oralarda bi' müze var.bunun yanında, ulus uzak mesafede olan bi' yer değil; eski meclise ve yine yakınındaki müzeye( adını bilemedim şimdi) gidebilirsiniz. olmadı atakuledeki dream-land' e gidip atari oynayın :)

ankara kalesinin oradaki müze anadolu medeniyetleri müzesi; öyle şeyleri seviyorsanız çok çok iyi bir müzedir, kaçırmayın;

kale'ye çıkarsanız zenger paşa konağı diye bir yer var. cihannüma salonu var orada, oturup ankaraya şöyle tepeden bakıp nefis türk kahvesi içebilirsiniz. yine kalede rahmi koç çengelhan müzesi var cidden çok ilginç bir konsepti var müzenin. yine oralarda anadolu medeniyetleri filan var ama beni açmıyor şahsen.
ulaşım: ibni sina hastanesinin karşında hacettepe myo vardır. oradan ulus yönüne ilerleyip okları taip edebilir ya da birilerine sorabilirsiniz. ancak altındağ belediyesi tarafındaki yolu kullanmanız, direkt kaleye ulaşma için daha kolay olacaktır.

kale tarafında takılmam diyorsanız. çankaya tarafına gidip papazın bağı nda oturup gözleme filan yiyebilirsiniz şehirin içinde yeşil kalmış yegane yerlerdendir. oradan doğru tunalı'ya inip gezebilirsiniz kuğulu park'ta kuğulara ördeklere simit atabilirsiniz :)
ulaşım: ibni sinanın önünden mavi minibüsler kalkar gop-kırkkonaklar

nargile seviyorsanız balgat ta nezih diye bir yer var süper nargileleri vardır. orda nagile tavla oynarak zaman geçirebilirsiniz.
ulaşım: kızılay'a tabanway devamında 153-143 nolu otobüsler ya da 100.yıl, çiğdem mah. minibüsleri

ankara alışveriş merkezleri bakımından baya zengindir. ankamall ya da armada size ulaşım açısından daha kolay olur. açıkçası ben sevmiyorum oralarda gezmeyi. ama sinemadır filan tercih edebilirsiniz.
ulaşım: ibni sina'nın önünden yenimahalle-demetevler mavi minibüsleri ile ankamall, ümitköy, bilkent minibüsleri ile de armada'ya ulaşabilirsiniz.

hacettepe üniversitesi merkez kampüs ün içinde mehmet akif ersoy'un evi (istiklal marşı'nıı burada yazmıştır) var orayı gezebilir, oradan hemen kampüsün bitişiğinde restore edilmiş ve hala o dönemden kalan insanların yaşadığı eski ankara evleri var. oraları gezebilirsiniz. kapısının önünde oturan bi teyze var çok tatlı muhabbeti var. anlatır da anlatır çay filan da ikram eder :)
ulaşım:ibni sinanın karşısında hacettepe üniv. hastanesinin içine girdikten sonra, tıp fakültesinden sonra hemen sağda.

bir çok alternatif daha vardır tabii ki ancak aklıma gelenler şimdilik bunlar

ben de kilo almak isteyen, ama alamayan biriyim. yıllardır yaptığım araştırmalar sonuç vermeyince pes ettimdi. sonra bir gün yemekte ailenin en şişman üyesi olan annemi gözlemledim ve işin sırrını buldum. ben yemeği karnım doyana kadar yiyorum. yani doyma hissi gelince yemek yemeyi bırakıyorum. ama annem yemekler bitene kadar yiyor, ziyan olmasın diye, salata kalmışsa onu da yiyor, benim yemeğim kalmışsa onu da yiyor, yiyor da yiyor yani (: ben de denemeye başladım ve yavaş yavaş da olsa kilo almaya başladım. cevap başlıkla biraz alakasız oldu, ziyanı yok toparlayım, fizyolojik bir rahatsızlığınız yoksa yemek yemek dışında bir şey kullanmayı mantıklı bulmuyorum. sağlığa zararlı olmasa bile..

vay be 130 kege biri olarak bu yazıyı görünce çok garipsedim.
keşke kilo kontör gibi bişey olsa hepinize bi 10 ar kilo atardım. karşılığında hiiiçbişey istemezdim canınızın sağlığı derdim. vay be.

@want2die
haklısın gerçi, bulk gibin bişi olsa belirtilirdi içeriğinde.. tamamen iştah açmaya yönelik çalışıyo bu şey.. doysam da yemeye devam edeyim, kasayım kendimi en iyisi; madem ilacın bana yaptıracağı bu, kendim de yaparım olm o zaman..

@crystalsoul
hoca ben 20 yaşımda 59 kiloyum.. beni garipseme o bakımdan, kilo almakla ilgili bi soru sordum diye, ehuhe..