Ekşi Duyuru

5 yıldan kısa ehliyete arac kiralamazlar.

ilk kural asla merdiven altı bir yerden kiralama yapmamak, senet, kredi kartına 5000 bloke gibi seyleri duydugun anda oradan çık. kurumsalların kredi kartlarına vs kampanyaları oluyor. garenta, hertz, avis vs...

araç boş depo alınır boş depo verilir.

aracı teslim alırken iyice kontrol edilir ve bir durum varsa orada kayda geçirilir.
aracı kiralarken kiralama sigortası yaptırılır. surtme vb. gibi durumlarda bu masrafları sigorta öder. ancak uzun vadede aracın serviste kaldığı süre kadar kiralam bedelini senden tahsil edebilirler.

bir seçenek de kısa sureli kiralamalar icin drive yoyo, moov gibi serisler.

orpheus;

ehliyet 15 yıllık. unuttum tekrar öğrendim.

Depo boş alınıp boş verilir gibi bir kaide yok. Geçen hafta Enterprise'dan kiraladığım aracı dolu depoyla verip öyle teslim aldılar.

benzin ne kadarla aldıysan arabayı öyle bırakırsın. daha azla teslim edersen parasını ödersin ya da doldurup gel derler.

kasko var fakat kaza raporu tutturman gerekiyor. polise rapor tutturman gerekir. ek olarak mini hasar sigortası yaptırabiliyorsun 1500e kadar olan hasarları raporsuz atlatabiliyorsun. ama bu far, cam falan kapsamıyor.

enterprise, avis, garenta, budget gibi kurumsal firmalardan kiralayabilirsin

min 1 yıl ehliyet ve 21 yaş üstü olunca araç kiralayabilirsin kurumsal firmalardan.

Öncelikle eğer bulunduğunuz şehirde varsa saatlik kiralama yapan MOOV ve Tiktak'tan birkaç saatlik kiralamanızı öneririm.
Aylık araç kiralama sürecini bilmiyorum ama birkaç günlük, haftalık kiralama süreci şöyle:
(Bu arada kesinlikle büyük şirketlerden kiralıyoruz, küçük şirketlerden, senetlerden kesinlikle uzak duruyoruz)
-İnternetten ayırtırsınız aracı, kredi kartıyla ödersiniz (direkt gittiğiniz yerde ayırtmak ve almak da mümkün ama ne gerek var)
- Ehliyetinizin fotokopisini çekerler, kimi şirketler FINDEKS puanınıza bakmak ister ve sizden SMS'le onay ister bunun için
- Aracı kiralayacak kişinin kredi kartını isterler, karta bir miktar bloke koyalar 1000-2000 TL civarında
- Aracı alırken size "mini hasar" "kapsamlı hasar" "ikinci bir şoför" gibi ek hizmetler satmak isterler, çok acemiyseniz bence kapsamlı bir hasar sigortası ve ikinci şoför de alın (ikinci şoförün ehliyet bilgisi belki de kişinin kendisi gerekir, ona emin değilim)
- Aracı teslim alırken her yerine dikkatlice bakarsınız hasar, çizik, göçük var mı diye, varsa söylersiniz yazsınlar belgeye.
- Ardından araca biner gidersiniz
- Aldığınızda araçta ne kadar benzin varsa dönüşte de o kadar olmalı (çoğu şirket dolu benzin ile teslim edip aynı şekilde bekler, boş depoyla verenler de var, her şekilde aldığınız benzin kadar benzinle döneceksiniz)
- Kiralama bitip aracı geri getirdiğinizde benzine bakarlar, hasar var mı diye bakarlar, bir sorun yoksa anahtarı verir ve hayatınıza dönersiniz
- Bir süre sonra kredi kartındaki bloke kaldırılır
- Aylar sonra trafik cezası gelebilir, köprü-otoban parası gelebilir. Gelince ödersiniz.

İyi sürüşler,

- Moov by Garenta
- Tiktak
- Garenta
- Avis
- Hertz
- Europcar
- Sixt
- Budget
- Rentalcars.com

öncelikle 5 yıl değil 1 yıldan az ehliyete araç verilmez. 1 yıl ve üzeri ehliyete de belirli segmentlerde araçlar veriliyor.

-aracı alırken sigorta çeşitleri var. garentanın sitesine girip araç kiralayacak gibi ilerlerseniz görürsünüz. clio, megane gibi parçası ucuz bir araç alacaksanız orda günlük 40-45 liralık bir sigorta vardı 1500 liraya kadar sözlü beyanla problem çözülür. örneğin aracın tamponunu sürttünüz bir karışlık bir çizik olsun, clio'da buna boya attırmak uygun fiyatlıdır zaten. eğer siz sigorta aldıysanız sözlü beyanla problemsiz bir şekilde kiralamanızı tamamlarsınız. ama örneğin gidip tamponu bıraktınız bir yerde. o zaman yapılacak şey şu, araç kirasını birkaç gün uzatıp (internetten veya telefonla uzatırsınız hatta hiç gitmezseniz otomatik uzat) aracı sanayide yaptırıp geri götürmek. gidip o şekilde aracı teslim ederseniz muhtemelen sanayide cebinizden çıkacak tutarın 10-20 katını sizden tahsil ederler.

**ayrıca burayı yıldızlamak istedim. kiralık araçların kaskosu olmuyor. olsa bile araç 3 günde toparlansa bile 15 günlük sanayi yatışı çıkarıp aracın kiraya çıkmadığı günlerin masrafını x2 kat olacak şekilde sizden tahsil ediyorlar. kurumsal firmalar böyle. mahalle arası firmalarda zaten arabanın parasını almadan yakanızı bırakmazlar.

-yakıt konusna gelince, firmadan firmaya hatta şubeden şubeye göre değişir ama bunu size söylerler zaten. boş alıp boş verirsiniz, dolu alıp dolu verirsiniz ya da aldığınız seviyede bırakırsınız. eğer yakıtın altında verirseniz sizden işlem ücreti adı altında bi 30-40 lira alıp bir de aradaki yakıt farkının ücretini alırlar.

-firmada yetkilinin yanında aracı teslim alırken etrafını gezip altlı-üstlü video çekerim ben. gezerken gördüğüm tüm yerleri çalışana bildirip sisteme geçmesini söylerim. o da zaten benim bir adım önümde burası şöyle şurda şu var diye söyler ama gözünden çok şey kaçıyor arkadaşların :) ayrıca bu söyledikleriniz sistemden döküm olarak çıkarılıp imzalanıyor. kağıdı imzalamadan kontrol edin. ben 3 yıldır garenta'yı kullanıyorum. sistemleri kötü ama 3-4 farklı şubesini de kullandım sorun yaşamadım. şimdilik devam.

Öncelikle iyi bir firmadan kiralayın paraya kıyıp.

Garenta'yı tavsiye ederim. Hem uygun hem de ilgililer.
Daha fazla bütçe varsa Avis.

Kira firmaları eskiden full depo veriyordu, full depo istiyordu. Ama insanlar suistimal ediyormuş. O yüzden boş depo alırsın arabayı. En yakın benzinciye götürecek kadar vardır içinde.

Ne olur ne olmaz diye full paket kasko alın.

Ben aylık kiralama yaptım. Garenta fena fiyat vermiyor.

Bu arada internetten kiralayın, daha ucuza gelir.

Ama aracı teslim almaya giderken internetten ödeme yaptığınız kredi kartını isterler. Bir de kartın sizin adınıza olması lazım.

Bir de her firmada var mı bilmiyorum ama findeks puanına bakıyorlar.

@orpheus'a ek olarak:

- küçük şehirlerde depo boş alınır boş verilir, büyük şehirlerde dolu alınır dolu verilir.

- eğer kaza vs. gibi durum olursa hemen kaza raporu düzenle ve en yakın karakola imzalat. atıyorum aracı park yerinden çıkartırken bile olsa bunu yap. normalde 500 TL'lik masrafı 3bine kitlerler sana.

- moov - tiktak vs. gibi saatlik kiralamalar da var eğer üç büyük şehirden birindeyseniz.

Hikaye istiyorsan kesinlikle Bioshock. Ancak konuyu anlamak için iyi ingilizce lazım. Yoksa Dark Souls

Kesinlikle Bioshock Collection. Harika bir hikayesi var ama Take it away honey'in belirttiği gibi iyi bir İngilizce gerekiyor.

çalışan programlar arasında peer to peer işlem yapan bir uygulama var mı?
genel kullanılan p2p uygulamaları:
torrent programları
oyun launcherları
windows güncellemesi

bunlardan en olağanı windows güncellemesi olabilir, güncelleme almaya başlayan cihaz bütün interneti emer genelde. cihazın güncelleme yapıp yapmadığına bir bakın, olmazsa 1 gece laptopu açık bırakın ertesi gün sorun düzelecek mi kontrol edin.

ilk aklıma gelen dizüstü wifi kartıyla ilgili bir sorun mu var ?

- başka modemle denemek mümkünse test edin

mümkün değilse :

- kablolu (ethernet) bağlantıda sorun olup olmadığına bakın
- wifi modeli ve sürücüsünü internette aratın, tanımlı sorunlar var mı
- sürücü güncellemesi varsa yapın
- modemde wifi kartının mac adresine sabit (lan) ip atayın
- işletim sistemi ağ ayarlarında sabit ip değerini ve modem ip'sini tanımlayın

kablolu bağlantıda sorun yok, ama laptop kablosuza bağlandığında tüm cihazlarda internet sapıtıyor.

başka modem denedik, sorun aynı.

sorun nereden baksanız 2-3 aydır devam ediyor. bunun için iss’de onlarca ticket açtım, kavgalar ettim. başka modemler bulup denedim. sonra bir anda laptopu kullanmadığım haftasonları sorunsuz internet kullandığımız kafama dank etti. birkaç deneme yaptım ve artık sorunun bu mal laptoptan kaynaklandığından yüzde yüz eminim.

o zaman wifi kart ile ilgili

- modeli ve sürücüsünü internette aratın, tanımlı sorunlar var mı

- önce yazılımsal sorunları elemeye çalışın (sürücüler/firmware)

- çözülmüyorsa donanımsal olabilir

35/2mbit hızı tam olarak alabiliyor musunuz? Farklı bir modemde de aynı sorun devam ettiğine göre bağlantınız maksimum kapasiteyle çalışmıyor olabilir. Örneğin upload hızınız yarım megabit, hat da gürültülü ise birkaç cihaz upload yapmaya çalıştığında download yapamıyor olabilirsiniz (asimetrik bağlantı sebebiyle). Modem arayüzünden hat değerlerine bakmak lazım.

evet hız testi yaptığımda her zaman 30 mbit üstü download, 5 mbit civarı upload alıyorum. türknet de bunu gerekçe göstererek bağlantıda hata olmadığını savunuyor.

az önce aldığım hız testi sonucu:
www.speedtest.net

Hız testi değilde modeme gelen hat değerlerini paylaşırsanız daha sağlıklı bir cevap verilebilinir.

хочу на пенсию, брось все эту штуку и бумагу в урну.
гарольд, 70 лет. сантехнчк стажем

emekli olmak istiyorum, o şeyi ve kağıdı çöpe at.
Harold, 70 yaşında. tesisatçı deneyimi

yandex çevirinin yalancısıyım...

"artık emekli olmak istiyorum, bu geyiği ve bu kağıdı artık bir kenara bırakın. harold, 70 yaşında, deneyimli tesisatçı"

bu amca "hide the pain harold" ismiyle meme oldu. onunla ilgili bir şaka. yani artık bu geyiği bırakın (tam anlamıyla "mezara koyun"), bana rahat verin, ben bıktım diyor. bunu da yine kendisi demiyor muhtemelen, işin üzücü kısmı o. adamcağıza cidden bi rahat vermediler meşhur olduğundan beri.

Bende bir tane var ama adsl mi vdsl mi fiber mi bilmiyorum. Bir bakayim, uyar derseniz gonderirim.

bende de offline diyor.

bende de 2-3 defa şarkı yarıda kesildi telefona küfür ediyodum.

Bende sorun yok.

Android 10,
ttnet

Paypal hesabından kendine bir paypal.me adresi oluştur para talep etmek için.

Sonra o URL ile kendine para göndermeyi dene, kredi ya da banka kartından.

Yapabiliyorsan herkes gönderebilir.

Bu yeni yapılan evlerde çok sık şikayetler oluyor. Kullanılan malzemeler kalitesiz ondan dolayı yağmur yağdığında evin içine su giriyor, elektrikle ilgili doğru evrak işleri yapılmadığı için sık sık binaya çok yüklü elektrik faturası geliyor, perde takamıyoruz, duvarlar çok güçsü, yamuk diye. Kullanılan fayansın, tuvaletin, ocağın fırının markasına hep bakın, kontrol edin.

Bunun dışında o ilk ilanın olduğu binada aylardır satılık ilanı var. 2-3 ay öncede ben bakmıştım aynı eve sahibinden.com üzerinden. Bence ilk ilandaki ev konum açısından, sonuçta caddeye yakın, daha düzgün ama yukarıda saydığım şeyleri dikkate almanız lazım. İlk ev, otobüs duraklarına, marmaraya, minibüs yoluna her yere çok yakın daha merkezi konumda.

ben küçükyalı'yı sevmem.
özellikle çarşı taraflarını.
ama bu evin sahil tarafında olması iyi.
zaten aradaki fiyat farkı ondan.

ben altıntepe'deki evin yerini tam anlamadım.
yani semt olarak altıntepe mi, bostancı mı?
ilan bostancı diyor.
bostancı'ysa, yani gösteri merkezinin hemen yan sokağı civarındaysa, bostancı diyorum.
çünkü hem ev daha güzel, hem de bostancı kadıköy'e bağlı ve ayrıca yeri de çok merkezi olur bu durumda.

ama altıntepe'nin o derenin diğer tarafındaki yokuşların olduğu kısmıysa, yeri kötü demektir.
o zaman da küçükyalı derim ama mecbur olduğum için.
küçükyalı'daki ev güzel değil bence.
tavanları çok basık.
bostancı'nın evleri her zaman daha ferah ve geniş olur.
yeni dairelerde bile fark ediyor.

@blatta hiberna,

lunaparkın yanında bostancı deresi var. o dere ilçe sınırını belirliyor. bu ev derenin diğer tarafında olduğu için maltepe'de kalıyor.

@GoodMorningTeacher,

o binada üst üste üç daire satılıkmış. ikisi satılmış, bu kalmış bir tek. o yüzden aylardır apartmanda satılık ilanı var muhtemelen.

maltepeyi de bostanciyi da cok iyi biliyorum orada buyudum. iki evin yerini de biliyorum.

ancak sunu diyim ilk linkteki ev cidden malzeme acisindan cok cok cok ustun. ben olsam bostancidaki evi alirdim. parasini sonuna kadar hakeden bi ev.

altıntepe'deki de sahil tarafında olsaydı hiç düşünmezdim ama yerini pek beğenmedim ben.
yine de ev daha güzel.

o açıdan altıntepe diyorum.

Ben de altıntepe'deyim ve konumu itibariyle biraz gürültülü olabilir ilk ev. Bana bile lunapark'tan sürekli çığlık, bağırış sesleri geliyorsa o evde stat atmosferine dönebilir. Bir de minibüs yolu üstünde, üstüne nihat tarlan'a da bitişik. Sürekli araba, korna sesi cabası. Bu konuya önem veriyorsanız pek makul değil bence. Onun dışında konum iyi. Sahil kesimi kadar değil ama E-5 taraflarından çok daha iyidir. Minibüs yolu üstünde aradığınız her şeyi bulabilirsiniz. Ulaşım konusunda sorun yaşamazsınız. Metro, marmaray, minibüs ya da şahsi aracınız varsa direkt E-5'e bağlanma gibi.

Ev de fena durmuyor ancak gerçekten yeni evlerde malzeme kalitesi düşük. Bir de deprem yönetmeliğine uyacağız diye ses yalıtımından çalıyorlar sanırım. Komşunun sesi olduğu gibi size gelebiliyor. Ben ses konusunda hassasım anladığınız gibi. Bence siz de iyice kontrol edin bunu. :)

Normal şartlarda Çamlık küçükyalının en güzel yeridir. Ancak sizin bulduğunuz ev bana da basık geldi. Normalde iyi ve yeni bir daireyi o konumda 700’e bulmanız zor. Bostancı dere yatağı bölgesi pek tavsiye edilmeyen bir bölgedir ama karar sizin. Bostanlararası cd bölgesinde olsa çok iyi olurdu.

iki yeri de biliyorum kesinlike 1 derim. Yeni ev baskadir. 2. evin yeri guzel ama konumu iyi degil, basik biraz.

Ben 2. Evin konumunu daha çok beğendim, bostancıda lunapark çevresini pek sevmiyorum. Ev olarak 1. Ev çok daha iyi. Zaten fiyatı da ucuz, bir kaç sene sonra küçükyalıya kıyasla daha çok değerlenir.

Zor oyun :D Ben çok oynadım bunu yüzde 100 kupasını kazandım, ng artı 10 falan olmuşumdur :D

Silahla stun yapma olayına alışıyorsun da bu olayı zaten büyük yaratık bosslara yapması zor. Daha insana benzeyen bosslara yapabiliyorsun :D Daha insancıl bosslar ve diğer yarataklara tam sana hamle yaptıkları zaman yapabiliyorsun. Oyunu çok kolaylaştıran bir şey aslında, mutlaka öğrenmen lazım.

blood-starved beast ise, hızlı item seçme bölümüne şunları alıyorsun:

Beast Blood Pellet
bloodborne.wiki.fextralife.com

Fire paper
bloodborne.wiki.fextralife.com

Ve en önemlisi Pungent Blood Cocktail
bloodborne.wiki.fextralife.com

alıyorsun. Zehirlenme ihtimaline karşı antidoe mu ne var onu da alabilirsin. Ama ben artık almıyorum :)

Şimdi burası önemli. Boss alanına girer girmez beast blood pellet yiyorsun, sonra fire paper ile silahını yakıyorsun ve sağ taraftan dümdüz koşarak ilerliyorsun. Yolun sonuna kadar. staminaya dikkat et tabi, kontrollü koş :) Bak burası önemli, ortadan değil sağ taraftan önünü kesecek duvara kadar gidiyorsun ve karşındaki duvara blood coctaili atıyorsun. Bu yaratık duvara doğru yönelecek, karşı karşıya geldiğinizde önünden vuracaksın. Korkma o kan kokteyli yüzünden sana vurmayacak ve duvara yüzünü dönenecek. Arkasından vurabildiğin kadar vur. Arkasını dönüp sana baktığında o kan kokteylini yine at duvara, 1-2 hamle sana yaptıktan sonra tekrar duvara dönecek. İşte burada testeren ile doğrayacaksın bunu.

Bu bossun trick noktası bu.

Hala takılırsan heyZeusHeresToast diye bir herif var. Bloodborne speedrunları yapıyor. Çok yapan var ama bu komik olanlardan :)

www.youtube.com

Buradan bossları nasıl kestiğine tricklerine falan bakabilirsin. senin takıldığın boss için 9.48 den sonrasını izleyebilirsin.

illa minibüs-sahil arası demiyorsanız ziverbey-göztepe hattında minibüs caddesinin üst taraflarına da (3-4 sokak maks olacak şekilde) bakabilirsiniz.

o fiyata kadıköy'de (göztepe'yi falan geçelim daha vasat yerlerinde bile) gerçekten 80m2 net imkansıza yakın. ilanlarda emlakçıların net brüt ifadeleri %20 şişirme en az ona göre bakın.

size kadıköy'de değil üsküdar'da semt önerebilirim ama o fiyata oralarda bile yok. büyük ev sevdanızdan vazgeçmenizi öneriririm. Evet 80 m2 net İstanbul için büyük ev sayılır. Hatta Avrupa şehir merkezlerine göre epey büyük sayılır. 60m2 net (Gerçekten 60m2 bunu özellikle söyleyeyim ilanlardaki 60m2 değil) 2+1 için bir çocuk(4-5 yaşından büyük olmadığı sürece) +2 ebeveyn için gayet yeterli.

paranız artınca daha büyük eve geçersiniz. Tekrar söyleyeyim tapularda evin metrekaresi yazmıyor orada binanın arsanın m2 yazar. o yüzden herkes sallıyor m2'yi. alın elinize mezura ölçün, karşılaştırın yazanlarla göreceksiniz. bizim halkımızın 90 m2 dediği genelde en fazla 75m2 filan. 75m2 net diyorsa da 65 filan en fazla.

belki size değil de daha sonra burayı okuyanlara yardımcı olur diye semt de söyleyeyim. üsküdar fıstıkağacı(selamiali mahallesinin büyük kısmı, ama karakol çevresindeki 5-6 sokak hariç!), sultantepe, icadiye.

senin bi şey yapmana gerek yok. sen sadece iban vereceksin. uygulamayı yüklemene bile gerek yok. iban ve isim vereceksin

peki tl hesabının mı yoksa euro hesabının mı iban'ını vereceğim?

bir de madem iban vermem yeterli, benden ne diye şunu istiyor?

i.hizliresim.com

Senin hesap acmana gerek bile yok. Karsi tarafa sadece ismin ve IBAN numaran lazim. Onlar parayi yollayinca para hesabina EFT ile gelecek. Ayrica TL hesabini vereceksin, Transferwise gonderim asamasinda TL'ye cevirip hesabina TL olarak yolluyor. EUR olarak gelmesi mumkun degil.

ödeme yapacak kişiye transferwise'daki euro hesabınızın iban'ını vereceksiniz.
euro olarak para transferwise hesabınıza geçecek.

para transferwise'a geldiğinde de kendi enpara hesabınıza aktaracaksınız.
enpara hesabınıza ister euro, ister tl olarak aktarabiliyorsunuz yanlış hatırlamıyorsam.

euro olarak aktaracaksanız (aktarabiliyorsanız) enpara'daki euro hesabınızı, tl olarak aktaracaksanız tl hesabınızı ekleyin transferwise hesabınızın recepients bölümüne.
orada add your bank account var, oradan ekleyebiliyorsunuz kendi banka ibanlarınızı.

çok kolay aslında, hiç karışık değil.
alışırsınız.

Yurtdisindan turkiye'ye sadece tl olarak geciyor para. Yani euro olarak gondersen tl'ye cevriliyor.

transferwise veya payoneer. transferwise daha kolay banka transferi gibi. transferwise aracı oluyor sadece. para yine bi ibana yollanıyor. evet karşı tarafın da yüklemesi gerekiyor.

iş bankasında dolar ve euro hesabım var. iban gönderiyorum ve direkt hesaba yatıyor.

geçen hafta transferwise ile para yolladım, doğrudan iban'a.
karşı taraf kayıt olmak zorunda değil.

en hesaplısı benim bildiğim bu, başka varsa "F" (takipteyim)

revolut

Bence...

1- 6 ay çok uzun olur. paket program aç derim; 3 gün 1 hafta 1 ay diye. kendileri seçsin. spotify haftalık keşfet listesi bile sonuçta o amaçlı ve 1 hafta tutuyor. 6 ay boyunca kendini kitleme durduk yere.
2- spotify listen aylık ne kadar dinleniyor x 1 şarkıya ödenen dinlenme&telif bedeli x %30u
3- hangi ülkedesin bilmiyorum o nedenle yorumsuzum.

(git: odatv4.com) fikir verebilir. 1. madde için süre çok uzun. 2 bilmiyorum ama linkteki yazı fikir verebilir 3. transferwise vb sistemler iş görür.

arkaya biri binmeden önce birkaç tur ısınma yapsın. trafiğin akmadığı ve yayaların sokak hayvanlarının yoğun olmadığı yerde denesin. motorlu taşıt bu oyuncak değil. üstelik denge vs konuları iki kişide zor olur.

boş bi alanda biraz pratik yaparsa yatkınlıkla beraber çözer, sıkıntı olmaz ama artçı riskli onunla da ayrıca pratik lazım.

www.youtube.com

Bu videoyu izlemenizi tavsiye ederim, izlemediyseniz.

Evet, hemen sürer ve hemen düşer. Sıfır tecrübeyle bide artçıyla yüzde 100 düşme garantisi veriyorum.

Bitcoin yaparak ,
1 binance bitcoin hesabından , paribu bitcoin hesabina yollamak

2 sonrada bitcoin satmak ardından

3 TL hesabına yollamak

btc'nin transfer ücreti yüksekti en son, hala öyle sanırım. paribu'ya da bir sürü coin eklenmiş. aslında sormak istediğim, birikimlerimi hangi coine çevirip paribu'ya yollarsam kesinti daha az olur? tether mi? ethereum mu vs?

xrp

binance'den coinleri once dolara, sonra o dolarlari liraya cevirebilirsiniz. binance'de liralari da papara'ya aktarabilirsiniz. papara'dan banka hesabiniza aktarirsiniz.

Xrp olarak atın

modemlerin wifisi genelde çok iyi olmaz özel bir modem almadıysan. tamire gidip gelse bile aynı sorun devam edebilir. senin modeme bağlayacağın bir access point al bence.

bir kere para vereyim, evladiyelik olsun dersen unifi ap long range al. büyük projelerde bunlardan kullanılır genelde. eğer bu bütçeni aşarsa 2.4ghz ve 5 ghz bandında yayın yapan bir model tercih et.

önce misafir hesabı kurup ondan dene. olmadı kanal değiştirmeyi dene. o da olmadı modeme reset at. bunlara rağmen çözülmediyse firmware update varsa onu yap. bunlara rağmen olmazsa -ki yüzde 90 çözülür- servise verebilirsin. ama yukarıdakilerden biri büyük ihtimalle çözer.

adam esnafsa perdeler pahalı ise tanıdık avukat varsa avukata arattır dava açacağını söyle yada sana değeri kadar yeni perde versin.

kesinlikle aşırı bir öfke yaşarım içime doğru ve mutlaka en kısa sürede yüzyüze görüşmeye giderim ve yüzleştiririm onu perdelerle. bunun benim dünyamda ne kadar önemli bi ayrıntı olduğunu idrak etmesini sağlayacak bi konuşma yaparım. perde kumaşının bedelini talep ederim. adam gevşek gevşek davranırsa da avukatla geleceğimi söyleyerek korkuturum.

özetle çok ciddi bir sıkıntı bu benim için. hem de perde kumaşı pahalıysa. ucuzsa biraz küfürle geçiştiririm aslında sanırım.

"Naptın abi, böyle mi konuştuk?" derim ama çok uzatmam.

Canım o kadar tatlı ki bir perde için veya bir esnaf yüzünden sıkamam onu.kendime neden beni çözemeyen biriyle iş yaptığım için bir kaç dakikalığına kızabilirim ama perde işte,zaten senelerce aynı perdeyi görmek istemem.

Duptıs'a katılıyorum, iki metrelik kumaş parçası için sinir yapmam. Adamı arar konuyu anlatırım, düzeltmeye yanaşmazsa avukata falan arattırırım, baktım olmuyor salarım.

Canım sıkılır, perdeciye de bunu belli ederim ama sonrasında avukatmış, kavgaymış falan uğraşmam. Kavga etmem için daha ciddi bi sebep lazım.

Perde kumasi asiri pahali bir sey, ben kizar bagiririm, kafana gore is yapiyosun diye.

Sonra cevap olarak dicek ki “abi/abla oyle cirkin olacakti ama o kadar ice kivrilmaz diye kestim ben”
Ben de derim “ee napcaz bana yeni perde mi alcaksin simdi??”

En azindan tadilat parasini vermem ya da cozmesini isterim bi sekil.

Faturalardaki bilgiler bazen gerçek bilgileri tumayabilir. Siz muhtarlıktan aldığınız ikamet bildirim kağıdını verin. Kapı numarasına kadar dikkat edin yoksa para cezası gelebilir .

Online fatura da oluyor, biz öyle yapmıştık kabul ettiler.

alakası olabilir. iss ile alakalı. hangi avrupa sunucusu? isveçe 95 falan normalken almanya için fazladır. düsseldorf, frankfurt civarından 50 70 arasında alman lazım mesela

münih 95
paris 68
roma 61
londra 87
madrid 233
istanbul 15

frankfurt 64, paris 77, amsterdam 72, talin 75

ping 6, download 33, upload 54
superonline

İstanbul 8
Frankfurt 61
Madrid 85
Londra 78
Roma 98
Moskova 124
New York 169

Türksat 50 mbps

ping 7, Download 45.51, upload 5.07

su girişi ve çıkışını bağlayıp elektriğe takıyorsun aslında baya basit bence

bahçe hortumu bağlar gibi bağlayacaksınız. biz yardım ederiz siz başlayın.

Bence hiç bilmiyorsanız youtubedan bakıp yapamamak düşük iq gerektirir.

gidere ve musluğa bağlayıp, bir de prizi takacaksınız. aslında çok basit ama 2 ipucu vereyim:

1 - gider ve musluğu takarken, duvarda ya da makine üzerinde minik vanalar olabiliyor. açık olduğuna emin olun. sonra allah allah neden çalışmıyor acaba diyip durmayın.

2 - gider ve musluk hortumlarının (ve hatta elektrik kablosunun) makineyi yerine ittirirken sağa sola takılmayacak şekilde durduğuna emin olun.

Civic, jazz, yaris. Hatta bulabilirsen City. Japonlar iyidir.

Eğer sorunsuz ve bakımı kolay bir araç arıyorsanız cvt şanzımanlı ve benzinli bir araç alın.

Honda ve Toyota sorunsuzluğu ile ünlenmiş markalar. Servis bakımlı bir Honda veya Toyota alırsanız ikinci elde sorun riskini en aza indirmiş olursunuz.

Honda için bir servisi arayarak plakadan bakım durumunu, değişen parçaları, yapılan işlemleri görebilirsiniz. Muhtemelen Toyota da benzer olanağa sahiptir.

Eğer bulabilirseniz düşük km'de (veya hybrid bataryası 1 kez değişmiş) 2007-2008 model Honda Civic Hybrid düşünebilirsiniz. Hem çok rahattır, hem ekonomiktir, hem de çok sorunsuzdur.

2014-2015 model hyundai i20 öneririm. 2015 model otomatik yaris de kullandım ama i20 biraz daha akıyor yarise göre.

Yaris çok iyi araba, sorun çıkarmaz ve otomatiği de iyi.
Jazz da tabiki çok iyi araba.
Ama o jazz yaris'in üstünde ve o paraya zor. 2014 yaris varken anca 2012 jazz bulabiliyorsunuz.

Fiat 500L

1 - Yaris ya da Jazz'dan 3 kat falan büyük. Hem bagaj anlamında, hem de iç hacim anlamında. Bir arkadaşımda Auris vardı (Yaris'ten büyük) içi küçük diye 500L'ye geçti. Hele hele çocuk varsa ya da düşünüyorsanız, Yaris ya da Jazz size minnacık gelecektir, arkaya çocuk koltuğu koyduğunuzda ön koltuğa kimse oturamaz. Bagaj zaten yetmeyecektir.

2 - Az yakar. 1.3 multijet dizel. efso motor.

3 - Yarı-otomatik-robotik şanzıman, hata riski sıfıra yakın.

4 - Fiat servisleri, Arçelik servisleri gibidir. Her yerdedirler ve çok ucuzdurlar. Yaris ya da Jazz'ın servis ücretlerinin en az yarısıdır. Bunun yanında sanayide herkes Fiat'ları çok iyi bilir, parçası her yerde vardır.

japon araçlara bakın en az şanzıman sıkıntısı onlarda.

Sorunsuz otomatik istiyorsanız japondan şaşmayın +1. Suzuki baleno bakabilirsiniz. Jazz ve yaris'e göre daha düşük km bulabilirsiniz.

ps için fiyat skalasını bilmiyorum ama gta eskiyecek bir oyun değil çok çok uzunca bir süre. kesin seversin veya sevmezsin diyemem tabi ki... 7 yıl önce oynadığında sevecek isen şimdi de seversin. oyunda eskiyen bir şey yok yani. kendi standartlarında gayet güzel mekanikleri olan, özellikle açık dünya oyunları için tepe noktası bir oyun.


ha ben çok bayılarak mı oynadım? yoo. ama gerçekten çok çok kaliteli bir oyun orası kesin. senaryo güzel. karakterler efsane. açık dünya rdr gelene kadar yapılmış en iyi açık dünya idi.


oyun oynuyorum diyen her insanın mutlaka deneyimlemesi gereken bir oyun kısacası.

oynanır oynanır tartışmaya gerek yok.

al al.

gta her zaman oynanır ya. gta 4 bile oynuyorum ben hala açıp. millet online da oynuyor deli gibi ben hiç girmedim o işlere

cevizağacı dicem ama çok mu klasik olur? ganache pastanesi de olabilir

benim nişan çikolatalarım hacı bozan oğulları'ndandı, ama kayınvalidem rusya'dan aldığı eski bir çini meyvelik gibi bir şeyin içine yaptırmıştı o yüzden tüm havası değişmişti.

ayrıca ben nikah için çiçeğimi vanna flowers diye bir yerden yaptırdım 2 ay önce. nişanımdan bir hayli sonraydı ama gördüğüm kadarıyla onlar nişan için çikolata da süslüyor. modern ve değişik bir şeyse eğer istenen iki fikir birleşebilir. böylece çikolata çok ekstrem olmasa da sunumu hoş olabilir. şahsen benim hoşuma giderdi, kibar işleri var öne çıkan hikayelerde.

www.instagram.com

instagram.com Burası antep’te her yere de gönderiyorlar. Öne çakanlarda nişan var ordan çikolatalara bakabilirsiniz. Çukulatların tadı aşırı güzel.

netflix'te var mı bilmiyorum ama dogs of berlin böyle bir dizi. bir de son zamanlarda çıkmış olan when they see us var. bazıları çok seviyor ama henüz izlemedim. mini dizi.

Mindhunter tavsiye edebilirim. Polisye ama öyle çok aksiyonlu değil. FBI'ın seri katillerin psikolojik haritasını çıkarmaya çalıştığı, hatta seri katil teriminin ilk defa kullanıldığı dönemi anlatıyor.

mindhunter'ı izledim ama listeye yazmadım çünkü adı üzerinde yemek yemelik, yani daha cheesy dizi arayışındayım. dogs of berlin'i de izledim ama yazmayı unutmuşum, o cidden tam yemek yemelik dandik ama eğlenceli diziydi.

Tabula Rasa var gerilim olarak. 9 bölüm

Dont Fuck with Cats
Bodyguard
Criminal-UK
Crossing Lines

Özel Göztepe Hastanesi

Koşuyolu Medipol

Yunus Emre Hastanesi Üsküdar
Atlas Hastanesi Ümraniye

Orta ölçekli özel hastane candır.

Atlas Hastanesi'nden kaçın. Neden orası önerildi gerçekten bilmiyorum.

Ümraniye'de Erdem Hastanesi on numaradır.

@aynabugusu Atlas’tan neden kaçalım? Bildiğiniz bir falsosu varsa direkt çizerim üstünü.

@pass ilgisizler ve çok cimriler, fazladan bir göz bandı için para almışlardı benden :) Acilden sonra aldıkları odalar hiç hijyenik değil. En son geçen sene mecburen gittiğimde bunları yaşamıştım.

google/cloudflare dnslerini kullanmayı deneyebilirsiniz.

evinde olmayan başka bir cihazda dene,
başka browser da operada safaride dene,
modeminden kabloyla kendi pcne bağlan dene,
wifi ayarların değişmiştir pek ihtimal vermesem de modeme reset at(kap aç değil modemi sıfırla, tabi modem bağlantı bilgilerin vardır varsayıyorum modemin üzerinde),
bir de bir aylık deneme sürümü oluyor antivirüs programlarının onlardan ücretsiz kur pcni tara.

Turknetde bir sıkıntı var genel anlamda ya birileri saldırı yapıyor yada bilerek internet hızını dusuruyorlar sonuç olarak turknet uygulaması üzerinden kayıt olusturduysan cozulene kadar peşini birakmiyorlar,

ya türknetten uzak dur. adamı kanser eder kanser. 1 aydır internet yok. gitti hala yok, paso mail atıyorlar. rezalet ya. diğerleri bundan iyi. türknet kadar berbat bir seriv sağlayıcısı görmedim.

cep telefonun internete turknet üzerinden mi giriyor, mobil hat üzerinden mi?

bende dün turk.net abone oldum. dün gayet iyiydi bugün sapıttı. arıza kaydı bıraktım gündüz ama hala dönüş yok. özellikle yabancı siteler tam olarak açılmıyor yarın kalıyor.

Bende de aynı sorun var. Sorunsuz torrent indiriyorum, ama tarayıcıda sayfa açmak işkence. Modemden şüpheleniyorum şahsen. Tarihi eser sayılır.

son paylaşımına baktım iyi işmiş. birisi inansa oh mis. adam imar gelir hayaliyle arsa satıyor. ya gelmezse kardeşim? imarlı arsaların yanında o imarsız arsa anca otopark arazisi olur.

neyse ülkedeki emlak sektörü böyle adamların elinde zaten. ama ne olur bir de link verip reklamını yapmayın. günahım kadar güvenmem bu adamlara.

Tv'ye cikmasiyla güveni anlamadim. Sinan engin'le kanka gibi, zaten bu sayede her yere çıkar.
Böyle adamlara ekmek markasi icin bile guvenilmez birakin arsa ev.

3 gün önceden falan açılıyor satışı

Direkt bu reklam için konuşmayayım ama Adblock son dönemde bir takım reklamları engelleyememeye başladı, uBlock Origin'i deneyeyim dedim Adblock'un pas geçtiklerini de engelledi.

Evet bende de durum aynı. Önceden bir tane bile çıkmazdı. Opera kullanıyorum bir de. Bence reklam engelleyicileri bypass etmenin bir yolunu bulmuş olabilirler.

uBlock Origin kullanıyorum. Youtube'da hiç reklam görmüyorum.

geçen benim de adblock sorun çıkartmaya başladı. ayar sayfasındaki "Allow some non-intrusive advertising" kısmı açılmış nasıl olduysa. deaktive edince düzeldi.

youtube'da değil ama bazı sitelerde adblock ile son zamanlarda ben de reklam görüyorum.

Doğru demiş bitti artık o devir. Ancak cüzi miktar ceza kısmı doğru değil. Her gitmediği sene için katlanıyor o ceza.

çok oldu kalkalı. kaçak duruma düşünce para cezası işliyor. gbt'ye falan yakalanınca da bi evrak imzalatıp gönderiyorlar. bedelli çıkması haricinde eninde sonunda gidiyorsun zaten askere kaçarın yok. artık bedelli de sürekli hale geldi. hem para öder hem de yine askere gider o vatandaş. yoksa askerliği yapmadığı için işe giremez, çalışıyorsa iş yerinden çıkışı veriliyor belli bir süre sonra zorunlu olarak vs.

yukarıdakiler +1

cezası vs var. bildiğim kadarı ile otelde kalınca da gelip evrak imzalatıyorlar. bir kere daha yakalanırsan ceza yiyorsun.

Kayın biraderim evli 2 çocuklu 10 yıl boyunca asker kaçağı olarak yaşadı geçen bedelli askerlikten faydalanıp gidip 21 gün yapıp geldi :) Evet yukarıda da bahsedildiği gibi kolundan tutup götürme olayı eskidenmiş.

Yazılan herşey doğru ama bir anı ile desteklemeye geldim : Askerdeyken ailem ziyarete geldi, ziyaretçi parkında oturuyorduk. Yan masada oturan başka bir ziyaretçiyi bir anda nizamiyedeki askerler aldı götürdü. Adam meğer asker kaçağıymış, arkadaşını ziyarete gelmiş. Tutanak tutup gönderdiler. Tekrar geldi oturdu arkadaşının yanına.

Garantisi yok o işin, çok rahat edilmiyor ama. Tabi eskisi kadar sıkı değil bundan 10 15 sene evvel polis dayanırdı kapınıza sürekli hiç rahat yüzü göremezdiniz. Şimdi gbt'de dahi beş tane on tane x gün içinde yoklamaya gideceğim kağıdı imzalayan var.

Şehirlerarası yollarda özellikle jandarmaların baktığı yerler sıkıntıydı hep. Hiç olmayacak piyangolar çıkabiliyor şehir içerisinde de.

Ceza katlayarak gidiyor pek cüzi bir şey değil ve normal yolla askere gidip terhis olduktan sonra kapınıza geliyor şu miktarda para cezanız var diye, yapılandırıp güzel güzel ödeniyor. Bedelli yapınca para cezası da siliniyordu sabit olmayan sistemde şu anki sabit sistem hakkında bilgim yok.

dead cells

diablo 2

The messenger, limbo, supraland

hotline miami 1-2

Papers, please!

Soma ( Ama sağlam İngilizce gerektiriyor)

Önerim yok ama not düşmeye geldim.

*Soma oynamak isteyen olursa türkçe yaması var haberiniz olsun. Güzel oyundur.

uzun süre dandik pclerde indie oynadığımdan hangi birini önersem bilemedim. hemen bitmesin istiyorsan the binding of isaac ya da don't starve al.

Lufthansa ile frankfurt aktarmalı amerikaya gittim, schengen vizem yoktu. Havaalanı değişimini bilmiyorum.

Kendiniz gidiyorsunuz. Havaalani degistirmek icin de schengen'iniz olmasi gerekiyor.

Artvin-batum arasi dediginiz gibi mesela. Polis esliginde otobusle geciyorsunuz. Paris'te yok ama.

schengen sart belli durumlar disinda. kendiniz gitmeniz gerekiyor.

eger ucak divert edildiyse, iptal edildiyse etc. polis havaalaninda günlük vize veriyor durumdan dolayi.

eger akademisyen ya da global sirkette calisiyorsaniz oradaki polislere durumu anlatin dilerlerse yardimci olabilirler. ama %99,99 olmazlar.

Genelde bu tip aktarmalar (deniz aşırılar) büyük havalimanlarında olduğu için dükkan dükkan gezip sonra yemek yiyip starbucksta oturup kitap okuyarak telefon kullanarak rahat zaman geçirirsin.

benim için çok sıkıcı bir şey. dönüşümde saçma sapan rötarlar ile 2 günde trye dönemedim. hava alanları büyük ve alışveriş yerleri var. bir powerbank ve bir telefonla zaman geçiyor ne yazık ki.

Bir keresinde uçak arızalandığı için 6 saat Wahsington'da beklemiştim. Üstelik gece geç vakit olduğu için sanırım dükkanlar kapanmıştı. Sıkıldım tabii ama o kadar fiyat farkına beklenmeyecek bir şey değil. Elinde telefon, bilgisayar vs. olduğu sürece o vakit geçiyor. Önerim bekleyeceksen ve netflix'in varsa telefona ya da bilgisayara izleyeceğin film ya da dizileri depola. Açar onları izlersin.

kalmak için yeterince zamanın varsa gittiğinde aktarmalı gidebilirsin.

yani atıyorum toplam 7 günün var 2sini yolda geçirmek saçma olur, ama 2 hafta gibi vaktin varsa bol aktarmalı git.

ben paris aktarmalı gitmiştim 3 saat gibi bi aktarma süresi vardı galiba çok hızlı geçmişti.

Hava alanına göre değişiyor.zürih aktarmalı uçtuğumda 10 saat bekleme süresi,akşam vaktine denk gelmişti, bekleme koltuklarına bir güzel yayılıp uyumuştum,sabah uyandığımda kahve,kahvaltı,sigara içme,dükkanları dolaşma derken vakit baya çabuk geçmişti.toronto aktarmalı uçtuğumda berbattı,7saat bekleme süresi çok zor geçmişti, koltukların arasına kol koydukları için,uzanıp yatmak mümkün olmamıştı tabi :( sıkıcı ve baya soğuk bir hava alanıydı.frankfurt aktarmalı uçtuğumda da memnun kalmıştım baya.aktarmalı uçuşları tercih ediyorum her zaman, daha hesaplı, bekleme süresinde yapacak fazlasıyla şey var uyku,mağazaları gezme, kahve içme,yemek yeme,kitap okuma,internette vakit geçirme vs.

bekleme yapacagin havaalanindaki lounge'lara bak, hangisinin yatma uzanma yeri varmis? Ver 40-50 usd, gir orada ye iç uyu.

Sahsen ben ucus suresi (bekleme dahil) 16 saati gecerse, o bileti almiyorum, cunku vucut kaldirmiyor. Ama gencsindir, demir gibisindir, dayanirsin. Bunyeden bunyeye degisir.

aktarmada zaman gecer. pek cok yere aktarmasiz gitmek soz konusu da degildir.

zamaniniz cok kiymetli degilse (misal, gidip derhal calismaya baslayacaksiniz, musabakaya cikacaksiniz, toplantiya gireceksiniz, vesair), engel olabilecek bir saglik kosulunuz yoksa, ailevi durumunuz sorun olmuyorsa (kucuk cocuklarla aktarma cok sancili olabilir) aktarmali ucmak onerilir.

12 saat beklediginizi dusunun. bu, bir sonraki gunun de yorgunluktan nekahetle gecegine isaret eder. aradaki fiyat farkini goz onune aldiginizda, iki gunde 1,500 2,500 tl civari bir parayi kazanabilir misiniz dogrudan uctugunuz takdirde?

11 saat beklemişliğim var, dedikleri gibi gece vaktiyse zaten sessizlikte rahat uyunuyor, sonrası da dizi vs geçiyor. Çok büyük fiyat farkı olduğu için bence değer.

bunu doktor bile o kişiyle iletişim kurmadan belirleyemez. böyle masum ve hatta sevimli bile sayılabilecek bir durumdan karşıdakini damgalamak yakışık almaz.

insanlar bir şarkıyı, sanatçıyı, albümü, yönetmeni, filmi takıntı yapıp onunla yaşayabiliyor ve adı da sinefil, audiofil falan oluyor, obsesif kompulsif değil.

bence sıkıntı yok.

Kendi başına değil. Başka işaretlerin de varlığında süre kriterini de aşınca (ki aşmış) psikolojik rahatsızlık denebilir.

O şarkının onun için özel bir anlamı olmalı. Belki hatırlatma belki acı çekme belki sevinme belki .. Şarkıyı ve onunla ilişkisini bilmeden sadece spekülasyon yapılabilir.

bizim burada da öyle bir arkadaş var aşağılamak istemem ama otistik gibi aynı düzende yaşıyor. umursamazlıkla alakalı bence.

rowentalara bakın derim. hem sessiz, hem de çekiş gücü iyi. 1000'lere çıkabilseydin philips diyecektim.

Arnica tesla premium tam adı galiba. Güzel makine.

Viyana Figlmüller'de şinitzel yiyebilirsiniz. 2 şubesi vardı diye hatırlıyorum.

(bkz: amerlingbeisl)

budapeştede house of terror'dü galiba müze olarak o aklımda kalmış. içme mekanı olarak da yahudi mahallesinde ruin pub var Szimpla Kert isminde. mutlaka git bi ortamı gör. tarzını çok beğenmiştim. buda tarafında zaten topyekün tarihi yerler var. saray'ın oraya git. balıkçı tabyasıdır, adını hatırlayamadığım yüksek kuledir gellert tepesidir. vs. dir hepsini içeren bir bilet al ve gez. günün birini direk buda tarafına ayır yani. chain bridge var zaten istemesen de göreceksin. kahramanlar meydanında git budapeşte yazısının önünde bir fotoğraf çektir. kahramanlar meydanının arkasında çok güzel bir park vardır bu arada. hava iyi olursa o parkı gezebilirsin. o parkın içinde adını hatırlayamadığım açık hava hamamı vardır. yerinde olsam yarım gün de olsa ona bi girerdim. hele kışın keyfi daha iyi çıkar. baya oldu gitmeyeli. hatırlayabildiklerim bunlar. kısa yoldan şöyle de yapabilirsin. kırmızı hop on hop off otobüsler var. onlardan 48 saatlik falan bir bilet al gider gitmez. onlarla 2 günde tüm şehiri altına üstüne getirecek kadar gezebilirsin. her durağına gidersen zaten şehirde gezmediğin herhangi önemli bir bina/yapı/müze kalmıyor gibi bir şey. biletini nereden alacağım diye düşünme. indiğin andan itibaren şehirin her tarafından bunun biletlerini satmaya çalışan satıcılar fışkıracak. ben kırmızıyı kullanmıştım gayet başarılıydı. yeşillerin de farklı olacağını sanmıyorum. otelin peşte tarafında olsun. çok merkezi olsun diye kasma pahalı olacaksa. metro hattı oldukça kullanışlı.


viyanada şöbürn sarayı (benim gördüğüm açık ara en iyi saray. içinde kaybolursun. arka bahçesinde peyzaj manyağı olursun. içerideki tura da mutlaka katıl bu arada. hem türkçe anlatım var, hem de gerçekten doyurucu bir tur) aziz stefan klisesi, belvedere sarayı (resimdir heykeldir ilgin yoksa içine girmene gerek yok diye düşünüyorum. genelde sergi olur içeride, meşhur kiss tablosu da burada sergilenir, peyzaj bahçe dizaynı çok iyidir.) , renkli evler vardı, handerwasser gibi bir şeydi ismi, eh işte gideyim bir fotoğrafım olsun dersen ona da gidilir. sanata ilginiz varsa sanat tarihi müzesinin doyurucu olduğu söylenir. ben maalesef gitmemiştim oraya.


ikisine de gideli uzun süre oldu. aklımda kalanlar bunlar. bir de sürekli karşıtırırım ben bunları hangisi viyadaydı hangisi belgrad hangisi budapeşte prag falan. birbirini andıran mimarileri ve sanat yapıları vardır.


yukarıda arkadaş figlmüller şinitzel demiş. gitmişken mutlaka ye tabi ki çok meşhur bir yer ama ben öyle aman aman da etkilenmedim onu söyleyeyim (mutlaka rezervasyon yaptır gitmeden, değilse gereksiz vakit kaybedersin sıra beklerken. )

www.babil.com

Kumar seviyorsa viski de sever fikrinden yola çıkarak
www.idefix.com

+30 beşiktaş'lı biri olarak kartal yuvasından alınacak güzel bir parfüm hoşuma giderdi. Diğer seçenek beden numarasını biliyorsanız lisanlı bir forma (ömür boyu saklanır, unutulmaz).

hava sartlarini dusunerek bjk atki-bere gibi bir takim olabilir.

kolye-bileklik kullanıyorsa 20 liralıklardan değil de o bütçede gümüş versiyonlu alınabilir.

okumayı seviyorsa Süleyman Seba'nın kitabı alınabilir.

elinde olsa da mug bardak mug bardaktır, bir siyah bir beyaz alınabilir.

yukarida yazdigi gibi bircok ulkede eczaneler ilaclarin buyuk bir kismini recetesiz satmiyor, recetenin de kendi sistemlerine kayitli bir doktordan gelmesi gerekecektir diye dusunuyorum. Turkiye'deki doktordan aldiginiz recete/not/tahlil sonuclari/vs'yi yaniniza alip birlikte avusturalyada bir doktora gorunup ondan recete alarak gidebilirsiniz eczaneye diye dusunuyorum.

bizzat tecrübe ettiğim durumu aktarayım. Arkadaşın eşi hamileydi ve bir çesit antibiyotik alması gerekiyordu. Ama ilaç Türkiye'de yoktu. O sıralarda Fransa'ya gideceğim için benden rica etmişti. Gittiğimde durumu açıkladım eczacıya, reçeteyi gösterdim. İlacı verdiler. Hiçbir sorun çıkmamıştı. sene 2016.

Ben bilfiil Avusturya'daki bir eczaneden Türkçe reçetemle almıştım bi ilaç. Sorun çıkmamıştı.

en kötü tanıdık bir eczacı bulmaya çalışın orda. o şekilde halledersiniz.

bana da hiç güvenli gelmiyor bu sistem. sahibinden sitesi de bu problemlerle ilgilenebilecek olgunluğa sahip bir firma değil. alt tarafı bir 'listeleyici'. satış-alışveriş tecrübesi olmayan bir firma. komisyonunu alıp çekiliyor geriye. en temizi elden satış.

ben get ile ürün satacakken son anda vazgeçmiştim. telefonla konuştuğum kişi hiç güven vermeyince satışı iptal ettim.

satıcı için hiç güvenli değil. bulaşma hocam.

ben çok sattım ve aldım bir sıkıntı yaşamadım.

Karşı taraf onay vermezse ürüne ürün size geldiğinde siz de ürünü eksiksiz geri teslim aldım gibi bir seçenek var. Onu onaylamazsanız para alıcıya geri gitmiyor zaten.

eğer öyle bir şey olursa kargoyu aldığınız zaman tutanak tutup alıyorsunuz ve sahibinden.com'e paranın alıcıya ulaşmaması yönünde beyan veriyorsunuz ve daha sonra da savcılığa dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunuyorsunuz. Kimse üç kuruş para için böyle bir suçun altına girmek istemez.

ben 2. olanı ASUS DSL-AC51 kullanıyom baya iyi,

N16 sadece 2.4Ghz'de çalışıyor, AC51 ise hem 2.4Ghz hem de 5Ghz'de çalışıyor. Eğer evde yeni nesil iphone, ipad, laptop yoksa pahalı olanı almana gerek yok, nasıl olsa 5Ghz'i kullanmayacaksın.

www.hepsiburada.com

Ben bunu kullanıyorum 2 yıldır memnunum.

Nerede hocam alan? İklim nasıl? Sulama imkanı var mı? İlgilenebilecek misiniz? Alanın boyutu ne? Bunlar önemli sorular.

10 metrekarelik küçük bir alan. istanbul'da. haftada ancak bir kez ilgilenebiliriz, o yüzden kolay yetişen ürünler lazım.

maydonoz, roka, taze soğan, sarımsak, nane, kekik, biberiye, yaza doğru domates ,salatalık, biber, patlıcan,çilek,kabak, karpuz. gerçi hangi il o da önemli

Hocam kış için: soğan, sarımsak, havuç ve ıspanak ekebilirsiniz. İstanbul çok soğuk olmuyor zaten, büyür bunlar. Bahara doğru ürün alırsınız. Baharda da domates, marul, patlıcan, biber falan dikip yazın da onları yersiniz.

Hiç uğraşmayayım derseniz, yaz için mısır da olur.

tutulmalar için kamfolin + sıcak havlu

Şundan epeyce fayda gördüm.

www.farmasi.com.tr

Ben kas gevşetici+ağrı kesici+ısı bandı uyguluyorum.

firmanın banka dökümünü de istiyorlardı sanki

faaliyet belgesi,ticaret sicil gazetesi kaydı,vergi levhası,imza sirküleri,ticaret odası şirket kaydı - bunlar direk ik'dan alınacak şirkete ait dökümanlar

firmanın banka dökümünü götürmedim ben. Hiç bir firma bu dökümü vermez zaten. faaliyet belgesi yeterli.

@aynenbencede'nin söylediği şekilde.

evet bunların hepsi bir yere bağlı olarak çalışanların şirketlerinden isteyecekleri belgeler. imza sirülerini de koy derim. firma banka dökümü yok

Taze fesleğen, zeytinyağ, dolmalık fıstık, tuz, karabiber ile pesto sosu yapabilirsiniz.
Ekmeğe sürüp yiyebilirsiniz.

kefir vs karıştırabilirsin. yulafla süt de güzel gider.

Yoğurt, buz ve bol taze naneden ayran

Dilimlenmiş meyveleri dondur, Nescafe ve süt ile hafif karıştır.

Mercimek corbasi

Smoothie bowl. Orman meyveleri (blackberry,ahududu,bluberry) ni buzlukta dondur.blenderin içine bir muzu dilimle,dondurulmuş meyveleri ve hindistan cevizi sütü ekle,ayrıca istediğin bir tatlandırıcıdan çok az ekleyebilirsin, bal, şurup ya da stevia falan.blenderdan 1dakika geçiriyorsun ve hazır.sütü çok az koy ama, yoksa çok fazla sulu olur.kaseye koyup üzerine hindistan cevizi,chia,badem,ceviz vs.ekleyip afiyetle ye.

Humus abicim humus

Patetes puresi

Havuç taratorun havuçlarını rendelemek yerine blenderdan geçirip öyle kavuruyorum çok pratik oluyor.

Sen o şekilde ödemeni yapıyorsun, ürün gümrüğe girdiğinde onun için de %18 (AB ülkesiyse) gümrük vergisi çıkarıyorlar onu da ödüyorsun.

Ege'deysen giyilir İstanbul'da zor

kaz tuyu mu degil mi yazmiyor da o sekilde veya emsali bir izolasyon varsa istanbul'da zor olmayi gec ter icinde birakir azicik hareket etsen.

Bende bunun mavisi var, geçen kasımdan beri giyiyorum. Kara kışta eğer içine polar giyersen üşütmemeyi başarır ama rüzgar işin içine girince işler değişiyor. Sert rüzgarı geçiriyor mesela.

Kara kış haricinde ise çok kullanışlı, mesela şu havalarda tişörtle kullanıyorum ben.

var ama size söylemiyoruz :) ayrıca jeoloji değil jeofizik

şaka bi yana evet dediğin gibi konunun ağır mühendislik fizik matematik istatistik kısmı ve bunlar ışığında "yorumlama" kısmı da var

bide depremin ne zaman olacağını bilmek o kadar da önemli değil bence :) yani dünyada 7 şiddetindeki depremi binaları yıkılmadan atlatan toplumlar var

bugünkü şoktan sonra öfkeni anlayabiliyorum da

Ölçüm yapamadan ne kadar kesin konuşabilirler ki? Hepsinin yakındığı şey aynı. 20 yıldır Marmara Denizi'nin zemini hakkında bilinen çoğu araştırma ya AB ya da ABD fonlarıyla yapılmış. Ne hükümetler ne de üniversiteler doğru düzgün kaynak ayırmamış. Hatta AB'nin fonlamaya sıcak baktığı projeleri Türkiye reddetmiş. Marmara'nın detaylı zemin haritası daha 2010'ların başında çıkarıldığı diye hatırlıyorum. Bilgi elde yeterli veri olduğunda işe yarar. Olmadığı için de ya muğlak konuşmak ya da olası bütün ihtimalleri açıklamak zorundalar.

@bruce mclaren'in dediği üzerine
twitter.com

edit: zincir yapmayı becerememiş fakat profiline girip 1-2-3-4 diye giden tweetleri okuyunuz :)

@freebird5406_2 hah tam olarak bu, teşekkürler :) Bu abi de Marmara Denizi üzerine uzun süredir çalışıyor ve sürekli olarak söylediği şey "eldeki imkanlarla ancak bu kadarını söyleyebiliyoruz": twitter.com

cok fazla sayida degisken var bilmek bu yuzden imkansiz hava tahmini de boyledir fazla degiskenki bir fonksiyondur jeoloji bunun kat kat fazlasidir. bu arada jeoloji diyebilirsin jeoloji degil jeofizik diye niye dediler bilmiyorum. yerin fizigi yapisi jeofizik inceler yeryuvarini ise oldugu gibi jeoloji inceler. zaten jeoloji jeofizigin atasidir sonradan insaat jeofizik vs olarak ayrildilar uzmanlasildi.
cok fazla degisken var bunlari tutturmak mumkun degil. sizin cok yuksek katli yaptiginiz binalar bile faya degisken olarak eklenmekte. dusunun nasil bir sistem var. kac bin km otede olan plaka hareketleri burayi tetikliyor arada yuzlerse farkli faktor var. valla ne yalan soyleyeyim boyle bir soru sormak bile cok tuhaf.

@turbosadık

aslında turbosadık'ın dediği doğru benimki gereksiz bir cümle olmuş, jeofizik zaman içinde ihtiyaca yönelik jeolojiden farklılaşsa bu alanlar işbirliği içindedir

turbosadık teşekkürler selamlar :)

öyle bir tütün yok maalesef.

Karelias turuncu aşığı olarak içebildiğim diğer tütünler golden virginia sarı ve pueblo krem rengi.
Diğerlerini içemedim hiç.
Ha o aroma ne yazık ki yok ama içiliyor.