Ekşi Duyuru

Ben arada oynuyorum ekibim yok premium yok teamspeak var origin kullanıcı adımı mesaj attım eklemek istersen. Bende aynı şekilde yabancılarla oynuyorum ingilizcem idare eder ama Türkçe konuşur gibi rahat edemiyorsun tabi.

gel hocu yardıralım attack helikopterde deli manevralar yapıyorum usta pilotum :) özelden origin id atıyorum

Ben de gelebilirim. Yillardir cod serisi oynarim, dolayisiyla bf serisinde pek iyi sayilmam ama zamanla alisirim. Takim oyununu iyi bilirim. Origin id'mi mesaj atiyorum.

Herkese teşekkürler..
Hepinizi ekledim, ortak noktada buluşuruz :)

Bugünden önce yaptığın kilometreyi bilmeden bugün ne kadar yakın harcadığını bilemeyiz. Aslında 2 saat orada durarak yakıt harcamadınız. Araba en çok yakıtı ilk kalkışta harcar. O yüzden her 50cm ileri gitmek için arabayı hareket ettirdiğinizde çok yüksek yakıt tüketimi-ben 1.2 motor 1ton araç ile düz/hafif eğimli yolda 15-20 litre arası görüyorum kalkışta- yaptınız. Ortalamanın yükselmesi ondan.

Genel ortalamanın harcamaya etkisi yok. Harcamanın genel ortalamaya etkisi var. O sadece tüketim bilgisi amaçlı.

3-4 km hızla gittiğin anlar aslında dur kalk anları. bu anlarda araba devirlenirken yüksek harcamaya çıkıyorsun. ama normalde bu devirlenme ve hızlanma sonrasında hızını itici güç olarak kullanırken ilgili trafikte tekrar durarak harcamış oluyorsun. 10 saniye sonra tekrar aynısını yapıyorsun. bu nedenle en son sıfırladığından beri ortalama yakıt harcaman yükselmiş oluyor.

arabanın vermediği istatistiği bizim verebilmemiz zor. daha önce kaç km'deydin ki ortalaman 8.8, dün kaç km yaptın ki ortalaman 10.7'ye çıktı gibi bilgilere sahip olmalıyız ki hesap yapabilelim.

ne kadar yakıt harcadığını depo ibresinden daha rahat ölçebilirsin neredeyse.

Eksik bilgi verdiğim için kusura bakmayın.
Elimde aracı ilk aldığımdan beri aldığım her yakıt ve onlarla yaptığım km'ye kadar detaylı bilgi mevcut..
Hatta görseli şöyle : s12.postimg.org

Dün 8.8 litre harcama toplam 45 km yol ile elde edilmişti.
Her benzin alışımda km ve harcamayı sıfırlıyorum.

Diğer tüm genel bilgilerde görselde mevcut..

Yani aslında ben 2 saat boyunca, 30 saniyede bir 3-5 metre gitsem, öyle büyük bir yakıt harcaması olmayacak..
Zaten anlık olarak 25 litre harcama gösterse bile, gaza basıp sonra hemen durduğumdan bir süreklilik teşkil etmiyor bu harcama..

Aslında sanırım asıl merakım, araç sürekli viteste durduğu için bu 2 saatlik trafikte ne kadar yakıt harcamış olabileceğim.
Yani sürekli araç devirde ve bekleme esnasında motor ileri gitmeye çalışıyor.

arabanız duruyorken viteste ise baskı balata ve fren balatalarını harcarsınız ki 10-15 saniye üzeri beklemelerle boşa almak tavsiye edilir.

Araç otomatik olduğundan D olarak duruyor her beklemede..
Vitesi N durumuna alıp tekrar D'ye almak çok daha fazla yoruyor gibi geliyor bana ( bu kadar sık )

Hayır işte 2 saat boyunca, 30 saniyede bir 3-5 metre giderseniz cayır cayır benzin yakar araba ama 2 saat boyunca 30saniyede 3-5metre hız ile giderseniz-dur kalk yapmadan- görece çok daha az yakıt harcanır.

Sıkışık trafiğin toplam kaç km olduğunu da söylerseniz kaç litre yaktığınızı söyleyebilirim.

Sıkışık trafik, yaklaşık 4.5 km idi..
Bu mesafeyi tahminen 1.5 saatte alabildim..

kuru kavramalı otomatik araçda D konumunda durduğunuzda aracın bu işle ilgilenen elektronik aksamı aracın hareketsiz olduğunu algılayarak kavramayı tamamen boşa çıkarır dolayısıyla sadece motor rölantide çalışır ve balatalarda herhangi bir sıkıntı yaratmaz. aracın ileri gitmesi yada geri kaçması durumlarında bu devre aracı kavrama durumuna geçirir.

viskoz kavramalı otomatik araçlarda bu durum biraz daha farklıdır. Onlarda baskı balata sistemi yerine viskoz kavrama sistemi olduğu için hiç bir zaman kavrama tam anlamıyla sıfıra inmez. yakıt tüketimi konusunda dez avantajlı olsa da aşırı durkalklı durumlarda balatanın aşırı ısınması sorunu bu araçlarda yaşanmaz.

sorunuza gelince yolculuk boyunca harcayacağınız genel ortalama yakıt tüketimizi artırmış olursunuz. bu artış aracın ne kadar süre boyunca rölantide durduğu ne kadar kez dur kalk yapıldığı ve bu işlemler sırasında aracın ne kadar yakıt yaktığı ile ile ilgili olduğu için buradan ölçümlememiz olanaksız.

araclar genellikle son viteste 90 km/sa hızda yolculuk edildiğinde en ekonomik yakıt tüketimine sahip olacak şekilde dizayn edilirler. dur kalk işlemleri yavaş gitmeler rölanti devrinde durmalar yada rölantiye yakın devirlerde düşük viteste yavaş hareket etmeler gideceğiniz yol ve yakıt tüketiminiz dikkate alındığında her zaman yüksek olacaktır. Çünkü araçların ateşleme sistemleri rölanti devri yakınlarında motora zengin yakıt/hava karışımı gönderirler. bu da aracın normalden daha fazla yakıt tüketeceği buna karşılık daha az güç üreteceği ve gidilecek yolun yavaş gidilmek suretiyle daha uzun sürede alınacağı anlamına gelir ki yolculuğun tamamını bu şekilde yapsanız daha fazla yakıt harcarsınız. buna gaz kelebeğinin kapalı konuma yakın olmasıyla birlikte emme manifoltunda yaşanacak kayıplar da eklenince yakıt tüketiminizdeki o artış beklenen bir durum olmaktadır.

O trafikte 1,3365 litre yakıt harcamış araba. Yani o 4,5km yolun ortalama tüketimi 29,7lt/100km.

@maxhoper: Bu kadar detaylı açıklama için çok teşekkür ederim. Gerçekten çaba sarf etmişsiniz.
@onexey: Hesaplama için teşekkürler. Bu sonuç için genel bir hesap var mı yoksa tahmini ortalama hız, hareket süresi vs. hesaplayarak mı çıkarttınız?
(Benim detay dökümanında belki yer verebilirim)

Ben hesapla vebap vereyim o zaman.

45 kilometrede 8.8 ortalamayla gitmişsiniz. O arada 45*8.8/100=3.96 litre yakıt gitmiş. Kalan 5 kilometre sonucu 10.7 ortalama 50*10.7/100=5.35 litre.

Yani aradaki kısımda 1.39 litre yakıt harcamışsın.

Dur kalk trafikte 2 saat ilerlemek için 1.39 litre iyi bir rakam aslında. Bunda aracın otomatik olmasının avantajı var.

Benim hesaplarıma göre küçğk motorlu araçlar (1.8 altı) rölantide saatte 1 litreye yakın yalıt harcıyor. Senin durumunda arada dur-kalklar var. İyi yani tüketim.

Not: hesaplama senin verdiğin rakamlara göre yapıldı.

@godless frog: Böyle bakınca rölanti durumu fazla can yakmıyor gibi.. Ben de elimdeki değerlere göre hesaplayınca bunlara ulaştım. Sanırım fazla dert etmeye gerek yok.. ZSaten İstanbul'da yaşarken araç kullanmak ayrı bir stres, bi de bunu takmak abes olacak.

insanlarla uğraşmaktan aksileşmiş olabilir misin? kendi işin olduğunu, kendine çalıştığını hatırlat bence kendine sürekli, dırdır yapan müşteriye hak vermeye çalış. Onun açısından görmeye çalış, bu kadar kızmazsın.

İnsanlarla uğraşma kısmı bazı zamanlar için doğru diyebilirim.
İş bilmeyenlerle uğraşmak hakikatten sinirlendiriyor. Bir kelime öğrenip onu pişirip pişirip "ben bu işi biliyorum" diye önümüze çıkartmalarına deliriyorum vs.
Müşteri gibi düşünmeye de çalışıyorum ama sanırım bazen çok burnu büyük davranıyorum.

(bkz: prozac)

eğer profesyonel bir insansan maalesef haklısın ve bu böyle devam edecek. Ben türkiye içinde şimdiye kadar işini düzgün yapan, neyi bilip neyi bilmediğini bilen kimseye rastlamadım. herkes her şeyi biliyor ve en sevdikleri şey boş konuşmak.

amirim usulü kahve fincanında votka.

@hayırsız: prozac gelir. yıllardır pekişmiş anksiyetem var, yeşil çay falan kesmiyor. prozac da yüzde yüz etkili değil gerçi orası ayrı da neyse.

bu arada ben duyuruyu okumadan yazma gibi büyük bir gaflette bulunmuşum, bu tarz bir şey için elbette prozac almayacağız. zaten doktor tavsiyesi olmadan antidepresan ya da herhangi bir ilaç kesinlikle kullanmayacağız. yapman gereken şey bence işleri vaktinde yapmanın huzurunu tatmak. böylece mail gelince off diyeceğine haydi bitireyim hemen demeye başlayacaksın.

Prozac konusuna hiç girmiyorum. Tamamen karşıyım sinirleri düzeltmek için ilaç kullanmaya.. (Hayatımın alt üst edecek büyüklükte şeyler yaşadım, sayıkladığım bile oldu. O zamanlarda dahi ilaç kullanmadım.)
Aslında işleri bitirme hazzı vs. güzel tabii ama kontrol tamamen bende olmayınca ip kopuyor. Tabiiki bitirilebilecek işi yapmak sorun değil.
Aslında sorun iş dahi değil sanırım. Benim katlanma gücüm azaldı..
Kontrol edebileceğimden fazlasına müdahale etmeye çalışmak bunalttı..
(Örnek: Elemanınız var, bir iş yapacak. Ama hasta, o yok diye işi siz yapıyorsunuz. Bir müşteri daha iş istiyor. Yine o eleman gerekiyor. Onu da siz yapıyorsunuz. Sonra bir tane daha.. Bir tane daha.. Hayır da diyemiyorsunuz..)

Merhaba, Prozac fazla iddialı derseniz, sarı kantaron otu (ST. John's Wort) kullanın derim. Solgar'ın var mesela. Yeşil şişede. Yani bitkinin öğütülmüş hali. İş stresi nedeniyle depresyonun eşiğine geldiğim bir anda yardımıma koşarak, dünya pipime, minare totoma moduna getirmiştir. Kesinlikle bağımlıık vb bir etkisi olmuyor. Aslında herhangi bir etkisini doğrudan hissetmiyorsunuz. Sadece bir haftanın sonunda dert ettiğiniz herhangi bir şeyin aslında dert olmadığını düşünmeye başlıyorsunuz. 6-7 ay kullanıp bıraktım. Gerçekten çok etkili ve güneş hassasiyeti dışında bilinen yan etkisi olmayan bir bitki. Doktor tavsiyesi ile ilk hafta günde 2 tane kullanmıştım. sonra günde 1'e düşürdüm.

@ketchup: Teşekkürler.. Doktora ihtiyacım olduğu konusuna kendimi ikna edersem bu ilaca mutlaka bakacağım..

sarı kantaron ilaç değil, bitkisel takviye. vitamin gibi bir şey yani, alınmasında herhangi bir zarar yok diye biliyorum. zaten antidepresan yapımında da kullanılan bir bitki kendisi.

yapılacak işler sana angarya geliyor olabilir mi?

sandalyeleri balkon demirine yaslıcan ki tozu yemesin oturacağın yere. masayı da siliver. yada bi kova su dök oturmadan önce, hemen kurur bu sıcakta.

tesadüfen bi şey keşfettim. fakat Amerika'yı yeniden keşfetmek gibi olmasın, belki daha önceden herkesçe bilinen bi şeydir. ince sandalye minderleri var ya, onu sadece bel kısmından (mabadın bel ile birleştiği yerin sandalyede denk geldiği kısım işte, adı neyse, ben bel kısmı dedim) sandalyeye bağlayıp, oturulacağı zaman alt tarafı sırtınıza gelecek şekilde kaldırıp yaslanınca tertemiz bi sandalyeye oturmuş olunuyor.

kılıf koy kaltır yapmaktansa ben (varsa) yastıkları iceri alıp kullanım öncesi de masa sandalyeyi silmeyi daha pratik buluyorum.
kılıf yapılsa onu kaldırırken üstündeki toz da havalanacak sonuçta.

Silme fikrini zaten uyguluyorum. Ama elde ıslak bez, ufacık balkon keyfinden önce bile haldır haldır koltuk silmek çok uzun iş geliyor.
Plastik koltuklarda da minder yok. Düz plastik meret..

günlük kullanımda her gün silineceği için haldır haldır silmene gerek yok. ıslak mendil bile işini görür. bezi nemlendirip üstlerinden geçeceksin. (yemek masası kurulmadan zaten silinir onda ekstra bir durum yok) haftalık temizliklerde zaten adabıyla silinecektir.
denildiği gibi sandalyeleri masaya veya demire doğru kapalı dayamak da toz olayını azaltır.

o ince minderler ekstradan satılıyor zaten. fikir aklınıza yattıysa alıp tarif ettiğim şekilde kullanabilirsiniz. sadece yağmura maruz kalıp ıslanmışsa, kaldırınca oturulacak yere su geçmiş mi bakmak lazım bir de yaslanınca sırtı da ıslatabilir, dikkat etmek lazım.

Bira uygun koşullarda saklanmazsa, ki güneşte kalması tam da bu tanıma uyuyor, bozulur.

@angelus: Biz de aynı şeyi düşünüyoruz. Ancak işt emerak ettiğimiz bu tarz fiziksel tepkiler verdirtir mi insana?

Bakteri çıkması gibi ekstrem bir tepki olur mu bilmiyorum lakin bağırsak faaliyetlerinin bozulduğunu bizzat tecrübe ettim.

Şişelerin dışı kirli mi acaba ? İçerken şişenin dışına ağzınız temas ediyor yada bardağa dökerken biranın bir kısmı şişenin dış kısmı üzerinden kayarak bardağa doluyor. Eğer o kısımda bir kirlilik, zararlı bakteriyel faliyet falan varsa birayla beraber yutmuş olabilirsiniz o zararlıyı. Bu da bir mantık yürütme. Biraların istiflendikleri yerler çok temiz değil zira.

@maxhoper: O ihtimali de göz önüne aldık. Biraları şişeden tüketiyoruz ve balkondan aldıktan sonra silmedik aptallık edip.
Ama hakikatten 1 ay boyunca günde 2 saat ben güneşte dursam sürekli, ben de bozulurum..

üstad yazılmış ama mantık basit. mahzenler mesela, neden güneş görmeyen yerde olur? maden suyunun şişesi bile farklı renkte. peki neden böyle? eşşeğin organından değil tabi ki, güneş yüzünden. :p geçmiş olsun.

Ben de biraz kurcaladim, kazanmak cok dusuk ihtimal bana sorarsan. Ve su sonuca vardim, kazanabilmen icin; cok para ile dusuk kaldirac, hep dogru tahmin.

Hani aslında, çok parayla kesin maçlarda iddaa oynamak gibi diyorsun?
10bin lirayı 1.005 ihtimal veren maça koymak gibi olacak..

Soyle ozetleyeyim; yatirdigin paranin 100 katina kadar odunc alip islem yapabiliyorsun.
Ornek: 100 dolarin var, araci kurum sana diyorki al sana 10.000 dolar odunc (senin paranin 100 kati) bu parayla doviz al, kur yukselince geri sat, karini cebine koy, benim 10.000 dolari geri ver ve 100 dolar teminatini da geri al. Ama aldigin dovizin kuru senin aleyhine degisir de zarar senin cebindeki gercek para kadar (senin aslinda 100 dolarin vardi) olursa sana odunc verdigi parayi geri alip 100 dolar zararini senin 100 dolarinla kapatiyor, sana kaliyor 0 dolar:) Dusuk kaldirac kullanmak istersen de senin iddaa ornegi gibi olacak. Kafanda biraz fikir olusmustur sanirim.

www.trading212.com şöyle bir site vardı yanliş hatırlamıyorsam sana 10bin euro veriyor öylesine ücretsiz deneme hesabında sanal para ile oynuyorsun istiyorsan gerçek parada yatırıyorsunda çok karışık çok saçma birşey forex bence daha iyi birşeye yatırım yapabilirsin. ha bu işten ekmeğini çıkaranlar mevcut ama aması bize denk gelir ekmeğini çıkaranlar gelmez :))

İkinize de teşekkürler.
Sonuç olarak kumar olduğunu biliyorum. Forex firmasında çalışan tanıdıklarım dahi var ancak onlarla oturup konuşmaya çekindim. Bakalım şu trading212'de deneyelim biraz..

bin-jip filmi geldi aklıma.

kızlar üst üste çıkıp koymuş olabilir?

Valla çıktık kapıya, kızların boyunu göster deidm entry'deki gibi.. Baya ufak tefeklerdi diyor..

Ha ayrıca, neden öyle üst üste çıkıp koyma gibi manyak bir çabaya girsinler?

Bizim kapıya bir kere prezervatif bırakmıştı manyağın biri. Üzerine de 3 yazmış kalemle, sonradan keşfettik 3 numaradaki ruh hastasıymış. Çeşit çeşit manyak var.

ergen işi gibi geldi bana.küçük kızlarıda sizi korkutmak amaçlı göndermişler bence.

Ergeni yakalarsam sağlam sopa bekliyor.. Durup dururken huzur kaçırdılar..

Iskambil kağıtlarının esrarı-jostein gaarder kitaba bakın :)

Yumuşatıcıyı durulayıp çamaşırları deterjanlı olarak verdi size. Doğrusunu yapınca haliyle temiz olacak artık çamaşırlar.

Hay allah ya..
Bakalım nasıl çıkacak çok merak ediyorum.
Kokusu farklı olacak demekki..

@divit: Deterjan, yumuşatıcı koyduğumuz hazne sökülebiliyor. Çıkartıp yıkadım.
Zaten kalan bir tortu da yoktu önceki yıkamalardan.

peki camasirlari makinadan cikarttiginizda boyle kaygan kaygan oldugunu farketmediniz mi? ya da camasirlarin uzernde hic tortu yok muydu yani? ee lekeler de cikmiyodu deterjansiz yikandiklari icin? ustelik de camasirlar kurudugu zaman kazik gibi sert sert olur deterjanli kalinca. nasi farketmediniz ki anlamadim ben valla.
yumusaticiyi normalde son durulamadan once alip bi 10 dk falan cevirir sonra durular sikar ve bitirir programi. siz sectiginiz programa gore 1 saat falan normal suda camasirlari bos bos cevirmis, sonra 10 dk deterjanli suyla yikamis gibi olmussunuz.
makinayaa bi zarari yoktur tabi de sizin cildiniz uzun sure deterjana maruz kalmis anlasilan.

@halanne: Çamaşırların kaygan olması konusunu şu an siz söyleyince fark ettim.
Oha resmen üstümüzde deterjanla gezmişiz..

makinenin göbeğine konan sıvı deterjanlardan alın, yumuşatıcı da kullanmayın.
dert yok tasa yok.

iyi cilt kanseri filan olmadınız.

@kronikdepresifelvira: paranoya yaptırmayın!

paranoyaya gerek yo tabi ama kronikdepresifelvira hakli.

iyi durulanmayan deterjanlar cilt kanseri yapar derler. sizinki birak iyi durulanmamayi, durulanmamis hic neredeyse. en azindan 20 yil sonra sebebini bilecekseniz hastaliginizin :) allah korusun ya sakasi bile kotu.

geçmiş olsun. yanlışlığın neresinden dönseniz, kardır. bundan sonra yeni bir ev aleti aldığınızda kullanma talimatını güzelce okuyun. genelde yurdum insanı böyle yapıyor maalesef. bu konuda biraz daha bilinçli olsak fena olmaz yani.

yumusatici ortaya konuyor degil mi?

@oinone pe: Çamaşır makinasının kullanma kılavuzunu her zaman üstünde tutarım. çalıştırmadan önce eğer uzun zaman olduysa açar tekrar kontrol ederim.
Eşim bu akşam çamaşırları yıkarken yanında durduğumda fark ettim yanlış koyduğunu.

ben sizi hedef alarak söylemiş gibi oldum da, genelde hep yaptığımızı söylemeye çalıştım. yani hepimiz yapabiliyoruz demek istemiştim.

hazira dag dayanmaz. bu sebeple istersen 10milyonun olsun, yine de biter o para

@crucio: İşte sorumun göreceli olmasının sebebi oydu. Belki işten istifa etmeden, kendini strese sokmayacak ama düşük maaşlı bir işe geçiş de olabilir bu hayal..
"Para var, giderleri karşılasam yeter" gibi..

15.000 TL'ye seytan durter, 20.000'e kralini tanimam

@surfer: Ne yaparsın hacı? Yani 20.000 TL verse biri?

eğer ev seninse bi 30bin rahat olur, yaklaşık 1 yıl yeterli gelir, hatta sıkarsan 1.5 yıl.

yok kira ise 40bin filan.

bence.

daha fazlasini istemek insanin fitratinda var. asgari ucretle gecinen aileler var. buradan hesapla 10K TL olsa bir yil gecinebilmen lazim. ama kimi hanelere de ayda 20K giriyor ama bakiyorsun hala borclari var. herkesin harcamasi gelirine gore artar. daha fazla kazanmaya basladikca harcamalarin da ona gore artacak.

bu tür projelerde iş, evde bitiyor bence. yani evin varsa, kira vermiyorsan ehh yeter lan deyip her an fantastik kararlar alabilirsin. ne de olsa fatura dışında tüm harcamalar senin elinde. eşek değilsen faturaları ödeyecek para kazanırsın zaten evden falan iş yaparak. o ay ekstra paran varsa harcarsın, yoksa harcamazsın. ama kira veriyorsan kucaktasın, kaçışın yok. her ay belirli bir meblağ kazanman lazım. o da riske atılacak bir meblağ değil ne yazık ki.

kısacası evim olsa bankada para var mı yok mu bakmam. yeter lan der basarım istifayı. baktım fakirlikten kırılıyoruz, plan tutmadı, yine girerim işe, ne olacak ki? denemeye değer.

İnsanın gözü açtır kabul.. Ama işte miktarlar farklı farklı çıkınca bir şekilde beliriyor kafada.. 30K diyen de var, 20K'ya uçarım kaçarım diyen de..

Ek olarak sir'ün söylediği şey hakikatten çok doğru.. Ev olsa direk "skerler işi gücü" deyip evde de oturulabilir. En büyük faktör ev sanırım..

(Para arttıkça harcama artar fikrine yüzde yüz katılıyorum)

Kira ise 60000 lira. İşi bırakıp hayatta kalmak için değil, bir yıl calisirkenkine benzer şartlarda yaşamak için. Evi olunca fantastik kararlar alan romantik arkadaşlar bankada paraları olmadan her ay birkaç tuğla satarak mi hayatta kalmayı planlıyorlar? Eğer hayat boyu calismayayim yiyip iceyim dersen 500.000 belki kurtarır, faize koyarsan aylık geliri maaş yerine geçer. Ancak calismadigindan harcamaya daha çok vaktin olacak. Bir yurt dışı görelim deseniz iki aylik birikimi yersiniz.

baska bir soru: bankada olan 40K para ile bir yil yasamaya calismak guzel bir tercih mi? yine harcama yaparken hesap kitap yapacaksin. hastalandin diyelim yok yere ekstra masraf cikti. ertesi ay yediginden-ictiginden kisacaksin. iste yasadigin stresten daha cok stres olacaksin. calisirken en azindan arada tatile vs cikiyorsun. calismadigin zaman tatile cikacak paran da olmayacak. tum gun evde durunca sıkılmayacak mısın? ne anladim ben o zaman bu isten? o yuzden 20K'ya 30K falan maalesef desteksiz atilmis sayilar. su anki gelirim ve harcamalarim uzerinden dusunursem 100K param olmali ki 1 yil calismayayim diyorum(not: bekarim).

@crucio: "Stressiz işte çalışırım" olayını bunun için söylüyorum.
Neden kendimi bu kadar sıkayım lan diyip, para biriktirdikten sonra ekstraları sağlam birikmiş paradan, kalan her ihtiyacı mütevazı maaştan karşılamak..
Sanki olur gibi geliyor..

sistem tam oturmadi heralde ya. gecen agustosta gittim, sabah 10'da mi ne aciklaniyordu, yenile yenile ogleden sonra 2-3 gibi yazmisti nereye ciktigi. sabredin biraz. hatta bu gece uyuyun, yarin bakarsiniz.

kısa mı uzun mu yapacağı daha belli olmadı.
yarın öğleye doğru açıklanır.
beklemenize gerek yok.

Tüp taktır (uyumlu mu bilmiyorum, araştırmak lazım) veya aracı değiştir.

Devirli kullanma diyeceğim ama otomatik vites...

Tüp taktıramıyorum, garaj var.
Araç değiştirme işi de aşırı masraflı geliyor. Chevrolet Türkiye'den çekild, ikinci el fiyatları taban yaptı şu aralar..
Devir olayını da olabildiğince düzgün deniyorum.. 3bin-2bin arasındayım.. 2500 ideal gibi..

Araç değiştirmek dışında pek bir alternatifin yok. Benzinli otomatik sedan yakıt ekonomisi düşünen biri için en son seçenek olmalıydı zaten.

lastik havalarını arttır eğer düşükse... sürücü kapısını açtığınızda koltuğun hizasında bir yerlerde lastik basınçlarının yazıyor olması lazım. "eco" olarak ne yazıyorsa onu basın... misal bende (aveo dizel ltz) "eco" olarak 40 psi yazıyor; tabi 40 psi basınca sekiyorum ceylan misali, hele yolcu da binerse oy oy oy :) şimdi 32psi basılı arabada, konforlu ama yakıtım arttı...

benzini arabaya dök, yak.

şaka ama tam da değil.

depo temizleyici kullan, ateşleme sistemi pislik içinde olabilir.

bunun dışında da, hava filtreni, varsa yakıt filtreni değiştir. rot başlarını ve z rotlarını kontrol ettir, sürtme yapıyor olabilir. el freni tam bırakmıyor olabilir. arabayı genel bir bakımdan geçir.

daha da olmazsa, kaliteli benzin bulmaya çalış. benzinlik değiştir.

yine olmazsa yak gitsin amk.

benzinli otomatik vites almışsın üstüne söylenecek birşey yok ki birde aveo. lpg kapalı otoparklara giriyor dolum ağzını kısa bıraktır, benim bir önceki arabamda pompacı dolum yapabilmek için aracın altına giriyordu, mızmızlanana sigara veriyordum. tabiki simit tank kombinasyonuyla, yakıt gösterge ışıklarıda debriyajın yanında olsun

Otomatik vitesli arabada ne kadarını uygulayabilirsiniz bilemedim ama, şöyle birkaç öneri mevcut: yuzbin.net

Montaj kardeş dublaj bu, yersen.
Daha nesini savunacaklar bu hükümetin merak ediyorum.

Çok çok ciddi bir kayıt bu. Bu kayıtı şu an dinliyor olmamız zaten korkutucu içerik ise çok vahim. Kayıtta gayet temiz.Kim nasıl ulaştı buna? Aman yarabbi.....

@Lola90: Bunu dinleyenler şu an nasıl bir güce sahip? Bu hükümet nasıl bu yalanlarla hala yerinde?
Biz nasıl bu ülkede yaşayabiliyoruz?
Sorular sorular!

youtube linki uçmuş...

çay denince atladım ama hiç çalışmadığım yerden çıktı :))

yaptım

Ben de yaptım, bi faydamız olsun.

yeşil çay/meyve öayı içmiyorum dedim benimki 12 saniye bile sürmedi.

ben de katıldım.

yaptım^^

log olmasa bile benimkinde mesela her IP 'ye atadığı Hostname 'i gösteren bir tablosu var, benzer bir şey olabilir.

En güzeli WPA2 kullandığınıza emin olun, ve WiFi şifrenizi değiştirin şimdilik. MAC filtrelemeye çok güvenmeyin.

öyle her powerline birbiriyle pıt diye bağlantı kuramıyor. birisi wi fi şifreni bulmuş muhtemelen. bence en olası durum bu. şifreni değiştir

Şifreyi değiştirmeden 3-4 saat evvel 4 gb daha çekmişler..
Bugün kontrol edicem, dün öğlen şifreyi değiştirmiştim..

@aranelsurion: Aynı modem mi?
Bende öyle bir kısım göremedim.
Sadece anlık olarak bağlananlara lease verdiği bir bölüm var 24 saatlik..

Powerline hattı elektrik saatinin dışına çıkmıyor. ayrıca kendi aralarında da 128bit mi ne bi encryption var. WPS varsa onu disable et bazı modemlerde WPS açığı var diye duyduydum.

bok atmışlar gibi geldi bana. sözlükte her okuduğunuza inanmayın. konseptin bir parçası zaten.

@ozdek: Tabii %99 yalan da, sonuçta vpn'de bir nevi göte gelme işi..
Ondan sorayım dedim başka tecrübesi olan var mı diyerek..

abi yerinde olsam zaten banka islemlerini asla vpn gibi bir sey uzerinden yapmam. ben baskasinin bilgisayarinda yaparken elli kere acaba diyorum :) mail icin de ayni sey gecerli. mail - banka islemlerini yapma bence vpn uzerinden.

cyberghost'un basligini incelemistim daha once donanimhaber'de, bu tur konularda donanimhaber sozlukten cok daha fazla guvenilir. oradaki adamlar guvenilir oldugunu soylerek almislardi cyberghostu.

sikinti cikacagini dusunmuyorum ama daha once dedigim gibi banka islemleri hakkinda biraz cekimser ol her zaman.

aldıysan kullanmayacaksan da hayrına alabilirim arada sırada lazım oluyor. ;)
böyle deyince hesaba daha da bağlanacağından eminim.

@fakyoras : Zaten heryerde tırsıyorum bunları kullanmaya :) VPN özelinde değil durum. Denemek lazım bakalım..
@Zetahead: Başlıyorum kullanmaya, boka sararsam söylerim :)
@ozdek: Ehehe kullanırım ya.. Ama istersen hemen vereyim 7 dolarlık linki hehe..

VPN ile arandaki bağlantı kriptolu oluyor. Yani teoride aranızdaki bir izleyici, senin verilerini alamıyor. (mesela ISP, hökümet falan) Ancak bu noktada VPN 'e güvenmiş oluyorsun, VPN isterse senden aldığı veriyi kolaylıkla okuyabilir, zaten kriptosunu çözüp okunabilir formata getirmeden karşıya iletemez. Okuyup okumadıkları, bu veriyi saklayıp saklamadıkları onların bileceği iş. Tabii bu noktada, muhtemelen mail servisi/bankanla aranda SSL, Two-way Authentication falan kullanıyorsunuz, dolayısıyla kriptosunun çözülmüş hali yine bir katman daha şifreli olduğundan VPN tarafından güç okunur bir formatta olacaktır bunların, ya da sadece kart numaranı almakla bankanda işlem yapamayacaklardır zira kontrol numarasını bilemeyeceklerdir vs.

Yanlış anımsamıyorsam Google da böyle bir servis vereceğim demişti. Belki ileride onu düşünebilirsiniz Google 'a güveniyorsanız.

Kısacası; çok kafanıza takmayın ama, dikkatli olmakta fayda var. VPN provider babanızın oğlu değil sonuçta.

Sonuç olarak aslında Allaha emanet internet mottosuyla gidiyoruz..
Ne tarafa dönsek boklu uç..

o ulusal kanal'ın haberi değil.
aydınlık'ta köşe yazarı olan sabahattin önkibar'ın 28 şubat tarihli yazısı.

dikkat edersen yazının altında da yazıyor hatta.
sadece alıntı yani.

edit:
süreçle ilgili olarak bir şey diyemiyorum.
sızan görüntülerin/kayıtların içeriğinin sertleşeceğini düşünüyorum.
ama ne kadar sertleşir, nereye kadar gider belli değil.

olacak her şey de bunlara bağlı.

bazı kitleler hırsızlığı vs umursamıyor, ama eğer kişisel ilişkilerle ilgili bir takım şeyler çıkarsa (metresler, kadınlar vs), mesela ben pek umursamam.
ama bunu hırsızlıktan daha çok umursayacak insanlar var.
çünkü dini nedenlerden dolayı akp'ye kendini yakın hisseden çok fazla insan var.
sırf müslüman diye oy veren var.
onların dikkatini de bu konular çekebilir.

ha, gerçek mi, montaj mı, dublaj mı derken millet yine beklenen ve gereken tepkiyi vermez.
ama bizim millet özel hayata meraklı olduğundan, en azından bunlardan daha çok dinlenir.

eğer işler o noktalara, yani özel hayata kayarsa tepkili kitle büyüyecektir bence.

korkutucu, evet.
ama birkaç yıl önce düşünsek şimdiki ortam da korkutucu gelirdi.
ki yeterince de korkutucu aslında zaten.
önemli olan soğukkanlı olup, düşünerek hareket edebilmek.
ama tahrik unsurları büyürse bunu yapmak da zorlaşır.

açıkçası korkutucu olsa da, bu teorilerin çok gerçekdışı olduğunu sanmıyorum.

korkutucu değil, tam istediğim şeyler. iç savaş dahil.
böyle gitmiyor, gitmemeli.
(bkz: hard reset)

Ben zaten birinin haberi olduğu için belirtmedim.
Senaryoya dikkat çekmek istiyorum.

(bkz: ordo ab chao)

Karışıklık çıkacak ki baronlar istediği gibi at koştursun. Ortadoğu yıkılsın, parçalansın. Kötü şeyler olacak bence.

apo kısmı goygoy, ulusal kanal sonuçta bunu söyleyen.
diğerleri de gidişsts göre muhtemel ama kesin de değil, belli olmaz.
adam boşuna "istiklal savaşı" demiyo, ya sert kaotik bi geçiş olacak hükümetin gidişi ya da kuzu kuzu. ama "bi ay içnde" bana uçuk göründü; yerel seçimlerden sonra asıl olabilir bunlar.

Anladığım kadar genel kanı negatif yönde..
Kendimizi savunmak için ne yapacağız peki?
Bu adamlar elinde sopalarla-palalarla gezerken biz evde kapı kilit oturmak zorunda kalacağız o kesin..

hepsi saçmalık.

bir bok olmayacak için rahat olsun.

Ya artık hiçbir tape gündemi değiştirmez bu ülkede. Bu önkibar denen adam ne diyorsa tam tersi olur. Rahat olun.

böyle bi hatiple kılıçdaroğlu da bahçeli de başedemez,halkın çoğu seviyor böyle şeyleri,ses kayıtları falan çoğunun umurunda olduğunu bile düşünmüyorum
www.youtube.com

terbiyesizlik yapıyorum öyle mi?

içsavaş istemek ve desteklemek bir insanlık suçudur. insanlıktan çıkanlara hakettiği şekilde muamele edilmelidir? emin ol ben iç savaş isteyen biri içn en hafif ifadeleri kullandım.

peki o çok istediğin iç savaş nedir onu biliyor musun? anlat bi?

insanlara hakaret etmek "insanlık" değildir. bahsettiğin insanlığı öğren, sonra tartışalım.

yemrem biz zaten iç savaş halinde yaşıyoruz uzun yıllardır. senin bulunduğun kısımda savaş yok diye savaş yok zannetme.

@blossom, bir doğu ilinde doğdum, üniversiteye kadar orda bir köyde yaşadım ve şimdi yine bir doğu ilinde yaşıyorum.

babam kamyoncuydu ve her şehirlerarası mal götürdüğünde daha 4 yaşındaki halimle kamyonun arkasından bakıp acaba bu babamı son görüşüm mü, acaba bu sefer onu teröristler öldürecek mi bir daha onu görebilecek miyim diye baktığımı hatırlarım.

geceleri kaç kez rüyamda köyümüzün teröristlerce basıldığını ve bizi öldürdüklerini gördüm o küçücük yaşımda.

vakitsiz bir saatte evin önünden pancar motoru geçse ahanda teröristler köyümüze saldırdı ateş açıyorlar diye korkudan bembeyaz kesilirdim.

bi de beni tanımadan bilmeden ahkam kesiyorsun. iç savaş varmış da görmemişmişim! bak sen!

belki de g7mor'a verdiğim tepkinin nedeni bazı şeyleri çok yakından görmem bazı şeylere birebir tanık olmamdandır, ne dersiniz?

Yemrem +1
Arkadas izansiz misiniz, ic savas destekcisi olmak!? Suursuzca sacmaliyorsunuz. Oyun degil, film degil, farkindasiniz degil mi? agzinizdan cikanla kulaginizn duydugu kesismemis kanimca.

Temizlemek icin en sahane yol, cikis yolu falan denmis, halt etmissiniz.

g7 ve bloos kusura bakmayın. yazdıklarınız saçmalık.

sizin gibi eğitimli insanların iç savaş istemesi üzücü.

vay olaya bak. Adamların gözünü kan bürümüş, iç savaş bahane, içindeki katil olma, katliam yapma arzusunu burda paylaşıyor. Daha neler göreceğiz.

Emin değilim ama bir yöntem önereceğim.
Dosyayı notepad'le aç,
Farklı kaydet derken, aşağıda saves as type olarak all files seç.
Sonucunu da bildir :)

@ir10 : :) tavsiye için teşekkürler ama o şekilde çözülmüyor. Önceden işlenmiş bir data olduğundan sorun benim görüntülememde değil, dosya kaynağında..

Hadi ya, yardımcı olamadım :)

textpad ile açmayı deneyin, açılışta soracak dönüştürme yapayım mı diye. ama bu karakterler tamamen bozulmuşsa yani boş kare çıkması gereken yerde ? işareti çıkıyorsa (örnekteki gibi) yapılabilecek birşey yok gibi.

@tuyra: Evet gösterdiğim şekilde ansi karşılıklarıyla çıkıyor. Ama anlamadığım ansi dahi olsa her harf için farklı sembol gerekirken ö ve ç aynı çıkmış..
@ipmus90 : evet denedim, o da iş görmedi..

yasal olarak bilmem ama çok basit bir pc ile bu iş bedava kurulur. Hat maliyeti konusunda da bir şey diyemem. VOIP dakika paketlerine bakmak gerekir.

He VOIP'i Almanya'dan, sunucuyu da VPN'li MPN'li ayarlarsanız yasal boyuta da bakmak gerekmeyebilir.

@tzum_tzum: E VOIP'yi Almanya'dan ayarlarken isim cisim vermeyecek miyiz yine?

hiç araştırmadım açıkçası ama VIOP paketlerini de TOR tünellerinden gönderebiliyorum falan demiş birileri. OpenSource yazılımlarla IVR yapılı telefon sistemi kurabileceğinizden eminim ama VOIPi de anon kullanmak konusunu bilmiyorum.

voip.about.com
www.007voip.com
torfone.org

böyle birşeye girişeceksen bence bir siyasi partiye bu fikrini ilet. en azından tek başına kalmazsın, hem maddi hem manevi olarak yükün hafifler. VPN içinde bence isveç üzerinden falan bağlan. yada japonya falan. adamların hukuk işliyor en azından. höt diyene kimse bişey vermiyor en azından...

çok güzel düşünmüşsün. ben de sürekli tanıtım vb. gönderen sistemlere yüklemek istedim şimdi, mail olarak gitsin diye.

ümraniye de nerede olduğunu bilmiyorum ama en mantıklısı 19d gibi geliyor. iett adresinden bir bak derim.

@Kenboi: Bulunduğum noktayı haritada göstermiştim.
@divit: Dolmuşlar nereden kalkıyor? Google maps'de işaretleme şansın olur mu?

Biraz geç oldu ama Dudullu'ya minibüs ile çıkıp AsyaPark'ın karşısından kalkan Bostancı minibüslerine binmek idi cevap.

tr.investing.com

anlık olarak takip edebilirsin ama bi süre sonra hastalık olmaya başlıyor.

ayrıca sorunu cvp vermek gerekirse evet kazanabilirsin ama bunun için yaklaşık 5000 dolar kadar bi paran olması gerekir. yoksa kurdaki küçük artış sana ancak 2-3 lira kadar kar/zarar getirir.

hacım seni forex'e alalım. kaldıraç etkisi ile çok daha fazlasını kazanabilirsin.

iş bankasının uygulaması işceple anlık olarak gün boyunca takip edilebilir döviz al-sat yapılıp para kazanılabilir fakat 10-20 liranın çok çok az getirisi olur. sevinebilmeni sağlayacak minimum tutar en azından 5.000 dolar bence. gün içinde 20 defa al sat yapabilirsin. iş bankası günlük döviz işlem limiti 200.000 usd. her gün 200-300 liraya yakın para bile kazanabilirsin dalgalanma yüzünden. tabi çok dikkatli de hareket etmek lazım. neyse işte demek istediğim 10-20 lirayla iş yapacaksan verdiğin emeğe değmez.

@douchebag: Forex konusuna güvenemiyorum. Forex firmalarında çalışan birkaç akrabam ve arkadaşım var. Kazanma şansının çok diplerde olduğunu açık açık söylüyorlar.
@kisa bisey olsun istemistim: Dediğim gibi 10-20 lira farazi. İşlem yapabileceğimden değil ancak para kazanılır mı merak ettim.
Günlük olarak 500 lira bu arada çok çok iyi bir para.. 10bin doları olan böyle bir iş yaparsa zaten ayda 10bin tl daha kazanır gibi bir durum çıkıyor söylediğinden..

şu kadarını söyleyeyim bir ara 120.000 euro al-sat olayına girdim. parayı havale etmem gerektiği için tutamadım elimde. para kazamadım o yüzden. ama 2 gün daha elimd kalmış olsaydı tek hareketle 10.000 tl kazanmıştım.
dediğim gibi 5.000 dolar bu işe girmek için minimum tutar bence. yani bu kadar param olsa yan gelir yatar sürekli döviz al sat yapardım ama yok işte amk...

Ben biriktirip yapmayı düşündüm bir ara ama hem biriktirememe, hem de hata yaparım korkusu çok ağır basıyor.
5000 dolar ile işlem yapsam günde 50-60 lira para hiç hiç az değil.
Ama işte becerebileceğime bile inanmıyorum parayı bulsam dahi..
Grafiklerde indiğini gördüğüm anda alsam, çıkmasını beklemeden korkudan satarım daha düşecek diye..

ya 1-2 haftaya yayılan düşüş korkutmamalı zaten. gün içinde mutlaka dalgalanma oluyor. bizim faydalandığımız değişim günlük değişim. beş bin doların sana kaybettireceği zaten başka günler kazandırdığından fazla olmaz büyük ihtimalle. yalnız şu da var. bugünlerde aşırı dengesiz seyrediyor. bir rayına otursa aslında bildiğin geçim kaynağı olur 5.000 dolar. sabır ve cesaret bu işte en önemli faktör. yapabilmek için bir adet iş cep kurulu akıllı telefon ve bir adet 5.000 dolar yeter. 10.000 olsa daha da güzel olur. benim olsa köşeyi dönmüştüm şimdi. ama sen korkuyorsan, yapabileceğini düşünmüyorsan bulaşma derim. her ne kadar çok uçuk kayıplara sebep olmayacaksa da...

Döviz alım satımında kar için alım satım arasındaki makası kurtarabilmen lazım. Bu da aynı gün içinde olmayabilir. yani bir gün içinde birden fazla alım satıp yapıp kar etmen imkansız gibi bir şey. Kurda büyük dalgalanmalar olucak ve iniş çıkışları tahmin edebilmen lazım. Doları 2.4000 dan aldın diyelim, bunu aldığın sırada dolar alış kuru zaten 2.3900 civarındadır. Yani kar edebilmek için dolar alışın 2.3900 dan en az 2.4100 e falan çıkmasını beklemen lazım ki bir işe yarasın. Diyelim 2.4100 e çıktı ve sattın. Bir alış satış daha yapman için doların düşüşe geçtiğinden ve makası kurtaracak kadar bir yükseliş yapıcağından emin olman lazım.

metrobüs'le altunizade'ye gidip oradan 11üs ile huzur mahallesi'ne gidebilirsin.

ekonomist degilim ama benim gordugum en kotu senaryo su:
emlak balonunun patlamasi, konut fiyatlarinda ani dususlerin olmasi (olup olmayacagi supheli). insaat sektorunun durgunlasmasiyla (ki su anda pompalandigi icin er gec olacak) turkiye ekonomisinin durgunlasmasi. diger yandan ekonomi durgunlasmis olsa da fiyatlarin masraflarin artmasindan dolayi artmasi.

ha bu boyle olmak zorunda degil. emlak balon degildir patlamaz, sislik yavasca normale doner. ya da ne bileyim turkiyenin ekonomik yapisini degistirirsiniz insaat sektorunun yanina lokomotif olarak teknoloji ve katma deger ureten sektorleri koyarsiniz ekonomi durgunlasmaz vs..

enflasyon aksine azalabilir. işsizlik artar. ikisi aynı anda olursa o zaten yarrağa yan basmanın sözlük anlamı oluyor. kolay kolay olmaz. aklıma gelen en kötü senaryoşu: artan faizle beraber yatırım ve tüketim azalır, kredi talebi de azalır ve inşaat ve otomotiv sektörü çöker, firmalar iflas eder, türkiye çapına yayılmış minik müteahhitler de patlar. işsizlik artar. politik belirsizlik sebebi ile neredeyse bütün yabancı sermaye ülkeyi terk eder,bir de olaylar çıkıphükümet düşerse değme yediğin yarrağın keyfine.

ariston

hotpoint ariston var bende 2 yıl oldu herhalde çok memnunum. linktekine benziyor ama rengi ve özellikleri farklı. 1400 devirde gayet sessiz sayılacak bir şekilde sıkma yapıyor.

www.hepsiburada.com

edit: ben o zaman hepsiburada kampanyasıyla almıştım 1100 tlye gelmişti 100tl de hediye çeki vermişti. direk bendekini bulamadım dijital panel, 9 kg-1400 devir.

edit2: hotpoint düşünürsen bir bayisinin sitesi vardı, oradan buzdolabı almıştık piyasanın 200tl falan altına gelmişti taksitle birlikte. yanlış anlaşılmasın spot falan değil, adam fabrikadan direk sıfır kutusuyla alıp bize yollamıştı. şimdi adını hatırlayamadım sitelerinin de eşime sorar akşama yazarım buraya.

çamaşır makinesinin sol alt köşesinde sigara paketi büyüklüğünde bir kapak var mı? Varsa eğer ne zaman ki sıkmaya geldiğinde bu kapağa yumruğunla vur, bu yöntemin eski arçelik çamaşır makinelerinde çok kullandım, eski bir otel çamaşırhanecesi olarak

www.tebaservisi.com

Bosch tr montaj mı? Garanti süreleri fark ediyor.

bosch - 7 kg'lık olanını aldık geçen sene.
tabi her 5-6 ayda modeller revize oluyor galiba. teknik detay veremiyorum.
tüm beyaz eşyalarımız bosch.

@seferyan: Ben de bu adamları aradım sabah zaten. Onlarda açık açık söylüyor yetkii servis yok, biz kendimiz hizmet veriyoruz diyerek.

aynen teba makinem aynı şekilde bitmişti zamanında. servisi o zaman da yoktu tabii. bir tane arçelik servisi geldi. 300tl masrafı var bunun dedi. 200 tl'ye hurdacıya satıp samsung aldım.

samsung güzel çıktı hiç sıkıntım olmadı.

www.samsung.com

1000 tl civarı bu makina

bunun 8 kg olanı da 200-300 tl daha pahalı.

A+++

ilk faturaysa eğer açma parası depozitoyu fln faturalar yansıtabiliyorlar.

@benaslinda : Yok ilk fatura değil. Sayaç 10 yıldır kullanılıyor.

Bizde anadolu yakasında otururken eve hiç gitmiyoduk sadece buzdolabı çalışıyordu düşünün 100 den aşağı fatura gelmiyordu şuan avrupa yakasındayız yine evde sadece buzdolabı çalışıyor 10 tl geliyor fatura anadolu yakası nasıl ücretlendiriliyor anlamıyorum

sayaç on yıldır kullanılıyor olabilir, siz ne zamandır kullanıyorsunuz ve devir işlemi yaptınız mı? evet ise abonalik mabonelik şeyleri de vardır.

ilk faturanız mı? binanın iskanı yoksa şantiye elektriği kullanıyor olabilirsiniz, o yüzden tarifesi yüksektir. veya mesken yerine işyeri diye kayıtlı olabilir.

@ayhsegul: Biraz evvel yöneticiyle görüştüm. Muhtemelen sizde okuma hatası yapıldı dedi. Faturayı kontrol edicem eve gidince.. Bakalım ne çıkacak..

@kibritsuyu: Konut bize ait. Faturalar da yıllardır ödeniyordu. Önceki zamanlarda ev boş duruyordu sadece.. Yılda 1-2 ay giriyorduk.
Yani öyle bir devir, açma kapama durumu yok. Neyse o şekilde devam ediyor olduğu gibi..

şikayet et

itiraz edin, yanlış okumuş olabilirler.

yalnız itiraz için belli bir süre vardı aklınızda bulunsun.

hangi bölge müdürlüğüne bağlıysanız oraya gidin tabi.

Su an dusunuyorumda, evde 12 yillik camasir makinasi ve buzdolabi var. D sinifi mi C sinifimi ne elektrik harciyorlar. Bu kadar fark ettiriler mi?

Haber: 2 aylık faturaymış..

iyi bir hocadan ; konservatuvar öğrencisi/hocası özel ders almanı. kesin ve net.

bilgisayarina ear master pro indirerek baslayabilirsin. ordaki egzersizler oldukca iyidir. ayrica jimjim'in dedigi gibi iyi bi hocadan ders almak ogrenim suresini kisaltacaktir.

şeytanın avukatlığını yapıcam ama gülme.

bu kış lastiği takma zorunluluğu geldi ya, millet ceza yeme korkusuyla arabaya binmiyor olabilir. önceden 9a 10 kala vardığımız işe bu hafta 8i 10 geçe varır oldukta.

@joe dalton: Ya her fikre açığım. Kış lastiği geyiğine de tamam. Ama hakikatten mucize gibi. Resmen biraz daha yaşanır hale geldi şehir.

Ters istikamet hala kötü. Sabah 6:30'da TEM'de dur kalkla gidiyorduk. İkitelli-Maslak yönü için konuşuyorum.

@arnold : Eşim 1 yıl o istikamette Gayrettepe - Ümraniye yaptı.
O çok rahattı.
Şimdi o taraf mı kötü yani?

Köprüden çıktıktan sonra rahat etmiştir muhtemelen. TEM köprüye kadar kötü oluyor. Hatta geçen akşam 9'da eve dönerken, Avrupa-Anadolu yönündeki trafik neredeyse Tekstilkent'e vuruyordu.

Keşke bu rahatlığı bi rasyonele bağlayabilsek.
Hani desem ki "Şu saat aralığı açılı" diyerek..

O maalesef olmuyor işte. Cuma akşam yağmur yağarken açık trafik bile gördüm İstanbul'da. Mantık aramıyorum artık.

millet yılbaşı tatiline gitmiştir ya ondandır.

benzer bir durum izmir'de başıma geldi. ehliyeti almak için eve giderken radara girdim. :) arabayı tuttular, taksiyle ehliyetimi alıp geldim. sadece radardan ceza yazdılar.

kimliği unutsan neyse de, trafik çevirmesinde ehliyetsiz yakalanırsan sıkıntı yaşarsın. ya mümkünse cüzdanını unuttuğun yerden alacaksın, ya da şansına güveneceksin.

Eğer polis çevirmezse sorun yok zaten.
Daha hayatımda bir kere polis çevirdi.
Bakalım ne olacak bugün..

Ehliyet numaranı biliyorsan teyid edebilirler. Ehliyetsiz araç kullanmaktan ötürü ceza yazarlar.

@cakabo :Ehliyet numarama dair hiçbir fikrim yok.
Tek bildiğim TC kimlik numaram.

cakabo haklı, ehliyet nonu ve kişisel bilgilerini söylediğinde sistemden kontrol ediyorlar. doğruysa taşımadığın için 80-100 tl bir ceza yersin.

aynı şey t.c no ile oluyor mu bilmem, ama olması lazım mantıken.

sitret rahat ol, kurallara uy. ehliyetini unuttuğunu unut :)

@cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam : Mörfi bizim uzaktan akraba..
Hisseder pezevenk..

polis durdurursa ehliyetimi kaybettim ama randevu alamadim sistemden dersin. onlar tc kimlik numarandan ehliyetin olup olmadigini sorguluyorlar.

Cevap veren herkese teşekkürler.
Maslak yolu sonrası bir şekilde karşıya ulaşıp ehliyetimi aldım.
Sorun kalmadı.
Gerçi Maslak'a giderken yolda çevirme vardı, üç buçuktan dört attım yolda giderken..

frameworkler için belli bir donanım sınırlandırması yok, php destekleyen her sunucuda çalışır (symfony.com) . kaldırıp kaldırmaması tamamen yazılan koda ve ziyaretçi sayısına bakar.

kaskonuz varsa ondan faydalanın, zaten zorunlu trafikle bunun bir alakası yok. hem aklınızda bulunsun çift taraflı kaza olsaydı da eğer kaza özel otoparkta gerçekleşmişse trafik sigortası onu da karşılamıyor.

Kaskom var ancak tramere falan girsin istemiyorum. Veya gireceksede tamiri yapacak yerin abartıp beni zor duruma sokmasını istemiyorum.

kasko ve anlaşmalı servisten faydalanmak daha mantıklı.

hasarsızlık indirimini bozmayıp cepten hallediyim diyosan 2 yer tavsiye edebilirim bu yakada. biri bostancı sanayi sitesinde coşgun otomotiv, diğeri maltepe minibüs yolu üzerinde boycan otomotiv.

yine de kaskonun yönlendirmesi en iyisi derim. (1 hafta sonra teslim alırsın)

yok aga düşündüğümden ağırmış, vakumla vs.. olmaz. bunun klasik yöntemlerle (sırasıyla sadece o ilk duyuruda söylediğim bölgeye zımpara, macun, astar, boya) düzeltilmesi lazım.

kapıya pasta cila dışında çok bir işlem uygulatma bence. çok önemli değil o noktasal hasar. "nazar boncuğu" olur :)

kaskodan yaptırıp tramer'e sokma bence. fiyatı şişirirlerse satarken gereksiz diyaloglara sebep olur.

Herkes farklı birşey söylüyor :)
1 hafta da bu arada aşırı uzun bir süre.. Sürekli arabayı kullanıyorum. Nasıl olur bilemedim..

Geçmiş olsun kaskon varsa auto king e git bedavaya yaparlar.(tabi limit içi hasar ise)
Edit:Kaskonda bozulmaz.

Bir arkadaş daha Auto King'i tavsiye etti.. Google'da ararken direk şikayetler çıktı önüme..
www.sikayetvar.com
Hele benim gidebileceğim Maltepe şubesi baya kötü diyorlar.

bende maltepe servisine götürdüm çizik için hiçbir sorun çıkmadı.

Selamlar. Geçmiş olsun. Ben yakın zamanda çizdim aracımı. Ondan araştırma yaptım. Olay şöyle:

1- Autoking konusunda çok yoğun şikayet var. Bence uzak dur.
2- Eğer kasko'dan yaptırırsan her hal ve karda tramer'de kaydı gözükecektir. En azından bolca resim çek. Satarken altında farklı bişi aramasınlar.
3- Kasko'da mini onarım diye bir kloz vardır. Bu madde belli santimin altındaki çizik ve vurukları düzeltmek için kasko hasarsızlık indirimini bozmadan düzeltme yapmanı sağlar. Şartlar ve yaptırılacak yerler sigorta firmasından sigorta firmasına değişiklik gösterir. Senin gösterdiğin yerlerin o şartlara dahil olacağını sanmasam da önce kaskonu ac oku sonra da belirtilen yerlerden birine göster derim.

@twelfth: Peki rastgele bi kaportacıya götürüp yaptırsam ne olur?
Kasko falan araya girer mi?

twelfth e sormuşsun ama rastgele bir kaportacıya gitsen kasko araya girmez haberi bile olmaz.
Tramer kayıtlarında görünmez ama boya kontrolünde orasının boyalı olduğu belli olur.

@basond: Ben zaten aracı ikinci el aldım. Bende önce çizik vardı yoktu dert değil. Gerçi satarken de söylerim hiç problem etmem.
Tek derdim kaliteli işçilik olsun temiz dursun.

geçmiş olsun. aracın beyaz olduğu için muhtemelen opaktır. dolayısıyla 100% düzgün yapamasalar bile renk farkı çok belli olmaz.

eğer göçme olan yerlerde boya zedelenmemişse, iyi bir kaportacı farklı yöntemlerle (vakum vs..) boyaya gerek kalmadan ezikleri düzeltebilir. bu durumda çizik için boya yaptırma. bırak öyle kalsın.

yok eğer boyanması da gerekliyse, ezikler düzeltildikten sonra çamurluğun şişkin tarafından aşağıya doğru olacak şekilde yarım parça lokal boya atılması lazım. tüm çamurluğun kazınıp boyanmasından iyidir. dediğim gibi de renk farkı çok belli olmayacaktır.

auto king şubeler bazında çok değişik performans gösterebiliyor. yalnız genelde pek az şubesi hakkaten düzgün iş yapıyor, aklında olsun. araştırıp git. 200 - 500 tl arası bir fiyat olmalı.

satarken sorun yaşamamak için de bolca fotoğraf çekersen iyi olabilir.

@carliston : Peki tavsiye verebilir misin götürülecek usta için?
Ümraniye'ye yeni taşındım ve buraları hiç bilmiyorum. Bir şekilde yaptırmam lazım. Çirkin duruyor.

malesef işini düzgün yaptığını bildiğim, kefil olabileceğim bir kaporta ustası tanımıyorum. iyi ustaların maslak - atatürk sanayisinde olduğunu söyleyebilirim ama.

gösterdiğinde doğrudan "bunu çekiçler hemen düzeltiriz abi" demeyen, vakumdan falan anlayan birilerini bulmak lazım. çekiç - macun, hiç bir şeyle düzeltemiyorlarsa en son yapılacak iş.

Ben en iyisi yetkilis ervise götüreyim bi sorayım.
Orada bi fikir versinler..

Valla bende yakıt tasarrufu için boşa alıyorum çok bekleyeceksem. Usta tavsiye etmişti.

Yani İstanbul içi trafikte, her durduğumda alyıorum nerdeyse..
5 saniye de oluyor 2 dakika da..

59 kurus mu? vay anam!

bosa almanin zarari olmaz da nasil bir sistemi var o aletin?

Tork konvertorlü otomatik şanzımanlı araçlarda bunu yapmak bir zarar meydana getirmez. Aveo'da da bildiğim kadarıyla bu tip bir şanzıman var. Hatta durmaya yakın N konumuna alırsan araç son metrelerde daha kolayca duracaktır. Işıklarda beklerken de ilerlemeye çalışmayacağı için titremeyecek, zorlanmadan duracaktır. Sadece aklında olması gereken, tekrar D konumuna aldıktan hemen sonra vites değişimi gerçekleşene kadar gaz vermemek ve ilk kalkışta da gaz pedalını yapıştırıp kalkmamak. Ötesinde sorun olmaz.

bir yerde boş değilde P'ye almak gerektiğini okumuştum.

tork konvertörlü tam otomatik araçlar gaza basmasanda sürekli bir gitme arzusu içinde olurlar :)

frene bassan da şanzımanda ve motorda sürekli hazırda duran bir gitme yükü olur.

boşa alman yakıt açısından faydalı, ama yanlış hatırlamıyorsam uzun süre boşta çalışması şanzıman yağlaması ile ilgili bir problem yapıyordu.

umarım o konuyu bilen biri çıkar.

@carliston: Durmaya yakın boşa almayı deneyecem.
Diğer arkadaşlar için ise, 59 kuruş konusu her gece yatarken beynimi kurcalıyor.
Araç otomatik ve ucuz diye aldım. 2 depo doldurup 600 km gidebiliyorum.
Nasıl azaltırım bir bilsem.. (LPG'de takamıyorum kapalı otopark yüzünden)

@quaker

eğer sürekli olarak yoğun şehir içinde kullanıyorsan ve yokuş, kısa mesafe vs.. gibi etkiler de varsa çok sürpriz değil aslında o rakam. 45 lt benzinle 250 km giden otomatik civic sahibi arkadaşım var.

@cokilgincvesesgetirecekbirnickarayanadam

Motor çalıştığı sürece bu tip şanzımanlarda yağlanmanın kesildiği bir an olmaz. Şanzımanda vites seçilmiş olsun olmasın, tork konvertörünün motordan aldığı hareket kesilmeyeceği için yağlama da kesilmez. Normal kullanım şartlarında sıcaklık da çok sorun olmayacağı için genelde bu işlem sorunsuzdur denilebilir.

Yalnız hareket halinde ve yüksek süratlerde N konumuna alındıktan sonra yeniden D konumu seçilirse, her dişlinin/dişli grubunun özel kavramalarında aşınma söz konusu olabilir.

@carliston: Her benzin alacağım zaman ortalama hızıma bakıyorum.. O depoyu genelde 18-20 km hızla harcadığımı görüyorum.
Tamam bir depo 2 hafta gidiyor belki az kullandığım için.
Ama hakikatten de 200 tl ile 350 km gitmek saçmalık geliyor.
Yapabileceğim birşey yok mudur?

eğer genelde motor normal sıcaklığına gelebilecek kadar ısınamadan gideceğin yere varıyorsan ve/veya sürekli yoğun ve/veya yokuşlu trafikte kullanıyorsan yapabileceğin çok da bir şey yok aslında. benim şu sıralar civic'le ancak 80 kuruş/km yapabilen arkadaşım otomobilini kağıthane - ortaköy arasında kullanıyor.

aracın düzgün bakımlı olduğunu varsayıyorum bu arada. yoksa kirli hava filtresi, gereğinden az hava basılmış lastikler, normalde de sıkı tutan fren balataları vs.. işin içindeyse önce bunları düzeltmek gerekir.

sürüş stilinde de sürekli gaz+fren yapmaktan kaçınarak, yokuş aşağı gaza basmayarak, ileride durman gerektiği belliyken (kırmızı ışık, trafik vs..) gaza basmaya devam etmeyerek, normalde de mümkün olduğunca sabit hızlarda giderek yani herkesin bildiği klasik ekonomik sürüş davranışlarından başka yapabileceğin bir şey yok.

lpg de çok uzun vadede yatırımını geri kazanabildiğin bir uygulama. ancak ne kadar gelişirse gelişsin, astarının yüzünden pahalı geldiği çok değişik durumlar olabiliyor.

eğer biraz dikkatli gider, fren mesafemin uzadığına ve virajlarda yol tutuşumun azaldığına bundan sonra dikkat ederim dersen lastik havalarını limitler dahilinde biraz arttırabilirsin.

@carliston: Açıkçası şehir içine girmeye daha başlamadan evvel mutlaka bir 15 km yol yapıyorum. (Ümraniye-Şişli arası)
Ama diyelim ki bu yolda ortama 8-9 litre harcıyorum.
Şehir içine girip 25-30 dk araç kullanınca cart diye 10-11 litrelere geliyor değer..
Bundan sonrada yeni depo doldurana kadar düşüremiyorum ortalamayı..

Ödemezsen bir şey olmaz ama o borç kalıyor silinmiyor. Mesela bir daha isparka koyarsan o parayı da isteyecek, vermezsen adamın manyaklık seviyesine göre arabanı koydurmayabilir.

@ekaterina: Rahmetli babam 2 yıldır hiç ödememişti. Sürekli de bırakırdı. Kimse zorluk çıkartmamıştı.
Mahkeme kararı gelince iyice kafam karıştı benim..

ispark bildiğin devlet destekli değnekci hocam, ben yıllar içinde birkaç kez bizzat şahit oldum bir sebepten adamla hoş konuşmadığında kafasına göre ceza yazan bile oldu, park etmediğin yere park etti diye yazıp hukuksal olarak haklı olduğunu idda edebiliyorlar

@ssyumusakg: Okuduğum kadarıyla ceza diye bir yetkileri yok. Sadece park ücreti kesip onu tahsil etmekle uğraşıyorlar. Başka duyurularda bankalarda vs. bu tarz bir ceza tahsili olmadığından bahsetmişler.
Gerçi ha ceza ha ücret tahsili.. Aynı şey.

aslında normalde dinde bu konuda serbesttin. yani bir bağlayıcılık veya zorlayıcılık yok.
ben yazacaklarımı türk kültürüne göre verceğim;
bizde de herkeste de olur bu durumlar.
ama mesela cenazenin "ilk bayramı" diye bir kavram vardır. size taziye vermeye gelenler, önümüzdeki ilk bayramda yine geleceklerdir.
şimdi uzun uzadıya bir çok şey yazarım ama kısaca özet geçeyim, bence kurban bayramından sonra erteleseniz daha hayırlı, daha az sorunlu olur.

ben olsam iptal ederdim.

hocam ille de düğün mü yapmanız lazım şöyle açık hava güzel bir organizasyon yemekler nikah bilmemne yapın ciddiyetinizi koruyarak bir de konuşma yaparsınız babanızın anısına gayet güzel olur düğün neymiş

@etna : Teşekkürler.
Ama din konusuyla alakalı bir durumumuz yok.
Tamamen bu algı dışında bakıyorum konuya..

başınız sağolsun.

düğün hazırlıkları yapıldı, davetiyeler dağıtıldı, her şey planlandı mı? eğer öyleyse düğünü yapmanız daha doğru olacaktır kanaatındayım.

ayrıca arada 50 günlük bir fark var. neredeyse iki ay. kalanların, hayatını yavaş yavaş normale döndürmesi için yeterli bir aralık değil mi bu?

Kısmet bu işler; ben olsam babamın bu kadar istek duyduğu ve emek verdiği bir şeyi iptal etmezdim. Acınız elbette çok taze ama 50 gün kabul edilebilir bir süre bence. Babanız sizin mutluluğunuzla mutlu olacaktı. Elbette onun varlığındaki gibi coşarak taşarak eğlenemeyebilirsiniz ama mümkün olduğunca hayatınıza kaldığı yerden devam etmeniz gerekecek. Şimdi erteleseniz 2 ay sonra içinize sinecek mi? 3 ay-5 ay sonra? Bence bunlar arasında farkeden bir durum yok. Başınız sağolsun, allah sabır versin. Hayırlı evlilikler dilerim.

nikah ve ardından aile büyükleriyle şık bi yemek yerseniz, oynamalı hoplamalı gülmeli olmadıktan sonra gayet güzel olur bence, herkesin de içine siner.

basiniz sagolsun.

alternatif olarak dugunu erteleyebilirsiniz ama ne kadar erteleyeceksiniz? ertelediginiz sure gectiginde iciniz gene rahat olmayabilir. biraz daha mutevazi, oyle cosmanin kopmanin olmadigi bir dugun yapilabilir, 2 ay gecmis olacak uzerinden.

@dahinnotha: Evet, hatta davetiyeler dahi basılmıştı 2 ay evvelden.. Kaparolar verilmiş, tüm düzen kurulmuştu. Kendi takımını bile almıştı babam..
@pandispanya: Söylediğiniz şeylerin çoğuna katılıyorum. Ama özellikle "3-5 ay geçse içinize sinecek mi" kısmı en çok anlatıyor derdimi.
Ben bundan 10 sene sonra kendi çocuğumun sünnetini yaparken de babamın yokluğu yüzünden ağlayacağım. Bana geçen zaman huzur vermeyecek ki.. Doğru söylüyorsunuz.

Sen o akşam baban için eğleneceksin.
Baban hatrına eğlendiğini düşünürsen sahte gelmez.
Ölenin ardından 2-3 sene geçince çok güzel eğleniyor insanlar ama 50 gün geçmizse eğlenmek saçma geliyor ölenle ölünmez.Çık göbek at demiyorum ama buradan cahil halkımıza sesleniyorum normal soluklu bir düğün yapılır geçilir.

Siz ve eşiniz içinizden geçeni yapın. Din, kültür ve söylentiler? Sizin içinize sinmeyecekse ne anlamı var yahu? Önemli olan sizin gönül rahatlığınız.

Bence eşinizle birlikte ne isterseniz öyle yapın.

Mutluluklar dilerim.

dini veya örfi sakıncası yok.

bizzat babanız istemiş, adamın en büyük hayaliymiş.

size gidin deliler gibi eğlenin demek yanlış olur ama eğlenin normale göre biraz daha ağırbaşlı bir düğün olsun.

üstelik böyle bir düğün böyle bir acı döneminde tamda ihtiyacınız olan şey olabilir aileniz için. yeni bir acıyı bastıran yeni bir mutluluk vesilesi olarak görün.

eğer babanız müslümansa bir yasin birde fatiha okursunuz hatta, tam olur

Aslına bakarsanız benim düşüncem, böyle büyük bir acı sonrası tüm sevdiklerimizle böyle bir ortamda yüzümüzün gülmesi hepimize iyi gelebilir gibi..
O da eğlenmeyi, dans etmeyi, içmeyi çok severdi.
Onu anmak için en güzel şey olacak gibi geliyor bazen düşününce..

İslamda yas yoktur zaten benim bildiğim.
Yazdığınız verilere bakarak bence de düğünün yapılması gayet makul görünüyor. Babanız nasıl olmasını isterdi ise öyle yapın, hayattaymış gibi.

Din konusunu olaya müdahil etmeme sebebim, bu olayda bir evlat olarak hissiyatımın nasıl olacağını bilmememdir..
Dine bakarsak, mutlaka bir yol vardır. Yapılır, yapılmaz, eğlenilmez, yemek olur eğlence olmaz vb.
Ama ben nasıl hissetmem gerekiyor onu bilemiyorum.
Mutlu olmak ona ihanet mi?
O yokken gülmek doğru mu?
Bu psikolojidir beni zorlayan.
O üzülmemi istemezdi ki..

Evet, hayatımızda sevdiğimiz insanları kaybettikten sonra, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak; her güzel anımızda onlar yanımızda olmadığı için içimiz burkulacak, haklısınız. Ama bu hepimizin başına ya geldi ya da gelecek. Ancak hayat burada kalanlar için devam ediyor, devam etmeli. Siz allah korusun çocuğunuzun düğününden 2 ay önce ölseniz, onun bu sebeple düğününden vazgeçmesini mi isterdiniz, yoksa sevdiği insanla mutlu bir hayata mutlu bir başlangıç yapabilmesini mi? Ben ikincisini isterdim. Elbette henüz taze olduğu için amaaaan sabahlar olmasın diye eğlenemeyeceksiniz ama mümkün olan maksimum mutluk neyse onu yapabiliyor olmalısınız. Aileniz de birbirine daha çok kenetlenecek, diğer bireyler de araya karışan bir mutlulukla belki rahat bir nefes alabilecektir, buna vesile olabilirsiniz.

öncelikle başın sağolsun fakat baban çok istiyorsa onun anısına eğlenir gülerdim senin yerinde olsam, yukarıdan izliyor vs diyerek palavra sıkmıyacam fakat anısı için gülüp eğlenmen lazım hem nereye kadar erteleyeceksin 1 yıl sonra canın yine acıyor olacak dostum ha millet ayıplar dersen 40 ı çıkıncaydı galiba millet yadırgamıyordu.

aydın veya denizlideysen 50 liram ile geleyim düğününe :)

demeyi unutmuşum mutluluklar dilerim.

usta "baban çok isterdi oynamanı kalk oyna eğlen" mantığında düşünemiyorum maalesef. en azından içerisinde fidayda-oyun havaları falan filan olmayan slow şarkılarla geçiştirilebilecek bir düğün yapabilirseniz bu en uygunu olur bence.

Benzer bir durum iş arkadaşımın başına geldi.
Babasına tapardı bu kız. O derece. Babası da tanınmış bir simaydı ve düğüne kadar olan süre yas ile geçti. Ardından düğün olduğundan hepimiz hiç bir şey olmamış gibi düğüne başladık. Danslar, karşılama derken sıra Nikah'a geldi.
Belediye Başkanı, şahitler, sırayla kızın babasını andılar. En sonra kıza mikrofonu uzattılar. Kız çok güzel bir konuşma yaptı ki salondaki herkes ağlamaklı oldu. Harbi zor bir durum. Herkes alkışladı. Kızda ağladı ama çok sakin ve kontrollüydü. (ayaklarının titrediğini biliyorum) Ama oldukça olgun laflar etti. Herkese neden orada olduğunu ve babasını ne kadar özlediğini öyle olgun bir şekilde anlattı ki gelen konuklarda "aman şuna bak, düğün yapıyor babasının ardından,..." gibi konuşmalar olmadı. Herkes gayet herşeyin farkındaydı. Olması gereken de buydu zaten...
Ardında nikah teferruatları yapılırken yüzünden gülümsemeyi eksik etmedi. Ufak esprileri yaptılar damat ile. Bu sefer hüzün havası dağıldı.
Düğünde de gelin ve damat tüm konuklarla teker teker ilgilendi.
Hepimiz güzel hatırlıyoruz o günü...
Darısı başınıza inşallah...

öncelikle başın sağolsun.
üçüncü sıradaki "ssyumusakg"nin yorumuna katılıyorum.

"eğlence"nin niteliği önemli. düğün günü yas havasında geçmemeli tabii ki de, ne bileyim tutup şampanya patlayım "hihoha evleniyoruk ulen" demeyeceğinize inanıyorum. bence çok dert etme. ciddiyet ve dozunda neşe hem şık olur, hem vicdanınızı yormaz.
tekrar başınız sağolsun.

başın sağolsun.başka bir zamana erteleyebilirsin belki.

Öncelikle başın sağ olsun.

Ben babanın anısına bir konuşma yapmanın seni de düğünde rahatlatacağına, ona selam gönderdiğin için mutlu olacağına inanıyorum. Düğünden önce babanı ziyaret edebilirsen, özür de dilersin, kendisini orda hissedeceğini de iletmek istersin belki.

Tören muhtemelen buruk geçecek. Annen, kardeşin, sen bu yokluğu bastırmaya çalışacaksınız ve babanın sevenleri. Belki düğün formatını değiştirirsiniz, size kalmış.

Mutluluklar diliyorum.

başın sağolsun. en güzel öneri @ssyumusakg 'den gelmiş.

başın sağolsun kardeşim. bana ssyumusakg nin söylediği mantıklı geldi. sakin bi kokteyl falan olabilir.

başınız sağolsun. bazı insanlar düğünü bir yıl sonra bile yapabiliyorlar. erteleseniz nasıl olur? nikah sonrası kokteyl ile geçiştirebilirsiniz.

Çoğu kişi nikah olayı için yapıyoruz şeklinde algılamış ama durum farklı; nikahı zaten babam vefat etmeden önce beraber yapmıştık.
Düğünü ertelemiştik.
Bu zaten geç yapılan bir düğün..

Oncelıkle basınız saolsun, aynı acıyı yasayan bırısı olarak sızı gayet ıyı anlıyorum. Benım sıze dostane tavsıyem, dugunu ertelemeyın. Sonucta gobek atıp oynayacak halınız yok. Sızın dısınızda aılenızın dıger fertlerı, basta annenız olmak uzere, 1 nebze olsun sızın mutlutlugunuzla sevınıp, uzuntulerı bıraz olsun hafıfleyecektır. Mutluluklar dılerım, hakkınızda hayırlısı olsun..

Yine ben. Olmayacak. Sinpaş'tan en yakın durak Dudullu olacak. Yaklaşık 1.8-2 Km arası. 5'dk da bir minibüs geçer Dudullu'ya. Ve 5 Dk'ya varır. Yürümek isterseniz de 18-20'dk ya varırsınız.

Araçtaki yakıtı karıştırmak iyi değil diyorlar..
Ne kadar benzin kalınca gideyim peki Shell'e?

bu kadar hassas aletler değil onlar. rahat ol kasma bu kadar. shell iyidir, petrol ofisi iyidir.

tek dikkat etmen gereken, arabanın benzin ışığını yakmamaya çalışmak olsun. yakınca sorun olmuyor tabi de, biraz fazla kullanınca o halde, depodaki tortular gidiyor motora, o sıkıntı.

onun dışında, RAADOL biraz.

@repentance: İnanmazsın, hakikatten arabayı kafaya bile takmadım.. Aldığım gün "Oh be ayağımız yerden esildi" sevinci dışında birşey de demedim.. İşimizi görecek nasıl olsa diyerek..
Ama durup dururken bu kadar sallanması çok göze batıyor. Arabaya binenler bunu söylüyor ayrıca, ben de değil. (Hayırlı olsun demek için geldi bi kaç kişi, tur atarken "abi neden böyle bu" diye onlar sordu ilk olarak)

o sarsma dediğiniz şey rölanti sorununa benziyor. sanmıyorum ki yakıtla ilgili olsun, aracı satın alırken yetkili servisine götürüp baktırmadınız mı?

Soktuk. Arabada hiçbir problem yok. Rölanti sorunu da yok dediler..

Pis benzinden olmuştur. Shell'den şaşmayın. Çok fazla benzin istasyonu değiştirmeyin. Çok sıkıntı olmaz. Hayırlı olsun :)

ABİ BIRAKIN NE SHELL İ YA...


Kapital dünyanın yalanları. Şunu merak ettim Türk petrol yok ki sen türkiye petrollerinden fln almış olmayasın.

Bütün benzinler botaştan geliyor. :D konu hangi firma içine katkı maddesi adı altında karıştırılmaması gereken zararlı sıvılar katıyor . konu bu özellikle PO dan kaçılmalı OPET VE BP AYTEMİZ DE azeri ama ne kadr iyi bilmiyorum...

@netadam : Evet Türkiye petrol..
@hicunutmam: Bakalım artık opet veya shell.. Depoyu iyice azalttıktan sonra gidicem birinden birine..

ford fiesta 2011-2012 bakın bence.

Sahibinden'de hemen baktım, en yenisi 86bin km'de..

yaris, fiesta?

www.eksiduyuru.com

Yarisleri inceliyorum şu an ama, onlarında fiyatlar limit üstünde gibi..

o paraya dizel tam otomatik bulamazsın. yarı otomatik şanzımanlarda başını ağrıtır. Al bi civic otomatik + LPG sorunsuzca kullanırsın.

@bmw de onnumara yag yakan adam: Aracı kapalı otoparkta tutmam gerekiyor.. LPG şansım yok..

polo olma mı? www.sahibinden.com

@10032007: hasar kaydı olan araçların olayını tam anlamıyorum.. Zarar mı ettirir ne yapar bilemedim..

Fiyat nedir? Eğer çok cazip değilse alınmaz. 2.eli yok. Beklediğinden çok yakar. Bir de otomatik ise -ki otomatiktir- daha fazla üzer seni. Para bağlaya değmez.

sana bilgi vereyim

Arabayı gösterdin servise beğendin diyelim sonrasında tramer kaydına bak plakadan araçta kaskodan kayıtlı hasar varmı onu gösterir. Diyelimki kazalı ama kaskodan yaptırmadı onu gösterdiğin usta bilir ancak.

Araban ne marka ise onuns ervisine git kayıtlarına bak en son kaçbin bakımına girmiş buna göre km sıfırlanmışmı onu görürsün.

Herşey tamamsa notere gidiceksin nüfus cüzdanın ile sonra orada bakıyorlar zaten arabanın vergi borcu yada sigorta borcu varmı eğer varsa zaten satış yapılamıyor. Ha yoksa orada 100 tl notere veriyorsun araba senin üzerine oluyor ve sana geçici ruhsat veriyor o anda seninde parayı vermen gerekiyor.

Ha sana büyük tavsiye git ispark borcuna bak OGS borcuna bak plakadan. İnternette var.

Edit: Tramer kaydı için plakayı yaz 5664 e gönder mesaj olarak telefondan tramer kaydı çıkar şu kadar km de şu kadarlık şu kadar kazası vardır yazar.

Tramer kaydı meselesi için mesaj gönderdim ama daha cevap gelmedi..
OGS ve ISPARK için bakabileceğim biryer arıyorum şimdi..

borcsorgula.ispark.com.tr
ispark sorgular

uygulama.kgm.gov.tr

OGS sorgular

tramer sorgular
www.otokontrol5664.com

Çok teşekkürler basond..
ISPARK ve OGS'de borç gözükmüyor..
Hattım kapalıymış ücretli hizmetlere, başka birinden telefon alıp bakıcam hemen tramer için..

Tramer'i de kontrol ettim.. 2003 sonrası kayıtlara giren bir hasar bulunmuyormuş.. Ama şasi no'su ile de kontrol edilmesini tavsiye etti sms hehe..

pazarlığı en sona bırak.servis kontrolü sonrası illa ki aracın eksiklikleri çıkacaktır.Örneğin triger kayışı zamanı gelmesine rağmen değiştirilmemiştir.bu ve vb şeyleri fiyattan düşersin pazarlıkta.

bir sigortacidan rica et şaşe no dan baksın. plakası değişti ise bazen eski plakadaki hasar çıkmayabiliyor.
ayrıca km orijinal olup olmadığını kontrol etmek için muayene kağıtlarını iste ordaki rakamları kontrol et.

@fikox: Araç 19bin km'de.. 15bin km'de yetkili esrviste kontrolü yapılmış.. Araç başında konuştuktan bir gün sorna pazarlık yapmak biraz ters hareket olur gibi geldi.. (Pazar günü arabayı görmeye gidicem.. Pazartesi servise göstericem)
@battal gemalmaz: tanıdık sigortacı yok maalesef.. Araç zaten nisan 2012 trafik çıkışlı..

her gün o kadar kilometre yapıcaksan mutlaka dizel al.

honda city iyi güzel de motoru nedir, ne kadar fiyatı, vuruğu kırığı var mı, sırf arkadaşımdan diye alacaksın arabayı herhalde?

Çok yakar açıkcası City benzin+otomatik ile. Fiyatı neymiş? Senin düşündüğün fiyat ne?

Çok pardon hiç fiyat belirtmemişim.. Honda city için arkadaş 25bin istedi.. Benim bütçem max 35bin..

honda iyi arabadır. ama 2007 city için 25 fazla bence.

edit: otomatik corsa bakma pişman olursun. ama jazz bakabilirsin. sınıfında en az yakan otomatik odur.

Mutlaka otomatik olmak zorunda değilse yeni kasa 2011 civarı Fiesta alırdım senın yerınde olsam. Az yakar. 40 kilometreyi City ile 20 liraya gidersin. Fiesta ile 9-10 liraya.
Eğer otomatik diyorsan Corsa Dizellere bak yeni kasa. Şık onlar da.

Mutlaka otomatik almam gerekiyor. Düz kullanmayı unutalı yıllar oldu, ayrıca nişanlımda araba kullanmak istiyor ve otomatik dışında kullanamayacak.
35 max için otomatik dizel nereye yönlenebilirim hakikatten bulamadım..
Hyundai accent mi olsa diyorum..

35 bin lira bütçen varsa bence fiesta düşün. dizel, az yakar güzel kaçar.

city geberik bir araba.

35 bin lira verip Hyundai felan sakın düşünme. İllahi otomatik olacak diyorsan direk Jazz al. Otomatikte bir numaradır. Sıkıntı çıkarmaz. Benzinli olmasına rağmen LPG'li gibi yakar. Doluluk olarak Civic gibidir. Kullanım konforu üst düzeydedir. 2. eli sağlamdır eğer temiz ise. Park sorunu pek olmaz.

@hicunutmam : Jazz bulamıyorum.. Düşük km'de arıyorum biraz daha temiz olsun diye ama hiç yok..

Bu arada, Jazz'ın otomatik vitesi için bir sorun var diyorlardı.. Belli bi yıldan önce üretilenleri sorunlu falan diye.. Neydi o durum?

otomatik jazz için 2008 ve sonrasına bak derim. çok kilometre olması fazla sorun teşkil etmez jazz için ama tabii ki abartmış da olmasınlar, yılına göre değişir gerçi. yetkili servisten alırsan biraz daha fazla verirsin ama en azından emin bir şekilde alırsın. honda yetkili servisler bu işi iyi yapıyor. honda'lar artık 6 yıl garantili olduğu için garanti süresi dolmamış da rahatlıkla bulabilirsin.

jazz'ın yarı otomatik olan i-shift modeli için sorun var diyolardır ama aslında sorun değil de tam otomatik cvt vitese göre konfor yönünden biraz eksiği olsa da yakıt yönünden avantajı vardır. i-shiftli model jazz kullanıyorum hakkaten salak bi vites, karar veremiyo vites atsam mı atmasam mı diye, vuruntu sarsıntı oluyor biraz vites geçişlerinde ama alışınca geçiyo.

Şöyle birşey buldum mesela : www.sahibinden.com

Ne dersiniz buna?

evet, bence buraya geldiğinde olaylar yine baştan başlayacak.

amacı tahrik, çünkü çok fazla kibir ve narsizm söz konusu.
kendi seçmeninin (özellikle cahil kısmının) bu sert duruşundan dolayı yanında olduğunu biliyor.
o yüzden yumuşamak istemiyor ve asla geri adım atmıyor.

muhtemelen ordu müdahale etsin diye kaşıyıp duruyor ki işler istediği yöne doğru gitsin.
ama işin komiği kendisi ortada ordu bırakmadığı için müdahale etmek isteseler de edemeyecekler.
yani etsinler keşke anlamında demiyorum.
durum hakkında yorum yapıyorum sadece.

kendinden olmayanları temizlemek istiyor adam, özet bu.

@blatta hiberna : Kendinden olmayanları temizleme üzerinden bakarsan gerçekten mantıklı.. Ne kadar kaşırsa o kadar sokağa dökülecekler, döküldükçede üstlerine binecek..

sanırım bizim tarafımızın hata yapmasını sağlamaya çalışıyor.. bunu bekliyor..

ve işin komik yanı, bu sefer abdullah gül ve bülent arınç gibilerin ona hak vermediğini, ama arkasını toplamaya çalışırken, bir türlü işi yoluna sokamadıklarını düşünüyorum.

çünkü hem kendi aralarında organize görünmeliler, hem direk olarak başbakana karşı çıkmamalılar, hem de ortamı sakinleştirmeliler.

döndüğünde kesinlikle yine kızıştıracak ortalığı.
ben öyle düşünüyorum.


edit:

yani ben hayatımda akp'ye hiç oy vermedim, ama açıkçası şimdi bakınca abdullah gül'ün yüzünden üzülüyor olduğunu ve durumdan etkilendiğini anlıyorum.
ya da bana öyle geliyor.

çünkü başbakan kişisel karar veriyor.
yüzde 50'yi zor tutuyormuş.
o yüzde 50'nin (her zaman dediğim gibi) sadece yüzde 83'ün yarısı olan, yani toplamın yüzde 42'si olduğunu unutuyor.
oy kullanmamış olan kesim çok büyük.

üstelik o yüzde 42'nin de nasıl yüzde 42 olduğunu tartışırım.
huzur evinden oy toplamakla olmuyor o iş.
ha, tabii ki aslında azıcıklar demiyorum.
yani bu dediğimin etkisi olsun olsun yüzde 5 olsun.

bunun yanı sıra, mhp böyle bir şey dese korkarsın, adamlar ülkücü, ülkü ocaklarını üstüne salar falan, yani bir nebze tehdit oluşturur.

ama akp seçmeninin "çoğu" zaten belli bir yaş üstü, evli barklı, eğitimsiz, çoluklu çocuklu, sadece dayılanmayı bilen insanlar.
elbette yandaşı vardır, biz nasıl genciyle yaşlısıyla sokağa döküldüysek, onlar da dökülür sonuçta.
ama işin büyük kısmı blöften ve topluluğu paniğe sürüklemekten ibaret bana göre.

o sokağa çıkacak olan ak gençlik de zaten sokakta bu arada.
tophane civarında bıçak çekip çekip höt dedin mi kaçıyorlar bu olaylar sırasında.

üstelik bu süreçte kimsenin fikir değiştirip "akp'ye oy vereceğim" dediğini sanmıyorum.
aksine, kendi tabanından da kayıp verdi.
ha, yüzde 5 vermiştir, yüzde 10 vermiştir.
yani seçim olsa yine kazanır, ama sonuçta bu süreç kazandırmadı, kaybediyor.

olayların ekonomiye olan etkisi aynı hızla devam ederse, daha fazla insanın rahatsız olmaya başlayacağını ve krizi idare edemedikleri için olayın kopabileceğini düşünüyorum.

o zaman gemiden atlamaya başlayanlar olacaktır.

Tamam da herşey açık açık halkı sokağa dökmeye itecek şekilde ilerliyor. İnsanlar bu akşam böyle kesin bir konuşma karşısında yerinde durmaz ki. İyice korkutuyor beni bu durum..

nasıl ki cumhuriyet mitinglerinden sonra akp nin oyu tavan yaptı, gene aynı durumun olacağını planlıyor olabilir.

1- Gençleri tahrik et
2- Dezenformasyon yap
3- Cahil halın oylarını topla
4- ?????
5- PROFIT

başbakan bu halkı abd ve diğer ismini tam bilmediğim dış mihrakların da katkıları ile bence iyi çözmüş .. onları sinirlendirdikçe hata yapacaklarını ve haksız duruma düşeceklerini biliyor . haksız derken türkiyenin cahil kesimi ve yönlendirme medya düzeyinde . ben başbakan olsam bugünde taksime polisi gaz bombaları ile sokardım .heee doğru mu insani olarak değil fakat maalesef siyaseten doğru ..o direnişçilerin şu anda gerçekten neye direndikleri belli değil artık ..

halk eylemi deniyor da halkın çok büyük kısmının olan bitenden zerre haberi yok. o yüzden yarın olsa olsa siyasi bağlantılı yerler tarafından devam ettirilir gibi.

Halkın çok büyük kısmının haberi olmadığı doğru, internet kullanmayan ebeveynlerimiz halen sağlıklılar çok şükür.

Fakat 40 yaş altı hemen herkes durumun farkında.

Lütfen şu milleti koyun sınıfından çıkarın artık.

@i am so so serious : Hak veriyorum. Sokakta insanlar "eyleme gidiyoruz" diye konuşuyordu iş dönüşü.. Birşeyler değişiyor sanırım..

benim cevremde de katilma istegi yuksek. normalde pek aktif olmayan insanlar da sokaga dokuluyor benim gordugum kadariyla.

android'in kendisi için: en.wikipedia.org

ama telefonlar için farklı güncellemeler de gelir.

2015 sonu olması lazım

2015 deniyor ama istanbul'da hangi projenin zamanında bittiğini gördün? bence en erken 2018.

bizde tamamen aynı cihazdan var,ps3 ve blurayde şölen oluyor. tavsiye ederim ancak fiyat konusunda tekrar düşer mi bilmiyorum

Bende hiç emin olamıyorum. Hemen alalım da diyorum bir an, bir anda "yahu yaza kadar düşer bu" diyorum..

46'sını alacağım ben de bekliyorum fiyat düşsün diye. aceleniz yoksa bekleyin derim zira f serisi çıktığı için türkiye piyasasına geldiğinde düşecek bunların fiyatları.

2 aya fiyatı dusmezse parmagımı keserim

@Söyük: Şu an 3999 teknosada.. Daha ne kadar düşer diye düşünüyorum, hadi olsun 3700?
İyice gitti kafam ya..

alma birader eve girmeden 1 hafta önce al elektronigi artmaz düşer..
ha bu arada neden samsung?panasonic gibi muhtesem bir alet varken.

bekle dostum. dusme ihtimal dahilinde. dusmese bile artmayacagi icin bir kaybin olmayacak. ayrica iyi secim panasonic falan dusunme.

gammaz yetkisi gibi bu da her yazarda bulunmayan türden bir şey olabilir.

@zgrydn: Gammazlıkta var 8-9 yıldır..
Anlamadım hakkatten..

Gammaz harici kanalcı diye bir yetki verilmesi gerekiyor. İkisi ayrı şeyler:

eksisozluk.com

Samsung'u önermiyor arkadaşlarım. LG diyorlar hep...

Sağlam bir sebep var mı önermemeleri için? Ben herkesten Samsung en iyisi şeklinde duyum aldım.. ( Kendimde inceledim, görüntüsü inanılmazdı..)

tam bilmiyorum bahsettiğin hareket sensörlü belki diğerlerinden çok çok iyidir. lg alan arkadaşlarım samsng 3d tv ile aynı hizada olman gerektiğini yerin değişse 3d'sinden verim alamadıklarını söylüyorlardı. fakat bahsettiğin hareket sensörlü bunları aşmış olabilir.

evet ikisi arasında görüntü açısından fark olucak.

ilki 800 hz, ikincisi 200.

eğer bulabilirseniz bence samsung un 8000 serisinden, daha küçük bir televizyon alın. daha iyi ama daha küçük bir tv aynı fiyata gelicektir.

@king lizard: İzleme mesafesi 3-8 metre arasında değişecek.. O nedenle daha küçüğü iş görür mü emin olamıyorum..

ikisi arasında baya fark var.sadece hareket sansörü sesli komut veya kamerası olması fark etmiyor.açık ara görüntü kalitesi vardır.bu aralar aldın aldın yeni seriler çıktı fiyatlar taban yaptı.stoklar azalmaya başladı.tabi alırken orjinal garanti olup olmadığını sormayı unutma.3 ile 8 metre diye birşey olmaz.ortalama ne kdr olduğu önemlidir.en çok senmi izliyorsun? her zaman erkeğin oturduğu fix bir yer vardır oraya göre uzaklık alacaksın.bu 55 lerin izleme mesafesi en doğru olarak 4-5 metre arasıdır.
55es7000 den şaşma.
Lg ye dönerim dersede
55lm860 alabilirsin.
soracağın başka bişi olursa özelden yazabilirsin.

Bunlara bu paralar israf, haram. Sony HX850 serisini gidip bir teknomarkette izle. Sonra diğerlerini izle. Çöp gibi gelecektir, her türlü iddiaya girerim.

Ayrıca 1000 Hz diye bir şey yok. Sevgili Samsung ve LG'nin, götlerinden uydurdukları şeyler bunlar. Yenileme hızını kendi ölçü birimleriyle ölçüp, tekrar yazıyorlar ve adını da CMR ve MCI koyuyorlar. Hoş, Teknosa hepsine MCI demiş ama CMR oluyor Samsung'un yenileme hızına verdiği isim. 100, bilemedin 200 Hz paneller bunlar.

Allah rızası için, ürettiği iki panelden birinde buram buram ışık sızması olan, telefona koymadığı işlemciyi TV'ye koyup da smart diyen ve bunu da yeni bir haltmış gibi anlatan şu çakallara para kaptırmayın. HX850 veya HX920 serisinden bir TV'yi alın, bunlarla yan yana koyun. Sony'ye TV derseniz, diğerlerine radyo dersiniz. Diğerlerine TV derseniz, Sony'ye yeni bir icat dersiniz. Fark o derece.

LG 42LM640S kullanıcısı olarak; aman diyorum, LG ve Samsung'dan koşarak uzaklaşın.

Dudullu'da mobilyacılar sitesi var; modoko. İstediğiniz her şeyi yaptırabilirsiniz. Pazarlık da sonuna kadar. Ümraniye'ye çok yakın...

sağda solda marangozluk tecrübesi olan bir tanıdık var ise onunla birlikte yapın. 210-200 boyutlarında kitaplıklı tv ünitesi ve ayakkabılık yaptık. önce ben çizdim, sonra o çizimden gerekli parçaların ölçülerini dediğim kişi çıkardı. sonra ağaç ürünleri satan bir yere gidip mdf seçtim. ölçüleri verdim, onlar mdf plakalarını benim istediğim boyutlarda kestiler ve teslim ettiler. toplamda 450 lira maliyeti oldu. bahsettiğim ünite de tamamen benim ihtiyaçlarıma özel ve söyle bir şey.

instagram.com

bu işleri yapabilecek birileri var ise kesinlikle bu yola girin.

viktor levi'nin orda merih restaurant var, biraz salaş ama o fiyata güzel ev yemeği yiyebilirsiniz.

@yimirta: Salaş olması sorun değil.. Galatasaray lisesinin tam orda sayılırım. Burayı yazıyorum listeye..

taksim tarafına doğru, T-Box'un köşesinden dönünce ara sokakta balkan lokantası var. ucuz ve yemekler güzel.

balkan, beyaz, ehlitad önerebileceğim esnaf lokantaları.
onun dışında tünele doğru yemek kulübü (eski markiz pastanesi)

böyle turist restoranı gibi görünen yerlerin ki afacan'dı sanırsam adı bir tanesinin sürekli müdavimlere indirimleri oluyor. %20 falan listeden indiriyorlar şirketlere. böyle düzgün bir yer bellerseniz gayet memnun kalırsınız. kaç sene öyle doyduk istiklalde.

Mesaj :)

ne öğretmeni olacak? Direk yaşadığı şehre tayin olamayabilir tutupda şırnağa yada muşa atanabilir.(MEB için konuşuyorum)

9 ay çok erken fikir edinmek için, ama aynı zamanda geç kalmamak için de iyi bir süre, özel ders öğretmenliği olabilir, çalıştığı şirkette eğitim/training gibi bir kısım varsa oraya geçmek denenebilir. işle ilgili diyebileceğim ilerde iş stresinin azalmayacağı sadece artacağı olabilir. başarılar.

Devlete girmek zaten mumkun degil. Dershanede calisacaksa zaten yogunluk acisindan bugunlerini cok arar hele ki buyuksehirde yasiyorsa. Mt programi zor ve yogundur tahmin ediyorum. Yillardir hedeflenen hayat bu muymus diye ben de cok sorguluyorum ama isin daha cok basinda. Hele bu kadar onemli bir karari verebilmek icin. Hele ki evlenme asamasinda paraya ihtiyaci olacaktir. Kendisine bi sure versin, koca bir omru dusununce bence 3 yil gayet makul. Evlenmis, duzenini kurmus olur. O noktada tekrar bu degisikligi goze alabiliyorsa zaten mutsuzdur, o zaman yapabilir ama simdi cok erken. Evet insan bi an once kurtulayim diye dusuyo, anlayabiliyorum ben de ama sonrasinda bu sansi kacirip basini duvarlara vurmak da var. Ogretmenligi her zaman deneyebilir ama bu sans tekrar ele gecmez.

Kusura bakmayın ancak bakabildik..
@basond: Özel okul düşünüyor..

@tescillimarka: O konuda ne olur bilemiyorum. Erkek tarafı ne der muamma..

@tresrichesheures : Aldığı eğitim bu tarz şirketin daha yüzeysel kısımları için fazla kaçıyor. İnsan kaynaklarını da düşündü bi ara, ama "o kadar okudu"k kısmında takılıyor.

@Johnricksen : Bu kısım çok doğru, stresi tavan yaptığında hasta olacak diye korkuyoruz açıkçası..

@sirkelimon : Konuya, işi bildiğinizdne dolayı en vakıf siz çıktınız sanırım. Bende kendisine bir süre evlendikten sonraya kadar baksın, beğenmiyorsa çıksın diye tavsiyede bulundum. Çünkü evliliğin ne gibi yükümlülükler getireceği belli değil. Neye ihtiyaç olacağını da kestiremez insan. "Kafayı duvarlara vurmak" kısmını kendisi de düşünüyor. Temelde beklemesi daha iyi olur diyorsunuz ama anladığım kadarıyla..

Valla benim eşimde özelde öğretmenlik yaptı inanın şu anda çalıştığı saatin aynısını çalışacak orada da üstüne velilerin kahrını çekecek keşke bırakmasydım diyeceği noktaya geliceğini düşünüyorum,

Ama illa hevesli ise yapsın tabi. Ha maaşlarıda 3 kuruştur 3600 yanında. Stajer öğretmen olacak tüm yükleri çekecek falan filan.

@basond : Öğretmenlik mevzuu gerçekten uzaktan hoş gözüküyor aslında..
Ama düşününce, sınav hazırla, oku, ödevleri kontrol et falan derken özel okulda dediğiniz gibi olacaktır muhtemelen..
Maaşlar ne durumda oluyor yaklaşık olarak? Sonuçta daha işe gireli 9 ay olmuş biri ve 3600 lira net maaşı var. Her sene de artacak. Bunu kaç yıllık öğretmen olduktan sonra alabilir diye düşünmüyo değilim..

özelde stajer öğretmen 1500-1600 alır ve aşırı çalıştırırlar. Sürekli etkinlik hazırlıyorlar her işi sana yıkıyorlar.