Ekşi Duyuru

Kanada'da dil okuluna gitmiştim. Hocalarımdan biri İskoç'tu. Bir kaç tane de uzakdoğu kökenli eleman vardı. Soruna tam cevap olmayacaktır bu ama bir fikir oluşturabilir belki.

zencilerin mahallesinde solaryumcu dükkanı açmak gibi bişiy bu !

para için yapmak istiyorsan eğer, yurtdışına çık derim.
idealist isen eğer, türkiye'de o kadar ingilizce bilmeyen insan var değil mi?

(bkz: personas)

hard diskte recovery kısmını silmediyseniz, açılışta f10 mu ne bir tuşa basınca aktifleşmesi lazım.

hangi torrent programını kullandığınıza bağlı olarak değişir...

örneğin utorrent(mütorrent) bi adet dat dosyası bulundurur ilgili klasörde, onu da silmezseniz şayet, çalışacaktır bi dahaki yüklediğinizde.

eski azureus'a (artık vuse oldu sanırım) ilk klasörü göstermeniz yeterli idi.

yalnız her halükarda, torrent dosyasını yeniden çalıştırıp doğru klasörü göstermeniz lazım.

devam eder, .torrent dosyasını ve indigi klasoru yedekleyin. sonra yenı kurulumda indireceginiz directory e bu ikisini kopyalayıp proram ustunden .torrent i yukleyin.

utorrent kullanıyorsanız .torrent dosyasını ve indirdiğiniz dosyayı kaybetmeyin yeter. tekrar indirmeye başlayacağınızda .torrent dosyasını çalıştırın ve dosyanın kaydedileceği yer olarak yarım kalan dosyanızın bulunduğu klasörü seçin. 3 farklı şehirde, 7 farklı internet kafede yaklaşık 1 ay içinde 2 gb'lık filmi flash belleğe indirdiğimi bilirim.

başlat programlar sonra sistem araçları filan gibi bir yerden yapabiliyordun. adı sistem araçları olmasa da o ayarda isimleri bir kurcala bulursun.

boot ederken recovery'ye girmek icin bi tusa basmanizi ister. genelde F4 oluyor galiba. ona basinca yapar kendisi.

menude recovery fln varsa ordan dene. ya da boot ederken f8 fln bisiler der ordan olur.

recovery my files v4 diye bi dosya var altında "recovery my files" ve "uninstall recovery my files" var bi de manager var onun altında da "recovery manager" ve "recovery disc creation" var. hankisi. recovery manager galba.

recover my files apalakasiz bi program ya, onunla alakasi yok bu dedigimizin. recovery manager olabilir evet.

boot ederken f10 a basin

Aa benimkinin aynısıymış :) Bela bir notebook'dur kolay gelsin diyorum öncelikle. Format için F11 yapacaksın, o kadar.

çevre sokakta değil mi yahu?

ankarayı bilmem, yerini de bilmem ama eskiden tam o binanın karşısında süper bi balıkçı vardı. ankaraya ne zaman gitsem arkadaşlara oraya götürttürürdüm kendimi. belki bunu cevaplayanlar bilir, o balıkçı nereye taşındı?

cevre sokaktaydi. hemen karsisinda lagos diye cok unlu bir balik restauranti vardi. hem chp hem de restaurant tasindi.

kursa gidenler kaçak çalışıyor. kurs için öğrenci vizesi almıştır muhtemelen ve çalışma izni yoktur. kaçak çalışılabilecek pek çok sektör var. garsonluktan köpek gezdirmeciliğe, temizlikçilikten benzin istasyonunda pompacılığa kadar. çalışma izni almak biraz kastırabilir.

onlarin cogu kacak kaliyor ve calisiyor. amerikanin vize uygulamalari bu konularda cok sert. ordaki bir sirket size kefil olursa anca o zmn o sekilde bir calisma izni alabilirsiniz ki her sirketin bir yil icinde kefil olabilecegi kisi sayisi sinirli ve sirketler icin ciddi sorumluluklar getiriyor

WAT ile gidip bi alt sinif mensubu bagyanla evlenmeden kalmak zor gozukuyor. lisans diploman varsa is degisir tabi.

ben böyle şeyleri ispiyonlamak yerine başlık taşı şeyini kullanıyorum. gerçi hiç uğraşmıyorum aslında genelde. işte böyle var olmayan bir başlığa taşınmak istendiğinde yine oraya taşıtıyorsun. yani bu entry'yi sek sek atlamak başlığına taşı dersen o başlık oluşturulup onun ilk entry'si haline getirilir diye biliyorum. ya da ispiyonlasan da aynı şeyi yaparlar.
ve böyle değilse bile, yani bu yaptığın hatalı ispiyon olsa bile çaylak yapmazlar zaten kesinlikle. yani ispiyonlayıp sonucunu gör. ayrıca sek sek atlmaka ne yahu :)

basligin daha once acilip acilmamasi onemli degil, gonul rahatligiyla ispiyonlayiniz.

boşuna aramayın çünkü bu tarz showların altyazısı pek olmuyor.

:(

aslında cnbc-e yönetimine mail atıp rica etsek, kırmazlar bence bizi yüklerler bir yerlere :P

national geographic de vardı bir program, adı prison nation sanırım, bir kaç kez de tekrarı yayınlandı, amerikadaki cezaevlerinden görüntüler vardı, mesela yüzlerce kişilik bir koğuşta, herkes etnik kimliğine göre gruplanmıştı. aynı ortamda birbirlerinin bölgesinden geçemiyorlardı, mesela tuvalete gitmek için hepsinin ayrı rotası vardı. hispanikler, beyazlar, sarılar falan diye geçiyodu isimleri. bu gruplardan birine dahil olunmazsa tamamen korunmasız sayılıyordu kişi ki bu da şiddet, tecavüz vs demekti. bulabilirseniz izleyin.

ülkemizde özellikle tecavüz suçlarından içeri girenlere hoşgeldin ne iyi ettin de geldin babında, senin dediğin türde bir karşılama komitesi kurulur cezaevlerinde. bizde namus kavramı çok önemli olduğundan, tecavüz suçluları içerde pek sevilmezler. hele ki küçük yaşta çocuklara tecavüz falan varsa, bunlar hayatta kaldıklarında şükrederler, çoğu zaman da diğer suçlulardan ayrı bir yerde korumaya alınırlar. yani içerde nasıl şeylerle karşılacşacağı, işlediğin suçla orantılı. nekadar sapık, ne kadar iğrenç, "halkta infial yaratan" bir suçsa, sana ona göre davranılıyor. bkz, cem garipoğlu için neredeyse özel hapishane yapılacaktı.

doğrudur, hem de devlette buna göz yumar, çünkü caydırıcı etkisi çok fazla. Genelde içeri girmek değil orda birinin karısı olmak daha çok korkutur...

yer yer abartılı sahneler olsada

oz adlı diziyi izlemeniş tavsiye ederim.zira kendileri, six feet under^'dan sonra gelmiş geçmiş ve gelecek en iyi dizidir.

bişey kurma
beyn.org

www.youtube.com şaka tabiki :)
www.atgozlugu.com

youtubejacker daha kolayve etkin çözüm bence.


www.tamindir.com

baska bir ulkenin (en azindan bir avrupa ulkesinin) ha deyince oturma izni/calisma izni ya da vatandaslik vermemesinden kaynaklaniyor benim adima.

assert benim yerime söylemiş zaten.

bi ülke dese ki gel burada yaşa siktir et türkiye'yi. eyvallah der giderim.

parası olana güzel aslında. izmir'den al bi yazlık oraya yerleş, mis.

Bir şeylerin düzelebileceğine umut etmek. Kafası çalışan herkes kaçtığı için memleket bu halde zaten. Korkaklar gibi kaçmayıp mücadele edin. Mustafa Kemal ve arkadaşları da dün "bana ne ya, ben çorbama bakarım avrupa'ma kaçarım" deseydi bugün bu kadarına bile ulaşamazdık.

Ne güzel demiş güzel insan;

"Sen yanmazsan, ben yanmazsam, biz yanmazsak, nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa?"

Devrimler inanan insanlarla yapılır, gitmek isteyene kapı açık...

gecen avrupa kupasindaki efsane maclar bile tek basina yeterlidir. neydi o oyle anasini satayim. hala camdan ates ediyorum umarsizca.
saka bi yana herseyin uc noktalarini barindiran, duragan olmayan insanlardan mutevellit bir ulke olmasidir.
iyi seyler de, kotu seyler de hep uc noktalarda olur burda. her sabah yeni bir hareketli gundem baslar.
5 saat once yabanci heyetin konusmasini agzi acik dinledigi profesorun aksamki akraba dugununde sapitip otel havuzunda islak kolbasti dansini icra edebilmesidir.
hicbirseye sasirmamayi ogrenmektir benim acimdan cekici kilan.

sözlükte bi entry okumuştum. "Ne kadar tırt bi ülkede yaşadığımızı anlamamız için 10 dk haberleri izlemek yeterlidir" diyordu. Ne zaman haberleri izlesem bu entry gelir aklıma sonra sizin sorduğunuz soruyu sorarım kendime ve cevap da assert h nin söyledikleridir.
evet.

insan doğduğu yerden kopamaz. işte bu yüzden. ne olursa olsun yine de doğduğun yer. kan bağımı diyim, insanlık iç güdüsü mü diyim, ne diyim bilmiyorum ama böyle. öğrenci olduğum Ankaradan memlekete gidince bile tuhaf oluyorum. güven duygusu olabilir bu ya da yalnızlık korkusu olabilir psikolojik açıdan incelemek gerekir ama özünde bu

@maresal_jedi

ben senin dediğini amerika'da da yaşadım. gezmek için gittiğim başka bir şehirden 3 ay yaşadığım bir şehre dönünce kendimi güvende hissettim. sordum herkes de öyle hissediyormuş. yani o dediğin her yerde olabiliyor.

Sizin vatana toprağa bağlılığınız yokmuş demek ki gömlek değişmeye benzemez bu

aidiyet duygusundandır. biz birbirimizden kopamayız. başka yerlere de gitsen bir parçan sürekli buraya ait kalacak...

ister kabul et ister etme.

yurtdışından belki yazanlar olacaktır...

Wise disk cleaner tarzı programlarla silebilirsiniz. Bir sürü var google'a yazarsanız çıkar. Dün de arkadaşın flash disk boştu ama dolu gözüküyordu 3.66 gb. Onu silmek için kullandım mesela. Güzel temizledi.

Mesela: tinyurl.com

surece genel olarak wipe denir.

www.langtolang.com işini görür belki

www.seslisozluk.com u kullaniyorum ben.

www.almancasozluk.net
www.almancasozluk.com var ama tecrübeyle sabitki hangi site olursa olsun her halukarda yetersiz. Alman dilinin o çetrefilli yapılarını doğru kullanmak için öyle ya da böyle o kütük gibi Langenscheid Almanca-Almanca sözlüğü bi kucağına alcaksın.

Almanca öğretmeninden şarkılar dinlediniz efenim...

translate.google.com|tr ne kadar yeterlidir bilmem.

www.mydictionary.de candır bulamadığı azdır :)

www.almancasozluk.gen.tr
yeterli degil bu da ama hangisi yeterli ki

www.sozluk.net

tr.bab.la

de.pons.com

(bkz: clone stamp)

pen tool ile dekupe ederek.

ben bu konuyla ilgili açık öğretim halkla ilişkiler kitabında yada davranış bilimleride olabilir tam hatırlayamıyorum veyahut psikolojide,bir hikaye okumuştum.Hikayede national geoghrapic den bi adam bi eskimo evine gidiyor,orada amcam buna ilk geceden hanımını sunuyor,oda istememmi ne diyor,bunun üzerine öbürüde bunu bi hakaret sayıyor,balık bıçağını kapmasıyla bunu gırtlaklıyor,bizim belgeselci hakkın rahmetine kavuşuyordu.
Sonuçda MEB kültürel farklılıkları anlatmak için yıllanmış bi geyiğe başvurmaz diye düşünüyor ve evet eskimolar cidden godoştur diyorum.

enteresan. eskimolar nerede yaşıyor tam olarak?

(bkz: cinsel konukseverlik).

Bilgisayarla ne yapmak istedigine gore degisir. Mesela bilgisayar ile muzik yapiyorsan gozun kapali mbp al derim, veya bilgisayarinla cok vakit geciriyorsan kullanim rahatligi acisindan osx seni ihya edecektir (ozellikle laptopta aluminyum kasanin saglamligi ve multitouch trackpadin verdigi rahatlik vs baya ise yarar). Ama ben pro gamer'im arkadas dersen, daha cok windows uzerinde takilacaksin demektir mesela, cok isabetli olmayabilir.

MacBook pro alirsan turkiyeden alma ancak kesinlikle, veya ucuza getiren birinden al. Ben su an kullandigim unibody mbp yi amerika fiyatindan bulabilmistim (2000$) biraz arastirinca cikiyor.

bilgisayari ne icin kullanacaksin? kulndigin ozel bir yazilim var mi(ornegin CAD yazilimlari)? butcen ne kadar? amerika dan gelen tanidigin var mi?
bu sorulari oncelikle cevapla.
6 ay once ben macbook pro aldim ve diger ust seviye laptoplardan bununla kapisabilecek bir bilgisayar yok(belki vaiolar). gereginden fazla para veriyorsun ancak karsiligini fazlasiyla geri aliyorsun. ben tavsiye ederim.

ayrica bootcamp sagolsun her turlu windows surumunu yukleyebiliyorsun ve oyunlari fistik gibi calistiriyor. sadece oyunu acmak icin bilgisayari yeniden boot ediyorsun(bastan baslatiyorsun).

amerikaya gidecem yazın ordan almayı düşünüyorum. bilgisayarı çok kullanıyorum. genellikle internete gitmek için oyun kültürüm pek yok. ama çok fazla program falan da kasmıyorum. en fazla photoshop.

o zaman ver heyvani para, edin bir macbook pro, kullan tepe tepe.

sadece basit işlemler için kullanıyorsanız niye o kadar para bayılıyorsunuz anlamıyorum.

ayrıca macbook pro, notebook piyasasındaki en üst seviye değildir. macbook pro kullanıp samsung,asus gibi markaların bazı modellerinin özelliklerini gördüklerinde oha diyen arkadaşlarım var. hatta amerika'ya gidecekseniz madem güzel bir şey istiyorsunuz "alienware"'i öneririm. madem ihtiyacınız olmayan bir şey alacaksınız almışken en iyisi olsun.

not: ama mac'in tasarımı zartı zurtu daha iyi diyecek olan arkadaşlara zevkler ve renkler tartışılmaz diyeceğim. alienware bana göre çok daha güzel. =)

macbook al, torununa fln bırak..8 ay boyunca işletim sistemi tek bir kere takılmamış-kitlenmemiş bir cihaz. ötesi yok.!

audi A6 mi alsam yoksa renault megane mı alsam gibi bişey bu. paranız varsa megane alır mısınız?

ben toshiba aldım 3 milyar para verdim. 3 sene sonunda elimde olan yıpranmış bir gövde, ölmüş bir pil, bozuk bir touchpad, temassızlık yapan bir şarj cihazı, aşırı ısınan bir anakart.

apple ile aynı fiyata başka cihaz alan çarpılır :)

o iş zor olur gibi geliyor bana ama imkansız değil.

derse katildigini iddia ettigin gunlerde seninle ayni derse giren arkadaslarindan sahit bulabilirsen o zaman herhangi bir sorun kalmaz gibi geliyor, konunun uzmani degilim. ayrica okulu degil de hocayi mahkemeye vermen gerekmiyor mu bu durumda ? iddiana gore devam bilgisini ogrenci islerine yanlis beyan eden hoca oluyor.

bir de mahkemeden once bolum baskani veya dekanla konusmani oneririm. belki bolume, dekanliga veya ogrenci islerine yazacagin bir dilekceyle isleri halledebilirsin.

avukat olan biri baksa buraya keşke.

benzer bir durumda bnm bi arkadasım kazanmişti ama orda hoca ögrencilere imza atmak yerine kendisi atiyordu sanırım sonra dava acti ve kazanmişti.

servise yolluyorsun o kadar.

yeni kasa 15" macbook prolarin bataryasi ve harddiski arkadaki klipsli kapak acilarak cikartilabiliyor.

yeni nesil macbook yekpare alüminyumlarin da bataryasi ve hdd'si cikabiliyor.

en bi ilk çıkan (sene 2006 aylardan şubat) macbook pro'm. batarya klipsli gayet de çıkıyor. batarya user serviceable'dır. kendiniz tak-çıkar yapabilirsiniz. servise götürmeye hacet yok.

evet. yeni nesil (2009) macbook prolardan 17" olan modelin bataryasi butunlesik.

ahaha bence o açıklamada şunu demek istemişler:para mara yok akıllı ol.iş var ama bak için rahat olsun

kriz olsa olmasa bu tehlike var zaten, eğer kendinize güveniyorsanız gidin bir yolunu bulursunuz..

arkadaşım ben geçtiğimiz yaz work and travel a katıldım.öncelikle korkularında çok haklısın çünkü 2008de kriz tam vurmamışken bile çatır çatır eleman çıkardılar,az çalıştırdılar,overtime vermediler.hayallerini alçak tut ve sana tavsiyem daha önce aynı işverenle çalışmış biriyle görüş ona göre git.ve şunu unutma ki burdaki şirketler seni orda bi başına bırakıcak yeri geldiğinde maillerine bile cevap vermiceklerdir.şirkete bütün borcunu ödediğin andan itibaren bi başına olcaksın.

valla girisimci bir gisiliksen ve yeterli ingilizcen varsan kesin is bulursun. Hatta 1den fazla is bile bulabilirsin. Ama asgari ucret alirsin. Tinmam her gun calisirim dersen istedigin zimbirtilari alabilirsin. Bide NY gibi bi yere gitmen faydali olabilir is acisindan.

esenler gibi bi yerde kapanmaz ama bazı firmalar kendi yolcuları olmayan kişilere maalesef bu muameleyi göstermektedirler.metroya gidebilir onlar bu konuda daha esnek ve en son çalışanlarının büyük çoğunluğu bayandı.

Kapatırlar. Eğer sabaha kadar seferleri yoksa açık tutmazlar.

devlet dairesi değil ki sonuçta. istedikleri zaman kapatırlar diye düşünüyorum.

evet gece uzun bir süre aralığında seferleri yoksa ilk sefere kadar kapalı tutuyor bazı firmalar.

3d bilmemne istiyor ama ben girmeden yüklüyorum. kullanmak istemiyorum gibi bi seçenek vardi. dikkatle bi daha bakınız. eğer internetten birşey alabiliyorsanız kartınızla, kontor de yükleyebilirsiniz.

755 88 88 ara
ücretsiz burayi aramak

755 88 88 komisyon alıyor. yok üye olursan komisyon almıyor fakat üyelik ücreti alıyor

internet bankacılığıyla da yüklenebilir ama burada sorduğuna göre o imkanın da yok sanırım.

bir de 8035 var turkcell ama kontör gidiyor mu bilmiyorum

bankamatige sokuyorsun orda kontor secenegi var oyle yukle ?

www.telekontor.com 'dan yükleyebilirsiniz, piyasadan 50 Kr, yada 1 Tl pahalıdır...

şu saatten sonra "gel ben seni edirne'ye götüreyim" diyenlere güvenemeyeceğine göre bence kızın yanına git.

Edirneye giden bir ton firma vardır. İçeriyi gezsin mutlaka çıkar Edirne otobüsü. Ayrıca bu konuda bence want2die gelse sağlam bilgiler verir :)

edit: ayrıca eğer istanbul'daysan deckard'a kesinlikle katılıyorum. mutlaka yanına git bir şekilde. zaten yol etmeye gitmediğin hata ya neyse.

ya ben zonguldaktayım o istanbulda. istanbulda olsam zaten yalnız bırakmam.

ha istanbul dışındaysan eyvallah. ama yani bir firmanın son seferi 23:00'daysa diğerlerininki de o saattedir. esenler garında tüm rakip firmalar daha geç sefer düzenlerken daha erken seferlerini sonlandıran firma zaten çok barınmaz. yani muhtemelen başka otobüs de kalmamıştır. ha yiyorsa dolaşsın içeride araştırsın ama kız başına bence şu an yapabileceği en iyi şey bir taksiye atlayıp evine dönmesi.

ah be evi olsa ne güzel olurdu. benim yanımdan edirneye dönmeye çalışıyordu. istanbulda kaldı.

hiç mi yok kız arkadaşı? istersen bi arkadaşımı (kendisi de kız) arayayım, müsaitse onda kalsın.

edüt: tabii ki "bu saatte sefer vardır" deniliyorsa çıkıp bakınsın (edirne tarafı ile hiç işim olmadı ondan bilmiyorum, ama mesela kocaeli tarafına bu saatlerde artık kalmıyor).

Arkadaslar seni germesinler, otogar öyle insanlari kestikleri bir yer degil. Gayet de ciksin firmalarin oraya, Edirne'Ye giden bir sürü firma var, bu saatten sonra bir sürü otobüs kalkar. Gider konusur, bilet bulunur, telas yapmaya gerek yok.

www.neredennereye.com

Edirne'ye otobüs olan firmalar. Siz arayip hangi saatte var bilet var mi sorabilirsiniz hemen.

bu saatten sonra sefer yok. linkte verilen firmaların çoğu da ya battı ya da edirneden çekildi. yapacak bi şey yok galiba bekleyecek 6ya kadar.

Ben Edirne'ye 00:30 da gittim ya, gerci baya oldu ama kriz dönemi bitirmis olabilirler. Orada firmalarin karsi binasinda internet cafeler var, oraya gidip sizinle sabah 6ya kadar konusabilir o zaman. Bu sekilde yardimci olalim bari.

Elindeki biletiyle polis noktasına gitsin, şikayet etsin. bunu en başta yapması gerekirdi aslında.

@teritori; benim anladigim rezerve edilmis bilet satilmis

@teritori

bileti rezerve ettirmiştik.

olur mu öyle şey ya? çok affedersiniz öyle bir şey olsa ağızlarına mıçardım adamların.

www.otogaristanbul.com

burdan istanbuldan edirneye giden firmaların isimlerine ve telefonlarına ulaşabilirsin.arayıp bi sor bence sefer olup olmadığını.

Eğer bileti rezerve edip otobüsün kalkmasına kısa bir süre kalana kadar almadıysanız hata sizde.

İkinci olarak da yine de gitsin polisin yanına. Ne olursa olsun en güvenilir yer orasıdır gibime geliyor yine de.

N'oldu bilet bulabildi mi ablamız?

bence yurtkur kredi dairesi başkanlığını (ankara) ya da istanbul bölge müdürlüğünü arayıp sorsun. aynı sorun benim arkadaşta da olmuştu, arayınca çözdüler. telefon numaralarını kyk'nın sitesinden bulabilirsin.

bu bildiğin temizlikçilik işte. sağı solu sil süpür. otel de oda temizliği, tatil köylerinde tuvalet temizliği filan yaparlar. iş para olayı nereye gittiğine bağlı olarak değişir aslında.

en ucuz, havaşın otobüsünden başka zor gidilir, kadıköye kesin vardır 10ytl civarı gibidir.

Kadıköy'e servis yok.

Havalimanından Taksim'e Havaş ile, Taksim'nden Kadıköy'e 110 numaralı otobüs ile(saat başı kalkar) Ancak Haydarpaşa'dan Ankara'ya giden son tren 23.30'da kalkar. Sonra sabah 8.30'u beklemek zorundasın.

Ben olsam Taksim'e Havaş ile gider, geceyi Taksim'de bir otelde geçirir(Pera Palas mesela) sabah da Haydarpaşa'ya giderdim. Gündüz Haydarpaşa'ya gitmek daha kolay. Taksi ile Beşiktaş vapur iskelesine, oradan vapurla Haydarpaşa'ya gitmek mümkün.

gece iki de taksi ve varsa eger havas disinda secenegin yokk. havalimaninda kivril bir yere sabah gidersin.

son tren 23:30'da fatih ekspresi. yazın bi kaç gün öncesinden dolduğu oluyor. ama kışın o kadar yoğun olacağını sanmıyorum. ayrıca o trene yetişemeyeceğinize göre otobüsle gitmeye bakın.

taksime taksi veya havaşla geldikten sonra, dolmuşla(sarı dolmuşlar var herkes onlara taksi dolmuş der) kadıköye gecersin, dolmuşçuya söyle beni haydarpaşa köprüsünde indir diye o seni uygun bir yerde indirir, ama o saatte ankaraya tren yok. bu durumda otobüse binmek en mantıklısı..
ucak biletini alırken varış saatine uygun bir zaman için otobus rezervasyonu yaptır (bileti alma rezervasyon yaptır cunku ucak rötar yaparsa bilet elinde kalır) istanbula inince de havaşla falan esenler otogarına gidip otobusune bin, ankaraya gel..
gelince de mesaj at bize sağ salim geldim ben diye

daha önce buna benzer bir konuda şu linki vermiştim, gene veriyorum.
kullandım, gayet memnun kaldim.

www.securedrive.com.tr

uçak indiği gibi seni alip istediğin yere götürüyor. super rahat vip tabir edilen vanları var. üstelik taksi fiyatinın yarısına gelir. gündüz saatleri için belki çok gerek yok da, absürd saatler için çok uygun bir sistem.

ama önce de söylendiği gibi tren yok tabi gece. gene de söylemiş oliyim.

havaalanında biraz pinekle, sabah otobüsler çalışmaya başlayınca veya metro açılınca geçersin.

ben 75 TL'ye götürebilirim.cash olarak..

emin degilim ama disk cleanup yapmayi deneyebilirsin
temporary internet files bilmemne history filan siliyo o esnada
bilmiyorum belki ise yarar?

sık kullanılanlardakiler silinmiyor geçmişi sil dediğinizde. onları sık kullanılanlardan silerseniz sorun çözülür.

kaydedilmiş yer imleri düşebiliyor adres çubuğuna geçmişi silsen dahi.
belki bu sebeplendir.

kaydedilmemişlerde var ama. her şeyi yaptım ama silinmiyor. napacam şimdi firefoxu silip tekrar mı yükleyecem. stumbleon var ondan olabilir mi? ilk kez böyle bişey oldu.

bence bookmarklara tekrar bir bak, history'İ silmene rağmen adres çubuğunda çıkan adreslerin yanında sarı yıldız varsa onlar bookmark olmuş adreslerdir.

@0 5 ucu olan adam

dostum sarı yıldız olmayanlar da silinmiyor. şu an bookmarkta geçmişte falan görünmüyor bunlar sadece adres çubuğunda görünüyorlar. tek varlık alanları orası.

addons.mozilla.org
şunu bir dene en son, daha da konuşmam:)

Özel veri temizliği penceresinde; çerezler ve kayıtlı parolalar dışındaki her şeyi temizlemeyi dene.

Çıkan sonuçlar, sildiğin eski yer imlerin ise; yer imlerini tam silememişindir. Yer imleri menüsünden "yer imlerini düzenle"ye gir. Ordan istemediğin etiket (etiketlere didik didik bak) ve yer imlerini sil.

cevdet kızıl size yardımcı olur bu konuda.

muhtemelen öğretmeninde vardır bir nüsha. daha önce isteyen olmuştur illa. isim ve tarih değiştirip imzaladığını düşünüyorum.

çok klasik olacak ama;
saving private ryan
we were soldier
the last samurai
the thin red line

ayrıca; (bkz: savas filmleri)

(bkz: enemy at the gates)

(bkz: saving private ryan)

(bkz: pianist)

(bkz: schindler's list)

www.en-iyi-savas-filmleri.eniyi100film.com

tr.wikipedia.org:Sava%C5%9F_filmleri

full metal jacket
good morning vietnam

maskeli beşler ırak
hababam sınıfı askerde
o şimdi asker

bunlar da savaş filmi. yaa yaa.

hacı er ryan'ı kurtarmak diye bi film keşfettim süper(!)

bu link işine yarayabilir:
www.imdb.com

(bkz: idi i smotri )

no man's land var bi de...

black hawk down
kippur
no man's land (cok basarili)

dostlar er ryan ı kurtarmak'ı bilecek kadar sinema kültürüm var :). ben de keşfettim onu yani.

platoon unutulmus, kacirma derim.

lord of the rings the two towers
lord of the rings return of the king

ne savaş var. bir bilseniz.

klasikleri de unutmamak lazım.
mesela;
kwai köprüsü (bkz: the bridge on the river kwai)
silahlara veda (bkz: a farewell to arms)
navaron'un topları (bkz: the guns of navarone)
muazzam filmlerdir.
ayrıca arkadaşlar da söylemiş ama ben de tekrar yazmak isterim, (bkz: full metal jacket) seyrettiğim en güzel savaş filmlerinden biridir.

www.divxforever.in

ikinci dünya savaşı ile ilgili yapılmış çoğu film var burada, indirebilirsin.

underground

terry gilliam'ın tavsiyesi şöyle; "sakın las vegas'ta uyuşturucu kullanmayın"

(bkz: fear and loathing las vegas)

hımm öncelikle umarım düzgün bir şirketle gidiyorsundur temennilerimi ileteyim yoksa oralarda dımdızlak kalma aman diyim:)
bunun dışında nerede kalınır diyorsan aslında bunu şirketinin ayarlamış olması gerekirdi ama yok şirket falan dersen las vegasda fetocular var, onlar hemen türklere yardımcı oluyorlar genelde (tabii kira ödemen karşılığında) aslında fetocuların yöntemi genelde şöyle oluyor kendi bulundukları evlerden atılmış gençlerin yanına yönlendiriyorlar seni, para karşılığı kalırsın onlarla birliktei, içki içmezler v.b ama sanada pek karışmıyorlar genelde para verdiğin sürece sorun çıkmıyor.

bunun dışında seyahet konusunda şehir içi için otobüs en iyi çare diyebilirm, ama eğer varsa bir kaç arkadaşın para birleştirip araba almak en mantıklısı çünkü gerçekten ucuz ve o sıcaklarda otobüs beklemek gerçekten işkence.

hımm başka ha birde kumarhanelerde içki bedava, gidip oturup bir dijital oyun masasına 100 dolar yerleştirip oynuyormuş gibi yaparak tüm gece boyunca bedava içki içmek hoş bişi, ama bu strateji ile kafa iyi olduktan sonra toplamda 280 dolar kaybedip zararla las vegasdan ayrıldığımıda belirteyim.

başkada son tavsiye olarak içimden gelerek söylüyorum gitmeyin:) değmez paranızla rezil olmaktan başka bir şey değil, sanırım amerika ile beraber dünyanın 13 ülkesini dolaştım 3 ündede 5 aydan fazla yaşadım ve work and travel kadar salakça bir işe kalkıştığım için pişmanım o pararyla çok daha mantıklı işler yapılabilir en kötüsünden interrail yapılır. yada ortalamanız iyi ise erasmua başvurun, aisecle gidin olmadı para biriktirip yurtdışındaki bir ünide master yapın. work and travelı şimdi cvme bile yazmıyorum açıkcası çünkü amelelik yapıp döndüm başka bişi diil:)

tabi bunun dışında aklına gelen sorular olursa yardımcı olurum elimden geldiğince.

mike figgis'in leaving las vegas'ına bakarsak da "las vegas'ta alkol almayın" diyebiliriz. zorlama olur ama diyebiliriz yine de :)

sevgilin neleri sever, nası bir tarzı vardır. bundan bahsedersen biraz daha iyi yardımcı olunur bence.
hoşuna gidebilecek bi takı alabilirsin; deniz kabuklu olur ne biliyim el yapımı (pahalı olmayan) hoş bir şey olur.
hediye almazsın ama romantik ve eğlenceli bir gün planlıyabilirsin.
bazıları için bi buket çiçek bile yeterlidir.
mesela çok izlemek istediği bir oyun vardır ona götürebilirsin, sürpriz olur... oyunun biletlerini hediye paketi yapar verirsin ona...
başta dediğim gibi biraz daha özgülleştirmek daha iyi.

kirmizi gullerle dolu bir ucak gemisi diyecem abes kacacak, pelus ayi diyecem klise olacak, altin buda heykeli diyecem sacma gelecek, yuzuk alsam yanlis anlayacak yersiz bir umutla dolacak, resminin yapbozu desem ayaga dustu o da oeh diyecek icinden, plaket yaptir diyecem, bu ne benle sevgili oldun diye odul mu veriyorsun diyecek, cicek hele hic olmaz onu yorum bile yapmiyorum, araba al diyecem butceni bilmiyorum ki, kitap alsam okumayacak, tozlanacak o raflarda, telefon olmaz, saat olmaz, parfum, makyaj, ayakkabi, canta, kiyafet hic olmaz. arsa alim desem kendime alirim, ne diyorum yahu, unut burayi, gokyuzunden yildiz ya da okyanustan tropikal ada alsak ikimizin parasi bile yetmez ama orjinal fikir yine de hmmm, bence sevgililer gununu al sen, yerine de normal bir gun koy, yok bunu da begenmez, is zor vallahi, neyse uzatmayim asagidaki (veya bunu yazarken biri benden once yazmissa yukardaki) cevaplardan birini begenirsin heralde, benden bu kadar, sevgili gunler...

diğer klasik sevgililer gibi hediye almak yerine sevgililer gününü görmezden gel.sevgili olma olayını kalıp haline getirme.

illa da hediye dersen ; www.miktarz.com 'a bak bi

valla bir ara yıldız satın almak modaydı. burç grubuna göre falan. hatta o yıldızın adına kayıtlı tescil belgesi, yıldız kolye tarzı bir şeyde gönderiyorlardı da adres neydi onu hatırlayamadım.

edit yapmadan bulurum arkadaş adres şu; (git: www.yildizal.com)

www.sahibinden.com

takı, çanta, basit aksesuarlar bence mutlu eder. ama mutlu olmasını garantilemek için bir gün öncesinden onu şaşırtacak birşeyler yapabilirsin. böylelikle onun büyüsü kaçmadan 14 şubat gelir, sen ne alsan o sevinir. şaşırtacak derken hani böyle insan beklemediği anda dolabında bi ufacık gofret bulur, şeker bulur, bir de not bulur sevinir filan ya, bu mantıkta bişey. sen geliştir artık. böyle ay aşkıııııııım dedirtecek birşey...
kızlar genel olarak maddi değeri olan bir hediye beklerler. mesela başka bir arkadaşın bir deniz kaplumbağasını evlat edinin fikri de güzeldi. ama bir kız tek hediye olarak bir deniz kaplumbağasının kendi adına evlat edinilmiş olmasına çok sevinmez, azcık sevinir. özel bir hediye de bekler. ne bileyim 20 liraya bir takı 10 liraya da bir kaplumbağa evlat edinmiş olursan o zaman mutlu olur.
böyle diyorum ama ben pek sevgililer günü hediyeleşmelerini sıcak bulmam. prensip olarak sevgilimin beğendiği bir şeyi ay bu sana çok yakıştı bunu sana ben alayım der, garantili alırım. ama bu kısa süreli ilişkilerde işlemez. özellikle ilk yıl hediyelerin biraz önemi oluyor. ya zaten hediyeleşmek güzel birşey. olaya bir de bu açıdan bakmak lazım. başka bir insanı mutlu etmek filan?

bi desen ya da figür çiziktir. onu kolye olarak yaptır. emek desen emek, özel desen özel, değer desen değer ;)

yeni başladığı okulda 0'lanıyor okul ortalaması, aldığı derslerden de muaf sayılıyor..

itude böyle en azından..

esogü'de, eski okuldan saydırılamayan dersler olursa onları hiç almamış gibi oluyor, saydırılan dersler için de esogü'deki krediler geçerli oluyor ve ona göre ortalaması tekrar hesaplanıyor.

üniversiteden üniversiteye değişir, iç tüzüğüne bakar.

not ortalamasına bakarlar son senenin. problem çıkabilir.

tarihi boyunca zarar etmiş ve vergilerle ayakta duran bir kurumun yarısını birine satmak için üstüne para vermeniz gerekir. yanlış hatırlamıyorsam gelirleri giderlerinin %2'sini filan karşılıyordu.

thy ile karıştırmış olmasın arkadaş.

tki de olabilir.

satılmış kadar oldu...

trt kesinlikle satılmadı. rantı yüksek bir kuruluş olduğu için yakın zamanda satılacağını da sanmıyorum. ama bildiğim kadarıyla a.ş. arkadaşın o yüzden böyle bir şey diyor olabilir ama a.ş. olması kamuya ait olmadığı anlamına gelmiyor. %100 kamu.

@507 Reklam gelirleri bütün gelirinin %2simi öyle düşük bir şeydi.
Bandrol ve elektrik üzerinden kazanıyor.

bandrol ve elektrik uzerinden zararlari karsilaniyor. TRT'nin vermedigi hizmetlerin ucretlerinin bu kuruma aktarilmasina ben gorev zarari diyebilirim, "kazanmak" degil.

çıkan pop up'ın tam olarak nereye yönlendirdiğini, sitenin adını google'da bir aratın, mutlaka aynı problemle karşılaşan birileri olmuştur, özellikle forumlarda tavsiyeler olacaktır.

bunun yanında virüs taramanızı güvenli kip'te yapın, bir de ekşi duyuru'da "virüs" kelimesini aratın, daha önce edilen tavsiyelere ulaşın.

guvenli kipte yapmak onemli taramalari. spybot ile de taratin derim.

soruyu yirmi kere okudum ne demek istediğini ancak anladım.
live messenger için: araçlar > seçenekler > iletiler kısmından kapatılabilir.
eğer plus yüklüyse onu da kapatmak için: plus > tercihler > konuşmalar > sohbet günlükleme kısmından kapatılabilir.

(bkz: your uninstaller)
bir de bunla dene istersen

(bkz: ölü piksel)

olu pikseldir muhtemelen. cogunlukla belli bir nedeni olmuyor.

ve çoğunluklada garanti kapsamı dışında oluyorlar.

garanti kapsamına 5 den fazla ise giriyorlar
genellikle class II lcd ekran olur notebooklarda..
ve class II lcd ekranlarda 5 noktaya kadar ölü piksel normal sayılıyormuş..

ben de garantiye verirken laptopumu, garanti şartlarını okurken öğrenmiştim.. ;))
5 den fazla ise garanti bakar..

allah belasını versn öyle garantinin.

belki de sadece stuck pixeldir (sonradan olduğunu varsayıyorum).

şuradaki java appleti çalıştır üzerinde:
www.jscreenfix.com

burada da yardımcı olabilecek ekstra bilgiler var:
www.wikihow.com

deamon tools açar.. ayrıca; sozluk.sourtimes.org

Daemon tools açmıyor, magis iso açıyor. Magic Iso'nun da daemontools benzeri ücretsiz bir sanal sürücüsü var magic disc adlı.

www.magiciso.com adresinden ulaşabilirsin.

bildiğim kadaarıyla kahve dünyası'nda yiyebilirsin.

kahve dünyası... harika

Kastettiğin çikolata fondüyse tabi ki Kahve Dünyası'nı tek geçerim. Yok peynir fondüyse oran'da winehouse var: www.winehouseankara.biz ama oraya kefil olamıycam şahsen yemedim.

çok teşekkürler dostlar.

kızılaydaki kahve dünyalarında yok. bahçelidekinde var. diğer semtleri bilmiyorum.

www.canlitv.com
bvtlive diye bir program. siteden indirilebilir. inşaallah işinize yarar.
www.canlitv.com

teşekkürler hiç cevap verilmeyecek sanmıştım.

rica ederim efendim.. ben kullanıyorum programı, hoş. yani çok üstün kalite bekleme.. tv kanalı hangi kalitede yayınlıyorsa onu izleyebiliyorsun. yabancı kanallar, radyo, türe göre arama vs. seçenekleri de var.
saygılar :)

itunes'u açın. ipod'u bilgisayara bağlayın. ipod hazır olunca, itunes'da sol tarafta cihazınızı göreceksiniz. ona tıklayın bilgileri gözükür. music kısmına tıklayın (ya da benzer birşey, şimdi üşeniyorum (evet bende de var ipod)) orada açılan pencerenin içine mp3'lerini sürekleyip bırakabilirsiniz. bu şekilde oluyor.

yaptım öyle ama bi sonuç alamadım bana 58küsur mblık bi update indirtmeye çalışıyor.

itunes'u oldum olası sevemedim.ben ipod'umu winampla senkronize ettim artık onun aracılığı ile şarkıları atıyorum.daha basit daha hızlı daha dertsiz.öneririm.

Otomatik olarak senkronizeye ayarlanmış iPod'unuz besbelli. Manuele almak için;

iTunes'ta iPod'unuzun ismi yazan yere tıklayın (sol tarafta)
summary, photos motoz sekmeleri var hani? işte orada summary'e tıklayın ve aşağıda bi yerde "manually manage music.." seçeneğine tik koyun. Bundan sonraki yüklemelerinizi elle yapacaksınız. Yani en azından müzikleri.. sürükle, bırak...

çok teşekkürler sonunda başardım.

mediamonkey de kullanabilirsiniz.

welcome.hp.com

burdan bilgisayarin modelini girerek bulabilirsin.

www.hp.com'da bulabilirsiniz.

*model belirtseydiniz tam adresi verebilirdim.

model: hp pavilion dv6500 notbook pc

ayrıca teşekkürler.

ilk çıkan set çalışmıyor evet. sonradan vistada çalışanını da yaptılar ng'ciler. onları edinebilirsiniz. eskisini çalıştırmanın yolu yok sanırım.

o da var elimde ama o tırt bişey ya. dijital fotoğraf makinaları felan için içerik kötü. kısfmet.

One Love
www.imdb.com

(git: 47328)
(git: 51663)

40 tane dosya sanirim .RAR uzantilidir. Winrar programi yoksa kurup, .ZiP uzantili dosyalari nasil unzip yapiyorsaniz bu dosyalarida ayni sekilde unzip yapmaniz gerekmektedir.

Ardindan kurulum yapabilirsiniz.

ben cdsini aldım da kuramadım steam diye birşey var yüklemiyo oyunu.

kursanız da bir şey olmuyor. oyunun içi dışı her yeri problemli. oyunu açabilseniz bile maça giderken kilitleniyor. maça gidebilseniz bile maçta kilitleniyor. zaten çoğu insan maça kadar gidemiyor bile.

nasil ya?
ben deli gibi oynuyorum.
üstelik üflenmis versiyonuyla...