Ekşi Duyuru

Maksimum 150 liralık, rds özelliği bulunan mp3 player arıyorum. ya da radyosunu kullanmak için telefon da olabilir ya da rds özelliği olan ve otobusle giderken dinleyebileceğim herhangi bi şey.. yeter ki eksen'de ne çaldığını görüp, kaydedip, evime gelince rahat rahat indirip, dinleyebileyim. var mıdır bildiğiniz?




 

Biliyorum bu burda sorulan bilmemkaçıncı lens sorusu ama aramadan pek sağlıklı bilgi edinemedim. Canon EF 75-300mm f/4-5.6 III lens almayı düşünüyorum. Kullanıp da veya etraftan duyup/okuyup da iyi ya da kötü fikre sahip olanlardan, alırsam iyi mi ederim kötü mü ederim? ya da şu markanın şu tele lensi daha iyidir dostum şeklinde cevaplar, tavsiyeler bekliyorum. şimdiden teşekkürler cevaplarınız için..




 

efendim bundan yaklaşık bir 4-5 yıl önce uykunun tutmadığı bir geç saatte televizyon karşısında zap yaparken bir filme denk gelmiştim. filmi izledim, pek beğendim, bunca yıl aradım, bulamadım. geçen bu 4-5 yılda filmden kare kare sahneler aklımda kalabildi. film 1960'lı ya da 70'li yıllarda geçiyo. düşük bütçeli bir film değil belli. film romantik komedi gibi bi şey. iki adam bir sebepten dolayı çok güzel ve büyük bir eve geliyo (neden geldiklerini anımsayamadım) bu iki adamdan biriyle evdeki 4-5 kızdan biri arasında bi şeyler oluyo. film genel olarak böyle. ayrıca aklımda kalan bi başka sahne de bu iki adamın başlarının bi sebepten dolayı derde girdiği ve hapse düştükleri. ikisi kafesler içerisindeki kuşlarla (bu kuşların tavuk olması muhtemel) yüklü bir kamyonet sürüyorlardı. sonra da bi sebepten dolayı polisle başları derde girdi. ülkenin yabancı bi ülkede geçiyo olması muhtemel zira adam hapishanede derdini anlatmak istiyodu fakat yanındaki arkadaşı (neden bilmiyorum) derdini yanlış çeviriyodu ve hapse girmesine sebep oluyodu. adamın başı bir türlü dertten kurtulmuyodu falan.. ama komedi ağırlıklı, şirin bir filmdi.
yine tam bilmiyorum ama filmin isminde sonbahar geçiyo olabilir. en azından gösterildiği kanaldaki isminde sonbahar vardı diye hatırlıyorum. aktör gayet yakışıklı james stewart kılıklı bir adamdı. kadınıysa hatırlayamıyorum. adamın arkadaşı da kısa boyluydu bi o kalmış aklımda.

bu sahneleri yanlış anımsıyo olabilirim, mazur görünüz ve eğer bu düttürük bilgilerden bu filmi hatırlayan olursa cidden tebrik ve teşekkür ediyorum.

edit: ne beceriksiz adammışım arkadaşım. o kadar tarif edemedim ki bilen bi kişi bile çıkmadı.

 

Sevgili Galya'lılar, ABD'yi eleştiren filmlerden bir kaç örnek verirseniz beni ziyadesiyle bahtiyar edersiniz. Her konuda eleştiri olabilir, farketmez.. Gerçekleri suyüzüne çıkaran belgesel kıvamında filmler de olabilir. the road to guantanamo iyi bir örnek mesela.