Ekşi Duyuru

23 yasimda bisiklet sürmeyi ögrendim. Standart ve stabil bisikletlerde ögrenmek daha kolay. Hollanda bisikletinde bisiklet sürmekse en kolayi.

Katlanan bisikletlerde balans, standartlara göre sorunlu. Bisiklet ogrenmek ölüm olur.

Cok zordan baslarsa, standarti kullanmakta ileride tabii sikinti cekmez. Ama ideal degil, baslangic bisikleti degil katlanirlar.

katlanırlar sorunlu +1
ağırlıklı olarak hangi tür kullanacaksa onda öğrenmesi daha mantıklı gibi geliyor. (yol/yarış hariç tabii)

Ben geçen yıl 22 yaşımda gayet normal büyük bisikletlerle öğrendim. Belediyenin bisikletiydi hem de gayet ağır :)

www.youtube.com

bu da mesela örnek olabilir.

www.youtube.com

www.youtube.com

Gençlik parkında var ankara'da, keserse.

tamamen şekil. ek olarak kahveden çok çayı böyle içiyorlar.

Uzmanlar kahveleri takarken öyle kaseler kullanırlar. Muhtemelen amazonda bulduğun tadım için. Ama koyduğun fotoğrafı bilemiyorum çünkü kahve tadımı öyle gerçekleşmiyor.
upload.wikimedia.org

Hmm bi araştırdım da kaseden kahve içmek fransız geleneği imiş, kahvaltıda yapıyorlarmış genelde.

Yetmiyor bardak ne yapalim :)

Boyle kahve icen birini gorsem yadirgarim.

Ay bende var bunlardan renk renk. Beni sıradan kupaya kıyasla on milyonlarca kat daha mutlu ettiği için almıştım.
Evet içine koyulan şey daha kısa sürede soğuyor ancak bundan içmenin veya eline kaşık alıp içinden bir şeyler yemenin keyfi bambaşka

bende var bunlardan iki tane. ama benimkinin minik kulbu da var. ben italya'dan almistim. seviyorum kendilerini zira minik minik bardaklara koymak beni bayiyor, boyle baya cayin kahvenin tamamini koyuyorsunuz.

ürünleri ajax ile çekiyor o yüzden içeriği almak istiyorsan
aşağıdaki url yi kullanacaksın yanlız düz bir request yaparsan 404 veriyor request sırasında header a "X-Requested-With" : "XMLHttpRequest" eklemen lazım


www.idefix.com

Öyle bi reçel yok. tarif vereyim istersen basit reçel yapmak :)

kiraz reçeli bence bu konuda daha anlayışlı.

ve evet reçel yapmak baya kolay.

aaa kiraz değil vişne. mobilim

Aradığın marka: yenigün

Migros'ta satılan yabancı bi reçel vardı, çok güzeldi o. İkili-üçlü karışık meyvelisi ve ayrıca tek meyve reçeli vardı. Biraz pahalı ama denenebilir.

yedigün +1

Biraz tuzlu ama bu olur.
www.gurmerehberi.com

reçel dediğin vişne olur gerisi çöptür. tabi bir de kızılcık reçeli var. kuşburnu da tamamen farklı :)

mesela yenigün'ü denemiştim ama o da jöle gibi, kuru gibi bi değişikti. onu da sevmemiştim.

annem bizim eve cocuklugumdan beri hep penguen'in visne recelini aldi.

farkli evlerde denedigim farkli recel markalari ve universitede almak zorunda kaldigim recellerle kiyaslayinca penguen'in gercekten iyi oldugunu soyleyebilirim.

biz hep visne aldik, onun disindakiler icin bisey diyemem.

Vişne reçelini tek geçerim.
Ekşi tatlı şeyler hep ilgimi çekmiştir.

Ben şu iki markayı seviyorum:

www.kocamaar.com
tr.nargourmet.com

Fiyatları yüksek ama az yiyeyim düzgün yiyeyim diye düşünüyorum kendi adıma.

st. dalfour +111111

Maalesef değil. Birkaç belediye yasakladı diye biliyorum sadece.

passolig şart

payoneer kartın bir kart ücreti, atmden para çekme ücreti, bir de hesap ücreti var.

Valla değişmediyse evet arkasında yazılı bilgiler aynen yazılıyor. idefix'te çalışıyordu bir arkadaş ben de onu ziyarete gittiğimde görmüştüm. Tabii sene 2005

Tanıtım bültenleri ya da kitap arkası yazıları oluyor.

görmüştüm derken bir odanın içinde bazı insanlar tek tek kitapların arkasındaki yazıları bilgisayara aktarıyolardı da onu mu gördün :)

Bir masanın etrafında çalışanlar alıyordu kitapları, oturup yardıra yardıra yazıyordu. Sonra o onaya gidiyordu, editör onaylarsa yayınlanıyordu filan.

Hatta aynı katta Siberalem çalışanları vardı. Onlarda profil onaylıyordu bi masada.

bende de güncel değil

her hafta güncellenmio o.Kafasına göre genelde. Premium benim.

premium, yenilenmiş benimki

yok ya güncelleniyor her hafta. pazartesileri ben onu dinliyorum hep. neyse güncellenir herhalde zamanla o zaman. ben, bende mi sorun var acaba diye düşündüm de.

Benimki de güncellenmedi bu hafta, hatta şaşırdım. Premium üyeyim.

her pazartesi güncelleniyor normalde. benimki de premium.

tam bunu sormaya gelmiştim ki yalnız değilmişim. premium benim fakat güncellenmedi. sebebi ne acaba. biraz gerildim.

boyu farketmez hepsinde öğrenilir.

ayaklar yere bassın.

(bkz: gram altın)

bana hiçbir şey ifade etmedi bu bakınız.

altının onsuna bakmışsınız. altının onsu şu an düşüşte fakat gram altın doların yükselişi ile doğru orantılı. türkiyede insanlar genelde gram altın bazında yatırım yapıyorlar.

altın onsunun yükselişi veya azalışının belli parametreleri var. merkez bankası, faizler, çin vs. piyasayı çok iyi analiz etmek gerekiyor.

verdiğim bknz'daki entryleri inceleseydiniz sorunuza bir nebze cevap bulabilirdiniz.

altın doların yükselişi ile doğru orantılı ise dolar da alınabilir o zaman. ama dolara o kadar güvenle yaklaşılmazken, ne olacağı belli olmaz vs. denirken altın hep güvenilir olarak bahsediliyor. bu neden peki o zaman? aslına bakarsan dolar da hep yükselişte uzun vadede.

altının önemli bir hammadde olmasından dolayı da güvenilir liman olduğu söylenir.

benim söyleceklerimi "konusma ben konusuyorum daha bitirmedim" söylemiş. +1

sürekli artmıyorsa ve de kaybettirmiyorsa bu durumda sabit demek olmuyor mu ben mi yanlış anlıyorum ya :)

bir de bu bankalarda açılan altın hesaplarında somut altın mı var ki? yani benim hesabımda şu kadar altın vardı onları almak istiyorum dediğimizde çıkarıp altını veriyolar mı bize?

kısa süreden bahsetmiyorum ki ama. işte verdiğim grafikte 1 ons altının değeri 2013'ten beri düzenli olarak düşüyor. şimdi gram altından bahsedildi. 1 ons da yaklaşık 28 gramken ve bu düşüyorken altının veya farkı varsa gram altının 4 sene önceye göre değer kazandığını söylemek yanlış değil mi? böyle düşünmemek mi lazım.

1 gram altın (1240/31,10)x3,691 işleminden 147 lira, 18 kuruş ediyor

tamam böyle bir hesaplama varsa anlaşıldı. başından beri öğrenmek istediğim aslında bunun gibi bişeydi :)

sürekli düşen bir şey var o da TL, bu nedenle bundan kaçıp başka bir yere paranı aktarınca sürekli artıyor gibi görünüyor.

TL'nin düşeceği gerçeği, dünyanın dönüşü gibi, değişmez gerçek onlarca yıldır.

sağlık raporu mevzuunu duymamıştım ama en yakın aile hekimine gidip oraya nakliniz için form doldurabiliyorsunuz. İnternetten bile oluyordur belki mhrs'den falan.

internetten olmuyo zannedersem. ben aile hekimi nakli için yeni aile hekimine ikametgah belgesi ile gitmiştim. o şekilde hem nakil oldum hem aynı gün sağlık raporu aldım.

yani 6 haftadan önce gidemezsin diyebiliyor di mi?
evet diyebiliyorlar. ihbar tazminatinizi odeyip cikabiliyorsunuz.

gunde 2 saat izin var.

Izinlerinizi çıkmadan önceki son günlere denk getirerek toplu kullanabilirsiniz.

6 haftalik ihbar tazminatini odemezseniz birakmazlar ya da işveren 6 haftalik çalışma ucretinizi size ödeyerek çıkmaniza izin verebilir.

4 yıl boyunca tömerde Türkçe öğrettim, hocaları çok iyidir. Yabancı dilleri soruyorsanız kapatıldı. Dilmer daha gramer odaklı gider.

Dilmer'e gidiyorum yabancı dil öğrenmek için, memnunum ama muhteşem bir yer olduğunu söyleyemem.
Kursun kalitesi, düzgünlüğünden çok öğrencinin ne kadar çalıştığı, istekli olduğu ve vakit ayırdığı önemli.

1 kıbrıs şehitlerinde askeriyenin oralarda bi çay ocağı gibi bir yer var. orası olur heralde

1- kahve bahane yanında şu an cocktails diye ne olduğu belirsiz bir mekan var. kahve bahane 2'ye bölündü. Kaos yakınındaki bölümüne başka bir mekan açılmıştı ancak ruhsatta sıkıntı çktığı için mekan battı. Onun dışında Kıbrıs Şehitleri Caddesi'nde zibilyon tane çaycı var ya Garanti ATM karşısında falan.

2- Kemeraltı'nda yok mudur?

zibilyon tane çaycı mı var :) garanti'nin karşısındaki yeri biliyorum ama ufacık yer orası. ne biliyim kafe gibi bi yer olsun da dışardan da yiyecek getirebilelim gibi arıyorum ben. garanti'nin yanındaki ara sokaktaki yerlerde olabilir belki de mesela.

kemeraltı'nda da vardır da her yerde aynı şeyler var genelde. neyse, bakmak lazım.

Ya kıbrıs şehitleri caddesinin başına çok kafeterya açtılar, dikkatimi çekti epey o yüzden zibilyon tane dedim. O dediğim küçük mekanda bence dışarıdan da götürür, minik sandalyelerine oturur yersin. Müdavimi epey fazla gözüküyor.

evet o mezarlıkbaşı'ndaki yer aklıma gelmişti sonradan. hep gördüm hiç gitmedim, bi bakarım herhalde.

Çankayada fevzi paşa caddesi üzerinde var bi şapkacı. Her şey var içinde. İki Çankaya metro girişi arasında, denize doğru giderken sağda kalıyor.

roboto gibi.

siteden paketlere bak. sms at verilen numaraya. ben hep öyle yapıyorum. sıkıntı çıkmıyordu.

Taksim'de Geoaktif Yunanca kursu

yunanca'yı dediğim gibi uzun süre öğrendim onu düşünmüyorum gitsem de yine daha önce gittiğim yeri denerim. buradaki kurs başlangıç seviye görünüyor zaten ama sırpça, boşnakça filan olabilir belki. bakacağım.

gerçi baktım şimdi de pahalıymış. bahsettiğim rumence hala daha mantıklı gibi benim için.

Mobildeyim de msj atamadim, yunanca icin nereye gittiniz? Ben ogrenmek istiyorum da.

kötü kokmuyosa bozuk olacağını sanmam. yumurta hemen kötü kokar bozulduğu o şekil anlaşılır.

kırdığında sarısı dağılıyor mu? bozuk ve bayat olduğu o şekilde anlaşılabilir. bozuk olduğunu sanmam.

Dead and lovely, telephone call from istanbul geldi aklımağ
Edit: poor edward da severim

dediğin gibi duruma mevsime göre değişiyor

long way home
www.youtube.com

bir de yaptığı şu basın toplantısını seviyorum :)
www.youtube.com

poor edward

(bkz: russian dance)

all the world is green

edit: ilk aklıma gelen dead and lovely

sins of my father

(bkz: saving all my love for you)

www.youtube.com
grapefruit moon.

Little drop of poison geliyor hemen aklıma ^^
www.youtube.com

"Telephone Call From Istanbul" tabii ki de: www.youtube.com

how's it going to end olmalı

green grass

Whatch her disappear
Jockey full of bourbon
Dead and lovely

ben yaklaşık 6 senedir* ona takılmış durumdayım. en sevdiğim o ama farklı bir şey olsun diye jockey full of bourbon diyeyim. down by law'un başındaki haliyle: www.youtube.com

çok bi şarkısını bilmem ama benimki a sight for sore eyes

www.youtube.com

bunu sorsa sorsa tepedeki saykedelik adam sorar dedim ve haklı çıktım asdsf

benimki şu www.youtube.com

old shoes:
www.youtube.com

Atlantis bowling. Akmar'ın yanı.

dead island oynarken ben korkuyordum. acayip acayip yaratıklar var. bağıra bağıra üstüne gelince insan korkuyor www.google.com .

Amnesia the dark descent

Alien: Isolation çok iyi diyolla. şuan indirimde sanırım steamde. dead space serisini de özellikle tavsiye derim mükemmeldir

tormurcuk onlar, ye gitsin.

Sogan yenir. Patates yenmez. Çillenmeye başlamış demek o uzantıların çıkması. Acı pis bi tat verir, karın ağrısı ishal vs yapar. Atamayacak durumdaysan kabuğu iyice derin soyup yiyebilirsin. En fazla ishal yapar.

yesillenmisse zinhar yenmez. hatta yetisirken normalde toprak altinda kalmasi gereken patatesin gunes goren yesil kisimlari da yenmez. at gitsin.

edit: simdi baktim da, yesil patateste solanine denen kimyasalin seviyesi artiyormus. yiyerek riske girmeye degmez diyorum.

Piyanisti gıda mühendisi arkadaşla izlemiştim de, onları koparıp yiyordu adam. arkadaşım aaa zararlı yapmaması lazım demişti de orda adam açtı tabii çaresiz diye kızmıştım xD sen yeme ama patatesi marketten alabilirsin lol.

yenir. o tomurcukları dibinden derin derin oyarak alip soydugunda bisey olmaz elinde normal patates olur. yapraklanmadigi surece zehirlemez korkmayin kac kere yedik.

"aa cücüklenmiş" der annem :D
derin soyarsan yenir.

Good bye lenin

izledim onu. daha detaylı bişey istiyorum aslında.

direkt ilgisi yok ama izlemediysen das leben der anderen izlemelisin

onu da izledim :)

buraya bakabilirsin.

goo.gl

sanırım vs2015c yi dreamspark'tan indirdin. ben de aynı şekilde indirip kullanıyorum şuan ve bir sorunla karşılaşmadım.
ayrıca varsa,
onthehub.com üzerinden okulun bir hesap oluşturup sana indirmen için veriyor orada daha eski sürümlerini bulabilirsin vs nin.

evet ordan indirmiştim de niye böyle sorun oldu anlamadım.

Belki reklam firması reklam vermiştir?

evet, reklam firması reklam vermiş. reklamınızı bize yaptırın diyor.

ya esas sorum o değil zaten. niye hiç normal reklam yok? bi de o bahsettiğim reklamda buraya reklam vermek isterseniz iletisim@doganmedya.com tarzı bi yere mail atın yazıyodu. sizin dediğiniz gibi değil yani sanırım.

Dreamspark vardi eskiden, hala ayni sekilde yararlanilir mi bilmiyorum. Bir bakin isterseniz.

Visual Studio Community zaten ücretsiz, dreamspark'ın adı değişti hala yazılımlar var.

sql management studio da ucretsiz.

Office de indirebiliyordun galiba.

Taksi 15 tl tutuyor. Kadıköyden esatpaşa bulgurlu minübüslerine ya da esatpaşadan geçen herhangi bir otobüse binebilirsiniz. Bizim evin burası ordan biliyorum

yok silinmiş bi başlık değil.

etmez bence de işte okuyanların aklına gelirse diye yazdım. ayrıca mesela başlık silinmiş olsa bile silinmemesi lazım normal koşullarda ama yine de bug benzeri bişey olabilirdi. ama dediğim gibi işte silinmiş bi başlık da değil.

45 senelik kaptan bir amca ile konuşma fırsatım olmuştu, boğazda 7 çeşit akıntı varmış. Maalesef 7.5 şiddetinde bir deprem olur da boğaza düşerseniz pek kurtulma imkanınız yok gibi duruyor. Zaten o şiddette bir depremde İstanbul'un kıyı kesimlerinin büyük çoğunluğu yerle bir olacağı için yardım filan gelmez.

Denizde gemi üstünde bir şey olmaz da bütün istanbul gözünün önünde yıkılınca o psikoloji düzelmez.

konuyla ilgili bilimsel en ufak bir veriden habersiz zihnimle tahminde bulunuyorum

kırılması beklenen fay adalardan geçtiğine göre, etki denizden istanbul merkezine gelecek. bu durumda cahil beynim "devrilmez mı olum lan vapur? bence devrilir" diyor. çünkü 7.5 demek götümüzün başımızın bir keşkül olması demek. yani en azından benim kafamda öyle canlanıyor
ama can yeleği olursa ve vapur alabora olup da içinde mahsur kalınmazsa, denizde tam bir "bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılar partisi" olacağını düşünüyorum. evet, elbet sarsıntı hissedilecek, götler denizin içinde de keşkül olacaktır ama kimsenin üstüne yıkılacak bir şey olmaması ve can yeleğinin suyun üstünde kalışı garanti etmesi bana bunu düşündürdü.
deprem biter, usul usul kulaçlarla en yakın kıyıya gidilir bence.

Yaratacağı dalganın büyüklüğüne bağlı bence. Killerbee denizci sanırım gelirse dalgaları anlatır. Eğer büyük dalgalar yaratırsa anında alabora olabilir bence. Alınabilecek bir önlem görmüyorum.

www.youtube.com

9luk depremde bile bir şey olmamış, 7.5'te deniz en güvenli yer bana göre. bir bardak alın elinize içine bir parça susam atın, bardağı çevirin içindeki susamın göreceli olarak sabit kaldığını görürsünüz.

-acilin deprem muhendisiyim-

benzer orneklerde depremde deniz tasitlarinin basina pek birsey gelmedi.

dusunelim; deprem neden zarar verir? cunki yapilara yanal kuvvet (kabaca iki boyutlu kagit uzerinde dusunursek, x ekseni diyelim) uygular, yana dogru hareket ettirir. yapilar ise dusey kuvvetleri, yukleri (agirliklari, y ekseninde diyelim) tasimak icin tasarlanmistir. deprem etkisi goz onune alinarak tasarlanmis yapilar bu etkiye reaksiyon verip ayakta kalabilir.

deniz tasiti ise zaten yatay kuvvetleri (ruzgar, dalga, vb.) tasiyabilecek bicimde tasarlanmistir. 7'lik 8'lik depremde hissedilecek sarsinti, kuvvetli firtina etkisi kadar bile olmayabilir.

ote yandan tsunami icin "filipinler'deki buyuklukte tsunami olmayacagi asikar" demissiniz ama... 1509 depremi'nde tsunami'nin yedikule surlarini astigi yonunde rivayetler, kayitlar var istanbul'da. 7-8 metre yukseklik demek, bu pekcok deniz tasiti icin oldukca yikicidir.
tsunami, normal bir dalgaya gore cok daha kuvvetli ve buyuk oluyor. o yuzden yukaridaki arkadaslarin (gemiler karaya cikiyor) akil yurutusu cok dogru sayilmaz. asya'daki balikcilarin, denizcilerin cogu can verdi tsunami'de. evet, eninde sonunda karaya vuruyor ama alabora olmus, parcalanmis olarak filan. allah saklasin.

viva paulista + rivayetten öte tsunami vurunca galata kulesinin dibini balık bastığı biliniyor, bardakçı da belgeleri var. denizin sörfing yaptığı yerde gemi kalmaz sanırım

@acemi
soyle duzeltme yapalim:
tsunami dalgasi acik deniz'de tasitlari ufler gecer.
ama sig sularda, karaya yakin yerlerde oldukca yikicidir.
ref: www.cruisecritic.com
edition.cnn.com

yahut soyle acalim;
su fotoda tekne, araba, hatta ev ayakta kalmis gozukuyor, saglam gozukuyor.
home.bt.com
ama bunlarin icindeki insanlar yaralanmis, olmus olabilir. cunki buyuk bir kuvvetle bu tasitlar oraya buraya savruldu (icindekiler de eylemsizlik kuvveti ile saga sola vurdu, yaralandi, oldu). ayrica icine cok buyuk hizla su doldu, filan.
bunlar icin de:
static01.nyt.com
news.nationalgeographic.com
buyuk gemi yan yatmamis, alabora olmamis, suyun ustunde yuzmus, belki icine cok su dolmamis olabilir. ama sig sularda etkiyen kuvvet, itme baya buyuk gozukuyor.

dev dalgalar küçük alanlarda kolay oluşamaz. gemi kolayca alabora olmaz.
çatlayan dalgalar dalga kıyıya çıkınca yıkıcı oluyor. denizde sakin sakin seyreden atmalar şeklinde takılıyorlar.
özet: göt kadar boğazda bişi olmaz. okyanustaysan dalgaya burun girer kurtarırsın.

Oşinografi bilgilerime dayanarak, 7.5 büyüklüğünde bir depremin, boğazdaki bir şehir hatları vapurunu alabora edecek kadar güçlü bir dalga ve akıntı oluşturmasına ihtimal vermiyorum. Ancak vapur kıyıya yakın ise kıyıdaki yapılara çarpabilir, zarar görebilir. O biraz da kaptanın ustalığına bağlı.
Sonuç olarak, açık alanda değilseniz, İstanbul'da bir vapurun içi depremde bulunabileceğiniz en güvenli noktalardan biri (denizin içi değil ama vapurun içi:p). Üzerinize, bina, direk vs yıkılma ihtimali de yok. (Ha köprülerden biri yıkılır ve siz de o anda vapurla köprünün altından geçmekte olursunuz, o bahtsızlığa bir şey diyemiyorum).

Ben asıl metroda yakalanmaktan korkuyorum. Umarım metrolar sağlamdır:(

Konunun uzmanı değilim ama alabora olma ihtimalinin düşük, can kaybı olması ihtimalinin de az olduğunu düşünüyorum. İstanbul'da veya herhangi 7.0 şiddetinde bir depremin kesin olacağı bir yerde yaşıyorsanız ona göre önlem almak lazım. Evde, işyerinde, her günü gidilen yollarda, vs önceden olağan üstü durumlarda ne yapılır-yapılmaz fikriniz olmalı. Gerçi İstanbul gibi bir şehirde her an, her saniye çeşitli nedenlerle ölebilirsiniz veya öldürülebilirsiniz.

kaçırılma istemiyorum zaten. daha doğrusu ne olduğunu bilmek istemiyorum :) güzel film ama oldboy gibi değil mesela istediğim. diğerlerine bi bakarım. gone girl de benzermiş herhalde evet şimdi görünce aklıma geldi. ben affleck'i pek sevmediğimden pek ilgilenmedim de bakayım yine de.

Murakami kitaplarinda karakterler oyle aniden ortadan kayboluyor nedeni nasili da belirsiz kaliyor.

K-PAX (2001) - nereye gittiği belli olmadan kaybolma
Down and Out in Beverly Hills (1986) - nerden geldiği tam anlaşılamamış adam

www.imdb.com
hakında birsey okur da bi spoiler okumuş olursan kaldır at çöpe bu filmi..direk izle derim..

Ben aadece bizim caprazdaki yufkaciyi biliyorum onun da mantisi guzeldir ama herhalde 1 2 denedigim yerden kastin orasi
Carsida vardir bir de

yok aslında orayı denememiştim :) aslında ben ordan biraz uzaklaştım da yine de çarşıdan yakındır. bi deniyim.

çeviri fena değil ama dipnotsuz/açıklamasız olduğu için biraz zorluyor okuyucuyu.

Kanuni olarak esnafa ait değil ama yazılı olmayan saygı kuralları gereği adamın dükkanının görünür olma hakkına saygı duyarım genelde.Tabii bir hödüklük yapmadığı adam gibi rica ettiği sürece.

esnaf bazen mal indirip bindiriyor. o yuzden tutabiliyor park yerini. muhtemelen de kendi arabasi icin tutuyordur. kanunen hakki olmasindan ziyade adam oranin basini bekleyebildigi icin itiraz ediyor "ben burayi tuttum" seklinde muhtemelen. kimin ne zaman arabasini geri alacagini da bilemez arabanin sahibini mi bekleyecek? o yuzden acikcasi kendine ayirmasi o kadar da problem degil bence. yabanci kimselerin otoparklari tercih etmesi daha dogru.

Benim dükkanda 2 metrelik koridor şart, koyuyorum panoyu valla. Bütün sokak da öyle yapıyor. Esnaf olmayan anlamaz.

peki mesela yeni yerle 15 kasımda anlaşıp şu anda çalıştığım yere söylemeden yeni yere 1 ay daha kalmam gerekiyor diyip şu anda çalıştığım yere de 2 aralıkta ayrılacağımı söyleyip en fazla 2 hafta kalabileceğimi söylesem filan oluyor mu böyle şeyler :) patlar mı bi yerlerde.

Yıllık izinleri kullandırma insiyatifi şverende. Yani sana hayır iznini bu dönemde kullanamazsın, ben parasını vereceğim diyebilir.

Ama istifa dilekçene yeni iş bulduğunu belirtme. Sadece işten ayrılacağını söyle.
Hangi taraftan olursa olsun, iş anlaşması fesh edilince iş arama iznin var her gün iki saat. Bu yasal hakkın.
Toplu olarak da kullanabiliyorsun. Bu da aşağı yukarı 5 güne tekabül eder senin durumunda. Bunu iste bir hata kazan.

www.mcks.gov.tr

acilsa goreceksin, 120 gun. vergi yatiracaksin, sonra edevletten islem yapinca is bitiyor.

süre: 120 gün
tutar: 138,8 tl

e-devlet şifren ve kredi kartın varsa, internet vergi dairesi üzerinden 4 dk içinde tüm işlemi bitirebilirsin. bankaya gitmen şart değil ama o da bir alternatif. yanına imei no almayı unutma.

cvlogin.com

İnternette bir sürü cv örneği var, biraz vakit harcamayla word ile güzel bir tane hazırlayabilirsiniz. Sonra pdf olarak kaydedip gönderebilirsiniz. Hazır cv siteleri benim hoşuma gitmiyor. Çok basma kalıp oluyorlar.

Onun dışında, bildiğim kadarı ile işler şöyle yürüyor. Arkadaşınız amcasına sizden bahseder, siz de, merhaba ben xx in arkadaşıyım şu pozisyon için boşluk varmış ilgileniyorum gibi bir şey söylersiniz. O da cv yi insan kaynaklarına iletir. daha sonrası ik ile olan görüşmeler.

kolay bozulmayacak, çabuk yavaşlamayacak, öğrenimi ve kullanımı kolay, sade bir telefon istiyorsanız bunun adresi iphone'dur.

apple'ın bir üst düzey yöneticisinin bir hikayesi vardı, adam hayatında hiç tablet, telefon görmemiş bir çocuğa ipad veriyor ve çocuk içgüdüsel olarak ipad'i kullanmayı öğreniyor. uygulama açıyor, menüler arasında geziniyor.

bu sadeliğini özetlemek adına yeterliydi sanırım :)

buradan çıkardığım sonuç, 'aman neden bana güncelleme vermediler' problemi , yok efendim ram'i 2 gb - 3gb olsun oyunları full performans oynayayım derdi olmayan bir kullanıcısınız.

ben 5 yıldır iphone 4s kullanıyorum. model takıntınız yoksa, ki bence yok, 700-800 liraya sıfır 4s'ler var. arayüzü sade, oyunlarda uygulamalarda sorun çıkarmıyor. alınca son sürüme güncellemeden kullanırsanız telefon yavaş da olmaz. aman son sürüme güncellemeyin alırsanız.

4s'ten biraz büyük, biraz daha performans olarak iyi olan iphone 5c var. tasarımda iphone 4s tabii ki daha hoş duruyor. bu biraz da tercih meselesi.

*

bu fiyat aralığında birçok android cihaz da var. ama özellikle sade, uzun ömürlü ve kullanımı kolay olduğu için iphone'dan öneri yaptım. iphone'da sizin durumunuzda bir kullanıcı için 4s olmuş, 5c olmuş çok da fark etmez. hepsi zaten yıl yıl ileride tasarıma sahipler. son sürüme güncelleyip apple'ın tuzağına düşmezseniz sizi min. 5 yıl götürür.

ama android de bakayım derseniz, arayüzü biraz daha karışık. karışık dediğim, derli toplu değil. ios kadar stabil değil. sizin tipinizde bir kullanıcı için bu cihazlar da normalden uzun ömürlü olabilir ama 700-800 liralık android'den de çok hayır beklemeyin derim. neticede atıyorum sıfır bir 4s, zamanında amiral gemisi olarak dizayn edildiği için uzun ömürlülüğü yüksek. kamerası, performansı bugün bu fiyat bandındaki telefonlardan çok daha üstün. ama dezavantajı ne; ekranı 3.5 inç. ki ben alıştığım için sorun olmuyor bana. muhtemelen size de olmaz tuşlu telefonlardan sonra. 5c bu fiyata biraz daha büyük ekran.

bu nedenle bu fiyatta android cihaz önerisi yapmayacaım. ama isterseniz yine de birkaç cihaz sayabilirim.

ekleme:

android için kendine özgü bir arayüz kullanan xiaomi mi4 var. belki bu biraz daha derli toplu. üstelik 600 lira bir şeydi. donanımı 1500 liralık telefonlarla aynı neredeyse. daha güncel, daha büyük ekranlı.

xiaomi çin'de lider bir marka. ama türkiye'de bilinmiyor işte. adamlar bizim pazara girmemiş. halbuki fiyat/performans denen şeyin anasını ağlatmış adamlar. o derece düşük fiyat yüksek performans veriyor. duruşu da güzel.

çin'de olsak marka popüler ama türkiye'de bilinmediği için marka takıntınız falan varsa ön yargı oluşturabilir tabi. ama buna da bakmak lazım.

ton ton baba

tonton baba da sucuk yersen muhtemelen bir daha sucuk yemezsin.
incirli de yedim ben sucuktan başka herşey olabilirdi.

araçla geliyosan bagaja at bavulun içine koy bakabilirler. bavulu açtırırsa içkiyi açıp iç biraz. ben ayyaşım içecem yolda de.

Sorun yok,sahte genelde cikmaz ama bu yok demek degil,sahteside var.ucakla geliyorsan bagaja vermen gerekecek.otobusle geliyorsan kapikulede tek baktiklari sey icki ama 2-3 siseden birsey olmaz.

Pardon tabi varnadan gelirken kapikule diye yardirmisim aliskanliktan derekoyden girersiniz,pek sorun olmaz.

Valla metro turizmle geliyorum. Hangi kapidan gecer bilmiyorum.

ben o sınırı çok kullanıyorum. abartmadıkça sorun olmuyor. yani sınırda görüyorlar o içkileri ama bir şey demiyorlar.

ticaret amaçlı değil de basit tüketim amaçlı aldığına ikna olmaları lazım ki senin de öyle sanırım.

aynı araçta başkasına ya da şoföre falan sinirlenirse uyuzluğuna kırar şişeleri ama büyük ihtimal hiçbir şey olmaz.

Peki butun bu bahsettigimiz kontrolleri turk gorevli mi yapiyor bulgar mi :) ben simdi marketten aldim bir de ek olarak free shop sinirlari dahilinde ordan bisey alsam sorun olur mu?

arkadas zaten freeshop'tan da hakkını alacaksın tabii ki.

bulgar için hava hoş. ülkesinden mal ihraç etmiş oluyor bir tür.
kontrolü türk yapıyor. sorun çıkacağını sanmam 1-2 şişe için.

koyarsın

aynisi var sorun cikmiyor

Onur Air için 70 litrelikle aynı durumda kaldım.
Kilo sınırını geçmiyorsa da çantanın boyuna bakılıyormuş. 1x1 metre olmalıymış maksimumda. En son riske girmektense bagaja verdim çantayı. Belki diğerlerinde de aynı uygulama vardır.
Bi arayıp sorun derim (tabii ulaşılabilirse yetkiliye)

yes

bükemediğin eli öpeceksin. o yüzden öpün ulan!!

sadece tahmin.

Dövme falan oluyor çoluğunun çocuğunun adı şeklinde, öpülen o.

Bükemedigin eli deyisi yabancilarda var mi ki? Utanmayalim, bilegimin hakkiydi diye öpüyorlar diyelim.

Neyse, buyrun, konuyla alakali bir yere alalim sizi.

www.quora.com

Çalışıyor.

varna yakınlarında balçık denilen bi yer var , yani sahil boyu düşün 3 4 km uzunluğunda komple plaj belki 10 tane 15 tane cafe bar restaurant var, fiyatları çok uygundu, plajı güzeldi. varnayla karşı karşıya kalıyor,(sağdan sağdan gidersen zaten varna sahile çıkıyorsun) varna gece hayatından çok ağır basıyor, bu balçık daha relax sakin biyer

köstenceye çok gittim, plaja gitmedim ama şehir olarak benim hoşuma gitmedi pek. romanyada ana caddeden bi arka sokaktan yüreyeyim dedin mi direk çapulcular çingeneler falan çıkıyo karşına, bir çoğu türkçe biliyor, şekilsiz şekilsiz tipler, 3 4 sefer gititm, bişey olmadı.
varnayada gittim 2 kez sahile gitmedim sadece, şehir olarak güzel şehir.fiyatların biraz yüksek olması muhtemel, çünkü bulgaristanın en önemli turistik yerlerinden birisi

varna +1

bone

pileli bone, pileli şapka olarak aratınca çıkıyor gördüğüm kadarıyla. teşekkürler.

emine beder şapkası

sadece tahmin yürüttüm ama pratikte işe yarar mı bilmiyorum:
ufak görülmesi zor bir delik açıp içini silikonla doldurmak, doldurma için silikon tabancası lazım ama boşaltma nasıl yapılabilir bilmiyorum.

formaldehit o işe yarıyor ama öyle gidip de alınacak bir kimyasal değil ve zehirli.

yunandan çok bana eski mısır / arabic tarzda falan geldi

şu mu acaba: www.youtube.com

yok bence de doğudan olmalı da yunancası da var. başka dillerde de bir şekilde söylenmiş olabilir, bilinen bir ezgi. o açıdan söylemiştim.

azize?
www.youtube.com

yok azize değil.

Takip. Harmandali ve çökertme ye baktım, o ezgi var mi diye de. Değil. Cildirdim. Ege trakya düğünlerinde var belki yardımı olur.

mevlana oyun havası da var.